Etiket: kilo

  • Hafızanızın güçlenmesi için kilo verin

    Hafızanızın güçlenmesi için kilo verin

    Yaşlı ve aşırı kilolu kadınların diyet yaptıktan sonra hafızalarının eskiye göre daha güçlü olduğu tespit edildi.

    Yapılan son araştırmalara göre, yaşlı ve aşırı kilolu kadınların diyet yaptıktan sonra hafızalarının eskiye göre daha güçlü olduğu tespit edildi. İsveç’teki Umea Üniversitesi, hafıza ve vücut kitle endeksi arasındaki ilişkiyi inceledi.

    Üniversite araştırma için aşırı kilolu, yaş ortalaması 61 olan 20 kadını seçerek iki farklı diyet programı uyguladı. 9 kadına protein ağırlıklı diyet uygulanırken geri kalanlar karbonhidrat ağırlıklı diyet programını takip etti.

    Diyet öncesi ve sonrası katılımcıların vücut kitle endeksi hesaplanarak hafıza testine tabi tutuldu. Testte, tanımadıkları insanlara ait fotoğraflar ve isimler gösterildi. Daily Mail’in haberine göre, 6 aylık diyet sonucunda kitle endeksi obezite sınırının altına düşen kadınların, hafıza testinde daha başarılı oldukları gözlemlendi.Doktor Andreas Pettersson, kilo vermenin beyni daha aktifleştirdiğini belirtti.

     

  • İyi bir diyet nasıl olmalı?

    İyi bir diyet nasıl olmalı?

    Diyelim ki kilo probleminiz var. Çözmeye de kararlısınız.

    Hatta çok beklemeden bugün hemen başlamak istiyorsunuz. Aman acele etmeyin. Önce şu sorulara en doğru yanıtları arayın: Bu işi nasıl başaracaksınız? Süreç nasıl başlayacak, nasıl işleyecek? Diyet bitince ne olacak? Verilen kilolar yeniden geri mi gelecek?
    Şunu hemen belirteyim ki diyet yapmak fevkalade zor bir iştir. Her şeyden önce ortalıkta bu kadar yiyecek içecek varken, televizyon reklâmlarının neredeyse yarısı yiyecek içeceklere ayrılmışken, stres, gerginlik, depresyon, endişe, hiddet, öfke gibi yeme davranışlarınızı kontrolsüz hale getiren ruhsal sorunlar bu kadar yaygınken diyet yapmayı düşünmek de, başlamak da, sürdürmek de doktorunuz ve diyetisyeninizin size verdiği önerileri yaşam tarzınız hale getirmek, yani içselleştirmek de kolay değildir. Hepsi de çok ciddi bir ön hazırlık, sıkı bir konsantrasyon, güçlü bir sosyal destek, motivasyon gerektiriyor.

    SABOTAJCILARA DİKKAT!
    Her şeyden önce yemeyi ruh halinizden uzak tutmak, davranışlarınız ve duygularınızın yeme içme isteğiniz üzerindeki etkilerini baskılamak son derece zor bir iştir. Evde eşiniz, çocuklarınız, işyerinde iş arkadaşlarınız, komşu gezmelerinde mahalle dostlarınız, sosyal toplantılarda sevdikleriniz, akrabalarınız, isteyerek ya da istemeyerek önünüze pek çok sabotajlar koyacaklar, hatta kendileri diyet sabotajcıları haline gelecektir.
    Sokağa çıktığınızda gördüğünüz outdoor reklâm tabelaları, okuduğunuz gazete ve dergilerdeki damak çatlatan lezzetler tavsiye eden tarifler, televizyonda izlediğiniz salamlı, sucuklu, pastırmalı, pizzalı, makarnalı ve tabiî ki her çeşit tatlılı reklamlarından çok değil iki üç gün sonra aklınızı karıştırmaya, içinizi gıdıklamaya başlayacağından emin olabilirsiniz.
    Bunların hepsi doğru ama emin olunuz ki tamamı üstesinden gelinebilecek sorunlar. Benim tavsiyem özellikle yeme içme kararlarınızla ruh haliniz arasındaki ilişkiye çok önem verin. Bu ilişkiyi minimumda tutmak için akılcı stratejiler geliştirin.

    HER KİLO HİKAYESİNİN BİR NEDENİ VARDIR
    Önemli bir nokta da şu: Kilo almanızın nedeni bedensel bir hastalık ya da metabolik bir bozukluksa, bir hormonal dengesizlik, biyolojik aksamaysa siz ne yaparsanız yapın verdiğiniz kilolar temelde yatan sorunu halletmediğiniz için çok değil, birkaç ay içinde fazlasıyla geri dönecektir. Bunu şu şekilde de anlatabilirim: Diyelim ki başınız ağrıyor. Baş ağrınızın sebebi de “kronik sinüzit”. Kronik sinüzite bağlı baş ağrısını tabiî ki bir ağrı kesiciyle geçici olarak hafifletebilirsiniz ama eğer ağrının arka plandaki nedeni; kronik sinüziti tedavi etmeyi unutursanız yuttuğunuz ağrı kesici hapın etkisi geçer geçmez başınız yeniden ağrıyacak, hatta sinüzit kronikleşeceği için daha sonraki günlerde baş ağrılarınız daha şiddetli olacak ve daha sık tekrarlayacaktır.
    Tıpkı bu örnekte olduğu gibi insülin direncinin, polikistik over hastalığının, böbreküstü bezlerinin aşırı çalışması ya da tiroid tembelliğine bağlı bir kilo sorununun geçici bir diyet programıyla ortadan kaldırmaya çalışmak da kronik sinüzite bağlı baş ağrısını ağrı kesiciyle tedavi etmeye benzeyecek, yani diyetin etkisi sadece uygulandığı süreyle sınırlı kalacaktır.
    İşte bu nedenle bedensel bir sorununuz olup olmadığını anlamadan, ruhsal bir probleminizin varlığını araştırmadan hiçbir diyet programına başlamayı asla düşünmeyin. Özellikle iki-üç kiloluk bir fazlalıktan daha fazlasından kurtulmayı hedeflediğiniz durumlarda bu hataya sakın düşmeyin.

    İLAÇLARA DİKKAT!
    Son bir hatırlatma daha: Kilo almanın düşündüğünüzden ve bildiğinizden çok daha farklı nedenleri de olabiliyor. Mesela ilaçlar! Depresyon tedavisinde kullanılan ilaçların pek çoğu, epilepsi tedavisinde kullanılan ilaçların bazıları, antipsikotik hapların önemli bir kısmı, hipertansiyon tedavisinde kullanılan bazı beta blokerler, alerji tedavisinde kullanılan antihistaminikler, kortizon içeren haplar, iğneler kilo nedeni olabiliyorlar.

    SONUÇ
    Bu yazının özeti şudur: Kilo sorunu bir sağlık sorunudur ve diğer sağlık sorunlarında olduğu gibi çoğu zaman bedensel veya ruhsal problemlerle ilişkilidir. Tabiî ki beslenme hataları, fazlalıkları ve tabiî ki aktivite yanlışları, hareketsiz yaşam tarzları da kilo almanıza yol açabilir ama sorununuz sadece bu basit “çevresel karakterli” etkenlerle ilişkili olamayabileceğini unutmayın.
    Mevcut vücut ağırlığınızın yüzde 5’inden daha fazlasını kaybetmeniz gerekiyorsa özellikle şu bilgiyi bir kenara not edin: Kilo probleminin kalıcı çözümü doktor, diyetisyen, psikolog ve egzersiz uzmanlarının bir araya getirildiği güvenilir organizasyonlarla olur.

    Kaynak : Hürriyet / Kelebek

  • Protein diyetleri hasta ediyor

    Protein diyetleri hasta ediyor

    Günümüzün moda diyeti olan protein ağırlıklı beslenme uzun vadede sağlık sorunlarına neden oluyor. Kısa sürede etkisini gösteren bu tarz diyetler çoğu kişi tarafından tercih ediliyor ama ya sonrası..

    Protein miktarı sınırsızlaştırılıp karbonhidrat tüketimin ise yasaklandığı bu tarz diyetler yabancı kaynaklı araştırmaların sonucuna göre de birçok sağlık riski taşıyor.

    *Yüksek oranda protein ve karbonhidratın sınırlanması lif ve besin öğeleri yetersizliği oluşturuyor. Bu durumun sürekliliği ise kabızlık ve divertiküle neden olabiliyor.

    *Dilediğiniz kadar kırmızı et ve hayvansal yağın tüketilmesini öneren bu diyetler kalp sağlığını olumsuz etkiliyor, karaciğer yağlanmasını tetikliyor.

    *Ekmek, makarna, pirinç ve diğer unlu mamullerin yasaklandığı bu tarz diyetlerin uzun süreli uygulanmasıyla böbrek yüksek orandaki protein artık ürünlerini vücuttan atmak için daha çok çalışıyor ve sonrasında böbrek hastalıklarına neden olabiliyor.

    *Yapılan çalışmalara göre hayvansal kaynaklı protein diyetlerini uygulayan kadınlarda osteoporoz riski %35 iken sağlıklı bir beslenme programı uygulayanlarda ise risk %18 olarak belirlenmiş.

    *Bir başka çalışmada ise uzun süreli protein ağırlıklı diyet uygulayanların kanında IGF-1 adlı madde miktarı sağlıklı beslenme programı uygulayanlara göre daha yüksek miktarda bulunmuş. IGF-1’in birçok kanseri tetiklediği düşünülmektedir.

    *Vücudumuzun temel enerji kaynağı karbonhidratlardır, eğer siz enerji kaynağını yağ ve proteine çevirirseniz vücudunuzdaki dengeleri de bozmuş oluyorsunuz. En başta keton adı verilen toksik bir maddenin salınımını artırıyor ve iç organlarınıza da zarar veriyorsunuz.

    *Bu tarz diyetlerde iddia edilenin tersine kanda kötü kolesterol seviyeniz de artıyor. Yağ oranı yüksek kırmızı et, tereyağı, tam yağlı süt ve yoğurt, kaymak tüketiminin teşvik edildiği bu diyet programları kötü kolesterolünüzü olumsuz etkiliyor.

    *Yüksek oranda protein tüketilmesi idrarda daha fazla kalsiyumun atılmasına dolayısıyla böbrek taşı oluşumuna da neden oluyor.

    Birçok olumsuz etkisi olan bu tarz moda diyetleri uygulayıp evet hızlı kilo verirsiniz ama geriye dönüşü zor sağlık problemlerine de sahip olabilirsiniz. Diyetisyen Özlem Sert Aydın

    Diyetisyen Özlem Sert Aydın

  • Uzun kış geceleri obez yapabilir

    Uzun kış geceleri obez yapabilir

    Gündüzlerin kısa olduğu kış günlerinde aktivite sayısındaki azalma, hareketsiz yaşam ve atıştırılan öğün sayısının artması gibi nedenlerden dolayı çocukların daha hızlı kilo alabileceği belirtildi.

    Obeziteden kurtulmak kendi elinizde
    Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Çocuk Endokrinoloji Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Emre Atabek, yaptığı açıklamada, kış aylarında obeziteden kurtulmanın kişinin kendi elinde olduğunu söyledi.

    Bu dönemde gündüzlerin kısa olması, aktivite sayısındaki azalma, hareketsiz yaşam ve atıştırılan öğün sayısındaki artış gibi nedenlerden dolayı hızlı kilo alımı olabileceğine dikkati çeken Atabek, ”Yapılan aktivitelerin azalması ve uzayan günler, beslenme alışkınlıklarımızı da bozabilmektedir. Kışın mevcut beslenme alışkanlıklarımız içerisinde eksik ya da fazla olan maddeleri dengelemek daha fazla önem taşımaktadır” diye konuştu.

    Aktivite sayısı artırılmalı
    Atabek, uzun kış gecelerinde aktivite sayısını artırmanın obezitenin önüne geçmek için önemli olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:

    ”Özellikle çocuklar kışın okullarına servislerle gidip gelmekte ve okuldaki kantinlerden rastgele gıda tüketebilmektedir. Çocuklar, gündüzlerin kısa olduğu soğuk kış günlerinde daha fazla televizyon başında kalıyor ve bilgisayar gibi teknolojik araçlarla vakit geçiriyor. Fiziksel aktivitenin azalmasına yol açan bu yaşam modeli aynı zamanda daha fazla besin atıştırılmasıyla sonuçlanarak, obezitenin gelişmesi için hazırlayıcı, kolaylaştırıcı ve ortaya çıkarıcı rol oynuyor. Çocuklar özellikle okullarda kapalı spor tesislerinde düzenli egzersizler yapmalı ve onlar için iyi bir beslenme programı uygulanmalı.”

    Günlük yaşantıda asansör yerine merdiven kullanılması, düzenli şekilde basit hareketlerin yapılması önerisinde bulunan Atabek, kış gecelerinde özellikle yatmadan önce daha az kalorili yiyeceklerin tüketilmesi ve porsiyonların küçültülmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

  • Hamur işi aşırı tüylenme yapıyor

    Hamur işi aşırı tüylenme yapıyor

    Araştırmalar hamur işlerinin tüylenmeye neden olduğunu gösteriyor.

    Geçtiğimiz ay yapılan bir araştırmaya göre kadınların yarısından fazlası aşırı tüylenmeden korkuyor.

    2000’den fazla kadın ile yapılan ankete göre aşırı tüylenme kilo almadan sonra en nefret edilen konular arasında geliyor.Araştırmalar her 10 kişiden 1’inde aşırı tüylenme olduğunu gösteriyor. Peki, buna ne sebep oluyor?

    İngiltere Whipps Cross Üniversitesi Hastanesi’nde endekrinolog olan Dr. Rina Davison, aşırı tüylenme sebebi olarak bazı hastalıkları ve aileden miras kalmayı gösteriyor.

    Davison, “Güney Asyalı veya Akdenizli topluluklarda Kafkaslara oranla daha az tüylenme görülüyor. Irk etkili olmaksızın aileye bağlı olarak da “tüylü” olunması muhtemeldir,” diyor.

    ZARARLARI
    Büyük ölçüde şekerli besin ve rafine karbonhidrat içeren bisküvi, kek, hamur işi gibi yiyecekler tüylenmeyi arttırabiliyor.

    Yüksek glisemik endeksleri sebebiyle bu besinler çabuk enerji salınımına ve sonrasında insülin direncine neden olabiliyor.

    İnsülin, kan şekerini düzenleyen bir hormondur. “Direnç”, bu hormonun kan şekeri seviyesini düşürmede etkisiz kalması ve vücudun daha fazla üretmek için çaba harcaması anlamına gelir.

    Yüksek insülin seviyesi de erkeklik hormonu olan “testesteron”un salgılanmasına ve dolayısıyla tüylenmeye neden oluyor. Aşırı kilolu kişilerde de insülin direnci görülebilir.

  • Kolayı bırakmanız için sebepler…

    Kolayı bırakmanız için sebepler…

    İçerken tadına doyamadığımız gazlı içecekler aslında birçok hastalığa davetiye çıkarıyor.

    Ünlü yazar Karen Hill, ‘Yeteeerr! Artık Diyet Yapmak İstemiyorum’ adlı kitabında bu içeceklerin neden olduğu 12 hastalığı anlattı.

    Karen Hill, insanların kolaya olan düşkünlüğüne değinerek, ‘Türkiye’de adeta bir kola bağımlılığı var’ dedi.

    Günde bir-iki litreyi geçiyor adeta su yerine kola tüketiyoruz.

    Öncelikle kola korkunç bir bağımlılık yaratan içecektir. Uyuşturucuyu bırakmak kadar zahmetlidir.

    İnsanların kolayı bırakmakta çok güçlük çektiğine değinen Hill, Bırakmaya karar verdikleri ilk gün korkunç migren ağrıları, titremeler, asabilik ve uykusuzluk yaşıyorlar.

    Fakat iki günü atlattıktan sonra bomba gibi oluyorlar.

    İşte bırakmanız için en önemli 12 sebep…

    1- Fazla kilo ve yağlanma

    2- Karaciğer hasarı

    3- Diş çürümesi

    4- Böbrek taşları ve Kronik böbrek hastalığı

    5- Şeker hastalığı

    6- Asit reflü

    7- Kemik erimesi

    8- Hipertansiyon

    9- Kalp hastalığı

    10- Sindirim bozukluğu

    11- Alzheimer (hafıza kaybı)

    12- Kanser

  • 3 Günlük Detoks Diyeti

    3 Günlük Detoks Diyeti

    3 gün süren bu harika detoks sayesinde diyete ilk adımı atacaksınız.
    1.GÜN:
    Sabahtan öğlene kadar ılık yeşil elma kompostosu
    Hazırlanışı:
    Dilimlenmiş 3 adet kabuklu yeşil elma
    3-4 adet kabuk tarçın
    5-6 adet karanfil
    10-15 adet kuru üzüm
    Bütün malzeme kaynatılıp ılıtılacak.Blender dan geçirilebilir.Mutlaka ılık olarak tüketilecek.
    Öğleden gece yatana kadar lahana çorbası

    Hazırlanışı:
    Küçük bir bütün beyaz lahana
    1 baş soğan
    3–4 diş sarımsak
    1 demet maydanoz
    Birkaç adet sivribiber
    1 çay kaşığı kimyon
    1 çay kaşığı zerdeçal
    1 tatlı kaşığı zencefil
    2–3 tatlı kaşığı zeytinyağı
    Bütün malzeme kaynatılıp ılıtılacak.Blender dan geçirilebilir.Mutlaka ılık olarak tüketilecek.
    *Ayrıca gün boyunca bol bol ılık sıvılar alınacak. Rezene çayı, yeşil çay tercih edilirse daha iyi olur.

    2.GÜN:
    Gün boyunca sadece çiğ gıdalar tüketilecek
    Sabah: 2 adet yeşil elma ve 2 adet salatalık
    Öğlen: Bol yeşil salata (içinde kesinlikle domates olmayacak!Roka ve tere tercih edilirse iyi olur)
    6-7 kaşık yağsız yoğurt ve iki saatte bir yeşil elma ve salatalık yenecek
    Akşam: Yarım kilo kadar hafif haşlanmış kabak ve 2-3 kaşık yağsız yoğurt
    Yatmadan önce: yeşil elma

    3.GÜN:
    Sabah: 1 Büyük bardak yarım yağlı süt
    2–3 adet ceviz içi
    Ara: Yeşil elma
    Öğlen: Az zeytinyağı ile haşlanmış yarım kilo kadar kabak ve 6–7 kaşık yağsız yoğurt
    Ara: 2–3 avuç Taze lor peyniri ya da yağsız başka bir çeşit peynir
    Akşam: Soğan-sarımsakla pişirilmiş taze fasulye, brokoli ya da ıspanak gibi yeşil bir sebze
    Yatmadan önce: 2-3 adet kivi
    Not: günlük diyet sürecinde bol ılık sıvı ( yeşil çay, rezene çayı gibi ) almayı unutmayın!

  • Sağlıklı Ve Fit Yaşamın Formülü

    Sağlıklı Ve Fit Yaşamın Formülü

    Yüzyıllardır insanoğlunun en büyük emeli ölümsüzlüğü bulmak oldu. Her ne kadar bu konuda bir başarı elde edilemese de son yüzyıl içinde ortalama yaşama süresi uzatılabildi. Kuşkusuz bu konuda birçok hastalığı tedavi edecek ilaç ve cerrahi yöntemlerdeki gelişmeler çok büyük rol oynadı. Ancak yaşam tarzının düzenlenmesi de en az ilaçlar ya da cerrahi yöntemler kadar değerli görüldü.

    Yıllar geçtikçe teknolojideki ilerlemeler, besinlere çok kolay ulaşabilme ve hareketsizlik, şişmanlık gibi bir salgın hastalığın da ortaya çıkmasına ve her geçen gün bir çığ gibi büyümesine neden oldu. Ortalama yaşam süresi üzerine de bunca ilerlemeye rağmen negatif bir faktör olarak şişmanlık hala etkisini gösteriyor. Bugün dünyanın en uzun yaşayan insanlarının hep daha zayıf olanlar olduklarının farkına varabiliyoruz.

    O zaman zayıf kalmayı başarmak, aynı zamanda bir uzun ömür garantisi olabilir mi?

    Başa gelebilecek herhangi bir kazayı saymazsak, evet zayıf kalmak ömrü uzatmanın bir yolu sayılabilir. Zayıf kalabilmek için çeşitli moda diyetler her zaman gündemde olsa da artık diyet yaparak kalıcı zayıflamanın başarılamadığını biliyoruz. Kalıcı zayıflama için en önemli yaklaşım kuşkusuz yaşam tarzını değiştirmek olacaktır.

    İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Ayça Kaya yaşam tarzını değiştirmek için uygulanabilir bir yöntem olarak akşam yemeğinin atlanmasını önerirken, akşam yemeği atlandığında vücutta bu değişiklikler oluyor:

    – Vücutta hücre onarımında ve gençleşmede en önemli iki hormon akşam açlığında daha çok salgılanıyor. Bu iki hormon uykuda vücudu onarıyor ve hücresel bakımı sağlıyor. Gençleşmek için kullanılan yüksek maliyetli büyüme hormonunu bu şekilde davranarak vücudunuza maliyetsiz kendiniz salgılattırabilirsiniz.

    – Günlük kalori tüketiminin %14’ten azını akşam yemeği öncesinde almak ciddi metabolik kontrol sağlıyor. Kan şekerinin daha düzenli olmasını sağlıyor.

    – Akşam yemeğini atlamak, aynı zamanda kalori kısıtlaması için çok iyi bir alternatif. Kilo vermek için atılacak en önemli adımlardan biri.

    – Akşam yemeğinden sonra tam bir şeker bombası olan meyve yemek ise vücuda fazladan insülin salgılatıyor ve fazla insülin hızlı yaşlanmaya neden oluyor.

    – Akşam yemeği atlandığında uykular daha düzenli oluyor. Sindirim için harcayacağı çabayı vücut kendini onarım için harcadığından kişi sabah daha dinlenmiş ve daha enerjik güne başlarken bulabiliyor.

    Her ne kadar günlük yaşantımızda akşam yemeği aynı zamanda bir sosyalleşme ve tüm aile fertlerinin bir araya geldiği bir paylaşım gibi görülse de daha fazla zaman kaybetmeden bu alışkanlığımızdan vazgeçmemiz gerekiyor. Akşam yemeğinizi mümkünse saat beşten önce yiyin ve akşam yemeğinizi yedikten sonra hiçbir şey yemeyin.
    Bitki çaylarından yardım alın

    Açlık duygusu yaşadığınızda bu durumu şekersiz bitki çayları içerek gidermeye çalışabilirsiniz. Saat başı içilecek bu sıcak çaylar hem sindirimi rahatlatır hem bağırsakları yumuşatır hem de tokluk duygusu verir. İlk günlerde çok acıkırsanız 1 tatlı kaşığı balla tatlandırılmış süt içebilirsiniz. Süt hem laktik asit seviyesini yükseltir vücudu gevşetir hem de açlıkta temel gereksinim olan şekeri vücuda verir.

    Akşam yemeğini atlamayı mümkünse her gün yapın. Bu durumda çok iyi kilo kontrolü sağlarsınız. Haftada en az iki gün yapabildiğinizde ise ortalama kilo kontrolü ile iyi bir metabolik iyileşme elde edersiniz. O halde “akşam yemeğini atlamak” kalıcı kilo kaybının ve gençleşmenin en önemli anahtarı olabilir.

  • Kilonuzu Kahvaltı İle Koruyun

    Kilonuzu Kahvaltı İle Koruyun

    Uyandığınızda tok olsanız bile bir şey atıştırmak, metabolizmayı harekete geçirerek vücudu çalıştırır.

    Kahvaltı, günün en önemli öğünü. Özellikle çocuklar ve kilo vermek isteyenler için güne başlamanın ilk şartı olmalı. Ancak gece geç saatte yemek yediğimizde ve sabah uyandığımızda biraz da fazla yemiş olmanın pişmanlık duygusuyla kahvaltı atlanıyor. Öğle yemeği de geçiştirilirse akşamüstü ve gece yeme döngüsü tekrar etmeye başlıyor. Başka bir deyişle gece yemelerinizin sebebi aslında, kah-valtıyı atlıyor olmanız diyebiliriz. Çoğu zaman anneler de aynı hataya düşüyor. Gece yatarken çocuğa ballı süt içiriyor veya yemek yediriyor. Bu da çocukluk çağında reflüyü tetikleyebiliyor.

    Mazeretler bitmiyor

    Birçok araştırma, güne kahvaltıyla başlamanın önemini gösteriyor. Bu öğünde sağlıklı seçimler yaparak beden kitle indeksinizi azaltmanız ve kilo vermeniz mümkün. Kahvaltıyı atlamak, erkeklere oranla kadınlarda daha güçlü etkiler gösteriyor. Zamansızlık, geç uyanma, iştahsızlık, yorgunluk, aç hissetmemek kah-valtı yapmayan bireylerin genel mazeretleri. Ama unutmayın ki bunlar, mazeret. Düzeltmek sizin elinizde, hemen şimdi değişim için karar verebilirsiniz.

    Öğün atlamak zayıflatmıyor

    Araştırmalara göre, kahvaltıyı atlayan veya geçiştirenler, öğle saatlerinde sağlıksız yemek seçme eğiliminde oluyor ve gün içinde daha fazla yemek yiyor. Kahvaltı etmeyen bireylerin bazılarıysa daha eksik kalori aldığı için kendini avantajlı zannediyor. Oysa diğer öğünlerde bu açığı fazlasıyla kapatmış oluyor. Kahvaltı etmek veya atlamak, vücutta iştah metabolizmasını etkiliyor ve gün boyu artıp azalarak kan şekeri değerini belirliyor. Güne harika bir şekilde başlamanın en iyi yolu, dengeli kan şekeri seviyesi sağlamak ve daha az kalori almak. Kahvaltıda protein, yağ ve karbonhidrat dengesinin sağlanması da önemli. Bu şekilde uygun besinlerden oluşan bir kahvaltı tüketildiğinde vücudumuzda sürekli bir enerji üretimi söz konusu. Üstelik kahvaltı, bağırsak hareketlerinin düzeni ve posa ihtiyacı için de önem taşıyor.

    Kahvaltı kalorileri: Peynir, ekmek, zeytinden oluşan klasik kahvaltılardan sıkılanlar için yumurta, yoğurt veya yulaf tercih etmek daha az kalori almayı ve kilo kaybetmeyi sağlıyor.

    Tam tahıllara yönelin: Kahvaltılık gevrekler ve rafine edilmiş ekmekle tam tahıllı ekmek arasında yapılan bir araştırmaya göre, tam tahıllar içeren bir kahvaltı, sizi daha uzun tok tutması açısından avantajlı. Tam tahıllı ürün tüketen bireyler, diğer gruba göre kahvaltıyı takip eden sekiz saat boyunca kendilerini daha az aç hissediyor. Ekmek olarak tam buğday, çavdar, kepek de seçilebilir.

    Yumurta yiyin: Yumurta, anne sütünden sonra en kaliteli protein. Aynı zamanda uzun süre tok tutucu etkiye sahip. Kilo vermeye çalışan ve yaşları 25-60 arasında değişen bireyler üzerinde yapılan bir çalışmaya göre, kahvaltıda iki yumurta tüketenler, poğaça tüketenlere oranla yüzde 65 daha fazla kilo kaybetti ve gün içinde daha enerjik olduklarını belirtti.

    Çok şekerli seçeneklerden uzak durun: Sabah kahvaltı olarak gofret, kek, kurabiye, çikolata ve şeker ilaveli kahvaltılık gevrek yiyenler, kan şekerinde oynamalar yaşayacağı için 1-2 saat içinde tekrar acıkacak ve enerji düşüklüğü yaşayacak.

    Farklı seçenekler

    Herkes yataktan aç kalkmak durumunda değil ve bazı bireyler erken vakitte bir şey yiyemedikleri için de kahvaltıyı atlayabiliyor. Uyandığınızda aç değilseniz bile iki saat içinde kahvaltı yapmanızı öneririm ki, vücudunuz güne başladığı komutunu alsın ve metabolizmayı çalıştırmaya başlasın. Aşağıdaki seçenekleri deneyebilirsiniz:

    * Tam tahıllı, şekersiz kahvaltılık gevreklerle süt,
    * Grisiniyle fıstık ezmesi,
    * Yoğurtla yulaf,
    * Meyveyle ceviz,
    * Bir tam yumurta ve iki beyazla peynirli omlet,
    * Kefirle light kepekli kraker,
    * Tam buğday unundan yapılmış kreple bal.

    Dilara Koçak

  • Teknoloji ve Kilo verme siteleri…

    Teknoloji ve Kilo verme siteleri…

    Günümüzde teknoloji hayatımızdaki hemen hemen her şeyi kolaylaştırıyor. Bu kilo vermek için de geçerli. Teknoloji yardımı ile kilo vermenin yollarını merak ediyor ve size yardım edip edemeyeceğini öğrenmek istiyorsanız okumaya devam edin.

    Kilo verme sitelerinden birine üye olun

    İnternette kilo vermeye yardımcı olan pek çok site ve destek grupları var. Bu gruplardan birine katılabilirsiniz. Sizinle aynı amaçları paylaşan kişilerle iletişimde olmak ve bilgi alışverişi yapmak, motivasyonunuzu artıracaktır.

    1. Diyet Yöntemleri ve Deneyimlerimiz

    Sosyal networkleri kullanın

    Sosyal network teknoloji yardımı ile kilo vermenin yollarından biri. Öneriler, tarifler ve faydalı egzersizler her zaman elinizin altında. Kilo vermenize yardımcı olacak programlar bulabilir ya da arkadaşlarınızın ne durumda olduğunu görüp, motive olabilirsiniz.

    Hedeflerinizi sosyal medyada duyurun

    Bu şekilde kendinizi hedefleriniz doğrultusunda çalışmaya zorlamış olacaksınız. Böylece, kaç kilo vermek istediğinizi arkadaşlarınız arasında duyurmak, sizi daha fazla sorumlu hissettirecek ve daha motive olacaksınız.

    Arama Motorlarından faydalanın

    Bugünlerde hemen hemen her şeyin cevabını arama motorlarında bulabiliyorsunuz. Kilo vermeye çalışırken, bu arama motorunu kullanmak size yardımcı olabilir. Yeni düşük kalorili tarifler bulabilirsiniz. Değişik, severek yapabileceğiniz egzersiz türlerini keşfedebilirsiniz. Ama bulduğunuz bilgilerin doğruluğunu kontrol etmekte fayda var, çünkü arama motorlarında rastladığınız her bilginin doğru olma garantisi yok.

    Telefonunuza uygulama yükleyin

    Günümüzde akıllı telefonlarla her şeyi yapmak mümkün. Kilo vermeye yardımcı olmak üzere hazırlanmış pek çok uygulamadan birini ya da bir kaçını telefonunuza yükleyip kullanın. Bu uygulamalarla, aldığınız kalorilerin kaydını tutup, besinlerin kalori hesaplamalarını yapabilirsiniz. Ayrıca, yürüyüp koştuğunuzda kaç kalori yaktığınızı gösteren uygulamalar da mevcut.