Etiket: kadın sağlığı

  • Başınızmı Ağrıyor ?

    Başınızmı Ağrıyor ?

    Baş Ağrılarının Türleri :

    Gerilim Tipi Başağrısı :

    – Başın arkasında yan ,ön tarafında veya çember tarzında bir gerginlik olarak ifade edilir.Ağrı kademeli olarak yavaş yerleşir.Örnek olarak sabahleyin başlayan ağrı akşama doğru giderek artar.Ağrı 1 saatten birkaç güne kadar sürebilir.Yaşanan stresler ile tekrarlama eğilimi gösterebilir.Tedavisinde basit analjezikler ve psikolojik destek uygulanır.

    Klasik Migren Auralı :

    – Önce görsel bazı bulgular vardır.( renkli halkalar ).Sonra başın tek tarafında ( sağ veya sol ) zonklayıcı ağrı,bulantı ve kusma bulunur.Ağrı süresi 30 dakikadan birkaç saate kadar uzayabilir.Stressli dönemlerde daha sık olmak üzere tekrarlar.Tedavisinde ergotamin preparatları kullanılır.

    Basit Migren Aurasız :

    – Ağrı öncesinde klasik migrende görülen bulgular yoktur.Başlangıçta tek taraflı baş ağrısı daha sonra yaygın zonklayıcı ağrı ve bulantı bulunabilir.Süresi saatlerden bir kaç güne kadar uzayabilir.Tekrarlaması klasik migrene benzer.Tedavisi klasik migren tedavisiyle aynıdır.

    Cluster Baş Ağrısı :

    – Şiddetli, göz etrafında lokalize,rahatsız edici,can sıkıcı durum veya zonklayıcı ağrı olarak ifade edilir.Süresi 15-90 dakika kadardır.Bir veya iki ayda bir demetler halinde tekrarlar.Ataklar arasındaki süreler değişkendir.Genelde alkol ve sigara kullanan erkeklerde görülür.Tedavisinde ağrılı zamanlarda prednison ve ergotamine kullanılır.

    Subaraknoidal Ağrı :

    – Ani yerleşimli şiddetli yaygın bir baş ağrısıdır.Hastalar daha önce yaşamadıkları bir şiddetde ağrı olarak tarif ederler.Günlerce sürebilir.Hastanın yaşamını tehlikeye soktuğu için cerrahi tedavi uygulanır.

    Tümör:

    – Öksürmek,aksırmak veya fiziksel eforla artan,ağırlık hissi tarzında bir sabah ağrısıdır.Akşama yaklaştıkça ağrı hafifler.Haftadan aylara kadar sürebilir.Bu ağrı tipi beyin içi basıncının arttığı durumlarda görülür.Uzun bir süredir bu tipte bir ağrınız varsa bir nöroloğa başvurmanız önerilir.

    Psödotümör:

    – Ağırlık hissi,sürekli ağrı öncelikle fazla kilolu genç kadınlarda görülür.Günlerden haftalara kadar süren uzun bir ağrı dönemi vardır.Öksürmek,aksırmak veya fiziksel eforla ağrı artar.Tekrarlayan lomber ponksiyonlarla tedavi edilir.

    Sinüs Baş Ağrısı :

    – Sinuslar üzerinde lokalize,sürekli ağrı.Günlerden haftalara kadar sürebilir.Tekrarlayabilir.Tedavisinde antibiyotik ve antihistaminikler kullanılır.

    Temporal Arterit :

    – 60 yaş üzerindeki hastalarda görülür.Tek taraflı bir baş ağrısıdır.Saniyelerden saatlere kadar sürebilir.Yaşam boyu tekrarlar.Tedavisinde steroidler kullanılır.

    Trigeminal Nevralji :

    – Bıçak gibi saplanan yüz ağrısı olarak tanımlanır.Tedavisinde karbamazepin veya cerrahi tedavi uygulanır.

    Atipik Yüz Ağrısı :

    – Ağırlık hissi veren sürekli diffüz yüz ağrısı.Tedavisinde amitriptilin veya klordiazepoksid kullanılır.

    Baş Ağrılarının Tedavisi :

    Baş ağrılarının tedavisi için bir nöroloji doktoruna başvurmak şarttır. Yukarıda sayılan baş ağrıları nedenlerini ancak bir nöroloji doktoru değerlendirebilmektedir. Hastalar tarafından sık yapılan bir hata özellikle tekrarlayan baş ağrısı durumunda ağrı kesici ilaçlarla durumlarını idare etmeye çalışmaktır. Oysa örneğin migren durumlarında kullanılan ilaçlar tamamiyle farklıdır. Çünkü migren ağrısı beyin damarlarından kaynaklanmaktadır.

  • Vajinal Tampon Kullanımı ve Vajinal Tampon Nasıl Takılır?

    Vajinal Tampon Kullanımı ve Vajinal Tampon Nasıl Takılır?

    Vajinal tamponlar, tıpkı hijyenik petler gibi menstrüasyon sırasında vajinal yoldan vücut dışına atılan kanı emmek amacıyla kullanılan ürünlerdir. Petlerden farklı olarak kanın vajina dışına atılmadan önce emilmesini sağlayarak pet kullanımı ile görülen ve kadının sosyal hayatını zorlaştıran faktörleri ortadan kaldırırlar.

    Vajinal tamponlar yumuşak pamuk liflerinin silindirik bir şekil alacak şekilde preslenmesi şeklinde üretilirler. Silindirik şekil sayesinde tampon vajina içerisine rahatça yerleştirilebilir.

    Tampon adet kanı vücut dışına ulaşma şansı bulamadan direkt olarak vajina içinde emilmesini sağlar. Vajinal tamponlar değişik boy ve emme kapasitelerine sahiptirler. Adet kanamanızın şeklini ve miktarını bilmeniz uygun tamponu seçmenizi kolaylaştırır.

    Hijyenik petlerden farklı olarak vajinal tamponlar çok önemli bir riski de beraberinde getirirler: Toksik şok sendromu. Yaşamı tehdit edebilen bu komplikasyon neyse ki çok nadir görülür ve basit önlemler ile önüne geçilebilir. Bu önlemlerden en önemlisi tamponu 4-8 saatten daha fazla vajinada tutmamaktır. İdeal olan hijyenik ped yerine tampon tercih etmemek, çok gerekli olmadıkça kullanmamak ve kullanıldığında en fazla 6 saat vajinada tutmaktır.

    Vajinal tamponlar sadece adet kanaması sırasında kullanılırlar. Vajinal akıntılar için günlük pet yerine tampon kullanmak son derece riskli bir davranış olacaktır.

    Uygun tamponu seçmek
    Piyasada satılan hemen hemen her markanın değişik boy ve emme kapasitesine sahip türleri vardır. Kendinize uygun tamponu seçerken temel prensip kanama miktarınıza göre gerekli olan en düşük emme kapasitesine sahip tamponu bulmaktır. Kanamanın miktarı günden güne farklılık göstereceğinden adet kanamanızın değişik günleri için farklı kapasitede tamponlar kullanabilirsiniz.

    Uygun kapasitedeki tamponu seçmek deneyim ile elde edilir. Bununla birlikte eğer tamponu 4 saatten önce değiştirmeniz gerekiyorsa daha yüksek kapasiteli, 8 saat sonunda hala dolmamışsa daha düşük kapasiteli bir tampon seçmelisiniz.

    Tampon nasıl yerleştirilir?
    İlk kez tampon kullanacaksanız sinirle ve gergin olmanız normaldir. Bu durum kaslarınızın fazla kasılmasına neden olacağından yerleştirmeyi güçleştirebilir.Daha önceden tampon kullanan arkadaşlarınıza nasıl kullanıldığını sorabilir ve onlardan bu konuda yardım alabilirsiniz. Piyasada satılan pekçok ürünün içinde kullanma ve yerleştirme talimatları resimli olarak yer almaktadır. Bu talimatları dikkatlice okuyun ve anlamaya çalışın.

    Bazı ürünlerin içine yerleştirmeyi kolaylaştırıcı bir uygulama tüpü vardır. Bazılarında ise bu tüp bulunmaz. Her iki durumda da yerleştirme şekli aynı prensiplere dayanır.

    Tamponu yerleştirmeden önce ellerinizi mutlaka sabunlu suyla iyice yıkayın ve güzelce kurulayın.

    1. Tamponu yerleştirirken ayakta durabilir yada oturabilirsiniz. Pozisyonunuzun rahat olması önemlidir. Bazı kadınlar tuvalet kenarında bir ayakları klozetin üzerindeyken tamponu daha rahat yerleştirirler. Kendinizi en rahat hissettiğiniz pozisyonu bulmaya çalışın.

    Tamponu yazı yazmak için kullandığınız elinizi kullanarak yerleştirin, solak iseniz sağ elinizi kullanarak yerleştirmeye çalışmayın.

    Aplikatörü başparmak ve orta parmağınızla alt ucuna yakın bir yerden tutun.

    2. Diğer elinizle vajinal açıklığının iki yanındaki labiaları birbirinden ayırarak vajina girişinin görünür hale gelmesini sağlayın. Aplikatörün ucunu vajina girişine yerleştirin.

    3. Resimde de görüldüğü gibi vajina arkaya ve hafif yukarıya doğru uzanır. Bu nedenle tamponu bu aks doğrultusunda yumuşak hareketlerle itin.. Bu sırada aplikatörü sağa sola döndürerek ittirmeye çalışmayın. Aplikatörün tüpü tamamen vajina içine girinceye ve aplikatörü tutan iki parmağınız vücudunuza değinceye kadar ittirmeye devam edin.

    4. Daha sonra orta parmağınızı kullanarak tamponun ipinin olduğu pistonu ya da tüpü itin. Bu hareket tamponun aplikatör içinden çıkarak vajinaya yerleşmesini sağlayacaktır. Parmağınızı tüpün içinden çekin bu sayede çıkarma ipleri serbest hale gelir.

    5. Aplikatörü yavaşça dışarı çekin.

    Tamponu doğru şekilde yerleştirdiğiniz taktirde vajinada herhangi bir rahatsızlık duymamanız ve tampou hissedememeniz gerekir. Eğer rahatsızlık varsa bu durumda büyük olasılıkla tamponu yeterince derine yerleştiremediniz demektir. Rahatsızlığın en önemli nedeni tamponun vajina girişindeki dokuyu içeri doğru çekmesidir. Bu durumda tamponu çıkartın ve yeni bir tampon yerleştirin. Aynı tamponu çıkartıp yeniden yerleştirmeye çalışmayın.

    Tamponun çıkartılması
    Tamponun dolduğunu ve kanın vajina dışına kaçtığını hissettiğinizde ya da 6 saat dolduysa veya tampon kullanmanızı gerekli kılan durum ortadan kalktıysa ipinden tutarak yavaşça dışarıya doğru çekin ve vajinadan çıkarın. Bu sırada çok sert hareket etmemeye dikkat edin.

    TAMPON KULLANIMI İLE İLGİLİ SIK SORULAN SORULAR

    Tampon kendiliğinden düşer mi?
    Hayır. Doğru şekilde yerleştirildiğinde vajina kasları tamponu yerinde tutar. Bu nedenle aktif spor yaparken dahi tampon düşmez.

    Tampon kullanırken enfeksiyonlar açından yüksek risk altında olur muyum?
    Hem evet hem hayır. Kurallara uygun kullanıldığında tampon enfeksiyon riskini fazla arttırmaz. Öte yandan toksik şok sendromu adı verilen tablo tampon kullanımı ile ilgilidir.

    Tampon varken tuvalete gidebilir miyim?
    Evet. Kadın genital bölgesinde vücut dışına açılan 3 farklı açıklık vardır. İdrarın yapıldığı ürethra, vajina ve anüs. Bunlar birbirilerinden bağımsızdır ve bu nedenle vajinada bulunan tampon tuvalate gitmenize engel değildir. Tuvalete gittikten sonra tamponu çıkarmanız y da değiştirmeniz gerekmez. Sadece ıslanmaması için idrar yaparken tamponun ipini elinizle kenara alabilirsiniz.

    Tampon kullanırken yüzebilir miyim?
    Evet. Bunun herhangi bir sakıncası yoktur.

    Tampon kullanırken spor yapabilir miyim?
    Evet. Tampon kullanırken bale, ağırlık kaldırma, atletizm gibi her türlü sporu yapabilirsiniz.

    Tampon kullanırken duş/banyo yapabilir miyim?
    Evet. Bunun herhangi bir sakıncası yoktur.

    Tampon içime kaçabilir ve kaybolabilir mi?
    Hayır. Bu olanaksızdır. Sadece tamponun ipi vajinaya kaçabilir. Bu durumda panik olmayın, gevşeyin ve iki parmağınızı yavaşça vajinaya sokarak ipi bulmaya çalışın. Eğer beceremezseniz sakın zorlamayın. Hemen doktorunuzu arayın.

    Tampon alerjiye neden olabilir mi?
    Evet. Çok nadiren tampon içinde bulunan pamuk alerjik reaksiyona neden olabilir. Bu durumda tampon kullanamalısınız. Piyasada satılan parfümlü tamponların alerjiye neden olma olasılığı daha yüksektir. Bu tür ürünleri tercih etmeyin.

    Tampon adet kanaması sırasında ortaya çıkan kokuyu azaltabilir mi?
    Evet. Adet kanı hava ile temas ettiğinde özel bir koku ortaya çıkar. Tampon kanı içeride, havayla temas etmesine izin vermeden emdiği için bu kokuyu da doğal olarak engeller.

    Tampon varken pet de kullanmalı mıyım?
    Hayır. Kullandığınız tampon 4-8 saat süreyle adet kanamanızı emme kapasitesine sahip olmalıdır. Eğer bu süre içinde adet kanı tampona rağmen dışarıya geliyorsa ya tamponu doğru yerleştirmemişsinizdir ya da uygun emme kapasitesine sahip bir tampon seçmemişsinizdir. En yüksek kapasiteli tamponu kullanmanıza rağmen kan hala daha dışarıya geliyor ise adet kanamanız normalden fazla olabilir ve bu durumda jinekoloğunuzla görüşmelisiniz.

    Uyurken tampon kullanabilir miyim?
    Evet ama bu uygun bir davranış değildir. Gerekli olmadıkça tampon kullanılmamalıdır. Özellikle 8 saatten fazla uyuma söz konusu ise tampon mutlaka çıkartılmalıdır.

    Aynı anda birden fazla tampon kullanılabilir mi?
    Kesinlikle HAYIR. Bu asla yapılmaması gereken tehlikeli bir davranıştır.

    Tampon varken cinsel ilişkide bulunulabilir mi?
    Kesinlikle HAYIR. Bu asla yapılmaması gereken tehlikeli bir davranıştır.

    Tampon cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı korur mu?
    Kesinlikle HAYIR. Bunun tek etkili yolu prezervatif kullanmaktır.

    Dikkat edilmesi gereken noktalar
    Tampon kullanımı ile TSS arasındaki sebep-sonuç ilişkisi tam anlamı ile bilinmese de bu sendromun tampon kullanıcılarında daha fazla görüldüğü bilinen bir gerçektir. Tampon kullanırken dikkat edilecek birkaç basit kural riski azaltır.

    Adet kanamanız için yeterli olacak en küçük tamponu kullanın.
    – Tampon üretici firmasının önerilerine harfiyen uyun.
    – Tamponu yerleştirmeden önce ve yerleştirdikten sonra ellerinizi sabun ile iyice yıkayın.
    – Üretici firmanın önerileri doğrultusunda tamponu sık sık değiştirin.
    – Aynı tamponu 4-8 saatten daha uzun bir süre tutmayın.
    – Asla aynı anda birden fazla tampon kullanmayın.
    – Gece yatarken tampon yerine pet kullanın.
    – Adet dönemi dışında akıntı nedeni ile asla tampon kullanmayın.
    – Sadece pamuk içeren tamponlar kullanın.

    Vajinal Tampon Kullanimi (forum)

  • Polikistik Over

    Polikistik Over

    Polikistik over nedir

    Polikistik over sendromu sebebi henüz kesin olarak aydınlatılamamış olan bir yumurtlama bozukluğudur. Normal olarak her ay çok sayıda yumurta yumurtalıkta gelişmeye başlar. Bunlardan en güçlüsü diğerlerini yok eder ve gelişimine devam eder. Polikistik overde ise bu düzende bir aksama olur. Bütün yumurtalar bir anda gelişmeye başlar ve hiçbiri tam gelişme düzeyine gelişemez ve orta boyda takılı kalırlar. Yumurtalığın içinde kalan bu yumurta kesecikleri aynı zamanda erkeklik hormonu da salgılandığı için polikistik over belirtileri gözlenir. Yumurtalıklara ultrasonla bakıldığında da orta boy tespih tanesi gibi kesecikler görülür. Yumurtalık dokusu, bu kistler sayıca arttığında “polikistik” yani çok sayıda kistik oluşum içeren bir yapıya dönüşür. Birçok kişi bu hastalığı adı nedeniyle kansere neden olacağı korkusu yaratır. Ancak polikistik overin yumurtalık kanseri ile bir ilgisi bulunmamaktadır.

    poli=çok sayıda ; kistik= kist içeren ; over=yumurtalık dokusu

    polikistik over: “çok sayıda kist içeren yumurtalık dokusu”

    Polikistik Over Belirtileri

    Polikistik over sendromu kendini, düzenli yumurtlama olmaması ve buna bağlı olarak adet düzensizliği ve vücutta erkeklik hormonunun artmasının getirdiği bazı sonuçlarla gösterir. Erkeklik hormonunun fazlalığına bağlı olarak da deri yağlanır ve akneler oluşur, vücutta erkeksi tüylenme denilen dudakların üst kısmında ve yanaklarda tüylenme gözlenir. İleri aşamalarda ise göğsün ortasında, çevresinde ve karnın alt kısmı ile bacakların diz üstü kısımlarında tüylenme ortaya çıkar.

    Polikistik Over Nasıl Oluşur

    Polikistik over sendromu çok heterojen bir sorun olduğu için belirtiler de kişiden kişiye farklılık gösterebiliyor. Yani her polikistik over hastasında adet düzensizliği ya da kıllanma görünmeyebilir. Ya da yılda iki üç kez adet gören polikistik over sendromlu hasta olabildiği gibi yılda on defa adet gören hastalar da olabilir.

    Polikistik Over Sebepleri

    Polikistik over sendromunun nedenlerine bakıldığında genetiğin ön plana çıktığını görüyoruz. Anneden geçebildiği gibi babadan da geçme ihtimali var. Genetik nedenli bir hastalık olmasından dolayı tedavi etmek hemen hemen imkansız olsa da, var olan sorunlara çözüm bulmanın elbette imkanı bulunuyor.

    Polikistik Over Sendromu

    Gelen bir hasta düzensiz adet görüyor ve belirgin bölgelerinde erkeksi tüylenme varsa tanı kolaylıkla konabiliyor. Ama biyokimyasal olarak da kanda gösterilebilecek bazı bulgular var. Bunların başında testosteron miktarı geliyor. Testosteron miktarının üst sınıra yakın ve üst sınırda seyretmesi gerekiyor. Bir başka androjen hormonu olan ve böbreküstü bezlerinden salgılanan DHEAS hormonunun düzeyine de bakılması gerekiyor. Eğer bu hormonların kandaki düzeylerinin yüksek olduğu gösterilirse tanı belirlenmiş oluyor. Ancak bu testlerin yapılması da şart değildir. Eğer bir kadın adet düzensizliği ve aşırı kıllanma ile geliyorsa aksi kanıtlanmadığı sürece bu durum polikistik overdir.

    Polikistik Over Tedavisi

    Polikistik over sendromu yaşayan kadınlar genellikle kıllanma, akne, adet düzensizlikleri ya da çocuk sahibi olamadıkları için hekime başvuruyor. Tedavi ise kadının bebek sahibi olmak isteyip istememesine göre şekilleniyor ve basamak tedavisi adı verilen adım adım gidilen bir tedavi şeması izleniyor. Eğer hasta çocuk istemiyorsa yapılacak birkaç nokta bulunuyor. Öncelikle adet düzenini sağlamaktır. Çünkü uzun süreli adet görmeyen bu kadınlarda östrojen tek başına rahim içine etki etmeye başlıyor ve sonuçta rahim kanseri riskini artıyor. İkinci nokta, tüylenmesini yok etmek oluyor ve bunun için de antiandrojenler kullanılıyor. Androjen düzeylerini en iyi düşüren şey de doğum kontrol hapları. Bu sayede hem adet düzeni sağlanabiliyor ve rahim kanseri riski azaltılıyor, hem de tüylenme azaltılabiliyor. Üçüncü nokta ise, insülin rezistansına bağlı olarak oluşan kilo sorununu dengeye sokmak oluyor. Eğer hastada insülin direnci saptandıysa bu direnci azaltan ilaçların kullanılması, karbonhidrattan yoksun diyet ve egzersiz kombinasyonu en faydalı tedavi olarak gösteriliyor.

    Polikistik Over Hamile Kalmak

    Eğer bir kadın çocuk istiyor ve polikistik over sendromu varsa burada yapılacak olan hastanın insülin direncini düşürmek ve yumurtlamasını sağlamak oluyor. Polikistik overli kadınların bir kısmında haplarla yumurtlama sağlanarak çocuk sahibi olmaları sağlanabiliyor. Ancak bir kısım hastada da bu haplar yeterli olmuyor ve bu noktada iğnelerle yumurtlatma işlemi gerçekleştirilmeye çalışılıyor. Eğer iğne yönteminden de yanıt alınmaz ise bu hastalarda aşılama ya da tüp bebek tedavisine geçiliyor.

    Polikistik Over Sonuçları

    Adet Düzensizliği : Yalnızca yumurtlama olduğunda üretilebilen progesteron hormonu üretiminin aksaması, adet döngüsünün uzamasına, yani adet gecikmelerine veya düzensiz adet kanamalarına yol açar.

    Tüylenme Ve Sivilcelenme : Çatlayamayan foliküller fazla miktarlarda testosteron (“erkeklik hormonu”) üretir. Kadında fazladan üretilen erkeklik hormonu tüylenme ve sivilcelenme gibi kozmetik sorunlar yaratır.

    Zor Gebe Kalma Veya Gebe Kalamama : Yumurtlama olmaması kadını zor gebe kalma veya gebe kalamama sorunuyla, gebe kalınması durumunda ise artmış düşük yapma riskiyle başbaşa bırakır.

    Şeker Hastalığı : Kan şekerinin düzenlenmesinden sorumlu olan insülin hormonu salgısının bu hastalıkta bozulması kilo alma sorununa veya ileri yaşlarda şeker hastalığına yakalanma riskinde artışa neden olur.

    Rahim Kanseri Riski : Uzun dönemde ortaya çıkabilen sorunlardan en önemlisi rahim iç tabakasını östrojen hormonunun kalınlaştırıcı etkisinden koruyucu özelliği olan progesteron hormonunun eksik kalması nedeniyle ortaya çıkan artmış rahim kanseri riskidir.

    Kalp Hastalıklarına Yakalanma Riski : Diğer bir uzun vadeli sorun da testosteron hormonunun sürekli olarak yüksek kalmasına bağlı olarak kan yağlarının seviyesinin yükselmesidir. Bu durum uzun vadede kadının çeşitli kalp hastalıklarına yakalanma riskini artırır.

  • Kalsiyum Haplarının Zararları

    Kalsiyum Haplarının Zararları

    Kemik miktarındaki azalma ve kemik kırılganlığındaki artma ile seyreden, kemik erimesi hastalığının tedavisinde genellikle yaşlıların içtiği kalsiyum haplarının kalp krizi riskini artırabileceği bildirildi.

    Amerikalı ve Yeni Zelandalı bilimadamları, 12 bin kişiyi kapsayan 11 araştırmanın sonuçlarını değerlendirdi.

    ”İngiliz Tıp Dergisi”nde yayımlanan değerlendirmede, osteoropoz tedavisinde kalsiyumun yerinin tekrar gözden getirilmesi gerektiği sonucuna varıldı.

    Bilimadamları, kalsiyum haplarının kalp krizi riskini yüzde 25-30 artırdığını belirtti. Riskin, kişinin yaşı, cinsiyeti ve kalsiyum ilacının çeşidinden bağımsız olarak arttığı vurgulandı.

    Araştırmacılar, kalsiyum bakımından zengin gıdaların yenebileceği önerisinde bulundu.

  • Çin Diyeti

    Çin Diyeti

    Eğer bir besinden fazla miktarda ya da az miktarda alınırsa organizma bundan etkilenir. Sonuç olarak da kilo alınır ya da verilir, güçten düşülür. İdeal kiloya ve forma kavuşmak için neyi daha sık ve neyi daha az yemek gerektiğini bilmek gerekir. Çin diyetini uygulamanın bir başka nedeni de çok dengeli bir beslenme sunmasıdır. Bu diyette bol miktarda karbonhidrat, hububat ve sebze yenir. Yağ alımı ise en aza indirilir. Yalnız diyeti uygulamadan önce yin mi yoksa yang yapıda mı olduğunuzu saptamanız gerekir. Bunun için de testimizin soruların yanıt vermeniz yeterlidir.

    Yin misiniz yang mı?

    Hangi besinlere ağırlık vermeniz gerektiğini bilmek için bu testi uygulayarak yapınızı belirleyin. Aşağıda sıraladığınız özelliklerin çoğu sizde varsa yin tipisiniz demektir. Bu durumda yang besinlere ağırlık vermenizi öneririz.

    * Sakin, içe dönük, sessiz, oldukça pasif birisiniz.
    * Ten renginiz soluk ve sık sık üşürsünüz.
    * İştahınız az.
    * Az sıvı alıyor ve genelde sıcak içecekleri yeğliyorsunuz.
    * Metabolizmanız ağır çalışıyor.
    * Kötü hazım ve kabızlık sorununuz var. Ve genellikle ayaklarda şişmeden yakınıyorsunuz.
    * Genellikle kalçalarda, karında ve baldırlarda yağ birikimi oluyor.

    Eğer aşağıdaki özellikler size daha çok uyuyorsa yang tipisiniz demektir. Dengeyi sağlamak için yin besinleri yemelisiniz.

    * Dışa dönük, dinamik ve çabuk öfkelenen birisiniz.
    * Soğuğu pek hissetmiyorsunuz.
    * Sık sık ve iştahla yiyorsunuz.
    * Metabolizmanız hızlı ve çok enerji yakıyorsunuz.
    * Karın kramplarından ve mide yanmasından şikayetçisiniz.
    * Daha çok vücudunuzun üst kısmı şişmanlıyor.

    Yin tipi diyeti

    Pazartesi

    * Kahvaltı: Tarçınlı çay, 1 bardak pirinç sütü. 3 etimek.
    * Öğle: Sebzeli pilav. Biraz kırmızı biber veya soya sosu ile tatlandırılmış tavada sebze.
    * İkindi: 1 meyve.
    * Akşam: Buharla pişirilmiş pilav ve safranlı dana eti. Fırında domates. 2-3 haşlanmış erik.

    Salı

    * Kahvaltı: 1 fincan çay. Müslili süt.
    * Öğle: Haşlanmış soya fasulyesi, havuç ve mısırlı salata. 1 haşlanmış elma.
    * İkindi: 1 meyve.
    * Akşam: Buharda pişmiş pilav ve fırında balık. Buharda pişmiş sebze.

    Çarşamba

    * Kahvaltı: Sütlü kahve. 2 dilim kepekli ekmek.
    * Öğle: Bezelyeli pilav. 1 rafadan yumurta. Buharda pişmiş ıspanak. 1 haşlanmış meyve.
    * İkindi: 1 bardak süt.
    * Akşam: Curry’li tavuk veya karides. Karışık haşlanmış sebze. 1 meyve.

    Perşembe

    * Kahvaltı: 1 fincan çay, 1 dilim ekmek ve 1 dilim ananas.
    * Öğle: Kızarmış tavuk. Bularda pişmiş sebze ve salata.
    * İkindi: 1 meyve
    * Akşam: Soya soslu spaghetti. 1 dilim ızgara et.

    Cuma

    * Kahvaltı: 1 fincan kahve. 2 dilim kepek ekmeği, diyet bal.
    * Öğle: 1 dilim ızgara et. Curry’li sebze haşlaması. 1 sandviç ekmeği.
    * İkindi: 1 meyve.
    * Akşam: Sebze çorbası. Fırında dil balığı. Meyve salatası.

    Cumartesi

    * Kahvaltı: 1 fincan çay. Müslili süt.
    * Öğle: Curry’li tavuk. Meyve salatası.
    * Akşam: Buharda pişmiş pilav. Baharatlı omlet. 1 meyve.

    Pazar

    * Kahvaltı: 1 fincan çay. 2 dilim kepek ekmeği. Diyet bal.
    * Öğle: Taze soğanla pişirilmiş soyalı tavuk.
    * Akşam: Buharda pişmiş domatesli pilav. Haşlanmış taze fasulye.

    Yang tipi diyeti

    Pazartesi

    * Kahvaltı: 1 fincan yasemin çayı, 1 fincan Müslili süt.
    * Öğle: 1 yumurta, domates, soya filizi ile hazırlanmış salata. Salatayı hafif soya sosu ve karabiberle tatlandırabilirsiniz. 1 sandviç ekmeği. 1 meyve.
    * Akşam: Mantarlı pilav. Haşlanmış kuşkonmaz ve haşlanmış balık filato.

    Salı

    * Kahvaltı: 1 fincan kahve. 2 dilim etimek ve diyet bal.
    * Öğle: Buharda pişirilmiş pilav. Tavada sarmısak, kırmızı biber ve soya sosu ile pişirilmiş ıspanak ve soya filizi.
    * İkindi: 1 meyve suyu veya 1 meyve.
    * Akşam: Mantı çorbası. Meyve salatası.

    Çarşamba

    * Kahvaltı: 1 fincan sütlü kahve. 1 dilim ekmek. 1 meyve.
    * Öğle: Buharda pişirilmiş soya soslu pilav. Havuz rendesi.
    * Akşam: Safranlı haşlanmış balık. Soya filizi ve domates salatası. 1 sandviç ekmeği.

    Perşembe

    * Kahvaltı: 1 fincan yasemin çayı. Müslili süt.
    * Öğle: Bezelyeli ve soya soslu spaghetti. Müslili yoğurt.
    * Akşam: Sebze çorbası. Buharda pişirilmiş tavşan eti.

    Cuma

    * Kahvaltı: 1 fincan çay. Müslili yoğurt.
    * Öğle: Bezelye, domates ve biberle hazırlanmış soya soslu salata.
    * Akşam: Mantı çorbası, Tavuk (göğüs eti), 1 meyve.

    Cumartesi

    * Kahvaltı: 1 fincan süt. 2 etimek. Diyet bal. 1 bardak meyve suyu.
    * Öğle: Mantarlı pilav. Buharda pişirilmiş sebze.
    * Akşam: Mantı çorbası, Tavuk (göğüs eti). 1 meyve.

    Pazar

    * Kahvaltı: 1 fincan kahve. 2 etimek. Diyet bal. 1 meyve.
    * Öğle: Buharda pişirilmiş sebzeli pilav. Mantarlı dil balığı fileto.
    * Akşam: Sebze çorbası. Buharda pişirilmiş kuşkonmaz ve tavuk (göğüs eti).

    Sofranızdaki enerji

    Yin besinleri

    Peynir, inek sütü, yoğurt, sebze bambu filizi, meyve, tatlılar. Margarin, soya sosu. Soğuk ve pişmemiş ya da haşlanmış besinler de yin besinlerdir.

    Yang besinleri

    Et, balık, baharatlar, kahve, alkollü içkiler, ayçiçek yağı, soya yağı ve tüm sıcak yemekler.

    Nötr besinler

    Soya, fasulye, bezelye, nohut, ananas, incir, malta eriği, üzüm, bal, mısır özü yağı.

    Kaynak : Çin Diyeti…

    İlgili konular ;
    Karatay Diyeti Deneyimlerimiz – Canan Karatay
    Dukan Diyeti
    Anti Selülit Diyeti
    Atkins Diyeti
    Akdeniz Diyeti
    İsveç Diyeti
    Glisemik indeks Diyeti nedir?
    Hipotiroid Diyeti
    Bikini Diyeti
    Simit Diyeti, Simit Kaç Kalori
    Fast Food Diyeti Listesi

  • Türk Kadını Cinselliğe Nasıl Bakıyor?

    Türk Kadını Cinselliğe Nasıl Bakıyor?

    Konu cinsel hazza gelince, kadınların bilgileri daha da azalıyor. Kendini cinsel hazza aday görmeyen birinin bilgi araması da söz konusu olamıyor, kadınlar ilişkiye, erkekler ise hazza odaklı yaşıyor, kadınların odaklandıkları nokta haz değil, içinde bulundukları ilişki. Çünkü aile ve toplum tarafından bu duruma koşullandırılarak yetiştiriliyorlar…

    KADIN CİNSELLİKTEN KORKUYOR

    Kadının kimle, ne zaman ve ne tür cinsellik yaşayacağı erkeklere göre daha kontrol altında. Özellikle bekaretin, kadının ve koca ile babanın namusu olarak algılandığını belirten uzmanlar, 20 ilde 1537 kişiyle yapılan araştırmaya göre, toplumun yüzde 70’i, kadının namusunun bekaretle doğrudan ilişkili olduklarını söylüyorlar.

    EN ÇOK VAJİNUSMUS VE İSTEKSİZLİK GÖRÜLÜYOR

    Kadınların temel sorunları vajinismus ya da cinsel isteksizlik.

    KADIN CİNSELLİĞİ İLE İLGİLİ YAYGIN YANLIŞ İNANÇLAR

    • Kadının cinsel isteği cinsellik dışındaki olaylardan etkilenmez.

    • Kadın istemese de kocasına karşı görevi olduğu için cinselliği yaşamak zorundadır.

    • Kadın evlenene kadar cinsellikle ilgili hiçbir şey öğrenmemeli.

    • Cinsel ilişkide kadının cinsel isteğinin, uyarılmasının, haz almasının önemi yoktur.

    • Cinsel isteksizlikle başvuran her kadın cinsel istek azlığı yaşamaktadır.

    • Kadının cinsel isteği partnerine göre az ise mutlaka rahatsızlığı vardır.

    • Normal çiftlerin cinsel ilişki sıklığı, yirmili ve otuzlu yaşlar için haftada en az dört olmalıdır. Sürekli olarak daha az olması düşük cinsel isteğin göstergesidir.

    • Sevişmeyi başlatan kadın ahlaksızdır.

    • Cinsel eylemi erkek başlatmalıdır.

  • Zona – Gece Yanığı Hastalığı Neden Olur?

    Zona – Gece Yanığı Hastalığı Neden Olur?

    ZONA GECE YANIĞI HASTALIĞI

    Halk arasında gece yanığı olarak bilinen Zona sinir ucu iltihabıdır.

    Zonaya neden olan suçiçeği hastalığı virüsüdür. Su çiçeği çoğunlukla çocukluk döneminde geçirilen ve solunum yoluyla bulaşan bir hastalıktır. Su çiçeği iyileştikten sonra hastalığa neden olan virüs vücuttan tamamen yok olmaz ve bazı sinirlerin içine yerleşerek uyur vaziyette kalır.

    Vücut direnci zayıflayınca ortaya çıkar
    Uzun yıllar boyunca hiçbir sorun yaratmaz. Ancak bazı kişilerde Vücudun direncinin azaldığı durumlarda uyuyan bu virüs uyanır. Yerleştiği sinirin içinde çoğalır ve sinirin uçlarına, sinirin dağıldığı deri bölgesine gelerek ağrı ve cilt döküntüsüyle seyreden Zona hastalığını oluşturur.

    Vücudun zayıf düşmesine yol açan nedenler:
    Bazı enfeksiyonlar, yorgunluk, uykusuzluk, dengesiz beslenme, aşırı kilo kaybı, stres,alınan bazı ilaçlar, kanser gibi hastalıklar sıralanabilir. Zona çocuklar da dahil olmak üzere her yaşta görülür.

    Zona Nerelerde Görülür:
    Sadece sinirin bulunduğu alanda görülür.
    50 yaşın üzerinde, yaşlılarda, başka hastalığı olanlarda daha ağır seyreder. Zona ağrı ve deri döküntüsüyle seyreden bir hastalıktır. Bu iki belirti de tüm vücutta değil sadece sinirin bulunduğu alanda görülür. Zona da yüz, saçlı deri, gövde, kol ve bacaklar gibi vücudun herhangi bir bölgesinde sinirler tutulabilir.

    Bununla beraber en sık tutulan bölge göğüs bölgesidir. Ağrı ve döküntü vücudun sağ ya da sol olmak üzere bir yarısında bir kuşak tarzında yerleşir. Ağrı, deri döküntüsünden önce ortaya çıkabilir. Hastalar ağrıyı yanma, zonklama, batma, bıçak saplanması, karıncalanma, uyuşma şeklinde hisseder.

    Ağrı döküntünün iyileşmesi ile kaybolur
    Ağrının ardından deride bir kızarıklık ve üzerinde yerleşmiş su dolu kabarcıklar ortaya çıkar. 3-4 hafta içinde bunlar kurur ve kabuklanarak iyileşir. Ağrı bu dönemde devam eder ve döküntünün iyileşmesiyle kaybolur.

    Ancak bazen, özellikle de yaşlı kişilerde ağrı döküntünün iyileşmesinden sonra da devam eder.

    Zona Tedavisi:
    Zona tedavisinde istirahat önemlidir.

    Deri döküntüsü için ıslak pansumanlar ve kurutucu merhemler yararlıdır. Vitaminler, ağrı kesiciler ve virüsün çoğalmasının durduran bazı ilaçlar da tedavide kullanılmaktadır. Ağrının inatçı olduğu vakalarda antidepresanlar, sinir blokajı gibi yöntemlerden yararlanabilir.

  • 6 Öğün Diyeti İle Zayıflama

    6 Öğün Diyeti İle Zayıflama

    HALUK SAÇAKLI 6 ÖĞÜN DİYETİ

    Zayıflamak için çeşit çeşit yöntemler var. Fakat ünlüleri zayıflatan uzman bir doktor tarafından açıklanan diyetler daha sağlıklı ve uygun yöntemler olacaktır. İşte bunlardan biri de Doktor Haluk Saçaklı’nın 6 öğün diyeti. Günde az ve sık olarak 6 öğün yemek yiyerek zayıflayabilirsiniz diyen Saçaklı Diyet önerilerini zamanında uygun şekilde yapmak gerekir diye konuştu.

    Haluk Saçaklı yeme isteğine karşı öneriler:

    *”Dayanamadınız ve atıştırmaya başladınız. Hemen kalbinizin sesini dinleyin. Kalbiniz eğer atıştırma sonrası kendinizi daha kötü hissedeceğinize dair uyarılar veriyorsa hemen soluklanın ve ortamdan uzaklaşın.

    *Lokmalar arasında çatalınızı bırakmanız, yemek sırasında durup şöyle rahatça sırtınızı sandalyeye dayamanız olumsuz duyguların uzaklaşmasını sağlayabilir. Yemeğe karşı oluşan bir anlık duygusal boşluk ortadan kalktığında kontrolün yiyecekte değil kendi ellerinizde olduğu anlayacaksınız.

    *Acıkmadan yemeğe başlamak büyük hatadır. Zira yemeği kesmek daha zor olacaktır. Yemek yemenizin fiziksel açlıktan olduğuna karar verdiğinizde acele etmeden, neyi ve neden yemek istediğinizi düşünerek hareket edin.

    *Açlık ve iştahı iyi ayırt etmek gerekir. Bu ikiliyi çok iyi kontrol etmek gerekir. Açlık var olma mücadelesinin tehlikeli bir sinyalidir. İştah ise haz gereksiniminin göstergesidir.

    *Tüm bu duyguları frenlemek için her şeyden önce güçlü olmak zorundayız. Güçlü olmanın ilk yolu ‘hayır’ demesini bilmekten geçiyor.”

    6 öğün diyeti programı:
    Uyanınca
    • 1 bardak oda sıcaklığında su

    Kahvaltı
    • 1 porsiyon mevsim meyvesi
    • Şekersiz limonlu açık çay
    • 1 ince dilim kepek ekmeği
    • 1 kibrit kutusu büyüklüğünde yağsız beyaz peynir
    • 4 adet yeşil ya da siyah zeytin
    • 1 porsiyon domates – salatalık – yeşil biber

    Kuşluk
    • 1 porsiyon mevsim meyvesi
    • 2 adet grisini lŞekersiz bitkisel çay

    Öğle
    • 2 adet köfte büyüklüğünde tavuk veya peynir ilâveli 1 porsiyon yeşil salata (1 tatlı kaşığı zeytinyağı ilave edin)
    • 2 ince dilim kepek ekmeği
    • 1 su bardağı diyet yoğurt

    İkindi
    • 1 porsiyon mevsim meyvesi
    • 1/4 sokak simidi
    • 1 kibrit kutusu büyüklüğünde yağsız beyaz peynir
    • Şekersiz limonlu açık çay

    Akşam
    • 1 tatlı kaşığı zeytinyağı ile hazırlanmış 1 porsiyon 4 yemek kaşığı mevsim sebzesi veya sınırsız mevsim salatası
    • 1 tatlı kaşığı zeytinyağı ile hazırlanmış 1.5 su bardağı kepekli makarna ya da pilav veya 12 yemek kaşığı kuru baklagil
    • 1 su bardağı diyet yoğurt

    Gece
    • 1 porsiyon mevsim meyvesi

    Yatarken
    • 1 bardak oda sıcaklığında su

    Günlük Gıda Porsiyonları:
    – Süt 2 porsiyon
    – Et 4 porsiyon
    – Sebze 3 porsiyon
    – Meyve 4 porsiyon
    – Ekmek-tahıl 8 porsiyon
    – Yağ 4 porsiyon
    – Şeker 0 porsiyon

    “6 Öğün ile Hızlı Zayıflayın”

    İlgili konular ;
    Karatay Diyeti Deneyimlerimiz – Canan Karatay
    Dukan Diyeti
    Anti Selülit Diyeti
    Atkins Diyeti
    Akdeniz Diyeti
    İsveç Diyeti
    Glisemik indeks Diyeti nedir?
    Hipotiroid Diyeti
    Bikini Diyeti
    Simit Diyeti, Simit Kaç Kalori
    Fast Food Diyeti Listesi

  • Kadınla Tartışan Erkeğin Beyin Faaliyetleri Azalıyor!

    Kadınla Tartışan Erkeğin Beyin Faaliyetleri Azalıyor!

    Kadınlarda ise bunun tam tersi oluyor!

    İngiltere’de yapılan bir araştırmaya göre, kadınla tartışan erkeğin “akordu” bozuluyor. Erkekle kadın tartışırken erkeğin beyin faaliyetlerinde azalma olurken, kadınlarda tam tersi durumun meydana geldiği saptandı.

    Araştırmayı yöneten Prof. Mara Mather, şunları söyledi: “Stresli bir ortamda karşısında öfkeli bir surat gören erkeğin beyin faaliyetleri azalıyor. Kadında ise tam tersi, beynin aynı bölgesindeki faaliyette artış meydana geliyor. Bunlar, stresin farklı cinsiyetler üzerindeki farklı etkisini ortaya koyması açısından elde edilen ilk bulgular. Stres altında sosyal açıdan erkek geri çekilirken, kadın duygusal destek arıyor.”

  • Kadınların Seks Yalanları

    Kadınların Seks Yalanları

    Cinsel ilişki istemedikleri zaman bu cümleleri kuruyorlar…

    Kadınlar bazı durumlarda yada istemedikleri zaman partnerlerinden uzak durmak için bazı bahanelerde bulunuyorlar.

    İşte kadınların seks yapmamak için partnerlerine uydurdukları yalanlar…

    Kadınlar genelde partnerine çok yorgun olduğunu söyleyerek seks yapmak istemediğini belirtiyor.

    -Kimi zaman ise havamda değilim diyerek durumdan uzaklaşmak istiyorlar.

    -Başım çok ağrıyor ise kadınların uzun yıllardır en çok kullandığı bahaneler arasında.

    -Sabah erken kalkmam gerekiyor da kadınların seks yapmak istemedikleri için partnerlerine sundukları bahaneler arasında.

    -Çocuklar ise kadınların seksten kaçmak için kullandıkları klasik bir yöntem.

    -Kadınların seksten kaçmak için uydurduğu bahaneler bunlarla da sınırlı değil; çok işim var, sana kızgın ve kırgınım, duş alman gerek, sırtımda bir ağrı var ve daha çok erken kadınların seksten kaçmak için en sık kullandıkları cümleler…

    Kadınların seksten kaçmak için kullandıkları beyaz yalanlara onepoll.com anket sitesinin 400 kadın üzerinde yaptığı araştırmadan baz alınarak ulaşıldı.