Etiket: Kilo Kontrolü

  • PCOS Hastalarına Özel Diyet Rehberi 2024 – Glisemik İndeks ve Antiinflamatuar Diyet

    PCOS Hastalarına Özel Diyet Rehberi 2024 – Glisemik İndeks ve Antiinflamatuar Diyet

    PCOS hastalarına özel diyet rehberi 2024: Glisemik İndeks ve Antiinflamatuar Diyet ile sağlıklı beslenme ve semptom yönetimi. Detaylar burada!

    Eğer PCOS’unuz varsa, 2024 yılında uygulamanız gereken diyetleri keşfetmek isteyebilirsiniz. Aşağıda, 2023 yılında PCOS hastalarına yönelik oldukça araştırılan ve 2024 yılında denenmesi tavsiye edilen diyet trendleri bulunmaktadır.

    PCOS Hastalarına Özel Diyet Rehberi 2024 – Glisemik İndeks ve Antiinflamatuar Diyet

    Günümüzde birçok kadın, Polikistik Over Sendromu’ndan (PCOS) muzdarip olabilmektedir. Bu durum, yumurtalıklarda küçük kistlerin oluşmasına neden olan ve genellikle kadınlarda az miktarda bulunan erkek cinsiyet hormonlarından anormal derecede fazla üretimle karakterizedir.

    PCOS, hormonal dengesizliklere yol açabilir, adet düzenini bozabilir, yüzde istenmeyen tüylerin çıkmasına sebep olabilir ve kilo kontrolünü ve doğurganlığı etkileyebilir.

    Birçok uzman, sağlıklı bir diyet ve uygun yaşam tarzının polikistik over sendromu‘nu yönetmede önemli bir rol oynayabileceğine inanmaktadır.

    2023 yılında PCOS için popüler olan ve 2024 yılında da geçerli olması beklenen diyet trendlerini öğrenmek için aşağıdaki bilgileri inceleyebilirsiniz.

    Hormonal denge ve sağlıklı kilo kontrolü için PCOS hastalarına özel 2024 diyet rehberi. Glisemik İndeks ve Antiinflamatuar Diyet ile tanışın!
    Hormonal denge ve sağlıklı kilo kontrolü için PCOS hastalarına özel diyet rehberi. Glisemik İndeks ve Antiinflamatuar Diyet ile tanışın!

    Düşük Glisemik İndeks (GI) Diyeti

    Düşük Glisemik İndeks (GI) Diyeti PKOS hastaları için önemlidir çünkü kiloyu korumak ve insülin direncini azaltmak bu durumda kritik bir rol oynar. İşte bu diyetle ilgili önemli bilgiler:

    Düşük GI Diyetinin Önemi:

    • PKOS mağdurları için kilo kontrolü ve insülin direncini düşürme önemlidir.
    • Düşük GI diyeti, kan şekerini yönetmeye yardımcı olabilir.

    GI Nedir?:

    • Glisemik İndeks Diyeti, yiyeceklerin kan şekerini yükseltme hızını ölçer.
    • Ekmek, işlenmiş gıdalar ve şeker gibi yüksek GI’ye sahip besinler, kan şekerini hızla artırabilir.

    Düşük GI Diyeti Kuralları:

    • Düşük GI diyeti uygulandığında, yüksek GI’ye sahip besinleri tüketmemek önemlidir.
    • Yumurta, yeşil sebzeler, meyveler ve az süt içeren besinler bu diyette yer almalıdır.

    Glisemik İndeks ve Sindirim:

    • Bir besinin glisemik indeksi ne kadar düşükse, kan şekerine etkisi o kadar az olur.
    • Sindirimi daha uzun süren besinlerin kan şekerine hemen bir etkisi olmaz.

    Diyete Eklenmesi Gerekenler:

    • Yeşil çay, antioksidanlar bakımından zengindir ve düşük kalorili olması nedeniyle kilo kaybını destekleyebilir.
    • Bakliyat, elma, çilek, kayısı ve erik gibi meyveler de düşük GI diyetine dahil edilebilir.

    Bu diyet, temel besin maddelerini vücuda sağlayarak kilo kaybına odaklanır ve PKOS semptomlarını yönetmeye yardımcı olabilir.

    Forum: Polikistik Over Sendromu Ve Diyet Tıklayın!

    Antiinflamatuar Diyet

    Antiinflamatuar Diyet Hakkında Bilgiler:

    Bitki Bazlı Gıdalar:

    • Anti-inflamatuar diyet, özellikle bitki bazlı gıdaları içerir.
    • Bu gıdalar, bağışıklık sistemini güçlendirir ve iltihaplanmayı azaltabilir.

    Omega-3 ve Protein Kaynakları:

    • Omega-3 açısından zengin gıdalar, kuruyemişler, tohumlar, balık ve yağsız proteinler, anti-inflamatuar diyetin önemli bir parçasıdır.

    Uzak Durulması Gereken Gıdalar:

    • Anti-inflamatuar diyet uygulayanlar, alkolden ve işlenmiş gıdalardan kaçınmalıdır.
    • Beyaz ekmek, işlenmiş yiyecekler ve kızarmış yiyecekler gibi gıdaların tüketimi yasaklanmıştır.

    Obezite ve İltihaplanma:

    • Bu diyet, obeziteyi artırıcı, iltihaplanmayı etkileyici ve PCOS semptomlarını kötüleştirebilecek gıdalardan kaçınmayı içerir.

    Serbest Radikallerle Mücadele:

    • Antiinflamatuar diyet, vücuttaki hücrelere zarar veren serbest radikalleri uzaklaştırmaya yardımcı olur.

    Bu diyet, sağlıklı beslenmeyi vurgular ve özellikle anti-inflamatuar özelliklere sahip gıdaların tüketilmesini önerir. Bu sayede bağışıklık sistemi desteklenir ve vücuttaki iltihaplanma azaltılarak sağlıklı bir yaşam tarzına katkıda bulunabilir.

    2024 Diyet Trendleri: Daha Sağlıklı Bir Yaşam İçin Önerilen Değişiklikler

  • Yeni Yürümeye Başlayan Çocukların Kilosu Fazla Olduğunu Anlamanın 5 Yolu

    Yeni Yürümeye Başlayan Çocukların Kilosu Fazla Olduğunu Anlamanın 5 Yolu

    Yeni yürümeye başlayan çocukların kilosu üzerindeki kontrol, sağlıklı bir yaşamın temelidir. Bu makalede, çocuğunuzun fazla kilolu olabileceğini anlamanın yöntemleri hakkında bilgi bulabilirsiniz.

    Yeni yürümeye başlayan çocuğunuzun kilosu, sağlıklı bir yaşam sürdürmesi açısından son derece önemlidir. Bu makalede, çocuğunuzun fazla kilolu olabileceğini anlamanın yöntemlerini ve ipuçlarını paylaşacağız. Yeni yürümeye başlayan çocuğunuzun sağlığını korumak ve sağlıklı bir yaşam tarzını teşvik etmek için doğru kilo kontrolü önemlidir. Aşağıda, yeni yürümeye başlayan çocuğunuzun fazla kilolu olabileceğini anlamanıza yardımcı olacak bazı ipuçlarını bulabilirsiniz.

    Yeni Yürümeye Başlayan Çocukların Kilosu Fazla Olduğunu Anlamanın 5 Yolu

    Yeni Yürümeye Başlayan Çocukların Kilosu Fazla Olduğunu Anlama
    Yeni Yürümeye Başlayan Çocukların Kilosu Fazla Olduğunu Anlama

    Çocuğunuzun kilosu, sağlıklı bir yaşam sürdürmesi açısından önemlidir. Fazla kilolu olmak, çocuğunuzun gelecekte sağlık sorunlarıyla karşılaşma riskini artırabilir. Yeni yürümeye başlayan çocuğunuzun kilosunu doğru bir şekilde değerlendirmek, onun sağlığını koruma konusunda önemli bir adımdır. Bu makalede, yeni yürümeye başlayan çocuğunuzun fazla kilolu olabileceğini anlamanın bazı yollarını sizlerle paylaşacağız.

    1. Doktor Kontrolü:

    Yeni yürümeye başlayan bir çocuğun kilosunu değerlendirmek için en doğru yöntem, bir doktor tarafından yapılan muayenedir. Çocuğunuzun düzenli olarak bir çocuk doktoruna götürülmesi, kilo kontrolü için önemlidir. Doktor, çocuğunuzun boyunu, kilosunu ve büyüme eğrisini değerlendirerek, sağlıklı bir gelişim süreci sağlamak adına size rehberlik edecektir.

    1. Kilo ve Boy İlişkisi:

    Çocuğunuzun kilosunu değerlendirirken, boyunu da göz önünde bulundurmanız önemlidir. Kilo ve boy arasındaki ilişki, çocuğunuzun vücut kitle indeksini (VKİ) hesaplamanıza yardımcı olabilir. VKİ, çocuğunuzun kilosunu boyuna göre değerlendirmenize olanak sağlar. Doktorunuzun da desteğiyle çocuğunuzun VKİ değerini anlayabilir ve fazla kilolu olup olmadığını belirleyebilirsiniz.

    1. Yeme Alışkanlıkları:

    Çocuğunuzun yeme alışkanlıkları, kilosu üzerinde büyük etkiye sahip olabilir. Fazla kilolu olma riski taşıyan çocuklar genellikle düzensiz ve sağlıksız bir beslenme düzenine sahiptir. Fast food, şekerli ve işlenmiş gıdaların tüketimi arttıkça, kilo alımı da artabilir. Çocuğunuzun beslenme alışkanlıklarını gözlemleyin ve sağlıklı besinlerle dengeli bir diyet sağlamaya özen gösterin.

    1. Aktivite Düzeyi:

    Çocuğunuzun aktivite düzeyi, kilosunu etkileyen bir diğer faktördür. Yeni yürümeye başlayan çocuklar genellikle hareketli olmayı severler. Onları fiziksel olarak aktif tutmak, kilo kontrolü için önemlidir. Düzenli egzersizler ve açık havada oyun oynamak, çocuğunuzun enerjisini harcamasına yardımcı olabilir ve kilo kontrolüne katkıda bulunabilir.

    1. Genetik Faktörler:

    Bazı çocuklar, genetik faktörler nedeniyle kilolu olabilir. Ailede obezite veya kilo sorunlarıyla ilişkili genetik faktörler bulunuyorsa, çocuğunuzun kilosunu daha dikkatli bir şekilde izlemeniz gerekebilir. Bu durumda, doktorunuza danışarak uygun bir kilo kontrol programı oluşturabilirsiniz.

    Fazla Kilolu Çocuklar İçin Sağlıklı Tavsiyeler: Sağlıklı ve Mutlu Bir Gelecek İçin Adımlar

    Fazla kilolu çocuklar için sağlıklı tavsiyelerle çocuğunuzun sağlığını destekleyebilir ve gelecekteki sağlıklı bir yaşam için önlem alabilirsiniz. Bu makalede, fazla kilolu çocuklar için sağlıklı yaşam tarzı önerileri paylaşılmaktadır.

    Fazla kilolu olmak, çocuğunuzun sağlığı ve mutluluğu üzerinde olumsuz etkilere sahip olabilir. Sağlıklı bir yaşam tarzı ve uygun kilo kontrolü, fazla kilolu çocukların sağlıklı bir şekilde büyümelerini desteklemekte ve gelecekteki sağlık sorunlarının önüne geçmektedir. Bu makalede, fazla kilolu çocuklar için sağlıklı tavsiyeleri ele alarak, çocuğunuzun sağlığını desteklemek ve onun mutlu bir gelecek inşa etmesine yardımcı olmak için pratik adımlar paylaşacağız.

    1. Dengeli ve Sağlıklı Beslenme:

    Fazla kilolu çocuklar için en önemli adımlardan biri dengeli ve sağlıklı bir beslenme düzeni oluşturmaktır. Şekerli, yağlı ve işlenmiş gıdaların tüketimini sınırlayın ve çocuğunuzun daha çok sebze, meyve, tam tahıllar ve protein kaynakları gibi besleyici gıdalarla beslenmesini sağlayın. Evde hazırlanan yemekleri tercih etmek, sağlıklı beslenmeyi teşvik etmek açısından önemlidir.

    1. Porsiyon Kontrolü:

    Porsiyon kontrolü, fazla kilolu çocuklar için önemli bir stratejidir. Çocuğunuza uygun porsiyonları sunarak aşırı yeme riskini azaltabilirsiniz. Ölçü birimleri kullanarak porsiyonları belirlemek ve çocuğunuzun doyduğu noktada yemeyi bırakmasına teşvik etmek, sağlıklı bir kilo kontrolü için gereklidir.

    1. Aktif Bir Yaşam Tarzı:

    Çocuğunuzun fiziksel aktivitelere katılmasını teşvik edin. Birlikte parkta oyun oynayabilir, bisiklet sürmeye çıkabilir veya yürüyüşlere katılabilirsiniz. Televizyon, bilgisayar ve diğer ekran zamanını sınırlayarak, çocuğunuzun daha fazla hareket etmesine olanak sağlayın. Aktif bir yaşam tarzı, kalori yakımını artırır ve fazla kiloların azalmasına yardımcı olur.

    1. Su İçme Alışkanlığı:

    Çocuğunuzun sağlıklı bir şekilde hidrate olması için su içme alışkanlığı geliştirmesini teşvik edin. Şekerli içeceklerin tüketimini sınırlayarak, su içmeyi özendirin. Su, vücut fonksiyonlarını destekler, tokluk hissini artırır ve kalori alımını azaltır.

    1. Ailece Sağlıklı Yaşam:

    Ailede sağlıklı yaşam tarzı benimsemek, çocuğunuzun sağlıklı alışkanlıklar geliştirmesini kolaylaştırır. Evde birlikte yemek pişirmek, sebze ve meyveleri desteklemek, düzenli fiziksel aktiviteler planlamak ve birlikte zaman geçirmek, çocuğunuza örnek oluşturur ve sağlıklı yaşamı teşvik eder.

    Sonuç:

    Yeni yürümeye başlayan çocuğunuzun fazla kilolu olup olmadığını anlamak, onun sağlıklı bir gelişim süreci geçirmesi açısından önemlidir. Doktor kontrolü, kilo ve boy ilişkisi, yeme alışkanlıkları, aktivite düzeyi ve genetik faktörler, çocuğunuzun kilosunu değerlendirmenize yardımcı olacak yöntemlerdir. Sağlıklı bir yaşam için, çocuğunuzun kilosunu izlemek ve gerekli önlemleri almak önemlidir. Unutmayın, sağlıklı bir çocuk, sağlıklı bir geleceğin temelidir.

    Oku: Oğlumun kilo problemi var Tıklayın!

  • Fit Olmak İçin Mineral Takviyeleri

    Fit Olmak İçin Mineral Takviyeleri

    Vücut sağlığı için tüm diyetlerde, vitamin ve mineraller ideal oranda alınmalıdır. Sağlıklı beslenme alışkanlık haline getirilerek, değerli elementlerle yağ yakımı doğal şekilde yapılır. Aşırı kilolar önlenir ve şişmanlık, vücut değerleri ideal seviyeye geldiğinde tamamen giderilir.

    Kilo kontrolü yapmak ve sağlıklı zayıflamak için temel minerallerin alımına özen göstermeli, diğer mineraller grubunu da günlük ihtiyaca göre tüketmeye özen gösterilmelidir. Bu mineraller ise şu şekildedir;

    • Flor

    Diş mineleri ve kemiklerin güçlenmesi için gerekli olan flor minerali, sağlıklı beslenme açısından alınmalıdır. Özellikle kalsiyum açısından kısıtlı hazırlanan diyet listelerini uygularken, flor ihtiyacı karşılanmalıdır. Yetişkinlerde günlük 0,05-0,1 mg arasında alınmalıdır.

    • Manganez

    Yetişkinlerde ve sağlıklı bedenlerde ortalama 12- 20 miligram arasında bulunan manganez, tahılların embriyo kısmında bulunur. Ayrıca; yağlı tohumlar, çay ve kuru baklagillerde günlük ihtiyaç karşılanabilir oranda manganez kaynakları bulunur.

    Fit Olmak İçin Mineral Takviyeleri | 1

    • Selenyum

    Selenyum minerali vücutta E vitaminiyle birlikte görev alır. Yetişkinlerde; kilogram başına 1,5 mikro gram oranında bulunur. Selenyum eksikliği kanser riskine neden olabilir. Dolayısıyla besin sistemlerine dahil edilmelidir. En çok deniz ürünleri, kırmızı ve beyaz ette bulunan mineral, ciğer, böbrek gibi organ etlerinde kaliteli şekilde bulunur.

    • Krom

    Karaciğerde depolanan krom minerali, hayvansal gıdalarda nitelikli oranda mevcuttur. Kırmızı etin yanı sıra, yumurta ve peynir çeşitleri tüketilerek, günlük ihtiyaç alınabilir.

    Baharatlarda da bulunan selenyum, pek çok hastalığın önlenmesinde oldukça idealdir.

    Zayıflama programları ve diyet listelerinde; demir, manganez, iyot, potasyum gibi mineralleri bulundurmaya özen gösteriniz. Tek yönlü beslenme sunan diyet listelerini fazla uzun süre uygulamamanız önerilmekle birlikte, uzman diyetisyen kontrolünde zayıflama ve kilo kontrolü sağlamanız gereklidir.

    Cilt sağlığı, saç sağlığı ve vücudun bütün sistemlerinin, fonksiyonlarının ideal biçimde çalışması ve hastalıkların oluşmaması için mineral ihtiyacınızı günlük olarak karşılayınız.

    Diyet Programlarında Mineral Eksikliği Faktörü Tıklayın !

    Diyet Listelerinde Olması Gereken Mineraller Tıklayın !

    Karbonatlı Su ile Zayıflama Kürü Nasıl Yapılır? Tıklayın !

    Keto Diyetinin İşe Yaradığını Nasıl Anlarım? Tıklayın !

  • Verilen kiloyu korumak için neler yapılmalı?

    Verilen kiloyu korumak için neler yapılmalı?

    Kilo verebilmek önemli ama daha da önemlisi verilen kiloyu koruyabilmek, bir daha eski hale dönmemek, peki nasıl?

    Kilo probleminiz var, defalarca diyet yaptınız, evet kilo verebildiniz ama ne yazık ki her seferinde geri aldınız hem de fazlasıyla, neden olmuyor? Neden koruyamıyorsunuz verdiğiniz kiloları?

    En önemli etken tabi ki de davranış değişikliği yapamamaktan kaynaklanıyor. Yani hatalı beslenme davranışlarınızı, doğru beslenme davranışlarıyla değiştiremiyorsunuz. Ya da başka bir deyişle diyet yaptığınız dönemde ki beslenme şeklinizi yaşam standardı haline getiremiyorsunuz. Sadece diyet yaparken değil, tüm hayatınız boyunca sürdürebileceğiniz sağlıklı bir yaşam tarzına odaklanmanız gerekiyor. Yani diyeti bir dönem gibi değil yaşam biçimi olarak benimsemelisiniz. Tabi diyetinizde yaşam şekli olarak kabul edilecek ölçü de yeterli ve dengeli, her besin öğesini barındıran bir biçimde olmalıdır.

    Vücudunuzda birkaç kilo fazla taşımak, sürekli kilo alıp vermekten daha az zararlı olabilir! Kilo kontrolü gibi uzun bir süreci kapsayan durumlarda sürekli kilo alıp verme döngüsü içinde olmanız işinizi daha da zorlaştırabilir. Bazal metabolik hızınızın yavaşlamasına, yeme bozukluklarına ve zayıf bir öz güvene neden olabilir. Yapılan bazı çalışmalar, sürekli kilo alıp verme döngüsünün kalp hastalığı gibi sağlık problemleri olan kişilerde olumsuz sonuçlar yarattığını göstermiştir. Bunların yanı sıra kaybedilen kilonun tekrar geri kazanılması moral bozukluğu ve başarısızlık duygularına neden olabilmektedir.

    Uzun süre kilo ile mücadelede başarı, diyet ve egzersiz tedavisine ek olarak hastanın davranış değiştirmede ki becerisine bağlıdır.

    Obezitenin davranış değişikliği tedavisi; obeziteye neden olan yemek yeme ve fiziksel aktiviteyle ilgili istenmeyen davranışları, istenen davranışlarla değiştirmek veya istenmeyen davranışları azaltmak ayrıca istenen davranışları pekiştirerek ‘yaşam tarzı’ haline gelmesini sağlamak amacıyla uygulanan tedavi şeklidir. Davranış değişikliği tedavisinde amaç; yaşam boyu sürecek davranış değişikliğini oluşturmak ve böylece diyet döneminde sağlanan ağırlık kaybının korunmasını sağlamaktır.

    Uzm. Dyt. Özgecan ASTARLI

  • Kilonuzu kontrol altına alın

    Kilonuzu kontrol altına alın

    İşte editörlerin önerileriyle “Kilonuzu kontrol altına alın” yardımcı olacak 10 ürün. Sağlıklı beslenmenin dışında, düzenli egzersiz programlarıyla hayalinizdeki görünüme kavuşabilir, görünümüzü koruyabilirsiniz.

    Kilonuzu kontrol altına alın

    “Dengeli beslenme listemi hazırladım, düzenli sporumu yapıyorum, daha ne yapabilirim?” diyenler için işte kilo kontrolü sağlayacak ürünlerin listesi:

    Baskül
    Her gün güne tartılarak başlamanın sizi motive edeceğini unutmayın. Başarı için hedef koymak, hedefe ulaşmak için kendinizi bilmek çok önemli.

    Termal sauna kemerler
    Bölgesel fazlalıklara yönelik önerilen Termal sauna kemerler hareketle birlikte marifetlerini gösterirken, yağ yakımına yardımcı oluyor.

    Titreşimli kemerler
    Titreşimli kemerler, bel bölgesinde yine yağ yakımına yardımcı oluyor. Evde, ofiste rahatlıkla kullanılabiliyor.

    Kilonuzu kontrol altına alın
    Kilonuzu kontrol altına alın

    Chia Tohumu
    Güney Amerika’dan sofralarınıza ulaşan, somondan daha fazla omega-3 yağ asidi ve protein içeren Chia tohumu, sağlıklı ve dengeli beslenenler için ideal bir seçim. Chia Tohumu’nun en yaygın kullanımı sütle karıştırılarak yapılan Chia pudingi.

    Şekersiz krem çikolata
    Çikolataya hayır diyemeyenlerdenseniz, kendinizi ödüllendireceğiniz anlarda krem çikolatadan birkaç kaşık yiyebilirsiniz. Bu hem bastıramadığınız ve diyetinize bariyer koyan tatlı krizlerinizi engelleyecek hem de size kendinizi iyi hissettirecek.

    Yağı azaltılmış besleyici toz karışımları
    Düzenli egzersiz yapanlar için besin takviyesi olarak önerilen toz karışımları, yüksek miktarda protein, vitamin ve mineraller içerir.

    Tatlandırıcılar
    Sadece sıcak içeceklerin tüketiminde değil, ev yapımı tatlılarda da kullanabileceğiniz tatlandırıcılar, şekeri diyetinden eksik edemeyenler için daha az kalori almanın en iyi çözümü.

    Pilates setleri, step tahtası
    Spor salonuna gidemiyorsanız, evinizde kendi spor salonunuzu oluşturabilirsiniz. Kilonuzu dengede tutmanın en iyi yolu egzersizleri hayatınızdan eksik etmemek.

    Yulaf ürünleri
    Doyurucu ve tok tutan yulaf türevi ürünlerle sindirim sisteminizi destekleyip sağlıklı beslenebilirsiniz.Yulaf ezmesi, yulaf kepeği, yulaf ununu diyetinize ekleyip kendinize lezzetli menüler oluşturabilirsiniz.

    Bisiklet
    Spor yapmanın en keyifli hali bisikletle formunuzu koruyabilirsiniz. Ailenizle hafta sonu düşük tempoda yapacağınız bir gezinti sizi mental olarak rahatlatırken, arkadaşlarla koyulan antreman hedefleri sizi hayal ettiğiniz görünüme kavuşturmakta etkili olacak.

  • Kilo vermek için ne kadar egzersiz?

    Kilo vermek için ne kadar egzersiz?

    Aşırı kilo veya obezite kalp damar hastalıkları, diabet, hipertansiyon ve daha birçok hastalığın riskini arttırır. Son yıllarda görülen obezite oranındaki artışta beslenme türü kadar fiziksel aktivitedeki azalmanın da büyük rolü olduğu biliniyor. Günümüzde kilo vermek için bir çok yöntem tanımlanmış olmasına rağmen, verilen kiloların kontrolü konusunda çoğu insan başarısız olmaktadır.

    Yaşın ilerlemesi ile metabolizmanın yavaşlaması ve fiziksel aktivitedeki değişiklikler kişilerin kilo almasını kolaylaştırıyor. Bu nedenle alınmış kiloyu vermeye çalışmak yerine, sağlıksız kilo alımı önceden engellenmelidir.

    Egzersiz, kilo verme yanında verilen kiloların korunmasında çok etkili bir yöntemdir. Buna rağmen kilo kontrolü için ne kadar egzersiz yapılması gerektiği konusunda net bir bilgi de bulunmamaktadır. Amerikan Hastalık Koruma ve Önleme Merkezi (Center of Disease Control and Prevention)’nin 1995’te yayınladığı bir araştırmada günde 30 dakika ve üzerindeki orta yoğunluktaki aktivitenin kilo kontrolünde yeterli olduğu görüşü savunulurken 2002 yılında Ulusal Akademi Enstitüsü (Institude of National Academy) tarafından bu sürenin yetersiz olduğunu ve kilo kontrolü için en az günde 60 dakika orta düzeyde egzersiz yapılması gerektiği görüşü ortaya konmuştur.

    Kilo kontrolü için egzersiz yoğunluğunu araştıran bir yazı 24 Mart 2010 tarihinde JAMA (Journal of American Medical Association) da yayınlandı. Bu yazıya göre araştırmaya ortalama 54,2 yaşında, 34.079 sağlıklı ve normal kilodaki kadın dahil edilmiş; çalışmaya katılanlar fiziksel aktivitelerine göre 3 grupta, 13 yıl boyunca izlenmiştir. Araştırma sonuçlarına göre ortalama kilo artışı 2,8 kg olmuştur. Fiziksel aktivitelerine göre bakıldığında her 3 grubun kilo artış paterni birbirine paraleldir. Araştırmada fiziksel aktivite ve kilo değişiminin yaş, sigara içiciliği, menopoz durumu ile etkilendiği bulunmuştur. Yoğun fiziksel aktivite (Haftada 420 dakika, yani ortalama günde 60 dk orta düzeyde aktivite) yapan gruba göre orta (420-150 dakika/ hafta) ve düşük düzeyde ( haftada 150 dakikanın altında) aktivite yapan grupta kilo artışının daha belirgin olduğu kaydedilmiştir. Araştırmacılar çalışma başlangıcında normal kiloda olan kadınların fiziksel aktivite düzeylerinin daha yüksek olduğunu ve bu kadınlarda kilo artışının daha az olduğunu vurgulamış ve normal kilonun üzerine çıkıldıysa kilo kontrolünü sağlamanın zorlaştığını ve eğer kilo kontrolünü sağlamak isteniyorsa günde en az 60dk orta düzeyde egzersiz yapmak gerektiği sonucuna ulaşmışlardır.

    Bütün bu araştırmalardan anlaşıldığı üzere kilo kontrolünde tek başına beslenme düzeni yeterli değildir. Yaşla beraber kilo artışı yadsınamaz ancak düzenli fiziksel aktivite ile kilo kontrolünü sağlamak mümkün. Günlük yaşantımızda hareketimizi arttırmaya yönelik yürüyüşler, çocuklarımız oynadığımız hareketli oyunlar, danslar bile bunun için yeterli olabilir. Ancak yine de yaşımıza ve fiziksel fonksiyonlarımıza göre yaptığımız egzersiz programları ile kilomuzu uzun yıllar korumamız mümkün.

  • Kilo kontrolü için çip geliştirildi

    Kilo kontrolü için çip geliştirildi

    İsviçreli bilim insanları, kilo kontrolü sağlayan ve obezite hastasının koluna yerleştirilen bir bilgisayar çipi geliştirdi.

    Kandaki yağ oranını kontrol eden çipin, yağ oranı belirli seviyeye ulaşınca tokluk hissi veren hormon salgılayarak, kilolu kişilerin fazla yemesinin önüne geçeceği bildirildi.

    Fareler üzerinde yapılan araştırmada olumlu sonuçlar alan bilim insanları, demir para büyüklüğündeki çipi 5-10 yıl içerisinde piyasaya süreceklerini açıkladı.

    Çipin piyasaya çıkması ile birlikte diyet haplarının ortadan kalkacağı iddia edildi.

  • Fazla kilom var, Depresyondayım !

    Fazla kilom var, Depresyondayım !

    Kilo fazlalığı ve obezite sorunu, toplumsal çalışmalara, uyarılara, önlemlere rağmen giderek büyüyor. Fazla kilolar konusunda yanlış beslenme, insülin direnci, hareketsizlik birincil sebepler olarak ortaya çıkarken basit psikolojik travmaların dahi beslenme alışkanlıklarını değiştirebildiği de biliniyor. Depresyon ile fazla kilo arasındaki ilişki pek çok çalışma var. Özellikle 65 yaş altı, eğitimli ve yüksek gelirli insan grubunda daha fazla öne çıkan depresyon-fazla kilo ilişkisine ergenlik döneminde de sıklıkla rastlanıyor. Hamilelik döneminde fazla kilo almış annelerin depresif belirtiler geliştirdiği de gözlemlenen bir durum. Fazla kilo mu depresyona yol açıyor yoksa depresyon mu beslenme alışkanlıklarını değiştirerek fazla kilo almaya yol açıyor? Yönü tam tam olarak belirlenememiş olsa da her iki sorun arasındaki ilişkinin varlığı ve birbirlerine etkileri kabul edilen bir gerçek.

    Son yıllarda dünyada pek çok ülkede olduğu gibi Türkiye’de de fazla kilo sorununun çözümünde bir tamamlayıcı tıp yöntemi olarak Mora Terapi tercih ediliyor. Sonuçları bilimsel olarak araştırılan, yan etkisi son derece az, elektromanyetik rezonans tıbbı olarak da bilinen Sağlık Bakanlığı onaylı Mora Terapi, zararlı bağımlılıklardan kurtulmada geleneksel tedavi yöntemlerine göre daha kısa sürede ve kalıcı sonuçlar ortaya koyması sebebiyle en çok başvurulan tamamlayıcı tedavi yöntemlerinden biridir. Dr. Sema Karadağ Mora Terapi ile fazla kilolardan kurtulmak konusundaki görüşlerini ve süreci şöyle açıklıyor: “Kişiye Mora Terapi ile karbonhidrat bağımlılığının giderildiğini anlatmak gerekiyor. Terapi alanlar %91 oranında memnuniyetlerini ve karbonhidrat düşkünlüklerinin azaldığını belirtiyorlar. Memnuniyet açısından baktığımızda erkek ve kadın ayrımı olmamakla birlikte erkeklerin kas oranının fazla olması dolayısıyla daha kolay kilo verdiklerini gözlemliyoruz. İlk seans sonrasında bağırsaklar boşalıyor, ödem çözülüyor, bu durumun etkisiyle daha fazla kilo kaybı görülebiliyor. Özellikle genç yaşta olanlar ya da metabolizma yaşı genç olanların daha kolay kilo verdiği görüyoruz. Zor kilo veren kişilerdeki en büyük eksiklik su içmemek ve az hareket etmek. Mora Terapi ile kilo verirken dikkat edilmesi gereken hususlar, su içmek, haftada 3 gün hareket, ara öğünleri atlamamak, gece geç saatlerde yemek yememek ve en önemlisi düzenli kontrole gelmek.

    Mora Terapi

    Depresyonun belirtileri olan iştah artışı, azalan fiziksel aktivite, depresyon için geliştirilmiş pek çok ilacın yan etkileri fazla kilo alımına sebep olurken diğer yandan fazla kilolu biri olmak da başlı başına bir depresyon sebebi olarak karşımıza çıkmakta. Fazla kilolar olumsuz, acı verici yorumların gelmesine, kendini değersiz hissetmeye, sosyal ilişkilerin bozulmasına, sıkılganlık, yalnızlık ve daha sayabileceğimiz pek çok duruma yol açan sosyal bir damgaya dönüştüğünde bu durumla ve olumsuz duygularla baş edebilmek için daha çok yemek yemeğe yönelmek bir seçim olarak kişinin karşısına çıkıyor. Hayata karşı derin iç motivasyon kaybı, duygusal açlık tıkınırcasına yemek refleksi geliştirebildiği gibi tedavi aşamasını da engelleyici faktörler arasında ilk sırada.

    Mora Terapi ile kilolarından kurtulmak isteyen kişilere aynı zamanda duygu durumlarını güçlendirecek tedaviler de uygulanabiliyor. Özellikle Bach Çiçekleri Terapisi ve Süper Tunning tedavileriyle kişilerin psikolojilerinin dengelenmesine özen gösteriliyor. Kilolarından kurtulmak için Mora Terapi’yi tercih edenlerinde dikkat etmesi gereken önemli noktalar var. Kişilerin Mora terapistleriyle işbirliği içinde hareket etmesi, önerilere uyması, yaşam şeklinde ve beslenme alışkanlıklarında değişiklik yapmaya istekli olması, kontrolleri aksatmaması tedavinin başarıya ulaşması açısından önem taşıyor. Motivasyon kaybı yaşan kişilere özellikle duygu durumlarını dengelemek için kendilerine zaman ayırmaları tavsiye ediliyor. Mora Terapi ile zayıflamak için başvuran kişiler arasında ek hastalıkları olanlara, menopoz dönemindeki kadınlara, yaşlılara da daha detaylı değerlendirmeler yapılarak ek tedaviler tavsiye edilebiliyor.

    Bugüne kadar Türkiye’de binlerce hastanın Mora Terapi gördüğü ve başarı oranlarının yüzde 80’ler civarında olduğu Mora tedavi uzmanları tarafından belirtilmektedir. Amerika ve Avrupa’da yaygın bir şekilde kullanılan Mora Terapi, Türkiye genelinde 20 farklı ilde ve KKTC Lefkoşa’da bulunan 50 Mora Terapi Merkezi üzerinden hizmet vermektedir.

  • Diyete Ara Vermek Daha Fazla Kilo Aldırıyor!

    Diyete Ara Vermek Daha Fazla Kilo Aldırıyor!

    Fazla kilolarından kurtulmak için diyet yapan birçok kişi bazen bu durumun diyete etkisinin olmayacağı düşüncesiyle diyetini bozuyor. Oysa uzmanlar bu durumun kilo vermekten çok kilo alma nedeni olduğu uyarısında bulunuyor…

    Özel Konya Farabi Hastanesi beslenme ve diyet uzmanı Hilal Acar, diyete ara verip tekrar başlamanın zayıflamak yerine daha çok kilo alınmasına sebep olacağını vurguluyor.

    Acar’a göre, zayıflamak için yapılan yanlışların telafisi zahmetli bir süreci kapsadığı gibi psikolojik olarak da kişileri yıpratıyor. Diyete ara vererek hızla verilen kiloları aynı hızla geri almak yerine kilo vermeyi uzun bir sürece yaymak daha sağlıklı ve kalıcı bir yöntem.

    Kısa sürede kilo kaybı sağlayan sağlıksız zayıflama yöntemlerine aldanmamak gerektiğini belirten Hilal Acar “Uygulanan zayıflama diyetleriyle vücudumuzda yağ kaybının yanında kas kayıpları da gerçekleşir.

    Bu da metabolizma hızımızın yavaşlamasına neden olur. Yavaşlayan metabolizma hızıyla birlikte diyeti bıraktığımızda vücut hızlı bir şekilde yağ depolamaya başlar ve ani kilo artışları olur.

    Vücudumuzdaki kilo alıp verme döngüsü hem metabolizmamızı hem de psikolojimizi olumsuz etkileyecektir.” diyor. Fazla kilolardan kurtulmak için ne şok diyetlere, ne zayıflama haplarına ne de aşırı egzersizlere ihtiyaç olduğunu ifade eden Hilal Acar şunları tavsiye ediyor:

    Diyete başlarken kararlı olun. Amacınız sadece kilo vermek olmamalı. Hızlı verilen kiloların hızla geri alındığını aklınızdan çıkarmayın. Bu yüzden haftada 1 kilodan daha fazla kilo kaybetmeye çalışmayın.

    Sağlıklı kiloyu korumak, kilo vermekten daha önemlidir. Anlık yeme isteklerine “dur” diyerek yaşam tarzınızda ve beslenme alışkanlıklarınızda yavaş ve kalıcı değişiklikler yapmak, sağlıklı kilonun korunması için gereklidir.”

    Kilo Kontrolü İçin Öneriler

    Az ve sık beslenin. Günde en az 5 öğün yemek tüketin. Düzenli egzersiz yapın. Tek çeşit beslenme düzeni yerine gün içerisinde 4 besin grubundan (tahıl, sebze-meyve, et, süt) almaya özen gösterin

    Bol su içmek metabolizma hızını arttırır. Bu nedenle günde 10-12 bardak su için. Sebze-meyveler ve kuru baklagiller gibi posalı besinler metabolizma hızını arttırır, aynı zamanda tokluk hissi verir. Açlık duygusunu yenmek için gün içerisinde mutlaka tüketilmeli.

    Bir öğünde fazla miktarda kaçırdıysanız diğer öğün hafif şeyler yiyerek telafi edin. Yemekleri sağlıklı yöntemlerle (haşlama, ızgara, fırında pişirme vb.) pişirin. Kızartma ve kavurmalardan uzak durun.

    Kadınlar Alışverişte Ortalama 385 Kalori Yakıyor

    İngiltere’de yapılan bir araştırmaya göre, kadınlar alışveriş yaparken 385 kalori yakıyor ve haftada ortalama 2,5 saatlerini bu iş için harcıyor. Debenhams mağazaları tarafından yaptırılan ve 2 bin deneğin katıldığı araştırmaya göre, alışverişte yılda toplam 250 kilometreye yakın yol kat eden kadınların çoğu alışveriş gününün sonunda kendilerini spor salonunda egzersiz yapmaktan daha yorgun hissettiklerini belirtiyor.

    Kadınların alışveriş sırasında ortalama 4,7 km yol kat etmelerine ve mağazaları taramak için haftada 2,5 saat harcamalarına karşın, erkekler ortalama 2,4 km yol kat ediyor ve haftada 50 dakika sarf ediyor.

    Kadınlar alışveriş sırasında doktorların tavsiye ettiği günlük 10 bin adımın 7 bin 305 adımlık kısmını yürümüş oluyor. Haftada iki kez alışveriş yapan kadınların, ayda 2 kiloya yakın kilo kaybetmelerini sağlayacak kadar egzersiz yapmış gibi olacakları hesaplanıyor.

    Araştırmacılar, 3 saatlik bir alışverişin 495 kalorilik bir hamburgeri, iki saatlik alışverişin de 283 kalorilik kremalı bir kahveyi yakabileceğini hesaplıyor.

  • Karatay Diyeti Yapılmalı mı?

    Karatay Diyeti Yapılmalı mı?

    Yaz mevsimi yaklaştıkça, hem arkadaş sohbetlerini hem medyayı meşgul eden önemli bir konu var: fazla kilolar! Formda kalmaya, zayıflamaya ihtiyaç duymasanız bile mucizevi diyet listelerinden haberdar olduğunuza eminim…

    Kilo vermeye niyetlenip kendisine uygun diyet arayışında bulunan kişilerin bahsettiği bir isim var: Canan Karatay… Karatay Diyeti olarak bilinen, Canan Karatay’ın diyet, beslenme ve sağlıklı yaşam önerileri; dikkatleri üzerine topluyor. Karatay’ın açıklamaları tıp dünyasını da birbirine katıyor ve söylemleri üzerine tartışmalar yapılıyor… Spor ve sağlıklı beslenmeyle kilo vermiş; bu konularda fazlaca araştırma yapmış biri olarak, Karatay diyetiyle ilgili naçizane fikirlerimi sizinle paylaşmak istiyorum. Umuyorum ki değerlendirme yazısının sonuna geldiğinizde “Karatay Diyeti Yapılmalı mı?” sorusuna, yanıt bulmuş olacaksınız.

    Karatay Diyeti; her gün et yemenin sağlıklı olduğunu ve kilo aldırmadığını iddia ediyor. Kolesterol ilacı kullanmadan da Karatay Diyeti yapılarak sağlıklı yaşama devam edilebileceğinin altını çiziyor ve tam bu noktada meslektaşları yani doktorlar devreye girip kolesterol ilaçlarının mutlaka kullanılması gerektiğini dile getiriyorlar.

    Kolesterol ilaçlarının sağlık sektöründeki ticari payına bakarak Karatay’ın söylemlerine getirilen karşı tezleri değerlendirebiliriz. Örneğin; Pfizer lisansı altındaki şirketlerden biri 2008 yılında, 12,8 milyar dolarlık satış yaparak tarihte en çok satılan ilaç olma unvanını elinde bulunduruyor. Bu durumda Karatay’ın yaptığı arı kovanına çomak sokmaya benziyor diyebiliriz. Ayrıca, Karatay haksız da olmayabilir. Kolesterol ilaçlarından ziyade, kolesterolün kimlik bulamadığı günlere şahit olduk. Tıp dünyası kolesterol için bazen iyi polis bazen de kötü polis dedi.

    Tıp dünyası, son zamanlarda kolesterolü ikiye ayırarak gerekli olduğunu öne sürüyor; fazlasının zararlı olduğu konusunda fikir çoğunluğuna gidiyor. Genel düşünce şöyle; başlıca iki tür kolesterolden HDL’nin faydalı; LDL’nin zararlı olduğu söyleniyor. Ayrıca yaşlılarda, kasıtlı olarak HDL seviyelerini düşürmenin, uzun dönem hafızayı körelttiği sonucuna varan deneyler var. Kalp krizi geçirmemiş insanlarda, kolesterol ilacı kullanmanın kalp krizi riskini düşürmediğini gösteren bulgular da söz konusu. Elbette ölçüyü iyi yakalamak gerekiyor; Karatay Diyeti şartlarındaki gibi kolesterol seviyesini yükseltmek için özellikle et, çerez ve tereyağını fazla miktarda tüketmenin sağlıklı olduğunu düşünmüyorum.

    Canan Karatay’ın “Zayıflamak istiyorsanız karbonhidratlardan uzak durun”, “ölçülü miktarda tüketildiğinde tereyağı faydalıdır”, “peynir hem vücut sağlığı hem formda kalmak için gereklidir” söylemlerine katılıyorum. Peynir örneğinden ilerleyecek olursak; peynirde bolca bulunan kalsiyumun yağ yakmayı artıran bir etkisi var ve kadınlarda kemik erimesine karşı koruyucu özelliğe sahip…

    Omega-3, tereyağı, hayvansal gıda tüketimini önermesi; dönemsel diyetler yerine hayat boyu uygulanabilecek, sağlıklı bir beslenme düzeni edinmeyi öngörmesi bakımından Karatay Diyeti’ni takdir ediyorum ancak ölçüyü kaçırmamak da fayda olduğunun altını çizmek istiyorum; tereyağı, kırmızı et, yumurta gibi besinleri mutlaka vücudunuzun ihtiyaçlarına uygun şekilde porsiyonlara bağlı kalarak tüketmelisiniz…

    İlgili konular ;
    Karatay Diyeti Deneyimlerimiz
    Karatay diyeti nasıl uygulanır ?
    Karatay diyeti nedir ?
    Karatay Diyeti Yemek Tarfileri