Etiket: Kariyer

  • İsme göre fal

    İsme göre fal

    Fal için sözkonusu isimdeki fiziksel, zihinsel,
    duygusal, ruhsal enerji sembollerinin açıklamalarına
    bakmak gerek. İsimdeki harflerin anlamlarını biraraya
    getirerek anlamlı sonuç çıkarıyorsunuz. Örnek-1 : Aranan ad “Elif” olsun, harf tablosundan
    E-L-İ-F harflerinin karşılığını bulup alt alta
    getiriyoruz ve isim falına bakılmış oluyor.

    “ Daimi bir ruhsal karışıklık içerisindesiniz. Belki de
    buna bağlı olarak sanatsal yönleriniz ağır basıyor.
    Kırılgan bir yapıya sahipsiniz.Aynı zamanda sükuneti seven,
    güvenilir ve uysal bir yapıya sahipsiniz.”

    HARFLER & ANLAMLARI
    A : Algılama gücü ve mantık yürütme kabiliyeti yüksek
    kişiliği temsil eder.

    B : Ön sezileri kuvvetli kişiliği temsil eder. En
    olumsuz olaylarda dahi umutlarını yitirmeyen kişiliktir,
    aynı zamanda.

    C : Güzel sanatlara yatkınlığı temsil eden duygusal
    kişiliği ifade eder.

    Ç : Zevk ve sefa düşkünü kişiliği ifade eder.

    D : Üstün gücü temsil eder, hırslı ve zorluklara direnen
    kişiliği ifade eder.

    E : Ruhsal karışıklığı temsil eder, yani üzüntü ve sevinci
    birarada yaşayan ve ruhsal gel-gitleri olan kişiliği
    ifade eder.

    F : Sakinliği temsil eder, uysal ve güvenilir kişiliğin
    işaretçisidir.

    G : İnatçı kişilik, gerginlik ve üstün güçlere sahip olma
    arzusunu ifade eder.

    H : Sakin ve durağan bir kişiliği ifade eder.

    I,İ : Hassas, duygusal ve kırılgan bir kişiliği temsil eder.

    J : Kaprisli ve kıskanç kişilik belirtisidir.

    K : Başarılı, ünvan sahibi ve daima yükselen bir kişiliği
    ifade eder.

    L : Sanatsal yönleri olan kabiliyetli kişilik ifadesidir.

    M : Ticarete yatkınlık ve yüksek zeka seviyeli kişiliği
    ifade eder.

    N : Üstün güçlere sahip, sağduyulu kişiliği ifade eder.

    O,Ö : Gizemli kişilik sahibidir. Gizliliği sever ve
    duygularını açığa vurmaktan kaçınan tiplerdir.

    P : Kendinden emin kişilik, girdikleri ortamda kendine güvenli
    tavırlarıyla dikkat çekerler.

    R : Tereddütlü kişilik demektir, karar vermede zorlanmalar
    yaşarlar.

    S,Ş : Hayalperestliği sembolize eder. Aşırı hayal kuran
    kişilik.

    T : Oldukça ketum tavırlı ve duygularını karşısındakine
    açmayı zor başarabilen kişiliği temsil eder.

    U,Ü : Durgun görünümlü, çok ağır hareket eden, işlerini
    ağırdan alan bir profil çizen kişilik.

    V : Kendi içine dönük, umursamaz bir kişiliği ifade eder,
    bana dokunmayan yılan bin yaşasın felsefesiyle hareket
    eden kişilik örneği.

    Y : Geçmişteki izleri, üzüntü ve diğer olayları sürekli
    yaşarlar,geçmişlerini asla unutmazlar ve güçlü bir kişilik
    yapısı gösterirler.

    Z : Bilimsel açıdan başarılı, okumayı seven, akademik anlamda
    başarılı kişilik ifadesidir.

  • Ofiste güzel görünün

    Ofiste güzel görünün

    Günlük koşuşturmaca arasında zamanı değerli olan iş kadınlarına özel hızlı, zekice ve pratik güzellik önerileri.

    Dağılmış bir makyaj ve parlayan cilt en kolay toniğe batırılmış bir pamukla hafifçe silindiğinde kaybolur. Ardından makyajınızın üzerine transparan bir pudra sürün. Yol için pratik bir alternatif de cilt yüzeyindeki fazla yağı alan kurutma kağıtları. Kızarıklıklar ya da yorgunluğun oluşturduğu göz altı morlukları da kalem formundaki kapatıcılarla kolaylıkla yok edilebilir. Sivilcelerde ise antiseptik kapatıcılar kullanılması öneriliyor. Ve yorgun görünen cildi yeniden canlandırmanın en pratik yöntemi pembe tonlarındaki allıklar…

    Su geçirmeyen makyaj

    Yağmura yakalandınız ve maskaranız mı aktı? Siz hálá sudan, terden ve diğer dış etkenlerden göz makyajnızı koruyan maskaralardan kullanmıyor musunuz? Bu arada, makyaj çantanızda bir-iki kulak çubuğunu bulundurmayı ihmal etmeyin. Her türlü acil durumda kurtarıcınız olabilir.

    Parlak dudaklar

    Pembe tonlarında bir dudak parlatıcısı her zaman yanınızda olsun. Eğer güçlü tonları seviyorsanız, kırmızı sezonda da moda olduğu için tam size göre. Bu renk tüm meraklı gözleri de üzerinize çekecektir. Üstelik diğer detaylarıda ustalıkla gizlemenize yardımcı olur. Dudakların ön planda olduğu bir makyajda yüzün diğer bölümlerinde fazla renk kullanmamanız yerinde olacaktır. Ayrıca kırmızı dişlerinizi de daha beyaz gösterir.

    Mükemmel bakışlar

    Gözlerinize far sürmek için mutlaka bir far fırçası kullanın. Krem ya da köpük formundaki göz farları ise parmakla uygulanabilir. Yüzünüzü acilen renklendirmeniz gerekiyorsa ayna olmadan da makyajınızı yapabilecek kadar pratik olmalısınız.

    Pastel tonlar hem küçük hataları kapatır hem de renklerin fazla dağılmasını engelleyerek işinizi kolaylaştırır. Çok mu yorgunsunuz? O zaman yapmanız gereken ilk iş gözlerinizin içine beyaz göz kalemi çekmek olmalı. Eğer bilgisayardan gözleriniz kızarmışsa doğal içerikli dinlendirici göz damlaları gözlerinizi yeniden canlandırmak için ideal.

    Cilde enerji dokunuşu

    Sabahları günlük bakım kreminizin altına bir bakım serumu uygulamayı asla unutmayın. Bu uygulama cildinizin akşama kadar tazeliğini korumasına yardımcı olur. Ayrıca ürünlerin içeriğindeki küçük pırıltılı partiküller yüze enerji verir.

    Yolculuklarda güzellik

    Saatler süren uçak ya da otomobil yolculuklarında cildin ihtiyacı bakım kremlerinden çok nemlendiricilerdir. Böylelikle cildiniz kurumamış olur, rengini korur. Uzun, fönlü saçlar uçak yolculuğu sırasında yumuşak bir saç bandıyla hafifçe toplandığında formunu korur.

    Gergin bir şekilde yapılmış atkuyruğu saçlarda lastik izi bırakabilir. Ayrıca kuru kabin havası saçları hassaslaştırabilir. Ellerinizi kremledikten sonra saçlarınız da hafifçe gezdirin böylelikle elektriklenmiş saçlarınız yeniden yumuşak formuna geri dönecektir.

    İlgili konular ;

    1.İşyerinde nasıl bir makyaj kullanılmalı?
    2.Serbest cumada nasıl bir makyaj yapılabilir?
    3.İş yemekleri için nasıl makyaj yapılır?
    4.İşkadınları makyajlarının doğal görünmesini nasıl sağlayabilir?
    5.Kadınlar işyerinde kıyafetlerine uygun makyajı nasıl seçmeli?
    6.İşkadınları kısa zamanda makyajlarını nasıl tazeleyebilir?

  • Yeni mezun sendromu

    Yeni mezun sendromu

    Yeni mezun birinin her şeyden önce hayalleri vardır tutunduğu. Kampüs içindeki hayatla dışarıdaki hayatı benzer sayar, sanır ki gerçek “iş yaşamı”nı o zamana kadar okulda okutulan kitaplarda yeterince özümsemiş ve her şeyin bilincindedir. Fütursuzca bir özgüven içindedir, kolay değil sonuçta o koskoca bir “üniversite mezunu”dur artık ve hak ettiği firmada hak ettiği ücretle iş yaşamına ilk adımını atmalıdır. İşe önce kariyer sitelerinde cv’ sini hazırlamakla başlar. Bu dönemde hedefler çıtayı zorlayacak derecede yüksektir, beklentilerini kendi donanımının yeterliliğine ya da çeşitli zorlu virajlara sahip bu yeni ummanın gerekliliklerine bakmadan çoktan oluşturmuştur bile kafasında, yeni mezun… “Talep ettiğiniz ücret” kısmına gelince rakamlar önce 4 hanelilerden başlar, tabi ki de böyle olmalıdır dediğimiz gibi o koskoca bir “üniversite mezunu”dur.… Herkesin başvuru yapacağı, herkesin çalışabileceği kendince “vasat pozisyon” diye nitelendirdiği pozisyonlara asla başvurmaz. Kendisine göre o ya “yönetici adayı” ya da “…… sorumlusu”, “uzman yardımcısı” olmaya aday bir bireydir.

    Başvurular teker teker yapılır ve bekleme süreci böylece başlar. Aradan uzunca bir süre geçer ve hala başvurulardan her hangi bir ses çıkmamıştır. Günler, aylar ilerler; beraberinde umut da azalmıştır artık, egosunda yaralanmalar baş gösterir yeni mezunun. Bir şeyleri yanlış yapmıştır ama nedir ? Düşünür, düşünür ve daha ilk başta, yüksek tuttuğu çıtada değişikliklere gider, bu değişiklik ilk olarak talep ettiği ücrette olur, daha makul rakamlar yazar cv ye kendince ve yeni başvuru serüveni başlamıştır artık. Aradan aylar geçmesine ve cv de yapmış olduğu değişikliğe rağmen hala hiç ses seda yoktur. İşte bu, yeni mezunun egosunun çatırdamaya başladığı andır. Kendi içinde muhasebeye gider, ben kimim, artılarım neler eksilerim neler, şayet bir işveren olsaydım ve “a” pozisyonunda bir alım gerçekleştirecek olsaydım çalışacağım elemanda ne gibi özellikler, donanımlar arardım vs… artık vakit, bu zamana kadar kendisine okutulan kitaplardan ve beslenmiş egosundan sıyrılarak gerçek “iş yaşamı” ile yüzleşme vaktidir.

  • Bu meslekleri sakın seçmeyin

    Bu meslekleri sakın seçmeyin

    Bazı meslekler vardır insanı önce depresif yapar sonra da bunalıma sokar… İstisnalar için birşey diyemeyiz ama bu mesleklere dikkat!

    Bazı meslekler diğerlerinden daha depresif sonuçlar doğuruyor. Health dergisinin yayınladığı ABD’de yapılan araştırmalar özellikle 10 mesleğin depresyona daha açık olduğunu gösterdi.

    BANKACILIK

    Listenin başında bankacılık var. ABD’de bu mesleği yapanların yüzde 11′inde ağır depresyon görülüyor.

    MUHASEBECİLİK

    Çoğu insan kendi kişisel finansmanını yönetirken strese girerken muhasebecinin de yükü artıyor. Şirketler özellikle kriz sonrası muhasebecilerden daha fazla çalışma saati talep ediyor, stres dolu işler yüklüyor.

    SATIŞ

    Zorlu ve tatminsiz müşterilerle uğraşmak her zaman zordur. Satış tezgahtarları da bu yüzden depresyona açık. Ayrıca satışa paralel komisyonla gelir elde etmek de gelecek kaygısı yaratıyor.

    ÖĞRETMENLİK

    Öğretmenlerin sorumluluğu günden güne artarken depresyona meyilleri de artıyor. ABD’de çalışma saatleri de artan öğretmenler ekonomik kriz sonrası depresyona en açık mesleklerden biri haline geldi.

    SOSYAL HİZMETLER

    Sosyal hizmetler ABD’de sorunlu insanlarla uğraşmayı gerektirdiğinden depresyon oranı artıyor. Sağık çalışanları da depresyona açık çalışanlardan. Her gün ölüm, ağır yaralı gören doktorların depresyona girme ihtimali de artıyorb

    SAHA ELEMANLARI

    Saha elemanları da stresli çalışma ortamıyla depresyona en açık çalışanlar arasında. Yüksek hedeflerin her zaman önlerine konulduğu saha çalışanları hedeflerini tutturamadıklarında depresyona giriyor.

    RESSAMLIK

    Ressamlar da depresifler arasında. Düzensiz gelir elde etmeleri ressam ve heykeltraşları depresyona itiyor. ABD’de ressamların yüzde 9′unda ciddi depresyon var.

    TESİSATÇILIK

    Tesisatçılar özellikle esnek çalışma saatleri ile depresyona açık durumdalar. 7/24 gerçekleştirilen tüm mesleklerde depresyon ihtimali çok yüksek. Temizlik ve bakım çalışanları arasındaki depresyon oranı da artıyor.

  • Çalışan kadın açısından hamilelik

    Çalışan kadın açısından hamilelik

    İşim gebelikle birlikte nasıl devam edecek? Bu süreçte hamilelik kariyerimi, kariyerim hamileliğimi nasıl etkiler?

    Hamilelikte çalışmaya devam etmek sağlıklı ve normal midir?

    Eğer sağlıklı bir kadınsanız ve normal bir gebelik geçiriyorsanız doğuma çok kısa bir süre kalana kadar çalışmanızda hiçbir sakınca yoktur. Bazı durumlarda sözgelimi iş yerinde ağır kaldıran, uzun süre ayakta duran, iş saatleri çok düzensiz veya uzun ise işinizle ilgili bazı değişiklikler veya uyarlamalar yapmanız gerekebilir. Çünkü bu denli yoğun fiziki aktivitenin erken doğum yapma, gebelikte yüksek tansiyon gelişimi ve düşük gibi riskleri mevcuttur. Eğer böyle bir işiniz varsa mümkünse çalışma koşullarını hafifletmeye çalışın bu da mümkün değilse bütün izinlerinizi doğum sonrasına saklamak yerine aralıklarla izin kullanıp yeterince dinlenmeye çalışmalısınız.

    İş yerinde (kimyasallar) maddeler söz konusu ise ne yapmalı?

    Bu tür bir iş ortamından uzak durulmalıdır.(ağır metaller, kurşun, civa, organik çözücüler, bazı biyolojik maddeler ve radyasyon). Bu maddeler tıp dilinde teratojen olarak bilinen düşüğe,erken doğuma, bebekte yapısal anomalilere yol açar. İş yerinizde olası zararlı maddelerle temas riskini mutlaka doktorunuzla da paylaşın.

    Hamilelikte hangi durumlarda çalışmayı bırakmalıyım?

    En önemlisi erken doğum için risk taşıyorsanız işinizi bırakmalısınız. Özellikle ikiz,üçüz gibi çoğul bebek bekleyen kadınlarda bu durum daha sık görülür. Ayrıca gebelik hipertansiyonu(pre-eklampsi),geç bir haftada düşük yapma öyküsü veya rahim ağzı yetersizliği öykünüz varsa ve bebeğinizin gelişimi olması gereken gibi değilse(çok büyük veya çok küçük) çalışma konusunu doktorunuzla değerlendirmeniz gerekir.

    Bulantı problemiyle iş yerinde nasıl başa çıkabilirim?

    Bu durumla ilgili doktorunuzla görüşüp onun tıbbi önerilerini alın. Bazı durumlarda doktorlar bulantı için çeşitli ilaçlar vermeyi tercih edebilir. Ayrıca ofisinizde veya işyerinizde, aracınızda yanınızda tuzlu kraker ve leblebi gibi midenizi bastırabilicek besinler bulundurun. Bu dönemde genellikle su içmekten de uzaklaşılır ancak siz azar azar su tüketmeye çalışın. Vücudunuzun susuz kalması iyice halsizleşmenize neden olacaktır. İş yerinizdeki amirinize veya işverenenize mutlaka hamileliğinizden bahsedin ve sizin için gerekli olan anlayışı, iş bölümünü ve gerekirse izinleri ayarlamasını rica edin. En kötü bulantılar bile genellikle gebeliğin 3. ayında sona ermektedir.

    İş yerinde nasıl daha rahat çalışabilirim?

    Çalışırken mola verin. Eğer uzun süre hareketsiz ayakta durduysanız oturup bacaklarınızı kaldırın veya yürüyüş yapın. Bu iki aktivite bacaklarda ve ayaklardaki kan sıvısının tekrar dolaşıma katılmasını sağlayıp kalbe geri yollayacaktır. Devamlı oturuyorsanız da her iki saatte bir kalkıp yürüyüşler yapın ve özellikle ayaklarda ve ayak bileklerinde ödem oluşmasını engelleyin. Hamilelikle uyumlu rahat elbiseler ve ayakkabılar tercih edin. Sık ve bol su için ve tuvaleti yeterince ziyaret etmekten çekinmeyin. Düzenli beslenmeye çalışın ve ara öğün yapmak için yanınızda meyve, kuru meyve, kraker vb. gibi yiyecekler bulundurun. Düzenli yeme kan şekeri oynamalarını ve bulantıyı engeller. İş yerinde stresi azaltmaya çalışın ve dinlenebileceğiniz her anı iyi değerlendirin. Yardım isteyin ve size gelen yardım önerilerini geri çevirmeyin.

  • Kariyer, Çocuk, Menopoz Süreci Nasıl Tespit Edilir ?

    Kariyer, Çocuk, Menopoz Süreci Nasıl Tespit Edilir ?

    Kadında doğuştan varolan yumurta rezervleri; doğurganlık yaşı, bebek sahibi olma şansı veya menopoz süreci hakkında güvenilir bilgi kaynağıdır. Peki zaman içinde azalan yumurtalık rezervlerinin seviyesinin belirlenmesi mümkün müdür? Yapılan araştırmalar basit bir kan tahlili ile kandaki AMH hormonuna bakıldığında elde edilen değerler tüm bu sorulara güvenilir cevap oluşturuyor…

    Op. Dr. Güvenç Karlıkaya
    Bahçeci Fulya Tüp Bebek Merkezi

    ‘’Hem kariyer hem çocuk istiyorsunuz ve zaman konusunda kararsızlık yaşıyorsunuz. Geç kalmaktan da korkuyorsunuz… Ya da tüp bebek tedavi sürecinde bebek sahibi olma şansınızı merak ediyorsunuz… Ya da ‘menopoz sürecine girdim mi’ ikilemini yaşıyorsunuz?’’ Günlük yaşamda bu tür sorunlarla daha sık karşılaşır hale geldik. Çünkü özellikle son otuz yılda kadının sosyal hayata ve iş hayatına katılımının hızla artması, eğitim düzeyinin yükselmesi, kariyer planlaması gibi nedenler gelişmiş toplumlarda gebelik yaşının geciktirilmesi sonucunu doğurdu. Birçok aile çocuk sahibi olma planlarını daha ileri yaşlara bırakmakta, bunun sonucunda infertilite (kısırlık) sorunu ile daha sık karşılaşılmakta ve infertilite tedavilerine daha sık başvurulmaktadır.

    Basit Bir Kan Tahlili İle Yumurta Rezervinin Belirlenmesi İçin AntiMullerıan Hormon (AMH)Testi

    Kadın yaşının ilerlemesiyle gebe kalma şansının azaldığı ve düşük yapma riskinin arttığı bilinen bir gerçektir. Özellikle otuzlu yaşların ortalarından itibaren bu türde problemlerle karşılaşma riski gittikçe artış göstermektedir. Yapılan çalışmalarla anlaşılan bir diğer ilginç saptama ise bu risklerin ortaya çıkış zamanı ve artış hızı, kadının yumurtalık rezervinin yaşla azalma trendine birebir uyum göstermesidir.

    İnfertilite tedavileri, özellikle tüp bebek ve mikroenjeksiyon gibi, ileri tekniklerin başarılı sonuçlanabilmesinde en önemli etkiyi kadının yaşı ve buna bağlı olarak elde edilen yumurta sayısı ve kalitesi yapmaktadır. Bu nedenle, çiftler için çok büyük önem taşıyan bu tedavilerde, başarı şansını önceden değerlendirebilmek için yumurta rezervini ölçmeye yönelik bir çok kriter belirlenmeye çalışılmıştır. Ancak bu belirteçlerin birçoğu (örneğin kandaki FSH değerleri gibi) farklı zamanlarda farklı sonuçlar verebildiği için yeterli bilgiyi vermekten uzak kalmıştır. Son yıllarda, Anti Müllerian Hormon (AMH) ölçümlerinin bu konuda daha çok yardımcı olduğu, kadının adet dönemlerinin farklı zamanlarında değerinin oldukça sabit kaldığı gözlemlenmiştir.

    AHM Hormonu Seviyesi Önemlidir!

    Gerçekte de, çok erken dönem yumurtalardan salgılanan bu hormon, kadının asıl yumurtalık havuzu hakkında bize daha doğru bilgiler vermektedir. Yapılan çalışmalar, kanda bakılan AMH değerlerinin, tüp bebek tedavisinde yumurtalıkların vereceği cevap konusunda bize önceden önemli bilgiler vermektedir. Düşük AMH değerlerine sahip kadınlarda yapılacak bir tüp bebek tedavisinde elde edilecek cevabın (muhtemel elde edilebilecek yumurta sayısının) düşük olacağını bilmek, hasta için en uygun olduğu düşünülen protokol seçiminde yardımcı olurken, hastanın bu yönde bilgilendirmesinde önemli bir parametre olacaktır.

    Kariyer, Çocuk, Menopoz Süreci Nasıl Tespit Edilir ? | 1 Yüksek AMH değerlerinde ise, hastadan en uygun cevabı alacak ilaç dozlarının ve protokollerinin belirlenmesi, yeterli sayıda ve kalitede yumurtalar elde edilmesine, buna bağlı olarak gebelik şansının artmasına neden olacaktır. Bununla beraber “ovaryan hiperstimulasyon sendromu” adı verilen ve tüp bebek tedavilerinde aşırı yumurtalık cevabı nedeniyle karın şişkinliği ve nefes alma güçlüğü gibi bazen şiddetli olabilen komplikasyonların ortaya çıkma olasılığı, yüksek AMH değerlerine sahip kadınlarda daha fazladır. Bu şekilde yüksek AMH değerlerine sahip kadınlarda, tedavilere uygun protokoller ve ilaç dozları ile başlamak, tüp bebek tedavilerinin bu en korkutan yan etkisini önlemede doktorlara en başından uyarıcı olacaktır.

    Aynı zamanda, AMH değerlerinin, menopoza giriş yaşını belirlemede belirleyici olabileceğine dair birçok çalışma bulunmaktadır. Beklenenden daha düşük AMH değerlerinde kadının ortalamalardan daha önce menopoza girme ihtimalinin arttığı gözlemlenmiştir.

    Her ne kadar bir kadının gebe kalma ihtimali veya menopoza girme süresi birkaç parametre ile kesin olarak belirlenemeyecek kadar karmaşık olaylar silsilesi olsa da, gebe kalma yaşını çeşitli nedenlerden erteleme eğilimi olan kadınların, bu türde parametrelerden yararlanmaları gelecek planlarını yapmakta onlara yardımcı olacaktır.

  • Akrep burcu kadınının aşk hayatı nasıldır?

    Akrep burcu kadınının aşk hayatı nasıldır?

    Olumlu Yanları: Sırdaş, duygularım belli etmez, gerçek dost, cazibeli, güçlü, seks sembolü, çalışkan, kararlı, unutmaz, güçlü sezgiler, güçlü duygular, yüksek imajinasyon, anlayışlı, dikkatli, yüksek analiz gücüne sahip, sevgi, pişmanlık.

    Olumsuz Yanları: Kindar, kuşkucu, kıskanç, alıngan, dik kafalı, suskun, akrep gibi zehirleyici, alaycı, ben merkezci, ihtiraslı

    Akrep Takım Yıldızı (Astronomi)
    Akrep takımyıldızının en üstünde, üç dekanı da kapsayacak şekilde, Zodyak’ın dışında Ophiuchus-Yılancı, onun üzerinde Hercules ve Cerberus-Cehennemin Üç Başlı Köpeği yer alır. Bunların hepsinin altında Akrep takımyıldızı bulunur. Hercules yıldız kümesindeki en parlak yıldız, Ras el Gethi’dir.

    Akrep Burcu Kadını Genel Özellikleri

    Akrep burcu kadını cazibeli, azimli,hırslı,akıllı ve sezgileri kuvvetli yapısıyla dikkat çeker. Hoş bir mizacı vardır, alçak gönüllü ve yumuşak başlı görünmesine karşın bir o kadar da mağrur ve kibirlidir.

    Kıskançlık akrep burcu kadınının mizacında vardır. Kendisinden üstün olan ya da sahip olamadığı her şeyi kıskanabilir. Dostlukları onun için çok önemlidir. Daima çevresinde nüfuzlu dostları bulunur.Yalandan nefret eder. Yalan söylenildiğini hissettiği anda o ortamdan uzaklaşmayı tercih eder. Dürüsttür ve dürüstlüğe fazlasıyla önem verir.

    Gururlu akrep burcu kadını doğru bildiği konularda kesinlikle taviz vermez.Cesurdur ve tuttuğunu koparıncaya kadar çabalamaya devam eder. Başarısızlığı hiçbir şekilde kabul etmez. En olumsuz yönü şüpheci olmasıdır. Herkese karşı garip bir şüphecilikle yaklaşır. Kolay kolay karşı tarafa güvenmez. Her ne kadar mantığıyla hareket etse de içten içe fazlasıyla duygusaldır.

    Akrep burcu kadını yapılan iyiliği de kötülüğü de unutmaz. İntikam duygusu çok gelişmiştir. Çevresindeki kötü niyetli insanlara karşı suskun kalmayı pek tercih etmez.

    Akrep burcu kadını doğal cazibesiyle karşı cinsi fazlasıyla çeker. Bir ilişkide öncelikle sevgi ve saygıya önem verir. Fazlasıyla kıskançtır ve eşini aşırı derecede sahiplenir. Eğer erkek saygılı aşk dolu ve arzulu bir yaklaşım içinde olursa akrep burcu kadını eşini mutlu etmek için elinden gelen her şeyi yapacaktır. Sahiplenme duygusu fazlasıyla gelişmiştir.

    Akrep burcu kadını aşkla sevdiği bir erkekle ömür boyu mutlu olabilir. İlişkisinde sorumluluk sahibidir. İlişkide genelde çocuk istemez, fakat çocuk sahibi olmuşsa sorumluluk sahibi mükemmel bir anne olacaktır.

  • Eğitimli kadında cinsel isteksizlik daha fazla

    PE-070-0471Psikolojik faktörler ve stresi daha sık yaşamaları nedeniyle, cinsel isteksizlik özellikle yüksek okul mezunu ve kariyer sahibi kadınlarda daha sık görülüyor.

    Aile Sağlığı Araştırma Derneğinin “Cinsel Danışmanlık Hattı”nı arayan kadınların katılımıyla yapılan araştırmaya göre, aile kararıyla evlenen kadınların cinsel sorunları, kendi kararıyla evlenenlere göre daha yüksek oranda.

    Derneğin “0212 282 01 01” numaralı cinsel danışmanlık hattını 5 yıl içinde arayan kadınlara, isim ve adres istenmeden “Sosyo Kültürel Faktörlerin Kadınının Cinselliğine Olan Etkisi” konulu bir araştırmaya ilişkin sorular yöneltildi. Hattı arayan 26 bin kadından sadece 3 bin 513’ü bu araştırmada yer almayı kabul etti.

    Sonuçlara ilişkin bilgi veren Avrupa Cinsel Sağlık Birliği Başkanı İrem Hattat, katılımcı kadınların, “cinsel istek kaybı“, “orgazm problemi“, “ağrı sorunu“, “seksten keyif alamamak“, “performans endişesi” ve “lübrikasyon” sorunu yaşadığını dile getirdiğini bildirdi.

    Hattat, araştırmaya katılan ve “orgazm problemi“, “istek kaybı” ve “lübrikasyon sorunu” yaşadığını belirten kadınların ağırlıklı olarak üniversite ve yüksekokul mezunu olduğuna dikkati çekti.


    Araştırmaya göre, “Cinsel ilişkiden keyif alamama sorununun” eğitimi ilkokul düzeyindeki kadınlarda yüzde 31 oranında olduğuna işaret eden Hattat, bu sorunun en az yüksek lisans seviyesindeki kadınlarda görüldüğünü belirtti.

    Hattat, bu eğitim düzeyindeki kadınların yüzde 20’sinin yüksek lisans eğitimi aldıklarını kaydetti.

    İrem Hattat, evliliklerde yaşanan cinsel sıkıntıların yüksekliğinin, özellikle eşler arasındaki iletişim problemine işaret ettiğini, evlilik kararının kişiye danışılmadan aile tarafından verildiği durumda bu sorunların daha da öne çıktığını belirtti.

    Araştırmaya katılan evli kadınlardan yüzde 43’ünün kendi kararıyla, diğerlerinin aile kararıyla evlendiğinin belirlendiğini kaydeden Hattat, “Aile kararıyla evlenen kadınların cinsel problemleri, kendi kararıyla evlenenlere göre çok daha yüksek. Özellikle ailenin kişiye danışmadan evlilik kararı verdiği durumlarda, tüm cinsel sıkıntıların en üst seviyeye çıktığını gözlemledik” dedi.

    pe-070-0677DUYGUSAL SORUNLAR

    Aile Sağlığı Araştırma Derneği Başkanı Prof. Dr. Halim Hattat da, kadınlarda cinsel fonksiyon problemi olarak, “cinsel isteksizlik, orgazm sorunları, ağrı hastalıkları ve uyarılma rahatsızlıklarının” görülebileceğini bildirdi.

    Bu sorunlardan bir veya birkaç tanesinin bir arada bulunabildiğine dikkati çeken Hattat, sağlık sorunları, psikolojik ve sosyal etkileşimler ile hayat tarzının cinselliği etkilediğini belirtti.

    Hattat, cinselliğin sadece fiziksel hareketler değil, sevgi, paylaşma ve güven olduğunu vurgulayarak, “Kadın cinselliğinde duygusal sorunlar, ekonomik değişimlerden daha önemli” görüşünü dile getirdi.

    Araştırma kapsamında, “istek azlığı, uyarılma problemleri ve cinsel ağrı sıkıntısı çeken” kadınların, “psikolojik, sağlık ve ekonomik durumları” göz önüne alındığında, özellikle “duygusal sorunların” cinsellik üzerinde gelir düzeyindeki azalmadan daha etkili olduğunun görüldüğünü anlatan Hattat, sağlık sorunlarının daha sık ağrı problemi yarattığını, duygusal sorunların diğer konularda hep ön planda olduğunu kaydetti.

    Halim Hattat, araştırmanın, kadınlarda cinsel sorunların genellikle birden fazla olduğunu ve bir arada görülebildiğini ortaya koyduğunu da belirtti.

    Çalışmaya katılan kadınların yalnızca yüzde 35’inin bir cinsel sorun yaşarken, yüzde 31’inin iki sorun, yüzde 18’inin üç sorun, yüzde 8’inin dört sorun, yüzde 6’sının beş sorun ve yüzde 2’sinin altı sorunu birden yaşadığının ortaya çıktığını ifade eden Hattat, “Bu da cinsel fonksiyon bozukluğu yaşayan kadınlarda, tanı ve tedavi süreçlerinin daha zor olacağı ve birden fazla tedavinin gerekebileceği anlamına geliyor” dedi.

    ÇALIŞMA HAYATININ ETKİSİ

    Prof. Dr. Halim Hattat, kadınlarda cinsel sorunların duygusal, psikolojik ve organik pek çok farklı sebebi bulunduğunu söyledi. Yapılan çalışmayla, özellikle “stres, ekonomik düzeyde düşüşler, çalışma hayatı, eğitim düzeyi ve evlilik kararlarının kadınları nasıl etkilediğini” araştırdıklarını kaydeden Hattat, şu bilgileri verdi:

    Psikolojik faktörler ve stresi daha sık yaşamaları nedeniyle, cinsel isteksizlik özellikle yüksek okul mezunu ve kariyer sahibi kadınlarda daha sık görülüyor. Aynı şekilde büyük şehirlerin kıyaslanmasında da cinsel isteksizlik özellikle 3 büyük şehirden (Ankara, İstanbul, İzmir) arayan kadınlarda daha yüksek oranlarda. İsteksizlik yaşayan kadınlar, kendilerini mutsuz, yetersiz, eşini yarı yolda bırakmış, kadınlığı azalmış ve cinsel yönden başarısız hissediyor. Bu nedenle bu sorunlarını gizlemeyip uzmanlara başvurmaları çok önemli.


    Genelde düşük eğitim seviyesine sahip olan kadın ve erkeklerde tatminkar bir cinsel deneyim yaşama şansının azaldığını ve cinsel endişe seviyelerinin arttığını dile getiren Hattat, yaptıkları araştırmanın sonuçlarına şaşırmadıklarını, eğitim düzeyi düşük kadınların jinekolojik problemleri için dahi doktora başvurmaktan çekindiklerini kaydetti.

    Halim Hattat, kadın cinselliğinde risk faktörleri arasında yaşla beraber organik faktörlerin de göz önüne alınması gerektiğine işaret ederek, araştırmaya katılan kadınların yüzde 21’inin jinekolojik problemler, yüzde 24’ünün idrar yolu enfeksiyonu, yüzde 7’sinin kalp-damar hastalıkları, yüzde 2’sinin sinir sistemi sorunları yüzde 4’ünün şeker hastalığı, yüzde 19’unun psikolojik problemler, yüzde 12’sinin hormonsal sorunlar, yüzde 3’ünün diğer problemlerle karşı karşıya olduğunu bildirdi.

    Kaynak : ntvmsnbc.com