Etiket: kemik erimesi

  • En İyi 6 Kemik Güçlendirici Gıda

    En İyi 6 Kemik Güçlendirici Gıda

    Bu makalemizde sizlere kemik güçlendirici gıdalar, besinler ve içeceklerden bahsedeceğiz. Kemik yapıcı gıdalar listemiz ile daha sağlıklı kemiklere kavuşacaksınız ve osteoporozu önleyeceksiniz. Maalesef 40 yaşına gelindiğinde, vücut eski kemiği değiştirmeyi bıraktıkça bu önemli yapılar kütle kaybetmeye başlıyor. Bu kademeli kayıp, kendi gücünüz altında hareket etme yeteneğinizi etkileyebilir ve kemik erimelerinizi azaltmak için gereken besinleri depolamadığınız sürece, osteoporoz gibi zayıflatıcı bir durum geliştirme riskinizi artırır. Yediğimiz şeyler ve yıllar boyunca yaptığımız faaliyetler kemik sağlığı üzerinde bir etkiye sahiptir.

    Kemik Güçlendirici Gıdalar

    Kötü kemik sağlığı, raşitizm ve osteoporoz gibi durumlara neden olabilir ve yaşamın ilerleyen dönemlerinde düşme sonucu kemiğin kırılma riskini artırabilir.

    Sağlıklı ve dengeli bir diyet, erken yaşlardan itibaren sağlıklı kemikler oluşturmanıza ve bunları yaşamınız boyunca korumanıza yardımcı olacaktır. Sağlıklı kemikler oluşturmak ve korumak için yiyecekleri diyetinize dahil ettiğinizden emin olun. Konu diyet ve kemik sağlığı olduğunda çeşitliliğin önemli bir faktördür. Bu nedenle, her öğüne iyi bir yiyecek karışımı dahil ettiğinizden emin olun. Kemikleriniz size teşekkür edecek.

    Oku: Kemik Erimesine Ne İyi Gelir?

    Süt, Kemik Oluşturan Kalsiyum için Mükemmel Bir Kaynak Olabilir

    Kemik Güçlendirici Gıda
    Kemik Güçlendirici Gıda

    Süt, yoğurt ve peynir gibi süt ürünlerinin her zaman kemik sağlığıyla ilgili konuşmalarda gündeme gelmesinin bir nedeni var: Kemik gücüne ve yapısına katkıda bulunan ana besin olan kalsiyumdur.

    Tam veya yağsız süt ürünlerini seçip seçmemeniz kişisel tercihinize bağlı olacaktır. Kilo vermeye çalışıyorsa, daha az yağlı ürünler kullanabilir. Mükemmel kalsiyum kaynaklarıdır. Yağı çıkardığınızda, aynı zamanda yağda çözünen vitaminleri de çıkarırsınız. Güçlü kemikler oluşturmak için yağda çözünen vitaminler, takviye edilmiş gıdalar tercih edin.

    Kuruyemiş, Kemikleri Güçlendirmeye Yardımcı Olmak İçin Magnezyum ve Fosfor Sağlar

    Kemik Güçlendirici Gıdalar
    Kemik Güçlendirici Gıdalar

    Kuruyemişler bir miktar kalsiyum içerir, ancak aynı zamanda kemik sağlığı için gerekli olan iki besin daha sunar: magnezyum ve fosfor. Magnezyumun kemiklerdeki kalsiyumu emmenize ve tutmanıza yardımcı olur. Fosfor kemiklerin önemli bir bileşenidir.

    Oku: Kadın sağlığı için magnezyum almak için 5 neden

    Tohumlar, Kuruyemişlere Benzer Kemik Destekleyici Besin Profiline Sahiptir

    kemik güçlendiren gıdalar
    kemik güçlendiren gıdalar

    Chia tohumları, keten tohumu (öğütülmüş olarak yiyin), kabak çekirdeği ve susam tohumları, diyetinize eklemek için sadece birkaç harika tohum çeşididir. Susam kalsiyum, magnezyum ve fosfor mükemmel bir kaynaktır. Diyetinize daha fazla tohum eklemek için, en sevdiğiniz salataya susam tohumları serpmeyi veya bir sonraki pişirme projenize chia tohumlarını eklemeyi deneyin.

    Sebzeler Kemikleri Güçlendirmeye Yardımcı Olan Bir Bol Besin Sağlar

    Kemik Güçlendirici Yiyecekler
    Kemik Güçlendirici Yiyecekler

    Yeşilliklerinizi yemek için başka bir nedene ihtiyacınız varmış gibi ! Turpgillerden sebzeler olarak adlandırılan yapraklı yeşil sebzeler, K vitamini ve kalsiyum gibi kemik sağlığını destekleyen çeşitli besinler sağlar ve belirtildiği gibi, bu besinler kemik sağlığını güçlendirmede rol oynar. K vitamini, sağlıklı kemikler oluşturmaya yardımcı olmak için kalsiyum ile birlikte çalışır. K vitamini eksikliği osteoporoz ve kırıklarla ilişkilendirilmiştir.

    Turpgillerden sebzeler arasında ıspanak, lahana ve brokoli bulunur. Pişmiş lahana K vitamini açısından mükemmel bir kalsiyum kaynağıdır. Çorbalara, salatalara ve daha fazlasına atabileceğiniz bu çok yönlü yapraklı yeşil, aynı zamanda iyi bir kemik dostu A vitamini kaynağıdır. Lahana size göre değilse, brokoliyi tercih edin. Bu sebzeler kemik güçlendirici kalsiyum ve magnezyum sunuyor.

    Ispanak çok miktarda kalsiyum içeriyor gibi görünse de, aynı zamanda kalsiyum emilimini azaltan oksalik asit içerir ve bu nedenle iyi bir kalsiyum kaynağı değildir.

    Fasulye, Kemik Dostu Besinlerle Yüklü Bir Santral Bitkisi Gıdasıdır

    kemik yapıcı gıdalar
    kemik yapıcı gıdalar

    Bir çok fasulye türü vardır. Her türlü fasulye çeşidi magnezyum, kalsiyum ve fosfor gibi kemik yapıcı bir besin içten dozu vermektedir. Buna ek olarak fasulye tipik olarak lif ve protein bakımından yüksektir ve bu da bitki bazlı bir diyet uygulayanlar için özellikle yararlı olabilir. Geçmişte yapılan araştırmalara göre, bitki temelli bir beslenme planı olan vegan bir diyet, yeterince kalsiyum yerseniz kemik kırılması riskinin artmasıyla ilişkili değildir.

    Cinsiyetinize ve yaşam evrenize bağlı olarak yetişkinlerin günde 1.000 ila 1.300 miligram (mg) kalsiyum almasını önermektedir. Fasulye gibi bitki besinleri, bu kalsiyum hedefine ulaşmanıza ve ek besinler sağlamanıza yardımcı olabilir.

    Yağlı Balıklar Sağlıklı Kemikler İçin Besin Maddesi Olan D Vitamini Sağlar

    kemik güçlendirici takviyeler
    kemik güçlendirici takviyeler

    Tek başına diyetin size yeterli D vitamini sağlamamasına rağmen, somon, ton balığı ve alabalık gibi yağlı balıkların güneş ışığı vitamininin bir kısmını sağlamaktadır. D vitamini yağda çözünebilir ve kemik büyümesi ve yeniden yapılandırılmasında önemli bir rol oynar. Spesifik olarak, yetişkinler günde 20 mcg veya 800 IU D vitamini hedeflemelidir. Yağlı balıklar, D vitamini için en iyi besin kaynakları arasındadır.

    Oku: Kalsiyum Ve D Vitamini İçin En İyi Yiyecekler

    K vitamini iki şekilde bulunur: K1 vitamini (filikinon) ve K2 vitamini (menakinon). K2 vitamini, kardiyovasküler sistemi destekler. Ayrıca kemik metabolizmasında gerekli proteinler için bir koenzim görevi görür.

    Bu bulgular, K2 vitamini takviyelerinin menopoz sonrası kadınlarda kemik sağlığını destekler.
  • Osteoporoz Diyeti Nasıl Yapılır?

    Osteoporoz Diyeti Nasıl Yapılır?

    Osteoporoz diyeti aslında kemik erimesi için beslenme olarak da tanımlanabilir. 30’lu yaşlardan itibaren görülmeye başlanan bu rahatsızlık için osteoporoz diyeti nasıl yapılır yazısını oluşturduk. Kemik erimesi diyeti tüm ayrıntılarıyla yazımızda.

    Osteoporoz Diyeti Nasıl Yapılır?

    Osteoporoz, vücudumuzdaki kemiklerin sertliklerinin azalıp, kalitelerinin bozulması sonucunda daha zayıf ve kırılabilir hale gelmeleri ile ortaya çıkan ve tüm iskeletimizi etkileyen ve 30’lu yaşlardan itibaren özellikle kadınlarda menapoz döneminden sonra artan kemik erimesi hastalığıdır. Vücudun yükünü taşıyan sırt ve bel kemikleri zamanla aşınabilir ve hasar görmeye daha yatkın olabilir.

    Osteoporoz Diyeti Nasıl Yapılır?
    Osteoporoz Diyeti Nasıl Yapılır?

    Osteoporoz hastası olan kişilerde vücutta çatlak, kırık ve kaburgada eğrileşme görülebilir.

    Osteoporoz hastaları beslenme tüketimlerinde D vitamini ve kalsiyum gibi kemik sağlığı açısından önemli gıdaları eksik etmemelidirler.

    Bu rahatsızlıkla başa çıkabilmeniz için tüketmeniz gereken belirli bir beslenme programı ve düzenli olarak yapılan egzersizler oldukça işinize yarayacaktır.

    Osteoporoz hastaları için hazırlanmış alternatif bir diyeti sizle paylaşmak istiyoruz. Bu diyeti doktorunuzla konuştuktan sonra uygulayabilirsiniz.

    Osteoporoz Diyeti Nasıl Yapılır?
    Osteoporoz Diyeti Nasıl Yapılır?

    Sabah uyandığınızda

    1 su bardağı ılık su, 1 çorba kaşığı bal

    Kahvaltı

    Haşlanmış yumurta ve kızarmış ekmek ( seçenek1)

    Kalsiyum katkılı protein tozu ve süt (seçenek2)

    Öğle yemeği

    Ispanak, incir ve peynir salatası

    Fırında balık ve  yeşillik salatası

    Öğle yemeğinden sonra

    1 kase yoğurt (ev yapımı olması daha sağlıklı olacaktır. Dışarıdan hazır olarak aldığımız bir çok yoğurtta süt tozu yada koruyucu madde kullanılır.)

    Ara öğün

    4 badem ve portakal suyu

    Akşam yemeği

    Brokoli Çorbası

    Izgara sardalye ve ya sebzeli sardalya

    Pancar, havuç, bezelye ve süzme peynir ile oluşturulmuş salata

    2 dilim tam buğday ekmeği yada tahıllı ekmek

    Yatmadan önce

    1 bardak sıcak süt

     

  • Her 3 saniyede bir kemik kırılıyor

    Her 3 saniyede bir kemik kırılıyor

    Osteoporoz, yani kemik erimesi, kemiklerin sertliklerinin azalıp, kalitelerinin bozulması sonucunda daha zayıf ve kırılabilir hale gelmeleriyle ortaya çıkan ve tüm iskeleti etkileyen sistemik bir hastalık.

    Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesinden Endokrinoloji ve Metabolizma Uzmanı Prof. Dr. Dilek Yavuz, 45 yaş üzeri kadınlarda, osteoporoz (kemik erimesi) nedeniyle kırılmalardan hastanede yatarak geçen gün sayısının diyabet, kalp krizi ve meme kanseri de dahil olmak üzere diğer birçok hastalıktan daha fazla olduğunu bildirdi.

    KEMİKLER 30 YAŞINDAN SONRA YIKIM SÜRECİNE GİRİYOR

    Osteoporozla mücadele eden kişilerin günlük faaliyetler sırasında hafif bir çarpma veya kendi yüksekliğinden düşme durumunda dahi kırık sorunu yaşayabileceğini dile getiren Yavuz, pek çok insanda kemik yapımının yaklaşık 30 yaşında ulaşabileceği maksimum seviyeye geldiğini ancak bundan sonra yapım-yıkım dengesinin yıkım lehine değişmeye başladığını söyledi.

    SESSİZ HASTALIK: OSTEOPOROZ

    Prof. Dr. Dilek Yavuz, kemik erimesinin, kırık oluşana kadar belirti veya bulgu göstermediğini, bu nedenle de “sessiz hastalık” olarak adlandırıldığını vurgulayarak, şunları kaydetti:

    “Osteoporoz nedeniyle kırılmalar çoğunlukla, bilek, üst kol, kalça ve omurgada olur. Üç santimetreden fazla boy kısalmasıkemik erimesine bağlı omurga kırıklarının göstergesidir. Bel ağrısı omurga kırığına bağlı olabilir. Dünya üzerinde her 3 saniyede bir kemik erimesine bağlı kırık oluştuğu tahmin ediliyor. 50 yaşından sonra her 3 kadından ve her 5 erkekten birinde, hayatlarının geri kalanında osteoporoz nedeniyle kırık oluşuyor. 45 yaş üzeri kadınlarda, osteoporoz nedeniyle kırılmalardan hastanede yatarak geçen gün sayısı diyabet, kalp krizi ve meme kanseri de dahil olmak üzere, diğer birçok hastalıktan daha çoktur. 50 yaş üzerinde bir kadında kemik erimesine bağlı kalça kırığı gelişme riski, meme, yumurtalık ve rahim kanserlerinin toplamına yakalanma riskinden fazladır.”

    MENOPOZ DÖNEMİNDE RİSK ARTIYOR

    Prof. Dr. Dilek Yavuz, menopoz sonrası dönemdeki kadınlarda, bu dönemden sonra oluşan hızlı kemik kaybı nedeniyle hastalığın gelişmesiyle kırık yaşama riskinin yüksek olduğunu aktararak, şöyle devam etti:

    “Kemik kütlesi 20’lerin ortalarında en yüksek değerlerine ulaşır. Östrojen kemik üretimini ve döngüsünü düzenlemede ömür boyu hayati rol oynar. Her gün iskeletlerimiz oluşum ve yıkılma geçirir. Ancak adet kesildiğinde, kadınlar östrojensiz kaldığında kemik yıkılması, kemik oluşumunu geçer. Östrojen eksikliğine ek olarak, bağırsakta kalsiyum absorpsiyonu azalması, idrarda kalsiyum kayıpları artışı ve kemik koruyucu hormon kaybı da kemik sağlığı üzerinde olumsuz etki eder. Menopozla tetiklenen kemik kaybı, yumurtalıkları cerrahi olarak çıkarılan kadınlarda veya aromataz inhibitör tedavisi alan kanser hastalarında en şiddetlidir.”

    OSTEOPOROZ ERKEKLERDE DE GÖRÜLÜYOR 

    Osteoporozun daha çok kadınları ilgilendiren bir sorun olarak algılandığını ancak erkeklerde de bu nedenle oluşan kırıkların ileri yaşlarda sıklıkla görülebildiğini dile getiren Yavuz, “Bu yanlış algı, erkeklerde bu konuda korunma, taranma ve tedavi açısından eksiklik oluşturmaktadır. dedi.

    Yavuz, tüm dünyadaki kalça kırıklarının üçte birinin erkeklerde görüldüğünü ve erkeklerde kalça kırığı sonrası ölümün, kadınlara göre 2 kat fazla olduğunu ifade ederek, bu nedenle hem sağlık ekibinin hem de toplumun, bu yanlış algıyı düzeltmek üzere bilinçlendirilmesi gerektiğini dile getirdi.

    Kalsiyumun gıda kaynaklarından alınmasını daha çok tercih ettiklerini ancak diyet yoluyla yeterli alamayanlar için yapılacak takviyelerin genel sağlık ve kırık riskini azaltmada faydalı olabileceğini anlatan Yavuz, ancak kalsiyum desteklerinin günde 500-600 miligram ile sınırlı olması gerektiğine işaret etti.

    kemik_erimesi

    GÜNDE 3 PORSİYON SÜT VE SÜT ÜRÜNÜ TÜKETİLMELİ

    Prof. Dr. Dilek Yavuz, günde 3 porsiyon süt veya süt ürünü tüketilmesinin günlük kalsiyum ihtiyacını karşılayacağını vurgulayarak, şöyle devam etti:

    “Çoğunlukla ek kalsiyum tableti almaya gerek kalmayabilir. Güneşe maruz kalındığında deride üretilen D vitamini kemik ve kas gelişiminde önemli rol oynar. Vücudun kalsiyumu emmesini destekler, paratiroid hormon seviyelerini düzenler, kemiklerin doğru şekilde yenilenmesini ve mineralizasyonunu sağlar, kas kuvveti ve dengesini iyileştirir, böylece de risk azalır. Ayrıca düşmeler, özellikle düşük kemik yoğunluğu olan kadınlarda, sıklıkla kırık nedenidir. Görme ve kas gücüyle, denge zayıfsa ya da dengeyi etkileyen ilaçlar kullanılıyorsa özel tedbirler alınmalı. Evde düşmeye neden olacak şeyler olmamasına özen gösterilmeli ve risk azaltılmalıdır.”

    SİGARA, KEMİKLERİ DE OLUMSUZ ETKİLİYOR

    Yavuz, sigara içenlerin ve daha önce tütün ürünü kullananların içmeyenlere kıyasla daha yüksek kırık riski taşıdığına dikkati çekerek, yüksek riskli hastalarda, riski etkili şekilde azaltmada ilaç tedavilerine ihtiyaç duyulduğunu ve çeşitli tedavi seçeneklerinin bulunduğunu kaydetti.

     

    Kaynak: ntv.com.tr

  • Menopoz diyeti yaparken dikkat..!

    Menopoz diyeti yaparken dikkat..!

    Menopoz diyeti yaparken Menopozda Şok diyetlere dikkat edilmesi gerekiyor…! Menopoz döneminde yanlış beslenme düzeni, uygulanan vitamin ve minerallerden fakir şok diyetler kemikte erimelere, ileri evrede ise kemiklerde kırıklara, ağrı ve sakatlıklara yol açabiliyor. Uzmanlar bu nedenle bu dönemde özellikle D vitamininden zengin besinlerin tercih edilmesi gerektiğini vurguluyor.

    Kemik erimesi (osteoporoz) kemik kalitesinin bozulması ve kemik kütlesinin azalması ile karakterize, dünyada 3 kadından birini ve 5 erkekten birini etkileyebilen bir hastalıktır. Kadınlarda özellikle menopoz sonrası, östrojen hormonunun da azalmasına bağlı olarak kemik erimesi riski daha da artar. Özellikle menopoz döneminde yanlış beslenme düzeni ve uygulanan vitamin ve minerallerden fakir şok diyetler, kemikte erimelere ileri evrede kemiklerde kırıklara (özellikle kalça, omurga, el ve ayak bilek) ve buna bağlı ağrı ve sakatlıklara yol açabilir.

    Omurga kemiklerinde gelişebilecek çökme kırıkları sırtta kamburlaşmaya ve boyda kısalmaya neden olabilir. Özellikle menopoz döneminde kalsiyum, fosfor ve C vitamini açısından zengin bir beslenme düzeninin kemik sağlığı açısında önemli olduğuna vurgu yapan Medical Park Bahçelievler Hastanesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Aslı Özmaden Hantal, kemik erimesine karşı alınabilecek önlemleri şöyle sıraladı:

    Kemik erimesi engellenebilen bir hastalıktır. Kemiklerimizin ihtiyacı olan kalsiyum, D vitamini, fosfor ve C vitamininin yeterli düzeyde alınması ve egzersiz ile kemiklerimizin minerilizasyonun desteklenmesi bunun için yeterlidir.

    Vücuttaki kalsiyumun yüzde 99’u kemiktedir ve kemikteki kalsiyumun erimemesi için her gün yeterli miktarda kalsiyumun alınması gerekmektedir. Kalsiyumun en yoğun olduğu gıdalar süt ve süt ürünleridir. Bunun dışında ıspanak, roka ve dut pekmezi yine kalsiyumdan zengin gıdalardır. Günlük kalsiyum ihtiyacı 9-18 yaş 1300 mg, 19-50 yaş 1000 mg, 50 yaş üstü 1200 mg’dır.

    D Vitamininden zengin beslenin

    D vitamini, ‘yağlı tohumlar’ dediğimiz badem, ceviz, sıvı yağlar ve bitkisel yağlarda bulunur. Bunun yanında yağlı balıklar da D vitamininden zengindir. Günlük ihtiyacımızı karşılamaya gıdalar maalesef yeterli gelmemektedir ve bu nedenle güneşten de istifade edilmesi gerekmektedir. Günlük ortalama D vitamini ihtiyacı 400-800 İÜ’dür.

    Fosfor et, balık, yumurta, süt ve süt ürünleri gibi proteinden zengin gıdalarda bulunmaktadır. Günlük ihtiyaç 1 yaşına kadar 250 mg, 1-10 yaş 800 mg, kemik yapımının en hızlı olduğu 11-24 yaş arası 1200 mg, 24 yaş sonrası 800 mg’dır.

    Şok diyetler kasları eritir

    ‘Şok diyet’ dediğimiz diyetler vücutta çok hızlı bir şekilde sıvı ve kas kaybına yol açmaktadır. Kaslarımız kemiklerimizin en önemli mekanik desteği olup kemiklerimizin minerilizasyonunda görev almaktadır. Dolayısıyla, hızlı bir şekilde kas kaybetmek kemik yapımızın da zayıflamasına yol açmaktadır. Bunun dışında pek çok şok diyet proteinden çok zengin gıdaların alımını içerdiğinden kemik erimesine yol açmaktadır. Çünkü gerek fosforun fazla alınması, gerekse protein fazlalığı kalsiyum emilimini azaltmaktadır. Kemiklerimiz kalsiyumsuz kalmaktadır.

    Kemik erimesini ve buna bağlı gelişebilecek kırık ve sonrası sakatlık, kamburluk, boy kısalmasından korunmak istiyorsak gıdalarla kalsiyum, fosfor, D vitamini, C vitamini yeterli düzeyde almak, yeterince güneşlenmek ve düzenli egzersiz yapmak zorundayız. Bu nedenle kilo vermek için şok diyetler yerine uzun sürece dağılmış, yeterli protein, karbonhidrat ve yağ düzeyini sağlayan diyetler yapmak ve egzersizle hem kas, hem kemik kütlemizi korumak önemlidir.

    Yüksek proteinli diyetler ve yanlış detokslardan uzak durun

    Yüksek proteinli diyetlerin osteoporoz riskini artırdığını söyleyen Beslenme ve Diyet Uzmanı Emel Unutmaz Duman ise menopoz döneminde doğru beslenme yollarını anlattı:

    Menopozda östrojen hormonunun azalmasına bağlı olarak kemiklerde kalsiyum depolanması azalır. Bu depoların ergenlikten itibaren iyi beslenme ile desteklenmesi gerekir. Yeterli kalsiyum alımı kadar bunun vücut tarafından kaybının da önüne geçilmesi gerekir. Günümüzde kahve çeşitlerinin artması, kahve kafelerinin her köşe başına açılmasına bağlı olarak tüketimi artmaktadır. Yüksek kafein tüketimi kalsiyum atımına neden olmaktadır. Ayrıca yüksek tuz tüketimi de yine kalsiyum atımı ile sonuçlanmaktadır. Ülkemizin ortalama tuz tüketimi kişi başı 18 g (olması gerekenin 3 katı)dır.

    Yetersiz kalsiyum ve protein alımı da, yüksek protein içeren diyetler de osteoporoz için risk faktörleridir. Yazın 2 beden yerine 1 beden incelip, konforlu bir yaşam sürmeyi tercih etmek daha akla uygun geliyor değil mi?

    Şok diyetlerin, yüksek proteinli diyetlerin, kontrolsüz yapılan detoksların, tek besine dayalı diyetlerin vücuda verdiği zararlar o an fark edilmese bile ilerleyen dönemde eksiklikler olarak kişilerin karşısına çıkacaktır. Ayrıca unutulmamalıdır ki, her yaşın gerektirdiği bir kilo olduğu unutulmamalıdır. Düşük kilolu olmak, düşük yağ yüzdesinde olmak da menopoz için risk faktörü, erken menopoz riskidir.

    Kalsiyumun İyi Kaynakları

    Yoğurt – peynir

    Yeşil yapraklılar (maydanoz, nane, ısırgan vb)

    Kurubaklagiller

    Pekmez (dut, keçiboynuzu )

     Yapılan çalışmalar göstermiştir ki, menopoz öncesi dönemde sebze – meyve tüketiminin kemik mineral yoğunluğu ile pozitif ilişkisi vardır. Bundaki muhtemel mekanizma da vücut pH düzeyini düşürmesidir. Özellikle vitamin C, demir, magnezyum ve çinko kaynaklarını bol tüketenlerde, menopoz dönemindeki kemik kaybındaki azalma daha düşük bulunmuştur.

    Menopoz Beslenmesinde 10 Öneri

      • Kalsiyum kaynakları her gün tüketilmeli.
      • Sebze ve meyve tüketimine özen gösterilmeli.
      • Kurubaklagiller haftada 4- 5 gün, ister yemek olarak isterseniz, haşlanarak salatalara katılabilir.
      • Az yağlı beslenilmeli, zeytinyağı ağırlıklı olacak şekilde sıvı yağlara yer verilmeli.
      • Balık tüketimi en az haftada 2 gün olmalı.
      • Pekmez her gün 1- 2 tatlı kaşığı.
      • Kafeinli ve asitli içeceklerden uzak durulmalı.
    • Az tuzlu beslenmeye özen gösterilmeli.
    • Yüksek proteinli diyetlerden kaçınılmalı.
    • D vitamini kaynaklarına özen gösterilmeli, her gün güneş ışığından yararlanılmalı.

    Kaynak: İndigo Dergisi

  • Kemik Erimesi Tedavisi İçin Doğal Yöntemler

    Kemik Erimesi Tedavisi İçin Doğal Yöntemler

    Osteoporoz özellikle kadınlarda çok rastlanılan bir kemik hastalığıdır. Kemik erimesi hakkında her şey makalemiz kemik erimesi için şifalı bitkilerden, kemik erimesi tedavisi için doğal yöntemlerden oluşuyor.

    • Osteoporoz kemik yoğunluğunu azaltan bir rahatsızlıktır
    • Bu durum ince ve zayıf kemikler ile sonuçlar.
    • Genellikle kalça, omurga ve el bileği etrafında görülür ve bu bölgedeki kemikler kolayca kırılabilir.

    Kemik Erimesi Belirtileri
    • Sırtta ve eklemlerde ağrı
    • Kamburlaşma
    • Boy kısalması
    • Sınırlı hareketlilik

    Kemik Erimesini Önleyen Yiyecekler İçin Tıklayınız

    1. Kür
    1 Bardak sütün içine bir avuç kavurduğunuz ardından da ezerek tozu hale getirdiğiniz susamı katın.
    İyice karıştırın.
    Günde 3 kez için

    2. Kür
    7 tane bademi geceden suya koyun.
    Sabah olunca sudan alıp rendeleyin.
    Sütle karıştırıp bunu hergün tüketin.

    Kemik Erimesini Önlemek İçin Tavsiyeler

    • Brokoli zengin bir kalsiyum kaynağıdır, bu sebzeden muhakkak bolca tüketin.
      Yemeğini sevmiyorsanız, çorba yapıp içebilirsiniz.
    • Ananas, armut ve elma tüketin
    • Kasları güçlendiren egzersizler yapın.

    YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan yorum yazıları veya haberlerin tüm hakları Kadınlar Kulübü’ne aittir. Kaynak gösterilse dahi hiçbiri özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazılar sadece Kadınlar Kulübü tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.

  • Kadınlar için hayati önem taşıyan testler

    Kadınlar için hayati önem taşıyan testler

    Erken teşhisin hastalıkların tedavisinde ve önlenmesinde çok büyük bir etken olduğunu belirten uzmanlar kadınlar için hayati önem taşıyan testleri sıralıyor ve bu testlerin ihmal edilmemesi gerektiği uyarısında bulunuyor. İşte kadınların hayatını kurtaran testler…

    Erken teşhis birçok hastalık için büyük önem taşıyor. Sağlıklıyken belirli periyotlarda belirli kontrolleri ve testleri yaptırmak vücudumuzda sinsice ilerleyen bir hastalığı haber verebilir. Birçok hastalığın tedavisinde erken teşhis büyük önem taşıyor ve tedaviyi mümkün kılıyor. Bunun için de belli periyotlarla doktor kontrolünden geçmek ve testler yaptırmak gerekiyor. Bu tür testleri ilk yaptırmaya başlandığında, hangi yaşta olunursa olunsun, kan grubu ve hepatit testlerini yaptırmalı. Hepatit B ve C ise ülkemizde önemli bir sorun. Birçok kişi bu hastalıkları taşıdığını bilmeden yaşıyor, bu nedenle hem bulaştırıcı olmaya devam ediyor hem de tedavisinde geç kalıyor. Ayrıca kesin bir tedavisi de bulunmuyor. Ancak hepatit B’den aşı ile korunmak mümkün. Bu testleri yaptırmalı ve hastalığı geçirmemişsek, bağışık ve taşıyıcı değilsek, aşı programına dâhil olarak kendimizi koruma altına almalıyız.

    Memorial Ataşehir Tıp Merkezi Dâhiliye Bölümünden Uz. Dr. Deniz Şahin Şimşek, kadınlar için hayati önem taşıyan testleri sıralıyor.

    40 yaş altı herhangi bir şikâyeti olmayan sağlıklı kadın; yılda bir kez dâhiliye muayenesi: Yaşam tarzı, beslenme alışkanlıkları, sigara-alkol kullanımı, gözden kaçan şikâyetler, aile öyküsü değerlendirilir. Fizik muayenesi yapılır. Tetkikler değerlendirilir. Açlık kan şekeri, kolesterol, trigliserid ölçümü ile kan yağlarının durumunun değerlendirilmesi, böbrek, karaciğer fonksiyon testleri, tiroid fonksiyonlarının değerlendirilmesi, mide-bağırsak sistemi incelemeleri, kan sayımı, tam idrar tahlili, akciğer grafisi, istirahat EKG’si ve karın organlarını değerlendirmek için tüm batın ultrasonografisi önerilir.

    Kadın doğum muayenesi ve vajinal smear: 18 yaşını aşmış ve aktif cinsel yaşamı olan her kadın yılda bir kez pap smear testi yaptırmalı. Bu test sayesinde rahim ağzı kanseri, çok erken safhada teşhis edilebiliyor. Her ay adet bitiminde kendi kendini elle meme muayenesi. 40 yaşına kadar 3 yılda bir doktor muayenesi ve gerekirse meme ultrasonografisi. 40 yaşından önce mamografinin tanısal bir değeri bulunmamaktadır.

    40 yaş üstü herhangi bir şikâyeti olmayan sağlıklı kadın yukarıdaki incelemelere ek olarak;

    Daha çok 40′lı yaşlardan sonra görülen gut hastalığının teşhisi için kanda ürik asite bakılması ve özellikle menopoz sonrasında kalsiyum vs.’nin değerlendirilmesi için kan elektrolitleri (sodyum, potasyum, kalsiyum) bakılması.

    Gastroskopi ve kolonoskopi: Mide-bağırsak sisteminin değerlendirilmesi için 40 yaşından itibaren 50 yaşına kadar her 5 yılda bir, 50 yaşından sonra her 3 yılda bir yaptırılmalı.

    Mamografi: Ailesinde meme kanseri bulunan kişilere, 35 yaşından itibaren her yıl doktor tarafından meme muayenesi yapılması ve 40 yaşından itibaren her yıl mamografi çekilmesi; ailesinde meme kanseri bulunmayan kişilerde ise 40 yaşından itibaren her yıl doktor tarafından meme muayenesi yapılması ve 50 yaşına kadar 2 yılda bir, 50 yaşından sonra her yıl mammografik inceleme önerilir.
    Kemik yoğunluğu ölçümü: Menopoza girene kadar en az bir kez ve menopoza girdikten sonra mutlaka ölçülmeli. Menopozdan sonraki ilk 5 yıl içinde kemik erimesi en fazladır. Bu süreçte genellikle 2 yılda bir ölçüm önerilmektedir.

  • Fazla Kilolar Kemik Erimesine Neden Oluyor!

    Fazla Kilolar Kemik Erimesine Neden Oluyor!

    Vücutta pek çok sistemi olumsuz etkileyen obezite, kemiklerde de önemli hasarlara neden olabiliyor.

    Aşırı kilolu insanların kemiklerinde yağ hücreleri oluşuyor ve bu durum kemikleri daha kırılgan hale getiriyor. Ortopedi ve Travmatoloji Bölümü’nden Op. Dr. Arda Çınar, obezite ve kemik sağlığı ilişkisi hakkında bilgi verdi.

    ŞİŞMAN İNSANLARDA KEMİK KIRIĞI RİSKİ ARTIYOR

    Obezite ve osteoporoz (kemik erimesi) günümüzde gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin en önemli sağlık sorunları arasında yer almaktadır. Obezite, genel olarak bedenin yağ kütlesinin yağsız kütleye oranının aşırı artması sonucu boy uzunluğuna göre vücut ağırlığının istenilen düzeyin üstüne çıkmasıdır.

    Osteoporoz ise kemik kütlesinde azalma ve kemik dokunun mikro-mimarisinde bozulma sonucu kemik kırılganlığının ve kırık riskinin artması ile karakterize sistemik bir iskelet hastalığıdır. Birkaç sene öncesine kadar obezitenin kemik mineral yoğunluğu üzerinde olumlu bir etki oluşturduğu kabul edilse de, yapılan son araştırmalarla bunun doğru olmadığı görülmektedir.

    KEMİKLERİN İÇİNE YAĞ GİZLENİYOR

    Obezitenin iskelet yapısı üzerindeki olumsuz etkisi kemik oluşumundan sorumlu olan kemik iliği hücrelerinin yerini yağ hücreleri geçmesi ve kemiğin gücünü kaybetmesi olarak özetlenebilir. Aşırı kilolu ve osteoporozu olan kişilerde kemik iliği yağ oranı normalin çok üzerinde çıkması bu durumla açıklanmaktadır. Bu durum kalça kemiği ve omurga kemiklerinde yapılan radyolojik taramalarda kemik yoğunluk değerlerinin düşmesi ile sonuçlanmaktadır. Bu da kemikte güç kaybına, kırık oluşma riskinin artmasına yol açmaktadır.

    Kemik erimesini önleyen besinler

    KADINLARDA DAHA FAZLA GÖRÜLÜYOR

    Menopozdan sonra görülebilen postmenopozal kemik erimesinde, obezitenin kemik mineral yoğunluğuna etkisi araştırılmaktadır. Ancak günümüzde yapılan bilimsel çalışmalarda aşırı kilolu kişilerde yüksek oranda yaşa göre kemik yoğunluğu azalması olduğu görülmektedir.

    Ayrıca hareketsiz yaşam şekli bulunan kadınlarda kemik mineral yoğunluğu kayıpları için risk taşımaktadır. Özellikle aşırı kilolu olanlarda fiziksel aktivenin azlığı kemikler üzerinde büyüme hormon düzeyinde azalışa neden olarak kemik mineral yoğunluğunun devamını engellemektedir.

    Bununla birlikte obezite, oluşan yeni kemiklerin dokusunda daha fazla yağ hücrelerinin bulunmasına ve daha kırılgan bir yapıya sahip olmasına neden olmaktadır. Bu şaşırtıcı sonuç için çesitli mekanizmalar suçlanmaktaysa da sonuç olarak kemiğin osteoklastik ( kemiği eriten) aktivitenin artışı oluşan yağ dokusunun kemik iliğinde daha fazla yer aldığı hipotezini ortaya koymuştur.

    TEDAVİ İÇİN ÖNCELİKLE OBEZİTE KONTROL ALTINA ALINMALIDIR

    Dünya Sağlık Örgütü tarafından osteoporoz için altın standart olarak kabul edilen yöntem DEXA (kemik ölçümü) ve kırık varlığı/yokluğunun birlikte değerlendirilmesidir. DEXA ile kemik mineral yoğunluğu (KMY) ölçülür. Bu sayede osteoporozun tanısal kriterleri sağlanır.

    Obezite tanısı, kabaca vücut kitle indeksi denilen ve kişinin kilosu ile boyunun ölçümü ile yapılan değerlendirme sonrası konulmaktadır. Tedavide öncelikle obezitenin kontrolü gerekmektedir. Sonrasında da kemik ölçümü değerleri tedavi sınırının altında ise ilaç tedavisi uygulanır. 40 yaş üzeri sırt kaslarını değerlendirme ve sırt kaslarını güçlendirici egzersizler, dik duruş egzersizleri ve bel kemiği ile ilgili destek kullanımı yararlı olabilmektedir.

  • Kemik erimesini önleyen besinler

    Kemik erimesini önleyen besinler

    Kemik erimesi; kemik doku yoğunluğunun azalması, dayanıklığının azalması yani kemik kalitesinin bozulmasıdır. Kemik erimesi arttıkça, kemiklerin kırılganlığı da artar. Kemik Erimesi (Osteoporoz) tedavisinde amaç mevcut kemik kitlesinin korunması veya artırılması, kırıkların önlenmesidir.

    Kemek erimesi belirtileri ? Kemik erimesinin yani osteoporoz belirtileri nelerdir ?

    Kemik Erimesi
    – Kemik erimesinin belirtileri nelerdir?
    – Kemik erimesi neden olur?
    – Kemik erimesi nedir?
    – Kimlerde kemik erimesi riski daha fazla?
    – Kemik erimesi günlük yaşamı nasıl etkiler?
    – Kemik erimesi hangi sıklıkta görülür?

    Öncelikle belirtmek gerekir ki kemik erimesi çoğunlukla hiçbir belirti ve şikayete neden olmaz, yani hasta çoğunlukla kendisinde kemik erimesi başladığını ve ilerlediğini farketmez. Bu yüzden kemik erimesine “sinsi hırsız” denmiştir, sinsi ve sessiz bir şekilde kemik dokusunu çalar anlamında. Belirti olmayan bu kadınlar çoğunlukla doktora başvurduklarında yapılan tetkikler neticesinde tesadüfen teşhis alırlar. Menopoza girdiği için hastaneye başvuran her hastaya kemik erimesini araştırmak için kemik mineral yoğunluğu bakılır ve kemik erimesi varsa bu esnada farkedilir. Bu nedenle hiçbir şikayeti olmayan ve iskelet olarak kendisini çok sağlam hisseden bir kadında da kemik erimesi olabilir, bu yüzden menopoza giren her kadına kemik erimesi açısından da muayene ve tetkik yapılması gerekir. Daha sonra bir kaç yıl aralarla kemik mineral yoğunluğu ölçümü tekrar edilir.
    Kemik erimesi yeni başlamış veya çok hafif olan bir hastada mevcut olan bel ağrısı, diz ağrısı gibi şikayetler kemik erimesi ile ilgili değildir mutlaka başka nedenlerin araştırılması gerekir.

    Kemik erimesi genellikle çok ileri aşamalara geldiğinde ve yaş çok ilerlediğinde bazı belirtiler verir.

    İleri derecede kemik erimesi durumunda görülebilen şikayet ve belirtiler:
    – Sırt ağrısı (Omurga kemiklerinde kemik erimesinin ilerlemesi nedeniyle gelişir.)
    – Bel ağrısı
    – Boyun ağrısı
    – Boy kısalması
    – Öne eğik ve kambur vücut şekli
    – El bileği, kalça ve omurga gibi kemiklerde kırıklar. Çok ileri derecede kemik erimesi varlığında umulmadık basit travmalarla bile kırıkların meydana geldiği görülür.
    – Çok ilerlemiş osteoporoz hastalarında kemik ağrıları ve kemiklerde hassasiyet meydana gelebilir.
    – Omurga ve diğer kemiklerdeki kırıklara bağlı vücutta şekil bozuklukları meydana gelebilir.
    – Ağrı ve kırıklardan dolayı hasta giderek hareketsizleşir.

    Kemik erimesi belirtileri tedavi ile kaybolur mu? Şikayetler tamamen geçer mi ?
    Yukarıda sıralanan belirtilerin tamamınn tedavi ile yok olması beklenemez. Kamburluk ve vücut şekil bozuklukları yok olmasa da en azından ilerlemesinin durdurulması tedavi ile mümkündür. Ağrı şikayetleri çoğunlukla tedavi ile hafifler veya geçer. Kemik erimesi tedavisinde amaç herşeyi tamamen normale döndürmek değildir, kemik erimesinin ilerlemesini durdurmak bile büyük bir kazançtır çünkü tedavi edilmediği taktirde sürekli ilerleyen bir hastalıktır. Tedavi ile en önemli amaçlardan birisi de kırık riskini azaltmaktır.

    Kemik erimesini önlemek için bu yiyecekleri tüketin, işte kemik erimesini karşı yenecek 10 besinler ;

    Kayısı

    Yüksek oranda kalsiyum ve magnezyum içerir.

    Süt

    Kalsiyum, protein, B2-A-E-D vitaminleri, folik asit, fosfor ve demir kaynağıdır. Kalsiyum, D vitamini ve fosfor ile birlikte kemikleri ve dişleri güçlendirmek için çalışır. Bunların eksikliği kemikleri eritir.

    Soğan

    Sarımsakla birlikte enfeksiyonlarla mücadele eder. Kükürt bileşimleri atardamarların zarar görmesini önler. Soğan kemik erimesini de önlüyor.

    Marul

    Sütten bile daha fazla kalsiyum içerdiği söyleniyor.

    Brokoli

    Mineral ve demir eksikliğini gideren brokoli, adeta bir vitamin deposu. A, E ve C vitaminleri bakımından zengin olduğu ve çok miktarda kalsiyum içerdiği için kemik erimesine bire bir. Demir, selen, bakır ve potasyum kaynağı olan brokoli içerdiği flavonoidler bakımından bağışıklık sistemini güçlendiren bir özelliğe sahip. Antibiyotik özelliğe de sahip olan brokoli bu yönüyle prostat enfeksiyonuna karşı çok etkin.

    Kuru Erik

    Fenolik bileşikler ve bor elementi bakımından zengindir. Bor elementi kemik sağlığını koruyan, kemik erimesine karşı koruyucu özelliktedir. Günlük 100 gram kuru erik tüketiminin, günlük bor gereksinimini karşılayabileceği belirtiliyor.

    Üzüm Çekirdeği Özütü

    Flavonoit tipi bileşenler açısından zengin olup oksidatif hasarı önleyici özelliğinin yanında, kemik erimesine neden olan proteolitik enzimleri de azaltıcı etkisi vardır.

    Nar Özütü

    İçeriğindeki flavonoit yapısında bileşenler nedeniyle üzüm çekirdeği gibi etki gösterir.

    Portakal gibi Narenciye Meyveleri

    C vitamini ve flavonoit yapısındaki bileşenler sebebiyle kemik sağlığı açısından önemlidir

    Elma

    Kemik erimesini azaltıcı etkisi vardır.

    Kemik erimesine karşı doğal bir çözüm ; Yoğurt Nane

    Naneli YoğurtYıllarca yoğun kemik erimesi tedavisi görürken, devlet bunun ilaçlarını vermeme kararı aldı biz emeklilere.

    Bu arada ben yoğurdu çok çok sevdiğim için ve rejim olsun diye her akşam yemek yerine bir kase yoğurt yemeye başladım.

    Ancak öylece yemek değil; içine bir avuçta çok sevdiğim naneden ve biraz da z.yağı ile pul biber koyarak ve içine bir de peksimet doğrayarak.

    Geçen sene kemik ölçümü için verilen tarihte dispansere gidip tahlil ve mr’ larımın çekiminden sonra doktor, kemik erimesinin sızıntıya dönüştüğü yani hızlı erimenin neredeyse durur gibi olduğunu söyledi ve bana ne kullandığımı sordu, ben de hiçbir şey sadece bol naneyle karışık yoğurtyediğimi söyledim;

    Doktor:” – Nane ile yoğurdun birleşmesiyle doping yapmışsınız…” dedi.

    Şimdiyse, her kadın hastaya “Kür olarak haftanın her günü böyle yoğurt yiyeceksiniz ilaç gibi…” diye tembih ediyormuş.

    Benden söylemesi. Denemekten zarar gelmez. Ancak unutmamalı ki yoğurdun içinde mutlaka bolca kuru nane olacak…

    Sağlıklı bir yaşam dileklerimle.

  • Ergenlikte diyet kemik erimesine neden oluyor!

    Ergenlikte diyet kemik erimesine neden oluyor!

    EÜ Çocuk Gastroenterolojisi Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aydoğdu: “Ergenlik döneminde erişkin diyetlerinin yapılması gençlerde kemik yapısının bozulmasına erimesine neden oluyor”

    Ege Üniversitesi (EÜ) Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Çocuk Gastroenterolojisi Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sema Aydoğdu, ergenlik döneminde erişkin diyetlerinin yapılmasının kemik yapısında bozulmalara neden olduğunu belirterek, “Çocuklar, ergenlik döneminde vücutlarında oluşacak değişimler konusunda mutlaka bilgilendirilmeli ve diyet yapmaları önlenmeli” dedi.

    Sema Aydoğdu, yaptığı açıklamada, halk arasında yaygın olarak uygulanan popüler diyetlerin, ergenlik dönemindeki gençler tarafından da tercih edilir hale geldiğini söyledi.

    Gelişme çağındaki çocuk ile gençlerin, vücutlarındaki değişimlerden endişe duyabildiğine işaret eden Aydoğdu, “Genç kızların yağ dokusu, ergenliğin başlamasıyla iki katına çıkıyor. Çocukların vücutlarına ilişkin endişeleri, ailedeki rol modeli, arkadaşları ve medyanın etkisi ile destekleniyor ve kontrolsüz biçimde kilo vermeye kalkıyor” dedi.

    Ergenlik dönemindeki gençlerin, erişkin diyetlerini uygulamalarının önemli sağlık sorunlarına yol açabileceğini vurgulayan Aydoğdu, şöyle konuştu:
    “Genç kızlarda 20, erkeklerde ise 25 yaşa kadar büyüme gelişme dönemi sürer. Bu dönemde beslenme çok önemli. Erişkinlerin günlük zayıflama diyetleri bin 200 ile bin 500 kalori arasındadır ama gelişme çağındaki bir çocuğun alması gereken kalori 2 bin 500. Hızlı çalışan bir metabolizmanın aldığı kaloriyi bin 200-bin 500’e düşürdüğünüzde gelişim dengesi ile hormonal dengeyi bozulur ve yaşamsal fonksiyonlar bundan son derece olumsuz etkilenir.

    Ergenlik döneminde erişkin diyetlerinin yapılması gençlerde kemik erimesine neden oluyor. Beden genç olduğu için kemik erimesi aranmıyor, kemik ölçümü alınmıyor. Sağlıklı kemik yapısının oluşmasında ergenlik dönemindeki beslenme son derece önemli. Ergenlikte oluşan kemik kapasitesini hayatımız boyunca kullanıyoruz. İlerleyen yaşlarda alınacak ilaç ve beslenme desteklerinin faydası yok. Bu nedenle beslenme ve sporla kemiğin sağlamlaştırılması son derece önemli. Çocuklar tam bu dönemde, ’Kilo aldım’ endişesiyle diyete başlıyor, hormonal dengesini bozuyor, kemik yapısı bozuluyor. Gençlerin diyete özenmelerine fırsat vermeden, doğal bir süreçten geçtikleri ve vücutlarının bir süre sonra normal yapısına kavuşacağı anlatılmalı.”

    “ÇOCUKLARIN KİLOSUNUN SORUMLUSU ANNE-BABALAR”
    Aydoğdu, kontrolsüz uygulanan diyetlerin her yaşta sağlığa zararlı olduğunu ancak ilk gençlik döneminde hatalı beslenmenin vücut üzerinde geri dönüşü olmayan yapısal bozukluklara neden olabileceğini dile getirdi.

    Erişkinlere yönelik popüler diyetlerin, tek yönlü beslenmeyi destekler yapıya sahip olduğunu anlatan Aydoğdu, “Popüler diyetler, karbonhidratın hayattan çıkarıldığı ve yağ ile protein ağırlıklı ağırlıklı beslenmeyi destekler. Oysa ki yüksek protein, çok erken yaşta böbreklerde yapısal bozukluklara yol açar. Böbrek hastalıkları sinsi ilerlediği için kişinin yıllarca haberi olmaz” diye konuştu.

    Obezite sorunu bulunan ergenlerin kilo kontrolünde en önemli rolün ebeveynlere düştüğüne dikkati çeken Aydoğdu, sözlerini şöyle sürdürdü:
    “Anne ve babaların beslenmelerine ve yaşam tarzlarına daha fazla dikkat etmesi gerekiyor. Çocuğunun kilo sorunu yaşamasını istemeyen bir ebeveyn, kendisinin nasıl yaşadığını mutlaka sorgulamalı. Obeziteye neden olan hazır yağ, rafine şeker ve karbonhidrat yönünden zengin ayaküstü gıdalardan uzak durulması gerekiyor. Çocuğun, evde pişen yemekle beslenmesi, yaşına uygun 2 bin 500 kalorisini alması ve mutlaka aktivite ağırlıklı bir yaşam tarzına yönlendirilmesi lazım. Popüler diyetlerin hiçbiri uygulanmamalı. Abur cubur, ayaküstü gıdalar, rafine şeker, gazlı ve şekerli içecekleri çocuğun hayatından çıkarırsanız zaten hiçbir şey yapmadan kilo verir.”
    AA

  • Rahat bir menopoz için altın öneriler!

    Rahat bir menopoz için altın öneriler!

    Menopozun, kadınlarda ateş basması, terleme, uykusuzluk ve sinirlilik gibi sorunların yaşanmasına neden olduğu belirtildi.

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Alp Çeliker, rahat bir menopoz dönemi için sağlıklı beslenmenin şart olduğunu söyledi. Op.Dr. Alp Çeliker, sağlıklı bir yaşam için beslenmenin öneminin büyük olduğunu belirterek, “Menopoz dönemini rahat yaşamak ve hastalıklardan korunarak geçirebilmek için sağlıklı beslenmeyi ön plana çıkarmak gerekir” dedi.

    SEBZE VE MEYVE AĞIRLIKLI BESLENME

    Menopoz döneminde sebze ve meyve ağırlıklı beslenmek gerektiğini ifade eden Dr.Çeliker, şöyle konuştu: “Aynı zamanda bu dönemde görülebilecek kolesterol yükselmesi gibi sorunlardan korunabilmek için de kırmızı et yerine beyaz eti tercih etmek gerekir. Menopoz ile birlikte en sık görülen sorunlardan biri de kemik erimesidir. Kemik erimesine karşı süt ve sütün ürünlerinin tüketimine ağırlık verilmelidir. Kan şekeri düzeyi de sağlıklı bir menopoz için önemli. Kan şekerini yükseltmeyen kompleks karbonhidratlar seçilmelidir. Beslenmede fazla sodyum almak hem bu dönemde oluşabilecek kalp damar hastalıkları riskini artırır hem de idrarla kalsiyum kayıplarını artırarak osteoropoza zemin hazırlar. Bu nedenle yiyeceklerdeki tuz miktarı azaltılmalı ve fazla tuzlu hazır gıdalardan uzak durulmalıdır.”

    ÇAY, KAHVE VE GAZLI İÇECEKLERDEN UZAK DURULMALI

    Çay, kahve, kola, çikolata, kakao gibi kafein içeren yiyecek ve içecekler yerine bitkisel çayların tercih edilmesi gerektiğini söyleyen Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op.Dr. Alp Çeliker, şunları kaydetti: “Menopoz döneminde görülen uykusuzluk, sıcak basması ve osteoporoz için de kafein tüketimini azaltmak gerekir. Sigarayı bırakarak kalp damar hastalığı, kanser, inme ve birçok hastalık riskinin büyük ölçüde azalacağı unutulmamalıdır. Bu nedenle sigarayı bırakarak daha sağlıklı bir yaşam için adım atılmalıdır.”
    Menopoz dönemiyle birlikte kilo alımının gündeme gelebileceğini anlatan

    Çeliker, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ancak, sağlıklı beslenerek ve spor yaparak bu problemden kurtulabilirsiniz. Menopoz döneminde kilo alabilirsiniz. Kilo vermek için aç kalmak yerine, günde üç öğün yiyip ara öğünlerde de meyve ve tok tutucu hafif gıda tüketilmelidir. Her kadın 20’li yaşlarından itibaren düzenli bazı kontroller yaptırmalıdır. Menopoz ile birlikte bu kontrollerin sıklığı artırılmalı, yıllık mamografi, jinekolojik muayene ve tetkiklerin doktora danışılarak planlanması gerekir.”

    İHA