Etiket: kahve

  • Dukan Diyeti Nasıl Yapılır? Dukan Diyetinde Neler Yenir?

    Dukan Diyeti Nasıl Yapılır? Dukan Diyetinde Neler Yenir?

    Dr. Pierre Dukan tarafından yaratılmış ve kendi adıyla anılan Dukan diyeti tüm dünyada ‘aç kalmadan zayıflama yöntemi’ olarak biliniyor…

    Dukan diyeti, aslında Atkins diyetinin temeli olan düşük karbonhidrat tüketimine dayanıyor; ancak bu yeni akım haftada altı gün istediğinizi yiyebileceğinizi söylüyor. Peki, nasıl işliyor? Dukan diyetinin dört aşamasına bir göz atalım.

    1- Hazırlık Aşaması: Bu ilk aşama, ne kadar kilo kaybetmek istediğinize bağlı olarak 1-10 gün arası sürüyor. Örneğin, 10-12 kg vermek isteyen birisi için bu süre bir hafta. Hazırlık döneminde herhangi bir kalori kısıtlaması yok; ancak beslenmeniz sadece yağsız proteinlerden oluşuyor ve hemen hemen hiç karbonhidrat alınmıyor. Yemeklerinizde ayrıca yağsız süt ürünleri ve zayıflamanın gizli silahı olarak adlandırılan yulaf kepeği var. Bu diyetin savunucuları günde 1,5 yemek kaşığı yulaf kepeğinin içerdiği lifin sisteminizi temizlerken aynı zamanda sizi tok tuttuğu konusunda hemfikir.

    2- Hedef Aşaması: Bu aşamada, 1. aşamadaki gıdaları tüketmeye devam ediyorsunuz. Sadece, diyetinize iki günde bir nişastasız sebze ekleniyor. Bu aşama hedeflediğiniz kiloya ulaşıncaya kadar devam ediyor.

    3- Takviye Aşaması: Bu diyetin yaratıcısı Dr. Dukan bu aşama ile diyetinin benzerlerinden kendisini ayırdığını söylüyor. Takviye aşamasında diyetinize karbonhidrat eklenmeye başlanıyor. Haftada iki kere ‘kutlama öğünü’ diye adlandırılan istediğiniz her şeyi yiyebileceğiniz bir döneme giriliyor. Haftada bir gün, sadece yağsız protein tüketiliyor.

    4- Koruma ve Sabitleme Aşaması: Bu son aşama aşağıdaki üç kuralı yaşam biçiminiz haline getirmek üzerine kurulu.

    – Haftada bir gün sadece protein yeniyor. (Bu, her hafta aynı gün olmalı.)
    – Hayatınızın sonuna kadar günde 1,5 yemek kaşığı yulaf kepeği tüketiliyor.
    – Asla asansör ve yürüyen merdiven kullanılmıyor. Günde 20 dakika yürüyüş yapılıyor.

    Dukan diyetinin artılarına baktığımızda, uzun vadede size beslenmenizi nasıl yöneteceğiniz hakkında beceri geliştirme, meyve ve bazı karbonhidratları rahatça tüketme imkanı veriyor. Benim bu noktada size önerebileceğim temel değişiklik beyaz karbonhidratları tüketmemenizdir.

    Bizce, kilo vermenin en iyi yolu gıdaların dengeli tüketildiği sağlıklı bir beslenmedir. Sağlıklı bir kiloyu korumanın aylık besin miktarlarını hesaplamaktan daha önemli olduğuna inanıyoruz. Eğer dünyaca ünlü Dukan diyetini deneyecekseniz, aşamalar arasında kilo alıp verirken oluşabilecek yo-yo etkisine dikkat edin !

    Dr. Pierre Dukan diyeti ile zayıflama Fransa’nın en ünlü beslenme uzmanlarından biri olan Dr. Pierre Dukan’ın kaleme aldığı kitapta egzersiz yapmadan yüksek miktarda protein tüketerek kilo verilebileceği söyleniyor. Dr. Dukan’ın Protal (proteins alternatives) diyeti meşhur Atkins, South Beach ve 70’li yıllarda popüler olan protein diyetlerine benziyor. Sınırsız protein tüketip aç kalmadığınız ve az miktarda yağ kullandığınız için vücut mevcut yağ depolarını harcamaya başlıyor.

    Dukan Diyetinde sınırsız et yiyebilirsiniz…

    Diyetin ilk aşaması saldırı… Beş gün yapılması önerilen diyetin bu aşamasında sadece protein var. Dana ve sığır eti biftek, fileto, kıyma olarak tüketilebiliyor. En fazla yüzde 10 yağ içeren et yapışmayan bir tavada, fırında ya da ızgarada pişirilebiliyor. Tavuk ya da hindi eti de diyete uygun. Dr. Dukan kitabında hindi fümenin, tavuğun göğüs etinin rahatlıkla yenilebileceğini söylüyor. Tüm deniz ürünleri ve balıklar da diyete uygun gıdalar arasında yer alıyor. Buharda pişirilmiş, ızgara ya da tütsülenmiş her türlü deniz ürününü yiyebilirsiniz ancak yağlı ve konserve olanlardan uzak durmanız gerekiyor. Yumurta 3-4 adeti geçmemek şartıyla, yağsız süt, yoğurt veya peyniri ise istediğiniz kadar yiyebilirsiniz.

    Saldırı aşamasında dikkat etmeniz gereken en önemli şeylerden biri de bol bol su içmek. Günde en az iki litre su vücudu protein atıklarından temizlemek açısından önem taşıyor. “Et, tavuk, balık tatsız tuzsuz olur, yenmez” diyorsanız bu diyette her türlü baharat, sirke, maydanoz, soğan, sarımsak serbest. Acıktığınız zaman bu saydığımız gıdaları sınırsız olarak tüketebiliyorsunuz. Dr. Dukan protein içeren gıdaların iştahı azalttığını ve 3-4 gün protein tüketildiğinde açlık hissinin neredeyse yok olduğunu belirtiyor.

    Bir de yapmamanız gerekenler var tabii: Yoğun egzersiz (ilk üç gün yorgun olabilirsiniz), öğün atlamak, ketçap ya da mayonez gibi yağ ve şeker içeren soslar tüketmek… Bu aşama hiçbir özür, sapma, duraklama kabul etmiyor. Yani “Biraz ara vereyim, şu tatlıdan bir kaşık alayım” deme şansınız yok.

    KİLO KAYBI ZAYIFLAMA DİYET

    Beş günlük saldırı aşamasını geçtikten sonra şimdi asıl kilo vereceğiniz bölüme geliyorsunuz. Bu aşamada haftada 2-3 kilo verebilmenin mümkün olduğu iddia ediliyor. Mönünüzde ise birinci aşamadakı proteinlere ek olarak çiğ ya da pişmiş olarak sebze tüketebiliyorsunuz. Örneğin domates, salatalık, brokoli, ıspanak, pırasa, lahana, kereviz, mantar, patlıcan, biber, havuç, her türlü yeşillik… Ancak nişasta içeren patates, pirinç, mısır, bezelye, fasulye, mercimek gibi gıdalar tamamen yasak. Sebzelerin de tıpkı etlerde olduğu gibi mutlaka yağsız pişirmeniz gerekiyor.

    HAFTADA 1 GÜN PROTEİN

    Aradan haftalar geçti, sonunda bütün fazlalıklarınızdan kurtuldunuz. Bu durumda diyetiniz sona erdi sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Çünkü şimdi koruma aşaması başlıyor. Bu aşamanın ne kadar süreceğini ise kaybettiğiniz kilo x 4,5 formülüyle buluyorsunuz. Örneğin 15 kilo verdiyseniz 67 gün koruma diyeti yapmanız gerekiyor. Neler yiyebileceğinize gelirsek… Her gün sınırsız et, tavuk, deniz ürünleri, yağsız süt, yoğurt, peynir ve yumurta… Haftada altı gün; bir porsiyon meyve (muz, üzüm, kiraz hariç her türlü meyve), iki dilim kepekli ekmek, 40 gram normal peynir, kilo verme aşamasındaki sebzeler… Haftada iki kez birer porsiyon nişastalı gıdalar (patates, makarna vs), kuzu eti, tatlı… Bu aşamayı da geçtikten sonra artık yapmanız gereken tek şey var: Normal hayatınıza devam ederken haftada bir gün saf protein diyeti yapmak…

    Dukan Diet is a fast weight loss, low hunger diet

    I wonder how many people started their new diet today? And how many of those people started The Dukan Diet? Well, a lot more than last year that’s for sure! Of course, January 1st 2011 was a Saturday, but with hangovers to nurse, the shops closing early, and loads of food still left in the house, I wonder how many people thought “Saturday’s a weird day to begin a diet – I’ll go on the Dukan diet first thing Monday!”

    Starting any diet can be a time of mixed feelings. On the one hand we are hopeful that the diet will work and that at some point (in the not too far off future) we will be the size we’d like to be. But on the other hand, we’re worried that the diet won’t work, or that we won’t be able to stick it out. The Dukan diet is a diet of motivation. it has been designed to help you stick to it and to lose weight fast.

    First of all, The Dukan diet is actually four diets rather that one. For each stage of the weight loss process, there is a stage of the Dukan diet that is suited for your specific weight loss needs.

    The Attack Phase

    This stage lasts 2-7 days depending on your weight loss needs and you will see two things happen. Firstly, you will lose noticable amounts of weight and secondly you will notice your appetite for fatty and sugary foods disappearing. The most vulnerable time for giving up a diet is right at the beginning when you have relatively little to lose. Because you have actually lost weight in the first week you really do feel like you will throw away what you’ve already achieved if you give up now and start again next week.

    The Cruise phase

    This is the main weight loss stage of the Dukan diet. You will be on this stage until you reach your ideal weight. During the cruise phase you have a wider menu option, will still be losing noticable weight and hunger pangs and food cravings will be minimal.

    The Consolidation phase

    The worst thing about a diet is not usually losing the weight but actually trying to keep it off once you’ve reached your weight loss goal. This phase is designed to make sure you don’t quickly put back on all the weight you’ve lost. You can eat 2 meals a week of whatever you like to celebrate your weight loss achievement.

    The Stabilization phase

    This final stage is all about returning back to a regular eating habit but without putting weight back on. You can eat want to you like as long as you follow 3 simple rules.

    If you fancy giving the Dukan diet a try you can find all the information you need from The Dukan Diet book, written by Dr. Pierre Dukan, as well as on this site. You can see the foods I ate, the weight I lost, and how I got on with my time on The Dukan diet

    Dukan diyeti, hayatımıza “Fransız kadınlarının zayıf kalmalarını sağlayan diyet” olarak girdi. Çünkü aklımızda hep şu soru vardı.

    Kruvasan, peynir ve şarap memleketi Fransa’da nasıl oluyor da bütün kadınlar düzgün bir fiziğe sahip olarak kalabiliyorlar.

    Son zamanlarda kitabıyla ortalığı kasıp kavuran beslenme uzmanı pierre dukanın kendi adıyla lanse edilen dukan diyetine müteşekkir olduklarını biliyoruz artık Fransız kadınların. Dukan diyeti bundan tam 10 yıl önce Fransız damak tadıyla tanıştırıldı. Ve 1,5 milyon Fransız kadın bu diyete bağlı kaldı.

    Peki nedir bu Dukan diyeti?
    Karbonhidrat sevenler, üzgünüz ama bu bir protein diyeti! Yağsız proteinleri, süt ürünlerini, balık ve kümes hayvan etini içeriyor.

    Diyetin ilk aşaması

    Diyetin ilk aşaması oldukça keskin. Sadece et, balık, yumurta ve yağsız süt ürünlerini tüketiyorsunuz. Bu aşama, ilk 10 günü içeriyor. İlk beş gün içinde 3 kilo vermeniz bekleniyor.

    Bu saf protein aşamasında ağız kuruluğu ve ağız kokusu sorunu yaşayabilirsiniz. Ancak her iki durum da kilo veriyor olduğunuzun işareti. Bu durumun üstesinden gelmek için daha çok su içmenizi öneriyor Dukan. İlk dört günden sonra kabızlık sorunuyla karşılaşabilirsiniz. Bu sorunun üstesinden gelmek için de yulaf kepeğinize bir çorba kaşığı buğday eklemeniz gerekiyor.

    Bu aşamada listedeki her şeyden özgürce yeme hakkınız var. Diyetin sloganı: “İstediğin kadar ve istediğin zaman ye!” Kulağa hoş geliyor, değil mi?

    Dukan diyetinin aşamaları

    1. aşama: İlk 10 gün sadece protein yiyorsunuz. (Et, balık ve yağsız süt ürünleri)

    2. aşama: Sırasıyla “sebze ve protein günleri” ve sadece “protein günleri”. Sebzeli günlerde sınırsız sebze yiyebiliyorsunuz.

    3. aşama: Her gün protein ve sebze günü. Fakat bir miktar meyve, iki dilim ekmek ve peynir yiyebiliyorsunuz her gün. Ayrıca haftanın 1-2 günü karbonhidratlı yiyecek tüketebiliyorsunuz (makarna ve pilav). Haftada iki kez ‘kutlama öğünü’ kapsamında istediğiniz her şeyi yiyebiliyorsunuz.

    4. aşama: Bu aşamada ne seviyorsanız herhangi bir sınırlama olmadan ve kendinizi suçlu hissetmeden yiyebiliyorsunuz. Ancak kural şu: Her perşembe sadece protein günü. Daima!

    Protein aşamasının kurallar listesi

    1. Sığır ve dana eti, hatta tavşan eti yiyebilirsiniz ama kuz eti yasak. Tabii etin yağlı kısımlarını yememeye özen göstermelisiniz. Eti ızgarada, fırında pişirilmiş ya da haşlanmış olarak yiyebilirsiniz. Tabii sıvı yağ, tereyağı ve herhangi bir krema ya da sos eklemeden. Yağsız kızartma yolunu da seçebilirsiniz. Bunun için tavanın yüzeyini çok az sıvı yağ ile ovalayın ve eti kızartın. Kıymayı yumurta, gebre otu ve baharatlar ile karıştırıp köfte halinde de tüketebilirsiniz.

    2. Tavuk ve hindi eti yiyebilirsiniz. Tabii yemeden önce derisini soymak şartıyla. Ve kanatları dışında kalan kısımlarını tüketmelisiniz.

    3. Az yağlı ya da yağsız jambon tüketebilirsiniz. Şarküteri ürünleri, pişmiş ya da tütsülenmiş jambon yemeyin, çünkü bu şekilde çok yağlıdırlar.

    4. Sığır eti, dana eti ve tavuk ciğeri yiyebilirsiniz.

    5. Bütün balıkları; taze, dondurulmuş, tütsülenmiş, konserve, kurutulmuş halde yiyebilirsiniz. Ancak yağda ya da herhangi bir yağlı krema ile pişirilmemiş olarak.

    6. Tüm kabuklu deniz hayvanlarını tüketebilirsiniz.

    7. Günde iki yumurtadan daha fazlasını yiyebilirsiniz. Eğer yüksek kolesterol sorununuz varsa, hafta üç ya da dört yumurta sarısını tüketebilirsiniz. Yumurtanın beyazı yasak!

    8. Yağsız süt ürünleri; yoğurt, süzme peynir, yağsız süt tüketebilisiniz. Sade yoğurt ya da hindistan cevizi, vanilya, limon ile tatlandırılmış yoğurt sınırsız! Fakat yağsız yoğurt ya da meyveli yoğurdu günde iki kere ile sınırlandırmalısınız.

    9. Tatlandırıcılar, sirke, baharatlar, şifalı otlar, sarımsak, soğan, salatalık, limon suyu (sadece yiyeceklerin üzerinde, içecek olarak değil), hardal, tuz (ölçülü miktarda), ölçülü miktarda şekersiz doğal ketçap, şekersiz sakız yasak değil.

    Ek kurallar
    – Günde 1,5 litre su içmelisiniz. Bu, midenizde doluluk hissetmenize yardımcı olur. Çay, kahve ve diyet içecekleri de tüketebilirsiniz.

    – Günde 1,5 çorba kaşığı yulaf kepeği (örneğin, yoğurdun üstünde ya da pankekin içinde) tüketmelisiniz.

    – Her gün 20 dakika hızlı bir şekilde yürümelisiniz.

    – Tüm sıvı yağlardan ve tereyağından sakınmanız gerekiyor.

    Sebze diyeti
    Haftanın iki günü (pazartesi ve perşembeleri)salt protein günleri, diğer günleri de sebze ile kombinlenmiş protein günleri olarak belirleyebilirsiniz!

    Et ya da balıkla birlikte yiyebileceğiniz; çiğ, buharda pişmiş, haşlanmış ya da folyo ile fırında pişirilmiş sebzeler şunlar: enginar, kuşkonmaz, patlıcan, brokoli, lahana, kereviz, kabak, radika, rezene, salatalık, mantar, balkabağı, marul, turp, kuzukulağı, soya fasulyesi, ıspanak, domates.

    Tüm bu sebzeleri istediğiniz kadar ve istediğiniz zaman yiyebilirsiniz. Ancak eğer hızla kilo vermek istiyorsanız bu yiyecekleri tamamen boş mideye değil, acıkmanıza az bir zaman kala tüketin ki daha az yeme ihtiyacı duyun.

    Dikkat!
    Havuç ve pancar da bu listeye dahil. Ancak bunlar karbonhidrat içerdiklerinden, her öğün tüketmekten kaçının. Diyetinizde patates, pirinç, mısır, fasulye ve mercimek gibi diğer karbonhidrat içeren gıdalardan da uzak durun.

    Tipik sebze ve protein günü diyeti:
    Kahvaltı: Kahve (yağsız süt ve tatlandırıcı ile) ya da çay (tatlandırıcı ile),225 gram kadar yağsız peynir ya da yoğurt, bir dilim hindi eti, tavuk ya da jambon, bir adet haşlanmış yumurta.

    Ara öğün: Bir küçük yoğurt ya da 115 gram kadar yağsız peynir.

    Öğle: Mantar, ton balığı, kremalı kahve.
    Ara öğün: Bir dilim jambon ya da somon balığı, yulaf kepeği ile yapılmış pankek (2 çorba kaşığı yulaf kepeği eklemek yeterli).
    Akşam: Kabak çorbası, sığır eti kebabı, süt ve yumurtadan yapılmış muhallebi gibi bir tatlı.

    Dukan Diyeti Deneyimlerimiz diyet hakkında yorumları görebilirsiniz…

  • Dünyanın En Faydalı 12 Bitkisi

    Dünyanın En Faydalı 12 Bitkisi

    Çağlardan beri insanlar tedavi amacıyla bitkilere yöneliyor. Son yıllarda bunun daha popüler olmasının nedeni, sağlık sigortalarının ve ilaç fiyatlarının yüksek olması. İşte doğal tedavi amaçlı kullanılan faydalı bitkiler…

    1.Aloe Vera

    Toplum arasında en çok bilinen ve kullanımına en çok rastlanılan bitki olan aloe vera, güneş veya kazalar sonucu oluşan yanıkların tedavisinde tercih ediliyor. Bitkinin asıl yararlı kısmı aloe vera yaprağı. Aloe vera yetiştirmek için tek gerekli şey ise su. Yaprağın içinden çıkan su yanıkların neden olduğu acıyı azaltıyor ve iyileşme sürecini hızlandırıyor.

    2.Kızılcık Suyu

    Kızılcık suyunun en çok bilinen yararı boşaltım sistemi sorunlarını çözmekteki etkisidir. Bakteriyel enfeksiyonu tedavi ederek sorunların çözülmesini sağlar. Kızılcık suyu, yüksek kolesterol ve kalp yetmezliği gibi sıkıntıları olan hastaların kalp sağlığını olumlu yönde etkilemektedir. C vitamini yönünden de oldukça zengin olan kızılcık suyu, dişlerin çürümesini ve plak oluşumunu engeller. Kızılcığın içinde bulunan asitler bileşikler ise böbrek ve tümör oluşumunu önler.

    Bitki Sözlüğü
    3. Ekinezya

    Ekinezya Amerikan yerlilerinin yaraları iyileştirmekte kullandıkları ve bilinen hiçbir yan etkisi olan bir bitkidir. Ekinezyanın içinde bulunan maddeler grip ve nezle virüslerine karşı etkili olduğu için özellikle grip mevsimlerinde tercih edilmektedir. Ekinezya bağışıklık sistemini güçlendirerek daha hızlı bir iyileşme sağlar. Boğaz ağrıları, öksürük ve tıkanıklık ekinezya bitkisi sayesinde kolayca atlatılmaktadır.

    4. Siyah Yılan Kökü

    Siyah yılan kökü, menopoz için önerilen ve bu yönüyle bilinen bir bitkidir. Siyah yılan kökü sinirlerin gevşemesine ve dolayısıyla menopoz döneminin kolay atlatılmasına yardımcı olur. Siyah yılan kökü, menopoz döneminde oldukça sıkıntı veren ateş basması ataklarını önler. Üreme sistemi üzerinde oldukça etkili olan siyah yılan kökü hormonları dengeleyerek menopozun yanı sıra adet öncesi sendromu ve kaslarda meydana gelen kramplar gibi durumların tedavisinde de kullanılır.

    5. Günlük

    Anadolu Sığla ağacı olarak da bilinen günlük ağacının gövdesinden elde edilen sakız, özellikle eklem iltihabı ve bursitin tedavisinde kullanılır. Aynı zamanda ishal ve solunum yolları şikâyetleri gibi sorunların tedavisinde de oldukça etkilidir. Ayrıca yüksek kolesterol, damla hastalığı, bel ağrıları, kas yangısı, fibromiyalji, obezlik, dizanteri ve göğüs hastalıklarına da iyi geldiği bilinmektedir.

    6. Papatya

    Genellikle çayı yapılarak içilen papatya, bağırsaklarda oluşan sorunları rahatlatmasıyla bilinir. Ayrıca mide bulantısı ve gastroentirit tedavisinde de kullanılır. Papatyanın rahatlatıcı özelliği hem çocuklar hem de yetişkinler üzerinde etkilidir. Uyumakta zorluk çeken çocuklarda güvenle kullanılabileceği gibi stres altında hissedildiği zamanlarda da yetişkinler tarafından tercih edilebilir.

    7. Hayıt Ağacı

    Hayıt ağacı menstural dönemi düzenler ve kadınlarda progesteron hormonunun salgılanmasını sağlar. Hayıt ağacı meyveleri yavaş etki eden ve ancak uzun süreli kullanımda etkilerini gösteren bir bitkidir. Hamile kalma sorunu yaşayan bayanlarda 1–2 yıl süreli kullanılır ve hamilelik başladığında kullanımına son verilir. Ayrıca adet öncesi dönemle ilişkilendirilen kramplar ve göğüs bölgesinde hassaslığa neden olan prolaktin hormonu üretim seviyesini de düşürür.

    8. Kahve

    İçerdiği kafein nedeniyle çoğu beslenme önerisinde yer almayan kahve, bazı durumlarda olumlu etkilere de sahiptir. Acının algılanmasını bloke ederek ağrıların azaltılmasında, bronşları açarak grip, soğuk algınlığı ve astım gibi rahatsızların tedavisinde kullanılabilir. Koreli bilim adamlarının yaptığı araştırmalara göre kahvenin içinde bulunan kafein, fiziksel dayanıklılığı da artırıyor.

    9. Çuha Çiçeği Yağı

    Çuha çiçeği yağı, genellikle romatoid artiridin etkilerini azaltmada ve kolesterolü düşürmede kullanılır. Çuha çiçeği obezlik, sindirim sorunları ve solunum yolları şikâyetleri için de tercih edilen bir bitkidir. Ayrıca adet öncesi sendromunu şikâyeti olan bayanlar tarafından da kullanılır. Ancak hamilelik söz konusu olduğunda kullanılmaması gerekmektedir.

    10. Gümüş Düğme

    Dayanılmaz ağrıya neden olan migrenin tam nedeni bilinmiyor. Bazı uzmanlar bu sorunun nedenini baştaki kan damarlarının genişleyerek sinirlere baskı yapmasından kaynaklandığını savunuyor. Gümüş düğme beyinde bulunan kan damarlarını rahatlatarak duyulan acıyı azaltıyor. Gümüş düğme bitkisinin diğer yararları ise doku ve eklemlerde meydana gelen iltihaplar azaltması. Ayrıca yüksek ateşin düşürülmesinde de oldukça etkili olan gümüş düğme, vücutta aspirin gibi işlev görürken yan etkileri olmadığı için daha çok tercih edilebilecek bir bitki.

    11. Keten Tohumu

    Susam tanelerinden biraz daha büyük olan keten tohumu, Omega–9 ve Omega–3 asitleri, lif, protein, manganez, magnezyum, çinko ve diğer bir dizi mineral açısından oldukça zengindir. Keten tohumu birçok soruna çözüm getirmesi nedeniyle geniş bir kitle tarafından tercih edilir.

    12. Sarımsak

    Sarımsak pek beğenilmeyen bir kokuya sahip olmasına rağmen sağlık açısından oldukça yararlı bir bitkidir. Mikroplara ve virüslere karşı vücuda direnç kazandırdığı bilinmektedir. Sarımsak kolesterol ve yüksek tansiyonun düşürülmesinde, kan şekerini dengelemede, kanserle mücadelede, bronşitin belirtilerini azaltmada ve bağışıklık sistemini güçlendirmede oldukça etkilidir. Ayrıca soğuk algınlığına da iyi gelmektedir.

    Adet söktürücü şifalı bitkiler

  • Kleine-Levin Sendromu nedir?

    Kleine-Levin Sendromu nedir?

    “Uyuyan güzel hastalığı” olarak adlandırılan “Kleine-Levin Sendromu” hastalığından muzdarip olanlar, günde 20 saat uyuyabiliyor ve sadece yemek ya da tuvalet ihtiyaçları için kalkıyorlar.

    “Kleine-Levin Sendromu” hastalığında kişi, mekân ve zaman gözetmeden her yerde uyuya kalabiliyor
    İngiltere’nin Yorkshire Bölgesi’nde yaşayan 30 yaşındaki Nathalie Hoyland’da çok nadir görülen “Kleine-Levin Sendromu” var.

    Bu rahatsızlıkta kişi, mekân ve zaman gözetmeden her yerde uyuya kalabiliyor.

    Bu durum mayıs ayında doğum yapacak olan Hoyland’ı endişelendiriyor. Hoyland endişelerini şöyle dile getiriyor:
    “Doğum sırasında da uyuyakalmaktan çok korkuyorum. Doğumu atlatsam bile sonrası var, kendi başına olduğunuzda uyuya kalmak o kadar sorun değil belki, ama bakmanız gereken bir bebek söz konusu olduğunda, işler daha da zorlaşıyor.”

  • Kahve Falı Nasıl Bakılır?

    Kahve Falı Nasıl Bakılır?

    İnsanoğlunun bitmeyen merakı: Geleceği bilmek . Kahveyi fincanın hep aynı noktasından içmişsiniz. Fincan çoktan ters çevrilmiş bile..Tabii önce bir dilek tutmuşsunuz. Aman dilek tutarken unutmayın fincan başınızın üstünde saat istikametinin tersi yönünde üç kez çevrilmeli..

    Şimdi ara sıra parmağınızla fincanın ısısını yokluyorsunuz. Üzerine l konarak çabuk soğuması da sağlanabilir fincanın. Ayrıca bu hareketle, fincan içinde çıkabilecek kötülükleri uzaklaştırdığına da inanılır. Bazı falcılara göre de bu l orada gelecek ile ilgili negatifliği önlesin diye fincan üzerine konurmuş.

    Tamam sizin fincanınız soğumuş. Işığı arkanıza doğru alarak oturun, fincanı çevirin ve fincanda kalan telvenin şekillerinden falınıza bakmaya başlayalım artık. Fincan yada tabak falında ilk önce telvenin rengine bakılmalıdır. Şayet renk koyu ise dilediğiniz olamayacak demektir, fakat bunu fincanın içindeki şekiller değiştirebilirler. Eğer renk açık ise dileğinize kolay kavuşacaksınız, ne açık ne de koyuysa muradınız eninde sonunda olacak demektir.

    Fal bakıldıktan sonra fincan açık bir biçimde bırakılmalıdır, eğer kapatılır ise fal bozulmuş sayılır, hem unutmayın aynı fincana birden fazla bakılmaz. Yine falı bozarsınız.

    Fincan sapından başlayarak hayali diklemesine bir çizgiyle fincanın içini iki kısma ayırın. Sonra bu çizgiyi bu kez enlemesine yine hayali bir çizgiyle bölün. Dört parça elde etmiş olacaksınız. Diklemesine çizginin sağ tarafındaki semboller pozitif, sol tarafındaki semboller ise negatif yorumlanır. Fincanın dibine doğru olan semboller uzun bir zaman sonra gerçekleşecektir. Enlemesine çizginin üstündekiler yakın zamanda gerçekleşecektir.

    Fincanı elinize aldığınızda hafifçe parmaklarınızın ucunda tutacaksınız. Fincanı öne arkaya hafifçe eğerek iç çeperlerdeki telve lekelerine, gölgelerine bütün dikkatinizi vereceksiniz.

    Şimdi burada ilk yapılacak şey telve şekillerine yoğunlaşmak. Bunun için fincanın dibine, orta noktasına bakacaksınız daha sonra fincana dudaklarınızı değdirdiğiniz yerden başlayarak saat yönünde ağır ağır bir tur attıracaksınız.Şekillerden uyarı sinyalleri gelmeye başlar. Yine dudağınızı değdirdiğiniz yerden başlayarak kendinizi şekillerin gizli mesajlarına bırakabilirsiniz artık.

    (BİRAZ DAHA DİKKAT!! Kahve falına baktığınız kişi hakkında bilinçaltınızdaki mesajları hatırlamalısınız. Falına baktığınız kişi, fincandaki şekiller arasındaki ilgiyi derhal kurarak titreşimsel enerji oluşturmalısınız, en kısa zamanda benzetme, sonra da yorum yapmalısınız. Kendi falınıza bakıyorsanız iç sesinize kulak vereceksiniz.

    Semboller ve Yorumları

    Hayvan

    Hayvanların çeşitlerine bağlı birçok yorum vardır. Bu yorum iyi de kötü de olabilir. Örneğin; bir Yunus görmek çok iyidir. At görmek asaletle ilgilidir. Kuş, haberdir. Balık parasal olarak gelen kısmeti gösterir. Maymun, şüpheciliği,yırtıcı hayvanlar hırsı sembolize ederler.

    İnsan

    İnsan şekilleri kadın olursa lakırdıyı erkek olursa parayı sembolize eder. Ama tabii ki daha detaylı şekiller de sembolleri değiştirebilirler.

    Bitkiler

    Kısmet, kader ve gönül işlerini sembolize eder. Bunda da bitki çeşitlerinin yorumları çok farklı olur. Papatya aşkın, yonca sevginin, gül romantikliğin sembolleridir.

    Eşyalar

    Taşınır veya taşınmaz eşyalar farklı yorumlara yol açar. Örneğin; bina görmek yer almayı, hareket eden bir araba görmek bulunduğun yöreden yer değiştirmek anlamını taşımaktadır. Buzdolabı görmek evdeki sert bir hava estiğini, çamaşır makinesi görmek hane içersinde işlerin oldukça karışacağına işaret eder. Soba görmek, hane içersine yakın ise evdeki havanın iyi olacağı anlamına gelir.

    Acaba kahve falında hangi şekiller neyi işaret ediyor?…

    1.Kısa düz, yatay çizgi

    Bu işaret size yük ve eşya geleceğini haber verir.

    2. Üçgen

    Bir hediye gönderileceğine işarettir. Elinize kolayca geçecek parayı da haber verebilir.

    3. Daire :

    Şansınızın açılacağını işaret eder. Evlenme işlerinizin yoluna gireceğini, seviyenizin yükseleceğini de haber verir.

    4.Ortadan çizgiyle ayrılmış dikey

    Devlet veya mahkemedeki bir işinizin isteğinize göre sonuçlanacağını haber verir.

    5.Yukardan aşağı dalgalı iki çizgi:

    Deniz yolu işaretidir. Yakında deniz yoluyla bir seyahate çıkacağınızı veya iş için deniz yolu olan bir yere gideceğinizi bildirir.

    6.Küçük, serpme noktalar:

    Parayı haber verir. Bugünlerde elinize para geçecek demektir.

    7.Kare:

    Mutlu bir evliliği veya aile topluluğu içinde mutlu günlerin başlangıcını işaret eder.

    8. Dik kısa çizgi:

    Karayoluna çıkacağınızı ve dönüşünüzün çok şanslı olacağını haber verir.

    9. Fiyonk:

    Yakında mutlu bir olay var, nişan gibi..

    10. Çelenk:

    Başarı işaretidir. Büyük bir gayretle çalışacağınızı ve sonuçta üstün bir başarıya ulaşacağınızı gösterir.

    11. Yıldız:

    Özellikle uzun veya kısa bir yolculuk habercisidir. Aynı zamanda bir yatırım anlamına da gelebilir.

    12.Verev üç nokta:

    Yeni bir maceranın veya arkadaşlığın başlayacağını gösterir. Noktalar birbirine çok yakın ise sabır gerekli demektir.

    13. Doğan güneşe benzer:

    Büyük hayallerin beklenmedik bir anda aniden gerçekleşeceğini işaret eder.

    14.Bir dizi inci gibi:

    Bir insanın kalbini kazanmak için gayret gösterilmesi gerektiğini hatırlatır. Fedakârlık göstermelisiniz.

    15. Büyük harf Y gibi

    Beklenmedik bir anda bir arkadaşla karşılaşacağınızı işaret eder. Bu arkadaş size iyilik yapacaktır

    16. Bayan çantası şeklinde:

    Yakında elinize para geçeceğini gösterir. Yalnız tutumlu olmalısınız.

    17. Anahtar şeklinde:

    Taşınacağınızı hatırlatabilir. Bir insanın kalbini kazanmak anlamına da gelir. Yanında yaprak şekli varsa, ağzınızı sıkı tutun.

    18.Yaprak :

    Eski bir dosttan haber ya da yeni bir dost edineceğiniz anlamına gelir. Genellikle iyi bir konuşmayı işaret eder.

    19.Göz:

    İki anlama gelir: Birincisi sizi kıskanan bir insanın varlığını işaret eder. İkincisi de, sizi ilgiyle izleyen, takip eden birinin varlığını gösterir.

    20.Kelebek:

    Kararsız bir arkadaşlığı işaret eder. Azimli ve kararlı hareket etmeniz gerektiğini gösterir. Dikkat etmelisiniz.

    21.Noktalardan ters üçgen:

    Bir arkadaşınızın sizden yardım isteyeceğini gösterir. Bunu hiçbir zaman önemsiz saymamalı, ona el uzatmalısınız.

    22.Kulak.

    Her söze inanmamak gerektiğini hatırlatır. Dikkatli olunuz, herkese inanırsanız sonunda pişman olabilirsiniz.

    23. Yığılı noktacıklar:

    Çok para harcayacaksınız. Dikkatli olun.

    İlgili konular ;
    Kahve falı sözlüğü
    Kahve Falı Nasıl Bakılır?

  • Adım Adım Dukan diyeti

    Adım Adım Dukan diyeti

    Dr. Pierre Dukan tarafından yaratılmış ve kendi adıyla anılan Dukan diyeti tüm dünyada “aç kalmadan zayıflama yöntemi” olarak biliniyor. Dr. Öz, Dukan diyetinin adımlarını mercek altına aldı.

    Henüz Dukan diyetini duymamış olan varsa, yakında duyacağından eminim. Bu yeni trend bütün Avrupa’yı sarmış durumda. Prenses Kate Middleton bile kilo almadan istediğinizi yiyebildiğiniz bu diyeti uygulayanlardan. Kulağa gerçek olmayacak kadar iyi geliyor, öyle değil mi?
    Dukan diyeti, aslında Atkins diyetinin temeli olan düşük karbonhidrat tüketimine dayanıyor; ancak bu yeni akım haftada altı gün istediğinizi yiyebileceğinizi söylüyor. Peki, nasıl işliyor? Dukan diyetinin dört aşamasına bir göz atalım.

    1- Hazırlık Aşaması: Bu ilk aşama, ne kadar kilo kaybetmek istediğinize bağlı olarak 1-10 gün arası sürüyor. Örneğin, 10-12 kg vermek isteyen birisi için bu süre bir hafta. Hazırlık döneminde herhangi bir kalori kısıtlaması yok; ancak beslenmeniz sadece yağsız proteinlerden oluşuyor ve hemen hemen hiç karbonhidrat alınmıyor.

    Yemeklerinizde ayrıca yağsız süt ürünleri ve zayıflamanın gizli silahı olarak adlandırılan yulaf kepeği var. Bu diyetin savunucuları günde 1,5 yemek kaşığı yulaf kepeğinin içerdiği lifin sisteminizi temizlerken aynı zamanda sizi tok tuttuğu konusunda hemfikir.

    2- Hedef Aşaması: Bu aşamada, 1. aşamadaki gıdaları tüketmeye devam ediyorsunuz. Sadece, diyetinize iki günde bir nişastasız sebze ekleniyor. Bu aşama hedeflediğiniz kiloya ulaşıncaya kadar devam ediyor.

    3- Takviye Aşaması: Bu diyetin yaratıcısı Dr. Dukan bu aşama ile diyetinin benzerlerinden kendisini ayırdığını söylüyor. Takviye aşamasında diyetinize karbonhidrat eklenmeye başlıyor. Haftada iki kere “kutlama öğünü” diye adlandırılan, istediğiniz her şeyi yiyebileceğiniz bir döneme giriliyor. Haftada bir gün, sadece yağsız protein tüketiliyor.

    4- Koruma ve Sabitleme Aşaması: Bu son aşama aşağıdaki üç kuralı yaşam biçiminiz haline getirmek üzerine kurulu.

    Haftada bir gün sadece protein yeniyor. (Bu, her hafta aynı gün olmalı.)
    Hayatınızın sonuna kadar günde 1,5 yemek kaşığı yulaf kepeği tüketiliyor.
    Asla asansör ve yürüyen merdiven kullanılmıyor. Günde 20 dakika yürüyüş yapılıyor.
    Dukan diyetinin artılarına baktığımızda, uzun vadede size beslenmenizi nasıl yöneteceğiniz hakkında beceri geliştirme, meyve ve bazı karbonhidratları rahatça tüketme imkanı veriyor. Benim bu noktada size önerebileceğim temel değişiklik beyaz karbonhidratları tüketmemenizdir.

    Bence, kilo vermenin en iyi yolu gıdaların dengeli tüketildiği sağlıklı bir beslenmedir. Sağlıklı bir kiloyu korumanın aylık besin miktarlarını hesaplamaktan daha önemli olduğuna inanıyorum.

    Eğer dünyaca ünlü Dukan diyetini deneyecekseniz, aşamalar arasında kilo alıp verirken oluşabilecek yo-yo etkisine dikkat edin.

  • Reflü Hastalığı

    Reflü Hastalığı

    Reflü gastro osefageal reflu: Normalde yediğimiz yiyecekler yutkunma fonksiyonuyla yemek borusunda (osefagus) ilerler ve mideye geçerler. Midenin yemek borusuyla birleştiği noktada bulunan kaslar kasılarak diyaframın da yardımıyla kapak görevi görürler. Bu kapak görevi yapan oluşuma sfinkter adı verilir. Çeşitli nedenlerden dolayı kapak sisteminin yetersiz çalışması sonucu mideye giren yiyecekler tekrar yemek borusuna kaçar. Mide içeriği midede eklenen enzimlerle asidik bir yapı gösterir. Mide içeriğinin PH ı oldukça düşüktür. PH nın düşük olması asitlik derecesinin yüksek olması anlamına gelir. Reflüde sfinkter yeterince kasılmadığı için midenin asidik içeriğinin bir kısmı ösefagusa geri döner. Uzun süre bu içerikle temas eden ösefagusta buna bağlı olarak tahribatlar oluşur. Ayrıca ince bağırsaktan mideye safra sızıyorsa içeriğe safra da eklenerek tahribatın artmasına neden olur.

    Reflünün oluşumunda birkaç etken rol oynamaktadır.

    – Kapak sisteminin yetersiz çalışması
    – Mide fıtığı
    – Mide boşalım süresinin uzaması
    – Beslenmede ve davranışlarda yapılan hatalar.

    Reflü çeşitli belirtilerle kendisini gösterse de bazı vakalarda hiç belirti de göstermeyebilir. Genel reflü belirtileri ;

    – Midede yanma hissi
    – Göğüs boşluğunun orta kısmında ağrı, yanma, sıkışma ve çarpıntı hissi
    – Boğaz ağrısı, ses kısıklığı, öksürük (mide içeriğinin yemek borusundan boğaza kadar gelmesiyle boğaz ve ses tellerinde tahriş , gıcıklık , ses kısıklığı ve öksürük oluşabilir.)
    – Ağızda oluşan acı veya ekşimsi tat
    – Şişkinlik hissidir.

    Bu belirtiler kişiden kişiye farklılıklar gösterebilir.
    Reflünün tanısı endoskopik görüntüleme ve pH değerinin ölçülmesiyle konur.

    Reflünün tedavisi birkaç şekilde olur;

    – İlaç tedavisi
    – Cerrahi yöntemler
    – Davranış ve beslenme şekillerinin düzenlenmesi

    İlgili Konular ;

    – Reflünün belirtileri nelerdir?
    – Mide yanması ve mide ekşimesi şikayetim var, reflü hastası olabilir miyim?
    – Reflü hastaları nelere dikkat etmeli?
    – Reflü nedir?
    – Reflü hastalığının tanısı nasıl konulur?
    – Reflü hastalığı tedavi edilmezse tehlikeli olabilir mi?
    – Reflü hastalığının tedavisinde hangi yöntemler kullanılır?
    – Reflü hastalığının tedavisinde hangi cerrahi yöntemler kullanılır?
    – Reflü ameliyatının başarı oranı nedir?
    – Reflü ameliyatından sonra iyileşme süreci nasıl olur?

  • Migren Belirtileri

    Migren Belirtileri

    Migren , ataklarla karakterize bir baş ağrısı hastalığıdır. Auralı ve aurasız başta olmak üzere çeşitli tipleri vardır. Özellikle son 20 yılda yapılan araştırmalar migrenin başlıbaşına bir hastalık olduğunu ve toplumlarda geniş kesimleri etkilediğini ortaya koymuştur. İnsanların çoğu yaşamlarının bir döneminde baş ağrısıyla karşılaşmışlardır. Çoğunlukla migren diğer tip baş ağrılarıyla karıştırılma eğilimi gösterir. Bu nedenle gerekli muayene ve tetkikler yapıldıktan ve hasta hikayesi incelendikten sonra teşhis konulabilir. Belirtiler , sorunlar kişiden kişiye değişiklik gösterdiği için tedavisi de kişiye özel yapılır.

    Migrenin de kendi içerisinde çeşitleri vardır. Auralı migren en sık görülen tipidir. Migrende görülen baş ağrısı genellikle zonklama , nabız atması şeklindedir ve tek taraflıdır. Halk arasında yarım baş ağrısı olarak da isimlendirilir. Ağrı ataklarla gelir. Bu atakların süresi değişkenlik göstermekle birlikte 3-72 saat arasında etkili olur. Daha sonra ağrılar geçmeye ve hasta düzelmeye başlar.

    Bazı hastalar ağrının başlayacağını önceden hissedebilirler.

    Migren , 4 aşamalı bir süreç gösterir.

    1- Ön belirti evresi
    2- Aura evresi
    3- Ağrı evresi
    4- Ağrı sonrası evre

    Ön belirti evresi kişiden kişiye değişmekle birlikte bazı ortak noktalarda buluşmak mümkündür. Bunlar ensede başlayan sertlik , davranış değişiklikleri , gerilme duygusu , huzursuzluk , yorgunluk ve uyku eğilimidir. Bazı hastalar ağrının başlayacağını bu evrede hissedebilirler.

    Aura evresinde atak öncesi yine değişkenlik gösteren semptomlar yaşanır. Görme bozuklukları, görüntüde siyah noktalar , ışık çakmaları , görüntüde şekil bozuklukları , konuşmada güçlük , işitsel bozukluklar , ellerde ve baş kısmına doğru ilerleyen uyuşma ve karıncalanmalar görülür.

    Ağrı evresinde 3-72 saat süren , tek taraflı , zonklama tarzında , orta veya ağır şiddette bir baş ağrısı görülür. Atakların şiddeti kişiden kişiye değişir. Ağrı sırasında hasta ışık ve sesten rahatsız olur. Ağrının şiddeti gözde basınç hissi yaratabilir. Bazı gıdalar , kokular ve fiziksel aktivite ağrının şiddetini arttırabilir. Bu durumda kişi karanlık ve sessiz bir ortam arayışına girer. Ağrı evresine bulantı ve kusma eşlik edebilir. Migrenin atak evresi kişiyi sosyal yaşamdan uzaklaştıran , fiziksel aktiviteyi ve günlük yaşamı hatta aile ilişkilerini olumsuz etkileyebilen bir süreçtir.

    Ağrı sonrası evrede de farklılıklar gözlenir. Kimi hasta halsiz , bitkin ve uyku eğilimli olurken kimisi de yeniden doğmuş , coşkulu ve mutlu bir ruh tablosu çizebilir.

    Migreni tetikleyen bazı etkenler vardır. Hipoglisemi , fazla şekerli gıdalar, süt, çikolata , yumurta , asitli içecekler, nikotin , baharatlı yiyecekler , kırmızı et, alkol , su kaybı , öğün atlama , ağır fiziksel aktivite , az ya da fazla uyku , stres gibi unsurlar migren ağrılarını tetikleyebilir.

    Su içmek , dinlenmek , sık aralıklarla beslenmek , açık havada yürüyüş yapmak , huzurlu ortamlarda bulunmak ağrıların hafiflemesinde etkili yöntemlerdir.

    Tüm bunların dışında uzman bir doktordan yardım alıp tedavi olmak hem migrenin kolay atlatılmasında hem de yaşam kalitesini korumak anlamında yapılması gerekli en doğru yöntemdir.

    İlgili Konular ;

    – Migren ağrısı çekenler ne tür ilaçlar kullanabilir?
    – Migren hastaları nelere dikkat etmeli?
    – Migrenden tamamen kurtulmak mümkün mü?
    – Uyumak migren atağının geçmesini sağlar mı?
    – Migren tedavi edilmezse ataklar sıklaşır mı?
    – Yoga ve pilates migren tedavisinde kullanılıyor mu?
    – Migren nasıl bir hastalıktır?
    – Kimler migren ağrılarına daha yatkındır?
    – Migrenin türleri nelerdir?
    – Hangi durumlar migren atağına neden olabilir?
    – Hangi yiyecekler migreni tetikleyebilir?
    – Tansiyon ile migren arasında bağlantı var mı?
    – Baş ağrısının migrenden kaynaklandığını nasıl anlayabiliriz?

  • Aşırı Kahve Tüketimi Göğüsleri Küçültüyor

    Aşırı Kahve Tüketimi Göğüsleri Küçültüyor

    Uzmanlar, fazla kahve içmenin kadınlarda göğüsleri küçülttüğünü açıkladı. İsveç’te yapılan bir araştırmaya göre, fazla kahve içmek, çok sayıda kadında göğüs ölçüsünün küçülmesine neden olabiliyor.

    İsveç’te yayımlanan The Local gazetesinin haberine göre, ülkenin güneyindeki Lund Üniversitesi’nden Onkolog Helena Jernstrom, kahve içmenin göğüs ölçüsüne önemli etkisi olabileceğini belirterek, bu etkinin kadınların yaklaşık yarısında bulunan bir genin sonucu olduğunu kaydetti.

    Günde en az 3 fincan kahvenin kanser riskini azalttığını hatırlatan Jernstrom, büyük göğüslü kadınlarda daha fazla meme kanseri teşhisi konulduğu teorisi üzerine bu araştırmayı yaptığını belirtti. Jernstrom, kahve tüketimiyle göğüs büyüklüğü arasında doğrudan bağlantı olup olmadığına baktığını ve bu bağlantıyı bulduğunu söyledi. Bu bildiri, Jernstrom ve ekibinin 270 kadın üzerinde yaptığı araştırma sonucu British Journal of Cancer dergisinde yayımlandı.

  • Türk kahvesinin sağlığa faydaları

    Türk kahvesinin sağlığa faydaları

    Bol köpüklü Türk Kahvesi

    Günde iki fincan kahvenin kolon kanseri riskini, kalın bağırsak kanseri riskini yüzde 25, safra kesesinde taş riskini yüze 45 azalttığını gösteriyor.

    Kahvenin içerdiği kafein maddesi, sinir sistemini uyarıp zihinsel aktiviteyi güçlendirir. Uyuşukluğu giderip enerji verir ve uyanık kalmayı sağlar. Yapılan araştırmalar günde 6 fincan kahve içen 55 yaşındaki bir kişinin düşünme potansiyelinin içmeyenlere oranla 6 kat daha fazla olduğunu gösteriyor. Ayrıca kahve içenlerde içmeyenlere nazaran daha az diş çürüğünün olması, bir başka dikkat çekici araştırma sonucu.

    Kahve içtikten sonra organizmada ani değişiklikler oluyor. Tüm vücut ani bir enerji akımı ile doluyor. Bu enerji çocuklarda 3, yetişkinlerde ise 5 – 7 saat sonra azalmaya başlıyor. Tüm bu olumlu yönlerine rağmen kahveyi çok fazla tüketmemekte fayda var. Çünkü aşırı kahve tüketimi sürekli bir uykusuzluğa ve mide rahatsızlıklarına neden oluyor. Ayrıca aşırı tüketim yüksek tansiyona da sebep olabilir.

    Kahvenin selülit yapmak bir yana, vücuda daha fazla hareket kazandırarak, metabolizmanın yağ yakmasına katkı sağladığı saptanmıştır.

    Kahvenin ayrıca depresyon ve alkolizm tedavisine iyi geldiği biliniyor.

    Kahve yemek üzerine içildiğinde, sindirimi kolaylaştırır. Bu yönüyle şekerli içmemek kaydıyla kilo almayı ve mide ekşimelerini önler. Asıl yararı hayali genişletir, hafızaya güç verir, hareket sağlar ve gevşekliği giderir. Kahvenin düşünceye açıklık getirdiği bir gerçektir. Şairler şiirlerini ya-zarlarken, yazarlar makalelerini hazırlarken, ressamlar tablolarını yaparlarken, kahve fincanları en yakın ve sempatik destekçileri olmuştur. Ünlü şair Eşref’in, hicviye yazmadan önce, iki çay dolusu kahve içtiği söylenir. Türk kahvesinin ayrıcalığını belirleyen noktaları özetlersek diyebiliriz ki; Türk kahvesinin (dozunda içildiği takdirde) sağlığı tehdit edecek zararlı yanı yoktur. Teskin edici ve dinlendirici özelliği vardır. Bir fincan kahvedeki 50 mg. kafein hemen vücuttan atılır. Bu bakımdan Türk kahvesi fincanı ideal ölçülere sahiptir. Bir fincandan fazla içildiğinde zihin açıcı, uyarıcı, enerji verici özelliği ön plâna çıkar. Yerinde ve zamanında içildiği zaman olağanüstü bir keyif verici olarak ün yapmıştır.
    Kararında içilen, yani günde 2 fincan Türk kahvesi sağlığa faydalıdır.

    Bol Köpüklü Güzel Türk Kahvesi Yapmanın Püf Noktaları

    Bol köpüklü, lezzetli Türk kahvesi yapmak istiyorsunuz, ama nelere dikkat etmeniz gerektiğini bilmiyorsunuz…

    İşte size tiyolar!

    – Eğer vaktiniz ve sabrınız varsa, kahve çekirdekleri kendiniz kavurun ve öğütün… Taze kavrulup öğütülen kahve her zaman daha başarılı sonuç verir. Çünkü kahve yağları beklemiş kahveye kıyasla çok daha iyi durumda olacaktır. Kavurma kısmı biraz zahmetli olduğundan, sadece öğütmekle de yetinebilirsiniz. Basit bir el değirmeni ile kahvenizi çok kısa bir sürede rahatlıkla öğütebilirsiniz.

    – Eğer önceden kavrulup öğütülmüş kahve alacaksanız, iyi bir markanın yeni tarihli ürününü alın. Kahve alırken rutubetli bir kaşık kullanmayın. Kahve kutunuzun ağzını sıkıca kapatın. Uzun süre beklemiş kahve kullanmayın.

    – Mutlaka temiz ve soğuk içme suyu kullanın. Musluk suyu kullanırsanız, bu sudaki klor kahvenizin tadını bozacaktır.

    – Beklemiş kahveyi ısıtıp tekrar tüketmeyin. En fazla yarım saat içinde kahve bütün güzel özelliklerini yitirmiş olur…

    – Kahvenizi temiz bir cezvede pişirin. Deterjan kalıntılarının iyice temizlendiğinden emin olun. Kullandığınız deterjanlar kokusuz olursa çok daha iyi sonuç alırsınız.

  • Zayıflatan Tarifler – Arda Akdiş

    Zayıflatan Tarifler – Arda Akdiş

    Kendinizi, eşinizi ve çocuklarınızı ideal kiloya kavuşturmanın en kolay yolu!
    ZAYIFLATAN TARİFLER
    Aç Kalma Stresinden Uzak Sağlıklı Mutfak

    Yıllardır zayıflamanın yolunu mu arıyorsunuz? Her türlü diyeti denedim bir türlü dikiş tutturamadım mı diyorsunuz? Evde pişirdiğiniz börekler aile fertlerine ‘parmaklarını yedirecek’ kadar nefis mi? Ailecek televizyon karşısında tabak tabak meyve yemeye bayılır mısınız? Pilav, ekmek, patates üstüne söyle harika bir revaniye de ‘hayır’ diyemiyor musunuz? Çocuğunuz yemekten sonra kocaman bir çikolata yemezse huzursuz mu oluyor? Bu sorulara cevabınız evetse, aman dikkat! Hem siz, hem eşiniz, hem de çocuklarınız büyük risk altındasınız!

    Yıllardır yalan yanlış bilgilerin ve reklâmların yönlendirdiği beslenme sistemimizin köklü değişikliklere ihtiyacı var. Artık bu gidişe dur demek, boş ve zararlı yiyecekleri hayatımızdan çıkarmak gerekiyor. Mutfakta sağlıklı bir devrim yapmanın zamanı geldi! İnsanları doğru beslenme prensipleriyle tanıştıran ve ‘çok satanlar’ listesinden inmeyen Taş Devri Diyeti ve Karatay Diyeti kitapları bu devrimi bir cümle ile özetliyor: Glisemik indeksi düşük yiyeceklerle beslenin!

    Beslenme alışkanlıklarımızı değiştirmek, böreklerden, pidelerden, kişi başına neredeyse her gün tükettiğimiz bir adet ekmekten vazgeçmek elbette kolay değil. Fakat sağlıklı bir vücuda ve kafaya sahip olmanın, dermanımızı koruyabilmenin başka bir yolu da, şimdilik yok.

    Araştırmacı Arda Ardiş bu kitapta teoriyi pratiğe çevirdi. Türk ve dünya mutfaklarından düşük glisemik indeksli 150 yemek tarifini sizler için derledi. Aile bireylerinin sağlıklı yaşaması, kilo almaması ve kilolarından kurtulması için ‘akıllı’ bir mutfak oluşturdu. Ve bu mutfakta uyulması gereken altın kuralları belirledi. Bu kitapta okuyacağınız bilgileri eşinizle paylaşın ve çocuklarınıza anlatın. Nerelerde hata yaptıklarını ve hatalarında ısrar ederlerse, ileriki yaşlarında onları bekleyen sorunları söyleyin.

    İşte akıllı mutfağın yeni prensipleri… İşte balık çorbasından içli köfteye, bamyalı piliçten kabak kebabına, İtalyan usulü böbrek tavadan roka soslu çipuraya, ayva dolmasından avokado salatasına kilo aldırmayan lezzetli tarifler… Tüm aileniz için hayırlı olsun.

    Zayıflatan Tarifler - Arda Akdiş | 1

    Kitabın Bölümleri

    1. REKLÂMLARA GÖRE BESLENEN ŞİŞMAN BİR NESİL!

    2. KİLO ALDIRAN KISIRDÖNGÜ!

    3. ŞİŞMANLIĞIN SONU İYİ DEĞİL!

    4. KİLİDİ AÇACAK ANAHTAR: DÜŞÜK GLİSEMİK İNDEKS

    5. İNSÜLİN DİRENCİNİ ‘ADIM ADIM’ KIRIN!

    6. İYİ YAĞ, KÖTÜ YAĞ!

    7. DOĞALINI BULANA KADAR MÜCADELE

    8. KİLO VERMEYİ HIZLANDIRAN GIDALAR

    9. ZAYIFLATAN TARİFLER
    • MUTFAKTAKİ ALTIN KURALLAR
    • ÇORBALAR
    • KÖFTELER, ET VE TAVUK YEMEKLERİ
    • KEBAPLAR
    • SAKATAT YEMEKLERİ
    • BALIKLAR VE DENİZ ÜRÜNLERİ
    • DOLMALAR
    • SEBZE YEMEKLERİ
    • MEZELER
    • SALATALAR
    • EV YAPIMI ÜRÜNLER

    10. MUTFAK SÖZLÜĞÜ

    Arda Akdiş kimdir ?

    1952 yılında Bursa’da doğdu. İstanbul Erkek Lisesi’ni ve Gazetecilik Yüksekokulu’nu bitirdi.

    Gazetecilik mesleğine 1977 yılında Günaydın gazetesinin açtığı Genç Gazeteci Yarışması’nı kazanarak başladı. Günaydın’da muhabirlik ve haber koordinatörlüğü yaptıktan sonra Sabah gazetesinin kuruluşunda yayın koordinatörü olarak görev aldı.

    Daha sonra Bugün, Yeni Asır ve Akşam gazetelerinde genel yayın yönetmenliği, Gözcü gazetesinde yazı işleri müdürlüğü, Türkiye Jokey Kulübü’nde de basın ve iletişim müdürlüğü yaptı. Gazeteciler Cemiyeti üyesi ve Sürekli Basın Kart sahibi olan Akdiş, halen serbest gazeteci ve yazar olarak çalışmalarını sürdürmektedir.

    Almanca ve İngilizce bilir. İki çocuk babasıdır.