Etiket: kalp krizi

  • Sağlıklı şişmanlık hayal mi gerçek mi?

    Sağlıklı şişmanlık hayal mi gerçek mi?

    Baştan söyleyelim: Bu haber “Şişmanlık iyidir” gibi bir iddia taşımıyor. Sadece her kilolu insanın aynı olmadığını anlatmaya çalışıyor. Üstelik son yıllarda yapılan pek çok yeni araştırma, bu görüşü destekliyor ve bilim adamlarını şaşırtıyor.

    Dünyanın obeziteyle mücadele ettiği, “Salgın” denen soruna karşı devletlerin devreye girdiği bir dönemdeyiz. Öyle ki birkaç kilo fazlayı bile tüm sorunlarımızın kaynağı gibi görmeye başladık.

    Öte yandan otoriteler tüm fazlalıklardan kurtulmak gerektiğine işaret ederken son zamanlarda cılız ama kararlı itirazlar da yükselmeye başladı. Peki ne diyor o karşıt tezler ve bilimsel araştırmalar? En başta “Tartıda görülen kilo tek başına kişinin sağlığıyla ilgili bilgi vermez” diyor.

    “Kilonuz ne olursa olsun eğer fonksiyonel olarak fit durumda iseniz daha uzun yaşarsınız” diyor. “Evre 1 obezlerde bile her nedenden ölüm oranları normal kiloda olanlarla aynı” diyor… Çıkan sonuçlara şaşırdınız mı? Biz de şaşırdık ama bu sonuçları görmezden gelmeyi seçmek yerine tercihimizi irdelemekten yana kullandık. İşte Liv Hospital Ulus Fat&Fit Programı Koordinatörü ve “İlaçsız Klinik” Direktörü, İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Metin Okucu’nun verdiği bilgiler, dünyadan bilimsel araştırma ve gözlemler ışığında şişmanlığa dair yeni bakış açısı…

    FAZLA KİLOLULAR DAHA MI UZUN YAŞIYOR?

    1. Tartıda görülen kilo tek başına kişinin sağlığıyla ilgili bilgi vermez

    Fazla kilolu olmak tek başına bir risk göstergesi değildir. Sadece rakamlara bakarak kişinin mevcut sağlık durumu, gelecekteki sağlık riskleri veya ömür süresi tayin edilemez. Her kilolu insan aynı değildir.

    2. Fazla kilolular daha uzun yaşıyor.

    2012’de ABD’de JAMA Tıp Dergisi’nde yayımlanan ve 2 milyon 880 bin kişinin takip edildiği araştırmada her nedenden ölümlere bakıldı. Fazla kilolu olanların (VKİ 2530) normal kilolu olanlara göre daha uzun yaşadığı görüldü.

    2010’da Kanada’da yapılan başka bir araştırmada da 11 bin 300 kişi üzerinde yapılan gözlem sonucunda fazla kilolu olanlarda ölüm oranı daha düşük bulundu.

    3. Evre 1 obezlerde bile (VKİ 30-35) her nedenden ölüm oranları normal kilolular ile aynı.

    Bu da JAMA Tıp Dergisi’ndeki araştırmadan…

    4. Kişisel fitness durumu, her şeyden bağımsız olarak, sağlık ve uzun yaşamın tek habercisidir.

    Amerikan National Instituts of Health tarafından geçen yıl 252 bin 900 kişinin gözlendiği bir araştırmada, kilosu ne olursa olsun haftada 5 gün 30 dakika yapılan hafif egzersizin, tüm ölümleri yüzde 27, haftada 3 gün yapılan daha yoğun egzersizin ise tüm ölümleri yüzde 32 oranında azalttığı görüldü. Yine aynı araştırmada başlangıçta fit olmayan kişi daha sonra çalışarak fit hale gelmişse, tüm nedenlerden ölümlerin yüzde 44, kalpten ölümlerinse yüzde 52 oranında azaldığı sonucuna varıldı.

    5. Kilonuz ne olursa olsun, eğer fonksiyonel kapasite olarak fit durumdaysanız, daha uzun yaşarsınız.

    2012 yılında yapılan toplam 36 araştırmanın sonuçlarına göre; kilolu fakat egzersiz kapasitesi iyi kişilerin tüm nedenler ve kalpten ölümlerine bakıldığında normal kilolu ama fit olmayanlara göre daha uzun yaşadığı görüldü.

    6. Kilonuz ne olursa olsun, eğer metabolik olarak fit iseniz daha uzun yaşarsınız.

    2012’de European Heart Journal’de yer alan, 43 bin 260 kişi üzerinde yapılan bir araştırmaya göre tüm fazla kilolu olanlar içinde yüzde 46’lık bir grubun metabolik olarak fit olduğu belirlendi. Yani tansiyon, şeker ve kan yağları iyi düzeydeydi. Bu kişiler diğer aynı kilolulardan daha uzun yaşıyor. Kanser veya kalp hastalığı riskleriyse yüzde 50 daha az. Bu yönleriyle normal kilolu ve fit olanlardan bir farkları yok.

    7. Fazla kilolu olanlar kalp krizi geçirirse, normal veya az kilolulara göre ölüm risklerii daha az.

    2012 yılında İsveç’te 64 bin 430 kişi üzerinde yapılan araştırmanın sonuçları bunu gösteriyor.

    Araştırmalarda bu tür sonuçlarda var

    Normalden biraz daha kiloluyken şeker hastalığına yakalananlar daha uzun yaşayabiliyor.

    Normalden biraz daha kilolu ve kalp yetmezliği olanlar daha uzun yaşayabiliyor.

    Normalden biraz daha kilolu ve yüksek tansiyon hastaları daha uzun yaşayabiliyor.

    Normalden biraz daha kilolu olup felç geçirenlerde beyin daha az hasar görebiliyor.

    Normalden biraz daha kilolu olup diyaliz gören hastalar daha uzun yaşayabiliyor.

    ‘Tartıda ayrımcılık bitiyor’

    İnsanları kiloları üzerinden hastalıklı ya da riskli gibi damgalamadan önce ne kadar fit olduklarını ölçmeyi hedefleyen Fat&Fit programındaysa, kişinin riskleri bu ölçümlerden sonra açıklanıyor. Riski olmayan kilolu ve fit kişilere gereksiz diyetler verilmiyor. “Fitness ölçümlerinin en önemli özelliği, çok kolay şekilde iyileştirebilir olması” diyen Dr. Okucu’ya göre ölçümlerde bir iki kademe ilerlemek bile ölüm risklerini yüzde 50 oranında azaltıyor. “Bu programla tartı kilosu üzerinden ayrımcılığa son vermek istiyoruz” diyor Okucu, “Şişmanlık iyidir demiyoruz, sağlıklı şişmanlığın mümkün olduğuna işaret ediyoruz”. Bu yazıda sözü edilenler dışında kalan, VKİ 35 ve üzeri olanlar, yani daha ileri kilolular için umut vaat eden tedavi yöntemleri de var, bunlardan biri de obezite cerrahisi. Araştırmalara göre yöntemin olumlu ve kalıcı faydaları var.

    Testte kaç kademe ilerleyebilirsiniz?

    Fit tanımının, kişinin egzersiz kapasitesiyle ilgili olduğu belirtiliyor. Bu en basit şekliyle bir efor testinde ne kadar yürüyebildiğiniz anlamına geliyor. Efor testinde kaç kademe ilerlediğiniz, ne kadar fit olduğunuzu gösteriyor. Bunun farklı yaş grupları ve cinsiyete göre belirlendiğini söyleyen Dr. Metin Okucu, 40 yaş erkek ve kadınından beklenen kademeler ile 60 yaş grubundan beklenenlerin farklı olduğuna, efor testinde 6 8 dakika gidebilmenin fit olmak için yeterli sayılabileceğine dikkat çekiyor. Bunu yapabilmek için mutlaka çok iyi bir kondisyona sahip olmak gerekmiyor.

    Normalden biraz fazla kilo kansere karşı koruyucu mu?

    ABD’de yapılan bir araştırma, kilolu olanların kanser ve kalp rahatsızlığından ölme riskinin obez ve zayıf olanlara göre daha düşük olduğunu, biraz fazla kilonun ise bazı hastalıklara karşı koruyucu olabileceğini ortaya koyuyor.

    Sıskalık daha mı tehlikeli?

    Modern toplumlarda kilo bir takıntı haline gelmiş durumda ve herkes çok zayıf olmak için can atıyor. Kilolu olmak sağlık sorunlarını beraberinde getirebilir. Ama yeni bir araştırmaya göre ortalama kilonun altında olmak obezlikten daha fazla sağlık riski oluşturabilir. University of California Davis School of Medicine’de yapılan araştırmada, görevli Prof. Dr. Anthony Jerant “Bizim araştırmalarımıza göre sadece 6 yıllık ağır obezite sonucunda ölüm riski görülüyor’’ diyor. Jerent ve ekibinin veri toplamak üzere 6 yıl boyunca her yaştan 51 bin Amerikan vatandaşını inceleyerek elde ettiği bulgular incelendiğinde, zayıf olan katılımcıların ölüm riskinin normal kilolu katılımcılara oranla 2 kat fazla olduğu görülüyor.

    DİYETLER KALICI KİLO VERDİRMİYOR

    Kilolar tek başına bir anlam taşımadığı gibi yararlı bile olabildiği sonucuna yol açan bilimsel veriler de bulunuyor. Sonuçlar her kilolu insanın aynı durumda olmadığını, tartıda görülen rakamın kişinin genel sağlık durumunu, beslenme alışkanlıklarını, yeme bozukluğu olup olmadığını peşinen göstermediğini anlatıyor. Son 50 yıldır hiçbir diyet programının kalıcı kilo verdirmeyi başaramadığını söyleyen Dr. Metin Okucu, yine son 50 yıldır hiçbir araştırmada kilo vermenin faydalarının gösterilemediğine dikkat çekiyor.

    Habertürk

  • Cinsel isteksizliğin de nedeni kalp krizi

    Cinsel isteksizliğin de nedeni kalp krizi

    Her 100 kişiden 5’inde görülen uyku apnesi tedavi edilmezse kalp krizinden inmeye, diyabetten cinsel soğukluğa birçok hastalığı tetikleyebilir.

    İSTANBUL – Uyku Apne Sendromu; geceleri uyku sırasında üst hava yollarının daralması ya da tam tıkanması nedeniyle, nefes alıp vermenin bozulması sonucunda akciğerlere yeterince hava girememesine bağlı olarak dokulara yeterli oksijen iletilememesiyle karakterize bir hastalık. Uyku sırasında apne denilen nefes durmaları kanda oksijen miktarını düşürüyor, hem sistemik, hem de pulmoner hipertansiyona neden olacak sempatik deşarja neden oluyor. Ayrıca oksidatif stres denilen, vücuttaki tüm damarlarda damar sertliği yapacak bir dizi olayın başlamasına neden oluyor.Sendrom gündüz ve gece aşırı uyku eğilimi yaparak kişinin direksiyon başında veya işyerinde uyuklamasına ve dikkat dağınıklığına yol açarak sık trafik ile iş kazaları olmasına neden oluyor. Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Sadık Ardıç, Uyku Apne Sendromu’nun tedavi edilmediğinde yaşamı tehdit eden pek çok hastalığı da tetiklediğine dikkat çekerek, “Bu sendrom kalp krizinden inmeye, diyabetten obeziteye kadar birçok hastalığa davetiye çıkarabiliyor. Bu nedenle hastalığın tedavi edilmesi yaşamsal öneme sahip” diyor.

    ÜÇ TEMEL BELİRTİSİ VAR

    Şiddetli horlama, nefes durması, gündüz aşırı uyku hali… Doç. Dr. Sadık Ardıç, Uyku Apne Sendromu’nun en temel belirtisinin şiddetli horlama olduğuna dikkat çekiyor. Horlama daralmış hava yollarında vücudun aşırı çaba harcayarak nefes almaya çalışmasından kaynaklanıyor. Uykudan boğularak uyanma ve uykuda nefesin zaman zaman kesilmesi de diğer önemli belirtilerinden. Apneler gece boyunca onlarca kez tekrarlayabiliyor. Bu şekilde her gece birçok kez uyanan hastalar sık uyku bölünmeleri nedeniyle dinlendirici derin uyku evrelerine geçemiyor. Bunun sonucunda gündüz uyuklama hali ve çok çabuk uykuya dalma sorunundan da şikayet ediyor. Bunların yanı sıra sabahları gergin uyanma ve baş ağrıları, çabuk sinirlenme, unutkanlık, anksiyete, konsantrasyon bozukluğu ve cinsel yaşama karşı isteksiz görülebiliyor. Belirtilerden özellikle nefesin durması, horlama ve gündüz aşırı uyku hali varsa, bu durum hastada yüzde 90 olasılıkla Uyku Apnesi Sendromu olduğuna işaret ediyor. Kesin tanı ‘polisomnografi’ adı verilen uyku testi ile konuyor.

    UYKU APNESİ’NİN TETİKLEDİĞİ 7 HASTALIK

    Göğüs Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Sadık Ardıç, Uyku Apne Sendromu’nun tedavi edilmediğinde uzun dönemde hangi hastalıklara yol açabileceğini şöyle sıralıyor:

    1. İnme: Oksidatif stres vücuttaki tüm damarlarda sertliğin gelişmesine neden oluyor. Bunun sonucunda da beyinde yaşamı tehdit eden dolaşım bozuklukları gelişiyor. Kişi ya yaşamını yitiriyor ya da hayatına felçli olarak devam ediyor.

    2. Kalp krizi: Yapılan araştırmalar kalp krizi geçiren hastaların yüzde 35-65’inde Uyku Apne Sendromu olduğunu tespit etti. Özellikle genç yaşta hayatını kaybeden ve ‘hiçbir yaşta hastalığı yoktu’ denilen hastaların çoğunun ölüm nedeni aslında Uyku Apne Sendromu oluyor.

    3. Yüksek tansiyon: Yapılan çalışmalar Uyku Apne Sendromu olan hastaların yarısından çoğunda hipertansiyon olduğunu ortaya koydu. Hastaların kan basıncı uykuda apnelere bağlı gelişen sempatik aktivitenin artışına, kan oksijen değerinin düşmesine bağlanıyor. Bu hastaların gece ve gün boyu tansiyonları yüksek olabiliyor. Bazı hastalar ise düzenli ilaç tedavisi almalarına rağmen yüksek tansiyonlarının kontrol altına alınamadığından şikayet ediyor. Bu hastaların kontrolünün Uyku Apne Sendromu tedavisinden sonra kolaylaştığı biliniyor.

    4. Pulmoner Hipertansiyon: Akciğer damarlarında sempatik aktivite artışı ve oksidatif stres nedeniyle damar cidarında yapı bozukluğu oluşup, tansiyonunun yükselmesi durumudur. Uyku Apne Sendromu tedavisi ile düzeliyor. Ancak tedavi olmayan hastalarda, tedavisi çok zor olan nefes darlığıyla kendisini gösteriyor.

    5. Diyabet: Apne sonrası gelişen uyku parçalanmaları ve oksidatif stres bir süre sonra insulin direnci gelişmesine neden olarak diyabet gelişimini kolaylaştırıyor. Bu durum tedavi edilmezse glikoz kontrolü ve insülin direncini kötü etkiliyor ve kan şekeri düzensizliğinin daha da artarak hastalığın ağırlaşmasına neden oluyor.6. Obezite: İştahı ve doyma isteğini düzenleyen hormonların mekanizmasının bozulmasına yol açarak obeziteye neden oluyor. Bu hormonların oranları değiştiğinde kişide önlenemez bir iştah artışı ortaya çıkıyor. Ayrıca gece uyku bölünmesi de kilo artışını kolaylaştıran bir başka önemli faktörü oluşturuyor.

    7. Erkeklerde empotans, kadınlarda cinsel isteksizlik: Libido kaybına neden olarak aynı zamanda cinsel yaşamı da olumsuz etkiliyor. Örneğin erkeklerde empotansa (iktidarsızlık) neden olurken, kadınlarda ise cinsel isteksizlik ve orgazm güçlüğüne yol açabiliyor. Uyku apnesinin cinsel ilişkide sorun yaratmasının diğer bir önemli nedeni, hastaların uykuya eğilimleri nedeniyle cinsel ilişkiyi sürdürememeleri.

    “TEDAVİDE BASINÇLI HAVA AVANTAJLI”

    Doç. Dr. Sadık Ardıç, Uyku Apnesi Sendromu’nda hangi tedavi yönteminin uygulanacağına hastalığa yol açan nedenler ve sorunun şiddeti göz önüne alınarak karar verildiğini söylüyor. Ardıç, Uyku Apnesi Sendromu için günümüzde birçok tedavi seçeneği olduğunu belirterek şu bilgileri veriyor:

    “Tedavi, tıkanıklığa yol açan nedenin ortadan kaldırılmasıyla sağlanıyor. Örneğin hasta eğer kiloluysa uzman eşliğinde diyet yaparak ideal kiloya ulaşması isteniyor. Ameliyat dışı yöntemler arasında en etkili tedavi ise burundan basınçla hava üfleyen ve hastanın yatarken yüzüne taktığı maske aracılığıyla etkili olan CPAP-BiPAP (devamlı pozitif basınçlı hava) cihazıdır. CPAP daralan hava yollarında basınçlı hava girmesini sağlayarak, kullanıldığı süre boyunca uyku Apne Sendromu’nu tedavi edebiliyor. Üst solunum yollarında tıkanıklığa neden olan daralmalar varsa, bunlar da operasyonla düzeltilebiliyor. Örneğin ileri derecede burun tıkanıklığı yapan burun etleri, radyofrekans yöntemiyle küçültülerek burundaki tıkanıklık ortadan kaldırılabiliyor.

  • Prof. Dr. Canan Karatay Diyet ve Kolesterol

    Prof. Dr. Canan Karatay Diyet ve Kolesterol

    Kolesterol değil şekerli gıdalar kalp krizi nedeni Prof. Dr. Canan Karatay’a göre yağlı yiyecekler kolesterol yükseltmez. Kalp krizi, felç ve şeker hastalığının asıl nedeni yüksek kolesterol değil, doğal yağlardan mahrum kalmak ve yüksek düzeyde şeker kullanmak ! Yağlı yiyecekler kan kolesterolünü yükseltip kan hastalığına neden olur mu ? Hayır, yağlı yiyecekler kolesterolü yükseltmez. Sadece karbonhidratlı yiyecekler, kanda trigliserid denen kan yağlarını yükseltir. Kan yağlarını zararlı hale getiren tatlı, şeker, bal ve tatlandırıcılar ; meyveler ve meyve suları; bütün şekerli içecekler ve yüksek glisemik indeksli karbonhidratlardır (prinç, ekmek, makarna vb). Yaygın bilinen aksine yüksek miktarda kolesterol içeren yiyeceklerin tüketilmesi sonucu, bu yiyeceklerdeki kolesterol direk olarak hemen kana geçmez ve kan kolesterolünü yükseltmez.

    Neden yiyecekler kan kolesterolünü yükseltmiyor ? Yediğimiz gıdaların hepsi bağırsaklarımızda yakılır, parçalanır ve küçük moleküller olarak emilerek kanımıza geçer ve karaciğere ulaşır. Benzer şekilde yiyeceklerde bulunan kolesterolde parçalanır ve bağırsaklarda küçük moleküller olarak emilir, o şekilde karaciğere taşınır. Karaciğerimiz bir fabrikadır. Kendine ulaşan yapı taşlarından, vücudun ihtiyacına göre yağ, şeker ve protein üretir; kullanılmış ve yıpranmış olanı da safra şeklinde vücuttan dışarı atar. Kolesterol zengini yiyecekleri hiç ağzımıza koymasak bile karaciğer ve bağırsakların iç yüzünü kaplayan zar dokusu her gün sürekli şekilde kolesterol üretir.

    Yani kolesterol düşman değil mi ? Kesinlikle. Kolesterol vücudumuzda yeni hücre üretiminde, seks hormonlarının yapımında kullanılır. Kolesterol hafızayı kuvvetlendirir.

    Kolesterol ilaçları ne yapıyor peki ? Maalesef ilaçları satmak için çeşitli söylemlerle korkutulan halk, bu ilaçları kullanıyor. Ama bu ilaçlar çok zarar veriyor. Örneğin karaciğeri bozuluyor, kalp yetersizliği yapıyor, beyni bozuyor, Alzheimer ve halsizliğe sebep oluyorlar. Aslında bu ilaçların hiçbir faydası yok sadece hikaye.

    Peki kalp krizi, felç, şeker gibi hastalıkların artışındaki sebepler neler ? Bu hastalıkların asıl nedeni kolesterol değil doğal yağlardan mahrum gıda tüketmek ve yüksek düzeyde şeker kullanmaktır.

    Yumurtayı aşırı haşlamak besin değerini kaybettirir ! Kahvaltı, 24lik bir gün içinde en önemli öğündür. Kuvvetli, bol protein ve sağlıklı yağ (tereyağ) içeren bir kahvaltının, metabolizmayı 12 saat süre ile %30 kadar artırdığı gösterilmiş. Bu şekilde bir kahvaltının hızlandırdığı metabolizma sonucu, harcanan kalori miktarı 4-5 km’lik bir koşu da harcanan kalori-enerjine eşdeğerdir. Bu nedenle 2 adet az pişirilmiş(kayısı kıvamında) yumurta, bir avuç kadar beyaz peynir veya çökelek sabah yenecek en önemli besin kaynağıdır.

    Zayıflatan Tarifler Mantarlı bulgur pilavı :  

    Malzemeler ; – 1 su bardağı bulgur – 1.5 su bardağı sıcak su – 250 gr. mantar – 2 yemek kaşığı tereyağı – 1 adet kuru soğan – 1 yemek kaşığı biber salçası – tuz,karabiber,kimyon,pul biber.

    Hazırlanışı ; Soğanı ince ince doğrayın , mantarı ince dilimler halinde kesin. Bir tencereye tereyağı , salça , soğan ve mantarı koyup kısık ateşte pişmeye bırakın. Bulguru yıkayıp üzerine ekleyin, sıcak suyu ilave edip pişirin. Pişmeye yakın tuzunu serpin ve ateşi söndürdükten sonra 10 – 15 dakika kadar demlendirin. Üzerine pul biber , kimyon ve karabiber serperek servis yapın.

    Sütlü balkabağı çorbası

    Malzemeler ;

    – 500 gr. balkabağı

    – yarım çay bardağı su

    – 5 su bardağı süt

    Hazırlanışı ; Dilimlenmiş balkabağının kabuklarını soyun, çekirdeklerini temizleyin ve yıkayıp iri parçalara bölün. Doğradığınız balkabaklarını bir tencereye yerleştirin , üzerine suyu ilave edin , kapağını kapatın ve kısık ateşte pişirin. Daha sonra balkabaklarını büyük bir kaseye alıp ezin ve soğumaya bırakın. Ayrı tencerede sütü kaynatın ve ezdiğiniz balkabakları ile karıştırıp servis edin.

    Not : Bu çorbayı sıcak veya soğuk servis edebilirsiniz. Aynı tarifi karakaba ile de uygulayabilirsiniz.

    Örnek gün mönüsü :

    Kahvaltı :

    – Peynirli omlet yada pastırmalı yumurta

    – Bir avuç içi kadar beyaz peynir

    – 8 – 9 adet zeytin – Tatlı kırmızı biber , domates , salatalık ,

    – Şekersiz çay

    – 1 çay bardağı ceviz

    Ara öğün / Şart değil

    – 1 avuç ceviz içi

    – bol limonlu su ya da şekersiz bitki çayı

    Öğle yemeği

    – 1 tabak nohut veya bonfile ya da biftek

    – Çoban salata ( sirke ve sızma zeytinyağı eklenebilir)

    Ara öğün / Şart değil

    – Bir avuç tuzsuz yer fıstığı ( kavrulmamış )

    – Şekersiz Çay

    Akşam yemeği

    – Balık ızgara

    – Taze yeşil soğan bol roka ve domates

    – Közlenmmiş taze kırmızıbiber

    Not :

    – Akşam saat 19:00 – 20:00 ‘ den sonra meyve dahil hiçbirşey yenilmemeli

    – Bol su , taze limon eklenmiş olarak içilebilir.

    – Mümkünse yatmadan önce 30 – 40 dakika kadar yürüyüş yapılmalı.

    Karatay Diyeti Deneyimlerimiz – Canan Karatay

  • Kalp krizi riskinizi test edin

    Kalp krizi riskinizi test edin

    İşte kalp sağlığınıza 2 farklı açıdan yaklaşan ve bireysel durumunuzu değerlendirmenize imkan tanıyan detaylı bir test…

    Türkiye’de yılda 200 bin kişi, kalp krizi nedeniyle yaşamını yitiriyor. Yalnızca ileri yaş hastalığı olmaktan çıkan kalp sorunları, genç yaşlarda da hızla artıyor.

    Trafik kazalarını 30’a katlayan kalp krizinin en temel nedeni, sağlıksız beslenme ve hareketsiz yaşam. Kalp hastalıklarında genetik faktörlerin de etkisi büyük.
    Bunun için ailesinde ani ölüm hikayesi bulunanların daha dikkatli bir yaşam sürmesini öneriliyor. İşte kalp sağlığınıza 2 farklı başlıkla yaklaşan ve bireysel durumunuzu değerlendirmenize imkan tanıyan detaylı bir test…
    KALP KRİZİ RİSKİ TESTİ 
    Testin bu bölümü Memorial Şişli Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Bingür Sönmez tarafından hazırlanmıştır.
    1) Sigara içiyor musunuz?
    A- Evet
    B- Hayır
    C- Yeni bıraktım
    D- Çok önce bıraktım
    E- Ara sıra içiyorum
    Sigara içiyorsanız, ciddi bir kalp damar hastası adayısınız.

    2) Menopozda mısınız?
    A- Evet
    B- Hayır
    C- Genç yaşta girdim
    D- Hormon tedavisi kullanıyorum
    Yanıtınız evet ise ve erken yaşta menopoza girdiyseniz; kalp hastalıkları bakımından riskli bir dönemdesiniz.

    3) Doğum kontrol hapı kullanıyor musunuz?
    A- Evet
    B- Hayır
    Yanıtınız evet ise; kalp damarlarınızda pıhtılaşma meylinin artacağını unutmayın.

    4) Spor yapıyor musunuz?
    A- Evet
    B- Hayır
    C- Ayda bir
    D- Haftada bir
    E- Her gün
    Kandaki kötü kolesterolünüzün yakılması için 5 kilometreyi 45 dakikada tempolu şekilde yürüyün.

    5) Günde kaç saat çalışıyorsunuz?
    A- 15 saatten fazla
    B- 15 saat
    C- 12 saat
    D- 8 saat
    İş ve meslek konusunda hiçbir zaman beceri ve olanaklarınızı zorlamayın. Özellikle aile şirketlerinde yaşanan kalp krizi sorunları genç yaşta ölümlere neden olabileceğini unutmayın ve sınırlarınızı aşmayın.

    6) Kaç saat uyuyorsunuz?
    A-10
    B- 8
    C- 6
    D- 4
    Kalp ve damar sağlığınız için günde 6 – 8 saat uyuyun.

    7) Ailenizde kalp hastalığından erken yaşta ölüm var mı? (40 yaş altı)
    A- Evet
    B- Hayır
    Aile hikayenizde erken kalp hastalığı varsa, diyabet ve yüksek tansiyon hastası iseniz 30, değilseniz 40 yaşından sonra düzenli kontrole gidin.

    8) İyi huylu kolesterolünüz ne düzeyde? ( HDL)
    A- 40’ın altında
    B- 40-60 arası
    C- 60 üstü
    HDL yükseldikçe kalp hastalıklarına yakalanma ve kalp krizi riskiniz azalır.

    9) Kötü Huylu kolesterolünüz ne düzeyde? ( LDL)
    A- 100’ün altında
    B- 100-150 arası
    C- 150’nin üzerinde
    Eğer risk faktörleriniz varsa, LDL kolesterolünüzün 100 mg/dl’nin altında tutulması şarttır.

    11) Diyabetiniz var mı?
    A- Evet
    B- Hayır
    Kalp krizi nedeniyle ani ölüm şeker hastalarında 6 kat daha sık görülür.

    12) Tansiyon değerleriniz yüksek mi? (12/8)
    A- Evet
    B- Hayır
    Tansiyon değerleriniz 12/8’in üzerindeyse, kalbin çalışma yükü arttığı için kalp duvar kalınlıklarında meydana gelen artış kişiyi kalp yetmezliğine götürür.

    13) Kan yağlarınızı  ne sıklıkla ölçtürüyorsunuz?
    A- Yılda bir
    B- 5 Yılda bir
    C- Hiç ölçtürmüyorum
    Aile geçmişinizde kalp hastası  varsa, şişmansanız, diyabet veya yüksek tansiyon hastasıysanız, sigara kullanıyorsanız 30, değilseniz 40 yaşından sonra şu testleri yaptırın: Total kolesterol, HDL (iyi huylu kolesterol), LDL (kötü huylu kolesterol), tigliserid ve kan şekeri. Kan yağları dışında düzenli olarak yüksek tansiyonunuzu ölçtürün. Koroner kalp hastalığından korunmak için hekim tavsiyesiyle birinci guruptakiler 30, ikinci guruptakiler 40 yaşından sonra günde 100 mg aspirin almalıdır.
    BESLENME TESTİ 
    Testin bu bölümü Memorial Şişli Hastanesi Kilo Kontrolü Merkezi’nden Diyetisyen Yasemin Sancak tarafından hazırlanmıştır.
    1) Aşırı kilolu veya obez misiniz?
    A- EVET
    B- HAYIR
    Obezite kalp damar hastalıkları riskini iki kat artırmakta, diyabet hastalarında ölüm oranlarını % 80’e çıkarmaktadır.
    2) Bel çevreniz kadınsanız 80 ve erkekseniz 94 cm’nin üzerinde mi?
    A- EVET
    B- HAYIR
    Bel çevresinin bu değerleri geçmesi, obezitenin neden olduğu hastalıklara yakalanmak için yüksek risk oluşturur.
    3) Günde kaç çay kaşığı tuz tüketiyorsunuz?
    A- 0-1
    B- 0-2
    C- 2’nin üzeri
    Günlük tuz tüketiminiz 2 çay kaşığını aşıyorsa, kalp ve damar hastalıkları açısından risk grubundasınız demektir.
    4) Sıklıkla sakatat ve şarküteri ürünleri tüketiyor musunuz?
    A- Haftada birden fazla
    B- Haftada bir
    C- Ayda bir
    D- Daha az
    Sakatat ve şarküteri ürünleri; içerdikleri kolesterol miktarı bakımından damar tıkanıklıklarına neden olduğu için hiç tüketilmemelidir.
    5) Haftada kaç yumurta yiyorsunuz?
    A- 4’den fazla
    B- 2-3
    C- Bir ya da hiç
    Anne sütünden sonra ikinci örnek protein olan yumurta haftada 2-3 kez tüketilmelidir. Hiç tüketilmemesi, vücudun kolesterol dengesini olumsuz etkiler.
    6) Haftada ne kadar kırmızı et tüketiyorsunuz?
    A- 3’den fazla
    B- 1-3
    C- Hiç
    Kırmızı et, kolesterol hastaları için haftada 2, sağlıklı kişiler için haftada 2-3 kez tüketilmesi gereken bir besindir. Etteki yararlı kolesterol, kalp hastalıkları riskini azaltır.
    7) Şeker, pirinç ve beyaz ekmeği sıklıkla tüketiyor musunuz?
    A- EVET
    B- HAYIR
    Obezite artışına neden olan bu besinlerin tüketimi sınırlandırılmalı; tam tahıllı ekmek, kahvaltılık gevrek, esmer pirinç ve kepekli makarna tüketilmelidir.
    8) Haftada ne kadar alkol tüketiyorsunuz?
    A- 6-7 Kadehten fazla
    B- 4-5 Kadeh
    C- 2-3 Kadeh
    Haftada 7 kadehten fazla alkol tüketimi, kilo alımına neden olduğu için dolaylı olarak kalp ve damar hastalıkları üzerinde olumsuz etki yapar.
    9) Günlük meyve ve sebze tüketiminiz ne kadar?
    A- 5 Porsiyondan az
    B- 5 -7 Porsiyon
    C- 7 – 9 Porsiyon
    D- Daha fazlası
    Günde 5 porsiyonun altında sebze ve meyve tüketimi, kalp ve damar sağlığı açısından risklidir.
    10) Meyve sebzelerin kabuklarını soyarak mı yiyorsunuz?
    A- Evet
    B- Hayır
    Yanıtınız hayır ise; kalbe giden damarların sağlığı için yeterli posa alımının çok önemli olduğunu unutmamalısınız. Sebze ve mevyeleri mümkün olduğunca kabuklu tüketmelisiniz.
    11) Besinleri pişirirken kızartma ve kavurma yöntemlerini kullanıyor musunuz?
    A- Evet
    B- Hayır
    Yanıtınız evet ise; kalp hastalıkları açısından risk grubundasınız.
    12) Tereyağı ve margarin kullanıyor musunuz?
    A- Kahvaltıda
    B- Yemeklerde
    C- Hamur işlerinde
    D- Az miktarda kullanıyorum
    Hayvansal yağları az miktarda kullanmak sizi riskten kurtarmaz. Hayvansal yağ tüketiminiz haftada bir tatlı kaşığı tereyağını geçmemelidir.
    13) Günde kaç adım attığınızı biliyor musunuz?
    A- 10 bin ve fazlası
    B- 5 bin 10 bin arası
    C- 5 binden az
    D- Bilmiyorum
    Yanıtınız D ise; sağlıklı yaşam için günde 10 bin adım atılması gerektiğini önemsemelisiniz.
    14) Sürekli oturarak mı çalışıyorsunuz?
    A- 12 saaten fazla
    B- 8 saat
    C- Daha az
    Yanıtınız A ise; uzun ve hareketsiz oturmanın kan şekeri dengesi ve kalp damar sağlığı açısından risk oluşturduğunu bilmelisiniz.
    15) Kilo vermek için şok diyet yapıyor ya da mucize ilaç kullanıyor musunuz?
    A- EVET
    B- HAYIR
    Haftada 0.5-1.0 kilodan fazla ağırlık kaybetmeyi hedefleyen diyetler; kas, sıvı ve elektrolit kaybına neden olarak, bir kas olan kalbi ölümcül şekilde etkileyebilir.
    16) Ayda ne kadar kurubaklagil tüketiyorsunuz?
    A- 2’den az
    B- 2 – 4
    C- 4’den fazla
    Yanıtınız A ise kalp sağlığınız için çok önemli fitokimyasallardan uzak kalıyorsunuz demektir. Kurubaklagilleri haftada 1-2 kez tüketmeye çalışın.
    17) Günlük kuruyemiş tüketiminiz ne kadar?
    A- Bir kase
    B- Bir avuç
    C- 2 Ceviz veya fındık ya da 10 badem
    D- Hiç tüketmiyorum
    Hiç tüketmiyorsanız bunun yanlış olduğunu bilmeli ve yağlı tohumların günlük beslenmedeki önemini hatırlamalısınız.
    18) Ayda kaç kez fast food ve kızartma tüketiyorsunuz?
    A- 4’ten fazla
    B- 2-3
    C- 1 veya daha az
    Eğer yanıtınız A ise kalp hastalıkları açısından risk altındasınız demektir.
    19) Haftada ne kadar balık tüketiyorsunuz?
    A- Hiç tüketmiyorum
    B- 1-2 C. 2 ve üstü
    Eğer yanıtınız A ise; balık tüketiminin azlığının omega-3 yetersizliğine neden olduğunu bunun da kalp sağlığı için tehlike oluşturduğunu aklınızdan çıkarmayın.
    20) Hergün soğan sarımsak tüketiyor musunuz?
    A- Evet
    B- Hayır
    Yanıtınız hayır ise soğan ve sarımsak tüketiminin kalp sağlığı açısından önemini dikkate alarak, bu besinleri her gün tüketmeye özen gösterin.
    21) Günlük çay tüketiminiz ne kadar?
    A- Hiç
    B- 3 – 5
    C- 3’ten az
    D- 5’ ten fazla
    Günde 3-5 bardak açık çay içmek; içindeki kateşinler antioksidan özellik gösterdiği için kalp sağlığına olumlu etki yapar.  

    22) Bitter çikolata tüketiyor musunuz?
    A- Evet
    B- Hayır
  • Kalsiyum Haplarının Zararları

    Kalsiyum Haplarının Zararları

    Kemik miktarındaki azalma ve kemik kırılganlığındaki artma ile seyreden, kemik erimesi hastalığının tedavisinde genellikle yaşlıların içtiği kalsiyum haplarının kalp krizi riskini artırabileceği bildirildi.

    Amerikalı ve Yeni Zelandalı bilimadamları, 12 bin kişiyi kapsayan 11 araştırmanın sonuçlarını değerlendirdi.

    ”İngiliz Tıp Dergisi”nde yayımlanan değerlendirmede, osteoropoz tedavisinde kalsiyumun yerinin tekrar gözden getirilmesi gerektiği sonucuna varıldı.

    Bilimadamları, kalsiyum haplarının kalp krizi riskini yüzde 25-30 artırdığını belirtti. Riskin, kişinin yaşı, cinsiyeti ve kalsiyum ilacının çeşidinden bağımsız olarak arttığı vurgulandı.

    Araştırmacılar, kalsiyum bakımından zengin gıdaların yenebileceği önerisinde bulundu.

  • Kalp Krizi Geçirene Ne Yapılmalı

    Kalp Krizi Geçirene Ne Yapılmalı

    Kalp krizi geçirene ne yapılmalı, Kalk krizi durumunda yapılması gerekenler nelerdir. Yaz mevsiminin gelmesiyle birlikte kalp krizi vakarları artış gösterdi. Bu yazı dizimizde insanları bilinçlendirmek adına kalp krizi vakalarında neler yapılması gerektiğine dair bilgileri sizlerle paylaşacağız. Hayati önem arz eden bu bilgileri dikkate almanızda fayda var. Her an yakınlarınızda olan biri kalp krizi geçirebilir. Gelin kalp krizi geçirene neler yapılmalıymış bir göz atalım.

    Kalp Krizi Durumunda Yapılması Gerekenler

    – Oturmalı ya da uzanmalı.
    – Giysilerini gevşetmeli.
    – Paniğe kapılmaktan kaçınmalı.
    – Hemen bir sağlık kuruluşuna (tercihen 112 aracılığı ile) ulaşmalı.

    Kalp Krizi Geçiren Hastaya Şunları Yapmayın

    – Kriz geçiren hastaya sıvı vermeyin.
    – Hastayı telaşlandırmaktan kaçının.
    – Bilinci tamamen kapalı ve Aspirin alerjisi var ise Aspirin çiğnetmeyin.
    – Hareket ettirmeyin.
    – İlkyardım eğitimi almamışsanız, kalp masajı gibi müdahalelerden kaçının.
    – Tansiyonu düşük, göz kararması ve bayılma hissi olan hastalara dilaltı hapı vermeyin.