Etiket: kas

  • Burun estetiği operasyonu ne kadar önemsenmeli

    Burun estetiği operasyonu ne kadar önemsenmeli

    Estetik olarak güzel ve doğal bir burun insanların karşılıklı iletişiminde en göze çarpan, kaş ve gözleri ortaya çıkaran,  kişinin kendisine olan özgüvenini  etkileyen,  bireyin ifadesini belirleyen oldukça önemli bir organdır.

    Burun sadece şeklen de önemli bir organ değildir. Hayati öneme sahip solunum, koku alma, havanın filtrelenmesi gibi bir çok görevi yerine getirir.

    Burun;  kıkırdak,  kemik, sinüsler,  ciltlatı yağ , kas, bağ dokusu,  burun eti ve ciltten oluşan kompleks bir anatomidir.

    Bu kompleks anatominin yanında  bir çok kişide de farklı özellikler göstermesi nedeniyle ayrıca zor olan bir organdır.

    Bu kadar kompleks bir anatomiye sahip, fonksiyonlarını korumanın hayati öneme sahip olduğu, yüzün ortasında her zaman görünen ve estetik açıdan oldukça önem arzeden bir organın ameliyatı da doktor için oldukça yoğun eğitim,  sabır, tecrübe, ve  yetenek gerektiren zor bir operasyondur.

    Unutulmamalıdır ki başarısız burun estetiği operasyonunun en sık sebebi  yanlış hekim seçimidir. Hem estetik hem de fonksiyon olarak bu kadar önemli bir organ ortadayken, operasyonunuzu gerçekleştirecek hekime karar verirken,  onunla yüzyüze mutlaka görüşün yaptığı operasyonları görün ve tam bir güven ortamı oluştuysa,  o zaman ameliyat olmaya karar verin.

    Burun estetiği operasyonları hekimler için oldukça zor bir operasyon olmasına rağmen, tecrübeli ellerde kolay kolay sorun yaşayamayacağınız,hasta açısından ağrısız sızısız ve kolay bir operasyondur diyebiliriz.

    Op.Dr.Muhammet DİLBER
    Nose Estetik “Estetik Burun Ameliyatları”
    noseestetik.com , muhammetdilber.com

    Op.Dr.Muhammet Dilber Facebook 
    Op.Dr.Muhammet Dilber twitter

    İlgili yazıları ;

    – Burun estetiği ile birlikte yapılan operasyonlar 
    – Burun şekli nefes almayı etkiler mi ?
    – Doğal burun estetiği
    – Burun operasyonu öncesi öneriler
    Burun estetiği operasyonlarında doğru zaman ?

  • Soğuk Algınlığından Nasıl Korunurum?

    Soğuk Algınlığından Nasıl Korunurum?

    Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Tamer Haliloğlu, “Soğuk algınlığı, üst solunum yollarında virüs türü mikropların neden olduğu bulaşıcı bir enfeksiyondur.” dedi.

    Soğuk algınlığından burun, boğaz, kulaklar, östaki tüpü, nefes borusu, ses telleri ve akciğerlerin etkilendiğine değinen Haliloğlu, “Soğuk algınlığı en çok okul çağı çocuklarında görülür ve sıklığı yaşla azalır” dedi.

    Soğuk algınlığının ilk belirtileri genellikle boğazda takılma hissi, burun akıntısı ve hapşırık.

    Çocuklarda ise boğaz ağrısı, öksürük, baş ağrısı, ateş, halsizlik, kas ağrıları ve iştahsızlık da görülebilir.

    Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Tamer Haliloğlu, henüz soğuk algınlığına kesin etkili bir aşı bulunamadığını anlattı:

    Soğuk algınlığına yakalanmamak için, hastalık belirtileri olan kişilerle hastalığın ilk ikinci ve dördüncü günleri arasında temas edilmemesi gerekir. Ancak, çoğu zaman bu mümkün değildir. Soğuk algınlığına yakalanan kişiler, henüz hasta olduklarını anlamadan bulaştırıcı döneme girmiş olurlar.

    Soğuk algınlığına yakalanan çocuklar, özellikle burun temizliğinden sonra olmak üzere sık sık ellerini yıkamalı, öksürürken ve hapşırırken ağız ve burunlarını kapamalıdırlar.

    Soğuk algınlığı genellikle 7 ile 14 gün arasında iyileşir. Bazen sinüzit, orta kulak iltihabı, larenjit veya bronşit gibi komplikasyonlar nedeniyle hastalığın seyri uzayabilir.

    Haliloğlu, soğuk algınlığının düzelmesinin zamana bağlı olduğunu açıkladı:

    Bu süre içinde, hastanın istirahat etmesi ve bol sıvı gıda alması (su, meyve suları gibi) gerekir. Genellikle ağrı kesici, dekonjestan ve allerji karşıtı maddeler içeren soğuk algınlığı ilaçları, hastalığı iyileştirmezler; sadece kas ağrısı, burun tıkanıklığı ve baş ağrısı gibi belirtilerin hafifletilmesine yardımcı olabilirler.

    Boğaz ağrısının şiddetlenmesi ve uzun sürmesi, öksürükle koyu balgam gelmesi veya öksürüğün 10 günden uzun sürmesi, 38 derece üzerinde ve birkaç günden uzun süren ateş olması, göğüs ağrısı, sık nefes alma, yutma güçlüğü, sıvı gıda alamama, kulak ağrısı, boyunda ağrılı şişlikler, dudak, deri veya tırnaklarında morarma belirtilerinden herhangi birinin görülmesi halinde doktora başvurulması gerekmektedir.

    Soğuk algınlığından korunmak için bunları yapın:

    Bağışıklık sisteminizi güçlendirin.

    Dengeli beslenin. Meyve sebze ağırlıklı beslenin, fazla et tüketmeyin.

    Hastalık riski yüksekse bol bol C vitamini alın. (Örneğin her gün 2 kivi, 1 greyfurt, 1 yeşil biber veya 2 kaşık lahana turşusu yemek gibi)

    Hareket edin ve soğuğa karşı vücudunuzun dayanıklı olmasını sağlayın. (Yüzmek,saunaya gitmek, soğuk duş almak, temiz havada yürüyüş yapmak, değişik spor faaliyetleri)

    Oda havasını iyileştirin. Hava nemlendiricileri kullanın veya saksı çiçeklerini temin edin. Odayı aşırı ısıtmayın, düzenli olarak havalandırın.

    Hava cereyanının oluşmamasına dikkat edin.

    Virüslerden korunun.

    Soğuk algınlığı dönemlerinden kalabalık ortamlarda, kapalı mekanlarda bulunmayın. Hasta insanlarla öpüşmeyin, 1.5 metreden fazla yaklaşmayın.

    Ellerinizi düzenli yıkayın.

    Çok kalın veya ince giysiler giymeyin. Havaya göre giyinin.

    Stres altındaki insanlar hastalanmaya daha elverişlidir. Her gün düzenli olarak dinlenin. Gevşeme egzersizleri yapın.

  • Kalın Kaş Estetik Modası

    Kalın Kaş Estetik Modası

    İnce, yay gibi kaşların modası geçti. Artık, doğal görünen gür ve kalın kaşların moda olduğunu belirten Estetik Cerrah Emirali Hamiloğlu, modaya ayak uydurmak isteyen kadınların kaş nakli yaptırdığını söyledi.

    Kalın, gür ve doğal kaş modasına uymak isteyen E. Karabulut’un kaş bölgesine, saçlı deriden alınan saç kökleri nakledildi. Kaş naklini gerçekleştiren Esteworld Plastik Cerrahi Hastanesi uzmanlarından Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Emirali Hamiloğlu, hastanın 1 hafta sonra normal görünümüne kavuşacağını, 6 ay sonra ise kaşın son halini alacağını belirtti.

    Op. Dr. Hamiloğlu, yaklaşık 2 saat süren operasyona ilişkin şu bilgileri verdi: “kaş nakli, halk arasında saç ekimi olarak bilinen saç nakli ile hemen hemen aynı şekilde yapılan bir uygulama. Kalın, gür ve doğal görünümlü kaş görüntüsüne ulaşmak isteyen kadınlar tarafından tercih edilen uygulamada; hastanın ense bölgesindeki saç kökleri FUE tekniği ile tek tek toplanarak, isteği doğrultusunda kaş bölgesine nakledildi. Hastanın sağ ve sol kaşına toplam 600 kök nakil ettik. Kökler bir süre sonra orada kaş karakteri kazanacak ve hasta hayat boyu kaşını boyamaktan ya da yaptırdığı kalıcı makyajı tazelemekten kurtulacaktır.”

    KÖKLERİN AÇISI VE YÖNÜ, DOĞAL GÖRÜNÜM İÇİN ÖNEMLİ
    Hamiloğlu, kaş nakli ile ilgili en önemli unsurun, nakledilen köklerin açısı ve yönü olduğunu vurguladı, kaş nakillerinin diğer tüm kıl kökü ve yönü nakillerinden farklı olduğunu belirterek sözlerine şöyle devam etti: “Kaş bölgesinde açı çok değişkendir. Kaşın buruna yakın kısmı hafif yukarı bakarken en dıştaki kısım kulağa doğru bakar, orta kısım ise bir yelpaze şeklinde yayılır. Dolayısıyla kaş nakli yapılacak bölgeye açılacak mikro kanallar, kaşın doğal yapısına uygun şekilde yaklaşık 15 derecelik açılarla ve bu yönlere dikkat edilerek açılmalıdır. Kökler de bu kanallara tek tek özenle nakledilmeli ki doğal bir görünüm elde edilebilsin.”

    KAŞ NAKLİ İÇİN EN UYGUN DONÖR BÖLGE
    Kaş nakli için en uygun donör bölgenin ense bölgesi olduğunu belirten Dr. Hamiloğlu, “kol ve bacak bölgesindeki kıllar, çok fazla uzamadığı için kaş bölgesine daha uygun gibi görünse de o bölgedeki köklerinin kaş bölgesine uygun olmadığından tercih etmiyoruz. Alımı güç olduğundan nakli güçleştiriyor ve nakil için tercih edilmiyor. Kaş nakli için en uygun bölge ense bölgesindeki saç kökleridir. Buradaki kökler, uzamaya eğilimli olduğu için kişinin iki haftada bir kaşlarını yeniden kısaltarak şekillendirmesi gerekecektir. Ancak kadınlar için bu durumun sıkıntı yaratmadığını gözlemlerime dayanarak söyleyebilirim” dedi.

    Op. Dr. Hamiloğlu, lokal anestezi ile gerçekleştirilen kaş naklinde ortalama 400-1000 kök nakledildiğini ve operasyondan hemen sonra kişinin günlük yaşantısına geri dönebildiğini vurguladı. Kaş naklinden sonraki bir hafta içinde, operasyon bölgesinde oluşan kabuklanmanın geçtiğini söyleyen Dr. Hamiloğlu, ekilen köklerin 6-7 ay içinde uzadığını ve kaşın doğal görünümüne kavuştuğunu belirtti.

    ntvhaber

  • Kaş Kaldırma Estetik Ameliyatı

    Kaş Kaldırma Estetik Ameliyatı

    Kaşlar yaşın ilerlemesi ile birlikte dokuları gevşer ve yerçekimine de yenik düşerek aşağıya doğru sarkmaya başlar. Kaşların aşağıya doğru sarkmasıyla kişinin yüzünde yorgun, bitkin, kızgın ve olduğundan daha yaşlı bir ifade oluşur. Yaşlanma ve yerçekiminin etkileri dışında kişi yüz felci veya bazı tümörlere bağlı hastalıklarla da kişinin kaşları aşağıya doğru sarkma gösterir. Bazen kaş sarkmaları hata safhaya çıkarak kişinin göz kapaklarına baskı yapar ve gözünü açık tutabilme, görme yetisini zorlamaya başlar.

    Kaş kaldırma ameliyatı tek başına yapılan bir ameliyat mı?

    Kaş kaldırma estetiği genelde göz kapağı ameliyatı veya alın germe ameliyatı ile birlikte yapılır. Ancak göz kapaklarınızda sarkma olmadığı, alın bölgesinde bir kırışıklık ya da sarkma durumu olmadığı halde sadece kaşlarınızda sarkma, düşme var ise tek başına kaş kaldırma estetiği de olabilirsiniz.

    Kaş kaldırma ameliyatında hangi tür anestezi uygulanıyor?

    Sadece kaş kaldırma estetiği yaptıracaksanız lokal anestezi uygulaması altında estetik ameliyatınızı olabilirsiniz.

    Kaş kaldırma ameliyatı nasıl yapılıyor?

    Kaş kaldırma ameliyatı için alnın üstündeki saçlı deriden 1 cm kadar bir kesi yapılıyor ve bu kesinde girilerek, kaşların altındaki dokular yukarı doğru asılıyor. Bu kadar basit bir estetik operasyon olan kaş kaldırma estetiği sonunda pek ağrınız olmuyor ve günlük hayatınıza hemen dönebiliyorsunuz. Ameliyat sonrası 2 gün suyla temas etmemeniz gerekiyor.

    Kaş kaldırma ameliyatında iz kalıyor mu?

    Kaş kaldırma estetiğinde giriş yeri saçlı deri olduğu için ameliyat izi görünüyor.

    İlgili Konular ;
    Kaş kaldırma
    Kas Kaldirma ? Botox

  • Göbek sıklaştırma egzersizleri

    Göbek sıklaştırma egzersizleri

    Göbek sıklaştırma egzersizleri | 1

    Sıkı bir karına sahip olabilmek için bu önerileri dikkate alarak uygularsanız kısa bir sürede farkı görebilirsiniz…

    Masaj

    Göbek sıklaştırma egzersizleri | 2

    Sabahları karın bölgesine masaj yaparak kan dolaşımını hızlandırabilir ve dokularınızı sıkılaştırabilirsiniz. Karnınıza, bir avuç deniz tuzu ve 10 ml. limon yağını karıştırarak elde edeceğiniz karışımla, saat yönünde yuvarlak hareketlerle masaj yapın. Özellikle de duş sırasında.

    Buz şoku

    Göbek sıklaştırma egzersizleri | 3

    Çoğu zaman yağ tabakasından dolayı karındaki kan dolaşımı yavaşlıyor. Bunun sonucunda da deri sarkıyor ve kırışık bir görüntü oluşuyor. Dolaşımınızı hızlandırmak için buzdan yaralanabilirsiniz. Yatmadan önce beze koyduğunuz buzları kuru cildinizin üzerinde gezdirin.

    Sabah çayı

    Göbek sıklaştırma egzersizleri | 4

    Sabahları uyanır uyanmaz bir bardak bitki ya da meyve çayı için. Çay yiyeceklerin daha hızlı ve daha kolay yakılmasını sağlıyor. Bu da karnın düzleşmesinde en önemli bir etken. Gereksiz bir şişlik hissetmek istemiyorsanız, gaz yapma özelliği olan çay ve kahveden uzak durun.

    Bitkisel kürler

    Göbek sıklaştırma egzersizleri | 5

    Yedikleriniz çoğu zaman karnınızın şişmesine yol açar. Bunu önlemek için pirinç, kek gibi unlu gıdalarla, et ürünleri ve tuz tüketirken fazla abartmamaya dikkat edin. Çünkü bu tür besinler vücutta, özellikle de karın bölgesinde su tutulmasına neden oluyor. Bunların yerine domates, biber, mısır, ıspanak gibi taze sebzeleri tercih edin. Et, balık, makarna ve pilav çeşitlerini taze bitkilerle tatlandırın. Özellikle maydanoz, dereotu, fesleğen, defne gibi bitkiler mide ve bağırsakların rahatlamasını sağlar.

    Şekersiz sakız

    Göbek sıklaştırma egzersizleri | 6

    Canınız tatlı çektiğinde bir şeyler çiğneyin. Çünkü ağızdaki boşluk hissi çoğu zaman tatlı isteğini pekiştiriyor. Bu isteğinizden kurtulmanız için size sakız çiğnemenizi öneriyoruz. Tabii sağlığınız ve dişlerinizi de düşünerek tatsız olanları tercih edin.

  • Yazın Hangi Estetikler İsteniyor

    Yazın Hangi Estetikler İsteniyor

    Yaz aylarında ince kıyafetler ve bikiniler içinde daha güzel bir vücuda sahip olmak isteyenler estetik merkezlerine koşuyor.

    Botoks: Özellikle alın ve göz çevresi kırışıklıklarının giderilmesi için son zamanların en ideal ilacıdır. Uygulaması 2 dakika içerisinde yapılmaktadır. Etki mekanizması; mimik ve kırışıklığa neden olan kasların hareketlerini minimalize etmektir, süresi yaklaşık altı aydır. Yüze anestezik bir krem sürüldükten sonra beş dakika içinde ince bir iğne sayesinde uygulama gerçekleşmektedir.

    Gögüs Küçültme: Göğüs küçültme ameliyatına, göğsün renkli kısmıyla deri bileşkesi arasında yapılan bir kesiyle başlanır. Meme başından aşağıya ikinci bir düşey kesi yapılır. Bu cerrahi kesiden girilerek meme dokusu şekillendirilir. Kalıcı dikişlerle göğüs dikleştirilir. Böylelikle sadece iki küçük izle, meme şekillendirilmiş olur. Genel anestezi altında 1 saatte ameliyat gerçekleştirilir. Kadının göğüs çapına göre göğüs 2–3 beden küçültülebilir.

    Göğüs Büyütme: Göğüs altından 3 veya 4 cm. kesilerek, meme dokusunun arkasına ameliyat öncesi belirlenen implant konur. Eğer meme istenilen boyutlara geldi ise ameliyat tamamlanır. Genellikle talep, göğüs ölçüsünün en küçük boydan 85 C`ye çıkarılması yönündedir. 1–2 saatte gerçekleştirilen işlem sonrasında hasta aynı gün taburcu edilir ancak 2–3 gün dinlenmesi gerekir.

    Basen: Bu bölge için uygulanacak en iyi cerrahi çözüm liposuctiondır. Aynı ameliyatta kalça bölgesine yapılacak yağ emme girişimleriyle kalça hatları da belirginleştirilebilir. Yakınmaya neden olan çöküntüler de aynı cerrahi seansta emilen yağlarla doldurulup, böylelikle yuvarlak hatlara sahip kalçaya kavuşulabilir. Sarkmış kalçaların şekillendirilebilmesi için deri ve yağ dokusu çıkartılabilir.

    Liposuction: Vücudun çeşitli bölgelerinden vakumla yağ emilip gereken bölgelere bu emilen yağdan enjeksiyonla ilave yapılarak, vücudun yeniden şekillendirilmesi sağlanır. Eskiden 3 litreden fazla yağ almayı riskli bulan plastik cerrahlar yeni buldukları yöntemle 10 litreye kadar yağ çekebiliyor ve vücudun adeta bir heykeltıraş gibi yeniden şekillendirilmesini sağlıyor. Liposuction sonrası işinize birkaç gün içinde dönebilir, normal aktivitelere 1–2 hafta içinde yeniden başlayabilirsiniz.

    Karın Germe: Cerrahi kesi, sezaryen izinin olduğu yerdedir. Karın gerilir, tamamen dümdüz olur. Tekrar aynı bölgede yağ oluşumu söz konusu değildir. Karın duvarı kasları gevşemişse, dikişle karın duvarı da gerilir. Aynı esnada karın duvarının yan bölümündeki kaslara güçlendirme dikişleri konularak, bel oyuntusu oluşturulur. Göbek deliği yeni yerine yerleştirilerek işlem sonlandırılır.

    İlgili Konular ;

    Ameliyatsız Göğüs Küçültme Yöntemlerini Biliyor musunuz?
    Vaser liposelection nedir?
    Liposuction
    Karın germe estetik ameliyatı
    Dolgu Ve Botoks
    Doğal Göğüs Küçültme Yöntemleri

  • Kalça ve Basen Eriten Diyet

    Kalça ve Basen Eriten Diyet

    Kalça eriten diyet basen eritme yöntemleri sizlerle.

    Türk kadınlarının kilo problemleri genelde göbek ,basen ve kalça yağlarıdır.

    Özellikle basenler, kadınların doğum yaptıktan sonraki şikayet ettiği kilo sorunlarından biridir. Hatta bu kalça yağları bazen bayanları öyle bir bunalıma götürür ki dışarı bile çıkmak içininizden gelmez.

    Size kalça yağlarınızdan basit ama etkili yöntemlerle kurtulacağınızı söylesem sanırım müjde vermiş olurum:) Artık kalça yağları sorun haline gelmesin kısa bir sürede kalça ve basen bölgenizdeki yağlardan kurtulabilirsiniz. Yapmanız gereken tek şey aşağıda belirtmiş olduğum diyet ve diğer talimatları uygulamanız;)

    Uygulayacağınız 6 haftalık diyetle kalça ve basen bölgelerinizdeki fazla yağlardan kurtulabilirsiniz.

    Amerikalı ünlülerin denediği bu diyetle sadece vitrinden izlemekle yetindiğiniz dar pantolonları üzerinizde rahatlıkla taşıyabilirsiniz. Tabii rakiplerinizi kıskandırıp, partnerinizi büyülemek de cabası.

    Diyetin amacı Hareketsizlik ve yanlış beslenme sonucu vücudun alt tarafında toplanan yağlardan kurtulmak için çok özel bir diyete ihtiyaç var.

    Uygulayacağınız diyet her yerde kolayca bulup tüketeceğiniz gıdalardan oluşuyor. En önemlisi de oldukça ekonomik oluşu.

    Diyetin birinci dereceden etkilediği bölüm kalça ve basen ardından da bacaklar geliyor. Özellikle binici pantolonu olarak adlandırılan kalça ve diz kapağı bölgesinde fazla kilo problemi olan kişiler tam 6 hafta içinde etkili çözüme kavuşabiliyorlar.

    Diyet kayısı ve badem müslini olarak tanımlanıyor. Müslinin hazırlanışı Hazırlayacağınız müslinin tadı oldukça leziz. İçeriğinde badem ve kurutulmuş meyvalar ve tahıllar kadar pek çok vücudunuza faydalı gıdalar bulunuyor. Ancak hepsi bir araya getirildiğinde kalça bölgenizdeki yağları hızla eritip, sizi forma sokuyor.

    Hazırlanışına gelince…

    2 fincan yulaf tanesi, 2 fincan kırılmış fındık, 1 fincan buğday, 1 fincan çekirdeksiz kuru üzüm, 1 fincan ayçiçek tohumu, 1 fincan badem, 1 fincan ince kıyılmış kuru kayısı Malzemeleri karıştırıp, blenderdan geçirin. Hazırladığınız karışımı tam 12 porsiyon olacak şekilde eşit parçalara ayırın. Her porsiyonda karışımı bir bardak diyet soğuk süt ilave ederek tüketeceksiniz. Tabii üzerine yarım dilim muz da ekleyebilirsiniz.

    Her günkü program

    Kahvaltı: Bir porsiyon hazırladığınız müsli, bir fincan süt ve dilimlenmiş yarım dilim muz Saat 11.00: Bir elma Öğle: Bir porsiyon müsli ve yarım muz

    Öğleden sonra:Bir avuç kuru üzüm

    Ana öğün: Meyveyle birlikte temel gıdalar

    Yatmadan önce: Bir portakal Meyveler: Elma, kayısı, iki kurutulmuş erik, bir mango Ana öğünler

    Pazartesi: Bir parça tavuk kanat ya da göğüs ızgara, yeşil salata ve bir meyve

    Salı: İki yumurtalı omlet, domates ve rendelenmiş havuçla tüketilecek.

    Çarşamba: Bir çay fincanı büyüklüğünde yer tutan spagetti. Bir meyve.

    Perşembe: İnce dilimlenmiş bir tavuk göğsü. Haşlanmış havuçla servis yapılacak. Dilerseniz yanına haşlanmış brokoli de alabilirsiniz. Bir meyve.

    Cuma: Ton balıklı yeşil salata. Bir adet katı pişmiş yumurta. Bir meyve.

    Cumartesi: Bir parça hindi göğsü, mısırla karışık yeşil salata. Bir meyve.

    Pazar: 3 dilim rosto edilmiş biftek, havuçlu brokoli salatası ve iki adet haşlanmış patates. Bir meyve.

  • Profiloplasty ile yüzünüzde altın oranı yakalayın, Profiloplasty nedir ? Altın oran nedir ? Op. Dr. Naci Çelik

    Profiloplasty ile yüzünüzde altın oranı yakalayın, Profiloplasty nedir ? Altın oran nedir ? Op. Dr. Naci Çelik | 7Yüzyıllardır, gözlerin, burnun, kaşların, dudakların birbirine mesafesindeki uyumla belirlenen altın oran, Leonardo da Vinci’nin Mona Lisa’sının altın oranıyla da popülerleşerek günümüze dek ideal güzelliği tarif etti. Bugün, kendi altın oranımıza Profiloplasty uygulamasıyla kavuşabiliyoruz. Profiloplasty özetle; yüzdeki herhangi bir uygulamanın diğer tüm uzuvlarla da uyumlulaştırılması sürecini tanımlıyor ve teoride matematiksel bir işlem iken pratiğe döküldüğü zaman bir sanat halini alıyor.

    Kim daha güzel, orantılı bir yüze sahip olmak istemez ? Plastik cerrahi ve diğer medikal estetik uygulamalar bu istek etrafında; kusurları gidermek ve güzellikleri öne çıkarmak için çalışır.

    Özellikle yüzümüzde genel beğeniye ve kendi estetik anlayışımıza uygun bir görünüme sahip olmak isteriz. Daha küçük bir burun, dolgun yanaklar, gergin alın gibi.

    Güzellik anlayışı kültürden kültüre değişse dahi, genel olarak güzellikle uzlaşılan ve bilimsel olarak da açıklanabilen bir ölçü vardır. Leonardo da Vinci ile popüler olmuş bir kavram olan ‘altın oran’ kabaca, büyüğün küçüğe oranı olarak ifade edilir. Yüzün boyu / Yüzün genişliği; Dudak- kaşların birleşim yeri arası / Burun boyu; Yüzün boyu / Çene ucu-kaşların birleşim yeri arası; Ağız boyu / Burun genişliği; Burun genişliği / Burun delikleri arası;

    Göz bebekleri arası / Kaşlar arası gibi.

    Aslında burnumuzu büyük, çenemizi dar, yanaklarımızı çökük bulup, plastik cerrahiden destek almak isterken, bilerek ya da bilmeyerek bu orana yaklaşmaya çalışmaktayız.

    Plastik cerrahi artık bunu daha bilimsel yapıyor ve Profiloplasty ile tek bir bölgeyi düzeltmek yerine, onun diğer bölgelerle, örneğin bir burun ameliyatı söz konusuysa, burnun çeneyle, dudaklarla, yanaklarla, alın ve kaşlarla orantısını da gözetip tamamını birbiriyle uyumlu hale getirecek ve ideal orana yaklaştıracak çözümler sunuyor. Yöntemin uygulayıcısı Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Naci Çelik; Profiloplasty’nin ne olduğunu, nasıl işlediğini ve beklenen sonuçları hakkında bilgi verdi.

    Profiloplasty nedir?

    Profiloplasty kısaca tarif edilecek olursa kişinin yandan görünümünü düzeltmeyi amaçlayan işlemlerin tümü olarak tanımlanabilir. Tabi ki yandan görünümde asıl belirleyici faktör burun ve dolayısıyla burnu düzeltici işlem olan rhinoplasty’dir. Maalesef pek çok doktor yüz görünümündeki şikâyet nedeniyle başvuran hastalarda işlemin basitliği ve hastaya maliyetinin fazla olmaması nedeniyle hastalara sadece rhinoplasty işlemini önermişlerdir.

    Bu da burun ameliyatı olduğu halde hala kendisinin daha güzel ya da daha yakışıklı olduğunu hissetmeyen hastaların sayısının artmasına ve yüze uygun olmayan yapay görünümlü burunların artmasına neden olmuştur.

    Haliyle burun ameliyatı olmak isteyen hastalar çevrelerindeki bu kötü örnekleri görerek yaptırmak istedikleri bu operasyonu yaptırmaktan vazgeçmişlerdir.

    Profiloplasty hastanın sadece yüzünün yan ve oblik (yan ile karşı arası duruş) görünümünü değerlendirmekle kalmaz bu görünüm üzerindeki etkisi olan ünitelerin kendi aralarındaki açı ve oranları da dikkate alır.

    Profiloplasty’nin tek tek plastik cerrahi işlemlerinden farkı nedir ?

    Profiloplasty yüzü bir bütün olarak değerlendirir ve
    Alın-burun açısı
    Burun-dudak açısı
    Burun-çene açısı
    Çene-Çene altı oran
    Çene- boyun açısı
    Kulak-burun büyüklüğü oranı gibi oranları da dikkate alınarak bir uygulama programı önerir.

    Örneğin burun ameliyatı olmak için başvuran iri burunlu bir hastada aynı zamanda iri bir çene varsa hastanın sadece burnuna yapılacak bir işlem iki şekilde sonuçlanır:

    Hastanın burnu çeneyle orantılı olacak şekilde iri bırakılır ve sonuçta burun şekil olarak güzel olsa bile hastanın burnu ve çenesi eski iriliğinde kalacağı için yüz hatları kaba olur. Bu tür bir işlem sonrası hasta ve çevresi operasyonun hiçbir işe yaramadığını düşünürler çünkü iri burun hâlâ iri burundur.

    Hastanın burnu küçültülür çenenin iriliğine göre ayarlanmaz ve sonuçta yüzle uyumlu olmayan çok güzel görünümlü olsa bile çok yapay görünen ve hastayı kesinlikle mutlu etmeyen orantısız bir burun ortaya çıkar.

    Böyle bir hastada yapılması gereken işlem aynı operasyonda belki de çene ucundaki kemiğin hafifçe törpülenmesi ve yapılacak burnun yeni çeneye göre ayarlanması olmalıdır ki hasta sonuç olarak yüzüne uyumlu ve hoş bir burna kavuşsun.

    Profiloplasty ile neler yapılabilir ve hangi bölgelere uygulanabilir?

    Alın: Örneğin alın çok düzse yağ enjeksiyonları ile alın konveks bir şekle getirilebilir. Saç çizgisi çok aşağıda yerleşmiş hem erkek hem de kadınlarda epilasyon ile saçların alınması sağlanarak dar alın daha geniş bir hale getirilebilir ya da saçlar dökülerek saç çizgisinin gerilediği durumlarda saç ekimi yapılabilir. Tüm bu işlemler kişinin yan görünümü üzerinde belirleyici olurlar.

    Kaşlar: Düşük kaşlara kaş asma yapılarak kaş ucunun lateral kantusa olan mesafesi artırılarak gözler açığa çıkartılabilir.

    Burun: Rhinoplasty işlemi ile burun küçültülebilir, büyültülebilir ucu kaldırılıp indirilebilir veya burun uzatılıp kısaltılabilir.

    Yanaklar: Yaşlı yüzde sarkmış olan yanaklar asılarak kaldırılabilir ya da şişman görünümlü yanaklar daha zayıf görünümlü hale getirilebilir. Elmacık kemikleri belirginleştirilebilir. Yanaklara dolgu yapılarak yüze daha dinlenmiş bir ifade verilebilir.

    Dudaklar: Anatomik olarak üst dudak hafifçe alt dudağın (1-2 mm) önündedir ve alt dudak üst dudağa göre daha kalındır. Bazen rhinoplasty adayı bayanlarda işlemin en önemli noktalarından birisi dudağın dolgu maddeleri veya hastanın kendi yağları ile kalınlaştırılmasıdır.

    Çene: Profiloplasty’de burundan sonra en önemli etkili faktör çenenin değerlendirilmesidir. Çene ucu problemleri çok çeşitlidir:

    Ülkemizde en sık görülen deformite mentumun geride olması ve çene yüksekliğinin kısa olmasıdır. Bu kadınlarda yuvarlak bir yüze neden olurken erkeklerde de zayıf yüz hatlarına neden olur. Dolayısıyla profiloplastyde en sık uygulanan çene düzeltici yöntem augmantasyon mentoplasty yani çene ucu büyültme ameliyatıdır.

    Gıdı bölgesi: Submental bölgedeki yağ fazlalığı hastanın çenesinin olduğundan daha kısa görünmesine yol açar. Bu bölgeye yapılacak basit bir liposuction ya da submental yağ eksizyonu çene konturunu düzgünleştirir.

    Boyun bölgesindeki kırışık deri boyun germe operasyonu ile düzeltilebilir. Bu işlem daha çok orta yaş ve üzeri hastalarda uygulanmalıdır.

    Kulaklar: Kulaklar genel olarak karşıdan veya arkadan bakıldığı zaman deformiteleri daha çok görülen organlar olmakla birlikte profilden de normal anatomide tüm kulak kepçesinin kıvrımları tam olarak görülmelidir. Kepçe kulak deformitesi olan hastalarda bunun düzeltilmesi yandan görünüme büyük katkıda bulunur.

    Profiloplasty’nin uygulama süreci nasıl işler?

    Başvuran hastaların bir kısmı problemin sadece bir yönünü görebilir, örneğin istediği ölçüde bir burunun dar bir çenede uygun olmayacağını hesap edemeyebilir. Burada rol plastik cerraha düşer. Hastanın ön, yan ve oblik resimleri çekildikten sonra bunlar üzerinde çalışmalar yapılır. Bilgisayar yardımıyla yukarda bahsettiğimiz ünitelerin birbirleriyle ilişkisi ortaya konur ve açılar ile oranlar ölçülür. Ardından uygun görülen düzeltmeler yapılarak hastaya muhtemel sonuçlar sunulur.

    Profiloplasty matematik ve bilgisayar programlarıyla kişiye en uygun yüzün kazandırılması mıdır?

    Profiloplasty teoride matematiksel bir işlem iken pratiğe döküldüğü zaman bir sanattır.

    Basit bir dolgu işlemi bir medikal estetisyen tarafından yapılabilir. Bir burun ameliyatını kulak burun boğaz doktoru yapabilir. Yanaklara dışarıdan verilecek dolgu malzemeleriyle bir dermatolog tarafından şekil verilebilir.

    Hatta bir oftalmolog göz kapaklarınız ve kaşlarınıza estetik operasyon yapabilir. Ancak sadece bir plastik cerrah bunların hepsini ve daha fazlasını bir arada değerlendirerek sizin için en uygun operasyon veya operasyonlar dizisini önerip uygulayabilir.

    Profiloplasty uygulanmış hasta, tek bir işlem görmüş hastaya oranla ne kazanır?

    Profiloplasty ile genel bir uyumlulaştırma süreci, hastaya, her şeyden önce özgüven, harcadığı zaman ve paranın tam karşılığını aldığı tatminini kazandırır.

    Burun ameliyatı olduktan sonra, güzel bir buruna ama yine de güzel olmayan bir yüze, ya da defalarca burun ameliyatı olup memnun kalmayanlara mutlaka rastlanmıştır. Profiloplasty, yüzün herhangi bir uzvundaki radikal değişikliğin diğer uzuvlarla mutlaka uyumlulaştırılması ve efsanevi altın oran’a yaklaştırılması prensibiyle çalışır.

    Profiloplasty, uzun vadede daha ekonomik, kalıcı ve tatmini yüksek sonuçlar vaat eder. Hastane, anestezi, muayene gibi farklı zamanlarda yapılsa yüksek bütçeli olacak işlemler, bir arada yapıldığı için daha ekonomik olmakta, iyileşme sürecine de bir seferde girilmekte ve sonuçlar daha yüz güldürücü olmaktadır.

    Op. Dr. Naci Çelik
    Plastik ve Rekonstrüktif Cerrah

    KUTU: ALTIN ORAN NEDİR ?

    Altın oran, doğadaki varlıkların yapılarında bulunan özel bir orandır. Altın oran kabaca, büyüğün küçüğe oranıdır. Bu oran özellikle sanat ve mimaride yüzyıllarca uygulanmıştır. Doğada en belirgin olarak altın oran insan vücudunda, kabuklu deniz hayvanlarında ve ağaç dallarında görülmektedir.

    Başka bir deyişle altın oran, dikdörtgenin en estetik görünecek uzunlukta uzun kenarının kısa kenarına oranıdır.

    Sanatçılar, bilim adamları ve tasarımcılar, araştırmalarını ya da çalışmalarını yaparken ya da ürünlerini ortaya koyarlarken orantıları altın oran uyumuna göre belirlenmiş insan bedenini ölçü olarak alırlar. Leonardo da Vinci ve Corbusier tasarımlarını yaparken altın oran sayısına göre belirlenmiş insan vücudunu ölçü almışlardır. Günümüz mimarlarının en önemli başvuru kitaplarından biri olan Neufert’te de altın orana göre belirlenmiş insan vücudu temel alınmaktadır.

    İnsan vücudunda altın oran için verilebilecek ilk örnek, göbek ile ayak arasındaki uzaklık bir birim olarak kabul edildiğinde, insan boyunun 1,618 e karşılık gelmesidir. Bunun dışında vücudumuzda yer alan diğer bazı altın oranlar şöyledir: Parmak ucu-dirsek arası / El bileği-dirsek arası; Omuz hizasından baş ucuna olan mesafe / Kafa boyu; Göbek-baş ucu arası mesafe / Omuz hizasından baş ucuna olan mesafe; Göbek-diz arası / Diz-ayak ucu arası.

    İnsan yüzünde de birçok altın oran vardır ki özellikle bu konu yüz estetiğini daha çok yakından ilgilendiriyor. Ancak bu oranlandırma, bilim adamları ve sanatkârların beraberce kabul ettikleri “ideal bir insan yüzü” için geçerlidir. Yani her insanda bu oran tam doğru olmayabilir. Örneğin üst çenedeki ön iki dişin enlerinin toplamının boylarına oranı altın oranı verir. İlk dişin genişliğinin merkezden ikinci dişe oranı da altın orana dayanır.

    Bunlar bir dişçinin dikkate alabileceği en ideal oranlardır. Bunların dışında insan yüzünde yer alan diğer bazı altın oranlar şöyledir: Yüzün boyu / Yüzün genişliği; Dudak- kaşların birleşim yeri arası / Burun boyu; Yüzün boyu / Çene ucu-kaşların birleşim yeri arası; Ağız boyu / Burun genişliği; Burun genişliği / Burun delikleri arası; Göz bebekleri arası / Kaşlar arası. Bu oranlar daha da artırılabilir.

    Profiloplasty

    YÜZ ESTETİĞİ

    Konu başlığında yeni bir konsept yazdıysam da aslında plastik cerrahların 1960’lı yıllarda öne sürdükleri bu uygulama son yıllarda tekrar gündeme gelmiştir.

    Profiloplasty kısaca tarif edilecek olursa kişinin yandan görünümünü düzeltmeyi amçlayan işlemlerin tümüdür. Tabi ki yandan görünümde asıl belirleyici faktör burun ve dolayısıyla burnu düzeltici işlem olan rhinoplasty’dir. Maalesef pek çok doktor yüz görünümündeki şikayet nedeniyle başvuran hastalarda işlemin basitliği ve hastaya maliyetinin fazla olmaması nedeniyle hastalara sadece rhinoplasty işlemini önermişlerdir. Bu da burun ameliyatı olduğu halde hala kendisinin daha güzel ya da daha yakışıklı olduğunu hissetmeyen hastaların sayısının artmasına ve yüze uygun olmayan yapay görünümlü burunların artmasına neden olmuştur. Haliyle burun ameliyatı olmak isteyen hastalar çevrelerindeki bu kötü örnekleri görerek yaptırmak istedikleri bu operasyonu yaptırmaktan vazgeçmişlerdir.

    Profiloplasty hastanın burnunu değil yüzünün yan ve oblik (yan ile karşı arası duruş) görünümünü değerlendirmekle kalmaz bu görünüm üzerindeki etkisi olan ünitelerin kendi aralarındaki açı ve oranları da dikkate alır.

    Profiloplasty bir bütün olarak yüzü değerlendirmekle birlikte yüzün ünitelerini sınıflandıracak olursak:

    1.Alın

    2.Kaşlar

    3. Burun

    4.Yanaklar

    5.Dudaklar

    6.Çene

    7.Gıdı bölgesi

    8.Boyun

    9.Kulaklar

    Ayrıca ikili ve üçlü değerlendirmeler de önemlidir. Şöyle ki:

    1.Alın-burun açısı

    2. Burun-dudak açısı

    3. Burun-çene açısı

    4.Çene-Çene altı oran

    5.Çene- boyun açısı

    6.Kulak-burun büyüklüğü oranı

    7.Alın-burun-çene oranları

    8.Nasolabial sulcus-burun ilişkisi

    Basit örnekler ile profiloplasty anlatılabilir. Örneğin burun ameliyatı olmak için başvuran iri burunlu bir hastada aynı zamanda iri bir çene varsa hastanın sadece burnuna yapılacak bir işlem iki şekilde sonuçlanır:

    Hastanın burnu çeneyle orantılı olacak şekilde iri bırakılır ve sonuçta burun şekil olarak güzel olsa bile hastanın burnu ve çenesi eski iriliğinde kalacağı için yüz hatları kaba olur. Bu tür bir işlem sonrası hasta ve çevresi operasyonun hiçbir işe yaramadığını düşünürler çünkü iri burun hala iri burundur.

    Hastanın burnu küçültülür çenenin iriliğine göre ayarlanmaz ve sonuçta yüzle uyumlu olmayan çok güzel görünümlü olsa bile çok yapay görünen ve hastayı kesinlikle mutlu etmeyen orantısız bir burun ortaya çıkar

    Böyle bir hastada yapılması gereken işlem aynı operasyonda belki de çene ucundaki kemiğin hafifçe törpülenmesi ve yapılacak burnun yeni çeneye göre ayarlanması olmalıdır ki hasta sonuç olarak yüzüne uyumlu ve hoş bir burna kavuşsun.

    Profiloplasty ile neler yapılabilir:

    Alın:

    Özellikle erkeklerde frontal processler çıkıntılı ise törpülenebilir. Ya da alın çok düz ise yağ enjeksiyonları ile alın konveks bir şekle getirilebilir. Saç çizgisi çok aşağıda yerleşmiş hem erkek hem de kadınlarda epilasyon ile saçların alınması sağlanarak dar alın daha geniş bir hale getirilebilir ya da saçlar dökülerek saç çizgisinin gerilediği durumlarda saç ekimi yapılabilir. Tüm bu işlemler kişinin yan görünümü üzerinde belirleyici olurlar

    Kaşlar:

    Düşük kaşlara kaş asma yapılarak kaş ucunun lateral kantusa olan mesafesi artırılarak gözler açığa çıkartılabilir.

    Burun:

    Rhinoplasty işlemi ile burun küçültülebilir, büyültülebilir ucu kaldırılıp indirilebilir veya burun uzatılıp kısaltılabilir.

    Yanaklar:

    Yaşlı yüzde sarkmış olan yanaklar asılarak kaldırılabilir ya da şişman görünümlü yanaklar daha zayıf görünümlü hale getirilebilir. Elmacık kemikleri belirginleştirilip nasolabial sulkuslar silikleştirilebilir. Yanaklara dolgu yapılarak yüze daha dinlenmiş bir ifade verilebilir.

    Dudaklar:

    Anatomik olarak üst dudak hafifçe alt duağın (1-2 mm) önündedir ve alt dudak üst dudağa göre daha kalındır. Bazen rhinoplasty adayı bayanlarda işlemin en önemli noktalarından birisi dudağın dolgu maddeleri veya hastanın kendi yağları ile kalınlaştırılmasıdır. Kalın dudakların inceltilmesi de mümkün olmakla birlikte bu çok sık görülen bir durum değildir.

    Çene:

    Profiloplastyde burundan sonra en önemli etkil faktör çenenin değerlendirilmesidir. Çene ucu problemleri çok çeşitlidir:

    a. Mentumun geride olması çene yüksekliğinin normal olması

    b.Mentumun geride olması ve çene yüksekliğinin kısa olması

    c. Mentumun geride olması ve çene yüksekliğinin uzun olması

    d.Mentumun ileride olması ve çene yüksekliğinin kısa olması

    e. Mentumun ileride olması ve çene yüksekliğinin normal olması

    f. Mentumun geride olması ve çene yüksekliğinin uzun olması.

    Bu problemlerden herhangi birisi görülebilirse de ülkemizde en sık görülen deformite mentumun geride olması ve çene yüksekliğinin kısa olmasıdır. Bu kadınlarda yuvarlak bir yüze neden olarken erkeklerde de zayıf yüz hatlarına neden olur. Dolayısıyla profiloplastyde en sık uygulanan çene düzeltici yöntem augmantasyon mentoplastydir. Augmantasyon mentoplasty aşağıdaki şekillerde yapılabilir:

    i. Yağ enjeksiyonu: Hastanın bel veya karın bölgesinden ya da gıdı altından alınan yağların bazı işlemlerden geçirildikten sonra çene ucuna verilmesi

    ii. Dışardan enjeksiyon maddelerinin verilmesi: Kollagen, hyaluronic asit vb pek çok yabancı madde çene ucuna enjekte edilebilir.

    iii. Kıkırdak yerleştirilmesi.

    iv. Çene ucu protezleri yerleştirilmesi: silicon vb…

    v. Çene kemiklerinin cerrahi müdahale ile kesilerek öne doğru ilerletilmesi.

    Gıdı bölgesi:

    Submental bölgedeki yağ fazlalığı hastanın çenesinin olduğundan daha kısa görünmesine yol açar. Bu bölgeye yapılacak basit bir liposuction ya da submental yağ eksizyonu çene konturunu düzgünleştirir.
    Boyun bölgesindeki kırışık deri bayun germe operasyonu ile düzeltilebilir. Bu işlem daha çok orta yaş ve üzeri hastalarda uygulanmalıdır. Daha genç hastalarda cervikomental açının düzeltilmesi için tüm mandibula konturuna (sadece çene ucuna değil) yağ enjeksiyonu yapılması gerekebilir.

    Kulaklar:

    Kulaklar genel olarak karşıdan veya arkadan bakıldığı zaman deformiteleri daha çok görülen organlar olmakla birlikte profilden de normal anatomide tüm kulak kepçesinin kıvrımları tam olarak görülmelidir. Kepçe kulak deformitesi olan hastalarda bunun düzeltilmesi yandan görünüme büyük katkıda bulunur.

    Peki hasta kendisi için neyin doğru olduğunu nasıl anlayacak? Başvuran hastaların bir kısmı problemin sadece bir yönünü görürken bir kısmı problemi yanlış değerlendirmektedirler. Burada asıl rol plastik cerraha düşer.

    Hastanın ön, yan ve oblik resimleri çekildikten sonra bunlar üzerinde çalışmalar yapılır. Bilgisayar programları ile yapılan bu çalışmalar örneğin bir rhinoplasty adayına “size bu burnu yacerrparız şöyle güzel olursunuz böyle harika olursunuz “ demek için yapılmaz. Bu programlar hastanın gözünü boyamak için değil hastanın problemlerini ortaya koymak için tasarlanmışlardır. Bilgisayar yardımıyla yukarda bahsettiğimiz ünitelerin birbirleriyle ilişkisi ortaya konur ve açılar ile oranlar ölçülür. Ardından uygun görülen düzeltmeler yapılarak hastaya muhtemel sonuçlar sunulur. Profiloplasty buraya kadar oldukça matematiksel bir işlem iken realiteye döküldüğü zaman bir sanattır .Basit bir dolgu işlemi bir medikal estetisyen tarafından yapılabilir. Bir burun ameliyatını kulak burun boğaz doktoru yapabilir. Yanaklara dışarıdan verilecek dolgu malzemeleriyle bir dermatolog tarafından şekil verilebilir. Hatta bir oftalmolog göz kapaklarınız ve kaşlarınıza estetik operasyon yapabilir. Ancak sadece bir plastik cerrah bunların hepsini ve daha fazlasını bir arada değerlendirerek sizin için en uygun operasyon veya operasyonlar dizisini önerip uygulayabilir.

  • Sağlıklı kilo vermenin tüyoları

    Sağlıklı kilo vermenin tüyoları Hospitalium Haznedar Hastanesi Diyetisyeni Fatma Koçak yiyerek nasıl zayıflanabileceğine ilişkin ipuçları verdi. Koçak’ın önerilerini herkes rahatlıkla uygulayabilir…

    Sağlıklı bir şekilde kilo nasıl verilir ?

    Günü 6 parçaya bölerek, vücudun ihtiyaç duyduğu kadar besin tüketilmeli, küçük ve masum görünen fakat yağ ve şeker içeriği yüksek; yükte hafif pahada ağır ikramları geri çevirin.

    Vücudun yağ ve kas dengesini sağlamada doğru beslenmenin yanı sıra fiziksel aktivite de önemlidir. Beraberinde bir egzersiz programına başlamak ve mümkünse bunu hayat boyu bir alışkanlık haline getirmek gerekmektedir. Bu mümkün değil ise, gün boyu hareket halinde olunmalıdır. Gün içerisinde hareketliliği sağlayacak kısa yürüyüşler, merdiven çıkma gibi fırsatları değerlendirin.

    Örneğin masanızda sürekli su bulundurmaktansa, arada bir kalkıp mutfağa gidin ve su için. Dikkat edin; eğer bunu yapmaya bile üşeniyor ve başkalarından rica ediyorsanız; hareketsizliğe alışkın olabilirsiniz.

    article_diyet31Yiyerek nasıl zayıflanır ?

    Kişiden kişiye ve yenilen besinlerin içeriğine göre değişmesine rağmen yemek yedikten 3-4 saat sonra kan şekeri düşer ve karnımız acıkır, bir şeyler yeme isteği duyulur. Biz diyetisyenlerin “az miktarda ve sık sık yemek yiyin” önerimizin temelinde bu yatar. Çünkü iş yoğunluğu veya başka meşguliyetler sebebiyle 6-7 saate varan açlıklar sonucunda dayanılmaz bir açlık duygusu ve hızlı yemek yeme bir araya gelir.

    Kısa bir süre içinde, o an için vücudun ihtiyacından çok daha fazla besin tüketilir. Metabolik faaliyetler sonucunda alınan kalorinin bir kısmı kullanılır. Ancak fazlası elbette ki, depolanır. Bu durum sık sık tekrarlanırsa, kilo alma kaçınılmazdır. Bu nedenle 2-3 saatte bir besin tüketmek günlük besin alımının frenlenmesine yardımcı olur.

    Diyetlerde su tüketimi artırılır bunun nedeni nedir ?

    Su, yetişkinlerde vücudun toplamda yüzde 55-60’ını oluşturur. Hayati sıvı denilen kanın yüzde 90′ ı, kasların yüzde 75′ i, kemiklerin yüzde 25′ i ve hatta yağlarınenerji için depolandığı dokunun dahi yüzde10 ila 30′ u sudan oluşmaktadır. Bu nedenle vücudun ihtiyacı olan besin ve besin öğelerini alırken, yeterli miktarda suyun da alınması gerekir. Kilo verme esnasında metabolik artıkların uzaklaştırılması için, kilo alma esnasında da hücre yapımı için yeterli miktarda su alınması şarttır.

    Kısa sürede kilo vermenin zararları nelerdir ?

    Yapılan araştırmalar, kısa sürede kilo vermek için günlük alınan kalorinin aşırı derecede kısılması sonucunda, yağ kaybının yanı sıra kas kaybının da fazla olduğunu göstermektedir. Vücudun iskelet kasları dışında kalbin de yapısı kastır. Dolayısıyla tüm bu dokuların kas kitlelerinde azalmalar olmaktadır.

    Uzun vadede ise, iç organların zarar görmesi mümkündür. Kaldı ki, hayat boyu kalorisi çok fazla kısıtlanmış bir diyete uyulması imkansızdır. Kilo verdikten sonra düşük kalorili diyetler bırakılır ve sofralar tabir yerindeyse donatılır. Egzersizler azaltılır. Verilen kilolar da aynen ve bazen daha fazlasıyla geri alınır. Geriye gözle görülmeyen ve uzun vadede anlaşılacak tahribatlar
    kalır.

    Füsun Saka

  • Yağlardan kurtulmak için 25 yol

    Yağlardan kurtulmak

    25 adımda yağları atın! Kilo verme işini gözünüzde büyütmeyin. Kolayca uygulayabileceğiniz bu yöntemlerle zayıflayabilirsiniz.

    Kilo vermeye başlamak için ihtiyacınız olan tek şey 1 dakika ! İşte aldığınız kalorileri azaltmak ve daha çok yağ yakabilmek için tam 25 tane öneri. Üstelik de uygulanmaları çok kolay. Yapmanız gerekense, bu önerileri günlük hayata geçirmek. Eğer hali hazırda diyet yapıyorsanız, bunları uygulayarak kilo vermenizi hızlandırabilirsiniz.

    1. Karıştırın

    Sevdiğiniz meyve suyunu maden suyuyla karıştırın. Bunu yaparken, normalde içtiğiniz meyve suyunun yarısını kullanacağınız için, aldığınız kaloriyi önemli miktarda azaltmış olursunuz. Hele de meyve sularının bolca tüketildiği şu sıcak yaz günlerinde.

    2. Telsiz telefon kullanın

    En yakın arkadaşınıza günün sıcak dedikodularını verirken, aynı zamanda da kalori yakmaya ne dersiniz? Çamaşırları yıkayın (68 kalori), masayı hazırlayın (85 kalori), ya da çiçekleri sulayın (102 kalori). (Bu değerler, 68 kiloluk bir kişi ve yarım saat üzerinden geçerlidir.)

    3. Çiklet çiğneyin

    Yakın zamanda yapılan bazı araştırmalara göre, tüm gün şekersiz (tatlandırıcılı/damla sakızlı) çiklet çiğnemek metabolizma hızınızı yüzde 20 oranında artırıyormuş. Biz araştırmacıların yalancısıyız!

    4. Abur cuburların karşılığını nakit ödeyin

    Ne zaman biri size abur cubur, ya da yememeniz gereken bir şey önerdiğinde kabul ederseniz, kenara bir 500 yüz bin lira koyup, bunu çocuğunuza, kardeşinize, ya da dilencilere verin. Paracıklar cebinizden eksilmeye başladığında, hayır demeyi de öğreneceksiniz.

    5. Ambalaja dikkat edin

    Ambalaj üzerlerini iyice okuyun. Çünkü kalori değerleri genellikle 100 gram üzerinden bildirilir. Oysa yediğiniz şey, 100 gramdan fazlaysa çok daha fazla kalori alıyorsunuz demektir.

    6. Yürüyüşe çıkmadan önce yeşil çay için

    Kafein yağ asitlerinin açığa çıkmasını sağlar. Böylece daha kolay yağ yakarsınız. Ayrıca yeşil çayda bulunan polifenoller (antioksidan bileşikler), kafeinle birleşerek yakılan kalori miktarını artırırlar. Ancak eğer yüksek tansiyonunuz varsa, bu öneriyi dikkate almayınız.

    7. Yemeğinizi evden getirin

    Dışarıda yemek genellikle daha çok kalori almanıza neden olur. Dışarıda bulmanın zor olduğu şeyleri evde hazırlayıp yanınızda getirebilirsiniz.

    8. İlla da salata sosu istiyorsanız…

    O zaman bu tarife göre kendi salata sosunuzu yapın. Çünkü bu sosta bulunan yağ miktarı 1.5 gr ve içerdiği kalori de sadece 20’dir.

    – 1 çay kaşığı balsamik sirke
    – Çeyrek çay kaşığı zeytinyağı
    – 3/4 çay kaşığı dijon hardalı
    – Çeyrek çay kaşığı yaban turbu

    9. Kan testi yaptırın

    Yaklaşık 12 kadından birinin tiroid bezleri yeterince iyi çalışmıyor ve bu da metabolizmayı yavaşlatan etkenlerden.

    10. Suyu tercih edin

    Meşrubat tercihinizi sudan yana kullanın. Yanınızda şişe bulundurmak faydalı olabilir.

    11. Tat alma duyunuzu yanıltın

    Yağlardan kurtulmak
    Yağlardan kurtulmak

    Öksürük için olan mentollü drajelerden bir taneyi ağzınızda eritmek, canınız bir şey çektiğinde, bu duyguyu köreltebilir.

    12. Baharatları kullanın

    Örneğin yediklerinize acı eklemek, daha uzun bir zamanda acıkmanıza yardımcı olabilir.

    13. İçtiniz mi beyaz için

    Su gibi, az yağlı sütün de doyurucu etkisi vardır. Üstelik kalsiyum açısından da zengindir ve tok tutar.

    14. Salata malzemelerini doğramayın, dilimleyin

    Salatanız, sadece yeşilliklerden oluşmak zorunda değil. Havuç, kereviz, kabak ve diğer sebzeler de kullanılabilir. Ama bunları ince ince doğramak yerine, büyük parçalar halinde kesin. Hem yemesi daha uzun sürer, hem de daha çok çiğnersiniz. Bu da daha çabuk doymanızı ve ana yemekten daha az yemenizi sağlar.

    15. Bir dostunuzu arayın

    Yalnız hissediyorsanız, kendinizi yemeğe vurmak yerine telefonu elinize almayı tercih edin.

    16. Yediklerinizi yazın

    Bu, neyi ne kadar yediğinizi bildiğiniz için, kendinizi kontrol etmenize yardımcı olur.

    17. Uzaktan kumandayı emekliye ayırın

    Uzaktan kumanda gibi aletler işinizi kolaylaştırmakla beraber, sizleri hareketsizleştirir.

    18. Sprey yağları tercih edin

    Böylece normalde kullandığınızdan çok daha az yağ kullandığınızı fark edeceksiniz.

    19. Alırken küçüğünü tercih edin

    Örneğin çikolata mı satın aldınız, bir bar yerine, bir paket almak demek, yüzde 44 daha fazla yemeniz demek. Riske girmeye gerek yok, küçüğünü alın, kaloriyi azaltın.

    20. Yemeği pişirmeden önce ölçün

    Makarna, pilav gibi besinleri yerken, miktarı kaçırıp daha çok yiyebilirsiniz. Oysa baştan yemeniz gereken kadarını ölçüp pişirirseniz, bu sorun ortadan kalkmış olur. Şöyle söyleyelim, 4 kaşık makarna ya da pilav, 1 dilim ekmeğe eşittir.

    21. Aynasız yemek olmaz

    Yemek yerken kendinize aynada bakmak, yüzde 22-32 daha az yemenizi sağlar.

    22. Kutuyu açmadan önce bekleyin

    Dondurma kutusunu açmadan önce, 10 mekikle, 10 şınav çekin. Bu hem atıştırma arzunuzu öldürebilir, hem de vücudunuzla sizi tekrar iletişime sokarak, amaçlarınızı size hatırlatabilir.

    23. Çorbanız koyusundan olsun

    İçinde büyük sebze parçaları olan çorba içen kişilere bakılacak olursa, hem daha çabuk doyuluyormuş, hem de yüzde 20 daha az yeniliyormuş.

    24. Balık yemeyi ihmal etmeyin

    Balık, son derece sağlıklı bir yağ tipi olan omega-3 yağ asitlerini içerir. Omega-3 açısından zengin balıklar, tonbalığı, uskumru, somon ve morina balığıdır. Diyet yapan kişilere bakılacak olursa, her gün balık tüketenler, diyetlerinde balık olmayanlara oranla yüzde 20 daha fazla kilo kaybetmişler.

    25. Biraz da ilhama ihtiyacınız var

    Bazen ihtiyacınız olan motivasyonu gene ancak kendiniz sağlayabilirsiniz. Bu nedenle hazırlıklı olun ve buzdolabı, mutfak kapısı, bisküvilerin durduğu dolap, ya da bilgisayar gibi yerlere sizi motive edecek yazılar yapıştırın. Örneğin: “Bir gofrete yenilmeyeceksin değil mi? Ne de olsa uzun bir yol katettin ve çok başarılı oldun.