Etiket: kadınlarda cinsellik

  • Orgazma Giden Yolda Kadın Cinselliği

    Orgazma Giden Yolda Kadın Cinselliği

    Gerek erkekte, gerekse kadında, erkek ve kadın etkenlerinin karışık şekilde bulunduğu çoğu kez söylenir. Çok doğrudur bu. En erkek insanda bile kadınca nitelikler vardır. Erkekteki kadınsı elemanları, onun idealize ettiği kadın tablosu belirler. Bu kadın, iyi sevişir ve gerektiği zaman iyi bir kızkardeştir.

    O, akıllı ve iyi bir ev kadını olmalı, fakat yatakta bir profesyonel gibi davranmalıdır. Bunun aksi de erkeksi etkenleri olan kadın için söylenebilir: İdeal koca iyi bir sevgili, fakat aynı zamanda iyi bir ağabey veya küçük bir bebek gibi olmalıdır. Ekonomik yetenekleri, toplumda sayılan bir yeri, kurnazlık ile karışık şefkat duyguları olmalıdır. Fakat birçok durumda erkeklerin, erkeklik özellikleri dedikleri şeylerin sadece anne sevgisi olduğunu bilmek gerekir. Ayrıca özellikle aşırı utanç duyguları olan çok kadınsı kadınlar, zaman zaman cinsel ilişkide yönetici rolü üzerlerine almak için erkeğin yerine geçmeyi ister. Erkeğin yerine geçmeyi isteyen kadınların psikolojisini uzun klinik araştırmalarından sonra analiz ettim ve psiko analizcilerinkinden farklı olabilecek şu sonuca vardım: 1. Kadın, kocasına bir bebekmiş gibi davranmayı ister. Böylece annelik içgüdülerini tatmin etmeyi arzular. Bunu gerçekleştirebilmek için onunla yer değiştirmek zorundadır. Erkek sırtüstü yattığı zaman, kadın genellikle kadının yukarda olduğu pozisyonu yeğ tutar; yan pozisyona yanaşmaz. Eğer sonuncusunu birincisine kocasının üstelenmesi olmadan yeğlerse, bunu o kadının erkeklik elemanına yormalıyız, annelik içgüdüsünün ifadesi şeklinde görmemeliyiz. 2. Kadın, erkeği kadın yapmayı arzulamaz, sadece erkek rolünü ve hareketlerde inisiyatifi üzerine almayı ister. Bazı psikoterapistlerin bunu kadının erkeğe karşı duyduğu nefret, sadizm veya penisi kıskanmak şeklinde açıklamaları pek haklı görülmez. 3. Öte yandan, kadın, sevdiği erkeğe vücudunu göstermekten hoşlanır; özellikle vücudundan gurur duyarsa.

    Böylece erkeğin övgü dolu sözlerini ve onun daha kuvvetlenen sevgisini arar. Kadın, zaman zaman vücudunu yukarı kaldırabilir, fakat bunu, örneğin, daha az estetik görünüşlü, oturma pozisyonunda seve seve yapmaz. Erkekler, kadınların erkeğin yerini alma arzuları hakkında, çoğu kez ön yargılara dayanan bazı düşüncelere sahiptirler. İşte bu düşünceler, erkekleri rahatsız eder. Gerek erkekte, gerekse kadında, erkek ve kadın etkenlerinin karışık şekilde bulunduğu çoğu kez söylenir. Çok doğrudur bu. En erkek insanda bile kadınca nitelikler vardır. Erkekteki kadınsı elemanları, onun idealize ettiği kadın tablosu belirler. Bu kadın, iyi sevişir ve gerektiği zaman iyi bir kızkardeştir.

    O, akıllı ve iyi bir ev kadını olmalı, fakat yatakta bir profesyonel gibi davranmalıdır. Bunun aksi de erkeksi etkenleri olan kadın için söylenebilir:

    İdeal koca iyi bir sevgili, fakat aynı zamanda iyi bir ağabey veya küçük bir bebek gibi olmalıdır. Ekonomik yetenekleri, toplumda sayılan bir yeri, kurnazlık ile karışık şefkat duyguları olmalıdır. Fakat birçok durumda erkeklerin, erkeklik özellikleri dedikleri şeylerin sadece anne sevgisi olduğunu bilmek gerekir. Ayrıca özellikle aşırı utanç duyguları olan çok kadınsı kadınlar, zaman zaman cinsel ilişkide yönetici rolü üzerlerine almak için erkeğin yerine geçmeyi ister.

    Erkeğin yerine geçmeyi isteyen kadınların psikolojisini uzun klinik araştırmalarından sonra analiz ettim ve psiko analizcilerinkinden farklı olabilecek şu sonuca vardım:
    1. Kadın, kocasına bir bebekmiş gibi davranmayı ister. Böylece annelik içgüdülerini tatmin etmeyi arzular. Bunu gerçekleştirebilmek için onunla yer değiştirmek zorundadır. Erkek sırtüstü yattığı zaman, kadın genellikle kadının yukarda olduğu pozisyonu yeğ tutar; yan pozisyona yanaşmaz. Eğer sonuncusunu birincisine kocasının üstelenmesi olmadan yeğlerse, bunu o kadının erkeklik elemanına yormalıyız, annelik içgüdüsünün ifadesi şeklinde görmemeliyiz.
    2. Kadın, erkeği kadın yapmayı arzulamaz, sadece erkek rolünü ve hareketlerde inisiyatifi üzerine almayı ister. Bazı psikoterapistlerin bunu kadının erkeğe karşı duyduğu nefret, sadizm veya penisi kıskanmak şeklinde açıklamaları pek haklı görülmez.
    3. Öte yandan, kadın, sevdiği erkeğe vücudunu göstermekten hoşlanır; özellikle vücudundan gurur duyarsa. Böylece erkeğin övgü dolu sözlerini ve onun daha kuvvetlenen sevgisini arar. Kadın, zaman zaman vücudunu yukarı kaldırabilir, fakat bunu, örneğin, daha az estetik görünüşlü, oturma pozisyonunda seve seve yapmaz. Erkekler, kadınların erkeğin yerini alma arzuları hakkında, çoğu kez ön yargılara dayanan bazı düşüncelere sahiptirler.

    İşte bu düşünceler, erkekleri rahatsız eder.

  • Hangisi normal hangisi anormal?

    Haftada üç defa mı yoksa ayda bir defa mı? 15 dakika mı yoksa 1 saat mi? Bu soruların cevapları uzun zamandır sadece zihninizi değil yatağınızın içini de meşgul ediyorsa cevapları yorganın altından çıkarma vakti geldi demektir.

    ■ Haftada kaç gün seks yapmak normaldir?
    A) Haftada iki
    B) Haftada bir
    C) İki haftada bir

    Cevap: B
    20’li ve 30’lu yaşlardaki birçok kişinin cevabı haftada iki defa olacaktır. Bu sayı iki yıldan fazla süren ilişkilerde genelde ayda altı defa olarak belirtiliyor. Cinsel ilişkiye girme sayısı çoğunlukla ilişkilerin süresiyle ilgili olabiliyor. Evlilik Terapisti ve Cinsel Terapist Sezen Salihoğlu bu sorunun cevabını şöyle açıklıyor; “Cinsel ilişkiye girmek için standart bir sayı yok. Tamamıyla kişilerin isteklerine, ihtiyaçlarına göre ayarlanabiliyor. Ama yapılan araştırmalar haftada iki defa seksin normal olduğunu ortaya koyuyor. Biz de bu nedenle haftada iki idealdir diyoruz ama isteniyorsa tabii ki daha fazla birlikte olunabilir. Cinsellik sadece cinsel organların ilişkisi değil. Daha çok dokunarak, sevişerek, haz vererek ve alarak, ruhun paylaşılması demek. Kişilerin yoğunlukları, stresleri, ruh durumları, ilişki problemleri cinsel birlikteliği de azaltabiliyor. Cinsel birlikteliğin azalması ise ilişkiyi zedeleyebiliyor” diyor.

    Ne yapılmalı?
    Cinsel hayatı renklendirmek için aşk oyunları uzmanların ilk tavsiye ettikleri şeyler arasında geliyor. Çiftler ilk birlikte olmaya başladıklarında, evlenmeden önce birbirlerine nasıl davranıyorlardı, neler paylaşıyorlardı bunları hatırlamalı, daha sonra bunu bir liste haline getirmeli ve bunları evliliklerinde de uygulayıp, hayatlarına renk katmalılar. Cinsel Terapist Sezen Salihoğlu, “Birbirleriyle tekrar randevulaşabilirler, evde birlikte olmak yerine otelde bir gece geçirebilirler. Bu tür paylaşımlar arttığında cinsel hayatları renklenebilir. Cinsel fanteziler kurabilir, yeni teknikler öğrenebilirler” diyor.

    ■ Çiftler ne sıklıkla cinsel fantezi kuruyor?
    A) Günde 1-2 defa
    B) Haftada 1-2 defa
    C) Ayda 1-2 defa
    Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği Cised’in 2300 kişi arasında yaptığı anket sonuçlarına göre, ankete katılanların yüzde 10’u günde 3-4, yüzde 30’u günde 1-2, yüzde 45’i haftada 1-2, yüzde 10’u ayda 1-2 ve yüzde 5’i de yılda 1-2 defa cinsel fantezi kuruyor.

    Ne yapılmalı?
    Cinsel fanteziler çiftlerin seks hayatını renklendirici güce sahip. Fakat her fantezinin gerçekleştirilmesi gibi bir zorunluluk yok. Eğer iki taraf da istiyorsa cinsel fanteziler gerçekleştirilebilir. Ama bu bir taraf için zorlayıcı, aşağılayıcı oluyorsa cinsel fantezilerin seks hayatına yarardan çok zararı olabiliyor.

    Kadınlar arka arkaya boşalırken erkeklerin 45 dakika – 1 saat gibi bir toparlanma süresi oluyor. Kadınlar boşaldıktan 10-15 dakika sonra tekrar boşalma yaşayabiliyor.

    ■ İyi bir seks ne kadar sürmeli?
    A) 45 dakika
    B) 25 dakika
    C) 10 dakika
    Buradaki doğru cevap 45 dakika olmalı. Fakat Amerika’da yapılan ve International Sex Medicine Dergisi’nde yayınlanan bir araştırmada en ideal cinsel birleşme 7-13 dakika arasında olandır deniliyor. En iyi seksin kısa ama zevk veren olduğu söyleniyor. Fakat uzmanlar 30 dakika da sürse 10 dakika da sürse en iyi seksin her iki taraf için de kaliteli ve tatmin edici olan olduğunu belirtiyorlar.

    Ne yapılmalı?
    Terapist Sezen Salihoğlu ise “Ön sevişme çok önemli. Kesinlikle aceleye getirilen bir şey olmamalı. Çiftlerin birbirlerine dokunmaları gerekiyor. İki taraf da haz almalı. Ön sevişme çiftleri iyi bir cinsel ilişkiye hazırlıyor. Çiftler ön sevişme sayesinde gevşiyor ve uyarılma düzeyleri artıyor. Bu nedenle ön sevişme 20-30 dakika arasında sürmeli ve ön sevişmeden sonraki cinsel birleşme ise 5 dakikanın üzerinde olmalı. Bu da 15 dakika kadar olursa ideal olan toplam 45 dakikadır” diyor.

    “Kadınlar erkeklere anne gibi davranabiliyor. Bu da çiftlerin cinsel yaşamını etkiliyor. Bize gelen hastalarımıza eğer bir erkek kanepede uykuya daldıysa üstünü örtmeyin, bırakın öyle uyusun çünkü siz annesi değilsiniz diyoruz.”

    ■ Seks oyuncaklarını kullanmak yanlış mı?
    A) Evet
    B) Hayır
    C) Hiç düşünmedim
    Cevap ‘hayır’ şıkkı olmalı. Terapist Sezen Salihoğlu, “Seks oyuncakları kişilerin görüşleriyle, inanışlarıyla ilgili oluyor. Ama çiftler eğer seks oyuncaklarını seviyorlarsa tabii ki kullanabilirler” diyor. Fakat bu oyuncakları kullanırken tarafların istekleri dikkate alınmalı. Taraflardan biri istemediğinde kullanmaya zorlanmamalı.

    Ne yapılmalı?
    Eğer kişi sadece bu oyuncaklardan zevk alıyorsa bu durumda kişinin bireysel olarak incelenmesi gerektiğini söyleyen Salihoğlu, “Eğer eşiyle birlikte olmak yerine sadece bu tür oyuncakları kullanmak istiyorsa bunun altında yatan sebeplere bakmak gerekiyor. Çocukluğa dönülerek kişinin ailesiyle olan yaşantısı, annesi ve babasıyla olan ilişkileri, geçmişteki travmalara bakılabilir; geçmişte yaşanmış tecavüz, taciz olabilir. 3-6 yaş arasında kız çocukların babaya, erkek çocukların da anneye aşık olduğu dönemde eğer taciz, tecavüz gibi travmalar, boşanma ya da babanın evi terk etmesi gibi olaylar yaşanırsa ileride Oedipus Kompleksi denilen durum ortaya çıkabiliyor. Bu durumu yaşayan kişi sevişme esnasında bir şeyden rahatsız olabiliyor ve partneriyle birlikte olamıyor. Oedipus Kompleksi yaşayan erkekler kadını annesi yerine koyduğu için sertleşme, erken boşalma sorunu yaşayabiliyor. Kadınlarda ise vajinismus görülebiliyor. Bu tür durumlar rahatsızlık veriyorsa cinsel birliktelik yerine seks oyuncakları tercih edilebiliyor” diyor.

  • Kadınlarda Görülen Cinsel İşlev Bozuklukları

    Kadınlarda Görülen Cinsel İşlev Bozuklukları

    Kadınlarda görülen cinsel işlev bozukluklarını birkaç başlık altında toplayabiliriz:

    Vajinismus (Cinsel İlişkiye Girememe)
    Disparoni ( Ağrılı Cinsel İlişki)
    Cinsel İsteksizlik – Frijidite
    Orgazm Bozuklukları
    Cinsel Tiksinti Bozukluğu
    – Nemfomani (Kadında Cinsel Doyumsuzluk)

    Vajinismus:

    Vajinismus bizim ülkemizde 10 kadından birinde görülen bir cinsel işlev bozukluğudur. Kadında cinsel ilişkinin kurulduğu anatomik bölgeye ‘’ vajen’’ adı verilir. Vajenin etrafındaki kasların kasılması, tüm vücutta kasılma, endişe, korku ve panik hali, kadının bacaklarını sıkıca kapatması ve elleriyle eşini itmesine yol açan kadının bilinçdışı yan istemsiz tepkilerine vajinismus denir. Vajinismus çoğunlukla ilk gece ortaya çıkan bir sorundur. İlk gece cinsel ilişkiye giremeyen çift sorunun geçici olduğunu ve daha sonraki günlerde kendiliğinden çözüleceğini düşünür. Ancak sorun kendiliğinden çözülmez ve çift yıllarca vajinismusu yaşayabilir.

    Vajinismusun en yaygın görülen nedenleri psikolojik kaygılardır. Kız çocuklarına öğretilenveya çocukluktan itibaren bilinçdışımıza kodlanan ‘’cinsellik kötüdür’’, ‘’kızlık zarı çok değerli ve korunması gereken bir şeydir’’, ‘’ilk gece çok acılı ve ağrılı geçer’’ düşünceleri bu sorunun ortaya çıkmasında önemli rol oynar. Bazen neden cinsel bilgi eksikliği, utanma ya da cinsel duyguları baskılama olabilir. Bazen de altta yatan neden özellikle çocukluk dönemindeki travmatik bir yaşantıdır.

    Vajinismusun temel belirtileri şu şekilde ortaya çıkar: O an geldiğinde kadın panik atak benzeri bir durum yaşar. Eşini iter ve kasılır. Kontrol bilinçdışına geçer. Erkekler genellikle o an eşlerini tanıyamadıklarını söylerler.

    Vajinismusun tanısı çiftin ilk cinsel ilişki sırasında olanları anlatması ile konulur. Vajinismus tanısında bir jinekolog ve psikoloğun varlığı gerekmektedir. Vajinismusun iki türü vardır: Primer vajinismus ve sekonder vajinismus. Primer vajinismusta kişi hayatında hiç cinsel birleşme yaşamamıştır. Bunun altında yatan en önemli neden korkudur. Sekonder vajinismus ise sonradan ortaya çıkan bir sorundur. Sağlıklı bir cinsel hayatı olan bir kadın doğum, düşük, kürtaj, sert yapılan jinekolojik muayene, taciz ya da tecavüz gibi olumsuz bir yaşantıdan sonra vajinismus olabilir, ancak bu nadiren görülen bir durumdur. Ülkemizde yaygın olarak görülen primer vajinismustur.

    Vajinismus cinsel terapi ile maksimum 10 seansta çözülebilen bir cinsel işlev bozukluğudur.

    Disparoni (Ağrılı Cinsel İlişki)

    Disparoni cinsel ilişki sırasında ya da sonrasında acı duyulmasına verilen addır. Erkekte de görülebilir, ancak kadınlarda daha yaygındır. Kadınlar bu ağrıyı ‘’genital bölgede basınç’’, ‘’yırtılma’’ veya ‘’yanma hissi’’ olarak tarif ederler. Disparoni zaman zaman vajinismusla da karıştırılabilir, çünkü kadın cinsel ilişki sırasında acı duyduğu için kendini kasabilir ve bu durum da vajinismusa benzetilebilir.

    Disparoninin 4 tipi vardır:

    – Primer- Birincil Disparoni: Şikayetler ilk cinsel ilişkiden beri vardır.
    – Sekonder- İkincil Disparoni: Şikayetler sonradan ortaya çıkmıştır.
    – Yüzeyel Disparoni: Vajina girişinde ortaya çıkan ağrı vardır.
    – Derin Disparoni: Penisin girmesiyle birlikte vajinanın derinlerinde ortaya çıkan ve alt karın bölgesinde yaygın olarak hissedilen bir ağrı vardır.

    Tıbbi ve cinsel öykü, jinekolojik muayene, hissedilen acının genital organlara dokunmakla mı yoksa penis girişiyle mi olduğunu ayırt etmek, acının yeri, süresi ve ilişki sonrasında ne kadar sürdüğü tanı koymada önemli kriterlerdir.
    Disparoni büyük ölçüde fiziksel bir sorundan kaynaklanır, nadiren de psikolojik olabilir. Tedavide hem jinekolojik tedavi hem de cinsel terapi uygulanır.

    Cinsel İsteksizlik- Frijidite

    Cinsel isteksizlik sık görülen cinsel işlev bozukluklarından biridir. Cinsel isteksizlik, yeterli cinsel uyarı olmasına rağmen cinsel fantezilerin ve cinsel etkinlikte bulunma isteğinin az olması ya da hiç olmaması, cinsel arzu duyulmaması durumudur. Halk arasında frijidite ya da cinsel soğukluk olarak da adlandırılır. Tanı koymak için en az 6 ay süreyle tüm cinsel etkinlik sıklığının ayda iki kez ya da daha az olduğunun bildirilmesi ve buna eşlik eden herhangi bir cinsel davranışta bulunmaya yönelik öznel istek kaybının varlığına dikkat edilmelidir.

    Cinsel isteksizlik primer ve sekonder olarak ikiye ayrılır:

    – Primer Cinsel İsteksizlik: Ergenlik döneminde başlar.
    – Sekonder Cinsel İsteksizlik: Cinsel sorunu olmayan bir kadının hayatının herhangi bir evresinde cinsel açıdan isteksizleşmesidir.

    Cinsel isteksizliğin nedenleri fiziksel, hormonal, ilişkisel ya da psikolojik olabilir. Sorun ağırlıklı olarak psikolojik nedenlere bağlıdır.

    Tedavide önce sorunun nedeni tespit edilmeli ve ona uygun olarak eşler arasındaki uyum arttırılmaya çalışılmalıdır. Eşlerin cinsel istek düzeyleri arasında bir denge oluşturulmaya çalışılmalıdır. Eğer fiziksel, hormonal ya da ilaç kullanımına bağlı bir cinsel isteksizlik yoksa, sorun psikolojiktir, o zaman çifte birlikte cinsel terapiye başvurmaları önerilir.

    Orgazm Bozuklukları

    Kadınlarda sık görülen cinsel işlev bozukluklarından biri de orgazm olamamadır.

    Kadınlarda orgazm bozukluklarının 4 alt tipi vardır:

    – Anorgazmi: Hiç orgazm olamama durumudur.
    – Rastgele Anorgazmi: Zaman zaman orgazm yaşanmaması durumudur.
    – Koital Anorgazmi: Cinsel birleşme ile orgazm olamama, ancak masturbasyon, vb. ile olma durumudur.
    – Erken orgazm: Çok nadir görülür.

    Orgazm bozukluklarının birçok nedeni olabilir. Ön sevişmenin yetersiz ya da acele olması, partnerin cinsel bir sorununun olması, partnere karşı ilgi kaybı, depresyon, kullanılan bazı ilaçlar, cinsellikle ilgili olumsuz duygu ve düşünceler, sevişirken kendini rahat bırakamamak, gebe kalma korkusu, partneri tarafından cinsel ilişkiye zorlanmak, partnere güvenmeme, cinsel ilişkinin yaşandığı ortamın güvenli bir ortam olmaması, bazı fiziksel rahatsızlıklar, vb. olası nedenlerden bazılarıdır.

    Orgazm bozukluklarının nedeni de büyük ölçüde psikolojik ve partnere bağlıdır. Bu nedenle partnerle olan iletişimin yeniden gözden geçirilmesi ve eksikliklerin giderilmesi önemlidir.

    Tedavide cinsel terapi uygulanır. Amaç orgazmı cinselliğin en önemli amacı olarak görmekten vazgeçip, sevişmenin tadını çıkarmak ve çiftlerin birbirlerinin bedenlerinden zevk almayı öğrenmelerini sağlamaktır.

    Cinsel Tiksinti Bozukluğu

    Cinsel tiksinti bozukluğu, cinsel ilişkiden uzak durma ve cinselliğe karşı tiksinti duyma ile karakterizedir. Nedenleri genellikle çocuklukta ya da genç kızlıkta yaşanan travmatik cinsel yaşantılara dayanır. Çocukluk veya ergenlikte cinsel taciz ya da tecavüze uğrama, cinselliğe yönelik güçlü suçluluk ve utanç duyguları, toplumsal önyargılar, baskıcı bir aile ortamında yetişme, cinsel organların pis olduğu düşüncesi ve daha derin psikolojik sorunlar cinsel tiksinti bozukluğuna yol açabilir.

    Bu kişilere cinsel açıdan yaklaşıldığında iğrenme, korku, kaygı, utanç ortaya çıkabilir hatta bu tepkiler panik atağa, ağlama nöbetlerine kadar gidebilir.

    Cinsel tiksinti bozukluğunun tedavisi diğer cinsel işlev bozukluklarına göre biraz daha fazla zaman alabilir, ancak tedavi mümkündür. Öncelikle derinde yatan nedenin bulunması gereklidir. Ona göre bireysel psikoterapi, eş terapisi ve cinsel terapi uygulanabilir.

    Nemfomani (Kadında Cinsel Doyumsuzluk)

    Nemfomani, kadınlarda görülen ailesinin, yaşının ve psikolojisinin tam karşıtı bir davranışta bulunarak değişik erkeklerle olma isteği ve aşırı cinsel istek duyma şeklinde tanımlanabilir. Aşırı cinsel isteği olan her kadın nemfoman değildir. Nemfomani de kadın kim olduğuna, zamana, mekana, konumuna bakmadan sadece cinsel ilişki kurmuş olmak için bir erkekle beraber olur. Orgazmla birlikte gelmesi gereken rahatlama ve gevşeme olmaz ve cinsel gerilim devam eder. Bu da onu sürekli farklı erkeklerle birlikte olmaya yönlendirir.

    Çocuklukta sevgisiz ve güvensiz bir ortamda yetişmiş olmak, ruhsal bir takım sorunlar, genetik faktörler ve iç salgı bezi düzensizlikleri nemfomaniye yol açabilir. Tedavide psikoterapi ve ilaç tedavisi birlikte uygulanabilir.

    İlgili Konular ;
    Cinsel gücü Artıran besinler
    Kadınlar neden orgazm taklidi yapıyor?
    Cinsel ilişki sıklığı ne olmalı?
    Kadın Hastalıkları

  • Menapoz

    Menapoz

    Kadın hayatının ortalama olarak üçte biri menopoz döneminde geçer. Menopoza girme yaşı tüm dünyada ve antik çağlardan beri fazla değişme göstermemiştir ve ortalama 45-55 civarındadır. 40 yaştan önce menopoza girmek, “erken menopoz ” olarak tanımlanmaktadır. Menopoz genellikle hayatın doğal bir aşaması olarak kabul edilmektedir. Gerçekten de menopoz, kadın hayatının yumurtlama fonksiyonlarının sonlandıktan sonraki doğal bir aşamasıdır. Ancak menopozda oluşan bazı değişiklikler kadının hayatını derinden ve öylesine olumsuz etkiler ki bu durum pek çok hastalıkların ortaya çıkmasına ve kadının yaşam kalitesinin azalmasına neden olur. Bu gün menopoz olumsuz etkileri önlenmeye ve tedavi edilmeye çalışılan bir hastalık gibi kabul edilmektedir. Menopozun kadın hayatının doğal bir parçası olması nedeniyle hiç bir şey yapmadan izlenmesi artık eskilerde kalmıştır. Özellikle kadın yumurtalık hormonlarının laboratuar koşullarında üretilip kullanılmaya başlanmasıyla bu kavram daha da ön plana çıkmıştır. menopozda azalan yumurtalık hormonlarının yerine konmasıyla menopoza ait tüm olumsuz değişiklikler ve hastalıklar kolaylıkla önlenebilmekte veya en aza indirgenebilmektedir.

    Menopozdaki temel değişiklik kadınlık hormonu olan östrojenin yumurtlamanın durması sonucu azalmasıdır. Böylece kadında,

    Ateş basma, terleme, çarpıntı, uykusuzluk, sinirlilik, (ruhsal çöküntü) depresyon, unutkanlık, halsizlik, çabuk sinirlenme

    – Bazen cinsel istekte (libido) azalma

    – Kemik erimesi (Osteoproz)

    – Damar sertliği (ateroskleroz) gelişme eğilimi

    – Cinsel organlarda çekilme (atrofi), kuruluk, ağrılı ilişki

    – İdrar kaçırmaya kadar varan idrar yollarında atrofi ortaya çıkmaktadır.

    Kadınlar bir sabah uyandıklarında kendilerini menopoza girmiş olarak bulmazlar. Menopoz 20 yıl süren değişikliklerin tam ortasındaki dönemdir. 40 yaşından sonra kadınlarda önce yumurtlamanın azalmasına bağlı olarak düzensiz adet kanamaları, aralıklı ateş basma ve terlemeler, psikolojik değişiklikler ortaya çıkmaya başlar. Daha sonra yakınmalar giderek artar ve adet tamamen kesilir. Bu dönemde 1 yıl adet kanamalarının olmaması menopoz tanısı için yeterlidir. 6 aydan daha fazla adet gecikmeleri araştırılıp kandaki östrojen ve yumurtlamayı uyaran hormon (FSH) seviyeleri ölçülerek kesin tanı konulur. Ancak adet düzensizlikleri veya düzensiz kanamalar menopoza giriyorum düşüncesiyle normal karşılanmamalı; hasta doktoruna başvurarak bu değişikliklerin gebelik ve kadın cinsel organlarının kanserlerinde de görülebileceği göz önünde tutularak bu hastalıklar dikkatle araştırılmalıdır.