Etiket: kilo

  • Hürrem diyeti

    Hürrem diyeti

    İşte Hürrem’i eriten diyet
    Meryem Uzerli uzman denetiminde diyete girdi, 2 ayda 8 kilo verdi. Günde 2.5 litre su içen Uzerli, sofradan tatlı ve makarnayı da eksik etmedi

    Muhteşem Yüzyıl’ın Hürrem’i Meryem Uzerli’nin verdiği kilolar bugünlerde herkesin dilinde. Beslenme ve diyet uzmanı Banu Kazanç, Uzerli’ye 2ayda 8 kilo verdiren mucize diyeti HT MAGAZİN’e anlattı.

    DİYET SÜRESİNCE DİSİPLİNLİYDİ
    Yeni bir Hadise vakası! Yaz aylarında verdiği kilolarla dikkat çeken popçu Hadise’den sonra şimdi de herkes Meryem Uzerli’nin zayıflığını konuşuyor. Türkiye’ye geldiği ilk günden beri fazla kilolarıyla dikkat çeken Uzerli, beslenme ve diyet uzmanı Banu Kazanç gözetiminde sıkı bir rejimle 2 ayda tam 8 kilo verdi. Kazanç, güzel oyuncunun kendisine geldiğinde kilo verme konusunda çok kararlı olduğunu belirterek, “Diyet süresince çok disiplinliydi” dedi.

    PORSELEN CİLTLİ HÜRREM SULTAN
    Meryem Uzerli, diyet boyunca tatlılardan ve makarnadan vazgeçmek istemediği için ona göre bir beslenme programı hazırladıklarını belirten Banu Kazanç, şöyle devam etti: “Meryem Hanım, kilolarını kısa bir sürede verdi. Vücut kas kaybetmedi. Her gün 2.5 litre suyunu içti. Kilo verirken cildinde bir sarkma, çökme de olmadı. Meryem Hanım’ın porselen gibi bir cildi var, ayrıca yaşının genç oluşu ve cilt yapısının özelliğinin bunda etkisi var…”

    “ZAYIFLAMAK İÇİN ÇOK KARARLIYDI”
    Beslenme ve diyet uzmanı Banu Kazanç, sekiz kilo vermesini sağladığı Meryem Uzerli’nin kendisine geldiğinde zayıflamayı kafasına koyduğunu söyledi. Kazanç, şöyle konuştu: “Motivasyonu yüksekti. Ayrıca kendisi disiplinli ve çok uyumlu biri”

    Daha önce Hülya Avşar, Gülben Ergen, Emel Sayın gibi ünlü isimlere kilo verdiren beslenme ve diyet uzmanı Banu Kazanç, geçen yıl fazla kilolarıyla dikkat çeken Muhteşem Yüzyıl’ın Hürrem Sultanı Meryem Uzerli’ye 2 ayda sekiz kilo verdirdi. Kazanç, diyette aşırı olmamak kaydıyla Uzerli’ye tatlı da makarna da yedirmiş. Uzerli’nin vücudunda herhangi bir sarkma da olmamış. Banu Kazanç “Onun porselen gibi cildi var” diyor.

    Meryem Uzerli’yi kısa sürede bu kadar zayıflatmayı nasıl başardınız? Kendisi nasıl biri, verdiğiniz kurallara harfi harfine uyuyor mu?
    Kilo verme programlarında başarı, diyetisyen ve danışanın ortaklaşa çabaları ve iyi iletişimle gelir. Meryem Hanım ile elektriğimiz tuttu diyebilirim. Hedeflerimizi belirledik. O da kilo verme konusunda çok kararlıydı, iyi motive oldu, istediklerini net bir biçimde ifade etti. Kendisi çok disiplinli, olumlu ve uyumlu bir kişiliği var. Listelerini uyguluyor, uyamayacağı durumlarda telefonla ne yapması gerektiğini öğreniyor.

    Yeni bir teknik uyguladınız mı? Klasik diyet listeleriyle mi zayıflattınız?
    Bu soruya cevabım hayır olacak. Zayıflamak için ne mucize formüller ne de mucize besinler mevcuttur. ‘Keşke bir sihirli değneğim olsa’ dediğim zamanlar oluyor. Kilo vermek kararlılık ve belli bir disiplini gerektiriyor ama bunun için yine de “altın anahtarlarım” var diyelim. Danışanlarımla bu anahtarlar sayesinde kapıları birer birer açıyoruz. Bana geldiklerinde, başarısız oldukları zayıflama girişimleri ve diyetle ilgili bütün bildiklerini unutmalarını istiyorum.

    Vücudunda herhangi bir sarkma oldu mu?
    Hayır olmadı. Kilolarını kısa bir sürede verdi ama beslenmesindeki dengeli protein- yağkarbonhidrat dağılımı ve yeterli protein miktarıyla vücut kaslardan kaybetmedi. Diyet yaparken yorgunluk hissetmedi. Yoğun çalışma temposu için gerekli enerjisi oldu. Aktif ve hareketli yaşamı kilo kaybını destekledi. Kilo verirken cildinde sarkma çökme olmadı, 2.5 litre suyunu içti. Meryem Hanım’ın porselen gibi bir cildi var, ayrıca yaşının genç oluşu ve cilt yapısının özelliği de diyet sürecinde avantajlarıydı.

    Daha önce kimleri zayıflatmıştınız?
    Hemen her kesimden, kadın erkek çocuk olmak üzere her yaş grubundan, iş dünyası, sanat dünyasından ünlüler ve siyasetçilerin de yer aldığı geniş ve farklı sosyal yapıda “danışanlarım” olarak isimlendirdiğim gruba sağlıklı beslenme konularında danışmanlık yapmaktayım. Magazinsel olarak soruyorsanız, Hülya Avşar, Gülben Ergen, Emel Sayın, Deniz Seki.

    İŞTE O DİYET LİSTESİ:

    KAHVALTI
    Güne başlarken enerji sağlayacak kepeğinden ayrılmamış tahıl, yulaf ezmesi, müsli, kepekli ekmek gibi tok tutmayı sağlayacak protein; süt-yoğurt-sürme peynirlor peyniri-dil peyniri salatalık-domates-yeşillik ve yanında çay.

    ÖĞLE YEMEĞİ
    Hindi eti-tonbalığı-tavuk, yağsız peynir-yeşillikler marul-sivri biber veya kepekli pirinç pilavı-bulgur pilavı-domates soslu kepekli makarna yanında yoğurt veya sebze-tahıl-baklagil ilave edilmiş salatalar veya sebzeli omlet ve yanında ayran.

    AKŞAM YEMEĞİ
    Yağsız biftek, hindi, balık, lifli, düşük glisemik indeksli sebzeler; kabak-brokoli ıspanak-karnabahar yoğurt veya sebze çorbası veya salata-yoğurt.

  • Kilo vermenin sihirli formülü

    Kilo vermenin sihirli formülü

    Sağlıklı bir diyetin, tahıl, sebze ve meyveler yönünden zengin, sağlıklı yağları içeren, basit şeker içeriği düşük besinlerden oluşması gerekiyor.

    Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gülgün Ersoy, yaptığı açıklamada, sağlıklı bir diyetin, vücut ağırlığını istenen düzeyde tutması, enerji ve besin ögelerini de doğru bileşim ve miktarda içermesiyle mümkün olabileceğini söyledi.

    Sağlıklı diyet için kişilerin sevdikleri yiyeceklerden vazgeçmesi gerekmediğine işaret eden Ersoy, şunları kaydetti:

    ”Diyette çeşitlilik önemlidir. Çünkü değişik yiyecek ve içecekler vücudun gereksinimi olan farklı besin ögelerini sağlamaktadır. Örneğin, çilek C vitamininin zengin kaynağıdır ama kalsiyumun iyi bir kaynağı değildir. Süt ve süt ürünleri ise kalsiyumun en zengin besinsel kaynakları olmasına karşın, C vitamininden zengin değildir. Diyette besin değeri düşük yiyeceklerle besin değeri yüksek yiyecekler dengelenmelidir. Bir öğün hamburger, patates kızartması ve gazlı içecekten oluşuyorsa, diğer öğünde salata, tam tahıllı ekmek, pilav, makarna ile haşlanmış ya da fırında kızarmış tavuk eti tüketilebilir.”

    Orta düzey yağ ve şeker içeren bir diyet tüketen kişilerin, besin ögesi gereksinimlerini yeterli şekilde karşılayabildiğini vurgulayan Ersoy, ”Sınırlı besin seçeneği bulunan kişiler için zenginleştirilmiş yiyecekler iyi bir seçim olabilir. Kalsiyumla zenginleştirilmiş portakal suyu veya demirle zenginleştirilmiş kahvaltılık gevrekler bu zenginleştirmelere örnektir” ifadesini kullandı.

    Ersoy, bazı durumlarda diyete ek vitamin ve mineral desteği kullanmanın diyeti desteklediğini ancak bunların dikkatli kullanılması gerektiğini kaydetti.

    SİHİRLİ FORMÜL: EGZERSİZ VE DİYET
    Egzersizin vücut ağırlığı ve yağının azalmasını sağladığına işaret eden Ersoy, ”Sağlıklı kişilerde yaşla birlikte oluşan vücut ağırlığı artışını önler, hipertansiyonun kontrol altına alınmasına yardımcı olur, inme riskini azaltır. Kansere yakalanma riskini de azaltan egzersiz, bağışıklığı ve akciğer fonksiyonlarını artırır. Denge ve koordinasyonu geliştirir, yaşam süresini uzatır. Stresi ve depresyonu, vücut imajını beğenmeme duygusu ve yeme davranışı bozukluklarını da minimize eder. Sağlıklı bir yaşam tarzının en önemli bileşenleri, sağlıklı bir diyet ve düzenli egzersiz yapmaktır” diye konuştu.

    Ersoy, egzersizin şekli, şiddeti ve süresinin beslenme gereksinmelerini de etkilediğini ifade ederek, şöyle devam etti:

    ”Yoğun şiddetteki egzersizler enerji gereksinimini artırmaktadır. Erkeklerin kas dokusu ve vücut cüssesi kadınlardan daha fazla olduğu için enerji gereksinimleri de daha fazladır. Sıklete göre yapılan güreş, vücut geliştirme gibi sporlar ile görünümün ön planda olduğu dans, jimnastik gibi estetik sporlarda yetersiz enerji ve besin ögesi alım riski olmaktadır. Aktif kişilerin karbonhidrat gereksinmesi artmaktadır”

    Düzenli egzersizin sıvı gereksinimini de çoğalttığını vurgulayan Ersoy, ”Sıvılar, vücut ısısının düzenlenmesinde kritik bir öneme sahiptir ve ısıya bağlı hastalık risklerini önlemektedir” dedi.

    Sıcak ve nemli hava koşullarında, vücuttan su kaybı oluştuğuna dikkati çeken Ersoy, ”Düzenli egzersiz yapan kişiler, egzersiz öncesi, sırası ve sonrası, optimal performans ve sağlık için yeterli sıvı tüketmelidir. Sıvı tüketimi için susama duygusu beklenmemeli, özellikle sıcak ve nemli havalarda egzersiz öncesi sırası ve sonrası sıvı tüketimi artırılmalıdır” görüşünü dile getirdi.

    AA

  • Kadınlar Neden Cinsellik İstiyor?

    Kadınlar Neden Cinsellik İstiyor?

    Yapılan bir araştırmaya göre kadınların cinselliği neden istedikleri belirlendi. İşte 237 farklı yanıttan bazıları…

    “Zevk alıp almayacağımı anlamak için birlikte oluyorum erkeklerle.” diyor 24 yaşında genç bir kadın. “Tekrar çıkmamın değip değmeyeceğini anlamak için.” diyor diğer biri. 19 yaşında bir genç kızsa “Ne zaman bir erkek beni üzse, başka bir erkekle birlikte oluyorum. Acıyla başetmeme yardımcı oluyor” diyor. 25 yaşında başka bir kadın şöyle söylüyor: “Bazen erkeğini senin için birşey yapsın diye mutlu edersin. Örneğin evi temizlemende yardım etsin diye.”

    Doğru erkeği bulma, hayal kırıklığıyla başa çıkma ya da ev işlerini yapması için rüşvet olarak cinsellik. Bunlar kadınların cinsellik istemelerinde öne sürdükleri sayısız nedenden sadece üçü.

    Sevgi mi üreme mi?

    Cinsellik üzerine sayısız araştırma yapılmış olmasına rağmen, kadınların birlikte olma motivasyonlarını araştıran çok az sayıda araştırma bulunmaktadır. Çünkü bunun zaten bilindiği düşünülür, özellikle de erkekler tarafından: Sevgilerini ifade etmek ya da çocuk sahibi olmak için.

    Gerçek hakikaten bu kadar basit mi? Kadınlar kendilerini gerçekten sadece bu yüce duyguların etkisi altında mı erkeğin kollarına bırakır?

    237 farklı neden!

    Teksas üniversitesinde yapılan bir çalışmada bunun hiç de böyle olmadığı gösterilmiş. Bu üniversiteden Buss ve Meston adlarında iki psikolog, kadınların cinsellik serüveninin bir envanterini çıkarmaya karar vermişler ve çalışmaya katılanlara bu yönde bir çok soru yöneltmişler. İlk yaptıkları çalışmada katılımcılara doğrudan “bunu” neden yaptıklarını sormuşlar ve cinsel ilişki motiflerinin inanılmaz bir farklılık gösterdiğini tespit etmişler. 237 farklı neden belirlenmiş. Yanıtlar “Sıkılıyordum” gibi banal nedenlerden, “Tanrıya yakın olmaya çalışıyordum” gibi spirituel yanıtlara ve “Onu mutlu etmeye çalışıyordum” gibi naif, sevecen nedenlere kadar uzanıyor. Bazıları “Beni aldattığı için onu cezalandırmak istedim” derken, bazıları “Onu kontrol edebiliyor olmak hoşuma gidiyor” gibi iktidar hırsı kokan nedenler ileri sürüyor. Kimi kadın mazoşistçe “Kullanılıyor olmak istedim” derken, bazıları da romantik bir şekilde “Onunla o anda bir olmak istiyordum” diyor. Bazı kadınlar ise rakip gördükleri kadına üstünlük sağlamaya çalışıyor: “Hoşlandığı adamla yattım, böylece benim daha çekici olduğumu görsün istedim.” Kilo vermek için cinsellik yaşayan kadınlar da var. Duruma göre bir cinsel ilişki sırasında 100 – 250 kalori harcanıyor çünkü. Bazılarıysa migren ya da menstruasyon sancılarını azalttığı için seviştiklerini belirtiyorlar. Kimisi antidepresan niyetine sevişirken, kimisi de uyku ilacı olarak kullanıyor cinselliği.

    Merak da başka bir neden: Başka bir erkekle birlikte olmak nasıl birşey acaba? Bir siyahla, bir İtalyanla, bir Fransızla? ya da bakir bir erkekle? Acıma bile bir neden olabiliyor. “Çok üzgün görünüyordu” diyor örneğin bir kadın.

    “Kavgaları bitirmek için”

    Genç kadınlar içinse “artık bilinmezliğe bir son verme” isteği de bir neden olabiliyor. Genç bir kadın evlendiği adamı cinsel olarak hayal kırıklığına uğratmamak için mümkün olduğu kadar çok deneyim kazanmaya çalıştığını söylüyor. En çok söylenen neden ise cinselliğin eşler arasındaki çatışmaların ve kavganın bitirilmesi için devreye sokulması. Sanki kadınların cinselliğe neden olarak kullanamayacakları hiç bir gerekçe yok gibi.

    Haz ve zevkin çok ötesinde…

    Çalışmanın bu aşamasından sonra araştırmacılar bütün dünyadan binin üzerinde kadına benzer sorular yöneltmişler ve bulgularını da bir kitapta toplamışlar. Sonunda da cinselliğin kadınlar için haz ve sevginin çok ötesinde birşey olduğu sonucuna varmışlar. Dişi cinselliği değerli ve yararlı bir “kapital” ve hayatın herhangi bir anında amaca yönelik olarak kullanılabilecek önemli bir silah. Bu can sıkıntısıyla başa çıkmak da olabilir bir başka kadını altetme isteği de.

    Haz isteği, duyguları geçti!

    Duyguların kadın cinselliğinde sanıldığı ve erkeklerce umulduğu kadar önemli bir rol oynamadığı gerçeği uzun süre gözardı edildi. Bu aslında bir erkek klişesiydi, özellikle erkeklerin umutsuzca inanmak istedikleri: Kadın için aşk ve cinsellik birbirinden ayrılmaz iki şeydi. Oysa son yıllarda özellikle kadınlar tarafından hazzın önemi ön plana çıkarılmaya başlandı. Buss ve Meston’un yaptığı çalışma ne aşkın ne de hazzın önemini tartışmak niyetinde değil aslında. Yalnızca diğer motifleri de ortaya çıkarmaya çalışıyor.

    Her zaman en çok dile getirilen beş neden şunlar:

    1. Bana çok çekici geliyor

    2. Bedensel olarak haz almak istiyorum

    3. İyi hissettiriyor

    4. İlgi göstermek istiyorum

    5. Sevgimi göstermek istiyorum

    Bu nedenler hemen hemen her ilişkinin başlangıcında geçerli olan nedenler. Oysa ilişkinin devamında giderek önemlerini yitiriyorlar. “Bekarken kendim için sevişirdim. Evlendikten sonra kocamı mutlu etmek için sevişiyorum.” diyor 26 yaşındaki bir katılımcı.

    Yürütülen bilimsel çalışmanın yaptığı ilk iş, bu erkek klişesine son vermek oluyor. Kadınların erkeklerle birlikte olabilmesi için aşık filan olmaları gerekmiyor. çalışmaya katılan kadınların verdiği yanıtlar bu inancın kendilerine güveni eksik erkekler tarafından ortaya atıldığını çok açık gösteriyor. “Yalnızca cinsellik üzerine kurulu bir kaç ilişkim oldu” diyor örneğin 27 yaşında bir kadın. “Duygular hiç rol oynamıyordu – belki yalnızca biraz korku, ya bu herif daha çok isterse!”

    Kadınlar artık erkekleri hazdan sarhoş olabilmek için, bir macera yaşayabilmek ya da cinsel performanslarını arttırmak için de yatağa atıyorlar. ya da tıpkı erkekler gibi sayı merakından. 26 yaşında bir kadın “üniversite yıllarında fetihlerimin sayısından gurur duyuyordum” diyor örneğin.

    Bırakın aşkı, haz olmadan bile sevişmesi mümkün kadınların. 48 yaşında yıllardır evli bir kadın bakın ne anlatıyor: “Belli bir süredir evliyseniz, itiraf etmek gerekir ki cinsellik hiç de o kadar haz verici değildir artık. Neden mi sevişiyorum o halde? Bunu kocama borçlu olduğumu düşündüğüm için. öylece yatıyorum yatakta, o gün yapmam gerekenlerin listesini çıkarıyorum. Arada kıpırdıyorum ki uyuyakaldığım düşünülmesin ve bitince de, harikaydı hayatım, diyorum.”

    Cinsellik uzun süre, aslında gerçekte olduğu şeyin çok dışında, evliliğin gereklerinden biri olarak algılandı. Gerçekte ne mi? Karşılıklı alıp vermenin, yani alışverişin bir parçası. Gerçekten de cinsellik, erkeğini mutlu etmenin bir aracı olmaktan çok, birçok kadın için kendini vermeden, belli bir amaca ulaşmak için kullanılan bir şey de. “Kocamla, yapmak istemediği birşeyi yapsın diye seviştiğim çok olmuştur.” diyor 31 yaşında bir kadın. Bu, hafta sonu anne-baba ziyareti ya da bir sonraki tatilin planlanması olabileceği gibi, çimlerin biçilmesi ya da çöpün dışarı bırakılması gibi çok basit birşey de olabilmekte.

    Altın değerinde bir kapital

    Yapılan çalışmada kadınların verdiği yanıtlardan, bu “alışveriş stratejisi”nin yalnızca evlilik ilişkisiyle sınırlı olmadığı, kadınların cinselliği kendi kariyer planlamalarında da başarıyla kullandıkları ortaya çıkmaktadır. Dişi cinselliğinin belli toplumlara ve belli zaman dilimlerine özgü birşey olmadığını sosyal antropologlar yaptıkları araştırmalarla göstermişlerdir. Yani dünyanın her yerinde ve binlerce yıldır durum aynı. Kadın cinselliği altın değerinde bir kapital.

    Erkekler ise bu pahalı kapitale ulaşabilmek için ne gerekliyse yapmaya hazırlar. Ama yalnızca erkekler değil böyle bir yarış içinde olanlar. Kadınlar da erkekleri için savaşıyorlar. Üstelik bu savaş oldukça vahşi ve acımasız. Buradaki mücadelenin çok daha sert olduğunu anlamak için şunu göz önünde bulundurmak yeter. Erkek için mesele cinsel eylemle sınırlı kaldığı halde, bütün güvenli doğum kontrol yöntemlerine rağmen 9 ay süren bir hamileliğin yükünü gözardı etmemek gerek.

    Üstelik seçim sırasında kadın yalnızca iyi genlere sahip güçlü bir erkeği değil, aynı zamanda iyi bir baba ve sadık bir eş olabilecek erkeği de ayırdedebilmek zorunda.

    Farklı dönemlerde farklı seçimler

    Kadınlara bir çalışmada farklı özellikte erkek fotoğrafları gösterilmiş. Aynı kadınlar hamile kalma olasılıklarının fazla olduğu dönemlerle, böyle bir olasılığın olmadığı dönemlerde farklı erkekleri beğenmişler. Yumurtanın döllenme döneminde güçlü, kaslı, çekici erkekleri seçerlerken, diğer dönemlerde daha sakin, iyi ve sadık bir eş, iyi bir baba olabileceklerini düşündükleri, o kadar da erkeksi olmayan erkekleri yeğlemişler.

    Evlilik için hangi erkek?

    Kadınlara eşinizden beklentileriniz nelerdir diye sorulduğunda ve bu beklentiler alt alta yazıldığında şu liste çıkıyor ortaya: “Zeki, esprili, kendine güvenen, duyarlı, iyi görünen, duygusal dalgalanmaları olmayan, çekici bir erkek. Bunun dışında iyi para kazanmalı ve çok zamanı olmalı.” Böyle birini tanıyan var mı ?

     

    womenist

  • Diyet Neden Bozulur?

    Diyet Neden Bozulur?

    Diyet neden bozulur? sorusunun cevabı kişiden kişiye değişmekle birlikte bazı ortak noktalarda bulunmaktadır. İşte diyet bozan ortak noktalar…

    Her pazartesi başladığınız diyetlerin bir türlü sonu gelmiyorsa ya da yılın yarısını aç gezdiğiniz halde etrafta dolaşan incecik kadınlara kıskanç gözlerle bakmaya devam ediyorsanız bu işin içinde sadece yanlışlık değil aynı zamanda diyetinizi sabote edici etkenler var demektir.

    Hayatınızın yarısı çikolatalara imrenerek bakmakla mı geçti ya da her tatlı yediğiniz bir gün için üç gün pişmanlık duyduğunuz halde yine de değil bir kilo bir gram bile vermiyorsanız bu duruma bir son vermenin vakti geldi demektir. Diyetlerinizin işe yaramadığını düşünerek beslenme düzeninizi değiştirmeden önce derinlemesine bir araştırma yapmalı yanlışın nerede olduğunu öğrenmelisiniz.

    Diyet neden bozulur?
    1. Hızlı yemek
    Hızlı yemek yemek kilo almanıza neden olur bu nedenle yavaş yemelisiniz. Yiyecekleri uzun süre çiğnedikten sonra yutmak, beynin vücuda giren besinleri kaydetmesine zaman tanımak anlamına geliyor. Bu şekilde tat alma duyusu da tatmin oluyor. Böylece doyduğunuzu anlamanızla, yemeye son vermeniz arasındaki zaman kısalıyor.

    2. Teknoloji
    Diyetlerinizin bir işe yaramamasının en büyük etkenlerinden biri hareketsiz yaşamdır. Eskiden bir arkadaşınızla görüşmek için belki de 10 ya da 15 dakika yürürken şimdi sadece mailleşerek görüşmüş kadar oluyor ya da internet üzerinden sohbet edebiliyorsunuz. Böyle olunca da hareket yerine oturmayı seçiyorsunuz.

    3. Tatlandırıcılar
    Kilo almamak için sürekli şeker yerine tatlandırıcı kullanıyor olabilirsiniz. Fakat yapılan araştırmalar yapay tatlandırıcıların alınan doğal kalori alımı konusunda vücudu kandırdığını ve bu nedenle de daha fazla şeker kullanma isteğini ortaya çıkardığını gösteriyor.

    4. Sebzeler
    Sebzelerinizi ve salata malzemelerinizi iyi yıkadığınızdan emin olmalı ve organik olarak yetiştirilmiş olanları seçmelisiniz. Hormonlu sebze ve meyvelerden uzak durmalısınız.

    5. Yağ oranı düşük yiyecekler
    Yağ oranı yüksek ve düşük yiyecekler arasında aslında sanıldığı kadar çok fark yoktur. Yoğurt, süt ya da peynirde bu oran önemliyken yağ oranı düşük bir kek yemekle yağ oranı yüksek olanı yemek arasında hiçbir fark yoktur.

    6. Stres
    Beyin, vücutta enerjinin azaldığını fark eder etmez açlık hissetmemize yol açan kimyasal maddeler salgılar. Bu kimyasal maddeleri salgılayan kısmı, aynı zamanda duyguları da kontrol eder ve sıkıldığımız veya kendimizi kötü hissettiğimizde hemen buzdolabına koşmamızın başlıca sebebi de budur.

    7. Öğün atlamak
    Her yemek yediğinizde metabolik hızınız iki saat içinde yüzde 20 – 30 artar fakat öğünleri atlarsanız metabolizmanız yavaşlar. Özellikle de kahvaltı yapmamak en büyük problemdir ve gece boyunca yüzde 5 yavaşlayan metabolik hızınız bir daha yemek yiyene kadar aynı hızda kalır.

    8. Meyve suları
    Früktoz seviyesi yüksek olan meyve suları iştahınızı açar. Bu nedenle taze meyve suyu içmek ya da meyve yemek çok daha yararlıdır.

    9. Toksinler
    Karaciğer vücudun yağ yakan organıdır ve eğer alkol gibiblerle doluysa yakma işlemi için daha yoğun çalışarak çok enerji harcar ve yorulur. Bu nedenle içki içerken yağ ya da şekeri çok fazla tüketmemeye dikkat etmelisiniz.

    10. Salata
    Diyet yaptığınız için salata yemeyi tercih edebilirsiniz fakat salatayı dışarıda yiyecekseniz soslu bir salata yememelisiniz. Çünkü özel soslarla yapılan bu salataların kalori bakımında bir hamburgerden çok da farkı yoktur.

    11. Doğum gününüz
    Kış mevsiminde doğduysanız baştan kaybetmiş olma ihtimaliniz yüksek çünkü yapılan araştırmalar kış bebeklerinin obeziteye daha yatkın olduklarını gösteriyor. Bunun sebebi ise daha yavaş çalışan bir metabolizmaya sahip olmaları.

    12. Doğum kontrol
    Kadınların en büyük sorunlarından biri de doğum kontrol yöntemleri nedeniyle alınan kilolardır. Özellikle doğum kontrol hapları bazı kadınlarda iştah açarlar.

    13. Uyku düzeni
    Yapılan araştırmalara göre geceleri dört saatten az uyuyan kişiler daha çok uyuyanlara oranla daha fazla kilo alırlar. Çünkü yorgun bir vücut, normal günde yakılan enerjiyi yakamaz ve metabolizması yavaşlar. Bunun için her gün uykunuzu düzenli almaya dikkat etmelisiniz.

    14. Evlilik
    Yeni evli çiftler hep evlendikten sonra kilo aldıklarından şikâyet ederler. Bunun nedeni ise birlikte bir yaşam paylaşma sonucu herşeyi aynı anda yapma isteğidir. Fakat sözkonusu yemek olunca bu yanlıştır eşinizle aynı miktarda ya da aynı şeyleri yemeden de mutlu bir evliliğe sahip olabilirsiniz.

    15. Tiroid sorunu
    Sürekli yorgun hissediyorsanız, kilo almaya başladıysanız ve sürekli üşüyorsanız tiroidiniz tembelleşmiş olabilir. Bu da metabolizmanızın daha yavaş çalışmasına neden olur. Bunun için bir uzmana başvurun ve balık, fındık gibi yararlı besinler almaya dikkat etmelisiniz.

  • Amerikan Kalp Vakfı Diyeti

    Amerikan Kalp Vakfı Diyeti

    Amerikan Kalp Vakfı Diyeti
    Kısa sürede oldukça kilo verdiren diyet bir süredir kadınların elinde mucizevi bir iksir gibi dolaşmakta. Kimi diyetisyenler bu diyetin çok kısa sürede kilo verdirmesini sakıncalı bulsa da Amerikan Kalp Vakfı acilen kilo vermeleri gereken kalp hastalarına bu diyeti öneriyor. Ancak 35 yaş üstü kişilerin ve sağlık problemi olanların bu diyeti yapmamaları gerektiği baştan belirtiliyor. 3 günde tam 4.5 kilo verebileceğiniz bu diyeti üçüncü günün sonuda bırakmalı ve tekrar etmek istiyorsanız en az bir hafta ara vermelisiniz.

    1. Gün

    Kahvaltı
    – Yarım greyfurt
    – 1 dilim tost ekmeği
    – 2 çorba kaşığı fıstık ezmesi
    – Şekersiz çay / kahve

    Öğle

    – Yarım porsiyon ton balığı
    – 1 dilim tost ekmeği
    – Şekersiz kahve/çay/soda

    Akşam
    – 2 dilim et
    – 1 tabak yeşil fasülye
    – 1 küçük elma
    – 1 tabak vanilyalı dondurma (3 top)

    2. Gün

    Kahvaltı
    – 1 yumurta
    – Yarım muz
    – 1 dilim tost ekmeği
    – Şekersiz çay/kahve

    Öğle

    – 1 tabak lor peyniri
    – 3 tuzlu kraker

    Akşam
    – 2 sosis
    – 1 tabak brokoli veya karnıbahar
    – Yarım tabak havuç
    – Yarım muz
    – Yarım tabak vanilyalı dondurma (2 top)

    3. Gün

    Kahvaltı
    – 5 tuzlu kraker
    – 1 dilim cheddar peynir
    – 1 küçük elma
    – Şekersiz kahve/çay

    Öğle
    – 1 katı yumurta
    – 1 dilim tost ekmeği

    Akşam
    – 1 tabak ton balığı
    – 1 tabak karnıbahar
    – Yarım kavun
    – Yarım tabak vanilyalı dondurma (2 top)

    Amerikan kalp vakfı diyeti deneyimleri

     

  • Meyve suyu kilo aldırır mı?

    Meyve suyu kilo aldırır mı?

    Meyve Suyu Endüstrisi Başkanı Prof. Dr. Aziz Ekşi, meyve suyu ile ilgili bazı bilgiler verdi….

    Şişmanlatıyor mu?

    Meyve suyu yüzde 100, meyve nektarı yüzde 25-99 ve meyveli içecek yüzde 10-49 meyveden oluşur. Hiç kimse meyvenin şişmanlattığını düşünmez. Çünkü kalori düzeyi düşüktür. 100 gram meyvenin sağladığı enerji 44-52 kcal arasındadır. Meyve şişmanlık nedeni değilse, meyve suyu da değildir.

    Koruyucu katkı var mı?

    Türkiye’de, 80’li yıllardan bu yana meyve suyu ve türevlerine koruyucu madde katılmasına izin verilmiyor. Uygulanan koruma teknolojisi koruyucu kullanılmasını gerektirmiyor. Ambalaj açılmadıkça koruma etkisi sürer. Koruyucu içerseydi, ambalaj açıldıktan sonra da meyve suyu bozulmazdı.

    Dişleri çürütür mü?

    Diş çürüklüğüne yol açan ana etkenin flor yetersizliği olduğu öteden beri biliniyor. Ancak bunun ağız ve diş temizliği ile desteklenmesi gerekiyor. Son yıllardaki araştırmalara göre; eğer yeterli flor alınıyorsa ve ağız temizliğine özen gösteriliyorsa gıdanın diş çürüklüğüne katkısı oldukça kısıtlıdır.

    Yıkama-ayıklama

    Meyve suyu teknolojisinde ilk 2 işlem basamağı, yıkama ve ayıklamadır. Bu işlemlerin amacı; çürük vb. kusurlu meyvelerin ayıklanması ve yabancı maddelerin uzaklaştırılmasıdır. Ayıklama bandında çalışan kişinin uyması gereken; “Yiyemeyeceğini ayıkla!” kuralıdır.

  • Ameliyatsız Kıl Dönmesi Tedavisi

    Ameliyatsız Kıl Dönmesi Tedavisi

    Konya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Genel Cerrahi Kliniği Şefi Prof. Dr. Osman Doğru, kıl dönmesi hastalığının tedavisi için kendi geliştirmiş olduğu Kristalize Fenol ile tedavi yöntemi hakkında ayrıntılı açıklamalarda bulundu…

    Prof. Dr. Osman Doğru kıl dönmesi hastalığının kronik, günlük aktiviteyi zaman zaman engelleyen bir hastalık olduğunu vücutta en çok bu hastalığa rastlanılan yerin ise kuyruk sokumu bölgesi olduğunu belirtti. Ayrıca bu hastalığa daha nadir olmak üzere göbekte, parmak aralarında, parmak uçlarında, koltuk altında ve hatta iki meme arasında da görülebileceğini ifade etti. Doğru, bu hastalığın vücutta gelişim mekanizması, tedavisi ve korunma yolları hakkında da aşağıdaki bilgileri verdi.

    Kıl dönmesi yanlış biliniyor

    İnsanlarda kıl dönmesi hastalığının gelişebilmesi için kıla ve bu kılın batacağı cilde ihtiyaç vardır. Halk arasındaki yanlış inancın aksine, kıllar cilt altıda ters dönerek büyüyüp orada bu hastalığı oluşturmazlar. Vücuttan dökülen kıllar özellikle kuyruk sokumu bölgesinde toplanır ve buradan orta hatta batarak cilt altında birikmeye başlar. Bazen de ilk deliği kuyruk sokumu bölgesinde bir kıl kökünün gevşeyerek batması oluşturur ve bu oluşan yoldan diğer kıllar girerek hastalığı başlatır. Cilt altına giren kıllarla beraber mikroplar da girer ve gerek kılın kendisi gerekse de mikroplar burada iltihap oluşmasına sebep olur.

    Çok oturanlarda görülüyor

    Çoğu kere hastalar burada iltihap sonucu gelişen apse ile hastalığın farkına varırlar. Hastalığın aktif döneminde hastalar oturmakta güçlük çeker. Şiddetli ağrıya ateşte eklenir ve eğer apse açılmış ise irinli kanlı bir akıntıda başlar. Hastalar ped kullanmak zorunda kalabilirler. Akıntılardan sonra hastalık yatışır gibi görünse de tedavi yapılmadığı sürece bu ataklar belli dönemlerde tekrar eder ve insanları canından bezdirir. Bu hastalık mesleği gereği çok oturan kişilerde görülür.

    Yaygın tedavi şekli ameliyat

    Hastalığın tedavisinde günümüzde en çok uygulanan tedavi şekli ameliyattır. Özellikle doku kaydırma yöntemleri ile yapılan ameliyatlar ile tedavi başarısı daha yüksektir. Ancak en iyi şartlarda bile yapılan ameliyatlarda başarı oranları %85–95 arasındadır. Yani ameliyata rağmen bu hastalık nüksedebilir.

    Ameliyattan sonra gelişen her nüks ondan sonra gelişecek nüks şansını artırır. Yani ameliyattan sonra bu hastalığın tekrar etmesi insanların bu hastalık sebebiyle defalarca ameliyat olmasını gerektirebilir. Çevrenizde bu hastalık sebebiyle 3, 4 hatta 5 defa ameliyat olmuş ama hala tedavi olamamış hastalarla karşılaşabilirsiniz.

    Ameliyatsız tedavide yüzde 95 başarı

    Benim kendi geliştirdiğim ve 15 yıldan beri yaklaşık 300 hastada uyguladığım kristalize fenol tedavisi ise ameliyatsız bir tedavi yöntemidir. Uygulanış biçimi ve tedavi şekli ile dünyada ki ilklerdendir.

    Tedavinin esasını hastalıklı alandaki kılların temizlenmesi ve bu alana kristalize fenolün uygulaması oluşturur. Hastalar hastalıklarının durumuna göre 2 veya 3 haftada bir gelerek bu tedaviyi olurlar. Bu tedavi ayaktan yapılan bir tedavidir ve hastaların iş ve gücüne mani olmaz. Yaklaşık işlem 10–15 dakika sürer ve hastalar bundan sonra günlük işlerine hemen geri dönebilirler.

    Tedavi olurken işine devam et

    Yani tedaviden sonra hastaların yatıp dinlenmesine ihtiyaç yoktur. Ortalama iyileşme süresi 42 gündür. Ancak yukarda da söylediğim gibi hastalar iş ve güçlerine devam ederek ayakta iyileşirler. Bu tedavi için vakit ayırmalarına işlerini bırakmalarına gerek yoktur. Tedavinin başarı oranı % 95’tir ki bu en iyi şartlarda yapılan ameliyatların başarı oranına denktir. Kristalize fenol uygulaması şeklinde yaptığım bu tedavi özellikle birkaç defa ameliyat olmuş ve hala hastalığı devam eden hastalar içinde başarılı bir tedavi metodudur. Defalarca ameliyat olmuş ve iyi olma ümidini kaybetmiş hastalar içinde bir çıkış kapısı, hastalıktan kurtulma şansı olduğunu söyleyebiliriz.

    Kıl temizliği şart

    Bu hastalıktan ve nükslerinden korunmak için kıl temizliği yapmak gerekir. Bunun için hastalar bellerinin ortasından makata kadar olan bölgedeki kılları kıl dökücü merhemler, ağda ya da lazer epilasyon şeklinde temizlemelidirler. Bu hastalığın gelişiminde yukarda da ifade ettiğim gibi kıl en önemli faktördür. Kıl varsa bu hastalık var kıl yoksa bu hastalık yoktur. Bu sebeple kıl temizliği tedavinin olmazsa olmaz, ayrılmaz bir parçasıdır. Hastalar buna oldukça özen göstermelidir. Ayrıca banyo esnasında kuyruk sokumu bölgesinin bir lif kullanarak mekanik olarak da dökülmüş ve burada toplanmış kıllardan temizlenmesi önemlidir.

  • Kalbin Düşmanı Göbek Hastalığı

    Kalbin Düşmanı Göbek Hastalığı

    Kalp hastalığında en büyük risklerden biri sağlıksız ve fazla beslenme. İşte beslenmede dikkat edilmesi gerekenler…

    Pek çok hastalık, göbek yağlanması ve obezite sonucu ortaya çıkıyor. Bu nedenle obeziteye yol açan beslenme yanlışlarının da değiştirilmesi gerekiyor. Gıda çeşitliliğinin sağlıklı beslenme için önemli olduğu düşüncesiyle her besinden bol miktarda yemek, kişiye yarar yerine zarar getirebiliyor. Bunun için kişiye uygun beslenme tarzının benimsenmesi, altın kural olarak gösteriliyor. Memorial Şişli Hastanesi Kardiyoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Kani Gemici, ideal kiloyu korumak ve kalp hastası olmamak için kişiye özel sağlıklı beslenme kuralları hakkında bilgi verdi.

    Sağlık sorunlarının kaynağı göbekteki yağlanmadır

    Hipertansiyon, kalp hastalıkları, metabolik hastalıklar, insülin direnci, diyabet, ortopedik problemler, diz ve eklem hastalıkları, bel fıtıkları ile kanser gibi hastalıklar, aşırı kilolar sonucu ortaya çıkan başlıca sağlık sorunlarıdır. Kişiyi obeziteye götüren ve göbekte başlayan yağlanma, vücuttaki bütün hastalıkların başlangıç noktası gibidir. Bu hastalıkların yanı sıra; kalp hastalıkları oluşma riski, kilolu olan kişilerde kilolu olmayan kişilere göre 3-4 kat daha yüksektir.

    Bel çevrenizle göğüs çevreniz eşitse kilo sorununuz başlamıştır

    Aşırı kiloların en önemli göstergesi, göbek ve bel çevresinin genişlemesidir. Bel çevresinin; kadınlarda 83, erkeklerde ise 92 santimetreyi geçmesi, obezitenin işaretidir. Ancak obezite sınırına ulaşmamak için yalnızca rakamları takip etmek yeterli değildir. çünkü aşırı kilo tehlikesi ile karşı karşıya kalmadan, kişinin vücut ağırlığının artışını gözlemlemesi çok önemlidir. Bunun için alınması gereken önlemlerin başında, kişinin belirli aralıklarla kendini boy aynasında izlemesidir. Ayna karşısındaki görüntüde, bel çevresi ile göğüs genişliği eşitlenmişse, kilo sorunu başlamış demektir.

    Sağlıklı bir kalp için beslenme alışkanlıkları değiştirilmeli

    Yanlış beslenme alışkanlıkları yüzünden sağlıksız gıdalar tüketen çocuklar, ileri yaşta bilgisayar başında sürekli yemek yiyen insanlar haline gelmektedir. özellikle atıştırmalık olarak yenilen içerisindeki katkı maddesi ve yağ oranı yüksek yiyecekler, çocukların erişkin çağına geldiklerinde ciddi kilo sorunları yaşamalarına ve metabolizmanın yıllar içerisinde bozulmasına neden olmaktadır. Bu nedenle sorunlara erken yaşta müdahale edilmelidir.

    Tıka basa değil tadımlık yiyin

    Acıkmadan yemek, 5-6 çeşit yemekle tabağı doldurmak, her sebzeden ve meyveden bol miktarda yemek sağlık açısından zararlıdır. çünkü her gıda her insanın yapısına uygun değildir. Sebze ve meyvelerin her çeşidi tadımlık olarak tüketilebilir; ancak hepsinden bol miktarda yenilecek diye bir kural yoktur.

    Vücudunuza rahatsızlık veren besinleri tüketmeyi bırakın

    Coğrafi durumlar, yaş grupları, genetik yapılar, kan grupları beslenme şekillerinin oluşturulmasında önemli kriterlerdir. örneğin; çölde yaşayan bir kişi için belki de en uygun olan et deve etidir, balık da deniz kenarında oturanlar için en sağlıklı besindir. çok sağlıklı bir besin olan domates, birçok kişi için yenildiğinde rahatsızlık vericidir ya da yoğurt bazılarında sindirim sistemi sorunlarına yol açabilir. Kişi, aldığı bir gıdaya vücudunun verdiği tepkiyi rahatlıkla ölçebilir; yaptırdığı testlerle birlikte iyi bir gözlemle, kendisi için en sağlıklı olan beslenme şeklini belirleyebilir.

    Tüm meyvelerin suyunu bir bardakta toplamayın

    “Karışık meyve suyu” adı altında, birkaç çeşit meyveyi bir araya getirerek suyunu sıkıp içmek de vücuda yarar yerine zarar getirir. çünkü çeşitli meyvelerden oluşan karışım, mide ve bağırsak sistemi açısından olumsuz etki yapabilir. Meyve suyu tüketiminin dışında, birkaç çeşit meyvenin bir arada yenilmesi de doğru değildir. Kişi, hangi meyveyi yediğinde ya da hangi meyvenin suyunu içtiğinde kendini iyi hissediyor, ferahlıyor ve herhangi bir sorun yaşamıyorsa onu tüketmelidir.

    Sahanda yumurtayı sade yiyin

    Beslenme alışkanlıklarınız içinde etin yeri mutlaka olmalıdır. Ancak et tüketirken sağlıklı olmasının yanında, kişi için uygun olan et türünün tercih edilmesi de önemlidir. Yararlı Izgara tabağı adı altında karışık et tüketimi de, sağlık açısından kabul edilemez bir beslenme şeklidir. Vücut bir süre sonra bu yanlış beslenmeye teslim olsa da bunun getirdiği sağlık sorunları hayatın bir döneminde ortaya çıkacaktır. Bunun için; özellikle etle ekmek bir arada yenmemeli, peynirli ve sucuklu yumurta gibi menüler sofrada asla bulunmamalıdır. Eğer sahanda yumurta yenilecekse, haftada 1- 2 kez kaliteli bir tereyağında sade olarak tüketilebilir.
    Milliyet

  • Dukan Diyeti Nasıl Yapılır? Dukan Diyetinde Neler Yenir?

    Dukan Diyeti Nasıl Yapılır? Dukan Diyetinde Neler Yenir?

    Dr. Pierre Dukan tarafından yaratılmış ve kendi adıyla anılan Dukan diyeti tüm dünyada ‘aç kalmadan zayıflama yöntemi’ olarak biliniyor…

    Dukan diyeti, aslında Atkins diyetinin temeli olan düşük karbonhidrat tüketimine dayanıyor; ancak bu yeni akım haftada altı gün istediğinizi yiyebileceğinizi söylüyor. Peki, nasıl işliyor? Dukan diyetinin dört aşamasına bir göz atalım.

    1- Hazırlık Aşaması: Bu ilk aşama, ne kadar kilo kaybetmek istediğinize bağlı olarak 1-10 gün arası sürüyor. Örneğin, 10-12 kg vermek isteyen birisi için bu süre bir hafta. Hazırlık döneminde herhangi bir kalori kısıtlaması yok; ancak beslenmeniz sadece yağsız proteinlerden oluşuyor ve hemen hemen hiç karbonhidrat alınmıyor. Yemeklerinizde ayrıca yağsız süt ürünleri ve zayıflamanın gizli silahı olarak adlandırılan yulaf kepeği var. Bu diyetin savunucuları günde 1,5 yemek kaşığı yulaf kepeğinin içerdiği lifin sisteminizi temizlerken aynı zamanda sizi tok tuttuğu konusunda hemfikir.

    2- Hedef Aşaması: Bu aşamada, 1. aşamadaki gıdaları tüketmeye devam ediyorsunuz. Sadece, diyetinize iki günde bir nişastasız sebze ekleniyor. Bu aşama hedeflediğiniz kiloya ulaşıncaya kadar devam ediyor.

    3- Takviye Aşaması: Bu diyetin yaratıcısı Dr. Dukan bu aşama ile diyetinin benzerlerinden kendisini ayırdığını söylüyor. Takviye aşamasında diyetinize karbonhidrat eklenmeye başlanıyor. Haftada iki kere ‘kutlama öğünü’ diye adlandırılan istediğiniz her şeyi yiyebileceğiniz bir döneme giriliyor. Haftada bir gün, sadece yağsız protein tüketiliyor.

    4- Koruma ve Sabitleme Aşaması: Bu son aşama aşağıdaki üç kuralı yaşam biçiminiz haline getirmek üzerine kurulu.

    – Haftada bir gün sadece protein yeniyor. (Bu, her hafta aynı gün olmalı.)
    – Hayatınızın sonuna kadar günde 1,5 yemek kaşığı yulaf kepeği tüketiliyor.
    – Asla asansör ve yürüyen merdiven kullanılmıyor. Günde 20 dakika yürüyüş yapılıyor.

    Dukan diyetinin artılarına baktığımızda, uzun vadede size beslenmenizi nasıl yöneteceğiniz hakkında beceri geliştirme, meyve ve bazı karbonhidratları rahatça tüketme imkanı veriyor. Benim bu noktada size önerebileceğim temel değişiklik beyaz karbonhidratları tüketmemenizdir.

    Bizce, kilo vermenin en iyi yolu gıdaların dengeli tüketildiği sağlıklı bir beslenmedir. Sağlıklı bir kiloyu korumanın aylık besin miktarlarını hesaplamaktan daha önemli olduğuna inanıyoruz. Eğer dünyaca ünlü Dukan diyetini deneyecekseniz, aşamalar arasında kilo alıp verirken oluşabilecek yo-yo etkisine dikkat edin !

    Dr. Pierre Dukan diyeti ile zayıflama Fransa’nın en ünlü beslenme uzmanlarından biri olan Dr. Pierre Dukan’ın kaleme aldığı kitapta egzersiz yapmadan yüksek miktarda protein tüketerek kilo verilebileceği söyleniyor. Dr. Dukan’ın Protal (proteins alternatives) diyeti meşhur Atkins, South Beach ve 70’li yıllarda popüler olan protein diyetlerine benziyor. Sınırsız protein tüketip aç kalmadığınız ve az miktarda yağ kullandığınız için vücut mevcut yağ depolarını harcamaya başlıyor.

    Dukan Diyetinde sınırsız et yiyebilirsiniz…

    Diyetin ilk aşaması saldırı… Beş gün yapılması önerilen diyetin bu aşamasında sadece protein var. Dana ve sığır eti biftek, fileto, kıyma olarak tüketilebiliyor. En fazla yüzde 10 yağ içeren et yapışmayan bir tavada, fırında ya da ızgarada pişirilebiliyor. Tavuk ya da hindi eti de diyete uygun. Dr. Dukan kitabında hindi fümenin, tavuğun göğüs etinin rahatlıkla yenilebileceğini söylüyor. Tüm deniz ürünleri ve balıklar da diyete uygun gıdalar arasında yer alıyor. Buharda pişirilmiş, ızgara ya da tütsülenmiş her türlü deniz ürününü yiyebilirsiniz ancak yağlı ve konserve olanlardan uzak durmanız gerekiyor. Yumurta 3-4 adeti geçmemek şartıyla, yağsız süt, yoğurt veya peyniri ise istediğiniz kadar yiyebilirsiniz.

    Saldırı aşamasında dikkat etmeniz gereken en önemli şeylerden biri de bol bol su içmek. Günde en az iki litre su vücudu protein atıklarından temizlemek açısından önem taşıyor. “Et, tavuk, balık tatsız tuzsuz olur, yenmez” diyorsanız bu diyette her türlü baharat, sirke, maydanoz, soğan, sarımsak serbest. Acıktığınız zaman bu saydığımız gıdaları sınırsız olarak tüketebiliyorsunuz. Dr. Dukan protein içeren gıdaların iştahı azalttığını ve 3-4 gün protein tüketildiğinde açlık hissinin neredeyse yok olduğunu belirtiyor.

    Bir de yapmamanız gerekenler var tabii: Yoğun egzersiz (ilk üç gün yorgun olabilirsiniz), öğün atlamak, ketçap ya da mayonez gibi yağ ve şeker içeren soslar tüketmek… Bu aşama hiçbir özür, sapma, duraklama kabul etmiyor. Yani “Biraz ara vereyim, şu tatlıdan bir kaşık alayım” deme şansınız yok.

    KİLO KAYBI ZAYIFLAMA DİYET

    Beş günlük saldırı aşamasını geçtikten sonra şimdi asıl kilo vereceğiniz bölüme geliyorsunuz. Bu aşamada haftada 2-3 kilo verebilmenin mümkün olduğu iddia ediliyor. Mönünüzde ise birinci aşamadakı proteinlere ek olarak çiğ ya da pişmiş olarak sebze tüketebiliyorsunuz. Örneğin domates, salatalık, brokoli, ıspanak, pırasa, lahana, kereviz, mantar, patlıcan, biber, havuç, her türlü yeşillik… Ancak nişasta içeren patates, pirinç, mısır, bezelye, fasulye, mercimek gibi gıdalar tamamen yasak. Sebzelerin de tıpkı etlerde olduğu gibi mutlaka yağsız pişirmeniz gerekiyor.

    HAFTADA 1 GÜN PROTEİN

    Aradan haftalar geçti, sonunda bütün fazlalıklarınızdan kurtuldunuz. Bu durumda diyetiniz sona erdi sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Çünkü şimdi koruma aşaması başlıyor. Bu aşamanın ne kadar süreceğini ise kaybettiğiniz kilo x 4,5 formülüyle buluyorsunuz. Örneğin 15 kilo verdiyseniz 67 gün koruma diyeti yapmanız gerekiyor. Neler yiyebileceğinize gelirsek… Her gün sınırsız et, tavuk, deniz ürünleri, yağsız süt, yoğurt, peynir ve yumurta… Haftada altı gün; bir porsiyon meyve (muz, üzüm, kiraz hariç her türlü meyve), iki dilim kepekli ekmek, 40 gram normal peynir, kilo verme aşamasındaki sebzeler… Haftada iki kez birer porsiyon nişastalı gıdalar (patates, makarna vs), kuzu eti, tatlı… Bu aşamayı da geçtikten sonra artık yapmanız gereken tek şey var: Normal hayatınıza devam ederken haftada bir gün saf protein diyeti yapmak…

    Dukan Diet is a fast weight loss, low hunger diet

    I wonder how many people started their new diet today? And how many of those people started The Dukan Diet? Well, a lot more than last year that’s for sure! Of course, January 1st 2011 was a Saturday, but with hangovers to nurse, the shops closing early, and loads of food still left in the house, I wonder how many people thought “Saturday’s a weird day to begin a diet – I’ll go on the Dukan diet first thing Monday!”

    Starting any diet can be a time of mixed feelings. On the one hand we are hopeful that the diet will work and that at some point (in the not too far off future) we will be the size we’d like to be. But on the other hand, we’re worried that the diet won’t work, or that we won’t be able to stick it out. The Dukan diet is a diet of motivation. it has been designed to help you stick to it and to lose weight fast.

    First of all, The Dukan diet is actually four diets rather that one. For each stage of the weight loss process, there is a stage of the Dukan diet that is suited for your specific weight loss needs.

    The Attack Phase

    This stage lasts 2-7 days depending on your weight loss needs and you will see two things happen. Firstly, you will lose noticable amounts of weight and secondly you will notice your appetite for fatty and sugary foods disappearing. The most vulnerable time for giving up a diet is right at the beginning when you have relatively little to lose. Because you have actually lost weight in the first week you really do feel like you will throw away what you’ve already achieved if you give up now and start again next week.

    The Cruise phase

    This is the main weight loss stage of the Dukan diet. You will be on this stage until you reach your ideal weight. During the cruise phase you have a wider menu option, will still be losing noticable weight and hunger pangs and food cravings will be minimal.

    The Consolidation phase

    The worst thing about a diet is not usually losing the weight but actually trying to keep it off once you’ve reached your weight loss goal. This phase is designed to make sure you don’t quickly put back on all the weight you’ve lost. You can eat 2 meals a week of whatever you like to celebrate your weight loss achievement.

    The Stabilization phase

    This final stage is all about returning back to a regular eating habit but without putting weight back on. You can eat want to you like as long as you follow 3 simple rules.

    If you fancy giving the Dukan diet a try you can find all the information you need from The Dukan Diet book, written by Dr. Pierre Dukan, as well as on this site. You can see the foods I ate, the weight I lost, and how I got on with my time on The Dukan diet

    Dukan diyeti, hayatımıza “Fransız kadınlarının zayıf kalmalarını sağlayan diyet” olarak girdi. Çünkü aklımızda hep şu soru vardı.

    Kruvasan, peynir ve şarap memleketi Fransa’da nasıl oluyor da bütün kadınlar düzgün bir fiziğe sahip olarak kalabiliyorlar.

    Son zamanlarda kitabıyla ortalığı kasıp kavuran beslenme uzmanı pierre dukanın kendi adıyla lanse edilen dukan diyetine müteşekkir olduklarını biliyoruz artık Fransız kadınların. Dukan diyeti bundan tam 10 yıl önce Fransız damak tadıyla tanıştırıldı. Ve 1,5 milyon Fransız kadın bu diyete bağlı kaldı.

    Peki nedir bu Dukan diyeti?
    Karbonhidrat sevenler, üzgünüz ama bu bir protein diyeti! Yağsız proteinleri, süt ürünlerini, balık ve kümes hayvan etini içeriyor.

    Diyetin ilk aşaması

    Diyetin ilk aşaması oldukça keskin. Sadece et, balık, yumurta ve yağsız süt ürünlerini tüketiyorsunuz. Bu aşama, ilk 10 günü içeriyor. İlk beş gün içinde 3 kilo vermeniz bekleniyor.

    Bu saf protein aşamasında ağız kuruluğu ve ağız kokusu sorunu yaşayabilirsiniz. Ancak her iki durum da kilo veriyor olduğunuzun işareti. Bu durumun üstesinden gelmek için daha çok su içmenizi öneriyor Dukan. İlk dört günden sonra kabızlık sorunuyla karşılaşabilirsiniz. Bu sorunun üstesinden gelmek için de yulaf kepeğinize bir çorba kaşığı buğday eklemeniz gerekiyor.

    Bu aşamada listedeki her şeyden özgürce yeme hakkınız var. Diyetin sloganı: “İstediğin kadar ve istediğin zaman ye!” Kulağa hoş geliyor, değil mi?

    Dukan diyetinin aşamaları

    1. aşama: İlk 10 gün sadece protein yiyorsunuz. (Et, balık ve yağsız süt ürünleri)

    2. aşama: Sırasıyla “sebze ve protein günleri” ve sadece “protein günleri”. Sebzeli günlerde sınırsız sebze yiyebiliyorsunuz.

    3. aşama: Her gün protein ve sebze günü. Fakat bir miktar meyve, iki dilim ekmek ve peynir yiyebiliyorsunuz her gün. Ayrıca haftanın 1-2 günü karbonhidratlı yiyecek tüketebiliyorsunuz (makarna ve pilav). Haftada iki kez ‘kutlama öğünü’ kapsamında istediğiniz her şeyi yiyebiliyorsunuz.

    4. aşama: Bu aşamada ne seviyorsanız herhangi bir sınırlama olmadan ve kendinizi suçlu hissetmeden yiyebiliyorsunuz. Ancak kural şu: Her perşembe sadece protein günü. Daima!

    Protein aşamasının kurallar listesi

    1. Sığır ve dana eti, hatta tavşan eti yiyebilirsiniz ama kuz eti yasak. Tabii etin yağlı kısımlarını yememeye özen göstermelisiniz. Eti ızgarada, fırında pişirilmiş ya da haşlanmış olarak yiyebilirsiniz. Tabii sıvı yağ, tereyağı ve herhangi bir krema ya da sos eklemeden. Yağsız kızartma yolunu da seçebilirsiniz. Bunun için tavanın yüzeyini çok az sıvı yağ ile ovalayın ve eti kızartın. Kıymayı yumurta, gebre otu ve baharatlar ile karıştırıp köfte halinde de tüketebilirsiniz.

    2. Tavuk ve hindi eti yiyebilirsiniz. Tabii yemeden önce derisini soymak şartıyla. Ve kanatları dışında kalan kısımlarını tüketmelisiniz.

    3. Az yağlı ya da yağsız jambon tüketebilirsiniz. Şarküteri ürünleri, pişmiş ya da tütsülenmiş jambon yemeyin, çünkü bu şekilde çok yağlıdırlar.

    4. Sığır eti, dana eti ve tavuk ciğeri yiyebilirsiniz.

    5. Bütün balıkları; taze, dondurulmuş, tütsülenmiş, konserve, kurutulmuş halde yiyebilirsiniz. Ancak yağda ya da herhangi bir yağlı krema ile pişirilmemiş olarak.

    6. Tüm kabuklu deniz hayvanlarını tüketebilirsiniz.

    7. Günde iki yumurtadan daha fazlasını yiyebilirsiniz. Eğer yüksek kolesterol sorununuz varsa, hafta üç ya da dört yumurta sarısını tüketebilirsiniz. Yumurtanın beyazı yasak!

    8. Yağsız süt ürünleri; yoğurt, süzme peynir, yağsız süt tüketebilisiniz. Sade yoğurt ya da hindistan cevizi, vanilya, limon ile tatlandırılmış yoğurt sınırsız! Fakat yağsız yoğurt ya da meyveli yoğurdu günde iki kere ile sınırlandırmalısınız.

    9. Tatlandırıcılar, sirke, baharatlar, şifalı otlar, sarımsak, soğan, salatalık, limon suyu (sadece yiyeceklerin üzerinde, içecek olarak değil), hardal, tuz (ölçülü miktarda), ölçülü miktarda şekersiz doğal ketçap, şekersiz sakız yasak değil.

    Ek kurallar
    – Günde 1,5 litre su içmelisiniz. Bu, midenizde doluluk hissetmenize yardımcı olur. Çay, kahve ve diyet içecekleri de tüketebilirsiniz.

    – Günde 1,5 çorba kaşığı yulaf kepeği (örneğin, yoğurdun üstünde ya da pankekin içinde) tüketmelisiniz.

    – Her gün 20 dakika hızlı bir şekilde yürümelisiniz.

    – Tüm sıvı yağlardan ve tereyağından sakınmanız gerekiyor.

    Sebze diyeti
    Haftanın iki günü (pazartesi ve perşembeleri)salt protein günleri, diğer günleri de sebze ile kombinlenmiş protein günleri olarak belirleyebilirsiniz!

    Et ya da balıkla birlikte yiyebileceğiniz; çiğ, buharda pişmiş, haşlanmış ya da folyo ile fırında pişirilmiş sebzeler şunlar: enginar, kuşkonmaz, patlıcan, brokoli, lahana, kereviz, kabak, radika, rezene, salatalık, mantar, balkabağı, marul, turp, kuzukulağı, soya fasulyesi, ıspanak, domates.

    Tüm bu sebzeleri istediğiniz kadar ve istediğiniz zaman yiyebilirsiniz. Ancak eğer hızla kilo vermek istiyorsanız bu yiyecekleri tamamen boş mideye değil, acıkmanıza az bir zaman kala tüketin ki daha az yeme ihtiyacı duyun.

    Dikkat!
    Havuç ve pancar da bu listeye dahil. Ancak bunlar karbonhidrat içerdiklerinden, her öğün tüketmekten kaçının. Diyetinizde patates, pirinç, mısır, fasulye ve mercimek gibi diğer karbonhidrat içeren gıdalardan da uzak durun.

    Tipik sebze ve protein günü diyeti:
    Kahvaltı: Kahve (yağsız süt ve tatlandırıcı ile) ya da çay (tatlandırıcı ile),225 gram kadar yağsız peynir ya da yoğurt, bir dilim hindi eti, tavuk ya da jambon, bir adet haşlanmış yumurta.

    Ara öğün: Bir küçük yoğurt ya da 115 gram kadar yağsız peynir.

    Öğle: Mantar, ton balığı, kremalı kahve.
    Ara öğün: Bir dilim jambon ya da somon balığı, yulaf kepeği ile yapılmış pankek (2 çorba kaşığı yulaf kepeği eklemek yeterli).
    Akşam: Kabak çorbası, sığır eti kebabı, süt ve yumurtadan yapılmış muhallebi gibi bir tatlı.

    Dukan Diyeti Deneyimlerimiz diyet hakkında yorumları görebilirsiniz…

  • Ebru Şallı’dan 5 günde zayıflatan şurup

    Ebru Şallı’dan 5 günde zayıflatan şurup

    Ebru Şallı fazla kilolarından ve selülitlerinden kurtulmak isteyenler için bir içecek formülü geliştirdi. Detoks etkisi yapan içecek 5 günde etkisini gösteriyor.

    Herkesin evinde yapabileceği bu içeceği her sabah kahvaltıdan yarım saat önce 1 bardak içen birisinin, 5 günde kendisindeki değişimi fark edeceğini söyleyen Şallı, bu konuda hayli iddialı.

    MALZEMELER:
    – 3 kabak
    – 2 enginar
    – 1 avuç brokoli
    – 1 avuç maydanoz
    – 1 orta boy soğan
    – Yarım limon suyu

    YAPILIŞI:
    Sebzeleri az suda haşlıyorsunuz. Daha sonra bu suyla birlikte sebzeleri blendırdan geçiriyorsunuz. Üzerine limon suyunu da ekleyip tekrar blendırda karıştırdıktan sonra soğuk veya sıcak olarak içebiliyorsunuz. İçine başka hiçbir şey katmıyorsunuz. Sabahları günde 1 bardak içiyorsunuz.

    Ebru Şallı'dan 5 günde zayıflatan şurup