Etiket: kilo

  • Zayıflatan Tarifler – Arda Akdiş

    Zayıflatan Tarifler – Arda Akdiş

    Kendinizi, eşinizi ve çocuklarınızı ideal kiloya kavuşturmanın en kolay yolu!
    ZAYIFLATAN TARİFLER
    Aç Kalma Stresinden Uzak Sağlıklı Mutfak

    Yıllardır zayıflamanın yolunu mu arıyorsunuz? Her türlü diyeti denedim bir türlü dikiş tutturamadım mı diyorsunuz? Evde pişirdiğiniz börekler aile fertlerine ‘parmaklarını yedirecek’ kadar nefis mi? Ailecek televizyon karşısında tabak tabak meyve yemeye bayılır mısınız? Pilav, ekmek, patates üstüne söyle harika bir revaniye de ‘hayır’ diyemiyor musunuz? Çocuğunuz yemekten sonra kocaman bir çikolata yemezse huzursuz mu oluyor? Bu sorulara cevabınız evetse, aman dikkat! Hem siz, hem eşiniz, hem de çocuklarınız büyük risk altındasınız!

    Yıllardır yalan yanlış bilgilerin ve reklâmların yönlendirdiği beslenme sistemimizin köklü değişikliklere ihtiyacı var. Artık bu gidişe dur demek, boş ve zararlı yiyecekleri hayatımızdan çıkarmak gerekiyor. Mutfakta sağlıklı bir devrim yapmanın zamanı geldi! İnsanları doğru beslenme prensipleriyle tanıştıran ve ‘çok satanlar’ listesinden inmeyen Taş Devri Diyeti ve Karatay Diyeti kitapları bu devrimi bir cümle ile özetliyor: Glisemik indeksi düşük yiyeceklerle beslenin!

    Beslenme alışkanlıklarımızı değiştirmek, böreklerden, pidelerden, kişi başına neredeyse her gün tükettiğimiz bir adet ekmekten vazgeçmek elbette kolay değil. Fakat sağlıklı bir vücuda ve kafaya sahip olmanın, dermanımızı koruyabilmenin başka bir yolu da, şimdilik yok.

    Araştırmacı Arda Ardiş bu kitapta teoriyi pratiğe çevirdi. Türk ve dünya mutfaklarından düşük glisemik indeksli 150 yemek tarifini sizler için derledi. Aile bireylerinin sağlıklı yaşaması, kilo almaması ve kilolarından kurtulması için ‘akıllı’ bir mutfak oluşturdu. Ve bu mutfakta uyulması gereken altın kuralları belirledi. Bu kitapta okuyacağınız bilgileri eşinizle paylaşın ve çocuklarınıza anlatın. Nerelerde hata yaptıklarını ve hatalarında ısrar ederlerse, ileriki yaşlarında onları bekleyen sorunları söyleyin.

    İşte akıllı mutfağın yeni prensipleri… İşte balık çorbasından içli köfteye, bamyalı piliçten kabak kebabına, İtalyan usulü böbrek tavadan roka soslu çipuraya, ayva dolmasından avokado salatasına kilo aldırmayan lezzetli tarifler… Tüm aileniz için hayırlı olsun.

    Zayıflatan Tarifler - Arda Akdiş | 1

    Kitabın Bölümleri

    1. REKLÂMLARA GÖRE BESLENEN ŞİŞMAN BİR NESİL!

    2. KİLO ALDIRAN KISIRDÖNGÜ!

    3. ŞİŞMANLIĞIN SONU İYİ DEĞİL!

    4. KİLİDİ AÇACAK ANAHTAR: DÜŞÜK GLİSEMİK İNDEKS

    5. İNSÜLİN DİRENCİNİ ‘ADIM ADIM’ KIRIN!

    6. İYİ YAĞ, KÖTÜ YAĞ!

    7. DOĞALINI BULANA KADAR MÜCADELE

    8. KİLO VERMEYİ HIZLANDIRAN GIDALAR

    9. ZAYIFLATAN TARİFLER
    • MUTFAKTAKİ ALTIN KURALLAR
    • ÇORBALAR
    • KÖFTELER, ET VE TAVUK YEMEKLERİ
    • KEBAPLAR
    • SAKATAT YEMEKLERİ
    • BALIKLAR VE DENİZ ÜRÜNLERİ
    • DOLMALAR
    • SEBZE YEMEKLERİ
    • MEZELER
    • SALATALAR
    • EV YAPIMI ÜRÜNLER

    10. MUTFAK SÖZLÜĞÜ

    Arda Akdiş kimdir ?

    1952 yılında Bursa’da doğdu. İstanbul Erkek Lisesi’ni ve Gazetecilik Yüksekokulu’nu bitirdi.

    Gazetecilik mesleğine 1977 yılında Günaydın gazetesinin açtığı Genç Gazeteci Yarışması’nı kazanarak başladı. Günaydın’da muhabirlik ve haber koordinatörlüğü yaptıktan sonra Sabah gazetesinin kuruluşunda yayın koordinatörü olarak görev aldı.

    Daha sonra Bugün, Yeni Asır ve Akşam gazetelerinde genel yayın yönetmenliği, Gözcü gazetesinde yazı işleri müdürlüğü, Türkiye Jokey Kulübü’nde de basın ve iletişim müdürlüğü yaptı. Gazeteciler Cemiyeti üyesi ve Sürekli Basın Kart sahibi olan Akdiş, halen serbest gazeteci ve yazar olarak çalışmalarını sürdürmektedir.

    Almanca ve İngilizce bilir. İki çocuk babasıdır.

  • Vichy : LIFTACTIV SERUM 10

    Vichy : LIFTACTIV SERUM 10

    Vichy : LIFTACTIV SERUM 10 | 2İlk damladan itibaren yepyeni bir cilt

    GÜÇLÜ GENÇLİK SERUMU
    PÜRÜZSÜZLEŞEN KIRIŞIKLIKLAR – DARALAN GÖZENEKLER
    SIKILAŞMA ETKİSİ – ANINDA IŞILTI

    Rhamnose’un gücü
    yaşlanma karşıtı bakımda zirve olan bir
    serumda birleşti.

    YENİLİK
    İlk damladan itibaren daha pürüzsüz, yumuşak, ışıldayan bir cilt.

    ETKİNLİK
    Kırışıklık görünümünde azalma, uzun süreli sıkılaştırıcı etki, ışıldayan cilt, gözenek görünümünde azalma.

    O kadar yoğun ki;
    İlk damladan itibaren cildiniz yenilenmişcesine pürüzsüzleşir ve ışıldar.

    O kadar güçlü ki;
    Ana kırışıklık görünümü üzerinde eşsiz etki sunar.

    O kadar saygılı ki;
    Hassas ciltler dahil tüm cilt tipleri için uygundur.

    Vichy : LIFTACTIV SERUM 10 | 3

    LiftActiv Serum 10 is the latest innovation from Vichy – a powerful anti-ageing serum that leaves skin velvety smooth and reduces the appearance of wrinkles. The secret behind Vichy LiftActiv Serum 10 is a potent 10% concentration of the breakthrough anti-ageing ingredient Rhamnose (a sugar derivative capable of a long lasting lifting effect and anti-wrinkle action) combined with Hyaluronic acid which helps hydrate and plump skin. The serum also contains Vichy Thermal Spa Water, rich in soothing and regenerating minerals and a ceramide based texture which aids the absorption of the active ingredients into the papillary dermis. The results are a powerful lifting, re-plumping anti-ageing serum specifically formulated for sensitive skins.

    Hypoallergenic, Paraben free and tested under Dermatological Control.

    Vichy : LIFTACTIV SERUM 10 | 4

  • Hamileyken Fazla Et  Kısırlığa, Az Karbonhidrat Şişmanlığa Sebep Oluyor !

    Hamileyken Fazla Et Kısırlığa, Az Karbonhidrat Şişmanlığa Sebep Oluyor !

    Hamilelik döneminde fazla miktarda kırmızı et tüketmek doğacak erkek çocukta sperm kalite sorunu, yetersiz düzeyde karbonhidrat tüketmek ise şişmanlık, şeker hastalığı gibi riskler yaşanması ihtimallerini artıyor. Bahçeci Sağlık Grubu doktorlarından Aile Hekimi Dr. Murat Berksoy hamilelik döneminde annenin aldığı besinlerin bebeğin ileriki hayatında ayrıca Alzheimer, kalp, şeker, infertilite gibi hastalılıklara sebep olabildiğini söyledi.

    Anne adaylarının hamilelik sürecindeki beslenmesi, bebeklerinin DNA’sında önemli değişiklikler oluşturduğu için tüm yaşamını olumsuz etkiliyor. Bahçeci Sağlık Grubu doktorlarından Aile Hekimi Dr. Murat Berksoy hamilelik süresinde yanlış beslenen, ağır metaller, kimyasal ve biyolojik toksinlere maruz kalan anne adayının bebeğinde, ileriki yaşlarda yüksek tansiyon, şeker, kalp-damar hastalığının yanısıra zeka geriliği, otizm ve davranış bozukluğu gibi sorunlar yaşanabileceğini söyledi.

    Ayrıca anne hamileyken çok fazla kırmızı et tüketirse, bebek erkek ise, bunun gelecekte sperm sayısını olumsuz yönde etkileyebileceğini söyleyen Dr. Berksoy, ‘’Çevresel kimyasal kirleticilerden PCB poliklorine bifeniller, dioksinler, kurşun, civa, bisfenol A ve perstisitler gibi endokrin bozucular çocuklarda işitme ve konuşma bozukluklarına, eğitimde başarısızlığın yanında gebelik sırasında benzer durumlara maruz kalındığında ise ileriki yıllarda bebeğin üreme sorunlarıyla karşılaşma olasılığını arttırmaktadır. Anne hamile iken çok kırmızı et tüketirse, bebek erkek ise, bu gelecekte sperm sayısını olumsuz yönde etkileyebilir. Hamileyken yetersiz düzeyde karbonhidrat tüketmek ise bebeğin genlerinde bazı unsurların değişmesine yol açıyor. Bu bebekler, yaşamlarının ileriki aşamalarında daha çok kilo alıyor. Yani anne adayı yetersiz karbonhidratlı bir beslenmeye geçerse, çocuğunun kilo alma riskini artırıyor. Anne karnındayken çocuk yetersiz beslenirse, çocuk ileride şişmanlık, şeker hastalığı gibi risklerle karşılaşabiliyor. Bu nedenle özellikle hamile kadınların beslenme ve yaşam tarzları konusunda daha bilinçli davranması gerekir’’ dedi.

    Anne Bebeğinin Genlerini Nasıl Etkiler?

    Uzmanların teorisine göre, anne karnında gelişimini sürdüren bebek, dünyaya geldiğinde karşılaşacağı ortama hazırlıklı olmaya çalışıyor ve DNA’sında buna göre değişiklikler oluyor. Dr. Murat Berksoy, karbonhidratı yetersiz bir ortamda gelişen bebeğin yeterli besin olmadığı varsayımıyla vücudunu depolamaya programladığını belirterek, şunları söyledi: ‘’ Daha önce hayvanlarda yapılan çalışmalarda da beslenmenin gen işlevlerinde değişiklik yaratabildiği belirlenmişti. Buna, Epigenetik değişim deniyor. Bu alana eğilen uzmanlar ise çevre ile genlerin nasıl bir etkileşim içinde olduğunu anlamaya çalışıyor. Annenin aldığı besinler ve diğer etkenler bebeğin hayatında Alzheimer, kalp, şeker, infertilite gibi hastalılıklara sebep olabiliyor. Çocuk sahibi olmak isteyen çiftlerin D vitamini, iyot, Omega 3, B12 vitamini, folik asit, A vitamini ve demir eksikliklerinin giderilmesi büyük önem taşıyor.’’

    Dr. Murat Berksoy Epigenetik değişimlerin kısmen de olsa yaşamın ilk dönemleri ile daha sonraki hastalıklar arasında bağlantı oluşturduğuna ilişkin önemli kanıtlar olduğunu belirterek, kadınların gelecek nesillerin sağlığını iyileştirebilmek için beslenme konusunda daha fazla desteğe ihtiyacı olduğunu sözlerine ekledi.

    Erkeklerde Kısırlık
    1. Erkeklerde kısırlık hangi sebeplerden olur?
    2. Erkeklerde kısırlık nasıl tedavi edilir?
    3. Erkeklerde kısırlık nasıl tespit edilir?
    4. Erkeklerde kısırlıktan nasıl emin olunur?
    5. Genetik faktörler erkeklerde kısırlığa neden olabilir mi?
    6. Erkeklerde kısırlığın nedeninin belirlenemediği durumlar nelerdir?
    7. Sigara kullanımı erkeklerde kısırlık riskini artırır mı?
    8. Erkeklerde kısırlığın yaş ile ilişkisi var mı?
    9. Alkol kullanımı erkeklerde kısırlık riskini artırır mı?

  • Kilo verdiğimi ve Dukan diyeti yaptığımı öğrenenlerin çoğunun bana en çok sorduğu soru : Neler yedin ?

    Kilo verdiğimi ve Dukan diyeti yaptığımı öğrenenlerin çoğunun bana en çok sorduğu soru : Neler yedin ?

    Kilo verdiğimi ve Dukan diyeti yaptığımı öğrenenlerin çoğunun bana en çok sorduğu soru : Neler yedin ? | 5Yakın arkadaşlarım için bir liste yapıp fotokopi ile dağıtmıştım ama ilk yazıma gelen yorumlardan sonra (Bkz. Dukan Diyetim ) bunu Kadınlar Kulubu Portal’ında da yazmaya karar verdim.

    Öncelikle yazdıklarımda miktar sınırlaması yok. En azından ben miktar konusunda hiç kısmadım kendimi. Aklımda olanların markalarını da yazacağım. Markete girdiğimde önce onlara yöneliyorum çünkü. Yediklerimi sabah, öğle, akşam diye de ayırmıyorum. Kafama, o anki keyfime göre gruplandırıp yedim çünkü.

    Şimdi gelelim BEN neler yedim :

    – Her protein gününde mutlaka 2 tane yumurta ( Genelde haşlayarak birini mutlaka sabah, diğerini akşam veya öğlen, ya da yağsız peynir ve baharatlarla omlet yaptım )
    – Yağsız beyaz peynir ( İnceledim en düşük yağ oranı Migros markalı olanda var)
    – Yağsız kaşar peynir ( Sütaş )
    – Yağsız süt ( Pınar süt )
    – Yağsız Yoğurt ( Sütaş)

    Şimdi bu sütlü ürünler grubunda mutlaka yağ oranlarını karşılaştırın. Bazı markalarda light deniyor ama inceleyince yarım yağlı olduğunu görüyorsunuz. Kimi sütte light olduğu halde yağ oranı 1,4 ama diğerinde 0,15. O nedenle mutlaka karşılaştırma yapıp en az yağlıyı seçin.

    Tavuk göğsü ( ben kuşbaşı doğrayıp yağsız tavada arada az az kaynar su ekleyerek kapağını kapatıp içinin de pişmesini sağladım. Pişince kekik, kırmızı biber ve karabiberle tatlandırdım. Veya light yoğurt ve taneli hardalı karıştırarak sos yaptım. Böylece o tatsız göğüsten lezzetli sayılabilecek bir yemek çıktı. Bunu bazen öğlen bazen akşam yedim. Bazen de 2 öğüne böldüm)

    Köfte ( Yağsız kıyma, biraz soğan ve tuz hariç baharatlarda tatlandırıp tavada pişirdim. Tavaya 1 damla yağ koyup kağıt peçete ile her tarafına yayarsanız dibine yapışmıyor.)

    Pınarın light hindi salamı ( Valla sabah, öğle, akşam is tediğim her öğünde ya da acıktıkça yedim.)

    – İçecek olarak sorbitol ve aspartamla tatlandırılan içecekleri içebiirsiniz. Benim favorim Cola Zero ve Lipton Şeftali Light. Bol bol tükettim.

    Yulaf Kepeği ( Bazen krep yaptım ama çoğunlukla üşenip light yoğurtla karıştırıp yedim. Benim gibi şekerli yoğurt sevenler içine biraz da tatlandırıcı koyabilirler. )

    – Hergün en az 1,5 lt su. Şekersiz çaylar, kahve.

    Şimdi size 2 tarif vereyim. İlki tek başına bir öğün olabilecek doyuruculukta;

    Hindi salamlı ve light kaşarlı yulaf kepekli krep:

    Krep için: 1,5 yemek kaşığı yulaf kepeği, 1,5 yemek kaşığı beyaz peynir, 1 yumurta. Bütün malzemeyi güzelce çırpın, 1 damla yağı tavada peçeteyle yayıp, tava iyice kızınca malzemeyi döküp altlı üstlü pişirin. ( Maalesef ben her zaman tutturamadım. Moralinizi bozmayın;))
    Krep pişince biraz soğumasını bekleyin içine hindi salam ve ince kesilmiş kaşar peynirini koyup sarın. Ben bunu her seferinde 2 ye bölüp yedim. Bir öğünde fazla geldi.

    Bu da Dukan Tatlımız. Tarif kardeşimden :) :

    1 lt den biraz daha az light süt, 3 yumurta, 3 kaşık tatlandırıcı ( canderel veya splenda).

    Bütün malzemeyi karıştırıp minik kaselere bölüyoruz. Bu kaseleri içi su dolu başka bir tepsiye oturtup 170 derece fırında üzeri hafif kızarana kadar pişiriyoruz. Soğuyunca buzdolabına koyuyoruz. Buzdolabında ne kadar uzun süre kalırsa o kadar güzel oluyor aklınızda olsun. Yapımı hem kolay hem de çok hafif bir tatlı.

    Valle benim günlük öğünlerim bu yazdıklarımdan oluştu. Genelde öğün düzeni yaptım ama acıktıkça bunlardan miktar kısıtlaması olmadan yedim. Zaten protein tok tutan birşey istesenizde çok fazla yiyemiyorsunuz. Çok fazla açlık hissinizin olmadığı zamanlarda acıkmasanızda öğün vakitleriniz geldiğinde yemenizi tavsiye ederim. Az yersem çok kilo veririm diye birşey yok bu diyette. Sadece daha halsiz düşersiniz. bu arada günde en az 20 dakika yürüyüş yapmayı da ihmal etmeyin derim.

    Hepimize kolay gelsin:)

    Dukan Diyeti Kadınlar Kulübü Yorumları

    Özgün içeriktir link olarak kaynak verilmeden yayınlamaz !

    http://www.ekoorganik.com/kategori/gida/unlu_mamuller/ru_sheim_yulaf_kepegi_500.aspx

  • Dukan Diyeti – Yaşanmış bir diyet hikayesi :)

    Dukan Diyeti – Yaşanmış bir diyet hikayesi :)

    Dukan Diyeti - Yaşanmış bir diyet hikayesi :) | 6 Aman Allahım 64 kiloyum ( Bu ne ki demeyin dolabınızdaki hiçbir pantalona giremiyor, sadece eşofman ve hint usulü bol elbiselere sığabiliyorsanız bu bir felakettir). Tartıda 3 aydır aynı kiloyu gördükten sonra artık bu kilonun yerleştiğine karar verdim. Arada az yemek, bol hareket etmek, 3 beyazı kesmek vs gibi çalışmalarım olsa da neredeyse sadece karbonhidrat ve şekerli besinlerle yaşayan biri olarak muvaffak olamadım tabii ki.

    Ne yapsanm kendimi salıp gardrobumu mu yenilesem, spor salonuna mı yazılsam (ki nefret ederim), yoksa bu kadar masrafa girmeyip biraz boğazımı mı tutsam diye. Bu gelgitler arasında bir arkadaşımın tavsiyesi ile Dukan diyetinden haberdar oldum. Et, süt vs oldum olası severim zaten deyip ilk iş gidip kitabı aldım. Tabi ki sadece et, süt sevmek yetmiyormuş. Hepsi yağsız olacak, istediğin her kısmı yiyemiyorsun falan. Uzun iş diye düşünürken baktım başka çare yok bu kilolardan da kurtulmam lazım de nemekten zarar gelmez deyip marketin yolunu tuttum.

    Dukan Diyeti - Yaşanmış bir diyet hikayesi :) | 7Yağsız süt, yağsız peynir, tavuk göğsü ( but önerilmiyor maalesef ), diyet içecekler ( aspaertam ve sorbitol içerenler), şekersiz sakızlar, surimi aldım da aldım. Gören bu hatun savaş haberi almış der. Ve bu diyetin püf noktası : Yulaf Kepeği ! Ama merek marketlerde bulunmuyor ki. Onu da ertesi gün internetten sipariş vererek meşru diyete başlama günü olan Pazartesiyi ilk dukan günü olarak ilan ettim. Bu arada Dukan resmi internet sitesinde diyetle ilgili bana özel yönergeleri okudum. dukana göre olmam gereken kilo 60.

    Ben ise 58 i görmeden bırakmam diyorum ki gözüm kalan bazı kıyafetlere ancak o şekilde girebilirim. Zamanında almışım giymişim doyamamışım 2 kilo için Dukan da beni kıracak değil herhalde.

    Gelelim yeni başlayanlar için diyet evrelerine kısaca göz atmaya :

    Dukan 4 evreden oluşuyor :

    1 – Atak Evresi : Bu dönem kişinin boyu, kilosu gibi etkenler gözönüne alınarak 3 veya 4 gün sürüyor. SAdec e saf protein ile beslenebiliyorsunuz. Bu proteinin yasaklı olanları da var ( tavuk budu, derisi vb)

    2- Seyir evresi : Bu dönem olmak istediğiniz kiloya inene kadar devam etmekte. Benim için önerdiği süre 30 gün kadardı ( Tabii ki benim 60 kiloya inmek istediğimi düşündü dukan amca). Bu dönemde 1 gün saf protein, 1 gün protein + sebze ile besleniyorsunuz. Veya 5 gün protein, 5 gün protein + sebze ile besleniyorsunuz. Bir de benim gibi vermesi gerekenkilo miktarı 5-6 kilo civarında olanlar için mükemmel bir program var. 2 gün saf protein + 5 gün serbest :) Serbest derken tabii ki olayı çok da abartmamak lazım. Gayet dikkatli, ve seviyeli beslenmeliyiz ( ha ben yapabildim mi sormayın gitsin ) Ben bu 2 günlük programı duyunca pek heveslendim tabi.

    3- Güçlendirme evresi : Bu dönemde seyir evresine ek olarak daha fazla sebzemiz var. Yani sebze çeşidi artıyor. Ayrıca önce haftada 1, sonra da haftada 2 kere ödül öğünleri var. İstediğinz yiyebiliyorsunuz ama haftada t ek öğün.

    4- Koruma evresi: Bundan sonra rahatız. Sadece haftada 1 gün saf protein günü yapıyoruz onun dışında serbestiz. İstediğimizi yiyoruz.

    Bu evrelerin süresi kişinin vermek istediği kilo miktarına göre değişmekte. Örneğin Seyir evresi kimi için 2 ayı bulabilirken kiminde 5 ayı bulabiliyor. Rehber gibi hazırlanan Dukan Diyeti kitabından kendiniz için uygun süreyi hesaplayabilirsiniz.

    Diyetin bir kaç ipucu var. İlki daha önce bahsettiğim Yulaf Kepeği. Diyetin olmazsa olmazı. Hergün 1,5 kaşık tüketmek zorundasınız. İster yoğurda vs karıştırın ister özel tarifiyle krep gibi yapın. Bu hergün yenecek. Aslında gayet tok tutan birşey. Genelde benim 1 öğünüm yulaf kepeğinden oluştu. Diğer bir önemli nokta asansör kullanımı. Asansör kullanımı unutuyoruz ( en azından 5 kata kadar). Bol bol merdiven kullanıyoruz. Ayrıca her gün mutlaka 20 dakika yürüyoruz. Mutlaka 1,5 lt sıvı tüketiyoruz. Su, çay, kahve ( tabii ki şekersiz olmak kaydıyla ) bu 1,5 lt nin içinde.

    İpuçlarından bahsetmişken bana göre zor olan kısımdan da bahsedeyim. Meyve yok. Kesinlikle, asla ve katiyyen güçlendirme evresine kadar meyve yemiyoruz. bu benim için işin kabus kısmı. Neyse ki ben 2 gün saf protein + 5 gün normal beslenerek meyvelerimden mahrum kalmadım.

    Dukan Diyeti - Yaşanmış bir diyet hikayesi :) | 8Gelelim benim Dukanıma;

    İlk üç gün hiçbir açlık çekmememe rağmen bir bakımdan kabustu. Öyle bir ödem attım ki neredeyse her yarım saatte bir wc ye koşturdum. Gece uykumdan uyanarak bile. 3. gün artık umutsuzluğa kapılmaya başlamıştır bu ödem denen şey hiç beni terketmeyecek diye ama terk etti :) 3. gün sonunda tartı 62 kg.yu gösteriyordu. Şimdi haftada 2 gün protein 5 gün normal beslenme düzenine geçebilirdim. Bu 5 günü nasıl mı geçirdim? Maalesef çok da sağlıklı beslenerek olamadı. Çünkü doğum günleri, davetler vs derken zaten yemek yemekten özellikle hamurişi ve tatlı yemekten hiç bıkmayan ben ipin ucunu kaçırdım. Lakin nasıl olduysa 2. haftanın sonunda 60,5 kg olmuştum. Benim protein günlerim pazartesi -perşembeydi.

    Bu 2 haftada 1 protein gününde sağlık sporunu yaşadım. Ölçemedim ama sanırım tansiyonum dütü. Sabah ofisime ulaşmak için merdiven çıkardan gözüm karadı, başım döndü ve oturdum kaldım. Bir süre sonra kendimi toplayıp ofise çıktığımda şeftalili light ice tea ye sarıldım ama nafile. İçiyorum ama şekersiz olduğundan dolayı o ohh kendime geldim hissini bir türlü yakalayamıyorum. Üzerine light beyaz peynir, kaşar peynir, light hindi salam ne bulursan yedim de bira kendime gelebildim. Bu diyet süresince tek yaşadığım olumsuzluk da buydu.

    Ben 6. haftanın sonunda 58 kiloyu tartıda gördüm ya mutluluğumun kelimelerle tarifi yok. Benim gibi birinin canı hiç tatlı, pasta, kurabiye vs istemeden diyet yapabildi. Beni gören bilen şaşırıyor. Söylerlerdi 3 beyazdan uzak durmadığın sürece o seni kendine çeker. Doğruymuş.Biz yedikçe yine isyitoruz ve istediğimiz her zaman yedikçe bir kısırdöngüye girip bırakamıyoruz. En azından protein dönemlerimde tat lı vs konusunda hiç sıkıntı yaşamadım. Şu an sadece haftada 1 gün koruma amaçlı protein günü yapıyorum. Ve hayatımdan çok memnunum.

    Ama şunu da eklemeden geçemeyeceğim. 10 kg.dan fazlam olsa idi ben yukarıdaki 4 evreyi asla tamamlayamazdım. Çünkü meyva yok. Şansım vermem gereken kilonun daha az olması sanırım. Bir de bu diyet bana şunu öğretti. Sık sık tartılıp kilo kontrolü yapmayı ibre yukarı doğru çıkmaya meyil verdiğinde 1-2 günlük protein atakları ile tekrar istenilen düzene girmeyi.

    Dukan Diyeti Kadınlar Kulübü Yorumları

    Bunlar benim dukan deneyimlerim. Allah diyete ihtiyaç duyana yardım etsin, diyet sürecinde olana sebat versin :)

    Sorularınız var ise seve seve cevaplayabilirim….

  • Kariyer, Çocuk, Menopoz Süreci Nasıl Tespit Edilir ?

    Kariyer, Çocuk, Menopoz Süreci Nasıl Tespit Edilir ?

    Kadında doğuştan varolan yumurta rezervleri; doğurganlık yaşı, bebek sahibi olma şansı veya menopoz süreci hakkında güvenilir bilgi kaynağıdır. Peki zaman içinde azalan yumurtalık rezervlerinin seviyesinin belirlenmesi mümkün müdür? Yapılan araştırmalar basit bir kan tahlili ile kandaki AMH hormonuna bakıldığında elde edilen değerler tüm bu sorulara güvenilir cevap oluşturuyor…

    Op. Dr. Güvenç Karlıkaya
    Bahçeci Fulya Tüp Bebek Merkezi

    ‘’Hem kariyer hem çocuk istiyorsunuz ve zaman konusunda kararsızlık yaşıyorsunuz. Geç kalmaktan da korkuyorsunuz… Ya da tüp bebek tedavi sürecinde bebek sahibi olma şansınızı merak ediyorsunuz… Ya da ‘menopoz sürecine girdim mi’ ikilemini yaşıyorsunuz?’’ Günlük yaşamda bu tür sorunlarla daha sık karşılaşır hale geldik. Çünkü özellikle son otuz yılda kadının sosyal hayata ve iş hayatına katılımının hızla artması, eğitim düzeyinin yükselmesi, kariyer planlaması gibi nedenler gelişmiş toplumlarda gebelik yaşının geciktirilmesi sonucunu doğurdu. Birçok aile çocuk sahibi olma planlarını daha ileri yaşlara bırakmakta, bunun sonucunda infertilite (kısırlık) sorunu ile daha sık karşılaşılmakta ve infertilite tedavilerine daha sık başvurulmaktadır.

    Basit Bir Kan Tahlili İle Yumurta Rezervinin Belirlenmesi İçin AntiMullerıan Hormon (AMH)Testi

    Kadın yaşının ilerlemesiyle gebe kalma şansının azaldığı ve düşük yapma riskinin arttığı bilinen bir gerçektir. Özellikle otuzlu yaşların ortalarından itibaren bu türde problemlerle karşılaşma riski gittikçe artış göstermektedir. Yapılan çalışmalarla anlaşılan bir diğer ilginç saptama ise bu risklerin ortaya çıkış zamanı ve artış hızı, kadının yumurtalık rezervinin yaşla azalma trendine birebir uyum göstermesidir.

    İnfertilite tedavileri, özellikle tüp bebek ve mikroenjeksiyon gibi, ileri tekniklerin başarılı sonuçlanabilmesinde en önemli etkiyi kadının yaşı ve buna bağlı olarak elde edilen yumurta sayısı ve kalitesi yapmaktadır. Bu nedenle, çiftler için çok büyük önem taşıyan bu tedavilerde, başarı şansını önceden değerlendirebilmek için yumurta rezervini ölçmeye yönelik bir çok kriter belirlenmeye çalışılmıştır. Ancak bu belirteçlerin birçoğu (örneğin kandaki FSH değerleri gibi) farklı zamanlarda farklı sonuçlar verebildiği için yeterli bilgiyi vermekten uzak kalmıştır. Son yıllarda, Anti Müllerian Hormon (AMH) ölçümlerinin bu konuda daha çok yardımcı olduğu, kadının adet dönemlerinin farklı zamanlarında değerinin oldukça sabit kaldığı gözlemlenmiştir.

    AHM Hormonu Seviyesi Önemlidir!

    Gerçekte de, çok erken dönem yumurtalardan salgılanan bu hormon, kadının asıl yumurtalık havuzu hakkında bize daha doğru bilgiler vermektedir. Yapılan çalışmalar, kanda bakılan AMH değerlerinin, tüp bebek tedavisinde yumurtalıkların vereceği cevap konusunda bize önceden önemli bilgiler vermektedir. Düşük AMH değerlerine sahip kadınlarda yapılacak bir tüp bebek tedavisinde elde edilecek cevabın (muhtemel elde edilebilecek yumurta sayısının) düşük olacağını bilmek, hasta için en uygun olduğu düşünülen protokol seçiminde yardımcı olurken, hastanın bu yönde bilgilendirmesinde önemli bir parametre olacaktır.

    Kariyer, Çocuk, Menopoz Süreci Nasıl Tespit Edilir ? | 9 Yüksek AMH değerlerinde ise, hastadan en uygun cevabı alacak ilaç dozlarının ve protokollerinin belirlenmesi, yeterli sayıda ve kalitede yumurtalar elde edilmesine, buna bağlı olarak gebelik şansının artmasına neden olacaktır. Bununla beraber “ovaryan hiperstimulasyon sendromu” adı verilen ve tüp bebek tedavilerinde aşırı yumurtalık cevabı nedeniyle karın şişkinliği ve nefes alma güçlüğü gibi bazen şiddetli olabilen komplikasyonların ortaya çıkma olasılığı, yüksek AMH değerlerine sahip kadınlarda daha fazladır. Bu şekilde yüksek AMH değerlerine sahip kadınlarda, tedavilere uygun protokoller ve ilaç dozları ile başlamak, tüp bebek tedavilerinin bu en korkutan yan etkisini önlemede doktorlara en başından uyarıcı olacaktır.

    Aynı zamanda, AMH değerlerinin, menopoza giriş yaşını belirlemede belirleyici olabileceğine dair birçok çalışma bulunmaktadır. Beklenenden daha düşük AMH değerlerinde kadının ortalamalardan daha önce menopoza girme ihtimalinin arttığı gözlemlenmiştir.

    Her ne kadar bir kadının gebe kalma ihtimali veya menopoza girme süresi birkaç parametre ile kesin olarak belirlenemeyecek kadar karmaşık olaylar silsilesi olsa da, gebe kalma yaşını çeşitli nedenlerden erteleme eğilimi olan kadınların, bu türde parametrelerden yararlanmaları gelecek planlarını yapmakta onlara yardımcı olacaktır.

  • Dukan Diyeti

    Dukan Diyeti

    Dr. Pierre Dukan tarafından yaratılmış ve kendi adıyla anılan Dukan diyeti tüm dünyada ‘aç kalmadan zayıflama yöntemi’ olarak biliniyor. Kadınlar Kulübü, Dukan diyetini sizin için mercek altına aldı. Kadınlar kulübü üyeleri zaten konuya hiç yabancı değil ve Dukan Diyeti yorumlarını burayı tıklayarak görebilirsiniz.

    Kadinlar Kulubu Dukan Diyeti Yorum ve Listeleri

    Henüz Dukan diyetini duymamış olan varsa, yakında duyacağından eminim. Bu yeni trend bütün Avrupa’yı sarmış durumda. Prenses Kate Middleton bile kilo almadan istediğinizi yiyebildiğiniz bu diyeti uygulayanlardan. Kulağa gerçek olmayacak kadar iyi geliyor, öyle değil mi?

    Dukan diyeti, aslında Atkins diyetinin temeli olan düşük karbonhidrat tüketimine dayanıyor; ancak bu yeni akım haftada altı gün istediğinizi yiyebileceğinizi söylüyor. Peki, nasıl işliyor? Dukan diyetinin dört aşamasına bir göz atalım.

    1- Hazırlık Aşaması: Bu ilk aşama, ne kadar kilo kaybetmek istediğinize bağlı olarak 1-10 gün arası sürüyor. Örneğin, 10-12 kg vermek isteyen birisi için bu süre bir hafta. Hazırlık döneminde herhangi bir kalori kısıtlaması yok; ancak beslenmeniz sadece yağsız proteinlerden oluşuyor ve hemen hemen hiç karbonhidrat alınmıyor. Yemeklerinizde ayrıca yağsız süt ürünleri ve zayıflamanın gizli silahı olarak adlandırılan yulaf kepeği var. Bu diyetin savunucuları günde 1,5 yemek kaşığı yulaf kepeğinin içerdiği lifin sisteminizi temizlerken aynı zamanda sizi tok tuttuğu konusunda hemfikir.

    2- Hedef Aşaması: Bu aşamada, 1. aşamadaki gıdaları tüketmeye devam ediyorsunuz. Sadece, diyetinize iki günde bir nişastasız sebze ekleniyor. Bu aşama hedeflediğiniz kiloya ulaşıncaya kadar devam ediyor.

    3- Takviye Aşaması: Bu diyetin yaratıcısı Dr. Dukan bu aşama ile diyetinin benzerlerinden kendisini ayırdığını söylüyor. Takviye aşamasında diyetinize karbonhidrat eklenmeye başlanıyor. Haftada iki kere ‘kutlama öğünü’ diye adlandırılan istediğiniz her şeyi yiyebileceğiniz bir döneme giriliyor. Haftada bir gün, sadece yağsız protein tüketiliyor.

    4- Koruma ve Sabitleme Aşaması: Bu son aşama aşağıdaki üç kuralı yaşam biçiminiz haline getirmek üzerine kurulu.

    – Haftada bir gün sadece protein yeniyor. (Bu, her hafta aynı gün olmalı.)
    – Hayatınızın sonuna kadar günde 1,5 yemek kaşığı yulaf kepeği tüketiliyor.
    – Asla asansör ve yürüyen merdiven kullanılmıyor. Günde 20 dakika yürüyüş yapılıyor.

    Dukan diyetinin artılarına baktığımızda, uzun vadede size beslenmenizi nasıl yöneteceğiniz hakkında beceri geliştirme, meyve ve bazı karbonhidratları rahatça tüketme imkanı veriyor. Benim bu noktada size önerebileceğim temel değişiklik beyaz karbonhidratları tüketmemenizdir.

    Bizce, kilo vermenin en iyi yolu gıdaların dengeli tüketildiği sağlıklı bir beslenmedir. Sağlıklı bir kiloyu korumanın aylık besin miktarlarını hesaplamaktan daha önemli olduğuna inanıyoruz. Eğer dünyaca ünlü Dukan diyetini deneyecekseniz, aşamalar arasında kilo alıp verirken oluşabilecek yo-yo etkisine dikkat edin !

    Dr. Pierre Dukan diyeti ile zayıflama Fransa’nın en ünlü beslenme uzmanlarından biri olan Dr. Pierre Dukan’ın kaleme aldığı kitapta egzersiz yapmadan yüksek miktarda protein tüketerek kilo verilebileceği söyleniyor. Dr. Dukan’ın Protal (proteins alternatives) diyeti meşhur Atkins, South Beach ve 70’li yıllarda popüler olan protein diyetlerine benziyor. Sınırsız protein tüketip aç kalmadığınız ve az miktarda yağ kullandığınız için vücut mevcut yağ depolarını harcamaya başlıyor.

    Dukan Diyetinde sınırsız et yiyebilirsiniz

    Diyetin ilk aşaması saldırı… Beş gün yapılması önerilen diyetin bu aşamasında sadece protein var. Dana ve sığır eti biftek, fileto, kıyma olarak tüketilebiliyor. En fazla yüzde 10 yağ içeren et yapışmayan bir tavada, fırında ya da ızgarada pişirilebiliyor. Tavuk ya da hindi eti de diyete uygun. Dr. Dukan kitabında hindi fümenin, tavuğun göğüs etinin rahatlıkla yenilebileceğini söylüyor. Tüm deniz ürünleri ve balıklar da diyete uygun gıdalar arasında yer alıyor. Buharda pişirilmiş, ızgara ya da tütsülenmiş her türlü deniz ürününü yiyebilirsiniz ancak yağlı ve konserve olanlardan uzak durmanız gerekiyor. Yumurta 3-4 adeti geçmemek şartıyla, yağsız süt, yoğurt veya peyniri ise istediğiniz kadar yiyebilirsiniz.

    Saldırı aşamasında dikkat etmeniz gereken en önemli şeylerden biri de bol bol su içmek. Günde en az iki litre su vücudu protein atıklarından temizlemek açısından önem taşıyor. “Et, tavuk, balık tatsız tuzsuz olur, yenmez” diyorsanız bu diyette her türlü baharat, sirke, maydanoz, soğan, sarımsak serbest. Acıktığınız zaman bu saydığımız gıdaları sınırsız olarak tüketebiliyorsunuz. Dr. Dukan protein içeren gıdaların iştahı azalttığını ve 3-4 gün protein tüketildiğinde açlık hissinin neredeyse yok olduğunu belirtiyor.

    Bir de yapmamanız gerekenler var tabii: Yoğun egzersiz (ilk üç gün yorgun olabilirsiniz), öğün atlamak, ketçap ya da mayonez gibi yağ ve şeker içeren soslar tüketmek… Bu aşama hiçbir özür, sapma, duraklama kabul etmiyor. Yani “Biraz ara vereyim, şu tatlıdan bir kaşık alayım” deme şansınız yok.

    KİLO KAYBI ZAYIFLAMA DİYET

    Beş günlük saldırı aşamasını geçtikten sonra şimdi asıl kilo vereceğiniz bölüme geliyorsunuz. Bu aşamada haftada 2-3 kilo verebilmenin mümkün olduğu iddia ediliyor. Mönünüzde ise birinci aşamadakı proteinlere ek olarak çiğ ya da pişmiş olarak sebze tüketebiliyorsunuz. Örneğin domates, salatalık, brokoli, ıspanak, pırasa, lahana, kereviz, mantar, patlıcan, biber, havuç, her türlü yeşillik… Ancak nişasta içeren patates, pirinç, mısır, bezelye, fasulye, mercimek gibi gıdalar tamamen yasak. Sebzelerin de tıpkı etlerde olduğu gibi mutlaka yağsız pişirmeniz gerekiyor.

    HAFTADA 1 GÜN PROTEİN

    Aradan haftalar geçti, sonunda bütün fazlalıklarınızdan kurtuldunuz. Bu durumda diyetiniz sona erdi sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Çünkü şimdi koruma aşaması başlıyor. Bu aşamanın ne kadar süreceğini ise kaybettiğiniz kilo x 4,5 formülüyle buluyorsunuz. Örneğin 15 kilo verdiyseniz 67 gün koruma diyeti yapmanız gerekiyor. Neler yiyebileceğinize gelirsek… Her gün sınırsız et, tavuk, deniz ürünleri, yağsız süt, yoğurt, peynir ve yumurta… Haftada altı gün; bir porsiyon meyve (muz, üzüm, kiraz hariç her türlü meyve), iki dilim kepekli ekmek, 40 gram normal peynir, kilo verme aşamasındaki sebzeler… Haftada iki kez birer porsiyon nişastalı gıdalar (patates, makarna vs), kuzu eti, tatlı… Bu aşamayı da geçtikten sonra artık yapmanız gereken tek şey var: Normal hayatınıza devam ederken haftada bir gün saf protein diyeti yapmak…

    Dukan diyeti yorumları aşağıdadır. Dilerseniz sizde Dukan Diyetine yorum yapabilirsiniz veya kadınlar kulübü üye yorumlarını okuyabilirsiniz.

    Dukan Diet is a fast weight loss, low hunger diet

    I wonder how many people started their new diet today? And how many of those people started The Dukan Diet? Well, a lot more than last year that’s for sure! Of course, January 1st 2011 was a Saturday, but with hangovers to nurse, the shops closing early, and loads of food still left in the house, I wonder how many people thought “Saturday’s a weird day to begin a diet – I’ll go on the Dukan diet first thing Monday!”

    Starting any diet can be a time of mixed feelings. On the one hand we are hopeful that the diet will work and that at some point (in the not too far off future) we will be the size we’d like to be. But on the other hand, we’re worried that the diet won’t work, or that we won’t be able to stick it out. The Dukan diet is a diet of motivation. it has been designed to help you stick to it and to lose weight fast.

    First of all, The Dukan diet is actually four diets rather that one. For each stage of the weight loss process, there is a stage of the Dukan diet that is suited for your specific weight loss needs.

    The Attack Phase

    This stage lasts 2-7 days depending on your weight loss needs and you will see two things happen. Firstly, you will lose noticable amounts of weight and secondly you will notice your appetite for fatty and sugary foods disappearing. The most vulnerable time for giving up a diet is right at the beginning when you have relatively little to lose. Because you have actually lost weight in the first week you really do feel like you will throw away what you’ve already achieved if you give up now and start again next week.

    The Cruise phase

    This is the main weight loss stage of the Dukan diet. You will be on this stage until you reach your ideal weight. During the cruise phase you have a wider menu option, will still be losing noticable weight and hunger pangs and food cravings will be minimal.

    The Consolidation phase

    The worst thing about a diet is not usually losing the weight but actually trying to keep it off once you’ve reached your weight loss goal. This phase is designed to make sure you don’t quickly put back on all the weight you’ve lost. You can eat 2 meals a week of whatever you like to celebrate your weight loss achievement.

    The Stabilization phase

    This final stage is all about returning back to a regular eating habit but without putting weight back on. You can eat want to you like as long as you follow 3 simple rules.

    If you fancy giving the Dukan diet a try you can find all the information you need from The Dukan Diet book, written by Dr. Pierre Dukan, as well as on this site. You can see the foods I ate, the weight I lost, and how I got on with my time on The Dukan diet

    Dukan diyeti, hayatımıza “Fransız kadınlarının zayıf kalmalarını sağlayan diyet” olarak girdi. Çünkü aklımızda hep şu soru vardı.

    Kruvasan, peynir ve şarap memleketi Fransa’da nasıl oluyor da bütün kadınlar düzgün bir fiziğe sahip olarak kalabiliyorlar.

    Son zamanlarda kitabıyla ortalığı kasıp kavuran beslenme uzmanı pierre dukanın kendi adıyla lanse edilen dukan diyetine müteşekkir olduklarını biliyoruz artık Fransız kadınların. Dukan diyeti bundan tam 10 yıl önce Fransız damak tadıyla tanıştırıldı. Ve 1,5 milyon Fransız kadın bu diyete bağlı kaldı.

    Peki nedir bu Dukan diyeti?
    Karbonhidrat sevenler, üzgünüz ama bu bir protein diyeti! Yağsız proteinleri, süt ürünlerini, balık ve kümes hayvan etini içeriyor.

    Diyetin ilk aşaması

    Diyetin ilk aşaması oldukça keskin. Sadece et, balık, yumurta ve yağsız süt ürünlerini tüketiyorsunuz. Bu aşama, ilk 10 günü içeriyor. İlk beş gün içinde 3 kilo vermeniz bekleniyor.

    Bu saf protein aşamasında ağız kuruluğu ve ağız kokusu sorunu yaşayabilirsiniz. Ancak her iki durum da kilo veriyor olduğunuzun işareti. Bu durumun üstesinden gelmek için daha çok su içmenizi öneriyor Dukan. İlk dört günden sonra kabızlık sorunuyla karşılaşabilirsiniz. Bu sorunun üstesinden gelmek için de yulaf kepeğinize bir çorba kaşığı buğday eklemeniz gerekiyor.

    Bu aşamada listedeki her şeyden özgürce yeme hakkınız var. Diyetin sloganı: “İstediğin kadar ve istediğin zaman ye!” Kulağa hoş geliyor, değil mi?

    Dukan diyetinin aşamaları

    1. aşama: İlk 10 gün sadece protein yiyorsunuz. (Et, balık ve yağsız süt ürünleri)

    2. aşama: Sırasıyla “sebze ve protein günleri” ve sadece “protein günleri”. Sebzeli günlerde sınırsız sebze yiyebiliyorsunuz.

    3. aşama: Her gün protein ve sebze günü. Fakat bir miktar meyve, iki dilim ekmek ve peynir yiyebiliyorsunuz her gün. Ayrıca haftanın 1-2 günü karbonhidratlı yiyecek tüketebiliyorsunuz (makarna ve pilav). Haftada iki kez ‘kutlama öğünü’ kapsamında istediğiniz her şeyi yiyebiliyorsunuz.

    4. aşama: Bu aşamada ne seviyorsanız herhangi bir sınırlama olmadan ve kendinizi suçlu hissetmeden yiyebiliyorsunuz. Ancak kural şu: Her perşembe sadece protein günü. Daima!

    Protein aşamasının kurallar listesi

    1. Sığır ve dana eti, hatta tavşan eti yiyebilirsiniz ama kuz eti yasak. Tabii etin yağlı kısımlarını yememeye özen göstermelisiniz. Eti ızgarada, fırında pişirilmiş ya da haşlanmış olarak yiyebilirsiniz. Tabii sıvı yağ, tereyağı ve herhangi bir krema ya da sos eklemeden. Yağsız kızartma yolunu da seçebilirsiniz. Bunun için tavanın yüzeyini çok az sıvı yağ ile ovalayın ve eti kızartın. Kıymayı yumurta, gebre otu ve baharatlar ile karıştırıp köfte halinde de tüketebilirsiniz.

    2. Tavuk ve hindi eti yiyebilirsiniz. Tabii yemeden önce derisini soymak şartıyla. Ve kanatları dışında kalan kısımlarını tüketmelisiniz.

    3. Az yağlı ya da yağsız jambon tüketebilirsiniz. Şarküteri ürünleri, pişmiş ya da tütsülenmiş jambon yemeyin, çünkü bu şekilde çok yağlıdırlar.

    4. Sığır eti, dana eti ve tavuk ciğeri yiyebilirsiniz.

    5. Bütün balıkları; taze, dondurulmuş, tütsülenmiş, konserve, kurutulmuş halde yiyebilirsiniz. Ancak yağda ya da herhangi bir yağlı krema ile pişirilmemiş olarak.

    6. Tüm kabuklu deniz hayvanlarını tüketebilirsiniz.

    7. Günde iki yumurtadan daha fazlasını yiyebilirsiniz. Eğer yüksek kolesterol sorununuz varsa, hafta üç ya da dört yumurta sarısını tüketebilirsiniz. Yumurtanın beyazı yasak!

    8. Yağsız süt ürünleri; yoğurt, süzme peynir, yağsız süt tüketebilisiniz. Sade yoğurt ya da hindistan cevizi, vanilya, limon ile tatlandırılmış yoğurt sınırsız! Fakat yağsız yoğurt ya da meyveli yoğurdu günde iki kere ile sınırlandırmalısınız.

    9. Tatlandırıcılar, sirke, baharatlar, şifalı otlar, sarımsak, soğan, salatalık, limon suyu (sadece yiyeceklerin üzerinde, içecek olarak değil), hardal, tuz (ölçülü miktarda), ölçülü miktarda şekersiz doğal ketçap, şekersiz sakız yasak değil.

    Ek kurallar
    – Günde 1,5 litre su içmelisiniz. Bu, midenizde doluluk hissetmenize yardımcı olur. Çay, kahve ve diyet içecekleri de tüketebilirsiniz.

    – Günde 1,5 çorba kaşığı yulaf kepeği (örneğin, yoğurdun üstünde ya da pankekin içinde) tüketmelisiniz.

    – Her gün 20 dakika hızlı bir şekilde yürümelisiniz.

    – Tüm sıvı yağlardan ve tereyağından sakınmanız gerekiyor.

    Sebze diyeti
    Haftanın iki günü (pazartesi ve perşembeleri)salt protein günleri, diğer günleri de sebze ile kombinlenmiş protein günleri olarak belirleyebilirsiniz!

    Et ya da balıkla birlikte yiyebileceğiniz; çiğ, buharda pişmiş, haşlanmış ya da folyo ile fırında pişirilmiş sebzeler şunlar: enginar, kuşkonmaz, patlıcan, brokoli, lahana, kereviz, kabak, radika, rezene, salatalık, mantar, balkabağı, marul, turp, kuzukulağı, soya fasulyesi, ıspanak, domates.

    Tüm bu sebzeleri istediğiniz kadar ve istediğiniz zaman yiyebilirsiniz. Ancak eğer hızla kilo vermek istiyorsanız bu yiyecekleri tamamen boş mideye değil, acıkmanıza az bir zaman kala tüketin ki daha az yeme ihtiyacı duyun.

    Dikkat!
    Havuç ve pancar da bu listeye dahil. Ancak bunlar karbonhidrat içerdiklerinden, her öğün tüketmekten kaçının. Diyetinizde patates, pirinç, mısır, fasulye ve mercimek gibi diğer karbonhidrat içeren gıdalardan da uzak durun.

    Tipik sebze ve protein günü diyeti:
    Kahvaltı: Kahve (yağsız süt ve tatlandırıcı ile) ya da çay (tatlandırıcı ile),225 gram kadar yağsız peynir ya da yoğurt, bir dilim hindi eti, tavuk ya da jambon, bir adet haşlanmış yumurta.

    Ara öğün: Bir küçük yoğurt ya da 115 gram kadar yağsız peynir.

    Öğle: Mantar, ton balığı, kremalı kahve.
    Ara öğün: Bir dilim jambon ya da somon balığı, yulaf kepeği ile yapılmış pankek (2 çorba kaşığı yulaf kepeği eklemek yeterli).
    Akşam: Kabak çorbası, sığır eti kebabı, süt ve yumurtadan yapılmış muhallebi gibi bir tatlı.

  • 1 Haftada 5 kilo “NASIL” verilir ?

    Çok basit: VERİLEMEZ !

    Öte yandan her gün kitle iletişim araçlarında onlarca “mucize diyet” ile karşılaşılmakta. “İsveç Diyeti, Ayırma Diyeti, Hollywood Diyeti, Manken Diyeti, Lahana Çorbası Diyeti, Burçlara Göre Diyet, Uzman Diyeti, Kan Grubu Diyeti, Renk Diyeti, Amerikan Kalp Vakfı Diyeti, Atkins Diyeti, Son Şans Diyeti” ve daha yüzlerce değişik isimli veya isimsiz diyet. Peki bu kadar çok diyet listesi ortalarda dolaşırken neden hala insanların kilo problemi var ? Çünkü bu tip diyetlerin çoğu başlangıçta hızlı kilo kaybı sağlasa da, kısa bir süre sonra bu kilolar fazlasıyla geri alınmaktadır. Bu tip diyetler sağlığa zarar vermenin ve metabolizmanın bozulmasını sağlayarak ömrü kısaltmanın yanı sıra, kişinin “ben bu işi başaramıyorum” diyerek umutsuzluğa kapılmasına neden olmaktadır. Zaten yaşam tarzı haline getirilemeyen hiçbir yönteme başlamamak gerekir.
    diyet_tarti
    Gerçek ağırlık kaybı vücuttaki yağ kitlesinin azalması ile mümkündür. Kas ve su kitlesindeki kayıplar hem sağlık açısından risklidir, hem de kalıcı ağırlık kaybına neden olmamaktadır. Ağırlık kaybının hızlı olması öncelikle su, sonrasında kas kitlesindeki azalma ile ilişkilidir.

    Genel ilkeleri benzer olmakla birlikte diyet mutlaka “kişiye özel” olarak hazırlanmalıdır. Çünkü herkesin metabolizması birbirinden farklılık gösterir, tıpkı parmak izi gibi. Multifaktöriyel bir hastalık olan şişmanlığın tedavisinde multidisipliner bir yaklaşım gerekir. Dahiliye uzmanı veya endokrinolog, diyetisyen, fizyoterapist ve psikolog ile ekip halinde tedavi edilmesi durumunda daha sağlıklı sonuçlar alınabilir. Günümüzde birçok kronik hastalığın temel nedenini oluşturan şişmanlığın tedavisinde diyetisyen en yetkili ve etkin meslek mensubudur. Sağlık ekibinin temel direği olan hekim hastanın gerekli muayenesini yapar, tahlillerini yaptırır ve diyetisyen, kişinin özelliklerine uygun beslenme modelleriyle normal ağırlığa iniş sürecini başlatır. Diyetisyenler aldıkları eğitimin gereği olarak beslenme programını kişiye göre ayarlayabilen, aynı zamanda zayıflama diyetlerini yeterli ve dengeli beslenme alışkanlığı sağlayabilecek şekilde düzenleyebilen kişilerdir.

    Zayıflama programlarının, kişinin (yaş, cinsiyet, boy uzunluğu, vücut ağırlığı, fiziksel aktivite düzeyi, beslenme alışkanlıkları vb.) özelliklerine göre enerji ve besin öğesi içermesi; yeterli ve dengeli beslenme alışkanlığı kazandırabilmesi ve yavaş (0,5 – 1 kg / hafta) ağırlık kaybı ile bireyin yeni beslenme programını yaşam tarzı haline getirmesini sağlayabilmesi gerekir. Unutulmamalıdır ki; ayda 6 kg üzerinde ağırlık kaybı metabolik olarak başka sağlık problemlerine zemin hazırlamaktadır. Sabırlı olmak şart. Kişi, seneler içerisinde aldığı kiloları birkaç haftada vermeye çalışmamalı. Bu uğurda aç karına greyfurt veya limon suyu içmenin, kabak çekirdeği yemenin, sürekli maden suyu içmenin, yosun tabletlerinden, kekik sularından ve form çaylarından medet ummanın hiçbir bilimsel dayanağı olmadığı gibi; faydadan çok zarar verdiği aşikardır.
    diyet_her_kadin_guzeldir
    Ağırlık kaybının geçmişine bakıldığında; midede hacim oluşturan posa tabletlerinin sindirim sisteminde tıkanmalara, kafein ve amfetaminlerin bağımlılığa, çok düşük kalorili diyetlerin ve sindirim sistemine yapılan cerrahi müdahalelerin besin öğesi yetersizliklerine, protein diyetlerinin böbrek ve kalp problemlerine, kalp yetmezliği sonucu ölümlere neden olduğu görülmektedir.

    Dünya Sağlık Örgütü aylık ağırlık kaybını 2 – 4 kg arasında olması gerektiğini vurgulamaktadır. Kişi çok şişmansa ve ameliyata hazırlanacaksa, anestezi riskini azaltmak için doktor ve diyetisyen gözetiminde ayda 6 kg verdirilebilir. Yoksa kimse 20 senede aldığı kiloları 20 günde vermeye kalkışmamalı, sabırla tedavinin üzerine gitmelidir. Zayıflamanın temelinde eğitim yer almaktadır. Dahiliye uzmanı veya endokrinolog kontrolünde yapılacak klinik muayenenin ardından elde edilen kan tahlil sonuçları yorumlanarak, kişi diyetisyen eşliğinde tıbbi beslenme tedavisine alınmalıdır. Egzersiz ve davranış değişikliği tedavisinin yerleştirilmesi ile hedefe ulaşılmalı ve kişi koruma programına alınmalıdır. 3 ay süresinde diyet, egzersiz ve davranış değişikliği tedavisi uygulanmadan kimseye ilaç tedavisi ve/veya cerrahi tedavi uygulanmamalıdır.

    Sonuç olarak; zayıflama programı kişiye özel, bireyin benimseyip, yaşam tarzı haline getirerek uygulayabileceği, yeterli ve dengeli beslenme alışkanlığı kazandırabilecek özellikte olmalıdır. Ayrıca obezitenin tedavisinde tek başına diyet tedavisi yeterli olmamakta, beraberinde egzersiz programı ve davranış değişikliği tedavisi de gerekmektedir.

    Uzman Diyetisyen
    M. Turgay KÖSE

    1977 İstanbul doğumlu Köse, ilk ve ortaöğrenimini aynı şehirde tamamladıktan sonra Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü’nden 2001 yılında derece ile mezun oldu. Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nda yedek subay Diyetisyen olarak askerlik görevini tamamladı. Sonrasında Florence Nightingale Hastanesi Diyabet, Obezite ve Metabolizma Hastalıkları Merkezi bünyesinde Diyetisyen olarak çalıştı. 2004 yılında Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü’nde yüksek lisans programını tamamlayarak “Toplu Beslenme Sistemleri Bilim Uzmanlığı” aldı.

    Türkiye Diyetisyenler Derneği, Obezite Derneği ile Diyabet, Obezite ve Beslenme Derneği ve Yeni Çınar Lions Kulübü’ne üye olan Köse, hem bireysel hem de kurumsal anlamda beslenme danışmanlığı ve eğitimi çalışmalarını 2004’ten beri kurucusu olduğu Etik Diyet Danışmanlık’ta sürdürmektedir. Uzman Diyetisyen Turgay Köse fuar, kongre, seminer, internet TV, radyo ve televizyon programlarında konuşmacı; çeşitli gazete, dergi ve web sayfalarında köşe yazarı olarak yer almaktadır. Uzman Diyetisyen M. Turgay Köse’nin beslenme alanındaki ilk kitabı “Beslenme ve Diyetetik” Ekim – 2007’de piyasaya çıkmıştır.