Protein Ağırlıklı Dukan Diyeti
Etiket: kilo verme
-
Kışın Formu Korumanın Yolları
Bol ve koyu giyecekler giyecek olmanın verdiği rahatlıktan kaçınmalısınız!
Yaza girerken verdiğiniz kiloları sonbaharın gelmesi ile birer birer alıyorsanız bu durum hareketlerinizle birlikte metabolizmanızın da yavaşladığına ve formunuzu koruyamadığınıza işaret ediyor demektir.
Gereğinden fazla uyumak, stres, kışın bol ve koyu renk giysiler giyecek olmanın verdiği rahatlık gibi etkenler yaza girerken verdiğiniz kiloları geri kazanmanıza ve başlangıç noktasına geri dönmenize neden olur.
Dyt. Şefika Aydın Selçuk, yaz döneminde sağlıklı bir şekilde verilen kiloların sonbahara girerken nasıl korunabileceği hakkında bilgi verdi.
Formda kalmanın yaşı yoktur
‘Formda olmak’ teriminin anlamını öğrendikçe yaşamımız boyunca sağlıklı beslenmenin kısa süreli bir arayış olmadığını göreceğiz. Genellikle “formda olmak” yoğun fiziksel aktivite yapmak olarak algılanırken, çoğu insan kaslı bir vücuda sahip olmayı ya da uzun mesafeli koşuyu başarılı bir şekilde bitirmek olarak değerlendirmektedir. Aslında formda olmak; sadece fiziksel değil, ruhsal ve zihinsel iyiliği kapsayan bir durumdur. Formda olmak; “en iyi sağlık durumuna sahip olma, sakatlık olmaması” durumunu ifade etmektedir. Bireyler formda olduklarında; gün içerisindeki olumsuz koşulları pozitif bir bakış açısıyla üstesinden gelebilmektedirler. Kalp hastalıkları, kanser, şeker hastalığı gibi ciddi sorunların daha az görülmesine neden olur. Yüksek kalitede ve belki de uzun bir yaşam için iyi bir şans yakalanmış olabilmektedir. Unutulmamalıdır ki; formda olmanın ve kalmanın yaşı yoktur. Formda kalmak her yaşta düzenli fiziksel aktivite ve yeterli-dengeli beslenmeyi içeren bir yaşam şeklidir.
Sonbaharda da formda kalmak için 15 öneri
Yaz aylarında sağlıklı bir şekilde verilen kiloların sonbahar ve kış süreçlerinde de korumayı sadece yaşam ve beslenme düzeninize dikkat ederek gerçekleştirebilirsiniz. İşte sizi sonbahar aylarında formda tutabilecek sağlıklı yaşam kuralları:
1. Yeterli düzeyde uyku en önemli unsurdur. Yetişkinler 8 saatten fazla uyumamaya özen göstermelidir.
2. Sigarayı yaşamınızdan çıkarın, sigara içilen yerlerde bulunmamaya özen gösterin.
3. Stresi kontrol altına alın.
4. Alkol gibi metabolik stresi artırıp, yaşlanmayı hızlandıran içeceklerden uzak durun.
5. Temizlik kurallarına özen gösterin.
6. Düzenli olarak tıbbi kontrollerden geçin.
7. Daima diyetinizde yapacağınız olumlu değişikliklerin sağlığınıza yapacağı önemli farklılıkları hatırlayın.
8. Optimal sağlık için tahıllar, et grubu, süt ürünleri, taze sebze ve meyveler ile sağlıklı yağları bir arada yiyin.
9. Yemeklerinizi nerede yediğiniz ve nereden satın aldığınız çok önemli değil. Hoşlandığınız yiyeceklerin sağlıklı yeme tarzına uygun olmasına dikkat edin.
10. İyi beslenme formda kalmanın temel yakıtıdır ve buda sizinle başlar. Evde, restoranda, kafeteryada veya işte de sağlıklı besinlerden oluşan menüler tüketebilirsiniz.
11. Sevdiğiniz restoranlarda kızartmalar yerine az yağlı olanları tercih edin.
12. Beslenmede her şeyden önemli olan unsurun; çeşitlilik, denge ve aşırıya kaçmama olacağını asla unutmayın.
13. Yemek yerken aşırıya kaçmayın. Porsiyon ölçülerinizi uygun tutarsanız istediğiniz besinleri kolaylıkla yiyebilirsiniz.
14. Düzenli olarak yürüyüş yapın.
15. Bol miktarda su için. Bu yetişkinler için ortalama 8 su bardağıdır. Suyun vücut için yeterli gelip gelmediğini idrar rengini kontrol ederek anlayabilirsiniz. Eğer sürekli bir ilaç kullanmıyorsanız idrar rengi açıksa yeterli sıvı almışsınız demektir.Yiyeceklerin zevkini çıkararak formda kalın
Besinleri seçmede birçok faktör etkili olmaktadır. Örneğin; kişinin kültürü, duygusal durumu, çevresi, yakın arkadaşları, yemeğe bakış açısı, sahip olduğu besin ve beslenme hakkındaki bilgileri oldukça etki etmektedir. Neden bir besinin yerine başkasını seçtiğinizi hiç düşündünüz mü? Sağlıklı beslenmenin de yemeğe zevk katabileceği düşünülmelidir. Çünkü besinler sağladıkları besin değerlerinin yanı sıra keyif ve iyi tat vericidirler. Çünkü besinler kompleks (karmaşık) ögelerdir. Siz besinin görünüm, hoş koku, lezzet, tat gibi özelliğinden yararlanırken; vücudunuz da besin ögelerinin yaşamınızı sürdürme işlevlerinden yararlanırlar.Bunun için; çeşitli besin gruplarını tüketmeye özen gösterin. Örneğin; tabağınızı öğle akşam öğününde 4 eşit parçaya bölün. Değişik besin gruplarını ve değişik renkte besinleri aynı tabakta tüketin. Yediğiniz miktara göre aldığınız kiloyu da fiziksel aktivite ile dengeleyebilirsiniz. Bu sizin kilonuzu korumanızı sağlayacaktır. Değişik ekmek çeşitleri, taze sebze ve meyvelere, kuru baklagillere, kuru yemişlere diğer yiyeceklerden daha fazla yer vermek sizin sağlığınız adına attığınız en doğru adım olacaktır. Yağın vücuda mutlaka alınması gerekmektedir; ama önemli olan nasıl alındığıdır. Doğru tüketim şekli; bitkisel ve sıvı yağ tüketmek, az yağlı et ve süt ürünlerini tercih etmek olmalıdır. Örneğin; düşük yağlı pişirme sistemlerini kullanma, yemeklere fazla sos koymama ve salataları mayonezli, yağlı özel süslemelerden uzak tutma ile doğru bir tüketim sağlanabilir. Şeker ve şekerli besinlerin mümkün olduğunca tüketim alışkanlıklarınızdan çıkarın. Tuzu azaltılmış besinlerin yararı da göz ardı edilmemelidir.
5 SORU 5 CEVAP İLE SAĞLIKLI YAŞAM BİLGİNİZİ SINAYIN
Soru 1: Etin yağı sıyrıldığında kolesterolü uzaklaştırmış mı olurum?
Cevap: Hayır. Etteki kolesterol, etin çözünür yağında olduğu kadar yağsız et kısmında da bulunur. Ancak etteki yağı sıyırdığınızda kan kolesterolünü yükseltme yeteneğine sahip doymuş yağları elimine etmiş olursunuz.Soru 2: Kilo vermek için aç kalmak iyi bir başlangıç mıdır?
Cevap: Hayır. Aç kalma ile kilo vermede ilk önce su ve kas kaybı oluşur. Su kaybı yemekle tekrar kazanılmaktadır. Kas kaybı telafi edilemez. Üstelik açlıkta sağlık için gerekli besin ögeleri yetersiz alınır.Soru 3: Yeterli vitamin ve mineral için en iyi yol, günlük vitamin desteği almakla mı olur?
Cevap: Hayır. Çeşitli ve dengeli beslenme planı ile destek almadan da vitamin ve mineral ihtiyaç karşılanabilir. Bu destekler insan sağlığı için tüm besin ögelerini içermemektedir. Çeşitli beslenmiyorsanız bir beslenme uzmanına başvurmalısınız. Diyet kaydınız değerlendirilerek hangi vitamin ve mineralden eksik beslendiğiniz açığa çıkabilir.Soru 4: Patatesi kabuğu ile tüketmek 3 misli posa içerir mi?
Cevap: Evet. Sebzeler ve meyveler kabukları ile birlikte tüketildiğinde iyi posa kaynaklarıdır.Soru 5: Yoğun bir aktivite sırasında 500 g (yarım kilo) kaybederseniz, terle 2 su bardağı kadar su kaybetmiş olursunuz?
Cevap: Evet. Fiziksel aktivite öncesi ve sonrası tartılın. Kaybettiğiniz yağ değil sudur. Su kaybının olumsuzluğunu yaşamamak için kaybettiğiniz 2 su bardağı suyu hemen için. -
Pirinç Lapası Diyeti
Pirinç lapası diyeti ile sadece 2 gün süresinde yendiği zaman, bazı diyetis uzmanları tarafından obezitelere ödem attırıcı sebebi ile veriliyormuş ve 2 gün içerisinde 2 – 3 kg verilebiliyormuş, sizlere bunun hakkında biraz bilgi verelim istedik…
Öncelikle şunu belirtmek gerekirse pirinç lapası diyeti çok sağlıklı bir diyettir. Pirinç çok önemli bir besin öğesidir, bir tanecik pirinç tanesi çok küçük olmasına rağman içinde E ve B vitaminlerinin dışında bazı önemli elementler ile mineralleri bünyesinde bulundurmaktadır.
Yüksek seviyede potasyum içermesi nedeni ile vücudun kendi toksini temizleme faaliyeti için yararlı olan diüretik özelliği vardır. Pirinç lifli bir besin öğesidir bu özelliği ie gayet sağlıklı ve bağırsak için yararlıdır. Bunun için pirinç, mide ile bağırsak rahatsızlıkları olan ve yüksek tansiyon hastaları için çok uygun bir besin halinede bulunuyor. İçeriğindeki kalsiyum sayesindede kemiklerin geliştirilmesi rolünde yer alır. Dış görünüm olarak cilt ile tırnakların parlaklaşmasını sağlıyor. Zengin bir karbonhidrat deposu bulunduğundan enerji verici bir besindir. Karmaşık karbonhidratı yapısında bulundurduğu için az seviyede yağ içeriği ile düşük kolesterol diyetleri için pirinç diyeti kaçınılmaz kılınmıştır. 100 gram pişirilmiş pirinçte ortalama 100 kcal bulunmaktadır ve bu da pirincin mükemmel ölçüde düşük kalorili yiyecek olduğunu kanıtlıyor. Tabiki bu bahsettiklerimiz tamamen pirincin doğal ve sade hali için geçerlidir. Pirici tereyağ ile doldurup pişirdiğinizde pirinç diyeti yapıyorum diyemezsiniz.
Prinç diyeti detayları ;
Prinç diyeti tek yemekli diyetle rejim yapan kişişerin sürekli olarak aynı yemeği yediği bir zayıflama çözümüdür. Prinç diyetini ilk örneği 1940 yılında Kempner tarafından had seviyedeki kan basıncını indirgemek için tedavi sırasında kullanmıştır. Bu tedavi yönteminden sonra pirinç diyeti zayıflama diyetleri arasında yerini almıştır.
Günde 400-900 Kalori sağlayan bir diyettir, pirince ilava olarak yanında meyvee sebze vardır. Diyet protein ile tuz açısından bakıldığında çok fakir durumdadır. Ortalama günlük yarım kg kilo vermenizi sağlayan tek yemekli bir diyettir, kolay anlaşılmış ve kolay uygulanan bir yöntemdir. Pirinç diyeti gibi tek yemekli rejim uygulamalarındaki genel sorun diyetin bir süre sonra çok iç açıcı bir hal almaması ve bıtkınlık verme durumudur. Sadece bir yemek türünü düzenli olarak uzun süre yemeniz imkansız gibi birşeydir. En sevdiğiniz bir yemeği bile uzun süre yediğiniz zaman artık çok monoton olacaktır, bunun için bu diyetler uzun sürdürülemez ve belli zaman aralıklarında yapmanız tavsiye olunur.
Pişirme Metodu
2 günlük pirinç lapası diyeti 1 çay bardağı pirinci, 3 çay bardağı suda haşlıyorum. Pirinçler dibe yapışmadan altını kapatıyorum. Azıcık su kalıyor yani..Üzerine
– kırmızı pul biber
– nane
– sumak
– kara biber
Bol olarak koyalım … Öyle ki pilavın rengi değişiyor iyice..
Üzerine 2 tepeleme dolu yoğurt (Danone)
Güzelce karıştırılır.
Yanında da cin biber/meksika biberi/sivri biber 3-4 adet yiyebiliriz…Toplam Ölçü:
Bir günde 3, eğer aç hissediyorsam maksimum 4 çay bardağı pirinç tüketiyorum.Yan Gıdalar:
Mutlaka 2 öğün meyve yiyorum. Örneğin dün yaptığımda 2 kez bir kase dolusu üzüm yedim.
Bir ara öğünde de badem/ceviz türü şeyler yiyorum. Toplam ölçü avuç içindeki yuvarlak bölümü geçmeyecek şekilde. Toplam 6-7 adet maksimumİçecekler:
– Bir bardak sütlü nescafe (şekersiz)
– Bir şişe Çamlıca light gazoz
– Bir fincan doğadan portakallı form çayı (tatlandırıcı ile)
– Bir fincan beyaz çay (içinde yeşil çay ve meyve kabukları olan bir karışım: Lipton)-tatlandırıcı ile
– 3-5 fincan siyah çay (şekersiz)
– 2-3 fincan türk kahvesi (yarım kesme şekerli)Eğer diyet yapacağım gün, iş günüme denk geliyorsa.. Sabahtan 2 fincan pişirip bahsi geçen karışımı yapıyorum. Yani baharat ve yoğurt ekliyorum. Yanımda götürüp soğuk soğuk yiyorum.
İlgili Konular ;
– 2 günlük pirinç lapası diyeti deneyimlerimiz
– Pirinç Lapası Listesi -
İdeal diyetin olmazsa olmazları
Diyet ve güzellik uzmanları, kilo verip forma girmenin ilk adımının tükettiğimiz içecekler yoluyla aldığımız gereksiz kalorilerden kurtulmak olduğunu belirtiyor.
Kilo vermenin ilk adımı içtiklerinizden aldığınız gereksiz kalorilerden kurtulmaktır. Büyük boy bir latte ve 2 bardak kırmızı şarapta toplam 600 kalori bulunur. Gereksiz yere aldığınız bu kaloriler kilo vermede önünüzdeki en büyük engeldir.
Alkolden, kremalı kahvelerden ve sıcak çikolatadan bir süre uzak durun. Bunların yerine bitki çaylarını tercih edin.
Tost ve sandviçlerinizin üzerine tadını artırmak için tereyağı, reçel ya da margarin sürüyor olabilirsiniz. Bu konuda da oldukça haklısınız. Kesinlikle tadı normalde olduğundan çok daha güzeldir. Ancak madalyonun öbür tarafını da dikkate almakta fayda var. Şekersiz reçel, az kalorili margarin gibi diyet ürünleri tercih etmeye çalışın.
Kahvaltısız olmaz
Sizi saat 11’de daha acıktıracak kadar hafif bir kahvaltı yapmayın. Kahvaltıda karbonhidrat ve proteini bir arada tercih ederseniz çok daha tok hissedersiniz. Yumurta ve tost gibi ikilileri deneyin.
Öğle yemeğinde…
Yemeğe başlamadan önce sebze çorbası için. Bu sizi tok tutmaya yardımcı olacak. Ana yemek olarak da büyük boy bir salata, sebze yemekleri ya da ton balıklı sandviç seçebilirsiniz.
Akşam yemeği
Gece hazımsızlık yaratacak zor sindirilen besinler yerine lifli ve sizi rahat tutacak yemekler yiyin. Bol bol su için, akşam yemeğinden sonra biraz hareket etmeye çalışın. Hemen yatağa yatıp uyumaya çalışmayın.
Aç kalmayın!
Aç kalarak kilo veremezsiniz, bunu kabul edin. Kendinize eziyet çektirerek ve aç kalarak sadece psikolojinizi bozacaksınız. Çünkü sürekli yemek yediğinizi hayal ederek yaşayacak ve stresli bir ruh haline gireceksiniz. Daha az yiyin, ekstra yediğiniz yiyeceklere bir süreliğine ara verin ancak kesinlikle aç kalmayın!
-
Yüksek Tansiyon Diyeti
Özellikle yaz aylarında tansiyonu sık sık yükselenlerdenseniz, hemen önleminizi yüksek tansiyon diyetiyle almanız gerekiyor. Öncelikle tuzu azaltmanız gerekiyor. Sonra konserve ve şarküteri ürünlerinden uzak durmanız gerekiyor. İşte yüksek tansiyonlular için her gün uygulanması gereken örnek mönü…
Bir günlük örnek menü :
Sabah: 1 kase yağsız yoğurt, 1 çorba kaşığı cornflakes, 1 tatlı kaşığı bal.
Arada: 1 orta boy muz
Öğle: 1 su bardağı sebzeli makarna, 150 gram haşlanmış patates ve taze fasulye ya da 200 gram ızgara kabak.
Arada: 1 orta boy elma.
Akşam: Büyük bir adet fırında alabalık ya da 100 gram ızgara tavuk butu, 150 gram sebze sarması (Tarifi için tıklayın), 2 adet kepek ekmeğiHer gün: En az 1.5 litre su için. Tüm gün içinde 3 çorba
İlgili Konular ;
– Yüksek Tansiyonun Tedavisi
– Diyet kişiye özeldir ! -
Diyet kişiye özeldir
Çoklukla bir toplulukta diyetisyen olduğunuzu öğrenenler, bir kağıt üzerine yazılmış, ayaküstü verebileceğiniz, salt yüzlerine bakarak oluşturacağınız, sihirli listelerin, mucize formüllerinizin olduğunu sanırlar…
Oysa, diyet kişiye özeldir.
Yaşam tarzınız çok yoğun bir koşuşturma içinde olabilir, öğrenci veya ev hanımı olabilirsiniz. Her birinizin yaşam tarzı ve beslenme alışkanlıkları farklılık gösteriyordur veya metabolizma hızınız çeşitli nedenlerle yavaşlamış olabilir. Diyelim ki, menopoz dönemindesiniz ya da kullandığınız ilaçlar, hormon faaliyetlerinizdeki değişimler kilo almanızın sorumlusu olabilir. Kalp-damar hastalıkları, tansiyon ve şeker gibi sağlık problemleriniz olabilir. Hedefleriniz farklı olabilir, vereceğiniz kilo 20 kilogramın üstündedir veya 3-5 kilo fazlanız olabilir. Diyet programları bu bilgiler ışığında hazırlanmalıdır. Kilo yönetimi kişiye, cinsiyete, yaşa, sağlık verilerine, hatta mevsimlere bağlı olarak değişir. Kişiler için hazırlanan diyet listeleri öğün bazında, gün ve hafta bazında planlanmalı, farklılıklar içermelidir. Sürekli aynı diyet listesi ile insanları zayıflatmak mümkün olmaz, çeşitliliği, farklılığı olması gerekir. Vücudun kilo vermemeye direndiği, platoların oluştuğu dönemde, zaman zaman kalori artırmak dahi gerekir.
Diyete başlamadan önce vücut bileşim analizi cihazı ile kişinin; yağ, kas, su oranı, metabolizma hızı ölçülür ve ideal ağırlığı saptanır. Kişilerin kullanmak zorunda oldukları ilaçlarını bilinmeli, insülin-şeker değerleri (açlık, tokluk), kolesterol değerleri, karaciğer enzimleri, böbrek fonksiyonları, kan sayımı gibi parametreleri tespit edilmeli, tiroid hormonları gibi ölçümler ile sağlık durumları belirlenmelidir. Kişinin geçirdiği hastalıklar, özellikle hipertansiyon, şeker hastalığı, kalp yetmezliği bulunanlarda, kalp krizi riski yüksek olanlarda bu durum daha da önem kazanır.
Diyet planlarken, kilo yönetiminde duygusal yönlere dikkat etmek gerekir. Çünkü sıklıkla mutsuzluk, tatminsizlik hisleri kişileri aşırı yemeğe yöneltir. Sorunun biyolojik mi, ruhsal kaynaklı mı olduğunu çözebilmek için altta yatan temel biyolojik veya ruhsal sorunu doğru anlayıp, kilo vermek isteyen kişiye yardımcı olmak için gerekirse farklı branştaki uzmanların yardımını istemek gerekir.
Kilo vermek isteyenler için vurgulamak istediğim nokta; 3 aylık bir zaman diliminde 12-15 kilo verebilirsiniz, bu değer, şu anki kilonuz ile bağlantılı olarak değişim gösterir. Kişinin mevcut kilosuna bağlı olarak haftada 0,5-1 kilo vermesine sağlıklı kilo kaybı denebilir. Beden Kitle İndeks’i çok yüksek kişilerde (30′un üzerinde) başlangıçta kilo vermek kolay olur ancak bir süre sonra vücut bir platoya ulaşır. Planlanan bir beslenme programı ile kişilerin kilo verme hızı dengelenir. Ayrıca bu süreçte fiziksel aktivitenin önemi büyüktür.
Şok diyetler ve sağlığınız!
Genellikle, kişiler hızlı bir şekilde kilo vermek ister, şok diyetler yapıldığındaysa verilen kiloların çoğu su ve kaslardan gider. Oysa asıl hedef vücutta fazla yağ yüzdesini azaltmak vücuttaki kas oranını koruyarak, verilen kiloların yağdan olmasını sağlamak olmalıdır. Yeterli ve düzenli bir beslenme programıyla vücuttaki yağdan vermek kalıcı kilo kaybını sağlar. Kilo verirken onca zorluğu yaşarken hızla verilen kiloları geri almak da bir o kadar kolay olur. Sık sık başa dönmek ise metabolizmanızı yavaşlatarak verdiğinizden fazla kiloları almanıza neden olacaktır.
Hangi yaşta olursanız olun, ayda 4-5 kg üstündeki kilo kaybını vücut tolere edemeyebilir!
Vücuttaki yağlarının kaybedilmesi, sağlığınızı kazanmanın en etkili yollarından biridir. Böylece yüksek tansiyon, kalp yetmezliği, kalp-damar hastalıkları, TİP 2 diyabet, kolesterol yüksekliği, karaciğer yağlanması gibi hastalıklara yakalanma riskiniz azalır.
Sağlıklı olmak adına sağlığınızdan olmayın!
LÜTFEN DİKKAT: 3 Günde 5 kilo, haftada 7 kilo gibi mucize diyetlerle sağlığınızdan olabilirsiniz. Bu tür yazıları bir yerlerden okuyup, arkadaşınızdan aldığınız fotokopi listelere, kilo vermek için zayıflama ilaçlarına, bitkisel ve hiçbir zararı olmadığı iddia edilen otlara, çaylara, bitkisel karışımlara itibar ederek sağlığınızı riske atmayın.
Hangi risklerle karşı karşıyasınız?
Zayıflama ve kilo kontrolü dengeli bir beslenme programı ile sürdürülebilir. Kısa sürede size kilo kaybettireceği söylenen karışımlar, diüretik (idrar söktürücü), laksatif (bağırsak boşaltıcı) özellik taşırlar. Tartınız, size düşük kiloları göstermesine rağmen kaybettiğiniz, “yağ” değil, “su” dur. Vücudunuzdan su ile birlikte mineralleri de kaybedersiniz.
(Örneğin; kaybettiğiniz sodyum/potasyum dengesinin bozulmasına kalp kasının olumsuz etkilenmesine neden olur.) Düşük kalori alımı sonucunda vücudun direnci düşer, kas kaybına uğrar, yüksek protein diyetleri ile (Ketoz gibi) böbrek fonksiyonlarına zarar verebilir. Ani şeker ve tansiyon düşmesi gibi sorunlar yaşanması ise, telaffuz bile etmek istemediğim, ölümlere varan sağlık sorunlarına yol açabilir. Yine, gençlerin kilo kaybını ciddi olarak takıntı haline getirmeleri ise yeme bozukluğu olarak tanımlanan (Anoreksiya Nevroza veya Bulumia’ya) ciddi psikolojik sorunlara yol açmaktadır. Ayrıca, aşırı kilolu insanların yeterli karbonhidrat, protein, yağ, vitamin ve minerallerden yoksun düşük kalori beslenme eşliğinde, ağır egzersizler yapmaları ise sağlık adına çok ciddi riskler içermektedir. Özellikle ailesinde kalp şikâyetleri olanların bu tür risklere girmelerini ise hiç doğru bulmuyorum.
Şok Diyetler adı verilen ve kısa sürede çok kilo verdiren diyetler çok düşük kalori ve sınırlı besinlerle yapılırlar. Oysaki bu uygulama metabolizmanın yavaşlaması, kas kaybı ve iştah kontrolünün bozulmasına neden olur. Bu tarz diyetlerin kalıcı olma şansı yoktur. Bir miktar kilo verilmiş olsa da, bunlar ilk fırsatta geri alınır. Hatta kişi daha az veya eskisi kadar bile yese kilo almaya devam eder.
Sağlıksız zayıflama diyetleri
Bilinçsizce yapılan çok düşük kalorili sağlıksız zayıflama diyetleri; baş ağrısı, konsantrasyon bozukluğu, yorgunluk ve kalp ritminde bozukluk, tansiyon düşüklüğü, adet düzensizlikleri, kabızlık, kansızlık, ciltte kuruluk, saç dökülmesi gibi gibi pek çok sağlık sorunlarına neden olabiliyor.
Obezite sorununa çözüm
Günümüzde gittikçe yaygınlaşan obezite sorununun tedavisinde sadece diyet yapmak yeterli olmaz; az kalori almak ise çözüm olmaz. Vücut buna adapte olur ve böyle durumlarda vücut metabolizma hızını düşür ve daha az enerji harcamaya meyilli olur. Kısıtlayıcı bir diyet bırakıldığında daha hızlı bir kilo alımı başlar. Onun için yaşam tarzında, beslenme alışkanlıklarında değişiklik yapmak ve fiziksel aktivite programını yaşam boyu uygulamak gerekir.
İlgili konular ;
– Karatay Diyeti Deneyimlerimiz – Canan Karatay
– Dukan Diyeti
– Anti Selülit Diyeti
– Atkins Diyeti
– Akdeniz Diyeti
– İsveç Diyeti
– Glisemik indeks Diyeti nedir?
– Hipotiroid Diyeti
– Bikini Diyeti
– Simit Diyeti, Simit Kaç Kalori
– Fast Food Diyeti Listesi