Etiket: kadınlar ve sağlık

  • Detoks Diyeti Nedir?

    Detoks Diyeti Nedir?

    Vücuttaki toksinlerin ve zararlı maddeleri atmak için uygulanan bir diyettir. Yemek yeme alışkanlıklarınızda önemli ölçüde değiştirmeniz gerekmektedir…

    Detoks diyeti vücuttaki fazla yağın yakılmasını sağlayarak kilo vermeye yardımcı olur. Detoks diyeti çeşitli meyve, sebze, bitki ve çorbaları içerir. Detoks diyeti uygulamadan önce mutlaka bir doktora danışılmalıdır…

    1- Detoks İçecekler: Detoks içecekleri taze meyve sularından oluşur. Meyve suları vücuttaki toksinlerin atılmasına yardımcı olur. Limon suyu, portakal suyu ve salatalık suyu en önemli detoks içecekleri arasında yer alır.

    2- Detoks çorbaları: Detoks meyve suları kadar etkili olan detoks çorbaları yeşil sebzelerden oluşur.

    3- Meyve Diyeti: Meyve tüketmek meyve suyu içmekten daha yararlıdır.Havuç, salatalık, üzüm ve muzdan yapılan yeşil salata besin değeri açısında yüksek iyi bir detoks besinidir.

    Detoks Diyeti Yapılırken Dikkat Edilmesi Gerekenler

    1- Dektoks diyeti doktor kontrolü altında yapılmalıdır.

    2- Dektoks diyeti yaparken bol bol su için.

    3- Diyabet ve tiroit problemi bulunanlar detoks diyeti yapmamalıdır.

    4- Çocuklara ve bebeklere detoks diyeti yaptırılmamalıdır.

    5- Hamilelik ve emzirme dönemindeki kadınlar detoks diyeti yapmamalıdır.

    Detoks Diyetinin Faydaları

    1- Detoks diyeti sindirim sisteminizi geliştirir ve bağırsakları temizler.

    2- Cildinizin güzelleşmesini sağlar ve akne ile deri kızarıklıklarının önlenmesinde yardımcı olur.

    3- Metabolizmayı çalıştıran detoks diyeti bağışıklık sistemini geliştirir.

    4- Konsantrasyonu arttırır.

    5- Vücuttaki toksinleri atamaya yardımcı olur.

    6- Selüloit ve kilo alımına karşı fayda sağlar.

    7- Kabızlığı önler ve birçok hastalıkla baş etmede yardımcı olur.

  • Sağlıklı Olmanın Yolu Bağırsaklardan Geçiyor

    Sağlıklı Olmanın Yolu Bağırsaklardan Geçiyor

    Vücudunuzda bir sürü organ varken aslında sizi hastalıklara karşı koruyan bağışıklık sisteminizin en büyük askerinin bağırsaklarınız olduğunu, bağırsaklarınız ne kadar sağlıklı olursa genel sağlık durumunuzun da o kadar iyi olacağını biliyor muydunuz?

    Bağışıklık sisteminin önemli unsurlarından biri olan bağırsakların ve bağırsakların en büyük desteği probiyotiklerin hayatımızdaki yeri ve önemini Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Mustafa Güçlü’ye sorduk…

    BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİN DİREĞİ: BAĞIRSAKLAR
    Erişkin bir insan bağırsaklarında ortalama 100 trilyon faydalı bakteri ve mantar bulunur. Bunu düşününcebağırsak savunma sisteminin ne kadar aktif olduğunu anlayabiliriz. Bağışıklık sistemini korumak için zaten programlanmış hücrelerimiz vardır. Ancak yine de bu sistemi korumak için beslenmemize çok dikkat etmemiz gerekir. Dengeli beslenmek, enginar, yoğurt, domates, havuç ve brokoli gibi besinleri sıklıkla tüketmek bağışıklı sistemimizi güçlendirir. Temel besin gruplarımız olan süt ve süt ürünleri, et ve balık, sebze ve meyveler ayrıca tahıllar günde en az 3 ana, 3 ara öğünde yeterli miktarda tüketmelisiniz. Unutulmamalıdır ki lifli gıdalar sağlıklı bir bağırsak için vazgeçilmezdir.
    Bağırsaklarınızı ne kadar sağlıklı tutarsanız; özellikle iltihabi bağırsak hastalıkları ve %95 polip dediğimiz et benlerinin neden olduğu bağırsak kanserine karşı o kadar dirençli olursunuz. Gastrointestinal sistem ortalama 8 metredir ve bütün sistem bağışıklık hücreleri ile kaplıdır. Sayıları yaklaşık olarak 400’ün üzerinde olan bu bakteriler ve mantarlar normal bağırsak florasını oluştururlar. İlaçlar özellikle antibiyotikler, bakteriler, virüsler, toksinler ve normal olmayan bağırsak florası bağırsağa zarar verir. Ayrıca hastalıklarda kullanılan antibiyotiklerin faydaları olduğu gibi yan etkileri de çoktur. Antibiyotikler kemik iliği depresyonundan tutun da bağırsak florasını bozmaya kadar birçok yoldan bağışıklık sistemini etkilerler.

    PROBİYOTİK NEDİR?
    Yeterli miktarda tüketildiğinde insan sağlığına faydalı mikroorganizmalara probiyotik denir. Bağışıklık sistemini güçlendirmek, bazı vitaminlerin sentezini yapmak (K vitamini,B12, Biyotin, Niasin gibi), bağırsak duvarını zararlı maddelerden korumak ve bağırsak geçirgenliğini azaltmak, toksinlerin kana geçişini engellemek, iltihabi hastalıkların oluşumunu engellemek, kanser gelişimini önlemek, ishal ve kabızlığı düzeltmek gibi birçok faydaları vardır. Ayrıca bizim prebiyotik dediğimiz lifli gıdalar bazı faydalı mikroorganizmaların çoğalmasını sağlamasının yanı sıra aktivitesini de uyarırlar.

    Kanser gelişimi, iltihabi hastalıklar ve alerjik hastalıklar gibi birçok hastalığa karşı koruyucudur. Özellikle kış aylarında daha çok probiyotik tüketimi bağışıklık sisteminizi güçlendireceği, toksin ve alerjen maddelerin vücuttan uzaklaşmasını sağlayacağı için hastalıklara özellikle gastroenterit ve kolitlere karşı daha dirençli olursunuz. İshal, kabızlık gibi bağırsak hastalıklarının önlenmesinde ve iltihabi bağırsak hastalıklarında çok önemli destek oluştururlar.

  • Temre Nasıl Tedavi Edilir?

    Temre Nasıl Tedavi Edilir?

    Cildin bilhassa kozmetikler, kimyasallar ve fiziksel travmalar sonucunda tahriş olmasından ötürü husule gelen temre, günümüzde çeşitli yöntemler temreyi başarılı bir şekilde tedavi etmekte ve bu yöntemler sayesinde hastalarda bu sıkıntıdan kurtulmanın sevincini yaşamaktadır. Temre günümüzde bir hayli yaygın cilt hastalığı olmasının yanı sıra, estetik görünümü de ciddi manada etkilemektedir. Termeden kurtulmak isteyenler için işte temre tedavisi hakkında bilgiler…

    Temrenin tedavisi için bir diğer yol ise dermatolog yardımıdır. Dermatolog tarafından temrenin olduğu bölgede ki kızarık yerden sürüntü örneği alınır. Bu örnek mikroskopik incelemeden geçerek sorunun neden olduğu kaynak öğrenilir. Temrenin mantardan mı yoksa bakteriden mi ortaya çıktığı öğrenildikten sonra, doktor size uygun bir ilaç yazacaktır. Bu ilaç düzenli ve doğru bir şekilde kullanıldığında birkaç zaman sonra sorununuzdan eser kalmayacak.

    TEMRENİN BİKİSEL TEDAVİSİ

    * Müsafi ile sirke yapılarak sürülür.
    * Kuzu kulağı ile sirke lapa yapılarak konur.
    * Günlük ve ördek yağı merhem yapılarak sürülür.
    * Kükürt tozu konur.
    * Nohut yagı konur ve sürülür.
    * Erik sirkeye batırılarak sürülür.
    * Sedef çicegi ,bal ile mayı yapılır ve sürülür.
    * Turp tohumu ,sirke ile lapa halinde konur.
    * Sarımsak külü bal ile merhem yapılır ve sürülür.
    * Mersin yapragı ,kaynatılır,birer badak içilir.
    * Çöpleme sirke ile macun yapılarak kullanılır.
    * Manda yağı tavuk yağı sürülür. Hardal ve sirke mayı yapılarak sürülür.
    * Erik sirkeye batırılarak sürülür.
    * Sedef çiçeği, bal ile mayi yapılır ve sürülür
    * Turup tohumu, sirke ile lapa halinde konur
    * Sarımsak külü bal ile merhem yapılır ve sürülür
    * Mersin yaprağı kaynatılır, birer bardak içilir
    * Çöpleme, sirke ile merhem yapılarak kullanılır
    * Hüsnü yusuf kökleri ve sirke merhem yapılarak sürülür.

    Temre için ne önerirsiniz

  • Soğuk Algınlığından Nasıl Korunurum?

    Soğuk Algınlığından Nasıl Korunurum?

    Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Tamer Haliloğlu, “Soğuk algınlığı, üst solunum yollarında virüs türü mikropların neden olduğu bulaşıcı bir enfeksiyondur.” dedi.

    Soğuk algınlığından burun, boğaz, kulaklar, östaki tüpü, nefes borusu, ses telleri ve akciğerlerin etkilendiğine değinen Haliloğlu, “Soğuk algınlığı en çok okul çağı çocuklarında görülür ve sıklığı yaşla azalır” dedi.

    Soğuk algınlığının ilk belirtileri genellikle boğazda takılma hissi, burun akıntısı ve hapşırık.

    Çocuklarda ise boğaz ağrısı, öksürük, baş ağrısı, ateş, halsizlik, kas ağrıları ve iştahsızlık da görülebilir.

    Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Tamer Haliloğlu, henüz soğuk algınlığına kesin etkili bir aşı bulunamadığını anlattı:

    Soğuk algınlığına yakalanmamak için, hastalık belirtileri olan kişilerle hastalığın ilk ikinci ve dördüncü günleri arasında temas edilmemesi gerekir. Ancak, çoğu zaman bu mümkün değildir. Soğuk algınlığına yakalanan kişiler, henüz hasta olduklarını anlamadan bulaştırıcı döneme girmiş olurlar.

    Soğuk algınlığına yakalanan çocuklar, özellikle burun temizliğinden sonra olmak üzere sık sık ellerini yıkamalı, öksürürken ve hapşırırken ağız ve burunlarını kapamalıdırlar.

    Soğuk algınlığı genellikle 7 ile 14 gün arasında iyileşir. Bazen sinüzit, orta kulak iltihabı, larenjit veya bronşit gibi komplikasyonlar nedeniyle hastalığın seyri uzayabilir.

    Haliloğlu, soğuk algınlığının düzelmesinin zamana bağlı olduğunu açıkladı:

    Bu süre içinde, hastanın istirahat etmesi ve bol sıvı gıda alması (su, meyve suları gibi) gerekir. Genellikle ağrı kesici, dekonjestan ve allerji karşıtı maddeler içeren soğuk algınlığı ilaçları, hastalığı iyileştirmezler; sadece kas ağrısı, burun tıkanıklığı ve baş ağrısı gibi belirtilerin hafifletilmesine yardımcı olabilirler.

    Boğaz ağrısının şiddetlenmesi ve uzun sürmesi, öksürükle koyu balgam gelmesi veya öksürüğün 10 günden uzun sürmesi, 38 derece üzerinde ve birkaç günden uzun süren ateş olması, göğüs ağrısı, sık nefes alma, yutma güçlüğü, sıvı gıda alamama, kulak ağrısı, boyunda ağrılı şişlikler, dudak, deri veya tırnaklarında morarma belirtilerinden herhangi birinin görülmesi halinde doktora başvurulması gerekmektedir.

    Soğuk algınlığından korunmak için bunları yapın:

    Bağışıklık sisteminizi güçlendirin.

    Dengeli beslenin. Meyve sebze ağırlıklı beslenin, fazla et tüketmeyin.

    Hastalık riski yüksekse bol bol C vitamini alın. (Örneğin her gün 2 kivi, 1 greyfurt, 1 yeşil biber veya 2 kaşık lahana turşusu yemek gibi)

    Hareket edin ve soğuğa karşı vücudunuzun dayanıklı olmasını sağlayın. (Yüzmek,saunaya gitmek, soğuk duş almak, temiz havada yürüyüş yapmak, değişik spor faaliyetleri)

    Oda havasını iyileştirin. Hava nemlendiricileri kullanın veya saksı çiçeklerini temin edin. Odayı aşırı ısıtmayın, düzenli olarak havalandırın.

    Hava cereyanının oluşmamasına dikkat edin.

    Virüslerden korunun.

    Soğuk algınlığı dönemlerinden kalabalık ortamlarda, kapalı mekanlarda bulunmayın. Hasta insanlarla öpüşmeyin, 1.5 metreden fazla yaklaşmayın.

    Ellerinizi düzenli yıkayın.

    Çok kalın veya ince giysiler giymeyin. Havaya göre giyinin.

    Stres altındaki insanlar hastalanmaya daha elverişlidir. Her gün düzenli olarak dinlenin. Gevşeme egzersizleri yapın.

  • Doğum Sonrası Forma Girme Rehberi

    Doğum Sonrası Forma Girme Rehberi

    Hamilelik dönemi boyunca 8 ile 12 kilo arası kilo alımının normal bir durum olduğunu belirten uzmanlar, doğum sonrası kilo vermek, spora başlamak ve sağlıklı beslenmek için yapılması gerekenler hakkında ayrıntılı bilgiler verdi. İşte doğum sonrası forma girme rehberi…

    Memorial Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Uz. Dr. Gökçe Günbey, Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Remzi Aydın ve Memorial Ataşehir Tıp Merkezi Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Dyt. Şefika Aydın, “Doğum Sonrası Kilo Verme” hakkında merak edilen soruları yanıtladı.

    Hamilelik döneminde kilo alma oranı ne olmalıdır?

    Op. Dr. Remzi Aydın: Klasik olarak “hamilelik dönemi boyunca 8 ile 12 kilo alımı normaldir” dense de, Her kadının hamilelik öncesi kilosu, metabolizması ve risk faktörleri farklı olduğundan standart bir limit koymak doğru değildir. Her kadın için bireysel olarak hesaplanmalıdır. Örneğin gebelik öncesi 90 kg olan ve şeker hastalığı riski taşıyan bir gebe için bu 6 – 9 kg olabileceği gibi, çok zayıf hamile kalan için 15 – 17 kilo bile sorun olmayabilir.

    Doğum sonrasında hastaların kilolarıyla ilgili saplantıları oluyor mu?

    Op. Dr. Remzi Aydın: Kadınların tabii ki fiziksel görünümleri ve kiloları ile ilgili kaygıları her zaman vardır ve olmalıdır da! Bu kendi vücudunu beğenme duygusunu beraberinde getirir. Bununla beraber gebelik döneminin çok özel ve geçici bir dönem olduğu akıldan çıkarılmamalıdır ve bu dönemde klasik güzellik ölçütlerinin geçerli olamayacağı bilinmelidir. Unutulmamalıdır ki bu dönem geçicidir ve bu dönemin sonunda çifti büyük bir ödül beklemektedir!

    Doğumun hemen sonrasında zayıflamaya başlamak kadını nasıl etkiler?

    Op. Dr. Remzi Aydın: Doğumla beraber 4-6 kg arasında kilo kaybedildikten sonra, eğer doğru bir beslenme rejimi uygulanırsa düzenli bir şekilde ayda 1- 2 kg arasında verilebilir. Unutulmamalıdır ki çok az kalori almak hem loğusa sağlığı için zararlı olabilir, hem de sütün azalmasına yol açabilir.

    Annenin doğumun hemen sonrası düşük kalorili diyetler yapması doğru mudur?

    Uz. Dr. Gökçe Günbey: Yeterli ve dengeli beslenme ile anne hem kendi fizyolojik gereksinimlerini karşılamakta, hem de bebeğinin fizyolojik ve psikolojik açıdan gereksinimi olan anne sütünün yeterli miktarda üretilmesini sağlamaktadır. Bu dönemde annenin hem kendi sağlığı, hem de bebeğinin sağlığı açısından daha çok enerji, protein, vitamin ve mineral alması gerekmektedir.

    Emziren annelerin, emzirme dönemi boyunca günlük enerji gereksinimlerine en az 500 kalori ilave edilmesi gerekmektedir. Gebelik döneminde normalden fazla kilo alan ve gebelik öncesinde de fazla kilolu olan annelerin emzirme döneminde vitamin ve mineral alımına dikkat ederek ayda 2 kilo kadar zayıflamasında bir sakınca olmadığı ve bunun süt üretimini olumsuz etkilemediği bildirilmektedir.

    Ancak emzirmenin herhangi bir döneminde günde 1500 kaloriden daha düşük diyetler asla uygulanmamalıdır. Bu seviyenin altındaki enerji alımlarının süt üretimini bozmasının yanı sıra diğer besin ögelerinde de yetersizliğe yol açabileceği bilinmektedir.

    Annenin beslenmesi sütün kalitesini etkiler mi?

    Uz. Dr. Gökçe Günbey: Anne sütünün kalitesi annenin yediği gıdalardan direkt olarak etkilenmemekle birlikte, sütün miktarı annenin aldığı sıvı gıdalarla ilişki gösterebilmektedir. Anne sütünün % 80’den fazlası sudan oluşmaktadır. Bu nedenle süt miktarının yeterli olabilmesi için annenin günde en az 3 litre sıvı gıda alması gerekmektedir.

    Vejetaryen diyet ile beslenen annelerde protein ve bazı vitamin eksiklikleri görülebilmekte, bu eksiklikler takviye edilmediğinde bebekte de eksikliklere yol açabilmektedir. Ayrıca annenin diyetinin kalsiyumdan fakir olması durumunda, kalsiyum anne kemiğinden alınıp süt üretimine katılmaktadır. Bu durum hem anneyi, hem de bebeğin gelişimini olumsuz olarak etkilemektedir. Emzirme döneminde annenin iyot gereksinimi de normale göre artış göstermektedir. Özellikle guatr vakalarının fazla görüldüğü bölgelerde, bebekte ve annede eksiklik olmaması için iyot gereksinimi mutlaka karşılanmalıdır. Sonuç olarak diyebiliriz ki; vitamin, mineral, protein, yağ ve karbonhidratlardan oluşan yeterli ve dengeli beslenme hem anne, hem de bebek sağlığı açısından vazgeçilmezdir.

    Doğum yapan anneler fazla kilolarını ne zaman vermeye başlayabilir?

    Dyt. Şefika Aydın: Anne sütü alan çocuk ilk 3-4 ayda normal bir gelişim göstermektedir. Dört aydan sonra büyüme hızı yavaşlamaya başlamaktadır. 6. aydan sonra da ek besin verilmeye başlanmaktadır. Ülkemizde annelerin çoğunlukla çocuklarını 1,5- 2 yaşına kadar emzirdikleri bilinmektedir. Gebeliğinde fazla kilo alan anneler hamileliğin ilk 4 ayını atlattıktan sonra toparlanma dönemi sonrası diyet yapmaya başlayabilirler.

    Kiloları ne kadar sürede vermeliler?

    Dyt. Şefika Aydın: Yapılan çalışmalarda hamilelik sonrasında haftalık 0.5kg kilo kaybı annenin gereksinimlerini azaltmamakta ve süte her hangi bir etkide bulunmamaktadır. Annenin aylık vermesi uygun görülen kilo 2’dir. Toplam süreç annenin fazla kilosuna bağlıdır. Gebeliğinde 15 kilonun üzerinde alan anne ile gebelik döneminde 9-12 kg alan annenin kalan kilosunu verme süresi kişiden kişiye değişmektedir. Fakat fazla kilolarda süreci daha uzuna yaymak kiloyu korumanın en önemli adımıdır. Hızlı verilen kilo annede kas kaybına sebep olur.

    Yorgunluk, baş ağrısı, kan şekerinin düşmesi, stres, ağız kokusu kemik minerilizasyonunda azalma gibi birçok sağlık problemleri oluşturmaktadır.

    “Emzirmek” forma girmek için etkili midir?

    Op. Dr. Remzi Aydın: Emzirmek eylemi anne için yoğun bir metabolizma artışı demektir. Bu hem bebeğe verilecek sütün içindeki maddelerin kalorisi, hem de emzirme eylemi için harcanan kalori demektir. Bu kalori harcamaları tabii ki annenin forma girişini hızlandırabilir. Sadece dikkat edilecek nokta anne sütünü çoğaltabilmek için bilinçsizce kalori alışında artışa yol açmamaktır. Yoksa süt verildiği sürece forma girmek bir yana daha da fazla kilo alımına yol açılabilir.

    Doğumdan ne kadar sonra spora başlanabilir?

    Op. Dr. Remzi Aydın: Normal doğum sonrası eğer dikiş yoksa 1. hafta sonrası spora başlanabilir.Ama annenin yoğun bir süt üretim ve yeniden yapılanma döneminden geçtiği ve çok yorgun olabileceği düşünüldüğünde ilk haftalar, günde sadece 15 dk..kadar kısa tutulabilir ve sadece karın ve kaça eklemleri ile ilgili egzersizlerle sınırlı tutulmalıdır. Çok güncel olan “Pilates” türü egzersizlerin hafif ve zorlamasız türleri özellikle faydalı olabilir. Buradaki asıl amaç bel ve kalça etrafındaki kasların forma sokulmasıdır. Sezaryen sonrası ise egzersizlere 3. haftanın sonrası başlanılmalı,6.haftanın sonrası aerobik, kalori harcamasını hızlandıracak egzersizlerle desteklenmelidir.

    Emziren annelere beslenme açısından önerileriniz nelerdir?

    Dyt: Sefika Aydın: Emziren anneler aşağıdaki önerilerimizi dikkate almalıdırlar.

    – Doğumdan sonra bebek emzirilirken gebelik öncesi döneme göre daha fazla sıvı besin alınmalıdır. Emziklilikte su metabolizmasında artış vardır. Alınan su süt salgılanmasıyla, metabolik su ise artan yiyecek alımıyla artmaktadır. Süt miktarının değişmemesi için annenin sıvı alımını arttırmak gerekir. Günlük alınan toplam sıvı miktarı yaklaşık 3000 ml olmalıdır. Bu miktar pratik ölçüler ile 12 su bardağı su, süt, ayran, hoşaf, komposto, limonata, şerbet, meyve suları şeklinde önerilmelidir. Çay, kahve gibi içeceklerin süt verimini azalttığı bilinmektedir

    – Kalsiyum yönünden zengin olan süt, yoğurt ve peynir belirtilen miktarlarda düzenli olarak tüketilmelidir.

    – Her gün 1 adet yumurta ve 1 porsiyon etli sebze yemeği veya kuru baklagil yenilmelidir.

    – Kuru fasulye, nohut, mercimek ve bulgur karışımı yemekleri, portakal, mandalina, domates, maydanoz, yeşil biber, taze soğan gibi C vitamini yönünden zengin sebze ve meyvelerle birlikte tüketilmelidir. Bireysel özelliklere göre gaz yapıcı besinler çıkartılabilir.

    – Vitaminlerden zengin sebze ve meyveler diyette her öğün olmalıdır.

    – Salam, sosis, sucuk gibi katkı maddesi içeren diğer hazır besinler mümkün olduğu kadar tüketilmemelidir.

    – D vitamini besinlerde bulunmaz. Ancak güneş ışınlarının doğrudan cilde yansıması ile sağlanır. Bu nedenle emzikli anne güneşlenmeye özen göstermelidir.

    – Yemeklerde mutlaka iyotlu tuz kullanılmalıdır. Doğal besinlerde yeterince alınmayan iyot, ancak iyotlu tuzun kullanılması ile anne sütünden bebeğe geçer.

    – Kuru meyveler ve kuru yemişler yoğun enerjileri yanında, demir ve kalsiyum gibi minerallerden de zengindir. Ağırlık kontrolü de yapılarak bu besinler tüketilebilir.

    – Kansızlığa neden olduğundan yemeklerle birlikte çay içilmemelidir. Çayı kuşluk, ikindi gibi öğün aralarında, yani yemek yendikten 1-2 saat sonra açık olarak içilmeli, çaylara limon suyu eklenmelidir. İçecek olarak ıhlamur, nane, papatya, kuşburnu gibi bitki çayları tercih edilmelidir.

    – Hazır meyve suları, gazoz ve kolalı içecekler yerine taze sıkılmış meyve suları, ayran, limonata tercih edilmelidir.

    – Pekmez kan yapıcıdır, şeker boş enerji kaynağıdır. Şeker yerine tatlı olarak pekmez yenmesi kansızlığa karşı alınacak önlemlerden birisidir.

    Emzirmenin Yararları Nelerdir ?

  • Bergüzar Korel Diyeti

    Bergüzar Korel Diyeti

    Bergüzar Korel Diyetisyen Nil Şahin Gürhan’ın hazırladığı diyet ile 7 kilo verdi.

    Bergüzar Korel diyeti nasıl yapılır?

    * Sabahları kahvaltı yapmadan önce 2 su bardağı ılık su içiniz.
    * Kahvaltı menünüzde bir yemek kaşığı kornfleks, yulaf ezmesi ve bir tatlı kaşığı bal tüketiniz.
    * Kuşluk vakti 15 tane fındık.
    * Öğle menüsünde etli sebze ve bulgur pilavı.
    * Ara öğün: Yarım tost.
    * Akşam: Bir porsiyon et, bir dilim esmer ekmek.
    * Yatmadan önce: Bir bardak süt veya eşdeğer oranda yoğurt. Ekstra olarak 2 adet meyveyi gün içinde istediğiniz saatte tüketebilirsiniz.
    * Günlük 3 litre su tüketiniz (bu 15 bardağa eşittir).

  • Lezzet Diyeti

    Lezzet Diyeti

    Çevrenizde diyet yapanlara özenerek bakıyor, fakat bir türlü girişimde bulunamıyorsunuz, değil mi? Aslında hiç de haksız değilsiniz. Birbirinden lezzetli yemeklerden vazgeçmek hiç de kolay değil. Ancak artık buna bir çözüm bulmanız gerektiğine karar verdiniz. “Artık hazırım” diyorsanız, buyrun “Lezzet Diyeti”ne. Bu diyetle aç kalmadan haftada bir kilo vereceksiniz. Üstelik damak tadınızdan mahrum olmadan!

    Haftada 1 kilo

    1.Gün
    Kahvaltı:
    1 kibrit kutusu beyaz peynir, 5 adet zeytin, 2 dilim ekmek
    Saat 10:30-11:00:
    Yok
    Öğle:
    8 adet köfte, 1 kase yoğurt, 4 kaşık pilav, salata
    Saat 16:00-17:00:
    1 tost
    Akşam:
    200 gr balık, 2 dilim ekmek, salata
    Saat 21:30-22:00:
    200 gr meyve

    2. Gün
    Kahvaltı:
    1 poğaça
    Saat 10:30-11:00:
    5 adet diyet bisküvi
    Öğle:
    1 porsiyon tavuk şiş, 6 kaşık makarna veya pilav, salata
    Saat 16:00-17:00:
    1 kase sütlü tatlı (kakaosuz)
    Akşam:
    8 yemek kaşığı sebze yemeği, 2 dilim ekmek, salata
    Saat 21:30-22:00:
    200 gr. Meyve

    3. Gün
    Kahvaltı:
    2 porsiyon peynir (kibrit kutusu), 2 dilim ekmek
    Saat 10:30-11:00:
    Birşey alınmıyor.
    Öğle:
    1 kase çorba, 1.5 porsiyon döner, 1 dilim ekmek, 1 diet cola
    Saat 16:00-17:00:
    4 adet tatlı bisküvi
    Akşam:
    1 kase çorba, 8 yemek kaşığı sebze yemeği, 1 kase yoğurt, salata
    Saat 21:30-22:00:
    200 gr meyve

    4.Gün
    Kahvaltı:
    2 kibrit kutusu beyaz peynir, 2 tatlı kaşığı bal veya reçel, 2 dilim ekmek
    Saat 10:30-11:00:
    1 elma
    Öğle:
    6 yemek kaşığı makarna(domates soslu), 6 adet köfte, 1 dilim ekmek, salata
    Saat 16:00-17:00:
    2 elma veya 2 kivi
    Akşam:
    1 göğüs eti, 4 kaşık pilav, salata
    Saat 21:30-22:00:
    200 gr meyve

    5.Gün
    Kahvaltı:
    2 kibrit kutusu beyaz peynir, 2 dilim salam, 2 dilim ekmek
    Saat 10:30-11:00:
    Yok
    Öğle:
    1 adet soğuk sandöviç, diet cola
    Saat 16:00-17:00:
    1 peynirli ya da sucuklu tost
    Akşam:
    1 kase çorba, 8 yemek kaşığı sebze yemeği, 1 adet tavuk pirzola, salata
    Saat 21:30-22:00:
    200 gr meyve

    6.Gün
    Kahvaltı:
    3 kibrit kutusu beyaz peynir veya ¼ labne peyniri, 2 dilim ekmek
    Saat 10:30-11:00:
    Yok
    Öğle:
    10 inegöl köftesi, 2dilim ekmek, salata
    Saat 16:00-17:00:
    1 kase yoğurt, 2 adet grissini
    Akşam:
    1 kase çorba, 3 adet but, 2 dilim ekmek, salata
    Saat 21:30-22:00:
    200 gr meyve

    7.Gün
    Kahvaltı:
    2 adet kaşar peyniri, 2 dilim ekmek
    Saat 10:30-11:00:
    1 elma
    Öğle:
    1 kase çorba, 1 porsiyon etli sebze yemeği (8kaşık), 2 dilim ekmek, salata
    Saat 16:00-17:00:
    1 kase sütlü tatlı
    Akşam:
    150 gr. Izgara et, 2 dilim ekmek, salata
    Saat 21:30-22:00:
    1 elma

    “Lezzet”cilere Alışveriş listesi
    – Beyaz peynir veya Labne peyniri
    – Ekmek
    – Tost ekmeği
    – Karper peyniri
    – Diyet bisküvi
    – Zeytin
    – Tatlı bisküvi
    – Bal veya reçel
    – Grissini
    – Salam
    – Pirinç
    – Yoğurt
    – Köftelik kıyma
    – Süt
    – Izgara et
    – Diyet kola
    – Balık
    – Marul
    – Tavuk
    – Salatalık
    – Döner
    – Domates
    – Meyve
    – Roka
    – Elma veya kivi

    Diyet yaparken unutmayın!
    1- Günde 2-3 litre su içmeyiihmal etmeyin.
    2- Yatmadan 2 saat önce yeme işlemini bitirin.
    3- Akşam yemeği en geç saat 22:00’ye kadar yiyin. Ne kadar erken yerseniz, o kadar rahat uyursunuz.
    4- Salata gibi yiyecekleri istediğiniz kadar tüketebilirsiniz. (Domates, salatalık, marul kıvırcık, roka vs.)
    5- Diyet yaparken “diyet” yaptığınızı değil, sağlıklı beslendiğini düşünün.
    6- Diyetinizden hızlı ve etkin bir sonuç almak için düzenli olarak egzersiz yapın.

  • Limon Diyeti

    Limon Diyeti

    Kilo vermek için denemediğim yol kalmadı diyorsanız bir de limon diyetiyle zayıflamayı deneyin. Limon hem kilo vermenizi sağlayacak, hem de cildinizi güzelleştirecek!

    Kilo vermek istiyorsanız, haftada 7 bin kalori az almalısınız. Yani her gün bin kaloriyle vedalaşmalısınız.Bir hafta süreyle uygulayacağınız bu diyette yağ alımı en aza indiriliyor ve günlük alınan kalori ortalama olarak 1200 kalori dolaylarında.
    Toksinleri attırma özelliğine sahip olan limon, vücudun su tutmasını ve dolayısıyla da selülit oluşumunu önlüyor. Üstelik yiyeceklerinize limon kattığınızda günlük olarak almanız gereken C vitaminini de karşılamış olacaksınız.

    Tabii ki bu diyetin faydaları bunlarla sınırlı değil; 1 hafta içinde hiç zorlanmadan 2 kilo verebilirsiniz de!

    Sabah (7 gün için)
    1 fincan şekersiz çay,
    2 dilim diyet ekmek,
    1 çorba kaşığı limon marmeladı.

    Pazartesi öğle
    2 tatlı kaşığı sıvıyağ, 2 tatlı kaşığı peynir ve limon suyu ile pişirilmiş pilav (70 gram) Karışık salata, 1 tatlı kaşığı zeytinyağı ve 1 limon suyu ile tatlandırılmış yarım limon suyu ile tatlandırılmış 1 kase meyve salatası.

    Akşam
    Yağsız etle, yine yağsız olarak sadece limon suyu ilave edilerek pişirilmiş kuşbaşı et (120 gram) 1 kepekli sandviç (veya 1 paket diyet bisküvi) 1 tatlı kaşığı zeytinyağı ve 1 limon suyu ile pişirilmiş ıspanak.

    Salı öğle
    Üzerine biraz zeytinyağı ve 1 limonun suyu gezdirilmiş 150 gram fırında balık 1 kepekli sandviç (veya 1 paket diyet bisküvi) 1 tatlı kaşığı zeytinyağı ve yarım limonun suyuyla pişirilmiş taze fasulye.

    Akşam
    150 gram tavuk göğsü (1 tatlı kaşığı sıvıyağ ve yarım limon suyu ile pişirilmiş). Yarım limon suyu ve çok az sıvıyağ ile ızgara edilmiş dolmalık biber 1 kepekli sandviç (veya bir paket diyet bisküvi).

    Çarşamba öğle
    Yoğurt ve limonla pişirilmiş 70 gram makarna, zeytinyağı ve 1 limonun suyu ile tatlandırılmış karışık salata, yarım limon suyu ve az şekerle karıştırılmış bir kase çilek.

    Akşam
    Maydanoz, yarım limon suyu ile pişirilmiş 150 gram ahtapot, zeytinyağı ve yarım limon suyuyla pişirilmiş taze fasulye, 1 kepekli sandviç (veya bir paket diyet bisküvi).

    Perşembe öğle
    40 gram dil peyniri, 30 gram diyet ton balığı, 5 yeşil zeytin ve limon suyuyla hazırlanmış salata, 1 kepekli sandviç (veya bir paket diyet bisküvi), muz ve üzüm dışındaki meyveler ve yarım limon suyu ile hazırlanmış meyve salatası.

    Akşam
    Limonla ve domatesle tatlandırılmış 150 gram palamut, yarım limon ve çok az zeytinyağı ile tatlandırılmış 150 gram salata, 2 tane haşlanmış patates.

    Cuma öğle
    Çok az sıvıyağ ve limon suyu ile tatlandırılmış 120 gram rosto 1 kepekli sandviç (veya bir paket diyet bisküvi), 1 tatlı kaşığı zeytinyağı ve yarım limonun suyuyla pişirilmiş taze fasulye.

    Akşam
    2 tatlı kaşığı sıvıyağ, 2 tatlı kaşığı peynir ve limon suyu ile pişirilmiş pilav (70 gram) 120 gram haşlanmış, zeytinyağı ve limon suyu ile tatlandırılmış dil limon suyu ve çok az zeytinyağı ile tatlandırılmış 150 gram salata.

    Cumartesi öğle
    Limon suyuyla tatlandırılmış 120 gram ızgara tavuk, 1 kepekli sandviç (veya bir paket diyet bisküvi), 1 tatlı kaşığı zeytinyağı ve 1 limon suyu ile pişirilmiş ıspanak.

    Akşam
    70 gram haşlanmış pirinç, sebze, 20 gram peynir, 30 gram diyet ton balığı, zeytinyağı ve limon sulu salata, muz ve üzüm dışındaki meyveler ve yarım limon suyu ile hazırlanmış meyve salatası 1 tatlı kaşığı zeytinyağı ile tatlandırılmış domates salatası.

    Pazar Öğle
    70 gram makarnayı pişirip, rendelenmiş 1 limonun kabuğu ve sıvıyağ ile tatlandırın. 40 gram kaşar peyniri serpin. 1 tatlı kaşığı sıvıyağ ve yarım limon suyu ile tatlandırılmış taze fasulye 1 portakal veya greyfurt (C vitamini ve antioksidan açısından çok zengin).

    Akşam
    Çok az zeytinyağı ve limonla tatlandırılmış 150 gram fırında pişirilmiş balık. 1 kepekli sandviç (veya bir paket diyet bisküvi) 1 tatlı kaşığı sıvıyağ ve 1 limon suyu ile tatlandırılmış ıspanak.

  • Sarkmış Göğüsleri Dikleştirmenin Yolları

    Sarkmış Göğüsleri Dikleştirmenin Yolları

    Genç ve orta yaşlarda toplu ve dik oldukları halde, yaş ilerledikçe veya doğumlardan sonra devamlı ve dikkatli bakım yapılmazsa, sarkık bir hal alırlar. Bunların önlenmesi ise mümkündür ve bunun için şu bitkilerden yararlanılabilir:

    Tunus baklası ile göğüs bakımı

    Tunus baklasının içerisinde, ciltten girerek göğüs kaslarını kuvvetlendirecek maddeler vardır. Bu sebeple göğüsler için çok faydalıdır.

    Tunus baklasının göğüsler için faydaları:

    – Göğüslerin gelişmesini sağlar.
    – Göğüslerin dikliğini ve dolgunluğunu muhafaza eder.
    – Göğüsler sarkmış, porsumuş ise yeniden toparlanmalarını sağlar.

    Tunus baklasının kullanımı:

    2 yemek kaşığı Tunus baklası unu, 1 çay bardağı su ile karıştırılır. Orta ateşte yarım saat kadar pişirilir ve sonra soğutulur. Soğuk halde memeler üzerine ve bilhassa meme kasları üzerine (kenar çevrelere) sıvanır. Yarım saat sonra soğuk suya batırılmış süngerle bu hamur iyice silinir. Bu tedaviye her ay 6-8 gün aralıklarla devam edilmelidir.

    Zambak ile göğüs bakımı

    Zambakta kadınlık hormonu vardır. Bu da göğüs güzelliği için çok fayda verir. 3-4 adet zambak soğanı ince kıyılır, sonra el presinde sıkılarak suyu çıkarılır. Bu, eşit miktarda gliserinle karıştırılır. Akşamlan tüm meme ve meme etrafı bu yağla ovulur. Bu masaj göğüslerin gelişmesini, dolgun ve dik olmasını ve öyle kalmasını sağlar. Bu karışım ihtiyaç duyuldukça kullanılmalıdır.

    Göğüslerin dolgunluğunu ve dikliğini muhafaza etmek

    Göğüs dolgunluğu ve dikliği yaş, çalışma hayatı, emzirmeler sonucu bozulabilir ve göğüsler pörsüyebilir, sarkabilir.

    Bunu önlemek için yukarıdaki önerilerimiz dışında ayrıca şunlar da yapılmalıdır:

    – Her banyodan sonra sadece memeler üzerine ince bir hortumla soğuk duş yaptırılmalıdır. Bu yoksa sünger, soğuk suya batırılarak göğüsler bolca ıslatılmalıdır.
    – 1 ölçü limon suyu, 1 ölçü kanyakla kırıştırılmalı, akşamları memelerin alt tarafından ve yanlardan yukarı doğru 5 dakika bu karışımla masaj yapmalıdır. Bu sık sık tekrarlanmalıdır.

    – Akşamları şu karışımla göğüslere dıştan uç kısımlara doğru masaj yapılır.

    – 7 yemek kaşığı zeytinyağı, 3 yemek kaşığı tatlı bademyağı, 3 çay kaşığı lâvantin esansı

    Göğüslerin dolgun ve dik kalması için bitkisel kürler

    Mercanköşk – Nane – Kekik karışımı:

    1 su bardağı sıcak suya bu bitkilerin kurutulup ufalanmış olanından birer kahve kaşığı katılır, 20 dakika demlenip süzülür. Akşam yatmadan önce bu çay ile meme ve meme kasları bolca ıslatılır ve kurumaya bırakılır. Bu çay, göğüs kaslarını kuvvetlendirerek göğüslerin dik durmalarını sağlar.

    Göğüs sarkıklığında bitkisel kürler

    Doğum, zafiyet ve sair sebeplerden dolayı göğüsler porsumuş ve sarkmış olabilir. Bunları düzeltmek ve yaşa uygun hale getirmek için yukarı anlatılan tüm öneriler yerine getirilmeli, bunlara ilaveten şu öneriler de yapılmalıdır:

    Ökse yaprağı ile göğüs bakımı

    1 çay bardağı ılık suya 1 tatlı kaşığı ufalanmış ökse yaprağı konur, 20 dakika demlendikten sonra süzülür ve pamukla akşam meme üzerlerine ve meme kaslarına bolca sürülür ve kurumaya bırakılır. Buna bir süre devam edildiğinde zamanla göğüsler kendini toparlar. Bu arada yukarıda kaydettiğimiz yiyeceklerin de sofradan eksik edilmemesi sureti ile göğüslerin dolgunlaşması sağlanmalıdır.

    Tunus baklası ile göğüs bakımı

    Yukarıda anlatıldığı gibi tatbik edilir. Çok fayda verir, memelerin ve meme kaslarının daha çabuk kuvvetlenmesini sağlar. Bunda da yine yiyeceklere önem verilmelidir. En iyisi bir gün ökse, diğer gün Tunus baklası tatbik edilmesidir. Bu ikisine devam etmek daha iyi sonuç verir.

  • Ebru Şallı Saç Dökülmesi Karşı Maske

    Ebru Şallı Saç Dökülmesi Karşı Maske

    Ebru Şallı saç dökülmesini engelleyen ve aynı zamanda saçları güçlendiren maske tarifini bizlerle paylaştı…

    Malzemeler:

    1 yumurtanın sarısı
    3  yemek kaşığı sızma zeytinyağı
    3 yemek kaşığı defne yağı
    3 yemek kaşığı sarımsak yağı

    Hazırlanışı:

    Tüm malzemeleri iyice karıştırın. Maskeyi uygulamadan önce saçlarınız temiz olmasına özen gösterin.
    Maskeyi saça sürün ve streçle sarın 1 saat kadar kalabilir. haftada bir kez 3 hafta uygulayın.
    Saç kremi kullanmanıza gerke yoktur. Bu maske aynı zamanda saçları tedavi eder.