Etiket: kadin

  • Kariyer, evlilik engelli mi?

    Kariyer, evlilik engelli mi?

    “Erkeklerin ve kadınların kariyer merakı, evlilik hayallerini erteliyor. İdeal yaşı geçince de fazla seçici davrandıkları için eş bulmakta zorlanıyorlar” diyen Psikolog Ceyda Subaşı, geleceğinizi şekillendirmenin biraz da sizin elinizde olduğunu belirterek önerilerde bulundu.
    Çocuk sahibi olma, maddi ve manevi güvence gibi nedenlere bağlı olarak gerekli görülen evliliğe bakış günümüzde değişti.

    Ekonomik ve eğitim düzeyinin yükselmesinin yanı sıra kadınların çalışma hayatına girerek yaşamsal güvenceye kavuşması, erkeklerin de kariyer sahibi olmaları, evliliği ertelemeye yönlendiriyor. Özellikle çalışma yaşamındaki kadınlarda evliliğe karar verme yaşı artıyor.

    ”Armudun sapı, üzümün çöpü” demeyin!
    İlerleyen yaşlarda hem kadınlar hem de erkekler daha seçici davranıyorlar. Kişi artık ten, saç ve göz renginden fiziksel görüntüsüne, karakteri, aile yapısı ve çevresine kadar birçok konuyu dikkate alıyor. Bu da evlilik zamanının geçmesine neden oluyor.
    Kafalarında oluşturdukları eş hayalini gerçek yaşamda bulamayanlar arayışı sürdürmekte ısrar edince geç kaldığının farkına varmıyor. Ayrıca, ideal evlilik yaşı geçtiğinde, kişinin doğacak çocuklarıyla kuşak çatışması daha yoğun oluyor ve iletişim zorlaşıyor.
    Yaş ilerledikçe daha kalıplaşmış bir yaşam ve düşünce şekli karşımıza çıkıyor. Yeni bir insanı tanımak, ona güvenmek daha çok zorlaşıyor. Kişinin de buna gücü ve isteği kalmıyor.

    Evlilik konusunda ne aceleci ne de fazla karamsar olmalıyız. Duygusal ve fiziksel etkileşimin de mutlaka olması gerekiyor. İyi bir ilişki insanın yaşamını güzelleştirirken, yanlış evlilik ise tam tersi etki yapabilir.

    Erken yaşta yapılan evliliklerin avantajları ve dezavantajları
    Bireylerin kişilik gelişiminin benzer dönemlerden geçmesi böylelikle birbirine uymada daha esnek, karşılıklı beklentileri yerine getirirken daha toleranslı ve uyumlu olabilmelerini sağlar. Genç yaşta anne-baba olma, çocuklarıyla fazla kuşak farkı olmadan daha rahat iletişim kurmalarını sağlar, zamanın değişimini daha iyi yakalamalarını ve çocuklarının dünyalarını daha yakından takip etmelerini kolaylaştırır.
    Erken evlenmenin dezavantajları konusuna gelince…

    Çiftlerin kişiliklerinin tam oturmamış olması çatışmaların, birbirinden farklı taleplerin sayısını artırır. Bu daha sık tartışmalara, bireylerin yıpranmasına yol açar. Böylelikle bireysel gelişim çabaları yarım kalmakta, iş hayatı, kariyer yapma gibi konularda bireyler yaşıtlarından daha geri kalabilirler. Kişi kendini ve eşini tam anlamıyla tanıyamadan geçim, çocuk bakımı, evliliğin getirdiği sistemin zorlukları arasında sıkışıp kalır.

  • Depresyon ve Cinsel hayat

    Depresyon ve Cinsel hayat

    Depresyonun kişinin hayatını etkilediği önemli alanlardan biri de cinsel yaşamdır. Depresyonda olan kişilerde, cinsel isteksizlik, zevk alamama, erkeklerde iktidarsızlık, kadınlarda vajinismus gibi cinsel işlev bozuklukları yaşanabilir. Depresyonda olan kişi, genel bir mutsuzluk hali içinde olduğu için hayattan ve yaptığı aktivitelerden eski aldığı zevki almaz.

    ETKİLERİ FARKLI
    Cinsellik eskisi gibi zevk vermediği, heyecan ve arzu yaşatmadığı için kişi cinsellikten kaçınır. Depresyon, aynı zamanda kendine güvenin de azaldığı bir dönem olduğu için kişi cinsel ilişkide de yetersizlik olacağını düşünerek kaygı yaşar.
    Depresyon kadın ve erkekleri farklı etkiler. Depresyondaki kadınlar, daha fazla içe kapanmayı, hüzünlerini kendi içlerinde yaşamayı seçerken, erkekler yaşadıkları mutsuzluğu öfke patlamaları, riskli davranışlarla dışa vururlar. İstek kaybı ve zevk alamama her iki cins için ortak olsa da, depresyonun yol açtığı cinsel işlev bozuklukları erkeklerde ve kadınlarda farklılık gösterebilir. Kadınlar cinsel uyarılma, orgazmla ilgili problemler, vajinismus yaşarlarken, erkeklerde sertleşme kaybı, erken-geç boşalma sorunları görülebilir.

    KISIR DÖNGÜ
    Depresyon ve cinsel sorunlar ilişkisinde olumsuz bir kısır döngü görüyoruz, Çünkü depresyon cinsel sorunlara neden olurken, cinsel sorunlar da depresyonu ağırlaştırabilir. Hasta cinsel hayatının tamamen sona erdiğini düşünerek depresyonunu daha ağır yaşamaya başlar.
    Cinsellik, performans kaygısı haline geldiği zaman da, başaramama korkusu cinsel işlev bozukluğunun kalıcı olmasına neden olabilir. Depresyonda olan birey bu sıkıntıları eşiyle ilişkisiyle ilgili yaşıyorsa, problemler çözülmedikçe, eşler arasındaki her iletişim, paylaşım gibi, cinsellik de bundan etkilenecektir.

    İSTEĞİ AZALTIYOR
    Depresyon tedavisi için kullanılan antidepresan ilaçların büyük çoğunluğu yan etki olarak cinsel isteği azaltmaktadır. Sertleşmede azalma, vajinada kuruluk, orgazm süresinin azalması bu yan etkiler arasında sayılabilir. Dolayısıyla, depresyonda zaten varolan cinsel sorunlar, ilaç tedavisiyle daha da artabilmektedir.

    Dr. Zafer ATASOY

  • 2013 Günlük Makyaj Nasıl Yapılır?

    2013 Günlük Makyaj Nasıl Yapılır?

    Günlük Makyaj Nasıl Yapılır? , günlük makyaj yapımı , günlük makyaj örnekleri , 2013 günlük makyaj nasıl yapılır videolu…

    Günlük makyajınıza önce cilt tipinize uygun bir nemlendirici sürerek başlayın. Nemlendiricinizi minik minik noktalar halinde yüzünüze bırakın ve parmak uçlarınızla dairesel hareketlerle iyice yedirin. Gözaltlarınıza süreceğiniz kapatıcı hem gözlerinize ışıltı verir, hemde olası gözaltı morluklarınızı perdeler.

    Kapatıcınızın üzerine yine cilt tipinize ve rengine uygun süreceğiniz bir fondöten ile makyajınızın en önemli kısımlarını bitirdiniz bile. Fondöteninizi sürdükten sonra fazlalık olan kısımları bastırmadan, silmeden bir parça pamuk yâda kâğıt peçete yardımı ile yumuşak dokunuşlar yaparak alın. Üzerine şeffaf toz pudranızı sürerek fondöteninizi sabitledikten sonra göz makyajınıza geçebilirsiniz. Kaş altına kirli beyaz veya kemik rengi farınızı veya açık renk kapatıcınızı sürün. Bu size hem kaşlarınızın şeklini daha belirgin hale getirecektir, hemde gözlerinizde beyaz bölümü daha ön plana çıkaracaktır. Göz kapaklarınıza süreceğiniz mat renkli farınızı, rimel ile bütünleştirerek göz makyajınızı da tamamlamış oluyorsunuz.

    Elmacık kemiklerinizi ön plana çıkarmak için şeftali tonlarında bir allık size büyük fayda sağlayacağından allığınızı elmacık kemiklerinizin üst kısmına sürebilirsiniz. Son olarak da dudaklarınıza önce toz pudra ardından, rujunuz ardından dudak parlatıcınızı sürerek kısa sürede günlük makyajınızı tamamlamış oluyorsunuz

    Makyaj hakkında bilgiler ve sorularınız için tıklayın !

    2013 Günlük Makyaj Nasıl Yapılır?

    [youtube id=”_xienlwQR-4″ width=”600″ height=”350″]

     

     

  • 2013 Gelin makyajı nasıl olur?

    2013 Gelin makyajı nasıl olur?

    Her genç kızın hayalidir güzel bir düğün… Hayatının bu en önemli gününde bütün kadınlar çok güzel olmak ister. Her detay bu nedenle çok önemlidir. Düğün organizasyonundan çiçeklere, salondan müziğe kadar.

    Ama en önemlisi herhalde gelinlik, saç ve makyajdır kadınlar için. Gelini gelin yapan en önemli son dokunuşlardır çünkü bunlar… Tüm gelin adaylarına bu nedenle güvendikleri ve işinin uzmanı kuaför salonlarını tercih etmelerini öneriyoruz bu önemli günleri için.

    Kuaför Sebahattin Karabulut, gelin adaylarının porselen görünümlü bir makyaj tercih ettiğini belirterek, “Makyajda renkten korkuyor gelin adayları. Ancak biz bu sene renkli çalışmalar da yaptık. Bu uygulamaları müşterilerimize de alternatif olarak sunuyoruz ve oldukça tercih ediliyor. Baharla birlikte gelin makyajında trend canlı renklere doğru kayıyor” diyor.

    GELİNLERİN İSTEKLERİ
    Gelin adayları bu önemli günlerinde riske girmek istemiyor. Işıltılı, aydınlık, porselen gibi bir ten istiyorlar. Göz makyajında kahverengi ve mürdüm en çok tercih edilen renkler. Gelin makyajında ya gözler ya da dudaklar öne çıkarılıyor. Gözler genellikle tercih ediliyor ve öne çıkarmak için de kirpiklere özel önem veriliyor. Gerekirse takma kirpik kullanılıyor. Gözler öne çıkarılırsa dudaklar için doğal tonlar tercih ediliyor. Gelin makyajında en önemli unsurlardan biri de dayanıklı olması… Bunu da makyajda kullanılan malzemelerin kalitesi belirliyor. Kaliteli malzemelerle yapılan makyaj akma veya uçma yapmıyor. Ayrıca sabitleyici spreyler de makyajın kalıcı olması için tercih edilen ürünler arasında yer alıyor.

    Gelin makyajında düğünün yapılacağı mekanın açık veya kapalı olmasından, gelinliğin model ve rengine kadar birçok faktör göz önünde tutuluyor. Tabii en önemlisi günün yıldızı gelinlerin tercihleri…

    2013 gelin adayları için tıklayın !

  • Bir Erkeğin Evlilik Teklif Edeceğini Nasıl Anlarsınız ?

    Bir Erkeğin Evlilik Teklif Edeceğini Nasıl Anlarsınız ?

    Erkek arkadaşınız son günlerde biraz garip mi davranıyor ? Evini değiştiriyor, harcamalarına dikkat ediyor ya da yüzüğünüz ortalarda yoksa evlilik teklifi yakın demektir.

    Sevdiğiniz adamın size evlilik teklifi edeceği günü iple çekiyorsanız; işte size o günün geldiğini gösteren işaretlerden bazıları…

    YAŞADIĞI YERİ DEĞİŞTİRMESİ
    Tek başına yaşıyorsa, evini artık bekar evi değilde, yetişkin insanların yaşayabileceği şekilde değiştiriyorsa bu en önemli işaretlerden biridir. Buna göre demekki artık evini başkalarınında yaşayabileceği şekilde hazırlıyorsa, sizi bu yaşama dahil edecektir.

    HARCAMALARINA DİKKAT EDİYORSA
    Erkek arkadaşınızın harcama alışkanlıklarına dikkat edin. Bekar bir erkek, istediği an istediği şeye bütçesinin el verdiği kadar harcama yapar. Ama bu harcamalarda bir kısıntı dikkatinizi çekiyorsa ve size sürekli para biriktirme konusunda konuşuyorsa, tek taş için para biriktiriyor olabilir.

    YÜZÜĞÜNÜ BULAMIYORSA
    Sürekli taktığınız yüzüklerinizden biri yoksa, şüphelenmeye başlayabilirsiniz. Büyük ihtimalle parmak ölçünüzü almak için birkaç günlüğüne el koymuş olabilir.

    EVLİLİKLE İLGİLİ FARKLI DÜŞÜNCELER
    Eskiden evliliğin gereksiz olduğunu düşünen ve bu konuda konuşmayan erkek arkadaşınıza bir haller oldu. Evlilik hakkında konuşuyor, hatta düğünler gitmekten keyif duyduğunu belirtiyorsa, hazır olun!

  • Yoğurdun Cilde Faydaları ve Yoğurt Maske Tarifleri

    Yoğurdun Cilde Faydaları ve Yoğurt Maske Tarifleri

    Yoğurdun sağlığımız için sayısız faydaları vardır. Yoğurt kalsiyum deposu bir besin olarak kemik erimesini önlemek için çok yararlı bir yiyecektir. Yoğurt çocukların kemik gelişimi için de çok faydalıdır. Yoğurt yağ yakıcı özelliği ile zayıflamaya ve karın yağlarını eritmeye yardımcıdır. Bu yazımızda ise yoğurdun güzelliğimize katkılarından bahsetmek istiyorum. Cilt güzelliği için yoğurt mucize bir besindir. Peki cildimize yoğurdu nasıl kullanmalıyız? Yoğurt cilde nasıl uygulanır açıklayalım.

    Yoğurt maskeleri yağlı ciltler için oldukça faydalıdır. Çünkü asitlidir ve yağ yakıcı özelliği vardır. Yağlı ciltlere uygulanan yoğurt maskeleri cildin yağ seviyesini dengeler ve bakım yapar. Cildinizin parlak ve pürüzsüz bir görünüm almasını sağlar.

    Özellikle hassas cilt tipinde sıkça görülen ince çizgileri kırışıklıkları yok etmek için evde kendi kendinize yoğurt maskesi hazırlayabilirsiniz. Yoğurdun içinde bulunan asitler, cildinizi onararak daha genç görünmenizi sağlar.

    Yoğurt maskeleri

    Kolay Yoğurt Maskesi:

    Cam bir kase içerisine 2 kaşık kadar yoğurt koyun içine 2 tatlı kaşığı bira mayası ekleyin. Karışımı yüzünüze masaj yaparak sürün. 10 dakika bekletin ve ılık su ile yıkayın. Yüzünüzün nasıl parlak ve güzel göründüğünü göreceksiniz.

    Çilekli Yoğurt Maskesi:

    3 tatlı kaşığı yoğurdu ve 3 büyük çileği çırpın, püre haline getirin, yüzünüze sürün ve 10 dakika bekletin. Yoğurt cildinizi temizleyecek ve besleyecek, çilek ise cildinizin üzerindeki ölü tabakanın pul pul dökülmesine yardımcı olacaktır .

    Portakallı Yoğurt Maskesi:

    1 çay kaşığı yoğurt ve 1 orta boy portakalın suyunu bir kase içine alın. Bu karışımı çırpın ve parmaklarınızı karışımın içine batırın ve yumuşak hareketlerle yüzünüze sürün. Size serinlik ve rahatlık hissi uyandıracak. Beş dakika kadar cildinizde kalsın sonra ılık su ile yıkayın. Cildinizin güzelliğini ortaya çıkaracak bu maske cildinize bakım yapacaktır.

  • Haz dolu seks hayatının püf noktaları

    Haz dolu seks hayatının püf noktaları

    Cised onursal başkanı Dr. Cem Keçe: “Çiftler sevildiklerini, değerli olduklarını ve arzulandıklarını birbirlerine hissettirmelidir!”

    Özellikle uzun süreli birlikteliklerde, aşkı ve tutkuyu öldüren, monotonlaştıran cinsel hayat tarzından ziyade çiftin bakış açısıdır. Çünkü kadın ve erkek çift olmaya başladığı andan itibaren büyük tutkular ve cinsel tatminler yaşamaya başlar ve bu şehvet duygusuyla doyumsuz seksin kapıları ardına kadar açılır. Her şey güzel ve anlamlı giderken, ilerleyen zamanla birlikte çift kendi bedenlerini ve dolayısıyla istek ve arzularını da keşfetmeye başlar. Bu keşif bazen sancılı olabilir ve cinsel beklentilerden doğan anlaşmazlıklar yaşanabilir. Bu tür anlaşmazlıkların kör düğüm olmadan çözümlenebilmesi için Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (Cised) Onursal Başkanı Dr. Cem Keçe, daha iyi bir seks hayatının püf noktalarını açıkladı…

    Altın değerinde öneriler…
    İdeal sekste kadına da erkeğe de eşit oranda sorumluluklar düşüyor. Cinsellik; rahatlamış ve gevşemiş bir halde, sevişmenin ve dokunmanın verdiği hazza odaklanarak, haz alıp haz verebilme, ruhu ve bedeni paylaşabilme, ne olursa olsun bir şekilde boşalabilme bilim ve sanatıdır. Bu sanatı icra ederken çift sadece anın tadını çıkarmalı ve beyinlerini başka şeylerle meşgul etmemelidir.

    Haz dolu seks hayatının püf noktaları…

    İşte çarpıcı öneriler:

    1- Kadının cinsel yoldan doyuma ulaşabilmesi için duygusal yönden sevildiğine, değerli olduğuna ve arzulandığına inanması gerekir. Bu erkeğin gözlerinde, sözlerinde, davranışların ve dokunuşlarında fark etmek ister. Erkek sevdiğini ve sevildiğini cinsel ilişkiyle fark edebilirken, kadın da cinsel ilişkiden haz alarak ve partnerine bu hazzı yaşatarak duygusal ihtiyaçlarını fark eder.

    2- Erkeğin kadının cinsel ihtiyaçlarının farklı olabileceğini anlaması gerekir. Çünkü bir kadına haz yaşatmak ve bu haz sonunda doyuma ulaştırmak tümüyle farklı bir konudur. Sanılanın aksine, erkeği mutlu eden her şey kadını da mutlu etmeyebilir. Bu nedenle, erkeğin partnerinin bedenini tanıması ve nasıl uyarıldığını bilmesi ve zamanla keşfetmesi gerekir. Kadının da bu keşfe yardımcı olması esastır.

    3- Kadının erkeğe yaptıkları, aslında kendisine yapılmasını istedikleridir, erkeğin bunu anlaması gerekir. Her kadın erojen bölgelerinin keşfedilmesine yönelik erkeği yönlendirmek istemez ya da bunu yapamaz. Çekingen olan bir kadının bunu ifade edebilme yolu %87 oranında “Yaptığımı yap!” şeklindedir. Bu nedenle erkek, seks sırasında kadının ne yaptığına odaklanarak, asıl istediği şeyin ne olduğunu keşfedebilir.

    4- Cinsel birleşme sırasında, öpüşme ve dokunuşlarda, özellikle klitoral dokunuşlarda yavaş hareket edilmesi önemli bir ayrıntıdır. Erkek haz almaya başladığı noktada daha da sertleşirler ve kadının bu sertlikten hoşlanacağını düşünür fakat bu her daim böyle değildir. Özellikle erkek klitoral dokunuşlarda yavaşladığı takdirde, kadın çok daha fazla mutlu olur. Bu nedenle, erkek yavaş hareket etmeli ve kadının bedeninin sesini dinlemelidir.

    5- Kadın cinsel arzularını ne kadar hissederse ve istekleri ne kadar karşılık bulursa cinsel ilişkiden ve partnerinden o kadar zevk alır. Erkek uyarıldıktan hemen sonra testosteron hormon seviyesini düşürmek için boşalmayı hedefler, ancak kadının hormonları ancak bu seviyede çalışmaya başlar. Kadının cinselliği erkeğe göre geç ve tahrik olunca başlar ve erkeğin tersine kadın gerginliğini doyuma ulaşabilmek adına muhafaza eder. Bu gerginliğin muhafıza edilebilmesi için uyarıların yüksek olması, klitoral uyarının sevişme ve cinsel bileşme süresinde devam ettirilmesi gerekir.

    6- Kadın cinsel arzularını daha derinden hissedebilme peşinde olur. Bu da cinsel ilişki süresinin kaliteli bir şekilde uzatılması anlamına gelir. Ön sevişme sırasında yapılması gereken dokunuşlar, öpüşmeler, mimikler ve hislerin dile gelmesi söz konusu olunca, karşılıklı olarak hissedebilme yeteneği de kendiliğinden yükselir. Aslında bu sadece kadın için değil erkek için de eşsiz bir zevk, sevgi ve huzur kaynağıdır.

  • Kusurları Kapatan Makyaj Hileleri

    Kusurları Kapatan Makyaj Hileleri

    Canlı gözler
    Gözleriniz çok çukur görünüyorsa, doğru makyajla bu durumu düzeltebilirsiniz. Yorgun görüntünüzden kurtulmak için pırıltılı bir göz fan kullanmalısınız. Daha sonra göz kapağınızın üzerine bir eyeliner çekin.

    Gözleriniz birbirinize çok yalan duruyorsa, açık tonda bir göz farını gözün iç kösesinden ortasına kadar sürün. Ortadan dış köşeye kadarsa koyu tonda bir far sürün. Göz çevrenizde çok fazla çizgi varsa kapatıcınızı bir fırçanın üzerine boşaltın ve çizgilerin üzerinden geçin. Fondöteninizin kapatıcınızdan daha açık tonda olmasına dikkat edin.

    Yuvarlak yüz
    Yuvarlak bir yüze sahipseniz, elmacık kemiklerinizi biraz geri plana itmekte yarar var demektir. Bunun için şakaklarınıza, elmacık kemiklerinize ve çene altınıza büyük bir allık fırçası yardımıyla bronz allık sürün. Daha açık renk pudrayla abımızı, burnunuzu ve çene ucunuzu vurgulayın.

    İnce dudaklar
    İlk kuralı unutmamanız gerekiyor. Eğer dudaklarınız inceyse, dudak çevresini kalemle çizmek sadece dudaklarınızı büyütmeye çalıştığınızı gösterir.

    Dudaklarınızı kalın göstermek için açık tonda bir dudak kalemi alın ve doğal dudak çizginizi belli olmayacak şekilde çizin. Daha sonra dudağınızın içini de o kalemle boyayın ya da kalemle aynı tonda bir ruj sürün.

    Düşük kaşlar
    Kaşlarınız bir türlü söz dinlemiyorsa ve sürekli şekilsiz duruyor, aşağıya doğru düşüyorsa üzülmeyin; çünkü bunun da çaresi var. Yapmanız gereken yeni bir diş fırçasını elinize alıp, kaşlarınızı yukan doğru fırçalamak. Sert bir şekilde kaşlarınızı fırçaladıktan sonra elinize biraz jöle alın ve kaşlarınızın üzerine iyice bastırın. Sonra kaşlarınızı tekrar fırçalayarak jöle kalıntılarım alın.

    Kısa boyun
    Boynunuzun kısa olduğunu düşünüyorsanız yapmanız gereken şey aslında çok basit; küpe takmak. Bu dikkati omuzlarınızdan yüzünüze doğru çekmenizi sağlayacaktır.

    Çıkık çene
    Eğer çenenizin çıkık olduğundan şikâyetçiyseniz, daha güzel görünmesi için yapmanız gereken, bütün yüzünüze uyguladığınız pudra ya da fondötenden iki ton daha koyusunu çenenize ve boynunuza uygulamak.

    Boynunuza da uygulamanızın nedeni aradaki farkın dikkat çekmemesi için… Bu makyajı uyguladığınızda gözlerinizi de biraz daha fazla öne çıkartmalısınız. Bunun için kirpiklerinizi kıvırın ve maskara sürün. Ayrıca, dudaklarınızı öne çıkaracak canlı renkte rujlar tercih edin; böylece çeneniz belirginliğini yitirecektir.

    Hokka burun
    Herkesin hokka gibi bir burnu olmayabilir. Eğer burnunuzdan şikâyetiniz varsa dikkati başka yerlere çekmeniz gerekir. Bunun için gözlerinizi, dudaklarınızı ve elmacık kemiklerinizi ortaya çıkaran bir makyaj yapabilirsiniz. Dudaklarınıza koyu renkli bir ruj sürerseniz, dikkat yüzünüzün tam ortasına çekilecektir; bu nedenle dudağınıza açık tonda bir ruj sürmelisiniz.

    Gözlerinizin altı mor olursa, bu durumda burnunuz daha sivri görünecektir. Eğer böyle bir sorununuz varsa kapatıcınızı mümkün olduğu kadar çok sürmeli ve morlukları kapatmalısınız. Göz makyajınızı maskara ve farla dikkat çekici hale getirdikten sonra, elmacık kemiklerinizi ortaya çıkaracak teninize uygun bir allık sürmeyi de unutmamalısınız.

  • Cinsel sorunlara hipnoz

    Cinsel sorunlara hipnoz

    Kamuoyunda cinsellik kadar olmasa da çok ilgi çeken, merak uyandıran; buna karşı hakkında bilinenlerin hemen tümünün yanlış olduğu başka bir konu da hipnozdur. Söz, bakış, hayal gücü yada bazı yardımcı nesneler kullanılarak telkin vb. tekniklerle oluşturulan; kişinin duygu, düşünce, algı ve bellek işlevlerinde değişikliklerin gerçekleştirilebildiği çok özel bilinç durumuna hipnoz diyoruz. Hipnoz tamamen beynin doğal ve normal işlevlerinden bir tanesidir.

    Büyü, sihir yada doğaüstü hiçbir yönü yoktur. Hipnoz sadece gevşeme ve rahatlama aracı değildir. Hipnoz bilinçaltına açılan bir kapıdır. İyi bir cinsel terapist bu kapıdan içeri girer ve cinsel hastalıklara, kötü huylara, alışkanlıklara yol açan ve çocuklukda hatta bazen doğmadan önce oraya yerleşmiş yanlış bilgileri, inançları, düşünceleri, algılamaları bulur ve değiştirir. Ayrıca eğitim almış hipnoz uygulayıcılarına hipnozitör, hipnozla cinsel terapi veya psikoterapi yapan terapistlere ise hipnoterapist denir.

    CİNSEL SORUNLARDA HİPNOZ MUCİZESİ

    Özellikle psikolojik kökenli cinsel işlev bozukluklarının tedavisinde, hipnoz son derece etkili yöntemdir. Yıllardır cinselliği bir tabu sayan, ayıp, yasak ve günah kavramları tarafından kuşatan ve konuşamayan Türk insanı, artık cinsel sorunları olduğunu kabul ediyor ve çözmek için yeni çareler arıyor. Hipnozun tüm dünyada olduğu gibi, ülkemizde de en yaygın kullanıldığı alanlardan biri de erken boşalma, iktidarsızlık, vajinismus, cinsel isteksizlik vb. cinsel işlev bozuklarıdır.

    Hipnoz cinsel terapide kullanılan araçlardan biridir. Hipnoz aracılığı ile bazı cinsel işlev bozukluklarının tedavi edilmesine hipnoterapi diyoruz. Cinsel terapi seansları sırasında kullandığımız tıbbi bir girişimlerden biri olan hipnoz; tek başına mucize yaratmaz. Çünkü hastayı iyileştiren bizzat hipnozun kendisi değil, hipnoz sırasında uyguladığımız değişik tedavi yöntemleridir. Yani, hipnoz cinsel terapide çok işe yarayan ve kolaylaştıran bir tedavi aracıdır. Bu anlamda hipnozu bir şırıngaya benzetmek mümkündür. Nasıl ki şırınga, iyileşmek için hastanın gereksinim duyduğu çeşitli ilaçları uygulamak için kullanılan bir tedavi aracı ve hastayı iyileştiren şey şırınga değil de içindeki ilaçlar ise; aynı şekilde hastayı iyileştiren şey bizzat hipnozun kendisi değil; hipnoz sırasında uygulanan değişik tedavi yöntemleridir.

    HİPNOZ UYKU DEĞİLDİR

    Hipnozdaki kişinin uyanıktır, hipnozitörün yani hipnoz uygulayan kişinin tüm sözlerini duyar, anlar ve hatta yargılayıp sorulara yanıtlar bile verebilir ancak farklı bir bilinç halindedir. Dıştan bakıldığında hipnozdaki kişi çok rahat ve huzurlu bir şekilde uyuyor gibi göründüğünden yüzyıllardır, hipnozun bir uyku olduğu yanılgısı yerleşmiş olarak sürmektedir. Oysa hipnoz bir uyku değildir. Hipnoz artmış bir farkındalıktır. Hipnoz, kişinin gönüllü isteğiyle, hipnoz uygulayan kişinin direktifleri doğrultusunda dikkatini toplaması, gevşemesi ve yoğunlaştırması ile gerçekleşen bir durumdur. Dolayısı ile hipnoza girmek istemeyen kişi dikkatini yoğunlaştırmayacağı ve direktiflere uymayacağı için isteği dışında hipnoza sokulamaz.

    Hipnoz sırasında kişinin kontrolü tamamen kendi elindedir. Biz cinsel terapide bilinçli hipnoz tekniğini kullanıyoruz. Yani kişi, hipnozitörün söylediği her şeyi dinler, anlar, değerlendirir ve istemediği hiçbir şeyi söylemez, istemediği hiçbir şeyi de yapmaz. Eğer, hipnoz uygulayan kişi, hipnozdaki kişiden söylemek istemediği gizli sırlarını söylemesini yada onun ahlaki ve sosyal değerlerine aykırı bir şeyi yapmasını isterse kişi bunu kabul etmez daha da zorlanırsa hipnozdan çıkar.

    Kimi insan hiç hipnoza giremezken, kimileri çok kolay kimileri ise çok zor hipnoza girerler. Kişilerin hipnoza girebilme düzeyine hipnoza yatkınlık adını veriyoruz. Hipnozun gerçekleşmesinde zeka, algılama, değerlendirme, hayal gücü ve konsantrasyon çok önemlidir. Bu nedenle de bu işlevlerin düzeyleri hipnoza yatkınlığı belirlemektedir. Hipnoza yatkınlık, bireyin kişilik özelliklerine, bilişsel işlevlerinin düzeyine ve içinde bulunduğu ruhsal durum ya da varsa ruhsal hastalığının niteliklerine göre farklılıklar gösterir.

    Örneğin, dikkat ve algılamanın ciddi düzeylerde yetersiz olduğu yada bozulduğu zeka geriliği olan kişilerin, ağır depresyon ve bunama hastalarının hipnoza girmeleri mümkün değildir. Yine karşısındakine güvenmeyen, her an kontrolü elden kaçırma yada zarar görme endişesi yaşayan, kuşkucu, aşırı titiz ya da başkalarından direktif almayı kabullenemeyen paranoid, obsesif ve narsisistik kişilik özellikleri olan kişiler hipnoza çok zor ve yüzeysel girerler. Zeki, hayal gücü kuvvetli, kolayca dikkatini yoğunlaştırabilen kişiler; hipnoza çok kolay girer, kolayca derinleşebilir ve cinsel sorunlarına çok daha kısa sürede çözüm bulabilirler.

    HİPNOZDAN ÇIKAMAMA GİBİ BİR DURUM SÖZ KONUSU DEĞİLDİR

    Hipnoza alınan herkes seans sonunda hipnoz uygulayan kişinin direktifleriyle hipnozdan çıkabilir. Diyelim ki hipnoz sırasında hipnozitör çeşitli nedenlerle kişiyi hipnozdan çıkartmadan odadan ayrıldı. Hipnozitörün uzaklaştığı süre ve mesafeye bağlı olarak bir süre sonra hipnoz kendi kendine sona erer. Yani hipnozdan çıkamama gibi bir durum söz konusu değildir. Ayrıca iyi ve tecrübeli bir hipnozitör televizyon başında izleyenleri veya telefonda karşı taraftakini hipnoz yapabilir. Hastanın hipnoza girmek için hipnozitöre ihtiyacı vardır, ancak çıkmak için değil.

    VAJİNİSMUS ve ERKEN BOŞALMAYA HİPNOZLA ÇARE

    Hipnozla cinsel sorunların tedavisinde hastalığın öznelliğine ve hastanın durumuna göre seansların uzayabilir. Hipnozla en kolay tedavi edilen cinsel sorunların başında erken boşalma ve vajinismus, en zor tedavi edilenlerin başında ise cinsel kimlik bozuklukları gelmektedir. Hipnoz cinsel yaşamın renklendirilmesinde de büyük yarar sağlayabilir. Cinsel isteksizlik duyanlar, korku nedeniyle ve acı nedeniyle ilişki kuramayan vajinismuslu kadınlar, erken boşalıp partnerini tatmin edemediği için suçluluk duyan erkekler, hipnozun etkisiyle normale dönebilirler. Ayrıca hipnoz iktidarsızlığın cinsel terapisinde çok yoğun olarak tercih edilmektedir.

    KADINLARDA CİNSEL İLİŞKİYE GİREMEME – VAJİNİSMUSTA HİPNOZ

    Kadında cinsel ilişkinin olduğu anatomik bölgeye vajen adı verilir. Vajenin etrafındaki kasların kasılması, tüm vücutta bir kasılma, endişe, korku ve panik hali, kadının bacaklarını sıkıca kapatması ve elleriyle eşini itmesine yol açan, istemsiz bir şekilde yani kadının kontrolü dışındaki bilinçdışı vajinal kasılmalara vajinismus denir. Halk arasında evli bakireler, tamamlanmamış evlilik veya cinsel fobi, tıp literatüründe cinsel işlev bozuklukları sınıflamasında ise cinsel ağrı bozukluğu da denilir ve hipnoz destekli cinsel terapi ile %100 tedavi edilebilir bir hastalıktır.

    OTOHİPNOZ – KENDİ KENDİNE HİPNOZ

    Otohipnoz kişinin kendi kendini hipnotize etmesidir. Bunun için hastamız hipnotik transta iken hastamıza -sen benim seninle olduğumu ve sana yaptığım gibi sana hipnoz için verdiğim önerileri düşünerek kendi kendini hipnotize edeceksin. Sana vermiş olduğum ve senin kendi kendine verebileceğin aynı uyanma telkinlerini verebileceksin ki otohipnozdan uyanmama korkusuna sahip olmana gerek kalmasın. İlave olarak sizin otomatikman uyanabilmeniz için biri sizin yanınızda olmalı yada başka bir kişi hipnotik durum esnasında size gereklidir. Bunun için sağ elinin başparmağını avuç içine, diğer dört parmağını da onun üzerine kapatıp hafif bir yumruk yapacaksın. Bu esnada gözlerini kapatacaksın ve sorunun hakkında kendi kendine telkin vereceksin.

    Artık kendi kendinin hipnozitörü oldun. Gerektiği hallerde ve yerde ototelkini kullanıp rahatlayabilirsin. Ancak bu kendi talebin ile ilgili hazırladığın telkinler doğrultusunda uygulayabileceksin. Onun dışında kullanmayacaksın. Ortalama tedavi süren 3-5 seans arasındadır- telikinini veririz. Otohipnozu başarmak için kullanılan daha az yaygın yollar veya metodlar da vardır. Bunlar, kasetçalar ile hastayı hipnotize ederek tedavi etmek, tedavi edici öneriler veya telkinler ve kendi yönteminizle uyanmak gibi çeşitli metodları içerisine alır. Hipnoz sonrasında hasta kaset çalacak ve daha sonraki hayali durumlarda hasta kendi kendine hipnotik duruma girebilecektir. Yazılı telkinlerle ve aynı yolun uygulanmasıyla bu başarılmıştır.

    HİPNOZUN YAN ETKİSİ YOK

    Hipnoz insanlık tarihi kadar eski ve güvenilir bir yöntemdir, bir şifa, huzur ve başarı aracıdır. Bilimsel bir yöntemdir. Ancak yine de farklı bir varoluşla kişinin kendisi hakkında bilinmeyenleri öğrenmesinin bir yolu olan hipnozun ehil ve deneyimli kişilerce yapılması gerekir. Çünkü biz hipnozu insanları uyutmak için değil aksine gizli gerçeklere yandırmak için kullanırız. Hipnoz öze dönüştür. İçsel ve öz kaynaklarımızın eczaneniz olarak kullanılmasıdır.

    CİNSEL SAĞLIK, MUTLULUK VE BAŞARI İÇTEN KAYNAKLANIR

    Hipnoz sanılanın aksine başkalarının davranışlarını yönetmek ya da kendi iradelerine aykırı bir biçimde davranmalarını sağlamak amacı ile kullanılmaz. Hipnoz herkesin en olumlu yanları ile isteklerini gerçekleştirmesine izin veren öz benliğimizi idrak etmemizde ve doğal ahengi engelleyen duygusal sınırlarımızı yok etmede etkili olur. Cinsel birçok sorun ve rahatsızlık içsel kavram ve inançlarımızın bir sonucudur ve bir çözüm bulma girişimidir. Eğer en içsel duygularımızı ve inançlarımızı tanımaya, kabul etmeye ve değiştirmeye gönüllüysek, cinsel sorunlarımıza daha yapıcı çözümler bulabilir ve rahatsızlıktan tamamen kurtulabiliriz.

    Cinsel sağlık, mutluluk ve başarı daima içten kaynaklanır. Düzenli bir şekilde içsel kaynaklarımızla bağlantı kurduğumuzda iç benliğimizin dikkatimizi çekebilmesi için bizi hasta etmesine gerek kalmaz. Bu bakımdan hipnoz aslında hastalığı doğrudan tedavi etmez, hastanın telkin alma ve kabul etme yetisini arttırır. Ayrıca cinsel hastalıkların altında yatan faktörleri belirlememize yardımcı olur. Çünkü bilinçaltına atılan bir olay, hipnoz seansı sırasında birden akla gelebilir. Bu da özellikle insanın doğal dengelerini yeniden kurmasını sağlayarak, cinsel sorunların çözümüne katkıda bulunur.

    ERKEN BOŞALMADA HİPNOZ

    Erken boşalan kişi genellikle o an geldiğinde kendini tutamadığını söyler. Hipnoz destekli cinsel terapi ile erken boşalma %100 tedavi edilebilir bir hastalıktır.

    KADINLAR HİPNOZA DAHA YATKIN

    Özellikle kadınlar hipnoza daha yatkındır. Çünkü kadınların üzerinde var olan toplumsal, ailevi ve dini baskılar nedeniyle cinselliği çok daha az konuşur ve yaşarlar. Bu nedenle hipnoz seanslarında kendi cinsellikleri yeniden keşfedebilirler ve sorunlarına erkeklere göre daha kolay çözüm bulabilirler.

  • Karşı Cinsi Tanıma Rehberi

    Karşı Cinsi Tanıma Rehberi

    İlişkilerinizi yürütemiyor musunuz? Hatayı karşı tarafa yüklemeyi bırakıp, geçmişi silin ve kendiniz için bir adım atın. İşe karşı cinsi tanımakla başlayın. Kaşı cinsi tanıyarak ve durum değerlendirmesi yaparak ileride yaşanacak sorunların önüne geçecek ve aşkta hep bir adım önde olabileceksiniz…

    Bir ilişkiyi yürütebilmek sağduyu ve güven gerektirdiği gibi çoğu zaman karşı cinsi tanımak ve biraz oyunu kurallarına göre oynamayı gerektiriyor. Gerçek hayatta bu oyunları oynamak daha kolayken sohbet odaları üzerinden arkadaş arayan kişiler için durum biraz daha zor olabilir.

    Gazeteci – Yazar Sinan Akyüz erkeklerin ve kadınların beklentilerinden yola çıkarak karşı cinsi genel olarak daha iyi tanımanın faydalı olacağını söylüyor. Genel geçer doğrular, bu oyunun kurallarını belirleyen etkenler aslında. Örneğin “evlilik teklifi tek taş pırlanta yüzük ile yapılır” gibi bazı kurallar tüm kadınların kalbine giden yolu açar.

    Oyunun kurallarını biliyorsanız hata yapma riskiniz azalır. İyi bir oyuncunun mutluluğu yakalama şansı oldukça yüksektir!

    Erkekler için konuyu ele alacak olursak kadınları tanımak biraz zaman ve bolca sabır gerektiren bir iştir. Bayan arkadaş olarak nitelendirdiğiniz kişinin yaptıklarını çok fazla düşünmeyin. Ciddi ilişki düşündüğünüz arkadaşınızla evlilik planlıyorsanız her şeyden önce unutmayın ki bir kızla evlenirken onun ailesi, çevresi ve geçmişiyle de evlenirsiniz. Bu konularda evlenmeden önce anlaşmaya varmak gerekiyor.

    Kadın her yaşadığı ilişkiyi bohça yapıp bir sonraki ilişkiye taşıyor” diyor Sinan Akyüz. Evlilik veya ciddi ilişki öncesi bu tip konularda çıkabilecek sorunları baştan çözmekte fayda var.

    Erkekler evlenecekleri kadına “çocuğuma annelik yapacak kadın” gözüyle bakıyor ve buna rağmen önce güzelliğe ardından zekayı önemsiyorlar. Bilinenin aksine erkekler zeki kadını seçiyorlar ancak Sinan Akyüz’e göre onları yıpratan zeki kadının “dırdırı”! Ayrıca erkekler kadınlardan farklı olarak geçmişlerini yanlarında taşımıyor.

    Erkekler bir ilişkiden diğerine geçerken kolay elde ettikleri, hemen teslim olan kadınları fazla tercih etmiyor. İlişkiler bir oyunsa, bu oyunu kuralına göre oynamak gerekiyor. Çünkü bu oyunda her zaman “zor kadın” kazanıyor.