Etiket: kadın erkek ilişkileri

  • İlişkiyi ne bitiriyor?

    İlişkiyi ne bitiriyor?

    Birlikteliklerin noktalanmasına neden olan faktörlerin başında iş hayatındaki stres geliyor.

    Federal İstatistik Dairesi’nin verilerine göre Almanya’da her üç evlilikten biri boşanma ile sonuçlanıyor. Peki, günümüzde boşanmalardaki artışın nedeni ne? “ElitePartner” adlı partner sitesi bu konuyla ilgili bir anket yaptı. Ankette 10 bini halihazırda bir birliktelik içerisinde olan toplam 14 bin 432 kişiye ilişkilerinde yaşadıkları sorunlar ve en çok hangi konuların kendilerini zorladığı soruldu.

    Anketin ortaya koyduğu sonuçlara göre, ilişkilerde en fazla soruna yol açan faktörlerin başında yüzde 57’lik oranla ile çiftlerin birbirine az zaman ayırması geliyor. Yüzde 55 ile ikinci sırada iş stresi geliyor. Çiftlerin ekonomik sorunlar yaşamasının ilişkiye olumsuz etkisi olduğunu düşünenlerin oranı ise yüzde 53. Bunu cinsel sorunlar, çiftlerin farklı kentlerde yaşaması, partnerin sadece kendi ihtiyaçlarını dikkate alması, çocuklar nedeniyle birlikte zaman geçirememe, gündelik hayatta stres ve önceki ilişkiden sahip olunan çocuklar gibi faktörler izliyor.

    Erkekler kadınlara göre bencil

    Ankete katılan kadınların neredeyse yarısı partnerlerinin sadece kendi ihtiyaçlarına öncelik vermesinin ilişkiyi zorladığı görüşünde. Aynı şekilde gündelik hayattaki tartışmalar da ilişkileri zorlayan bir başka önemli etken. Kadınların yüzde 35’ine göre ev işleri, alışveriş ya da buna benzer sorunlar nedeniyle partnerleriyle yaptıkları tartışmalar ilişkilerin sınavdan geçmesine neden oluyor. Kadınların yüzde 46’sı ise cinsel sorunlardan dertli. Kadınlar ilişkide cinsel hayatın canlı tutulmasının büyük bir zorluk olduğu görüşünü dile getiriyor. Yine kadınlara göre ilişkide uzun vadede partnerlerin birbirine sadık kalması da bir sorun.

    Evlileri ekonomik sıkıntılar zorluyor

    Evli çiftlerde ilişkiyi zorlayan en büyük sorunların başında ekonomik sorunlar gelirken, üniversite mezunu çiftler iş yaşamındaki stresten yakınıyor. Üniversite mezunu çiftlerin yüzde 58’i iş hayatındaki stresin ilişkileri öldürdüğü görüşünü savunuyor. Üniversite eğitimi almamış çiftlerde bu oran yüzde 52.

    ElitePartner’in yaptığı anketin sonuçlarını değerlendiren psikolog Lisa Fischbach, iş hayatındaki beklentilerin yüksek olmasının, işverenin çalışanlardan daha esnek olmasını beklemesinin ya da ekonomik krizler nedeniyle hissedilen güvensizliğin, çiftlerin ilişkisini olumsuz etkilediğini söylüyor. Stres ve çiftlerin birbirine yeterince zaman ayıramamasının ilişkileri bitirdiğini söyleyen Fiscbach, “İş hayatında aşırı baskı, kariyerle ilgili istekler, çocuklarla ilgilenme ya da ekonomik kaygılar, partnerle geçirilen zamanda insanların rahat olamamasına yol açıyor. Böylesine durumlarda iletişim zarar görüyor ve ilişki gündelik ihtiyaçlarla sınırlı kalıyor” diyor.

    Fischbach’a göre, bütün bu olumsuzluklar çiftlerin cinsel hayatına da yansıyor; erkeklerin bazıları eşlerini aldatma yolunu seçebiliyor. Psikolog Lisa Fischbach çiftlerin ilişkilerinde bu olumsuzlukları erken fark etmeleri halinde, birbirlerine zaman ayırmalarını, rahatlayacakları bir ortam yaratmaları gerektiğini söylüyor.

  • Seks sonrası yatma pozisyonları ne anlatır?

    Seks sonrası yatma pozisyonları ne anlatır?

    Erkeğin, sevişmeden sonra uykuya geçiş pozisyonu, kadına dair hisleri hakkında ipucu verir.

    Kuytuya sokulma
    Kadını boynunun içine sokan bir erkek, olabildiğince yakınlaşmak isteyen, duygusal biridir. Bu hareket, güçlü bir güven ve ilgi işaretidir. Öte yandan eğer erkek kadının kuytu köşelerine kendini kıvırıp yerleştiriyor ve orada kıpırdamadan duruyorsa, bu adam pasif biri de olabilir. Kararlarının kadının vermesine ve yönetilmeye ihtiyaç duyuyordur.

    Sarılma
    Sevişme sonrası uykuya geçerken kolunu kadının üzerine atan erkek, geçinilmesi kolay biridir. Kadının istek ve beklentilerinin farkında, bunları gidermeye gönüllüdür. Seks sırasında sarf ettiği efor sonrası tükenmiş bir halde olsa da kadının dokunulmaya ve şefkate ihtiyacı olduğunun farkındadır ve bu ihtiyacı gidermeye çalışıyordur.

    Kaşık pozisyonu
    Erkeğin ve kadının cenin pozisyonunda iç içe geçtiği bu yatma biçiminde erkek kadını sırtından sarıp sarmaladığı için, erkeğin kendine güveni var demektir. Kendine güvenen ve kadınını çok seven bu erkeğin biraz buyurgan olma ihtimali de vardır. Eğer bütün vücudu kadının üzerindeyse ve kadın neredeyse hiç kıpırdayamayacak gibiyse, bu, erkeğin eşini sahiplendiğinin işaretidir. Ters kaşık pozisyonunda, yani kadının erkeği sırtından sardığı yatma şeklinde, erkek eğer kendini kadına daha yaklaştırmak için iterse, bu, o erkeğin eşinden ilgi görmek istediği ve eşine ihtiyacı olduğu anlamına gelir.

    Tek başına yatma
    Sevişme sonrası erkek, kadından bağımsız bir şekilde sırt üstü uzanıyorsa, bu adam bağlanmaktan korkan biri olabilir. Hem fiziksel hem de duygusal olarak aranıza mesafe koymaktan yanadır. Bu tip bir erkekle ilişkiye devam edebilmek için kadının bağımsızlığına düşkün erkeğin fazla üzerine gitmemesi gerekir. Ya da yol yakından yeni bir eş bulması…

  • İnsan ayrılıktan neler öğrenir?

    İnsan ayrılıktan neler öğrenir?

    Alt alta sıralayınca ortaya adeta bir mutluluk reçetesi çıktı. Evet, boşanma kötü bir şey, ama faydalı tarafları da var. Nasıl mı?

    Sizce ayrılık iyi bir şey mi, kötü bir şey mi? Boşanmış bir kişi için başlarda her şey çok kötü görünebilir. Ama biraz durup düşünmek gerek. Başınıza dünyanın en korkunç olayı gelmiş gibi zamanınızı buna hayıflanmaya ayırırsanız hayat ne kadar çekilmez olur. Oysa şöyle bir de şöyle bakın: Evet, boşanma kötü bir şey, ama berbat bir ilişkiden sonra kesinlikle faydalı tarafları da var. Nasıl mı?

    İnsan ayrılıktan neler öğrenir?

    Gülümsemeyi öğrenir
    Kötü bir birliktelik yaşadığınız sürece mutsuzluğunuzun yüzünüze yansıması normal. Bir de evliyken sorunların çözümü konusunda eşinizin etkili olduğunu düşünerek sırtınızı ona dayamış olabilirsiniz. Ama boşanınca kendi sorunlarınızı kendiniz çözmek zorundasınız. Gülümsemenin, yardım alma konusunda yüzde yüz işe yaradığını anlarsınız. Öte yandan gülümsemenin kalori yakmada etkili olduğunu da biliyorsunuz zaten.

    Geçmişi olduğu gibi kabul etmeyi öğrenir
    Evliliğinizde iyi ve kötü birçok şey yaşadınız ama artık her şey iyisiyle, kötüsüyle geride kaldı. Bir karar verdiniz ve şimdi yeni bir hayat yaşıyorsunuz, dolayısıyla geçmişte yaşananları tekrar düşünüp gözden geçirmeye gerek kalmadı.

    Erkekleri oldukları gibi kabul etmeyi öğrenir
    Bir erkeği değiştirmeye çalışmanın ne kadar saçma olduğunu anlar, yeni hayatınızda bir daha böyle aptalca uğraşlar içine girmezsiniz. Beklentilerinizi yüksek tutmamayı öğrenerek kendi kendinizi mutlu etmeyi öğrenirsiniz.

    Tek başına işlerin üstesinden gelmeyi öğrenir
    Boşanma sonrasında bugüne kadar yapmadığınız, daha doğrusu yapamadığınızı düşündüğünüz işleri aslında başarabildiğinizi görürsünüz. Çünkü iş başa düşmüştür artık. Evin hesap kitabını tutmak, eve yeni eşya almak, hatta musluk tamiri bile sizden sorulur artık…

    Yardım istemeyi öğrenir
    Bütün sorunları tek başınıza çözemeyeceğinizi anlarsınız. Ve bu çok doğal bir şeydir. Utanmadan ve çekinmeden bir erkek arkadaşınızı arayıp, örneğin kitaplık için duvara matkapla delik açmasını isteyebilirsiniz. Belki de eski eşiniz her şeyi başarabildiğini zanneden bir beceriksizdi ve onun yüzünden başkalarından yardım istemeye çekiniyordunuz. Şimdi artık özgürsünüz!

    Yalnızlıktan zevk almayı öğrenir
    Çoğu kadın eşi olmadan uyuyamaz. Oysa iş başa düştüğünde yalnız da uyuyabilmeyi öğrenmek gerekir. İşte boşanma insana yalnızlığı öğrenme imkanı verir. Yalnız kaldığınızda kendinizi mutlu edecek bir şeyler yapabilmeyi öğrenirsiniz.

    İş aramayı öğrenir
    Artık hayatta yalnız kaldığınıza göre o işe mutlaka ihtiyacınız vardır. Bir iş için kendinizi nasıl pazarlamanız ve işi almanız gerektiğini öğrenirsiniz. Ne de olsa sadece kendi gelirinizle geçineceksiniz. Patronunuza ne kadar yetenekli ve çalışkan biri olduğunuzu anlatarak kendinizi açıkladığınızda artık buna kendiniz de inanırsınız.

    “Tekrar merhaba sevgili özgüvenim!”

  • Ayrılıp ayrılmamanız gerektiğini gösteren sorular

    Ayrılıp ayrılmamanız gerektiğini gösteren sorular

    Hayatın en zor kararlarından biri ayrılık. Bu 10 soru size gerçekten ayrılıp ayrılmamanız gerektiğini gösterecek.

    Ayrılıktan önce kendinize sormanız gereken sorular

    Bir evliliği ya da ilişkiyi bitirmek verilebilecek en zor kararlardan biri. Aniden her şeyi kestirip atmak kolay değil.

    Hızla ve doğrudan ayrılma kararı almadan önce bir süre ayrı kalmak hem siz hem de aileniz için daha doğru bir karar olacaktır. İşte o sorular…

    1. Hem siz hem eşiniz evliliğinizi/ilişkinizi bitirmeyi karşılıklı mı istiyorsunuz?

    Çiftlerden biri boşanmayı isterken diğeri istemiyor ve sorunları çözmeye çalışıyorsa, kısa bir süreliğine ayrılık bu noktada en iyi çözüm olabilir. Eğer bir taraf hala boşanmak istiyorsa karşı tarafı ikna etmeli. Her iki taraf da boşanmaya hazır olduğunda, her şey daha hızlı ve dostça gider.

    2. Neden boşanmak istediğinizden emin misiniz?

    Eğer tamamen emin değilseniz, bu noktada da biraz ayrı kalmayı düşünebilirsiniz. Ayrı kaldığınız sürede sebeplerinizi iyice ölçüp tartarak en doğru kararı verebilirsiniz. Duygu ve düşüncelerinize göre “Daha iyi birini bulabilirim” ya da “Sorunlarımı çözebilirim” diyerek karar almak, aniden vereceğiniz bir karardan daha sağlıklı olacaktır.

    3. Evliliğinizde/ilişkinizde yaşadığınız bir sorunu başka ilişkilerinizde de yaşadınız mı?

    Eğer her ilişkinizde sürekli aynı sorunu yaşıyorsanız, bu, evliliğinizin değil, sizin sorununuz olmuş demektir. Uzmanların tavsiyesine göre, evliliğiniz bitme noktasına geliyorsa sadece partnerinizin değil, kendinizin de bu bitişteki payını anlamanız gerekiyor. Kendinize “Nasıl daha sağlıklı, yapıcı; zihinsel, ruhsal ve cinsel olarak farkında ve ulaşılabilir olabilirim?” diye sorun. Eğer bu konularda problemleriniz varsa ve şimdi halletmezseniz, gelecek ilişkinizde de aynı sorunları deneyimleyeceksiniz.

    4. Neden boşanmak istemiyorsunuz?

    Bazı durumlarda, ahlaki ve dini inançlarınıza göre boşanmak kötü sayılsa bile, bu en iyi karar olabilir. Yasal bir boşanma ile sadece mal ve borçları bölmüş olacak, aynı zamanda velayet, ziyaret hakkı ve çocuklar için eş desteği payı alabileceksiniz. Yani bir iş gibi bakacak olursak, sadece iş bitmiş olacak. Hala sevdiğiniz insanlar, çocuklarınız ve kendinizle olan bütünlüğü koruyacaksınız.

    5. Evlilikteki/ilişkideki sorunları ne çözecek?

    Evliliğinizin kurtarılabilir olup olmadığını öğrenmek için kendinizi ruhen dinlemelisiniz. Kendinize evliliğinizde sözlü, fiziksel, maddi zarar olup olmadığını sorun. Veya aldatma var mı? Öfke sorunları var mı? Ya da artık aşık değil misiniz? Unutmayın bazı sorunlar çözülebilir, tıpkı zayıf iletişim veya daha fazla etkileşim gibi. Fakat şiddet veya duygusal istismar gibi sorunlar çözülmesi çok zor konulardır.

    6. Sizin veya eşinizin sağlık sigortasına ihtiyacınız var mı?

    Göz önünde bulundurulması gereken bir başka konuysa, eğer eşinizin üstünden sağlık hizmeti alıyorsanız, boşandıktan sonra bunu almaya nasıl devam edeceğinizdir. Kısa süreli bir ayrılık resmi bir boşanma olmayacağı için hala sigortadan yararlanabilirsiniz. Ancak taraflardan birinin rahatsızlığı varsa ve sağlık hizmetine ihtiyacı varsa boşanma fikrinden kaçınmak daha doğru olur.

    7. Ayrılmak istediğinizden emin misiniz?

    Ayrı kalmak bazen çiftelere boşanmanın hissettirebileceği duyguları yaşatabiliyor. Hatta bazen ayrı kalmak onları endişelendirebiliyor. Eğer ayrı kaldığınız sürede pişmanlık hissediyorsanız ve hala eşinizle olmak istiyorsanız, kesin bitiş yoluna girmeden sorunlarınızı halledebilirsiniz. Çünkü bir kere boşanma işlemine başlarsanız, geri dönüşü çok daha zor olabilir.

    8. Ayrılık çocuklarınızı nasıl etkileyecek?

    Ayrılık çocuklarınızda ebeveynlerinin bir dağılma sürecinde olduğuna dair bir umutsuzluk yaratıp, tekrar bir araya gelmenin zor olduğunu düşündürebilir. Çocuklarının şiddet ve anlaşamayan ebeveynlerle büyümesini kimse istemez. Eğer şiddetin yaşandığı ve anlaşmazlık dolu bir evliliğiniz varsa, bunu uzatmak pek doğru olmayabilir. Çocuklar şiddeti örnek alabileceği için, böylesi bir evliliği bitirmek gerekebilir.

    9. Sizin veya eşinizin parasal birikiminiz var mı?

    Ayrılık kesinlikle gelirinizi de etkileyecektir. Özellikle birinizden biri, diğerine ekonomik olarak bağımlıysa bu daha kötü bir durum yaratıyor. Eğer boşanmak istiyorsanız, bunun için gerekli işlemlerin mali bir gider olacağını göz önünde bulundurmanız gerekiyor. Ekonomik gücü yüksek olan eşinizse bu giderleri onun karşılaması yönünde bir anlaşmaya varabilirsiniz.

    10. Danışmandan destek almaya istekli misiniz?

    Eğer ilişkinizdeki sorunlar çözülebilirse, eşinizle ayrıyken evlilik terapisi almayı deneyin. Bu terapi sayesinde ilişkinizde neyin yolunda gidip gitmediği belirlenebilir. Böylelikle ilişkinize aşkla devam etmenizi sağlayacak öneriler alabilirsiniz. Ya da sorunlar çözülemeyecek gibiyse ve ayrılık kararı alıyorsanız, uzman desteğiyle alacağınız karardan pişmanlık duymayabilirsiniz.

  • Kadınlarda ve erkeklerde ideal evlenme yaşı

    Kadınlarda ve erkeklerde ideal evlenme yaşı

    Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın yaptığı araştırmaya göre evlilik için ideal yaşın kadınlarda 18-24, erkeklerde 25-29 yaş olduğu ortaya çıktı.

    Kadınların 18-24, erkeklerin 25-29 yaş aralığında nikah masasına oturması ideal olarak değerlendiriliyor. Kadınların evlenmesi için 30-34 yaş aralığının uygun olduğunu düşünenler ve 18 yaşından önce evlenmenin uygun olduğunu belirtenlerin oranı ise çok düşük.

    Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, kadın ve erkek için en uygun ilk evlenme yaşının kaç olduğunu, 10 bin 307’si kadın olmak üzere 20 bin 730 kişiye sordu.

    Kadın için en uygun ilk evlenme yaşı ne olmalıdır” sorusuna ankete katılanların yüzde 66,3’ü “18-24 yaş” cevabını verdi. Katılımcıların yüzde 29,9’u kadınların 25-29 yaş aralığında evlenmesini uygun bulurken, 30-34 yaş aralığının uygun olduğunu düşünenlerin oranı ise yüzde 2,4’te kaldı. Evliliğin 18 yaşından önce olması gerektiğini dile getirenlerin oranı da yüzde 1,2 oldu.

    Erkekler için uygun evlilik yaşına ilişkin soruya yanıt verenlerden yüzde 49,4’ü 25-29 yaş arasını erkek için ideal olarak niteledi. Katılımcıların yüzde 30,6’sı 18-24 yaş aralığını erkeklerin evlenme dönemi olarak belirtirken, yüzde 17,9’u ise 35-44 yaş aralığında evlenmek gerektiğini söyledi.

    Evlenecek kişiler kararı alıyor, aileler destekliyor

    Araştırmaya katılanlara, yaptıkları ilk evliliklerinde eşleriyle nasıl tanıştıkları da soruldu. Katılımcıların yüzde 41’i ilk eşleriyle aile ve akraba çevresinde tanıştığını, yüzde 39,6’sı komşularından veya mahalledekilerden biriyle evlendiklerini söyledi.

    Ankete katılanların yüzde 7,4’ü eşiyle arkadaş ortamında tanıştığını, yüzde 3,5’i okul ve dershane arkadaşlarıyla nikah masasına oturduğunu ifade etti. Katılımcıların sadece binde biri eşiyle internet üzerinden tanıştıklarını kaydetti.

    Araştırmada, evlilik kararının nasıl alındığı da incelendi. Buna göre evliliklerin büyük çoğunluğunun, evlenecek kişinin kararı, ailenin desteği ve onayıyla kurulduğu belirlendi. Evlilik kararının aile içinde ortaklaşa alındığını ortaya koyan araştırmayla, evliliklerin yüzde 82,9’unun evlenecek kişinin kararı ve ailenin rızasıyla gerçekleştiği tespit edildi. Evlenecek kişinin rızası olmadan aile kararıyla yapılan evliliklerin oranı ise yüzde 9,4 oldu.

  • Karşı Cinsi Tanıma Rehberi

    Karşı Cinsi Tanıma Rehberi

    İlişkilerinizi yürütemiyor musunuz? Hatayı karşı tarafa yüklemeyi bırakıp, geçmişi silin ve kendiniz için bir adım atın. İşe karşı cinsi tanımakla başlayın. Kaşı cinsi tanıyarak ve durum değerlendirmesi yaparak ileride yaşanacak sorunların önüne geçecek ve aşkta hep bir adım önde olabileceksiniz…

    Bir ilişkiyi yürütebilmek sağduyu ve güven gerektirdiği gibi çoğu zaman karşı cinsi tanımak ve biraz oyunu kurallarına göre oynamayı gerektiriyor. Gerçek hayatta bu oyunları oynamak daha kolayken sohbet odaları üzerinden arkadaş arayan kişiler için durum biraz daha zor olabilir.

    Gazeteci – Yazar Sinan Akyüz erkeklerin ve kadınların beklentilerinden yola çıkarak karşı cinsi genel olarak daha iyi tanımanın faydalı olacağını söylüyor. Genel geçer doğrular, bu oyunun kurallarını belirleyen etkenler aslında. Örneğin “evlilik teklifi tek taş pırlanta yüzük ile yapılır” gibi bazı kurallar tüm kadınların kalbine giden yolu açar.

    Oyunun kurallarını biliyorsanız hata yapma riskiniz azalır. İyi bir oyuncunun mutluluğu yakalama şansı oldukça yüksektir!

    Erkekler için konuyu ele alacak olursak kadınları tanımak biraz zaman ve bolca sabır gerektiren bir iştir. Bayan arkadaş olarak nitelendirdiğiniz kişinin yaptıklarını çok fazla düşünmeyin. Ciddi ilişki düşündüğünüz arkadaşınızla evlilik planlıyorsanız her şeyden önce unutmayın ki bir kızla evlenirken onun ailesi, çevresi ve geçmişiyle de evlenirsiniz. Bu konularda evlenmeden önce anlaşmaya varmak gerekiyor.

    Kadın her yaşadığı ilişkiyi bohça yapıp bir sonraki ilişkiye taşıyor” diyor Sinan Akyüz. Evlilik veya ciddi ilişki öncesi bu tip konularda çıkabilecek sorunları baştan çözmekte fayda var.

    Erkekler evlenecekleri kadına “çocuğuma annelik yapacak kadın” gözüyle bakıyor ve buna rağmen önce güzelliğe ardından zekayı önemsiyorlar. Bilinenin aksine erkekler zeki kadını seçiyorlar ancak Sinan Akyüz’e göre onları yıpratan zeki kadının “dırdırı”! Ayrıca erkekler kadınlardan farklı olarak geçmişlerini yanlarında taşımıyor.

    Erkekler bir ilişkiden diğerine geçerken kolay elde ettikleri, hemen teslim olan kadınları fazla tercih etmiyor. İlişkiler bir oyunsa, bu oyunu kuralına göre oynamak gerekiyor. Çünkü bu oyunda her zaman “zor kadın” kazanıyor.

  • En iyi arkadaşına mı aşıksın?

    En iyi arkadaşına mı aşıksın?

    ‘En iyi arkadaş’la sevgili olmak çok cazip gözükse de, doğacak zorlukları ve arkadaşlığınızın zarar görebileceğini unutmamak gerekiyor…

    ‘Galiba en iyi arkadaşımı seviyorum! Onunla sevgili olmayı çok istiyorum, ama yanlış bir hareket yaparak arkadaşlığımızı mahvetmek istemiyorum. Ne yapmalıyım?’ En iyi arkadaşıyla sevgili olmak isteyenlere tavsiyeler aşağıda…

    En iyi arkadaşınızla sevgili olmak zordur çünkü:

    Kaybedecek de kazanacak da çok şey olabilir! Arkadaşlığınız ne kadar eğlenceliyse, bunu romantik bir ilişkiye çevirme isteğiniz de o kadar artacaktır. Duyguların karşılıklı olmadığı, ilişkinin sürmediği takdirde kaybedecekleriniz ise arkadaşlığınızın değeriyle doğru orantılıdır. Eğer en iyi arkadaşınıza aşıksanız ve ilişkiniz iyi gitmezse, rahatlamak ve tavsiye almak için kimi arayacaksınız? Maalesef bu sefer en iyi arkadaşınızı arayamayacaksınız!
    Yeni tanıştığınız bir insanla çıkarsanız ve işler yolunda gitmezse, o insanı bir daha görmeyerek sorunları çözebilirsiniz. Ama en iyi arkadaşınıza bunu yapamazsınız, çünkü o zaten yaşamınızın büyük bir parçasıdır.

    En iyi arkadaşıyla sevgili olmak isteyenlere tavsiyeler:

    Bu insanı çok iyi tanıdığınıza göre, daha önceki ilişkilerini de biliyorsunuzdur. Hoşlandığı insanlara karşı çekingen mi davranıyor? Hoşlandığı insanlara ne tür sinyaller veriyor? Size bu sinyalleri verip vermediğine dikkat edin. Böylece sizden hoşlanıp hoşlanmadığını önceden anlayabilirsiniz..

    Eğer sizin onu sevdiğinizin farkında olduğunu biliyorsunuz. Ancak onun ne düşündüğünden emin değilsiniz. Ona birkaç ipucu verin, ancak direkt olarak düşüncelerinizi açıklamayın. Böylece, onun size aşık olmaması durumunda daha az üzülürsünüz.

    Diğer ilişkilerini izleyin. Sevgilileriyle ilişkileri kısa süreli mi oluyor? Belki de en iyi arkadaşınız, sizin istediğiniz gibi uzun süreli bir ilişkiye hazır değildir. Unutmayın, yürümeyen ilişkiler hakkında bilgi sahibi olmak, böyle bir ilişkiye girmekten daha iyidir.

    Eğer arkadaşınıza onu sevdiğinizi söylemeye karar verdiyseniz, arkadaşlığınızı kumar masasına yatırmış olduğunuzu unutmayın. Ya arkadaşlığınıza zarar vereceksiniz ya da çok iyi tanıdığınız bir sevgiliye sahip olacaksınız! Kendinize şu soruyu sorun: Hangisinden daha çok pişman olacaksınız?
    Arkadaşlığınızı kaybetmekten mi, onunla daha da yakın olabileceğinizi hiçbir zaman öğrenememekten mi?

  • Aldatan erkek böyle yakalanır

    Aldatan erkek böyle yakalanır

    Merak ve şühhe içinizi kemiriyor! “Acaba şuan nerede, ne yapıyor?” Bununla başa çıkamadığınız anlarda devreye profesyoneller giriyor. Dedektifler bakın bu işi nasıl yapıyor?

    Dedektiflik artık sadece televizyon dizileri, filmler ve romanlardan bildiğimiz bir meslek değil. Bugünlerde gazetede veya televizyonlarda karşımıza sık sık bir dedektifin karıştığı olaylar çıkabiliyor. 2000 yılından beri faaliyete geçen özel dedektiflik bürolarının sayısında ciddi bir artış var. En çok araştırılan konu ise şüphesiz aldatma vakaları.
    Konuyu uzmanından öğrenelim istedik ve 12 yıllık özel dedektif Kerem Alp ile mesleği ve yaşadıkları üzerine konuştuk.

    Bize kendinizi tanıtır mısınız?

    İngiliz Dili ve Edebiyatı mezunuyum. Ancak polis olmayı tercih ettim ve 1976′de Emniyet Teşkilatı’na katıldım. 1996′da emekli olduktan bir yıl sonra Pozitif Dedektiflik adlı şirketimi kurdum. O günden bu yana çok çeşitli olaylar üzerinde çalışıyorum.

    Bir dedektif tam olarak ne yapar? Çözdüğünüz ilk olay neydi?

    Dedektif delil toplar. İpuçlarını birleştirerek gerçeğin ortaya çıkmasına yardıma olur. Eniştemi yakalamam ilk işimdi. Ablam eşinden şüpheleniyordu. Araştırmamı istedi. Sonuçta ikinci bir ev ve kadın olduğunu tespit ettim.

    İnsanlar size ne zaman geliyorlar?

    Merak ve şüphe içlerini kemirmeye başladığında bize başvuruyorlar. Öncelikle bu tür konular yakın arkadaşlarla tartışılır. Genellikle ‘Neden takip etmiyoruz?’ fikri gündeme gelir. Sonrasında arkadaş tavsiyesi, basın ya da internet yoluyla, bizlere ulaşırlar.

    Size gelen her işi alır mısınız?

    Müşterinin haklı şüpheleri olduğuna inanmamız lazım. Aksi takdirde işi almayız.

    En çok ne tür vakalarla karşılaşıyorsunuz?

    1000 vakanın ortalama 600′ü aldatmalar oluyor. Geri kalanı kayıplar, dolandırıcılık ve hırsızlıklar olarak dağılıyor. Evlilik öncesi araştırma isteyenler, çocukları hakkında bilgi talep eden ebeveynler de var.

    Kendinizi boşanmalara aracılık yapıyor gibi hissediyor musunuz?

    Biz bu ofiste itinayla yuva yıkarız! Ancak yuvanın yuvalıktan çıkmış olması gerek. Eşlerden biri evinden, çocuklarından, eşinden vazgeçmişse o evliliğin sona ermesini tercih ederiz. Ancak erkeklerin ikilemde kaldıkları, yanılıp, şaşırdıktan zamanlar da olabiliyor. Biz bunu iyi anlamaya çalışıyoruz. Yanıldığının farkında olan erkeğin yuvasının kurtulması için elimizden geleni yaparız. Ayrıca insanların hayatlarına dair pek çok bilgi ediniyoruz. Bunları kötü niyetli insanlardan uzak tutmaya çalışırız.

    İşinizin riskleri nelerdir?

    Takiplerde kişiyi gözden kaçırmamak gerekiyor. Bunu sağlamaya çalışırken bazı sakarlıklar, düşüp, kalkmalar sıkça başımıza gelebiliyor. En sık karşılaştığımız sorunlardan biri de trafik kazaları. İstanbul trafiğinde fark edilmemeye çalışırken kazalara karışabiliyoruz.

    Takip sırasında hiç yakalandınız mı?

    Yakalandığım oldu ama işi tatlıya bağladım. Takip ettiğimizi sonuna kadar inkar ederiz. Ayrıca yakalanma halinde kullanmak için hazır bir hikayemiz mutlaka vardır.

    Kılık değiştiriyor musunuz?

    Elbette. Kimi zaman simitçi ya da tombalacı oluyorum. Kimi zaman bastonlu yaşlı bir amca veya orta yaşta bir zampara olabiliyorum. Bu gibi durumlarda önemli olan fazla göze batacak bir özellik sahibi olmamak. Arabalarımızı da nötr renklerde ve dikkat çekmeyen modellerden seçeriz.

    Teknolojiden nasıl faydalanıyorsunuz?

    Gizli kameralar çok işimize yarıyor. Artık minicik olanları ile hem ses hem görüntü alabiliyoruz.

    Dedektifliğin eğitimi alınabiliyor mu?

    Dedektiflik kursları var. Ancak dedektifliğin teorik değil pratik olarak öğrenilmesi gerekli. Alan çalışması yapmadan dedektif olunmaz.

    Bu mesleğe talep var mı?

    Evet, hem de nasıl. İşsizlik zaten insanlan farklı sektörlere itiyor ama bizim işimiz özellikle gençlere ilginç geliyor. Geçenlerde verdiğim bir ilana 3.000′e yakın cevap geldi. Hemen hemen hepsi üniversite mezunu olan gençler arasında tercihim kendini kamufle edebilecek tiptekilerden yana oluyor. Çok hoş bir kız ya da erkeği işe alamam. Dedektif olacak kişi fiziği ile öne çıkmayan, belki biraz silik tipte olmalı. Ayrıca çalıştığımız kişilerin emniyet veya askeriye kökenli olmalarını tercih ediyoruz.

    İnsanların özel hayatlarıyla ilgileniyorsunuz, sizi tehdit edenler oldu mu?

    Tanındıkça kendinizi ne kadar kamufle ederseniz edin; karısını, kocasını aldatanların sevmediği insan konumuna geliyoruz. Bu zamana kadar arabamın lastikleri defalarca patlatıldı. Bir kez benzin hortumu kesildi. Takip sırasında üzerime direksiyon kırarak kaza yapmama neden olanlar da oldu.

    Verdiğiniz hizmetin karşılığında insanların kazançları ne oluyor?

    Çalıştığımız her vakada boşanma ve tazminat almak söz konusu olmuyor. Ancak olduğu zamanlarda bulduğumuz deliller sayesinde yüklü tazminatlar, evler, arabalar alanlar oldu.

    Bir dedektif olarak çapkınlara ne önerirsiniz?

    Çapkınlardan önce boşanma arifesinde olanlara çok dikkatli olmalarını öneririm. Her hareketleri takip ediliyor olabilir ve bundan zararlı çıkabilirler. Örneğin kocasından ayrı yaşayan bir kadını sokakta tanımadığı biri gelip sarılıp, öpüyor. Yanlışlık denilen olay dava sırasında fotoğraflarla kadının karşısına çıkınca komplo olduğu anlaşılıyor. Başınıza böyle şüpheli bir olay gelirse hemen karakola başvurun.

    Dedektif tutmanın maliyeti nedir?

    Standart bir fiyat yoktur. Her iş kendi içinde özel ve farklı uğraşlar gerektiren türdedir. Delillere ulaşmak için seyahat yapmak, farklı kaynaklara ulaşmak gerekebilir. Bu tür durumlarda yüklü harcamalarımız olabiliyor.

    Kadınlar hangi durumlarda ve neden aldatırlar?

    Eşin ilgisinde azalma olması, kadını farklı arayışlara iter. O sırada da karşılarına mutlaka biri çıkar. Kadın aldatmaları çoğunlukla bu şekilde olur. Bir de aldatılan eş intikam almak için aldatır. Kıskanç erkekler de aynı şekilde kadını başka erkeklere itebilir.

    ALDATAN ERKEK NE YAPAR?

    • Cep telefonunu sürekli sessiz modda ya da kapalı tutar.

    • Gece geç saatlerde telefonuna mesajlar gelir.

    • Tuvalete bile cep telefonuyla girer.

    • Sürekli tedirgindir.

    • İş yemekleri ve iş seyahatleri artar.

    • Eve gittikçe daha geç saatlerde gelmeye başlar.

    • Giyimine ekstra özen gösterir.

    • Cinsel açıdan sevgilisi veya eşinden uzaklaşır.

    • Nedeni olmadan sevgilisi ya da eşine pahalı hediyeler alır.

    • Evliyse alyans takmaz.

    • Tek başına gezi programları yapar.

    • İleriye dönük planlar yapmaktan kaçar.

    • Sürekli internettedir, internette sosyal bir çevresi vardır.

  • Mutlu Bir İlişkinin İpuçları

    Mutlu Bir İlişkinin İpuçları

    Sevgi sözcükleri ile başlayan aşk masalınız artık size enerji vermek yerine tüm enerjinizi tüketebilir. İşte sağlıklı bir ilişkinin ipuçları…

    Sevme ve sevilme ihtiyacınızı karşılamak için nelerden faydalanıyorsunuz… Aileniz, arkadaşlarınız ve sevgiliniz. Tüm bu alanlardan ya da her birinden ayrı ayrı beslenmek sağlıklı bir insanın oluşumu için çok önemlidir.  Ama aşık olduğunuzda yani sevgiliye olan sevginizin sizi çok daha farklı bir boyuta geçirdiğini, her şeyi unutturacak boyutta tüm vücudunuzu sardığını, bazen yaşamınızda her şeyden sıyrılıp sadece onun varlığını düşündürdüğünü fark etmişsinizdir. Sabah uyandığınızda telefonunuzda özlemle dolu günaydın mesajı, gözlerinizi açtığınızda varlığı ile size huzur veren ve içinizi ısıtan gülüşü, işe gittiğinizde sizi sevdiğini ifade eden o etkileyici cümleleri, akşam olduğunda ona yeniden kavuşmanızın sizde yarattığı o mutluluk ifadesi…

    Peki ya kötü giden bir ilişki olunca.. Sevgi sözcükleri ile başlayan bu peri masalının artık size enerji vermek yerine tüm enerjinizi damarlarınızdan bir bir almasının sizde yarattığı duygu… Bu ilişkiyi devam ettirmek ya da bitirmek. Kararsızlıklar…Güzel ve kötü anılar.. Artık onsuz yaşamak…

    Bu duyguları yaşayan kadın ve erkeğin; ilişkiye mutlu bir şekilde devam etmesi için oynaması gereken roller vardır. Bu roller; ilişkiyi canlı tutar. Peki, nedir bu roller?

    Kadın ve erkeğin arasındaki güçlü bir sevgi bağı.”Seni gerçekten çok seviyorum ve yaşamımda çok önemli bir yerdesin ”  İki ayrı insan ve farklı kişilik özelliklerinin olduğunun, farklı ailelerden geldiklerinin, yaşamdan beklentilerinin birebir aynı olmadığının farkında olarak yaşamak.

    Sorunsuz bir ilişki yoktur ama bir çözüm elbette ki vardır. Bu çözümleri önce kendiniz araştırmaya çalışın sonra onunla birlikte sakin bir anınızda konuşmaya çalışın. Bu maddeleri birlikte oluşturun. Öfkelerinizi kontrol edebilmeyi öğrenin. Gerekirse bunun için bir uzman desteği alın. Her şeyden önce bunu kendiniz için kontrol etmelisiniz. Çünkü öfke öncelikle kişinin kendisine zarar verir. İlişkinin devam edebilmesi için iki tarafın da çaba göstermesi çok önemlidir. Bazen diğer kişi bu çabayı gösterecek güçte olmayabilir. Bunu fark ettiğinizde ona tolerans göstermek gerekir. Bazen siz de bu güce sahip olamayabilirsiniz. O zaman da sıra onda olacaktır.

    İlişkinizde yaptığınız her şeyi kendiniz için yaptığınızı düşünün. Çünkü bu sizin ilişkiniz. Onu siz seçtiniz, sevgili olma ya da eş olma teklifini siz kabul ettiniz. Bu nedenle ilişkinin sağlıklı devam edebilmesi için yapacağınız her türlü çaba aslında mutluluğunuz için. Eğer mutlu olamayacağınızı düşünüyorsanız tabi ki bu ilişkinin devamı için daha farklı düşünmeniz gerekir.

    İlişkiniz yaşamınızda tek amaç olmamalıdır. Yaşamdan enerji aldığınız başka alanlar da kendinize yaratmalısınız. Aileniz, arkadaşlarınız, hobileriniz, işiniz. Bu alanlar içinde yaşamak birbirinizi daha fazla özlemenize neden olacak, onsuz da var olabildiğiniz gücünü size hissettirecektir. “Onsuz yapamıyorum, çalışamıyorum, aklımdan bir türlü çıkmıyor,  o gitti sanki yaşamda her şey bitti.” Düşünceleri beyninizi yiyip bitirmeyecektir. Her şeyin farkında olan güçlü bir birey olarak daha sağlıklı düşünecek ve  yaşamınızla ilgili olarak yen kararlar alabileceksiniz.

    Kendinizi sevin, kendinize güvenin ve kendinize iyi bakın. Bunu hisseden bir kişi sizi kaybetmemek için daha fazla çaba gösterecektir.   Beklentilerinizi karşılıklı paylaşın. Bunları bir zorunluluk olarak sunmayın, sadece talep edin ve yapıldığında mutlu olacağınızı söyleyin.  Her beklediğinizi karşı tarafta bulamayabileceğinizin farkında olun .

    Gerçekten ne istediğinizi bilin. Kendi fikirlerinizi kendiniz değerlendirin. Sizin ve yardım aldığınız bir uzmanın dışında kimse ne yaşadığınızı ve ne yapmanız gerektiğini tam olarak bilemeyecektir.  Paylaşımda bulunduğunuz en iyi arkadaşınızın da farklı bir kişilik özelliği olduğunu ve yaşamdan farklı şeyler bekleyebileceğini unutmayın. Karar sizin olursa sonuçlarına daha güçlü bir şekilde katlanırsınız.

    Sorunlardan çok çözüme odaklanın.  Geçmişte olanları sürekli olarak dile getirmeyin. Tüm olanlara rağmen deva etme kararı verdiyseniz bu sizin kararınızdır. Bunun için kimseyi suçlamayın ve bu güne geri dönün. Bugün ve şimdi yaşadığınız önemlidir.  Gereksiz tartışmalara girmeyin. Bu önce sizi yorar yeniden hatırlatayım. Hata yaptığınızda özür dileyin. Bazen siz de hata yapabilirsiniz.

    Eğer seviyorsanız ya da özlediyseniz bu duygularınızı paylaşmaktan çekinmeyin. Bunlar sizin duygularınız. Bunları ertelemek, gurur yapmak sizde baskı yaratabilir. Gerçek duygularınızla yüzleşin. Bu duygularınızı ilettiğinizde karşılığını alamıyorsanız bile kendinize kızmayın. Çünkü bunu kendiniz için yaptınız.  Bazı şeylerin karşılığını alamama sonucunu da kabullenmeli ve yola devam edebilmelisiniz.

    İlişkinizi rutine sokmayın. Canlı ve sürprizlerle dolu olan bir ilişki her zaman daha uzun sürelidir. Sürprizin açılımı herkes için birbirinden farklıdır. Beklediğiniz sürprizlerle karşılaşmadığınızda ( çiçekler gibi)  küsmeyin ve kızmayın. Yapılan her çaba sizin için yapılmıştır unutmayın.  Farklı yönlerinizi kabul edin ( o maç izlerken siz de kitabınızı okuyun örneğin) ama birkaç ortak yön de oluşturmalısınız .( ara sıra birlikte maç izlemek, yürüyüşlere çıkmak, tavla – play station oynamak gibi)

    Eğer çocuklarınız söz konusu ise; onların sorumluluklarını paylaşmalısınız. Anne – baba rolünüz olduğunu unutmamalısınız.

    Her şeye rağmen ilişkiniz iyi devam etmiyorsa ve mutsuzluğunuz gitgide artıyorsa  nedenlerini bir uzmanla paylaşabilirsiniz. Karar bu süreçte de yine sizindir. Sadece daha sağlıklı bir ortamda değerlendirilmesi ve yaşama güçlü bir şekilde devam edebilmeniz sağlanacaktır.

  • Eşler Arasındaki Yaş Farkı Önemli mi?

    Eşler Arasındaki Yaş Farkı Önemli mi?

    Eşler arasında büyük yaş farkı olması ilişkiye zarar verir mi?

    Eşler arasında büyük yaş farkı olması bir ilişkide çok ciddi sorunlara neden olabilir. Burada “büyük yaş farkı”ndan kasıt, on yaş ve daha üzeridir. Bu türden bir yaş farkı dikkatli olunmadığı takdirde bir ilişkiyi sona götürebilir.

    Eşler yaşlandıkça aralarındaki yaş farkı da azalmaya başlar; bu bilinen bir gerçektir. Bu açından bakıldığında, otuz beş yaşındaki bir erkekle yirmi yaşındaki bir kız arasındaki ilişki, altmış beş yaşındaki bir erkekle elli yaşındaki bir kadın arasındaki ilişkiye kıyasla çok daha büyük risk altındadır. Eşler genç yaşlardayken aralarındaki yaş farkının daha fazla risk içermesinin nedeni, olgunluk ve deneyimlerin daha çok fark yaratacak olmasıdır. Büyük yaş farkına sahip çiftlerin genel sorunlarına bir göz atalım.

    Daha yaşlı olan sizseniz:

    1. Sevgilinize karşı sabırsız bir tutum geliştirebilirsiniz.

    Sevgilinizden çok daha yaşlıysanız, sevgilinizin olgunluktan uzak davranışlarını, deneyimsizliğini ve halen öğrenmesi gereken çok fazla şey olmasını çok sinir bozucu bulabilirsiniz. Sonuçta, sevgilinizin şu anda geçmekte olduğu aşamalardan siz çok önce geçtiniz. Artık bir krizden geçiyor olmanın dünyanın sonu olmadığını, işlerin bir şekilde yoluna girdiğini öğrendiniz. Birçok hata yaptınız ve en sonunda doğru davranışın ne olduğunu anladınız. Ama aynı esnada sevgilinizin böyle bir süreçten geçişini izlemek sizin için çok can sıkıcı olabilir.

    1. Sevgilinize sanki ebeveynmiş gibi davranabilirsiniz.

    Sevgilinizden on, yirmi, hatta otuz yıl daha fazla deneyime sahipseniz, ona öğütlerde bulunmamanız, yanlışlarını düzeltmemeniz ya da onu yönlendirmemeniz neredeyse imkansızdır. Sonuçta, bu süreçlerden geçtiniz ve neyle nasıl başa çıkılacağını öğrendiniz. Elbette iyi niyetli bir yaklaşım içindesiniz ama bu müdahelelerinizin ilişkiniz üzerinde ciddi olumsuz etkileri olabilir. Sevgilinize sanki onun ebeveyniymiş gibi davranmaya ve onu çocuk gibi görmeye başlamanız her şeyin sonu olabilir.

    1. Mali açıdan sevgilinizden çok daha iyi bir durumda olabilirsiniz.

    Yaşlı bir sevgili büyük ihtimalle mali açıdan bağımsızlığını uzun zaman önce kazanmıştır. Çalışmak, kariyerinizde yükselmek, mali açıdan belli bir noktaya gelmek ve ciddi yatırımlar yapmak için birçok yılınız oldu. Ancak mali durumunuz ilişkinizde birçok açıdan gerginliklere neden olabilir. Sürekli para harcayan taraf olduğunuz için zaman içinde öfkelenebilirsiniz. Ve paranın sahibi siz olduğunuzdan, kararları da kendi başınıza alma hakkına sahip olduğunuzu düşünebilirsiniz. Sevgiliniz ise bunu hiç de adil bulmayabilir. Kendinizi sevgilinizin yaşam standardına indirmek muhtemelen sizin için çok zor olacağından ve sevgiliniz de sizin durumunuza gelmek için yıllara ihtiyaç duyduğundan, sorunların çıkması işten bile değildir.

    1. İlişkide daha çok güç sahibi olduğunuzu düşünerek son sözün size düştüğünü iddia edebilirsiniz.

    Bu, yukarıdaki gerçeklerin bir sonucu olabilir. Sevgilinizden daha yaşlıysanız, otoriteyi elinize almanın cazibesine kapılabilirsiniz. Daha fazla para ve deneyim sahibisiniz, daha başarılısınız ve bu durum da sizi ilişkiye ağırlığınızı koymaya itebilir.

    1. Kendi ilgi alanlarınızdan, arkadaşlarınızdan ve yaşam tarzınızdan feragat ederek, ilişkinizi yürütmeye çalışabilirsiniz.

    Sevgiliniz sizden çok daha gençse, sevgilinize hiçbir şey ifade etmeyen ilgi alanlarınızdan vazgeçerek, kendinizi daha genç hissettirecek bir yaşam tarzına geçebilirsiniz. Sizden çok daha genç birisiyle çıkıyorsanız, kendinize şu soruları sorun:

    • “Sevgilime saygı duyuyor muyum?”
    • “Sevgilimle gurur duyuyor muyum?”
    • “Ona güveniyor muyum?”
    • “Sevgilimden ne öğrenebilirim?”

    Daha genç olan sizseniz:

    1. Sevgilinize aşırı değer verebilir ve onun karşısında ezilebilirsiniz.

    Sevgiliniz sizden çok daha yaşlıysa, muhtemelen sizden çok daha başarılı, deneyimli ve mali açıdan çok daha iyi durumda biriyle berabersiniz demektir. Bu durum da sizi farkında olmaksızın sevgilinizi idealize etmeye götürebilir. Sevgilinizi olduğu gibi görmek yerine ona aşırı değer vermeye yönelebilir ve ilişkinizdeki dengeyi bozabilirsiniz.

    1. Sevgilinize sanki ebeveynlerinizden biriymiş gibi yaklaşabilirsiniz.

    Sürekli sevgilinizden tavsiyeler bekliyorsanız, sürekli onun desteğine ve yardımına ihtiyaç duyuyorsanız, mali açıdan sevgilinize bağımlıysanız, sizin yerinize kararlar vermesini bekliyorsanız, gerçekten de ilişkinizde bir çocuk gibi davranıyorsunuz ve sevgilinizi de ebeveyn yerine koyuyorsunuz demektir. Ancak bir ilişkide eşler eşit konumda olmalıdır. Zaten ebeveynleriniz var, sevgilinizin de öyle olmasına gerek yok.

    1. Sevgilinize uyum sağlamak için ilgi alanlarınızdan, arkadaşlarınızdan ve yaşam tarzınızdan feragat edebilirsiniz.

    Kendinizden yaşça büyük bir kişiyle ilişki içindeyseniz, kendinize şu soruları sorun:

    • “Sevgilim bana saygı duyuyor mu?”
    • “Bana kendisiyle eşit biriymişim gibi davranıyor mu?”
    • “Ben kendimi sevgilimle eş konumda görüyor muyum?”

    Yaşça sizden çok büyük biriyle ilişki içindeyseniz ve bu ilişki ciddiyet kazanıyorsa, çok daha önemli sorularla da karşılaşabilirsiniz. Özellikle çocuk isteyip istememeniz ve sevgilinizin sizden önce bir başka aile kurmuş olması çok fazla önem kazanabilir.

    Yukarıda kısaca değinilen sorunlara ve risklere dikkat gösterildiği sürece, eşler arasında büyük yaş farkının olduğu bir ilişki de gayet yolunda gidebilir. Önemli olan sorunlarınızın farkında olmak, konuşmak ve eşit, saygı dolu bir ilişki için gerekli kararları alabilmektir. Ne kadar çok ortak noktanız varsa ve ilişkiniz için ne kadar çok çaba gösteriyorsanız, mutlu olma şansınız da aynı ölçüde artar.