Etiket: Jinekomasti

  • Estetikte bu yanlışlara dikkat

    Estetikte bu yanlışlara dikkat

    Güzel görünmek, hem kadın hem de erkekler için vazgeçilmez bir arzudur. Kulaktan dolma bilgilerle yaptırılan estetik operasyonlar, istenmeyen sonuçlara yol açabilir. İmep Estetik’ten Estetik ve Plastik Cerrahi Uzmanı Op. Dr. İlker Manavbaşı, burun estetiği, meme protezi, göz kapağı ameliyatı, liposuctionla yağ aldırma ve botoksla gençleşme gibi
    estetik operasyonlar konusunda doğru bilinen yanlışları açıklıyor.

    Plastik cerrahi uygulamalarına yepyeni bir teknik kazandıran Op. Dr. İlker Manavbaşı, kendi buluşu olan “Klipsleme Tekniği” ile kısa zamanda dikkatleri üzerine çekti. Son 6 yıldır da, düzeltilmesi imkansız olarak kabul edilen eğri burunlarda son derece başarılı sonuçlar elde ediyor. Manavbaşı’nın, bu vakaların sonuçlarını içeren İngilizce yayını ise, dünyanın en saygın dergilerinden Journal of Plastic Reconstructive and Aesthetic Surgery isimli dergide yayınlandı. Op. Dr. İlker Manavbaşı, aynı zamanda dünya çapında 99 üyesi bulunan The Rhinoplasty Society Derneği’nin de en genç üyesidir. 10 yılı aşkın deneyimiyle kendi uygulamalarından çıkardığı sonuçların derlendiği doğru bilinen yanlışlar ise şöyle;

    Estetik Operasyonlarda Doğru Bilinen Yanlışlar Nelerdir?

    YANLIŞ: Gözkapağı ameliyatları hastanın görme yetisinde sorun yaratabilir.
    DOĞRU: Yaşlanmanın etkisiyle göz kapağı düşebileceği gibi bazı kişilerde göz kapağı kalıtımsal olarak da düşük olabilir. Bu durum kimi zaman kişinin görmesine zarar verebilecek boyutlara varabilir. Her yaş grubundan hastaya bu şikâyetler için operasyon yapılır. Gözkapağı ameliyatları, göze zarar vermenin aksine birçok hastada görülen ileri yaşa bağlı göz kapağı kaynaklı görme zorluğunun önlenmesi açısından çok faydalıdır.

    YANLIŞ: Estetik burun ameliyatından sonra burunda ağrı ve acı oluşur. Ameliyat sonrası gözlük takılmaz.
    DOĞRU: Estetik burun ameliyatından sonra hasta burnunda ağrı hissetmez. Burun ağrısı ya da acısı olmaz. Hasta, kemiklere müdahale yapılmasının ağrıya yol açacağını sanarak, kemik kırılmadan ameliyat yapılmasını ister. Bilinenin aksine, ameliyat sırasında burun kemikleri kırılmaz, özel aletler ile kesilir ve bu işlem ağrı oluşturmaz. Estetik burun ameliyatından 1 hafta sonra yani alçı çıktıktan sonra gözlük takmaya başlanmasında hiçbir sakınca yoktur.

    YANLIŞ: Estetik burun ameliyatından sonra burun düşebilir.
    DOĞRU: Son yıllarda burnu oluşturan her yapıyı ayrı ayrı ele alan çeşitli ameliyat teknikleri gelişti. Bu teknikler uygulandığında hiçbir hastada burun düşmesi problemi yaşanmaz. Ancak burun ucu hareketli bir yapı olduğundan, burun ameliyatı sırasında doğru teknikler uygulanmazsa, zamanla yerçekiminin etkisiyle aşağı doğru düşebilir. Estetik olarak hoş bir görüntü oluşturmayıp, nefes alma problemlerine yol açabilir.

    YANLIŞ: Estetik burun ameliyatından sonra tamponlar acı vermez ama nefes alma sorunu yaşanabilir.
    DOĞRU: Tampon, burun drenajina izin vermeyip, çıkarılırken hastaya acı verir. Bu nedenle son yıllarda burun ameliyatlarında silikon splint tercih edilmektedir. Silikon splint, tampona nazaran nefes almaya izin verir ve çıkarılırken de hastaya acı vermez. Silikon splintler, rahatça burun kanamasına yol açmadan çıkartılırlar. Ameliyattan sonra ilk hafta silikonlar nefes almaya kısmen de olsa izin verirler. Silikonlar alındıktan sonra ise hiç bir sorun kalmaz, normal nefes almaya devam edilir. Ayrıca, ameliyata bağlı nefes alma sorunu bir yana, hastalar ameliyatlardan sonra burundan daha iyi nefes almaktadır.

    YANLIŞ: Rahat bir nefes için burun içi, estetik görünüm için burnun dışı ameliyatı yapılır. Genç yaşta burun ameliyatı yaptırılmaz.
    DOĞRU: Uzun yıllardan bu yana devam eden uygulamalar sonrası hastalarda bazı yanlış kanılar yerleşti. Bunlardan biri de nefes almak için burnun içinin, estetik olarak güzelleşmek amaçlandığında ise burnun dışının ameliyat edilmesi gerektiğidir. Artık günümüz modern burun ameliyatları çağında, bu yaklaşım terk edildi. Hem burun içi hem de burnun dış çeperi nefes almada aynı oranda etkili oluyor. Estetik amaçlı burun ameliyatları; kızlarda 17, erkeklerde ise 18 yaşından itibaren yapılır. Eğer temel şikâyet burundan nefes almakta güçlük ve ciddi burun eğriliği ise, çok daha erken yaşlarda dahi bu ameliyatlar yaptırılabilir.

    YANLIŞ: Erkeklerde estetik burun ameliyatı doğal durmaz.
    DOĞRU: Erkeklerin estetik burun ameliyatlarına yaklaşımı her zaman kadınlardan farklı olmaktadır. Ameliyat olduğu kısmen belli de olsa bir bayan bunu sorun etmez iken, bir erkek için bu durum ciddi bir stres kaynağı olabilir. Erkek ideal burun yapısı kadın ideal burun yapısından farklıdır. Bu kurallara uyan burun şekli bilgisayarda hasta ile beraber tespit edildikten sonra, bire bir ameliyat sırasında uygulanmaktadır. İkinci aşamada ise, sonuç konusunda ikna olan hastalar ameliyat ve sonrası ağrı ile ilgili yersiz korkularını yenerler. Günümüzde genel anestezi son derece güvenli bir yöntemdir. Hasta da ek bir sağlık problemi yok ise rutin testler uygulanarak ameliyata hazırlanır. Ağrı konusu ise yanlış bilinen bir diğer mevzudur. Burun ameliyatı sonrasında hastalar ağrı hissetmezler.

    YANLIŞ: Estetik operasyonlar için yaz ayları uygun değildir.
    DOĞRU: Yazın sadece yüz derisinin soyulduğu ameliyatlar yapılmaz, bunun dışında her türlü estetik ameliyatlar yapılabilir. Diğer mevsimlerden farklı olarak hasta ameliyat sahasını, yani dikiş atılan bölgeyi güneşten korumalıdır. Bunun için yüksek koruma faktörlü güneş kremleri, şapka ve şemsiye kullanılabilir.

    YANLIŞ: Burun ameliyatı sonrası denize girmek risklidir.
    DOĞRU: Burun estetik operasyonlarında bir diğer kaygı da iyileşme sürecidir. Geliştirilen yeni ameliyat teknikleri ile kişi hiçbir morarma yaşamadan kısa sürede istediği burna sahip olduğu gibi olası morlukların iyileşme süresi de çoğunlukla 1 haftayı geçmez. İyileşme sürecinde deniz suyu spreyleri ilaç olarak, burnun daha kolay iyileşmesi için kullanılır. Bu sebeple özellikle estetik burun ameliyatından 10 gün sonra hastalara denize girmeleri önerilir. Deniz suyu ödem çözücü etkisi sayesinde sprey kullanmadan, doğal yollarla iyileşmeye katkı sağlar, iyileşme süresi kısalır.

    YANLIŞ: Meme protezi ya da meme küçültme operasyonu sonrası kanser riski görülebilir.
    DOĞRU: Bugüne kadar meme büyütme amacıyla kullanılan meme protezlerinin, meme kanseri dahil hiçbir hastalık riskini artırdığına dair herhangi bir bilimsel veri bulunmamaktadır. 21.yüzyıl tıbbının vardığı kanı şudur ki silikon ve titanyum vücut dokularına en iyi uyum sağlayan materyallerdir. Titanyum sert dokuları desteklemek amaçlı kullanırken, yumuşak dokuları büyütmek için silikon kullanılmaktadır. Meme büyütme amaçlı yerleştirilen silikonlar 50 yıldır kullanılmaktadır ve henüz sağlığa zararlı bir etkisi saptanmamıştır. Herhangi bir kanser tipiyle bağlantısı olduğu yönünde bir bulgu da bulunmamaktadır.

    Bu noktada meme protezlerinin kullanımı ile ilgili tek konu protezli memelerin mamografi ile değerlendirilmelerinin oluşturabileceği güçlüktür. Son yıllarda protezlerin daha çok kas altına yerleştirilmesi diğer bir ifadeyle protezle meme dokusunun fiziksel temasının azaltılması mamografi değerlendirmesindeki bu güçlüğü azaltmıştır. Aynı zamanda kişinin dikkatini memeye yönelteceği ve rutin meme muayenelerini aksatmadan yapacağı için olası meme kanseri gelişmesi durumunda daha erken tanı konulmasını sağlar. Ortalama her 10 kadından 1 tanesinin meme kanserine yakalandığı düşünülürse erken tanı en önemli konuyu oluşturmaktadır. Bu da kansere tedavi edilebilir devrede tanı konmasını sağlar. Meme küçültme ameliyatı sayesinde, direk meme dokusu azaltıldığından, kanser geliştirebilecek hücre azaltılmış olmaktadır. Tüm bunlar sayesinde diyebiliriz ki, meme ameliyatlarının meme kanserini önlemede ve erken teşhis konusunda olumlu etkileri vardır.

    YANLIŞ: Protez ve meme küçültme operasyonu sonrası kadınlar bebeklerini emziremez.
    DOĞRU: Protezin meme dokusuyla herhangi bir teması yoktur. Protez memenin arkasına ya da meme kasının arkasına yerleştirilir. Böylece emzirme konusunda hastalar hiç bir sorun yaşamaz. Meme küçültülmesi sonrası kalan meme dokusunun meme başıyla olan bağlantısı ameliyat sırasında kesilmediğinden, memenin süt verme fonksiyonu etkilenmez.

    YANLIŞ: Meme büyütme ameliyatında kullanılan protezin belli bir zaman sonra değişmesi gerekir.
    DOĞRU: Protezlerin belli bir zaman sonra değişmesi gerekmez. Çok nadir olarak ilk bir sene içinde silikonun etrafındaki zar kalınlaşıp, kapsül denilen sert yapıyı oluşturabilir. Böyle bir durumda hastaya ağrı hissi verme ihtimaline karşı silikon çıkarılır. Hemen yenisiyle değiştirilebilineceği gibi vücut dinlendirilip, bir süre sonra yeni bir protez de konabilir.

    YANLIŞ: Meme protezi ameliyatından sonra göğüsler sarkmaz.
    DOĞRU: Fazla kilo alınırsa veya vücuda oranla çok büyük protez kullanılmışsa göğüste sarkma olabilir.

    YANLIŞ: Şeker hastaları Liposuction yaptıramaz.
    DOĞRU: Halk arasında bilinenin aksine şeker hastaları liposuction yaptıramaz grubunda değildir. Hatta bu ameliyatlardan en çok faydalanacak gruptadır. Özellikle şeker hastalarında tablo iyiye giderken, liposuction kiloya bağlı tansiyon hastalarına da faydalı olur. Tip 2 diyabet hastalarında vücuttaki yağ oranını azaltmak, hastaya sistemik hastalıklar geliştirmemesi için yardımcı olarak olumlu etkiler yapar. Amerika’da şeker hastalığı için uygulanan tedavilerden biri de liposuction’dır. Ayrıca liposuction’ın psikolojik faydaları da vardır. Pek çok hastada mevcut olan minör depresyon düzelir. Hasta hayatla ve kendiyle daha barışık, daha mutlu ve verimli bireyler haline dönüşür. Liposuction bu yönleriyle sadece estetik için değil, sağlık için de faydalı olabilen bir yöntemdir.

    YANLIŞ: Liposuction ile zayıflamak sağlıklı değildir.
    DOĞRU: Genetik özellikler nedeniyle vücudun belirli bölgelerinde biriken ve asimetriye neden olan fazla yağlardan liposuction ile kurtulmak mümkündür. Bel bölgesine ya da kalçaya oturmuş, verilmesi zor yağlardan kurtulmak için liposuction yaptırmak hastanın sağlığına olumlu katkı yapacağı için faydalı bir uygulamadır.

    YANLIŞ: Uzun süreli botoks uygulaması zararlıdır. Botoks uygulanan bölge eskisinden daha kötü görünür.
    DOĞRU: Estetik operasyon yaptıran hastalar, ameliyat, botoks ya da yağ dolgusu gibi uygulamaların öncesindeki görüntülerini unutma eğilimindedir. O nedenle botoks etkisi son bulduğunda kişi işlem öncesi halini unuttuğu için botoksun o bölgeyi daha kötü yaptığını düşünür. Bu hastalarda sıkça rastlanan bir durumdur. Bu sebeple uygulanacak bütün işlemler öncesi ve sonrası fotoğraflar çekilip, her hasta için arşiv çalışması yapılır.

    YANLIŞ: Yağ dolgusu operasyonlarında hastalık kapma riski vardır.
    DOĞRU: Yağ transferi; kişinin vücudunun herhangi bir yerinden alınan yağın, vücudunun başka bir yerine enjekte edilmesi işlemidir. Her hastaya kendi yağı enjekte edildiğinden hastalık kapma riski de yoktur.

    YANLIŞ: Sezaryen doğum ile karın germe operasyonu birlikte yapılabilir.
    DOĞRU: Bu iki operasyonun aynı anda yapılması uygun değildir. Karın bölgesinin kendini toparlaması ve son halini alması için bir süre beklemek gerekir. Bu nedenle sezaryen doğum ile aynı anda karın germe işlemi asla önerilmez ve en az 6 ay beklenmesinde fayda vardır.

    YANLIŞ: Kepçe kulak operasyonları sadece yetişkinlere yapılır.
    DOĞRU: Kepçe kulak sorunu birçok çocukta psikolojik ve ruhsal sorunlara neden olur. Bununla beraber sosyal hayattaki yansımaları çocukları olumsuz etkiler. Kepçe kulak ameliyatları 5-6 yaşından itibaren yapılabilir.

  • Yazın Hangi Estetikler İsteniyor

    Yazın Hangi Estetikler İsteniyor

    Yaz aylarında ince kıyafetler ve bikiniler içinde daha güzel bir vücuda sahip olmak isteyenler estetik merkezlerine koşuyor.

    Botoks: Özellikle alın ve göz çevresi kırışıklıklarının giderilmesi için son zamanların en ideal ilacıdır. Uygulaması 2 dakika içerisinde yapılmaktadır. Etki mekanizması; mimik ve kırışıklığa neden olan kasların hareketlerini minimalize etmektir, süresi yaklaşık altı aydır. Yüze anestezik bir krem sürüldükten sonra beş dakika içinde ince bir iğne sayesinde uygulama gerçekleşmektedir.

    Gögüs Küçültme: Göğüs küçültme ameliyatına, göğsün renkli kısmıyla deri bileşkesi arasında yapılan bir kesiyle başlanır. Meme başından aşağıya ikinci bir düşey kesi yapılır. Bu cerrahi kesiden girilerek meme dokusu şekillendirilir. Kalıcı dikişlerle göğüs dikleştirilir. Böylelikle sadece iki küçük izle, meme şekillendirilmiş olur. Genel anestezi altında 1 saatte ameliyat gerçekleştirilir. Kadının göğüs çapına göre göğüs 2–3 beden küçültülebilir.

    Göğüs Büyütme: Göğüs altından 3 veya 4 cm. kesilerek, meme dokusunun arkasına ameliyat öncesi belirlenen implant konur. Eğer meme istenilen boyutlara geldi ise ameliyat tamamlanır. Genellikle talep, göğüs ölçüsünün en küçük boydan 85 C`ye çıkarılması yönündedir. 1–2 saatte gerçekleştirilen işlem sonrasında hasta aynı gün taburcu edilir ancak 2–3 gün dinlenmesi gerekir.

    Basen: Bu bölge için uygulanacak en iyi cerrahi çözüm liposuctiondır. Aynı ameliyatta kalça bölgesine yapılacak yağ emme girişimleriyle kalça hatları da belirginleştirilebilir. Yakınmaya neden olan çöküntüler de aynı cerrahi seansta emilen yağlarla doldurulup, böylelikle yuvarlak hatlara sahip kalçaya kavuşulabilir. Sarkmış kalçaların şekillendirilebilmesi için deri ve yağ dokusu çıkartılabilir.

    Liposuction: Vücudun çeşitli bölgelerinden vakumla yağ emilip gereken bölgelere bu emilen yağdan enjeksiyonla ilave yapılarak, vücudun yeniden şekillendirilmesi sağlanır. Eskiden 3 litreden fazla yağ almayı riskli bulan plastik cerrahlar yeni buldukları yöntemle 10 litreye kadar yağ çekebiliyor ve vücudun adeta bir heykeltıraş gibi yeniden şekillendirilmesini sağlıyor. Liposuction sonrası işinize birkaç gün içinde dönebilir, normal aktivitelere 1–2 hafta içinde yeniden başlayabilirsiniz.

    Karın Germe: Cerrahi kesi, sezaryen izinin olduğu yerdedir. Karın gerilir, tamamen dümdüz olur. Tekrar aynı bölgede yağ oluşumu söz konusu değildir. Karın duvarı kasları gevşemişse, dikişle karın duvarı da gerilir. Aynı esnada karın duvarının yan bölümündeki kaslara güçlendirme dikişleri konularak, bel oyuntusu oluşturulur. Göbek deliği yeni yerine yerleştirilerek işlem sonlandırılır.

    İlgili Konular ;

    Ameliyatsız Göğüs Küçültme Yöntemlerini Biliyor musunuz?
    Vaser liposelection nedir?
    Liposuction
    Karın germe estetik ameliyatı
    Dolgu Ve Botoks
    Doğal Göğüs Küçültme Yöntemleri

  • Evlilik öncesi hangi estetikler tercih ediliyor?

    Evlilik öncesi hangi estetikler tercih ediliyor?

    Evlilik heyecanını yaşayan gelin ve damat adayları, hayatlarının en özel gününde en güzel olmayı hayal eder.

    Gelin adayları evlilik öncesi en çok hangi operasyonları tercih ediyor?

    Burnun yüzün ortasında ve yüze bakıldığında ilk göze çarpan organ olması nedeni ile gelin adaylarımız için en fazla tercih edilen operasyonların başında burun ameliyatı geliyor. Bunun yanı sıra gelinlerin saçlarını çoğunlukla topuz yapmaları, kepçe kulak problemini de gündeme getirebiliyor. Böylesi durumlarda kulak estetiği operasyonlarında da artış oluyor. Yüze yağ enjeksiyonları, dolgular ve botoks uygulamaları da yine gelin adaylarının en fazla tercih ettiği işlemlerin başında geliyor.

    Gelin adaylarında yüz estetiği dışında tercih edilen bölgeler var mı?

    İstenilen gelinliği rahatça taşıyabilmek için meme estetiğine çok önem veriliyor. Özellikle meme hacmi yeterli olmayanlarda meme protezleri ile memeler büyütülüyor. Sarkık olması durumunda ise dikleştirme ve toparlama operasyonları yapılıyor.

    Bu ameliyatların süresi nedir?

    Operasyonların biçimine ve kişiye göre bu süre değişiyor. Örneğin, burun ameliyatları iki ila üç saat sürer. Kulak estetiğinde süre bir buçuk saattir ve hasta aynı gün taburcu edilebilir. Ancak yedi güne kadar kulakta şişmeler olabilir. Bu süre zarfında hastanın istirahat etmesi gerekmektedir. Meme estetiğinde ise süre bir ila üç saat arasında değişir ve genellikle hastanın hastanede kalması gerekmez.

    Evlilik öncesi cerrahi işlemler ne zaman başlamalı?

    Yapılacak cerrahi işlemlerin düğün tarihinden en geç iki ay, daha küçük işlemlerin ise bir ay önce tamamlanmış olması önemlidir.

    Damat adayları evlilik öncesi en çok hangi operasyonları tercih ediyorlar?

    Genellikle tıp dilinde “jinekomasti” adı verilen, erkek memesinin normalden fazla hatta aşırı derecede büyüyerek kadınsı bir vücut görünümüne neden olması durumu için evlilik öncesi bu operasyonu geçirebiliyorlar. Erkeklerde de göğüs estetiği en sık tercih edilen operasyonlardandır. Bunun dışında estetik burun ameliyatları da talep edilebiliyor.

    Hem gelin hem damat adaylarının ortak yaptırdıkları operasyonlar nelerdir?

    Özellikle bölgesel yağlanma şikâyeti olan kişilerin operasyon listesinde en hızlı ve net sonuç için liposuction görülüyor. Genç bayanlarda düğün öncesi en çok tercih edilen operasyonlardan biri de genital estetik. Bunun yanı sıra yüzdeki kırışıklara botox uygulamasının düğün tarihinden 10 gün önce yapılması uygun oluyor. Botoksun kırışıklık tedavisindeki kullanımı dışında alın, koltuk altı, avuç içi ve ayak tabanındaki aşırı terlemeye engel olması da gelin ve damat adaylarında en fazla tercih edilen cerrahi işlemler arasında.

  • Göğüs büyütme estetiği ameliyat yöntemleri hakkında sık sorulan sorular ve cevapları

    Özelden ve diğer forum sayfalarında sıklıkla rastladığım sorulara yeni bir sayfada cevap vermek istiyorum.

    Çeşitli kaynaklara göre :

    *** Kas üstü yerleşim Planı(subglandular): Bu alana yani hemen meme dokusunun altına yerleştirilecek silikon protez mutlaka anatomik ya da damla olarak tanımladığımız protez olmalıdır. Yuvarlak protezler doğal durmayacaktır.

    Avantajları;

    1. Protez çok çabuk oturur ve doğal görünüm çok kısa bir sürede elde edilir,
    2. Kas altına göre daha küçük protez konarak daha büyük görüntü elde edilebilir,
    3. Ameliyat sonrası ağrı daha az olur ve ağrılı dönem daha kısa sürer,

    Dezavantajları;

    1. Protez meme dokusu gibi davrandığından zaman içinde memede sarkma görülür.
    2. Meme dokusu az olanlarda zamanla protez hissedilir, kenarları belirginleşir, görünür hale gelir.
    3. Kapsüler kontraktur dediğimiz silikon proteze karşı gelişen reaksiyon daha fazla sıklıkla görülür.
    4. Bu plana ulaşım sadece meme başı veya meme altından yapılan kesi iledir.

    Yuvarlak silikonların kas üstü plana kullanılması estetik olmayan neticeler ortaya çıkarabilir. Ancak şu da bir gerçektir ki; kas üstü protez yerleştirmenin meme başında his kaybı yapma ihtimali daha yüksektir.

    *** Kas Zarı Altı ( subfasyal ) yerleşim planı;

    Bu plan hem bazı kas altı yerleşim planı avantajlarına, hemde meme dokusu altı yerleşim planı avantajlarına sahiptir. Kas zarı ince bir zar olmasına rağmen oldukça sert ve kolay genişlemeyen bir yapıdır. Bu nedenle protezin farkedilmesini önlediği gibi memenin sarkmasına da neden olmaz. Protezin sarkmaya katkısının en az olması için kas üstü protezlerde en iyi yerleşim alanı kas fasyasının yani kası örten zarın altıdır. Kas fasyası altına konan protezlerde kapsul kontraktürü görülme sıklığı da daha azdır.

    Kas zarının altına silikon yerleştirme ameliyatını (subfasyal meme büyütme) tercih etmemizin nedeni ameliyat sırasında kas zarının altında ilerlerken özellikle meme başının duyusu için önemli olan 4. kaburgalar arası mesafeden gelen siniri koruyor olduğumuzdur. Böylece meme başının duyusunu sağlayan sinir zarar görmemiş olur.

    Bu planın dezavantajı, buraya konacak silikon protezler sadece meme başı ya da meme altı kesisi ile konabilir.

    *** Kas Altı( subpektoral ) yerleşim planı;

    Avantajları;

    1- Meme dokusu hiç yok denecek kadar az olanlarda bile protezin farkedilmesi zordur,
    2- Kapsuler kontraktürün görülme olasılığı en az olan yerleşim planıdır.
    3- Memenin sarkmasına neden olmaz,
    3- Koltuk altından yapılan 1,5 cm’ lik kesiden bu plana protez koymak ve memede hiç iz oluşturmamak mümkündür.

    Dezavantajları;

    1- Operasyon sonrası daha ağrılıdır ve ağrılı dönem daha uzundur,
    2- Kol hareketleri memenin görünümünü daha fazla etkiler,
    3- Silikon protezin ve memenin oturması ve doğal görüntünün oluşması için belli bir süre geçmesi gerekir.

    Kas altı plan ise klasik kas altı plan ve dual plane(çift plan) olarak iki başlıkta incelenebilir. Aslında anatomik olarak klasik kas altı plana silikon yerleştirme de silikonun tüm yüzeyini kas dokusunun örttüğü söylenemez. Çünkü kas yelpaze şeklinde yukarıdan aşağıya uzanım gösterir ve dış yan bölümünü meme bezi ve yağ dokusu örter. Ancak klasik kas altı protez uygulamasında kasın kasılma hareketi ve silikona olan baskı ile silikon protezin yer değiştirme ihtimali vardır.

    Sarkmış memeler için ise kas altı plana protezin konulması gene çift meme görüntüsünün oluşmasına neden olabilir.

    *** Dual Plan;

    Dual plane tekniğinde ise kas tabandan göğüs orta hattına kadar ayrıştırılarak kasın yukarı yönde serbestleşmesi sağlanır. Bu teknik sadece klasik kas altı plan tekniğine ait dezavantajları ortadan kaldırmaz aynı zamanda meme alt bölümünün yukarı yönde serbestleşen kas dokusu ile yukarıya çıkmasını(yani dikleştirme etkisi sağlaması) sağlar. Teknik seçenekler oldukça kısıtlıdır. Diğer kısıtlayıcı tarafıda bu yöntemin damla silikon için elverişli olmayışıdır. Çünkü damla silikonun dolgun alt kenarlarını göğüs alt kenarlarına denk getirmek zordur ve mümkün olmayabilir. Bu nedenle yuvarlak silikonlar tercih edilir.

    Devamı için tıklayın

    Meme Estetiği

    1.Meme küçültme ameliyatı nasıl yapılır ?
    2.Meme büyütme ameliyatı nasıl yapılır ?
    3.Göğüslerime silikon taktırdığım belli olur mu ?
    4.Erkeklerde meme küçültme ameliyatı nasıl yapılır ?
    5.Memedeki sarkıklık nasıl giderilebilir ?

  • Bölgesel yağlardan kurtulmak isteyenlere: Liposhaping

    Bölgesel yağlardan kurtulmak isteyenlere: Liposhaping

    Bölgesel yağlardan kurtulmak isteyenlere: Liposhaping | 1Liposhaping, fazla kiloların depolandığı kol, gıdı bölgesi, kalça, baldır, bacak ve diz arkası, bel gibi alanlara estetik biçim vermek için kullanılıyor. Kısa sürede sonuç alınan, az ağrılı bir yöntem olduğu için hastalar bu yöntemi tercih ediyor. Üstelik işlem sırasında lokal anestezi uygulandığı için hasta ameliyat sonrası normal hayatına devam edebiliyor.

    Liposhaping, bölgesel olarak toplanmış fazla yağ birikimlerini uzaklaştırma ve vücut konturlarını şekillendirmeye yönelik bir girişim olarak karşımıza çıkıyor. Üstelik bu işlem başarılı sonuçlar vermenin yanı sıra aynı zamanda son derece de güvenli.

    Transmed Saç & Kozmetik Cerrahi Kliniği’nden Op. Dr. Uğur Dikmen Liposhaping işlemi hakkında bilinmesi gerekenler hakkında şunları söylüyor:

    İşin sırrı ince kanüller kullanmak

    Liposhaping kavramının temel farkı işlemde kullanılan kanüllerin boyutu ve cilt altına verilen sıvı miktarının emilen miktara oranıdır. Liposhaping, çok daha ince mikrokanüllerle, diğer tekniklerde kullanılan sıvı miktarının genellikle iki katının kullanılmasıyla gerçekleştirilir.

    Vücudun alt yarısı, üst yarısından bir beden büyük olanlar için ideal

    Liposhaping, vücudun her bölgesine uygulanabilen son derece güvenli bir girişimdir. İnatçı karın yağları, jokey pantolonu görüntüsü yaratan fazlalıklar, diz üstü, bacak içi, ayak bileği, bel kenarı, gıdı bölgesi, kol altı yağları ve hatta sutyen izi yaratan sırt yağları bu yöntemle inceltilebilir.

    Liposhaping yaptırmaya en uygun adaylar, vücutlarının belirli bölgelerinde yağ fazlalıkları bulunan, elastik cilde sahip normal ağırlıktaki kişilerdir.

    Lokal anestezi altında yapılan son derece güvenli bir girişim

    Liposhaping işleminde, liposuction’dan farklı olarak lokal anestezi uygulanır. Bu nedenle çok daha güvenlidir. Genel anesteziden doğabilecek riskler yoktur.

    Dikiş yok, iz yok, pürüz yok

    Çok ince kanüllerle çalışıldığı için, dikiş gerektirmez. Dolayısıyla operasyon bölgesinde dikiş izi kalmaz. Dokulara ve damarlara zarar vermeyen hassas kanüllerle çalışıldığından oluşabilecek hafif morluk ve kızarıklıklar minimum seviyededir. Bunlar operasyonu takiben en fazla on gün içerisinde kaybolur.

    Yağ birikmesinin olduğu yere bir çeşit anestezik solüsyon karışımı olan tümesans serumu verilmesi sayesinde bölgeden alınacak yağ kitlesi tamamen akışkan hale getirilir. Böylece, işlemin yapıldığı yağlı bölgelerin daha kolay tespit edilmesi ve yağların daha homojen şekilde emilmesi mümkün olur. Girişim sonrasında düzensizlikler ve pürüzler oluşmaz. Mikrokanül kullanımı daha az çaba gerektirir ve cerrahın mikrokanüllerin yönü ve konumlarını daha kolay kontrol etmesine olanak sağlar. Girişimde kesin sonuç elde edilirken daha yumuşak ve nazik hareket edebilmek mümkündür.

    Liposhaping kimlere uygulanabilir?

    Bu operasyon öncesinde fiziksel olarak sağlıklı, psikolojik açıdan dengeli ve beklentilerinizde gerçekçi olunmalıdır. Yaşınız önemli değildir; bununla birlikte, çok ileri yaştaki hastaların cildi elastikiyetini kaybetmiş olabilir ve cilt yapısı daha sıkı olan genç hastalarda elde edilen sonuçların aynıları elde edilemeyebilir. Vücutlarında çok geniş bir bölgeye yayılmış aşırı yağ birikmeleri olan bireyler de tumesans (tumescent) liposhaping yaptırmak için uygun aday sayılabilirler. Bu kişilerde yağ miktarı göreceli olarak azaltılır.

    Dört haftada bikini formuna kavuşabilirsiniz

    Liposhaping girişiminde hızlı iyileşme sağlanır ve normal yaşantınıza dönmeniz çok daha kolay olur. İşlem bittikten hemen sonra yürüyerek evinize gidebilirsiniz. Hastalar uygulamanın hemen ardından bile gözle görülür değişiklikleri fark edebilirler. Bununla birlikte, üç hafta sonra çok daha yoğun bir iyileşme görülür. İşlemden yaklaşık üç ay sonra ise nihai vücut konturu ortaya çıkmış olur. Uygulama sonrasında aynı gün sosyal hayata geri dönülebilir ve dört ila altı hafta içinde bikini giyebilecek forma kavuşulur.

    Transmed’de başarıyla uygulanan Liposhaping tedavisi hakkında daha ayrıntılı bilgi almak ve bir konsultasyon randevusu oluşturmak için http://www.transmed.com.tr/ adresini ziyaret edebilirsiniz. Sağlığınız için lütfen sadece profesyonel çalışan klinikleri tercih ediniz.

    Transmed Saç & Kozmetik Cerrahi Kliniği
    Adres: Fulyalı Sokak No:7 İç Levent, 34330 İstanbul, Türkiye
    Telefon: 0212 281 1300
     
    Transmed hakkında:
    Transmed, 1994 Şubat ayında, İstanbul’da, Dr. Melike Külahçı tarafından, ileri teknik Saç ve Kozmetik Cerrahi hizmetlerini sunmak üzere uluslararası bir tıp merkezi olarak kurulmuştur. Türkiye’de saç nakli cerrahisinde Foliküler Ünite Transplantasyonu tekniğini uygulamasıyla adını duyuran Transmed, 1998 yılında Epilight ve Alexandrite Laser ile Lazer Epilasyonu Türkiye’ye tanıtmış, daha sonra da ayakta Liposuction olarak da bilinen Liposhaping ile birlikte Kozmetik Cerrahi hizmetlerini sunmaya başlamıştır.

    Saç nakli cerrahisi alanında Türkiye’de ve dünyada öncü olan Transmed’in kurucusu ve Medikal Direktörü Dr. Melike Külahçı, ESHRS (Avrupa Saç Restorasyon Cerrahisi Derneği) Kurul Üyesi ve ISHRS (Uluslararası Saç Restorasyon Cerrahisi Derneği) Kurul Guvernörü’dür. Transmed ekibi, 2011 yılının Mayıs ayında saç alanında dünyanın en iyi araştırmacı ve cerrahlarını The Next Big Thing konferansında İstanbul’da bir araya getirerek konferansa ev sahipliği yaptı.

    Dünyanın alanında duayen kabul ettiği 30 başarılı cerrahtan biri olan Dr. Melike Külahçı Medikal Direktörlüğü’nde Transmed’de saç nakli ve saç tedavileri, dünyayla aynı anda en güncel teknikler ile uygulanmaktadır. Bugün Transmed, büyük operasyon kapasitesi ve yüksek başarı yüzdesiyle, her yıl 47 ülkeden yabancı hasta çekmektedir.

    Transmed’de başarıyla gerçekleştirilen kozmetik cerrahi uygulamaları ise şu şekildedir: Liposhaping, göğüs büyütme, göğüs küçültme, göğüs dikleştirme, karın germe, jinekomasti (erkeklerde meme küçültme),kulak estetiği (otoplasti), yüz germe, göz kapağı, burun operasyonu, yağ enjeksiyonu, çene implantı.

    Cerrahi olmayan ancak medikal profesyonellik gerektiren selülit ve incelme tedavileri, akne izleri ve cilt lekelerinin tedavisi, doğum ve liposuction sonrası deri tedavileri, vücut sıkılaştırıcı ve gençleştirici medikal cihazlı uygulamalar ise Transmed’in sunduğu kozmetik çözümler arasında yer almaktadır.

    Transmed; Türkiye, ABD, Almanya, Fransa, Benelux ülkeleri, Yunanistan, Rusya, Mısır ve Kuveyt’te başarıyla faaliyet göstermektedir.

  • Profiloplasty ile yüzünüzde altın oranı yakalayın, Profiloplasty nedir ? Altın oran nedir ? Op. Dr. Naci Çelik

    Profiloplasty ile yüzünüzde altın oranı yakalayın, Profiloplasty nedir ? Altın oran nedir ? Op. Dr. Naci Çelik | 2Yüzyıllardır, gözlerin, burnun, kaşların, dudakların birbirine mesafesindeki uyumla belirlenen altın oran, Leonardo da Vinci’nin Mona Lisa’sının altın oranıyla da popülerleşerek günümüze dek ideal güzelliği tarif etti. Bugün, kendi altın oranımıza Profiloplasty uygulamasıyla kavuşabiliyoruz. Profiloplasty özetle; yüzdeki herhangi bir uygulamanın diğer tüm uzuvlarla da uyumlulaştırılması sürecini tanımlıyor ve teoride matematiksel bir işlem iken pratiğe döküldüğü zaman bir sanat halini alıyor.

    Kim daha güzel, orantılı bir yüze sahip olmak istemez ? Plastik cerrahi ve diğer medikal estetik uygulamalar bu istek etrafında; kusurları gidermek ve güzellikleri öne çıkarmak için çalışır.

    Özellikle yüzümüzde genel beğeniye ve kendi estetik anlayışımıza uygun bir görünüme sahip olmak isteriz. Daha küçük bir burun, dolgun yanaklar, gergin alın gibi.

    Güzellik anlayışı kültürden kültüre değişse dahi, genel olarak güzellikle uzlaşılan ve bilimsel olarak da açıklanabilen bir ölçü vardır. Leonardo da Vinci ile popüler olmuş bir kavram olan ‘altın oran’ kabaca, büyüğün küçüğe oranı olarak ifade edilir. Yüzün boyu / Yüzün genişliği; Dudak- kaşların birleşim yeri arası / Burun boyu; Yüzün boyu / Çene ucu-kaşların birleşim yeri arası; Ağız boyu / Burun genişliği; Burun genişliği / Burun delikleri arası;

    Göz bebekleri arası / Kaşlar arası gibi.

    Aslında burnumuzu büyük, çenemizi dar, yanaklarımızı çökük bulup, plastik cerrahiden destek almak isterken, bilerek ya da bilmeyerek bu orana yaklaşmaya çalışmaktayız.

    Plastik cerrahi artık bunu daha bilimsel yapıyor ve Profiloplasty ile tek bir bölgeyi düzeltmek yerine, onun diğer bölgelerle, örneğin bir burun ameliyatı söz konusuysa, burnun çeneyle, dudaklarla, yanaklarla, alın ve kaşlarla orantısını da gözetip tamamını birbiriyle uyumlu hale getirecek ve ideal orana yaklaştıracak çözümler sunuyor. Yöntemin uygulayıcısı Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Naci Çelik; Profiloplasty’nin ne olduğunu, nasıl işlediğini ve beklenen sonuçları hakkında bilgi verdi.

    Profiloplasty nedir?

    Profiloplasty kısaca tarif edilecek olursa kişinin yandan görünümünü düzeltmeyi amaçlayan işlemlerin tümü olarak tanımlanabilir. Tabi ki yandan görünümde asıl belirleyici faktör burun ve dolayısıyla burnu düzeltici işlem olan rhinoplasty’dir. Maalesef pek çok doktor yüz görünümündeki şikâyet nedeniyle başvuran hastalarda işlemin basitliği ve hastaya maliyetinin fazla olmaması nedeniyle hastalara sadece rhinoplasty işlemini önermişlerdir.

    Bu da burun ameliyatı olduğu halde hala kendisinin daha güzel ya da daha yakışıklı olduğunu hissetmeyen hastaların sayısının artmasına ve yüze uygun olmayan yapay görünümlü burunların artmasına neden olmuştur.

    Haliyle burun ameliyatı olmak isteyen hastalar çevrelerindeki bu kötü örnekleri görerek yaptırmak istedikleri bu operasyonu yaptırmaktan vazgeçmişlerdir.

    Profiloplasty hastanın sadece yüzünün yan ve oblik (yan ile karşı arası duruş) görünümünü değerlendirmekle kalmaz bu görünüm üzerindeki etkisi olan ünitelerin kendi aralarındaki açı ve oranları da dikkate alır.

    Profiloplasty’nin tek tek plastik cerrahi işlemlerinden farkı nedir ?

    Profiloplasty yüzü bir bütün olarak değerlendirir ve
    Alın-burun açısı
    Burun-dudak açısı
    Burun-çene açısı
    Çene-Çene altı oran
    Çene- boyun açısı
    Kulak-burun büyüklüğü oranı gibi oranları da dikkate alınarak bir uygulama programı önerir.

    Örneğin burun ameliyatı olmak için başvuran iri burunlu bir hastada aynı zamanda iri bir çene varsa hastanın sadece burnuna yapılacak bir işlem iki şekilde sonuçlanır:

    Hastanın burnu çeneyle orantılı olacak şekilde iri bırakılır ve sonuçta burun şekil olarak güzel olsa bile hastanın burnu ve çenesi eski iriliğinde kalacağı için yüz hatları kaba olur. Bu tür bir işlem sonrası hasta ve çevresi operasyonun hiçbir işe yaramadığını düşünürler çünkü iri burun hâlâ iri burundur.

    Hastanın burnu küçültülür çenenin iriliğine göre ayarlanmaz ve sonuçta yüzle uyumlu olmayan çok güzel görünümlü olsa bile çok yapay görünen ve hastayı kesinlikle mutlu etmeyen orantısız bir burun ortaya çıkar.

    Böyle bir hastada yapılması gereken işlem aynı operasyonda belki de çene ucundaki kemiğin hafifçe törpülenmesi ve yapılacak burnun yeni çeneye göre ayarlanması olmalıdır ki hasta sonuç olarak yüzüne uyumlu ve hoş bir burna kavuşsun.

    Profiloplasty ile neler yapılabilir ve hangi bölgelere uygulanabilir?

    Alın: Örneğin alın çok düzse yağ enjeksiyonları ile alın konveks bir şekle getirilebilir. Saç çizgisi çok aşağıda yerleşmiş hem erkek hem de kadınlarda epilasyon ile saçların alınması sağlanarak dar alın daha geniş bir hale getirilebilir ya da saçlar dökülerek saç çizgisinin gerilediği durumlarda saç ekimi yapılabilir. Tüm bu işlemler kişinin yan görünümü üzerinde belirleyici olurlar.

    Kaşlar: Düşük kaşlara kaş asma yapılarak kaş ucunun lateral kantusa olan mesafesi artırılarak gözler açığa çıkartılabilir.

    Burun: Rhinoplasty işlemi ile burun küçültülebilir, büyültülebilir ucu kaldırılıp indirilebilir veya burun uzatılıp kısaltılabilir.

    Yanaklar: Yaşlı yüzde sarkmış olan yanaklar asılarak kaldırılabilir ya da şişman görünümlü yanaklar daha zayıf görünümlü hale getirilebilir. Elmacık kemikleri belirginleştirilebilir. Yanaklara dolgu yapılarak yüze daha dinlenmiş bir ifade verilebilir.

    Dudaklar: Anatomik olarak üst dudak hafifçe alt dudağın (1-2 mm) önündedir ve alt dudak üst dudağa göre daha kalındır. Bazen rhinoplasty adayı bayanlarda işlemin en önemli noktalarından birisi dudağın dolgu maddeleri veya hastanın kendi yağları ile kalınlaştırılmasıdır.

    Çene: Profiloplasty’de burundan sonra en önemli etkili faktör çenenin değerlendirilmesidir. Çene ucu problemleri çok çeşitlidir:

    Ülkemizde en sık görülen deformite mentumun geride olması ve çene yüksekliğinin kısa olmasıdır. Bu kadınlarda yuvarlak bir yüze neden olurken erkeklerde de zayıf yüz hatlarına neden olur. Dolayısıyla profiloplastyde en sık uygulanan çene düzeltici yöntem augmantasyon mentoplasty yani çene ucu büyültme ameliyatıdır.

    Gıdı bölgesi: Submental bölgedeki yağ fazlalığı hastanın çenesinin olduğundan daha kısa görünmesine yol açar. Bu bölgeye yapılacak basit bir liposuction ya da submental yağ eksizyonu çene konturunu düzgünleştirir.

    Boyun bölgesindeki kırışık deri boyun germe operasyonu ile düzeltilebilir. Bu işlem daha çok orta yaş ve üzeri hastalarda uygulanmalıdır.

    Kulaklar: Kulaklar genel olarak karşıdan veya arkadan bakıldığı zaman deformiteleri daha çok görülen organlar olmakla birlikte profilden de normal anatomide tüm kulak kepçesinin kıvrımları tam olarak görülmelidir. Kepçe kulak deformitesi olan hastalarda bunun düzeltilmesi yandan görünüme büyük katkıda bulunur.

    Profiloplasty’nin uygulama süreci nasıl işler?

    Başvuran hastaların bir kısmı problemin sadece bir yönünü görebilir, örneğin istediği ölçüde bir burunun dar bir çenede uygun olmayacağını hesap edemeyebilir. Burada rol plastik cerraha düşer. Hastanın ön, yan ve oblik resimleri çekildikten sonra bunlar üzerinde çalışmalar yapılır. Bilgisayar yardımıyla yukarda bahsettiğimiz ünitelerin birbirleriyle ilişkisi ortaya konur ve açılar ile oranlar ölçülür. Ardından uygun görülen düzeltmeler yapılarak hastaya muhtemel sonuçlar sunulur.

    Profiloplasty matematik ve bilgisayar programlarıyla kişiye en uygun yüzün kazandırılması mıdır?

    Profiloplasty teoride matematiksel bir işlem iken pratiğe döküldüğü zaman bir sanattır.

    Basit bir dolgu işlemi bir medikal estetisyen tarafından yapılabilir. Bir burun ameliyatını kulak burun boğaz doktoru yapabilir. Yanaklara dışarıdan verilecek dolgu malzemeleriyle bir dermatolog tarafından şekil verilebilir.

    Hatta bir oftalmolog göz kapaklarınız ve kaşlarınıza estetik operasyon yapabilir. Ancak sadece bir plastik cerrah bunların hepsini ve daha fazlasını bir arada değerlendirerek sizin için en uygun operasyon veya operasyonlar dizisini önerip uygulayabilir.

    Profiloplasty uygulanmış hasta, tek bir işlem görmüş hastaya oranla ne kazanır?

    Profiloplasty ile genel bir uyumlulaştırma süreci, hastaya, her şeyden önce özgüven, harcadığı zaman ve paranın tam karşılığını aldığı tatminini kazandırır.

    Burun ameliyatı olduktan sonra, güzel bir buruna ama yine de güzel olmayan bir yüze, ya da defalarca burun ameliyatı olup memnun kalmayanlara mutlaka rastlanmıştır. Profiloplasty, yüzün herhangi bir uzvundaki radikal değişikliğin diğer uzuvlarla mutlaka uyumlulaştırılması ve efsanevi altın oran’a yaklaştırılması prensibiyle çalışır.

    Profiloplasty, uzun vadede daha ekonomik, kalıcı ve tatmini yüksek sonuçlar vaat eder. Hastane, anestezi, muayene gibi farklı zamanlarda yapılsa yüksek bütçeli olacak işlemler, bir arada yapıldığı için daha ekonomik olmakta, iyileşme sürecine de bir seferde girilmekte ve sonuçlar daha yüz güldürücü olmaktadır.

    Op. Dr. Naci Çelik
    Plastik ve Rekonstrüktif Cerrah

    KUTU: ALTIN ORAN NEDİR ?

    Altın oran, doğadaki varlıkların yapılarında bulunan özel bir orandır. Altın oran kabaca, büyüğün küçüğe oranıdır. Bu oran özellikle sanat ve mimaride yüzyıllarca uygulanmıştır. Doğada en belirgin olarak altın oran insan vücudunda, kabuklu deniz hayvanlarında ve ağaç dallarında görülmektedir.

    Başka bir deyişle altın oran, dikdörtgenin en estetik görünecek uzunlukta uzun kenarının kısa kenarına oranıdır.

    Sanatçılar, bilim adamları ve tasarımcılar, araştırmalarını ya da çalışmalarını yaparken ya da ürünlerini ortaya koyarlarken orantıları altın oran uyumuna göre belirlenmiş insan bedenini ölçü olarak alırlar. Leonardo da Vinci ve Corbusier tasarımlarını yaparken altın oran sayısına göre belirlenmiş insan vücudunu ölçü almışlardır. Günümüz mimarlarının en önemli başvuru kitaplarından biri olan Neufert’te de altın orana göre belirlenmiş insan vücudu temel alınmaktadır.

    İnsan vücudunda altın oran için verilebilecek ilk örnek, göbek ile ayak arasındaki uzaklık bir birim olarak kabul edildiğinde, insan boyunun 1,618 e karşılık gelmesidir. Bunun dışında vücudumuzda yer alan diğer bazı altın oranlar şöyledir: Parmak ucu-dirsek arası / El bileği-dirsek arası; Omuz hizasından baş ucuna olan mesafe / Kafa boyu; Göbek-baş ucu arası mesafe / Omuz hizasından baş ucuna olan mesafe; Göbek-diz arası / Diz-ayak ucu arası.

    İnsan yüzünde de birçok altın oran vardır ki özellikle bu konu yüz estetiğini daha çok yakından ilgilendiriyor. Ancak bu oranlandırma, bilim adamları ve sanatkârların beraberce kabul ettikleri “ideal bir insan yüzü” için geçerlidir. Yani her insanda bu oran tam doğru olmayabilir. Örneğin üst çenedeki ön iki dişin enlerinin toplamının boylarına oranı altın oranı verir. İlk dişin genişliğinin merkezden ikinci dişe oranı da altın orana dayanır.

    Bunlar bir dişçinin dikkate alabileceği en ideal oranlardır. Bunların dışında insan yüzünde yer alan diğer bazı altın oranlar şöyledir: Yüzün boyu / Yüzün genişliği; Dudak- kaşların birleşim yeri arası / Burun boyu; Yüzün boyu / Çene ucu-kaşların birleşim yeri arası; Ağız boyu / Burun genişliği; Burun genişliği / Burun delikleri arası; Göz bebekleri arası / Kaşlar arası. Bu oranlar daha da artırılabilir.

    Profiloplasty

    YÜZ ESTETİĞİ

    Konu başlığında yeni bir konsept yazdıysam da aslında plastik cerrahların 1960’lı yıllarda öne sürdükleri bu uygulama son yıllarda tekrar gündeme gelmiştir.

    Profiloplasty kısaca tarif edilecek olursa kişinin yandan görünümünü düzeltmeyi amçlayan işlemlerin tümüdür. Tabi ki yandan görünümde asıl belirleyici faktör burun ve dolayısıyla burnu düzeltici işlem olan rhinoplasty’dir. Maalesef pek çok doktor yüz görünümündeki şikayet nedeniyle başvuran hastalarda işlemin basitliği ve hastaya maliyetinin fazla olmaması nedeniyle hastalara sadece rhinoplasty işlemini önermişlerdir. Bu da burun ameliyatı olduğu halde hala kendisinin daha güzel ya da daha yakışıklı olduğunu hissetmeyen hastaların sayısının artmasına ve yüze uygun olmayan yapay görünümlü burunların artmasına neden olmuştur. Haliyle burun ameliyatı olmak isteyen hastalar çevrelerindeki bu kötü örnekleri görerek yaptırmak istedikleri bu operasyonu yaptırmaktan vazgeçmişlerdir.

    Profiloplasty hastanın burnunu değil yüzünün yan ve oblik (yan ile karşı arası duruş) görünümünü değerlendirmekle kalmaz bu görünüm üzerindeki etkisi olan ünitelerin kendi aralarındaki açı ve oranları da dikkate alır.

    Profiloplasty bir bütün olarak yüzü değerlendirmekle birlikte yüzün ünitelerini sınıflandıracak olursak:

    1.Alın

    2.Kaşlar

    3. Burun

    4.Yanaklar

    5.Dudaklar

    6.Çene

    7.Gıdı bölgesi

    8.Boyun

    9.Kulaklar

    Ayrıca ikili ve üçlü değerlendirmeler de önemlidir. Şöyle ki:

    1.Alın-burun açısı

    2. Burun-dudak açısı

    3. Burun-çene açısı

    4.Çene-Çene altı oran

    5.Çene- boyun açısı

    6.Kulak-burun büyüklüğü oranı

    7.Alın-burun-çene oranları

    8.Nasolabial sulcus-burun ilişkisi

    Basit örnekler ile profiloplasty anlatılabilir. Örneğin burun ameliyatı olmak için başvuran iri burunlu bir hastada aynı zamanda iri bir çene varsa hastanın sadece burnuna yapılacak bir işlem iki şekilde sonuçlanır:

    Hastanın burnu çeneyle orantılı olacak şekilde iri bırakılır ve sonuçta burun şekil olarak güzel olsa bile hastanın burnu ve çenesi eski iriliğinde kalacağı için yüz hatları kaba olur. Bu tür bir işlem sonrası hasta ve çevresi operasyonun hiçbir işe yaramadığını düşünürler çünkü iri burun hala iri burundur.

    Hastanın burnu küçültülür çenenin iriliğine göre ayarlanmaz ve sonuçta yüzle uyumlu olmayan çok güzel görünümlü olsa bile çok yapay görünen ve hastayı kesinlikle mutlu etmeyen orantısız bir burun ortaya çıkar

    Böyle bir hastada yapılması gereken işlem aynı operasyonda belki de çene ucundaki kemiğin hafifçe törpülenmesi ve yapılacak burnun yeni çeneye göre ayarlanması olmalıdır ki hasta sonuç olarak yüzüne uyumlu ve hoş bir burna kavuşsun.

    Profiloplasty ile neler yapılabilir:

    Alın:

    Özellikle erkeklerde frontal processler çıkıntılı ise törpülenebilir. Ya da alın çok düz ise yağ enjeksiyonları ile alın konveks bir şekle getirilebilir. Saç çizgisi çok aşağıda yerleşmiş hem erkek hem de kadınlarda epilasyon ile saçların alınması sağlanarak dar alın daha geniş bir hale getirilebilir ya da saçlar dökülerek saç çizgisinin gerilediği durumlarda saç ekimi yapılabilir. Tüm bu işlemler kişinin yan görünümü üzerinde belirleyici olurlar

    Kaşlar:

    Düşük kaşlara kaş asma yapılarak kaş ucunun lateral kantusa olan mesafesi artırılarak gözler açığa çıkartılabilir.

    Burun:

    Rhinoplasty işlemi ile burun küçültülebilir, büyültülebilir ucu kaldırılıp indirilebilir veya burun uzatılıp kısaltılabilir.

    Yanaklar:

    Yaşlı yüzde sarkmış olan yanaklar asılarak kaldırılabilir ya da şişman görünümlü yanaklar daha zayıf görünümlü hale getirilebilir. Elmacık kemikleri belirginleştirilip nasolabial sulkuslar silikleştirilebilir. Yanaklara dolgu yapılarak yüze daha dinlenmiş bir ifade verilebilir.

    Dudaklar:

    Anatomik olarak üst dudak hafifçe alt duağın (1-2 mm) önündedir ve alt dudak üst dudağa göre daha kalındır. Bazen rhinoplasty adayı bayanlarda işlemin en önemli noktalarından birisi dudağın dolgu maddeleri veya hastanın kendi yağları ile kalınlaştırılmasıdır. Kalın dudakların inceltilmesi de mümkün olmakla birlikte bu çok sık görülen bir durum değildir.

    Çene:

    Profiloplastyde burundan sonra en önemli etkil faktör çenenin değerlendirilmesidir. Çene ucu problemleri çok çeşitlidir:

    a. Mentumun geride olması çene yüksekliğinin normal olması

    b.Mentumun geride olması ve çene yüksekliğinin kısa olması

    c. Mentumun geride olması ve çene yüksekliğinin uzun olması

    d.Mentumun ileride olması ve çene yüksekliğinin kısa olması

    e. Mentumun ileride olması ve çene yüksekliğinin normal olması

    f. Mentumun geride olması ve çene yüksekliğinin uzun olması.

    Bu problemlerden herhangi birisi görülebilirse de ülkemizde en sık görülen deformite mentumun geride olması ve çene yüksekliğinin kısa olmasıdır. Bu kadınlarda yuvarlak bir yüze neden olarken erkeklerde de zayıf yüz hatlarına neden olur. Dolayısıyla profiloplastyde en sık uygulanan çene düzeltici yöntem augmantasyon mentoplastydir. Augmantasyon mentoplasty aşağıdaki şekillerde yapılabilir:

    i. Yağ enjeksiyonu: Hastanın bel veya karın bölgesinden ya da gıdı altından alınan yağların bazı işlemlerden geçirildikten sonra çene ucuna verilmesi

    ii. Dışardan enjeksiyon maddelerinin verilmesi: Kollagen, hyaluronic asit vb pek çok yabancı madde çene ucuna enjekte edilebilir.

    iii. Kıkırdak yerleştirilmesi.

    iv. Çene ucu protezleri yerleştirilmesi: silicon vb…

    v. Çene kemiklerinin cerrahi müdahale ile kesilerek öne doğru ilerletilmesi.

    Gıdı bölgesi:

    Submental bölgedeki yağ fazlalığı hastanın çenesinin olduğundan daha kısa görünmesine yol açar. Bu bölgeye yapılacak basit bir liposuction ya da submental yağ eksizyonu çene konturunu düzgünleştirir.
    Boyun bölgesindeki kırışık deri bayun germe operasyonu ile düzeltilebilir. Bu işlem daha çok orta yaş ve üzeri hastalarda uygulanmalıdır. Daha genç hastalarda cervikomental açının düzeltilmesi için tüm mandibula konturuna (sadece çene ucuna değil) yağ enjeksiyonu yapılması gerekebilir.

    Kulaklar:

    Kulaklar genel olarak karşıdan veya arkadan bakıldığı zaman deformiteleri daha çok görülen organlar olmakla birlikte profilden de normal anatomide tüm kulak kepçesinin kıvrımları tam olarak görülmelidir. Kepçe kulak deformitesi olan hastalarda bunun düzeltilmesi yandan görünüme büyük katkıda bulunur.

    Peki hasta kendisi için neyin doğru olduğunu nasıl anlayacak? Başvuran hastaların bir kısmı problemin sadece bir yönünü görürken bir kısmı problemi yanlış değerlendirmektedirler. Burada asıl rol plastik cerraha düşer.

    Hastanın ön, yan ve oblik resimleri çekildikten sonra bunlar üzerinde çalışmalar yapılır. Bilgisayar programları ile yapılan bu çalışmalar örneğin bir rhinoplasty adayına “size bu burnu yacerrparız şöyle güzel olursunuz böyle harika olursunuz “ demek için yapılmaz. Bu programlar hastanın gözünü boyamak için değil hastanın problemlerini ortaya koymak için tasarlanmışlardır. Bilgisayar yardımıyla yukarda bahsettiğimiz ünitelerin birbirleriyle ilişkisi ortaya konur ve açılar ile oranlar ölçülür. Ardından uygun görülen düzeltmeler yapılarak hastaya muhtemel sonuçlar sunulur. Profiloplasty buraya kadar oldukça matematiksel bir işlem iken realiteye döküldüğü zaman bir sanattır .Basit bir dolgu işlemi bir medikal estetisyen tarafından yapılabilir. Bir burun ameliyatını kulak burun boğaz doktoru yapabilir. Yanaklara dışarıdan verilecek dolgu malzemeleriyle bir dermatolog tarafından şekil verilebilir. Hatta bir oftalmolog göz kapaklarınız ve kaşlarınıza estetik operasyon yapabilir. Ancak sadece bir plastik cerrah bunların hepsini ve daha fazlasını bir arada değerlendirerek sizin için en uygun operasyon veya operasyonlar dizisini önerip uygulayabilir.

  • İzsiz Göğüs Büyütme

    Estetik cerrahi ameliyatlarında hedef mükemmeli yakalamaktır. Mükemmeli yakalamak, mümkün olduğunca doğal görünümlü bir sonuç vermek ve ameliyat edildiğine dair herhangi bir belirti oluşturmamakla mümkün olur.

    Estetik cerrahide amaç mümkün olduğunca doğal görünümü yakalamak ise ameliyat izinin varlığı doğal görünüme ve mükemmeliyete gölge düşürür.

    Estetik göğüs büyütme ameliyatlarında en küçük izi oluşturma hedefinden yola çıkarak, koltuk altında gözden uzak olan 3 cm lik kesi sonrası kalan belli belirsiz izi dahi yok edebilmek adına kişisel çabalarım ve kendi geliştirdiğim özel alet ve ekipmanlar ile 14-15 milimetre (1,4-1,5 cm) gibi yapılabilecek en küçük kesi ile “no-scar” diye adlandırılan iz bırakmayacak hale getirdim. Yapılan tüm ameliyatlarda yaklaşık 6 ay içinde izler silik hale geliyor. Bu tekniği uygulamaya başladıktan sonra yaptığım gözlemlerde izin çok küçük olmasından dolayı, diğer tekniklerde 6 ay içinde silik bir hale gelen yara izi, bu teknik uygulandığında ise tamamen görünmez hale gelir. Ameliyat yarasının 1,5 cm gibi oldukça küçük olması, iyileşmeyi de son derece hızlandırır. Bu teknik, özellikle hamileliğin ardından göğüsleri yıpranmış kadınlar için çok da uygun olmayabilir. Bu gibi durumlarda göğüsleri daha iyi toparlayabilecek farklı seçeneklerin de göz önünde tutulmasında yarar vardır. Ancak, göğüslerde herhangi bir yıpranma söz konusu değil ise, göğüslerde gevşeme, sarkma, boşalma yok ise bu teknik ile estetik, doğal görünümlü ve mükemmel sonuçlar alınmaktadır.

    Avantajları:
    1- Emzirebilme
    2- Duyu kaybı olmaması
    3- Sıfır iz
    4- Hızlı iyileşme