Etiket: kadınlar ve erkekler

  • İyi Bir Eş Adayı Nasıl Olmalı?

    İyi Bir Eş Adayı Nasıl Olmalı?

    Evlilik tüm insanlar için çok önemli bir dönüm noktasıdır, uygun biriyle evlilik dünyamızı cennete çevirir, tatmadığımız huzur ve mutluluğu sunar bize.
    İyi bir eş adayı nasıl olmalı? resimli makalemizde, nasıl bir erkekle evlenirsek mutlu oluruz konumuza yer verdik.

    İyi Bir Eş Adayı Nasıl Olmalı

    İyi Bir Eş Adayı Nasıl Olmalı
    İyi Bir Eş Adayı Nasıl Olmalı

    Kalp Huzuru
    İyi bir adayı nasıl olmalı? iyi eş adayı sizden memnun olandır, görüntünüzü, yemeklerinizi,
    davranışlarınızı beğenen kısaca sizi olduğu gibi seven
    ve kabul eden kişi sizin için iyi bir koca olmaya adaydır.
    Araştırmalar gösteriyor ki, birbirine hayran olan çiftlerin evliliği  uzun yıllar devam ediyor.
    İdeal bir koca adayı sizinle yalnız sevinçlerinizi değil
    üzüntülerinizi de paylaşan daima sizin yanınızda olan,
    sizi destekleyen, başınızı omzuna güvenle yaslayacağınız kişidir.

    Güven Önemli
    İyi eş adayının olmazsa olmaz özelliklerinden biri de güvenilir olmasıdır.
    Güven ilişkilerde çok önemlidir.
    Çok meşhur atasözleri vardır alışmış kudurmuştan beterdir,
    huylu huyundan vazgeçmez, insan yedisinde neyse yetmişinde de o’dur gibi..
    atasözleri yaşanmış acı tecrübeler sonucu oluşur,
    bunlara binaen, şayet evlenmeyi düşündüğünüz
    kişi sizi başkasıyla aldattıysa onla evlenmeyi bir kez daha düşünün deriz.

    Maddiyat Şart
    Bir erkek en azından evini geçindirebilecek,
    karısı çoluğunu çocuğunu ele güne el açtırmayacak kadar kazanmalıdır.
    Maaşı kendine bile yetmeyen, müsrif olan, belli bir işte sebat göstermeyen erkekler
    evlenmeyi düşünmememiz gereken erkek sınıfındadırlar.

    İyi Bir Eş Adayı Nasıl Olmalı
    İyi Bir Eş Adayı Nasıl Olmalı

    Pozitif Olan
    Sürekli bardağın dolu tarafından bakan, en üzgün anlarınızda sizi teselli eden,
    güler yüzlü, sıcak kanlı, kolay kolay sinirlenmeyen…,
    tüm bunlar ömür boyu yaşanacak adamın özelliklerindendir.
    Sevdiğiniz kişide bu vasıflar varsa, bunları o kişinin artı hanesine yazın.

    İyi Bir Eş Adayı Nasıl Olmalı
    İyi Bir Eş Adayı Nasıl Olmalı

    Saygı Şart!
    İdeal bir kocanın özelliklerinden biri de saygılı olmasıdır.
    Saygılı, nazik, size ve ailenize karşı davranışlarında dikkatli,
    ölçülü erkek sizin hayat arkadaşınız olmaya layıktır.
    Kaba, agresif, nezaketi kadınlara mahsus gören erkeklerden ise uzak durmalıdır.

    İyi Bir Eş Adayı Nasıl Olmalı
    İyi Bir Eş Adayı Nasıl Olmalı

    Beraber Mutluysanız
    Beraber vakit geçirince birbirinizden rahatsız oluyor musunuz, yoksa saatler
    su gibi akıp gidiyor mu, anlayışlı ve sabırlı mı, mutsuz ve depresifken
    sizi neşelendirebiliyor mu, bunları düşünün ve cevabınız olumluysa
    doğru yolda ilerlediğinizi bilin. Ve en önemlisi kendinize maneviyatı güçlü bir eş seçin..

    YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan yorum yazıları veya haberlerin tüm hakları Kadınlar Kulübü’ne aittir. Kaynak gösterilse dahi hiçbiri özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazılar sadece Kadınlar Kulübü tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.

  • İyi Eş Olmanın 9 Altın Kuralı

    İyi Eş Olmanın 9 Altın Kuralı

    Mutlu bir evlilik karşılıklı sevgi ve saygıdan geçer.
    İyi Eş Olmanın 9 Altın Kuralında bildirilen önerilere uyarak siz de evinizde huzuru yakalayabilir, uzun ömürlü bir evlilik hayatı sürdürebilirsiniz. Bu kurallar basit ve bilindik olarak düşünülebilir,
    fakat şunu bilin ki mutluluk ayrıntılarda gizlidir!

    İyi Eş Olmanın 9 Altın Kuralı
    Yemek Hazır Olmalı
    Eşiniz geldiğinde yemeği önünde hazır olmalı. Açlık sinirleri gerer, ve eşinizin huysuzlanmasına neden olur.
    Size önerimiz akşamdan ertesi güne ne yemek yapacağınız hakkında karar verin.
    Bu ön hazırlık eşinizi sevdiğinizi ve bağlılığınızı da gösterir.
    Eşinizi güleryüzle karşıladıktan sonra ona yapabileceğiniz en güzel şey
    onu lezzetli yemeklerinizle karşılamaktır.

    Bakımlı Olun
    Eşiniz eve geldiğinizde hazır olmuş olun, makyajınızla saçınızla ona en iyi şekilde gözükmelisiniz.
    İllaki çok süslenmenize gerek yok, eşofmanlarla bile olsanız herzaman bakımlı
    ve şık olmaya özen gösterin.
    Hiç bir erkek kendini salmış, paspal bir kadından hoşlanmaz.
    Eşiniz zaten işte yorulmuştur, bir de kötü bir görüntüyle ona daha fazla sıkıntı vermemelidir.

    Evinizi Temiz Tutun
    Eşiniz eve gelmeden çevrenize bir göz atın, oyuncaklar yerli yerinde mi,
    yatağın örtüleri düzgün duruyor mu, ortada gazeteler var mı, tertip ve düzen bir kadın için
    muhakak olmazsa olmazlardan olmalıdır.
    Eviniz pisse temizleyin, temiz ve düzenli oda insanın içini açar, ruh dünyasına iyi gelir,
    kasvetli bir oda ise ev ortamını gerer.

    Çocukları Hazırlayın
    Eşiniz geldiğinde çocukların üstü başını, elini yüzünü temiz görmelidir.
    Çoğu karı koca, kadının çocuklarına yeterli bakmamasından dolayı kavga ederler.
    Size verdiğimiz ipuçları küçük gözüken, anlamı büyük önerilerdir.

    Gürültüsüz Ortam Önemli
    Çamaşır makinesinin, bulaşık makinesinin çalışması, gürültülü müzikler, bunları
    eşiniz geldiğinde çalıştırmayın, işinizi başka zaman yapın.
    Gürültüsüz ve sesiz bir ortam, ilgili bir kadın eşinize huzur verecektir.
    Eşinizi gördüğünüze mutlu olduğunu bildirin ve onu sıcak bir şekilde karşılayın.

    Şikayet Yok!
    Sorunlarınızı anlatarak, şikayetlerle onu karşılamayın!
    Bu eşinizi dışarı, ele iter!
    Eve geç geldiyse surat yapmayın! mümkün mertebe ona ılımlı yaklaşın.
    İşten yorgun gelmiş, onu rahatlatmak için sıcak bir masaj yapmanız ona iyi gelecektir.
    Önüne hazırladığınız güzel bir içeceği sunun.
    Onla konuşmanız her zaman saygılı ve güler yüzlü bir şekilde olsun.

    Dinleyin
    Anlatacağınız bir sürü şey birikmiş olabilir ama size önerimiz bırakın o anlatsın siz dinleyin!
    Anlattıkça rahatlıyacak, kendisini iyi hissedecektir.
    Gününün nasıl geçtiğini neler yaptığını sorun, onu sıkan konuları açmayın!

    Kanaatkar Olun
    Dışarda yemeğe gitmek, veya beğendiğiniz kıyafeti almak istiyor olabilirsiniz.
    Eşinizin bütçesini gözününde bulundurarak taleplerinizi bildirin.
    Yapamayacağı şeyleri istemek, evliliğinizi baltalamaktır.
    Kanaatkar bir kadın eşi bulunmaz bir nimettir.

    Huzurlu Ortam
    Tüm bu anlattıklarımızın özeti, eşiniz eve geldiğine pişman olmamalı, evi onun huzurlu sığınağı olmalıdır.
    Yuvayı dişi kuş yapar, siz ona güzel imkanlar sağlarsanız, hiç bir insan kendisine yapılan iyi muameleyi görmezden gelmez
    o da size kol kanat gerer.
    Kadınlar evinizdeki mutluluk sizden geçiyor, bildirdiğimiz önerilere uymak size yardımcı olacaktır.

    YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan yorum yazıları veya haberlerin tüm hakları Kadınlar Kulübü’ne aittir. Kaynak gösterilse dahi hiçbiri özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazılar sadece Kadınlar Kulübü tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.

  • Seks romantik hale nasıl gelir ?

    Seks romantik hale nasıl gelir ?

    Seks terapisti Joy Davidson yatakta iki yabancı olmaktansa tek bir beden haline dönüşebileceğinizi belirtiyor. İşte aranızdaki romantizmi doruk noktasına çıkarmanın pratik yolları…

    DİKKATİNİZİ DAĞITABİLECEK ŞEYLERİ ORTADAN KALDIRIN

    Başlangıç olarak yatak odanızdaki dağınıklığı toparlayın. Gardırobunuzun sürekli açık duran kapısını kapatın, eski gazeteleri kaldırın ve gürültülü bir cadde üzerinde yaşıyorsanız pencereleri kapatın. Temiz ve sakin bir mekan birbirinize daha kolay odaklanmanızı sağlar. Birkaç mum yakarak veya yan odadaki ışıkları açık bırakarak yatak odanızı hafifçe aydınlatabilirsiniz. Bu sayede dikkatinizi dağıtacak şeyleri görme ihtimaliniz azalır. Ayrıca az ışıklandırılmış bir ortamda erkek arkadaşınızla daha kolay göz teması kurabilirsiniz.

    BİRBİRİNİZİN GİYSİLERİNİ ÇIKARIN

    Kendi başınıza soyunmak yerine, birbirinizin giysilerini teker teker çıkarın. Bu, yavaşlamanızı ve tüm dikkatinizi partnerinize vermenizi sağlar. Davidson’a göre, birbirinizi soyarken karşılıklı dokunuşlarınız partnerinizi ve sizi rahatlatacaktır.

    KONUŞURKEN BİRBİRİNİZE DOKUNUN

    Seks terapisti Darcy Luadzers, uykuya dalmadan önce edilen sohbetlerin, çiftlerin kendilerini birbirlerine en yakın hissettikleri anlardan biri olduğunu belirtiyor. Bu gevşemiş halinizin avantajını kullanın. Bir yandan sessizce konuşurken, diğer yandan ellerinizi, parmak uçlarınızı ve hatta tırnaklarınızı, birbirinizin vücudunda gezdirin.

    ÖPÜŞME YÖNTEMİNİZİ GÖZDEN GEÇİRİN

    Seks sırasında belden aşağısına konsantre olduğunuz için öpüşmeyi ihmal mi ediyorsunuz? Ancak, sevişmenin ortasında partnerinize vereceğiniz şehvetli bir öpücük, bu deneyimi sizin için daha da ateşli hale getirebilir. Kuvvetli öpücükleri kullanmanın yanı sıra, sevgilinizin dudaklarında gezinebilir ve onları hafifçe ısıtabilirsiniz.GÖZ TEMASI KURUN

    Uzmanlara göre erkek arkadaşınızın bakışlarına birkaç dakika boyunca kilitlenmek birbirinize hissettiğiniz yakınlığı artırıyor. Hint felsefesindeki Tantra inancına göre, sol gözünüzün onun sol gözüne bakması beyninizin “hissetme” kısmının açılmasını sağlıyor. Seks sırasında başınızı hafifçe sağa doğru yatırın. Böylelikle yüzünüzün sol kısmı onun sol tarafı ile hizalanır. Süreyi çok uzatmadan gözünün içine odaklanın.

    “İSTİYORUM” KELİMESİNİ KULLANIN

    Çoğu zaman bazı kelimeleri söylemek aklımıza bile gelmez. Oysa bu kelimeler birbirinize daha iyi konsantre olmanızı sağlayabilir. Kadınlar “aşk” kelimesine karşı daha duyarlıyken, erkekler “istiyorum” sözcüğünü duymayı isterler. Çünkü bu, onlara ihtiyaç duyulduğu ve arzulandıkları hissini verir. Ayrıca yatakta ona “Oraya dokunmanı çok seviyorum” dediğinizde tepkisiz kalmayacağını da görebilirsiniz.

    FARKLI TEKNİKLER DENEYİN

    Seks sırasında sürekli olarak aynı şekilde davranmanız ilişkinizdeki heyecanın zamanla kaybolmasına yol açabilir. Bu yüzden yatakta kimi zaman yavaş kimi zaman hızlı hareket etmeyi deneyin. Partnerinizi heyecanlandırmak için ona hemen teslim olmayacağınızı hissettirebilirsiniz. Aslına bakarsanız bu ona yapacağınız tatlı bir işkence gibidir. Beklentiyi geciktirdiğinizde, sonunda alacağınız zevkin artacağını da görebilirsiniz.

    YATAKTA SABIRLI OLMAYI ÖĞRENİN

    Biriniz orgazm olmadan hemen önce, vücutlarınızı birbirine iyice yaklaştırarak bu anın yoğun duygularını daha da güçlendirebilir ve heyecanınızı artırabilirsiniz. Kollarınızı onun sırtına dolayın ve tüm vücudunu kendi vücudunuza doğru bastırın. Size dokunmasını sağlayın ve kendinizi partnerinizin vücuduna doğru iyice yakınlaştırın. Bu duygusal olarak sizi birbirinize yakınlaştıracak. Orgazm olurken çoğu zaman kendinizi kaybetseniz de daha duygusal davranarak, birbirinize daha fazla zevk vermeniz mümkün olabilir.Daha romantik bir final için: Seks sonrasında parmaklarınızı birbirinizin kollarında gezdirin. Yakınlaşmanızı sağlayacak küçük öpücükler vermek, vücudunu okşamak, başınızı onun göğsüne yaslamak veya kaşık pozisyonu alarak uyumak ikiniz açısından da tatminkar olacaktır.

  • Kadın ve erkek arkadaş olabilir mi?

    Kadın ve erkek arkadaş olabilir mi?

    Ateşle barut yan yana durur mu? Kadın ve erkek yan yana geldiğinde illa ki aşk mı olur yoksa arkadaşlık, sırdaşlık kurulabilir mi? Psikolog Sezin Gündoğdu, “Çok sıkı dost bir kadın ve bir erkek yaratmak mümkün mü?” sorusunu yanıtlıyor.

    Kadınlar ve erkekler… Apayrı iki dünyanın, özgün iki ruhu… Peki bu ayrı dünyaların iç içe geçtiğini düşünürsek, ama sadece “arkadaşlık” çerçevesinden bunu yapmaya çalışırsak sonuç ne olurdu sizce? Çok sıkı dost bir kadın ve bir erkek yaratmak acaba mümkün mü?

    Cevap biraz evet, biraz hayır… Aslında çok az literatür kadınlar arası ilişkilere yer vermiştir. Kadın psikolojisi uzmanları kadınların daha çok erkeklerle kurdukları ilişkiler üzerine araştırmalar yapmıştır. Donovan ve Sanford, Kadınlar ve Benlik Saygısı (Women and Self-Esteem) isimli kitaplarında kadınlar arası ilişkilere ek olarak kadın ve erkeğin dost olup olamayacağına ve erkeklerin bu duruma bakışına değinmişlerdir.

    Kadınlar arası ilişkilerin temelleri çocuklukta atılır. O dönemde genelde kızlar beğenilerini birbirlerine gösterirler. Ancak ergenlikteki birtakım fiziksel ve psikolojik değişimler “kadın” benliğinin ortaya çıkmasını sağlarken, genç kızların birbirlerine gösterdikleri beğeniyi, erkek beğenisine dönüştürür. Artık kadınlar arası sohbetlerin konusu “erkek arkadaşlar” olmaya başlamıştır.

    Bir kadının yakın çevresini sadece kız arkadaşlar ve “seçilen bir erkek” olarak görmek elbette imkansızdır. Okul hayatı ve sonrasında iş çevresi, kadını birçok erkekle etkileşim kurmaya yöneltir. Kimi kadın birbirinden farklı erkeklerin oluşturduğu çevreden -“partner” olarak görmeksizin- erkek arkadaş seçme eğiliminde olabilir. Ancak “Kadınlar ve Benlik Saygısı”nda, bu eğilimde olan kadınların kadın-erkek arkadaşlığı kurma sürecinde birçok zorluğun ortaya çıkabileceğine dikkat çekilmiştir.

    Neden kadın-erkek dostluğu kurmak zordur?
    Kadınlarla erkekler arasında arkadaşlık kurulmasını zorlaştıran en önemli sebeplerden biri kadınların ve erkeklerin “arkadaşlık” kavramına yüklediği anlamların farklılığıdır. Kadına göre arkadaşlık duygu paylaşımını ifade ederken, erkekler için ortak bir aktivite yapabilmektir. Örneğin, bir erkek beraber futbol ya da bilardo oynayabildiği birini arkadaşı olarak görürken, kadın bir konu hakkında saatlerce fikir yürütüp, tartışabildiği birini arkadaşı olarak görür. Bu farklı anlamlandırmalar altında da doyurucu bir arkadaşlık kurabilmek zordur.

    Bunun dışında toplumsal cinsiyet rollerinin de arkadaşlığın şekillenmesi üzerinde önemli bir etkisi vardır. Kadınlar arkadaş olarak gördükleri kişilerle yakın temasta olmak, sarılmak ve duygularını aktarmak isterler. Oysa erkekler, kadın arkadaşlarına dokunurken kendilerini rahat hissetmediklerini dile getirmişlerdir.

    Erkeklerin daha çok cinsel ilişki kurmak istedikleri kadınlara karşı fiziksel ve sözlü temasta bulunmaya eğilimli oldukları da kitabın araştırma sonuçları arasında yer alır. Bunun dışında “arkadaşlık” çerçevesi içerisinde erkeklerin kadınlarla yaptıkları sözlü iletişimlerde kadınların konuşma tarzlarını kendilerine yakın bulmadıkları ve bu sebeple de kadınlarla arkadaşlık kurmaya gönülsüz oldukları da söylenebilir.

    Arkadaşlık aslında günlük hayatta sıkça kullandığımız bir kelime olmasına rağmen kadın ve erkekler için farklı dinamikleri içinde barındırır. Cinsiyet etkilerini göz önünde bulundurmaksızın, ideal arkadaşlığın eşit seviye ve ortak yaşantıya bağlı olduğu söylenebilir. Ancak kadın ve erkek bu tabloya dahil olduğunda durum farklı bir hal alır. Kadın ve erkeklerin kendilerine ait dünyalarının iç içe geçmesi zor gözükse de, bu iki dünyanın kesişim alanı ilişkilerin sağlıklı iletişimle desteklenmesi halinde kadın-erkek arkadaşlıklarına ev sahipliği yapabilir.

  • Çocuklu ve mutlu evliliğin sırları

    Çocuklu ve mutlu evliliğin sırları

    Hani var ya o malum şarkı: Evli, mutlu, çocuklu… Ne dersiniz? Gerçek olabilir mi? Karamsar mısınız yoksa? Hemen başınızı öne eğmeyin. Hem evli hem çocuklu hem de mutlu olabilirsiniz.

    Önce kendi hayatınıza sahip çıkın

    Çocuklarınızın annesi, eşinizin karısı olmak güzel, ama siz aynı zamanda bir birey, bir kadınsınız. Her şey bir yana, kendinizi hayatınızın merkezine koyarak sizi siz yapan ve mutlu eden şeyleri yapmaya özen göstermelisiniz. Kendi duygusal açlığınızı giderir, kendinizi her yönde beslerseniz, bu, aile hayatınıza da mutluluk olarak yansır. Örneğin tenis oynamayı seviyorsanız mutlaka zaman ayırın; sadece eşinizle birlikteyken değil tek başınıza da arkadaşlarınızla çıkın, sosyalleşin; kendinize haftada ya da 15 günde bir spa keyfi fırsatı yaratın.

    Şunu asla unutmayın: Anne mutluysa, tüm aile mutludur!

    Birbirinizi önceliğiniz olarak düşünün

    Çocuklardan önce eşinizi düşünmek, pek çoğunuza ters gelebilir. Ama sağlıklı bir evlilik ve mutlu bir cinsel yaşam için, evliliğinizin omurgasını oluşturan eşinize önem vermelisiniz. Bunu çocuklarınız da görmeli, hissetmeli. Örneğin, eşiniz evden ayırılırken bir dakika kadar onunla birlikte dışarı çıkıp birlikte yürümek, onu arabasına kadar geçirmek, sonra da büyük bir öpücük vermek, ona kendini özel hissettirecektir. Böylece o da size aynı karşılığı vermekten çekinmeyecektir. Anne-baba olmadan önce karı-koca olduğunuzu hatırlayın.

    O bir baba, ona ders vermeyin

    Çoğu kadının düştüğü bir hata! Eşlerinden çocuk bakımını tıpkı kendileri gibi yapmalarını istemek… Mesela eşiniz çocuğunuzla baş başa kaldığında kahvaltıda onun şekerleme yemesine müsaade ediyordur. Eşinizi bu konuda sürekli olarak uyarmaktan vazgeçin. Sizin çocuk bakma yönteminiz çok daha sağlıklı ve güvenli olsa da, çocuğunuzu babasıyla başbaşa bırakacağınız zaman dilinizi ısırıp eşinize “Sana güveniyorum hayatım” deyip, onun kendi metodunu uygulamasına göz yumun.

    Egzersiz yapın

    Aktif bir hayat sürmek, sizi, çocuklarınıza karşı doğru bir rol model olmaya yaklaştırır. Ayrıca spor yapmak, vücudun mutluluk hormonu olan endorfini salgılamasına neden olur ve böylece eşinize karşı daha az sinirli olup kendinizi iyi hissedersiniz. Bir spor salonuna gitmeye zamanınız yoksa ailece bisiklet turu ya da yürüyüş yapmayı deneyin. Bu işi ailece yaptığınız bir eğlenceye dönüştürmek, çok daha mutluluk verici olacaktır.

    Seksi es geçmeyin

    Şunu iyi bilmek gerekiyor ki çocuktan sonra çiftlerin sekse olan ilgilerinin azalması, geçici bir durum. Tüm ilişkilerde anahtar niteliği taşıyan “iletişim”, bu sorunda da devreye girmeli. Eşinizle yine eskisi gibi iletişim kurarak aranızdaki romansı yeniden yaratıp evliliğinizi canlandırmalısınız. Artık evinizde bir de çocuk var. Öyleyse kapıyı kilitleyin ve oyuna başlayın!

    Tüm sorunların çözülebilir olmadığını kabul edin

    Söz konusu olan ebeveynlik olunca eşinizle aranızda çocuk yetiştirme konusunda bazı farklar olması normal. Bu farklılığın sizi çatışmalı bir evliliğe taşımasına son verin. Eşiniz belki de asla sizin haklı olduğunuza ikna olmayacak. Onun hiçbir zaman değişmeyeceğini kabul edin. Değiştirmeye çalışırsanız mutsuz bir evlilikten başkasını elde edemezsiniz. Bakım konusunda çocuğunuza zarar verdiğini düşündüğünüz yanlış bazı temel uygulamalar söz konusuysa, eşinizle birlikte bir çocuk psikoloğundan ya da pedagogdan bilgi alarak eşinizin kendi yanlışını uzmandan dinlemesini sağlayın.

    Çocuklarınızın yanında flört etmekten çekinmeyin

    Küçük bir öpücük, sevgi dolu bir sarılma gibi flörtöz hareketleri çocuklarınızın önünde sergilemekten çekinmeyin. Böylece çocuklarınız, evliliğin sadece faturalar konusunda hesaplamalar, münakaşalar, ciddi sorumluluklardan ibaret olmadığını anlarlar. Sizin birbirinize sevginizi göstermenizden memnun olurlar. Bu, onlara sevgiyi anlatmanın en güzel yoludur!

    Eşinizle işbölümü yapın

    Eşinizin ev işlerinde sizinle işbölümü yapmayı seçmesi için ev aletleriyle tanışık olmasını sağlayın. Elektrikli süpürgenin nerede olduğunu, çamaşır ve bulaşık makinesinin nasıl çalıştırıldığını anlatın ona. Böylece ev işlerine katılmamak için “bilmemek” gibi bir bahanesi kalmayacak size karşı. Evdeki işbölümü sizin yükünüzü hafifletirken, eşinizin evini daha fazla sahiplenmesini ve çift olarak çocuklarınıza doğru örnek oluşturmanızı sağlar.

    Başta da söylemiştik. Kendinizi evin hizmetçisi olarak görmeyince mutlu olacaksınız; siz mutlu olunca da bütün aileniz mutlu olacak!

    Yatak odanızın seksi havasını koruyun

    Evin her yerinde çocuklarınıza ait izler olsa da yatak odanızı size ve eşinize özel kılmaya gayret edin. Cinsel hayatınızı canlı tutmak adına yatak odanıza seksapel ve romantizm katın. Odanızda mum yakabilir, loş ışıkları tercih edebilir, seksi nevresim takımları kullanabilirsiniz. Yatak odanızı nasıl daha seksi hale getirebilirsiniz? yazımızdan ilhamla odanıza küçük değişiklikler katabilirsiniz.

  • Sevgili kalma yolları

    Sevgili kalma yolları

    Uzman Psikolog Zeynep Zat, Sevgililer Günü’ne, ilişkilerinde problemlerini çözerek girmek ya da bir ömür “sevgili” kalmak isteyenlere haftada 5 saatlerini ayırarak ilişkiyi güçlendirmenin ipuçlarını veriyor.

    Günümüzde tüm dünyada, seven ve sevilen, ilişkilerinde dengeyi, sağlıklı iletişimi yakalayabilmiş çiftler, işlerinde başarı grafiğini artırıyor, özel hayatlarında ise mutlu ve huzurlu bir yaşam sürüyor.

    İşte bu noktadan hareketle sevginin günü 14 Şubat’a az bir zaman kala, Davranış Bilimleri Enstitüsü’nden Uzman Psikolog Zeynep Zat, çiftlerle, ilişkilerindeki problemli noktaları hayatlarından çıkartarak yerine sevginin “iyileştirici” gücünden yararlanabilmeleri için şu ipuçlarını veriyor.

    “Sıradan bir haftanız toplam 168 saat. Sevdiğiniz kişi ile mutlu bir birliktelik için vermeniz gereken bunun yalnızca 5 saati. Hayatınızın içine almadığınız bilgilerin faydası yok, ancak ilişkinize destek vermesi için bunları yaşama geçirebilmek sizin elinizde. İlişkide iki taraf olmaktansa ‘ortak’ olabildiğiniz sürece, ilişkinizin rayından çıkması artık o kadar da kolay olmayacaktır.

    5 adımda ilişkinizi güçlendirin!
    Günde 2 ile 20 dakika arası değişen aralıklarla, haftada toplam 5 saat ayırarak ilişkinize yenilenme getirebilirsiniz. Güvensizlik, hor görme yerine sevgi, şevkat ve takdir duygusunun tatminini hayatlarınıza ve ilişkilerinize çekebilirsiniz. Her gün sadece 5 dakika ayırarak sürekli sevgili kalmak için yapmanız gerekenler:

    Beğendiklerini dile getirme ve takdir
    Maalesef sevgi ve hayranlık kırılgandır. Bazen çiftler kendilerini, birbirilerinin kişilikleri ya da davranışlarındaki kusurlarını eleştirmeye kaptırabilirler. Ancak hor görmenin panzehiri sevgi ve hayranlıktır. Partneriniz ile onu neden sevdiğiniz üzerine bir konuşma yaparak başlayabilirsiniz. Bir çiftin birbirine verebileceği en büyük armağan tanındığını ve anlaşıldığını hissetme keyfidir. Kendinizi ve birbirinizi tanımak bir ilk adımdır, buradan edinilen bilgilerle birbirinize olan sevginizi ve birbirinizin beğendiğiniz özelliklerini söyleyebilirsiniz. Süre: Günde 5 dakika, 7 iş günü Toplam: 35 dakika

    Şefkat
    Günlük yaşamın sıkıntı ve telaşı içinde partnerinize kendisine değer verdiğinizi bildirmeniz kıymetlidir. Örneğin, ‘İşlerin yoğunluğu yüzünden yakın arkadaşlarımı çoktandır ihmal ettim’ diye yakınan partnerinize, ‘Önceliklerini belirleyemeyen sensin’ demek yerine çözümün bir parçası olmaya gönüllü olduğunuzu göstermek için ‘Hafta sonu hep beraber bir plan yapmayı ister misin?’ diyebilmek, uzaklaşmak yerine yakınlaşmayı seçmek olacaktır. Birlikte olduğunuz zamanlarda birbiriniz ile fiziksel ve duygusal temas halinde olmanız önemlidir. Süre: Günde 5 dakika, 7 iş günü Toplam: 35 dakika

    Ayrılıklar
    Sabah güne başlamadan önce, o gün neler yapacağınızı partneriniz ile paylaşabilirsiniz. Onun yapacaklarını da öğrenmelisiniz. Bunu karşı tarafı sorgulamak ya da birbirinize hesap vermekten öte, gün başlamadan önce planlarınızdan birbirinizi haberdar etmek için yaptığınızı unutmamalısınız. Süre: Günde 2 dakika, 5 iş günü Toplam: 10 dakika

    Günün sonunda
    Çiftler birbirinin duygusal ihtiyaçlarını çoğu zaman kötü niyetle değil, düşüncesizlik yüzünden göz ardı ederler. Sadece günlük etkileşimleri hafife almamalarını gerektiğini anlamak bile birçok çiftin ilişkisinde fark yaratır. Eve tüm işi getirmek ne kadar sağlıksız olsa da, aklınızdaki bu sorunları evin kapısından girerken bir anda bırakabilmek de çoğu zaman öyle kolay değildir. Bunun için her iş gününün sonunda mutlaka stresinizi azaltacak bir konuşma yapmanız size ve eşinize iyi gelecektir. Süre: Günde 20 dakika, 7 iş günü Toplam: 1 saat 40 dakika

    Haftalık buluşma
    Birbirine destek olmanın bile ilişkinin gücüne ve tutkusuna iki haftalık bir tatile çıkmaktan çok daha fazla katkıda bulunacağını aklınızdan çıkarmamalısınız. Sadece ikinize ait olan iki saati sohbet ederek geçirmek de bağlı kalmanın gevşetici, alçak basınçlı bir yolu olabilir. Bu konuşmada hafta içinde yaşadığınız bir tartışmayı da sağduyunuzu kaybetmeden irdelemeniz mümkündür. Süre: Günde 2 saat,1 iş günü Toplam: 2 saat

  • Sevgiliniz sizden daha mı alımlı?

    Sevgiliniz sizden daha mı alımlı?

    Sizden daha alımlı bir partneriniz olduğunu düşünmeniz ne anlama geliyor? Durun, biz söyleyelim: Siz galiba aşıksınız!

    Partnerinizin sizden daha hoş göründüğünü düşünmek, sizin için iyi bir işaret. Yani demek istiyoruz ki siz ona sırılsıklam aşıksınız.

    Oysaki benzer seviyede eğitim almış, benzer IQ’lu, sosyo ekonomik statü ve dış görünüm açısından bize yakın insanlar tarafından daha çekici bulunuruz. Her açıdan benzer konumda olmanıza rağmen onu kendinizden daha hoş buluyorsanız, “aşkın gözü kördür” klişesini doğruluyorsunuz demektir. Hem bir fikir artık klişeleşmişse illa ki yanlıştır anlamına gelmez, öyle değil mi?

    Ayna ayna söyle bana…
    Bir çalışmada insanlardan kendi çekiciliklerini derecelendirmeleri istenmiş. Partnerleri onların çekiciliklerine kendilerinin verdiğinden daha yüksek puanı layık görmüş. Bu demek oluyor ki partnerimiz bizi bizim kendimizi bulduğumuzdan daha çekici buluyor. Biz de aynı şekilde partnerimizi ondan daha çekici buluyoruz. Tabii ortada “aşk” varsa!

    Bazı bilimsel çalışmalara göre bir insanın partnerini onun kendisi için düşündüğünden daha alımlı buluyor olması, ona kendisini adadığını, tutkuyla bağlı olduğunu, yakınlığını ve ilişkinin doyurucu olduğunu gösteriyor.

    Siz iyisi mi bu cicim ayı duygularını geçiciymiş gibi görüp terk etmeyin, onlara sıkıcı sarılın. İyi haber: Bu cicim ayı duyguları siz onları sakladığınız sürece cicim aylarından sonra da devam edebiliyor. Ne diyelim: Aşkınız daimi olsun!

  • Hayatınızdaki adamı şımartmanın yolları

    Hayatınızdaki adamı şımartmanın yolları

    Eşinize ya da sevgilinize karşı nasıl davranıyorsunuz? Ona olan ilginizi açıkça ortaya koyuyor musunuz? Yoksa kendinizi ilgili göstermekten kaçınıyor musunuz?

    Şu bir gerçek ki, onu mutlu edecek hareketlerde bulunmak, daha çok yakınlaşmanızı, size olan bağlılığının daha fazla artmasını sağlar. Siz ona ne kadar özel olduğunu gösterirseniz, o da size aynı şekilde karşılık verecektir.

    İltifat edin
    Erkekler, erkeksi yanlarının öne çıkarılmasından hoşlanırlar. Bu özelliklerini anlatan güzel sözler duymak isterler. Mesela onun yanında kendinizi güvende hissettiğinizi söyleyerek onu mutlu edebilirsiniz.

    Özel kahvaltı hazırlayın
    Her zaman birlikte kahvaltı ediyorsunuzdur zaten ve belki de bu kahvaltıların çoğunu siz hazırlıyorsunuzdur. Ama zaman zaman özel kahvaltılar hazırlamaya ne dersiniz? Yatağına götüreceğiniz kahvaltı tepsisiyle, ona kendini özel hissettirebilirsiniz. Bu kahvaltıya siz de eşlik eder ve yatakta birlikte keyifli dakikalar geçirirseniz, daha ne olsun…

    Sevdiği yemekleri yapın
    Tüm gününüzü mutfakta geçirin demiyoruz elbette. Onu mutlu etmek için ziyafet çekmeniz de gerekmiyor. Sadece sevdiği bir yemeği pişirebilirsiniz. Ya da daha basit bir yol önerelim. Sevdiği içkiden alın ve yanına da mısır patlatın ya da başka atıştırmalıklar hazırlayın. Bu sürpriz bile onu şımartmaya yetebilir.

    Sevişmede ilk adımı siz atın
    Cinsel yaşamınızda eşit konumda olduğunuzu bilmelisiniz. Sevişmek istiyorsanız, pekala ilk adımı atan siz olabilirsiniz. Bundan utanmanıza ve çekinmenize gerek yok. Hem erkekler, her zaman kendilerinin başlattığı bir sevişmedense karşı tarafın istekli olduğunu gördükleri bir sevişmeden daha çok zevk alırlar. Farklı dokunuş teknikleri deneyin.

    Not yazın
    Sevgi notları sadece flört dönemlerine özgü değildir. Pekala, ilişkinin ilerleyen zamanlarında da sevginizi belirten küçük sürprizler yapabilirsiniz. Sabah, ondan önce çıkacağınız bir gün yastığının yanına, ceketinin cebine, çantasının içine ya da okumakta olduğu kitabın arasına “seni seviyorum” notu bırakmayı deneyebilirsiniz.

    Hastalandığında ona çocuk gibi bakın
    İnsan hastalandığında onunla ilgilenecek birine ihtiyaç duyar. Eşiniz ya da sevgiliniz hastalandığında ona en yakın kişi olarak siz ilgilenirseniz onu mutlu edersiniz. Her ne kadar bir şeye ihtiyacı olmadığını, iyi olduğunu söylese de… Ona en sevdiği çorbayı yapmak, dinlenmesini sağlamak, ilaçlarını içirmekle şımartabilirsiniz. Erkeklere hastalık zamanlarında yardımcı olmak, güven duygusunun inşa edilmesini kolaylaştırır.

  • Cinsellikte fantezi kurmak gerekli mi?

    Cinsellikte fantezi kurmak gerekli mi?

    Şu fantezi meselesi hala kafa karıştırıcı… Çoğu insanın aklında hala fantezi kurmanın sağlıklı olup olmadığı sorusu yer alıyor. Toplumdaki genel kanı ise erkeklerin fantezisi olabileceği ama kadınların olamayacağı yönünde. Bu ne kadar doğru? Fantezi kurmanın da bir sınırı var mıdır? Hangi fanteziler zarar verir, hangileri seks hayatını geliştirir?

    Dr. Cenk Kiper, “Cinsellikte fantezi kurmak gerekli mi?” sorusuna şöyle yanıt veriyor…

    Bu konuda uzmanlarca yapılan o kadar farklı görüş ve yorum var ki inanılmaz. Yorum yaparken o bölgenin, yörenin veya milletin sosyal yaşantısı, geçmişi, dini ve kültürel öğelerini hesaba katmak gerekir. Bu yüzden başkalarının ne dediği değil bizim ülkemizin gerçekleri bizi ilgilendirir.

    Hani derler ya her koyun kendi bacağından asılır. Ben o bunu demiş anlamam, benim bildiğim gerçek şudur: Yerinde, zamanında, koşullara uygun hayal kurmak ve fantezi sekse canlılık getirir, fayda verir, ama sınırını aşarsanız daha sonra bunun bedelini ağır ödersiniz.

    Önce bir gerçeği vurgulayalım, sanıldığının aksine kadınların da cinsel fantezileri vardır. Erkekler bunu bazen görmezden gelebilirler, genelde kadınlar bu konuda da az paylaşımcıdırlar. Bunları yakın kız arkadaşlarla paylaşır, kocalarına, partnerlerine söylemezler; çünkü erkekler bu konuda kadınları direk yargılayıcı yaklaşırlar, “Nereden aklına geldi veya daha evvel bunu yaşadın mı?” gibi abuk sorularla sistemi çökertir, sonra da “Cinsel hayatımız çok sönük, sen hiçbir şey katmıyorsun” diye kadını suçlarlar.

    Sonuçta hepimiz rüya görürüz. Bazen hatırlar bazen hatırlamayız. Herkes bazı aralıklarla en masumundan en inanılmazına kadar cinsel içerikli rüya görür. Bu rüyalar sırasında hem kadında hem erkekte boşalma, rahatlama olabilir. Erkeklerde gece kendiliğinden gelen bel suyunun (meni) da çoğu zaman gördükleri erotik düşlerin sonucu olduğu bilinir. Kadınlar da, orgazmla sonuçlanan bu tür düşler görebilirler.

    İnsanların birçoğu mastürbasyon yaptıkları zamanlar ya da cinsel birleşme esnasında hayal güçlerini kullanarak, kafalarında birtakım fantezi sahneleri canlandırırlar. Seçilen bu hayali sahneler, cinsel coşkuyu artıracak niteliktedir.

    Bu hayaller bazen çok net ve belirgin bazen de silik olarak yaşanabilir; hayaldeki ortam ve kişi-kişiler gerçek yer ve kimlikler olabileceği gibi tamamen gerçek dışı da olabilir.

    Ünlü cinsel bilimci Kinsey’e göre, kadınlar daha çok, önceden geçirdikleri denemeleri düşünme, eski anılarını canlandırma eğilimindedirler. Erkekler ise ömürlerinde yapmadıkları ve de düşleri dışında yapamayacakları şeyleri hayal ederler.

    Fanteziler gerekli mi?
    Cinsel arzusu olan her insan genellikle cinsel fantezilere gerek duyar, çünkü cinsel fanteziler heyecanı artırır, odaklanmayı sağlar ve orgazmı daha kolaylaştırır.

    Fanteziler cinsel isteğin uyarılmasında oldukça yardımcı olur. İlişkiye girmeden evvel çoğu insan kendini beyin olarak hazırlama ihtiyacını duyar. Bunu da gireceğimiz cinsel ilişkiye beynimizde canlandırarak yaparız.

    Partnerinizin yakınlığını, sıcaklığını, size dokunuşlarını hayal etmekle başlayabilirsiniz. Partnerinizin yüzünü, gözlerini, dudaklarını kafanızda imajlar halinde görmeye çalışabilirsiniz. Sadece sizin hoşunuza gidecek fiziksel imajları yaratmanız çok önemlidir.
    Çoğu insan, özellikle yaşları ilerledikçe veya ilişkileri olgunlaştıkça, cinsel isteklerinin o kadar çabuk uyarılamadığını görürler. Bu dönemlerde fantezilerin yardımı olabilir.

    Fanteziler nereye kadar normal, nereden sonra tehlikeli?
    Cinsel fanteziler sağlıklı bir cinsel yaşamın göstergesidir, ama sınırı aşarsanız cinsel bir sapkınlığın işareti de olabiliyor!

    Fantezinizdeki sahnelerde kişi ve olaylar eğer sonradan düşününce bile size sıkıntı yaratacaksa uzak durmak gerekiyor.
    Akraba aşkı, kardeş, ana-baba, evlat gibi çok yakın akraba ile cinsel ilişki kurma fantezisi, daha sonra yüzüne bakıp yenge, enişte diyeceğiniz sosyal açıdan farklı iletişim içinde bulunduğunuz kişiler…

    Fahişelik, ırza geçmek, teşhir, mazoşizm, sadizm, çocuklarla, hayvanlarla, ilgili cinsel hayaller ya da fanteziler uygun değildir.

    Çünkü her şey düşünmekle başlar. Hayal dünyanızı kimse sınırlayamaz ama düşünsenize, en yakın arkadaşınızın eşinizle veya kızınızla ilgili cinsel fantezisi olduğunu düşünmek bile ne kadar iğrenç ve güvensizlik yaratıyor.

    Sınır mı? Olmayan kişiler olabilir, eşiniz olabilir ama daha fazlası sonra sıkıntı yaratır. Benden bu kadar, gerisi size kalmış.

  • Kadın ve erkeklerin fantezileri arasındaki farklar

    Kadın ve erkeklerin fantezileri arasındaki farklar

    Fantezi kurmak sadece erkeklere özgü bir durum değil. Yaygın kanının aksine kadınların da bir fantezi dünyası var. Zaten uzmanlar da fantezilerin seks hayatını canlı tutmaya yardım ettiğini söylüyorlar. Peki, ama kadınların ve erkeklerin fantezileri birbirine benziyor mu? Arada ne gibi farklılıklar var?

    İnsanın beyninde cinsel olarak coşkusunu artıracak nitelikte hayaller canlanmasına cinsel fantezi denir. Bu zor, her istediğimizi elimizin altında bulamadığımız ve meşakkatli dünyamızda cinsel fantezi kurmak, yerinde, zamanında ve dozunda yapıldığı sürece keyif verici, zararsız ve hoş bir durumdur.

    Kadınlar ile erkekler arasında fantezilerde dahi farklılıklar var. Peki kadınlarda erkeklerden farklı olarak durum nasıl?

    Şimdiki ilişkilerinde önceki cinsel tecrübelerini düşünürler kadınlar. Her daim olduğu gibi yatakta da duygusallık had safhada, hatta başroldedir; romantikleşirler, yeni tecrübelerden ziyade eskide kalmış haldedirler, yeniyi koklamak istemezler, yasak meyve her daim onlar için yasaktır; hayalde bile.

    Erkeklerin “nerede, nasıl olduğu önemli değil, yeter ki olsun” cümlesi, kadında “nerede ve ne zaman olduğu çok önemli, her şey ölçülü olmalı” cümlesi ile değişir. Cinsel organlara ve beden ile ilgili düşüncelere yer vermezler.

    Erkeklerde fantezi alanı, kimseye hesap vermeyecekleri bir yer olduğu için açılırlar da açılırlar, hayatlarında hiç denemedikleri şeyleri hayal edebilirler. Özellikle bir ünlü ile ilişkiye girmek, pencereler açık seks yapmak, o esnada çeşitli aletler kullanmak, gruba önem vermek, arabada ve her an yakalanma korkusu olan bir yerde partneri sıkıştırmak gibi.

    Erkeklerin fantezileri nereye kadar normal nereden sonra sapkınlık?
    Aslında bir kişi cinsel fantezi kuruyorsa, bu o kişinin sağlıklı bir cinsel yaşamı olduğunun ya da olacağının göstergesidir. Hayatını eğlenceli hale dönüştürebiliyorsanız, monotonluktan uzaklaşıp heyecan katabiliyorsanız, üzerinizdeki baskıları azaltabiliyorsanız, çok ileri gitmemek kaydıyla bu sizin günlük hayatınızı rahat ve huzurlu bir şekilde geçirmenize de yardımcı olur.

    Cinselliğin DAHAsına varırsınız, istediğinizi de, hazzı da, orgazmı da en üst noktalarda yaşarsınız. Kendinize daha çok güvenirsiniz, kısacası hayatınızı kolaylaştırır ve renk katarsınız.

    Evet, kadınlar fantezi dendiğinde şöyle bir dururlar. Bunun sebebi karşı taraftan gelebilecek fantezinin sınırının ne olduğunun bilinmemesidir. Aslında onların hayatında da bu yok mudur? Vardır, hem de alası.

    Ama erkek fantezileri daha haşin ve sert, ucu sivri, kadınlarınkiyse biraz daha yumuşak ve kördür. Kafanıza yatan ve hayat anlayışınıza ters gelmeyecek her şeyi deneyin partnerinizle! O fantezi sonradan sizin fantezinize dönüşebilir.

    Toplumumuzda kadınlar erkeklerin gözüyle bakıldığında bu tür isteklerinin farklı algılanıp haklarında olumsuz düşünüleceğine odaklandıkları için bunları dile getiremeyebiliyorlar. Ama yine tekrarlıyorum aslında kadınların hayal alemi tahmin edersiniz ki daha renkli ve cafcaflı… Erkeğe de iyi ve anlayışlı bir partner olup onu çıkarmak düşüyor.

    Cinsel fanteziler bazen cinsel bir sapkınlığın boyutuna da ilerleyebilir. İşte bu da başka bir noktadan bakış. Bizim fantezideki amacımız neydi? Cinsel uyarılmayı sağlamak, isteği tavan yaptırmak, hazzı yükseltmek gibi hoş karşılanacak şeylerdi, değil mi? Eğer orgazm olabilmek için fantezi zorunluluk haline dönerse işte bu cinsel sapkınlıktır. Bunu en çok kadın bedeninin sadece belli bölgelerinden uyarılabilen erkekler için söyleyebilirim. Sonuçta her iki tarafın da kabul ettiği fantezi en güzel ve özel fantezidir. Eğer bunun sınırı partnerinizi aşar ya da artık sadece kendi isteğiniz haline gelir ve bu yolda da gözünüz dönerse işte bu sorundur.

    Kadının fanteziye erkekten daha düşkün olması sık rastlanan bir durum mu?
    Hayır, çok rastladığımız bir durum değil. Bunun sebebi şu olabilir: Kadınlar ayıp, günah ve yasak üçlüsüyle büyüyüp konuşurken, hareket ederken, hatta sevişirken dikkat edilmesi gerekenler sürekli kafalarına kakıla kakıla kadınlaştıkları için hayatlarında yarıçaptan öteye gidemez. Kod budur, maya budur. Görevini yapar, orgazm olur ya da olmaz ve kapıdan geçip anne kimliğine bürünüp çocuklarına annelik yapar. Bazen de dikkat çekmek uğruna bunu dile getirenler olabilir. Fakat kısa bir konuşma sonrası aslında bunların hiçbirini yapmadığı anlaşılan bir grup vardır.

    Çok nadir de olsa kendisinin aşırılıklarını aktarmak ve uzmana danışmak için gelen kadınlar da yok değil tabii. Bu nefstir, istektir, arzudur, dürtüdür. Tabii ki sekse düşkün, erkeğinden daha çok seks isteyen kadın vardır. Türk erkekleri ve kadınları arasında değerlendirmek gerekirse böyle kadınlar bir elin parmağını geçmez. Bu kadar istekli olan kadın da hiçbir sınır tanımaz.

    Fantezisizlik renksiz bir cinsel yaşam mı demektir?
    Değildir tabii ama fantezi olsa fena olmaz. Fantezi hayata renk katar, heyecan katar, o gün daha mutlu uyanırsınız, daha farklı seversiniz etrafı, farklı bir gözle bakarsınız insanlara, dahasını istersiniz seksin. Heyecanlı bir film izlemek gibidir. Sonunun ne olduğunu ya da olacağını bilmeden sonu beklemek, denemek, istemektir cümlenin sonu ve olay tabii ki kabul ettirmekte biter.

    Fetişizm sapkınlık mıdır?
    Fetişizm aslında cinsel anlamı olmayan ama o kişi için simgesel ve cinsel çekicilik kazanmış bir nesne ile cinsel doyum tutkusudur. Örneğin, ayak, topuk, çorap, ayakkabı, kalem, mendil gibi nesneler bilinen fetişist nesnelerdir. Normal insanlarda cinsel organa ya da vücudun tümüne yönelen cinsel ilgi; fetişistte ise fetiş saydığı bölgelere ya da nesnelere yöneliktir. Bu da bir cinsel sapkınlıktır ve özelliği sadece erkeklerde rastlanmasıdır. Çocukluk döneminden gelen bir sorun olmakla beraber ergenlikte ortaya çıkar. Bir defa kurulduktan sonra da bozukluk sürekli hale gelir. Bu erkeklerin orgazma ulaşması bu nesneler olmadan imkansızdır ve cinsel partneri yoksa fetişin varlığı, onu seyretme, cinsel zevki uyarmaya yeterlidir.

    En az 6 aylık bir süre boyunca, kişinin canlı olmayan nesneleri kullanmakla ilgili (örn. kadın iç çamaşırları) yoğun, cinsel yönden uyarıcı fantezileri, cinsel dürtüleri ya da davranışları yineleyici bir biçimde ortaya çıkar.

    Kişi, bu cinsel dürtülerine göre davranır, bu kişinin cinsel dürtüleri ya da düşlemleri (fantezileri) belirgin bir sıkıntıya veya kişilerarası sorunlara neden olursa bu durum tedavi gerektirir.

    Porno izlemek doğal mıdır, porno izletmek ne anlama gelir?
    Pornoyu cinselliğin odak noktası haline getirmekten kaçınarak ya da alacağınız zevke sadece artı değer katmak için izliyorsanız değmeyin keyfinize.

    Kadınların pornoya bakış açısı erkeklerden çok farklıdır. Kadınlar pornoyu utangaç, huzursuz, korku, tiksinti belki de bayağılık gibi duygularla algılarlar. Peki erkekler için zevk veren bu durum kadınlara neden zevk vermiyor?

    Sıra dışı, hatta büyüklük kavramının tam da gözüne vuran fiziksel özelliklerin olduğu, ses sistemini tepe taklak edecek, ekoların, iniltilerin kol gezdiği, genellikle kadınların acı çektiği ama bunu nasıl olup da zevke çevirdiklerini anlamadığımız farklı bir dünya porno…

    Bu dünya erkeği alıştığımız tavırlarından uzaklaştırıyor. Nasıl mı? Elde etmek için günlerce peşinden koşmak yok… Tabii en son aşama seks… Pahalı akşam yemekleri, saatlerce kendini anlatma, ikna edebilme yok! Pornoda amaç erkeği zora sokmadan ve hiçbir götürü yapmadan onun istediği şeyi canlandırmak, bunu yaparken de çekici kadınları kullanmak.

    Eğer eşinizin seks videolarını izlemesi seks yaşamınızı etkilemeye başladıysa endişelenin. Artık sizinle seks yapmıyor ya da bu yöndeki isteği azaldıysa ve partneriniz eskisi gibi hemen tatmin olamayıp yeni isteklerde bulunuyorsa bu, gerçekten aşırı seks videosu izlemesinden olabilir. Eşinizin performansında azalma varsa, farklı ama sizin yapamayacağınız isteklerde bulunuyor ve tek başına seksten giderek daha fazla hoşlanıyorsa, bu sorundur.

    Porno izlemek bir tercihtir. Seyretmek size kazanç sağlıyorsa tabii ki izleyebilirsiniz. Ama biz terapistler pornodan ziyade erotik, daha yumuşak ve tahrik edici filmlerin ilişkinize daha uygun olacağını düşünürüz.