Etiket: kalp

  • Çin Diyeti

    Çin Diyeti

    Eğer bir besinden fazla miktarda ya da az miktarda alınırsa organizma bundan etkilenir. Sonuç olarak da kilo alınır ya da verilir, güçten düşülür. İdeal kiloya ve forma kavuşmak için neyi daha sık ve neyi daha az yemek gerektiğini bilmek gerekir. Çin diyetini uygulamanın bir başka nedeni de çok dengeli bir beslenme sunmasıdır. Bu diyette bol miktarda karbonhidrat, hububat ve sebze yenir. Yağ alımı ise en aza indirilir. Yalnız diyeti uygulamadan önce yin mi yoksa yang yapıda mı olduğunuzu saptamanız gerekir. Bunun için de testimizin soruların yanıt vermeniz yeterlidir.

    Yin misiniz yang mı?

    Hangi besinlere ağırlık vermeniz gerektiğini bilmek için bu testi uygulayarak yapınızı belirleyin. Aşağıda sıraladığınız özelliklerin çoğu sizde varsa yin tipisiniz demektir. Bu durumda yang besinlere ağırlık vermenizi öneririz.

    * Sakin, içe dönük, sessiz, oldukça pasif birisiniz.
    * Ten renginiz soluk ve sık sık üşürsünüz.
    * İştahınız az.
    * Az sıvı alıyor ve genelde sıcak içecekleri yeğliyorsunuz.
    * Metabolizmanız ağır çalışıyor.
    * Kötü hazım ve kabızlık sorununuz var. Ve genellikle ayaklarda şişmeden yakınıyorsunuz.
    * Genellikle kalçalarda, karında ve baldırlarda yağ birikimi oluyor.

    Eğer aşağıdaki özellikler size daha çok uyuyorsa yang tipisiniz demektir. Dengeyi sağlamak için yin besinleri yemelisiniz.

    * Dışa dönük, dinamik ve çabuk öfkelenen birisiniz.
    * Soğuğu pek hissetmiyorsunuz.
    * Sık sık ve iştahla yiyorsunuz.
    * Metabolizmanız hızlı ve çok enerji yakıyorsunuz.
    * Karın kramplarından ve mide yanmasından şikayetçisiniz.
    * Daha çok vücudunuzun üst kısmı şişmanlıyor.

    Yin tipi diyeti

    Pazartesi

    * Kahvaltı: Tarçınlı çay, 1 bardak pirinç sütü. 3 etimek.
    * Öğle: Sebzeli pilav. Biraz kırmızı biber veya soya sosu ile tatlandırılmış tavada sebze.
    * İkindi: 1 meyve.
    * Akşam: Buharla pişirilmiş pilav ve safranlı dana eti. Fırında domates. 2-3 haşlanmış erik.

    Salı

    * Kahvaltı: 1 fincan çay. Müslili süt.
    * Öğle: Haşlanmış soya fasulyesi, havuç ve mısırlı salata. 1 haşlanmış elma.
    * İkindi: 1 meyve.
    * Akşam: Buharda pişmiş pilav ve fırında balık. Buharda pişmiş sebze.

    Çarşamba

    * Kahvaltı: Sütlü kahve. 2 dilim kepekli ekmek.
    * Öğle: Bezelyeli pilav. 1 rafadan yumurta. Buharda pişmiş ıspanak. 1 haşlanmış meyve.
    * İkindi: 1 bardak süt.
    * Akşam: Curry’li tavuk veya karides. Karışık haşlanmış sebze. 1 meyve.

    Perşembe

    * Kahvaltı: 1 fincan çay, 1 dilim ekmek ve 1 dilim ananas.
    * Öğle: Kızarmış tavuk. Bularda pişmiş sebze ve salata.
    * İkindi: 1 meyve
    * Akşam: Soya soslu spaghetti. 1 dilim ızgara et.

    Cuma

    * Kahvaltı: 1 fincan kahve. 2 dilim kepek ekmeği, diyet bal.
    * Öğle: 1 dilim ızgara et. Curry’li sebze haşlaması. 1 sandviç ekmeği.
    * İkindi: 1 meyve.
    * Akşam: Sebze çorbası. Fırında dil balığı. Meyve salatası.

    Cumartesi

    * Kahvaltı: 1 fincan çay. Müslili süt.
    * Öğle: Curry’li tavuk. Meyve salatası.
    * Akşam: Buharda pişmiş pilav. Baharatlı omlet. 1 meyve.

    Pazar

    * Kahvaltı: 1 fincan çay. 2 dilim kepek ekmeği. Diyet bal.
    * Öğle: Taze soğanla pişirilmiş soyalı tavuk.
    * Akşam: Buharda pişmiş domatesli pilav. Haşlanmış taze fasulye.

    Yang tipi diyeti

    Pazartesi

    * Kahvaltı: 1 fincan yasemin çayı, 1 fincan Müslili süt.
    * Öğle: 1 yumurta, domates, soya filizi ile hazırlanmış salata. Salatayı hafif soya sosu ve karabiberle tatlandırabilirsiniz. 1 sandviç ekmeği. 1 meyve.
    * Akşam: Mantarlı pilav. Haşlanmış kuşkonmaz ve haşlanmış balık filato.

    Salı

    * Kahvaltı: 1 fincan kahve. 2 dilim etimek ve diyet bal.
    * Öğle: Buharda pişirilmiş pilav. Tavada sarmısak, kırmızı biber ve soya sosu ile pişirilmiş ıspanak ve soya filizi.
    * İkindi: 1 meyve suyu veya 1 meyve.
    * Akşam: Mantı çorbası. Meyve salatası.

    Çarşamba

    * Kahvaltı: 1 fincan sütlü kahve. 1 dilim ekmek. 1 meyve.
    * Öğle: Buharda pişirilmiş soya soslu pilav. Havuz rendesi.
    * Akşam: Safranlı haşlanmış balık. Soya filizi ve domates salatası. 1 sandviç ekmeği.

    Perşembe

    * Kahvaltı: 1 fincan yasemin çayı. Müslili süt.
    * Öğle: Bezelyeli ve soya soslu spaghetti. Müslili yoğurt.
    * Akşam: Sebze çorbası. Buharda pişirilmiş tavşan eti.

    Cuma

    * Kahvaltı: 1 fincan çay. Müslili yoğurt.
    * Öğle: Bezelye, domates ve biberle hazırlanmış soya soslu salata.
    * Akşam: Mantı çorbası, Tavuk (göğüs eti), 1 meyve.

    Cumartesi

    * Kahvaltı: 1 fincan süt. 2 etimek. Diyet bal. 1 bardak meyve suyu.
    * Öğle: Mantarlı pilav. Buharda pişirilmiş sebze.
    * Akşam: Mantı çorbası, Tavuk (göğüs eti). 1 meyve.

    Pazar

    * Kahvaltı: 1 fincan kahve. 2 etimek. Diyet bal. 1 meyve.
    * Öğle: Buharda pişirilmiş sebzeli pilav. Mantarlı dil balığı fileto.
    * Akşam: Sebze çorbası. Buharda pişirilmiş kuşkonmaz ve tavuk (göğüs eti).

    Sofranızdaki enerji

    Yin besinleri

    Peynir, inek sütü, yoğurt, sebze bambu filizi, meyve, tatlılar. Margarin, soya sosu. Soğuk ve pişmemiş ya da haşlanmış besinler de yin besinlerdir.

    Yang besinleri

    Et, balık, baharatlar, kahve, alkollü içkiler, ayçiçek yağı, soya yağı ve tüm sıcak yemekler.

    Nötr besinler

    Soya, fasulye, bezelye, nohut, ananas, incir, malta eriği, üzüm, bal, mısır özü yağı.

    Kaynak : Çin Diyeti…

    İlgili konular ;
    Karatay Diyeti Deneyimlerimiz – Canan Karatay
    Dukan Diyeti
    Anti Selülit Diyeti
    Atkins Diyeti
    Akdeniz Diyeti
    İsveç Diyeti
    Glisemik indeks Diyeti nedir?
    Hipotiroid Diyeti
    Bikini Diyeti
    Simit Diyeti, Simit Kaç Kalori
    Fast Food Diyeti Listesi

  • Kalp Krizi Geçirene Ne Yapılmalı

    Kalp Krizi Geçirene Ne Yapılmalı

    Kalp krizi geçirene ne yapılmalı, Kalk krizi durumunda yapılması gerekenler nelerdir. Yaz mevsiminin gelmesiyle birlikte kalp krizi vakarları artış gösterdi. Bu yazı dizimizde insanları bilinçlendirmek adına kalp krizi vakalarında neler yapılması gerektiğine dair bilgileri sizlerle paylaşacağız. Hayati önem arz eden bu bilgileri dikkate almanızda fayda var. Her an yakınlarınızda olan biri kalp krizi geçirebilir. Gelin kalp krizi geçirene neler yapılmalıymış bir göz atalım.

    Kalp Krizi Durumunda Yapılması Gerekenler

    – Oturmalı ya da uzanmalı.
    – Giysilerini gevşetmeli.
    – Paniğe kapılmaktan kaçınmalı.
    – Hemen bir sağlık kuruluşuna (tercihen 112 aracılığı ile) ulaşmalı.

    Kalp Krizi Geçiren Hastaya Şunları Yapmayın

    – Kriz geçiren hastaya sıvı vermeyin.
    – Hastayı telaşlandırmaktan kaçının.
    – Bilinci tamamen kapalı ve Aspirin alerjisi var ise Aspirin çiğnetmeyin.
    – Hareket ettirmeyin.
    – İlkyardım eğitimi almamışsanız, kalp masajı gibi müdahalelerden kaçının.
    – Tansiyonu düşük, göz kararması ve bayılma hissi olan hastalara dilaltı hapı vermeyin.

  • Yazın altın içeceği

    Yazın altın içeceği

    Erciyes Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekan Yardımcısı, Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Neriman İnanç, yaz sıcaklarında en yararlı içeceğin ayran olduğunu, bunu yüzde yüzlük meyve suları ile karpuz ve kavun gibi su oranı yüksek olan meyvelerin izlediğini söyledi.

    Erciyes Üniversitesi öğretim üyesi Prof.Dr. Neriman İnanç, günlük sıvı ihtiyacı yaklaşık 3 litre olmakla birlikte bireylerin yaşı, fiziksel aktivitesi, cinsiyeti ve ortamın ısısından etkilendiğini söyledi. Yaşa göre değişmekle birlikte yaklaşık yüzde 60-70’i sıvı olan insan vücudunun bir günde ortalama solunum yoluyla, idrarla, terle ve dışkı ile 2.5 litre sıvı kaybettiğine dikkati çeken Prof.Dr. İnanç, şöyle dedi:

    “Kaybedilen sıvı günlük tükettiğimiz su, karpuz kavun gibi su oranı yüksek olan meyve gibi besinler ve süt, ayran, çay, meyve suyu gibi diğer içeceklerle sağlanmaktadır. Günümüzde giderek artan sağlıklı beslenme bilinci ile birlikte besinlerin sağlık üzerine fonksiyonel özellikleri ve hastalıklardan koruyucu etkileri ön plana çıkmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü, her yaş grubunda sağlığın korunması için ‘bir günde 5 programı’ çerçevesinde sağlıklı bir diyetin elzem bileşenleri olan sebze ve meyvelerin tüketimini arttırılmasını önermektedir.”

    “YAŞAM İÇİN AYRAN VE YOĞURT”

    Ayran’ın yaz aylarında en mükemmel ve yararlı içecek olduğunu vurgulayan Prof. Dr. İnanç, “Sıvı ihtiyacımızı karşılayacağımız diğer bir içecek ise geleneksel besinlerimizde biri olan yoğurttan yapılan ayrandır. Yoğurt ve ayran probiyotik içeren ürünlerdir. Probiyotik kelimesi Yunanca bir terim olup ’yaşam için’ anlamına gelmektedir. Yoğurt yapımında kullanılan bakteri bağırsaklarımızdaki florayı değiştirerek sağlığımız için yararlı etkileri oluşturur. Bu etkiler bağışıklık sisteminin güçlenmesi, K, biyotin, B12, niasin vb vitaminler, zararlı maddelerin (toksinler) kan dolaşımına geçmesinin engellenmesi, besin alerjilerinin, ishalin ve kabızlığın tedavisi ve bazı kanser türlerinin önlemesidir. Bu nedenle yaz aylarında, sağlığa yararlı etkileri nedeniyle de ayranın, sıcakla terle kaybettiğimiz potasyum gibi bazı mineralleri yerine koymak için meyve suları yeterli ve dengeli beslenme profili içinde uygun miktarlarda tüketilmelidir” uyarasında bulundu.

  • Atkins Diyeti

    Atkins Diyeti

    Yepyeni bir görünüme kavuşmak ve çok daha sağlıklı, yeni bir döneme başlamak için son günlerde gündemde olan Dr.Atkins’in diyetini uygulamak ister misiniz?

    Aç kalmadan da daha güzel ve sağlıklı bir görünüm kazanılabileceği Dr. Atkins’in bu günlerde en çok konuşulan ve hatta tartışmalara yol açan diyetinin dayandığı temel amaç; karbonhidrat seviyesi düşürülerek vücudun enerji gerektiğinde yağları yakmasıdır. Bu diyette kalori hesabı yerine gram hesabı yapılır. Bu yüzden hangi grup yiyecekte hangi tür karbonhidratın bulunduğu bu diyet için önemli bir noktadır.

    Vücudumuzda değişik durumlarda bulunan karbonhidratları anlama sizlere yiyecek seçiminde çok yardımcı olacaktır.

    Karbonhidratlar:Karbonhidratlar şeker ve nişastadan oluşur. Karbonhidratlı besinlere, mısır gevreği, ekmek, kek, bisküvi, krakerler, pirinç, makarna, şehriye, arpa, mercimek, bezelye, fasulye, patates, meyve ve süt ürünleri örnektir.

    Yüksek protein-düşük karbonhidrat diyetlerinden biri olan Dr.Atkins diyetinin sağlık açısından çok yararlı olduğu da yapılan iki araştırma ile kanıtlanmıştır. Atkins diyetinin kronik halsizlik, şeker hastalığı ve yüksek tansiyon gibi önemli sağlık problemleri ile ilgili şikayetleri azalttığı görülmüştür. Ayrıca bu diyetin kalbi koruduğu da açıklanmıştır. Kısacası, diyet yapanları bıktırmadan zengin çeşitli yemekler yiyerek istediğiniz kiloya ulaşabilirsiniz. Ancak insan sağlığına zarar veren üç beyazdan kaçınmanız gerekecek. Uygulaması iki hafta olarak belirtilen diyette sadece saf protein tüketilir. Yani artık kalori hesabı yapmak yerine gram hesabı yapmanız gerekecek . Çünkü günde 20 gramdan fazla karbonhidrat almamanız gerekiyor. Kümes hayvanları eti, et, deniz ürünleri peynir ve bazı sebzeleri yiyebilirsiniz. Pirinç, makarna ve ekmek uzak durulması gereken başlıca besin grubu. Meyve ise çok az miktarda tüketilebilir. Yemeklerinizi pişirirken doğal yağları (tereyağı ve zeytinyağı ) kullanmalısınız.

    Dr.Atkins, diyet mönülerini üç gruba ayırıyor. Bunlar tanışma mönüsü, kilo vermeye devam mönüsü ve ideal kiloyu koruma mönüsü…

    Tanışma mönüsü

    Kahvaltı: Sahanda pastırmalı, jambonlu veya sosisli yumurta, kafeinsiz çay yada kahve

    Öğle yemeği: Küçük salata, yarım gözleme, maden sodası

    Akşam yemeği: Hardallı ve mayonezli deniz ürünlerinden oluşan bir salata, biftek yada balık, üzerine bir kaşık yapay tatlandırıcılı krema sıkılmış diyet jöle

    Kilo vermeye devam mönüsü

    Kahvaltı: Zeytinyağlı omlet, domates suyu, 2 dilim çavdar ekmeği, kafeinsiz çay yada kahve

    Öğle yemeği: Karışık salata (jambonlu, peynirli, tavuklu), buzlu çay (mümkünse bitki çayı)

    Akşam yemeği: Deniz mahsulleri salatası, kremalı çorba, çilek

    İdeal kiloyu koruma mönüsü

    Kahvaltı: Peynirli, ıspanaklı omlet, 2 dilim çavdar ekmeği, kafeinsiz çay yada kahve, meyve (kavun olabilir)

    Öğle yemeği: Fırında tavuk, yarım kase sebze, sarımsak soslu yeşil salata

    Akşam yemeği: Soğan çorbası, 1 kase sebze, domates, soğan, havuç ile hazırlanan şekersiz soslu salata, hafifçe galeta ununa batırılmış dana piriz

    Atkin’s Diyetinde Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar:

    – Bu diyete mutlaka bir doktor kontrolü ile başlanmalıdır. Atkin’s gibi yüksek proteinli diyetler için bu önemli bir noktadır. Çünkü bu tür diyetlerin böbrek, kalp damar hastalıkları ve obezite sorunu olan kişiler için uygun olmadığı açıklanmıştır.

    – Diyette iki haftayı aşmamak gerekir, uzun süre yapıldığında yüksek kolesterol ve kas zayıflığı gibi çeşitli sağlık sorunlarına yol açabilir.

    İlgili Konular ;
    Dr. Atkins Diyeti…
    Atkins Diyeti Deneyimlerimiz

  • Konforlu bir uçak seyahati için öneriler

    Konforlu bir uçak seyahati için öneriler

    Sağlıklı uçuş için öneriler

    Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Emre İlhan; nefes almanın hayati önemine dikkat çekerek, sağlıklı nefes almanın ancak sağlıklı bir burunla mümkün olabileceğini ifade etti. Ilhan, özellikle uçak seyahatlerinde kuru olan uçak havasının üst solunum yolu ve kalp rahatsızlıklarını ağırlaştırabileceğini belirtti.

    Burun tıkanıklığı kalp rahatsızlıklarını ağırlaştırabilir

    Op. Dr. Emre İlhan konu ile ilgili yaptığı açıklamada: “Özellikle ülkemiz insanının burun yapısının kemikli olması ve insanların bir çoğunda allerjik hastalıkların sık olması nedeniyle burun tıkanıklığı şikayeti en sık rastladığımız şikayetlerden birisidir. Burun tıkanıklığı olan hastalarda eğer uçak korkusu da varsa, kişi sağlıklı nefes alıp veremediği için içinde bulunduğu kaygı ve tedirginlik hali durumun daha da ağırlaşmasına neden olabilir.

    Uçak içerisindeki hava kalitesi dışarıdaki hava kadar iyi olmayabilir. Uçak yolculuğu, özellikle de uzun mesafeli yolculuk, yolcuları sağlık durumlarını olumsuz bir şekilde etkileyebilecek birçok faktöre maruz bırakmaktadır. Kabin içerisinde bulunan oksijenin miktarı havadakinden az olabilir. Bu durum sağlıklı kişilerde sorun yaratmazken, burun tıkanıklığı şikayeti olan hastalarda üst solunum yolu rahatsızlıkları, akciğer ve kalp rahatsızlıkları olan hastalarda durumu daha da ağırlaştırabilir. Düzenli nefes alamayan hastalarda panik atak ve depresyon belirtileri görülebilir. Bu nedenle uzun süren burun tıkanıklığı şikayeti olan hastaların burun tıkanıklıklarının tedavisi için bir KBB uzmanına başvurmalarını öneriyoruz. ” dedi.

    Sakız çiğneyerek kulak sağlığınızı koruyun

    Dr. İlhan, uçaktaki hava basıncının uçak yükselirken veya alçalırken  değişmesi sonucunda kalıcı işitme kayıplarının olabileceğini de belirterek, şu bilgileri verdi:

    “İnsan kulağı, 16-16000Hz arası frekansları işitir  . Kulağın sağlıklı duyabilmesi için, kulak zarının dış kulak yoluna bakan tarafındaki yani dış kulak yolundaki basınç ile kulak zarının arkasında kalan orta kulak boşluğunun basıncı aynı olmalıdır. Akut nezle, alerjik nezle, sinüzit gibi hastalıklar östaki borusunun açılma fonksiyonu bozarak uçuş esnasında orta kulak basıncının dengelenmesini engeller. Uçağın kalkış ve inişi esnasında bilindiği gibi dış ortam basıncı hızla değişir. Günümüz uçaklarında kabin basıncı   otomatik  olarak   ayarlanmakla  beraber  bu   ayarlanma   öncesinde  ve   esnasında   artan  veya   eksilen   dış  kulak  yolu   basıncı yukarıda   sayılan  hastalıklar  esnasında   yeterli  derecede  dengelenemez  ve   orta  kulakta ciddi  sorunlar oluşabilir. Böyle bir durumda sık sık  yutkunma, bir şeyler   yeme, sakız  çiğneme östaki  borusunun  açılması  ve  orta  kulak  basıncının  dengelenmesini  kolaylaştırır.

    İnsan kafasında sinüs adı verilen hava dolu boşluklar yer almaktadır. Mevcut yedi adet sinüs sürekli olarak burun boşluğundaki hava ile havalanmaktadır. Akut nezle ve alerjik nezle   esnasında   bu   sinüslerin burun  ile  bağlantılarının   burun  mukozasındaki  ödemi  nedeniyle   kapanması   sinüslerde            de   basınç  dengelenmesine   engel  olarak   baro sinüzit   denilen  ve şiddetli  yüz  ağrısına   yol  açan  bir  tabloya   neden  olur.  Uçuş esnasında iniş ve kalkışta dış kulak yolu basıncının hızlı artış veya azalışı  sonucu  kulak   zarının  ve   buna   bağlı   olarak   kemikçik   zincirin   aşırı  derecede   hareketine   bağlı  olarak  nadiren  de   olsa  orta veya  iç  kulak   hasarını görülebilir. İç kulakta yüksek basınçtan etkilenen “Reissner membranı” yırtılabilir. Bu  durumda   oluşacak  tablo  daha  farklı  olup,  şiddetli  bir   kulak   uğultusu   ve  işitme   kaybı  ile  kendini   belli   eder.  Bu  tabloda   genellikle   ağrı  olmaz   ve   nadiren  birlikte   baş   dönmesi  de   görülebilir. Bu durumla karşılaşan  bir   yolcu   uçuş   sonunda   acilen   bir KBB uzmanına  müracaat   etmelidir. Aksi  takdirde olay  kalıcı   işitme  kaybı  ile   sonlanabilir. Bu tip ağrılar uçuş bittikten bir süre sonra sinüslerdeki basıncın dengelenmesiyle ortadan kalkar. Uçuş sırasında yüzünüzde basınç hissedersiniz, burun açıcı bir bir ilaç almanız ve burun damlası ile sık sık burnunuzu nemlendirmeniz fayda sağlayabilir. ”

    Daha rahat bir uçuş için bol su tüketin

    Dr. İlhan, alkolün beyindeki etkisinin oksijensizlikle daha da arttığını ve çok fazla kahve veya alkol tüketiminin düzensiz kalp ritmine veya çarpıntı gelişmesine neden olabileceğini söyledi ve ekledi: “Normal kabin basıncında hava genleşir. Vücudumuzdaki hava boşlukları  sinüsler, orta kulak ve diş çürükleri genleşen havaya ağrı ile yanıt verirler. Uçuş esnasında bu nedenlerden dolayı ciddi ağrılar oluşabilir. Bu rahatsızlıklar gazlı içeceklerin fazla tüketilmesi ile birlikte daha da artabilir. Bu yüzden bu tür rahatsızlıkları olanlar mutlaka uçuş öncesi doktor kontrolünden geçmeli ve uçuş esnasında hareket yapmalı ve bol su tüketmelidirler.

    Konforlu bir uçak seyahati için yapmanız gerekenler

    Akut nezle, alerjik nezle ve sinüzit  gibi   durumlarda   mümkün  olduğunca  uçak  yolculuğundan  kaçınılmalıdır.  Eğer bu mümkün olmuyorsa bu gibi  durumlarda   bir   hekime   danışarak   uçuş  önce  bazı  ilaçlar   alınarak  bu            durumlara       engel olunabilir. Böyle durumlarda   alkol   alınması  burun   mukozası   ve  burun  etlerinde   şişmeye   neden  olacağından  tabloyu  daha  da   ağırlaştırabilir. ” dedi ve konforlu bir uçuş için şu önerilerde bulundu:

    Uçak yükselirken veya alçalırken;

    ●     Koltuğa oturduğunuz andan itibaren düzenli nefes alıp verin.

    ●     Kalkış sırasında bol nefes verin (üfleyerek). Bu gevşemenizi sağlar.

    ●     Burun ve ağzınızı kapalı tutun ve sık sık esnemeye çalışın.

    ●     Yutkunmak, sakız çiğnemek veya şeker yemek bu durumdan kurtulmanıza yardımcı olacaktır.

    ●     Yakın zamanda uçuş esnasında bir sorun yaşadıysanız yolculuğunuzu bir müddet sonraya erteleyin.

    ●     Akut nezle, alerjik nezle ve sinüzit  gibi  rahatsızlıkları olanların uçuş öncesi bir Kulak Burun Boğaz uzmanına görünmeleri en doğru hareket olacaktır.

    Sorunların Önlenmesi;

    ●     Hava limanına gitmek için bolca zaman ayırın.

    ●     Eşyalarınızı taşımakta zorlanıyorsanız yetkililerden yardım isteyin.

    ●     Uçuşunuzu planlayın ve önceden hazırlanın.

    ●     Bol bol  su için.

    ●     Alkol tüketmeyin. Gazlı içecekler ve  kafeinli içeceklerden sakının.

    ●     Kabinde hareket edin.

    ●     Kronik bir rahatsızlığınız varsa uçuştan önce doktorunuza görünün ve ilaçlarınızı yanınıza almayı ihmal etmeyin.

  • 10 soruda sağlıklı gebelik !

    Hamile kaldığınızı öğrendiğiniz andan itibaren, sağlıklı bir gebelik dönemi geçirmeniz için ne zaman, hangi test yaptırmanız gerektiğini bilmelisiniz.

    Hamilelik süreci ile ilgili doğru bilinen yanlışlar ve diğer konularla ilgili olarak Anadolu Sağlık Merkezi Ataşehir Tıp Merkezi’nden Kadın Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Meltem Çam, on soruda bilgi verdi.

    Anne adayı size geldiğinde ilk olarak hangi testleri yapıyorsunuz ?
    Gebelik başladıktan sonra ilk etapta yani beklenen adet günü geçtikten sonra, gebeliği tespit için kanla ya da idrarla bir gebelik testi yapıyoruz. Ultrasonla gebeliği tespit etmeye çalışıyoruz. Gebeliğin ultrasonla ilk değerlendirilmesi son adetten 5 hafta sonra yapılıyor.
    article_gebelik
    İlk üç ay içinde başka testler uygulanıyor mu ?
    İlk üç ay içerisinde herhangi bir genetik anormallik olup olmadığını belirlemek için yaptığımız ilk test, ikili test dediğimiz tarama testidir. Bu testle, kanda iki tane özelliğe bakıyoruz. Annenin kanına bakılırken ultrasonla da bebeğin bazı ölçümleri yapılıyor. Bebeğin ensesindeki kalınlığa bakılıyor. Çünkü ense kalınlığı arttığı zaman bebeklerde bazı genetik anormallikler ya da kalp anormalliklerinin riski artıyor.article_gebelik

    Bu anormallikler neler olabiliyor?
    Sık bilinen Down sendromu var, yani Mongolizm. Bir de daha ender görülen trizomi 13 ya da 18 dediğimiz, döllenme sırasında oluşan genetik kodlama hataları görülebiliyor. Bizi en çok rahatsız eden ise Down sendromu. Çünkü Down sendromlu doğan bazı çocuklar, uzun yıllar yaşayabiliyor, eğitim alabiliyorlar. Ama bir ailenin Down sendromlu bir bebek sahibi olması gerçekten çok sıkıntılı bir durum. Biz bu sorunu tespit edebiliyoruz. Eğer ailenin onayı varsa, doktor onayı da varsa gebelik 3-3,5 aylıkken sonlandırılabiliyor. Fakat bu bebeklerin doğduktan sonra yaşama olanağının olması, gebeliğin sonlandırılmasını tartışmalı bir konu haline getiriyor.

    İkili testten sonra hangi testler yapılıyor?
    İkili testten sonra 16. ve 19. haftalarda üçlü test var. Yaklaşık olarak gebeliğin 3,5 ayında ikili teste benzer şekilde anne kanı alınarak yapılan bir testtir. Fakat her iki test için de bunların tarama testleri olduğunu belirtmemiz gerek. Anneden kan alarak bebekle ilgili fikir sahibi olmaya çalışıyorsunuz. Bu testler hiçbir zaman yüzde yüz kesin sonuç vermiyor. Ancak size istatistiki veri sağlıyor. Böyle bir çocuk sahibi olma riskiniz binde bir ya da yüzde bir gibi. Bu risk hep vardır. Bu riski ortadan kaldıramazsınız. Tarama testi olduğu için annenin kuşkularını da aslında ortadan kaldırmaz.

    Yüzde 100 tespit sağlamak için ne yapılabilir?
    3,5-4 ay olduğunda anne karnından ince bir iğneyle girip bebeğin suyundan örnek alınabiliyor. Bunu tahlile gönderiyoruz ve bebeğin genetik yapısı inceleniyor. Bu yöntem bebek hakkında genetik olarak yüzde 100 kesin bilgi veriyor. Biz buna amniyosentez diyoruz. Aynı şekilde bebek kanı alınarak da yapılabiliyor fakat bunun düşük riski daha yüksektir.

    Gebelikte diyabet riski çıktığında ne tür önlemler alınıyor ?
    Gebeliğiin 24-28 haftaları arasında 50 gr. şeker yükleme testini yaptıktan sonra sonuç belli bir sınırın üzerinde çıktıysa hastayı doğrudan gebeliğe bağlı diyabet olarak kabul ediyoruz. 50 gram yükleme de bir tarama testi ve onun da bir yanılma payı var. Eğer bu testte yüksek çıkarsa bizi yanıltmasın diye bir de 100 gram yükleme testi yapıyoruz. Bu yüklemeyi herkesten istememe nedenimiz ise güç olmasıdır. 3 saat takip gerektirir. Bunların sonucunda hastanın gebeliğe bağlı diyabetli olduğuna karar verdiğimizde ilk etapta hastaya diyet öneriyoruz ve kontrole alıyoruz. Diyetle şekerini kontrol altına alırsak devam ediyoruz. Ama diyetle halledemezsek o zaman insülin kullanmaya başlıyoruz. İnsülin kullanmamızın nedeni de insülin bebekle anne arasındaki bariyeri aşmıyor.

    Gebelikte diyabet, ne tür riskleri beraberinde getiriyor ?
    Bebek sürekli çok şekerli bir ortamda olduğu için normalden fazla büyüyor. Doğum travmaları artıyor. Çünkü o kadar büyük bir bebeği doğurmaya çalıştığınızda normal doğumda hem anneye hem de çocuğa zarar verebiliyor. Diyabetik bebeklerin kiloları genelde gövde ve omuz çevresinde oluyor. Bebeğin kafası çıkıyor ama ondan sonra omuz takılıyor ve çok büyük bir risk oluşturabiliyor. Bebeğin iri olmasını sezaryenle aşabilirsiniz. İkinci problem bebeklerin akciğerlerinde bulunan sürfaktan denilen bir madde var ve bu madde akciğerlerinin düzgün genişleyip, düzgün solunum yapmasını sağlıyor. Diyabetik bebeklerde akciğer gelişimi de problem oluyor. Akciğerler daha geç ve güç gelişiyor. Bu bebekler, akciğer gelişimi problemi yaşıyorlar. Diyabetik annelerin de bebeklerinde bazı anormallikler görülebiliyor. Kalp problemleri daha sık görülüyor. Diyabetik annelerin bebeklerinde 28. haftada mutlaka fetal eko da yapmak gerekiyor.

    Erken doğum riski dönemi bittikten sonra, gebeler hangi aşamalardan geçiyor ?
    28. haftadan sonra erken doğum riskinin bittiği dönem olan 37. haftaya kadar hastayı özel durumlar haricinde idrar tahlili ve kan sayımlarıyla takip ediyoruz. 37. haftadan sonra önemli olan doğum zamanını tespit etmek ve sağlıklı olarak bebeğin doğumunu sağlamaktır. 37. Haftadan sonra bebeğin büyüklüğünü ultrasonla takip ediyoruz. Bebeğin içinde bulunduğu su kesesine bakıyoruz; çünkü su miktarı önemli. Bir de kardiyotokografi dediğimiz bir alet var, bebeğin kalp atımlarının düzenli olup olmadığını kontrol ediyoruz. Bebeğin kalp atımları da çok önemli, çünkü bebek anneden rahat oksijen alabiliyorsa kalp atımları da normal oluyor. Fakat bir sorun varsa annenin doğumunun başlamasını beklemeden müdahale ederek bebeğin doğumuna karar veriyoruz.

    Gebelikte vajinal muayenenin yanlış olduğuna dair bir inanış var. Bu ne kadar doğrudur ?
    Biz gebe hastayı gerek vajinadan elle muayene ettiğimizde, gerekse vajinadan ultrasonla baktığımızda hasta tarafından bir dirençle karşılaşıyoruz. Özellikle hastanın kanaması olduğunda ya da düşük şüphesi olduğunda doğru kararı verebilmek için mutlaka bu muayeneleri yapmak gerekir. Sadece bebeğin eşinin (plasenta) aşağıda olduğu özel durumlarda bu muayeneler sakıncalı olabilir.

    Cinsel ilişki kaçıncı aya kadar normal şekilde devam edebiliyor ?
    Erken doğum ya da düşük tehdidi varsa hastaya cinsel ilişkiyi yasaklıyoruz. O da sadece sperm faktöründen dolayıdır. Onun dışında bilgi olarak son bir aya kadar anne adayları normal bir şekilde aktif cinsel hayatına devam edebilir.

    Kaynak : NTV-MSNBC