Etiket: kilo

  • Diyet yapanlar için dost ve düşman içecekler

    Diyet yapanlar için dost ve düşman içecekler

    Eğer sizde diyet yapıyor fakat sonuca ulaşamıyor iseniz, içecek listemizi gözden geçirmenizde fayda var diyor, Diyetisyen & Yaşam Koçu Gizem Şeber.

    Diyet yapanların aklına takılan sorulardan biri içecek tüketimidir. Genelde içecekler çok masum görünür ve bazen diyeti bozmamıza neden olur. Eğer sizde diyet yapıyor fakat sonuca ulaşamıyor iseniz, içecek listemizi gözden geçirmenizde fayda var diyor, Diyetisyen&Yaşam Koçu Gizem Şeber.

    SU: Diyetin vazgeçilmezi. Daha uzun süre tok hissetmemizin yanı sıra metabolizmamızı hızlandırmaya yardımcı. Çünkü vücutta yetersiz sıvı olması veya sıvı kaybının aşırı olduğu durumlarda vücut alarm veriyor ve metabolizmayı yavaşlatıyor. Kabızlık sorununun en önemli önleyicilerinden olan su, vücudumuzun ödem tutmamasını, kan dolaşımının düzgün sağlanmasını da sağlıyor. Tüm bu olumlu etkilerinin yanı sıra zayıflama esnasında vücutta yıkılan ve zararlı etkisi olabilecek öğelerin vücuttan uzaklaştırılmasını da sağlıyor.
    Diyetteyseniz günde en az 1.5 litre su içmeyi ihmal etmeyin.

    Minerallerden zenginleştirilmiş sular: İçerisine potasyum ve magnezyum eklenmiş sular özellikle diyetin yanı sıra egzersiz yapanlar için önemli. Terle atılan potasyumun karşılanmasını kolaylaştırdıklarından ötürü, olası kas kramplarını önlüyorlar. Magnezyum, kabızlıktan koruyan minerallerden biri olduğundan ötürü diyette yaşanan en büyük problemlerden biri olan kabızlığın da önüne geçmeye yardımcı.

    Maden suyu: Maden suyu olarak bildiğimiz doğal mineralli sular, içerdikleri mineraller ile sağlığımızı korumaya ve geliştirmeye yardımcı. Aynı zamanda yemeği hızlı tükettiğimiz veya fazla yediğimiz zamanlar için de kurtarıcı. Hipertansiyon hastalarının uzak durması gereken içeceklerden biri.

    Sebze Suları: Kalorisi düşük ve tokluk hissetmeye yardımcı sebze suları diyet yapanlar için ideal olabilir. Sebze suları birçok vitamin ve mineralden aynı zamanda antioksidanlardan zengindir. Fakat bazı çeşitlerinin sodyum içeriğinin yüksek olduğu unutulmamalı. Hipertansiyon hastalarının dikkat etmesi gereken içeceklerden biri.

    Yarım yağlı süt: İçerdiği protein ile tokluk hissi sağlar ve metabolizmanın hızlanmasına yardımcı olur. Kalsiyum mineralinin düzenli alınmasının özellikle göbek çevresinde yağlanmanın düşmanı olduğu bilinmektedir. Tam yağlı sütlere göre daha az kalori, doymuş yağ ve kolesterol içerir. Günde 2 bardak süt tüketimi kemik sağlığını korumak için gerekli ve aynı zamanda zayıflamaya yardımcıdır.

    Filtre kahve: Günde 3-4 kupa kahve tüketmenin kafein sebebi ile konsantrasyonu güçlendirdiği ve metabolizmayı hızlandırdığı biliniyor. Yapılan son bilimsel çalışmalar kahvenin şeker ve kanser hastalıklarına karşı koruma sağlayabileceği sonucuna ulaştı. Hipertansiyon hastaları ve yüksek kolesterol hastalarının günde 1 kupanın üzerine çıkmaması gerekiyor.
    Yeşil çay: İçerdiği kateşin ile metabolizma hızlandırmaya yardımcı ve yaşlanmayı geciktirici etkileri var. Antioksidan içeriği ile kansere karşı koruma sağladığı düşünülüyor. Günde 2 kupa tüketilmesi sağlıklı. Reflüsü olan veya hipotansiyonu olanların tüketmemesi gerekli.

    Meyve çayları: İştahı azaltıcı etkisi olduğu düşünülüyor. Kalori maliyeti olmayan bir içecek çeşidi. Diyette yer almasında sorun yok. Su içemeyenler için su yerine geçecek sağlıklı bir alternatif olarak kabul edilebilir.
    Şekerli asitli içecekler: Yüksek şeker içerdiklerinden ötürü yüksek kalorili olan bu tür içecekler gizli kalori alımına yol açarak kilo verememenize sebep olabilir.

    Kremalı kahveler: İçerdiği krema oranına ve kahvenin boyutuna göre bir hamburger kadar kalori içerebilecek içeceklerdir. Gizli kalori bombası olan bu tür içecekler tüketilecek ise, küçük boy seçilmeli ve ara öğün yerine tüketilmelidir.

    Enerji içecekleri: Kalori ve şeker içerikleri yüksek diğer bir içecek grubudur. Yüksek kafein içerikleri ile genelde tüketilmeleri önerilmemektedir.

    Alkollü içecekler: İçerdikleri alkol oranına göre kalorileri yükselen içeceklerdir. Bir gram alkol 7 kalori içerir. Bunun dışında vücutta yağ yakımını güçleştirir ve ödem tutmaya sebep olabilir.

  • Ekmek kilo aldırmaz…

    Ekmek kilo aldırmaz…

    Diyetisyen Elvan Odabaşı Kanar, ekmeksiz diyet gibi yanlış bir algı oluştuğunu, bu diyetin çok sağlıksız olduğunu, ekmeğin kilo aldırmadığını aksine kilo verdirdiğini söyledi.

    Kanar, yaptığı açıklamada, ekmeğin sofralarımızın vazgeçilmez gıdası olduğunu belirterek şöyle konuştu: “Ekmek gerek bedenimizi gerek ruhumuzu besleyen, zengin kişiliği ile beslenmemizin baş tacı olmayı hak eden bir gıda. Son yıllarda ne yazık ki ekmeğin günlük beslenme planından çıkarılarak rahatlıkla zayıflanabileceği yönünde popüler diyet kültürünün oluşturduğu ciddi bir yanılgı var. Evet, yapılan öneri çok basit, ekmeği hayatınızdan çıkarın ve zayıflayın. Peki, ekmeği hayatınızdan çıkardığınız beslenme programında sağlığınızla ilgili karşılaşabileceğimiz sonuçları hiç düşündünüz mü?”

    Kanar, bu diyetlerle verilen kiloların fazlasıyla geri alındığına dikkat çekerek şunları kaydetti: “Ekmek yemeden kilo verme söz konusu olduğunda ne yazık ki işin sağlık boyutundan hiç bahsedilmiyor. Bu kadar pervasızca yapılan bir öneri bireylerde kalp damar rahatsızlıklarında, böbrek hastalıklarında, yeme ve davranış bozukluklarında, diyabet hastalığında, karaciğer hastalığında ve daha birçok sağlık probleminde artışa neden olabiliyor. Sağlıkla ve kalıcı bir şekilde zayıflamak istiyorsanız ekmeksiz diyet olmaz.”

    Sağlık kaynağı tam tahıllı ekmekleri yemek için çok neden olduğunu hatırlatan Kanar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ekmeğinizi tam buğday, çavdar, çok tahıllı veya yulaflı tercih etmeniz sayacağım tüm bu faydalardan yararlanmanızı sağlayacak. Ekmek tok tutar, iştah kontrolünü sağlar. Acıkma sıklığınızı dengeler, tokluk hissi sağlar ve kan şekerinizi dengeler. Ekmek yiyerek tatlı ihtiyacınızı kontrol altına almış olursunuz. Tam tahıllı ekmek içeren diyetin diyet lif oranı yüksek olduğu için acıkmayı geciktirir, uzun süre tok kalmanızı sağlar”

    Ekmeğin bilinenin aksine kilo aldırmadığını kilo verdirdiğine işaret eden Kanar, şöyle konuştu: “Tam tahıllı ekmekler yağ oranınızı düşürerek kilo kontrolüne yardımcı olur ve metabolizma hızınızın yavaşlamasını engeller. Yani bu ekmekler şişmanlatmaz aksine zayıflamaya yardımcıdır. Diyetinizde tam tahıllı ekmek tüketmek geri dönüşümsüz kilo vermenizi sağlar. Düzenli tam buğday, çok tahıllı, yulaf ve çavdar ekmekleri tüketimi karın çevresi yağlanmasını azaltır. Kalorisi düşük bir besin olan ekmek çok kısa sürede enerji metabolizmasına katılıp enerjiye çevrilir.”

    Ekmeğin, kilo kaybederken cilt elastikiyetini koruduğunu aktaran Kanar, şunları söyledi: “Tam tahıllı, tam buğday ve çavdar ekmeklerinin glisemik indeksi düşük ve diyet lifi yüksek olduğundan zayıflama diyetlerinde mutlaka bulunmalı. Ayrıca, ekmek kilo kaybederken cilt elastikiyetinizi korumaya yardımcı olur”

    Kanar, “Öğününüze ekmekle başlayıp formda kalın” tavsiyesinde bulunarak sözlerini şöyle tamamladı: “Karbonhidrat kaynağı bir besin olan ekmeğin sindirimi ağızda başlar ve çok daha kısa sürede beyne tokluk sinyalleri iletir. Öğününüze 1 parça ekmeği çiğneyerek başlayın. Böylece daha kontrollü bir öğün geçirir ve tokluk hissedersiniz.”

  • Tarçın çayı diyeti

    Tarçın çayı diyeti

    Son günlerde oldukça popüler olan tarçın suyu, tarçın çayı ya da tarçın diyeti denen bu özel tarif neden bu kadar ünlendi ? Aslında bu sorunun yanıtı basit. Tarçın çayının pek çok ünlü tarafından kullanılması ve olumlu yanlarının duyulması bu formülü popüler hale getirdi. Önce Demet Akalın, ardından daGülben Ergen tarçın diyetini kullandıklarını açıkladılar. Özellikle 3 çocuk annesi Gülben Ergen’in 15 gündetarçın çayı ve diyeti sayesinde 5 kilovermesi pek çok insanı bu diyete yönlendirdi.

    En büyük özelliklerinden birisi tarçın çayının tokluk hissi vermesidir. Bu özel formül sayesinde acıkma çok yavaş gerçekleşiyor ve uzun süre tok hissettiriyor. Gülben Ergen ve Demet Akalın tarafından da tasniflenen bu karışım diyetisyenlerden tarafından da doğrulanıyor.)

    Gülben Erken, tarçın suyunun yanında şekeri de hayatından çıkarttığı için şeker ihtiyacını hurma yiyerek karşıladığını açıklayarak kilosunu nasıl koruduğu konusunda tüyo vermiş oldu. Bu formülü diyet ve sporla desteklemeniz hızlı ve güzel kilo vermenizi sağlar.

    Tarçın Çayının Malzemeleri

    5-6 adet çubuk tarçın (Uzunluğu ortalama 60 santim kadar)
    1,5 yemek kaşığı toz şeker
    2 bardak su

    Tarçın Çayının Hazırlanışı
    Öncelikle derin bir tavaya tarçınları yerleştiriyoruz. Daha sonra üzerine şekeri ve suyu ilave edip ocağa koyuyoruz. Kaynamaya başladıktan sonra altını kısarak 20-25 dakika kadar kaynamada bekletin. 20-25 dakika sonra yoğun bir renge ve tada kavuşacak. Altını kapatıp soğuttuktan sonra cam kavanozunuza koyup buzdolabında muhafaza edebilirsiniz.

    Ayrıca kaynarken sonlara doğru karanfil atarak da damak tadınıza göre bir tat oluşturabilirsiniz. Daha sonra bu demden bardağınızın yarısını doldurup üzerine kaynar su koyarak içebilirsiniz. Kesinlikle şeker koymayın. İsterseniz bir kaşık bal ekleyebilirsiniz.

    Bu çayı günde en fazla 3 kere, yemeklerden yaklaşık 30 dakika kadar önce içebilirsiniz.

    Not : Doktorunuza danışmadan uygulamayınız !

    Tarçın Çayı Nasıl Yapılır? Tarçın Çayı Faydaları Zararları Nelerdir? Neye İyi Gelir?

    Zayıflatan Bal ve Tarçın Kürü Tarifi İçin Tıklayın !

    Tarçın çayı diyeti için Tıklayın !

    Tarçın yağı ile göbek eritme Tıklayın !

    Göbek Eriten Tarçınlı İçecek Tıklayın !

    Zayıflatan Ballı Tarçın Çayı Tarifi Tıklayın !

  • Kilo verdiren baharatlar

    Kilo verdiren baharatlar

    Metabolizmayı hızlandırarak kilo vermemizi sağlayan baharatlar…

    KARANFİL: Toksin atmaya yardımcıdır.

    TERE TOHUMU: Metabolizmanın canlanmasına yardımcı olur. Tiroidi tembel kişilerde daha verimli çalışmasına yardımcı olabilir.

    GARCINIA CAMBOGIA: Küçük tropikal meyvedir. En büyük yararı, midenin beyne yolladığı doyma sinyallerini daha kuvvetli göndermesidir. Özellikle gerginlik ve stres altında fazla yiyen kişilerde iyi sonuçlar alınmıştır. Kalıcı kilo kaybına yardımcıdır. Vücutta yağ yakımını arttırarak kolesterol seviyelerini düşürür. İştah baskılama özelliği vardır. Kromla birlikte kullanılırsa, kan şekerini de dengeler. Şeker hastaları, hamileler, emzirenler ve demas sorunu olanlar kullanmamalı.

    ZENCEFİL: Alınan besinlerin daha iyi sindirilmesine yardımcı olur. Bünyeyi kuvvetlendirir. Kilo verirken enfeksiyonlara yakalanma riskini azaltır.

    YEŞİL ÇAY: Güçlü bir antioksidandır. Metabolizmayı hızlandırarak kilo vermeye yardımcı olur. Bağırsaktaki faydalı bakterileri artırıp sindirimine yardımcı olur.

    BİBERİYE: Yağ metabolizması üzerinde olumlu etkisi vardır. Vücudu ısıtır, dolaşımı canlandırır.

    KEKİK: Kolesterolün düşmesine yardımcı olur. Özellikle kekik suyu olarak tüketildiğinde yağ metabolizması üzerinde olumlu bir etkiye sahiptir. Canlandırıcı, damar açıcı özelliği vardır.

    FUNDA (çay olarak kullanılır): Aslında daha çok çay olarak kullanılır. Bir çay kaşığı kadar funda, suda kaynatılıp özü çıkartılıp içilebilir.

    ZERDEÇAL: Özellikle safra ve karaciğer fonksiyonları destekleyerek vücudun detoksuna yardımcı olur.

    SİVRİ BİBER: Tüm acılarda olduğu gibi yemeklerin daha iyi hazmedilmesine ve metabolizmanın canlanmasına yardımcı olabilir.

    WASABE: Japonların geleneksel olarak kullandığı bir acıdır. Metabolizmanın hızlanmasına ve canlanmasına yardım eder.

    KIRMIZI PUL BİBER: Metabolizmayı canlandırır, yağları yakar ama iştah açabilir. Bu yüzden dikkatli olun.

    MERCAN KÖŞK: Sindirim sisteminin daha iyi çalışmasına yardım eder.

    Not: Sandalos sakızı da kilo vermeye yardımcı olur. Bir nohut tanesi kadar Sandalos sakızını (aktarlarda bulabilirsiniz) ezin, ılık suyun içine sakızı ve elma sirkesini koyun ve sabahları aç karnına bir bardak için.

  • Mutlu diyet ile mutlu son

    Mutlu diyet ile mutlu son

    Diyet yapmayı belli bir süre ile sınırlı, bir işkence dönemi olarak görmemelisiniz. Hayat boyu süren hem sağlıklı hem de fit olduğunuz için sizi mutlu eden bir yaşam tarzı haline geldiğinde mutlu sona ulaştınız demektir…

    Bir derdiniz olduğunda onu paylaşmayı en çok isteyeceğiniz kişi aynı sıkıntıyı yaşamış olan bir yakınınızdır… Eğer bu sıkıntınız “kilolu olmak ve bundan bir türlü kurtulamamak” ise profesyonel destek alacağınız kişinin aynı yollardan geçmiş olması da hedeflerinize ulaşabileceğiniz yönünde size büyük umutlar ve başarı hırsı kazandırabilir. Bu ay dergimizin diyet dosyası için işte böyle bir uzmanla sohbet ettik. Lise yıllarını aşırı kilolu geçiren, kilo vermek için kulaktan dolma hatalı bilgilerle defalarca harekete geçip umutsuzca mucizeler bekleyen ve sonunda çok kararlı bir şekilde doğru bilgilerle ideal kilosuna kavuşan ve ardından da diyetisyenlik mesleğini seçen Çağatay Demir… Anadolu Sağlık Merkezi Mutlu Diyet Kliniği’nde çalışmalarını sürdüren Dyt. Demir ile kendi deneyiminden yola çıkarak diyet yapma kavramını, diyetin doğrularını ve mutlu sona ulaşmanın yollarını konuştuk.

    Diyetisyen Çağatay Demir ile “Mutlu Diyet” adlı kitabının indeksine göz attığınızda ilk başlık şöyle: “Obeziteyi Nasıl Yendim?” Dyt. Demir kitapta aşırı kilolu olduğu çocukluk fotoğraflarını paylaşmıyor ancak anlattıklarını okuduğunuzda gerçek bir deneyimden bahsettiğini anlamak zor değil. Çocukluk yıllarında çok önemsemese de yaşı büyüdükçe kilosunun normal olmadığını fark etmeye başladığını, birçok defa büyük heveslerle kilo verme denemeleri yaptığını, kahvaltı öğününü atlamak, aç kalmak, günde üç dakikada kilo verdiren mucize aletler satın almak gibi çeşitli girişimlerden sonra ise pes ettiğini anlatıyor. Çok tanıdık değil mi? Aslında birçoğumuzun kilo verme macerasının en başından itibaren başvurduğu yöntemler…

    Sonunda bir gün, bir 19 Mayıs töreninde giydiği gösteri kıyafeti ile aynaya baktığında kilo vermek için gerçekten çok kararlı olduğunu fark ediyor. Ve ondan sonra konuyla ilgili piyasadaki tüm kitapları yutarcasına okuması, ardından başarılı bir zayıflama dönemi, nasıl zayıfladığının formülünü soran arkadaşlar ve Diyetisyen Çağatay Demir’i kendi deyimi ile “obeziteyi yenmiş biri olarak insanlara kilo vermeleri konusunda yardım etmek ve hayata bambaşka bakmalarını sağlamak” için Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü’ne giriş… Dyt. Demir, zayıflama başarısının azim, sabır ve iradeye sahip olması olduğunu ancak bunların yanı sıra doğru bilgilerle hareket etmenin önemini de vurguluyor.

    Kilo vermenin doğruları

    Kilo vermek için bir çabaya girdiyseniz ya da girecekseniz önce neden kilo aldığınızı bilmeniz gerekiyor. Diyetisyen Çağatay Demir, ilk sırada son yıllarda daha fazla yemek yiyor oluşumuzun geldiğini belirterek ekliyor: “Besin sanayisinin gelişmesi ile markete gittiğimizde can alıcı ambalajlarda satılan, çok lezzetli, çok uygun fiyatlı kalori bombaları ile karşılaşıyoruz. Reklamların da etkisi ile adeta robotlar gibi gidip o ürünleri alıyoruz. Porsiyonlar gittikçe büyüyor, çoklu paketler gittikçe daha ucuza satılıyor. Tüm bunlar bize kilo olarak geri dönüyor.”

    Ev dışında daha sık yemek yemeye başlamak da kilo almanın nedenlerinden biri… Bir yandan hafif, sağlıklı beslenmek isterken diğer yandan mönüdeki birbirinden çekici seçenekleri görmezden gelmek mümkün olmuyor. Daha büyük porsiyonlar, daha fazla çeşit ve daha fazla lezzet bizi baştan çıkarıyor. Bunun sonucunda kilo almamak ise mümkün olmuyor.

    Bize sunulan yiyeceklerin besin değeri düşüp kalorisi artarken, hayatımıza giren teknolojik gelişmeler de hareket imkanlarımızı kısıtlıyor. Her yere otomobil ile gitmek, market alışverişini dahi online yapmak, televizyon ve bilgisayar karşısında uzun saatler geçirmek harcanan enerjinin düşük kalmasına neden oluyor. Harcanan enerjiyi belirleyen faktörlerden biri de bazal metabolizma hızı… “Kilo veremiyorum çünkü metabolizmam yavaş” cümlesini çok sık duymuş hatta bu cümleyi kendiniz de sık sık kurmuş olabilirsiniz. Dyt. Demir bizi bir gerçekle yüzleştirerek şunları söylüyor: “Haklılık payı olsa da aslında bu bir mazeret… Metabolizmanız ne kadar yavaş olursa olsun gereğinden fazla kalori almazsanız kilo da almazsınız. Bazal metabolizmanızı hızlandırmak içinse daha çok spor ve haftada üç gün kas kütlesini artıracak egzersizler yapabilir, azar azar sık sık beslenebilir ve yeterli uyuyabilirsiniz.”

    Çok yiyip az hareket etmenin yanı sıra yeterli uyku uyumamak da kilo almayı tetikliyor. Yetersiz uyuyan kişilerde doyma sinyalini gönderen leptin hormonu seviyesi düşüyor. Bunun sonucunda vücudun ihtiyacı olmadığı durumlarda bile beyne yemek yeme sinyali gidiyor. Ayrıca iştahı artıran ghrelin hormonunun seviyesi yükseliyor ve daha iştahlı olmaya neden oluyor.

    Gün boyunca bulunulan ortamların çok soğutulması ya da çok ısıtılması da vücudun dış ortam sıcaklığına adapte olmak için fazla çaba harcamamasına ve daha az enerji harcamasına neden oluyor. Kilo alımına neden olan bir diğer sebebin de antidepresan ve kortizon içeren ilaçların daha sık kullanılması olduğu biliniyor.

    Gerçekten hazır mısınız?

    “Diyet söz konusu olduğunda en sık yapılan hatalardan birinin, bunun hayatın bir bölümünde yapılıp bırakılacak bir beslenme tarzı olduğunu düşünmek” diyen Dyt. Demir şöyle devam ediyor: “Kilo vermek için bir yola çıkıp bu yolu en kısa sürede tamamlamanız gerektiğini düşünmeyin. Bu sağlıklı yaşam tarzını hayat boyu uygulamanız gerektiğinin bilincinde olun.”

    Böyle bir yaşam tarzına başlamak için önce hazır olmak, kendini hazır hissetmek ve hazır olduğunuzu hissettiğiniz anda harekete geçmeniz gerekiyor. Dyt. Çağatay Demir, hedefin çok kilo vermek değil, küçük beden giymek olduğunu belirterek şunları söylüyor: “Protein ve karbonhidratın ayrı ayrı tüketildiği diyetleri yaparak ömür boyu mantı, peynirli börek ya da etli dolma yememeyi göze alabiliyor musunuz? Ya da tonlarca para verip gittiğiniz detoks kampının ardından kendinizi bir kebapçıya atmayacağınızdan emin misiniz? Hedefiniz sürekli uygulanabilir bir beslenme programı olmadığı sürece uygulanabilir olmayan bir diyet düzeninde kilo vermeye çalışmayın.”

    Aynı anahtar her kilidi açmaz

    Diyet yapmaya karar verenlere, arkadaşlarının listelerine başvurmamalarını öneren Dyt. Çağatay Demir, “Hipoglisemisi olan bir bireyle ürik asidi yüksek olan bireyin diyeti tamamen farklıdır. Standart bir diyet listesi uyguladığınıza ise sonuç hüsranla bitecektir” diyor.

    Adım adım Mutlu Diyet

    * Kilo vermeye başlamadan önce mutlaka bir sağlık kontrolünden geçin, kilo almanıza neden olan ya da vermenizi engelleyen hastalıklarınız olup olmadığını öğrenin.

    * Sağlığınızdan olmamak için birlikte çalışacağınız uzmanı iyi seçin, gerekli soruları sorun ve eğitimini öğrenin.

    * Kalıcı olarak kilo vermek için yeme davranışlarınızı değiştirmeye başlayın ancak bunu stresli bir döneminizde yapmayın.

    * Gerçekçi hedefler belirleyin; ilk etapta kilonuzun yüzde 10-15’ini kaybetmeye odaklanın. Haftada yarım ya da 1 kilodan fazla vermeyi hedeflemeyin.

    * Yeme davranışlarınızı değiştirmek için ailenizden ve arkadaşlarınızdan birlikte sağlıklı beslenmek veya egzersiz yapmak için destek isteyin.

    * Ana öğünlerde çok yememek için günde üç ara öğünü ihmal etmeyin.

    * Yavaş yemek yiyebilmek için her lokmadan sonra çatal bıçağınızı bırakarak lokmanızı çiğneyin.

    * Egzersiz yapmaya vakit bulamadığınız mazeretinden vazgeçin ve keyif aldığınız egzersizleri hayatınızın bir parçası haline getirin.

    * Bazı günler sevdiğiniz yiyecekleri yiyin ve sonrasında kendinizi mutsuz hissetmeyin. Ancak planınıza geri dönmek için de çok geç kalmayın.

    Düzenli öğünler kiloların düşmanı

    Dyt. Çağatay Demir üç ana üç ara öğün düzeninin sağlıklı kilo vermek ve metabolizmayı hızlandırmak açısından çok önemli olduğunu vurguluyor ve birçok kişinin aslında öğün düzensizliği nedeniyle kilo aldığını belirtiyor. Sadece öğün düzeni sağlayarak, diyet yapmadan, aç kalmadan kilo verilebileceğini söyleyen Dyt. Demir, kahvaltının günün en önemli öğünü olduğunun da altını bir kez daha çiziyor. Özellikle öğle ve akşam yemekleri arasında ara öğün yapılmadığında akşam yemeğinin fazla miktar yenildiğini ve daha fazla yağ depolandığını belirten Dyt. Demir, “İkindide yiyeceğiniz bir ara öğün fazladan alınmış kalori gibi görünse de aslında metabolizmanızı hızlandıracak ve akşam yemeğinde daha kontrollü olmanızı sağlayacaktır. Bu ara öğünde protein ve karbonhidratı beraber tüketmeye dikkat edin. Örneğin 200 ml kutu süt ile birkaç kepekli grisini ya da şekersiz çay ile esmer ekmeğe hazırlanmış bir tost tüketebilirsiniz” diyor.

    Öğünlerinizi planlamak için şu önerilere göz atın:

    * Sabah kahvaltınızı kalktıktan en geç bir saat sonra yapın.

    * Öğün aralarınız 2,5-3 saat olsun, dört saati kesinlikle geçmesin.

    * Yatmadan iki saat önce yemek yemeyi bırakın.

    Azar azar, sık sık beslenmenin avantajları

    * Metabolizmanız günlük harcadığınız enerjinizin yüzde 70’ini oluşturuyor ve sık sık yemek metabolizmayı çalıştırarak daha fazla kalori yakmanızı sağlıyor.

    * Sık sık yediğinizde fazla acıkmaz ve fazla kalori de almazsınız.

    * Uzun açlıklardan sonra vücut daha fazla yağ depoluyor, sık yediğinizde ise bu gerçekleşmiyor.

    * Kan şekeriniz düşmez, daha az sinirlenir, daha iyi iletişim kurarsınız.

    * Sindirim sistemi sorunları yaşamazsınız.

    Açlıkla mücadele etmek için

    * Yiyeceklerinizi bir anda azaltmayın, günlük 3000 kaloriden aniden 1200 kaloriye düşmeyin.

    * Ara öğünleri atlamayın. Meyve ve sebze gibi az yağlı ve düşük kalorili yiyecekleri tercih edin.

    * Öğünlerinize çorba ile başlayın. Öğünlerinizden salatayı eksik etmeyin.

    * Elinizin altında düşük kalorili ve yüksek lifli seçenekler her zaman bulunsun.

    * Bir şey yemeden önce gerçekten aç olup olmadığınızdan emin olun. Duygusal durumunuzdan dolayı yemeye yöneldiyseniz kendinizi hemen dışarı atın kısa bir yürüyüş yapın.

    Keyif almayı unutmayın

    Yaşamın en büyük keyiflerinden birinin yemek yemek olduğuna inanan ve bu nedenle sağlıklı beslenmenin ömür boyu salata ve haşlama yemek olarak düşünülmemesi gerektiğini söyleyen Dyt. Çağatay Demir, “Zaman zaman yemekten çok zevk aldığınız yiyecekleri doğru şekilde tüketmenizde hiçbir sakınca yok. Önemli olan yediklerinizi dengelemeyi başarmak. Yani fazla kaçan bir yemeği takip eden öğünde veya fazla kaçırdığınız bir öğünden önceki öğünde gerekli önlemleri alın. Akşam yemeğinde mantı yiyecekseniz öğle yemeğinde karbonhidrat tüketmeyin. Ya da öğlen kebapçıya gittiyseniz akşam et yemeyin” diyor.

    Pratik ara öğünler

    * Kuru meyveler: Enerjik ve zinde olmanızı sağlarlar.

    * Elma: Kabuğu ile tüketirseniz lif alımınız artmış olur.

    * Mandalina: Soyması zahmetsiz bir vitamin deposu.

    * Fındık, ceviz, badem gibi yağlı tohumlar: Küçük bir avucu geçmediği sürece yüksek lif, magnezyum ve E vitamini içeriği ile diyetinizi destekler.

    * Diyet bisküviler: Miktarı abartmadığınız sürece saklanması ve tüketilmesi kolay bir alternatif.

    Hiç aklınıza gelir miydi?

    Meyve sebze yetiştiriciliğinde böcek ve diğer zararlılardan korunmak için kullanılan pestisit ve diğer kimyasal maddelerin hormonal aktiviteyi artırarak kilo artışına neden olduğunu biliyor muydunuz? Uluslararası standartlarda kabul görmüş miktarlardan fazla kullanıldığında bu maddeler kilo almanın yanı sıra diğer birçok hastalığa da davetiye çıkarıyor. Diyetisyen Çağatay Demir, “Meyve-sebze tüketmekten vazgeçemeyeceğimize göre meyve-sebze tüketme sanatını öğreneceğiz” diyor ve ekliyor: “En kolayı meyve-sebzelerin kabuğunu soymak gibi gözükse de lif ve vitamin kaybı olacağı için bunu önermiyoruz. Bunun yerine yapraklı sebzeleri kısa süre sirkeli suda bekletip tek tek akan su altında yıkayın. Kabuğu ile yenilebilen meyve-sebzeleri ise su dolu kapta beklettikten sonra akan suyun altında fırçalayarak yıkayın. Meyve-sebze yıkamak için tasarlanmış solüsyonlardan da yararlanabilirsiniz.”

    Azı karar çoğu zarar: Yağlar

    Yağlar konusunda bilgilerimiz son yıllarda hızla artıyor. Bir zamanlar obezitenin tek sorumlusu olarak ilan edilen yağların artık vücutta önemli fonksiyonları olduğunu, doğru miktarda mutlaka alınmaları gerektiğini biliyoruz. Hayati fonksiyonları olan yağları doğru tüketmek için Dyt. Çağatay Demir’in şu önerilerine kulak verin:

    * Günlük yağ tüketiminiz toplam kalori alımınızın yüzde 30’unu geçmesin.

    * Bütün yağların kalorisi aynı ve bu nedenle sıvı yağları daha fazla kullanmak gibi bir alternatif yok.

    * Etli sebze yemeklerine ayrıca yağ eklemeyin.

    * Etsiz sebze yemeklerinin bir kilosuna iki çorba kaşığı yağ koyun.

    * Kahvaltıda ekmek üzerine yağ sürmeyin.

    * Süt ve süt ürünlerinin yağsız olanlarını tercih edin.

    * Etlerin görünen yağlarını tüketmeyin.

    * Yağlı tohumların tüketiminde bir küçük avucu geçmeyin.

    * Yağlı hamur işlerinden kaçının.

    * Salam, sosis, sucuk gibi işlenmiş et ürünlerini tercih etmeyin.

    * Yağı azaltılmış ürünleri daha fazla tüketme hatasına düşmeyin, aldığınız fazla kalorinin yine de yağ olarak depolanacağını unutmayın.

    * Tereyağı, margarin gibi doymuş yağlar yerine oda sıcaklığında sıvı halde bulunan doymamış yağları tercih edin.

    Mutlu tarifler

    Toyga çorbası

    Malzemeler

    * 3/4 su bardağı nohut

    * 3/4 su bardağı iri bulgur

    * 200 g ince kıyılmış tavuk göğsü

    * 2 su bardağı light yoğurt

    * 2 çorba kaşığı tam buğday unu

    * 1 yumurta sarısı

    * 8 su bardağı su

    * 1/2 çay kaşığı kuru nane

    * 3 kaşık sıvı yağ

    Yapılışı

    Tencereye bir gece önceden ıslatılmış nohut, yıkanmış süzülmüş bulgur, tavuk ve su koyarak yumuşayıncaya kadar pişirin. Yoğurt, un, yumurta sarısını pürüzsüz bir bulamaç olana kadar çırpın. Kaynayan çorbanın suyundan birkaç kaşık su alarak bulamaca katın. Daha sonra bulamacı çorbaya yavaşça, sürekli karıştırarak ekleyin. Tuzu ekleyip birkaç dakika daha kaynatın. Yağı hafifçe kızdırın, kırmızı pul biber ve kuru naneyi yağın içine atın ve yanmadan ateşten indirin. Yağı da çorbanın içine ekleyerek sıcak servis yapın.

    Çiporta

    Malzemeler

    * 1/2 kg semizotu

    * 250 g ebegümeci

    * 2 yeşil kabak

    * 2 avuç taze fasulye

    * 3 orta boy domates

    * 3 orta boy soğan

    * 1 demet maydanoz

    * 2 kaşık zeytinyağı

    * Sodyumu azaltılmış tuz

    Yapılışı

    Soğanları iri iri, küp küp doğrayın ve yağda pembeleştirin. İki adet doğranmış domatesi katın. 3 cm boyunda doğranmış taze fasulyeleri domateslerin üzerine koyun. 3 cm boyunda doğranmış semizotlarını ekleyin. İri şekilde doğranmış kabak ve ebegümeciyi katın. Sebzelerin suyu ile 10 dakika kısık ateşte pişirin. Halka kesilmiş domates, karabiber, tuz ekleyip az sıcak su ilavesi ile pişirin.

    Soslu elma tatlısı

    Malzemeler

    * 4 elma

    * 2 yemek kaşığı diyet marmelat

    * 125 ml light süt

    * 3 yemek kaşığı tatlandırıcı

    * 1 paket vanilya

    * 1 yemek kaşığı nişasta

    Yapılışı

    Elmaları bütün olarak soyun, orta kısımlarını çıkarın. Tencerenin içine çok az su, bir kaşık tatlandırıcı koyup kısık ateşte pişirin. Servis tabağına çıkarttığınız elmaların ortalarına soğuduktan sonra marmelat koyun. Süt, nişasta ve kalan tatlandırıcıyı karıştırarak kısık ateşte pişirin. Kaynamaya başladıktan birkaç dakika sonra kapatın. Karıştırarak soğutun. Ilınınca elmaların üzerine dökerek servis yapın.

    Otlu sufle

    Malzemeler

    * 1/2 demet kadar maydanoz, dereotu, nane karışımı

    * 2 yumurta (sarıları ayrılmış)

    * 2 yemek kaşığı tam buğday unu

    * ½ su bardağı light krem peynir

    * ½ su bardağı yağsız lor

    * Tuz, karabiber

    * ½ kg domates

    * 1 kırmızı soğan

    * 2 yemek kaşığı zeytinyağı

    * Limon

    * Kapları yağlamak için tereyağı, galeta unu

    Yapılışı

    Otları kaynatıp süzün, ince ince kıyın. Yumurta aklarını bir fiske tuz ile kar haline gelecek şekilde çırpın. Geniş bir kaba çırpılmış yumurta sarısı, kıyılmış otlar, tuz, karabiber, elenmiş un ve peyniri koyun. Kar halindeki yumurtayı malzemelerin içine üç seferde çok dikkatlice kesme hareketi ile karıştırın. Bu arada 4 küçük sufle kabını katı tereyağı sürerek yağlayın. İçlerine galeta unu koyup her yeri kaplaması için sallayın. Hamuru kalıplara paylaştırın. 200 derece ısıtılmış fırında 20 dakika pişirin. Pişme sırasında fırın kapağını açmayın. Bu arada domatesleri ince ince dilimleyip servis tabaklarına paylaştırın. Kırmızı soğanları da küp küp doğrayıp domateslerin üzerine serpin. 1 tatlı kaşığı zeytinyağı ve limon sıkın. Sufleleri domateslerin yanına çıkarıp servis yapın.

    Bir haftalık örnek diyet listesi

    1. GÜN

    Kahvaltı:

    1 su bardağı süt

    3 yemek kaşığı müsli

    3 yemek kaşığı tahıllı gevrek

    Kuşluk:

    1 adet kuru incir

    1 adet kuru kayısı

    1 adet ceviz içi

    Öğle yemeği:

    100 g ızgara et, tavuk ya da balık

    Domates, salatalık

    İkindi:

    1 porsiyon meyve

    1 kase probiyotik yoğurt

    Akşam yemeği:

    1 adet zeytinyağlı enginar ve garnitür

    Ya da 1 kase zeytinyağlı yemek

    1 dilim ekmek

    Mevsim salata

    Gece:

    1 porsiyon elma

    2. GÜN

    Kahvaltı:

    1 dilim peynir

    1 dilim ekmek

    3 adet zeytin

    Tatlı kırmızıbiber, sivri biber, maydanoz

    Yeşil çay

    Kuşluk:

    10 adet fındık

    Öğle yemeği:

    Akdeniz salatası

    1 dilim ekmek

    İkindi:

    1 porsiyon elma

    Akşam yemeği:

    1 dilim ızgara somon

    Salata

    1 ince dilim ekmek

    Gece:

    1 su bardağı süt

    1 porsiyon meyve

    3. GÜN

    Kahvaltı:

    1 adet yumurta

    1 üçgen peynir

    1 dilim ekmek

    Tatlı kırmızıbiber

    Kuşluk:

    3 adet tüm ceviz

    Öğle yemeği:

    4 yemek kaşığı zeytinyağlı kurubaklagil yemeği

    1 dilim ekmek

    Az yağlı salata

    İkindi:

    1 bardak kefir

    3 adet taze kayısı

    Akşam yemeği:

    Küçük porsiyon ızgara tavukgöğsü

    Salata

    Gece:

    1 su bardağı taze domates suyu ya da sebze suyu

    4. GÜN

    Kahvaltı:

    1 su bardağı taze sıkılmış meyve suyu

    1 ince dilim peynir

    1 dilim çavdar ekmeği

    Bol taze nane

    Taze maydanoz

    Kuşluk:

    1 su bardağı taze sıkılmış portakal suyu

    Öğle yemeği:

    1 kase zeytinyağlı sebze yemeği

    1 dilim çavdar ekmeği

    3 kaşık yoğurt

    İkindi:

    1 su bardağı taze sıkılmış meyve suyu

    Akşam yemeği:

    1 kase sebze çorbası

    5 kaşık zeytinyağlı börülce

    1 bardak ayran

    Gece:

    1 adet meyve

    5. GÜN

    Kahvaltı:

    1 bardak süt

    6 yemek kaşığı müsli

    Kuşluk:

    3 adet grisini

    Rezene çayı

    Öğle yemeği:

    150 g ızgara hindi veya tavuk ya da balık

    Mevsim yeşillikleri ile salata

    İkindi:

    1 porsiyon meyve

    Akşam yemeği:

    Sebzeli bulgur pilavı

    Cacık

    Roka salatası

    Gece:

    3 adet erik (1 porsiyon meyve)

    6. GÜN

    Kahvaltı:

    2 dilim taze kaşar peyniri

    2 dilim kepek ekmeği

    Kuşluk:

    1 orta boy meyve

    Öğle yemeği:

    Yarım tavukgöğsü ile haşlanmış sebzeler

    Mevsim salata

    İkindi:

    2 kuru incir, 10 adet fındık

    Akşam yemeği:

    6 kaşık buharda pişmiş mevsim sebzeleri

    1 kase yoğurt

    Domates salatalık salatası

    1 dilim ekmek

    Gece:

    1 orta boy meyve

    7. GÜN

    Kahvaltı:

    1 yumurtalı menemen

    1 dilim peynir

    5 adet zeytin

    1 dilim çok tahıllı ekmek

    Domates, salatalık

    Kuşluk:

    3 adet kuru kayısı

    2 adet ceviz içi

    Öğle yemeği:

    1 tabak domates soslu makarna

    1/2 kase probiyotik yoğurt

    İkindi:

    1 porsiyon meyve

    Akşam yemeği:

    1 dilim ızgara biftek

    6 kaşık haşlanmış veya ızgarada pişmiş sebze

    Mevsim yeşillikleri ile salata

    Gece:

    1 su bardağı süt, 1 adet muz

    Formsanté Dergisi

  • Porsiyon Kontrolüyle Kilo Verin

    Porsiyon Kontrolüyle Kilo Verin

    Tabakta doğru porsiyonları kullanmayı öğrenmek zaman alan bir iştir. Büyük tabaklarda yemeye alışık biri için, küçük tabağa alışmak zaman ister ama vazgeçmeden uygulayın.

    Yemek yerken ihtiyacınız olan miktar boy, kilo, cinsiyet ve aktivite oranına bağlı olarak değişir. Yediğiniz malzemenin ve olduğu da önemlidir. Pakette yiyecekler aldığınızda üzerindeki etiketleri okuyun. Orada genellikle porsiyon ölçüsü yazar. Bir porsiyondan kastedilen ne ise, onu tüketin, fazlasını değil.

    Televizyon karşısındayken veya başka bir işle meşgulken ne kadar yediğinizi kaçırabilirsiniz. O yüzden başka şeyle uğraşırken yemek yemeyin. Sadece yavaş yediğiniz zaman beyin midenizin dolduğu mesajını alır. Bu yüzden yavaş yiyin.

    Bir yemek daha yağlı ve yüksek kalorili olduğunda tüketmeniz daha hızlı olur. Bu yüzden ne kadar yediğinizi kontrol edin. Ağır yemekler yerine sebze, tatlılar yerine salataları tercih edin.

    Düzenli yemek yemeye çalışın

    Öğün atlamak, öğün aralarında uzun boşluklar bırakmak, daha sonra çok fazla yemenize neden olabilir.

    Çoğumuz yeme alışkanlığımızın altındaki asıl sebebi anlayamayız. Eğer açlık dışında, duygusal tepkiler yüzünden yediğinizi fark ederseniz, kendinize bunu sorun ve yerine başka bir aktivite yapın. Yürün, spor yapın, dikkatinizi yemekten uzak tutun. Pek çok restoranda az bir fark ödeyerek daha büyük porsiyon yiyecek alabiliyorsunuz. Biraz para verip daha fazla yemek bir avantaj gibi görünse de, sağlıklı yaşamak için bu alışkanlıktan uzak durun.

    Bir daha ekstra porsiyon siparişi verirken şunu düşünün; sağlığınız mı, cüzdanınız mı? Eğer yalnızsanız, küçük porsiyon siparişi verin. Yanınızda biri varsa büyük alıp paylaşın. Dışarıda yemek yerken, mönüde düşük kalorili olan bölümü inceleyin ve o bölümden sipariş verin.

    Porsiyon kontrolünde yemek paylaşmak, yarım porsiyon sipariş etmek, ana yemeği meze olarak söylemek gibi önlemler işe yarar. Sağlıklı örnekler ise ızgara veya haşlanmış deniz ürünleri, çorba, sebze ve salatadır.

    Uzun süren açlıklar yaşamayın

    Bu durum porsiyon kontrolünü yoldan çıkarmanıza neden olur. Birkaç saat aralıklarla ana ve ara öğünler tüketmek, sizin kontrollü beslenmenizi sağlar.

    İçeceklerin düşündüğünüzden fazla kalorisi vardır. Özellikle büyük boy veya süper büyük boy diye satılan, mönüye dahil edilen içeceklerden uzak durun. Bunun yerine bir dilim limonlu su için. Az şekerli buzlu çay veya küçük bir limonata tercih edebilirsiniz. Özellikle sinema gibi faaliyetlerde tüketilen mısır ve cipslerden uzak durun.

    Doğru ölçüler kullanın

    Bir çorba kaşığı ile bir tatlı kaşığı arasında önemli fark vardır. Bir bardak olarak verilen ölçünün en büyük boy su bardağı değil, normal boy bir bardak olduğunu unutmayın.

    Kaçaklardan kurtulun

    Kaçaklardan kurtulun. Her gün çayın veya kahvenin içine attığınız şekerden, her yemeğe boşalttığınız tuzdan kurtulun. Doğru miktarlarda yemek yemeyi öğrenmek için biraz zamana ihtiyacınız olabilir. Merak etmeyin, bu zamanla oluşacak bir alışkanlıktır. Siz yeter ki; bu alışkanlığı yerine getirmeye istekli olun.

  • Çikolata aşıklarına iyi haber

    Çikolata aşıklarına iyi haber

    Çikolata, formu korumaya yardımcı oluyor. Düzenli olarak ve çok çikolata yiyenlerin vücudundaki yağ oranının az yiyenlere göre daha düşük olduğu ortaya çıktı.

    İspanya’daki Granada Üniversitesi’nden bilimadamlarının yaptığı araştırma, “çikolata aşıklarının” formunu koruduğunu gösterdi.

    Toplam 9 Avrupa ülkesinde 12-17 yaş aralığındaki 1500 gencin beslenme alışkanlığını inceleyen bilim adamları, fazlaca çikolata tüketenlerin özellikle karın çevresindeki yağ oranının daha dengeli olduğunu belirtti.

    Araştırmacılar, bu durumun, çikolata diğer birçok besinden daha fazla kalori içerse de metabolizmanın daha fazla çalışmasını ve yağın dengeli dağılmasını sağlamasından kaynaklandığını söyledi.

    Daha önce yapılan bir araştırma da rejim sırasında çikolata, bisküvi gibi besinleri yemekten kaçınanların diğer yiyeceklerle “açığı kapatmaya çalışırken” daha fazla kilo almaya eğilimli olduğunu göstermişti.

    Birçok araştırma, çikolatanın dolaşım sistemine, tansiyona ve kalbe iyi geldiğini ortaya koymuştu,

  • Kilo Vermek İsteyenler Bol Bol Tüketmeli

    Kilo Vermek İsteyenler Bol Bol Tüketmeli

    Anti aging etkili bir sebze olan bamya, birçok olumsuzluğa karşı önlem niteliğinde. 100 gramının yalnızca 36 kalori içerdiğini söyleyen Uzman Diyetisyen Gamze Şanlı Ak, kilo vermek isteyenlerin bu sebzeyi sıklıkla tüketebileceklerine vurgu yaptı.

    A, B1, B2, K ve C vitaminlerini içerir. Folat, demir, kalsiyum ve magnezyum gibi mineraller bakımından zengindir. Bamyanın lif oranı da oldukça yüksektir.

    100 gram bamya; günlük magnezyum ihtiyacımızın üçte birini, yaklaşık %40 oranında C vitamini, % 25 oranında folat ve % 10′dan daha fazla miktarda ise günlük demir ihtiyacımızı karşılar.
    Bamyanın faydaları

    – Kilo vermek ve kilosunu korumak isteyenler sıklıkla tercih edebilir. İçeriğindeki lif oranı sayesinde de uzun süre tokluk hissi yaratır.

    – Hücre ve cilt yenilenmesini sağlayan anti-aging etkili bir sebzedir.

    – Stres ve depresyonu azaltırken, sinir sistemini korumaya da yardımcı olur.

    – İdrar söktürücü etki gösterir ayrıca kabızlığa karşı da etkilidir.

    – Retinayı korur ve kataraktı önlemede etkilidir.

    – Bağışıklık sistemini destekler ve karaciğer detoksuna yardımcı olur.

    – Ülseri önlemede önemli bir etkisi olan bamya, sindirim sistemindeki asidi nötralize eder.

    – Bamyadaki müsilajlar (yapışkan salgılar), besinlerle alınan kanserojen maddelerin bağırsak yüzeyi ile temasını önler.

    – İçeriğindeki çözünmez lifler, bağırsak kaslarını harekete geçirir ve bağırsakların “boşaltımını” kolaylaştırır. Mide ve bağırsakların düzenli çalışmasını sağlayarak sindirim sistemini düzenler, toksinlerin vücuttan atılmasını sağlar.

    – İçeriğindeki çözünebilir lifler ise kandaki LDL kolesterol ve total kolesterol seviyelerini düşürür, kalp-damar hastalığı riskini azaltır.

  • Yağ yakıcı maydonoz limon kürü

    Yağ yakıcı maydonoz limon kürü

    Denenmiş yağ yakan maydanoz limon kürü. Yağ yakıcı özelliğinin yanında Hepatit B ve C hastalarının kullandığı ilaçlar karaciğerde yağlanmaya neden olur.

    Malzemeler:
    15 -16 sap larıyla beraber hormonsuz maydanoz – 1 limon suyu – Yarım su bardağı su

    Yapılışı:

    Saplı maydanozları, limon suyunu ve klorsuz suyu koyup blenderden geçirin. Elde ettiğiniz yeşil suyu sabahları aç karnına kahvaltıdan 10-15 dakika önce için. 15 gün uyguladıktan sonra 3-4 gün ara verip yeniden 15 günlük bir kür daha yapın

    Maydanozun Yararları Nelerdir?

    Maydanoz böbrek ve mesane taşlarının düşürülmesinde yardımcı bir rol alır. Ağızda hoş bir koku bırakır. Özellikle yemek sonrasında kötü ağız kokularının giderilmesini sağlar.

    Uyku sorunlarına taze ya da kuru halde tüketilmesi yararlı olacaktır. Cilde renk ve canlılık kazandırır. Ateş düşürücü ve terletici bir etkisi vardır. Karaciğerin daha sağlıklı çalışabilmesi için yardımcı olur. Böcek ısırmasında, yanıklarda ve iltihaplarda lapa olarak kullanılmakta ve yararlı olmaktadır.

    Maydanoz kadar son dönemde maydanoz suyu da sık kullanılır hale gelmiştir. Aslında, maydanoz suyu bugün keşfedilmiş bir ürün değildir ancak etkinliği son dönemde daha da artmıştır.

    Maydanoz suyunun yararlarını sıralamak gerekirse,
    Maydanoz suyunda yoğun miktarda klorofil bulunmaktadır. Klorofil kan artırıcı etkiye sahiptir.

    Ayrıca böbrek, karaciğer ve idrar yolları üzerinde temizleyici bir etkiye sahiptir. Sindirim yolları sorunu yaşayan kişiler maydanoz suyu tüketerek burada oluşan sorunları giderebilir.

    Maydanoz suyu sindirim yolları üzerinde uyarıcı bir etkiye sahiptir. Maydanoz suyu ince bağırsakların çalışmasını düzenler. Maydanoz suyu bol miktarda C vitamini içermektedir.

    Maydanoz suyu nasıl hazırlanır?

    Maydanoz suyu nasıl hazırlanır; 4 bardak su içerisinde 1 demet maydanoz kaynatılır ve günde üç defa 1’er bardak şeklinde içilir. Farklı bir karışım şeklinde kullanmak isteyenler bal ya da limon ilavesiyle de içebilir.

    İbrahim Saraçoğlu nun denenmiş yağ yakan maydanoz limon kürü. Yağ yakıcı özelliğinin yanında Hepatit B ve C hastalarının kullandığı ilaçlar karaciğerde yağlanmaya neden olur. Bu ilaçları kullananlar için de mükemmel bir destekleyicidir.Herkesin kullana bileceği bu karışımı sadece tansiyon sorunu olanlar kullanamaz.

    Maydanozun sahip olduğu tansiyon düşürücü özelliğinden dolayı tansiyon sorunu olanlar kesinlikle kullanamaz bu karışımı. Ayrıca deri altında yağlanma varsa yok eder bu yağlanmayı, cilde parlaklık verir ve daha genç görünmesini sağlar. Hem zayıflamak hemde genç ve sağlıklı olarak daha kaliteli yaşamak isterseniz bu kürü mutlaka uygulayın.

    Maliyetsiz evinizdeki malzemelerle kolayca hazırlayacağınız bu kürü sabahları tüketmelisiniz.

    Not: Doktorunuza danışmadan kullanmayınız…

    Maydanoz ile Zayıflama yazımıza bakabilirsiniz…
    Diyetisyenden Süper Yağ Yakıcı Çay konusuna bakabilirsiniz…

  • Bayram sonrası diyet

    Bayram sonrası diyet

    Kurban Bayramı boyunca alınan fazla kiloların diyetle verilmesi için uzmanlar uyarılarda bulunuyor.

    Özel Medicana Konya Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Mine Bilge, sağlıklı beslenme düzenine geri dönüp fazla yormadan olabildiğince çok enerji harcayarak vücudumuzu yenileyebileceğimize dikkat çekti. Bilge, “Tatil dönüşü sebze ve yoğurt ağırlıklı beslenme sizi hemen dengeler.

    Öğle ve akşam yemeklerinizi bir kaç gün sebze, yoğurt, bol salata ve tam buğday ekmeği olarak tüketmeye çalışın. Yemekleri lezzetlendirmek için fazla miktarda yağ kullanmak zorunda değilsiniz, lezzet ajanlarınızı değiştirmeye çalışın. Kimyon, kişniş, kırmızı biber, tarhun, fesleğen gibi baharatlar yemeklerinize lezzet verirken sizin de canlanmanızı sağlayacaktır. Hareket hayattır, her zaman her yerde olabilecek maksimum düzeyde hareket etmeye çalışın.

    Günde yarım saat veya haftada 3 gün 1’er saat yürüyüş yapmayı ihmal etmeyin. Adım sayarlar bu konuda size destek olabilir, 10 bin adım sizi formda tutacaktır. Yedikçe daha da fazla yemenize neden olan tatlıyla aranızda olan bağınızı kesin, bayramda ikramlara reddedemediyseniz artık tam sırası. Hayır demeyi öğrenmelisiniz. Tatlı yerine meyve tüketin. Mevsim meyvelerini tercih ederken aynı zamanda çeşitlendirerek her türlü mineral ve vitaminlerden faydalanmaya çalışın. Posa alımınızı artırmak için meyveleri kabukları ile tüketirseniz ve aynı zamanda toz tarçın ve biraz zencefil serperseniz meyvelerin sizi daha tok tutacağını fark edeceksiniz. Her gün en az 8-10 bardak su için. Günde 2 bardak tarçınlı, karanfilli metabolizmanızı hızlandıran yeşil çay tüketmeyi unutmayın” dedi.

    Tüketim sıklığı artan kırmızı etin lif içeriğinin düşük olması nedeniyle kabızlık sorunu yaşanabileceğini kaydeden Bilge, “Posa içeriği yüksek olan yeşilliklerin tüketimini artırın, tam tahıllı ürünler tercih etmeye çalışın. Probiyotik tüketiminizi artırın. Sindirime ve bağırsak hareketlerine yardımcı olan yararlı bakteriler içeren probiyotikler ile zenginleştirilmiş yoğurt ve doğal probiyotik kaynağı kefir veya saşe formdaki probiyotikleri kendiniz ekleyerek hazırladığını süt veya yoğurdu tüketmeye çalışın” diye konuştu.

    Özel Medicana Konya Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Mine Bilge, 2 günlük yenilenme diyetini şu şekilde açıkladı; sabah kalkınca 1 bardak sıcak su, 1 dilim elma, 2 dilim limon, 1 adet çubuk tarçın. Kahvaltı, 1 adet yumurta ve 2 yemek kaşığı lor peyniri ile hazırlanmış domatesli maydanozlu omlet, 1 dilim tam buğday ekmeği, 2 adet kuru kayısı, dilediğiniz kadar domates, salatalık, yeşillikler, 1 bardak yenileyici kür. 2 saat sonra 1 yemek kaşığı kuru yaban mersini, 4-5 parça ceviz. Öğle, 1 kase sebze çorbası, 120gr ızgara tavuk veya balık eti, közlenmiş patlıcan-biber salatası (1 tatlı kaşığı keten tohumu eklenmiş), 1 bardak yenileyici kür. 3 saat sonra, 2 kaşık yulaf ezmesi, 1 adet probiyotik yoğurt, 2 adet kuru kayısı, 1 bardak yenileyici kür. Akşam, 1 yemek kaşığı yağ ilave edilerek hazırlanmış 1 küçük boy patates, nane, maydanoz, sarımsak ve bol soğanlı zeytinyağlı kereviz yemeği, 1 adet probiyotik yoğurt, bol yeşillikli salata (elma sirkesi eklenmiş), 1 bardak yenileyici kür. 2 saat sonra, 1 orta boy toz tarçınlı elma, 1 çay bardağı kefir. Yenileyici kür, 2 adet yeşil elma, 2 parça karanfil, 2 adet çubuk tarçın, 4-5 top karabiber, 1 tatlı kaşığı rooibos, bir tutam adaçayı. Hazırlanışı, bir litre suya, iki elma, dört karanfil, iki parça zencefil, iki çubuk tarçın ve dört top karabiberle beş dakika kaynatılır. Ateşi kapatıp bir tatlı kaşığı rooibos ve bir tutam adaçayı ile dört dakika demlenir ve süzüp soğutularak içilir.