Etiket: kilo alımı

  • Metabolizmamız Boyun Eğecek Ve Biz Kilo Alacağız!

    Metabolizmamız Boyun Eğecek Ve Biz Kilo Alacağız!

    Kimileri kilo vermek için uğraşır, kimileri ise kilo almak için. Hepimizin derdi ayrı : ) Ancak her konuda yardımlaşma ve desteğin sürdüğü Kadınlar Kulübü’nde her derde çözüm var!

    Önce şu malum üçlüyü yasaklatmak isteyenler el kaldırsın; sıska, cılız, zayıf!!! Zayıflık yüzünden hayata küsecek duruma gelenlere, kilo almaya çalışan kadınlar özgüven aşılarken, kilo vermeye çalışanlar ise imreniyor. “Ayh ne kadar zayıfsın, çok güzel” denilse de çıldıranlar yok mu aramızda? Hayat bu kadar enteresan işte…

    Bir randevusu istediği gibi geçmeyen ve zayıf olduğu için beğenilmediğini düşünen arkadaşlarımıza biz; kadınlar destek oluyoruz… Bir üyemizin dediği gibi onlara diyoruz ki; “Pes etmeyelim! Birlikte kilo alalım” : )

    Biz de mağaza mağaza gezerek, uygun beden arıyoruz!

    Kilo vermek isteyenler sanıyor ki uygun bedende kıyafet bulmak için saatlerce sadece kendileri dolaşıyorlar! Kilo vermek isteyenlerin yaşadığı uygun beden sorununu, zayıflar olarak bizler de yaşıyoruz. İkisi de çok benzer aslına bakarsanız; ama kilo almak isteyeni yine kilo almak için uğraşan başka bir kadın anlıyor.

    fft99_mf5325482

    Metabolizma, yağı ezer geçer

    Kilo vermek isteyenler yağlar ile kilo almak isteyenler ise metabolizmaları ile savaşıyor. Sizce hangisi daha zor? Bir üyenin dediği gibi; “metabolizmam taramalı tüfek kadar hızlı olmasa” : ) Her şey daha kolay olurdu değil mi? Neyse ki Kadınlar Kulübü var : )

    kilo_almak_icin_puf_noktalari_b

    Her şey 40’lı 50’li kilolardan kurtulmak için!

    Kilo almak isteyen kadınlar olarak birbirimize hem umut veriyoruz hem de kilo aldıracak tavsiyelerde bulunuyoruz. 40’lı ve 50’li kilolardan kurtulmak için iştah açacak besinleri denemeyi de ihmal etmiyoruz. Birbirimize besin, diyet ve diyetisyen tavsiyeleri vermekten de geri kalmıyoruz tabii. Ancak bilinçli kadınlar olduğumuzda doktora giderek, gerekli kontrollerden geçmenin gerektiğinin de her zaman altını çiziyoruz. Tıpkı bir yaşam koçu gibi : )

    health-benefits-of-sex-s12-weight-loss

    “Çok doydum” diyoruz da gerekli kaloriyi aldık mı?

    Neden bir yaşam koçu gibi dedim sizce? Kalori programları dahi öneriyoruz. Çünkü bazen az yesek de çok yemişiz gibi geliyor bize ve “Çok doyduk” diyip sofradan kalkıyoruz. Ancak kalori programları ile ne kadar yediğimizi ve ne kadar yememiz gerektiğini takip edebiliyoruz.

    kilo-almak-için-ne-yapılmalı

    Vücut kıvrımları için spor zamanı!

    Yememizi ve içmemizi kontrol altına aldıktan sonra sıra geliyor spora. Kimi bacaklarını kalınlaştırma derdine düşüyor, kimi ise güzel bir popoya. Ama herkes kıvrımlı bir vücut istiyor! Bunun için hangi bölge için hangi hareketleri yapmamız gerektiğini araştırıyoruz ve birbirimize spor salonları da öneriyoruz!

    hizli-kilo-vermek-icin-spor-yaparken-dikkat_18052011115324

    İşimizi her zaman sağlama alıyoruz. Biz; kadınların yapamayacağı şey yok!

  • Hamilelere 13 Uzman Önerisi

    Hamilelere 13 Uzman Önerisi

    Hamilelik her kadının yaşaması gereken müthiş bir duygudur.
    Sağlıklı bir bebek sahibi olmak isteyen kadınlar bu konuda ne yapılması gerektiğini öğrenmek isterler.
    Kadınlar kulubü editörleri olarak, hamilelik konusunu araştırdık, uzman önerilerinden oluşan Hamilelere 13 Uzman Önerisi konusunu sizler için hazırladık.

    Hamilelere 13 Uzman Önerisi

    1-Günde 2 Litre Su İçin
    Uzmanlar sağlıklı bir hamilelik geçirmeniz için yeterli su alımının zaruri olması gerektiğinde hemfikirler.
    Döllenme ile birlikte bebeğin gelişmesini sağlayacak çevrenin oluşabilmesi ve hücrelerin çoğalıp şekillenmesi için anne adayının besin öğeleri gereksinimlerinin karşılanmasında su çok önemlidir.
    Sıvı alımı, düşüğü ve idrar yolu enfeksiyonlarını önler, gıdaları iyice sindirip, kabızlıkla başetmenizde yardımcınız olur.
    Sağlıklı bir hamilelik geçirmek için anne adayının günde en az 8-10 bardak su içmesi gerekir. Anne adayı aktif çalışan biriyse ya da egzersiz yapıyorsa, alması gereken su miktarı buna bağlı olarak daha da artmaktadır. Her bir saatlik egzersiz için en az bir bardak fazladan su içmesi gerekir. Sağlıklı Kilo Alın
    Doktorların tavsiyesi, ilk 3 ayda yalnızca bir kilo almaktır.
    Bunun içinde günlük diyet listenize 135 Kalori ekleyin.
    135 kaloriyi bir bardak sütte, diğer besleyici gıdalarda veya yumurtada bulabilirsiniz. En iyisi, bir diyetisyene gidin ve hamilelik boyunca kendinize belli bir beslenme programı uygulayın

    Egzersiz Yapmadan Doktorunuza Danışın
    Doktorunuza bildirmeden, ona danışmadan spor yapmayın!
    Hamilelikte yapılabilecek en kolay ve en yararlı egzersiz yürüyüştür. Anne adayının hamilelik süresince uzman doktor kontrolü ve mümkünse spor eğitmeni eşliğinde emniyetli ve güvenli şekilde spor yapması önerilir. Eğer rahim ağzının darlığı gibi tıbbı sorunlar söz konusu ise egzersiz yapılmamalıdır. Hamilelikte egzersiz yapmayı düşünen kadınlar bu isteğini mutlaka doktoru ile paylaşmalı ve doktorunun kendisine getirebileceği kısıtlamalara uymalıdır.

    Uykunuzu Güzel Alın
    Hamilelikte kendinizi rahat ve gün boyu enerjik hissedebilmek için en az 8 saat uyuyun.
    İyi alınmış bir gece uykusu annenin ve bebeğin sağlığı için çok önemlidir.
    Uyku probleminiz varsa doktorunuza danışın. Alkolden , Sigaradan Ve Kafeinden Uzak Durun!
    Sigara, alkol, kafeinin fazlası, ciddi doğum kusurlarına yol açabiliyor.
    Sigaranın içerdiği zift, nikotin, karbon monoksit ve diğer zehirli maddeler üst solunum yollarına, buradan bronşlara ve kana geçiyor, böylece solunum sistemi, kalp ve damarlar başta olmak üzere vücudun tüm organları zarar görüyor, sizin zarar görmeniz direk bebeğinizin etkilenmesi anlamına geliyor. Alkol ise bebeklerde gelişim sorunlarına neden oluyor. hamilelere_13_uzman_onerisi (6)Yüksek Sıcaktan Kaçının
    Hamilelere 13 Uzman Önerisinden bir de gebeliğiniz sırasında sauna, kaplıca, hamam gibi yerlerde bulunmamanızdır.
    Bu gibi yüksek ısıda olan yerlerde bulunmak, size ve bebeğinize zarar verebilir.
    Özellikle yaz aylarında öğlen çok sıcaklarda dışarı çıkmayın, zaruri işiniz varsa gölge
    yerlerde dolaşın.

    Akapuntur Yaptırın
    Doktorunuzun onayını aldıktan sonra akapuntur yaptırabilirsiniz.
    Bu müthiş tedavi yöntemi, kabızlıktan uykusuzluğu, sinirsel rahatsızlıklardan kramplarınıza pekçok rahatsızlığa şifadır.
    Bu tedavi yöntemi ağrıyı kesmekte çok etkili ve güvenilir bir yoldur. hamilelere_13_uzman_onerisi (9)Kramplardan Kurtulmak İçin Muz Yiyin
    Dayanılmaz acılar veren bacak krampları gebelikte sık görülür.
    Bu kramplardan kurtulmanın en etkili yolu, her akşam yatmadan 1 muz yemektir.
    Potasyum yönünden zengin içeriğiyle muz, kramplardan ve bunların yol açtığı ağrılardan kurtulmanızı sağlayacaktır.

    Hamilelere Altın Tavsiyeler Tıklayınız

    hamilelere_13_uzman_onerisi (10)Folik Asit Açısından Zengin Besinler Tüketin
    Folik asit bebeğinizin gelişiminin sağlıklı olması ve doğum kusurlarından korunmak için alınması gereken temel vitamindir.
    Hamilelere 13 Uzman Tavsiyesi olan şeylerden biri de günlük en az 400-800mg folik asit alın. Bu vitamini doğal yollardan alabilirsiniz
    Koyu yeşil yapraklı sebzeler, kuru fasulye ve narenciyeler folik asit yönünden zengin gıdalardır.
    Yalnız folik asitide çok kaçırmayın, herşeyin normali iyidir. hamilelere_13_uzman_onerisi (11)Evcil hayvanlar o kadar tatlı oluyor ki onları sevmeden duramıyoruz değil mi:)?
    Hamilelere 13 Uzman Önerisinden biri de gebelik boyunca bu sevimli hayvanlardan uzak durmanız.
    Özellikle kedilerle temas halinde olmayın.
    Hayvanlarda bulunan parazitler, toksoplazma ismi verilen enfeksiyona yol açabilir.
    Bu parazit, hamilelerde düşüklere, bebeğinizde beyin hasarı ve körlük gibi ciddi
    sorunlara neden olabiliyor. hamilelere_13_uzman_onerisi (12)Kozmetin Ürünlerden Uzak Durun
    Birçok kişisel bakım ürünü bebeğinizin gelişimini etkileyen çeşitli kimyasallar ve kanserojenler içerir.
    Bebeğinizi korumak için hamilelere 13 uzman önerisinden biride onun için, doğal, güvenli ürünler için tercih etmek ya da sadece 9 ay boyunca kozmetik ürünlerden uzak durmaktır. Tiroidlerinizi Kontrol Ettirin
    Araştırma yapan uzmanlar, hamilelerde metabolizmayı baltayan, ve çeşitli sorunlara yol açan bir durum keşfettiler; hipotiroid!
    Hipotiroidi tiroid hormonlarının normalden düşük olması nedeniyle tiroid bezinin görevini yeterince yapamaması durumudur. Gebelikte izlenebilen bir bulgudur. Hipotroid belirtileri, unutkanlık, halsizlik, deride kuruma, saçlarda dökülme, yorgunluk, uykuya eğilim, kilo alma. Hipotroid sorunu, bebekte düşük veya öğrenme güçlüğü neden olabilir.
    Size tavsiyemiz sağlığınız için hamile olduğunuzu öğrenir öğrenmez trioidlerinizi kontrol ettirin. hamilelere_13_uzman_onerisi (15)Sakatatlarla Beslenmeyin
    Sakatatlar düşüğe neden olan listeria baktesi taşıması ile bilinir. Hamileliğiniz boyunca sosis, salam, sucuk aklınıza ne kadar sakatat geliyorsa onlardan kaçının,
    bunların yerine et ihtiyacınızı, dana eti, kümes hayvanlarının etleri ile karşılayabilirsiniz.
    Ne kadar canınız çekse de bu gıdalardan beslenmemiz sizin ve bebeğiniz sağlığınız için en doğru karardır.

    İlgili Konular
    Hamilelikte Süt İçmenin Faydaları Tıklayınız
    Hamilelikte Folik Asit Alabileceğiniz 7 Yiyecek
    Hamileyken Mutlaka Yenilmesi Gereken 9 Besin!
    Hamilelikte Yumurta Yemenin Faydaları
    Hamilelikte Yapılmaması Gereken 13 Şey için Tıklayın
    Hamilelere 13 Uzman Önerisi için Tıklayın
    Hamilelikte Temel Besin Kaynakları
  • Bu besinler acıktırıyor…

    Bu besinler acıktırıyor…

    Bazı yiyecekler siz onları tükettikçe sizin daha da acıkmanızı sağlar.

    Süt, tereyağı ve peynir
    Bilim adamları yumurta, tereyağı, palmiye yağı ve peynir içerisinde bulunan hurma yağının doyduğunuz zaman size sinyal veren ensülin ve leptin hormonu salgılanmasında azalmaya neden olduğunu dile getiriyor. Özellikle hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalarda sadece bu besinleri tüketenlerin üç günün sonunda kilo aldığı görülüyor.

    Alkol
    Birçok kişi iş çıkışı kendini aç hissetmediği için aperitif yiyecekler tüketmek yerine içki içmeyi tercih ediyor ve iki kadeh şarabın sonunda kendisini açlıktan ölürken buluyor. Marie Claire’in haberine göre; yapılan araştırmalar özellikle bira ile kırmızı şarabın aşırı açlık hissi yarattığını gösteriyor.

    Aromalı yoğurt
    Her ne kadar yoğurt yoğun miktarda kalsiyum içerdiği için sağlıklı besinler arasında yer alsa da şeker ve şurup ile aromalandırıldığı zaman kilo alımına ve açlık hissine neden oluyor. Bu nedenle meyveli yoğurt almadan içeriğine dikkatli bir şekilde bakmalı ya da sade bir yoğurt tercih ederek istediğiniz ek içerikleri kendiniz katmalısınız.

    Pasta ve hamurlu ürünler
    Hiç kahvaltıda yediğiniz kocaman kruvasandan sadece yarım saat sonra sanki hiçbir şey yememiş gibi kendinizi aç hissettiğiniz oldu mu? Bunun nedeni beyaz şeker ile un içeren basit karbonhidratların lif içermemesi oluşu ve çok az miktarda vitamine sahip olması. Bu tip besinleri tükettiğiniz an insülinde hızlı bir artışa ve beraberinde şeker kırılmasına neden oluyor. Bu nedenle de kısa bir sürede kendinizi aç hissetmeye başlıyorsunuz.

    İşlenmiş mısır gevreği
    Fırınlanmış hamur ürünleri gibi mısır gevreği de kahvaltı için uygun bir seçenek değil. Yüksek karbonhidrat içeren bu besinin ne yazık ki enerji vermiyor. Bu nedenle mısır gevreği yerine yulaf tüketmeye özen göstermelisiniz.

    Diyet gazlı içecekler
    Her ne kadar sıfır kaloriye sahip gazlı içecek tüketmenin daha sağlıklı olduğunu düşünseniz de, yapılan araştırmalar işlenmiş tatlandırıcıların açlığa ve şeker aşermenize neden oluyor.

    Kızarmış patates
    Yüksek oranda karbonhidrat ve tuz içerdiği için kızarmış patates tükettikçe, daha fazla tüketme isteği ortaya çıkıyor. Patates sebze reyonunda yer almasına rağmen ne yazık ki kızartma ve tuz ile birlikte bir hayli zararlı bir besin haline geliyor.

    Hazır Çin yemekleri
    Birçok Çin restoranında eve servis yapılan yemeklere MSG ekleniyor. İşlenmiş yemekleri daha lezzetli bir hale getiren bu karışım daha çok acıkmanıza neden oluyor. Eğer dikkat ederseniz, Çin yemeklerini sevenlerin büyük bir kısmı restoran yerine evde yemek yemeyi tercih ediyor.

  • Diyet ile kilo veremeyenler tiroit uyarısı

    Diyet ile kilo veremeyenler tiroit uyarısı

    “Diyete rağmen kilo veremeyenler önce tiroit hormonuna baktırmalı”

    Prof. Dr. Ramazan Sarı, vücutta yeterli tiroit hormonu bulunmayışının metabolizmanın çalışma hızını yüzde 10 azalttığına dikkati çekerek, “Kilo problemiyle gelen hastalarda ilk olarak kandaki tiroit hormonlarına bakarak sorunun cevabını vermek lazım. Çünkü bu kişiler ne kadar diyet yaparlarsa yapsınlar tiroit hormonları eksik olduğu sürece başarıya ulaşamazlar” dedi.

    Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları ve Endokrinoloji Uzmanı Prof. Dr. Sarı, değişen yaşam alışkanlıkları, daha az hareket, hazır gıda tüketiminin obeziteyi dünya genelinde ciddi bir sağlık sorunu haline getirdiğini kaydetti.

    Obezitenin bir başka sebebinin de vücuttaki tiroit hormon düzeyi olduğunu belirten Sarı, vücutta yeterli tiroit hormonu bulunmayışıyla ortaya çıkan hipotiroidi hastalığının metabolizmanın çalışma hızını yüzde 10 azalttığını vurguladı.

    Günde ortalama 2 bin kalori yakan bir vücudun hipotiroidinin etkisiyle günlük bin 800 kalori yakmaya başlayacağını anlatan Sarı, şöyle konuştu:

    “Aradaki bu açıklık tamamen yağ olarak vücutta depolanır. Bu da artan kilo alımı şeklinde ortaya çıkar. Tiroit hormonları vücutta sıvı toplanması ve sıvı dengesi açısından etkisi olduğu için, bir miktarı da sıvı olur. Tiroit hormonları hem enerji tüketimi açısından hem metabolizma açısından önemli. Bu nedenle kilo problemiyle gelen hastalarda ilk olarak kandaki tiroit hormonlarına bakarak sorunun cevabını vermek lazım. Çünkü bu kişiler ne kadar diyet yaparlarsa yapsınlar tiroit hormonları eksik olduğu sürece başarıya ulaşamazlar.”

    “TİTOİT HORMONUNUN NORMALE DÖNMESİ UZUN SÜRMEZ”

    Prof. Dr. Sarı, obezite hastalığıyla başvuran hastaların öncelikle tiroit hormonlarını kontrol ettiklerini anlattı. Bu hasta grubunun egzersiz kapasitesinin de daha az olacağına değinen Sarı, “Özellikle yaşlı hastalarda tiroit düzeyini düzeltmeden egzersiz önerirseniz o egzersizin zararı da olabilir. Tiroit hormonlarını normale döndürmek çok uzun sürmez. 1,5-2 ay aylık bir dönemden sonra bir beslenme programı yaparak, kalori dengesi sağlayacak bir programla hastaların kilo vermesi daha yararlı olacaktır” diye konuştu.

    Sarı, hipotiroidinin en önemli sebeplerinin başında iyot eksikliğinin geldiğini anlattı. 1990’lı yılların sonlarında hükümetin iyotlu tuz kullanımı konusunda sağlık politikası geliştirdiğini ifade eden Sarı, vatandaşlarda da iyotlu tuz kullanımı konusunda bilinç oluşması gerektiğini vurguladı.

    İyotlu tuzların yemeklere pişirme esnasında atılmasının sakıncalı olduğuna işaret eden Sarı, “Tuz kaynama esnasında iyotunu kaybeder. Bu nedenle tuzun, yemek piştikten sonra veya servis edildikten sonra tabaklara atılması gerekli” dedi.

    AA

  • Bir kutu kola içtiğimiz zaman ilk 10 dakika

    Bir kutu kola içtiğimiz zaman ilk 10 dakika

    Geliştirdiği ”Karatay Diyeti” ile tanınan İç Hastalıkları ve Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Canan Efendigil Karatay, “Bir kutu kola içtiğimiz zaman ilk 10 dakikada 10 tatlı kaşığı şeker, kana geçer. Bu, vücudumuzun günlük ihtiyacının 100 katı kadar şeker anlamına gelmektedir” dedi.

    Karatay, Elazığ’da düzenlenen “diyet ve Kalp Hastalıkları” konulu konferansta, şişmanlığın halk sağlığını tehdit ettiğini belirterek, hastalıkların temelinde hareketsizlik, kilo alımı ve yanlış beslenmenin olduğunu söyledi.

    Obezitenin, vücudun yağlanması anlamına geldiğini ifade eden Karatay, “Yağlar vücutta hastalıklara neden olan 20 çeşit hormon üretir. Bunlar, beyinde damar yolu tıkanması, gözlerde katarakt, kalp krizi, felç gibi birçok hastalığa neden olur” diye konuştu.

    Karatay diyeti deneyimlerimiz için tıklayın !

    Prof. Dr. Karatay, patates kızartması, kola, pilav, makarna, enerji içecekleri, taze sıkılmış ve hazır meyve suları ile tatlıların da aşırı insülin salgılanmasına yol açtığını dile getirerek, şöyle devam etti:

    “Bir kutu kola içtiğimiz zaman ilk 10 dakikada 10 tatlı kaşığı şeker, kana geçer. Bu, vücudumuzun günlük ihtiyacının 100 katı kadar şeker anlamına gelmektedir. 20. dakikada kan şekeri aniden yükselir, buna karşılık olarak da insülin hormonu yükselir. 40. dakikadan sonra kafeinin tümü kana geçer ve da bu kan basıncını yükseltir. 45. dakikadan sonra beyinde dopamin yapımı artar. Dopamin, mutluluk hormonudur ve yoğun enerjiyle devam eder. Bu beyinde eroine benzer bir etkidir. 60-90 dakika sonra ani halsizlik hissi başlar. Acıkma hissi, huzursuzluk, ellerde titreme ve ardından kola ve tatlılara saldırılır. Çünkü o yüklü enerji hissine artık bağımlılık başlamıştır. Beyinde meydana gelen dopamin mutluluğuna bağlılık başlamıştır. Bu bir kısır döngüye dönmüştür. Kişiler buna hapsolmuştur. Sonrasında karaciğer yağlanması başlar, arkasından göbek yağlanması, bel çevresi genişliği ve memelerin büyümesi artar.”

  • Sonbahar gelirken, verdiğiniz kiloları geri almayın…

    Sonbahar gelirken, verdiğiniz kiloları geri almayın…

    Sonbahar gelirken, verdiğiniz kiloları geri almayın… | 1Yaz başında bin bir güçlükle verdiğiniz kiloları her kış yeniden alanlardan mısınız? Belki de sorun yediklerinizde değil, neden yediğinizdedir…

    Yaz mevsiminde başlayan fazla kilolardan kurtulma çabası, tatil sonrası yavaşlar, eski alışkanlıklar hatırlanır ve verilen kilolar da yavaş yavaş geri alınır. Psikolojik Danışman Nilgün Çalık “Siz de bu kısır döngüyü her yıl yaşayanlardansanız, o zaman problemin çözümünü duygularınızda aramalısınız. Bu yıl geçmiş yıllardan farklı olsun, verdiğiniz kiloları almayın. Bunun için sizi yemeğe yönlendiren duygularınızı fark edin” dedi.

    Psikolojik Danışman Nilgün Çalık, “Çoğu kişi kiloların fiziksel boyutuna takılmış durumdadır. Görüntüsünden utanır, rahatsız olur, iyi görünmek, iyi giyinmek ister. Bu da onu kilo verme yönünde geçici bir süre motive eder. Genellikle yaz sezonu başlarken, kilo verme konusunda hızlı bir artış olması da bundandır. Gerçekten de bu dönemlerde birçok kişi, yoğun bir çaba sarf ederek kilo vermeyi başarır. Ama sonra yaz ayları biter ve kişi eski alışkanlıklarına döner. Kilolar, bir sonraki “kilo verme sezonu” na kadar bedende depolanır. Verdiğimiz kilolar neden kalıcı olmaz? Çünkü kişide, zihinsel anlamda hiçbir değişim olmamıştır. Bilinçaltı düzeyde yiyeceklere yüklenen anlamlar değişmemiştir. Kişiyi sağlıksız yeme alışkanlıklarına ve hareketsizliğe yönelten temel mekanizmalar anlaşılmamış ve çözümlenmemiştir” diyerek, yaz başı verilen kiloların sonbaharla birlikte hızla geri alınabileceğine dikkat çekti. Çalık, “Kilo problemi duygu, düşünce ve davranış boyutunda yani zihinsel düzeyde çok yönlü ele alınması gereken bir konudur. Zihinsel düzeyde yapılan çalışmalar fiziksel bedeni bir bütün olarak etkiler. Bu sadece bedenin incelmesi değil, bütünsel anlamda sağlıklı olmak ve dengeye kavuşmak demektir. Yani sadece ideal kilonuza ulaşmaz, aynı zamanda sağlıklı bir beden ve zihne de sahip olursunuz” dedi.

    Neden gereksiz yere yemek yiyoruz?

    Pek çok kişi tokken bile bir şeyler yediğini, kendini fark etmeden mutfakta bulduğunu, iş yerinde çekmecesinin, yolda çantasının abur cuburla dolu olduğunu şikayetle anlatır. Peki neden? Neden tok olduğumuz halde bir şeyler yemek isteriz? Psikolojik Danışman Nilgün Çalık “Gereksiz yemenin ardına birikmiş duygular vardır. Kontrolsüzce yemek yemek, yiyerek rahatlamaya çalışmak ve bazı yiyecekleri yemeye engel olamamak gibi gözlemlediğiniz bu davranışlar hep duygularla bağlantılıdır. Kişi üzüldüğü, kızdığı, kendini emniyette ve güvende hissetmediği, yalnız ve sevgisiz zannettiği zaman, farkında olarak ya da olmayarak, hep yiyeceğe koşar. Çünkü, yeme eylemi bilinçaltı düzeyde, hep iyi hissetmeyle bağlantılıdır. Yedikçe sıkıntısının geçtiğini, acılarının azaldığını düşünür.” Şeklinde konuştu.

    Temeller bebeklikte atılıyor…

    Nilgün Çalık gereksiz beslenmenin temellerinin istenmeden de olsa anne babalar tarafından, daha bebeklikte atıldığının altını çizdi: “Bebeklik döneminden itibaren, o anda karnı aç olmasa bile ağzına bir şey verilmesi gibi bir baskıyla karşı karşıya geliyor. Beslenmiş, karnı tok, altı değişmiş ama yine de ağlıyor. Büyük ihtimalle dokunulmak, gerçekten emniyette ve güvende olup olmadığını, sevilip sevilmediğini test etmek istiyor. Bebek için dokunulmak, okşanmak kendini emniyette ve güvende hissetmesini sağlayan temel bir ihtiyaç. Eğer anne-baba bunu bilmeyip her türlü ağlamayı ağzına bir şey verilme ihtiyacı olarak algılar ve bunu da eyleme geçirirse, bilinçaltında bir kalıp gelişir: ‘Emniyette, güvende hissetmem için ağzıma bir şeyler verilmeli.’ Bilinçaltına yemeyle ilgili yerleşen kalıplar bununla da sınırlı kalmaz. Bebek büyüdükçe, yemeğe teşvik edilir. Evde, ne yiyip ne yemediği konuşulur, yedikleri övülerek anlatılır, takdir edilir; yemediği zaman anne-baba üzülür. Yıllar içinde, bilinçaltı sevgi, ilgi, emniyette ve güvende hissetme, onaylanma ihtiyaçları ile yemek yemeyi eşitlemeye başlıyor.

    Böylece yemekle ilgili yetişkinlikte de devam edecek, temel kalıplar gittikçe pekişerek, bilinçaltına yerleşiyor.”

    Sevgisizlik ilgisizlik ve güvensizlik hissi yemekle bastırılıyor…

    Yerleşen bu yanlış eşleşmeler, kişi yetişkin olduğunda, mutlu olmak için farkında olmadan yemek yeme dürtüsüne dönüyor” şeklinde konuşan Psikolojik Danışman Nilgün Çalık “Gereksiz yeme eyleminin duygusal yönü çok fazladır. Yeme eylemi bilinçaltı düzeyde sevgiyle, ilgiyle eşdeğer bir kavram olduğuna göre, kişi kendini sevgi açlığı içinde, stresli, güvensiz hissediyorsa, bilinçaltının öğrendiği kalıplar gereği, en iyi hissettirecek şey yine yiyecekler oluyor. Zamanla bu öyle bir kalıp olmaya başlıyor ki, bilinçaltı ne için yediğini unutuyor ve yeme eylemi otomatik bir davranışa dönüşüyor. İşte ‘Farkında olmadan yiyorum’, ‘Yiyeceklere dayanamam’, ‘Bir de baktım ki, koca pastayı bitirmişim’, ‘Kuruyemiş tabağına saldırdım’, ‘Ne yediğimi bilmeden yedim’ gibi sözleri söyleyenler fiziksel değil, duygusal olarak açlık yaşayanlardır” dedi.

    Kilolardan kalıcı olarak kurtulmak için duygularınızı fark edin…

    Yaz başı verilen, sonbahar ile yeniden alınmaya başlanan, kışın kalın giysilerin altına saklanan, ilkbaharla birlikte fark edilen ve vücudumuzu adeta şişirilip söndürülen bir balona dönüştüren fazla kilolara kalıcı olarak çözüm bulmak için hep duyguya odaklı çalışmak gerekir diyen Nilgün Çalık “Duyguların dilini anlamak, fark etmek, hissetmek ve bilinç kazanmak kalıcı kilo vermekte çok önemli bir aşamadır. Sonraki aşamamız ise, duyguları çözümlememizi ve boşaltmamızı sağlayacak bazı teknikleri kullanmaktır. Altta yatan sebep ortaya çıkmadan problem çözülemez.” Şeklinde konuştu.

    Neyi ne kadar yemesi gerektiğini bedeninize öğretin…

    EFT, NLP, Hipnotik telkinler, meditasyon ve olumlamalar ile kişiyi sağlıksız beslenmeye, kontrolsüzce yemeye, hareketsizliğe iten birikmiş enerji boşaltıldığı zaman, kilolu kişiler kendi seçimlerini uygulayabilir hale geliyor. Grup çalışmaları sonrasında, kişiler artık tokken yemek yemeyen, abur cuburdan uzak duran, bedeni ve ruhu için taze, sağlıklı gıdalar seçerek kilolarını kontrol edebilen kişilere dönüyorlar. Bu olumlu alışkanlık, kişilerin sadece kilolarını kontrol altına almasına yardımcı olmuyor, tüm hayatlarında kullanabilecekleri olumlu davranışları da beraberinde getiriyor. Yemeyi duygusal tatmin aracı olmaktan çıkaranlar, neyi ne kadar yemeleri gerektiğini daha kolay ayarlayabiliyorlar” diye konuştu.

  • GNC Türkiye’den yeni bir dünya markası Dr. Hauschka

    GNC Türkiye'den yeni bir dünya markası Dr. Hauschka | 2Türkiye’de ‘iyi yaşam’ konseptiyle perakende sektöründe büyümesini sürdüren
    GNC Türkiye, yeni bir dünya markasını Türkiye’ye taşıyor. Organik kozmetik ürün pazarının önde gelen markalarından Dr. Hauschka, GNC Türkiye mağazalarında satışa sunuluyor.

    Türkiye’deki ilk ve tek perakende beslenme destek ürünleri şirketi GNC, başarısı tüm dünyada kanıtlanmış, cildin kendi kendini yenileme gücünü destekleyen ve organik bileşenlerden oluşmuş yüzde 100 doğal, organik kozmetik markası Dr. Hauschka Skin Care’i Türk tüketicisiyle buluşturuyor.

    Türkiye’de açıldığı ilk günden bu yana ‘iyi yaşam’ konseptiyle büyümesini sürdüren GNC Türkiye’nin Çırağan Sarayı’nda düzenlediği Dr. Hauschka Türkiye Lansmanı GNC Türkiye Pazarlama Direktörü Burçak Dikmen, Dr. Hauschka Kurum Sözcüsü Inka Bihler Schwarz, GNC Türkiye Satış Direktörü Engin Deniz Acemoğlu ve Dr. Hauschka Marka Yöneticisi Özge Calay’ın katılımıyla gerçekleşti.

    Kozmetik alanında 50 yıldan bu yana tüm dünyada adından sıkça söz ettiren Dr. Hauschka markasıyla Türkiye’deki organik ürün pazarına iddialı bir giriş yapan GNC Türkiye; doğal vitamin, mineral ve bitkisel ürünleri ile farklılığını öne çıkartıyor.

    Mevcut ürün çeşitliliğinin yanı sıra, Türk tüketicisine sunduğu yeni kategoriler ve ürünlerle farklılığını ortaya koyan GNC, kozmetik alanında, felsefesi ve üretimi ile kendisine yakın bulduğu Dr. Hauschka’yla, organik tarımın önemine de dikkat çekiyor.

    Arka bahçeden güzelliğe giden yol

    Alman şirketi WALA tarafından geliştirilen ve Almanya’da üretilen Dr. Hauschka, felsefesi ve üretim şekli ile ayrılıyor. Üretimi 1950’li yıllarda WALA’nın kendi bahçıvanlarının şirketin arka bahçesinde biyodinamik metodlar kullanarak bitki yetiştirmesiyle başlıyor ve şu an 4,5 hektardan daha geniş bir alanda WALA ürünlerinin üretiminde kullanılmak üzere 150’den fazla farklı medikal bitki yetiştiriliyor. Doğadan gelen bileşenler, özenle seçilmiş medikal özellikli organik ve biyodinamik olarak yetiştirilmiş bitkiler ve özel üretim konsepti Dr.Hauschka’nın özel cilt bakımı serilerinin temelini oluşturuyor.
    WALA’nın kurucusu Dr.Rudolf Hauschka’nın “Ritim hayatı taşır.” felsefesinden yola çıkarak 1960 yılında üretiminine başladığı Dr. Hauschka Skin Care, özel üretim prosesleri ile medikal özellikli bitkilerden, alkol kullanılmaksızın bozulmadan kalabilen su bazlı özütlerin elde edilmesiyle oluşturuluyor. Sağlıklı yaşamın sırrının hayatın ‘ritmi’nde olduğu görüşünden yola çıkan uzmanlar; kozmetik dünyasında bir devrim niteliği taşıyan Dr. Hauschka’nın başarısının da, bu ritmik proseslerden geldiğini dile getiriyor.

    GNC’nin Türk tüketicisiyle buluşturduğu bu özel kozmetik markası Dr. Hauschka’nın Türkiye lansmanı için ülkemize gelen Dr. Hauschka Kurum Sözcüsü Inka Bihler Schwarz konuşmasına Dr. Hauschka markasının doğuşu, kurucuları Dr. Rudolf Hauschka ve Estetisyen Elizabeth Sigmund’un bir araya gelişi ve marka felsefesinin ortaya çıkışını anlatarak başladı.

    Dr. Hauschka ürünlerinin farkını yaratan özel üretim prosesinden de bahseden Inka Bihler Schwarz: “Özenle seçilmiş hammadde kaynakları, organik ve biyodinamik tarımla üretilen bitkiler ve markanın ‘Ritim Hayatı Taşır’ felsefesiyle gelişen ritmik üretim prosesi, markamızın en önemli farkını ortaya koyan unsurlar olarak dikkat çekici. Dr. Hauschka’nın hammaddesi, aralarında Isparta’nın da yer aldığı dünyanın her tarafından, cildin ritmine en uygun bitkilerin ve özlerin bulunabileceği en kaliteli bahçelerden temin ediliyor” dedi. Schwarz sunumunda ayrıca, Dr. Hauschka ürün gamında yer alan yüz ve vücut bakım ürünlerinden, olgun ciltler için geliştirilen yenileyici ve dekoratif kozmetik serilerine ve Medline ağız sağlığı ürün gruplarına yer verdi.

    GNC Türkiye’nin Dr. Hauschka tanıtım toplantısında söz alan GNC Pazarlama Direktörü Burçak Dikmende GNC Türkiye’nin dünden bugüne geldiği yeri anlattığı konuşmasında son iki yılda pazarda yüzde 20 oranında büyüdüklerini ve 17 ile yayılan 60 mağazayla sağlıklı yaşama destek verdiklerini sözlerine ekledi. .

    GNC Türkiye’nin önümüzdeki dönemde organik ürünlere ağırlık vereceğini belirten Burçak Dikmen; Mega Tea ile başlayan organik ürün segmentinin Avrupa’nın tanınmış organik kozmetik markası Dr.Hauschka ile daha da çeşitleneceğinin altını çizdi.

    Dikmen: “Türk tüketicisine her zaman yeni kategori ve ürünlerle ulaşmayı ilke edindik. Bugün Türkiye lansmanını yaptığımız Dr. Hauschka da bu özel ürünlerden bir tanesi. 50 yıllık bir başarı öyküsüne sahip olan marka, gerek felsefesi gerekse üretim şekliyle, GNC ile çok ortak noktalar barındırıyor” dedi. Organik tarımın önemine de değinen Dikmen, bu felsefeye hizmet eden yeni ürünleri bünyelerine katmaya devam edeceklerini dile getirdi. Dikmen: “Bugün olduğu gibi bundan sonra da farklı organik ürünlerimizi ‘İyi Yaşam’ konseptine inanan, sağlıklı ve kaliteli yaşamı sevenlerle buluşturmaya devam edeceğiz” dedi.

    Hayatın ritmini yakalamaya fırsat veren 40 ürün

    Dr. Hauschka Skin Care ürünlerine benzersiz kalitesini veren bileşenleri arasında: badem yağı, avokado yağı ve jojoba yağı gibi yüksek kaliteli bitki yağlarından; balmumu, kandelilla ve gül mumu gibi doğal mumlara; çoban gülü, latin çiçegi ve papatya gibi cildi besleyen medikal özellikli bitkilerden; lavanta yağı, gül yağı, limon yağı gibi doğal yağ özlerine kadar pek çok çeşit bulunuyor; temizleme ürünlerinden, güçlendirme ve canlandırmaya; özel bakım ürünlerinden, yoğun bakım kremlerine, maskelere; vücut bakımından yağlara kadar toplam 40 ürün Dr. Hauschka Skin Care serisi GNC Türkiye’nin 60 mağazası ve işbirliği yaptığı 224 bayi eczaneden kaliteli yaşamı tercih edenlere ulaşacak. GNC Türkiye ayrıca tüketicilere bilgi paylaşımı platformu olarak da önemli bir kanal konumunda bulunan www.gnc.com.tr internet sitesi üzerinden online alışveriş imkanı da sunuyor. www.drhauschka.com.tr sitesi üzerinden de Dr. Hauschka markasıyla ilgili tüm bilgilere ulaşılabiliyor.

    Dr. Hauschka Skin Care ürünleri sahip olduğu sertifikalar ve bugüne kadar aldığı ödülleriyle de dikkat çeken bir marka. Dr. Hauschka ürünleri; doğal kozmetik ürünlerini sertifikalandıran BDIH amblemine sahip. Doğal ve organik kozmetikler için uluslararası bir onaylama kurumu olan NaTrue ise Dr.Hauschka ürünleri için yeni bir gelişme. Yüksek kalitede en iyi ürünlerin sunulduğunu tüm şeffaflığıyla göstermenin bir yolu olan NaTrue amblemi de Dr.Hauschka ürünlerinde bulunuyor.

    GNC Türkiye Hakkında:
    Amerika Birleşik Devletleri’nin önde gelen doğal vitamin, mineral ve bitkisel ürün üretim, pazarlama ve dağıtım firmalarından biri olan GNC Türkiye, ülkemizdeki faaliyetlerini 1994 yılından beri sürdürüyor. 1998 yılında Nişantaşı’nda açılan ilk mağazasının ardından Ankara Karum ve İstanbul Şaşkınbakkal mağazalarının ardından bugün toplam 60 satış noktası ve online satış mağazasıyla hizmet veriyor. Sağlığın korunmasına yardımcı, kişisel gereksinimler göz önüne alınarak hazırlanmış vitamin, mineral karışımlarını bitkisel ve sporcu destek ürünlerini konusunda uzman danışmanlar eşliğinde kullanıcılarıyla buluşturan GNC’nin tüm ürünleri Amerikan Sağlık Örgütü FDA (Food & Drug Administration) tarafından kabul edilen RDA (Recommended Daily Allowance) standartları referans alınarak üretiliyor. GNC Türkiye de ülkemizin RDA (Recommended Daily Allowance) standartlarını referans alarak uygun ürünleri portföyüne katıyor ve tüketiciye sunuyor.

    FACE CARE SERİSİ ÜRÜNLER

    Dr.Hauschka Clarifying Toner
    Temizleme Toniği

    Clarifying Toneryağ içermeyen temel bir bakım ürünüdür. Bu özel tonik sadece cildi canlandırma amaçlı değildir. Yağlı ve problemli ciltlerde temel sorunların giderilmesine de yardım eder, fazla yağ üretimini baskılar ve cildin kendi kendini yenileme mekanizmasını destekler. Temel bileşenlerinden aynısefa çiçeği ve çoban gülü bitkileri akneli ciltlerin kullanımı için de bu ürünü uygun kılar. Güvercin ağacı yağ salgılanmasının düzenlenmesinde etkilidir. At kestanesi ise kızarıklık ve hassasiyet oluşumunu önler.

    Dr.Hauschka Cleansing Cream
    Temizleme Kremi

    Organik olarak yetiştirilmiş, tatlı badem ve etkin bitki özleri (aynısefa, güvercin ağacı, sarıkantaron) içermektedir. Cildin doğal hidrolipit tabakasını koruyarak hassas bir temizleme sağlar. Cildin kendi kendini temizleme özelliklerini uyararak siyah nokta oluşumunu önler. Yüzey aktif madde içermez. Tüm cilt tipleri için uygundur. Cildi yumuşak ve pürüzsüz hale getirir, ölü hücre üretimini normale döndürür. İçeriğindeki sarı kantaron cildi yatıştırıcı özelliğe sahiptir. Kalıcı nemlendirme etkisiyle günlük temizleyiciler arasında fark yaratır.

    Dr.Hauschka Cleansing Milk
    Temizleme Sütü ve Makyaj Temizleyicisi

    Makyaj temizleyici olarak tercih edilir. Göz çevresindeki hassas cilt için de kullanımı uygundur. Günlük yüz temizleyici olarak da kullanılır. Tüm cilt tipleri için uygundur. Özellikle cildi çok hassas kişiler için temizleyici olarak tercih edilebilir. Cildin doğal hidrolipit tabakasına zarar vermez. Badem yağı, jojoba yağı, kayısı çekirdeği yağı sayesinde lipit tabakanın oluşumuna destek sağlar. Cleansing Milk ile tıraş da olunabildiği için tüm dünyada erkekler arasında da çok tercih edilen bir üründür.

    Dr.Hauschka Daily Revitalizing Eye Cream
    Günlük Canlandırıcı Göz Çevresi Kremi

    Tüm cilt tipleri için uygun, hızlı emilen bir nemlendiricidir. Erken yaşta kırışıklık oluşumuna meyilli ciltlerde bu hafif krem tercih edilebilir. Tazeleyici, yatıştırıcı ve kırışıklık oluşumunu engellemeye yardımcı olarak kullanılabilir. Oftalmolojik ve dermatolojik olarak test edilmiştir. Kontakt lens kullananlar için uygundur.

    Dr.Hauschka Eye Solace
    Göz Solüsyonu

    Kontakt lens kullanan, sürekli bilgisayar başında çalışan, saman nezlesi / polen alerjisi şikayetleri sık görülen, ağlama, uykusuzluk, dumanlı hava, aşırı güneş ışığı, migren gibi nedenlerle gözlerinde hassasiyet oluşan kişiler için idealdir. Göz kızarıklıkları ve gözaltı şişkinliklerini azaltmak için yardımcı olur. Yorgun, gerilmiş ve tahriş olmuş gözleri hızlı bir şekilde canlandırır. Gevşemiş göz kapakları ve göz çevresindeki gevşemiş cildi güçlendirmek için destektir. Gözotunun antimikrobiyal etkisi gözü dış etkenlerden korurken, rezene, papatya ve çay rahatlatıcı etki gösterir.

    Dr. Hauschka Facial Toner
    Yüz Toniği

    Normal, kuru ve hassas ciltler ve yenilenmeye ihtiyaç duyan ciltler için kullanıma uygundur. Cilt fonksiyonları üzerinde genel bir destekleyici ve uyarıcı etkiye sahip olduğundan yağsız temel gece bakımı olarak yeterlidir. Sadece canlandırıcı etki değil aynı zamanda nem kazanımına da destek olur.
    Çoban gülü cildin nemini korurken aynı zamanda cildi yenilemeye de yardımcı olur. Erkeklerde tıraştan sonra kullanımı önerilir böylece cilt güçlenir, canlanır.

    Dr.Hauschka Lip Balm
    Dudak Balsamı

    Zor ilkim şartlarında, yoğun kış koşullarında dudaklar için yoğun koruma Lip Balm ile sağlanır. Kuru ve çatlamış dudakları yeniler ve bakım yapar.Kuruluktan kaynaklanan dudak çevresindeki ince çizgilerin ve kırışıklıkların oluşmasını engellemek için dudak çevresine maske olarak da kullanılabilir. İçeriğindeki bal mumu çevresel koşullara karşı kalkan görevi yapar. İpek tozu çatlamış dudaklara ipeksi bir görünüş kazandırır.

    Dr.Hauschka Lip Care Stick
    Dudak Bakımı İçin Stik

    Shea yağı, balmumu, kuşburnu, kayısı çekirdeği yağı ve havuç içeren Dr.Hauschka Lip Care Stick, içeriğindeki altı farklı bakım mumu ile zengin bir dudak bakım ürünüdür. Dudakları yoğun bir şekilde nemlendirir ve bitki mumları sayesinde güneşten korumaya yardımcı olur. Stresli çevresel koşullara karşı koruma sağlar. Dudakların kurumasını ve çatlamasını önler. İçeriğindeki havuç ise dudakların solgun görünümünü giderir.

    Dr.Hauschka Pure Care Cover Stick 01/02
    Kapatıcı Stik

    Çay çiçeği, çay ağacı, aynisefa çiçeği, çoban gülü gibi özenle seçilmiş organik bitkilerden oluşan Pure Care Cover Stick 01, farklı renk tonuyla, cilt pürüzlerini gizlemeye yardımcı, kapatıcı ve renklendirici bir üründür. İçeriğindeki anti-inflamatuar bitkiler sayesinde aknelerin yayılmasını engellemeye yardımcı olur. Göz çevresindeki hassas cilt için uygun, cildin nem dengesini bozmayan bir kapatıcıdır. Ürünün daha koyu tonu Pure Care Cover Stick 02’dir.

    Dr.Hauschka Quince Day Cream
    Ayva İçerikli Gündüz Kremi

    Koruyucu ve nemlendirici gündüz kremidir.Ayvadaki doğal mumsu yapı cildi dış etkenlere karşı korur. Çevresel koşullardan çabuk etkilenen ciltlere öncelikle tavsiye edilir. Özellikle kış aylarında tek başına veya diğer nemlendirici kremlere ek olarak kullanılabilir. Yağlı tabaka bırakmaz.

    Dr.Hauschka Rejuvenating Mask
    Yenileyici Maske

    Cildin yenilenme sürecini destekleyen Dr.Hauschka Rejuvenating Mask cildin hızlı ve görülür biçimde yenilenmesini ve sıkılaşmasına yardımcı olur. Aynı zamanda gözeneklerin elastikiyetini yeniden kazanmasına destek olur. İçeriğindeki ayva, hodan, papatya ile nem dengesini sağlar. Propolis de içeren bu özel formul hasar görmüş ciltleri onarmaya yardımcı olur. Tüm cilt tipleri için uygundur. Kılcal damarları çatlamış ciltlerde yatıştırıcı olarak kullanılabilir.

    Dr.Hauschka Rhythmic Conditioner Sensitive
    Ritmik Hassas Bakım Ampulleri

    Dr.Hauschka Rhythmic Conditione Sensitive özellikle hassas ciltler için geliştirilmiş, kılcal damarları yüzeye yakın, damar çatlakları oluşmuş, çabuk kızaran ciltler için idealdir. Kızarıklıkların gözle görülür bir biçimde azalmasına ve damarların güçlenerek cildin daha yumuşak ve esnek bir forma kavuşmasına destek olur. Dr.Hauschka Rhythmic Conditioner Sensitive güneş yanıklarında cildi serinletip yanma hissini azaltmak için ve zarar görmüş cildi onarmak için de güvenle kullanılabilir.Tüm cilt tiplerinde 28 günlük bir kür halinde kullanılarak cildin doğal aktivitesini uyaran Dr.Hauschka Rhythmic Conditioner Sensitive içeriğindeki meşe kabuğu özütü ve inci tozu ile cildimizin doğal kalkan özelliğini arttırır.

    Dr.Hauschka Rhythmic Night Conditioner
    Ritmik Gece Bakım Ampuller

    Gül, ayçiçeği, beyaz zambak, aloe, hatmi, çoban gülü, güvercin ağacı içeren yoğun bakım ampulleri gümüş, bal ve arı sütü ile zenginleştirilmiştir. Kuru, normal ve yağlı ciltler için uygun olan bu yoğun bakım ürünü cildin sağlıklı bir şekilde yenilenmesini teşvik eder. Mevsim geçişlerinde ve özellikle stresli dönemlerin ardından cildi canlandırmak ve sıkılaştırmak için kullanılır. Bu su bazlı özel bakım ampulleri doğadan gelen güçle cildin kendi işleyişini ve özel ritmini destekler. Dr.Hauschka Rhythmic Night Conditioner’ı cildimizin yenilenme döngüsüyle uyumlu olarak senede birkaç kez 28 günlük kürler halinde kullanılması önerilir.

    Dr.Hauschka Rose Day Cream
    Gül İçerikli Gündüz Kremi

    İçeriğindeki çeşitli güllerden oluşan gül özütü, hatmi, kuşburnu, sarı kantaron, balmumu, shea yağı ve gül mumundan oluşan Rose Day Cream cildin kendini yenilemesini sağlayan, pul pul dökülme ve ölü hücreleri azaltmak için kullanılan gül içeriği yoğun bir nemlendiricidir. Cilde yumuşaklık ve kadifemsi bir his verir ve hızlı bir şekilde emilime sahiptir. Yağ ve nem dengesinin optimal düzenine kavuşmasına yardımcı olur. İçeriğindeki kuşburnu sayesinde kızarıklığa eğilimli hassas ciltlerin direncini arttırır. Kuru, yıpranmış, zarar görmüş cildin onarımına destek olur.

    Dr.Hauschka Regenerating Day Cream
    Yenileyici Gündüz Kremi

    İsoflavanlarca zengin kırmızı yonca, silikanın doğadaki en yaygın kaynaklarından biri olan atkuyruğu otu, bol miktarda vitamin içeren barbabos kirazı, kremsi yapı kazandıran kalanşo bitkisiyle harmanlanınca cildin kendini yenilemesini destekleyen Dr.Hauschka Regenerating Day Cream doğdu. Dr.Hauschka Regenerating Day Cream besleyici bitkisel yağlar da içerir. Bunlardan bazıları ahududu, shea ve avokadodur. Kırışıklık oluşumu artan, ilgi isteyen kuru, olgun, donuk veya hassas cilt tipleri için idealdir. Cildin kendini yenileme gücünü destekleyerek cildin gerginleşmesine yardımcı olur. Kuruluğun sebep olduğu kırışıklıkları ve ince çizgileri azaltır, kızarıklıkları yatıştırır. Zengin içerik ve kremdi kıvamlı olması sayesinde kolay emilir.

    Dr.Hauschka Regenerating Serum
    Yenileyici Serum

    Regenerating Serum olgun ciltlerde gün içinde gittikçe artan kuruluğun ve hassasiyetin geri gelmesini engelleyip gün boyu cildin ihtiyacı olan nemi sağlar. Böylece cildinizi daha taze ve daha sıkı hissedersiniz. Cilt fonksiyonlarını güçlendirir. Kızarıklıkları giderir, hassas cildi yatıştırır. Nem dengesini sağlayan ayva, isoflavonlarca zengin kırmızı yonca ve yonca balı etkili formulasyonu oluşturan bitkilerden yalnızca birkaçıdır.

    Dr.Hauschka Intensive Treatment 02
    Yoğun Bakım Toniği 02

    Özellikle akneli ciltler için geliştirilmiştir. 25 yaş üstü kişilerde aknenin oluşmasını engellemeye yardımcı olur. Cildi arındırır, yatıştırır ve dengeler. İçeriğindeki hindiba, yer fesleğeni, güvercin ağacı ve Bad Bentheim kaplıcasından getirilen doğal jeotermal su sayesinde enflamasyonu azaltmaya yardımcı olmak için hızla etki eder.

    Dr.Hauschka Intensive Treatment 04
    Yoğun Bakım Toniği 04

    Dr.Hauschka Intensive Treatment 04 canlandırıcı özellikte değerli taşlardan olan kehribar ve mavi turmalin, yenileyici özelliğiyle altın, nem dengesini sağlayan bitkilerden hatmi, ak zambak, güçlendirici gingko ve zeytin yaprakları, sandal ağacı suyu, arı sütü ve BadBentheim kaplıcalarından doğal kaynak suyu içerir. 40 yaş üzeri olgun ciltlerin ihtiyaçlarına göre tasarlanmış olan Dr.Hauschka Intensive Treatment 04 dengesini yitiren cildi normalleştirmek için uyarıcı sinyaller gönderir. Pürüzsüzleştirir, canlandırır, nemlendirir. Kuruluğun neden olduğu çizgileri önler. Cildin yapılandırıcı, yenileyici gücünün yeniden ortaya çıkması için destek olur.

    Dr.Hauschka Intensive Treatment 05
    Yoğun Bakım Toniği 05

    Yağ içermeyen Dr.Hauschka Intensive Treatment 05, menopoz döneminde lekelere ve pigmentasyona maruz kalması muhtemel cildimizin ihtiyaçlarına yönelik olarak geliştirilmiştir. Intensive Treatment 05 cildin kendini yenilemesine yardımcı olurken, aynı zamanda güçlenmesini de destekler. Intensive Treatment 05’in içeriği doğanın çeşitli hazinelerini bir araya getirmektedir. İçeriğindeki argentit, kırmızı yakut, gibi değerli mineraller, hayıt, karayılan otu, gül gibi özenle seçilmiş bitkilerle hormonal değişimden kaynaklanan ciltteki kahverengi lekeleri ve sıcak basmalarından kaynaklanan kızarıklığı engellemeye yardımcıdır.

    Dr.Hauschka Normalizing Day Oil
    Normalleştirici Gündüz Yağı

    Bitkisel yağların eşsiz bir kombinasyonu olan Dr.Hauschka Normalizing Day Oil cildinizin yağ üretimini dengelemeye ve aşırı sebum üretimini normalleştirmeye destek olur. Geniş gözenekli, yağlı ve lekeli ciltlerin düzenlenmesi için kullanılan gündüz bakım ürünüdür. Cildi yatıştırır ve yumuşak hale getirir. Hızlı bir şekilde emilir ve ciltte yağ kalıntısı bırakmaz. Yağlı ve lekeli ciltlerin benzerlik yasasını temel alarak onarımına yardımcı olur. Benzerlik yasasına göre, dışarıdan cilde yağ verildikçe yağ bezleri kendi yağ üretimlerini azaltır.

    Dr.Hauschka Moisturizing Day Cream
    Nemlendirici Gündüz Kremi

    Kuru, nemi azalmış, solgun ciltler için kullanılan Moisturizing Day Cream, cildin nem ve yağ üretimini aktive eder. Likit ve hızlı emilen yapısıyla kullanımı kolaydır. Cildin yağ-nem dengesinin düzenlenmesinde ve cildi canlandırma da etkindir. Karma ciltler için Normalizing Day Oil ile karıştırılarak kullanılması önerilir.

    Dr.Hauschka Cleansing Clay Mask
    Temizleyici Kil Maskesi

    Lösten (tıbbi kil), latin çiçeği ve güvercin ağacının kombinasyonu ile Dr.Hauschka Cleansing Clay Mask derin temizleme için geliştirilmiş bir maskedir. Yağlı, akne oluşumuna meyilli, problemli cilt tipleri için idealdir. Ölü hücreleri ve atık maddeleri aktif şekilde emerek cildin üzerindeki yükü hafifletir. Derin temizlemeyle cilt, derin bir nefes alır. Cilt pürüzsüzleşir. Yatıştırıcı ve yenileyici özelliği ile ciltte oluşan kızarıklık, akne oluşumu ve tahrişlerle mücadele edilmesine yardımcı olur.

    Dr.Hauschka Regenerating Eye Cream
    Yenileyici Gündüz

    Olgun ciltler için geliştirilmiş, yüksek kaliteli, doğal bir içeriğe sahip bu göz bakım kremi, doğal fonksiyonları uyararak, cildin kendini yenileme sürecini destekler. İçeriğinde bulunan dokuz etkin bitki ile göz bölgesi için gerekli yoğun bakım ve koruma sağlanır. Hodan tohumundan elde edilen değerli yağ, nemlendirici ayva tohumu özütü ve arıtıcı özellikli huş ağacı yaprakları, cildin nem düzeyini dengeleyerek, göz çevresindeki kuru bölgeler üzerinde etki gösterir. Silis içeren at kuyruğu otu bağdokuları güçlendirip sıkılaştırırken, A ve E vitaminleri açısından zengin barbados kirazı özütü ve yabani iğde yağı içerdiği antioksidanlarla koruma sağlar.

    Dr.Hauschka Regenerating Neck&Decollete Cream
    Yenileyici Boyun ve Dekolte Kremi

    Dr.Hauschka Regenerating Neck and Décolleté Cream olgun ciltlerde boyun ve dekolte bölgesinin ihtiyaçlarına yönelik olarak geliştirilmiştir. En kaliteli doğal bileşenlerden elde edilen bu yoğun bakım kremi, cildin doğal fonksiyonları üzerinde uyarıcı etki göstererek, cildin kendini yenileme sürecini destekler. Ürün içeriğinde bulunan silis yönünden zengin atkuyruğu otu, bağdokuların sıkılaşıp güçlenmesine yardımcı olur. Nem-dengeleyici özellikli hatmi özütü, huş ağacı yaprakları ve izoflavon açısından zengin bir bitki olan kızıl yonca, cildin nem kazanarak güçlenmesine destek olan harikulade bir birleşim oluşturur. Avustralya fındığı ve argan da dahil olmak üzere sekiz ayrı bitkiden elde edilen yağlarla içerik açısından zengin ve besleyici bir bakım kremidir.

    Daily Face Care Kit
    Günlük Yüz Bakım Kiti

    Cleansingn cream, Cleansing milk, Facial toner, Roseday cream, Quinceday cream ve Moisturizing day cream ürünlerinin deneme boylarını içeren bu kit, ürünleri denemek için veya seyahat kiti olarak tercih edilebilir.

    BODY CARE SERİSİ ÜRÜNLER

    • Vücut nemlendiricileri
    • Vücut yağları
    • Deodorant
    • Ayak bakım ürünleri
    • El kremi
    • Tırnak bakım ürünleri

    Dr.Hauschka Lemon Body Moisturizer
    Limon İçerikli Vücut Nemlendiricisi

    Limon özütü, adaçayı, güvem meyveleri ve zeytinyağı ile jojoba yağının mükemmel birleşimi olan Dr.Hauschka Lemon Body Moisturizer, kolay ve hızlı emilen yapısıyla cildinizde yağlı tabaka bırakmayan bir vücut kremidir. Cilde yumuşaklık ve pürüzsüzlük hissi verir. Nemlendirmenin yanı sıra sıkılaştırıcı bir etkiye sahiptir. Bağ dokunun esnekliğini arttırarak selülit görünümünü azaltmaya yardımcı olur. Tazeleyici etkisi ve yaz esintili limon kokusu, cildinizde gün boyu ferahlık hissi uyandırır.

    Dr.Hauschka Birch Arnica Body Oil
    Birch Arnica Vücut Yağı

    Dr.Hauschka Arnica Body Oil, egzersizden önce ve egzersizden sonra cilt metabolizmasını aktive edecek bitkilerden oluşan bir vücut yağıdır. Dolaşımı uyarmaya, gergin kasları ve çok çalışan eklemleri rahatlatmaya yardımcı olur. Cildi besleyip canlandırmak için de tercih edilebilecek Birch Arnica Body Oil içeriğindeki arnika bitkisi, ısırgan otu, huş yaprakları sayesinde yatıştırıcı ve gerginliği azaltıcı bir masaj yağı olarak da tercih edilebilir.

    Dr.Hauschka Blackthorn Body Oil
    Blackthorn Vücut Yağı

    Cildin ritimlerini takip eden ve doğal işleyişini destekleyen Dr.Hauschka Blackthorn Body Oil, ciltte elastikiyet kaybını önlemeye yardımcı olur. Hamilelik döneminde çatlak oluşumunu engellemeye destek olmak için önerilen Blackthorn Body Oil masaj ile birlikte uygulandığında sıkılaşma sağlamaya da yardımcı olur. Sarı kantaron ve jojoba yağlarının yatıştırıcı etkisiyle desteklenmiş güvem tomurcukları masajda vücudu rahatlatmak için de önerilir.

    Dr.Hauschka Fitness Foot Balm
    Fitness Ayak Balzamı

    Sarı kantaron otu içeren Fitness Foot Balmat kestanesi ve güvem içeriğiyle sürekli ayakta kalanlara özellikle önerilen bir nemlendiricidir. Sarı kantaron otunu ve at kestanesi ile dolaşımı destekleyerek ayaklara hafif bir sıcaklık veren Dr.Hauschka Fitness Foot Balm kış aylarının ayak bakım ürünüdür. Kremsi yapısı bu ürünü masaj için de uygun kılmaktadır.

    Dr.Hauschka Hand Cream
    El Kremi

    Dr.Hauschka Hand Cream, Hatmi, jojoba, badem, balmumu ve kalanşo ile nemlendirir ve besler. Cilt üzerinde ince bir koruma kalkanı oluşturur. Pürüzlü, nasırlı cildi yumuşatır. Ellerinizin yanı sıra dirseklere günlük bakım yapmak için de önerilir.

    Dr.Hauschka Neem Nail Oil / Neem Nail OilStick
    Tespih Ağacı İçerikli Tırnak Bakım Yağı

    El ve ayak tırnaklarını ve tırnak yataklarını beslemeye ve güçlendirmeye yönelik üretilen Dr.Hauschka Neem Nail Oil; tespih ağacı, çoban gülü ve sarı papatyadan oluşan bitkisel yağ karışımıdır. Yenilenme sağlayarak, tırnakların esnekliğinin korunmasına yardımcı olan özel içeriğe sahiptir. Tırnakları pürüzsüzleştirir ve dış etmenlere karşı korur. Şeytan tırnaklarının sertleşmesini önler, yumuşatır. Anti-enflamatuar özellikli bitkilerle özellikle manikür ve pedikür sonrasında tırnak çevresinde iltihaplanma olmasını engellemeye yardımcı olur. Tırnakların daha sağlıklı bir görünüme sahip olması için önerilen Neem Nail Oil, stick formu ile de kullanım kolaylığı sağlar.

    Dr.Hauschka Rosemary FootBalm
    Biberiye İçerikli Ayak Balzamı

    Rosemary Foot Balm içeriğindeki ipek lifleri sayesinde ayaklarda oluşan nemi emerek oluşan ıslaklık hissini ortadan kaldırır. Bakteri ve mantar enfeksiyonlarını önlemeye yardımcı olur. İpek ve adaçayı birleşimi ter üretimini düzenlemeye yardımcı olur ve olası kokuları hapseder.

    Dr.Hauschka Rosemary Leg&Arm Toner
    Biberiye İçerikli Bacak ve Kol Toniği

    Dr.Hauschka Rosemary Leg&Arm Toner içeriğindeki hodan ve biberiye bitkileriyle damarları güçlendirmeye yardımcı olur. Dolaşımı destekleyen formulasyonu ile bacaklarda ve kollardaki yorgunluğun azalmasını destekler. Sürekli ayakta veya sürekli oturarak çalışanlarda sık görülen ayak ve bacaklarda oluşan şişliği azaltmaya yardımcı olur. Hafifçe masaj yaparak ve düzenli uygulandığında, dolaşım bozukluğundan kaynaklanan rahatsızlıkların tedavisine destek olur.

    Dr.Hauschka Deodorant Fresh
    Tazeleyici Deodorant

    Döner başlıklı aplikatörlere sahip Dr.Hauschka Deodorant Fresh, kremsi yapısıyla besleyici bir deodorant losyondur. Normal ter üretimini bastırmadan içeriğindeki çinko risinoleat sayesinde kokuyu hapsetme özelliğine sahip, alüminyum klorit ve türevlerini içermeyen bir formulasyondur. İçeriğinde adaçayı, güvercin ağacı, doğal yağ özleri sayesinde fresh bir koku sağlar. Hassas cilt tipleri içinde idealdir, gözenekleri daraltmaz ve epilasyon sonrası için kullanımı uygundur. Cildin pH’sını ayarlama özelliğinin yanı sıra içeriğindeki bitkisel özler sayesinde cilt florasını desteklemektedir.

    Dr.Hauschka Body Silk
    Vücut Pudrası

    Dr.Hauschka Body Silk, meşe kabuğu ekstresi, yılanotu, adaçayı gibi bitkilerle zenginleştirilmiş ipek tozu ve pirinç nişastasından oluşan çok yönlü bir pudradır. Tüm vücuda uygulanabilir. Saçlardaki fazla yağı dengelemek için, yüz, vücut ve ayakları kuru tutmak için destekleyici bir üründür. Sağlıklı cilt florasını desteklemek için güvenle kullanılabilir. Ayak bakımı için önerilir. Antibakteriyel ve antifungal özellikli bitkilerle ayak sağlığınızı korumaya yardımcı olur. Aşırı duyarlı kişiler için deodorant olarak kullanılabilir. İçeriğindeki adaçayı ile ferah bir koku verir.

    Children Sensitive Orange Tooth Gel
    Çocuklar için Portakallı Diş Macunu

    Süt dişleri olan çocuklar için geliştirilmiştir. Ferahlatıcı meyve aroması ile çocuklar zevkle dişlerini fırçalayabilirler. RDA (Bağıl dentinabrasivity) değeri düşüktür. RDA değerinin düşük olması dişlerin ne kadar aşındırmadan temizlendiğinin göstergesidir. Florür ve yüzey aktif madde içermez.

    Fortifying Mint Toothpaste
    Diş Eti İçin Güçlendirici Nane Aromalı Diş Macunu

    İçerdiği atkestanesi sayesinde güçlendirici özelliğe sahiptir. Karanfil, tesbih ağacı ve diğer bitkilerin antiinflamatuar etkinliklerinin yanı sıra güzel aromaları ile nefes tazelerler. Diş eti iltihabına ve diş eti kanamasına eğilimli olanlara önerilir. Florür ve yüzey aktif madde içermez

    Sensitive Saltwater Toothpaste
    Hassas Dişler İçin Doğal Tuzlu Su İçeren Diş Macunu

    İçinde bulunan silika ve kalsiyum karbonat ile diş yüzeyini çizmeden nazikçe temizler. Soğuk ve sıcaktan çabuk etkilenen hassas dişler ve duyarlı diş köklerine sahip olanlara önerilen bu diş macunu RDA değerinin düşük olması sayesinde dişleri aşındırmadan temizler. Florür ve yüzey aktif madde içermez.

  • Hamilelikte cinselliğe bakış değişiyor

    Araştırmalara göre hamileliğin ilk 12 haftasında kadınların cinsel isteklerinde azalma oluyor. Bu durumla beraber hamilelik ve sonrasındaki süreç eşlerin hayatlarını her yönden olduğu gibi cinsel yönden de etkiliyor.

    VKV Amerikan Hastanesi Psikoloji Bölümü’nden Psikolog Aslı Akkan, hamilelik boyunca yaşanan cinsel sorunların kolayca aşılabilmesi için çiftlerin birbilerine anlayış, şefkat, ilgi ve sevgiyle yaklaşması gerektiğini söylüyor.

    42-16877172Evlilik kurumunun ve çiftler arasındaki ilişkinin sağlığının test edildiği önemli noktalardan biri de çocuk sahibi olunmaya karar verilmesi, hamilelik ve hamilelik sonrası sürecin eşler üstündeki etkisidir. Hamilelik ve hamilelik sonrası süreç eşlerin duygusal süreçlerini etkilediği kadar, cinsel hayatlarını da etkilemektedir. Her ne kadar bu süreç cinsel hayatı eskisinden farklı kılacaksa da bu farklılığın bireylerin ilişkilerini etkilemesine ve zorlamasına en az düzeyde izin verilmesini sağlaması önemlidir.

    Hamilelik süresince jinekoloğu tarafından medikal, fizyolojik herhangi bir sorun görülmeyen ve cinsel hayatı yaşamasına izin verilen kadının, yaşadığı hormonal ve fiziksel değişiklikler cinsel isteksizliğine sebep olduğu kadar kadının kendi inanç sistemi de bu durumu tetikler. Araştırmalara bakıldığında sağlıklı bir hamilelik yaşamakta olan kadınların ilk 12 haftada cinsel isteklerinde azalma olduğu görülmekteidir. Yaşadığı fiziksel yorgunluk, bulantı, kilo alımı, rahat bir pozisyon bulamama gibi sebepler bu durumu açıklayabilmekle beraber, kadının kendindeki değişime adapte olma sürecinde yaşadığı kaygılar, bebeğime zarar verir miyim endişesi, ve fiziğindeki değişime bağlı olarak eşinin onu eskisi gibi istemeyeceği inancı da çok büyük rol oynamaktadır. Benzer düşünceler erkeği de etkilemektedir ve onu da cinsellikten soğutmaktadır. Hamilelik boyunca cinsellikle ilgili yaşanılabilecek bu çeşit sorunları engellemenin en önemli yolu ise çiftlerin bir birleriyle mümkün olan en açık şekilde konuşmalarıdır. Kaygılarını ve isteklerini dile getirdikleri zaman sağlıklı cinselliklerini neyin etkilediğini bulacaklar ve sorun odaklı çözüme ulaşacaklardır.

    Hamilelik süresince çiftlerin cinsel hayatlarında yaşayabilecekleri sorunlar doğum sonrası da devam edebilir ve bu konunun önemi unutulmamalıdır. Doktorunun izin verdiği zaman itibariyle kadının cinsel ilişkiye girmesinin herhangi bir sakıncası yoktur ancak cinsel ilişkiyi etkileyebilecek psikolojik faktörler yine ortaya çıkabilir. Doğum ve bebek bakımının kadın için son derece yorucu olması nedeniyle doğum sonrası ilişki sıklığında azalma beklenen bir durumdur. Ancak doğum sonrası depresyon veya başka sağlık problemi olmadığı taktirde genellikle doğumdan 3 ay sonra hamilelik öncesi cinsel ilişki sıklığına dönülmesi beklendiktir. Bebeğin bakım ihtiyaçları azaldıkça, uykusu düzene girdikçe cinsel aktivite de normale dönmeye başlar.

    Doğum sonrası fiziksel yorgunluk dışında cinselliği etkileyebilecek durumlar :

    Ağrı Korkusu : Bir çok kadının doğum sonrası ilişkiye girmekten çekinme nedenin ağrılı ilişkiden korkmaları ve kaygıları arttıkça da girdikleri ilişki sırasında disparoni (ağrılı cinsel beraberlik) ve vajinismus (vajinal kasların kasılması sonucu cinsel beraberliğin olamaması) gibi sorunlar yaşayabildikleri araştırmalarda gözlemlenmiştir.

    Estetik Kaygılar : Vücudundaki değişim ve/veya aldığı kilolar yüzünden kendini beğenmeyen kadının cinsellik sırasında zihnini sürekli bedeniyle meşgul etmesi cinsel ilişkiden zevk almasını önleyebilir. Bununla bağlantılı olarak, eşini eskisi kadar bakımlı bulmayan erkek de cinsel yaşamdan uzaklaşabilir.

    Rol Değişimi : Çocukları olan kadar sadece birbirine odaklanan çiftler, doğumun ardından neredeyse tüm ilgiyi çocuğa yöneltmeye başlayabilir. Bir yandan yeni bir yaşama uyum sağlamaya çalışmanın gerginliği, bir yandan da birbirlerinden eskisi kadar ilgi görememenin yarattığı sıkıntı cinsel isteksizliğin oluşmasına yol açabilir.

    Bu sorunların en az seviyede yaşanması ve ilişkiyi en az ölçüde etklilemesini sağlamak için çiftlerin, özellikle erkeğin eşine şefkat, ilgi, sevgi ve anlayış ile yaklaşması, beğenisinin devam ettiğini belli etmesi, kadının ise bu geçiş döneminin özelliklerini bilerek eski haline döneceğini sorun olmadığını bilmesi gereklidir. Ayrıca çiftlerin haftada l yada 2 kez bebek yanlarında olmadığı zamanlarda bir arada olmaya özen göstermeleri gereklidir. Bu birbirleri için ayrılmış özel zamanlarda ev ya da bebek hakkında konuşmayıp, kendileri ve bir birleri hakkında konuşmaları, eskisi gibi ortak paylaşımlar yaşamaları tavsiye edilebilir. Bunların yanı sıra okşamak, dokunmak veya kucaklaşmak gibi cinsel duyguları tetikleyebilecek davranışlarda bulunmak cinsel hayatlarının canlanmasına yardımcı olacaktır. Tüm bunlara rağmen sıkıntılar yaşanıyorsa bir uzmandan yardım almak da faydalı sağlayacaktır.

    Kaynak : NTV-MSNBC