Etiket: kalsiyum

  • Kadınlar için hayati önem taşıyan testler

    Kadınlar için hayati önem taşıyan testler

    Erken teşhisin hastalıkların tedavisinde ve önlenmesinde çok büyük bir etken olduğunu belirten uzmanlar kadınlar için hayati önem taşıyan testleri sıralıyor ve bu testlerin ihmal edilmemesi gerektiği uyarısında bulunuyor. İşte kadınların hayatını kurtaran testler…

    Erken teşhis birçok hastalık için büyük önem taşıyor. Sağlıklıyken belirli periyotlarda belirli kontrolleri ve testleri yaptırmak vücudumuzda sinsice ilerleyen bir hastalığı haber verebilir. Birçok hastalığın tedavisinde erken teşhis büyük önem taşıyor ve tedaviyi mümkün kılıyor. Bunun için de belli periyotlarla doktor kontrolünden geçmek ve testler yaptırmak gerekiyor. Bu tür testleri ilk yaptırmaya başlandığında, hangi yaşta olunursa olunsun, kan grubu ve hepatit testlerini yaptırmalı. Hepatit B ve C ise ülkemizde önemli bir sorun. Birçok kişi bu hastalıkları taşıdığını bilmeden yaşıyor, bu nedenle hem bulaştırıcı olmaya devam ediyor hem de tedavisinde geç kalıyor. Ayrıca kesin bir tedavisi de bulunmuyor. Ancak hepatit B’den aşı ile korunmak mümkün. Bu testleri yaptırmalı ve hastalığı geçirmemişsek, bağışık ve taşıyıcı değilsek, aşı programına dâhil olarak kendimizi koruma altına almalıyız.

    Memorial Ataşehir Tıp Merkezi Dâhiliye Bölümünden Uz. Dr. Deniz Şahin Şimşek, kadınlar için hayati önem taşıyan testleri sıralıyor.

    40 yaş altı herhangi bir şikâyeti olmayan sağlıklı kadın; yılda bir kez dâhiliye muayenesi: Yaşam tarzı, beslenme alışkanlıkları, sigara-alkol kullanımı, gözden kaçan şikâyetler, aile öyküsü değerlendirilir. Fizik muayenesi yapılır. Tetkikler değerlendirilir. Açlık kan şekeri, kolesterol, trigliserid ölçümü ile kan yağlarının durumunun değerlendirilmesi, böbrek, karaciğer fonksiyon testleri, tiroid fonksiyonlarının değerlendirilmesi, mide-bağırsak sistemi incelemeleri, kan sayımı, tam idrar tahlili, akciğer grafisi, istirahat EKG’si ve karın organlarını değerlendirmek için tüm batın ultrasonografisi önerilir.

    Kadın doğum muayenesi ve vajinal smear: 18 yaşını aşmış ve aktif cinsel yaşamı olan her kadın yılda bir kez pap smear testi yaptırmalı. Bu test sayesinde rahim ağzı kanseri, çok erken safhada teşhis edilebiliyor. Her ay adet bitiminde kendi kendini elle meme muayenesi. 40 yaşına kadar 3 yılda bir doktor muayenesi ve gerekirse meme ultrasonografisi. 40 yaşından önce mamografinin tanısal bir değeri bulunmamaktadır.

    40 yaş üstü herhangi bir şikâyeti olmayan sağlıklı kadın yukarıdaki incelemelere ek olarak;

    Daha çok 40′lı yaşlardan sonra görülen gut hastalığının teşhisi için kanda ürik asite bakılması ve özellikle menopoz sonrasında kalsiyum vs.’nin değerlendirilmesi için kan elektrolitleri (sodyum, potasyum, kalsiyum) bakılması.

    Gastroskopi ve kolonoskopi: Mide-bağırsak sisteminin değerlendirilmesi için 40 yaşından itibaren 50 yaşına kadar her 5 yılda bir, 50 yaşından sonra her 3 yılda bir yaptırılmalı.

    Mamografi: Ailesinde meme kanseri bulunan kişilere, 35 yaşından itibaren her yıl doktor tarafından meme muayenesi yapılması ve 40 yaşından itibaren her yıl mamografi çekilmesi; ailesinde meme kanseri bulunmayan kişilerde ise 40 yaşından itibaren her yıl doktor tarafından meme muayenesi yapılması ve 50 yaşına kadar 2 yılda bir, 50 yaşından sonra her yıl mammografik inceleme önerilir.
    Kemik yoğunluğu ölçümü: Menopoza girene kadar en az bir kez ve menopoza girdikten sonra mutlaka ölçülmeli. Menopozdan sonraki ilk 5 yıl içinde kemik erimesi en fazladır. Bu süreçte genellikle 2 yılda bir ölçüm önerilmektedir.

  • Laktoz intoleransı ile nasıl başa çıkılır?

    Laktoz intoleransı ile nasıl başa çıkılır?

    1. Laktoz intoleransı nedir?

    Laktoz intoleransı, sütte bulunan laktoz şekerinin sindirilememesini ifade ediyor. Özellikle ince bağırsakta salgılanan laktaz enziminin eksikliğine bağlı olarak oluşuyor. Bu enzim, süt şekeri olarak adlandırılan laktozu parçalayarak glikoz ve galaktoza ayırıyor, daha sonra bağırsaktan emilim gerçekleşiyor.

    İnek sütüne olan intolerans ile laktoz intoleransı, belirtilerinin aynı olması nedeniyle birbirine karıştırılabiliyor. Laktoz intoleransı sindirim sisteminde, inek sütü intoleransı ise bağışıklık sisteminde olan bir problemdir.

    2. Laktoz intoleransı neden ortaya çıkıyor?

    Laktaz adı verilen ve süt şekeri olan laktozun parçalanarak sindirilmesini sağlayan enzimin, ince bağırsakta üretilmemesi ile ortaya çıkıyor.

    3. Kimler daha fazla risk altında?

    Laktaz enzimi doğum sırasında en yüksek seviyede olmakla birlikte iki yaşından sonra bu enzimin aktivitesi düşmeye başlıyor ve laktoz intoleransının görülme riski artıyor. Laktoz intoleransı olanlar; doğuştan, bağırsak duvarı hasarına bağlı ya da ince bağırsağın bir kısmının alınmasına bağlı olarak bu hastalığa yakalanmış olabiliyor.

    4. Hangi belirtilerle kendini gösteriyor?

    Kullanılan süt ürününün miktarı ve çeşidi, laktoz intoleransının belirtisini ve klinik bulgusunu değiştiriyor. Burada laktaz enzim aktivitesinin durumu önem taşıyor. Eğer çok düşük olmayan laktaz enzimi var ise kişiler süt ürünlerini daha kolay hazmedebiliyor. Özellikle yoğurt, fermente süt ürünü olması nedeni ile bu kişilerin daha rahat tüketebileceği bir besin… Bireyde laktaz enzimi aktivitesi yoksa veya çok düşük seviyede ise tüketilen süt ürünü içerisindeki laktoz, sıvı-elektrolit dengesinin bozulmasına neden oluyor. Bu durumda kişide gaz, bulantı, şişkinlik, ishal ve kramp gibi durumlar görülüyor. Yakınmalar genellikle besin tüketildikten 30 dakika ile iki saat sonrasında başlıyor. Laktoz intoleransı sindirim sisteminde bulunan laktaz enzimi aktivitesinin yeterli düzeyde olmaması nedeni ile ortaya çıkan bir hastalık olmakla birlikte her yaşta görülebiliyor.

    5. Belirtiler dikkate alınmaz ise neler oluyor?

    Laktoz intoleransı dikkate alınmadığı durumlarda ciddi sağlık problemleri baş gösteriyor. Özellikle çocuklarda kolite neden olurken, yetişkinlerde Chron hastalığı baş gösterebiliyor.

    6. Hastalığın aşamaları var mı?

    Laktoz intoleransı üç aşamada inceleniyor.

    Primer laktoz intoleransı (Doğumsal): Yeni doğan bebeklerde anne sütünün alınmasını takiben, sulu dışkı, kusma ve vücuttan sıvı kaybının gerçekleşmesi anlamına geliyor. Genelde sulu ve köpüklü dışkı gözleniyor. Bu durumda doktora başvurulması, en kısa zamanda süt ve süt ürünlerinin diyetten çıkarılması gerekiyor.

    Geç başlangıçlı hipolaktazi: Genellikle kalıtsal olan ve sık görülen bu problem, üç-altı yaş arasında laktoz alımının ardından, sekiz saat içinde ishal, gaz, kramp şeklinde karın ağrıları ile kendini gösteriyor. Bu belirtilerin yüzde 30-80’inin laktoz intoleransından kaynaklanabileceği bildiriliyor. Hastalar laktozu fermente ürünlerle yani yoğurt, sert peynir olarak tüketebiliyor.

    Sekonder laktoz intoleransı: Özellikle iki yaş altı çocuklarda en sık görülen emilim bozukluğu… Genel olarak bağırsak ağrısı çeken bireyler, süt ve süt ürünlerini beslenme programından çıkarıyor. Kişiye özel hazırlanan bu diyette, kısıtlamalar ve esnetmeler yapılabiliyor.

    7. Tanı nasıl konuluyor?

    Sadece karın ağrısı, şişkinlik, ishal, kramp gibi belirtiler laktoz intoleransı tanısı konması için yeterli olmuyor çünkü birçok bağırsak probleminin belirtileri birbirine benziyor. Laktoz intoleransının olup olmadığını anlamak için ilk olarak inek sütü diyetten çıkarılıyor. Eğer problem ortadan kalkmışsa kişinin inek sütüne karşı intoleransı olduğu saptanıyor. Kişinin sıkıntısı hala devam ediyorsa bazı testler yapılıyor.

    ■ Laktoz tolerans testi: Kişiye laktoz içeren bir sıvı veriliyor ve iki saatte bir kan şekeri ölçülerek laktozun ne miktarda sindirildiği anlaşılıyor. Eğer kan şekeri yükselmemişse laktozun sindirilemediği anlaşılıyor. Bu test ilk altı aylık dönemdeki bebeklerde uygulanmıyor.

    ■ Hidrojen nefes testi: Kişiye bu testte de laktoz yüklü bir sıvı içiriliyor. Nefeste hidrojen testi yapılıyor. Eğer kişinin nefesindeki hidrojen miktarı artıyorsa bu, laktoz intoleransının göstergesi olarak kabul ediliyor. Bu test ilk altı aylık dönemdeki bebeklerde uygulanmıyor.

    ■ Gaita asidite testi: Bebek ve çocukların dışkısındaki asit miktarını ölçmek için kullanılıyor. İnce bağırsakta sindirilmesi gereken laktoz, sindirilmediğinde dışkıda glikoz örneği saptanıyor.

    8. Bu kişiler hangi gıdaları tüketemez?

    ➤ Sütlü domates çorbası, hazır çorbalar

    ➤ Bisküvi, kraker, çikolata, gofret vb

    ➤ Margarin, tereyağı, kaymak, krema

    ➤ Süt ve türevlerinin girdiği kek, kurabiye, pasta vb

    ➤ Sütlü tatlılar (muhallebi, sütlaç, sütlü puding vb)

    ➤ Yağ içeriği yüksek besinler

    ➤ Yağda kızartma ve kavurmalar

    ➤ Sütlü sos ve püreler

    ➤ Laktoz içeren diş macunları

    ➤ İçeriği bilinmeyen her türlü besin

    9. Laktoz intoleransı ile nasıl başa çıkılır?

    Laktoz intoleransı geçici bir rahatsızlık olmaması nedeni ile bireylerin yaşamları boyunca besinleri dikkatli tüketmesi gerekiyor. Uygun beslenme tarzını yaşam biçimi haline getirmeleri önem taşıyor. Yetişkinlerde bunu sağlamak daha kolayken, çocuklarda çok daha zor oluyor. Özellikle çocuklara bu konuda daha ciddi eğitimler vermek ve hastalığın ciddiyetini anlatmak gerekiyor…

    10. Bu kişiler tüketemeyecekleri gıdaların yerini nasıl doldurabilir?

    Gıda sanayisinin gelişmesi ile birlikte bazı rahatsızlığı olan bireylere çok fazla alternatif sunulabiliyor. Laktoz intoleransı olan bireyler, laktozsuz sütleri içebiliyor. Bu kişiler ayrıca yoğurdu daha rahat sindirebiliyor çünkü yoğurt yapılırken sütün içerisinde bulunan laktozun yüzde 70’i parçalanıyor. Diğer bir alternatif ise 90 gün beklemiş peynir tüketmek. 90 gün bekleyen peynirin içerisindeki laktoz, laktik aside dönüşüyor ve daha rahat sindiriliyor. Özellikle kalsiyum içeriği yüksek olan süt ve süt ürünlerinin diyetten kısmi veya tamamen çıkarılması nedeni ile bireylerde kalsiyum eksikliği gözlenebiliyor. Bu durumda kemik ve dişler başta olmak üzere sinir sistemi ve bağışıklık sisteminde ciddi problemler yaşanabiliyor.

    İnek sütü intoleransı

    İnek sütüne olan alerjik reaksiyon özellikle süt içerisinde bulunan alerjik nitelikteki proteinler nedeniyle gerçekleşiyor. Bu alerjik reaksiyona neden olan proteinler; kazein, sığır gamma globülin, beta laktoglobulin, sığır albümin ve alfa laktoglobulin olarak sıralanıyor. Özellikle bebeklerde ve çocuklarda gözlenen inek sütü proteinlerine bağlı alerjik reaksiyonlar yaşamın ilk haftalarında, ortalama üçüncü ayda başlıyor ve bağırsağın fonksiyonel yapısının gelişmesi sonucu iki-üç yaşlarında ortadan kalkıyor.

    Besinleri iyi analiz edin

    Uzman Diyetisyen Serkan Tutar, süt ürünlerini tükettikten sonra sıkıntı yaşayanlara şunları söylüyor: “Laktoz intoleransı dünyada en fazla görülen intolerans çeşidi. Dünyadaki toplam nüfusun yüzde 50’sinde bulunduğu belirtilmekle birlikte bazı insanlarda laktoz intoleransı olmasına karşın etkilerinin gözlenmediği biliniyor. Bağırsakta sürekli sindirim şikayeti yaşayan bireylerin tükettikleri besinleri iyi analiz etmeleri şart… Eğer süt ve süt ürünleri tüketildiğinde sürekli olarak problem yaşıyorlarsa, en kısa zamanda doktor ve diyetisyen ekibi ile birlikte çalışmaları gerekiyor.”

    Formsante Dergisi

  • D vitamini eksikliğinde hangi sorunlar oluşuyor?

    D vitamini eksikliğinde hangi sorunlar oluşuyor?

    Ülkemizde D vitamini eksikliği önemli bir sağlık sorunu olarak karşımıza çıkıyor. Yapılan araştırmalarla D vitaminin bazı sistemik hastalıklar ve kanser türlerinde de yararlı etkileri olduğu anlaşılıyor. Uzmanlar, yıl da bir kez D vitamini ölçtürülmesini tavsiye ediyor.

    Acıbadem Bursa Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Nadir Şener, D vitaminin başlıca kaynağının güneş ışınları olduğunu dile getirerek, güneşlenme ile günlük gereksinimin yüzde 80’inin karşılanabileceğini ifade ediyor.

    Prof. Dr. Şener, D vitaminin yararlarını şöyle dile getiriyor: “D vitamin, kalsiyum ve fosfor metabolizmasını düzenliyor, kalsiyumla birlikte kemik ve dişleri güçlendiriyor. Hücrelerin büyümesinde ve kas ile sinir sistemlerinin düzenli işlevinde önemli rol oynuyor. Ayrıca kan basıncının düzenlenmesinde ve bağışıklık sisteminin güçlenmesinde de önemli görevleri ver. Son yıllardaki araştırmalar, D vitamininin kalın bağırsak, kemik, deri, kolon ve meme kanserinde de koruyucu etkisi olduğunu ortaya çıkartıyor.”

    Özellikle Mart-Ekim aylarının D vitamini açısından en etkin dönem olduğunu dile getiren Prof. Şener, şöyle devam ediyor: “Bu aylarda koruma kremi kullanmadan her gün 10–15 dakika güneşlenmek gerekiyor. Mart-Ekim arası, özellikle güneş ışınlarını dik geldiği 11.00– 15.00 arasındaki saatler D vitaminin dönüşümü için en etkili dönem. Ancak bu saatler cilt kanseri için de en riskli saatler. Bu nedenle sadece 10-15 dakikalığına, koruma kremi kullanmadan, diz ve dirseklerden aşağısını güneşlendirmek yeterli.”

    Şener, ayrıca esmer kişilerde D vitamini sentezinin sarışınlara göre daha yavaş olduğunu ve esmerlerin cilt özelliklerinden ötürü sarışınlardan 3–6 kat daha fazla güneşte kalmaları gerektiğini belirtiyor.

    D VİTAMİN EKSİKLİĞİNDE OLUŞAN SORUNLAR

    D vitamini eksikliğinin kemik ve kas güçsüzlüğüne sebep olduğunu vurgulayan Şener, şu bilgileri veriyor: “Ayrıca halsizlik ve terlemeye de sık rastlanıyor. Kemik erimesi hızlanıyor. D vitamini eksikliği fazla olduğunda 2 önemli klinik tablo karşımıza çıkar; Birincisi Raşitizm. Çocuklarda D vitamini eksikliği ile oluşan hastalık. Çarpık bacaklar, kemik veya eklem yerlerinde deformasyonlar, diş gelişiminde gerilik, kaslarda zayıflık, yorgunluk, bitkinlik görülür. İkincisi Osteomalazi. Yetişkinlerde D vitamini eksikliği ile oluşan hastalık. Kaburga kemiklerinde, omurganın alt kısmında, leğen kemiğinde, bacaklarda ağrı, kas zayıflığı ve spazmları, çabuk kırılan kemikler şeklinde klinik belirti veriyor.”

    KİMLERE D VİTAMİNİ TAKVİYESİ VERİLMELİ?

    Dr. Şener, D vitamini takviyesi yapılması gereken kişileri ve grupları şöyle sıralıyor: “0-24 aya arası çocuklar, adolesan yaş grubu, doğurganlık çağındaki kadınlar, gebe ve emzikli kadınlar, postmenapozal dönemdeki kadınlar, 50 yaş üstündekiler, güneş görmeyenler (ofis çalışanları ve kapalı giyinenler), bağırsaklardan yağ emilimi bozuk hastalar, karaciğer hastalığı, kronik böbrek yetmezliği olanlarla mide ameliyatı geçirenler, osteoporozlu hastalar, obezite sorunu olanlar, antiepileptik, glukokortikoid ve antifungal (mantar ilacı) ilaç kullanan hastalarda. D vitamini hassas testlerle kolaylıkla ölçülebiliyor. Bu nedenle eksikliği düşünüldüğünde veya risk grubu olanlarda yılda bir kez D vitamini ölçtürülmesi gerekiyor.”
    CHA

  • Yoğurt zayıflatır mı?

    Yoğurt zayıflatır mı?

    Evet zayıflatır! Sadece zayıflatmakla da kalmaz, tok tutar, tatlı krizine iyi gelir, kemikleri güçlendirir, kas kitlesini korur, yağ yakımında etkilidir ve bağışıklık sisteminde büyük rolü vardır.

    Günde 2 kez yoğurt
    Görüştüğüm herkese mutlaka sorarım. Günde kaç kez yoğurt yersiniz? Cevap %80 aynıdır. “Yemeğin yanına yakışırsa, yani dolma yiyorsam mutlaka yoğurt yerim. Ya da masada yoğurtlu bir salata var ise Bir de mantı üzerinde tabii”. Yemeğin yanına yakışmasını beklemeyin. Siz sofranıza 1 kase yoğurt hep koyun.

    Zayıflatıyor mu?
    Hiçbir besin tek başına zayıflatmaz diyoruz ya.Yoğurt için de aynı şey geçerli, sadece yogurt yiyerek zayıflamaya çalışırsanız yukarıda saydığım faydaları göremezsiniz. Tek bir besin size zarar verir. Tüm ihtiyaçlarınızı karşılayan bir beslenme düzeniniz olacak ve bu programın içinde mutlaka 1 bardak süt +1-2 kase de yoğurt olacak. İşte o zaman bu faydaları görebilirsiniz.

    Hayat İçin ! Güçlü olmak için !
    Yoğurdun içinde bulunan ve bağışıklık sistemine çok iyi gelen bakterilere probiyotikler diyoruz.Probiyotik ; ‘for life’ ‘Hayat İçin’ anlamına geliyor. Bizi ayakta tutan, hastalıklara karşı koruyan bu bakteriler bağırsaklarımızda yaşıyor. Hergün yogurt yerseniz bu gerekli bakterileri sürekli vücudunuza sağlarsınız ve vücudunuz mikroplara karşı daha güçlü savunma sistemi kurabilir. Kısacasıyoğurt size güçlü yapar.

    Kilo verirken destek oluyor
    Bir insan mutlu olmak için ne ister? Önce sağlık… Besinler bunu sağlayabilir mi? Kesinlikle evet.. tabiiki hayatınızda yolunda gitmeyen bir şeyi yogurt devreye girip değiştiremez.. ama yogurt içindeki vitaminler ile emin olun sizin sağlığınız için elinden geleni yapar. Yoğurt suyunda bolca bulunan riboflavin enerji oluşumunu sağlar, cildinizi korur. Ve en çok merak ettiğiniz de zayıflamadaki rolü!Yoğurt deyince ilk akla gelen ‘Kalsiyum’ yağ yakımını sağlar ve bu da daha kolay zayıflamanız anlamına gelir. Tam da istediğimiz gibi.. zayıflayalım ve hepsi de yağdan gitsin istemiyor muyduk? O zaman yoğurtlar sofraya!

    Meyveli yoğurt yiyelim mi?
    Bu alışkanlık aslında bizim mutfağa uygun değil. Meyveyi ayrı yemeyi seviyor ve yoğurdu da yemeğin yanında yiyoruz. Ara öğün olarak 1 kase yogurt yemek bile garip geliyor bazen. Ama bir yandan da sürekli aynı şeyi yemekten sıkılanlar için, tatlı tadı sevenler veya meyveyi tek başına yemeyi çok sevmeyenler için bir seçenek meyveli yoğurtlar. Diyet yapanlara uygun, şekersiz meyveli yoğurtlardan da ara öğün olarak kullanabilirsiniz, fakat bunları yediğinizde sadece yogurt yediğinizi düşünün. Yani günlük meyve ihtiyacınızı almış olmuyorsunuz. Bunun içine ilave kuru veya taze meyve eklemek daha doğru olur. Tam da burada özlelikle kabızlık şikayeti olanlara küçük bir tarif ;
    1 kase yogurt + 1 çay kaşığı keten tohumu + 1 şeftali + 1 kuru kayısı + toz tarçın
    Her gün değil ama haftada 2-3 gün bunu kahvatıdan once yemek bağırsak düzeninize iyi gelebilir.

    Ayran light mı normal mı?
    Ayranın light’ı mı olurmuş… Olur , olmalı da. Özellikle dışarıda sık yemek yiyen biri iseniz ve bir de tansiyon probleminiz var ise piyasada bulunan tuzu ve yağ oranı azaltılmış ayranlar tam size göre. Aslında restoranlarda hala light yada tuzsuz ayran isteseniz bulamayabilirsiniz. Ama marketlerde artık daha sık görüyorum. Ayrıca tansiyon problemi olmasa da, hamileler, ödem problemi yaşayanlar, kilo problemi yaşayanlar da tuz ve yağı azaltılmış ayranlardan tüketebilirler. Şu sıcak yaz gününde buz gibi ir ayrandan daha iyi bir seçenek düşünemiyorum.

    Kefir de bir seçenek
    Daha önce bhsettiğim bu probiyotikler kefirde biraz daha fazla. Hatta bağışıklık sistemi güçlensin diye kefir içenleri duymuşsunuzdur. Kefir de çok sık aklınıza gelmiyor ama gün içindeki yoğurtlardan birinin yerine 1 bardak kefir eklenebilir. Kefirin de yağ oranı azaltılmış (light) olanları var.

    Dondurma da olabilir mi?
    Ben süt ürünleri her gün olmalı deyince nedense sizin aklınıza ilk önce dondurma gelebiliyor. eee.. dondurma mı , süt mü desem çoğunuz tatlıyı tercih eder. Sütlü dondurma aynı süt gibi her gün 1 top mutlaka demem, ama arada bir 1 bardak süt yerine 2 top sütlü dondurma olabilir. Diyabet sorunu olanlar, insülin direnci ve hipoglisemi problemi olanlar, şekersiz olanları tercih ederseniz , diyetinizi de bozmamış olacaksınız.

    Turuncu Gerçek :
    Çok düşük kalorili diyetler hızlı zayıflatır ve sonrasında bu kilolar aynı hızla geri gelir.

    Diyet İtirafı :
    Eşimden gizli gizli diyetisyene gidiyorum. Ona söylemiyorum çünkü söylersem bana hiç yemek vermez.

  • En doğru diyet

    En doğru diyet

    En doğru diyet, En iyi diyet …

    Fazla kilodan kurtulmak herkesin hayali. Bu hayal için uğraşırken ise bilinçli olmak gerek. Çünkü ezbere yapılan diyetler bir çok yanlış içeriyor

    Hepimiz, doğru yeme ve formda kalma konusuna gelince birkaç sıkı kural biliyoruz:
    Bol bol meyve ve sebze yemek, fast food ve gazlı içeceği kesmek, düzenli egzersiz yapmak… Ancak, bilim dünyasında yapılan son araştırmalar ‘doğru’ olduğuna inandığınız birçok bilginin aslında yanlış olduğunu söylüyor.
    Yağ tüketmek kilo almanıza neden olmaz.
    Az miktarda yağ tüketmek aslında doygunluk sinyallerini harekete geçirerek daha çabuk tok hissetmenize yardım eder.
    Kilo vermek kadınlar için daha zor değildir. İlk başta, erkekler metabolizmaları gereği kadınlardan daha hızlı kilo veriyor gibi görünebilir ama uzun vadede durum dengelenir.
    Gece yemek yiyebilirsiniz.
    Asıl olan yatmadan 3-4 saat öncesinde yemeği kesmek. Üstelik hangi saatte yerseniz yiyin yediğinizden fazlasını yaktığınız sürece kilo verebilirsiniz.
    Yemeğe oturmadan önce su içebilirsiniz.
    Üstelik dolu mideyle sofraya oturmak daha az yemenize neden olur.
    Yağ aldırmak çözüm değil.
    Düzensiz beslenmiyorsanız yağları aldırsanız da hızlı bir şekilde tekrar alırsınız.
    Diyet kola diyet değildir:
    Diyet kola ve benzeri asitli içecekler az kalorilidir. Ama midede asit salgısını artırır ve daha fazla acıkmanıza sebep olur.
    Elma demir deposu değildir.
    Az demir içerir. Demir için et ve yeşil sebzeye yönelin.
    Kalsiyum için muz yenmez.
    Muz iyi bir kalsiyum kaynağı değil, ancak iyi bir enerji kaynağıdır. Kalsiyum kaynağı diye muz yemek sadece kilo aldırır.
    Et ile pilav da yenebilir.
    Karbonhidrat ve protein birlikte tüketilebilir. Zaten yoğurt, süt gibi ürünlerde her ikisi birden yer alır.

    Takvim

  • Hamileyken diş tedavisi yapılır mı?

    Hamileyken diş tedavisi yapılır mı?

    Diş Hekimi ve Protez Uzmanı Çağdaş Kışlaoğlu, ağız ve diş sağlığının sürekliliğini sağlamak için ömür boyu etkili ve yeterli bakımın şart olduğunu ve kadınların hamilelik, bebek emzirme, menstruasyon, menopoz gibi dönemlerde dişlerine ayrıca özen göstermesi gerektiğine dikkat çekiyor.

    Hamilelik döneminde anne adayının dişlerinde kalsiyum kaybı olduğuna dair herhangi bir bilimsel bir veri olmadığını söyleyen Dr. Çağdaş Kışlaoğlu, “Halk arasında ‘Hamilelik sırasında bebeğin kendisi için gerekli olan kalsiyumu annenin dişlerinden alarak annesinin dişlerinin çabuk çürümesine yol açtığı, bu sebepten ötürü anne adaylarının diş kaybına uğradığı’ şeklindeki düşünce bilimsel bir gerçeği yansıtmıyor” diyor.
    Ancak hamilelikte ağız sağlığında bazı değişikliklerin olacağını hatırlatan Dr. Kışlaoğlu “En önemli değişiklik östrojen ve progesteron hormon düzeylerindeki artıştır. Bu durum, dişler üzerindeki plak birikiminin artması ile bağlantılıdır.” diyerek vurgu yapıyor.

    DİŞLER NEDEN ÇABUK ÇÜRÜR?
    Diş Hekimi Çağdaş Kışlaoğlu, hamilelik döneminde vücuttaki dengenin bozulması, dişlerin normal dönemden daha çabuk çürümesine uygun bir ortam yarattığını vurgulayarak hamilelikte dişlerin daha çabuk çürümelerinin nedenlerini şöyle sıralıyor:

    – Bu dönemde tatlıya, abur cubura aşırı istek belirir ve bunlar yendikten sonra diş fırçalama ihmal edilir.

    – Hamileliğin ilk aylarında görülen kusmalardan sonra anne adayı ağız bakımına yeterince özen göstermeyebilir.

    – Gebelik hormonlarının etkisi ile dişetleri daha çabuk kanayan anne adayı, dişlerini fırçalamaktan kaçınır.

    DİŞLERDE KALSİYUM ÇÖZÜNMESİ OLMAZ
    Hamilelik döneminde bebeğin ve annenin kemiklerinin sağlıklı olabilmesi için anne adayının, günlük olarak 1200 ilâ 1500 mg kalsiyuma alması gerektiğini söyleyen Dr. Kışlaoğlu, bebek bekleyen kadınların bu dönemde süt ve süt ürünleriyle yeşil yapraklı sebzeler gibi kalsiyum bakımından zengin gıdalar tüketmesi gerektiğini vurguluyor.

    Doktor Çağdaş Kışlaoğlu açıklamalarına şöyle devam ediyor: ‘Anne adayı eğer kalsiyum ihtiyacını gıdalardan karşılayamazsa, bebeğin gelişimi için gerekli olan kalsiyum, annenin kemiklerinden karşılanıyor. Ancak anne adayı, hamilelik döneminde iyi beslenir yeterli ağız diş bakımı yaparsa bu dönem, normal dönemden farklı bir diş sorunu ile karşılaşmaz.”

    ŞEKERDEN UZAK DURUN!
    Hamilelik sırasında beslenme, hem annenin hem de bebeğin genel sağlığı ve ağız diş sağlığı için oldukça önemli olduğunu söyleyen Dr. Kışlaoğlu, anne adaylarının hamilelik döneminde nasıl beslenmesi gerektiğini şöyle anlatıyor:

    “Anne adaylarının, hamilelik süresince A,C ve D vitaminleri ile fosfor ve kalsiyum yönünden zengin temel besinler, meyveler ve sebzeler almaya dikkat etmeleri gerekiyor. Hamileyken ayrıca tahıl, süt ve süt ürünleriyle, balık ve yumurta dengeli olarak almaları yararlı olacaktır. Anne adayları, -özellikle yemek aralarında- şekerden mümkün olduğu kadar uzak durmalı. Kurutulmuş meyve ve karamel gibi yapışkan şekerli yiyeceklerden de kaçınmaları gerekiyor.”

    HAMİLEYKEN DİŞ TEDAVİSİ YAPILABİLİR Mİ?
    Diş Hekimi Protez Doktoru Çağdaş Kışlaoğlu, hamileyken diş tedavisi yapılıp yapılmayacağı konusunda şunları söylüyor:

    – Bebeğin organ gelişim evresi olan hamileliğin ilk üç ayında etkili dental tedaviden kaçınılması gerekiyor.

    – Diş ya da diş eti iltihabı gibi acil durumlarda, var olan enfeksiyonun bebeğin gelişimini dental tedavinin olumsuzluklarından daha fazla etkileyebileceği düşüncesi ön plana alınmalı ve bir jinekologun önerileri doğrultusunda diş tedavisi yapılmalıdır.

    – Son üç ayda tedavi için gerekli olan pozisyonları rahat alalaması ve koltukta uzun süre oturamaması nedeni ile diş tedavisi yaparken anne rahatsız olabilmektedir.

    EKSTRA BİR AĞIZ-DİŞ BAKIMI ŞART!
    Dr. Çağdaş Kışlaoğlu, anne adaylarının hamilelik döneminde ağız ve diş sağlığına normal dönemden daha fazla özen göstermesi gerektiğini söyleyerek, şu hatırlatmalarda bulunuyor:

    – Hamilelik sırasında oluşan hormon artışı, ağız mukozasını dış etkenlere karşı özellikle bakteri plaklarına karşı daha hassa yapar. Bunun için günlük ağız ve diş bakımı kesintiye uğratılmamalıdır.

    – Plak birikimi ve diş eti hastalıkları ile hamilelik sırasında oluşan hormonal değişiklikler arasında direkt bir ilişki vardır. Bu nedenle anne adayları, hamilelik öncesinde tam bir ağız muayenesinden geçerek optimal ağız hijyenine kavuşmalı ve bunu sürdürme alışkanlığını kazanmalıdır.

    – Anne adayları hamilelikte günde en az iki kez diş fırçası ve diş ipi kullanarak etkili diş bakımı yapmalı, plak birikimine engel olmalıdır.

    – Hamilelikte ağız gargaraları ya da ılık tuzlu su ile gargara yapılmalıdır. Özellikle ılık tuzlu su diş etlerini rahatlatır ve dişeti hassasiyetini azaltır.

  • Scarsdale Diyeti

    Scarsdale Diyeti

    Scarsdale Diyeti Nedir?

    Bakıldığında Scarsdale Diyeti çoğu kişi tarafından önerilmemekte. Çünkü karbonhidrat oranı çok düşük , protein oranı ise çok yüksek olan bu diyetin yeterli ve dengeli bir diyet olduğu düşünülmüyor. Kalsiyum açısından da yetersiz olan Scarsdale diyeti, Amerikalı bir kalp uzmanı olan Dr. Hemion Tarnawen tarafından üretilmiş. Fakat daha önce de söylediğimiz gibi uygulama süresi bir hafta olmasına rağmen Scarsdale diyeti bazı durumlarda yetersiz kalmakta. Bazı yiyeceklerin yasak olması, belli rahatsızlıklara davetiye çıkaracak cinsten. Bu da zayıflama konusunda fazla abartmamak gerektiğinin göstergesi. Scarsdale Diyeti’nin diyet listesine bakarsak ne söylemek istediğimi daha iyi anlatacağım sanırım.

    Scarsdale Diyeti 1.Gün

    Kahvaltı:Kahve veya çay tatlandırıcı ile yarım greyfurt ve bir dilim ekmek

    Öğle Yemeği: Çeşitli soğuk kesim domates (dilimlenmiş, ızgara veya buğulama) ve kahve ya da çay

    Akşam Yemeği: Bir dilim protein ekmeği, sınırsız salata bir greyfurt ile birlikte, ızgara balık veya kabuklu deniz ürünleri

    Scarsdale Diyeti 2.Gün

    Kahvaltı: Kahve veya çay tatlandırıcı ile yarım greyfurt ve bir dilim ekmek

    Öğle Yemeği: Meyve salatası

    Akşam Yemeği: Izgara hamburger sınırsız domates yanı sıra kereviz, salatalık veya brüksel lahanası ile

    Scarsdale Diyet 3.Gün

    Kahvaltı:Kahve veya çay tatlandırıcı ile , yarım greyfurt ve bir dilim ekmek

    Öğle Yemeği: Ton balığı salatası, yanına bol salata

    Akşam Yemeği: Yağsız ızgara et yanında sınırsız yeşil salata.

    Scarsdale Diyet 4.Gün

    Kahvaltı: Kahve veya çay tatlandırıcı ile, yarım greyfurt ve bir dilim ekmek

    Öğle Yemeği: İki yumurta herhangi bir şekilde pişirilmiş, peynir, fasulye ve domates, bir dilim ekmek, çay ya da kahve

    Akşam Yemeği: Izgarada et, sınırsız yeşil fasulye, ıspanak veya yeşil biber, bir dilim ekmek

    Scarsdale Diyeti 5. Gün

    Kahvaltı: Kahve veya çay tatlandırıcı ile yarım greyfurt ve bir dilim ekmek

    Öğle Yemeği: Muhtelif düşük yağlı peynir dilimleri, ıspanak,bir dilim ekmek, çay veya kahve

    Akşam Yemeği: Izgara balık veya kabuklu deniz ürünleri ile birlikte sınırsız salata ,bir dilim ekmek.

    Scarsdale Diyeti 6.Gün

    Kahvaltı:Kahve veya çay tatlandırıcı ile yarım greyfurt ve bir dilim ekmek

    Öğle Yemeği: Meyve salatası

    Akşam Yemeği: Hindi veya tavuk kızartma ızgarada daha iyi olur. Sınırsız salat, kahve ya da çay, bir greyfurt

    Scarsdale Diyeti 7.Gün

    Kahvaltı: Kahve veya çay tatlandırıcı ile yarım greyfurt ve bir dilim ekmek

    Öğle Yemeği: Soğuk ya da sıcak tavuk veya hindi, domates, havuç, pişmiş lahana, brokoli ya da karnabahar, bir greyfurt ya da kavun

    Akşam Yemeği: Bol ızgara (ızgara) biftek, salata, marul, salatalık, kereviz, domates.

    Görüldüğü üzere Amerikan mutfağına uygun bu diyet, aslında Türkiye’de fazla uygulanabilirlik taşımıyor. Çünkü zaten diyetin temelini oluşturan greyfurtu çok fazla tüketen bir millet değiliz. Bunun yanı sıra karbonhidrat açısından yetersiz olan bu diyette amaç günlük 1000 kilo kalori almak. Bu da kişiyi fazla zorlayacaktır. Bu yüzden Scarsdale Diyeti sanırım bizim için fazla uzaklarda kalıyor.

  • Hamilelik Öncesi Mutlaka Diş Hekimine Uğrayın

    Hamilelik Öncesi Mutlaka Diş Hekimine Uğrayın

    Sağlık problemlerinin ne zaman ortaya çıkacağının belli olmadığını belirten uzmanlar, bu nedenle anne olmaya karar veren kadınların hamilelik öncesi mutlaka diş hekimine başvurması gerektiğini söyledi.

    Hamilelik öncesinde diş hekimine başvurulduğunda ileride ortaya çıkabilecek sorunların hekim tarafından değerlendirilerek, gerekli tedavinin uygulanacağını belirten Trabzon Diş Hekimleri Odası Başkanı Mustafa Yıldız, “Örneğin, küçük çürükler hiç belirti vermeden hamilelik sırasında ilerleyerek ağrı oluşumuna yol açabilir. Henüz başlangıç halinde tespit edilip gerekli tedavi uygulanırsa sorun ilerlemeden çözülmüş olacaktır” dedi.

    Yıldız, gerekli görüldüğünde yapılacak olan diş taşı temizliğinin hamilelikhamilelik sürecinde yaşayabileceği streslerden uzaklaşmış olur. Yanlış kanı olarak bazı anne adayları ‘bebeğe zarar gelebilir’ düşüncesiyle bu süre içinde diş hekimine gitmekten çekinirler. Fakat hamileliğin her aşamasında bebeğe ve anneye zarar vermeden yapılabilecek tedavi yöntemleri vardır” diye konuştu. sırasında, hormonların etkisiyle ilerleyebilecek olan diş eti hastalıklarını da önleyeceğini ifade ederek, “Böylece anne adayı

    Anne adaylarına acil tedavi yöntemleri dışında müdahale yapılmayacağını anlatan Yıldız, şöyle devam etti:

    “Ancak gerekli durumlarda diş hekimi, anneye ve bebeğe zarar vermeyen ilaçlarla tedavinin ertelenmesini sağlayacaktır. Hamileliğin 3 ile 6 aylık döneminde dolgu, kanal tedavisi, diş taşı temizliği gibi işlemler güvenle uygulanabilir. Hamilelik öncesi diş hekimine gidilememiş ise bu dönem anne adayları tarafından iyi değerlendirilmelidir. Emzirme döneminde de diş hekimliği açısından anneye yapılacak müdahalelerin herhangi bir sakıncası yoktur.”

    Mustafa Yıldız, hamilelik sırasında diş eti kanamalarının çok sık karşılaşılan bir sorun olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:

    “Diş etinde görülen kanamaların sebebi diş eti iltihabıdır. İleri derecede diş eti iltihabı erken doğum ve zayıf bebek doğurma riski oluşturduğunu unutmamalıyız. Hamileliğin ikinci üç aylık döneminde hekime başvurularak, diş eti iltihabı mutlaka tedavi edilmelidir. Ağız sağlığı yaşamın her döneminde ihmal edilmemesi gereken önemli bir konudur. Ancak kadınların ergenlik, hamilelik, bebek emzirme ve menopoz döneminde buna daha çok dikkat etmeleri gerekmektedir.”

  • Gençleşmek için 12 formül

    Gençleşmek için 12 formül

    Prof. Dr. Mehmet Öz, garanti ömür sürenizi uzatma kılavuzu hazırladı. Tüm dünyada tanınan Öz, ‘Siz: Genç Kalın’ adlı kitabında daha uzun yaşamak isteyenlere, uzun ömrün formülünü veriyor. Öz ayrıca size, 14 günlük ‘Siz: Uzatılmış Garanti Planı’yla; hayatınıza yeni baştan yön vermenin yollarını açıklıyor. Mehmet Öz, Amerika’da en popülerler listesine giren kitabını sizler için anlattı.

    Prof. Dr. Mehmet Öz’e göre sürekli genç olmanın 12 formülü…

    1. Vitaminlerinizi alın
    Düzenli olarak B6, C, D, E vitamini, kalsiyum ve folat alın.
    2. Sigarayı bırakın
    Sigara sizi 8 yaş, yaşlı gösterir.
    3. Tansiyonunuzu öğrenin
    Düşük kan basıncına sahip bir kişi, yüksek kan basıncına sahip bir kişiden 25 yaş kadar daha sağlıklıdır.
    4. Stresi azaltın
    Sağlam sosyal ilişkiler kurarak ve stres azaltma stratejilerinden yararlanarak, stresten mümkün olduğunca uzaklaşın.
    5. Diş ipi kullanın
    Diş ipi kullanmak ve dişlerinizi düzenli olarak fırçalamak son derece önemlidir. Unutmayın ki; sağlık ağızdan başlar.
    6. Egzersiz yapın
    Biraz egzersiz mesela günde 2 kez 20 dakikalık yürüyüş, sağlığınızı olumlu etkiler.
    7. Emniyet kemeri kullanın
    Emniyet kemeri kullanma alışkanlığı edinin ve her zaman hız sınırının 10 km/saat altında araç kullanın.
    8. Lifli gıda tüketin
    Erkeklerin günde 25 gramdan daha fazla lif tüketmeleri gerekir.

    9. Sağlığınızı takip edin
    Sağlığı ile ilgili gelişmeleri titizlikle izleyen, tedavi ve bakım konusunda standartlarını her zaman yüksek tutan kişiler; daha genç kalabilirler.
    10. Sağlıklı gençleşme planı yapın
    Tüm yaşamınızı göz önüne aldığınızda, yaşamınızın bundan sonraki her gününü daha genç ve en uzun sürede yaşamanız için yüksek enerjili olun.
    11. Bol bol gülün
    Kahkaha stresi azaltır ve bağışıklık sistemini destekler.
    12. Hep öğrenci kalın
    Yaşamınız boyunca entelektüel faaliyetlerden uzak kalmayın.

    Daha geç yaşlanmak için neler yapılmasını önerirsiniz?

    Özellikle gençler, aşırı seviyede alkol ve sigara tüketmekten kaçınmalıdır. Çünkü yaşlanma süreci tam olarak 20 yaşında başlar. Ağırlık kaldırma gibi etkinliklerle kemiklerinizi güçlü tutabilir, uzun bir ömür elde edebilirsiniz. Fakat bu; sağlıklı kemiklere sahip olmak için tek yol değildir. Sağlıklı kemiklere sahip olmak istiyorsanız; mümkün olduğu kadar D vitamini almalısınız.

    Winfrey’nin önerdiği iksir

    Prof. Mehmet Öz’ün hazırladığı ‘yeşil içecek’, Amerika’da çok popüler. Mehmet Öz formülü kendisine ait olan ve ‘gençlik iksiri’ adını verdiği bu içeceği ilk kez ünlü talkshow sunucusu Oprah Winfrey’nin televizyon programında tanıtmıştı. Bu içecek, Winfrey beğenip önerdikten sonra bir anda Amerika’nın en popüler içecekleri arasına girdi. Öz, evde de kolayca hazırlanabilen bu içecekten günde 3-4 bardak içilmesini öneriyor.

    Yeşil içecek; doping etkisi yapıyor, kilo aldırmıyor ve uzun bir yaşam sürmeyi sağlayan bir anti-aging ilacı olarak görülüyor. Birçok farklı sebzeyle hazırlanan karışım; bağışıklık sistemini kuvvetlendiriyor. İçindeki antioksidanlar uzun bir hayat sürmeyi sağlıyor. Karışım; diyet yapanlara da yardım ediyor, beslenme ihtiyaçlarını gideriyor.

    İşte mucize tarif

    Bütün bir ıspanak demetini blendera atın. Buna maydanoz, zencefil, salatalık, kereviz ve biraz limon ekleyin. Bu karışımın içine biraz tatlandırmak için bir elma ekleyin. Hepsini karıştırın ve için.

  • Kalsiyum Haplarının Zararları

    Kalsiyum Haplarının Zararları

    Kemik miktarındaki azalma ve kemik kırılganlığındaki artma ile seyreden, kemik erimesi hastalığının tedavisinde genellikle yaşlıların içtiği kalsiyum haplarının kalp krizi riskini artırabileceği bildirildi.

    Amerikalı ve Yeni Zelandalı bilimadamları, 12 bin kişiyi kapsayan 11 araştırmanın sonuçlarını değerlendirdi.

    ”İngiliz Tıp Dergisi”nde yayımlanan değerlendirmede, osteoropoz tedavisinde kalsiyumun yerinin tekrar gözden getirilmesi gerektiği sonucuna varıldı.

    Bilimadamları, kalsiyum haplarının kalp krizi riskini yüzde 25-30 artırdığını belirtti. Riskin, kişinin yaşı, cinsiyeti ve kalsiyum ilacının çeşidinden bağımsız olarak arttığı vurgulandı.

    Araştırmacılar, kalsiyum bakımından zengin gıdaların yenebileceği önerisinde bulundu.