Etiket: ilk gece korkusu

  • Vajinismus Nedir? Nedenleri, Belirtileri Nelerdir? Tedavi Yolları

    Vajinismus Nedir? Nedenleri, Belirtileri Nelerdir? Tedavi Yolları

    Vajinismus ne demek sorusuna verilebilecek onlarca değişik yanıt olmasına rağmen, en yakın tanımın, vajinismusun sadece kadınlarda görülen ve fiziksel bir engel ya da sorun olmamasına rağmen endişe, kaygı ve korku neticesinde kadının cinsel ilişkiye girememe problemi olarak adlandırılır. Vajinismus problemi yaşayan kadınların her biri bu problem için farklı şekillerde tepki verirken, genel anlamda bilinç altındaki kaygılar nedeniyle kadının vajşna bölgesinde kasılmalar oluşması ve bu nedenle ortaya çıkan kilitlenme sonunda kadınların cinsel ilişkiye giremedikleri görülmektedir Bazı kadınlar başarılı bir ön sevişme evresi geçirilmiş olsa bile, sıra cinsel birleşmeye geldiğinde aynı şekilde duyulan kaygı çerçevesinde vajina girişindeki kasların istemsiz kasılması neticesinde bacaklarını sıkıca kapatıp cinsel ilişkiye izin vermezken, bazı kadınlarda bu durum sadece penisin vajinaya gireceği anda ortaya çıkmaktadır. İstemsiz kasılmalara ağlama krizleri de eşlik ederken problemin devamlılığı sırasında süreç boşanmaya dahi gidebilmektedir.

    Vajinismus Nedir? Nedenleri, Belirtileri Nelerdir? Tedavi Yolları | 1

    Vajinismus Tedavisi

    Vajinismusun nedenlerine bakıldığında ortaya birçok farklı tip rahatsızlık çıkmasına rağmen, vajinismus aslında kesin tedavisi mümkün olabilen ve çoğu vakada oldukça kısa zamanda çözülebilen bir problemdir. Vajinismus tedavi yöntemleri için ilk yapılması gereken probleme sahip kadının ayrıntılı ve ilgili bir şekilde dinlenmesi ve eşinin de içinde olduğu birkaç terapi seansı yapılmasıdır. Sürecin tamamı oldukça basit ve rahatlıkla atlatılan bir süreç olmakla beraber kişinin korku, endişe ve kaygılarının çözümlenebilmesine yönelik bir tedavi süresi gerektirmektedir. Bu yönde yapılacak telkinler ve egzersizler çoğu zaman faydalı olurken, bazı hastalarda her sistemden birer tedavi yöntemi alınarak uygulanan kombin tedavi yöntemi de uygulanmaktadır. Tedavi süreci genel anlamda maksimum 14-21 gün süren 2-3 seansta atlatılabilirken, vajinismus tedavi ücreti her çiftin kolaylıkla karşılayabileceği tutarlar içermektedir.

    Vajinismus Kullanıcı Yorumları İçin Tıklayın !

    Kegel Egzersizleri : Vajinismus ve Tedavisi Tıklayın!

    Vajinismus Psikolojik Tedavisi Tıklayın !

    Vajinismus belirtileri nelerdir? Tıklayın !

    Vajinismus Neden Olur? Nasıl Tedavi Edilir? Tıklayın !

    Cinsel isteksizliğin nedenleri nelerdir? Tıklayın !

  • Vajinismus olduğunu öğrenen kadın ne yapmalıdır?

    Vajinismus olduğunu öğrenen kadın ne yapmalıdır?

    Çoğu kadının yaşadığı ilk gece korkusu vajinismus tedavisi ile çözülebilecek bir durumdur. Peki vajinismus olduğunu öğrenen kadın ne yapmalıdır?

    İlk gece korkusu (Gerdek gecesi), çocukluğundan itibaren tüm kızların zihinlerini hayali yapılarla dolduran bir korku türüdür. İlk gecenin çok zor olacağı, çok acı çekeceği, çok kanayacağı, ilişkiden sonra yürüyemeyeceği, oturamayacağı, penisin vajen içinde sıkışıp kalacağı, süpürge sapı gibi bir şeyin oraya gireceği, gözlerin göz bebeklerinden fırlayacağı gibi kulaktan duyma hikayeler ile oluşan korku türüdür.

    Bu korku sürekli çevreden alınan bilgilerle körüklenir. İlk geceye gelindiğinde de zihin kendi öznel dünyasını yaratma eğiliminde olduğu için bu sanal korkuyu gerçek gibi algılar. Tam ilişki yaşanacağı anda zihin beden üzerinde panik belirtileri oluşturur; kalp çarpıntısı, nefeste düzensizlik, kasılma, kaçınma, eşini eli itme vb.

    Vajinismus Nedir? Tecrübe ve deneyimlerimiz için Tıklayın!

    Bu belirtiler öylesine yüksek seviyededir ki adeta kadın o anda başka bir hâldedir. Farklı bir durumu yaşamaktadır.

    Korkunun kaynağı gerçek bir durum olsa buna dönük bir tedavi ile sorun çözülebilir. Örneğin zar problemi ve buna bağlı acı. Ancak  korkunun kaynağı sanal bir sürecin sonunda zihnin kendine ait bir öznel dünya yaratıp bunu gerçekmiş gibi algılaması olduğu için zar operasyonu yapılması ya da uyuşturucu, Alkol ile ilişkinin denenmesi de sorunu çözmemektedir.

    Dr. Murat Ulusoy’a göre iyi bir Vajinismus tedavisinde; eğitim ve vajene ait kontrol çalışmalarının yanı sıra asıl olarak zihin üzerindeki korkunun hipnoz ile kaldırılıp, gevşemenin sağlanmasının gerekli olduğudur. Bu üçlüye riayet eden tedavide başarı oranı oldukça yüksektir.

    Vajinismus tedavisi nasıl olmalı?

    Vajinismus kadını zaman kaybetmeden tedaviye başlamalıdır. Herhangi bir sebepten ötürü öteleme yaparsa yıllar su gibi akıp gitmekte, denenen ve başarılamayan her ilişki vajinismusu adeta daha derinlere taşımaktadır.

    Vajinismus olduğunu öğrenen kadının yaşadığı üzüntüyü bir kenara bırakıp, eşine de durumun bir hastalık olduğunu anlatması gerekir. Erkeğin bu noktada “Hayır bu bir hastalık değil ve sen istersen yaparsın” ya da “Zamana bırakalım yaparız” demesi çözümsüzlüğü de beraberinde getirir. Nasıl ki diğer zihinsel ve ruhsal hastalıklarda hekim yardımı alınıyorsa, vajinismus da aynı kategoride değerlendirilmelidir.

    Bir önemli nokta da erkeğin güvensizlik yaratacak, zorlayacak deneyimlerden uzak durması gereğidir.

    Dr. Murat Ulusoy

  • Vajinismus evlilik ilişkisini nasıl etkiler

    Vajinismus evlilik ilişkisini nasıl etkiler

    Vajinismus cinsel ilişki denemesi sırasında vajina kaslarının cinsel ilişkiye izin vermeyecek şekilde istemsiz olarak kasılmasıdır. Vajinismus, İlk gece korkusu cinsel ilişkiye girememe olarak ta tanınmaktadır.

    Vajinismus (cinsel ilişkiye girememe) cinsel birleşmeyi çoğu zaman tamamen engeller. Bu nedenle diğer evlilik sorunları ve cinsel sorunlar gibi göz ardı edilemeyecek bir sorundur.

    Vajinismus hem çiftin evlilik ilişkilerini hem de çiftin ebeveynlerini etkiler. Çünkü evlilik birliğini tehdit edici olarak algılanır ve çiftin bebek sahibi olmalarını engeller.

    İlk cinsel deneyim başarısızlıkla sonuçlandığında çift bunu düğün yorgunluğuna yorar ve balayında olur diye düşünürler balayı hayalleri kurmaya başlarlar ancak balayında da aynı şey olur. Cinsel ilişki gerçekleşmez. Bu seferde evimize gidince daha rahat oluruz diye diye düşünürler denerler ancak yine cinsel ilişki gerçekleşmez. Bu kez çift şaşırır, karışık duygular yaşamaya başlar ve giderek bir sorunla karşı karşıya olduklarını anlarlar. Her denemenin başarısızlıkla sonuçlanması giderek umutlarını ve cesaretlerini kırar, zaman geçtikçe öz güvenleri sarsılmaya ve başaramama korkusunu yaşamaya başlarlar.

    Kadın cinsel birleşmede acı duyacağı, kanama olacağı ya da kötü bir şeyler olacağı korkularına ilaveten başarısız birleşme girişimlerinden sonra suçluluk, yetersiz hissetme, aşağılanma ve ümitsizlik duygularına kapılabilir. Giderek işe yaramazlık ve yetersizlik duygularını derinden deneyimlemeye başlar.

    Kadın eşi kaybetme korkusu, eşin kendini aldatabileceği düşüncesi, hatta sorunun uzun süre devam etmesi halinde evliliğini kaybedeceği korkusu yaşamaya başlayabilir.

    Kadın kendi içinde bu sorunlarla boğuşurken erkek eşte bundan nasibini alır. Erkek eş kendisinin istenmediğini, reddedildiğini, sevilmediğini düşünerek eşe öfke duyabilir. Kendi içinde bu sorun sürekli bir anlam bulma çabası içerisindedir. Eşinin fiziksel bir rahatsızlığı olduğunu ya da kendisinin yanlış bir şeyler yaptığını ya da tekrar yanlış yapma korkusu yaşayabilir Hatta bazı vajinismus kocalarının kafası öylesine karışır ki kendisinde bir problem olduğunu düşünerek bir üroloğa gider. Bu kafa karışıklığının etkisi ile ne yazık ki alkolle deneme lokal anesteziler kullanma gibi yanlış vajinismus tedavilerine yönelerek vakit kaybedenler olur.

    Bu karmaşa içinde çift huzursuzlanmaya başlar ve dolayısıyla cinselliğe karşı ilgileri giderek azalma eğilimine girer. Ve evlilik ilişkileri de bozulmaya başlar. Evin içinde herkes havadan nem kapar bir konuma gelir. Birbirlerine karşı hoşgörü ve anlayışları zayıflar.

    Bazı vajinismus çiftleri sorunu hiç konuşmazlar. Sanki böyle bir sorun yokmuş gibi hayatlarına devam ederler. Ancak hayatlarında bir eksiklik olduğunu her iki eşte pek ala bilir ve bunun burukluğunu kendi içinde yaşar. Çoğu çiftte koca kadının problemin çözümü için atılımda bulunmasını tedavi arayışı için bir girişimde bulunmasını bekler. Ancak işin en ilginç yanı kadın da kendi içinde kocadan bu problemin çözümü için bir destek ve yardım bekler. Ancak kocadan bu destek bir türlü gelmeyince daha da üzülür ve kendi içine kapanır. Kocanın bunu umursamadığını hatta kendisini pek de istemediğini bile düşünmeye başlayabilir. Aynı şekilde adam da eşinin kendisini istemediğini ve çözüm konusunda pek de istekli olmadığını düşünür.

    Bazen çift böyle bir problemin başlarına gelmesini kabul edemez. Neden benim başıma geldi? diye sürekli sorgular. Kabullenmeleri zaman alır. Erkek kadını kadında erkeği suçlar. Her biri sorunun diğerinden kaynaklandığını düşünür.

    Diğer bir gurup çiftte vajinismusa inat eder gibi daha da bir birlerine yaklaşıp yaşadıkları bu sorunun evlilik ilişkilerini olumsuz yönde etkilemesine hiç izin vermezler. Böylece ileriye yönelik ortak kararlar alırlar.

    Çiftin ailelerinin bu durumu bilmesi durumu daha da karmaşık bir hale getirir. Ne yazık ki halen kültürümüzde ilk geceye ait çarşaf beklentileri vardır. Ayrıca yakın akraba, arkadaş çevrelerinden çocuğunuz olmuyor mu? ya da ne zaman olacak? beklentileri çifti daha da izole bir hayat yaşamaya mahkum eder. Ailelerde baskı, sürekli sorgulama gündemdedir. Genellikle kadının ailesi erkeği, erkeğin ailesi kadını suçlar. Ailelerden biri evliliğin bitirilmesi gerektiği yönünde görüş bildirebilir. Ya da her iki eşin ailesi gidilecek yer alınacak tedavi konusunda çifti sıkboğaz edebilir Sanki çiftin sorunları kendine yetmiyormuş gibi birde aileleri ile uğraşmak zorunda kalırlar

    İlk cinsel ilişki deneyiminin başarısızlıkla sonuçlanması genellikle yorgunluğa, düğün stresine ve gerginliğine bağlanır. Bir sorun olarak algılanmaz. Ancak her denemenin başarısızlıkla sonuçlanması çiftleri bir sorunla karşı karşıya oldukları ile yüz yüze getirir.

    Vajinismus bir çiftin evlilik ilişkisinin gündemine bir kez oturduktan sonra çiftin mahremiyet sınırlarını zorlamaya başlar. Bu konuyu aile büyüklerine açma ya da saklama konusunda bir gidip gelme ve dolayısı ile gerilim yaşarlar. Diğer taraftan bu konu çiftin mahremiyet sınırlarında kalması gereken bir konudur. Bazı çiftler tepkisel olarak aile üyelerinden birine bu konuyu açarken diğer bir grup çift her şey yolundaymış gibi bir yaşam sürdürmek zorunda kalırlar. Ancak evliliklerinde/ilişkilerinde bir şeylerin eksik olduğu düşüncesi içlerini kemirir.

    vajinismus_evlilik

    Her başarısız cinsel ilişki deneyiminden sonra çiftin morali daha da bozulur. Bazıları bu yüzden sürekli tartışırken diğer bir gurup çift bu konuyu hiç dile getirmez. Her bir eş bunu kendi içinde yaşamaya başlar. Zaman geçtikçe cinsel ilişki denemelerinin arası açılmaya başlar. Bunun arkasından denemeler tamamen kesilebilir. Artık her denemelerinin sonunda neyle karşılaşacaklarını deneyimlemişlerdir. Belli bir aşamadan sonra bu sorunun hiç çözülmeyeceğine bile inanmaya başlarlar.

    Bütün bunların sonucunda çift üyelerinden birinde ya da her ikisinde cinsel ilgi ve isteklerinde azalma, erkekte sertleşme ve erken boşalma görülebilir. Birbirlerine uygun olmadıklarını düşünebilirler.

    İlk başlarda bazı vajinismus kocaları sorunun çözümünü eşinden bekler. Daha doğrusu eşinin kafasında halledebileceği bir problem olarak görür. Çözüm olmadıkça eşine gücenmeye başlar. Ancak zaman geçtikçe bunun eşinin elinde olamadığını fark eder ve bu aşamadan sonra tedavi arayışlarına girişir. İlk başlarda kocanın sorunun doğasını anlayamamasından kaynaklanan bu tutumu kadını gücendirir ve üzer, anlaşılmadığını hisseder ve daha da içine kapanabilir.

    Diğer bir gurup erkek eşini daha da üzmemek için her şey yolundaymış gibi davranır. Hatta bazı kocalar tedavi sürecinde daha da utanacağını düşünerek adeta eşini koruyan bir tavır sergileyerek işi zamana bırakmanın en iyi yol olduğunu düşünürler. Bu yaklaşım zaman kaybetmelerine neden olduğu gibi çifttin problem yokmuş gibi davranmalarına hizmet eder. Sonuçta bu durum aralarında konuşamadıkları önemli bir problem olduğu için bir birbirlerine yönelik duygu geçişini yavaşlatabilir veya engelleyebilir.

    Vajinismus uzun süre devam ederse evlilik problemlerine yol açabilir. Çiftin evlilik duygusu çift olama duygusu geliştirmelerini zora sokar. Eğer kriz iyi yönetilmezse ailelerde bu işe müdahil olursa bazen boşanmaya kadar varabilir

    Diğer taraftan evliliklerde bir evlilik güveni, ilişki duygusu çift için ne kadar önemliyse, çift arasında aynı derecede önemli olan cinsel güven duygusu diye bir şey de vardır. Cinsel güven duygusu bir çift ilişkisinin sağlıklı yürütülebilmesi için en az evlilikte ki güven duygusu kadar önemlidir.

    Vajinismus (cinsel ilişkiye girememe) sorunu yaşayan çiftlerde ne yazık ki cinsel güven duygusunun gelişmesi zora girer. Bu nedenle vajinismus terapisi çiftin cinsel güven duygularının gelişmesi için aynı zamanda çok önemli bir fırsattır.

    Vajinismus çözümsüz değildir. Vajinismus konuya hakim deneyimli bir cinsel terapist rehberliğinde cinsel terapi ile kesinlikle çözülebilen bir kadın cinsel fonksiyon bozukluğudur. Çiftlere sorunu açıkça konuşmalarını birbirlerinin duygularını anlamaya çalışmalarını ve sorunun çözümü için birbirlerini desteleyerek ileriye yönelik kararlar almalarını, üzülmemelerini, ilişkilerini hırpalamamalarını vajinismusun tedavisi olduğunu bilmelerini özellikle belirtmek isterim.

    Çift vajinismus sorunu yaşarken ne kadar zorlanmış olursa olsun vajinismus terapisi sonucunda çiftlerden “biz asıl şimdi evlendik “ demelerini duymak ve çiftin gözlerindeki o pırıltıyı görmek bir cinsel terapist için değeri dünyada hiçbir şey ile ölçülemeyecek kadar kıymetli, son derece ödüllendirici ve keyif vericidir.

    Shu.Güldane KAVGACI
    Aile ve Evlilik Terapisti & Cinsel Terapist

  • Evlenmek üzere olan çiftlerin cinsellikle ilgili en fazla fazla merak ettiği sorular

    Evlenmek üzere olan çiftlerin cinsellikle ilgili en fazla fazla merak ettiği sorular

    İlk gece korkusu nedir?

    İlk gece korkusu bizim toplumumuzda sıklıkla yaşanan bir korkudur, gerdek gecesi cinsel ilişkiye girme konusunda çiftin duyduğu endişeyi ifade eder. Toplumumuzda genel anlayış cinsel ilişkiyi tam anlamıyla yaşamak için evlilik sonrasını beklemektir, bu nedenle hem kadın hem de erkek ilk geceyi düşünerek heyecanlanır, bazen bunu büyütüp kafasına takabilir.

    Bu kabusu daha çok kadınlar mı yoksa erkekler mi yaşıyor?
    Toplumca sanki ilk gece korkusu sadece kadınlarda varmış gibi görünse de, aslında bu kaygıyı hem erkekler de yaşar, yani ilk gece korkusu sadece kadınlara özgü bir durum değildir. Türk toplumunda kızlık zarına abartılı bir önem verilmektedir. İlk gece kadın canının yanmasından, acı ve ağrı duymaktan ve kanama olmasından korkar. Kanama beklentisi hem kadında hem de erkekte vardır. Kadın ilk gece hem kanama olmasından, hem de olmamasından korkar, çünkü çocukluğundan itibaren ”kızlık zarı kanar” denilerek yetiştirilmiştir ve kanamaması da önemli bir sorundur. Toplumda sanki ilk gece kadının başına kötü bir şey gelecekmiş gibi davranılır, bu nedenle de kadın ilk gece korkusu yaşar. Erkeğin ilk geceye dair farklı kaygıları vardır, kadının canının yanmasından korkarken erkek de başarısız olmaktan korkar. Cinsel güç, cinsellikteki başarı erkeklikle özdeşleştirildiği için ilk gece ereksiyon sorunu ya da erken boşalma yaşamak erkeğin kabusudur. Hem kadının hem de erkeğin korkuları birleşince ilk gece çoğu çift için sıkıntılı bir şekilde yaşanır.

    Düğünden hemen sonra gerdeğe girmek gerekli midir? Balayı beklense ne olur?
    Yoğun geçen nikah- düğünden sonra çift yorgun olur, bir de o gece cinsel ilişkiye girme mecburiyeti olunca üzerlerinde baskı hissedebilirler. Daha geleneksel ailelerde anne- babaların, akrabaların da baskısı olabilir. Kapıda bekleyenler, telefon edenler olabilir. Bu konuda çifti rahat bırakmak gereklidir. Neyi ne zaman yaşayacaklarına onlar karar vermelidir. İlk gece çok yorgunlarsa sarılıp uyuyabilirler. Daha öncesinde cinsel olarak birbirini tanımayan, hiç başbaşa kalmamış ya da birbirini ilk defa çıplak gören çiftler olabilir, onlardan hemen o gece birliktelik yaşamalarını beklemek çok da doğru olmayacaktır. Sonuçta önemli olan kadın ve erkeğin birbirine ve cinselliğe alışmasıdır. O gece dinlendikten sonra ertesi gün herşey daha keyifli olacaktır.

    İki tarafta çok heyecanlıysa ne yapmaları lazım?
    Eğer kadın ve erkeğin daha önce cinsel bilgi ve deneyimleri yoksa, birbirlerini evlilik öncesinde fazla tanıma fırsatı da bulmadılarsa heyecanlı olmaları doğaldır. Bu heyecanın nedeni aslında ilk cinsel ilişkiyi gözlerinde çok büyütmeleri ve abartmalarıdır. Kadın ve erkek eğer çok heyecanlıysa önce konuşup birbirlerini rahatlatmalı, endişelerini ve kaygılarını birbirleriyle paylaşmalıdır. Çift cinselliği birlikte öğrenecekse, birbirine karşı açık olmalıdır. Kadın ve erkek eğer birbirlerine destek olur ve cinsel konularda bilgilenirlerse sorun olmayacaktır.

    Çiftlerin, gerçekten vajinusmus ya da iktidarsız oldukları ne kadar denemeden sonra anlaşılır?
    Bir sorun eğer belli bir süre boyunca her cinsel ilişkide sürekli ve yineleyici biçimde ortaya çıkıyorsa o zaman onu sorun olarak kabul edebiliriz. İlk cinsel ilişkide kadın korkularından dolayı kendini kasabilir ya da erkek aşırı heyecandan dolayı ereksiyon sorunu yaşayabilir, bu onların vajinismus ya da iktidarsız oldukları anlamına gelmez. Ancak kadın her ilişkide kendini kasıyorsa, eşini yanına yanaştırmıyorsa, erkek vajinaya her yaklaştığında sanki bir duvar varmış gibi vajina kasılıyorsa o zaman vajinismustan söz edebiliriz. Vajinismus diğer cinsel işlev bozukluklarına göre daha erken anlaşılabilir, biz çiftlere ilk bir hafta içinde ilişki gerçekleşmezse bunun nedenlerini araştırmalarını öneriyoruz. İktidarsızlık tanısı için de kişinin en az 5 ay boyunca her ilişkide ereksiyon sorunu yaşıyor olması gerekiyor. Ara sıra her insan ereksiyon sorunu yaşayabilir, bunu çok büyütmemek gerekir, ama sürekli hale geldiyse o zaman tedaviye başvurulmalıdır.

    Cinsellik hakkında konuşmak yararlı mıdır? Yoksa ilişkinin büyüsünü bozar mı?
    Cinsellikten konuşmak çift için çok yararlıdır. Bizim toplumumuzda her şey el yordamıyla yapılıyor, ortada sorun olmadığı sürece konuşmaya da gerek duyulmuyor. Oysa ki konuşmak için illaki sorun olması gerekmez. En özel şeylerini paylaşan çift bunları konuşmaya çekinir, biz her zaman konuşmayı öneriyoruz. Konuşmak cinselliğin en önemli adımlarından biridir. Kadın da erkek de cinsellikle ilgili isteklerini, arzularını, beklentilerini ve kaygılarını birbirine ifade ederse hem aralarındaki güven gelişir ve o zaman cinsel yaşamlarında daha mutlu olurlar.

    İlk gece doğum kontrolünde kim korunmalı?
    İlk gece kimin korunacağına çift evlilik öncesinde karar vermelidir. Biz her çiftin evlenmeden önce cinsel danışma ve rehberlik hizmeti alması gerektiğini savunuyoruz. Bu henüz ülkemizde yaygın bir durum olmasa da, aslında evlenmeden ve sorunlar yüzeye çıkmadan önce yardım almak çok daha doğru bir yaklaşım olacaktır. Evlilik öncesi cinsel danışmanlık ne demektir? Çiftin evlenmeden önce ilk gece, cinsel ilişki, cinsel organların yapısı ve doğum kontrol yöntemleri ile ilgili bilgi alması demektir. Böylece çiftin ilk geceye yönelik kaygıları da azalacaktır. Çift birlikte bir jinekoloğa ve cinsel terapiste başvurarak, cinsel konularda bilgi alabilir. İlk gece kadın doğum kontrol apı kullanabilir, ancak doğum kontrol hapına belli bir süre önceden başlamak gerekir, bunun için bir uzmandan bilgi almak en doğrusu olacaktır. Ya da erkek prezervatif kullanabilir, buna çift birlikte konuşarak karar verebilir.

    Kadın adet dönemindeyse geciktirici kullanabilir mi?
    Geciktiriciler bilinçsiz kullanıldığında hormonal dengeyi bozabilir, kadın önce muayene olmalı ve kadın- doğum doktorunun önerisine göre hareket etmelidir.

    Erkek ve kadın bu gece hakkında bilmediklerini kimle konuşmalıdır? En doğrusu arkadaş mı, aile mi?
    Çok eskiden sağdıçlık denilen bir kurum varmış, sağdıç evlenmeden önce erkeğe ilk gece nasıl davranması gerektiğini anlatırmış. Ancak artık böyle gelenekler yok ve çoğu çift ilk gece hiç birşey bilmeden yatağa gidiyor. İnternet kullanımının artmasıyla internetten edinilen yanlış bilgiler ve porno filmlerdeki abartılı görüntüler de özellikle erkeklerin cinsellikten ve eşlerinden beklentilerini arttırabiliyor. Erkekler tabi ki bu konuyu onlara anlatabilecek birileriyle konuşmalı, bu arkadaş da olabilir bir aile büyüğü de olabilir. Toplumumuzda kadınlara bilgi veren daha az, çoğu kadın cinselliği kimse ile konuşamıyor. Anne ile ya da abla, kuzen ya da aile içinde evli olan bayanlarla konuşabiliyor ancak çoğu zaman onlardan edindiği bilgiler doğru ve sağlıklı olmayabiliyor. Benim önerim yine çiftin evlilik öncesinde bir cinsel terapistten bilgi ve danışmanlık almasıdır. Uzmanlara başvurmak için mutlaka sorun yaşıyor olmak gerekmez, sorunlar ortaya çıkmadan önemlerini almak daha doğru olacaktır.

    Çiftlerden biri ilişki istemiyorsa, diğer taraf hiç talepkar olmamalı mıdır?
    Çiftlerden biri ilişki istemiyorsa bunun nedeninin araştırılması gerekir. Bu kişinin kendisiyle ilgili bir sorun mu yoksa eşinin ona karşı davranışı ve yaklaşımı ile mi ilgili, bunların değerlendirilmesi gerekir. Diğer eş eşine nasıl yaklaşması gerektiğini bilmeli, sorunun ne olduğunu sormalı ve çift duygularını birbirileriyle paylaşmalıdır. Bir tarafın ‘’ben ilişki istemiyorum’’ diyerek işin içinden sıyrılması da doğru değildir, diğer tarafın zorlaması da doğru değildir. Eğer ortada bir sorun varsa onun çözümü bulunmaya çalışılmalıdır.

    Utangaçlık ile hiç istememenin sınırı nedir? O sınırı kim çizebilir?
    Utangaçlık farklı bir şeydir, cinsel ilişkiyi istememe ise uzun vadede bir cinsel işlev bozukluğudur. Bu ikisini aynı cümlede değerlendirmek doğru olmaz, çünkü utandığı için cinsel ilişkiyi istememe gibi bir duruma rastlamıyoruz aslında. Özellikle kadın cinsellik konusunda ne kadar tutucu yetişmiş olursa olsun, ilk gece de dahil fazla utangaçlık yaşamıyor. Aslında kadının cinselliğe olan tavrını erkeğin davranışları belirliyor. Erkek karısına yatakta nasıl yaklaşacağını, nasıl davranacağını, onun ruhunu nasıl okşayacağını bilmelidir. Eğer erkek eşine doğru bir şekilde yaklaşırsa utangaçlık söz konusu bile olmuyor.

    En doğrusu, çiftlerin kendi aralarındaki uyumu sağlamaları için evlenmeden deneme yapmaları mı?
    Toplumumuzda evlilik öncesi ilişki çok hoş karşılanmadığı için, ”evlenmeden önce deneyin” deme hakkına sahip değiliz. Cinsel sorun yaşayan çiftlere baktığımızda bir genelleme yapmak da mümkün olmuyor. Bazen 5-10 yıl flört etmiş bir çift de sorun yaşayabiliyor, hiç birbirini tanımadan evlenen, evlenmeden önce el ele bile tutuşmamış çiftler de bize başvurabiliyor. Cinsel sorunlar çok boyutlu; kişisel özellikler, duygular, düşünceler, algılar, çiftin ilişkisinin samimiyet, sevgi, saygı düzeyi hepsi cinselliği etkiliyor. Çiftlere evlenmeden önce kendi ahlaki yargı ve sınırları içersinde birbirilerini tanımalarını önerebiliriz. Cinselliği belirli sınırlarda yaşayabilirler, bu zaten bir ihtiyaçtır, dürtüdür, çok fazla bastıramazsınız. Bastırdığınızda daha olumsuz sonuçlar ortaya çıkar. Çift evlilik öncesi konuşmalı, birbirini cinsel açıdan tanımaya çalışmalı, bu konuda bilgi edinmelidir. Neyi, ne kadar yapacaklarına kendileri karar veriler zaten.

    Psk. Gülüm BACANAK tarafından yazılmıştır.

  • İlk gece seks yok

    İlk gece seks yok

    İngiltere’de indirim kuponu dağıtmasıyla ünlü Voucher Codes Pro adlı internet sitesinin son üç yıl içinde evlenen 2128 çiftle yaptığı ankete göre, evlenenlerin yüzde 52’si düğün gecesinde seks yapmıyor; yüzde 17’si seks için üç gün bekliyor. İlk akşamda seks yapılmamasının birinci nedeni damatların düğün sonrasında çok sarhoş olmaları.

    İşte nedenler ve yüzdeleri:

    1. Damat çok sarhoştu (yüzde 24)

    2. Gelin çok yorgundu ve uyuya kaldı (yüzde 16)

    3. Gelin çok sarhoştu (yüzde 13)

    4. Çocuklara bakmak gerekti (yüzde 11)

    5. Düğünde kavga ettiler (yüzde 9)

    6. Balayı için yola çıkmaları gerekti (yüzde 9)

    7. Bütün gece misafirlerle eğlendikleri için uyanıktılar (yüzde 7)

    8. Damat çok yorgundu ve uyuya kaldı (yüzde 4)

    9. Gelin de damat da seks yapma isteği duymadı (yüzde 4)

    10. Diğer nedenler (yüzde 3)

  • Vajiinismus hastası olduğumu nasıl anlarım?

    Vajiinismus hastası olduğumu nasıl anlarım?

    Sempatik sinir sistemi ve pelvik taban kasları arasındaki yakın ilişkinin daha iyi anlaşılması, kadınlarda Vajinanın Beş Duhulü olarak adlandırdığımız olayın gerçekleşmesine olanak sağlamaktadır. Bizim düşüncemize göre her kadın, aşağıdaki temel vajinal duhulleri gerçekleştirebilmeli ve istediklerini yaşamında kullanabilmelidir.

    Parmak sokma
    Tampon yerleştirme
    Aplikatör ile vajinaya ilaç verilmesi
    Jinekolojik muayene olma
    Cinsel birleşme

    Her kadın vajinismustan aynı şekilde etkilenmediğine göre yukarıda bahsettiğimiz maddeleri gerçekleştirebilme şekilleri de farklılık gösterecektir Vajinismus danışanlarında vücuduna yabancılaşma durumu söz konusudur. Bu algı genelde bilgi eksikliği, kızgınlık ve “vücudumun bu parçası bana ihanet ediyor” düşüncesi sonucu gerçekleşir.

    Tipik SSS tepkilerini ortaya çıkar: terleme, titreme, idrar gelmesi hissi, huzursuzluk, bulantı, karın ağrısı, bacakları kapama, vücudu kasma, gaz kaçırma, nefes tutma, vokal tepkiler (ağlama, durmak için yalvarma, çığlık atma vb.), karşısındakini itme, döküntü oluşması gibi…

    Elbette her kadın aynı şekilde cevap vermez ancak en azından yukarıdaki tepkilerin bir ya da birkaçını görebiliriz. Sonuçta duygusal stres rahatsızlık hissinden ağır endişe ve panik ataklara kadar farklılık gösterebilir.

    Vajinismus Nedir? Tecrübe ve deneyimlerimiz için tıklayın !

  • Kegel Egzersizleri : Vajinismus ve Tedavisi

    Kegel Egzersizleri : Vajinismus ve Tedavisi

    Vajinismus ve Tedavisi

    1.Vajinismus nedir ?

    2.Vajinismus nasıl tedavi edilir ?

    3.Vajinismus rahatsızlığında eşler neler yapabilir ?

    4.Vajinismus hastaları hamile kalabilir mi ?

    Kegel Egzersizleri nedir ?

    Kegel egzersizleri idrar kaçırmayı kontrol etmede ve önlemede en etkili doğal yoldur. Öğrenilmesi uygulanması çok kolay yararı ise çok fazladır. Arnold Kegel tarafından bulunmuş olup her yaşta uygulanabilir ve pelvik taban kasları dediğimiz ve mesane ve vagina kaslarını güçlendirerek hem idrar kaçırmayı önlerler hemde pelvik tabanı güçlendirirler. Özellikle doğum yapanlarda ve aşırı kilolularda çok yararlıdırlar.

    Kegel egzersizleri kimler için yararlıdır:

    Her yaşta herkeste idrar kaçırma varsa yada olmadan önce önlenmesinde yararlıdır. Pelvik taban kasları zayıflarsa özellikle Stres üriner inkontinans dediğimiz gülme, öksürük, hapşırma, fiziksel aktivite yada cinsel ilişki esnasında idrar kaçırma görülür.

    Kegel egzersizleri özellikle stress üriner inkontinans da yararlı ise de diğer tip idrar kaçırmalar olan urge (acil)(idrar gelir tuvalete yetişemeden idrar kaçırma) da da yararlıdır. Ayrıca mikst tip inkontinans hem stress hemde acil idrar kaçırmanın olduğu durumlar ve aşırı aktif mesanede idrar torbasının aşırı aktif olması nedeni ile sık idrara çıkma) deyararlıdır. Sadece kadınlar da değil idrar kaçırma şikayeti olan erkeklerde de yararlıdır.

    Kegel egzersizleri nasıl yapılır ?

    İdrar yaparken birden idrarınızı tutunuz.Bu şekilde Pelvik taban kaslarını kasarak 10 sn idrar akışını durdurmuş olursuz. Sonra 10 sn idrarınızı yapınız bu şekilde yaparak hangi kaslarınızı kullandığınızı bir hafta – on günlük deneme ile öğrenirsiniz, öğrendikten sonra günde 3- 4 kez 10 setlik şekilde yani 10 sn tutup 10sn bırakır gibi 10 defa yapınız. Bu işlemi günün her saatinde ve her yerde kimse farkına varmadan rahatlıkla yapabilirsiniz. Televizyon izlerken, yemek yaparken, yemek yerken, yatakta, ayakta her yerde rahatlıkla yapabilirsiniz.

    Kegel egzersizleri nasıl yardımcı olur ?

    Egzersizle zayıflayan pelvik taban kaslarını güçlendirir. Zayıflayan kaslar idrar kaçırmaya neden olduğundan kaslar güçlenince idrar kaçırmada önlenir.

    Ne kadar yapmalıyım Yararını ne zaman görürüm ?

    Pelvik tabanda bulunan kaslarda vücudumuzun diğer bölgelerinde olan kaslar gibidir. Nasıl sporcular ve vücut geliştirmecilerin kasları bir günde büyümüyor uzun süreli çalışmaları gerkekiyorsa sizin de egzersizden yarar görmeniz için 6 -12 haftalık bir süre alır. Bundan sonra da hergün bu egzersizleri yaparak kaslarınızı güçlü tutarsınız. Çok fazla yapmak çok yarar sağlamaz. Kasları yorabilirsiniz.

    Ne zaman ve nerede yapabilirim ?

    Arkadaslarınızla sohbet ederken, televizyon izlerken, arabada, yolda yani her zaman her yerde yapabilirsiniz ve eğer siz söylemezseniz kimse sizin egzersiz yaptığınızı farketmez bile.

    Herhangi bir alet satın alıp kullanmam gerekli mi ?

    Normal de Kegel egzersizlerini yaparken herhangi bir alet kullanımına ihtiyaç yoktur ve bir şey satın almanız gerekmez. Ancak Kegel egzersizleri için geliştirilmiş çeşitli ağırlıkta koniler vardır
    yada elektrikli stimülasyonla beraber kullanılabilir ama bunları almasanız da sadece egzersizleri yapmak bile çok faydalıdır.

    Kegel egzersizlerinin Başka yararları var mıdır ?

    Kesinlikle vardır pelvik taban kaslarınızın güçlenmesi idrar kaçırmanızı önlemekle kalmaz ayrıca seksüel performansınızı da artırır. Daha güçlü bir orgazm ve daha kaliteli bir seksüel ilişki sağlar.

    Kegel Egsersizleri PDF indir Kegel Egsersizleri PDF

    Nasıl Uygulanırlar?

    Bu testleri uygulamaya geçmeden önce hangi kas gruplarınızı çalıştırmanız gerektiğini bilmelisiniz. Pelvis tabanı kaslarınızı algılamak için aşağıdaki iki testten birini uygulayın:

    * İdrarınızı yaparken idrarı yarıda kesmek için hangi kaslarınızı kullandığınıza dikkat edin. Bu kaslarınızı kasarken karın ve kalça kaslarınızın gevşek olmasına dikkat edin.

    * Yukarıdaki teknik size zor geliyorsa bacaklarınızın arasına bir pet şişesi alın ve onu sıkıştırmaya çalışın.(cinsel bölgenize doğru şişeyi koyun) Bu iki test esnasında çalışan kaslarınız Kegel egzersizleri esnasında çalıştıracağınız kaslardır.

    Ne Sıklıkla Uygulanırlar ?

    Kegel egzersizleri evde, iş yerinde, yolda, kısacası her yerde uygulanabilir ve dışarıdan bu egzersizleri uyguladığınız anlaşılmaz. Bu egzersizleri hergün düzenli olarak uygulamayı alışkanlık haline getirin.

    Her birim egzersiz esnasında pelvis tabanı kaslarınızı 3-10 saniye süreyle kasın ve bu kadar bir süre ara verin. Bunu arka arkaya 5-10 kez uygulayın. Bu birim egzersizi günde beş kez yapmanız sizin egzersizlerden maksimum fayda görmenizi sağlayacaktır. Egzersizlerde aşırıya kaçmamalı ve idrar yaparken bu egzersizleri uygulamamalısınız. Egzersizler esnasında normal nefes alıp vermeye ve yalnızca pelvis tabanı kaslarınızın çalışıyor olmasına dikkat etmelisiniz.

    Kegel Egzersizleri

  • Vajinismus neden korkutuyor?

    Vajinismus neden korkutuyor?

    Vajinismus bir kadının vajinal duvarlarının sıkı ve vajinanın içinde bulunan kuvvetli kas spazmları nedeniyle yakın olması durumudur.
    Penetrasyon girişimleri hatta dokunma bile öncesinde hiçbir ağrı bulunmayan vajinanın kasılmasına, vajina kaslarının çekilmesine neden olmaktadır. Bu durumun oluşmasının büyük bir kısmı psikolojiktir.

    Vajinismuslu kadınların doğum yapma, jinekolojik muayene olma ve penis-vajina birlikteliğ (penetrasyon) gibi konularda fobik korku durumları mevcuttur. Cinsel Sağlık Enstitü Derneği (CİSED) cinsel terapistleri, vajinismuslu kadınlar üzerine yaptığı araştırmalar sonucunda,kapalı yerlerde kalma korkusu, yalnız kalamama korkusu, karanlıktan ve özellikle fareden korkma gibi hiç bilinmeyen ortak korkularının olduğunu keşfetti.

    VAJİNİSMUSLU KADINLARIN ORTAK KORKULARI

    Kapalı yerde kalma korkusu
    Vajinismuslu kadınların çoğu küçüklükte yaşadıkları olayların ve cinsel mitlerin arasında sıkışıp kalmış kişilerdir. Bu hiç bilinmeyen ortak korkuları da çocuklukta gelişmiştir. Kapalı ortamlarda kalamama durumuna klostrofobi diyoruz. Vajinismusun en bilindik belirtilerinden biri olan, vajinanın istemsiz kasılması sonucu kadının kendini kapatması durumu doğrultusunda gelişen bir fobidir. Kapalılık korkusunda, bulunulan mekân her ne kadar geniş olsa da, aynı vajina gibi, kapıların ve pencerelerin kapalı olması ya da içeride az sayıda insan olması, vajinismuslu kadının kendini kapana sıkışmış gibi hissetmesine yol açarak çarpıntı, nefes darlığı, titreme, bacaklarda karıncalanma ve kitlenme gibi sonuçlar doğurmaktadır.

    Yalnız kalamama korkusu
    Vajinismus kadınlarının cinsel birleşme gerçekleştiremedikleri için kendilerini yalnızlığa itmesi sonucu oluşan ve bilimsel adı otofobi olan yalnızlık korkusu, bu kadınların ortak fobisidir. Vajinismus kadını cinsel birleşme gerçekleştiremediği için kendini anormal olarak gördüğü için yalnız kalmaktan korkmakta çünkü kendinden korkmaktadır. Araştırmalarımız sonucunda edindiğimiz verilere göre uzun süre yalnızlığa gömülmüş bir vajinismus kadınının kendine zarar verdiğini olmuştur.

    Karanlık korkusu
    Vajinismus kadınının çocukken yaşadığı ve etkilerini günlerce taşıdığı belirli ya da belirsiz zihinsel ve duygusal travmalar sonucu oluşan niktofobi, diğer bir değişle karanlık korkusu, onun tüm zihinsel enerjisini karanlığa yoğunlaştırması sonucu ortaya çıkmaktadır. Bu korkunun, vajinismus kadınının ortak özelliği olmasının ana nedeni ise vajinanın konumundan kaynaklanmaktadır. Vajina, penis gibi dışarıdan görünen bir genital organ olmadığı için kadın vajinasını kolay kolay tanımlayamaz. Vajinismus kadını için karanlıkta kalan vajina nasıl korku uyandırıyorsa, karanlıkta kalmakta aynı korkuyu uyandırmaktadır. Bu nedenle karanlıkta kalmak vajinismuslu kadının çok şiddetli panik yaratabileceği bir durumdur.

    Hayvan korkusu
    Zoofobi olarak bilinen hayvan korkusunun çıkış nedeni yine çocukluk dönemine denk gelmektedir. Çocukluk çağında yaşanan travmalar, yetiştirilme tarzı ve ebeveynlerden en az birinin ürkütücü tavrı nedeniyle, çocuğun bastırmaya çalıştığı korkusunun bir hayvanla sembolleştirilmesi durumudur. Vajinismuslu kadınlar üzerinde yaptığımız araştırma sonucu, pek çok kadın gibi vajinismus kadınının da kedi, köpek, yılan, fare gibi hayvanlardan korktuğu; pek çok kadından farklı olarak ise fareden korkmalarının nedeninin vajinaya kaçacağı düşüncesi olduğunu saptadık. “Vajinama fare kaçar!” ve “Vajinaya girişe hayır!” diyen vajinismus kadının en büyük korkularından birinin fare korkusu olması, vajinismus belirtilerinde sıralanan penis ya da herhangi bir cisim girişinin kabul edilmemesi, tampon kullanımı ya da jinekolojik muayene gibi dışarıdan müdahale yapılacak olan eylemlerle aynı nedeni barındırmasıdır.

    Vajinismusun %100 tadavisi vardır!
    Görüldüğü üzere bu belirtiler ve sonuçlar aslında vajinismusun ta kendisidir. Vajinismus tedavisi için uygulanacak adımlar her ne kadar vajinismusun kadın üzerindeki süresine ve yoğunluğuna göre farklılık gösterse de vajinismusun tedavi edilebilir bir geçici rahatsızlık olduğunun bilmesinde fayda var. Vajnismus kadınları, tam bir iyileşme gösterecekleri için şanslılar. Ayrıca, vajinismus cinsel terapisinde genellikle hiçbir cerrahi müdahale ve diğer girişimsel müdahaleleri uygulamak gerekmez. Kadının tedavi süreci boyunca herhangi bir ilaç kullanması da istenmemektedir. Yapılması gereken tek şey kadının iyi bir rehber olacak cinsel terapisti bulması, her şeyi açıkça anlatması ve en önemlisi de iyileşme arzusunun olmasıdır. Kadın bunu yapmayı başardığı takdirde, terapistinin ona önereceği egzersizlerle, kendi kendini tedavi etmesi mümkün olacaktır.

  • Her On Kadından Biri Evli ve Bakire

    Her On Kadından Biri Evli ve Bakire

    Türkiye’de kadınlar cinsellikten çok korkuyor… Türkiye’deki her 10 kadından biri için, evlendiği gece hayatının en kötü gecesi oluyor. Çünkü kadınlar eşleriyle seks yapmaktan korkuyor. İstese de, sevse de cinselliği yaşayamıyor. Vajinismus adı verilen bu durum aylarca hatta yıllarca sürebiliyor. Bazı evliliklerde seks hiç yaşanmıyor…

    Vajinismus nedir?

    Vajinismus tıpkı deprem gibidir. Kişi umutsuz olduğuna yürekten inanır, ‘Ya canım acırsa’ diye cinsellikten korkar ve vajina kasları öyle bir kasılır ki, asla ilişkiye giremez. Bu, en önemli cinsel fobilerden biridir. Vajinismusun en temel belirtisi o an geldiğinde kişinin panik atak benzeri bir durum yaşamasıdır. Yani kişi eşini iter, kasılır, endişe, korku ve kaygı duyar. O kadar açık bir kaygı duyar ki, bilinci açık olsa bile kontrolünü yitirir. Bundan utanır, suçluluk duyar, kendinden nefret eder, hayal kırıklığına uğrar. Zamanla cinsel isteksizlik ve çocuk sahibi olamama kaygıları buna eklenir. Bu, kadın için de erkek için de zor bir durumdur. Bazı evlilikler buna sadece 5–10 yıl dayanır. Ancak bu korkular 30 yıl bile devam edebilir.

    ANİDEN ORTAYA ÇIKABİLİR!
    Tedavi edildikten sonra vajinismus tekrarlar mı?

    Vajinismusun tipleri vardır. Genelde ilk gece ortaya çıkar ve doğru tedaviden sonra geçer. Bazen cinsel hayatı olan kişilerde birden ortaya çıkar. Doğum yırtıkları, düşükler, kürtaj, kötü ve sert yapılan bir cinsel muayene bile buna neden olabilir. Bu kadınlar fiziksel problemler ortadan kalksa bile cinsel birleşme yaşayamaz. Daha önce tedavi olmuş kişilerde bu hastalık tekrarlayabilir.

    Kolay tedavi edilebilir mi?

    Geçmişte yaşanan bir cinsel travma yoksa ya da muayene edilebiliyorsa, bu basit vajinismustur. Nispeten tedavisi kolaydır. Bazılarında geçmişte yaşanmış cinsel bir travma öyküsü vardır ve derinlerde bastırılmıştır. Bu, ağır vajinismustur. Tedavisi zor ama mümkündür. Bazı kadınlar ise partneri ile olan diğer problemleri nedeniyle istemli olarak ağrı, yanma, acı ve kanama olacağından korkarak cinsel birleşme sırasında kendilerini kasarlar ve cinsel ilişkiye izin vermezler. Buna da durumsal vajinismus denir.

    Vajinismus, anne-baba olmaya engel teşkil eder mi?

    Hayır, vajinismus yalnızca sağlıklı ve mutlu bir cinsel birleşmeye engeldir. Normale göre gebelik şansının az olmasına rağmen, vajenden kayan spermler nedeniyle gebelik oluşabilir. Son yıllarda tüp bebek yöntemiyle anne-baba olan birçok çift var. Sorunlarını çözmek yerine aşılama yöntemi ile anne-baba oluyorlar. Halbuki bu durumda tüp bebek ve aşılama gibi yöntemler sadece zaman ve para kaybıdır. Normal doğumdan sonra bu sorundan kurtulacaklarını düşünenler yanılırlar. Bazı jinekologlar bile doğum sırasında bu konunun kendiliğinden çözülebileceğini düşünür. Ama genellikle sorun devam eder. Zaten bu çiftler genellikle sezaryeni tercih ederler.

    Eşi vajinismus olan erkekler ne yapıyor?

    Bu önemli bir boşanma sebebi mi? Sanılanın aksine vajinismusun yol açtığı boşanma oranları düşüktür. Çünkü cinsel korkular çifti birbirine yakınlaştırır. Devamlı reddedilme ve tatminkar olmayan bir ilişki nedeniyle erkekler pasifize olur. Vajinismuslu kadınlar eğer görücü usulüyle evlendirilmemişlerse, eş veya sevgililerini otoriter ve baskıcı babalarının aksi özellikteki erkeklerden seçerler. Evlilik öncesi başka kadınlarla yaşadıkları cinsel deneyimleri sınırlı olan eşleri, çoğunlukla aşırı nazik, pasif, girişken olmayan ve edilgin erkeklerdir. Tencere ve kapak misali karı-koca birbirlerini kırmaktan aşırı derecede korkar. Vajinismuslu kadınlar nasıl birer ‘iyi kız’ ise, eşleri de aynı şekilde ‘iyi çocuk’lardır.

    Vajinismus deneyimleri için tıklayın !

    ISRAR SORUNU BÜYÜTÜR!
    Vajinismusu olan bir kadına kocasının cinsel ilişki için ısrar etmesi normal midir?

    Eğer erkek kadının korkusunu anlamaya çalışıp ona destek olmak yerine, bir an önce cinsel ilişkiyi gerçekleştirip hem kendisine, hem eşine, hem de ailesine erkekliğini ispatlama gayreti içinde hareket ederse sorun daha da büyür. Maalesef genellikle süreç bu şekilde işler. İlk geceden sonra aile büyüklerine hesap veren çiftler, sorunun büyümesine neden olur. Vajinismuslu kadınların eşleri istenmedikleri, reddedildikleri, yeteri kadar sevilmedikleri korkusuna kapılabilirler. Ne yapacaklarını bilemezler, ki bu çok normaldir. Hayatlarının cinsel ilişkiye girmeden geçeceğini düşünerek, bu sorundan kurtulmak için kendilerini tamamen işlerine adamayı denerler.

  • Vajinismus Belirtileri

    Vajinismus Belirtileri

    Evlenirken her çiftin cinsellikle ilgili beklenti ve hayalleri vardır, vajinismus sorunu ortaya çıktığında bunlar ilk geceden yıkılır ve balayı kâbusa döner. Vajinismus; kadın bedeninin penis-vajina birlikteliğini içeren cinselliği reddedişidir. Vajinismus ağrılı ve acılı olacağı varsayılan cinsel birlikteliği önlemek amaçlı vücudun kendini kapatmasıdır. Yani cinsel ilişkide birleşme anı geldiğinde kadının kendisini kasarak, kapatarak, geriye çekerek, bacaklarını kapatarak ve eşini iterek cinsel ilişkinin gerçekleşememesi durumudur. Vajinanın ve aşk kaslarının istemsiz kasılmasıyla birlikte penis adeta bir duvarla karşılaşmakta ve vajina içerisine girememektedir. Vajinismuslu kadınların pek çoğu cinsel ilişki sırasında yalnızca vajinalarını değil karın, kasık, bel, kalça kaslarını da kasabilmektedirler. Kadınların istemsiz ve çaresizce yaşadığı vajinismusun belirtileri şunlardır:

    • Zor ya da imkânsız penis-vajina birlikteliğini içeren cinsel birleşme denemelerinden dolayı vajina kaslarının kasılması
    • Tampon, parmak ya da penisin vajinaya girme denemelerinde ağrı, acı, yanma ya da batma yaşanması
    • Ağrı ve acı duyma korkusu
    • Cinsel birleşme denemelerinde eşi itme, bacakları kapatma
    • Cinsel birliktelikten ve cinsel etkinliklerden kaçma veya kaçınma
    • Ağrı ve acıdan dolayı cinsel istek kaybı
    • Cinsel ilişkiden korkma ve deneyememe

    Vajinismus belirtilerinin şiddeti değişebilir. Bazı kadınlarda vajina içine bir şey sokmak mümkün değildir. Bazı kadınlarda tampon yerleştirmek ve jinekolojik muayeneyi tamamlamak mümkün ama ilişki mümkün değildir. Bazı kadınlar cinsel ilişkiyi deneyebilir ama çok acı çekerek son verirler. Bazı kadınların ağrı ve acı çektiklerinden dolayı cinsel birleşme dışındaki diğer etkinlerde boşalma yaşamaları mümkün değildir. Bu belirtiler tamamen irade dışı ve istemsizdir. Vücut ağrı ile cinsel birlikteliği (penetrasyon) ilişkilendirir. Vücut vajinal kasları koruma içgüdüsüyle harekete geçer.

    Vajinismus olan kadınların seks yapmayı sevmemesi doğru değildir. Vajinismuslu birçok kadın partnerinin yakınlığını arar ve seks yapmak ister. Yapamadığı zaman ise kendini kötü hisseder. Ancak cinsellikten zevk alabilmek için karşılıklı mastürbasyon, ön sevişme ve oral seksi deneyebilir ve bu sırada boşalabilir.

    Vajinismus Nedir? Tecrübe ve deneyimlerimizle Vajinismusu yenelim Tıklayın !!!

    Çiftler vajinismus sorunu ile karşılaşınca önce büyük bir üzüntü ve çaresizlik yaşarlar ve bu sorunu en yakın çevrelerinden bile saklarlar. Başlangıçta sorun genellikle ya görmezden gelinir ya da kendiliğinden düzeleceği düşünülerek bir cinsel terapiste başvurma kararı sürekli ertelenir. Cinsel terapiye başvurma kararı verildiğinde ise, sihirli bir değneğin kendilerine dokunmasını ve hayatlarına sorunsuz olarak devam etmeyi arzu ederler. Bu nedenle de hızlı ve mucize tedavilerde umut ararlar. Bunlar kızlık zarının ameliyatla aldırılması, anestezi altında cinsellik yaşamak, botoks uygulamaları ya da tek seanslık tedavi yöntemleri olabilmektedir. Bu yöntemler çiftin hem paralarının hem enerjilerinin hem de umutlarının tükenmesine neden olur. Çünkü deneyip de başarısızlıkla sonuçlanan her tedavi girişimi çifti dipsiz bir kuyuya doğru sürükler, umutlarını kırar ve daha sonraki tedavi girişimlerini güçleştirir. Sorunların devam ediyor olması çiftin daha çok yıpranmasına ve cinselliği daha kötü algılanmalarına neden olur. Çift bir süre sonra bunun bir kader olduğunu kabul etmeye başlar, cinsellikten uzaklaşır veya cinselliğe küser. Hatta bir evliliği tamamlayamamayı kişisel başarısızlık olarak algılayan çift, penis-vajina birlikteliğini içermeyen yalan bir cinsel hayat yaşamaya başlar. Zamanla cinsel birleşme denemeleri giderek seyrekleşir veya “sürtünme” ile boşalma alışkanlığı geliştirilir. Son aşamada iç dünyalarında fırtınalar kopmaya başlayan çift; birbirlerinden gün geçtikçe uzaklaşır, çocuk sahibi olmalarına yönelik çevrelerinden gelen baskılarla yanlış üstüne yanlışa sürüklenir. Çocuk sahibi olmak için aşılama ya da tüp bebek yöntemine yönelir. Hatta çift çoğu zaman vajinismustan değil çocuk sahibi olamamaktan şikâyetçi olur. Aslında emek veya çaba harcamaktan kaçınan çift kendilerini daha yoğun bir mücadelenin içerisinde bulur ve bu süreç, onların tüm güzellikleriyle birbirlerini yaşamalarına engel olur. Artık onlar için amaç evliliğin başında olduğu gibi mutlu olmak değil; utanç, kızgınlık, umutsuzluk duyguları ile kurdukları yalan dünyalarına sığınmak ve gizlenmektir.

    Sebebi ne olursa vajinismusun tedavisi mümkündür. Cinsel hayatın penis-vajina birlikteliğini içermemesi, sağlıklı olmaması kişinin ruh sağlığını bozabilir, günlük hayatını ve tüm ilişkilerini olumsuz etkileyebilir. Aldatma, duygusal ve fiziksel şiddet, saygısız davranışlar, duygusal tatminde azalma, herkesin rahatça girdiği cinsel ilişkiye “biz nasıl giremiyoruz veya neden biz?” şeklindeki suçluluk, eksiklik hissi, utanç duyma, kendinden nefret etme, hayal kırıklığı, bunaltı, sıkıntı, umutsuzluk, çaresizlik gibi durumlar da vajinismustan kaynaklanabilir. Bunalım ve sıkıntıya düşen çift kendilerine ve birbirlerine güvenlerini yitirebilir. Bu nedenle vajinismus tedavisindeki en önemli faktör çiftin kendilerine, cinsel terapistlerine ve uygulanan tedavi yöntemlerine karşı hissettikleri güvendir. Çünkü mutluluğu yakalamak çok zor değildir, mutluluk, tedavi kararının sağlıklı alınmasına ve başvurulacak cinsel terapistin doğru seçimine bağlıdır. Unutulmamalıdır ki, vajinismusun %100 tedavisi vardır ve cinsel terapidir, başlangıçta zor gibi görünen yol, içine girildiğinde en kolay ve en keyif veren yol olabilmektedir.