Etiket: kadin

  • Şiddet gören kadınların yapması gerekenler

    Şiddet gören kadınların yapması gerekenler

    Evde şiddet gören kadın, eğer şiddet gördüğünü ispat etmek zorunda kalacaksa nüfus kağıdını, kendisi ile ilgili bilgileri, bir kap çamaşırı ve çocukların nüfus cüzdanını dışarıda kocasının bilmediği bir yerde saklaması iyi olur. Ayrıca evin içerisinde kesici delici aletlerin bulunduğu yerde bulunmamalı ve kendisine şiddet uygulandığında susup oturmalı, utanmamalı, çünkü şiddet uygulayanın utanması gereken bir durum bu. Avaz avaz bağırıp kendisine şiddet uygulandığını herkese haberdar etmelidir ki gerekirse tanıklık yapabilsinler onun için. Ayrıca evde şiddete maruz kalan bir kadın, şiddeti hiçbir şekilde maruz görmemeli. Yani “bir tokattan bir şey olmaz” şeklinde düşünmemeli. O bir tokan ondan sonraki dönemlerde artabilir.

    Eşinden şiddet gören bayanlar polise başvurmalıdır. Poliste şiddet gördüğünü anlatıp, tutanak tutturup tutturduğu tutanağın bir kopyasını mutlaka almalıdır. Veya savcılığa başvurabilir. Savcılık şiddeti uygulayan kişinin ifadesine başvuracaktır. Kanunen bunları yapabilir veya bir kadın kuruluşuna giderek kadın kuruluşu ona yol gösterir. Herhangi bir hükümet tabibinden rapor alınmalıdır ve o aldığı raporu mutlaka saklanmalıdır. Mahkemede kanıt istenebilir. Kanıt olarak onu sunması çok doğru olur. Kişinin şiddet gördüğüne şahit olan bireyler var ise bunlarda mahkemede oldukça önemli rol oynar.

    İlgili Konular ;

    – Evde şiddet gören kadın ne gibi önlemler alabilir?
    – Evde şiddet gördüğümü nasıl kanıtlayabilirim?
    – Eşimden şiddet görüyorum, nereye başvurabilirim?
    – Kocam beni dövüyor, ne yapabilirim?
    – Komşum şiddet görüyor, ben şikayetçi olabilir miyim?

  • Rahim ağzı kanseri

    Rahim ağzı kanseri

    Hemen hemen her kanser tipi kontrolsüz ve anormal hücre çoğalmasından meydana gelir.

    Rahim ağzı kanseri

    Rahim ağzı kanseri de bu şekilde rahim ağzındaki hücrelerin anormal ve kontrolsüz çoğalması sonucunda meydana gelir. Her kanser türü gibi rahim ağzı kanseri yaşamı doğrudan tehdit eden kanser türlerindendir.
    İstemsizce ve kontrolsüzce çoğalan rahim ağzı hücreleri için erken tanı ve tedavi her hastalıktaki gibi çok önemli bir yere sahiptir. Eğer erken tanı ile farkedilemez ise tedavi için geç kalınıp rahmin alınması gerekebilir. Bu da hasta olan bayanımızın doğurganlığını elinden almak demektir.
    Bazı durumlarda tedavi edilse dahi bayanın doğurganlığını son bulabilir.

    Belirtileri nelerdir ?

    Çoğu durumda hastalığın en son safhalarına kadar herhangi bir belirti vermeyen rahim ağzı kanseri genellikle hastalık aşamasında,

    – Kasık ağrılarına sebep olur
    – Cinsel ilişki sonrası kanama meydana getirebilir.
    – Adet dışı anormal vajinal kanamalara sebep olabilir.
    – Vajinal akıntıların düzenini ve sıklığında değişiklikler gösterebilir anormal boyutlara taşıyabilir.

    Rahim ağzı kanseri tedavisi nasıldır ?

    Hastalığa yakalanan bayanın sağlık durumu, yaşı, hastalığın safhası gibi önemli etkenler göz önünde bulunarak tedavi şekli seçilmektedir. Tedavi şekli hemen hemen her kanser türünde ki gibi kemoterapi ile başlar ancak hastalık yayılma safhasında ise cerrahi müdahale ile hastalık bitirilebilmektedir.

    Neden oluşur ?

    HPV denilen virüsün birkaç tipinden olduğu saptansa da genel olarak bir sebep, sonuç hala belirgin olarak saptanamamıştır. Rahim ağzı kanseri HPV denilen bu virüsün belirli versiyonlarından oluşmakta ve sağlığı hatta yaşamı tehdit edici bir hal alabilmektedir. HPV denilen bu virüsün pek çok çeşidi vardır ve genellikle vajinal siğil hastalıklarına sebep olan virüstür. Rahim ağzı kanseri hemen hemen her bayan için tehlikeli bir hastalık olabilmektedir. Dünya üzerinde meme kanserinden sonra kadınlar üzerinde sık görülen 2. Kanser çeşididir. Bu sebeple vajinal muayenelerinizi aksatmamamız ve sürekli bu hususa dikkat etmeniz önemle tavsiye edilir.

    İlgili Konular ;

    – Rahim ağzı kanserinin belirtileri nelerdir?
    – Rahim ağzı kanseri nasıl teşhis edilir?
    – Rahim ağzı kanseri neden olur?
    – Rahim ağzı kanseri nasıl tedavi edilir?
    – Rahim ağzı kanserinden nasıl korunabiliriz?

  • Beta Karoten Nedir ?

    Beta Karoten Nedir ?

    Beta Karoten Nedir?

    Beta karoten A vitamininin öncül maddesidir. (Provitamin) Karaciğerde depolanır ve ihtiyaç duyulduğu zaman A vitaminine dönüşür. 600 e yakın karotenoid vardır. Bunların hepsi A vitaminine dönüşmez. Dönüşme oranının en fazla olduğu karoten beta karotendir.

    Karotenoidler, meyve ve sebzelere rengini veren maddelerdir.

    Beta Karoten Hangi Besinlerde Bulunur?

    Beta karoten meyve ve sebzelerde bulunur. Ispanak, marul, lahana, brokoli, kavun, şeftali, havuç, kayısı beta karoten açısından zengin besinlerdir. Genel olarak sarı, turuncu ve koyu yeşil sebzeler ile sarı turuncu meyveler beta karoten içeren yiyeceklerdir.

    Beta Karotenin Faydaları:

    – Beta karoten serbest radikallerin nötralize edilmesine yardımcı olan güçlü bir antioksidandır.

    – Bağışıklık sistemini destekleyerek vücudun enfeksiyonlara karşı mücadele etmesini sağlar.

    – Kansere karşı koruyucu etkisi vardır. Ağız, göğüs, mide, kalın bağırsak, serviks, yemek borusu gibi kanser türlerinin görülme sıklığının yetersiz beta karoten alımıyla ilişkisinin olduğunu tespit eden araştırmalar vardır.

    – Kalp damar hastalıklarını önleyici etkisi vardır. Damar sertliğini ve kalp krizi riskini azaltır.

    – Katarakt oluşumunu engelleyebileceği yine yapılan bazı araştırmalarda görülmüştür.

    Beta Karoten Günlük Kullanım Dozu:

    A vitamini için RDA (Önerilen Günlük Kullanım) değeri günlük 4,000-5,000 IU dür. Beta karoten için resmi bir RDA yoktur ancak 10,000 ve 15,000 IU arası RDA değerinin eşdeğeridir. Beta karotenin 3 mg’ı A vitamininin 5000 IU değerinin karşılığıdır. Genel olarak tavsiye edilen günlük doz 6-12 mg (10.000 IU-20.000 IU) beta karotendir.
    Beta karoten E ve C vitaminleriyle birlikte kullanıldığında etkisi daha da artar.

    Beta Karoten Zararları:

    – Sigara içenlerin beta karoten takviyeleri almamaları gerektiğine dair yapılan uyarılar vardır. Sigara içimi ile birlikte beta karoten takviyesi alımının akciğer kanseri olasılığını artıracağı belirtilmektedir.

    – A vitamini yüksek dozlarda alındığında toksik ( zehirleyici) etki yapar. Oysa Beta karotenin yüksek dozlarda alımında bile toksik etkisi olmadığı düşünülmektedir. 50 mg’a kadar yüksek doz alınmasıyla yapılan araştırmalarda toksik etki görülmemiştir.

    – Beta karoten açısından zengin yiyeceklerin veya beta karoten takviyelerinin aşırı miktarda alınması cilt renginde koyulaşmaya sebep olabilir.

    – Yüksek dozajlı takviye kullanılması uzun vadede sağlık riskleri oluşturabilir ve sadece belirli eksiklik durumlarında düşünülmelidir.

  • Selülit diyeti

    Selülit diyeti

    Hem kilolarınızdan hem selülitlerinizden kurtulmak istiyorsanız bu diyeti mutlaka uygulayın.

    Beslenme alışkanlıklarımızı düzenleyerek selülit oluşumunu engellemek ve oluşmuş selülitleri azaltmak mümkün!

    Sağlıklı beslenmek, selülitlerden korunmak ve zayıflarken selülitleri azaltmak için:

    1- Bol su için; günde 2,5- 3 litre… Su vücutta yağ yıkımını hızlandırıp lenf dolaşımını düzene sokarak, zayıflarken oluşmuş selülitlerin azalması için çok önemlidir.

    2- Sağlıklı beslenmenizde ve diyet programınızda selülitlerden korunmak ve azalması için bol limonlu salata tüketiniz.

    3- C vitamini kaynaklarını tüketmeye özen gösterin. C Vitamininin selülitleri azaltıcı ve oluşumunu engelleyici etkisi vardır.

    4- Meyveler de C vitamininden zengin olduğundan beslenme ve diyet programınızda yer almalıdır. Özellikle limon, kivi, portakal, şeftali… Biber ve maydanoz da salatalarınıza bolca koyabilirsiniz.

    5- Kilo verirken ve selülitleri azaltırken proteini de ihmal etmemek gerekir. Daha çok hayvansal kaynaklı besinleri ne şekilde ve ne sıklıkta tüketeceğimizi bilmeliyiz. Hayvansal kaynaklı besinler et, tavuk, balık kaliteli protein içermeleri açısından metabolizmanın hızlı çalışmasında ve zayıflarken kas kaybını önlemede; böylece yağ kaybını artırması sebebi ile diyet programlarında önemlidir. Bu önemin yanında zayıflarken selülitlerin de azalması için protein kaynağı olan et grubunu dengeli ve bilinçli tüketmemiz gerekir. Bunun için haftada 2 defa kırmızı et, haftada 2 defa tavuk haftada en az 3 defa balık tüketmeliyiz (ızgara olarak). Özellikle diğer gruplar azaltılıp balık daha fazla tüketilebilir. Çünkü balık zengin protein kaynağının yanında Omega-3(n-3), Omega-6(n-6) yağı içermesi ile dolaşımı düzenleyerek hem zayıflamaya, hem de selülitlerin azalmasına çok yardımcı olur.

    Mümkün olduğu kadar uzak durmamız gereken yiyecekler:

    – Tuz. Çünkü kan basıncını artırıp dolaşımı bozar. Ekstra tuz kullanmayın, tuzluk kullanma alışkanlığını bırakın!
    – Hayvansal yağlar. Çünkü kilo alımına, kan yağlarının artmasına ve dolaşımın bozulmasına neden olur. Bu sebeple yemeklerinizi sıvıyağ ile pişirin. Özellikle zeytin yağ ve soya yağ karışımını tavsiye ediyorum.
    – Kızartma veya kavurmalardan uzak durun. Çünkü dolaşımı ve yağ hücrelerinin yapısını bozar.
    – Sakatatları tüketmeyin Çünkü vücuttaki bağ dokularına zarar vererek selüliti artırır.
    – Aşırı alkol almayın. Çünkü dolaşımı bozarak selülitleri artırır.

    Örnek beslenme programı

    160-170 cm boyunda, 5-10 kg fazlası olan sağlıklı bir birey için
    Günde 2- 2,5 litre su için. Yazın bu su miktarı 2,5-3 litreye çıkabilir.
    Günde 500- 1000 mg C Vitamini alın.

    Sabah :

    – 100 gr peynir (tuzsuz)
    – 2 dilim kepek ekmeği
    – Domates, salatalık, yeşil biber (tuzsuz)

    Öğle :

    – 1 tabak sebze
    – (12:00-14:00) 200 gr yoğurt
    – 2 dilim kepek ekmeği
    – Salata (Bol limonlu, 1 çorba kaşığı zeytin yağ, tuz koyulmamalı)

    Ara : ( 16:00-17:00) 200 gr meyve (Kivi, yazın şeftali, kiraz, portakal tercihen)

    Akşam ( 19:00-20:00)

    – Haftanın 3 günü 400 gr balık
    – 1 dilim kepekli ekmek
    – Salata
    – Haftanın 2 günü 200 gr et
    – 1 dilim kepekli ekmek
    – Salata
    – Haftanın 2 günü 200 gr tavuk
    – 1 dilim kepekli ekmek
    – Salata

    Ara : ( 22:00) 200 gr meyve

    Öğle ile akşam yemeği yer değiştirebilir
    Balık sayısı artırılıp et veya tavuk sayısı azaltılabilir.

  • Kadınlar neden orgazm taklidi yapıyor?

    Kadınlar neden orgazm taklidi yapıyor?

    Gerçekten orgazm olamayan kadınlar, çözümü taklit yapmakta buluyorlar.

    Seks, hayatın bize sunduğu en güzel nimetlerden biri olduğu halde pek çoğumuz seksin en güzel anının, orgazmın tadına varamıyor ne yazık ki… Halbuki, orgazma ulaşmak açısından kadınlar erkeklerden daha şanslı. Bir kere kadınlar daha kolay ve üstelik aynı sevişmede defalarca orgazma ulaşabiliyorlar. Buna da zincirleme orgazm deniliyor. Erkekte ise ikinci bir orgazm için belli bir süre geçmesi ve erkeğin tekrar ereksiyon durumuna kavuşması gerekiyor.
    Peki orgazm olamayan kadın ne yapıyor? Orgazm taklidi! Psikolog Ayşe Kayhan’a göre; erkeği onore etmek, kaybetmemek, sorun çıkarmamak, cinsel ilgiyi kaybetmiş olduğundan dolayı sevişmenin olup bitmesini istemek gibi nedenler söz konusu orgazm taklidinde. Üstelik erkeğin sahip olduğu kimlik de çok önemli. Gelenekçi, tutucu, cinsel tabuları olan, cinsellik hakkında konuşmayan, cinselliği bir iktidar meselesi olarak abartan kimliklere sahip erkekle birlikte olunca, kadının orgazm taklidi yapmaktan başka şansı kalmıyor ne yazık ki. Çünkü kadın, sorunlara bir de bunu eklemeyeyim düşüncesiyle gerçek orgazmı yakalamaya girişmiyor.
    “Orgazm olamıyorum” demek pek çok kadın için cesaret işi. Neticede erkeği inandıramamak, en modern erkek dahi olsa bunu kendi başarısızlığı olarak görmesinden kaynaklı sert tepkisiyle karşılaşmak da var.

    Erkek kadının orgazm taklidi yaptığını anlayabilir mi?

    Bu sorunun yanıtı kocaman bir “hayır!” Erkekler, taklit edilen orgazmı ayırt edemezler. Çünkü kafalarındaki seks imajı, porno dergi ve filmlerinden, bir de arkadaş arasında edinilen yüzeysel bilgilerden ibarettir. Kadınlar da bu imajı öğrenip ona göre hareket ettiklerinde, sekste bencil olan ve daha çok kendilerine yönelik seks yapan erkeklerin gerçek orgazm ile orgazm taklidini ayırt etmeleri imkansız hale geliyor. Siz bakmayın, “ben anlarım” diyen erkeklere…

    Orgazm olmayı kolaylaştırmak için yapılması gerekenler

    – Zevk ve heyecan ne kadar fazlaysa orgazm o kadar kolaylaşır. Bazen saatler süren bir sevişme orgazm getirmezken, sadece bir bakış ya da minik bir dokunuşun orgazmı başlatması mümkün olabilir. Dolayısıyla partnerinizle birbirinize heyecanla ve ilgiyle yaklaşmanız çok önemli.

    – Tekdüze sevişmeler, sizi cinsellikten soğutabilir. Bu da sevişmenin bir an önce olup bitmesini istemenize ve orgazmı sadece taklit olarak yaşamanıza yol açar. Çift olarak cinsel hayatınızı renklendirme, seks objeleri kullanma ya da fantezileri hayata geçirme konusunda cesur olmalısınız.

    – Ön sevişmenin uzun sürmesi orgazma ulaşmanızı kolaylaştırır. Yeterince hazır olmadan ilişkiye başlarsanız, genital bölgenizin kayganlaşması ve gevşemesi yetersiz olduğundan orgazma ulaşmakta güçlük çekebilirsiniz.

    – Uyarılmada klitorisin rolü çok büyük olduğundan, klitoral olarak sizi tatmin eden pozisyonu bulmaya çalışın.Klitorisin en iyi uyarıldığı ve çiftin yüz yüze bakması nedeniyle duygusal olarak da en güçlü pozisyon erkeğin üstte olduğu, en az uyarıldığı ve duygusal temasın en az olduğu pozisyon ise kadının arkasını döndüğü ve erkeğin arkada olduğu pozisyon. Tabii tüm bunlar her kadın için geçerli değil.

    – Sevişme esnasında açık olmak, zevk aldığınız noktaları sözlü olarak dile getirmek ya da hareketlerinizle belli etmek önemli. Erojen bölgelerinizin uyarılması orgazm olmanızı kolaylaştırır.
    – Erkeğin orgazma ulaşma süresini mümkün olduğunca uzun tutması gerekir. Orgazm taklidi yapan pek çok kadını buna iten sebep, erkeğin erken boşalma sorunu yaşaması.

    – Orgazmı kolaylaştırmak için bazı jeller kullanılabiliyor. L-arginin içeren jeller ilişkiden 30 dakika önce klitoris bölgesine sürülüyor ve klitoral hassasiyeti artırıyor.

    – Son yıllarda G noktası dolgu işlemi uygulanmaya başlandı. Vajen ön duvarına G noktasının olduğu yere 1-2 cc kadar dolgu maddesi enjeksiyonu yapılıyor. Etkisinin 2-3 yıl kadar sürdüğü söylenen bu işlemin zincirleme orgazmı kolaylaştırıcı olduğu söyleniyor.

  • Saçlarınızı Daha Güzel Yapmanın Yolları

    Saçlarınızı Daha Güzel Yapmanın Yolları

    Öncelikle maskeyi nasıl hazırladığımı anlatmak istiyorum, sonrasında uygulama kısmına geçeceğim… Bir paket yaş mayayı; derin bir kaba aldım ve içine 1 yemek kaşığı toz şeker, 5 yemek kaşığı ılık süt ekledim. Mayanın erimesi için iyice karıştırdım ve kabı kalorifer peteğinin üstüne koyup sıcakla beraber kabarması için 15 dakika kadar beklettim ve mayalı saç maskem hazır oldu.

    Aynanın karşısına geçip saçlarımı taradım ve önce saç diplerime sonra da saç uçlarıma mayalı maskeyi masaj yaparak sürdüm. Maskenin her tarafa eşit dağılması için geniş dişli bir tarakla taradım. Maskenin etkisini artırmak için saçlarımı streç filmle sardım. Yaklaşık 30 dakika boyunca maskeyi beklettim.

    Bekleme süresi sona erdiğinde banyoya girip saçlarımı önce ılık suyla duruladım sonra her zamanki şampuanımla yıkadım. Banyodan çıktıktan sonra tarağımın üzerindeki saç tellerini temizledim ki maya maskesinin gerçekten işe yarayıp yaramadığını görmüş olayım.

    Yaş maya maskesinin sonuçları şöyle; saçlarımı taradıktan sonra tarağa baktım en fazla 10 tel saç vardı yani saç dökülmesini durdurdu! Saçlarım daha parlak görünüyordu ve hacimli elbette ve yumuşacık olduğunu da söylemeliyim.

    Maliyeti 3 lira bile olmayan bu ekonomik etkili saç bakım maskesini herkese tavsiye ediyorum!

  • Kadınların aldatma nedenleri

    Kadınların aldatma nedenleri

    Kadınların aldatma nedenlerinden başlıcaları eşinden veya sevgilisinden beklemediklerini görmesidir.

    Kadının aldatmasının asıl sebebi eşidir yada sevgilisidir. Kadın sex arayışı içerisinde değildir. Kadın sevgi, şefkat ve aşk arayışı içerisindedir. Bunları kimde bulursa onunla birlikte olur. Eşinden görmediği sevgi, şefkat ve aşk başkasından gelirse mutlaka ona meyil eder. Kadın için aldatma sadece seksüel bir birliktelik değildir. Kadın zihnine yada kalbine birini yerleştirdiği andan itibaren kendisini, eşini yada sevgilisini aldatıyor konumuna sokar ve ona göre davranmaya başlar. Çünkü kadın için birinin koynundayken bir başkasını düşünmek bile aldatma olarak görülür.

    Kadının aldatması için mutlaka ama mutlaka karşıdaki erkeğin bir hata yapmış olması gerekiyor. Elbetteki patolojik vakaları ayrı koyuyoruz. Yani çift kişiliklilik, şizofreni, manik depresif gibi psikolojik rahatsızlığı olan hastalar hiçbir sebep olmadan aldatabilirler. Onlar bu kapsamın dışındadırlar. Normal ruh sağlığı yerine olan bir kadının eşini aldatabilmesi için mutlaka ama mutlaka sevgi aşk yada şefkat eksikliği olması gerekiyor. Sadece seks için aldatan kadın sayısı istatistiklere girmeyecek kadar azdır.

    İlgili Konular ;

    – Evlilikte hangi dönemlerde aldatma daha sık yaşanıyor?
    – Aldatma yaşanmış bir evlilik kurtarılabilir mi?
    – Her erkek eşini aldatır mı?
    – Evli erkekler eşlerini hangi nedenlerle aldatıyor?
    – Evli kadınlar eşlerini hangi nedenlerle aldatıyor?
    – Aldatan kişinin evliliğinde mutlaka sorun mu vardır?
    – Aldatılan kişi nasıl bir psikolojik destek alabilir?
    – Sevgilim beni aldattı, yine de onunla evleneyim mi?
    – Aldatmadan sonra çift nasıl bir psikolojik destek alabilir?
    – Aldatan kişi psikolojik destek almalı mı?

  • İhtiyoz – Balık Pulu Hastalığı Nedir?

    İhtiyoz – Balık Pulu Hastalığı Nedir?

    İhtiyoz’ a balık pulu hastalığı da denir. Bunun nedeni karakteristik döküntüsünün görünümüdür. Kalıtım yoluyla geçen cilt hastalıkları içinde en sık görülenidir…

    Belirtileri: Küçük çocuklarda kuru, pullu cilt.

    Bu hastalık genellikle 1 ile 4 yaşları arasında ilk defa ortaya çıkar. Bazen yetişkinlik yıllarında tamamen kaybolup daha ilerde yeniden belirir. En fazla belirgin olan döküntü yerleri dirsekler, dizler ve ellerdir. Genellikle, kışın daha kötü olur. İhtiyoz, atopik dermatitle bağlantılı olabilir.

    İhtiyoz - Balık Pulu Hastalığı Nedir? | 1

    Tedavisi:

    Etkilenen yörelere vazelin sürün ve gece naylonla sarın. Günde iki kere kullanmak kaydıyla laktik asit losyonu ve gece kremi sürmek faydalı olabilir.

  • Makyajsızda Güzel Olabilirsiniz

    Makyajsızda Güzel Olabilirsiniz

    “Çok hafif makyaj ya da ‘hiç makyaj’ ile nasıl iyi görünürüm?” diyorsanız, bu önerilere kulak verin! Cildin pul pul olmaması için cildi nemlendirmek önemlidir. İyi nemlendirilmemiş bir cilde uygulanan fondöten, derideki gözeneklere hücum ettiğinden, yüzdeki kusurları ön plana çıkarır.

    Makyaj, kadınların vazgeçilmezi. Birçok erkek tarafından kadınların ‘savaş boyaları’ olarak algılansa da, yalnızca ‘boyanmaktan’ ibaret bir uygulama değildir aslında. Sağlıklı görünmek isteyen, ancak sorunlu cildi olan kadınlar ve genç kızlar, bazı küçük ‘hilelerle’ hem makyajlı gibi görünmez, hem de istediği sonuca ulaşır. İşte örnek öneriler…

    Pul pul dökülen dudaklar: Tüm vucüdumuz gibi dudaklarımız da deri değiştirir. Arada bir diş fırçasıyla nazikçe fırçalayabilirsiniz, ya da bir tülbent yardımıyla vazelinle masaj yapabilirsiniz.

    Aydınlatıcı kullanın: Daha parlak ve aydınlık bir cilt istiyorsanız, aydınlatıcı kremleri tek ya da fondöten ile karıştırarak kullanın. Ama aşırıya kaçmayın.

    Yara izlerini saklayın: Yüzünüzde yara izi yada leke varsa mat bir fondötenle kapatın. İzler derinse koyu renkli fondötenleri kullanmayın. Renkli fondöten veya kapatıcı, sorunlu bölge için ideal olacaktır.

    Kaşlarınızı düzeltin: İyi şekillendirilmiş kaşlar, parlak ve anlamlı bakışlar kazandırır. Çok kalın olması, gözlerin daha küçük ve çökük görünmesine neden olurken; çok ince alınmış kaşlar olduğunuzdan yaşlı gösterir. Parlaması için, kaş diplerine ten renginizden 1-2 ton açık aydınlatıcı uygulayın.

    Pudra kullanımı: Cildinizde yağlanmadan oluşan parlamayı, yarı saydam bir pudra yardımıyla giderin. Uygulamayı küçük başlı fırçayla yuvarlaklar çizerek yapın.

    Kirpikler: Kirpiklerin en dibinde, gözle görülmesi zor bir şekilde koyu renkli eye liner çekin. Daha belirgin ve parlak bakacaksınız.

  • Menopozun ilacı şefkat olabilir mi?

    Menopozun ilacı şefkat olabilir mi?

    Türkiye’de menopoza girme yaşı ortalama 48. Bu dönemde uygulanan hormon replasmanı, bu dönem sıkıntılarını rahatlatan bir tedavi . Yorgunluk, konsantrasyon kaybı, depresyon, eşlerin cinsel yaşamını olumsuz etkiliyor.

    Menopoz, bir hastalık değilse neden ilaç tedavisi uygulanıyor?

    Koruyucu hekimlik ve yaşam kalitesini arttırmak amacıyla kullanılmalılar. Bu çalışmalarla yaşam süreleri de artıyor.

    Hormon tedavisi bu çalışmalara nasıl katkıda bulunuyor?

    Kadınlarda kalça kırıkları azalıyor. Kalın bağırsak kanserinde de azalma olduğu görüldü.

    Bu dönemde cinsel problemler neler?

    Cinsel istek kaybı, vajinada yanma, kuruluk, kaşıntı, cinsel temasta ağrı. Sık idrara çıkma veya tutamama.

    Problemler neden ortaya çıkıyor?

    Vajen dokusu, kaygan kalabilmek ve elastikiyetini devam ettirebilmek için östrojene ihtiyaç duyar. Östrojen seviyesi menopozda düşer.

    Eşler arasında bu dönem nasıl yaşanıyor?

    Kadın, psikolojik olarak kadınlığını kaybettiğini düşünüyor. Sıcak basması, terleme, uykusuzluk gibi değişiklikler yaşıyor .Bu dönem anlayış gerektiriyor.