Etiket: influenza

  • Grip Aşısı Olmak İçin Geç mi?

    Grip Aşısı Olmak İçin Geç mi?

    Türkiye genelinde bir süredir etkili olan grip salgınından korunmak için özellikle risk grubunda yer alanların aşılanması gerektiği bildirildi.

    Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İftihar Köksal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, geçen yılla kıyaslandığında ciddi grip salgını yaşandığını, özellikle son 15-20 gündür vaka sayısında büyük artış gözlendiğini söyledi.

    Grip virüsünün yol açtığı salgının giderek artacağını, çünkü her gün polikliniklere gelen vaka sayısının arttığını ifade eden Köksal, “H3N2 virüsü, geçen yıllar çok korkulan H1N1, yani domuz gribinden biraz farklı. Bu, domuz gribinin majör, yani küçük bir değişime uğramış variant hali ama inanın geçen seneki griplere göre, hatta domuz gribinden bile daha ağır ve uzamış klinik seyir izliyor” dedi.

    Köksal, grip virüslerinin insanları hastalandırma kapasitesinin çok yüksek olduğunu ve solunum yolu hücrelerine tutunduklarını, sonra da hastalık yapıcı maddelerini aktararak solunum yollarında ciddi hastalıklara yol açtığını anlatarak, şunları söyledi: “H3N2 virüsü oldukça ağır klinik tablo ortaya çıkarmaktadır. Özellikle çocuklar ve yaşlıları etkileyen hastalık, başlangıç olarak diğer grip türlerinden pek farklı değil.

    Halsizlik, yüksek ateş ve boğazda yanma ilk belirtiler

    Hastalık etkeni virüsün kolayca alt solunum yollarına inerek akciğerleri etkilediğini vurgulayan Köksal, şöyle devam etti:

    “Özellikle de risk grubunda olan yaşlılar, şeker, kalp, akciğer ve kanser hastaları ile çocuklar, gebeler, sigara içenler ve aşırı alkol tüketenlerde hastalık biraz daha ağır seyrediyor. En korktuğumuz nokta akciğerlerin etkilenmesi çünkü grip çok ağır seyirli zatürredir ve ölüme kadar gidebilir. Bunun için uzamış belirtileri olan hastaların kendi kendilerine ilaç almaksızın mutlaka sağlık kuruluşuna başvurmaları gerekir.”

    Hastaneye müracaatta yüzde 20-30 oranında artış yaşandı

    Köksal, gribin tedavisi olan ve korunulabilen hastalık olduğuna dikkati çekerek, “Tedavide kesinlikle antibiyotik kullanılmaması gerekiyor. Antibiyotiklerin bir etkisi olmadığı gibi ileride gelişebilecek komplikasyonlarda direnç gelişmiş olacağı için tercih edebileceğimiz antibiyotik kalmayacak. İlk 48 saat içinde antiviral ilaçların alınması, hastalığın klinik seyrini ciddi oranda etkilemekte ve iyileştirmektedir” diye konuştu. Gribin bu kadar yaygın görülmemesi gerektiğine işaret eden Köksal, şunları kaydetti:

    “Geçen seneki aşılama oranları ile bu sene ki oranlara baktığımda yüzde yüze yakın düşüş olduğunu görüyorum. Bu çok önemli bir nokta. Geçen yıl domuz gribinden korkulduğu için büyük bir kesimi rahatlıkla aşıladık ama bu sene sanki domuz gribi bitti başka da grip olmayacak gibi, bırakın normal insanları risk grubunu oluşturan, beraberinde de altta yatan başka hastalığı olan kişilerin dahi öykülerini aldığımızda aşılanmadıklarını üzülerek öğrenmiş bulunuyoruz. Hala geç değil, aşılanmamış, özellikle risk grubunu oluşturan grupların mutlaka aşılarını yaptırması gerekiyor.”

    Grip mevsimi boyunca aşı yapılabilir

    Köksal, hastaneye müracaatta yüzde 20-30 oranında artış yaşandığını dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Grip solunum yoluyla bulaşan bir hastalıktır. Sosyal öpüşme, tokalaşma gibi davranışlar bulaşmaya yol açabilir. Onun için ellerin sık sık yıkanması, hasta olanların mümkünse maske takarak iş yerine ya da okula gitmeleri basit korunma yollarıdır. Ellere değil de bükülen kolun iç kısmına hapşırılması, ellerin temiz kalması açısından bir parça önem arz etmektedir. Ellerini sık yıkama şansı olmayanlar, dezenfektan ürünleri kullanabilirler. Yarıyıl tatilinin geliyor olması, hastalığın yayılma hızını biraz düşürecektir ama şu anda hastalık pik noktasına gelmedi, artarak devam ediyor.”

    Kimler grip aşısı yaptırmalı?
    6 ay-18 yaş arası çocuklar ve gençler
    Kronik akciğer hastalığı olanlar ( Kronik bronşit, Astım vb.)
    Bütün kalp damar hastaları (Yalnızca Hipertansiyonu olan hastalaarda mutlak zorunlu değildir)
    Kronik böbrek, karaciğer hastalığı ve şeker gibi metabolik hastalığı olanlar
    Vücudu savunma sistemini zayıflatan kortizon veya immunsupresif denilen ilaçları kullananlar
    AIDS, kanser gibi vücudu direncini düşüren hastalığı olanlar
    Solunum sistemi çalışmasını bozan akciğer dışı hastalığı olanlar (Omurilik felçlileri, kas ve sinir sistemi hastalığı olanlar)
    Huzurevi ve bakımevinde kalanlar
    Hamileliğinde 3 ayı tamamlayan tüm hamileler
    Grip sezonu (sonbahar ve kış) hamile kalma olasılığı olanlar
    50 yaş üstü erişkinler
    Sağlık personeli ve itfaiye polis gibi önemli, yaygın kamu hizmeti yapanlar

    Gri aşısını kimler yaptıramaz?

    Piyasada ölü virüslerle yapılan ‘Split inaktif’ denilen aşı yaygındır ve güvenle yapılabilir. Zayıflatılmış virüslerle yapılan ve burundan sprey şeklinde verilen canlı aşılar ise doktora danışılmadan yapılmamalıdır. Bu aşılar bazı gruplara yapılmamaktadır. Bu gruplar şu şekilde sıralanabilir:
    Yumurtaya ciddi alerjisi olanlar
    Daha önce grip aşısına alerjik reaksiyon gösterenler
    Grip aşısından 6 ay sonraya kadar olan dönemde Guillan Barre denilen kas hastalığı geçirmiş olanlar
    6 aydan küçük çocuklar
    Ateşli hastalık geçirenler (Ateşli hastalık tamamen düzelene kadar aşı yapılmaz)

  • Keçi değil, mevsimsel grip

    Korunmanın en etkili yolu aşı

    Keçi değil, mevsimsel grip

    Keçi değil, mevsimsel grip | 1İstanbul Medipol Hastanesi Dahiliye Uzmanı Dr. Ayşe Çakmakçı, son günlerde yaygınlaşan grip vakalarından korunmanın en etkili yolunun zamanında yaptırılan grip aşısı olduğunu söyledi.

    Bu salgınların yeni bir virüs olmadığını, mevsimsel grip olduğunu hatırlatan Çakmakçı, geçen yılı “domuz gribi” ile geçiren halkımızın, bu yıl ki gribe uzun süre geçmediği için “keçi gribi” adını verdiğini söyledi.

    Çakmakçı, “Tıp dilinde influenza denilen grip; çeşitli seviyelerde yıllık salgınlarla ve beklenmedik dünya çapında salgınlarla ortaya çıkan akut ateşli solunum yolu hastalığıdır” dedi.

    “Ateş, üşüme, titreme, baş ağrısı, kas ağrısı, kırıklık, yaygın vücut ağrısı gribin en temel özelliğidir” diyen Çakmakçı, tedavinin en önemli kısmının korunma olduğunu söyledi.

    Gribi önlemenin asıl yolunun grip aşılarının kullanılması olduğunu belirten Çakmakçı, “Grip aşılarının %70-90 oranında koruma gücü vardır. Güçten düşürücü hastalığı olanlarda, kemoterapi olanlarda, bakım evlerinde kalanlarda koruma oranı daha düşüktür. Ancak bu gruptaki hastalarda dahi hastaneye yatış ve zaturreyi %50-60 oranında önlerken griple ilişkili ölümleri %70-80 oranında azaltır. Aşı; grip mevsiminden önce son baharda Ekim- Kasım aylarında yapılmalıdır. Yumurta alerjisi olanlara yapılmamaktadır” diye konuştu.

    Aşı önerilen kişiler;
    • 50 yaş ve üzeri kişiler,
    • Bakım evlerinde kalanlar ve diğer kronik bakım hastaları,
    • Kronik akciğer (astım) ve kalp hastalığı olanlar,
    • Böbrek hastalığı, şeker hastalığı, kas hastalığı, nörolojik hastalık gibi sürekli hastalığı olanlar,
    • Gebeliğin 4-9 ayları grip salgın dönemine denk gelenler,
    • 6 ay ve 5 yaş arası çocuklar,
    • Sağlık çalışanları,
    • Yukarıda sayılan hastalığı olanlara evde bakım sağlayanlara
    • Tropikal bölgelere gidenlere, seyahat edenlere,
    • Yatılı kalan öğrencilere,
    • Grip riskini azaltmak isteyen her hangi biri.

    Antibiyotiklerin; ancak grip üzerine eklenen bakteriyel enfeksiyonlarda doktor tarafından verildiğinde kullanılması gerektiğini hatırlatan Çakmakçı, şu uyarılarda bulundu: “Hastalığa yakalananlar, belirtilerin başlamasında 1 gün öncesi ve 7 gün sonrasına kadar bulaştırıcıdırlar. Küçük çocuklar 10 güne kadar bulaştırıcı olabilirler. Hastalık belirtisi devam ettiği sürece potansiyel bulaştırıcı kabul edilmelidir.

    Öksürük ve hapşurma sırasında ağız ve burun, tek kullanımlık kağıt mendil ile kapatılmalıdır. Mendil yoksa kolunuzun iç kısmına hapşurulmalı, mendil çöp sepetine atılmalıdır. Eller sıklıkla yıkanmalı, su – sabun – el antieptikleri bu amaçla kullanılabilir. Diğer kişilerle temastan mümkün olduğunca kaçınmak gerekmektedir. En iyi koruma yollarından biri ise bulunduğumuz ortamın havalandırılması, dengeli – iyi beslenme, bol C vitaminidir.”

    Mevsimsel gripte ölüm oranının çok düşük olduğunu da dile getiren Çakmakçı, çoğu hastanın tamamen iyileştiğini de sözlerine ekledi.