Etiket: kas

  • Kaşları güzelleştiren yağlar

    Kaşları güzelleştiren yağlar

    Hint yağı ve tatlı badem yağı; kaş ve kirpikler için zararsız mükemmel nemlendiricilerdir. Yalnızca nemlendirmekle kalmaz aynı zamanda onları besler. Kirpiklerinizin doğal rengini ortaya çıkarmakta da çok marifetlidir. Hint yağ; Hint yağı ağacının tohumlarından elde edilen zengin, kayganlaştırıcı ve yumuşatıcı bir yağdır. Dudak bakımında da kullanılır. Tatlı badem yağı; badem ağacının tohumlarından sıkılır, nemlendirici ve besleyici etkileri vardır. Ancak şuna dikkat çekmek isterim: Acı badem yağı gözler için zararlıdır, kullanılmamalıdır.

    Banyo sonrası maske :

    1 çay kaşığı Hint yağı
    1 çay kaşığı tatlı badem yağı

    Yukarıda ki yağları iyice karıştırın, temiz bir pamuklu kulak çöpünü bu yağa daldırın ve özellikle banyo sonrası, kaşlara ve daha sonra göz içine ve göz çevresi cildine değdirmeden kirpiklere uygulayın

    DİKKAT : Göz çevresi cildine değdirmemeye çalışınız.
    Açıklama : Bir saat kalması yeterlidir.

    İşlem sonunda gül suyu ile temizleyin. Gül suyu temizlerken nemlendiren ve onarıcı bakım yapan bir üründür. Sağlıklı, mutlu ve güzel kalın.

  • Güzelleşmek uğruna yapılan hatalar

    Güzelleşmek uğruna yapılan hatalar

    Güzelliğinizi etkileyen ve uygulamanız gereken kurallar…

    1. Çok fazla ürün kullanmak
    Cilt kuru olduğunda, her türlü nemlendiriciyi kullanabileceğimizi zannederiz. Ama maalesef yanılırız. Nemlendirici hem cilt tipimize uymalı hem de kendi isteğimizi karşılamalıdır. Öneri üzerine krem veya nemlendirici kullanılması sakıncalıdır. Cildinizden çok kuru veya çok yağlı diye şikâyetçiyseniz, Dermatolog yardımı almalısınız.

    2. Kaşları aşırı yolmak
    Kaş, yüzün en belirleyici simgelerinden biridir. Kaş aldırırken kendi yaşınıza uygun olarak aldırmalısınız. Fazla ince kaş; yüzünüzü fazla olgun veya fazla genç gösteriyorsa anlayın ki bu kaş tipi sizin yaş sınırınızı yansıtmıyor. Yaş kadar yüz tipinizde çok önemli bir husus. Yüzünüz yuvarlak, belirgin hatlara sahip ise kavisli bir o kadar da kalın kaş kullanmalısınız. Yüzünüz ince ve narin hatlara sahip ise kaş boyu daha ince bir o kadar da orta kalınlıkta kaşlar tercih edilmelidir.

    3. Kırık uçları kesmek
    Kırıkları aldırırken, saçımı yıpratmıyorum, zarar vermiyorum zannediyoruz. Ve zannederken de büyük bir yanılgıya kapılıyoruz. Kırıkları sürekli aldırmak, saçın kendi has yapısını bozar ve kırıkların daha çabuk çıkmasını sağlar. Bunu önlemek için yılda 2 kere kırıklarınızı aldırmalısınız.

    4. Fazla bronzlaşmak
    Bazı kadınlar bronz teni yazdan sonra kışın da devam ettirip, solaryum merkezlerinin kapılarını çalıyor. O kapıları çalarken tenine ne zararlar giriyor, bilmiyorlar tabii. Yaz-kış bronz kalan bayanların yaşları ilerledikçe tenlerinin sakladıkları zararlı maddeler, kahverengi benekler olarak olarak kapılarını çalacak.

    5. Makyajlı yatağa girmek
    Makyajlı uzun bir günün ardından, yatağa girmeye hazırlanırken yapmanız gereken tek bir şey var; makyajlı yüzü temizleme. Makyajlı yüz ile yattığınızda yüzünüz kimyasal maddeleri derinizde toplar, yüzünüzdeki enzimlerin içine girmeye hak kazanır. Bu olayda yüzünüzün erkenden sarkmalara yol açıp, erkenden yaşlanacağınızın belirleyicisidir.

    6. Siyah lekeleri yok etmek
    Öfkeyle sıktığınız bir siyah nokta zararsız gibi görünebilir ama aslında daha derin bakterileri iterek, yüzünüzde enfeksiyona yol açar. Daha da kötüsü, bu uzun süreli iltihapların ortaya çıkmasına yol açar. Siyah noktaları sıkmak yerine, onları nasıl yok edebilirim düşüncesine kapılıp, çıkış yolları aramalısınız.

  • Seksin faydası

    Seksin faydası

    Seks, pek çok kişinin düşündüğü gibi sadece hormonlarınızın ya da arzularınızın artması değildir.

    Özellikle kadınlar, cinsel arzularının dönem dönem artmasının ya da cinsel hayata düşkünlüğün utanılacak bir durum olduğunu düşünse de, seksin sağlık açısından pek çok faydası var.

    İşte seksin 5 faydası:

    Bağışıklık ve kalp sağlığını güçlendirir
    Yapılan araştırmalara göre düzenli seks, bağışıklık sistemini güçlendiriyor ve düzenli cinsel hayatı olan insanların genellikle soğuk algınlığı ve ateşlenme sorunuyla daha az karşılaştığı söyleniyor. Ayrıca, kalp sağlığını güçlendiriyor, kalp krizi ve diğer kalp sorunları riskini azaltıyor.

    İlişkiyi kuvvetlendirir
    Düzenli seks ile kendinizi ve partnerinizi şımartmak, sizi daha mutlu ve ilişkinizden daha memnun bir hale getirecektir. Seks, birbirinizi daha iyi anlamanıza yardımcı olur, arasınızdaki bağın ve samimiyetin oluşmasını sağlayarak ilişkinizi kuvvetlendirir. Düzenli seks sayesinde partnerinizle aranızdaki yanlış anlamaları ve gereksiz tartışmaları rafa kaldırmanız mümkün.

    Ağrıyı azaltır
    Eğer baş ağrısından şikayet ediyorsanız ağrı kesicileri bir kenara bırakın. Çünkü seks, baş ağrısını azaltıyor, kendinizi daha enerjik hissetmenizi sağlıyor ve bir ağrı kesici görevi üstleniyor.

    Stresi azaltır
    Sağlıklı bir cinsel yaşamın en önemli yararı, stresle başa çıkmanıza yardımcı olmasıdır. Yapılan araştırmalara göre düzenli seks hayatı olanların kendine olan güveni ve saygısı daha yüksek. Aynı zamanda nadiren seks yapanlara göre fiziksel ve duygusal anlamda kendilerini daha iyi hissediyorlar ve stresle başa çıkmasını iyi biliyorlar.

    Kasları güçlendirir
    İster inanın ister inanmayın, seks hem etkili hem de en eğlenceli egzersiz. Seks, dayanıklılığınızın artmasına yardımcı olur ve kaslarınızı güçlendirir. Düzenli cinsel yaşamınızın olması, geceleri daha iyi uyumanıza yardımcı olur. Ayrıca, yüz ve vücudunuzdaki kapalı gözenekleri açar ve cildinizdeki kiri temizler. Yani düzenli seks, aynı zamanda cildinizi temizlemek için de harika bir yoldur.

  • Pratik güzellik ipuçları

    Pratik güzellik ipuçları

    Makyaj tazelemenin pratik yolu,Göz kremi kaşlara da kullanılır ,Kirpik kıvırıcınızı ısıtın , Ruj temizlerken , Sivilceler , Bitki yağından yararlanın , Kaşlarınızı diş fırçasıyla tarayın…

    Makyaj tazelemenin pratik yolu

    Makyajınızı yeniden yapmak için zamanınız yoksa, bir kulak pamuğunu makyaj temizleyicisine batırın ve makyajınızın yalnızca akmış veya bulaşmış bölgelerini silin.

    Avakado ile yumuşayın

    Taze bir avokadonun çekirdeğini çıkartıp kabuklarını soyun ve meyveyi tüm vücudunuzda gezdirin. 20 dakika boyunca devam ettikten sonra duşa girin. Avokado meyvesi doğal bir nemlendirici olduğu için cildinizin ne kadar yumuşadığına inanamayacaksınız.

    Kırılan tırnağınızı yapıştırın

    Kırıldığı zaman tırnağınızı koparmak yerine, bir damla Japon yapıştırıcısını kırıldığı yere damlatın. Üzerine en sevdiğiniz ojeden yoğun bir tabaka sürün. Kırık çizgiyi kamufle etmek için kırmızı, bordo veya mercan gibi ışık geçirmeyen mat renkleri tercih etmelisiniz.

    Ruj temizlerken

    Kırmızı rujunuzu ovalamak yerine küçük bir makyaj pamuğunu veya kağıt mendili makyaj temizleyicisine batırıp silebilirsiniz.

    Göz kremi kaşlara da kullanılır

    Yoğun bir göz kremini kaşlarınıza uygulayarak onları da nemlendirmeniz mümkün. Ayrıca, kepeğe benzeyen o beyaz zerreciklerden de kurtulmuş olacaksınız.

    Cildiniz kabartma tozuyla parlasın

    Uyguladığınız bir otobronzan sonrasında cildinizde çizgiler meydana geldiyse, banyo lifinin üzerine koyacağınız bir miktar kabartma tozu ile cildinizi ovarak bu çizgilerden kurtulabilirsiniz.

    Kirpik kıvırıcınızı ısıtın

    Kirpikleriniz dümdüzse, metal kirpik kıvırıcıyı birkaç dakikalığına fönle ısıtın. Böylelikle kirpikleriniz daha kolay şekil alır. Ayrıca, suya dayanıklı bir maskara uygulayın. Diğer maskaralardan daha hızlı kuruduğu için kirpiklerin kıvrımını daha etkili bir şekilde belli edecektir.

    Fırçanıza saç spreyi uygulayın

    Saçlarınızı kuruttuktan sonra fırçanızın üzerine bir miktar saç spreyi sıkın ve saçınızı tarayın. Böylelikle saçlarınız kaskatı olmadan hacmini ve parlaklığını koruyacak.

    Nemlendiricinize bebek yağı katın

    Parlak ama çok yağlı görünmeyen bacaklara sahip olmak için günlük vücut nemlendiricinizin içine bir damla bebek yağı ekleyin.

    Bitki yağından yararlanın

    Tırnakların etrafını çevreleyen ölü derilerin sertleşip şeytan tırnağına dönüşmemesi için, bu bölgelere bir miktar kayısı yağı damlatın.

    Uçuğunuzu kremle yatıştırın

    Uçuğun çıkmaya başladığını hissettiğiniz anda üzerine bir miktar yoğun formüllü nemlendirici sürerek daha kötü bir hale gelmesini önlemiş olursunuz.

    Göz kaleminizi dondurun

    Göz kaleminizin ucu uygulama sırasında dağılıyorsa, onu 15 dakikalığına buzluğa koyun.

    Sivilcenize diş macunu sürün

    Sadece bir bezelye büyüklüğünde uygulayın. Diş macunu sivilcenin yağını emerek daha fazla büyümesini engeller. 15 dakika sonra yüzünüzü yıkayın.

    Sabunu susuz kullanın

    Kullanmaya kıyamadığınız sabunlarınızı iç çamaşır çekmecenize veya tişörtlerinizin durduğu rafa koyarsanız, bunları giydiğinizde harika kokarsınız.

    Kaşlarınızı diş fırçasıyla tarayın

    Kullanılmamış nemli bir diş veya kaş fırçasının üzerine saç spreyi sıkarak kaşlarınızı rahatça düzleştirip şekle sokabilirsiniz.

    Kuru bölgelerinize pişik kremi sürün

    Çatlak dirsek ve ayak topuklarınızı yumuşatmak için bu bölgelere yoğun bir tabaka halinde pişik kremi uygulayın.

    Yumuşak kirpikler

    Gözlerinize makyaj yapmadan ilgi çekmek için, kirpiklerinizin ucuna birkaç damla vazelin uygulayıp tarayın. Böylece seksi ve parlak bakışlara sahip olacaksınız.

    Saç tellerinizi yatıştırın

    Saç spreyini uyguladıktan sonra, kutusunu yatay şekilde tutarak saçınızın üzerine baskı uygulayın.

    Yağlı saçlar için pudra

    Saçınız yağlı bir görünüme sahipse, geniş uçlu bir makyaj fırçasını mineral bir pudranın içine batırın. Fırçanın ucun da kalan fazlalığı azaltmak için sapına elinizle hafifçe vurduktan sonra pudrayı saç diplerinize uygulayın. Uyguladığınız pudra fazla yağı emerek saç tutamlarınız arasına karışacak. Bize inanın, kimse duş almaya vaktiniz olmadığını anlayamayacak.

    Güzel kokmak için

    Saçlarınıza az bir miktar parfüm sıkın. Büyük uçlu bir fırça yardımıyla saç diplerinizden başlayarak uçlarına kadar tarayıp kokuyu dağıtın. Tüm gün muhteşem kokacaksınız.

    Nasırlar için vazelin

    Yatmadan önce nasırlarınıza vazelin uygulayın. Ardından çoraplarınızı giyin ve yatın. Sertleşmiş nasırlarınızı, vazelin gece boyunca yumuşatacak.

    Koltuk altınıza peeling

    Eğer koltuk altlarınız kuruyor ve pul pul dökülüyorsa narin bir vücut peeling’i ile bu bölgeyi yumuşatabilirsiniz.

    El kreminiz oto bronzan ile harmanlayın

    Solaryuma gitmeyi tercih etmiyorsanız birkaç damla bronzlaştırıcı kremi el kreminizle karıştırın ve bu karışımı bacaklarınıza sürün.

    Doğal bukleler için

    Saçlarınızı fön kullanmadan doğal yollarla kurumasını bekleyin.

    Cilt lekeleri için çay torbası

    Eğer cildiniz bir sebepten ötürü tahriş olmuş ve sişmişse, demli ama soğuk bir poşet yeşil çayı cildinizin üzerine yerleştirin, iki-üç dakika kadar tutun.

    Sirke ve sodayla parlak saçlar

    Bir ölçek sirkeyi dört ölçek sodayla karıştırın ve saçınızı bu karışımla ıslatın. 15 dakika boyunca saçınızda kalmasına özen gösterin. Böylece istediğiniz parlaklığa kavuşabileceksiniz.

    Kendi kreminizi kendiniz yapın

    Kokusuz bir kreme damlatacağınız birkaç damla parfüm ile saatlerce istediğiniz gibi kokmanın keyfine varın.

    Dişlerinizi ağız gargarası ile fırçalayın

    Eve geç geldiğiniz gecelerde kendinizi dişlerinizi temizleyemeyecek kadar yorgun hissediyorsanız, ağzınızı bir gargara ile çalkalayın. Ardından kuru diş fırçanızla diş etlerinizin dişlerinizle buluştuğu noktaları hafifçe fırçalayın.

    Yumurta beyazıyla yüzünüzü canlandırın

    Yumurtanın beyazını cildinize maske şeklinde yayın. Daha sonra beş dakika yüzünüzü yıkayın.

    Bacaklarınızı saç kremiyle tıraş edin

    Tıraş köpüğünüz bittiyse onun yerine saç kremi kullanabilirsiniz. Bu krem, tüylerinizi yumuşatarak tıraşı kolaylaştıracak ve bacaklarınızı da ipeksi bir yumuşaklığa kavuşturacak.

  • Skolyoza neden olan hastalıklar hangileri?

    Skolyoza neden olan hastalıklar hangileri?

    Skolyoz aslında bir hastalık değil, bir bulgu. Çeşitli hastalıklar skolyoza neden olabiliyor. Ayrıca altta yatan asıl hastalığa bağlı olarak farklı şekillerde ve omurganın farklı bölgelerinde oluşabiliyor. Aynı hastalığa bağlı skolyozda bile eğrilikler kişiden kişiye değişiyor. Skolyoz her hastada kendine has bir şekilde görülüyor, buna göre tedaviden alınan sonuç değişebiliyor. Skolyoz Farkındalık Ayı nedeniyle, Acıbadem Maslak Hastanesi Omurga Sağlığı Merkezi’nden Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Alanay’a, skolyoz hakkında merak edilenleri sorduk.

    Skolyoz nasıl görülüyor?

    Vücuda arkadan bakıldığında normal omurga düz bir görünümdedir. Kişinin gövdesine yandan baktığınızda ise omurgada normal bir takım eğrilikler görülür. Göğsün üst bölgesinde normal bir kamburluk veya kifoz varken boyun ve omurganın alt bölgesinde içe doğru bir eğrilik vardır. Skolyozlu bir omurgaya arkadan bakıldığında ise yana doğru bir eğrilik görülüyor. Bu da kişiye yana doğru eğiliyormuş gibi bir görüntü veriyor. Bu durumun da kötü postür (duruş) ile karıştırılmaması gerekiyor. Skolyoz ile birlikte sık sık yan planda da değişiklikler görülebiliyor.

    Skolyoz ‘tek eğrilik içeren’ ve ‘çift eğrilik içeren’ omurga görüntüsüyle kendini gösterebiliyor. Skolyozlu omurga aynı zamanda kendi etrafında da dönüyor. Bu dönme sonucu vücudun bir yarısı yukarı kalkarak bir hörgüç görüntüsü oluşturabiliyor.

    Skolyoza neden olan hastalıklar hangileri?

    Skolyoza neden olan bir çok hastalık bulunuyor. Hastaların takipleri ve tedavileri de altta yatan hastalığa göre değişiyor. Skolyoz türleri ve skolyoza neden olan hastalıklar, görülme sıklığına bağlı olarak şöyle sıralanıyor:

    İdiopatik skolyoz: En sık görülen skolyoz tipi. Sebebi bugüne kadar aydınlatılamadığı için “idiopatik” yani ‘sebebi bilinmeyen’ şeklinde adlandırılıyor.

    Nöromusküler skolyoz: İkinci sıklıkta görülüyor, altta yatan bir sinir-kas hastalığı mevcut. Sinir hastalıkları beyin veya omurilikten kaynaklanabiliyor. Örneğin çocuk felci, serebral palsi, meningomyelosel, travmaya bağlı omurilik yaralanması ve felç olan çocuk hastalar. Kas hastalıkları, çocukluktan itibaren veya daha geç dönemde ortaya çıkabilen hastalıklar ( Örneğin, Duchenne hastalığı) da bu duruma örnektir.

    Konjenital skolyoz: Çocuğun anne rahminde gelişimi sırasında ortaya çıkan omurga anomalilerine bağlı olarak ortaya çıkıyor. Doğuştan başladığı için genellikle ilerleyici özelliği var.

    Nörofibromatozis: Kemik ve yumuşak dokuları tutan bu hastalığa sıklıkla skolyoz eşlik ediyor.

    Bunlar dışında romatizmal hastalıklar, bağ dokusunu tutan hastalıklar, omurga kırıkları, omurga enfeksiyonları, metabolik hastalıklar ve sendromik genetik hastalıklar da skolyoza sebep olabiliyor. Bu hastalıklara sahip olan bireylerin skolyoz açısından sıkı takip altında olması gerekiyor.

    Skolyozun belirtileri nelerdir?

    -Bir omuz, diğerinden daha yüksekte olabiliyor.

    -Bir skapula (kürek kemiği), diğerine göre daha yüksekte ya da daha belirgin olabiliyor.

    -Kollar yanlara sarkıtıldığında, bir tarafta kolla gövde arasında daha fazla boşluk olabiliyor.

    -Bir kalça, diğerine göre daha yüksek ya da daha belirgin görünebiliyor.

    -Kafanın izdüşümü leğen kemiklerinin ortasına denk gelmeyebiliyor.

    -Hastaya arkadan bakıldığında ve omurgası yere paralel hale gelene kadar öne eğilmesi istendiğinde, sırtının bir tarafı diğerine göre daha yüksek görünebiliyor.( Hörgüç gibi görünüyor.)

    Skolyoz neden kaynaklanıyor?

    Yapılan tüm çalışmalara rağmen en sık görülen idiopatik (sebebi bilinmeyen) skolyoza neyin neden olduğu ortaya konamamış durumda. Skolyozun genetik kaynaklı olabileceğini gösteren bazı kanıtlar bulunuyor. Ancak tam bir genetik geçiş şekli tanımlanabilmiş değil. Genetik faktörler dışında, büyüme gibi çevresel faktörlerin de skolyoz gelişiminde etkili olabileceği düşünülüyor. Kötü duruş alışkanlığının, ağır çanta taşımanın ya da çantayı tek omuzda taşımanın skolyoz oluşturduğuna dair ise hiç bir kanıt bulunmuyor. Jimnastik gibi bazı spor dallarının skolyoz gelişme riskini arttırdığına dair bazı bulgular olmasına rağmen bunun aksini iddia eden bilimsel yayınlar daha fazla. Yani, herhangi bir spor dalının skolyoza neden olduğunu gösterir kuvvetli kanıta dayalı bir bilgi yok.

    Skolyozun tedavisinde hangi yöntemler kullanılıyor?

    Skolyoz tedavisinde gözlem-egzersiz, korse uygulaması ve cerrahi müdahale olmak üzere başlıca üç yöntem bulunuyor. Bu yöntemleri şöyle anlatmamız mümkündür:

    Gözlem – Egzersiz: Hafif eğriliklerde hastanın düzenli muayeneler yapılarak gözlemlenmesi, bu arada egzersiz (Schroth yöntemi vb.) ve spor programlarına alınması uygun olabiliyor.

    Korse Tedavisi: İskeleti tamamlanmamış hastalarda orta şiddetli veya artmakta olan skolyoz için korse (ortez) tedavisi önerilebiliyor. Korseler, aktif iskelet büyümesi sırasında eğriliğin artmasını engellemek için karşı destek olarak görev yapıyor. Korseler omurgayı tamamen düzeltemiyor ve hastaların tahmini olarak en azından yarısında eğriliğin artmasına engel olamıyor. Korseden beklenen en iyi başarı, eğriliğin tespit edildiği derecede kalıp daha fazla ilerlemesinin ve cerrahi sınıra erişmesinin engellenmesi.

    Korse tedavisinin başarılı olabilmesi için şunları gerekiyor:

    Hasta hala büyürken konulan erken teşhis (Kız çocuklarında adet görmeden önce tespit edilen eğrilikler).

    Hafif ve orta dereceli skolyoz (20 ila 40 derece arası eğrilikler).

    Ortopedik cerrah tarafından düzenli muayene.

    Hastaya uygun yapılmış bir korse.

    Uyumlu bir hasta ve destekleyici bir aile.

    Egzersiz, dans eğitimi ve atletizmi içeren normal aktivitelere devam edilmesi ve doktor gözetiminde olmak şartıyla bu aktiviteler sırasında korseye ara verilmesi.

    Korsenin günde en az 20-23 saat kullanılması.

    Cerrahi Yöntem: Büyüme çağındaki bir kişi, gittikçe artan bir omurga deformitesine sahipse bu deformiteyi düzeltmek ve daha da artmasını engellemek için cerrahi tedavi gerekli. Büyümekte olan çocuklarda cerrahi tedavi gerektirecek eğriliklerin şiddeti 40 derece ve üzeri olarak belirtiliyor. Büyümesini tamamlamış kişilerde ise cerrahi kararı torasik (sırt bölgesi) eğrilikler için 45-50 derece üzeri ve lomber (bel bölgesi) eğrilikler için 40 derece üzerinde veriliyor. Ancak, eğrilik şiddeti dışında ameliyat kararını etkiyebilecek birçok faktör olabiliyor:

    Etkilenen bölgenin omurganın neresi olduğu.

    Skolyozun derecesi.

    Artmış veya azalmış kifozun varlığı.

    Ağrı (adölesanlarda nadir, erişkinlerde daha sık).

    Kalan büyüme potansiyeli.

    Hastanın dengesi.

    Kişisel faktörler.

    Cerrahi türleri nelerdir?

    Büyümesini tamamlamak üzere olan veya tamamlamış çocuklarda en sık yapılan cerrahi işlem enstrümentasyon, düzeltme ve kemik greftiyle yapılan posterior füzyondur. “Enstrümentasyon” sözcüğü düzeltilmiş omurgayı füzyon kaynayana kadar mümkün olduğunca normal bir dizilimde tutmak üzere kullanılan metal çubuklar, çengeller, teller ve vidalar için kullanılıyor. Halen büyüyen (genellikle 10 yaş altı) çocuklarda ise füzyon işlemi boy büyümesi, akciğer gelişimi ve omur gelişimini ciddi etkileyebileceği için füzyon işleminden mümkün olduğunca kaçınılıyor. Küçük çocuklarda füzyonsuz alternatifler (büyüyen çubuklar gibi) tercih ediliyor.

    Cerrahinin amacı güvenli olarak mümkün olabilen en fazla düzeltme yapılarak omurgayı bu şekilde dondurmak. Her cerrahinin beraberinde getirdiği riskler bulunuyor. Bu konuları ortopedik cerrah ile konuşmak gerekiyor.

  • Kalın derili burunlarda burun estetiği

    Kalın derili burunlarda burun estetiği

    Burun estetiğinde deri, yaptığımız heykelin üzerine örttüğümüz kumaştır. Kumaş-deri ne kadar parlak, ince, yağ bezlerinden fakirse o kadar alttaki formu daha iyi gösterir. Deri, kalın yağ bezlerinden zengin ve çok sayıda siyah noktalı ise sonuç olumsuz etkilenir.

    “Redrape” kelimesini tam olarak Türkçe’ye çeviremiyorum ama açıklayayım. Derinin inceliği, kalınlığı bu aşamada etkili. “Redrape” burun derisini kaldırıp, altındaki kıkırdak ve kemiklere şekil verdikten sonra, derinin yeni burnumuza tekrar adapte olmasıdır. İnce derinin adaptasyonu kolay olurken, kalın deri daha zor adapte olur.

    Kalın deri:

    Türk insanında, kalın derili burun yapısı, sık olarak görülür. Bu nedenle, bu yazıyı okuyan çok kişi şu cümleyi duymuştur yada duyacak.  “SENİN DERİN KALIN, GÜZEL OLMAZ”. Kalın derili burunlarda çözüm üretemiyorsak, 5 kişiden 1 kişiyi hiç ameliyat etmememiz lazım. Ben, kalın derili ve burun estetiği isteyen hastalarıma, durumu iyice anlatıyorum ve ameliyat ediyorum.

    Kalın deri neden burun estetiğini zorlaştırır?

    Burun derisi, alttaki kıkırdaklara tam oturmaz. Merdivene bir halı serildiğinde, tam köşelerin oturmaması gibi. Kalın derili hastalarda, burun, daha fazla şişer. Ameliyattan sonraki dönemde, şişlik nedeniyle ilk halinden daha büyük görünebilir. Şişlik, açık teknikte daha fazladır ve daha uzun sürer.

    Kalın derili burunlarda, açık teknik mi, kapalı teknik mi, daha başarılı?

    8 yıl önce genelde açık teknik yapıyordum. Erkek hastalarımda ve kalın derili kadın hastalarımda, istediğim kadar burnu küçültemediğim için kapalı teknik sayım arttı. Burun derisinin en kalın olduğu yer burun ucudur. Açık teknikte de burun ucu ödemi uzun sürer. “Bekle inecek” “daha erken bekleyin lütfen” cümleleri kurmaktan yorulmuştum. İnsanlar 1 yıldan daha önce sonuç görmek istiyorlar. Kapalı teknik ile kalın derili hastalarda, daha iyi sonuç alabiliyorum. İnce deride bu fark daha az. Kalın deride açık teknik tercih edilirse, burun altında ince deriye göre belirgin iz kalıyor.

    Ameliyatta derimi inceltemez misiniz?

    Önemli Soru şu: Derinin tam olarak neresi kalın? Deri, tüm örtücü yumuşak doku için kullanılıyor. Bu doğru değil. Örtücü yumuşak dokular içerisinde sırayla, kıkırdak ve kemik zarı, kıkırdakları arası ligamentler, derin yağ dokusu, kas dokusu, yüzeysel yağ dokusu ve en son deri bulunur. Deri inceltme işleminde, teknik olarak derin tabakalar çıkartılır. Yani, kalın derili burunlarda, alttaki ligament ve kasları çıkartmak, benim hiç bir zaman aklıma yatmadı. Kası ve ligamentleri olmayan burun, et yığını gibi geliyor bana. Burun kaslarının solunuma büyük etkisi var. Kaslar çıkartıldığında, burun kanatları derin nefes alırken kapanabiliyor. Bu olmasın diye, yapısal rinoplasti denilen bol kıkırdak greftleme yapılınca da burun hem büyüyor hem de sertleşiyor. Ben kalın derili hastalarda, yumuşak doku inceltmesi yapmıyorum, faydalı olduğuna da inanmıyorum. Çünkü , temel problem, en üst tabaka olan derinin kalın olması.

    Deriyi inceltmenin başka yolu yok mu?

    Evet var. Kalın derili burunlarda, deri eklerinden olan, en üst tabakanın içindeki yağ bezlerinin sayısı ve hacmi fazla oluyor. Yağ bezleri ile derin ve yüzeysel yağ tabakasının birbiriyle isim benzerliği dışında, hiç alakaları yok. Derideki yağ bezlerinin hacmini ve sayısını azaltacak ilaçlar var. İzotretionin etken maddesi (Roaccutane, aknetrent, zoretanin,.) içeren ilaçlar, derinin yağ bezlerinin sayısını azaltır ve deriyi inceltir.  Bu tedaviyi almak kolay değil.  Ciddi yan etkileri var. Geçmeyen  sivilce problemi olanlar kullanıyorlar ve hastalar çok fayda görüyor.

    Diğer bir yöntem ise cilt soyma. Deriye uzun süre düşük dozda A vitamini kremleri kullanarak, deride incelme sağlanabiliyor. Burun derisinde, siyah nokta çoksa ameliyattan sonra, daha fazla şişiyor ve sivilce sık görülüyor. Ben, mutlaka ameliyattan 1 hafta öncesinde, 1-2 defa cilt bakımı öneriyorum. Basit bir cilt bakımı bile çok faydalıdır.

    İçten bantlama

    Burun estetiği isteyen hastamızın, derisi ince ise, ek tedbir almasınız bile deri alttaki anatomiye kolay adapte olur. Ancak, kalın deri oturmaz. Bu da yuvarlaklaşma yapar. Derinin “redrape” denilen adaptasyonunu şansa bırakmamak için ameliyatıma, 15 dakikalık ek bir işlem ekliyorum. Burun derisinin, en çok kabardığı noktaları, alttaki kıkırdaklara dikiyorum yada teyelliyorum. İçten bantlama, kalın derili hastalardaki yuvarlaklaşma olayını azaltıyor. Burun derisinin, adaptasyonu arttığı için burnu daha fazla küçültebiliyorum.

    Derinin kalınlığı dışında et fazla ise ne yapacağız?

    Bazen, burun yan etleri o kadar kalın, geniş ve sarkık oluyor ki, sadece burun estetiği ile küçültmek mümkün değil. Bu hastalarda, burun kanatlarını tabandan ve delik içlerinden deri çıkartarak yukarıya alıyoruz. Bu ciddi bir küçülme sağlıyor.

     

    Op.Dr. Barış Çakır
    Estetik Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı
    bariscakir.com

    Dr. Barış Çakır Facebook 

    Dr. Barış Çakır Twitter

    İlgili Konuları ;
    – Burun ameliyatlarında “Mandal Burun” tehlikesi
    – Burun estetiğinde doğal görünüm için Poligon Rinoplasti
    – Burun estetiğinde içten bantlama tekniği
    – Burun nefes problemleri
    – Burun estetiğinde kapalı teknik mi ? açık teknik mi ?
    – Gülerken diş etlerinizin çok görünmesi (Gummy Smile) 

  • Yüz şeklinize göre 7 güzellik önerisi

    Yüz şeklinize göre 7 güzellik önerisi

    Uzmanlardan pek çok güzellik önerisi duyarız ancak yüz şeklimize göre ne yapmamız gerektiği konusunda pek bilgimiz yoktur. Yüz şeklimiz, nasıl makyaj yapacağımız konusunda son derece önemlidir. İşte size yüz şeklinize göre 7 öneri:

    Allık

    Yüz şekline göre verebileceğimiz ilk öneri allık üzerine. Bütün yüz tiplerinde allık önce elmacık kemiklerinden uygulanmaya başlamalıdır. Oval yüzlerde, doğal bir görünüm elde etmek için allık sadece elmacık kemiklerine sürülmelidir. Uzun yüzlerde ise allık kulaklara doğru yayılmalıdır. Kare suratlarda allık şakaklara doğru yayılmalıdır. Yuvarlak yüzlerde ise allık buruna çok fazla yaklaşmadan yanaklara uygulanmalıdır.

    Kaş

    Yanlış kaş şekli yüzümüzde faciaya sebep olacak kadar önemlidir. Kare yüzlerde kaşlar gür ve kalın olmalı, uzun yüzlerde ise düz olmalıdır. Yuvarlak yüzlerde kaşlarda hafif kavis olmalıdır.

    Dudaklar

    Dudak ürünlerinin yüz şeklinde önemli olmadığını düşünebilirsiniz ancak çok önemli. Yuvarlak yüzlerde cesur ve iddialı renkler kullanılabilir. Uzun yüzlerde ise doğal renkler kullanılmalıdır. Kare suratlarda yumuşak renkler tercih edilmelidir çünkü dikkati yüzün alt kısmına çeker.

    Vurgulayıcı

    Yüzünüzün belli noktalarını ortaya çıkararak daha güzel bir görünüm elde edebilirsiniz. Kalp şeklinde suratı olanlar, ağız çevresini vurgulamalı, yuvarlak suratlılar ise çene bölgesini öne çıkarmalıdır. Dikdörtgen suratlılarda, şakaklar ve ağız çevresi öne çıkarılmalıdır. Kare suratlılarda ise vurgu şakaklarda olmalıdır.

    Dikkat dikkat

    Yüz şekline göre güzellik önerilerinin amacı, belli bölgelere dikkati çekmektir. Makyaj yaparken, nereyi ön plana çıkarıp nereyi kapatacağınızı iyi bilmelisiniz. Yuvarlak yüzlü kadınlar gözlerini, doğru kaş şekli ile birlikte öne çıkarmalı. Kalp suratlı kadınlar da gözlerini öne çıkarmalıdır. Oval ya da kare yüzlü kadınlar ise simetrik özellikleri olduğundan vurguyu merkezde toplamalıdır.

    Kaçınılması gerekenler

    Bütün makyaj önerilerinde olduğu gibi, dikkati bazı noktalardan uzak tutmalısınız. Uzun suratlarda, açılı bir etki yaratmamak için allığı elmacık kemiği boyunca uygulamayın. Yuvarlak suratlarda allık kulaklara doğru yayılmalıdır. Oval suratlarda ise
    makyaj dengeli olmalıdır ve tek bir noktaya odak olmamalıdır.

    İşe yarayanı uygulayın

    Size yakışan pek çok güzellik önerisi var ve makyaj konusunda mükemmele ulaşmak için biraz deneme yanılma yöntemini uygulayabilirsiniz. Belki de yüz şekliniz tamamen size özel ve bilinen yüz şekillerinden hiçbirine ait değil. Bu yüzden sizi mutlu eden ve yakıştığını düşündüğünüz ipuçlarını uygulayın.

  • Makyajda doğru bilinen yanlışlar

    Makyajda doğru bilinen yanlışlar

    Makyajda doğru bilinen yanlışlar…

    Farklı tonlardaki vücut ve yüz renkleri

    Otobronzan kullanmak konusunda profesyonel olsanız bile, daha fazla yıkandığı ve peeling uygulandığı için yüzünüz vücudunuzun geri kalanına göre daha soluk bir renge sahip olacaktır. Bu da yüzünüz ve vücudunuz arasında ton farklılıklarına neden olacaktır.
    Bunu deneyin : Oluşan bu farklılığı bronzlaştırıcı pudra kullanarak hafifletebilirsiniz. Pembe alt tonlara sahip bronzlaştırıcı pudralar portakal renkli görünümü engeller. Bu pudrayı alnınıza, burnunuza, elmacık kemiklerinize ve çene kemiğinizin hizasından boynunuza doğru uygulayın. Bu anahtar noktaları harmanlayarak tek renk bir görünüme sahip olabilirsiniz.

    Parlak bir ten

    Ünlü yıldızlar sürekli bunaltıcı ısı veren ışıklarla uğraşmak zorundadırlar. Günlük hayatta ise aşırı sıcak restoranlar veya bir gece kulübünün terletici atmosferi görünümünüzü zedeleyebilir.
    Bunu deneyin : Hazırlık aşamasında makyaj rutininize ekleyeceğiniz bir kaç kurtarıcı öneriyle terli cilt görünümünü yok edebilirsiniz. Kayganlığı önlemek için yüzünüze yağsız formüle sahip bir baz uygulayın. Ardından üzerine sabitleyici pudra sürün. Tazelenmek istediğiniz her an pudra uygulamak yerine yağ emici kağıtları tercih edebilirsiniz.

    Rujlu dişler

    Dişler rujların koyu pigmentlerini bir mıknatıs gibi kendilerine çeker. Kırmızı tonlu rujların diğer soluk tonlu rujlara göre 3 kat daha fazla pigment içerdikleri için dişe bulaşan kırmızı, pembe veya daha doğal bir renkten daha fazla dikkat çekiyor.
    Bunu deneyin : Rujunuzu uyguladıktan sonra üstündeki fazlalığı emici kağıtlar yardımıyla alın. Ardından pamuklu bir çubuğun ucunu dişlerinizin üzerinde gezdirerek bulaşan renk pigmentlerini temizleyin. Diğer ucunu vazeline batırın ve hafifçe dişlerinize sürün. Bu bariyer, rujun beyaz dişlerinize bulaşmasını engellerken gülüşünüzün parlak olmasını sağlayacak.

    Dağınık kaşlar

    Düzgün görünümlü kaşlar çok önemlidir. Mükemmel şekle sahip kaşlar bile taranmadığında kötü görünebilir.
    Bunu deneyin : Kaş fırçası veya şeffaf bir maskara kullanarak kaşlarınızı yukarı ve dışarıya doğru tarayarak şekle sokun. Dışarı doğru çıkan kaşları bir damla suyla yatıştırabilirsiniz. Son olarak saç spreyi sıkarak kaşlarınızı sabitleyebilirsiniz. Bu makyaj rutininizde en son sırada yer almalı. Aksi takdirde yaptığınız herşey boşa gidebilir.

    Ucu çıkmış ojeler

    Adeta bir mücevher gibi oje de hoş bir görünüme sahip olmanızı sağlayacak bir aksesuar gibidir. Sürekli mükemmel maniküre sahip olmanız gerektiğini söylemiyoruz. Ancak bir davete gittiğinizde şarap kadehi tutmayı veya biriyle el sıkışmayı planlıyorsanız en azından 2 dk tırnaklarınıza ayırmalısınız.
    Bunu deneyin : Soyulmuş tırnakları kalem biçimli oje ile kolayca düzeltebilirsiniz. Tek bir damla tüm tırnaklarınıza yetecektir. Ojenin kuruması için 1 dk bekleyin. Koruyucu bir ürün kullanmak yerine ölü derileri yumuşatan bir yağı tırnakların üzerine sürerek parlak bir görünüm elde edebilirsiniz. Tırnaklarınız yola sokulmayacak gibiyse ojelerinizi çıkarın.

    Gözlerinizi küçük gösteren makyaj

    Dumanlı ve yoğun göz makyajı, gece dışarı çıkarken uygulanabilecek en ideal seçeneklerden biridir. Ancak çok koyu veya amatörce yapılan makyaj gözlerinizdeki beyaz rengin yok olmasına ve daha küçük görünmelerine sebep olabilir.
    Bunu deneyin : Dumanlı göz etkisini yapabilecek tek renk siyah değil. Özellikle simli gri farlar aynı etkiyi yapabilir. Üst ve alt kirpiklerinize ince bir tabaka halinde siyah kalem çekin. Ardından göz kapaklarınıza gri göz farı uygulayın. Eyeliner fırçası yardımıyla siyah kalemin üzerinden geçerek daha aydınlık bir etki yaratabilirsiniz. Keskin hatları yok etmek için rengi olabildiğince dağıtın. Simli beyaz bir göz farını gözlerinizin iç kısımlarına uygulayarak iyice ortaya çıkmalarını sağlayabilirsiniz.

    Göz etrafındaki halkalar

    Uyku akan gözlerden daha kötü ne olabilir? Bu görünümü gidermeye çalışırken kullanılan çok açık renkli ve beyaza yakın göz altı kapatıcı daha kötü sonuçlara neden olabilir.
    Bunu deneyin : Gözaltı kapatıcınızın fodöteninizden veya ten renginizden bir ton daha açık bir renge sahip olması gerekiyor. Uygun kapatıcıyı tek bir parmağınızla göz altınıza yedirin. Üzerine ince bir kat fondöten uygulayarak cildinizin tamamının aynı renge sahip olmasını sağlayabilirsiniz. Son olarak sabitleyici bir pudra kullanmayı unutmayın.

  • Evde Kaş Nasıl Alınır?

    Evde Kaş Nasıl Alınır?

    Kaşlarımızın şeklini bozmadan nasıl almalıyız. İşte dört adımda kaşları şekillendirme…

    Sürekli kuaföre gidecek vakit bulamayanlar ya da kendini başkalarının eline güvenle bırakamayanlar. İstediğinden fazla inceltilmesine artık tahammül edemeyenler bu işin üstesinden ben de gelebilirim diyen kadınlar kendi kendilerinin güzellik uzmanı olmaya kararlıdırlar. Ancak işin sonu tekrar güzellik salonunda bitebilir. Kaşlarımızın şeklini bozmadan nasıl almamız gerektiğini öğrenip daha sonra bu işe soyunmalıyız.

    ADIM ADIM KAŞ ALMA

    Birinci adım; Kaş alma işlemine başlamadan önce olabildiğince az acı ve zonklama yaşamak için ılık suyla ıslattığımız makyaj temizleme petlerini kaşlarımızın üzerinde bir süre bekletmeliyiz.

    İkinci adım; Kaşları yukarıya doğru bir kaş fırçasıyla tarayıp kesmek. Bu işlemi yapmadan kaş almaya başlarsak daha açık renk olan kılların ucunu göremeyiz. Göremeyince kaşlarımızı alırken zorlanırız.

    Üçüncü adım; Bizi bizden iyi kimse tanıyamaz! Yüzümüzün şekline en iyi yakışacak kaş şekline karar verip kıl köklerine olabildiğince yakın bir şekilde tuttuğumuz cımbızla, kaşlarımızın çıkış yönüne doğru almalıyız. Tam tersi yönde çekersek hem kıl kopabilir ikinci, bir işleme gerek duyabiliriz hem de yaşadığımız acı artabilir.

    Dördüncü adım;  Yüzümüzdeki kaş kıllarından kurtulup ferahlatıcı bir nemlendirici sürüp hafiflemenin tadını çıkarıyoruz.

    [youtube id=”w8n31DohBsw” width=”600″ height=”350″]

    [youtube id=”gG0hQcV8lHc” width=”600″ height=”350″]

  • Menapoz döneminde karpal tünel hastalığına dikkat !

    Menapoz döneminde karpal tünel hastalığına dikkat !

    Bir geceyarısı başparmak, işaret parmağı, orta parmak ile yüzük parmağının yarısında uyuşma, ağrı ve duyu kaybıyla ortaya çıkar. Şiddetini artıran ağrı, el bileği ve önkoldan dirseğe doğru yayılarak dayanılmaz bir hal alır.

    İlk kez 1854 yılında Sir James Paget tarafından tanımlanan karpal tünel sendromu; erkeklerde yaş ile birlikte artarken kadınlarda menopoz döneminde zirveye ulaşır. Karpal tünel sendromunun sebeplerinin tam olarak bilinmediğini belirten Dr. Fzt. Şenbursa, kadınlarda erkeklere göre 3 kat daha fazla görüldüğünü söyledi.

    Yaygın kanının aksine, Mayo Klinik tarafından yapılan çalışmada, günlük ağır (7 saate kadar) bilgisayar kullanımının karpal tünel riskini arttırmadığını belirten Dr. Fzt. Şenbursa, tekrarlayıcı stres, travma, kırıklar, ödem, çıkık, diyabet, büyüme hormonunun aşırı salgılanması sonucu çıkan akromegali hastalığı, tiroid, obezite, romataid artrit, osteoartrit, gut, paget gibi bağ doku hastalıkları, tümörlerin, doğumdan kaynaklanan hastalıkların, kanamaların, gebelik gibi hormonel değişikliklerin ve ele yük bindiren ağır işlerin hastalığın oluşumunu tetiklediğini belirtti.

    Dr. Şenbursa, önkol ağrısı, uyuşma, karıncalanma, dirsek, omuz ve boyun ağrısı şeklinde ortaya çıkan hastalığın tedavi yöntemleri hakkında şu bilgileri verdi:

    3-5 seansta manual tedavi

    “Öncelikle karpal tünelin oluşma sebebine yönelik tedaviler yapılır. Hastalığın ağırlığına göre medikal ve cerrahi tedavi uygulanır. Hafif ağrısı olan hastalarda geceleri bileğe takılan bir bileklik ile birkaç haftada iyileşme sağlanabilir. Bileklik uygulaması, kişinin bileğini fazla kullanmasını kısıtlar ve özellikle gece oluşan ağrıyı engeller.

    Manuel tedavi en etkili sonuçları vermektedir. Manuel tedavi kas, eklem, bağ dokusuna direk olarak el ile uygulanan bir tekniktir. Elin iç kısmında ve göğüs bölgesindeki kaslar ve deri, derialtı dokusu gevşetilir. Hastalarda bu bölgelerde kısalma meydana gelmektedir. Median
    sinire yönelik manuel uygulamalar tedavinin önemli bir kısmını oluşturmaktadır. Hastalar ilk seanstan itibaren ağrı ve uyuşmalarının azaldığını hissederler. Ortalama 3-5 seansta tedavi sonlandırılır.

    İyileşmeyen şikayetlerde cerrahi tedaviyi gerektirir. Ancak ameliyattan sonra çamaşır sıkma, kavanoz kapağı çevirme, el bileğini zorlama gibi durumlarda ameliyat başarısını önemli ölçüde azaltır.”