Etiket: infertilite

  • ICSI ve IVF Arasındaki Farklar ve Karşılaştırması

    ICSI ve IVF Arasındaki Farklar ve Karşılaştırması

    Bu makalede, icsi ve ivf arasındaki farkları anlamak için bir adım atacak ve bu teknolojilerin çiftler için sağladığı çözümleri detaylı bir şekilde keşfedeceğiz.

    Tüp bebek ve mikroenjeksiyon gibi üreme teknolojileri, günümüzde çocuk sahibi olmak isteyen çiftlerin umut kapılarını aralamıştır. Bu teknolojik yöntemlerden iki önemli olanı, icsi (mikroenjeksiyon) ve ivf (tüp bebek), infertilite sorunu yaşayan çiftlere yeni bir umut ışığı sunar. Ancak, icsi ve ivf, sıklıkla karıştırılan terimler olup, her birinin benzersiz özellikleri vardır.

    Günümüzde, çiftlerin çocuk sahibi olma süreçlerinde başvurdukları birçok üreme teknolojisi bulunmaktadır. Bu teknolojilerden iki tanesi de ICSI (Mikroenjeksiyon) ve IVF (Tüp Bebek) yöntemleridir. Hem ICSI hem de IVF, infertilite sorunu yaşayan çiftlere umut vadeden çözümler sunar, ancak bu iki teknik arasındaki farklar sıklıkla karıştırılır. Bu makalede, ICSI ve IVF’nin nasıl çalıştığı ve aralarındaki temel farklar nelerdir, detaylı bir şekilde ele alınacaktır.

    ICSI (Mikroenjeksiyon) Nedir?

    ICSI, “intrasitoplazmatik sperm enjeksiyonu”nun kısaltmasıdır. Bu yöntem, IVF’nin bir aşaması olarak uygulanır. Temelde, bir sperm hücresinin, bir mikroenjeksiyon iğnesi aracılığıyla doğrudan bir yumurta hücresine enjekte edilmesini içerir. Bu, sperm hücresinin kendi başına yumurtayı dölleme yeteneğine sahip olmadığı durumlarda kullanılır. ICSI, erkek infertilitesi durumlarında ve sperm hücrelerinin sayısı veya hareketliliği düşük olduğunda etkili bir çözüm sunar.

    IVF (Tüp Bebek) Nedir?

    IVF, “in vitro fertilizasyon”un kısaltmasıdır. Bu yöntem, yumurta ve sperm hücrelerinin vücut dışında bir laboratuvar ortamında birleştirilip döllenme işleminin gerçekleşmesini içerir. IVF süreci, kadının yumurtalıklarından alınan yumurtaların erkekten alınan spermle bir araya getirilmesiyle başlar. Döllenmiş yumurta embriyo olarak adlandırılır ve rahime transfer edilir. IVF, çeşitli üreme problemleri olan çiftlere yardımcı olabilir, ancak doğal yollarla gebelik elde etmede zorluk yaşayan çiftler için bir seçenek olarak öne çıkar.

    Oku: Tüp Bebek Tedavisine Dair Herşey!

    ICSI ve IVF Arasındaki Farklar

    ICSI ve IVF Arasındaki Farklar
    ICSI ve IVF Arasındaki Farklar

    IVF ve ICSI arasındaki temel fark, IVF’nin doğal sperm penetrasyonu yoluyla gerçekleşmesi, buna karşın ICSI’de ise sperm, mikroskop altında dikkatle seçilip küçük bir cam iğne ile alındıktan sonra bir embriyolog tarafından titizlikle bir yumurtaya enjekte edilmesidir.

    1. Döllenme Yöntemi: Temel fark, döllenme sürecindedir. IVF’de, sperm ve yumurta bir araya getirilir ve doğal olarak döllenmeleri beklenir. Ancak ICSI’de, bir laboratuvar teknisyeni tarafından sperm manuel olarak seçilir ve yumurtanın içine enjekte edilir.
    2. Sperm Kalitesi: ICSI, düşük sperm kalitesi durumlarında etkili bir çözüm sunar. IVF, sperm hücrelerinin daha güçlü olması durumunda tercih edilebilir.
    3. Uygulama Alanları: ICSI, erkek infertilitesi durumlarında ve sperm sayısı düşük olduğunda daha yaygın olarak kullanılırken, IVF çeşitli üreme sorunlarına sahip çiftlere genel bir çözüm sunar.
    4. Başarı Oranları: Başarı oranları her iki yöntemde de çiftin özel durumuna bağlı olarak değişebilir. Ancak bazı durumlarda, özellikle düşük sperm kalitesi durumlarında, ICSI’nin başarı oranları daha yüksek olabilir.

    Forum: IVF (IVF + ICSI). Kaçıncı denemede hamile kaldınız? Tıklayın!

    Sonuç olarak

    ICSI ve IVF, çiftlere çocuk sahibi olma şansı sunan etkili üreme teknolojileridir. Hangi yöntemin seçileceği, çiftin özel durumuna ve infertilite nedenine bağlı olarak değişir. Uzman tavsiyesi almak ve çiftin bireysel ihtiyaçlarına en uygun olanı seçmek, başarı şansını artırabilir.

    Bu makale, ICSI ve IVF arasındaki farkları açıklamaya yönelik bir rehber olabilir. Ancak, özel bir tıbbi durum söz konusu olduğunda, her zaman uzman bir sağlık profesyoneliyle iletişime geçmek önemlidir.

    Oku: Hangi Durumlarda Mikroenjeksiyon (ICSI) Yöntemine Başvurulur?

    Sıkça Sorulan Sorular: ICSI vs. IVF

    Hangisi daha iyi, ICSI mi yoksa IVF mi?

    ICSI ve IVF, çiftlerin üreme sorunlarına özel olarak uygulanan tekniklerdir. Hangi yöntemin daha iyi olduğu, çiftin özel durumuna ve infertilite nedenine bağlıdır. İleri sperm problemleri olan çiftlerde ICSI daha etkili olabilir, ancak her durum farklıdır.

    ICSI’nin IVF’ye göre avantajları nelerdir?

    ICSI’nin avantajları, özellikle erkek faktörlü infertilite durumlarında belirginleşir. Sperm sayısı veya hareketliliği düşük olan durumlarda, ICSI sperm hücrelerini doğrudan yumurtaya enjekte etme avantajına sahiptir, bu da döllenme şansını artırabilir.

    ICSI her zaman daha mı iyi?

    Hayır, ICSI her durumda daha iyi değildir. Çiftin infertilite nedenine bağlı olarak, IVF veya ICSI’nin hangisinin daha uygun olduğunu belirlemek önemlidir. Genel olarak, ICSI, sperm kalitesi düşükse veya sperm sayısı azsa daha sık tercih edilir.

    ICSI IVF’den daha mı pahalıdır?

    Evet, genellikle ICSI, IVF’ye göre daha maliyetlidir. ICSI, daha fazla laboratuvar işlemi ve uzmanlık gerektirdiği için tedavi maliyetini artırabilir. Ancak, çiftin durumuna ve ihtiyaçlarına bağlı olarak, bu maliyet farkı tedavinin başarısını sağlamak adına önemli olabilir.

    ICSI ve IVF, her çift için farklı sonuçlar doğurabilir, bu nedenle hangi yöntemin seçileceği konusunda uzman bir doktorun önerisi önemlidir.

  • Miyomlar ve Kısırlık Arasında Bir Bağlantı Var mı?

    Miyomlar ve Kısırlık Arasında Bir Bağlantı Var mı?

    Yakın zamanda bir rahim fibroid (miyom) teşhisi aldıysanız, bu durumun gelecekteki hamilelikleri önleyebileceğinden endişeleniyor olabilirsiniz. Miyomlu birçok kadının başarılı bir şekilde gebe kaldığını ve sağlıklı hamilelikler geçirdiğini anlamak önemlidir. Bununla birlikte, rahim fibroidlerinin bazen doğurganlığınızı etkileyebileceği doğrudur. Neyse ki, doğru miyom tedavisi rahminizin sağlığını ve işlevini korumaya yardımcı olabilir. Miyomlar ve kısırlık arasındaki bağlantı hakkında daha fazla bilgi edinmek için okumaya devam edin.

    Miyomlar ve Kısırlık

    Rahim fibroidleri genellikle rahim içinde veya çevresinde gelişen iyi huylu büyümelerdir. Miyomlar, rahim içindeki endometriyal astar boyunca veya rahim kaslarında oluşabilir. Bazı durumlarda, miyomlar rahmin dışı boyunca da büyüyebilir. Karın veya pelvik boşluğa bile çıkabilirler. Miyomlar bağımsız olarak veya gruplar halinde büyüyebilir ve boyut veya şekil bakımından değişiklik gösterebilir.

    miyom kısırlık infertilite
    miyom kısırlık infertilite

    Miyomlu birçok kadın hamileliklerini gebe bırakabilir ve dönemine kadar sürdürebilir. Miyomunuz varsa, kısırlıktan veya hamilelikle ilgili komplikasyonlardan muzdarip olacağınız kesin değildir, ancak miyomların bazen bir kadının doğurganlığını etkilediğini anlayın. Miyomlu Hatunlar Kulübü göz atabilirsiniz.

    Fibroid konumu, kısırlığın olup olmayacağını belirleyen şeydir. Türler şunları içerir:

    • Subserosal: Rahmin dış duvarında bulunur
    • İntramural: Rahim duvarının kas katmanlarında bulunur
    • Submukozal: Rahim boşluğunda bulunur

    Miyomlar infertilite hastaların% 5-10’unda bulunur ve % 1-2.4’ünde infertilitenin tek nedeni olabilir. Myomlar, fallop tüplerini tıkayarak ve gamet taşınmasını bozarak kısırlığa neden olabilir.

    Miyomlar Kısırlığa Nasıl Neden Olur?

    Miyomlara bağlı kısırlık, miyomlarınızın nasıl ve nerede büyüdüğüne bağlıdır. Miyomu olan birçok kadın hamile kalırken, diğerleri zorluklarla karşılaşabilir. Örneğin, submukozal fibroidler olabilir implantasyon ve embriyo gelişimini bozan olabilir infertilite ya da gebelik yol komplikasyonlar.

    miyomlar ve kısırlık
    miyomlar ve kısırlık

    Miyom tümörlerinin kısırlığa yol açabileceği diğer yollar şunlardır:

    • Serviksinizin şeklini değiştirmek, daha az spermin girmesine izin vermek
    • Sperm veya embriyonun hareketini engelleyen rahim şeklinin değiştirilmesi
    • Fallop tüplerinin bloke edilmesi
    • Rahim boşluğu zarının boyutunu etkilemek
    • Rahim boşluğuna kan akışını azaltmak, böylece embriyonun implante olmasına izin vermez

    Miyomlar Doğurganlığı Nasıl Etkiler?

    Bazı miyomlar fallop tüplerinizi tıkayabilir ve döllenmenin gerçekleşmesini önleyebilir. Gebe kalsa bile, rahmin boş alanında büyüyen submukozal miyomlar da döllenmiş yumurtanın rahim duvarına yapışmasını engelleyebilir.

    miyomlar ve kısırlık
    miyomlar ve kısırlık

    Bazı miyomlar rahminizin şeklini bozabilir. Hamile kalırsanız, bebek anormal bir pozisyona zorlanabilir. Bu bazen plasental abruption veya erken doğumu tetikleyebilir.

    Miyom teşhisi konduysanız ve gelecekte hamile kalmayı planlıyorsanız, seçeneklerinizi doğum uzmanı-jinekoloğunuz ile görüşmeniz önemlidir. Miyomlar sağlıklı bir hamilelik yaşamanızı engellemez, ancak hamile kalmaya çalışmadan önce tedavi görmeniz gerekebilir. Hamileliğiniz sırasında ve sonrasında da ekstra bakıma ihtiyacınız olabilir. Miyom teşhisi konduktan sonra hamile kalırsanız ne bekleyeceğinizi size bildirebilir.

    Miyomlar Cinsel Yaşamımı Etkiler mi?

    Aile planlaması ile ilgili endişelerin yanı sıra, miyomlar ilişkiyi etkileyebilir . Miyomlu bazı kadınlar, pelvislerinde veya alt karınlarında önemli ağrı hissederler. Bu ağrı penetrasyon sırasında daha kötü olabilir. Miyomlu birçok kadının aktif ve zevkli cinsel yaşamları vardır, ancak miyomlar bazen seks yapmayı zorlaştırabilir. Miyom semptomlarınız yaşam kalitenizi etkiliyorsa, tedavi rahatsızlığınızı hafifletmeye yardımcı olabilir.

    Miyom Kısırlık Tedavisi Seçenekleri Nelerdir?

    Birçok farklı rahim fibroid tedavisi seçeneği mevcuttur. Uzun yıllar rahim fibroidleri için histerektomiler ilk basamak tedaviydi, ancak artık durum böyle değil. Histerektomiler hala bazen şiddetli miyom vakalarında kullanılmaktadır.

    miyom kısırlık tedavisi
    miyom kısırlık tedavisi

    Gelecekte hamile kalmak istemeyen kadınlar için de iyi bir seçenek olabilir, ancak miyom tedavisi artık hastaların gelecekteki gebelikleri için tüm umutlarından vazgeçmesini gerektirmez. Artık çeşitli rahim koruyucu tedaviler var.

    Miyomektomi

    Miyomektomi, sağlıklı rahim dokusunu korurken, fibroidleri cerrahi olarak çıkarır. Bu prosedürün kapsamı, miyomlarınızın boyutuna ve konumuna bağlı olarak değişebilir. Bazı miyomektomiler açık abdominal cerrahiyi içerirken diğerleri daha az invazivdir. İyileşme süresi ve cerrahi riskler, ameliyatın kapsamına göre değişir.

    Miyoliz

    Miyoliz, minimal invaziv bir laparoskopik prosedürdür. Bu prosedür sırasında, doktorunuz fibroid dokusunu dondurmak ve yok etmek için bir elektrik akımı kullanır. Miyolizin doğurganlık üzerindeki uzun vadeli etkileri tam olarak incelenmemiştir. Gelecekteki hamilelikleri planlıyorsanız, bu prosedürün gebe kalma yeteneğinizi etkileyip etkilemeyeceğini kadın hastalıkları uzmanına veya radyoloğunuza sormalısınız.

    Endometriyal Ablasyon

    Endometriyal ablasyon, rahim zarını tahrip ederek miyomları veya anormal kanamayı tedavi eder. Bu tedavi kanama sorunlarının giderilmesinde oldukça etkilidir ancak genellikle kısırlığa neden olur. Nadir durumlarda endometriyal ablasyon sonrası gebelik oluşabilse de gebelik komplikasyonları riski yüksektir. Doktorunuz, endometriyal ablasyondan sonra gebeliği önlemek için sterilizasyon veya uzun süreli doğum kontrolü önerebilir.

    Uterin fibroid embolizasyonu

    Uterin fibroid embolizasyonu, açık ameliyattan kaçınmak ve rahmini korumak isteyen kadınlar için en iyi seçeneklerden biridir. Uterin fibroid embolizasyonu minimal invazivdir. Prosedür, miyomlara kan akışını engelleyerek miyomları küçültür.

    Çoğu durumda, Uterin fibroid embolizasyonu geçiren kadınlar hala hamile kalabilir. Uterin fibroid embolizasyonu belirli hamilelik komplikasyonları riskinizi artırabilir, ancak birçok kadın Uterin fibroid embolizasyonu sonra başarılı bir hamilelik geçirir. Gelecekte hamile kalmayı umuyorsanız, bir doğum uzmanı bu prosedürle ilişkili olası riskleri gözden geçirmenize yardımcı olabilir.

    Bir önceki makalemizde Miyom Tedavisinde Kullanılan İlaç İsimleri‘ne göz atabilirsiniz.

  • Hangi Kısırlık Vakasına Hangi Tedavi Uygulanmalı?

    Hangi Kısırlık Vakasına Hangi Tedavi Uygulanmalı?

    Kısırlık duygusal sağlığınız üzerinde büyük bir yük oluşturabilir ancak kısırsanız ve bebek sahibi olmayı umuyorsanız umutlanmanız için pek çok seçenek var. Bilim gelişmeye devam ediyor, tedavi seçenekleri daha iyi hale geliyorlar ve daha fazla bebek her sene aşağıdaki listede bulunan tekniklerden bir tanesi kullanılarak doğuyor. Hatta kısırlık yaşayan çiftlerin yarısından fazlası tedaviden sonra hamile kalabiliyor ve bunda tüp bebek gibi yüksek teknolojili ve pahalı tedaviler de dahil değil.

    Hangi Kısırlık Vakasına Hangi Tedavi Uygulanmalı?

    Hangi tekniğe ihtiyaç duyacağınız kısırlık sebebinize ciddi anlamda bağlı. Ne kadar masrafı olacağı da nerede yaşadığınız gibi bazı faktörlere göre değişebiliyor.

    Doğurganlık Hapları

    dogurganlik_haplari_nelerdir.jpg

    Nasıl çalışır: Enjeksiyon veya hap formunda alınan bu ilaçlar yumurta üretimini arttırmak için ovülasyonu başlatan hormonlar salgılarlar ve rahmi embriyo yerleşimine daha uygun hale getirirler.

    Kimler için iyi: Düzenli olarak yumurtlamayan kadınlar ve sperm kalitesi düşük eşlerin olduğu vakalarda. Eğer hasarlı veya tıkanmış fallop tüpleri ile endometriyoz kaynaklı skarlaşma varsa kaçının.

    Başarı oranları: Hapları alan ve yumurtlayan kadınların %40-45’i hamile kalıyor, iğne olanlarda ise %50’ye kadar başarı oranları mevcut.

    Artıları: Bu ilaçlar genelde kısırlık tedavisinde ilk seçenektirler çünkü maliyetleri düşüktür ve kullanılmaları kolaydır.

    Eksileri: Şişkinlik, baş ağrıları, sıcak basması ve bulantılar. Yan etkiler iğnelerde daha kötüdürler ve çoklu doğum, erken doğum ve büyük ovaryen kistlerin oluşumu ortaya çıkabilir.

    Suni Döllenme

     

    sunni_dollenme.jpg

     

    Nasıl çalışır: Özel olarak hazırlanmış sperm, ince, esnek bir alet vasıtasıyla doğrudan rahme yerleştirilir ve en yaygın doğurganlık yöntemidir. Eğer bu yöntemi seçerseniz doktorunuz doğurganlık haplarını da alarak döllenme şansınızı arttırmanızı isteyebilir.

    Kimler için iyi: Erkeğin spermlerinin hareketleri yavaşsa veya kalite düşükse, ayrıca sperm adedi düşükse iyidir. Partnerinin spermlerine karşı antikorlar üreten kadınlar veya vajina sıvısı çok yoğun, asidik veya yetersiz olduğundan spermlerin yumurtaya ulaşmakta zorlandıkları kadınlarda da kullanılır.

    Başarı oranları: Kadının yaşına ve erkeğin sperminin kalitesine bağlı ancak genel olarak her denemede %15-20 başarı oranı mevcut, 6 denemeden sonra %60-70 civarında başarı oranı yakalanıyor.

    Artıları: Doktorun ofisinde yapılabilecek basit bir prosedür.

    Eksileri: Doğurganlık haplarının muhtemel yan etkilerine bağlı olarak çoklu doğuma sebep olabilir.

    Tüp Bebek Tedavisi

    tup_bebek_tedavisi_kisirlik.jpg

     

    Nasıl çalışır: Çok adımlı bir işlemdir ve bu süreçte yumurtalarınız toplanır, laboratuvarda spermle döllenirler. Embriyolar geliştikleri zaman bir veya iki tanesi rahme implante edilirler, geri kalanı ise depolanır.

    Kimler için iyi: Endometriyoz skarları, tıkalı veya ağır hasarlı fallop tüpleri olan kadınlar ile yaşı ilerlemiş olanlar. Ayrıca açıklanamaz kısırlık sahibi çiftler ile çok düşük sperm kalitesine sahip erkeğin olduğu vakalarda.

    Başarı oranları: Yaşa göre değişir. Yaşı 35’in altındaki kadınların %41’i, 35-37 yaş aralığındakilerin %32’si, 38-40 yaş aralığındakilerin ise %23’ü hamile kalır.

    Artıları: Ciddi doğurganlık problemleri olan çiftler ebeveyn olabilirler.

    Eksileri: Tedavi maliyetli ve fiziksel olarak yorucudur. Ayrıca her denemeden önce bir doğurganlık ilacı kullanımı gerektirebilir.

    Taşıyıcı Annelik

     

    tasiciyi_anne.jpg

     

    Nasıl çalışır: Taşıyıcı anne, bebeği başka bir kadın için taşır. Yapay döllenme ile taşıyıcı anne hamile kalır, bu sırada babanın spermi veya tüp bebek tedavisi gibi çiftin embriyosu kullanılır.

    Kimler için iyidir: Hastalık, histerektomi veya kısırlık nedeniyle bebek taşıyamayan anneler. Nadiren de olsa iki partner de kısırsa kullanılabilir.

    Başarı oranları: Yumurta ve sperm kalitesine bağlı. Ortalama olarak canlı doğum oranı deneme başına %5-%30 civarında.

    Artıları: Doğurganlık problemi olan çiftler hamilelik elde edebilirler.

    Eksileri: Maliyetler yüksek. Çiftler hamilelik yokmuş gibi hissedebilirler. Ayrıca pek çok yasal yükümlülük ile uğraşmak zorunda kalırlar.

    Üreme Sistemi Ameliyatı

    ureme_sistemi_Ameliyati.jpg

    Nasıl çalışır: Ameliyat ile anatomik bozukluklar, skarlar ve tıkanmalar hem erkek hem de kadında tedavi edilirler.

    Kimler için iyidir: hastalık veya anormallik tanısı alan çiftler.

    Başarı oranları: Rahatsızlığa ve ağırlığına, ayrıca yaşa bağlı. Bir çalışmada endometriyoz için laparoskopik tedavi gören kadınların, bu tedaviyi almayanlara göre iki kat daha fazla hamilelik oranları yakaladıkları görülmüş.

    Artıları: Hastalıkla bağlantılı ağrı ve rahatsızlıkları gözardı edersek, hamilelik ihtimalini arttırabilir.

    Eksileri: Bazı ameliyatlar diğerlerinden daha kapsamlıdır ve bu da riski, maliyeti ve istirahat sürecini uzatır.

    Gamet İntrafallopian Transfer

    Nasıl çalışır: Kadından yumurtalar toplanır, bunlar erkeğin spermlerinin bulunduğu petri kabında karıştırılırlar ve sonra direkt olarak döllenmenin olacağı fallop tüplerine aktarılırlar.

    Kimler için iyidir: Kadının en az bir fallop tüpünün çalıştığı vakalarda veya erkekte az sperm adedi ile zayıf hareketlilik olduğu zaman. Ayrıca dini ve ahlaki sebeplerden dolayı tüp bebek tedavisini reddedenler ile açıklanamayan kısırlığı olanlar.

    Başarı oranları: Bir denemede %25-30 oranında hamilelik yakalanıyor, genç, sağlıklı kadınların başarı ihtimali daha fazla.

    Artıları: Doğal bir ortamda döllenmenin gerçekleşmesini sağlar.

    Eksileri: Döllenmenin olduğuna dair hemen bir onay gelmez. Tüp bebek tedavisinden daha karmaşıktır çünkü tüplere yumurta ile spermin yerleştirilmesi için laparoskopi gerekir. Birden fazla yumurta kullanılırsa ki genelde olur, çoklu doğum riski normalden yüksektir.

    Zigot İntrafallopian Transfer

    Nasıl çalışır: Tüp bebek tedavisi gibidir ancak bu durumda embriyo rahme değil fallop tüplerine aktarılır.

    Kimler için iyidir: Açıklanamayan kısırlık sahibi çiftler veya erkekte düşük sperm adedi olan vakalarda. Kadının en azından bir tüpünün açık olması veya yumurtlama problemleri olması gerekli.

    Başarı oranı: Çoğu yardımcı üreme tekniğinde olduğu gibi yaşa ve sağlığa bağlı. Genel olarak deneme yapanların %36’sı hamile kalırken, %29’u doğum yapıyor.

    Artıları: Yumurta-sperm karışımının döllenmesi, fallop tüplerine yerleştirilmeden önce bilinir. Bu nedenle daha az yumurta kullanılabilir ve bu da çoklu doğum riskini azaltır.

    Eksileri: Laparoskop kullanıldığı için müdahaleci bir operasyondur ve bu da diğer tedavilere göre risk ve maliyetleri artırır. Bu yöntem ve gamet intrafallopian transfer yöntemi nadiren kullanılır.

    Kaynak: Prof. Dr. Bülent Tıraş

    Tüp Bebek Nedir? Tüp Bebek Tedavisi Nasıl Yapılır? Tıklayın !

    Erkek kısırlığında hangi tedavi yöntemleri mevcuttur? Tıklayın !

    Hangi Yumurtalık Kistleri Kısırlığa Sebep Olur? Tıklayın !

  • Varikosel nedir, nasıl tedavi edilir?

    Varikosel nedir, nasıl tedavi edilir?

    Varikosel düzenli cinsel ilişkiye rağmen çocuk sahibi olamayan ve kısırlık riski olan kişilere koyulan teşhistir. Kısırlık sorunu yaşayan erkeklerin yaklaşık olarak yüzde 30’unda varikosel teşhis edilmektedir. Varikosel sorununda testis toplardamarların bacaklardaki varis sorunlarında olduğu gibi genişlemesi söz konusudur. Genel olarak varikosel sorununa yol açan en önemli unsurlar testis ısısındaki kalıcı bozulmalar olmaktadır. Genel itibari ile kirli kan içinde biriken toksik maddeler testislerde toplanır. Bu sebeple de testis kan akımında bozulmalar meydana gelir. Varikosal genel anlamda belirti veren ve tedavi edilebilen bir sağlık sorunudur. Varikosel belirtileri ise:

    • Testis ve peniste şişlikler,
    • Testiste kabarıklık,
    • Testislerde ağrı

    Varikosel sebebiyle damarlarda meydana gelen genişlemeler, dışardan da fark edilecek kadar belirginleşmeye başlar. Özellikle de testislerin şişmesinin yanı sıra terleme ve sıcaklık hissi de yaygın şekilde yaşanır.

    Varikosel Ağrılı Mıdır?

    Varikosel ağrısı genel olarak rahatsız edici olmaktadır. Testislerde meydana gelen ve künt niteliğinde olan ağrılardır. Bu ağrı genellikle kasık bölgelerinde ve testislerde yoğun şekilde hissedilir. Genel olarak varikosel kaynaklı ağrılar yalnızca doktor önerisi ile verilen ağrı kesiciler ile geçmektedir.

    Varikosel nedir, nasıl tedavi edilir? | 1

    Varikosel Sebepleri Nelerdir?

    Varikosel sebepleri genel olarak net olarak açıklanamamıştır. Genel itibari ile toplumda kısırlık sorunu yaşayan erkeklerin yüzde 30’unda varikosel olduğu teşhis edilir. Varikosel genellikle testislerin sol tarafında görülmektedir. Nadir durumda da hem sağ hem de sol testiste varikosel olabilir.

    Varikosel için Risk Faktörleri Nelerdir?

    Varikosel risk faktörleri genellikle genetik olarak belirlenmektedir. Risk faktörlerini arttıran unsurlar:

    • Kilolu olmak,
    • Karın içi basıncının artmasına sebep olacak kadar yoğun spor ve egzersiz yapan kişiler,
    • Kronik astı ve kronik öksürük varikosele yol açabilir.

    Bu sebeplerin yanı sıra ayakta kalınması gereken mesleklerde varikosel görülmesi daha yaygındır. Varisi olan erkeklerin büyük bir kısmında varikosel sorunu da söz konusudur. Ailesinde genetik olarak varikosel olan kişiler için varikosel riski oldukça yüksektir. Varikosel kısırlık sebebi olsa da tedavisi yapılabilir. Varikosel için en etkili tedavi yöntemi ameliyattır.

    Varikosel ile Mücadele Edenler Tıklayın !

    Varikosel Ameliyatından Sonra Hamile Kalanlar Tıklayın !

  • Endometriozis ( Çikolata Kisti ) İnfertilite ( Kısırlık ) Nasıl Tedavi Edilir?

    Endometriozis ( Çikolata Kisti ) İnfertilite ( Kısırlık ) Nasıl Tedavi Edilir?

    Endometriozisin iki ana belirtisi karın/kasık ağrıları ve gebe kalmakta güçlüktür (infertilite/kısırlık). Ancak, bu tüm endometriozisli kadınların gebe kalmakta güçlük çekeceği anlamına gelmez. Endometriozisli kadınların önemli bir grubunun hiçbir şikayeti olmadığı gibi, bir grubu sadece ağrı çekmesine rağmen gebe kalmakta sorun yaşamayabilir.

    Endometriozisin infertiliteye neden olduğunu nereden biliyoruz?

    Üreme çağındaki tüm kadınların yaklaşık %1.5 – 2’sinde endometriozis olduğu düşünülmesine rağmen, çocuk sahibi olamamak şikayetiyle doktora başvuran kadınlarda endometriozis görülme oranı %30’a kadar çıkmaktadır.

    Ek olarak sperm bağışı ile gebe kalmaya çalışan kadınların incelendiği bir araştırmada endometriozisli kadınlarda gebelik oranlarını diğer kadınlardan neredeyse yarı yarıya düşük olduğu gözlenmiştir. Tüp bebek tedavisi gören endometriozisli kadınların gebelik ve doğum oranlarının, tüp tıkanıklığı/yokluğu nedeniyle tüp bebek yapılan kadınlardan daha düşük olduğun bildiren araştırmalar vardır.

    Bütün bu veriler bir arada değerlendirildiğinde endometriozis ile infertilite arasında bir ilişkinin varlığı makul görünmektedir.

    Endometriozis ( Çikolata Kisti ) İnfertilite ( Kısırlık ) Nasıl Tedavi Edilir? | 2

    Endometriozis infertiliteye nasıl neden olabilir?

    Endometriyozis ile infertilite arasında nedensel bir ilişki açık olarak gösterilebilmiş değildir. Endometriozisin yumurtlamayı engellemediği bilinmektedir. Hatta endometriozisli hastalar tipik olarak düzenli adet görürler.  Endometriozis sıklıkla karın içerisindeki organların birbirlerine yapışmasına neden olmaktadır. Bu yapışıklıklar karın içi anatomiyi bozarak çift taraflı tüp tıkanıklığına yol açtığında infertilite nedeni aşikardır. Tüp ve yumurtalıklar normal görünse bile, hastalığın karın içinde neden olduğu iltihabi reaksiyonun embriyonun tutunma sürecini olumsuz etkilenmesi, yumurta ve embriyo kalitesini bozması gibi nedenler öne sürülmüştür.

    Gebe kalmakta güçlük çeken bir kadın endometriozis olup olmadığını nasıl anlayabilir?

    Endometriozisin kesin tanısı ancak hastalığı ameliyat sırasında görerek ve alınan doku örneğinin mikroskopta doğrulanması ile mümkün olsa da bazı belirtiler endometriozis akla getirmelidir.

    Adet kanamasının fazla olması ve uzun sürmesi, adet sırasında şiddetli karın kasık ağrıları olması, cinsel ilişki sırasında veya kaka yaparken karın içinde ağrı hissedilmesi akla endometriozis olasılığını getirmelidir.

    Gebe kalamayan kadının muayenesinde ultrasonografi ile yumurtalıklarda tipik çikolata kistlerinin görünmesi, yumurtalıkların rahmin arkasında birbirine yapışık pozisyonda durması, rahim duvarında kalınlaşma ve düzensizlik gibi bulgular da endometriozisi düşündürmekle beraber hastalığın varlığını kesin olarak gösteren veya red ettiren tek bir laboratuar testi yoktur.

    Endometriozis ( Çikolata Kisti ) İnfertilite ( Kısırlık ) Nasıl Tedavi Edilir? | 3

    Endometriozise bağlı infertilite nasıl tedavi edilir?

    Endometriozis sebebi tam anlaşılamamış kronik bir hastalıktır. Hayatın farklı yönlerini değişen derecelerde etkileyebilir. Örneğin bazı hastaların sadece ağrı şikayeti varken bir başkasının sadece gebe kalmakta sorunu olabilir. Ayrıca erkek partnerin durumu da mutlaka göz önüne alınmalıdır. Bu karmaşık hastalığın tedavisi mutlaka bireyselleştirilmeli ve hastanın yaşı, tüm şikayetleri ve öncelikleri göz önüne alınarak değişik alternatifler beraber incelenmelidir.

    Tek tip bir tedavi olmamakla beraber, yumurtlaması zaten normal olan endometriozisli kadınlarda yumurtlama artırıcı tedavilerin kendi başına faydası yoktur. Aşılama tedavilerinin başarısı da yukarıda bahsedildiği gibi oldukça düşüktür. Eskiden sıklıkla uygulanan bir süreliğine yumurtalık baskılama yaklaşımının gebelik şansını artırmadığı artık kesin olarak bilindiğinden günümüzde asla önerilmemektedir. Bu durumda geriye kalan seçenekler cerrahi tedavi ile tüp bebektir. İleri evre endometriozisli hastalarda hangisinin ilk önce tercih edilmesi gerektiği halen tartışmalıdır.

    Endometriozisli hastalarda tüp bebek mi cerrahi mi kararı nasıl verilebilir?

    Bu komplike hastalığın yönetiminde tedavi seçimi bazen profesyoneller için bile zordur. Çoğu zaman tek bir doğru seçenek olmamakla beraber bazı prensipler tedavi seçimini yönlendirmektedir.

    Endometriozis karın içi anatomiyi bozduğundan, organların birbirine yapışmasına neden olduğundan endometriozis cerrahisi az da olsa barsak ve idrar yolları yaralanması gibi riskler taşıyabilmektedir. Maalesef cerrahi ne kadar iyi ve detaylı yapılırsa yapılsın hastalığın mutlak tedavisi olmadığı kesindir ve özellikle çikolata kistleri olmak üzere cerrahi sonrası nüks riski yüksektir. Bu durum özellikle gebelik istediği için hastalığı baskılayan ilaçları kullanamayan kadınlar için geçerlidir. Son olarak çikolata kistleri çıkartılırken yumurtalıklardaki yumurta sayısı (over rezervi) bir miktar azalmaktadır. Bu koşullarda cerrahiden önce tüp bebek denemek daha makul görünse de bazı hastalarda cerrahi gerekebilmektedir. Özellikle yaşam kalitesini etkileyen ağrıları olan hastalar cerrahi açısından değerlendirilmelidir. Eğer barsak duvarı ve/veya idrar yolları hastalık tarafından tutulmuş ve fonksiyonları bozuluyorsa cerrahi şart olabilir. Benzer şekilde kanser olasılığının ekarte edilemediği bir yumurtalık kitlesi çikolata kisti gibi görünse bile kesin tanı için ameliyat gerekebilir. Tüpler tıkanmış ve içleri sıvı dolarak şişmiş ise, yani hidrosalpinks var ise, tüp bebek başarısını artırmak veya tüpleri tekrar fonksiyonel duruma getirmek için cerrahi gerekebilir. Tekrarlayan tüp bebek başarısızlığı durumunda açıklayan başka bir faktör yoksa ameliyat ile hastalık yükünün azaltılmasının tedavi şansını artırabileceği umulabilir. Cerrahi planlanan hastalarda yumurtalık hasarı riskine karşı tedbir olarak ameliyat öncesi tüp bebek yöntemi ile embriyo yumurta veya embriyo biriktirmek akıllıca olabilir.

    Endometriozisli kadınlarda tüp bebek tedavisinde dikkat edilmesi gereken noktalar nelerdir?

    Öncelikle tüp bebek tedavisinin başarını azaltabilecek hidrosalpinks varlığını ekarte etmek düşünülmelidir. Yumurta gelişimi için kullanılacak ilaç protokolü seçilirken eğer başka bir engel yoksa çok uzun protokol denilen 2 – 3 aylık baskılama periyodu sonrası başlamak başarı şansını artırıyor gözükmektedir. Bu yöntemin yumurtalık rezervi çok azalmış kadınlarda toplanan yumurta sayısını azaltabileceğinden endişe edilebilir ve yakın zamanda iddia edildiği kadar faydalı olmadığını öne sürenler vardır.

    Yumurta toplama işlemi genel olarak güvenli bir işlem olmakla beraber özellikle enfeksiyon komplikasyonları en çok endometriozisli kadınlarda görüldüğünden sterilizasyona özellikle dikkat edilmeli, işlem sonrası antibiyotik koruması düşünülmelidir.

    Çikolata kistlerinin varlığı tüp bebek başarısına engel görünmediği gibi tedavi öncesi ameliyatla çıkartılmaları da başarıyı artırmadığından rutin olarak önerilmez. Çoğu hastada çikolata kistlerine dokunmadan yumurta toplamak mümkündür.

    Sonuç

    Endometriozis infertilite ile ilişkilidir ancak nasıl neden olduğu belirsizdir. Bu karmaşık hastalığın tedavisinde tek bir doğru yol olduğu düşünülemez. Hastanın yaşı, eşlik eden şikayetleri, yumurtalık rezervi, eşinin sperm sayısı gibi birçok faktör göz önüne alınarak en uygun seçenekler avantaj ve dezavantajlarıyla doktor tarafından hastaya sunulmalı ve beraberce tercih yapılmalıdır. Doğru seçim ile bir çok genç endometriozis hastası çocuk sahibi olabilmektedir.

    Kaynak: Endometriozis ve Adenomyozis Derneği

    Çikolata Kisti İlaçları Ve Yan Etkileri Zararları Tıklayın !

    Çikolata Kisti Nedir? Endometriozis Neden ve Nasıl Oluşmaktadır? Tıklayın !

    Endometriosis (Çikolata kisti) Olanlar Tıklayın !

  • Çikolata Kisti İlaçları Ve Yan Etkileri Zararları

    Çikolata Kisti İlaçları Ve Yan Etkileri Zararları

    Çikolata kisti ilaçları yan etkileri ve zararlarını hakkında bilgiler… Endometriozis yani çikolata kisti hastalığı karın ağrısı, şiddetli adet sancısı, kısırlık başta olmak üzere idrar yaparken ağrı, bağırsak tutulumuna bağlı ağrılı dışkılama, sürekli kasık ve karında şişkinlik veya ağrı, ilişki esnasında ağrı gibi değişik şikayetlere sebep olabilen ve her bayanda farklı şikayetler oluşturan bir hastalıktır. Bazen de hiç şikayet oluşturmaz ve muayene esnasında tesadüfen teşhis edilir.

    Çikolata Kisti İlaçları Ve Yan Etkileri

    Çikolata kisti tanısı koyulan bir bayanda tedavi şikayete göre planlanır. Ağrı nedeniyle kadın hastalıkları ve doğum hekimine başvuran bir kadında tedavide cerrahi yöntemler veya ilaç tedavileri uygulanır. Çocuk sahibi olmak isteyen bir bayanda çikolata kisti hastalığı teşhis edildiğinde ise cerrahi yöntemler ya da tüp bebek tedavisi uygulanabilir, ilaç tedavisi uygulanmaz.

    Ağrı şikayeti nedeniyle başvuran ve çikolata kisti hastalığı teşhisi koyulan bir bayanda genellikle ilk basamak tedavi ilaç tedavisidir. Tabii ki bazı istisnai durumlar olabilir ve doğrudan cerrahi tedavi önerilebilir.

    İlaç tedavilerinde kullanılan ajanlar hap, iğne ya da rahim içi spiraller olabilmektedir. Bu yöntemler günlük, aylık, üç aylık uygulamalar şeklinde olabilir. Her bayanda her ilaç aynı cevabı oluşturmaz ve bu nedenle ilaç tedavisi kişiye göre şekillendirilmelidir. Örneğin çikolata kisti olan genç bir kızda sıklıkla hapları tercih ederiz, çocuğu olan bir bayanda ilaçlı rahim içi spiraller uygulanabilir, haplarla şikayetleri azalmayan bayanlarda aylık ya da üç aylık iğneler de uygulanabilir.

    Çikolata Kisti İlaçları Ve Yan Etkileri Zararları | 4

    İlaç tedavisi uygulanan bazı bayanlarda yan etkiler daha şiddetli olabilir ve hastanın tedaviye uyumunu azaltır. Fakat bu yan etkilerin olabileceğini önceden bilmek hastanın tedaviye uyumunu ve devamını sağlar. Bu nedenle hekimin ilaç tedavisine başlarken ilaçların yan etkilerini hastaya detaylı anlatması ve bu durumda neler yapılabileceğini söylemesi tedaviye devamı sağlamak için çok önemlidir. İlaç tedavisinin etkili olup olmadığını hastanın geri bildirimlerine göre yapmaktayız.

    Ağrı şikayetinde kullandığımız ilk grup ilaç ağrı kesicilerdir. Ağrı kesicileri ağrı olan her zaman ya da adet sancısı şiddetli olan bayanlarda adetten hemen önce başlayıp adet süresince kullanmak gerekir. Çok çeşitli ağrı kesiciler vardır, her bayanda her ilaç etkili olmayabilir, etkisinin olmadığına karara vermeden önce farklı ağrı kesicileri kullanmak gerekir. Bu ilaçları genellikle tok kullanmak iyi olur. En sık mide ağrısı yapabilir.

    Ağrı şikayeti olan endometriozis hastalarında kullandığımız ikinci grup ilaç hormonal haplardır. Doğum kontrol hapları ve progestin dediğimiz hormonal haplar bu gruptadır. Progestin haplarını adet düzensizliğinde de kullanmaktayız. Hormonal haplar her gün içildiğinde endometriozis odaklarını baskılayıp küçülterek ağrıyı azaltmaktadır. Ayrıca ara kanama ve uzun süren veya yoğun olan aşırı kanamaları da tedavi etmektedir. Bu hapların kullanımı ile adet miktarı ve süresi de azalmaktadır, bazen adetler 1-2 gün süren kahverengi, siyah adet kanaması şeklinde olabilir. Bazı bayanlar bu durumdan rahatsızlık duyabilir. Adetin az olmasını menopoz gibi düşünebilirler fakat aslında bu durum tamamen ilaçlara bağlı olan, menopozla ilişkisi olmayan bir durumdur. Bu hapların diğer olası yan etkileri hafif kilo alınması (1-2 kilo), göğüslerde hassasiyet, ödem ve şişlik hissi, duygusallık olabilmektedir. En sık dile getirilen şikayet adetin az sürmesi olup aslında bu endometriozis hastalarında istediğimiz bir durumdur. Hastaları bu duruma hazırlamak tedaviye uyumu arttıracaktır.

    Çikolata Kisti İlaçları Ve Yan Etkileri Zararları | 5
    Çikolata Kisti İlaçları Tedavisi

    Ağrı şikayeti olan endometriozis hastalarında kullandığımız diğer hormonal ilaçlar aylık ya da üç aylık iğneler ve hormonlu spiraller olup yan etkileri daha azdır. En sık şikayet oluşturan yan etkisi adetin azalması ve hatta hiç adet görmemektir. Yukarıda bahsettiğimiz gibi adeti azaltmak veya kesmek aslında menopoz anlamına gelmez ve endometriozis hastalığının tedavisinde istediğimiz bir durumdur. Adetin azalması ile endometriozis odakları küçülecek ve ağrı şikayeti böylece azalıp bazen de tamamen yok olacaktır. Bu ilaçların en önemli yan etkilerinden birisi de uzun süreli, 1 yıldan fazla kullanımlarında kemik yoğunluğunda azalmaya yol açmasıdır. Kemik erimesi dengeli beslenmeyen ve egzersiz yapmayan kadınlarda daha sık görülür. Bu nedenle bu ilaçları kullanırken beslenme ve egzersize önem verilmelidir. Diğer muhtemel yan etkiler ateş basması, terleme, uykusuzluk gibi menopoza benzer sıkıntılar olabilir fakat ilaçlar kesilince bu ufak şikayetler geçici olduğundan tamamen kaybolacaktır.

    Özet olarak, çikolata kisti olan ve ağrı nedeniyle doktora başvuran bir genç kızda en sık kullandığımız ilaçlar ağrı kesiciler ve doğum kontrol haplarıdır. Evli veya çocuk doğurmuş bir bayan ağrı şikayeti ile doktora gelmiş ve çikolata kisti tespit edilmiş ise hormonlu spiraller ilk etapta tercih edilebilir. Ağrı şikayeti haplarla geçmeyen bayanlarda aylık ya da üç aylık hormon iğneleri ağrıyı çok azaltmaktadır. Bu ilaçları kullanırken adetin azalabileceği ve hatta tamamen kesilebileceği söylenmelidir, bu şekilde bilgilendirme ilaç tedavisine uyumu arttıracaktır. Yine ilaç tedavisi esnasında dengeli beslenme ve haftada üç gün egzersiz yapılması ilaç yan etkilerini azaltacak, kemik sağlığını destekleyecektir. İlaç tedavisi uygulanan çikolata kisti hastalarının tedavileri esnasında doktorları ile sürekli iletişimde olmaları tedavi yönteminin kendilerine göre ayarlanmasını ve böylece uzun süreli ve konforlu bir tedavi süreci geçirmelerini sağlayacaktır.

  • Çikolata Kisti Nedir? Endometriozis Neden ve Nasıl Oluşmaktadır?

    Çikolata Kisti Nedir? Endometriozis Neden ve Nasıl Oluşmaktadır?

    Çikolata Kisti Nedir? Endometriozis neden ve nasıl oluşmaktadır? Endometriozis belirtileri nelerdir ve tedavisi hakkında sizlere detaylı bilgi vereceğiz…

    Endometriozis Nedir?

    Rahim içini döşeyen, endometrium denilen dokunun rahim dışı organlarda yerleşmesidir. Sıklık sırasıyla örüldüğü organlar karın içini döşeyen periton zarı, yumurtalıklar, tüpler, vajina, barsaklar, mesane, üreter, umbilikus (göbek deliği), eski operasyon dikiş bölgeleri, akciğerler, diyafram, spinal kanal, beyin, göz, meme dokusu, kalp, kollar ve eller, dalak olarak bildirilmiştir. En sık, %60-75 oranında, yumurtalıklarda görülmektedir.

    Çikolata Kisti Nedir? Endometriozis Neden ve Nasıl Oluşmaktadır? | 6

    Endometriozis neden ve nasıl oluşmaktadır?

    Endometriozis ilk kez 1860’da tarif edilen fakat hala sebepleri ve tedavisi yönünden tartışılan bir hastalıktır, nedenini açıklamak için değişik teoriler ortaya atılmıştır. Bunların birisi adet sırasında endometrial dokunun tüpler aracılığıyla peritoneal boşluğa, yani karın boşluğuna geri aktığını, immun cevabın yetersizliği neticesi bu geri kaçan endometrial dokunun karın boşluğunu saran periton zarında ve overler, tubalar gibi genital organlarda endometriozis odakları oluşturduğunu ileri sürmektedir. Bir başka teoriye göre artmış estrojen gibi etkilere cevaben periton ve over hücrelerinde bazı değişimler (metaplazi) olmakta, endometriozis gelişmektedir. Bir diğer teori ise endometrial dokunun kan ve lenf damarları ile yayıldığını ve endometriozisin böylece oluştuğunu ileri sürmektedir. Bazı bilim adamları genetik yatkınlık, bağışıklık sistemindeki değişiklikler ve bazı çevresel faktörlerin de (Dioksin gibi kimyasal sanayide, PVC ve kağıt üretiminde ara ürün olan bir toksin) endometriozis oluşumunda etkili olduğunu ileri sürmüştür. Yani endometriozis oluşumunu açıklayan değişik teoriler vardır ve endometriozis hala bilinmeyeni çok olan bir hastalık olmaya devam etmektedir.

    Sonuçta oluşan endometriozis odakları estrojen hormonunun adet döngüsündeki değişimlerine göre büyümekte ve kanamakta, daha derine doğru yayılmakta, bunlara bağlı olarak da bulunduğu bölgelerde ağrı ve yapışıklıklar oluşturmaktadır. Endometriozis odaklarını bağışıklık sistemi hücreleri ortadan kaldırmaya çalışırken iltihabi bir durum da beraberinde oluşmaktadır, buna bağlı nedbe dokuları, ciddi yapışıklıklar meydana gelmektedir.

    Endometriozis sıklığı nedir?

    Endometriozis bir üreme çağı hastalığıdır ve en çok 30’lu yaşlarda görülür. Ağrılı adet, ağrılı ilişki ve kronik kasık ağrısı olan kadınlarda %70 oranında görülmektedir. İnfertilite problemi olan kadınlarda %30-40 oranında görülmektedir. Genel olarak üreme çağındaki (15-49 yaş) her 10 kadının birinde görülmektedir. Adolesan dediğimiz 13-19 yaş grubunda endometriozis sık görülmemekle birlikte şiddetli adet ağrısı olan ve de ağrı kesicilere cevap gözlenmeyen genç kızlarda endometriozis bulunma sıklığı %70’dir.

    Endometriozis için risk faktörleri nelerdir?

    Sık, fazla ve uzun adet görme, erken adet görmeye başlama, geç menopoza girme, beyaz ırk, infertilite, doğuştan rahim anomalileri, ailede endometriozisle etkilenmiş birey olması (ailesinde endometriozis olan kadınlarda 3 kat daha fazla görülüyor), yağlı yiyeceklerle beslenme, et tüketimini fazla olması, fazla kafein tüketimi, zayıf ve uzun boy, sarışın ve kumral olmak risk faktörleri arasında sayılmaktadır.

    Çikolata Kisti Nedir? Endometriozis Neden ve Nasıl Oluşmaktadır? | 7

    Endometriozis belirtileri nelerdir?

    Ağrılı adet, ağrılı cinsel ilişki (kasıklara ve makata vuran ağrı), infertilite, kabızlık, hazımsızlık, şişkinlik, karın ağrısı, pelviste yani karın alt kısmında rahatsızlık hissi, adet düzensizliği, adet öncesi lekelenme, sık idrara çıkma, kanlı idrar, yan ağrısı endometriozisi akla getiren hasta şikayetleridir. Zaman zaman hiç şikayet oluşturmaz ve ameliyat ya da ultrasonografi esnasında görülür.

    Endometriozis tanısı nasıl konulur?

    Öncelikle her hastalıkta olduğu gibi hastanın şikayetleri ve kişisel hikayesi alınır.Daha sonra jinekolojik muayene ve ultrasonografisi yapılır. Pelvik muayene esnasında hassasiyet, ağrı ifadesi,rahim ve yumurtalıkların hareketinin kısıtlı olması endometriozisi düşündürmektedir. Zaman zaman spekulum muayenesi esnasında serviks (rahim ağzı) arkasında mavi-mor nodüler lezyonlar görülebilmekte, bu basit bulgu pelvisin derin dokularında endometriozis varlığını ifade etmektedir. Bu nedenle spekulum ile pelvik muayene tanı konulmasında önemlidir.

    Tanıdaki yardımcı yöntemlerden en bilgi verici olanı ultrasonografidir. Ultrasonografide overdeki endometrioma dediğimiz çikolata kistleri, overlerle rahim arası ciddi yapışıklıklar, zaman zaman barsak, rektum, mesanede endometriotik nodüller görüntülenebilmektedir. İleri görüntüleme yöntemleri olan MRI, BT, özellikle derin endometriozis dediğimiz endometriozisin derin pelvik dokuları tuttuğu durumlarda faydalı olmaktadır.

    Yine bir başka yardımcı yöntem kan testleri olup en sıklıkla Ca 125 ve Ca 19-9 istenmektedir. Fakat bu testlerin endometriozisi tanımada hassasiyeti düşük olup sadece ek tetkik olarak istenmektedir.

    Endometriozisin kesin tanısı laparoskopi ya da laparotomi ile doku biyopsisi yapılarak konulur. Laparoskopi ya da laparotomi esnasında endometriozis hafif (evre 1-2) ve şiddetli (evre 3-4) olarak değerlendirilebilir. Bir başka sınıflandırmada endometriozis periton endometriozisi, over endometriozisi ve derin endometriozis olmak üzere 3 grupta değerlendirilmektedir. Periton yani karın zarı ve overde endometriozis tespit etmek laparoskopi esnasında kolay olmasına rağmen, derin endometriozis derin pelvik dokuları tuttuğundan operasyon esnasında gözden kaçırılabilir.

    Endometriozis tedavisi nasıldır?

    Endometriozis kesin olarak tedavisi yapılıp, tamamıyla ortadan kaldırılabilen bir hastalık değildir. Endometriozis hastalığının evresi, şiddeti tedavi yaklaşımını etkilemektedir. Tedavide belirleyici iki önemli faktör ağrı ve infertilite (çocuk isteği)’dir.

    Endometriozis tedavisinde medikal ilaç kullanımı ve cerrahi olmak üzere 2 temel yaklaşım vardır. Medikal ilaç ile tedavide amaç düşük estrojenik bir durum oluşturarak endometriozis lezyonlarını baskılamak, enflamasyonu azaltmak, endometriozis lezyonlarının ilerlemesini durdurmaktır. İlaç tedavisinde ağrı kesiciler, doğum kontrol hapları, progesteron içeren ilaçlar ve rahim içi sistemler (spiral), GnRH analogları dediğimiz aylık ya da 3 aylık iğneler, aromataz inhibitörleri yer almaktadır. Bunlar arasında yan etki ve fiyat açısından fark vardır. İlaç tedavisi ne şekilde olursa olsun tedaviden 2 yıl sonra %50 oranında endometriozis tekrarlayabiliyor.

    Cerrahi tedavide amaç normal anatomiyi sağlamak, yapışıklıkları açmak, yumurtalık kistlerini kalan yumurtalık dokusuna en az hasar verecek şekilde çıkarmak, peritondaki endometriozis odaklarını koter ile yakmak, derin endometriozis nodüllerini çıkarmak olarak ifade edilmektedir. Endometriozis tedavisinde cerrahi koruyucu cerrahi şeklinde olmalı, sadece endometriozis odakları yok edilmelidir. Erken yaşlarda cerrahiden çok gerekli olmadıkça kaçınılmalıdır çünkü cerrahi sonrasında kadınların yarısında bir yıl içerisinde semptomlar geri dönmektedir, ameliyattan sonraki 5 yıl içerisinde olguların yarısında tekrar operasyon gerekmektedir. Cerrahi sonrası medikal ilaç tedavisi uygulanması semptomların yeniden ortaya çıkışını geciktirebilir.

    Ağrı şikayeti ön planda ise medikal tedavi de cerrahi tedavi de önerilebilir fakat cerrahi ağrı için en etkin yöntemdir. Burada kadının fertilitesi ve yaşı önem kazanmaktadır. Çocuğu olan, 35 yaş üstü kadınlarda cerrahi yapılması uygundur. Erken evre endometriozisde cerrahi sonrası medikal tedavi gerekmezken ileri evre endometriozisde cerrahi sonrası medikal tedavi uygulanması nüksün engellenmesinde faydalıdır.

    İnfertil bir kadında endometriozis tedavisi tartışmalıdır. Medikal ilaç tedavisinin infertil endometriozis olgularının yönetiminde yeri yoktur. Erken evre (evre 1-2) olgularda endometriozis odaklarının ameliyat ile çıkarılmasının gebelik oranlarını arttırdığı ileri sürülmektedir. Yumurtalıklarında endometrioması olan infertil kadınlarda bu kistin boyutu önemlidir. Eğer 5 cm ve üzeri ise cerrahi öncelikle önerilmektedir. Fakat bu cerrahi esnasında kalan over dokusuna minimal düzeyde harabiyet oluşturmak için dikkatli bir cerrahi yapılmalıdır, aksi takdirde over rezervi dediğimiz yumurtalık kapasitesi azalabilmektedir. Cerrahiyi takip eden 6 ay içerisinde kendiliğinden gebe kalma şansı en yüksektir. Eğer cerrahi sonrası 1 yıl içerisinde gebelik oluşmadı ise yardımla üreme tedavilerine geçilmelidir. İleri evre endometriozisi olan infertil kadınlarda cerrahi yapmadan yardımla üreme tedavilerine geçilebilir, cerrahi uygulanması durumunda ise ameliyat sonrası fazla beklemeden yardımla üreme tedavilerine geçilmelidir. İnfertil bir kadında endometriozis tedavisinde medikal ilaç tedavisi genellikle faydası olmadığı için uygulanmamaktadır, tersine infertilite tedavisini geciktirmektedir.

    Yine adolesan grupta ameliyat son çare olarak değerlendirilmeli, her iki yumurtalıkta endometrioma olan olgularda kistlerin boyutu büyük değilse ve henüz çocuk istemi yoksa cerrahiden kaçınılmalıdır. Bu olgularda çocuk istemi olana kadar, ya da acil kist rüptürü nedeniyle ameliyat yapılmış ise ameliyat sonrası medikal ilaç tedavisi yapılmalı, doğum kontrol hapları ve yıllık takiplerle hasta izlenmelidir.

    Menopozda endometriozis tespit edilen kadınlarda cerrahi tedavi düşünülmelidir.

    Zaman zaman endometriozis cerrahisi çok zorlu olabilmekte, barsak ve mesane tutulumları görülebilmekte, bu olgularda kolon cerrahı ve ürolog ile birlikte bir ekip olarak ameliyatı yapmak uygun olmaktadır. Zaman zaman da endometriozis cerrahisi öncesi medikal ilaç tedavisi verilmesi ve 2-3 ay sonra cerrahi yapılması uygun olabilmektedir. Sonuç olarak, endometriozis tedavisi bireyselleştirilmelidir.

    Endometriozis Hakkındaki Gerçekler

    Endometriozis, uterusun içini döşeyen ve endometrium olarak adlandırılan dokunun uterus dışında bir yerde görülmesidir. Buralarda kronik inflamatuar reaksiyonu indükleyerek skar dokusu oluşmasına yol açar. Başlıca pelvik periton, overler, rektovajinal septum, mesane ve bağırsaklarda görülür. Nadiren de akciğerlerde ve diyaframda görülebilir.

    Endometriozis üreme çağındaki 10 kadından 1’nde görülür (çoğunlukla 15-49 yaşları arasında). Dünyada yaklaşık 176 milyon kadında endometriozis görülür.

    Endometriozis, bir kızın ilk menstrüel siklusunda bile görülebilir. Skar dokusunda oluşmuş veya hastalığa yada geçirilmiş ameliyatlara bağlı yapışıklıkları olan kadınların menopoz’a girmesi ile semptomlar azalmayabilir.

    Endometriozis’in semptomları; ağrılı adet dönemi, ağrılı ovulasyon, cinsel ilişki esnasında veya sonrasında ağrı, anormal kanamalar, kronik pelvik ağrı, bitkinlik ve infertilite’dir. Hatta kadınların fiziksel, mental ve sosyal hayatını da etkileyebilir. Kadınların farkındalığının olmaması veya semptomların normalleşmesi, hastalığın ilk semptomlarının fark edilmesinden tanısının konulmasına kadar geçen süreyi uzatır.

    Endometriozis’in kesin bir tedavisi yoktur, fakat tıbbi olarak endometriozis tedavi edilebilir. Medikal tedavilerin uzun süreli kullanımına bağlı yan etkileri ile ilgili bilgilerimiz sınırlıdır. Cerrahi tedavi, endometriozis odaklarının ve skar dokusunun çıkarılmasında etkilidir ama başarı oranları hastalığın yaygınlığına ve cerrahın becerisine bağlıdır.

    Gebelik, hastalığın semptomlarını azaltabilir. Fakat hastalığı tamamen tedavi etmez. Histerektomi ile bütün endometriozis odaklarının çıkarılması, semptomları azaltmasına rağmen hastalığın kesin bir tedavisi değildir.

    Hastalığın bilinen bir sebebi yoktur, fakat genetik olarak yatkın kadınlarda görülmesi daha olasıdır. Annesinde veya kız kardeşinde endometriozis olan kadınlar, hastalığa yakalanma açısından daha risklidir. Çevresel faktörler de hastalığın gelişiminde rol oynayabilir. Örneğin birkaç araştırma, endometriozis’in dioksine (çevresel bir atık) maruz kalanlarda görüldüğünü göstermiştir. Fakat bununla ilgili kesin bir kanıt yoktur.

    Endometriozisli kadınların over kanseri açısından daha riskli olduğu düşünülse de, bu bilgi kesin değildir yada bu risk çok düşüktür. Endometriozis kansere neden olan bir hastalık olmamasına rağmen birkaç vakada kansere dönüşüm gözlemlenmiştir.

    Endometriozis inflamasyon ve immünolojik disfonksiyon ile alakalı olmasına rağmen otoimmün bir hastalık değildir.

    Kaynak: Endometriozis ve Adenomyozis Derneği

    Endometriosis (Çikolata kisti) Olanlar Tıklayın !

  • Açıklanamayan İnfertilite Nedir? Sebebi Bilinmeyen Kısırlık Tedavisi

    Açıklanamayan İnfertilite Nedir? Sebebi Bilinmeyen Kısırlık Tedavisi

    Açıklanamayan İnfertilite Nedir? Bir hastanın doğurganlık sorunlarının kesin nedeninin teşhis edilemediği anlamına gelir. Açıklanamayan infertilite, kapsamlı bir değerlendirmenin ardından bilinen tüm durumların ve nedenlerin dışlanmasına dayanarak teşhis edilir.

    Açıklanamayan İnfertilite Nedir? Sebebi Bilinmeyen Kısırlık Tedavisi | 8

    Döllenmeyle İlgili Problemler 

    Yumurtalar: Yumurta kalitesi, hamileliğin en önemli faktörüdür. Bu nedenle açıklanamayan infertilite tanısı alan hastaların çoğu 35 yaşın üzerinde olma eğilimindedir ve yumurta kalitesi azalmıştır. Mikroskop altında bir yumurta “sağlıklı” görünse bile, bebek yapılabileceği anlamına gelmez. Yumurtalardaki kromozomal problemler, kadınlarda yaşlandıkça artmaya başlar ve gebe kalma şansını azaltır. 40 yaşında, bir kadının kalan yumurtalarının % 80’inden fazlasının kromozomal olarak anormal olabileceği düşünülmektedir.

    Sperm: Spermin üç görevi vardır: Dölleme için fallop tüplerine ulaşmak, yumurtanın sert dış zarını kırmak ve genetik materyalinin yarısını vermek. Bir sperm iyi bir hareketliliğe sahipse ve kromozomal olarak normal olsa bile, yine de dış kabuk veya yumurtanın zona pellucida’sından geçmelidir. Açıklanamayan infertiliteye sahip bazı çiftlerde spermin yumurtayı döllemek için gerekli olan enzimlerden yoksun olduğu tespit edilebilir.

    Tüpler: Bir yumurta yumurtalıktan serbest bırakılır. Bu işlem, yumurtayı açıklığa süpüren tüplerin uçlarındaki fimbria veya “parmak benzeri” çıkıntılar yardımıyla meydana gelir. Tüpün içine girdiğinde, silialar yumurtayı tüp boyunca ve rahime doğru hareket ettirir. Bazı açıklanamayan infertilite vakalarında, frimbria veya siliyaların zarar görmesinin yumurtanın toplanmasını önleyebildiği veya yumurtanın borunun içindeki hareketini etkin bir şekilde durdurabileceği ve embriyonun rahime ulaşmasını engelleyebileceği düşünülmektedir.

    Açıklanamayan İnfertilite Nedir? Sebebi Bilinmeyen Kısırlık Tedavisi | 9

    Yumurta İmplantasyonu ile İlgili Problemler

    Rahim Astarı: Yumurta yumurtadan salındıktan sonra hormonlar, döllenmiş yumurtanın gelişi için rahim astarını hazırlayacak şekilde üretilir. Progesteron, “gebelik hormonu” rahmin içindeki astarın kalitesinden sorumludur. Bazen progesteron salınımının miktarı ve zamanlaması ile ilgili sorunlar olabilir ve sonuç olarak rahim iç kaplaması yumurtanın gelişine ve yerleşmesine hazır değildir. Yumurtanın ve astarın senkron sorunu, luteal faz defekti olarak adlandırılır ve implantasyonda başarısızlığa neden olur.

    Embriyo Bağlanması: Döllenmiş yumurta uterusa girdiğinde ve astar hazırlandıktan sonra, yumurta astara tutunmalı ve plasenta oluşturma işlemine başlamalıdır. Bu karmaşık bağlanma sürecine birçok protein ve kimyasal yardım eder. Açıklanamayan infertilitesi olan hastalarda bazen bu bağlanma faktörleri yeterli miktarlarda mevcut değildir veya bazı durumlarda hiç yoktur. Diğer tüm faktörler normal olmasına rağmen bu hastalar, hamileliği sürdüremez.

    Bağışıklık Sorunları: Bağışıklık sisteminiz vücudunuza yabancı olan materyali tanımak ve dışarı atmak için tasarlanmıştır. Ancak bazı hastalarda bağışıklık sisteminin kafası karışabilir ve kendi hücrelerine yanlışlıkla saldırmaya başlar. Erkeklerde, özellikle vazektomi iptalinden sonra, bağışıklık sistemi spermlere karşı antikorlar oluşturabilir. Elde edilen bu antikorlar, sperm hücrelerine saldırarak; hareket etmelerini, nüfuz etmelerini veya bir başka deyişle yumurtaya bağlanma yeteneklerini engellemek isteyecektir. Kadınlarda da sperm antikorları olabilir.

    Enfeksiyon: Açıklanamayan infertilite, bazen vücutta bir enfeksiyon varlığını işaret edebilir. Bakteriye benzer bir organizma olan Ureaplasma’lar, bireylerin üreme sistemlerinde, gözle görülebilir semptomların bulunamayacağı kadar küçük sayılarda barınabilirler. Ureaplasma prematüre doğumlara neden olabilir, ancak doğurganlık üzerindeki kesin etkileri bilinmemektedir.

    Açıklanamayan İnfertilitenin Açıklaması İçin Tıklayın !

    Erkek Faktörü / Erkek İnfertilitesi Tıklayın !

    Nedeni Bilinmeyen İnfertilite için Tıklayın !

  • Tüp Bebek Tedavisi Başarısız Olduğunda Ne Yapmalı?

    Tüp Bebek Tedavisi Başarısız Olduğunda Ne Yapmalı?

    İlk tüp bebek başarısızlığından sonra alınacak ilk önlem, kendinizi biraz rahat bırakmaktır. Hayal kırıklığına uğramak ve üzgün hissetmek çok normal ve bundan sonra ne yapacağınıza karar vermeden önce iki hafta geçirebilirsiniz. Başarısız bir tüp bebek döngüsüne sahip olan birçok kadın ikinci hatta üçüncü döngüde başarılı olacaktır. Tüp bebek başarısını etkileyen tüm sorunlar düzeltilemez, ancak bir sonraki denemenin hamilelikle sonuçlanma olasılığının daha yüksek olmasına yardımcı olmak için bazı şeyleri değiştirebilir.

    Bir Sonraki Tüp Bebek Tedavisinden Önce Atabileceğiniz Adımlar

    Tüp bebek doktorunuz, bir önceki tedavi kayıtlarını dikkatli bir şekilde gözden geçirecek ve muhtemelen yumurtalık uyarımının sonuçları, yumurta kalitesi veya miktarı, embriyo gelişimi veya embriyoların nakli ile ilgili sorunlar dahil olmak üzere, döngünün başarısız olmasının nedenlerini öğrenmek için kontroller yapacaktır. Yumurtalık uyarımı veya yumurta miktarı ile ilgili sorunlar varsa, doktorunuz tedavi sürecinde kullanılan ilaçları değiştirmeyi düşünebilir. Yumurtalar ya da embriyolar ile problemler yoksa, ikinci bir tüp bebek denemesinde başarılı olabilirsiniz. Embriyo implantasyonu ile ilgili problemler varsa ve anne adayı daha yaşlıysa, doktorunuz embriyoları taramak için preimplantasyon genetik tarama önerebilir. Bu, embriyodan biyopsi almak ve hücreleri kromozom sayıları için test etmek anlamına gelir. Böylece uzmanlar, genetik problemler olmaksızın sağlıklı embriyoları seçebilir ve büyümelerinin önündeki engeli öğrenebilir.

    Yumurtalar ve embriyolar sağlıklıysa ve başka hiçbir sorun görülmediyse, ikinci tüp bebek (IVF) denemesinde istediğiniz sonuçları alabilirsiniz. Doktorunuzdan gebe kalma ve sağlıklı bir bebek sahibi olma şansınızı dürüst bir şekilde değerlendirmesini isteyin.

    Son olarak, gerekirse, tüp bebek tedavisinde (IVF) başarı şansını artırmak için yaşam tarzınızı değiştirebilirsiniz. Sigarayı bırakın, alkol içmeyin ya da uyuşturucu kullanmayın, sağlıklı bir diyet yapın, yeterince dinlenin ve kendinize ve eşinize iyi davranın. Sonunda heyecan verici bir hedefe varmak için, stresli bir yoldan geçiriyorsunuz.

    Tüp Bebek Tedavisi Başarısız Olduğunda Ne Yapmalı? | 10

    Başarısız bir tedavi döngüsünde, bir daha denemeden önce biraz beklemeli misiniz?

    Her başarısız döngüyü dikkatlice değerlendirmek ve bir sonraki tedaviyi optimize etmek gerekir. Genel olarak, düzenli olarak yumurtlayan ve açıklanamayan infertiliteye sahip kadınlar için, intrauterin inseminasyon (IUI) ile birlikte üç aya kadar Clomid tavsiye edilir. Clomid, yumurtlama indüksiyonu için veya açıklanamayan infertilitesi olan hastalar için düzenli olarak reçete edilen oral bir ilaçtır.

    Yeni bir tüp bebek tedavisi, arka arkaya aylarda yapılmamalıdır. Bir başka yeni tüp bebek döngüsüne başlamadan önce, bir ay boyunca ara vermek önerilir. Her hasta için tedavi protokollerinin bireyselleştirilmesi, gebelik oranlarını en üst düzeye çıkarır. Her bir çiftin mümkün olan en kısa sürede toparlanmasına yardımcı olmak için bir sonraki tedavi döngüsünü seçmek üzere tek bir doktorla devam etmesi önerilir. 

    Tüp Bebek Tedavisinde Başarıyı Artırmak İçin Neler Yapılmalı? Tıklayın !

    Tüp Bebek Tedavisi Kaç Kez Uygulanır? Tüp Bebek İçin Yaş Sınırı Kaçtır? Tıklayın !

    Tüp Bebek Öncesi Erkeklerde Beslenme Nasıl Olmalı? Tıklayın !

    Tüp bebek tedavisinde karşılaşılan sorunlar nelerdir? Tıklayın !

  • Tüp Bebek Tedavisi Kaç Kez Uygulanır? Tüp Bebek İçin Yaş Sınırı Kaçtır?

    Tüp Bebek Tedavisi Kaç Kez Uygulanır? Tüp Bebek İçin Yaş Sınırı Kaçtır?

    Aslında 6 çiftte 1’i gebe kalmakta zorlanıyor. İnfertilite için uygulayabileceğiniz seçenekler mevcut ve tüp bebek tedavisi (IVF), çocuk sahibi olma şansınızı artırabilen tıbbi bir prosedürdür. Bu süreç, yumurta ve spermin bir laboratuvar ortamında birleştirilmesini içeriyor. Yumurtalar döllendikten sonra, tüp bebek uzmanları uterus içinde döllenmiş bir yumurta (şimdi embriyo olarak adlandırılır) yerleştirecek ve prosedürün başarılı olup olmadığını görmek için bekleyecektir.

    Tüp Bebek Tedavisi Kaç Kez Uygulanır?

    Tüp bebek (IVF) prosedürü başarılı olana kadar devam edebilir. Prosedürün birinci veya ikinci döngüden sonra çalışacağına dair bir garanti yoktur. Aslında, prosedür hiç işe yaramayabilir. Ancak, tüp bebek yaptıran çiftlerin % 50’si başarılı oluyor. Bazı çiftler ilk denemeden sonra da çocuk sahibi olabilir, ancak büyük bir başarı yüzdesi yoktur. Bu nedenle denemeye devam etmek gerekebilir. Araştırma, çoğu çiftin hamilelik için yaklaşık 6 embriyo transferine ihtiyaç duyacağını gösteriyor.

    Yaptırabileceğiniz tüp bebek sayısında bir sınırlama yoktur. Bu karar tamamen size ve tüp bebek uzmanlarına bağlıdır. Bazı çiftler 10’dan fazla tüp bebek yaptırıyorken, diğerleri ilk denemeden sonra durmaktadır. Karar tamamen sizin! Yaptıracağınız tüp bebek sayısına siz karar verebilirsiniz, ancak uygulama ile ilişkili maddi yetersizliğin farkında olmanız gerekir.

    Tüp Bebek Tedavisi Kaç Kez Uygulanır? Tüp Bebek İçin Yaş Sınırı Kaçtır? | 11

    Tüp Bebek İçin Yaş Sınırlamaları

    Kadınlar menopoza girmediği sürece, gerçek bir yaş sınırı yoktur. 40 yaşlarındaki birçok kadın tüp bebek prosedürü yaptırabilir, ancak sonuçlar çok başarılı değildir. Avustralya ve Yeni Zelanda’da 40 yaş üstü kadınlara 10.000’den fazla tüp bebek yapıldığı bildirilmiştir. 40 ila 44 yaşları arasında bir bebek sahibi olma olasılığınız yaklaşık % 10 ila %15 olabilir.

    Embriyo Sınırlamaları

    Embriyo transferi sayısında sınırlama olmamasına rağmen, transfer edebileceğiniz embriyo miktarı sınırlıdır. Birçok klinik, uygulama başına sadece bir embriyonun aktarılmasını önermektedir. Bu, çoklu doğumları önlemek için uygulanır. Senelerdir, tüp bebek yaptıran kadınların ikiz bebek sahibi olma şansı çok yüksek bulunmuştur.

    Tüp bebek prosedürleri ile ilgili tüm seçenekleri tüp bebek uzmanlarıyla birlikte gözden geçirmeniz gerekecektir. Tıp uzmanları, tüm seçenekleri anlamanıza yardımcı olacak ve size tüp bebek işlemi için adım adım yapacaklarınızı söyleyecektir. Tüp bebek döngülerinin sayısı tamamen size kalıyor.

    Tüp bebek tedavisinde doğru bilinen yanlışlar için Tıklayın !

    Tüp Bebek Tedavisi Ne Zaman Uygulanmalıdır? Tıklayın !

    Tüp Tedavisinde Yaş Sınırı Var Mıdır? Tıklayın !