Etiket: kadin

  • Kadınlar Nasıl Evlenmeye Karar Verir?

    Kadınlar Nasıl Evlenmeye Karar Verir?

    30’una gelmiş ya da 30’unu aşmış, hatta neredeyse tüm arkadaşları evlenip bir de çocuk sahibi olmaya başlamış kadınlardan bazıları, bu gelişmeleri uzaktan izlemeyi tercih ediyor.

    Güzel bir kariyeriniz var. Her gün işinize gidip geliyorsunuz. Ofisten çıkınca arkadaşlarınızla bir yerde buluşup akşam yemeği yiyebiliyor ya da en sevdiğiniz barda eğlencenin tadına varıyorsunuz. Bazen yanınızda sevgiliniz oluyor, bazense bekar takılmayı tercih ediyorsunuz. Çünkü birisiyle birlikte olmak ya da olmamak konusundaki kararı da siz veriyorsunuz. Yani bazen sevgiliniz olmadığı için üzülürken, bir dönem de kafanızı dinlemek istiyorsunuz. Yine de arada sırada tabii ki bazı erkeklerle görüşüyorsunuz ama hiçbir zaman üzerinizde evlilik baskısı hissetmiyorsunuz. Arkadaşlarınızın düğünlerine, yeni bebeklerini tebriğe gitseniz de evliliğe karşı bakış açınız pek değişmiyor. “Kim konfor alanından çıkmak ister” ki diye düşünmekten kendinizi alamıyorsunuz. Ama bazı durumlar içinizdeki “gelin olma isteğini” hortlatabiliyor. Onların tanıdık geleceğinden eminiz.

    Ailesiyle yaşayan kadınlar

    Ailenizle yaşadığınız evde keyfiniz ne kadar yerinde olsa da (daima masada hazır bir yemek, hep temiz ve ütülü çamaşırlar, hiçbir zaman dağılmayan bir oda) zaman zaman sizi isyana sürükleyebilecek olaylar yaşayabilirsiniz. Annenizle hayatınızla ilgili her türlü detayı paylaşsanız, paraya sıkıştığınız her zaman babanızdan borç isteyebilecek olsanız da, bir evde herhangi biriyle birlikte yaşamak bile beraberinde bazı sorumluluklar getiriyor. Bir gece arkadaşlarınızla dışarıda eğlendikten sonra, ertesi gün başka bir grup arkadaşınızla yemek programı çıkabiliyor. Ya da üst üste pek çok akşam spora gittiğinizden dolayı akşam ailece oturulan yemeği kaçırabiliyorsunuz. Bu gibi durumlarda, aileniz tepkisini gösterip, o evin otel olmadığını dile getirebiliyor. Bunu direkt olarak söylemeseler de, bazen sizinle zaman geçirmek istediklerini laf arasına sıkıştırabiliyor ya da ima edebiliyorlar.

    Özellikle yaz mevsiminin gelmesiyle kendinizi daha çok dışarıda bulurken, aileniz sizin eve hep geç gelmenizden dolayı rahatsızlık duyabiliyor. Siz de kendinizi sorumlu hissedip, canınız her zamankinden çok dışarıda sevgilinizle olmak istese de, sırf ailenizin gönlü olsun diye evde oturuyorsunuz. Böyle zamanlarda, “Keşke evli olsaydım da, eşimle dışarı çıkarken hesap vermem gereken kimse olmasaydı” dediğiniz mutlaka oluyordur.

    Arkadaş faktörü

    Evli ya da çocuk sahibi arkadaşlarınızla görüşmenin zorluklarını tüm bekar kadınlar yaşıyor. Ne kadar yakın arkadaşınız olsa da, görüşme ayarlamak bile yeterince zor. Çünkü ilk önce eşleriyle konuşup gün belirleyebiliyor ya da eğer çocukları varsa onun uyuma saatine kadar evde olması gerekebiliyor. Daha da kötüsü, çocuklarından ya da evlilik hayatlarından başka bir konuyla ilgisi olmayan arkadaşlar…

    Evli arkadaşları bir kenara koyarsak, sahneyi sevgilisi olanlar devralıyor. Onlar da, tüm boş zamanlarını sevgililerine ayırmaktan dolayı sizi ihmal ediyor. Doğal tabii… Bir de, sizin sevgiliniz olmadan sizinle görüşmeyi akıllarına getirmeyen arkadaşlar var. Onlar ancak çiftler halinde gezmekten hoşlanan arkadaşlar olarak tanımlanabiliyor. Siz de dolayısıyla bir sevgiliniz olana kadar o arkadaş grubuna dahil olmuyorsunuz. Kendisini dışlanmış hisseden bazı kadınlar ise, bir an önce evlenip toplum tarafından kabul edilebilir bir sıfata kavuşmak isteyebiliyor.

    Gelecek korkusu

    Etrafınızda sevdiğiniz arkadaşlarınız ve ailenizin olduğu bir dünyada, herkes hayatından son derece memnunken gelecek hakkında tasalanmak çok uzak bir düşünce gibi gözüküyor. Ama yaş ilerledikçe ve arkadaşlarınızın çocuklarının da ilkokula geldiklerini gördükçe bazılarımız hayatlarını sorgulamaya başlıyor. Her zaman anne ve babamızın yanımızda olmayacağı ya da artık bir aile kuran arkadaşlarımızın bize eskisi kadar zaman ayıramadıklarını anladığımızda her zaman bizimle olacak bir erkeğin hayalini kurmaya başlayabiliyoruz. Yaşımız ilerlediğinde ve etrafımızda kimse kalmadığında yanımızda olan bu kişiye ise Türk toplumunda “can yoldaşı” adının verilmesi ise aslında çok şeyi özetliyor.

    Cinsel hastalıklar

    Düzenli ilişkisi olmayan kadın sevişmeyecek gibi bir durumu, hiçbir Cosmo kadını kabul edemez. Hayattan zevk almanın bir diğer yolu da seksten geçtiğinden dolayı, bazen tek gecelik ilişkiler yaşayabiliyor, ya da uzun süreceğini düşündüğümüz bir ilişkiyi kısa sürede sonlandırabiliyoruz. Bu kısa zaman diliminde yaşananlar ise bazen cinsel yolla bulaşan hastalıkları beraberinde getirebiliyor. Yanınızda olup, sizinle birlikte jinekoloğa gelecek ve tedaviniz esnasında size destek çıkacak erkek arkadaşınız (ya da eşiniz) olmadığında tüm bunların üstesinden tek başınıza gelmeniz gerekebiliyor. Arkadaşlarınızla bile paylaşamayacağınız bazı durumlarda ise “belki de bir sevgilim olsaydı bunları yaşamazdım” diyorsunuz. Ya da evlendiğiniz takdirde eşinizden hastalık kapma olasılığınızın minimuma ineceğini düşünüyorsunuz.

    Bekar Kadınlar Nasıl Evlenmeye Karar Verir?

    Evlenmenizi hızlandıracak bunca faktörün ışığında yine de tavsiyemiz, ani kararlar vermemeniz yönünde. Sadece hayatınızda biri olacak diye, karşınıza çıkan ilk erkeğe kapılmamanız sizin yararınıza. Bu sizin hayatınız. Nasıl yaşayacağınız ise size kalmış. Sırf evlenmiş olmak için yapılan bir evlilik sizi olduğunuzdan daha mutlu yapmayacaktır.

    Cosmopolitan

  • Vajinismus Tedavisinin Dayanılmaz Ağırlığı

    Vajinismus Tedavisinin Dayanılmaz Ağırlığı

    Vajinismus alanındaki en heyecan verici gelişme sağlık personellerince bu durumun tanınması… Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED) tarafından eğitimleri verilen ve başarıyla uygulanan “cinsel terapi” ile vajinismus yüzde yüz tedavi edilebiliyor.“Vajinismusun Üstesinden Gelmek”, “10 Adımda Vajinismus Tedavisi”, “Evli Bakireler” ve “Seks Korkusu” adlı kitaplar, tarafımdan yayınlandı… Bu kitapların vajinismuslu danışanlar tarafından okunması gerekiyor. Çünkü vajinismus tedavisi sırasında pek çok kadın mağdur ediliyor. Vajinismus tedavisi adı altında çiftlerin doktor kontrolünde ilişkiye zorlanıyor, bu doğru değil… Bu yöntem bir çeşit tecavüz… Cinsellikte, kadın ve erkeğin hazzı esas olmalı…

    KIZLIK ZARININ AMELİYATLA ALINMASI…

    Vajinismusun kızlık zarıyla bir ilişkisi yok… Kızlık zarının alınması var olan sorunu çözmüyor. Fakat kızlık zarının kalınlığına bağlı olarak; ağrı, acı veya kanama nedeniyle vajinismus gelişmiş ise, cerrahi bir yöntemle bu zarın alınması önem taşıyor. Ancak vajinismuslu kadınlar üzerinde yapılan araştırmalarda tedaviye gelen her dört kadından birinin, tedaviye başvurmadan önce kızlık zarlarını aldırttıkları görülüyor.

    GENEL ANESTEZİ ALTINDA CİNSEL BİRLEŞME TAVSİYE EDİLMİYOR…

    Genel anestezi sırasında vajinal kaslar gevşediğinden, cinsel birleşmeye olanak vermeyen vajinal kasılmalar olmuyor ve ilişki gerçekleştirilebiliyor. Ancak buna rağmen sonraki normal cinsel birleşmelerde de aynı sorun yaşanabiliyor. Cinsel ilişkide karşılıklı haz esasken, bu durum bir nevi tecavüz… Cinsellik, kadın ve erkek arasında sevginin ve zevkin paylaşımı… Ancak vajinismuslu çiftler için cinsellik zevk olmaktan çıkıyor, keder ve elem yaratan eziyet verici bir eyleme dönüşüyor. Genel anestezi altında yapılacak bir cinsel birleşme aslında çift için ciddi bir travma… İlişki bir kereye mahsus gerçekleşse bile, kadın hem eşine karşı öfke geliştirebiliyor hem de erkek savunmasız haldeki eşine böyle bir şey yaptığı için suçluluk duyabiliyor. Bu nedenle anestezi altında ilişkiye girilmesi kesinlikle önerdiğimiz bir yöntem değil…

    TÜP BEBEK ÖNERİLMİYOR…

    Vajinismuslu çiftler süre uzadıkça çevreden gelen yoğun bir çocuk baskısı ile karşılaşıyorlar ve alternatif çözüm yolları aramaya başlıyorlar. Anne olmak isteyen vajinismuslu kadınlara tüp bebek tedavisini önermiyoruz. Çünkü bu, tedavinin imkânsızlığını kabullenmek anlamına geliyor ve çoğu zaman çocuk sahibi olmak da çiftin kendini mutlu hissetmesine yetmiyor.

    VAJİNİSMUS TEDAVİSİNDE DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN UNSURLAR…

    Çok ama çok düşük oranda da olsa vajinismusun fiziksel bir nedeni olabiliyor. Bu nedenle kadının mutlaka cinsel terapi öncesi bir kadın hastalıkları ve doğum uzmanına görünmesi gerekiyor. Vajinismusu mekanik olarak çözmek yetmiyor. Çifte, sağlıklı bir cinsel hayat sunmak için tedavide iki aşama izleniyor. Birinci aşamada, cinsel birleşmenin olması hedefleniyor. İkinci aşamada ise cinsel ilişkiden zevk alma teknikleri öğretiliyor.

    MUAYENEHANEDE GERDEK OLMAZ…

    Kadına verilen sakinleştirici ilaç ve kremlerle çifti, hekimin gözetiminde cinsel ilişkiye zorlamak, tıbbi etiği ihlal ettiği için kınanmış bir tedavi… Yurtdışında cinsel terapistin veya doktorun gözü önünde cinsel ilişkiye girebileceğiniz özel cinsel tedavi merkezleri var. Ama burası Türkiye… Türk hekimlerinin ve cinsel terapistlerinin kendi toplumsal yapısına, örf ve adetlerine uygun tedavi yöntemlerini tercih etmeleri gerekiyor. Aksi durumlarda tedaviye muhtaç insanlar ve cinsel sağlık bilimi de zarar görebiliyor.

    BİLİNÇALTINDAKİ KORKULAR ORTADAN KALDIRILMALI…

    Lokal uyuşturucu kremler ve pomatların ilişki öncesi vajinaya sürülerek kullanılması, kadınların bilinçdışı korkularını ortadan kaldırmadığı için yararsız… Kadının cinsel ilişki öncesi fazla alkol alması, kişinin bilincini kaybetmesine yol açtığından bir işe yaramıyor. Cinsel ilişki öncesi alınan sakinleştirici ilaçlar, cinsel isteği azalttığı için normalde de tavsiye edilmiyor. İlişki öncesi vajinaya buhar tutulması, sıcak su banyosu, ağrı kesici ve sıkıntı giderici ilaçların birlikte kullanılması sadece cinsel birleşme korkusu yaşayan kişilerde, bazen işe yarayan veya geçici çözüm yöntemleri… .

    TEK SEANSLIK TEDAVİ KADINI KORKUTUYOR…

    Vajinismuslu çiftler vajinismusu çözmeye hazırsa ve derinlerde yatan ciddi bir patoloji yoksa sorun cinsel bilgilendirme ve danışmayla kolaylıkla çözülebiliyor. Ama tek seanslık bir tedavi kadının var olan korkularını daha da artırabiliyor. Bu nedenle tek seanslık tedaviler tavsiye edilmiyor. Vajinismus tedavisinde, altında yatan psikolojik nedenleri ortaya çıkartmak, seks hakkında daha önce öğrenilmiş yanlış inançları değiştirmek önemli… Tedavi planı çiftin ihtiyacı doğrultusunda oluyor.

    ANESTEZİ HAMİLELİĞİ…

    Genel anestezi ile birleşme sonrasında hamile kalan kadınlar var… Hamileliğin oluşması için erkeğin vajina içine boşalması gerekmekle birlikte, nadiren vajina üzerine boşalma ile de hamile kalınabiliyor. Genel anestezi altında da çok küçük bir ihtimal de olsa hamile kalınması mümkün. Bu nedenle vajinismus tedavisine çocuğu olan hastalar da gelebiliyor. Çocuk sahibi olmak onlarda çevre baskısına karşı geçici bir rahatlama yaratıyor.

    Vajinismus Nedir? Tecrübe ve deneyimlerimizlerimiz için tıklayın !

  • P Noktası

    P Noktası

    Ruh ve beden sağlığının en önemli olgularından biri olan cinsellin keşfi dur durak bilmiyor… Kadınların boşalmalarını kolaylaştırmak ve daha fazla haz almalarını sağlamak için yapılan araştırmalar en sonunda meyvesini vermiş gibi gözüküyor.

    Kadınlarda cinsel haz almayı sağlayan ve boşalmalarını kolaylaştıran klitoris ve G noktasına ek olarak yeni bir haz noktası keşfedildi. Vajina ile anüs arasında kalan ve birçok sinir ucunun kesiştiği yere “P noktası” adı veriliyor. Cinsellik; rahatlamış ve gevşemiş bir halde, sevişmenin ve dokunmanın verdiği hazza odaklanarak, haz alıp haz verebilme, ruhu ve bedeni paylaşabilme, ne olursa olsun bir şekilde boşalabilme bilim ve sanatı olduğuna göre, dünyadaki en güzel ve en özel alışveriş de olmalı… Çiftler bu alışverişi nasıl gerçekleştiriyor? Elbette ki, zevk almak istedikleri ölçüde zevk vererek! Öyleyse çiftlerin daha çok zevk almalarının önünü açacak olan P noktasını keşfe çıkmaları gerekiyor.

    P NOKTASI BOŞALMAYI KOLAYLAŞTIRIYOR…
    Vajina girişinin sonundaki bölgeden başlayarak anüse gelmeden son bulan bölgeye “perine” adı veriliyor. Perine bölgesinde bulunan P noktası kadınların boşalmalarını kolaylaştırıyor. Dolayısıyla, bu noktaya doğru bir şekilde yapılan basınç hazzın doruğuna taşınmasına yardımcı olabiliyor. Özellikle cinsel birleşme sırasında P noktasının uyarılması psikolojik bir uyarıcı görevi görüyor. Cinsel ilişkide P noktasının uyarılması için her pozisyon uygun olmakla birlikte, Jokey pozisyonu (kadının üstte, erkeğin altta olduğu pozisyon) ve Misyoner pozisyonu (kadının sırtüstü yattığı, erkeğin üstte olduğu pozisyon) doğru seçim olabiliyor. Erkekler genellikle görsel ve işitsel eğilimli, kadınlarsa daha çok dokunsal ve işitsel eğilimli oluyorlar. Bu nedenle P noktası uyarılırken kadının kulağına güzel şeyler fısıldanması alınan hazzı arttırabiliyor.

    P NOKTASI KEŞFEDİLMEYE AÇIK BAKİR TOPRAKLAR GİBİ…
    Kadınlar P noktalarına dokunulmasından, yalanmasından ve basınç uygulanmasından çok hoşlanıyorlar. P noktasına yapılan hafif bir masaj, sevişmeye renk katmaya ve boşalmanın hazzını doruklara taşımaya yardımcı olabiliyor. Bu nedenle “P noktasının keşfi erkeklerin işini kolaylaştırdı!” desek, eminim yanılmış olmayız… Kadın vajinasının içinde bulunan G noktasının yerini bulmak, klitorise doğru ve ritmik hareketlerle dokunmak profesyonellik istiyor. Cinsel birleşme sırasında heyecandan dokunuşlarının şiddetine pek hâkim olamayan erkekler için P noktasına dokunmak daha kolay bir deneyim… Çünkü P noktasının uyarılması kolay, hazzı büyük… Keşfedilmeye açık bakir topraklar gibi… Çiftin seks yaparken “Acaba neresiydi?” diye düşünüp dikkatini dağıtmasına neden olabilecek bir durum da yok! Bunun dışında erkekler oral seks yaparken partnerlerinin boşalmalarını kolaylaştırmak için G noktası ve klitorisin yanında, hemen ulaşabilecekleri P noktasını da kullanabiliyorlar. Ancak P noktasına yapılacak olan basıncın derecesinin klitorise yapılacak olan basıncın derecesinden biraz daha yüksek olması gerekiyor. Ayrıca P noktası her kadının farklı hissettiği bir bölge… Çünkü P noktasındaki cinsel duyular kişiye ve ruhsal etkilerin derecesine göre değişebiliyor. Bu nedenle hangi dokunuşun daha uygun olduğunu kadının partnerine ifade etmesi gerekiyor.

  • Rimel uygulama hileleri

    Rimel uygulama hileleri

    Doğru uygulanan rimel, gözlerinizin çok daha büyük gözükmesini ve bakışlarınızın daha etkileyici olmasını sağlayabilir.

    Rimel uygulama hileleri
    Konu makyaj malzemeleri olduğunda, kadınların birbirlerine sordukları soruların en önemlilerinden biri muhtemelen hangi marka rimeli kullandıklarıdır. Özellikle küçük gözlere sahip kadınlar neredeyse hiç makyaj yapmasalar bile, kirpiklerine rimel sürmeden evden çıkmazlar. Ancak hangi kaliteli ürünü kullandığınız kadar rimeli nasıl uyguladığınız da önemlidir. İşte size rimel sürme konusunda verebileceğimiz ipuçları:

    Doğru bir biçimde rimel sürmek
    3 adımda rimel uygulamanızı mükemmelleştirmeniz mümkündür:

    1. Rimel çubuğunuzu kirpiklerinizin ucundan değil kökünden başlayarak içeriden dışarıya doğru hareket ettirin. Gözlerinizdeki uzunluk ve büyüklük yanılsamasını bu teknik verir.
    2. Kirpiklerinize rimel uygularken, rimel çubuğunuzu sağa sola hareket ettirin. Bu kirpiklerinizin birbirinden ayrılmasını sağlayacaktır.
    3. Bu son adımda, gözlerinizi kapatın ve rimel çubuğunuzu kirpiklerinizin üst kısmına sürün. Bu da kirpiklerinizde kalan topakları temizlemenizi sağlayacaktır.

    Sizin için en uygun rimeli seçin
    Rimelinizi seçerken istediğiniz formül ve etkiyi (uzatma, sıklaştırma, suya dayanıklı ya da topaklanmayan gibi) göz önünde bulundurmanız gerekiyor. Bunun dışında bir de fiyat meselesini düşünmelisiniz. Kozmetik mağazalarından ve eczanenizden basit bir rimel alabilirsiniz ya da daha kaliteli bir rimel için yüksek bir fiyat ödeyebilirsiniz. Elbette, pahalı olanlar daha dayanıklı olacaktır ve daha az topaklanacaktır. Ancak fazlasıyla ucuz ve kalitesiz bir rimel kullanmadığınız sürece, insanların rimelinize ne kadar para harcadığınızı anlaması oldukça zordur. Yaz aylarında, sahildeyken suya dayanıklı bir rimel seçmeniz gerekecektir. Birçok eczane ve mağaza memnun kalmadığınız ürünleri geri almaktadır. Ayrıca enfeksiyon riskine karşı, rimelinizi mağazada denememenizi tavsiye ederiz. Alışveriş yaptığınız mağazanın iade alım şartlarını sorun ve rimelinizi evde deneyin.

    Kirpiklerin topaklanmasını önleyin
    Bazı kadınlar kirpik taraklarının gereksiz olduğunu düşünürler. Ancak makyaj uzmanlarına göre kirpik tarakları kirpikleri mükemmel bir şekilde ayıran ve topaklardan temizleyen harika bir buluştur. Eğer denemek isterseniz, önce rimelinizi kirpiklerinizin dibine uygulayın ve sonra onları, kirpik tarağıyla kökten uca doğru tarayın. Kirpik taraklarından hoşlanmıyorsanız, bir mendille rimel çubuğunuzdaki fazla tabakadan kurtulun. Böylece daha kirpiklerinize rimel sürmeden önce topakları önlemiş olursunuz!

    Topaklardan kurtulmanın bir diğer yoluysa temiz bir rimel çubuğuyla, ıslak kirpiklere rimel uygulamaktır. Yeni bir rimel çubuğu alabilir ya da eskisini temizleyip yeniden kullanabilirsiniz. Çubuğunuzu içinde makyaj temizleyicisi bulunan bir kaba koyun. Daha sonra çubuğunuzu sabunla yıkayıp kurulayın.

    Farklı rimelleri karıştırmaktan korkmayın
    Makyaj uzmanlarının kullandığı bir diğer hile de kirpiklere önce bir kat uzatıcı rimel sürüp daha sonra da dolgunlaştırıcı rimel uygulamalarıdır. Fazla rimeli, temiz başka bir rimel çubuğuyla ya da kirpik tarağıyla temizleyebilirsiniz.

    Renkli rimellere şans verin
    Temel rimel uygulama kuralları basittir. Siyah herkeste hoş görünür ancak açık renkli cilde sahip sarışın kadınlarda biraz fazla gibi görünebilir. Sarışın bayanlar gündüz vaktinde kahverengi/siyah rimelleri tercih edip, siyah olanları geceye saklamalıdırlar. Şarap ve kırmızı erik renkleri tıpkı mavi rimeller gibi mavi renkli gözlerin ortaya çıkmasını sağlar. Mor renk rimeller ise kahverengi gözlerde harika görünür.

    Kirpik kıvırma aleti kullanın
    Kıvırcık kirpikler gözlerin daha büyük ve geniş görünmesini sağlar. Kurutma makinenizle rimel çubuğunuzu birkaç saniye ısıtın ve aşırı sıcak olup olmadığını kontrol ettikten sonra rimelinizi kirpiklerinize uygulayın. Kirpiklerinizi rimel sürmeden önce kıvırmanız gerektiği bir efsaneden ibarettir. Rimel sürdükten sonra da kirpiklerinizi kıvırabilirsiniz, yalnızca önce rimelin kuruduğundan emin olun.

    Yalnızca üst kirpiklerinize rimel uygulayın
    Birçok makyaj uzmanı yalnızca üst kirpiklerinize rimel uygulamanızı öneriyorlar. Gözlerinizin daha büyük bir görünüme sahip olmasını istediğiniz için mutlaka alt kirpiklerinize de rimel sürecekseniz, çok hafif bir dokunuşla az miktar kullandığınızdan emin olun. Ve rimelinizi uygulamadan önce gözünüzün altına bir mendil koyun.

    Besleyici rimel kullanın
    Besleyici rimel kirpikleri sarar ve rimelinizi uygulamadan önce kirpiklerinizin ayrı kalmasını sağlar. Makyaj uzmanları besleyici rimellerin gerçekten gerekli olduğunu düşünüyorlar, bu yüzden makyajınıza biraz daha fazla zaman ayırabiliyorsanız, bu ilave adımdan faydalanmaktan çekinmeyin.

    “2 tabaka rimel uygulamak” ne demektir?
    Kirpiklerinize 3 tabakadan fazla rimel uygulamayın. İlk tabakayı sürdükten sonra kurumadan ikinci ve üçüncü tabakayı uygulayın. İkinci tabakayı sürmeden önce ilk tabaka kurursa kirpiklerinizde topaklar oluşur.

    Rimel çubuğunuzu tüpün içine sokup çıkarmayın
    Rimel çubuğunuzu sürekli tüpün içine sokup, çıkarmak, rimelinizin olması gerektiğinden daha çabuk kurumasına neden olur.

    Rimel çubuğunuzu eğin
    Maskara çubuğunu doğru bir açıda eğmeniz çok önemlidir. İşte bu hoş görünen rimelli gözlere açılan yolda bir diğer adımdır.

    Gözlerinizi kırpmadan önce bekleyin
    Eğer uzun kirpiklere sahipseniz rimel uyguladıktan sonra en azından 5 saniye beklemeye çalışın. Ve dışarıya çıkmadan önce rimellerinizin durumunu aynada bir kez daha kontrol edin.

    Bütün bu noktalara dikkat ederek ve kendinize uygun rimeli seçerek, çok daha büyük gözlere ve etkileyici bakışlara sahip olabilirsiniz.

    Rimel Sürmenin Püf Noktaları Nelerdir?

  • Ayakkabı alırken nelere dikkat edilmeli

    Ayakkabı alırken nelere dikkat edilmeli

    Anatomik ayakkabıların ise ayakta önemli taşıyıcı noktaları desteklediği için yürüyüşürahatlatıcı yönü bulunmaktadır. Anatomik ayakkabılar vücudun rahat taşınmasını sağlar, omuriliğin duruşunu destekler, kişinin yorulmasını geciktirir. Doğal malzemeden üretilen ayakkabılar cilt sağlığının korunmasını sağlar, nasır, batık tırnak ve mantar gibi rahatsızlıkların oluşmasını engeller. Doğru ayakkabı ve sandaletler de ayağa egzersiz yaptırır.

    Rasgele, (sonradan genişler) düşüncesiyle alınan ayakkabılar ayak sağlığını olumsuz olarak etkilemekte ve basma bozukluğuna, tırnak batmalarına, ayak mantarlarına, acılı nasırlara, ayak parmaklarında şekil bozukluklarına, çabuk yorulmaya, bilek burkulmalarına, ayak, bacak ve bel ağrılarına ve ayakta kalıcı deformasyonlarına sebep olabilmektedir.

    Ayakkabı seçerken ilk kriterin, model ve renkten önce rahatlık olması gerekir. Bunun için ayakkabının doğal malzemelerden imal edilmiş olmasına özen göstermek gerekmektedir.

    Ayakkabıyı alırken her ikisinin de giyilip yürürken test edilmesi gerekir

    Ayrıca, en uzun parmak ile ayakkabının ucu arasında yarım santim boşluk olmasına dikkat etmek gerekir.

    Bağcıklı ayakkabılar ayağı daha iyi kavradığı ve kan dolaşımını engellemeyecek şekilde ayarlanabildiği için tavsiye
    edilmektedir.

    Anatomik ayakkabıların ise ayakta önemli taşıyıcı noktaları desteklediği için yürüyüşü rahatlatıcı yönü bulunmaktadır.

    Anatomik ayakkabılar vücudun rahat taşınmasını sağlar, omuriliğin duruşunu destekler, kişinin yorulmasını geciktirir. Doğal malzemeden üretilen ayakkabılar cilt sağlığının korunmasını sağlar, nasır, batık tırnak ve mantar gibi rahatsızlıkların oluşmasını engeller.

    Doğru ayakkabı ve sandaletler de ayağa egzersiz yaptırır

    Ayakkabı modelleri için tıklayın !

  • 27 kadının yumurtalıklarını uyandırdılar

    27 kadının yumurtalıklarını uyandırdılar

    Japonya’da çok erken menopoza giren 30 yaşındaki bir kadın, yumurtalıkların “yeniden uyandırılması” yönetimiyle bebek sahibi oldu.

    Sonuçları “Proceedings of the National Academy of Sciences” dergisinde yayımlanan teknik çerçevesinde Japonya ve ABD’deki doktorların, çok erken menopoza giren 30’lu yaşlarındaki 27 kadının yumurtalıklarını aldığı, bu yumurtalıkları laboratuvar ortamında yeniden etkinleştirdiği ve yumurtalık dokusu parçalarını tekrardan döl yatağı borusunun üstüne yerleştirdiği bildirildi.

    TOKYO’DA BİR ERKEK BEBEK DOĞDU

    St. Marianna Tıp Fakültesi’nden Dr. Kazuhiro Kawamura, yöntemle geçen aralık ayında Tokyo’da bir erkek bebeğin dünyaya geldiğini, anne ve bebeğin sağlıklı olduğunu söyledi.

    Kawamura, kadınlardan alınan yumurtalıkları şeritlere ayırdıklarını, dondurulan bu şeritleri çözdürdükten sonra, foliküllerin olgunlaşmasını tetiklemeyi amaçlayan bir adım olarak küçük küplere böldüklerini, bu küplere foliküllerin daha da gelişmesini harekete geçirmek amacıyla ilaç enjekte ettiklerini açıkladı.

    40’LI YAŞLARDA DA FAYDALI OLABİLİR

    Sonrasında küplerin, kadınların dölyatağı borusu yüzeyinin hemen altına yerleştirildiği, 6 ay içinde 8 kadında folikül olgunlaşmasının belirtilerinin görüldüğü, 5’inin laboratuvarda eşlerinin spermleriyle döllenebilecek yumurtalar ürettiği bildirildi.

    Söz konusu 5 kadından birinin doğurduğu, birinin hamile kaldığı, bir diğerinin düşük yaptığı, diğer ikisinin ise henüz hamile kalma girişiminde bulunmadıkları kaydedildi.

    Bilim adamları, yöntemin, hamile kalmakta zorluk yaşayan 40’lı yaşlarının başındaki kadınlara da yardım edeceğini umuyorlar.

  • Vajinal hisler

    Vajinal hisler

    Aile Sağlığı Araştırma Derneği Başkan Yardımcısı Dr. Ece Hattat vajinal ve klitoral bölgedeki duyumların azalmasının cinsel uyarılma, orgazm mekanizmalarını zorlaştırdığını, cinsellikten zevk alamama şikayetini ortaya çıkarttığını söylüyor.

    Dr. Hattat’ a göre vajinal ve klitoral bölgedeki duyumların azalmasına yol açan pek çok neden bulunuyor. Hormonsal dengesiz veya eksiklikler, diyabet, MS gibi altta yatan hastalıklar, doğum veya menopoz, kullanılan ilaçlar, geçirilen travma veya ameliyatlar vajinal ve klitoral bölgedeki hislerin azalmasına sebep olabiliyor. Cinsel uyarılma bozukluğu yaşayan kadınlarda da bu duruma neden olabilecek organik, psikolojik, ilişkiye dair faktörler araştırıldıktan sonra kişiye uygun bir tedavi planı uygulanıyor.

    İşte bu noktada vajinal ve klitoral bölgedeki duyumsal seviyeyi objektif olarak ölçmek çok büyük önem kazanıyor. Artık uluslararası tedavi protokolleri düzenlenirken, öncelikle Biothesiometre ölçümü ile vajinal ve klitoral bölgedeki duyumsal seviyeyi tespit etmek gerekiyor. Dr. Hattat kadın hastalarda objektif olarak bu seviyeyi tespit eden Biothesiometre sonuçlarını yorumlayarak tedavi sürecinizde gerekli düzenlemeleri yapmanın çok önemli olduğunu belirtiyor.Tabii cinsel uyarılma sorunu yaşayan kadınlarda orgazm veya istek problemi de görüldüğünden birden fazla tedavi gerekebiliyor.

    Tedavide bazı lokal veya sistemik hormon tedavileri, damarsal ilaçlar kullanılabiliyor.  Risk faktörleri azaltılıyor, altta yatan sağlık problemleri tedavi ediliyor.  Sosyo-kültürel faktörler, ilişki sorunları veya depresyon-kaygı-performans endişesi gibi nedenler terapi ile tedavi ediliyor. Partnerle iletişim uyarılma sorunlarında önemli.  Kadınların cinsel sorunları olduğunda mutlaka eşleriyle konuşması gerekiyor. Amaç her zaman cinselliğin kalitesini, tatmin seviyelerini arttırmak dolayısıyla hayat ve ilişki kalitesini düzeltmektir. Kadının kendisine neyin zevk verdiğini öğrenmesi, kendi cinselliği ile barışık halde olması ve partneri ile iletişimde olması da tedavi açısından gereklidir.
    Her seferinde orgazm olmak şart mıdır?Kadınlarda her seferinde orgazm olmak bir zorunluluk değildir.  Bunu zorunluluk gibi gören ve bu beklenti içinde olan kadınlarda bir kere orgazm sorunu oluşursa bu beklenti nedeniyle performans endişesi yaratabilir.  Bu da orgazm sorununu ilerletebilir.  Orgazm cinsel ilişkinin fiziksel, duygusal ve ruhsal tatmin hissini ifade eden bir durumdur.  Ancak her seferinde yaşanmasını beklemek yanlış olabilir.  İnsanların organik, psikolojik durumu, cinselliğe hazır olmayan ruh hali, iyi konsantre olamama, cinsellik sırasında heyecanlarını yok eden bir olay yaşanması gibi faktörler nedeniyle cinsel ilişki sırasında bazen orgazm yaşanmayabilir.  Orgazm olmadığında “hiç iyi bir cinsellik değildi” anlayışı doğru değildir.
    Orgazm olamayan bir kadın ne zaman doktora başvurmalı?Dönemsel olarak bahsettiğimiz faktörler nedeniyle orgazm sorunu yaşanabilir.  Ancak bu problem ısrarlı bir şekilde devam ediyorsa tedavi için mutlaka doktora başvurmak gerekir.

    Uyarılma sorunları orgazm problemlerine yol açar mı?Hazırlayıcı faktör olarak uyarılma eksikliği, ağrı problemleri orgazm problemine yol açabilir.  Biz zaten kadın cinselliğinde birden fazla problemin bir arada görüldüğünü görüyoruz.  Cinsel uyarılma bozukluğu tekrarlayan şekilde ya da sürekli biçimde cinsel uyarılara cevabın olmaması ve/veya yeterli vajinal kayganlığın devam ettirilememesidir. Bu durum aslında fiziksel uyarılma eksikliğinden değil, daha çok uyarılmanın kişisel olarak algılanamaması ile ilgilidir. Bazı durumlarda kadında vajinal kayganlık yani lübrikasyon oluşsa da hiçbir cinsel uyara karşı cinsel heyecan ve zevk hissi oluşmaz.  Bazen de kadın cinsel olarak uyarıldığını hissetse de vajinal lübrikasyon veya vajinal dokularda kanlanma artışı gibi cinsel uyarılma belirtileri oluşmaz.  Yani kadın dokunsal, görsel, işitsel veya zihinsel uyarılardan heyecan duyar ama vücudu buna yanıt vermez.

    Tabii bazı durumlarda biz bu iki durumu birden yaşayan kadınlar da görüyoruz.  Yani kadın ne heyecan ve uyarılma hissini yaşıyor ne de vajinal olarak uyarılara cevap gösteriyor.  Bu durumda da orgazm da olamıyor.

  • Manikürlü tırnaklara bakım önerileri

    Manikürlü tırnaklara bakım önerileri

    Kıyafetlerinize ve gideceğiniz ortamlara uygun ojeler kullanmak istediğinizi biliyoruz ancak yine de her önünüze gelen oje şişesini alıp manikür salonuna gitmeyin.

    Kadınlar için manikür, pedikür yaptırmak çok önemli. Özellikle tırnak bakımı yapılmış ellere sürülecek ojeler, kadın elinin zarafetini çok daha iyi gösterir. Sıcak havalarda hafif kıyafetler, yüzde hafif makyaj, bakımlı saçlarla, tırnaklarınızın da bakımlı görünmesi gerekiyor.

    Dondurma renkleri kıyafetinize göre seçin

    Şeftali, lavanta, nane yeşili ve bebek mavisi, son dönemin moda oje renkleri. Giysilerinize uyum sağlayacak, tırnaklarınızda kötü durmayacak, dondurma hissi veren bu renkleri tüm yaz boyunca kullanabilirsiniz. Eğer sahil kenarında iseniz, mayonuzdaki tonlarla uyumlu renkleri tırnaklarınızda kullanabilirsiniz.

    Maceracılara uygun pastel 5’lisi

    Eğer içinizde maceraperest bir kadın taşıyorsanız, pastel renklerle de çılgınlık yapabilirsiniz. Her tırnağı farklı bir pastel renge boyayarak, değişik bir görüntü yaratabilirsiniz. Ancak bunu yaptığınızda kıyafetinizin tek renk olmasına özen gösterin. Yoksa çok komik görünecektir.

    Bu renkleri kullanırken, kendi içinde uyumlu olmasını sağlayın. Şeftali, pembe, turuncu, mavi ve uçuk yeşil…

    Neon ojeleri, beyaz giysilerle tamamlayın

    Geçen yıl başlayan neon modası, gücünü eksiltmeden devam ettiriyor. En sevdiğiniz neon rengi seçin ve manikürünüzü bu renkle yaptırın. En etkili görünümü yaratmak için, beyaz bir kıyafetle giymek iyi bir seçim olacaktır.

    Eğer farklı bir etki yaratmak istiyorsanız, neon renklerin üstünde beyazla vitray deseni oluşturacak biçimde çatlatma çalışmaları yapabilirsiniz. İsterseniz sonra her bir alanı farklı bir neon renge boyayarak değişik bir görünüm elde edebilirsiniz.

    Pırıltılı ojelerle sihirli dokunuşlar

    Pırıltılar sadece tatil günlerinde kullanılır diye bir kural yok değil mi? O zaman bir pastel renk seçin ve üzerinde altın veya gümüş pırıltılarla gösteriş ekleyin. Bir sonraki adım ise, çok abartılı olmayan kıyafetler seçmek olmalıdır. Tırnaklarınızı gölgede bırakmayın.

    Eğer her tırnakta pırıltının çok abartılı olduğunu düşünürseniz, tek bir yüzük parmağı veya işaret parmağı üzerinde de çalışabilirsiniz.

    Tırnaklarınıza bunları yapmayın!

    Yaz aylarında siyah ve koyu renk oje kullanmayın. Bu sonbahar ve kış zaten yeterince karanlık geçecek. Yaz sıcaklarının bu son anlarında tıpkı rengarenk dondurmalar gibi hayatınıza renk katın…

    Uzun ve sivri tırnaklar kullanmayın. Eğer ellerinizle birine zarar vermeyi düşünmüyorsanız, bu yaz tırnakların uzun ve sivri kullanılmadığını bilin. Uzun tırnak seviyorsanız, oval kesimlerle kullanın. Takma tırnak, protez tırnak kullanıyorsanız, tırnaklarınıza doğal bir görüntü vermeye dikkat edin.

    Fransız Manikürü’nün modası geçti

    Fransız manikürünün modası geçti. Eğer gelin olmuyorsanız veya markete alışverişe gitmiyorsanız, beyaz Fransız manikürü kullanmayın. Eğer mutlaka kullanacaksanız, çok kısa tırnaklarda bu uygulamayı yapın. Bu arada yaz bitene kadar etiket süslemeler tırnaklarda kullanılmıyor. Yapıştırma çiçekler ve nazar boncukları out!

    Tırnak Cilaları, Ojeler tıklayın !

  • Sağlıklı hızlı saç uzatma yolları

    Sağlıklı hızlı saç uzatma yolları

    Saçlarınızın bir an önce uzamasını mı istiyorsunuz? Uzmanlardan edindiğimiz güzellik sırları sayesinde saçlarınızın olağandan daha çabuk bir sürede uzamasını sağlayabilirsiniz.

    Uzamayı tetikleyen ufak öneriler

    Saçlarınızın uzama hızı size yavaş geliyor veya belirli bir uzunluğa geldikten sonra o uzunlukta takılıp kalıyorsa, tutamlarınıza bebek muamelesi yapmalısınız. İşte bunun sebepleri:

    Şımartın: İçeriğinde nemlendirici özellikli shea veya avokado yağı bulunan şampuan ve saç kremlerini seçmeye özen gösterin. Bu içerikler tutamlarınızı dolgun gösterir ki bu da saçların gelişimi açısından oldukça önemlidir. Narin saç uçlarının uzamaya fırsatları kalmadan kırılmaları oldukça sık görülen bir durumdur.

    Ovalayın: Yüzünüzü temizlemek için yüzü musluk altına tutmak yetmez öyle değil mi? Aynı şekilde saç derinizin de dokunulmaya ihtiyacı vardır. Saç derisinde biriken kir, yağ ve ölü hücre katmanları tutamlarınızın uzamasını engelleyebilir. Bu nedenle saç derinize masaj yapmanız gerektiğini savunan Kingsley, uçları yuvarlatılmış bir fırça tercih etmenizi öneriyor. Fırçanız yoksa, parmaklarınız yardımıyla duştan önce yalnızca iki dakikanızı saç derinize masaj yapmaya ayırabilirsiniz.

    Tarz yaratın: Kullandığınız ısı kaynağı aletler ve saç fırçaları tutamlarınızın üzerinde bulunan koruyucu kalkanı yıpratır. Yıpranan saçlar da kolayca kopmaya meyilli hale gelir. Bunu engellemek için saçlarınızı yalnızca geniş dişli bir tarak ile açın, ısıya karşı koruyucu taç ürünleri kullanın ve Pazar günlerini saçınız için de tatil edin. Tutamlarınızı haftada en az bir gün saç kurutma makinesi veya maşadan mahrum etmek bile saçların sağlığı açısından fayda sağlar. Kolay dalgalar için nemli saçlarınızı örebilir, böylece doğal dalgalar yaratabilirsiniz.

    Düzenli aralıklarla kestirmek saçın uzamasına yardımcı olur mu?

    Hem evet, hem hayır. The Hair Bible (Saçın Kutsal Kitabı) isimli kitabın yazarı Philip Kingsley, ucundan kestirilen tutamların bir anda uzamaya başlamayacağını belirtiyor. Ancak bu düzeltmelerin saçınızın uzamasına yardımcı olacağı da bir gerçek. Özellikle kuaför salonuna sık uğramayanların saçlarının uçları, genellikle hasarlı oluyor. Ünlülerin saç stilisti Kim Serratore, saçınızın sağlıklı olması için düzenli olarak uçlarından aldırmadığınız takdirde tek seferde dört veya beş santimetreye kadar kestirmek zorunda kalabileceğinizi belirtiyor.

    Rapunzel ritüelleri

    Saç ürünlerine yüklenmek ve saçtaki nemi yok edecek şekilde ısı veren gereçler kullanmak tutamlarınızın uzamasını engeller. Aşağıdaki tarifler sayesinde vermiş olduğunuz hasarı telafi edebilirsiniz.

    Temiz bir saç derisi için: Bir ölçek hamamelis (Cadı fındığı) çiçeğini bir ölçek ağız gargarası ile karıştırın (bu maddeler saç derisini temizler.) Bu karışımı sprey formlu bir şişenin içine dökün ve tüm saç derinize sıkın. Beş dakika boyunca masaj yaparak yedirdikten sonra yıkayıp durulayın.

    Güçlü ve sağlıklı tutamlar için: Bir bardak zeytinyağını hafif ılınana kadar mikrodalga fırında ısıtın. Ardından bu yağı nemli saçlarınızın üzerine dökerek tüm tutamlarınıza yedirin. Başınıza bir havlu sarıp 20 dakika kadar bekletin. Son olarak durulayın, şampuanla yıkayıp nemlendirici maske ile nemi tutamlarınıza hapsedin.

    Vücudunuzun saç üretmesi için gereken besleyici maddeler

    Folik asidi, tahminen bu maddeyi oldukça fazla kullanan hamile kadınlarla özdeşleştiriyorsunuzdur. Ancak bu hamile kalmayı destekleyici içerik saçın yapı taşı olan keratin proteininin de oluşmasını sağlıyor. Ayrıca saçların kuvvetlenmesine yardımcı olan çinko, biyotin ve demir gibi besleyici içerikleri de kullanmanızda fayda var. Bu maddeleri içeren besin desteklerini edindikten sonra (doktorunuza da danışarak) günlük beslenme düzeninizi tekrar değerlendirin. Kingsley, diyetinizde yapmanız gereken ilk değişikliğin protein alımını artırmak olduğunu belirtiyor. Günlük yumurta, peynir, balık, tavuk veya hindi tüketiminizi iki porsiyona çıkarmalısınız.

    İşe koyulmuşken, sabahları kahvaltı etmeme huyunuzdan da kurtulun artık. Sabah vakti vücudunuzun enerjisinin en düşük olduğu zamandır. Bu da önemli bir konu çünkü saç foliküllerinin tutamları uzatmak için enerjiye ihtiyacı vardır. Her dört saatte bir mutlaka bir ara öğün tüketin (fındık, badem, yeşil sebzeler ve somon saçların uzaması konusunda muhteşem besinlerdir).

    Son olarak rahatlamaya çalışın. Stres sindirim sistemini yavaşlatır ve hormonlarınızı yorarak kan akışının saç foliküllerine gitmesini engeller. Bu önerileri uygulayarak 4-6 ay içerisinde gözle görülür bir fark hissedebilirsiniz. Yaza kadar upuzun saçlara sahip olmaya hazır olun.

    Saç uzatma yöntemlerimiz için tıklayın !

  • Vajiinismus hastası olduğumu nasıl anlarım?

    Vajiinismus hastası olduğumu nasıl anlarım?

    Sempatik sinir sistemi ve pelvik taban kasları arasındaki yakın ilişkinin daha iyi anlaşılması, kadınlarda Vajinanın Beş Duhulü olarak adlandırdığımız olayın gerçekleşmesine olanak sağlamaktadır. Bizim düşüncemize göre her kadın, aşağıdaki temel vajinal duhulleri gerçekleştirebilmeli ve istediklerini yaşamında kullanabilmelidir.

    Parmak sokma
    Tampon yerleştirme
    Aplikatör ile vajinaya ilaç verilmesi
    Jinekolojik muayene olma
    Cinsel birleşme

    Her kadın vajinismustan aynı şekilde etkilenmediğine göre yukarıda bahsettiğimiz maddeleri gerçekleştirebilme şekilleri de farklılık gösterecektir Vajinismus danışanlarında vücuduna yabancılaşma durumu söz konusudur. Bu algı genelde bilgi eksikliği, kızgınlık ve “vücudumun bu parçası bana ihanet ediyor” düşüncesi sonucu gerçekleşir.

    Tipik SSS tepkilerini ortaya çıkar: terleme, titreme, idrar gelmesi hissi, huzursuzluk, bulantı, karın ağrısı, bacakları kapama, vücudu kasma, gaz kaçırma, nefes tutma, vokal tepkiler (ağlama, durmak için yalvarma, çığlık atma vb.), karşısındakini itme, döküntü oluşması gibi…

    Elbette her kadın aynı şekilde cevap vermez ancak en azından yukarıdaki tepkilerin bir ya da birkaçını görebiliriz. Sonuçta duygusal stres rahatsızlık hissinden ağır endişe ve panik ataklara kadar farklılık gösterebilir.

    Vajinismus Nedir? Tecrübe ve deneyimlerimiz için tıklayın !