Etiket: kilo

  • Dr. Ender Saraç zayıflama önerileri

    Dr. Ender Saraç zayıflama önerileri

    Ayurveda Uzmanı ve Aile Hekimi Dr. Ender Saraç “Zerdeçal, nane ve yeşil elma kokularını günde 25-30 kere derin derin içinize çekerek, iştah merkezini rahatlatabilir, açlık hissinizi bastırabilirsiniz” Ayurveda Uzmanı (Yaşam Bilgisi) Dr. Ender Saraç, kilolu insanların vücut tiplerine göre beslenerek zayıflamaları gerektiğini söylüyor. Bu konuda “Sağlıklı Zayıflamanın Sırları” adlı bir de kitap yazan Dr. Saraç, bilinçsiz diyet uygulamalarının zararına dikkat çekiyor. İşte Dr. Saraç’ın önerileri..

    Kalori hesabına dayalı, kısa süreli, klasik diyetlerin handikapları
    Artık devir sadece kalori hesabına dayalı klasik diyetle zayıflama devrini geçti. Beden tipinize uygun, yaşa, cinsiyete uygun, mevsime uygun ve yaşamsal özelliklerinize uygun sağlıklı ve bilinçli doğal beslenme var artık. Çünkü sadece kalori hesabına dayalı diyetlerle zayıflıyorsunuz ama sonra verdiğiniz kiloları fazlasıyla geri alıyorsunuz.

    Beden tipleri
    Standart diyetleri doğru bulmuyorum ben. Uzmanlık alanım olan Ayurvedaya göre, belli beden tipleri var. Mesela birçok insan “Ender bey, bütün günü aç geçiriyorum, sadece salata yiyorum, bir türlü zayıflayamıyorum” diye geliyor bana. Yediklerine ve vücut tipine bir bakıyorsunuz; aslında tere, roka gibi yeşil salataları hiç yememesi gerekiyor. Yani aç kalıyor ama vücut tipine uygun olan gıdaları yemediği için zayıflayamıyor. Halbuki, doğru bir sisteme geçtiğinizde, tıkır tıkır, sağlıklı bir şekilde kilo vermeye ve sağlığına kavuşmaya başlıyor.

    Zayıflama konusunda yapılan en önemli yanlış
    Zayıflama işi biraz disiplin ister. Türk toplumundaki en büyük problem ise, disiplin eksikliği. Diyetleri nisan mayıs aylarında, iki aylık bir heves şeklinde yapıyoruz. Ondan sonra uzun kollu, kat kat giyilmeye başlandığı anda, olayı rafa kaldırıyoruz. Ve sonra
    tekrar dengemiz bozuluyor. Doğru yaşam biçimini edinmez veya doğru beslenme felsefesini benimsemezseniz, en iyi diyetisyenlere, en iyi doktorlara, merkezlere bile gelinse, bir yere kadar işe yarar. Şunu kabul etmek gerek: İki ay çok yoğun diyet yapıp, bıkıp, yorgun düşmek yerine, yılın 12 ayına daha az kurallı, doğru, boğucu olmayan
    bir yaşam biçimi ve doğru beslenme felsefesi şeklinde yaymak daha sağlıklı.

    Sadece bilinçli beslenme yeterli mi ?
    Bilinçli beslenme işin en önemli ayağıdır. Fakat sadece doğru beslenmeyle olmaz; mutlaka düzenli egzersiz de gerekir. Şok diyetler, açlık rejimleri, zamana karşı yarışan diyetler, tek gıda rejimleri, 10 gün lahana çorbası diyeti , karpuz diyeti, karbonhidrat diyeti, sadece protein diyeti, bütün bunlar yanlış. Dengeli beslenilmeli. Ama sadece bilinçli diyetle de olmaz, düzenli egzersiz, yürüyüş yapılmalı. Haftada üç- dört gün,bir buçuk saat civarında orta sporlar; mesela tempolu yürüyüş, hafif koşu, fitness, aerobik, yüzme, neden zevk alınıyorsa, o spor yapılmalı.

    Spor yapılan saat önemli mi?
    Evet, var. Ayurvedaya göre, sabah 6 ile 10 ya da 18.00 ile 22.00 saatleri arasında daha çok yağ yakıyoruz. Çünkü bunlar Ayurveda’ya göre vücudun ‘kapha’ saatleri, yani daha çok biriktirme, yağlanma saatleri. Bu saatlerde metabolizmayı ısıttığınızda daha iyi sonuç alınıyor. Egzersizden bıkmamaya çalışın. Çılgınca egzersiz yapmayın, sporu zamana yayın. Çok ağır egzersiz ve çok ağır spor yanlış. Çünkü vücudu hem çok aç olmak savunmaya sokar, hem de aşırı ağır egzersizler savunmaya sokar. Çünkü vücut bunları bir tehdit olarak ele alır. Bu nedenle, mutlaka düzenli yapılan egzersizlere ağırlık vermek lazım.

    Sizce zayıflamanın en önemli kriteri
    En önemli şey, bu fikre hazır ve zayıflamaya kararlı olmak. Bana zayıflamaya gelenlere, ilk önce şunu soruyorum: “Hazır mısınız, kararlı mısınız?” Eğer gerçekten hazırsanız ve kararlıysanız bu işe başlayın. Şişmanlıkta şöyle bir şey saptıyorum: İnsanın sinir sistemine bir virüs bulaşmış gibi oluyor, bilgisayar virüsü gibi… Bu virüs sizin kilo vermeniz için gerekli olan doğru davranış, beslenme ve hareket alışkanlıklarınızı olumsuz etkiliyor. “Boş ver şimdi yürüme,sonra yürürsün”, “Bu çikolatalı kek çok güzel; bir dilim daha ye” gibi uyaranları gönderiyor adeta. Onun için ilk başta bu virüsleri silmek lazım.

    Doğal bitki özlü çayları zayıflatır mı?
    Piyasada tanınmış firmaların hazırladıkları form çaylarının formülleri güzel. Günde iki-üç fincan içilebilir. Birkaç hafta içip, ondan sonra ara vermek gerekir. Bunun dışında, mesela gazımız varsa rezene çayı, iştahımız çok fazlaysa ıhlamur çayı, sindirimimiz zayıfsa zencefil çayı, hormon krizlerinden dolayı daha çok yiyorsak adaçayı, metabolizmayı canlandırmak için yeşil çay, bağırsakları çalıştırmak için sinameki çayı, şekerimiz çok yüksekse kekik çayı gibi bitkisel çayları tüketebiliriz.

    Baharatlar zayıflatır mı?
    Baharatlar çok önemli. Mesela zencefil yağları yakar, zerdeçal karaciğerden toksin attırır,
    biberiye iyi bir antioksidandır, kekik şekeri düşürür, sarmısak zayıflamaya yardımcı olur. Bir de özel ayurveda tabletleri var. Bunlar, zayıflamaya yardımcı, yan etki oranı son derece düşük olan, güvenilir doğal preparatlar. Bu tabletler de metabolizmayı canlandırıyor, aynı zamanda kişinin incelmesine ve iştahının azalmasına katkıda bulunuyor.

    Açlığı bastırmak
    İştahı azaltan ve zayıflamaya yardımcı bir ipucu şudur: Zerdeçal, nane ve yeşil elma
    kokularını günde 25-30 kere derin derin içinize çekerek, iştah merkezini rahatlatabilirsiniz. İştah merkezini sakinleştiriyor. Almanya’da yapılan bir araştırmada yeşil elma ve nane koklayan kişilerin, (bunların aromatik yağları da olabilir) daha hızlı kilo verdiği saptanmış.

  • Aç kalıp kilo almak yerine yiyerek kilo verebilirsiniz

    Aç kalıp kilo almak yerine yiyerek kilo verebilirsiniz

    AÇ KALIP KİLO ALMAK YERİNE YİYEREK KİLO VEREBİLİRSİNİZ

    Herkesin acilen vermesi gereken kiloları , beslenme konusunda uzman olan olmayan herkesin bu probleme bir çözümü var. Sadece protein içeren diyetlerden tutun, 1 ayda 15 kilo kaybedeceğinizi garanti eden kitaplar piyasada yok satıyor. Bir o kadar bilgi karmaşası da internette mevcut. Hal böyle olunca akıllar iyice karışıyor. İyisi mi gelin bu konunun uzmanlarına kulak verelim. Bakalım sağlıklı ve kalıcı kilo kaybetmek için nelere dikkat etmemiz gerekiyor?

    KAHVALTI İLE METABOLİZMANIZI UYANDIRIN!

    Gece boyunca aç kalan vücudunuz güzel bir kahvaltıyı hak ediyor. Neden mi? Çünkü uzun süren açlıklar metabolizmanızın yavaşlamasına neden oluyor. Yani bu,sizin gün içerisinde harcadığınız enerjinin daha az olması anlamına geliyor. Bu nedenle güne kahvaltı ile başlamak hem metabolizmanızı hızlandırmak için hem de öğle öğününde yiyeceğiniz yemeğin miktarını daha doğru belirlemeniz için çok önemli.

    ARA ÖĞÜNLER İLE HEM GÖZÜNÜZ HEM DE KARNINIZ DOYSUN!

    Gün içerisindeki ufak atıştırmaların kilo almanıza sebep olacağını düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Tam tersine öğün aralarında tükettiğiniz meyve,süt, yağlı tohumlar gibi besinler sizin metabolizmanızın hızlanmasına ve kilo vermenize yardımcı olur. Nasıl mı? Vücudunuz aldığınız besinleri sindirmek için enerji harcar. Sizin 2 saat aralıklarla atıştırmanız vücudunuzun sürekli enerji harcamasına sebep olacaktır. Tabi bu gün boyu her önünüze geleni ölçüsüz bir şekilde yemeniz anlamına gelmiyor. Ara öğünlerinizi ,1 su bardağı tarçınlı süt, ufak bir kase meyve salatası, 1 avuç yağlı tohum,1su bardağı yoğurda katılmış 2 yemek kaşığı yulaf ezmesi gibi kan şekeri dengenizi sağlamanıza yardımcı olacak, lif içeriği yüksek, uzun süre tokluk hissi veren besinler ile oluşturmalısınız.

    ESMER ÜRÜNLERİN DESTEĞİ İLE KAN ŞEKERİNİZİ KONTROL ALTINDA TUTUN!

    Yapılan çalışmalar sonucu insülin hormonunun normalin üzerinde salgılanması kilo artışını tetikliyor. Peki siz fark etmeden insülin seviyenizi arttırıyor olabilir misiniz? Pankreastan salgılanan ve kan şekerinizi düzenleyen bu hormon kan şekerinizin aniden yükseldiği zamanlarda gereğinden fazla salgılanır. Bu da sizin özellikle bel çevrenizin kalınlaşmasına neden olur. Bu nedenle kan şekerimizin hızla yükselmesine sebep olan beyaz ekmek,pirinç pilavı,makarna ve hamur işleri yerine kepekli,çavdar,tam tahıllı ekmek çeşitleri,kepekli makarna ve kabuklu pirinç gibi esmer ürünleri tercih etmelisiniz.

    SU İÇMEK İÇİN SUSAMAYI BEKLEMEYİN!

    Yeni doğan bebeklerin vücutlarının %90 ı su iken bu oran çocuklarda %70, yetişkinlerde %60, yaşlılarda ise %50 oranına düşmektedir. Yani yaş ilerledikçe vücut suyunun yerini yağ dokusu almaya başlar. Eğer sizde günden güne yağ oranınızın yükselmesini istemiyorsanız yeterli miktarda su tüketmeye özen göstermelisiniz. Peki günde kaç litre su içmek yeterli? Vücudunuz, biriken toksinleri atmak ve ısı dengesini sağlamak için günde 2,5 lt su kaybedilmektedir. Yani en az kaybettiğiniz 2.5 litre suyu geri kazanmanız şart. Yazın çok sıcak ve spor yaptığınız günlerde bu miktar 3-3.5 litreyi bulabilir.

    KOLAY YOLDAN ZAYIFLAMAK UĞRUNA SAĞLIĞINIZDAN OLMAYIN!

    Kısa sürede ideal kiloya ulaşmayı hepimiz isteriz. Fakat bunu yaparken lütfen sağlığınızın daha önemli olduğunu unutmayın. Kulaktan dolma bilgilerle uyguladığınız diyet ve egzersiz programları,zayıflama hapları,içeriğini bilmediğiniz bitkisel ürünler ve bitki çayları vücudunuzda geri dönüşümü olmayan hasarlara sebep olabilir. Bu nedenle eğer kilo fazlanız olduğunu düşünüyorsanız mutlaka beslenme uzmanına danışmanızı tavsiye ederim.
    Hepinize sağlıklı ve formda bir yaz dilerim….

    DYT.BUKET ADANÇ

  • Erken menopoz

    Erken menopoz

    Erken menopoz nedenleri , Erken Menopozun Zararları Nelerdir? , Erken menopozun tedavisi , Erken Menopoz Tedavisi, Erken menopoza girmenin zararları ,

    Ülkemizde ve diğer ülkelerde kadınların normal şartlarda 51 yaşına kadar adet olması normal olduğundan, bu yaştan önce adetten kesilen kadınlar erken menopoza girmektedir. Tıpta “prematür menopoz” olarak tanımlanan erken menopoz, 40 yaşın altında ki kadınların adetten kesilmesi olayına denmektedir. Günümüzde 100 kadından 3′ü henüz 40′ına bile basmadan erken menopoza girmektedir. Peki erken menopoznedenleri nelerdir? Kadınlar neden erken menopoza girer? İşte cevapları hanımlar:

    Erken menopoz nedenleri

    Yumurta ve östrojen hormonu üretmekle görevli olan yumurtalıklardan östrojen hormonunun artık üretilmemesi ile menopozbaşlar. Östrojen hormonunun artık üretilmemesi kadınlarda bir takım şikayetlere sebep olur. aniden ateş basmalar, üşümeler, sıkıntı ve strese girme, al ayak terlemesi gibi belirtileri bulunan menopoz, genetik etkenlerden dolayı da erken yaşta ortaya çıkabilir. Bir kadının annesi, teyzesi ve halası gibi yakın derece akrabaları erken menopoza girmiş ise, bu kadının da erken menopoza girme riski bulunur.

    Erken menopoz nedenlerinden biri de, kadınlarda normalde iki tane bulunan X kromozomunun birinin eksik olması ya da ikinci kromozomun yarısının bulunmamasıdır. Genellikle 30 yaşından önce menopoza girmiş olan kadınların sorunu kromozom eksikliğinden kaynaklanır. Kesin tanı için kromozom analizi gerekir.

    Erken Menopozun Zararları Nelerdir?

    Ateş basması, aniden üşüme, el ve ayaklarda terleme, ruhsal sıkıntı, sinirlilik ve stres gibi semptomları bulunan menopoz, erken dönemde husule geldiği zaman bu şikayetlerin yanı sıra kadınların sağlığında birçok olumsuzluklara zemin hazırlamaktadır. Normalde menopoz yaşı 50 yaş civarında olmasına rağmen günümüzde kadınlar 50′li yaşlarına varamadan bazen 40 bazen de 30′lu yaşlarda adetten kesilerek erken menopoza giriyorlar. Erken menopoza girmede genetik faktörler, kromozom eksikliği ya da yaşamsal şartlar rol oynamaktadır…

    Erken menopoza girmenin zararları

    Menopoz, zamanında da görülse, erken dönemde de görülse kadınlarda bir takım sorunlara yol açabiliyor. Ancak erken menopoza girmek çeşitli sağlık sorunlarına zemin hazırlayarak kadınların genel sağlığını bozuyor.Erken menopozun zararları ise vücuda oldukça fazladır.

    Erken menopozun zararları arasında ise; kalp damar hastalıklar, cildin erkenden yaşlanması, kemik erimesi, vajinal kuruluk, cinsel isteksizlik ve cinsellik anında ağrı gibi şikayetler ve sağlık problemleri ortaya çıkar. Ayrıca östrojen hormonunun eksikliğinden dolayı üro genital sistemde yaşlanma da husule gelir.

    Erken Menopoz Tedavisi

    Kadınlarda bulunan yumurtalıklar, yumurta üretimi ve östrojen hormonu salgılama ile görevli olmakta ve genellikle 50′li yaşlarda östrojen hormonu ve yumurta üretimi durarak kadınlar menopoz denilen döneme girmektedir. Ancak bir takım sebeplerden dolayı menopoz 30′lu ve 40′lı yaşlarda erken husule geldiği için erken menopoz başlamış olur. Erken menopoz tedavi edilmez ise kadınların genel sağlığında çok ciddi bozulmalar yaşanır. Ancak erken menopoz tedavisi için erken evrelerde tedaviye başlamak çok önemlidir.

    Erken menopozun tedavisi

    Öncelikle erken menopozun tedavisinde amaç nedir, bundan bahsedelim sizlere hanımlar. Erken menopoz tedavisinde uzmanların amacı menopozun normal sayıldığı yaşa kadar gerçekleşmemesini sağlamak için kadının ihtiyaç duyduğu hormonları kazandırmaktır. Bunun için erken menopoz yaşayan kadınlara bir takım ilaçlar verilir. Erken menopoza giren kadına 50 yaşına kadar düzenli hormon tedavisi uygulanır. Kadın normal menopoz yaşına geldikten sonra tedavi durdurulur. Ancak istenirse tedavi 5 yıla kadar da uzatılabilir.

  • En doğru diyet

    En doğru diyet

    En doğru diyet, En iyi diyet …

    Fazla kilodan kurtulmak herkesin hayali. Bu hayal için uğraşırken ise bilinçli olmak gerek. Çünkü ezbere yapılan diyetler bir çok yanlış içeriyor

    Hepimiz, doğru yeme ve formda kalma konusuna gelince birkaç sıkı kural biliyoruz:
    Bol bol meyve ve sebze yemek, fast food ve gazlı içeceği kesmek, düzenli egzersiz yapmak… Ancak, bilim dünyasında yapılan son araştırmalar ‘doğru’ olduğuna inandığınız birçok bilginin aslında yanlış olduğunu söylüyor.
    Yağ tüketmek kilo almanıza neden olmaz.
    Az miktarda yağ tüketmek aslında doygunluk sinyallerini harekete geçirerek daha çabuk tok hissetmenize yardım eder.
    Kilo vermek kadınlar için daha zor değildir. İlk başta, erkekler metabolizmaları gereği kadınlardan daha hızlı kilo veriyor gibi görünebilir ama uzun vadede durum dengelenir.
    Gece yemek yiyebilirsiniz.
    Asıl olan yatmadan 3-4 saat öncesinde yemeği kesmek. Üstelik hangi saatte yerseniz yiyin yediğinizden fazlasını yaktığınız sürece kilo verebilirsiniz.
    Yemeğe oturmadan önce su içebilirsiniz.
    Üstelik dolu mideyle sofraya oturmak daha az yemenize neden olur.
    Yağ aldırmak çözüm değil.
    Düzensiz beslenmiyorsanız yağları aldırsanız da hızlı bir şekilde tekrar alırsınız.
    Diyet kola diyet değildir:
    Diyet kola ve benzeri asitli içecekler az kalorilidir. Ama midede asit salgısını artırır ve daha fazla acıkmanıza sebep olur.
    Elma demir deposu değildir.
    Az demir içerir. Demir için et ve yeşil sebzeye yönelin.
    Kalsiyum için muz yenmez.
    Muz iyi bir kalsiyum kaynağı değil, ancak iyi bir enerji kaynağıdır. Kalsiyum kaynağı diye muz yemek sadece kilo aldırır.
    Et ile pilav da yenebilir.
    Karbonhidrat ve protein birlikte tüketilebilir. Zaten yoğurt, süt gibi ürünlerde her ikisi birden yer alır.

    Takvim

  • Çürütülen diyet efsanelerinden bazıları

    Çürütülen diyet efsanelerinden bazıları

    Kilo almak, kilo vermek ve başarılı bir şekilde diyet yapmak konularında oluşan birçok kanının ve bilginin aslında aslının astarının olmadığını biliyor musunuz? İşte çürütülen diyet efsanelerinden bazıları…

    Su içersem zayıflarım, öğün atlarsam kilo veririm, sigarayı bırakırsam kilo alırım, kepekli ürünler şişmanlatmaz… Şişmanlığı içinden çıkılmaz hale getiren diyet efsaneleri yapılan araştırmayla çürütüldü. İşte diyet yapmaya niyetlenenlerin kafalarını karıştıran 20 diyet efsanesi…

    Fazla kilolarla mücadele edenlerin ulaştığı sonuçlar pek iç açıcı değil. Kilo verdikten sonra bunu koruyanların sayısı ise gün geçtikçe azalıyor. Bu gidişatın birçok nedeni var, en önemlisi ise kilo verme sürecinde kargaşaya ve bilgi kirliliğine neden olan diyet efsaneleri. Çünkü bu bilgiler, hatalı diyetlere, hatalı diyetler de kilo verme başarısının düşmesine neden oluyor.

    1500 kişi üzerinde yapılan araştırma, toplumda diyet efsanelerine inancın son derece yüksek, kilo verme ve sağlıklı beslenme ile ilgili hatalı bilgilerin de yaygın olduğunu ortaya koydu. Çalışmanın çarpıcı sonuçlarından biri de şişmanlık düzeyinin artmasıyla efsanelere olan inanç ve uygulamaların da artması.

    Araştırmayı, Fark Etmeden Diyet Beslenme ve Eğitim Danışmanlığı’ndan Uzman Diyetisyen Selahattin Dönmez gerçekleştirdi. Aştırmanın bilimsel değerlendirmesini ise Başkent Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Başkanı Doç. Dr. Murat Baş yaptı.

    Dünya Sağlık Örgütü, önlem alınmazsa 2010 yılında yetişkin popülasyonda 150 milyon, çocuk ve ergenlerde ise 15 milyon kişinin şişman olacağını tahmin ediyor ve şişmanlığı salgın bir hastalık olarak tanımlıyor. Türkiye’nin şişmanlık ile ilgili projeksiyonu da farklı değil, öyle ki her iki kadından biri ve üç erkekten biri şişman.

    Yaşam boyu kilo yönetimi

    Amerikan Diyetisyenler Derneği Denizaşırı Ülkeler Türkiye Temsilcisi de olan Selahattin Dönmez, danışanlarının diyet inanışları ve hataları üzerine yaptığı çalışmanın amacını şöyle özetledi.

    “14 yıldır beslenme danışmanlığımıza başvuran bireylerin, “Kötü besin yoktur, kötü beslenme vardır” ilkesinden uzaklaştıklarını, hızlı kilo verdiren yöntem arayışına girdiklerini tespit etmiştim. Kilo verme sürecindeki olumsuzluklarda örneğin, o hafta çok küçük aksaklıklara bağlı kilo verilemediği zaman, bireyin bir suç unsuru aradığını ve bazı inanışların açığa çıktığını gördüm.

    Verilen kilonun geri alınmasıyla oluşan hayal kırıklığını önlemek, hatalı bilgileri bulmak, kaliteli kilo verme önerilerini belirlemek, bilgi karmaşasını ortadan kaldırmak ve çevresel faktörlere göre yaşam boyu ve kişiye özel önerileri ön plana çıkarmak için bu araştırmayı planladık. Binlerce literatür taranarak ulaşılan bilimsel detaylar diyet efsaneleriyle ilgili bu sonuçları ortaya çıkardı.”

    İşte kafa karıştıran 20 diyet efsanesi

    Araştırma, yaş ortalaması 35, kilolu-şişman olan, hayatlarında en az bir kere diyet tecrübesi yaşamış, lise ve üzeri eğitim seviyesindeki kadın-erkek 1500 kişi üzerinde bire bir görüşme yapılarak tamamlandı.

    Türkiye’de ilk kez yapılan, bilimsel olarak değerlendirilen araştırmaya konu olan 20 diyet efsanesi ve bunlara inananların yüzde olarak oranları ise şöyle:

    1. Su içersem zayıflarım yüzde 63,
    2. Ana öğünlerden birini atlarsam kolay kilo veririm yüzde 96,
    3. Ne kadar az uyursam, o kadar hızlı kilo veririm yüzde 40,
    4. Sigarayı bırakırsam hızlı kilo alırım yüzde 57,
    5. Saat 19:00’dan sonra bir şey yersem şişmanlarım yüzde 37,
    6. Düşük kalorili kepekli ürünlerle daha kolay kilo veririm yüzde 58,
    7. Meyve, yemekten 2 saat sonra yenilmeli yüzde 70,
    8. Açken fiziksel aktivite yaparsam daha çok yağ yakarım yüzde 74,
    9. Sabah aç karnına limon veya greyfurt suyu içersem yağ yakarım yüzde 76.
    10. Zayıflamak ve toksinlerden arınmak için detoks diyeti yapmak zorundayım yüzde 40,
    11. Medyada yer alan beslenme bilgilerinin son derece güvenli olduğuna inanıyorum yüzde 96,
    12. Kilo yönetimi programlarında 3 beyaza yer yoktur yüzde 72,
    13. Light ürünlerin kalorisi yok, istenildiği kadar tüketilebilir yüzde 95,
    14. Sağlıklı beslenmede kırmızı ete yer yoktur yüzde 95,
    15. Maydanoz suyu zayıflamak için idealdir yüzde 83,
    16. Hangi yöntemle olursa olsun verilen kilo geri alınır yüzde 83,
    17. Lahana metabolizmayı hızlandırarak zayıflatır yüzde 66
    18. Protein diyetleri ile zayıflamak daha kolaydır yüzde 79,
    19. Zayıflama ilaçları ile hızlı kilo veririm yüzde 95,
    20. Elma sirkesi içersem yağlarımı eritirim yüzde 88.

    Diyet – Sağlıklı Beslenme için tıklayın…

  • 21 Günde Göbek Eritme Diyeti

    21 Günde Göbek Eritme Diyeti

    Pek çoğumuzun vucudunda şikayet ettiği bölge belli ; göbek. Biraz kilo verdiniz ama göbeğiniz gitmiyorsa bu programı uygulayarak üç haftada özellikle göbek bel çevresinden incelebilirsiniz. Mekik: dizlerimiz bitişik ve ayaklarımız birbirine paralel şekilde iki elimizi enseye koyup hızlı hızlı sık sık hareketlerle karnınız acıyana kadar sabah ve akşam ellişer kez bu hareketi yapın.

    Sopalı Haraket: Bir sopayı ense kökümüze alıp iki elinizi üzerinden geçirin ayaklarımızı yere sağlam basıp bir kaç dakika süratli bir şekilde sağa ve sola doğru kalçadan yukarsınız hızlı bir şeklde döndürün.
    Bel Kasları için mekik: Bİr taraftaki kolunuzu bükülmüş olan diğer taraftaki dizinize doğru hafifçe seri hareketlerle yakınlaştırmaya çalışın bu hareketi bir kaç dakika yapın daha sonra diğer dize ve kola geçin.

    Göbek eritmek için haftanın tek günleri yapılacak diyet: Kalkar kalkmaz bir bardak ılık ballı limonlu su yarım tatlı kaşığı bal 10 damla limonla için…

    Ender saraç 21 günde göbek eritme diyeti

    Kahvaltı: 1 adet kabuklu yeşil elma 1 adet sert kivi 1 tablet deve dikeni hapı

    Ara öğün: 3 parmak taze dil peyniri

    Öğlen: 1 porsiyon ızgara ( tavuk derisiz) Veya az yağlı bir kase yoğurt bol rokalı limonlu yeşil salata taze soğanlı

    Ara Öğün: 3-4 adet yulaflı büsküvinin üzerine atarçıns serpin.

    Ara öğün : 1 adet yeşil elma Akşam: 4-5 kaşık zeytin yağlı fasulye veya ıspanak pazı ( az yağlı) 1 dilim tam buğday ekmeği yeşillik ağırlıklı limonlu mevsim salatası

    Gece: 1 bardak şekersiz tarçınlı light süt 3-4 fincan rezene yeşil çay . Mısır püskülü, kiraz, avakado yaprağı karışımından yapılan çayı için…

    Göbek eritmek için haftanın çift günleri yapılacak diyet: Sade müsli veya sade mısır gevreği veya tam buğday gevreği bir büyük bardak yağsız süt 1.5 tatlı kaşığı öğütülmüş keten tohumu taze meyve üzerine bol tarçın ve biraz zencefil Göbek eritme diyeti için Çay tarifi bir su bardağı çay için 2 adet avakado yaprağı 1 çay kaşığı yeşil çay küçük bir tutam kiraz sapı ve mısır püskülü 1 çay kaşığı rezene tohumu 1-2 dakika kaynatılacak ve 4-5 dakika demlenmesi beklenecek 7 şifalı madde içere preperatı sabah akşam yemeklerden 3-4 dakika önce yutup üstüne bol sıcak su için.

    İşte 7 Şifalı madde

    •Tere tohumu : Metabolizmayı canlandırır. Troidi tembel kişilerde verimli çalışmasına yardımcı olabilir.
    •Zencefil: Besinlerin iyi sindirilmesine yardımcı olur. Zayıflarken enfeksiyona yakalanma riskini azaltır. •Yeşil çay: Metabolizmayı hızlandırır. Kilo vermeye yardımcı olur.
    •Yeşil çay: Metabolizmayı hızlandırır. Kilo vermeye yardımcı olur.
    •Krom gtf: insülin faaliyetinin etkisini artırır. Pankreasın kan şekeri seviyesi dengelemesine yardımcı olur. Açlığın ve tatlı krizinin bastırılmasına faydalıdır.
    •CO-Enzyme Q10: Kalp damar sağlığı ve kanssere karşı korunmaya yardımcıdır.Kilo kaybında yaşanan halsizliğe karşı yardımcı olur.
    •L-Carnitine : Vucutta depolanmış yağların yakımını hızlandırır ve kasların performansını artırır.
    •Garcinia Cambogia : Küçük bir tropikal meyvedir. En büyük yararı midenin beyne gönderdiği doyma sinyalllerini daha kuvvetli gönderir. özellikle gerginlik ve stres altında fazla yiyen kişilerde iyi sonuçlar alınmıştır. Kalıcı kilo kaybınada yardımcı olur. Vucutta yağ yakımını artırarak kolestrol seviyelerinde düşürücü etki yapıyor. İştah baskılama özelliği vardır. Kromla birlikte kullanılırsa kan şekerini de dengeliyor.

    Dikkat : Şeker hastaları, hamileler, emzirenler ve demas sorunu olanlar kullanmamalı…
    Not :Doktorunuza başvurmadan bu diyeti yapmayınız !

    Ender Saraç Göbek Eritme Diyeti için tıklayın…
    8 Dakikalık Göbek Eritme Hareketleri için tıklayın…

  • İdeal kilo ile hamile kalın

    İdeal kilo ile hamile kalın

    Hamile kalmaya karar vermeden önce, anne adaylarının ideal kilolarına ulaşmaları çok önemli…

    Her kadın “Hamile kaldığımda çok kilo alacak mıyım, daha sonra bu kiloları verebilecek miyim?” sorusuna odaklanır. Ancak hamile kaldıklarında ideal kilolarında olup olmadıklarını pek önemsemezler. Aslında anne adayının da doğacak bebeğin de sağlığı açısından önemli unsurlardan biridir, anne adayının ideal kilosunda olmasıdır.

    Memorial Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Op. Dr. Asena Ayar hamileliğe kilolu ya da normal kilosunun altında başlayan anne adayları ve hamilelik döneminde normalin üzerinde kilo alan annelere bazı önerilerde bulunuyor.

    Fazla Kilo, Çocuk Sahibi Olmayı Olumsuz Etkiliyor
    Fazla kilo ile yumurtlama problemleri, kıllanma ve insülin resistansı arasında yakın bir ilişki olduğu ve bunların çocuk sahibi olmayı olumsuz etkilediği ispatlanmıştır. Öyle ki, kadında adet düzensizliği ya da yumurtlama problemleri var ise, sadece kilo vererek ve egzersiz yaparak, adetler düzenlenebilir, kiloya bağlı kan metabolizması değişiklikleri geriye döndürülebilir.

    Hamilelik Öncesi Fazla Kilolarınızdan Kurtulun 
    Fazla kilolu olarak hamile kalırsanız;
    – Hamileliğiniz sırasında kronik hipertansiyona yakalanma oranınız yükselir.
    – Preeklampsiye (hamilelik zehirlenmesi) yakalanabilirsiniz.
    – Hamilelik şekeri riskiniz artabilir.
    – Kilolu bebek doğurabilirsiniz.
    – Ölü doğum gerçekleştirebilirsiniz.
    – Yüksek olasılıkla sezaryenle doğum yapmanız gerekir.
    – Doğum sonrası kanamalarınız, alt karın, idrar yolu, yara yeri enfeksiyonlarınızın olma olasılığı fazladır.
    – Bebeğinizde beyin-omur-omurilik bozuklukları, karın duvarı, kalp anormallikleri ve birçok başka anormalliklerin görülme olasılıkları artabilir.

    Bu sebeple fazla kilolu anne adaylarına, hamilelik öncesinde anne adaylarının yağdan fakir, liftten zengin diyet uygulayarak ve egzersiz yaparak kilo vermesi önerilir. Bu diyeti yaparken anne adayının doktorundan ya da bir beslenme-diyet uzmanından bilgi alması çok önemlidir. Çünkü bilinçsizce yapılan diyetler gebe kalma şansınızı azaltabilir.

    Çok Zayıf Anne Adayları da Dikkatli Olmalı
    Hamilelik döneminde kilo artışına dikkat edilmesi gerektiği gibi, hamilelikten önce de anne adayının ideal kilosunda olması oldukça önemli. Ancak sadece fazla kilolu anne adayları değil, normalin altında kiloda olan anne adayları da dikkatli olmalı. “Aşırı zayıflık da hamilelik şansını tehlikeye atıyor” bunu unutmayın! Ayrıca zayıf kadınlarda, yetersiz beslenmeye bağlı olarak vitamin ve mineral eksiklikleri sıklıkla görülür. Bu sebeple, hamile kalmaya karar vermeden 3 ay ile 1 yıl önce uygun bir beslenme programı ile ideal kilonuza ulaşın. Anne adaylarına önerimiz vücut kitle indeksleri 18,5-24,9 kg/m2 arası, yani normal kilolu olarak hamileliğe başlamalarıdır.

    Hamilelik Döneminde İki Kişilik Yemek YEME!
    Hamilelik öncesinde anne adayının ideal kilosunda olması kadar hamilelik sırasında da kontrollü yemek yemesi ve beslenmesine dikkat etmesi de çok önemlidir. Hamilelik sırasında çok ve tek taraflı beslenmekten uzak durup temel besin gruplarından gün içerisinde yeterli ve dengeli almak gerekiyor. Üstelik sanılanın aksine ‘iki kişilik’ yemek de gerekmiyor. Hamilelik sürecinde fazla kilo almayı engellemek için yapılması gereken ilk şey; hangi besinlerden ne kadar tüketeceğinizi öğrenmek.

    Hamilelik döneminde önerilen; tüm temel besin maddelerinden yeterli ve düzenli olarak alarak ideal beslenme şeklini oluşturmaktır… Proteinler, yağlar, karbonhidratlar, vitaminler ve mineraller olarak tanımlanan temel gıdalardan dengeli bir şekilde almak hamilelik sürecinden önemlidir. Besin değeri düşük gıdaları fazlaca tüketmek, gereksiz kilo almaktan başka bir işe yaramaz. Uygun beslenme planı için doktorunuzun ya da bu konuda uzman bir diyetisyenin önerilerinden yararlanmanızda fayda var.

    Hamilelik döneminde kişiden kişiye değişse de normal kilo alımı oranı 10 – 12 kilo arasında değişir.Ancak bu, anne adayının hamilelik öncesi kilosu ve boyu, yaşı, daha önce sahip olunan bebek sayısı, iştahı, metabolik bir hastalığının (diyabet vs.) olup olmadığı, sosyo-ekonomik ve kültürel özellikleri, günlük fiziksel aktivitesine göre değişebilir.

    “Zayıf Hamilelik” Modasını da Takip Etmemeli
    Hamilelik döneminde bilinçsizce besin değeri düşük gıdaları, aşırı şekilde tüketerek fazla kilo almak kadar, formunu kaybetmemek için az beslenmek de zararlıdır. Son yıllarda giderek yayılan zayıflama trendi, anne adaylarını da etkisi altına almaya başladı. Hamilelik sürecinde fazla kilolardan korkan anne adayları, formlarını kaybetmemek için bilinçsiz diyetler yaparak zaman zaman bebeklerinin hayatlarını tehlikeye sokabiliyor. Bebeğin büyümesi, sağlıklı olması, ruhsal, fiziksel yönden iyi gelişmesinin anne adayını sağlığı ve beslenmesiyle doğru orantılı olduğu unutulmamalıdır.

    Ender Saraç’ın Hamilelik diyeti yazısı için tıklayın…
    Hamile Diyet 2013 Listesi için tıklayın…
    Emziren Anne Diyeti için tıklayın…

  • Kiloluları sevindiren araştırma

    Kiloluları sevindiren araştırma

    Fazla kilonun uzun yaşatabileceğini gösteren bir araştırma, uzmanlar arasında tartışmalara neden oldu.

    BBC’nin, ‘Journal of the American Medical Association’ dergisine dayandırdığı haberine göre, söz konusu araştırma, fazla kilonun, daha uzun yaşamayı sağlayabileceğini ileri sürüyor.

    Araştırma çerçevesinde ABD Ulusal Sağlık İstatistikleri Merkezi’ndeki uzmanların, vücut kitle endeksiyle ölüm oranlarını karşılaştırmak için yaklaşık 2,9 milyon kişiyi içeren 97 çalışmayı incelediği bildirildi. Araştırma vücut kitle endeksleri 25 ila 30 arasındaki fazla kilolu kişilerin, sağlıklı kiloya sahip kişilere nazaran erken ölme olasılıklarının yüzde 6 oranında az olduğunu gösterdi.

    Vücut kitle endeksinde sağlıklı kilo aralığının, 18,5 ila 25 arasında olduğu belirtiliyor. Öte yandan, araştırmada, zayıflığın ve aşırı derece obezitenin, yaşam süresini kısalttığı gözlendi. Bir grup uzman, araştırmanın sonuçlarını, ‘zırvalık’ olarak değerlendirirken, bazıları ise araştırmanın ‘korkunç bir mesaj’ verdiği görüşünde.

    Fazla kilolu kişilerin daha uzun yaşamalarında, tansiyonlarının kontrol altına alınması gibi tedavilerin ve fazladan kilonun, hastanede tedavi gören çok hasta kişilerin hayatta kalmasına yardımcı olmasının etkilediği sanılıyor. Söz konusu araştırmayı yapan uzmanlar, araştırma çerçevesinde sadece ölümlerin incelendiğini, sağlıklı geçirilen yıllara bakılmadığını kaydetti.

    Diyet – Sağlıklı Beslenme

  • Kış ile Birlikte Gelen Kiloya Dikkat!

    Kış ile Birlikte Gelen Kiloya Dikkat!

    Kış ile Birlikte Gelen Kiloya Dikkat! Uzmanlar kışın metabolizma yavaşlamasına bağlı olarak artan kilolara karşı uyarıyor. İşte dikkat edilmesi gerekenler…

    Kış mevsiminin gelmesiyle birlikte insanların daha az hareket etmeleri ve metabolizmanın yavaşlaması istenmeyen kilo artışlarına neden olabiliyor. Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Hastanesi diyetisyenlerinden Alaattin Terzi, kışın kilo almamanın yolları hakkında önemli açıklamalarda bulunarak, kışın hastalıklara karşı güçlü olmanın sırlarını açıkladı.

    Kış mevsiminin gelmesiyle birlikte istenmeyen kilo artışlarının yaşanabileceğini ifade eden Meram Tıp Fakültesi Hastanesi Diyetisyeni Alaattin Terzi, bunun nedeni ise şöyle anlattı:

    “Kışın gelmesiyle beraber metabolizmamız biraz yavaşlar. Bundan dolayı yazın tükettiğimiz besinleri kışın aynı miktarlarda tüketirsek kilo artışı olabilir. Kışın gecelerin uzun gündüzlerin kısa olmasından dolayı hareketlerimiz kısıtlanmaktadır. Kışın gecelerin uzun olmasından dolayı insanlar, televizyon karşısında çayın yanında atıştırmalık tüketerek daha fazla vakit geçirmektedirler. Bu tarz beslenme insanların kilo almasına sebep oluyor.”

    Kışı kilo almadan geçirmenin basit tedbirlerle çok kolay olduğunu dile getiren Terzi, “Bu kilo artışını önlememiz için özellikle akşamları yağlı gıdalar yerine sebze meyveyi tercih etmeliyiz ve fındık fıstık gibi atıştırmalık yiyeceklerin tüketimini azaltmalıyız. Yine kışın metabolizmamızı hızlandırmak için yeşil çayı günde 2 fincan tüketmemiz faydalı olacaktır. Aynı şekilde C vitamini içeriklerinden dolayı kuşburnu çayını tavsiye edebilirim. Bunlar çok büyük destek sağlayacaktır” dedi.

    Sebze meyve ile kişi hastalanmadan geçirin

    Kışı hastalıklara karşı güçlü geçirmenin yollarını da anlatan Terzi, kışın meyve ve sebze tüketiminin son derece önemli olduğuna dikkat çekti. Terzi, “Kış mevsiminde sebze ve meyve tüketmek önemlidir. Her gün en az beş porsiyon sebze meyve tüketilmelidir. Özellikle daha çok kış meyveleri dediğimiz narenciye grubu meyveleri, (mandalina, portakal greyfurt) tüketirsek bunlardaki C ve A vitaminleri hastalıklara karşı bizleri koruyacak, bağışıklık sistemimizi güçlendirecek, enfeksiyonlara karşı koruyacak ve kışı hastalanmadan geçirmemize yardımcı olacaktır. Bunun dışında maydanoz, tere, roka gibi yeşil yapraklı sebzeleri her öğünde soflarımızda bulundurmamız gerekiyor. Bunlar içeriğindeki A, C ve E vitaminlerinden dolayı bağışıklık sistemine çok büyük katkıları olan besinlerdir. Yeşil yapraklı sebzelerimiz bizim bağışıklık sistemimiz için son derece önemlidir. Bu meyve ve sebzeler yazında kışında sürekli tüketmemiz gereken gıdalardır. Özellikle kış aylarında sebze ve meyve tüketilmesi hastalıklara karşı bizleri koruyacaktır” dedi.

    5 porsiyonu geçmeyin

    Sebze ve meyve tüketiminde de aşırıya kaçmamanın gerektiğini belirten Diyetisyen Alaattin Terzi sözlerini şöyle sürdürdü: “Bizim halkımız sebze meyve denince bazen aşırıya kaçabiliyor. Bilindiği üzere her şey kararında tüketildiğinde güzel ve faydalı olur. Sonuçta meyve ve sebzenin içerisinde de kalori var ve bunlarda kilo almamıza neden olabilir. Bu yüzden günlük 5 porsiyonu geçmeyecek şekilde akşamları 1 portakal, 1 mandalina, ; gün içerisindeki öğünlerinde de salata bulundurmalılar. Fazla aşırıya kaçmadan, her şeyi ölçüsünde tüketmeye özen göstermeliyiz” şeklinde konuştu.

    Kış diyeti listemize göz atabilirsiniz…

    Öğün kontrolü son derece önemli

    Genel olarak beslenmede dikkat edilmesi gereken hususlar hakkında da açıklamalarda bulunan Meram Tıp Fakültesi Hastanesi Diyetisyeni Alaattin Terzi, günlük hayatta, her mevsim kişilerin beslenmesine dikkat etmesi gerektiğini söyledi. Özellikle öğün kontrolünün çok önemli olduğunu vurgulayan Terzi, öğünleri zamanında yaparak ve gerekli miktarda besin tüketerek kilo kontrolünün sağlanabileceğini belirtti.

    Metamolizmayı alıştırmak çok kolay

    Terzi, öğün kontrolüyle ilgili izlenmesi gereken yolu şöyle açıkladı: “Günlük az az ve sık sık besleneceğiz. Herhangi bir hastalığınızın olmasına gerek yok. Sağlıklı bir kilo kontrolü için olması gereken budur. Özellikle vurguluyorum, hem metabolizmanın hızı açısından hem gün içerisindeki direncimiz açısından, hem de güne dinç başlamamız açısından kahvaltı yapmak son derece önemlidir. Ayrıca kahvaltı, öğle yemeği, akşam yemeği olarak 3 öğün ve bunların dışında 3’te ara öğün yapmalıyız. Vücudu bu şekilde ara öğünlerle az az, sık sık besleyerek metabolizmayı uyaracağız ve metabolizma daha hızlı çalışacak. Böylece kişiler kilo almamak konusunda daha başarılı olacaklardır. Az az ve sık sık beslenmek ilk başta zor gelebilir. Hastalarımızdan da “Ben bu şekilde yapamam” şeklinde tepkiler alıyoruz. İlk üç gün zorlanılabilir, fakat 3 günden sonra metabolizma buna alışıyor.”

    Metabolizma Hızlandırmak İçin Yapılması Gerekenler

  • Kilo Aldıran Sağlıklı Yiyecekler

    Kilo Aldıran Sağlıklı Yiyecekler

    Sağlıklı sandığınız bazı yiyecekler kilo yapıcı abur cuburların kılık değiştirmiş hali olabilir! Onları hayatınızdan çıkararak incelme yolunda adım atabilirsiniz.

    Diyet hatası
    Yapay tatlandırıcılar şekere kıyasla tam 600 kat daha tatlıdır. Bunlar, sizin ‘ultra-şekerli’ besinlere alışmanıza ve sonucunda sık sık tatlı krizlerine girmenize yol açabilir.

    Suşi
    Sadece yosun ve sebzelerle hazırlanmış olanların düşük kalorili olduğu doğru ama ne yazık ki bu tipteki suşiler pek sevilmiyor. Aksine suşi deyince akla ilk kızarmış deniz mahsülleri çeşitli soslarla ağırlaştırılmış olanlar geliyor. Bunun sonucunda bazen tek bir suşinin bile kalori değeri 500-600’ü bulabiliyor. Ayrıca, suşiyle beraber bol bol soya sosu tüketildiğini de hepimiz biliyoruz. Sodyum içeren soya sosu sizi şişmanlatmasa bile vücudunuzun su tutmasına ve en sevdiğiniz jean pantolonunuzun içine sığamamanıza yol açabiliyor, hatırlatalım.

    Şişelenmiş soğuk çaylar
    Pek çok marka soğuk çayları, bol bol şeker ya da bal ekleyerek hazırlıyor ve onları birer ‘kalori bomba’sına dönüştürüyor. Böylece, yaklaşık iki barak ölçüsünde çay içeren bir şişenin kalori değeri kolaylıkla 200’e çıkabiliyor.

    Dürümler
    İncecik hamurla ve düşük kaloril yiyeceklerle hazırlanmış bir dürüm size son derece masum görünebilir. Peki, bunun iki dilim ekmekten çok daha fazla kalori değerine sahip olduğunu ve içine bir sandviçe kıyasla çok daha fazla malzeme ve sos alabildiğini düşündünüz mü? Yapılan araştırmalar, “hafif” diye nitelendirilen bir dürümün bile ortalama 300 kalori değeri içerdiğini ortaya koymuş.

    Kepekli muffin
    Elma, muz gibi malzemelerle yapılmış ve içine şekerle, tereyağı eklenmiş bir muffin, bol lif içerip sizi uzun süre tok tutsa bile koca bir dilim kekle hemen hemen aynı kalori değerine sahip. Sadece bir adet kepekli muffin’de yaklaşık 20 gr yağ, 34 gr şeker ve 420 kalori bulunuyor.

    Mikrodalgada ısıtılan diyet yemekler
    Bu tür besinlerin büyük bir bölümü önemli miktarda sodyum içerir. Bunun nedeni, bu yiyeceklere lezzet vermek için yağ kullanamayan üreticilerin, bunun yerine tuzdan yararlanmaya çalışması. Ve sonuç olarak, bunları sık sık tüketmek vücudunuzun su tutmasına, özellikle de kol ve bacaklarınızın fark edilir şekilde şişmesine yol açar.

    Salatalar
    İncecik bir bele sahip olmanın en önemli sırrı bol bol çiğ sebze tüketmek olsa bile, salataların üzerine eklenen rendelenmiş peynirler, yağlı soslar, krutonlar, cevizler, hatta kulağa çok masum gelen sirke bile, onları çoğu zaman büyük bir tabak makarnanın kalorisiyle eşdeğer hale getiriyor. Bu nedenle özellikle dışarıda salata tercih ettiğiniz zaman salatayla beraber servis edilen sosların neler olduğunu, salatayla kızartılmış gıdalar eklenip eklenmediğini sorun.

    Tofu
    Bir restorana gidip, bir porsiyon tofu ısmarlamak, çoğu zaman, sodyum, doymuş yağ hatta şeker dolu bir tabağa sahip olmak anlamına gelir. Gerçekten de, kendi başına masum kabul edilebilecek bir besin olan tofu, daha fazla lezzet kazanması için, soslar eklenerek ve kızartılarak gerçek bir diyet sabotajcısı haline gelebilir.

    Granola
    Yulaf, fındık, fıstık, ceviz gibi çeşitli besleyici ve gerçekten sağlıklı olan besinlerle dolu müslilerin, lezzer düşkünleri için yağ ve şekerle kavrulmuş haline bildiğiniz gibi “granola” adı veriliyor. Ve ne yazık ki, bir kase granoladaki kalori miktarı 500’e kadar çıkıyor. Oysa aynı malzemelerle hazırlanmış bir müsli bunun sadece yarısı kadar bir kalori değerine sahip.

    Kuru meyve
    sağlıklı olmaları nedeniyle bolca tüketilen kuru meyvelerin, tazelerinden tam sekiz kat daha fazla kalori içerdiğini biliyor muydunuz? Bunun sebebi ise kuru olanların tazelerine kıyasla daha yoğun olması. İşte bir örnek: Bir fincan dolusu üzüm sadece 60 kaloriyken, aynı miktar kuru üzüm tam 460 kalori ediyor. Pek çok üreticinin bunları daha lezzetli hale getirmek amacıyla içlerine şeker eklemeleri bu değeri daha da artıran bir faktör.

    Meyve suları
    Geçen yıl aldığınız siyah küçük elbiseye bu yıl girememenizin nedeni, günlük meyve ihtiyacınızı yapay meyve sularıyla karşılamanız olabilir. Büyük boy bir şişe portakal ya da elma suyu tam 55 gr karbonhidrat içerir ki bu tam beş dilim ekmek anlamına gelir! Üstelik kimi zaman bu tip içeceklerin bir litrelik şişesinde yaklaşık 12 kaşık şeker bulunabiliyor.

    Sebze-burgerler
    Yağlı bir biftek ya da bir tabak mantı yerine bunu tercih etmeniz size ciddi bir miktarda kalori tasarrufu yaptıracağı kesinlikle doğru. Ama yine de; boyutu ve üzerine eklediğiniz soslara bağlı olarak sadece bir sebze-burger yiyerek, masadan tam bin kalori alarak kalkmanız mümkün.

    Yarım yağlı süt
    Kahvenize birazcık yarım yağlı süt eklemenin kalsiyum almanın en güzel ve keyifli yolu olduğunu düşünüyor olabilirsiniz, çünkü her gün iki ya da üç fincan kahve içen biri için bu, tam 200 kalori demek. Bu değerin neredeyse bir parça tereyağına eşit olduğunu sakın unutmayın.

    Pirinç patlağı krakerleri
    Bu son derece hafif atıştırmalıklar oldukça düşük kalori değerine sahipler ve yağ içermezler. Ancak içermedikleri diğer besin maddelerinin arasında lif ve proteinler de var. İşte bu nedenle de, açlığı yatıştırma konusunda pek de başarılı kabul edilmezler. Bunları yerken pek fazla kalori almasanız da sonrasında canınız mutlaka daha doyurucu ve tabii kalorili bir şeyler tüketmek isteyecektir. Üstelik çeşitli aromalarla tatlandırılmış olanların, fazla miktarda sodyum ya da şeker içerme ihtimali de var.

    Kilo Almak İsteyenler ! tıklayın.