Etiket: ilişkiler

  • Erkeklerin Duymak  İsteyeceği  En Tatlı Sözler

    Erkeklerin Duymak İsteyeceği En Tatlı Sözler

    Kadınlar kulübü editörleri olarak erkekler bizden ne demimizi bekliyor araştırdık ve Erkeklerin Duymak İsteyeceği En Tatlı Sözler konusunu sizler için hazırladık.

    İlişkilere birazda erkeklerin gözünden bakmaya ne dersiniz? Onlar neyden hoşlanır, ne duymak isterler?
    Kadınlar kulübü editörleri olarak erkekler bizden ne demimizi bekliyor araştırdık ve Erkeklerin Duymak İsteyeceği En Tatlı Sözler konusunu sizler için hazırladık.
    Nasıl kadınlar, tatlı sözlere tav oluyorsa, erkeklerde güzel söz duymaktan hoşlanır, erkeklerin duymak isteyeceği en tatlı sözleri duymaları özgüvenleri artırır
    İlişkinizi beslemek, ilişkinize değer verdiğinizi göstermek ve erkeğinizi mutlu etmek için cümlelerin gücünden faydalanabilirsiniz.

    Teşekkür Edin!
    Onlarla beraber olduktan sonra, yatakta çok iyi olduklarını, sizi tatmin ettiklerini, birliktelikten çok zevk aldığınızı onlara açıkça söyleyin.
    Çoğu erkek, kadına zevk vermekten, ona bu tatmin duygusunu yaşatmaktan ve bunun sonucu kadından teşekkür ve minnet işitmekten büyük keyif alır.
    Performans konusuna ve bu konuda kadından duyacakları sözlere erkekler çok önem verir.
    Sakın ola bu konuda kırıcı birşey demeyin, geri dönüşü olmaz! Onunla Gurur Duyduğunuzu Bildirin!
    Erkekler, kadınlar tarafından cesaretlendirilmeye, desteklenmeye ihtiyaç duyarlar.
    Onunla gurur duyduğunuzu bildirin.
    Onu sevdiğinizi, onunla gurur duyduğunuzu ona sık sık söyleyin
    Başarılarını, cesaretlerini övün.
    Bu işle ilgili başarısı olabilir, evdeki arızalı bir ürünü tamir etmesi sonucundaki başarısı da olabilir. erkeklerin_duymak_isteyecegi_en _tatli_sozler (4)İlk Adımı Siz Atın!
    Aranızdaki tensel yakınlaşmanın başlaması için herşeyi ondan beklemeyin.
    Sizinle olmakta hep istekli taraf olan, sürekli sizi arzular pozisyona düşmek, onları rencide eder.
    Yeri geldimi ilk ateşi siz yakın, bu sıcak bir masajla başlayabilir!

    Onları Dinleyin
    Kadınlar canları sıkkın olduklarında konuşarak streslerini atarlar, erkekler ise bunun tam tersi suskunlaşıp, içine kapanırlar.
    Bu durumda üstüne gitmeyin, ne zaman size açılmak isterse bırakın o zaman açılsın.
    Birbirini dinleyebilen, anlayışlı çiftler hem daha mutlu oluyorlar hem de depresyon ve anksiyete yaşama ihtimalleri daha düşük oluyor.

    Ona ihtiyacınız olduğunu bildirin!
    Erkekler istenildiklerini ve ona ihtiyacınız olduklarını duymak isterler.
    Onlara ona ihtiyacınız olduğunu, onsuz kendinizi yarım ve eksik hissetiğinizi,
    kendinizi onla olunca tamamlanmış, bütünleşmiş hissetiğinizi bildirin.
    Fakat bunları söylerken zamanlama çok önemlidir, romantik bir anı kollayın ve
    bu bildirdiklerimizi, kendi cümlelerinizle, hislerinize tercüman olacak şekilde bildirin.
    Şayet bunları söyleyecek kadar onu kendinize yakın hissetmiyorsanız, ortada bir problem var demektir, o zaman ilişkinizi bir daha gözden geçirmenizi tavsiye ederiz. “Seni Seviyorum” diyin
    Bazen ilişkiler, o kadar relaks bir pozisyona geçer ki, karşılıklı olarak kadın ve erkek
    kendilerini birbirlerine ait görüp, bu kadın veya bu adam nasıl olsa beni seviyor bırakmaz,diye düşünüp rehavete kapılırlar ve seni seviyorum gibi sevgi sözlerini olması gerektiği sıklıkta söylemezler.
    Bu üç kelime az görünür, fakat çok şey ifade eder,
    direk yüzüne söylemesinizde aynaya, yastığının altına, gömleğinin cebine bırakılmış küçük sevgi notları onu mest edecektir.

  • Sağlam bir ilişki için öneriler

    Sağlam bir ilişki için öneriler

    Konuşurken gözlerine bakmanız, onun yanındayken başka şeylerle uğraşmamanız ona değer verdiğinizi gösterir.

    İşte 7 önemli ilişki tüyosu…

    1- İletişim içinde olduğunuz erkeğin gözlerinin içine bakın böylece daha samimi ve daha dürüst bir sohbet sağlayacaksınız. Ayrıca bir kişinin bakışları size her şeyi anlatır. Örneğin; eğer sol üst tarafa bakıyorsa bir şeyler hatırlamaya çalışıyor, sağ alt köşe ise geçmişi düşündüğünü yansıtır. Eğer sizinle konuşurken gözlerini açarak yada kaçırarak konuşuyorsa bu karşımızdaki kişinin yalan söylediği anlamını taşır. Gözlerini sürekli etrafta gezdiriyorsa sıkılmış ve artık sizi dinlemiyor demektir.

    2- Size soru sorduğunda cevap verin ve siz de ona bir soru yöneltin. Sizin sorduğunuz soruya düşünmeden yanıt veriyorsa karşınızdaki insan dürüst. Lakin düşünüyorsa sakladığı bir şeyler olduğunu bilin. Tabi bu sorduğunuz soruya görede değişir eğer geçmiş zamandan veya ikilemde kalabileceği bir soru sorduysanız düşünmesi gayet normal. Önemli olan cevap verirken gözlerinize direkt bakabilmesi ve tereddüt etmemesidir.

    3- Hoşlandığınız kişi yanınızdayken başka şeylerle ya da başka insanlarla ilgilenmeyin. Eğer ona uzak davranıp başkalarıyla ilgilenirseniz, ondan hoşlanmadığınız izlenimine kapılabilir. Aynı durum sizin içinde geçerli, kalabalık bir ortamda size olan tavırları size karşı hislerinin bir belirtisidir.

    4- Kendinizi çok öne çıkartmak istemiyor olabilirsiniz ancak sürekli ilk mesajı veya arayı ondan beklememelisiniz. Çünkü aynı şekilde o da kendisini ortaya atmak istemiyor olabilir. Önemli olan ortayı bulmak olacaktır. Ne sürekli siz iletişime geçmeye çalışın ne de ondan bekleyin…

    5- Onu dışarıya sinemaya, yemeğe ya da bir cafeye davet edin. Hesap geldiğinde ise ona ”yardımcı olabilir miyim” diye sorun. Bu şekilde sizinde bir birey olduğunuzu çok daha iyi fark ederek size daha fazla saygı duyacaktır.

    6- En baştan fazla samimi olmaktan kaçının, o yanınızdayken argo kelimelerden ve aşırı rahat davranışlardan kaçının ve onunda yapmasına izin vermeyin. Böylelikle ilişkiye başladığınızda hala birbiriniz hakkında bilmediğiniz ve sizi heyecanlandıracak durumlara yer ayırmış olacaksınız.

    7- Bir ilişkiye başlamadan önceki konuşma dönemi düzgün bir ilişki için oldukça önemli bir dönemdir. Sağlam bir temel atmaya bu dönemde başlarsınız. Ciddi konuları ve rahatsızlıklarınızı dile getirmekten çekinmeyin. Ancak bu sürekli şikayet etmek anlamına gelmiyor. İlişkiye başlamadan önce bitmesini istemiyorsanız, gereksiz tartışmalardan ve şikayet etmelerden uzak durun.

  • Bir kadının asla evlenmemesi gereken 15 erkek

    Bir kadının asla evlenmemesi gereken 15 erkek

    Evlenmek, yuva kurmak, doğru insanla hayatını birleştirmek, güvenle yaslanabileceğimiz bir omuza sahip olmak tüm insanların ortak amaçlarından biri diyebiliriz. Evlilik
    büyük bir bağlılık ve bir ömür boyu olmalıdır. Evleneceğiniz kişide bir kadının asla evlenmemesi gereken 15 erkek, yazımızda geçen maddelerden biri varsa, soru işaretlerine
    sahipseniz, onla evlenmeyi bir daha düşünmenizi öneririz.

    Bir Kadının Asla Evlenmemesi Gereken 15 Erkek

    Sadık Olmayan Erkekten Uzak Durun
    Evlenmemeniz gereken erkek türlerinden biri sizi daha önce aldatmış olan erkektir.
    Bir erkek tanışma safhasında size sadık kalmadıysa veya kalmıyorsa, kuvvetli muhtemel bu evlilikten sonra da devam edecektir.
    Evlenmek için sadık bir erkeğe sahip olmak aşırı uç bir talep değildir, olması gerekendir,fakat günümüzde bu erkekler mumla aranır oldu.
    Sadık ve güvenilir erkek, evlenilecek kişide aranması gereken en temel vasıflardandır.

    Madde Bağımlılarıyla Evlenmeyin
    Evlenmeyi planladığınız kişi alkol veya uyuşturucu bağımlısıysa, arkanıza bile bakmadan bu kişiden kaçmanızı öneririz.
    Bu alışkınlardan kurtulunması gerçekten zordur.
    Çevrenizde bu alışkanlığa sahip bireylerle evli olanların evliliklerine bakıp, ibret alınmalı, bu adamlarla evlenmemelidir.
    Onu düzelteceğim diye uğraşırken ya çok yıpranırsınız, ya da bir müddet sonra onun alışkanlıklarına sizde meyledersiniz.

    İlişkinin Gidişatı Baştan Bellidir

    Flört, nişan, söz aşamasında geçinemediğiniz biriyle, büyük ihtimal evlendikten sonra da geçinemiyeceksiniz.
    Hatta bu geçimsizlik, evliliğin getirdiği diğer yüklerle beraber katmerlenicektir.
    Çoğu ilişkinin gidişatı baştan belli olur, huzursuz, sürekli inişli çıkışlı giden bir beraberlik, evlilikle sonuçlandığında, o evlilikten hayır beklemeyin.
    Evlilik zordur, karşılıklı sevgi ve anlayış gerektirir, karşılıklı uyumu tanışma aşamasında yakalayamadıysanız, kendinize evlenilecek başka eş seçin.

    Sevginizden Emin Olun
    Ona karşı sevginizden emin değilseniz, içinizde hep birşeyler eksikse, onla evlenmeyi bir daha gözden geçirin, ki dünyada adam kalmamış değil, onla evlenmek zorunda değilsiniz.
    Bu durumda sevgiyle, arzulamayı karıştırmayın. Onla beraber olmayı çok
    isteyebilirsiniz, onunla olmayı da düşleyebilirsiniz
    , fakat sevgi, anlaşmak, evlilik bunların hepsi farklı kavramlardır.
    Sevginiz gitgelliyse, en azından düğünü erteleyip, geleceğin ne getireceğine bir bakın.

    Genel Kanaat Nedir?
    Erkek arkadaşınız iyi biri mi, çevresindeki kişiler onun hakkında ne düşünüyor,hakkında genel kanaat nedir?, bunlar mühim soru işaretleridir.
    Pekçok kişi ondan yaka silkiyorsa, ailesiyle, en yakınlarıyla sık sık sorun yaşıyorsa,ortada bir problem var demektir.
    Bu kişinin evlendikten sonra size de çektirmeyeceğini, size de hayatı zehir etmeyeceğine, kim garanti verebilir ki?
    sağduyulu olun, arzularınızla hareket etmeyin!

    İşsiz Adamla İşiniz Olmasın!
    Hiç bir kadın, eli ekmek tutmayan, ona bakmak zorunda olacağı bir eş istemez.
    Şayet sevgilinizin düzgün bir işi yoksa, sürekli iş değiştiriyorsa, heran işsiz kalabiliyorsa, açık ve net diyoruz ki onunla evlenmeyin!
    Çünkü evlilikten sonra da bu durumla karşılaşmanız kaçınılmaz olacaktır.
    Ben ona bakarım, kendim çalışırım, beraber geçiniriz diyorsanız, keyfiniz bilir.
    Fakat şunu unutmayın, baştan böyle kabul etseniz de bir süre sonra bu durumdan sizde illalah edicek, onla evlendiğinize pişman olacaksınız.

    Kötü Ahlak Bulaşıcıdır
    Ahlakınızı güzelleştirmeyen, sizin daha iyi bir insan olmanıza sebep olmayan bir insanla evlenmenizi tavsiye etmeyiz. Evlilik benken biz olmaktır, bu da birleşik kaplar
    örneğindeki gibidir, huyların karşılıklı etkileşimi, birbirinizin huyunu edinmeniz kaçınılmaz bir durumdur. Sizin üzerinizde iyi bir etkisi varsa, sadece konuşarak değil, onun başka  insanlarla irtibatında gözlemlediğiniz, ondan örnek aldığınız güzel huylar varsa sizi hep iyiye, güzel insan olmaya yönlendiriyorsa, böyle biri sizin için lütufdur. Fakat gerçekten kötü huylu biriyse,
    onla beraber olduğunuz sürece onun huylarını ister istemez sizinde aldığınız üzülerek şahit olacaksınız.

    Gizemli İnsanlardan Uzak Durun
    Hepimiz büyük umutlarla ilişkilerimize başlıyor ve hiçbirimiz hayal kırıklığı yaşamak istemiyoruz.
    Evlenmeyi düşündüğümüz kişi gizem doluysa, sürekli ona ait aklınıza şüpheler varsa, nerde, ne yapıyor size güven vermiyorsa, ondan uzak durun.
    Evlilik gizem götürmez, kartların açık oynanması gereken bir müessedir.
    Böyle biriyle evlenmek, güvensizliğin verdiği huzursuzlukla kadını harap eder.

    Ortak Hedeflerde Buluşun
    Farklı kutuplarda biriyle tanışma süreci eğlencelidir, size yeni tecrübeler, yeni bilgiler edindirir. Fakat iş evliliğe geldimi, aynı kutuplarda, sizle ortak amaç veduyguları paylaşan insanla evlenmek en sağlıklısıdır.
    Ortak hedeflere sahip olmak önemlidir. Mesela siz çocuk sahibi olmayı çok istiyorsunuz, adam istemiyor zaten çocukları var, ve daha fazla sorumluluk istemiyor,çok sevseniz de böyle biriyle evlenmenin sonu eninde sonunda ayrılık getirecektir. Bunun gibi farklı rüyalara sahip olduğunuz kişilerle evlenmeyin.

    Kontrol Bağımlısı Erkek, Uzak Durulması Gereken Erkektir.
    Bazı erkekler ilişkide hep kontrol eden taraf olmak isterler.
    Sizin görüştüğünüz kişileri, arkadaşlarınızı, hatta sizin ailenizde sevmediği kişilerle, görüşmenize bile müdahale etmek isterler.
    Çoğu kadın bu başta bu hataya düşebilir, beni seviyor, kıskanıyor bu nedenle bu kadar müdahaleci tutumda diye.
    Fakat unutmayın ki evlendikten sonra, bu kişinin hakimiyet arzusu daha güçlenecek, ve yarın öbürgün ailenizle bile görüşmenize müsade etmek istemiyecektir.
    Onla yaşlanmayı düşündüğünüz biri varsa hayalinizde, çok kontrolcü insanları evlilik için düşünmeyin bile.

    Sizi Olduğu Gibi Kabul Etmeli!
    Sürekli sizi değiştirmeye çalışan, her konuda size müdahaleci, sizden bir türlü memnun kalamayan kişiyle evlenmek, kendinize yapacağınız en büyük kötülüklerdendir.
    Gerçek aşk birbirini olduğu kabullenmektir. Bu birbirinizde kötü bulduğunuz yönleri kırıcı olmadan düzeltmeye çalışmayın anlamına gelmiyor.
    Birbirinizden memnun,kalbinizin mutmainne olduğu kişiyle yola çıkın, yoksa yolda kalacak olmanız muhtemel bir gerçektir.

    Kaya Gibi Sağlam Bir İlişki Önemlidir
    İlişkinizi bir öyle bir böyle yuvarlanıp gidiyoruz diye tanımlıyorsanız, burda bir sıkıntı var demektir.
    İlişkideki çıkmazları halletmeden, çözüme kavuşturmadan evlenmek büyük hatadır. İleride problem olabilecek herşeyi halledin, ve böylece evliliğe adım atın.

    Kendinize Uygun Eş Seçin
    Evliliği evlenmek için evlenmek olarak gören, ekonomik olarak çıkar peşinde olan, veya içten pazarlıklı biriyle evlenmek büyük bir hatadır.
    Bu kişiyle evliliğin ömrü uzun sürmez.
    Evlilik güzel bir kurumdur, doğru seçim yaptığımız sürece.
    İsabetli verilmiş bir evlilik kararı, mutluluğun kapısını aralamaktır.

    YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan yorum yazıları veya haberlerin tüm hakları Kadınlar Kulübü’ne aittir. Kaynak gösterilse dahi hiçbiri özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazılar sadece Kadınlar Kulübü tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.

  • Erkeklerin kadınlarda dikkat ettiği şeyler

    Erkeklerin kadınlarda dikkat ettiği şeyler

    Erkekler önemsemezler diye düşündüğümüz çoğu şeyi aslında önemsiyorlar

    Saç Bakımı!

    Erkekler her ne kadar bu tarz şeylerle pek ilgilenmiyor gibi gözükseler de, aslında bu gibi durumlar onların umurunda. Saçınızın bütünüyle aynı olmayan dipleriniz uzadığında, ya da çektirdiğiniz fönü üç gün kullanmaya çalıştığınızda bu onların dikkatini elbette ki çekecektir!

    Evde doğal ve bitkisel saç bakımı ,saç uzatma yöntemleri ve saç maskeleri nasıl yapılır ? Saç Modelleri, renkleri ve saç uzman ve kullanıcı görüşlerini okuyabilirsiniz.

    Dikkatsiz Giyim!

    Pek tabii fazla kilolarınız olabilir. Herkes zayıf olmak zorunda değil. Ama ufak hilelerle vücudunuza en uygun giyim tarzını bulabilirsiniz! Daracık pantolonun yanından fışkıran fazlalıklar erkeklerin pek de hoşuna gitmeyen detaylardan biri!

    Küfür!

    Her ne kadar arkadaş gibi eş, sevgili arasalar da argo ve küfür içeren konuşmaları kadınlardan duymaya pek alışkın olmadıkları gibi bu onları sizden uzaklaştırır! Onlarla konuşurken üslubunuza dikkat edin! Unutmayın, siz kadınsınız!

    Sakız!

    Bizim için her ne kadar böyle ufak şeylerin önemi olmasa da erkekler sakız çiğneyen kadınlardan da hoşlanmıyor!

    Tırnaklar Önemli!

    Erkeklerin çoğu kadınlarda el ve ayak bakımına önem verir. Bunu unutmamalısınız! Yarısı çıkmış ojeler ve bakımsız eller onları uzaklaştırabilir. Ellerinizi nemlendirip, manikür ve pedikürünüzü aksatmamalısınız!

    Selülit Alarmı!

    Bacaklarınızda selülit gibi problemler varsa tercihinizi bunları açmaktan çok gizlemekten yana kullanmalısınız. Biz her ne kadar problem etmesek de erkekler bunlara dikkat ediyor. En azından çorap giyerek selülit görünümünü en aza indirebilirsiniz!

    Selülit için 9 doğal çare için tıklayın!

    İstenmeyen Tüy!

    İstenmeyen tüylerinizle başa çıkmalısınız! Erkekler her ne kadar lafını etmiyor gibi gözükseler de özellikle kadınların kolları üzerinde bulunan tüyleri erkeksi buluyorlar ve bu durum çoğu erkeği rahatsız ediyor!

    İstenmeyen Tüyler için forum sayfamıza bakın :)

    Kokunun Önemi!

    Sigara içsin, içmesin hiçbir erkeğin sigara kokan bir kadını hoş bulacağı elbette ki düşünülemez! Sigara kullanıyor olabilirsiniz kokusunun üzerinize sinmemesi için çaba gösterin, ya da azaltın!

  • Eski Sevgiliyi Unutmanın 8 yolu

    Eski Sevgiliyi Unutmanın 8 yolu

    Romantik ilişkiler, bazen çıkmaza giriyor ve bitmek zorunda kalıyor.Eski aşkımızı unutmak hiçte kolay olmuyor, içimizden dikenli telin çıkması gibi, her tarafımızı kanata
    kanata bu muharebeden yaralı olarak ayrılıyoruz.Eski sevgiliyi unutmanın 8 yolu yazımızda bu durumu çabuk ve hasarsız atlatmanız için size önerilerde
    bulunacağız.

    İlişki bitiyor, ve bu durumun en üzücü yanı, biten ilişkide en az bir taraf kalbi kırık olarak bu durumu kabullenmek zorunda kalıyor,hatta bazen her iki tarafta bu ilişkiden
    yenik, mutsuz ve pes etmiş durumda ayrılıyor. Gerçekten bazen yürümeyince yürümüyor bazı şeyler…Kırık kalbin tamir olması zaman alıyor..kolay olmuyor…zaman ve sabır
    istiyor.
    Kırık kalbinizi iyileştirecek çok şey var, kurtulmanız sizin çabanıza bağlı!
    Eski sevgiliyi unutmanın 8 yolundaki  tavsiyelere uyduğunuzda, bu acının tarih olduğuna şahitlik edeceksiniz!

    Eski sevgiliyi unutma yolları
    Ağlayın!
    Evet garip bir tavsiye gibi görünebilir fakat çok işe yarar, ağlamak içimizdeki zehrin dışarı akması,
    hafifleme, yeniden doğuşa bir başlangıç demektir. Üzgün olduğumuzda beynimiz bu duruma tepki verir. Vücudumuz çeşitli kimyasal madde ve hormon üretmeye başlar, ağladığımızda
    beyin rahatlar, ve acı veren hormonların salgılanması bitip, huzur dönemi başlar. Ağladığınız zaman, içinizdeki öfkenin nefretin parçalanıp akıp gittiğine, kurtulma
    emarelerinin başladığına şahit olacaksınız.
    Hatta bir odaya geçin ve ağlayarak acınızı doya doya yaşayın!ve bu savaştan yeni bir başlangıç yaparak galip çıkın! Hedef, acıları sal gitsin!

    Kendinize Meşgale Bulun!
    Bir şeyi aklınızdan çıkarmanın yolu, aklınıza başka birşeyler sokmaktır, diğer
    bir ifadeyle kendinize meşgale bulun! bu meşgalenin meşru olduğu sürece, ne olduğu pek önemli değil,
    sinemaya gidin, seyahate çıkın, veya kendinize bir hobi edinip onla uğraşın.
    Beyniniz birşeyle meşgul olduğunda, başka şeyi veya kişiyi düşünme fırsatı olmaz.

    Arkadaşlarınızla vakit geçirin!
    Arkadaşlar bu durumdan kurtulmamıza vesile olacak büyük sığınaklarımızdır.
    Arkadaşlarınızla, vakit geçirdiğinizde keyif aldığınızdan endorfin hormonu salgılanır ve içinde bulunduğunuz depresif ruh halinden kısa sürede kurtulursunuz.
    Yalnızca şu uyarıyı unutmayın, aranızda konuştuğunuzda, unutmak istediğiniz kişinin adı sanı hiç geçmesin. Her onun ismi geçtiğinizde size acı vereceğinden, bu durumu açık yüreklilikle arkadaşlarınıza bildirin!

    O Kişiyle mümkün mertebe karşılaşmamaya çalışın!
    Onun gittiği mekanlara, onla karşılaşabileceğiniz yerlere gitmekten kaçının!
    Birini unutmaya çalıştığınızda, onla gözgöze gelmek acınızı katmerliyecek, unutulmaz
    kılacaktır. Arkadaşlarınızla bir kafeye gittiniz ve ona rastladınız, arkadaşlarınıza nazik bir
    şekilde durumu izah edip, hemen ordan uzaklaşın!

    Dışarı çıkın !
    Evde boş boş oturmak, onun aklına gelmesini kaçınılmaz kılar.
    Bu nedenle dışarı çıkın ve hayatın herşeye rağmen aktığını, dünyada tek sevilebilecek insanın olmadığını görün! alışveriş yapın, yüzün, spor yapın, gülün, eğlenin!
    Sokakta iken eski sevgilinizden daha güzeller olduğunu ve her an daha mutlu olabileceğiniz bir insanın karşınıza çıkabileceği kadar çok insanın olduğunu düşünüp
    şükredin!

    Romantik olan herşeyden kaçının!
    Birini unutmaya çalışırken, romantik filmlerden, müziklerden vb uzak durmak en sağlıklısı.
    Sizi güldüren keyifli vakit geçireceğiniz şeylere odaklanın!

    Kendinize iyi bakın!
    Özellikle kadınlar acı çektiklerinde, kendilerine zarar verme eğiliminde olurlar.
    Birnevi kendilerini cezalandırırlar, siz bu duruma düşmeyin!
    Spor salonuna gidin, cilt bakımı yaptırın, daha da güzelleşin ve özgüveniniz yükselsin.
    kimse için üzülmeye değmediğini anlayın!

    Başkasını Bulun!
    Hayat akıp gidiyor,ömür çok kısa, onu düşünmekle zaman geçirmekle yapılabilecek en büyük hatadır!
    Eski sevgilisinin yasını senelerdir tutanların çıkmaza girme nedeni ona saplanıp kalmalarıdır, o kendi hayatını kurmuş keyfine bakarken, bu kadar aciz olmayın!!!
    Size verebileceğimiz en bomba tavsiye evlenecek başkasını bulun!
    Unutmayın çivi çiviyi söker, her zaman güzelin güzeli, iyinin iyisi bulunur.
    Yeni biri hayatınıza girdiğinde, bu durum hayata yeniden bağlanmanızı, içinizde umut filizlerinin yeniden yeşillenmesini sağlayacaktır!

    YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan yorum yazıları veya haberlerin tüm hakları Kadınlar Kulübü’ne aittir. Kaynak gösterilse dahi hiçbiri özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazılar sadece Kadınlar Kulübü tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.

  • Evlenilecek Doğru Kişiyi Bulmanın 10 Yolu

    Evlenilecek Doğru Kişiyi Bulmanın 10 Yolu

    Aşk, sevmek, yuva kurmak, aile, çocuklar  bu kavramların hepsi hepimizin kulağına hoş gelen şeyler değil mi:). Doğru kişiyi bulmak ve aşık olmak, onla bir ömür sürdürmek, bu hepimizin ortak amaçlarından biri diyebiliriz.Evlenilecek Doğru Kişiyi Bulmanın 10 Yolu yazımızda size bu doğru kişiyi bulmakta yardımcı olmaya çalışacağız.

    Aşık olmak ve evlenmek ikisi çok farklıdır, çoğu çift için durum; çok iyi aşık, sevgililer fakat evleniyorlar geçinemiyorlar çünkü birbirleri için doğru kişi değiller.
    Doğru eşi seçebilmek çok mühimdir, sizin için ‘doğru sevgili’ olan kişi ‘doğru eş’ olmayabilir. Evlenilecek Doğru Kişiyi Bulmanın 10 Yolu yazımız size mutlu evlilik yapmanız, doğru seçimler yapmanız konusunda rehberlik edecektir.

    Evlenilecek Doğru Kişiyi Bulmanın 10 Yolu

    Evleneceğiniz Kişiyi Olduğu Gibi Kabul Edin!
    Klasik hatadır, ben onu adam ederim! bu niyetle evliliğe başlamak ve karşı tarafta sevmediğiniz, beğenmediğiniz yönler ağırlakta olduğu zaman, o kişiyle evlenmek!
    Altın kural, şu anki karakterinden, toplumsal statüsünden, görüntüsünden vb. hoşlanmadığın kişiyle evlenme!
    Şunu bilmeli ki evlilik yaşına gelmiş insanların huyları kemikleşmiştir,evlenmeden önce kimleysek, evlendikten sonra da aynı kişiyle birlikte olacağız, evlendikten sonra değişmesini beklemek ütopik olur.

    Yalnız Fiziksel Görüntüye Odaklanmayın!
    Fiziksel olarak çok beğendiniz, beğendiğiniz bu bedene hayalinizdeki ruhu koyup aşk sandınız! ve karakterini gözardı ettiniz, bunun üzerine bize geçmiş olsun demek kalır!
    Günümüzde çok aşığım, onsuz olamıyorum sözünü çok duyarız, halbuki bu sözün altında yatan gerçek, onu fiziksel olarak çok beğeniyorum, onla olmayı arzuluyorumdur.
    Fizik elbette önemlidir, beğeni evleneceğimiz kişiyi seçmekte çok etkilidir, çünkü evlenince her an onun yüzünü göreceğiz, heran onun fiziğine yakın olacağız, yüzünü, fiziğini beğenmediğimiz biriyle evlenmek yapılabilecek en büyük hatalardandır fakat bu tek başına kriter olmamalı. Bu kişinin karakteri nasıl, huyu suyu nasıl, yardımsever mi, diğer insanlarla ilişkisi nasıl, sadık mı, çalışkan mı, sorumluluk sahibi mi vb huylarını gözden geçirin. En önemli sorulardan biri bu adam veya kadın çocuğumun annesi-babası olmayı hakkediyor mu? bu kişiden çocuğum olursa iyi anne-baba olur mu? tüm bunları dikkate alın.Bu kişiyle bir ömür geçirebilecek misiniz, tek başına fiziğe değil, çok boyutlu düşünerek evlenmeye karar vermelidir. İnanç yönünden sağlam birini eş olarak seçin!

    Evleneceğinizi kişileri mutlu insanlardan seçin!
    Genelgeçer doğru insan tabiri, yani herkes için doğru insan olan insan karakteri, güleryüzlü, sabırlı, kolay sinirlenmeyen insandır.
    Hele ki şayet siz yapı olarak agresif, çabuk kızan bir insansanız, sizin gibi biriyle evlenmek kendinize yapabileceğiniz en büyük kötülüktür, felaketiniz olur!
    Ya kısa sürede mahkemede alırsınız soluğu ya da birbirinizden nefret ederek sürer ilişkiniz, herhalükarda hayatınız zehir olur.
    Her insan kendini bilir, böyle agresif biri olduğunuzu düşünüyorsanız, sizin için ideal eş, size katlanabilecek, sizinle evliliği sürdürebilecek eş bu saydığımız vasıflarda biri olmalıdır.

    Duygularınıza Değer Veren Kişiyi Seçin!
    Eşinizi seçmek istediğiniz kişiyle aranızdaki duygusal bağ güçlü olmalıdır.
    Bakışlarınızdan bile anlaşacağınız, aynı şeyden etkilenip ağlayabileceğiniz, aynı şeyleri okumaktan,izlemekten, dinlemekten keyif alacağınız kişiyi seçin!
    Kendi ihtiyaçlarından önce sizin ihtiyaçlarınızı karşılamayı düşünen, empati duygusu gelişmiş, anlattığınız şeyleri dinleyen, duygularınıza değer verip ortak olan kişi sizin eşiniz olmalıdır!

    Ortak Hedeflerinizin olduğu, önceliklerinizin aynı olduğu kişiyle olun!
    Evlenmeden önce gözardı ettiğiniz ortak dünyevi ve uhrevi görüşler, aşkın tatlı zamanları geçince, evlendikten bir müddet sonra aradaki bu farklı hayat görüşünün sebep olduğu aranızdaki uçurumun çığ gibi büyüdüğünü farkediceksiniz. Ruh ikizi diye sıkça telafuz edilen bir kavram var, evleneceğiz kişi ruh eşinizde olmalı, dünya ve ahiretle ile ilgili görüşleriniz uyuşmalı!!

    Hayran olduğunuz kişiyle evlenin!
    Araştırmalar gösteriyor ki, fiziğine, karakterine, ve genel anlamda o kişiye hayranlık duyduğumuz
    veya çok beğendiğimiz kişiyle yapılan evlilikler daha uzun sürüyor!
    Bu mercedesi var ona hayranım demek anlamına gelmiyor:)
    Ona bakarken hem fiziksel hem de ruhsal olarak  ona bakmaktan, onla konuşmaktan, vakit geçirmekten keyif aldığınız kişiyi eş olarak seçin!

    Güvende Hissetmediğiniz Yanlış İnsandır!
    Şu soruları kendinize sorun; Bu kişinin yanında huzurlumuyum, onla olduğum zaman
    olduğum gibi miyim? Onla yalnızca karıkoca olmanın yanısıra iyi bir arkadaşta olabilir miyiz? tüm bu konulara cevabınız evetse doğru yoldasınız:)

    Sorunları Masaya Yatırın!
    Evlenmeyi düşündüğünüz kişiyle ileride canınızı sıkabilecek, sizi üzebilecek herşeyi baştan konuşun!Sıkıntıları aşmanın tek yolu, kendinizi iyi ifade edip, kaygı duyduğunuz, sizi rahatsız eden şeyler neyse onları söylemektir. Bu sıkıntılar aşılabilir şeyler mi yoksa
    ileride size problem çıkarırlar mı bunları iyi değerlendirmeden, çözüme kavuşturmadan evlilik yolunda adım atmayın!

    Kişisel sorunları olan, mutsuz kişilerden uzak durun!
    Bekarken mutsuz ve depresif bir kişilik, muhtemelen evlendikten sonrada öyle kalacaktır.
    Evlenince ruhsal sorunları çözmek için sihirli bir değnek size değmeyecektir. Tamam, kabul evlenince sorumluluk almayla, biriyle beraber olmayla, çoluk çocuğa karışmakla düzelen kişiler var, fakat bu genel bir kaide değildir. Psikolojik sorunları olan insanlarla evlenmeden bir daha düşünün!

    İlgili Konular

    Evlenmeden Önce Bunları Muhakkak Bilin! Tıklayınız

    Bir Erkekle Evlenmeden Önce Bilmeniz Gerekenler Tıklayınız

    YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan yorum yazıları veya haberlerin tüm hakları Kadınlar Kulübü’ne aittir. Kaynak gösterilse dahi hiçbiri özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazılar sadece Kadınlar Kulübü tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.

  • Erkeklerin etkilendikleri kadınlar

    Erkeklerin etkilendikleri kadınlar

    Kadınların da erkeklerin de ilişki kuracakları insanlarda önem verdikleri şeyler vardır. İlişkiye başlamadan önce bunları bilmenizde fayda var.

    Özenli ve çekici kadınlar
    – Giyimlerinden, yemeklerine kadar onlara özen gösteren kadınlar erkekler için etkileyicidir. Bu, ilişkilerine ne kadar özen gösterdiklerinin bir işaretidir.

    – Erkeklerin kalbine giden yol, boğazlarından geçer. Özenerek hazırladığınız yemekler, onlar için vazgeçilmez olmanızı sağlayabilir.

    – Evde temizlik veya yemek yaparken bile onların gözünde çekici olduğunuzu biliyor muydunuz? Sebebi gayet açık, doğal halinizlesiniz.

    Sağduyulu ve çocuksu kadınlar
    – Her ne kadar kadınların ilgi alanlarından anlamasalar da, kadınların bu konulardaki sağduyusu birçok erkek için etkileyicidir.

    – İşte bir klasik: Erkeklerin çoğu ilk bakışta kadınların kalçalarından etkilenir.

    – Sürprizler karşısında kadınların yüzünde beliren çocuksu tebessümler ve gözlerinin parıldaması erkekler için vazgeçilmezdir.

    Çekici ve cezbedici kadınlar
    – Cinsel hayatınızda baştan çıkarıcı olsanız bile, erkeklerin aslında şehvetin habercilerinden (imalı bakışlar ve sözler gibi…) etkilendiklerini unutmayın.

    – Onlar için özenle seçtiğiniz çamaşırları baştan çıkarıcıdır.

    – Erkekler hastalıkları boyunca başlarından ayrılmayan kadınları sever.

    Zevkli, doğal ve güvenilir kadınlar
    – Birçok erkek, gömleğini veya tişörtünü kadınların üzerinde görmekten çok hoşlanır.

    – Özel eşyalarını emanet ederek onlara duyduğu güveni belli eden kadınlar, erkekleri etkiler.

    – Yapmacık hareketlerden kaçınan, kendisi olan kadınlar erkeklerin beğenisini kazanırlar.

    Islak dudaklar, yumuşak eller, bakımlı kadınlar
    – Dudak parlatıcalarının yapışkanlığından şikayet etmesine aldırmayın, aslında ıslak görünümlü parlak dudaklar tüm erkekleri cezbeder, sizi öptükçe öpesi gelirler! Her zaman yanınızda dudak parlatıcısı taşımanızda fayda var!

    – Kadınların yumuşak ve mis kokulu elleri erkekler için vazgeçilmezler arasındadır. Ellerinizin her zaman bakımlı ve mis kokulu olmasına özen gösterin.

    – Bakım için tonlarca para döktüğünüzden yakınsalar bile, bakımlı kadınlara bayılırlar! Güzelliğinizden asla ödün vermeyin!

    Özverili, başarılı ve anaç kadınlar
    – Kadınların eşyalarına gösterdikleri özen, erkeklerin gözünde sadakat ve özveri simgesidir. İlişkinize gösterdiğiniz özveriyle ne kadar sadık ve güvenilir olduğunuzu anlamasını sağlayabilirsiniz.

    – Yaşantısının her alanında başarılı, ne istediğini bilen ve yardım sever kadınlar erkekleri cezbeder.

    – Çocuklarla iyi anlaşan ve onları seven kadınlar erkekleri etkiler.

    Zevkli ve ince düşünceli kadınlar
    – Erkeklerin zevklerine ve alışkanlıklarına anlayış gösteren kadınlar, onlar için daha vazgeçilmezdir.

    – Hatırlamaları için erkekleri zorlamadığınız sürece, özel anlarınıza dair tarihleri es geçmemeniz onlar için etkileyicidir.

    – Arkadaşlarının ve başkalarının yanında söylemediğiniz sürece, özel hitaplarla ona seslenmeniz erkekleri çok etkiler.

    Teslimiyetçi ve duygusal kadınlar
    – Bazen, erkeklerin kadınlarla kasten inatlaştıklarını unutmamak gerekir. Kimisi inatlaşan kadınları çok çekici bulurken, kimisi de çocuk gibi küsen kadınları çok şirin bulur.

    – Kadınların koruyucusu gibi hissetmek erkekler için gurur verici bir davranış olduğundan etkileyicidir.

    – Eleştirmelerine rağmen kadınların duygusallıklarını yansıtabilmeleri onlar için önemlidir çünkü hiçbir erkek duygularını rahatça ifade edemez.

  • Aşk kadere mi bağlı?

    Aşk kadere mi bağlı?

    Çok kaderci olmayı, yaşamın umutsuzluğu olarak görüyorum. Ancak bazı durumlar vardır ki; önüne geçmek mümkün değildir sanırım. Aslında bana göre hayat, bir duraktan yola çıkıp, başka bir noktaya ulaşma halidir. Bu yolculuğu hangi yolu seçerek yapacağınız tamamen size ve tercihlerinize bağlıdır. Ancak bu seyahat sırasında mutlaka uğramanız gereken belirli duraklar vardır. O duraklara uğramadan devam etmeniz mümkün değildir.

    İşte, orada durmak ve mola vermek zorunda kaldığınız noktaların kadersel yazgılar olduğunu ancak oraya giderken seçtiğiniz yolda yaşadıklarınızın, sizin tercihlerinizin sonucu olduğuna inanıyorum. Yani hayat, biraz kader ve biraz seçimden oluşan, keyifli ve sürpriz dolu bir karışımdır.

    Bu bakış açısından değerlendirdiğimde, hayatımızda derin izler bırakan aşkların, o kadersel şemanın içinde durduğuna ve mutlaka uğranması gereken duraklardan biri olduğuna inanıyorum. Bazı olaylar inisiyatifimizin dışında gelişiyor.

    Peki, kaderi değiştirmek mümkün mü?

    Belki çok farkında olduğunuzda ertelemek mümkün olabilir ama tümüyle yönünü değiştirmek pek mümkün değil öyle değil mi? Kaderle ilgili ne zaman bir sohbetin ortasına düşsem, aklıma Kızkulesi’nin efsanesi gelir. Hikaye şöyledir: Kızkulesi Adası, Kubadabad Saltanat Kentinin haremliğiymiş. Adada çevresi sularla çevrili bir kale ile, birbirinden güzel köşklerin ortasında yüksek bir kule varmış. Bu kulede cariyeleri ile birlikte Selçuklu Sultanının güzeller güzeli biricik kızı yaşarmış. Sultan, düşünde (başka bir rivayete göre falında) sevgili kızının yılan sokması sonucu öleceğini görmüş. Yaptırdığı kaleye ve içindeki kuleye kızını kapatmış. Kuleye yılan girmesin diye beton borularla Anasmaslar’dan adaya su ve süt akıtılmış. Böylece yıllar geçmiş ve günlerden bir gün Sultan ateşlere düşüp hastalanmış. Ülkenin en ünlü hekimleri bir araya gelerek, zar zor hastalığa çare bulmuşlar. Sevgili Sultan yeniden sağlığına, mutluluğuna kavuşmuş. İyileşmesini kutlamak için kuleye armağanlar gelmeye başlamış. Yaşlı bir köylü kadın da, bir sepet üzüm getirmiş. Ancak üzümlerin içinde bir küçük yılan varmış. Yılan o gece uykuya dalan güzel Prensesi sokup öldürmüş.

    Bu efsane, kaderin önüne geçilemeyeceğini anlatır. Ne yaparsanız yapın, başınıza gelecek olan, gelecektir. Aşkın da insanın kadersel yazgısında yer aldığına inanırsak, yaşamımıza imza atan, iz bırakan ve bize dersler veren aşkların, önüne geçilemez olduğunu varsaymak çok da yanlış olmayacaktır diye düşünüyorum.

    Asıl önemli olan, yaşadığımız o yürek savrulmasından, ne öğrenmemiz gerektiğini bulmak. Sadece bir aşk diyerek geçilen, hiçbir tecrübe edinilmeden atlanılan aşk acıları, aslında kalbimizi ve ruhumuzu biraz rendelemek, eğitmek için yaşatılmıştı. Üstünde durulması gereken ve daha önemli ders ise şudur:

    Deneyimlerinizden doğru dersler çıkararak yola devam etmeyi beceremezsek, bir sonraki daha ağır ve güçlü gelecektir, ta ki öğrenene kadar…

    Candan Ünal

  • Mutlu evliliğin püf noktaları

    Mutlu evliliğin püf noktaları

    Modası hiç geçmeyen kurum; evlilik… Ancak aynı zamanda sorunları hiç bitmeyen de o…. Bekarlar evlenmek, evlenenler de boşanmak istiyor. Peki yanlışlık nerede? Her şeyin suçlusu evlilik mi yoksa bir yerlerde hata yapan biz miyiz?

    Mutlu evliliğin püf noktaları

    1. Acele etmeyin: Özellikle aile büyüklerinin “Yaşın kaç oldu, yaşıtların hep evlendi, ben de torun istiyorum” türünden dayatmalarına kulaklarınızı tıkayın. Çünkü acele ile yapılan evliliklerde ilişkinin bedeni ve ruhu oturmuyor. Tek başına aşk da, tek başına para da bir evliliğin uzun ömürlü olmasına yetmiyor.

    2. Kendinizi iyi tanıyın: Kendi ruhunuzu ve düşünce yapınızı iyi tanıyın. Bu özelliklerinize göre bir arayış içine girin. Kendinizi tanımadan karşı tarafı sırf güzel, yakışıklı ya da zengin olduğu için seçmeyin. Özellikle üçüncü kişilerin tavsiyeleri ile başlayan evlilikler kaybetmeye baştan mahkum oluyor.

    3. Gerçekçi olun: “Nikahta keramet vardır, evlendikten sonra düzelir” şeklindeki sözlere inanmayın. Gerçek düşüncelerinizi evlenmeden önce ortaya koyun. Karşı taraftan da aynısını bekleyin. Örneğin çocuk sahibi olmak istemeyen nişanlınızın, evlendikten sonra fikrini değiştireceği hayaline tutunmayın. Ya da evlendikten sonra başka bir şehirde oturmak istemiyorsanız ancak böyle bir ihtimal varsa tavrınızı baştan konuşun.

    Aşkı yaşatmanın 11 yolu

    1. Ona saygı duyun.

    2. Onu dinliyor gözükmeyin, gerçekten dinleyin.

    3. Onu olduğu gibi kabul edin, eleştirmeyin.

    4. Doğru tartışmayı öğrenin.

    5. Ona zaman ayırın.

    6. Onu düşünün ve düşündüğünüzü, onu mutlu edeceğini bildiğiniz şeyleri yaparak gösterin.

    7. Ona sizin için farklı olduğunu hissettirin.

    8. Maddi boyutunu esas almadan, onu mutlu edecek ufak sürprizler hazırlayın, özel zamanlar yaratın.

    9. Karşı taraftan beklemeyin, önce siz yapın ki karşılığını alın.

    10. İlişkiyi güncelleyin; eski günlerde gittiğiniz yerlere ziyaretler yapın, ilk günlerinizi hatırlayın.

    11. İşinize mesai harcamazsanız iflas edeceğini bildiğiniz gibi, evliliğinize mesai harcamazsanız onu kaybedebileceğinizi unutmayın.

    Uzman Psikolog Bülent Budak, evliliği tanımlamasını istediğimizde, “İnsanların birbirine hissettiği cinsel isteklerin, sevgi, şefkat ve ilgi ihtiyacının giderilmesinin yanı sıra daha düzenli, huzurlu ve sağlıklı bir yaşam için asırlar önce oluşturulmuş bir düzenden bahsediyoruz “diyor. Bu sosyal yapılanmanın doğada var olmadığını belirten Budak, “İnsanların yerleşik yaşama geçmeye ve sosyal hayata başlamalarıyla birlikte, farklı örf ve adetler içerisinde böyle bir kurum yapılandırıldı. İnsanlar kendilerini yaşadıkları toplumun örf ve adetlerine uymak zorunda hissettikleri için evlenmek istiyorlar. Bir de çocuk faktörü var. Çünkü insan, en temel korkularından biri olan ölüm korkusunu rahatlatabilmek için ardında bir eser bırakmak istiyor ve çocuk sahibi oluyor. Evlilik dışı bir çocuğun dışlanması ihtimali insanları evlenmeye yönlendiriyor. Son yıllarda bilimsel değil ama sosyal olarak 30 yaşını geçen kadınlarda evlenme sendromu oluştu” diyor.

    Yıldönümlerinden korkmayın

    Uzman Psikolog Bülent Budak, evliliğin belli yıllarının daha zorlu geçtiği şeklindeki söylemlerin bilimsel temeli olmadığını belirtiyor. Bazı kişilerin adeta “kendini gerçekleştiren bir kehanet gibi” inandıkları bu durumun zararlarını yaşadıklarını, sorun yaşama beklentisi nedeniyle 1., 3. ya da 7. yıllarda sorunlar yaşadığını da ekliyor. Oysa doğru olan evliliği yıllara değil, dönemlere ayırmak. Çünkü her dönem evliliğin taraflarına ve çevresel faktörlere göre uzayıp kısalabiliyor.

    Sanal dönem

    İnsanların kendilerini gizledikleri, sorunları görmezden geldikleri, her şeye evet dedikleri ve kendi gerçeklerini göstermedikleri bir dönemden bahsediyoruz. Evliliğin başlangıcını oluşturan bu dönemde tarafların isteği; kavga çıkmamasını, romantizmin sürmesini sağlamak ve dışarıdan bakılınca mutlu bir evlilik tablosu oluşturmak. Çiftler bu dönemde birbirlerine kendilerini tam olarak göstermedikleri gibi, aile ve arkadaşlar konusundaki olumsuz fikirlerini de kendilerine saklıyorlar. Evlenmeden önce birlikte bir evi paylaşan çiftler bu dönemi çok kısa yaşayabiliyor. Bazı çiftlerin ise bu dönemi yıllarca yaşamaları da mümkün.

    Gerçekçi dönem

    Çiftler bu dönemde yavaş yavaş “ben” demeye başlıyor; “Ben böyle düşünüyorum, böyle istiyorum” gibi… Böylece bu dönem fikir ayrılıklarının, duyguların ve beklentilerin ortaya çıktığı yılları anlatıyor. Uzman Psikolog Bülent Budak, bu dönemin çok riskli olduğunun da altını çiziyor. Çatışmaların başladığı bu dönemin süresi de çeşitli faktörlere göre değişiyor. Bu dönemin başarıyla atlatılması mümkün, ancak tartışma kültürümüzün eksikliği, karşı tarafı olduğu gibi kabul etmekten kaçınmamız ve değiştirmeye çalışmamız bu dönemden başarıyla çıkmayı da zorlaştıran faktörler. Yine bu dönemde, çiftler birbirlerinin aile fertleri ya da arkadaşları hakkında olumsuz görüşlerini de açıkça dile getirmeye başlıyorlar. “Evlenince değişti” söylemini dillendirdiğimiz bu dönemde yanıldığımız nokta ise şu; değişen kimse yok. Aslında sanal dönemde gösterilmeyenler ya da görmek istemediklerimiz bu dönemde ortaya dökülüveriyor.

    Suskunluk dönemi

    Öncelikle şunu belirtelim ki, “Gerçekçi Dönem”i başarıyla atlatıp uzmanlık dönemine giren çiftler azınlıkta kalıyor. Çoğu çift kendini suskunluk döneminde buluveriyor. Suskunluk döneminde, önceki dönemden gelen konular bir süre bir kenara bırakılıyor, sessizlik dönemi başlıyor ve bir gün daha şiddetli olarak yeniden tartışılmaya başlıyor. Her patlama, bir öncekinden daha şiddetli oluyor. Artık birbirlerine güvenlerini kaybetmeye başlayan çiftler, “Eşimle bu konu konuşulmaz” diye düşünerek iletişimden kaçınmaya başlıyorlar. İşte bu sessizlikte bazen duyulan tek şey boşanmanın ayak sesleri oluyor. İki taraf da ekonomik olarak tek başına ayakta durabilecek durumdaysa boşanma gerçekleşiyor. Eğer çocuk varsa, boşanma ertelenebiliyor. Aldatmaların en çok yaşandığı dönem de suskunluk dönemleri… Çiftler duygusal arayışlara giriyor ve bu açlığını başkaları ile gidermeye başlıyor. Bu kişiler iş çevresinden, arkadaş çevresinden ya da sanal dünyadan olabiliyor. Son zamanlarda sosyal ağlarda eski sevgililerini bulanların sayısı da oldukça fazla…

    Uzmanlık dönemi

    İşte az rastlanan ideal dönem! Tabii ki pembe bir dünyadan bahsetmiyoruz. Hayat devam ettikçe çiftlerin önüne engeller, sorunlar çıkıyor. Uzmanlığa erişen çiftler, kriz yönetimini ustalıkla gerçekleştiriyor. Ufak tefek hatalar olsa da patlamalar; küsmelere, suskunluğa gitmeden hallediliyor. Duygusal ve mantıksal olarak gelişmiş bir ilişkide, çiftler önlerine gelen her engeli başarıyla aşıyorlar.

    Kötü giden evliliği bir bebek kurtaramaz

    Uzman Psikolog Bülent Budak, çocuk sahibi olmanın bir evliliğe büyük etkileri olduğunu söylüyor. Ancak burada sadece olumlu etkilerden söz etmiyor. Öncelikle çocuk yetiştirmenin de tıpkı evlilik gibi süreçleri olduğunu, yani kolay bir şey olmadığını unutmamak gerekiyor. Bir çocuğun aileye yapacağı olumlu katkılar çocukla ilgili değil, çiftlerin bu duruma bakış açısıyla ilgili oluyor. Örneğin bir babanın, çocuk bakımının sadece annenin görevi olduğunu düşünmesi ve kadını bu işte yalnız bırakması, çiftin arasında daha önce olmayan sorunların doğmasına bile neden olabiliyor. Bu nedenle çocuğun, ilişkide hiçbir şeyin başlangıç noktası olarak görülmemesi, öncelikle tarafların bakış açılarını değiştirmeleri gerekiyor.

    Sanal alemdeki tehlike!

    Artık canımız her sıkıldığında kendimizi oyalayacak bir şey bulabiliyoruz. Televizyonun yanı sıra artık elimizin altında uçsuz bucaksız bir internet alemi var. Ancak sanal ortama ne kadar çok zaman harcarsanız, o tarafınızı geliştirmiş oluyorsunuz ve ilgilenmediğiniz ilişkiniz zayıflıyor. Bunun önüne geçmek için fiziksel tedbirler alın. Bilgisayarı salonunuzdan ve yatak odanızdan çıkarın. Haftada iki gün televizyonsuz ve bilgisayarsız geceler yapın.

    Düzenli ve sağlıklı yaşamak için evleniyoruz

    “Evlilik insan doğasına aykırı mı?” diye sorduğumuzda ise Uzman Psikolog Bülent Budak, bu fikrin insanların sorumluluktan kurtulmak için ürettikleri bir mazeret olduğunu belirtiyor: “Doğaya bakınca hayvanların tek eşli olmadığını görüyoruz. Bu açıdan bakınca evliliğin bu doğaya aykırı olduğu söylenebilir. Ancak yaşadığımız binalar da, bindiğimiz arabalar da doğaya aykırı. Doğaya uyumlu yaşamak için ata binip mağaralarda yaşıyor olmamız gerekiyordu. Hayatımızı iyileştirmek için ürettiğimiz bu yapılanmalar gibi, düzenli ve sağlıklı bir yaşam için de evlilik kurumunu ürettik.
    Yani evlilik bir gereklilik olarak ortaya çıktı.

    Formsanté Dergisi

  • Ünlülerin İlişkilerinden Çıkarılan Dersler

    Ünlülerin İlişkilerinden Çıkarılan Dersler

    Hiç tanımadığımız kişilerin özel hayatlarını okumaktan keyif alıyoruz. Peki bize olan katkısı?

    Ünlülerin özel hayatlarıyla ilgili her gün yeni bir haber görüyoruz, çoğuyla ilgileniyoruz da üstelik. Bize katkılarının ne olduğunu düşünüyor muyuz, yoksa maksat vakit geçirmek, eğlenmek mi? Biz yine de ünlülerin ilişkilerinden hangi ana fikirleri çıkarabileceğimizi merak ettik:

    Jennifer Aniston: Ne kadar güzel, zengin ya da başarılı olduğunuz fark etmez; 40 yaşına kadar hala evlenip çocuk sahibi olmadıysanız, insanlar sizin mutsuz ve umutsuz olduğunuza dair konuşmaya devam eder.

    Eminem ve Kim Mathers: Para işleri yoluna koyabilir ama bazen de bir çiftin arasına girebilir. Karını öldürmekle ilgili şarkılar yazmak da pek akıllıca bir fikir değildir.

    Madonna: Kardeşiniz yerine kocanızın tarafını seçecek iseniz, ondan tamamen vazgeçmeden önce bir gizlilik anlaşması imzalattığınızdan emin olun. Size ne kadara mal olursa olsun!

    George Clooney’s eski kız arkadaşları (hepsi): Bir adam size sizinle evlenmeyeceğini söylüyorsa, ona inanın.

    Paris Hilton, Vanessa Hudgens, Kim Kardashian ve diğerleri: İş dijital fotoğrafçılığa geldiğinde, “sadece onun bakması için” diye bir şey yoktur!

    John Edwards & Eliot Spitzer: Aldatırken yakalandığınızda, beyhude inkarlar ve zayıf özürlerden daha kolay bir şeyler denemelisiniz.

    Anne Hathaway: Şüpheli gelirlere sahip kötü çocuklara son, Raffaello Follieri gibi!

    Don Draper: Hayır, Jon Hamm değil, Mad Men’de oynayan adam. Yani karakter. Draper’ın tavrı son zamanlarda nahoş hareketler ile kınansa da, kendimize şunu hatırlatmayız ki ekranda tahrik edebilen şeyler gerçek hayatta hoş olmaktan oldukça uzak.

    Spencer Pratt ve Heidi Montag: Birlikteliklerini gözünüzün içine içine sokan rahatsız edici çiftleri bilirsiniz. Bu henüz bahsettiğimiz ikili için geçerli değil ama onlardan önceki Jennifer Lopez ve Ben Affleck çifti gibi, kimler çok fazla böbürlense genellikle o iş yürümüyor.

    Ashton Kutcher & Demi Moore/Bruce Willis & Emma Henning: Ashton 30, Demi 46, Bruce Willis ise 53 ve şu andaki model sevgilisi 29 yaşında. 16 yıl yaş farkı 26 yıl farka karşı ve eleştirilen kim? Demi. Yani erkekseniz sevgilinizin sizden kaç yaş küçük olduğunun önemi yok ama kadınsanız her zamanki gibi bu da başınıza sorun olacaktır!