Etiket: kilo

  • Apovian diyeti

    Apovian diyeti

    Apovian diyeti ilk haftadan itibaren 4 kilo verdiriyor. Vücudu kas ve su kaybetmeden forma sokan diyetin en büyük sırrı haftanın bir günü sadece sıcvı tüketip uyumak…

    ABD’nin önde gelen araştırma hastanelerinden Boston Tıp Merkezi’nden beslenme uzmanı doktor Caroline Apovian, ilk haftadan itibaren dört kilo verdiren bir diyet programı geliştirdi. Binlerce kişinin zayıflayıp forma kavuşmasına yardımcı olarak adını duyuran Apovian’ın diyetinin en büyük sırrı ise, haftanın bir günü sadece sıvı tüketip uyumaya dayanıyor.
    Beslenme programını diğerlerinden ayıran bir diğer önemli özellik ise, kas ve su kaybı yaşamadan kilo vermeyi sağlaması. Zira, 30 yaşından itibaren vücut, her yıl kas kitlesinin yüzde 1’ini yitiriyor. Bunun yanında gıda tüketimini azaltmak da kas kaybı oranını yükseltiyor. Çünkü insan vücudu, tükettiği besin oranında ciddi bir düşüş yaşandığında ihtiyaç duyduğu enerjiyi kaslardan sağlamaya çalışıyor.
    Bir yandan diyetle zayıflayan beden, aynı zamanda daha gevşek bir görünüm kazanıyor. Dolayısıyla uygulayanların yüzde 95’ine yakın bir bölümü diyetlerine son verdiğinde genellikle kas yerine yeniden yağ depolamaya başlıyor.

    Karbonhidrata da izin var
    Uygulayanların hiç açlık veya abur cubur ihtiyacı hissetmeyeceğini söyleyen Apovian’ın ses getiren “Bir Gecede diyet” programı, ABD merkezli haftalık yaşam dergisi Life & Style’da dizi olarak yer aldı. 25 yıllık deneyimlerine bağlı geliştirdiği diyette Apovian, zayıflamak isteyenlere genellikle yasaklanan veya kısıtlanan karbonhidrat ağırlıklı gıdalara da izin vererek dengeli bir beslenme öneriyor.

    İşte Bir Gecede diyet’in mucize sıvı karışımları:

    Bir öğün bir bardağa nasıl sığdırılır?

    İçerikleri bir karıştırıcıya koyun ve yumuşayıncaya kadar karıştırın. Protein tozunu tüm sağlık gıdası satan marketlerinde bulabilirsiniz.

    YEŞİL MAKİNE
    250 gram yağsız yoğurt
    Avuç dolusu buz küpleri
    Soyulmuş ve dilimlenmiş yarım salatalık
    1 tane dilimlenmiş havuç
    1 adet 4 parçaya ayrılmış domates
    1 sap dilimlenmiş kereviz
    2 avuç dolusu ıspanak
    Tuz ve karabiber

    SABAH GÜNEŞİ
    1 kaşık protein tozu (30 gram)
    Çekirdekleri çıkarılmış 5 erik
    Dilimlenmiş yarım muz
    165 gram küp şeklinde dilimlenmiş muz
    2 avuç dolusu ıspanak

    ÇİKOLATA VE MUZ GİRDABI
    1 kaşık protein tozu (30 gram)
    Dilimlenmiş bir muz
    1 kaşık yağsız çikolata şurubu
    Yarım kaşık limon suyu
    250 mililitre yağsız süt
    Avuç dolusu buz küpleri

    PİNA COLADA ADASI
    250 gram yağsız yoğurt
    165 gram ananas parçası
    Dilimlenmiş bir muz
    Yarım kaşık vanilya özü
    1 kaşık sabır otu nektarı
    Avuç dolusu buz küpleri

    GEVREK ELMA

    1 kaşık protein tozu (30 gram)
    250 mililitre su
    Çekirdekleri alınmış ve 4 parçaya kesilmiş bir elma
    Soyulup 4 parçaya ayrılmış bir portakal
    Dilimlenmiş bir muz
    2 avuç dolusu ıspanak
    1 tane dilimlenmiş havuç

    TROPİKAL KARIŞIM
    1 kaşık protein tozu (30 gram)
    1 dilimlenmiş muz
    85 gram soyulmuş ve küp şeklinde dilimlenmiş mango
    50 mililitre tatlandırıcısız hafif hindistan cevizi suyu
    250 mililitre su
    3 el dolusu pazı veya körpe ıspanak
    1 kaşık vanilya özü

    MİSKET LİMONU TURTASI
    1 kaşık protein tozu (30 gram)
    Rendelenmiş misket limonu suyu
    250 mililitre tatlandırıcısız hindistan cevizi sütü
    1 kaşık hindistan cevizi yağı
    1 dilimlenmiş muz
    1 kaşık sabır otu nektarı
    2 kaşık yulaf
    1 kaşık vanilya özü

    BÜYÜLÜ YABANMERSİNİ
    1 kaşık protein tozu (30 gram)
    185 gram yabanmersinli yağsız yoğurt
    1 dilimlenmiş muz
    2 avuç dolusu ıspanak
    150 gram yabanmersini
    2 avuç dolusu buz küpleri

    FISTIK EZMESİ KUPASI
    250 gram yağsız yoğurt
    120 mililitre yağsız süt
    1 kaşık yağsız çikolata şurubu
    1 kaşık yağı azaltılmış fıstık ezmesi
    1 dilimlenmiş muz

    PORTAKAL KABUĞU
    1 kaşık protein tozu (30 gram)
    1 tam portakal kabuğu
    1 çekirdekleri alınmış ve soyulmuş ve dört parçaya kesilmiş portakal
    Yarım dilimlenmiş muz
    1 çekirdeği çıkarılmış erik
    1 tam taze sıkılmış limon
    3 saplı, büyük pazı yaprağı

    HİNDİSTAN CEVİZİ
    1 kaşık protein tozu (30 gram)
    120 mililitre tatlandırıcısız hindistan cevizi sütü
    Yarım kaşık şeker pekmezi
    2 kaşık tatlandırıcı
    2 kaşık kakao tozu
    1 dilimlenmiş muz
    Yarım çekirdeği çıkarılmış soyulmuş ve dilimlenmiş olgun avokado
    1 küçük dilimlenmiş havuç
    1 küçük dilimlenmiş sap kereviz
    1 avuç dolusu ıspanak
    2 avuç dolusu buz küpleri

    Nasıl uygulanıyor?

    diyet iki bölümden oluşuyor:
    * Haftada bir sıvı karışımlarıyla beslenme
    * Kalan 6 günü zengin bir beslenme planı

    Diyete başlayanların her haftanın sabit bir gününü önerilen sıvılarla tüketmesi, benimsenmesi gereken en önemli kuralı oluşturuyor. Apovian, genellikle tatil olan pazar günlerinin ideal bulunduğunu belirtiyor. Belirlenen gün izlenecek beslenme planı ise, sabah, öğle ve akşam için her biri farklı belli meyve, şeker ve diğer besin değeri yüksek gıdaların olduğu, protein ve lif ağırlığı yüksek karışımlar içeren sıvılardan tüketmek.

    ‘İrisin hormonu’
    Bu sıvılar yeterince zengin malzeme ve büyük porsiyonlarla hazırlandığı için, içenlere hem doygunluk hissi veriyor hem de vücut değerlerinin dengede kalmasını sağlıyor. Öneriler dışında da sıvı hazırlanması mümkün fakat bunların mutlaka protein ve lif oranının yüksek olmasına, hiçbir katkı maddesi veya kimyasal içermeyen içecekler olmasına dikkat edilmesi gerekiyor. Çünkü enerji veren bu sıvılar aynı zamanda fiziksel olarak hareket etmeye de teşvik ediyor. Dolayısıyla vücudun enerji seviyesini yükselten metabolik enzimlerin üretimi hızlanırken kalori yakılmasında rol oynayan “irisin” hormonu salgısı da yükseliyor.
    Her altı günde bir sadece sıvı alınmasının amacı ise, gece boyunca yaklaşık 1 kilo verilmesini ve ideal kiloya ulaşana kadar aynı düzeni sürdürmeyi sağlamak. Aynı zamanda diyetin, yağ yakma sürecini harekete geçirerek hızlandırması da yine her hafta tekrarlanan bu günde gerçekleşiyor.

    Yağlara kökten çözüm
    Kalan altı günde ise, yağsız olmak kaydıyla kırmızı et, balık, yumurta ile fıstık ezmesinden avokadoya ve hatta belli ölçüde nişasta oranı yüksek olmasına rağmen patates tüketimine bile izin veriliyor.
    Başlandıktan 24 saat sonra vücuttaki yağ yakımının harekete geçtiği diyet, bel ve karın bölgesindeki inatçı yağların da parçalanmasına yardımcı oluyor. Zira, bu bölgelerde yağ birikiminin genellikle insülin hormonunun fazla salgılanmasıyla ilgili olduğu biliniyor. Kilo vermeye yönelik diyetlerin çoğunda sonuç alınsa dahi karın yağlarının etirilmesi güç oluyor.
    Fakat “Bir Gecede diyet”, insülin salgısının ciddi oranda azalmasına yönelik sıvı karışımları içeriyor. Dolayısıyla sadece sıvı tüketilen günlerde, özellikle uyku sırasında insülin seviyesinin düşmesiyle hafta boyunca sürecek bir yağ yakma süreci sağladığından karın yağları daha hızlı yok oluyor. Bu yüzden diyet, kalp ve diyabet hastaları için de sağlıklı bulunuyor.

    Günlük alınması gereken protein oranları (gram)

    kadınlar için:

    Boy (cm)
    165’e kadar: 350g
    167-170: 375g
    172-175: 400g
    177-180: 425g
    182: 450g

    Erkekler için:

    Boy (cm)
    170’e kadar: 400g
    172: 425g
    175-177: 450g
    180-182: 480g
    185-187: 500g
    190: 540g
    193-195: 570g

    Altı gün nasıl beslenmeli?

    1- Önerilen protein oranının altına düşülmeli. Sınırsız meyve tüketilebilir
    2- Nişasta içermeyen brokoli, havuç, ıspanak, domates gibi sebzeler sınırsız tüketilebilir
    3- Günde 2 kez 240 mililitre az yağlı yoğurt, süt veya peynir tüketilmeli
    4- Günde yarım ekmeğe denk gelecek kadar tam kepekli karbonhidratlar yenilebilir. Bunlar bir öğünde bir ince dilim kepekli ekmek ve iki kepekli bir çavdarlı galeta veya 30 gram yulaf, yulaf kepeği ve en az 6 gram lif içeren şekersiz kahvaltılık gevrek veya esmer pirinç veya kuskus veya kepekli makarna olabilir.
    5- Patates, mısır, mercimek gibi nişasta oranı yüksek sebzeler günde 100 grama kadar tüketilebilir
    6- Yağ ihtiyacı ise, her öğün için birer yemek kaşığı ölçüsünde avokado yağı, zeytinyağı veya yemiş grubundan karşılabilir
    7- Günde en az 8 bardak su içilmesi gerekiyor.

    Doktorunuza danışmadan denemeyin !

  • Kilonuzun sebebi anne ve babanız olabilir

    Kilonuzun sebebi anne ve babanız olabilir

    Beslenme ve Diyet Uzmanı Gözde Alp, annesi kilolu olan bir insanın ileride obezite olma ihtimalinin yüzde 75, babası kilolu olanın obezite olma ihtimalinin ise yüzde 25 arttığına dikkat çekti.

    Alp, Türkiye toplam nüfusunun yüzde 16,7’sinin obezite olduğuna ifade etti. Gözde Alp, “Annesi kilolu olan bir bireyin ileride obezite olma ihtimali yüzde 75 artıyor. Babası kilolu ise o da yüzde 25 etkili oluyor” dedi.

    Alp, obezitenin yaş, cinsiyet, kültür ve ilerleyen teknoloji gibi faktörler yüzünden hareketin azalması neticesinde daha da yaygınlaştığının da altını çizdi. Alp, “Türkiye’deki obezite oranı yüzde 16,7’lere ulaştı. Bunun yanında insanlarımızın sadece yüzde 45’i normal değerlere sahip diğerleri ya çok zayıf ya da hafif kilolu” diye konuştu.

    MODA DİYETLERE DİKKAT

    Moda diyetler yaparak 2-3 haftada 5-10 veya daha fazla kilo vermenin ise sevindirici değil üzücü bir durum olduğuna dikkat çeken Alp, şok diyetlerin su ve kas miktarında kayıplara sebebiyet verdiğini söyledi. Alp, “Bu diyetler ileride tekrar kilo artışına sebep oluyor. Durum böyle olduğunda insanın kilo vermesi daha da zorlaşıyor” şeklinde konuştu.

    DAVRANIŞ TEDAVİSİNDE BAŞARI ORANI DAHA FAZLA

    Davranış tedavisi, ilaç tedavisi ve cerrahi yöntem gibi 3 çeşit tedavi yöntemi olduğuna vurgu yapan Alp, davranış tedavisi yönteminde başarı oranının daha fazla olduğuna işaret etti. Alp, “Bu tedavi yöntemi içerinde beslenme değişikliği, hareketi arttırmak var. Kısaca sağlıklı seçimler yapmak davranış tedavisinin temeli” şeklinde konuştu.

    Yasaksız bir diyet yapmanın dönüm noktası olduğuna dikkat çeken Alp, kilo vermelerin kalıcı olabilmesi için çok sevilen yiyecekleri diyetten çıkartmak yerine hangi miktarlarda tüketmek gerektiğini öğrenmeyi tavsiye etti.

    İHA

  • Kilo vermenin 8 etkili yolu

    Kilo vermenin 8 etkili yolu

    Uzmanlar günlük hayatta kolayca uygulanacak yöntemleri anlattı…

    1-Kilo vermenizi destekleyecek, sizi motive edecek bir arkadaşınızı olması diyetinizi yarıda bırakmanızın önüne geçecektir.

    2-Bir hedefiniz olduğu için böylelikle diyetiniz daha etkili ve azimli olacaktır.

    3-Gün içerisinde tükettiğiniz asitli ve kafeinli içecekleri en aza indirin ve mümkün olduğunca tüketmemeye özen gösterin.

    4-Yediğiniz besinlerin kalorisine dikkat edin. Gün içerisinde kalorisi yüksek bir besin tüketecekseniz, gündüz saatlerinde yemeği tercih edin.

    Diyet yapanların 30 hatası için tıklayın !

    5-Özellikle bir alışveriş merkezine gidecekseniz tok karına çıkmayı seçin.

    6-Aksi taktirde alışveriş sonrası bol kalorili fast food kurbanı olabilirsiniz.

    7-Hızlı ve etkili kilo vermek için gün boyu 8-10 bardak su tüketmeyi ihmal etmemelisiniz.

    8-Buzdolabına kilolu halinizle olan bir fotoğrafınızı asmak, dolabı her abur cubur tüketmek için açmaya yöneldiğinizde sizi durduracak ve psikolojik açıdan kilo vermenizi kolaylaştıracaktır.

    9- Diyetinize başladığınız zaman kendinize muhakkak bir hedef kilo belirleyin.

    10-Diyetinize ek olarak haftada bir gün vücudunuzdaki zararlı toksinlerden kurtulmak için detoks uygulayın.

    Habertürk

  • Metropol Diyeti

    Metropol Diyeti

    Beslenme Uzmanı ve Diyetisyen Ferin Batman, Ankara merkezli bir diyet olan ‘Metropol Diyeti’nde de şeker, kola ve meyve sularının yasak olduğunu söyleyerek söze başlıyor. ‘Metropol Diyeti’ isimli kitabın yazarı olan Batman’a, siyaset dünyasından da sıkı takipçileri olan diyetin püf noktalarını sormaya başlıyoruz. Yazıdizimizin 4’üncü gününde sağlıklı bir beslenmeyle nasıl formumuzu koruyacağımızın ayrıntılarını Batman cevaplıyor…

    diyet yaparken ya da başlamadan önce yapılan en büyük hatalar neler? 

    En büyük hata kısa sürede kilo vermek için mucize beklemek. Özellikle yaz yaklaşırken, zayıflama paniğine kapılanların daha çok hata yaptığını gözlemliyorum.

    1 haftada 10 kilo vermeyi, tığ gibi bir bedene sahip olmayı vaat eden diyetler işe yarasaydı sanırım buna en çok zaman darlığından yakınan metropol insanı sevinirdi. Kısa sürede kilo vermek uğruna içilen bitki çayları, kutu kutu yutulan zayıflama hapları ve içecekleri kilo kaybı sağlamak yerine vücuda zarar veriyor, hormonların dengesini bozuyor.

    Yediklerinin kalorisini öğrenen, her gün tartılan ama kilo veremediği için motivasyonunu kaybeden kişiler, kendisini daha fazla yemek yerken buluyor. Ve bu kısır döngü sonucunda diyet başarısızlıkla sonuçlanırken, verilen 5 kilo da 10 kilo olarak geri dönüyor. Ben kitabımda tek bir diyet listesi vermiyorum. Diyeti kolaylaştırmanın tüyolarını ve diyette motivasyonu artırmanın yollarını madde madde veriyorum.

    Metropol diyetini diğer diyetlerden ayıran temel fark nedir?

    Temel fark, bir dönem uygulanıp sonra da bırakılan diyet listeleri vermek yerine, ömür boyu sağlıklı beslenmeyi, zayıflamayı, kilo korumayı kolaylaştıran, motive edici bir sistem olması. Formüller veren, zamanla beslenme alışkanlıklarını doğru bir şekilde yapılandırmayı amaçlayan bir sistem.

    Diyetinizin dayandığı mantık nedir? 

    Bilimsel olarak doğruluğu ispatlanmış diyetleri bir arada kullanıyorum. Benim yöntemim kime hangisinin ne zaman uygulanması gerektiğini planlamak. En önem verdiğim, kişinin ihtiyacı olan spefik besinleri bularak diyetini o yönde desteklemek ve zenginleştirmek, zayıf ve güçlü noktalarını tesbit ederek, mutsuz hissetmeden rahatlıkla uygulayabileceğini göstermek. Sürekli yüksek motivasyon sağlamak.

    “ÖĞÜNLER ATLANIYOR AKŞAM YEMEĞİNE YÜKLENİLİYOR”

    Sizce de metropol insanının diyet yapması daha mı zor? Başarısızlığa giden yolda en büyük etken neler?

    Metropol insanının önünde farklı pek çok seçenek olması diyette kafayı karıştıran önemli bir unsur. Birbirinden gösterişli ambalajlarının içerisinde o yiyecek ve içeceklerin gerçek yüzlerini bilmiyoruz. Bu yüzden metropol insanı hatalara düşüyor. Sağlıklı beslenmek ve zayıflamak alışverişte başlar.

    diyet yapmayı zorlaştıran diğer bir etken ise zamansızlık. Zamandan tasarruf sağlamak için yeme vakitleri kısaltılıyor, fast food tüketimi, hazır ambalajlı ürünlere yönelim artıyor, öğünler atlanıyor, akşam öğününe yükleniliyor. Tüm bunların sonucunda metabolizma yavaşlıyor, tatlı krizleri başlıyor.

    diyet yapmak ve kilo alıp-vermek de sıradanlaşıp imkansız gibi görünüyor. zayıflama diyetlerinde başarısızlığın temel nedeni diyet listelerinin kişinin yaşantısına, sosyal hayatına, yeme alışkanlıklarına uygun olmamasıdır.

    Şehir insanı diyet yaparken neleri dikkate almalı?

    Sağlıklı beslenme alışverişle başlar. Aldığımız besinlerin içerikleri hakkında bilgi sahibi olmamız gerek. Ancak ambalaj ve etiket okuma alışkanlığımız çok yok. Yağı azaltılmış, az yağlı, şekersiz, fırınlanmış, diyabetik gibi pekçok etiket bilgisi görüyoruz ama ne ifade ettiğini bilerek alışveriş yapmalıyız. Bunları bilerek alışveriş yaparsak, eve daha az kalori daha çok sağlık sokmuş oluruz.

    Metropol insanının en büyük sorunu evde yemek yapmaya zaman bulamamak ve hazır besinlere yönelmek. Ama çözüm o kadar zor değil. Örneğin; yeşil mercimek, nohut, fasulye haşlanarak dolapta dondurulup saklanabilir, sonrasında yemeklerde, salatalarda kullanılabilir ve zaman kaybını önler. Öğün atlamak büyük sorun ve en çok atlanan öğünse kahvaltı. Gün boyunca aç kalmamak ve vücudun dinç olmasını sağlamak için sağlıklı bir kahvaltıya ihtiyaç var.

    Uzun süre aç kalmak zayıflatmaz, aksine metabolizmayı yavaşlatır. Kişiye özel değişmekle birlikte 4 saat arayla beslenmeyi öneriyorum. Özellikle sihirli 17.00 dediğim akşamüstü öğününe çok önem veriyorum.

    diyet yapan metropol insanı şehir hayatının yarattığı strese karşı antioksidan besinleri hayatına mutlaka katmalıdır. Stres savar besinleri öğrenmeli, ruh halini düzeltecek yiyeceklerle diyet yapmalıdır.

    Nelerden uzak durmalı?

    Bazı besinlerin mutfağa girmemesinde fayda var. Özellikle de rafine gıdalar, katkı maddesi içeren yiyecek ve içecekler, işlenmiş ürünler.

    Kaynak : Habertürk

  • Kilonuzun sebebi insülin direnci olabilir!

    Kilonuzun sebebi insülin direnci olabilir!

    İnsülin Direnci Nedir?

    Normalde yiyecekler şeker formunda kana karışır. Kandaki şeker yüksekliği pankreasın daha fazla insülin depolamasına neden olur. Normalde bu hormon hücrelere eklenir. Kandaki şekeri alarak enerjiye dönüştürür.

    İnsülin direnci durumunda vücuttaki hücreler insülin hormonunun hareketlerini ayırt edemeyecek hale gelir. Kandaki insülin direncini dengelemek için pankreas daha fazla insülin salgılar.

    İnsülin direnci olan insanlarda insülinin yüksek seviyelere ulaşması belirti olmaktan çıkar. Hastalığın ta kendisi olur. Zamanla insülin direnci olan kişilerde yüksek insülin seviyesi şekeri kontrol etmeye yetmeyince diyabet riski doğar.

    İnsülin Direncini Etkileyen Faktörler

    • Bozulmuş açlık şekeri, bozulmuş glikoz tolerans seviyesi ya da tip 2 diyabet olabilecek sağlık sorunlarından. Bütün bunların nedeni pankreasın insülin direncinin hakkından gelecek düzeyde insülin üretememesi. Böylece kanda şeker at koşturmaya başlıyor. Çok geçmeden de diyabet ortaya çıkıyor.

    • Yüksek tansiyon. Nedeni çok belli değil. Ancak çalışmalar tansiyon ne kadar yüksekse insülin direncinin de o kadar fazla olduğunu gösteriyor.

    • Anormal kolesterol seviyesi. Kolesterol seviyesi insülin direnci olan insanlarda düşüktür. Hemen sevinmeyin: bahsettiğimiz iyi kolesterol. Kötü kolesterol ise yüksek olur.

    • Kalp hastalıkları. İnsülin direnci damarlarda plak oluşumuna, damarların tıkanmasına neden olabilir.

    • Obezite. İnsülin direncini doğuran başlıca faktör obezite. Kilo kaybı vücudun insülini doğru miktarda kullanmasına yardımcı olabilir.

    • Böbrek hastalıkları. İdrardaki protein seviyesi böbrek hastalıklarının habercisi. Ancak bazı uzmanlar insülin direncinin protein fazlasına neden olmayacağı görüşünde.

    Uzmanlara göre, uzun zamandır diyet yapan ve yürüyüşlerini aksatmayan bir kişinin kilo vermekte güçlük çekmesindeki sebep; insülin direnci olabiliyor.

    Özel Biyofiz Fizik Tedavi ve Romatizmal Hastalıklar Tıp Merkezi Beslenme ve diyet Uzmanı Başak Kefeli, diyet ve spor yapmasına rağmen kilo veremeyen kişilerin mutlaka insülin direncini kontrol ettirmesi gerektiğini söyledi. İnsülin direncinin şeker hastalığının başlangıcı olduğuna işaret eden Kefeli, “Şeker hastalığında insülin salgılamayan pankreas bezimiz insülin direncinde gereğinden fazla insülin salgılamaya başlamıştır. Gereğinden fazla insülinin kanımızda bulunması ise dokularda insüline karşı duyarsızlık oluşturuyor. Bu duruma da insülin direnci deniliyor. Yani bu süreçte vücudumuz tüketilen besinleri yağ olarak depolamak için can atıyor.” dedi.

    Beslenme ve diyet Uzmanı Başak Kefeli özellikle; ailesinde şeker hastalığı olan, karın bölgesinde yağlanması fazla olan, uzun süre hareketsiz oturan, uzun süre aç kalan, çok sık (2 saatten de sık) atıştıran, çok sık şeker ve şekerli ürün tüketenler ile aniden hızlı kilo alanların risk altında olduğuna dikkat çekti. ‘Su içsem dahi kilo alıyorum’ diyenlerin kan değerlerine baktırarak HOMA değerinin 2,7’yi aşıp aşmadığını kontrol etmelerini tavsiye eden Başak Kefeli, insülin direncinin şiddetine göre her gün yarım saat yapılacak tempolu yürüyüşün de tedavide önemli bir yere sahip olduğunu belirtti.

    Başak Kefeli, dikkat edilecek hususları şöyle sıraladı: “Tam buğday ekmeği veya çavdar ekmeği tüketilmeli. Pirinç yerine bulgur kullanılmalı. Meyve suyu yerine meyvenin kendisi tercih edilmeli. Meyveler kabukları ile yenilmeli. Her gün mutlaka 1 tabak sebze yemeği veya salata yenilmeli. Esmer makarna tercih edilmeli. Unlar yarı yarıya tam buğday unu ile karıştırılmalı. Etlerin yağlı kısımları ve tavuğun derisi yenilmemeli. Haftada 1 gün kırmızı et, 2 gün tavuk ve 3 gün balık eti tercih edilmeli, kurubaklagillerin yemeği veya çorbası haftada 1 defa mutlaka tüketilmeli. Her öğün mutlaka 1 çay bardağı kadar yoğurt tüketilmeli. Süt ve süt ürünleri az yağlı tercih edilmeli. Günde 3-4 defa küçük ara öğünler yapılmalı. Ara öğünlerde süt-meyve/yoğurt-ekmek / sütlü kahve-bisküvi gibi alternatifler tercih edilebilir. 4-5 saatten daha fazla aç kalınmamalı, tuz tüketimi sınırlandırılmalı. 1 günde toplamda 1 tatlı kaşığından daha fazla tuz tüketilmemeli. Şeker içeren besinlerden mümkün olduğunca uzak durulmalı. Bir diyetisyenden beslenme planının oluşturulması için yardım alınmalı.”

    İnsülin Direnci Tanısı

    İnsülin direncini tespit etmek için belirli bir test yok. Ancak doktorunuz bazı durumlardan şüphelenip üstüne gidebilir:

    • Kardeşlerde ya da anne babada tip 2 diyabet, yüksek tansiyon ya da kalp hastalıkları varsa

    • Obezseniz

    • Karın bölgesinde ve kalçada aşırı yağlanma varsa

    • 40 yaşından büyükseniz

    • Hamilelik diyabeti geçirdiyseniz

    • Polikstik over sendromu geçirdiyseniz

    • Gizli şekeriniz varsa

    • Güney Asyalı ya da Afrikalıysanız. Bazı ırklar insülin direnci konusunda biraz daha şanssız oluyorlar.

    İnsülin Direnci Tedavisi

    Belli reçeteli ilaçlar insülin direncini ortadan kaldırmada etkili. Bu ilaçlardan dolayı vücudunuz insülin hareketlerine karşı daha hassas olabilir. Kolesterol düşürücü ilaçlar ya da yüksek tansiyon ilaçları insülin direncinin neden olduğu başka hasarlara iyi gelebilir.

    İnsülin Direncinin Önlemi Var mı?

    İnsülin direnci kesinlikle önlenebilir. Sağlıklı bir yaşam sürerek insülin direncini ve ilişkili diğer sağlık sorunlarını engelleyebilirsiniz. İnsülin direncini engellemek için birkaç ipucu:

    Egzersiz yapın. Haftada 5 gün günde yarım saat yürüyüş yapın. İsterseniz 30 dakikalık süreyi 10’ar dakikalık 3 bölüme ayırabilirsiniz. Haftada 150 dakikayı tamamlamaya bakın.

    Sağlıklı kilonuzu koruyun. Boyunuzu da göz önünde bulundurarak ideal kilonuzu belirleyin ve bu aralıkta kalın.

    Düzenli beslenin. Düzenli beslenmek için sağlıklı, kalori kontrolü olan bir diyet şart.

  • Zayıflayamıyorum

    Zayıflayamıyorum

    “Bugüne kadar iki gün dikkat etsem zayıflayabilirdim ve kilomu bu şekilde kontrol ederdim’ diyenler, “En son diyet yaptığımda çok rahat zayıflamıştım şimdi neden gitmiyor” diyenler, “Metabolizmam artık durdu galiba çalışmıyor, diyenler. “Asla zayıflayamayacağım” diye üzülenler…

    Neden kilo alıyor ve neden veremiyoruz. Neden bazılarımız çok başarılı, bazılarımız da sürekli kilo alıp veriyor. İşte cevapları burada. Karşınızdaki engeli bilirseniz daha kolay atlatırsınız. Takılanlar ve kilo veremeyenler hangi hatalaları yapıyor? Bu sorunları çözün, kaldığınız yerden devam edin.

    HAFTADA BİR İKİ KAÇAMAK YAPIYORUM
    NEREDEYSE adım zorla kaçamak yaptıran diyetisyene çıktı! Haftada 1 kaçamak yapın diye yazıyorum ve anlatıyorum sürekli. Bunu neden yapıyorum? Çünkü diyet yapmak 2-3 günlük bir iş değil, bir süre hatta bazen uzun bir süre en sevdiğin yiyecekleri yeme, onu alma, buna dokunma diye yaşamak zor iş. Bunun farkındayım ve bu sebeple psikolojik olarak da ayıntıları hesap edersek, bu dönemi mutlu bir şekilde geçirebilmek için arada bir kendimizi rahatlatmamız gerekiyor. Bu sebeple tatlı seven birinin haftada 1 defa tatlı yemesinde sorun yok aslında. Ama ben her şeyde olduğu gibi dozuna dikkat edin diyorum. Yani bu kaçamak hakkını, diyetini düzgün yapan, eksik bırakmayan, sporunu yapan çalışkan öğrencilere öneriyorum. Tabii ki sürekli kaçamak yapan, dediklerimin daha yüzde 50’sini bile yapamamış kişilere bir de üzerine kaçamak yap, demiyorum.

    DİYET LİSTEMDEN DAHA AZ YİYORUM
    YENİ diyete başlayan kişilere beslenme programını hazırlarken en sık karşılaştığım sorun şu, ben bu kadar yemek yiyemem ki, diyerek eksik kalan listeler. Diyetisyenin size verdiği listede ne varsa yiyin. Amacımız sizi aç bırakarak zayıflatmak değil, doğru beslenme ile kilo kaybı sağlamak. O zaman sizin ihtiyaçlarınıza göre hazırlanan listedeki besinleri eksiksiz yemelisiniz. Eksik bırakanlar daha zor zayıflıyor ve bir süre sonra da takılıyor.

    UYKU DÜZENİM ÇOK DEĞİŞİYOR
    ARAŞTIRMALARA göre düzenli uyku uyuyanlar daha kolay zayıflıyor. Takip ettiğim kişilerden oyuncular, reklamcılar, doktorlar veya hemşireler gibi gece gündüz çalışanlar, nöbet tutanlar bazen zorlanabiliyor. Böyle yaşayanlar uyku saatlerini düzene koyduklarında zayıflama hızlanıyor. Daha düzenli yaşayanlar daha rahat zayıflıyor. Eğer hayatınız böyle geçiyorsa, bu moralinizi bozmasın. Kalan kısımlarda bir sorun yok ise en fazla haftada 1 kg. yerine 800 gr. verirsiniz. Kendinize mutlaka vakit ayırın ve hatta takıldığınızda hayatınıza spor katın.

    YETERİ KADAR SU İÇMİYORUM
    SU içmeyenler daha sık acıkabiliyor, daha çok yiyebiliyor, daha sık ödem şikâyeti yaşayabiliyor ve bunların hepsi de tartıya yansıyor. Kişiye göre su tüketme miktarı değişir ama kadınlarda genelde 1-1.5-2 lt., erkeklerde de 2-3 lt. civarında su gerekiyor. İlave bitki çayı, çay, kahve bile içiyor olsanız, tükettiğiniz suyu azaltmayın.

    DİYETTE YAZANLAR YETMİYOR
    PORSİYON kontrolü yapamıyorsanız kilo vermeniz zorlaşır. Bu sonuç normal ama çözümü asla diyeti bozmak değil. Neden bozduğunuzu araştırın. Miktar size çok az geliyor ve porsiyon kontrolünde zorlanıyorsanız diyetin kalorisini artırmanız gerekiyor demektir. Bununla birlikte kaç kalori yakabiliyorsunuz ölçtürün ve öğrenin. Ama şunu da unutmayın ki, sonuçta diyet yapmak yediklerinizin miktarını azaltmak, biraz da acıkmak demek. Ama çok değil! Sizi zorlamayacak kadar aç kalabilirsiniz.

    ANTİDEPRESAN KULLANIYORUM

    BU ilaçların etkileri kişiye göre değişebilir. Bazı kişilerin iştahı azalırken, büyük bir grubun da iştahı artıyor, halsizlik uyuşukluk yapabildiği için hareketsizlik de artıyor ve kilo artışı görülebiliyor. Kullandığınız antidepresan size kilo aldırıyor ise psikiyatrınıza haber verin. Size uygun olan değişikliği yapacaktır.

    ÇOK HAREKETSİZİM
    HER geçen gün daha kolay kilo almamızı sağlayan ana neden bu aslında! Hareketsizlik! Keşke bu sorunu çözebilsek ve gün içinde daha çok hareket etsek. Ev koşulları, çalışma saatleri, çoluk çocuk derken hareketin ne kadar azaldığını hepimiz biliyoruz. Eğer keyifli bir diyet yapmak istiyorsanız, arada bir kaçamak yapsanız da zayıflamaya devam etmek istiyorsanız mutlaka ama mutlaka hareketi arttırmak zorundasınız. Buna bir çözüm bulun ve 10 dakika bile olsa yürüyün!

    SPORA BAŞLAYIP ARA VERİYORUM
    DİYET yapıp bırakmak ve spora başlayıp bırakmak, zaten sürekli baştan başlamak demek. Sürekli yapabileceğiniz ne var? Sokakta yürümek mi? Havuzda yüzmek mi? Evde jimnastik yapmak mı? Hangisi her zaman olabilecek ise onu yapın. Arada bir hem yürüdüğünüz hem de pilatese gittiğiniz olur. Hatta yazın belki de yüzersiniz ama bu durumlara göre yemeğinizi de artırıyor ve azaltıyor olmalısınız.

    İLAÇLARIMI DÜZENLİ ALMIYORUM
    EĞER kilo almanızın nedeni metabolik sorunlar ise, tiroit, ensülin gibi hormonal sorunlar yaşıyorsanız, hekiminiz size yazdığı ilacı düzenli almanız gerekiyor. Biz düzenli hekime kontrole gitmiyor ve verdiği ilaçları bir süre kullanıp sonra bırakıyoruz. Unutmayın, bu ilaçlar ağrı kesici değil! Tedavinizi yarıda kesmeyin ve düzenli kontrole gitmeyi de unutmayın.

    BESİN DESTEKLERİNE DİKKAT

    DİYET yaparken bazı durumlarda besin desteklerinden faydalanabilirsiniz. Size önerilen destekleri kısa süre kullanıp bırakmak işe yaramıyor. Besin desteklerini ne kadar kullanmanız gerekiyor ve ne zaman bırakmanız gerekiyor öğrenin. Hiçbir besin desteğini hayat boyu kullanmayın.

    ÇOK SAYIDA DİYET YAPTIM

    Tecrübeli bir vücut ilk kez diyet yapan birine göre daha zor zayıflar. Çünkü ne kadar aç kalacağını, kalabileceğini veya ne kadar çok yemekyediğinizi, özetle, kapasitenizi biliyordur. Denediğiniz her yöntem hafızaya kazınır. Sonuç ne olursa olsun tekrar baştan başlamanız gerektiğinde aynı cevabı vermemeye başlar. Hatta bu konuda araştırmalar, sürekli diyet yaparak kilo alıp verenlere göre, aynı kiloda sabit kalanların daha sağlıklı olduğunu söylüyor. Yani, her çıkan yöntemi deneyip metabolizmanız ile oynamayın. Vücudunuz sizin ortalama kaç kalori alacağınızı, hangi saatlerde ne yiyeceğini ve ne kadar hareket edeceğinizi bilirse daha kolay zayıflar. Sık diyet yapanlar, vücudunuzun size tekrar güvenmesini sağlayın. Bu biraz uzun sürebilir ama başarırsanız bir daha başa dönmezsiniz.

    AÇ KALARAK ZAYIFLADIM

    AÇ kalarak zayıflamak en sık kullanılan zayıflama tekniklerinden biri. İlk denediğinizde yani aç kaldığınızda cevap verdi vücudunuz, sonra yine kilo problemi yaşadınız, verdiğiniz kilolar geri geldi. Çünkü zaten bu şekilde giden yağ kitlesi değildi. Tekrar aç kalarak zayıflamayı denediniz ve belki yine başardım sandınız. Ama o kadar kolay değil! O kadar akıllı bir vücudumuz var ki sizin bu tehlikeli denemelerinize karşı kendini korumak zorunda olduğu için bir sonrakine hazırlanıyor. Aç kaldığınızda ne yapacağını, nasıl yağlarını koruyacağını biliyor ve metabolizmayı yavaşlatarak az enerji geliyorsa ben de az enerji harcarım diyor, korumaya geçiyor. Bu hatayı yapmayın! Sadece bugünü değil, yarını da düşünün!

    HEP MUTSUZUM ZAYIFLAYACAĞIMA İNANMIYORUM

    BU konu ile ilgili sorunu 19 Nisan’daki köşe yazımda uzun uzun anlatmıştım. Mutlu olanların daha kolay zayıfladığını söylemiştim. Hatta başarılı olan insanlar ne yapıyor da başarıyor diye yazmıştım. İsterseniz arşivden tekrar o yazıya bir göz atın. Bu yazıdan sonra iyi de nasıl mutlu olayım ben diye mail’ler geldi. Haklısınız ama kendinizi rahatlatacak birşeyler bulmanız gerekiyor. Bir arkadaşınız ile dertleşmek bile sizi iyi gelebilir. Mutluluk hedeflerinizi biraz kendinize yakın tutun ve gerçekçi olun. Dünyanın en mutlu insanı olmaya değil, “Son dönemlerin en mutlu seni’ni bulmaya çalışın.

    AZ DA OLSA ALKOL ALMAYA DEVAM EDİYORUM

    ALKOL alışkanlığı olanlar veya sosyal olarak hafta sonu akşam yemekte birkaç kadeh alkol alanların işi daha zor gibi görünüyor. Alkol, kalorisinin yüksek olması ve akşam saatlerinde tüketilmesi nedeni ile kilo almayı kolaylaştırıyor. Ama bu da işin keyif kısmı, bazen de onsuz olmuyor. Porsiyon kontrolü, miktar ve alkol alacağınız gün yanında tüketilecekleri iyice öğrenirseniz bu size engel olmaz.

    DİYET İTİRAFI

    Eşim çok kilolu olduğum için benimle dalga geçiyordu. Şimdi gizli gizli diyet yapıyorum. Ben zayıflarken ona da yemeğin yağlı kısımlarını veriyorum.

    TURUNCU GERÇEK

    Krem peynirinin yağ oranı çok yüksektir. Yağ oranı en düşük olan lor peyniridir.

    Habertürk

  • Kadınlar neden meme büyütme ameliyatı isterler?

    Kadınlar neden meme büyütme ameliyatı isterler?

     Kadınlar neden meme büyütme ameliyatı isterler?

    • Gelişme döneminde bir genç kızın genetik özelliklerin etkisi ile memeleri kendisini mutlu edecek boyutta gelişmemiş olabilir.
    • Memenin biri diğerinden belirgin şekilde küçük olabilir.
    • Genç yaşlarda meme büyüklüğünden mutlu iken ilerleyen yaşla beraber, kilo alıp vermeler, doğum ve emzirme dönemleri sonrasında memeler dolgunluğunu kaybetmiş ve içi boşalmış gibi durabilir.

    Bu durumlarda kişiye uygun seçilecek protezler ile memelerin büyütülmesi mümkündür.

    Memenin ne kadar büyütüleceğine nasıl karar verilir? 

             Her kadının güzel bulduğu meme boyutu birbirinden farklıdır. Hastalar ile konuşurken bir kadının büyük dediği bir meme için diğerinin çok küçük dediğini görebiliyoruz. Bu nedenle meme büyütmede protezin boyutu seçilirken hastanın estetik görüşü iyi değerlendirilmeli ve yapılacak meme muayenesinde hastaya konulabilecek protez hakkında hasta bilgilendirilmelidir. Hastanın anatomik yapısı itibariyle en doğal gözükebilecek protezin ne olduğu hastaya anlatılmalı, çeşitli boyutlardaki protezlerle nasıl görüneceği hakkında daha önce yapılan ameliyat fotoğrafları üzerinden hastaya bilgi verilmelidir. Yani meme büyütme ameliyatlarında protezin boyutu hasta ve doktor tarafından birlikte seçilmelidir. 

    Meme büyütme ameliyatlarında damla protez mi yoksa yuvarlak mı? 

    Meme büyütme ameliyatlarında kullanılan protezler şekillerine göre kabaca iki gruba ayrılabilir. Yuvarlak protezler ve damla şekilli (anatomik) protezler. Protez şekli seçilirken muayene esnasında plastik cerrahınız bireysel özelliklerinizi (mevcut meme dokusu, memede sarkıklık olup olmadığı, göğüs duvarı yapısı ve çapı) değerlendirir ve sizin memeniz için yuvarlak ya da damla protez seçeneklerinde nasıl bir görüntü oluşacağı hakkında sizi bilgilendirir. Vücut yapınıza uygun seçilmek kaydıyla her iki tip protezlede oldukça doğal sonuçlar elde etmek mümkündür. Bu seçimde de yine hastanın estetik görüşü, dekolte kısmının belirgin olmasını isteyip istememesi dikkate alınmalıdır.

     Meme büyütme ameliyatından sonra doğum?

    Meme büyütme ameliyatı olmuş bir kadın diğer kadınlar gibi hamile kalabilir ve çocuk doğurabilir. Bu süreçlerde protezin çıkarılması gibi bir şey gerekmez. Protezin bebeğinize hiçbir zararı yoktur.

    Op. Dr. Melike Erdim

    Estetik Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı 

    www.melikeerdim.com

    www.botoksdolgumezo.com

    www.erdimsacekimi.com

    Op. Dr. Melike Erdim Facebook

    Op. Dr. Melike Erdim Twitter

    Anahtar kelimeler: meme estetiği, meme büyütme, göğüs büyütme, göğüs estetiği, meme büyütme ameliyatı, estetik, estetik cerrah

     

     

  • Bilinçsiz Diyete Dikkat

    Bilinçsiz Diyete Dikkat

    Diyetisyen Mehlika Öktem, yaz öncesi kadınlar başta olmak üzere hızlı kilo vermek isteyenlere uyarılarda bulundu.

    Yaz sezonunun gelmesiyle birlikte kilo vermeyi son bir aya sıkıştıranların büyük hata yaptığını belirten Öktem, kişilerin zayıflama isteğinin sadece kısa bir dönemle kısıtlı kalmaması ve sağlıklı beslenmenin yaşam tarzı haline dönüşmesi gerektiğini söyledi.

    BİLİNÇSİZ YAPILAN DİYET HASTALIĞA YOL AÇIYOR
    Bilinçsiz yapılan diyetlerin sağlık sorunları ile birlikte kas kaybına neden olunduğunu ifade eden Öktem şu uyarılarda bulundu:

    “Tek gıda rejimi veya sadece protein ağırlıklı yapılan diyetler, hayat boyu yapılıp yaşam şekli haline dönüşemez. Üstelik diğer besinlerden almanız gereken vitamin, mineral ve posayı alamadığınızda vücudunuzda bir takım eksiklikler veya fazla alınan besin grubunun oluşturabileceği gut hastalığı gibi hastalıklar ortaya çıkar. Hatta kansere davetiye çıkarmış olursunuz.

    ÖĞÜN SAYINIZI AZALTARAK ZAYIFLAYAMAZSINIZ
    Ayrıca yeni moda olan öğün sayısını azaltarak yani günde 2 öğün yiyerek yapılan diyetler iştah kontrolünüzü olumsuz yönde etkileyip, yemeğe daha çok saldırmanızı sağlar ve kan şeker düzeyinizi olumsuz yönde etkiler. Bu tarz diyetler mucize yaratmış olsaydı, obezite en gelişmiş ülkelerde bile sağlık problemi olarak karşımıza çıkmazdı. Demek ki kalıcı ve sağlıklı bir sonuç alınamıyor ki hala obezite ile mücadele ediyoruz.”

    Diyet yapmanın sanılanın aksine uzmanlık gerektirdiğini kaydeden Mehlika Öktem, kişinin kendi vücudunu tanıyarak, diyetisyenlerden destek alarak yapması gereken uzun soluklu bir program olduğunu söyledi.

  • Tatlı İsteğini Azaltan 10 Meyve

    Tatlı İsteğini Azaltan 10 Meyve

    Hem kiloları ile barışık olmak hem de tatlıdan uzak durmak istemeyenler için 10 meyve önersek?

    Greyfurt (1 adet: 50 kalori)
    Anavatanı Çin ve Hindistan’dır. Ancak günümüzde birçok türü çeşitli bölgelerde yetiştirilebilmektedir. Greyfurt sizin tatlı ihtiyacınızı giderebilecek bir meyvedir. Ancak yapılan araştırmalar greyfurt suyunun bazı ilaçların etkilerini arttırdığı ve ölümle sonuçlanabilecek zararlı yan etkiler ortaya çıkardığını göstermiştir. Bu nedenle ilaç kullanan kişilerin greyfurttan uzak durmaları gerekmektedir.

    Neye iyi gelir?
    Soğuk algınlığına iyi gelir.
    Sindirimi uyarır.
    Diş etlerinin kanamasını azaltır.
    Kılcal damarlardaki kan dolaşımını hızlandırır.
    Mide ve pankreas kanserlerine yakalanma riskini azaltır.
    Tansiyonu dengeler.
    İdrar sökücü özelliği vardır.

    Karpuz (100 gr: 30 kalori)
    Sıcak havalarda kaybettiğimiz su ve mineralleri karpuz yiyerek geri kazabilirsiniz. Hem ferahlatıcı hem tok tutucu özelliği sayesinde yaz aylarının vazgeçilmez meyvesi olan karpuzu istediğiniz kadar yiyebilirsiniz. Ancak dikkat çekilmesi gereken bir nokta var. Yanında beyaz peynir yiyerek zayıflamayı beklemeyin. Beyaz peynir yiyerek susturmanız gereken tatlı ihtiyacınızı da azaltamamış olacaksınız.

    Neye iyi gelir?
    Böbreği temizler.
    Astım, damar tıkanıklığı, diyabet, kolon kanseri ve kireçlenme gibi hastalıklara iyi gelir.
    Tatlı, sulu karpuz doğada bulunan en önemli antioksidanlarla doludur.
    Bağışıklık sistemini güçlendirir.
    Karpuz çekirdeklerindeki Cucurbocitrin adlı madde kan basıncını düşürmeye ve düzenlenmeye yardımcı olur.
    Kabuğundaki çinko, iktidarsızlığa iyi gelir.

    Kavun (100 gr: 26 kalori)
    Kavunun yüzde doksan beşini su oluşturur. A, B 1, C vitaminleri, meyve şekeri, selüloz, azotlu ve yağlı maddeler de var. Kavun gerek cildi tazeler, ona canlılık ve güzellik kazandırır. İsmi estetik tarihine geçen ünlü güzellerin ve artistlerin pek çoğu ciltlerindeki gerginlik ve tazeliği kavuna borçlu olduklarını söylerler.

    Neye iyi gelir?
    Kanı temizler.
    Antioksidan özelliği vardır.
    Endişe ve uykusuzluğa iyi gelir.
    Bağırsak ve cilt kanserine karşı Amerikan Kanser Enstitüsü tarafından tavsiye edilmiştir.

    Kayısı (1 adet: 15 kalori)
    Kayısı yemeklerden sonra yenildiği zaman hem sindirimi kolaylaştırır hem de tatlı ihtiyacınızı giderir. Ancak yeme işini çok abartırsanız ishale yol açabilir.

    Neye iyi gelir?
    Kan yapıcıdır, kansızlığa iyi gelir.
    Güzel bir cilt ve saç için olumlu etkileri vardır.
    Özellikle akciğer kanserinin önlenmesinde yardım eder.
    Kalp hastalıklarının ve kataraktın önlenmesinde yardımcıdır.
    Kemik erimesinin önlenmesine faydalıdır.
    Sinirleri gevşetip uyku verir.
    Kabızlık çeken ve sindirim sisteminde sorun yaşayanlar için faydalıdır.
    Sabahları aç karnına yenilen kuru kayısı sindirim açısından faydalı olmanın yanı sıra cilde de canlılık katar.

    Kiraz (100 gr: 70 kalori)
    Mucize meyve olarak adlandırılan kirazın da faydaları saymakla bitmiyor.Araştırmalara göre günde 20 tane kiraz yerseniz bu 1 aspirin almakla eşdeğer. Ayrıca içerdiği meyve şekeri levüloz rahat sindirilebildiği için, şeker hastaları da kirazı yanında protein kaynağı besinlerle birlikte tüketebilir.

    Neye iyi gelir?
    Güçlü bir ağrı kesicidir, 20 kirazda 12-25 miligram arası antoksiyanin maddesi bulunduğu ve bu maddenin ağrı kesici etkisinin Aspirinden on kat daha fazla olduğu tespit edilmiştir,
    Kolesterolü ve kan şekerini düşürür,
    Kirazlarda bulunan flavanoidler vücuttaki zehri temizler, antioksidan etki yapar.
    Kabızlık gidericidir.
    Nikotinin vücuttan atılmasına yardımcı olur.
    Böbreklerin taş ve kum yapmasını önler ve varsa zamanla döker.
    Safra kesesi taşının dökülmesine de yardımcı olur.
    Yüzde oluşan sivilcelerin giderilmesini sağlar.

    Papaya (Orta boy bir papaya: 54 kalori)
    Özellikle Güney Afrika, Latin Amerika, Avustralya ve Hawaii de bulunabilen bu tropikal meyveyi artık ülkemizde de bulabiliyoruz. Diğer benzer tropikal meyvelerde olduğu gibi etlerin yumuşatılması sırasında kullanılmaktadır. Özellikle Hindistan’da et yemeklerine papaya ilave edilerek etin daha yumuşak ve daha kolay sindirilebilir hale gelmesi sağlanır. Tayland ve Asya yemeklerinde de sıkça kullanılır. Papaya, taze olarak tüketilmesinin yanı sıra, meyve salatalarında, meyve suyu olarak, pasta yapımında kullanabilirsiniz

    Neye iyi gelir?
    Papayanın suyu ilt bozukluklarına iyi gelir.
    Kırılmış omurga tedavilerinde kullanılır.
    Sindirimi kolaylaştırır.
    Kilo ve yağ oluşumunu engeller.
    Kanser oluşumunu engeller.

    Şeftali (1 adet : 46 kalori)
    Şeftalinin en önemli özelliği kadifemsi dokusudur. Bu dokudan hoşlanmayanlar tüysüz bir türü olan nektarini tercih edebilirler. B ve C vitaminleri açısından oldukça zengin olan bu meyvenin tadına da doyum olmaz.Şeftali taze olarak tüketilmesinin yanında komposto reçel ve meyve suyu olarak da tüketilir. Çiçekleri kaynatılıp suyu içilirse bağırsak solucanlarını düşürür. Şeftali soyulup ezildikten sonra yüze maske yapılırsa özellikle kuru ve yorgun ciltlere iyi gelir.

    Neye iyi gelir?
    Kalp rahatsızlıklarına ve kansere karşı korur.
    Sindirim sistemini çalıştırır, hazmı kolaylaştırır.
    Böbreklerin ve safra kesesinin düzenli çalışmasını sağlar.
    İdrar sökücüdür.

    Yaban Mersini (100 gr: 63 kalori)
    Yaban mersini Avrupa, Batı Asya ve Kuzey Amerika’da Kayalık Dağlar’dan gelen uzun ömürlü bir bitkidir. Amerikan çay üzümlerine benzer meyveleri olan bir çalı bitkisidir. Aynı zamanda kızılcık meyve ailesi ile de ilgilidir. Ülkemizde yaban mersinine farklı bölgelerde farklı isimler verilmektedir. Örneğin Rize’de likapa, Trabzon’da Ligarba, Lifos veya Trabzon Üzümü, Artvin’de Morsivit veya Mahabak, Giresun’da Çalı Çileği, diğer bölgelerde ise Ayı Üzümü, Çay Üzümü veya Çoban Üzümü deniliyor.

    Neye iyi gelir?
    Güçlü bir antioksidan
    Görme bozukluklarına iyi gelir
    İdrar yolu enfeksiyonlarına iyi gelir
    Alzheimer hastalığının oluşumunu engelleyebileceğine dair araştırma sonuçları olmuştur.
    Güçlü bir şeker düşürücü
    Damar sertliği ve varise iyi gelir.

    Dut (100 gr: 90 kalori)
    Dut’un ilk başta kalorisi yüksekmiş gibi gelse de çok az dut yiyerek ona alternatif olarak yiyeceğiniz tatlılardan çok daha az kalori alabilirsiniz. Üstelik faydaları da saymakla bitmez. Özellikle ipek yapımı ile Çinliler tarafından tüm dünyaya yayılan dutun meyvesi kadar yapraklarının da çok faydalı olduğu biliniyor. Dut yaprağını kaynatarak içebilirsiniz. Dutun, meyve olarak faydaları kadar ağacı da birçok alanda kullanıyor. Dut ağacının tahtasının sert, dayanıklı ve sıkı zerreli olduğu için özellikle tenis raketi, sörf tahtası ve bot gibi spor ekipmanı yapımında kullanıyor. Öte yandan, dut ağacından beslenen zararlı böcek olmadığı için herhangi bir tarım ilacı da kullanılmıyor. Bu nedenle dut dünyanın en ekolojik ürünlerinden biri olarak sayılıyor.

    Neye iyi gelir?
    Kanseri önleyici bir maddeye sahiptir
    Kolestrolü dengeler
    Yüksek kan şekerini düşürür
    Beden ve zihin gevşetici özelliğe sahiptir
    İdrar söktürücü
    Ateş düşürücü

    Çilek (100 gr: 30 kalori)
    Çilek hem tatlı ihtiyacınızı gideren hem de şeker oranı çok yüksek olmayan bir meyvedir. Alerjiniz yok ise tatlı isteğinizi çilek yiyerek geçirebilirsiniz. Çilekte bol miktarda demir ve fosfor bulunmaktadır.

    Neye iyi gelir?
    Strese iyi gelir, sakinleştirici etkisi vardır,
    Sigara dumanının etkilerini azaltır. Sigara içilen bir odadayken gün boyunca ağza iki çilek atılması önerilir.
    Çocuk felci ve ağız-deri yaralarına yol açan virüsleri öldürücü etkisi vardır,
    Kansere yakalanma riskini azaltır,
    Mide ve bağırsak zayıflıklarını giderir,
    Safra kesesi hastalıklarına iyi gelir,
    Yüksek ateşi düşürür,
    Dişlere ve diş etlerine iyi gelir, diş taşlarının oluşmasını engeller,
    Cilde canlılık kazandırır.

  • Yaza fit girmenin yolları

    Yaza fit girmenin yolları

    Kışın kasvetli günlerinden sonra baharın habercisiyle güneş yüzünü tekrar göstermeye başladı. Kışlık kıyafetlerimizin altına sakladığımız, kışın yeterince ilgi göstermediğimiz vücudumuzu yaza hazırlamanın zamanı geldi. Yaza yeterli zaman varken, metabolizmanızı bozmadan, sağlıklı kilo verecek kadar vaktimiz var…

    İdeal kilonuz da olmak, yazın özgürce giyinmenizi de sağlayacak. İdeal kilonuza inmek için son günleriniz, bunu değerlendirin. Yaza sayılı zaman kala fit görünme telaşına kapılanlar, Diyetisyen Canan Aksoy’un önerilerine kulak verebilirsiniz.

    • Azar azar sık sık yemek, hem iştahınızı dengeleyecek hem de metabolizmanız daha etkin çalışmasını sağlayacak. 3-4 saatlik periyotlarda beslenmeye çalışın.

    • Sıvı tüketiminizi artırın. Biz diyetisyenlerin günlük sıvı tüketimi önerisi 1 kaloriye 1 mililitre su tüketindir.1500 kaloriye 1.5litre mesela. Yeterli sıvı aldığınızın en kolay göstergesi, idrar çıkışı sayınız ve rengidir. 6-7 kere idrara çıkacak ve açık sarı olana kadar sıvı tüketin. Unutmayın susuzluk ve açlık hissi birbirine çok karışır. Acıktığınızda önce bir bardak su içip aç olup olmadığınızı kontrol edin.

    • Güneş, insan için en önemli D vitamini kaynağıdır. Ofislerde, kışın kapalı havalarda mahrum kaldığınız D vitamini için her gün yarım saat açık alanda olun. Uzun kemiklerinizin ( kol ve bacak kemikleri ) güneş alması kemik erimesi riskinizi azaltacaktır.

    • Hareket edin, kilonuzu vermek veya korumak, hipertansiyondan kaçınabilmek, kalp hastalıklarından korunabilmek, kemik mobilizasyonunu sağlamak için haftada en az 150 dakika hareket edin. En iyisi bu güneşli günlerde açık havada yürüyün egzersiz sırasında alınan güneş D vitamini ihtiyacınızı da karşılayacaktır. Unutmayın en önemli D vitamini kaynağı güneştir.

    Diyet Yöntemleri ve Deneyimlerimiz için tıklayın !

    • Günde 5-7 porsiyon sebze meyve salata tüketin. Sebze ve meyveler hem düşük kaloriye sahiptir, hem posa içerir bağırsak faaliyetlerinizi sağlayıp, kan yağlarınızın düşmesini sağlar. Ana öğünlerinizde salata veya sebze tüketin, ara öğünlerinizde meyve. Vitamin ve antioksidan alımınızda böylece düzene girecektir.

    • Ana öğünlerinizde yağsız süt, yoğurt yemeye özen gösterin. Kalsiyum yemeklerde aldığınız yağın sindirime uğramadan atılmasına yardımcı olacaktır. Hem de güneşle aldığınız D vitaminiyle beraber kalsiyum tüketimi kemikleriniz için de faydalı olacaktır.

    • Tuzu azaltın, son yapılan çalışmalar günlük tuz alımımızın 18 grama çıktığını gösteriyor, hâlbuki ihtiyacımız olan tuz 4-5 gram civarında. Yüksek tuz, hipertansiyona, vücudunuz da şişkinliğe ve kalp damar sisteminizin yaşlanmasına sebep olur. Hazır-paketlenmiş ürünlerin içinde tuz miktarı yüksektir. Rafine edilmemiş, doğadan direkt sofranıza gelen besinleri tercih edin.

    • Yemek pişirme sistemlerinizi gözden geçirin, tuz ve yağ kullanımına dikkat edin. Kızartmayın, haşlayın, ızgara yapın veya fırında pişirin. Yemeklerinize az yağ ve mutlaka sıvı yağ ve az tuz koyun. Tuz yerine baharat kullanmaya çalışın.

    • Sıvı kalorilere dikkat: gazlı içecekler, alkol, meyve suları, aromalı kahvelerden kaçının. Gazlı –şekerli içecekler yerine su veya maden suyunu tercih edin. Frappeler, aromalandırılmış kahveler yerine, Türk kahvesi veya latte gibi kahveleri tercih edin.

    • İyi çiğneyin, midenizle beyniniz arasında gelişen tokluk süresi en az 20 dakikadır. Öğünlerinizi yavaş tüketin, tokluk hissinizin gelmesi için kendinize vakit tanıyın.

    • Unutmayın vücudunuzun yedek parçası yok. Ona her mevsim ve her zaman iyi bakmak zorundasınız.