Etiket: ilişki

  • Bilinmeyen garip seks sözcükleri

    Bilinmeyen garip seks sözcükleri

    Dünya üzerinde kullanılan dillerde bilinmeyen birçok seks sözcüğü var… Kullanılacaklar listenize ekleyin.

    Amatory: Aşkı manalı kılan, aşk arzusunu dile getiren.

    Agrypnia: Birine aşık olduğunda uykusuz kalma durumu.

    Aeipathyn: Aşkta duyguların çaresizliği.

    Amorevolous: Aşk düşkünü, herzaman aşık olmaya hazır durumda olmak.

    Boreism: İlişkinin sıkıcı olması ya da partnerinden sıkılmak.

    Caprizant: Aşık olduğun zaman oluşan düzensiz kalp atışı.

    Diffibulate: Kendini birine bağlamak.

    Diloricate: Kendini partnerinden üstün görmek.

    Dodrantal: Ona bir şeyler söylemek için çabalama.

    Ecstasiate: Aşırı sevmek,mutluluk duymak.

    Gleimous: İlişkini yaşarken bir şey hissedemiyorsan.

    Gnathonise: Bir şeyler yaparak kendinizi iyi hissetmek. Örneğin sexten önce sırtınıza masaj yapması gibi.

    Ingeniculation: Bir erkek kız arkadaşının dizine dokunduğu zaman daha çok seks yapmak ister.

    Ingordigious: Aç gözlülük. Seks doyumsuzluğu.

    Interfation: Birileri konuşuyorken, sözlerini kesme.

    Isangelous: Aşkta melek gibi olmak.

    Lambition: Aşkta ihtiras,hırs,tutku duygusu.

    Lubency: İlişkide partnerinden istekli olma.

    Mariturient: Birçok insan evlenmek ister ama kadınlar genellikte 30lu yaşlarından önce isteselerde erkekler bunun tam tersini düşünür.

    Molrowing: Kadınlarla gününü gün etmek.Yani çakınlık.

    Myriander: Çok sayıda kişiyle cinsel ilişki yaşamak ve bunu yeni erkek atkadaşıyla açık açık paylaşmak.

    Obacerate: İlk çıkma gününüzü unutup sonradan farkına varma.

    Obstrigillate: İlk çıkma gününüzü hiç unutmama.

    Orgiophant: Alemlerin, partilerin başı olma.

    Phlyarologist: İlişkide kendini bir hiç hissetme.

    Quaeritate: İlişkide sorgulayıcı taraf olma.

    Redamancy: Eski sevgiliye geri dönme.

    Resarciate: Suçlu olduğu konuda kendini affettirmek,kusurunu düzeltmek.

    Roblet: Birini baştan çıkarmak.

    Rogitate: Sürekli kendine soru sormak. Mesela “eski kız arkadaşından daha mı güzelim ya da cinsel ilişkide eski kız arkadaşından daha mı iyiyim gibi.

    Slimikin: İlişkide daha incelikli olan taraf.

    Somandric: Partnerine ait olmak, onunla aynı olmak.

    Stagma: İçki alemlerinde bulunmak.

    Surgation: Erkekteki cinsel arzular.

    Traboccant: Olur olmaz yerlerde seks düşünmek.

    Tremefy: Partnerinizin üzerine düşmen yani onunla ilgilenmen.

    Vacivity: Kendini boşlukta hissetme.

    Venustation: Kendini güzelleştirmek.

    Veteratorian: İlişkide kurnazca davranışlar sergileme.

    Visotactile: Birşeyleri önceden sezmek.

    Zaftig: Büyük göğüslere sahip olmak.

    Zelotypia: İlişkide herşeye hevesli olma durumu.

  • Cinsel bilginizi test edin

    Cinsel bilginizi test edin

    Normalde çok zekiyim diye etrafta gururla gezinenlerden olsanız da iş mahrem konulara geldiğinde sınıfta kalabilirsiniz. Eğer cinsel zekanızdan emin değilseniz testimizi çözün ve seks IQ’nuzun kaç olduğunu belirleyin.

    Hepimiz seksin vücudumuz için ne kadar yararlı olduğunu biliyoruz. Seks kan basıncını ayarlarken, iyi bir uyku çekmenize yardımcı oluyor, depresyonu engelliyor ve partnerinizle aranızdaki bağı güçlendiriyor. Peki bu bilgilere sahipken seks zekanız ne kadar ileri düzeyde olabilir, hiç merak ettiniz mi? İşte size bu testle zekanızı ölçme şansı. Testi yapın ve IQ’nuzu öğrenin.

    1. Kadınların yüzde kaçı sıklıkla orgazm oluyor?
    a. Yüzde 30
    b. Yüzde 50
    c. Yüzde 70

    2. G noktası diye bir şey var mı, yoksa sadece bir efsane mi?
    a. Kesinlikle var
    b. Hayal gücü
    c. Kimse bunu bilemez

    3. Cinsel yolla bulaşan hastalıklardan en sık görüleni hangisi?
    a. Klamidya
    b. Bel soğukluğu
    c. Herpes

    4. Bu hastalıklar arasından hangi ikisi tedavi edilemiyor?
    a. Klamidya ve bel soğukluğu
    b. Herpes ve HPV
    c. Frengi ve Hepatit A

    5. Seks hakkında konuşmak için en uygun zaman ne zaman?
    a. Seksten hemen sonra yatakta uzanırken
    b. Sabah çayınızı yudumlarken
    c. Yataktan uzakta rahatsız edilmeyeceğiniz herhangi bir zamanda

    6. Çiftler ne sıklıkta seks yapıyor?
    a. Haftada bir defa
    b. Haftada iki ya da dört defa
    c. Haftada dört ya da daha fazla

    DOĞRU YANITLAR

    1.c
    Yapılan araştırmalara göre kadınların yüzde 59- 82’lik kısmı orgazm oluyor ve yüzde 70’i düzenli olarak orgazm yaşıyor. Eğer siz hala orgazm olamamaktan şikayetçiyseniz orgazm olmanın zamanla öğrenilebileceğini söyleyebiliriz. Uzmanlar özellikle orgazm olamayan kadınların kendi vücutlarını keşfetmeleri gerektiğini belirtiyorlar. Ayrıca partnerinize karşı yakınlık duymamak ya da yanında rahat olamamak da orgazm olup olmamayı etkiliyor. Her kadının farklı şekilde orgazm olabileceğini de unutmamak gerekiyor. Bazı kadınlar sadece oral seksle bazıları da belirli pozisyonlarda orgazm olabiliyor.

    2.c
    G noktası var ya da yok ama gerçek olan şu ki; vajinanın da penis gibi bazı hassas noktaları bulunuyor. Bu noktalar sinirleri etkiliyor ve bazı kadınlar bu noktalardan diğerlerine göre daha çok uyarılabiliyorlar. G noktasının vajina duvarının önündeki 5-7 santimetrelik bir alan olduğu düşünülüyor. Yani G noktanızı bulun ya da bulmayın aslında önemli olan vücudunuzu tanımak ve hangi bölgelerinizden etkilediğinizi bilmek! Bunu da önce siz keşfedebilir sonra da partnerinize öğretebilirsiniz.

    3.a
    Klamidya için boşuna sinsi bir hastalık demiyorlar. Kadınların yüzde 75’inde erkeklerin de yüzde 50’sinde görülen bu rahatsızlık hiç belirti vermeden ilerliyor. Seks sırasında salgılanan sıvılarda bulunan bir virüs nedeniyle ortaya çıkan bu hastalık prezervatif ile korunulmadığında çiftlerden birbirine bulaşıyor. Bu nedenle klamidyadan şüphelenildiğinde mutlaka test yaptırmak gerekiyor. Aksi takdirde bu virüs tedavi edilmediğinde kısırlığa bile neden olabiliyor.

    4.b
    Herpes ve HPV virüsü dokunarak geçen virüsler olduğu için prezervatif kullanmak bu virüslerde pek işe yaramıyor. HPV’nin birçok farklı tipi bulunuyor ve bunlardan bazıları tedavi edilmediğinde rahim ağzı kanserine neden olabiliyor. HPV’nin şu an için kesin bir tedavisi bulunmuyor. Fakat bazen vücut bağışıklık sistemi güçlüyse kendiliğinden virüsü yenebiliyor. Herpes ise uçuğa neden olan virüs tarafından genital bölgede ortaya çıkıyor. Yorgunluk, ateş ve tuvalette genital bölgede yanma belirtileri arasında yer alıyor. Tekrarlama olasılığı yüksek olan bu virüs bazen hiç belirti vermeyebiliyor. Cilde de sıçrayabilen bu virüs partnerinizi de etkileyebiliyor.

    5.c
    İletişimin cinsellikte önemli olduğunu biliyoruz fakat bazen partnerinizle ya da yeni tanıdığınız biriyle açıkça cinsellik hakkında konuşmak zor olabiliyor. Bu nedenle cinsellik hakkında doğru şekilde konuşmayı bilmeniz gerekiyor. Sorunlarınızı konuşurken duyguları incitmeden, kırıcı olmadan konuşmaya dikkat etmelisiniz. Cinselliği yatağın dışında konuşmak hem daha güven verici oluyor hem de sorunları daha kolay anlatmanızı sağlıyor.

    6.b
    Yapılan araştırmalar çiftlerin haftada en fazla üç defa seks yaptığını ortaya koyuyor. Fakat tabii bu haftanın her günü seks yapanlar ya da yılda toplam iki defa cinsel birleşme yaşayanlar olduğu gerçeğini değiştirmiyor.

    Formsante

  • Boşanma sonrası cinsel hayat

    Boşanma sonrası cinsel hayat

    Evli bir çifti boşanma noktasına kadar götürebilen cinsel sorunlar boşanmadan sonra birden ortadan kalkmıyor, çoğu zaman daha da artarak devam ediyor ve daha önceden olmayan başka sorunlar da bu süreçte ortaya çıkabiliyor.

    Sorunlu evliliklerde yaşanan iletişim sorunları, yoğun öfke ve kavgalar zamanla cinsel hayatı olumsuz etkiliyor, zamanla eşler birbirlerinden ve cinsellikten uzaklaşmaya başlıyorlar. Sorunlu evliliklerden sonra yaşanan boşanmaların faturası bazen cinselliğe kesiliyor. Bunun yarattığı olumsuz duygular beraberinde cinsellikten daha da soğumaya, kaçınma davranışları geliştirmeye, sosyal ilişkilerden uzaklaşmaya ve içine kapanma gibi davranışlara yol açıyor. Yani boşanmak cinsel sorunları çözmüyor.
    Boşanmadan sonra erkeklerde en sık rastlanan cinsel işlev bozuklukları; sertleşme sorunları, erken boşalma ve cinsel isteksizliktir. Boşanma sonrası geçmişe dönük olarak hissedilen yoğun suçluluk, öfke ve başarısızlık duyguları erkeklerde iktidarsızlığa neden olur. Hatta evliliğe ve kadınlara karşı beslenen olumsuz duygular zamanla cinsel isteksizliğe ve erken boşalmaya yol açabilir.

    SIRA DIŞI DAVRANABİLİR

    Boşanma sonrası erkeklerin farklı ve sıra dışı davranışları olabilir. Hayal kırıklıklarıyla dolu bir süreç olan boşanma çok kolay atlatılamaz. Çünkü kişiler yeni bir hayat kurmak ve bu hayata alışmak zorunda kalırlar, alışkanlıkları, arkadaşları ve sosyal çevreleri değişir, maddi sıkıntılar çekerler ve para harcama alışkanlıkları değişir. Birçok erkek kendini gezmeye ve alışverişe verebilir ve bu durumdan bir başka kadınla tanışana kadar kurtulamaz. Hatta kimi boşanmış erkekler boşandıktan sonra adeta bir ergen gibi davranarak, hemen bir partner bulup olabildiğince yoğun bir cinsellik yaşamaya çalışabilir ve sosyal statüsüne uygun olmayan davranışlar içine girebilir. Bazıları içine kapanabiliyor ve her türlü sosyal ilişkiden kaçarak depresyona girebiliyor. Örselenmiş bir egonun savunma tepkileri olarak değerlendirilecek her iki davranış zamanla cinsel hayatta sertleşme sorunu şeklinde kendini gösteriyor. Araştırmalar ayrılık travmasının yaklaşık üç yıl sürdüğünü gösteriyor. Bu nedenle ilk üç yıl içinde yaşanan ilişkilerde geçmişin etkisi sürebilir, iktidarsızlık ve benzeri cinsel problemler yaşanabilir.

    PEKİ, NE YAPMAK GEREKİYOR?

    Boşanma sonrası erkeklerin yardım almaları gerekiyor. Boşanma sonrası cinsel sorunlar yaşayan erkekler öncelikle paniğe kapılmamalı ve yaşadıklarının içinde bulundukları duruma göre normal olduğunu kabul etmelidir. Çünkü duygusal açıdan oldukça zor bir dönem olan boşanma ve sonrasında yaşananlar, erkeklerin üstünde bir yakının ölümünde veya bir organının kaybında yaşanacak kadar büyük bir travma etkisi yaratabilir. Erkek ayrılık sonrası geçmişiyle yüzleşebilmeli, yaşanan sorunlarda kendi sorumluluklarının farkına varmalı, hayatında yani bir başlangıç yapmalı ve cinsel hayatında geçmişe takılı kalmamalıdır. Her şeye rağmen uzun süre iktidarsızlık yaşayan erkeklerin karamsarlığa kapılmamasında, bir cinsel terapiste başvurmalarında ve cinsel terapi almalarında fayda var. Böylece kendilerini çok daha özgür, hafif ve mutlu hissedebilirler.

    Farklı kültür olumsuz etkiler mi

    22 yaşında bir genç kızım. İki yıllık erkek arkadaşımla evlenmek istiyoruz. Erkek arkadaşımı çok seviyorum ancak ikimiz de çok farklı kültürde yetişen kişileriz. Farklı kültürde olmak evliliğimizi nasıl etkiler?

    Kültürel farklılıklar evlilik üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir. Çünkü her kültürün yaşam tarzları ve standartları farklıdır. Ancak bunlar aşılmayacak problemler değildir. Kültür farkı ile oluşabilecek sorunlar değişime açık olmayla, anlayış, saygı, güven, sabır ve sevgiyle çözülebilir. Bunun için önce eşlerin sevgilerinin çok güçlü olması, birbirlerine gerçekten saygı göstermeleri ve evlilikte kararlı olmaları gerekir. Farklı kültür özelliklerini taşımak ve bu koşullarda bir araya gelmek dezavantaj gibi görünse de çiftler bunu olumluya çevirebilirler. Çiftler kültürel özelliklerin zenginliğinden yararlanarak hayatı başka açılardan görmeyi öğrenebilirler, ilişkilerini çok renkli, dinamik veya zengin yapabilirler, her iki taraf kendine yeni bir şeyler katabilir.

    Eşim sürekli küsüyor

    Eşimle görücü usulü ile evlendik ama 4 ay gibi bir süre birbirimizi tanıma fırsatı bulduk. Eşim bu zaman zarfında bana küsmek benimle konuşmamak gibi huylara sahip değildi. Evlendikten sonra hemen hemen her lafıma alınmaya başladı. Bu yatak odamızı da etkiliyor. Bana ne önerirsiniz?

    Evliliğin ilk üç yılı çiftin birbirini tanıma, anlama ve birbirine uyum yapma sürecidir ve bu zaman içinde küslükler, ufak tartışmalar olacaktır, rahat olun. Size düşen evliliğin ve eşinizin güzel yanlarını görüp, bu fark ettiğinizi göstermek olacaktır. Eşinizle birlikte daha sağlıklı ve mutlu bir cinsel yaşama sahip olmak, cinsel sorunlarınızı aşmak için sorumluluk almanız, küslükten vazgeçip, suçlamadan konuşmanız doğru bir seçim olacaktır. Bunun için ilk önce geçmiş mutlu günlerinizi hatırlamanızda fayda var. Böylece dargınlıkları, kırgınlıkları bir yana bırakarak sevgi ve hoşgörü içerisinde sizi birbirinize daha sıkı bağlayacak bir iletişime ve cinselliğe sahip olabileceksiniz.

    GÜNÜN SÖZÜ

    Mutlu olmak için sadece bedeninize yatırım yapmanız yetmez, ruhunuza iyi gelecek seçenekleri hayata geçirmeniz gerekir.

    Cem Keçe

  • Yatakta Bunları Duymaya Bayılıyorlar

    Yatakta Bunları Duymaya Bayılıyorlar

    Cinsel yaşamınızı renklendirmek için yatakta ona bunları söyleyin…

    Bir erkek kendini daima güvende ve emin hissetmek ister. Evet hanımlar, buna yatak da dahil! Onunla geçireceğiniz ateşli saatler için ‘ortamı’ ısıtan birkaç cümle gerekebilir. Kulağına fısıldayın ve kendinizi aşkın kollarına bırakın.

    Cosmopolitan seksologları bunları tavsiye ediyor:

    “Onu ne kadar çok istediğinizi söyleyin. Bu bir erkek için en büyük tetikleyicidir. Vücudunuzun tadını çıkarmaktan çekinmeyin. Ona bunu hissettirdiğinizde size zevk vermeyi daha çok ister.”

    “Ne istediğinizi anlatın. Hoşunuza giden bir şey olduğunda mutlaka söyleyin. Her fırsatta kadınlara bunu öneriyoruz. Erkekler kendilerine ne kadar çok güveniyormuş gibi görünse de yönlendirmeye ihtiyaç duyarlar.”

    “Bazı cümleleri herkes rahatça söyleyemez. Fakat yatakta böyle bir çekinceye hiç ihtiyacınız yok. Sadece onun olduğunuzu söyleyin. Bütün gün onu düşündüğünüzü söyleyin. Ve kesinlikle utanmayın, gözlerinin içine bakın.”

    “Bunları o uzaklardayken de yapabilirsiniz. Telefonla görüştüğünüz bir sırada onu ne kadar özlediğinizden ve geçirdiğiniz en son harika geceden bahsedin. Her an uçup gelebilir!”

    “Bu cümleleri sadece ‘öncesinde ya da sonrasında’ değil, o esnada da söyleyebilirsiniz. Göz temasını hiç kaybetmeden ve ellerinizi üzerinden çekmeden aşk sözcükleri fısıldayın.”

    “Eşinizin değişik taleplerine açık olun ve bunu ona sorun. ‘Böyle durmamı mı istiyorsun’ gibi müdahale edebileceği açıklıklar verin. Bu ona kendisini harika hissettirecektir.”

  • Kayınvalideyi görmek mutlu ediyor

    Kayınvalideyi görmek mutlu ediyor

    Avustralya’daki Deakin Üniversitesi’nden bilim insanlarının 2 bin kişi üzerinde yaptığı araştırmaya göre her hafta hem annelerini hem de kaynanalarını gören kişiler daha mutlu oluyor.

    Buna göre kişiler, hayatlarındaki iki anne figürünü görmek kişilerin kendine güvenini artırıyor. Araştırmayı gerçekleştiren ekibin başında bulunan Melissa Weinberg “Bu çalışma, geniş aile ile sıkı bağlara sahip olmanın önemini ortaya koyuyor. Sadece kendi aileleriyle değil, eşlerinin aileleri ile de sık sık görüşen kişilerin daha mutlu hayatlar sürdüğü anlaşılıyor” dedi.

    Araştırma sonucunda ayrıca tek bir tarafın annesiyle görüşüldüğünde, karşı tarafın annesi ailenin dışına itilmesinden rahatsızlık duyduğu için çiftlerin ilişkilerinin zarar gördüğünü tespit etti.

    Eşi ve Eşinin Ailesi’den derdi olanlar tıklayın !

  • İlişkiniz alışkanlık mı?

    İlişkiniz alışkanlık mı?

    İlişkilerdede onca sorun, onca anlaşmazlık yaşanmasına rağman bir türlü bitmemesinin en büyük sebeplerinden biri alışkanlık haline gelmesidir.

    Uzun süreli ilişkilerde sıkça rastalanan bir durumdur. İlişkide aşk bitmiştir ancak alışkanlık haline geldiği için bir türlü bitmiyordur. Peki ilişkinin alışkanlık haline geldiğini kişiler nasıl anlar? Bunun cevabı oldukça zordur. Aşkla alışkanlık arasında ince bir çizgi vardır.

    İşte ilişkinin alışkanlık haline geldiğinin belirtileri;

    -Her an, her yere beraber gidilmesi.

    -Birey olarak kişilerin tek başına hiçbir sosyal aktivite yapmaması.

    -Aradaki tutkunun zamanla azalması ve heyecanın bitmesi.

    -Kendini birşeyleri yapmaya zorunda hissetmek. (Kişi sevgilisini özlediği için değil mecbur hissettiği için arıyorsa; “Sevgilimi aramalıyım. Çünkü biz sevgiliyiz ve böyle olması gerekiyor.”)

    -Kişilerin birbirlerini kırmaktan korkmadan her şeyi söyleyebilmeleri.

    -Kaybetme korkusunun olmaması.

  • Kadınların ilişkilerde yaptıkları hatalar

    Kadınların ilişkilerde yaptıkları hatalar

    İlişki sürdürmek bazen çok yıpratıcı bir hal alabilir. Kadınlar ilgisizliğe veya göz ardı edilmeye dayanamadıkları için aşırı tepkiler verebiliyor. Ancak aşırıya kaçtığımız durumlarda yok değil!

    Çoğu kadın, ilişkilerinde kendilerini güvensiz hissederler. Karşılarındakini kaybetme korkusu ile hareket edip, huzursuzluk çıkartırlar. Bu tarz güvensizlikler, ilişkinizi kötü etkilediği gibi size de iyi gelmeyecektir. İlişkide en önemli iki şeyin güven ve saygı olduğunu unutmayın. Eğer karşınızdakine güvenemiyorsanız, ilişkinizin gidişatı iyi yönde değildir.

    Sürekli şikayet etmek

    Küçük sorunlar hakkında saatlerce konuşabilirsiniz. Kötü ve negatif bir şekilde konuşmanız karşınızdaki insanı olumsuz etkiler ve sizden uzaklaştırır. Erkekler, sürekli şikayet eden kadınlardan hoşlanmazlar. Hiçbir şeyden mutlu olmayan kadın, erkeklerin hoşlanmadığı tipte kadınlardır.

    Beklentilerin büyük olması

    İlişkiniz hakkında aşırı beklentilerinizin olması sorunlara neden olabilir. Çoğu kadın, partnerlerinden çok büyük beklentiler bekler. Beklentiler gerçekleşmeyince, ilişki hakkında şüphelere düşerler ve bu da karşı tarafı olumsuz etkiler. Beklentilerinizi normal boyutlarda tutun böylelikle düş kırıklığına uğramazsınız ve ilişkinizi kötü etkilememiş olursunuz.

    Fedakarlık yapmak

    Her ilişkide iki tarafında fedakarlık yapması gerekir. Ancak bu dengeli bir şekilde olmalı eğer bir taraf daha fazla yapıyorsa ve kendinden ödün vermeye başlamışsa bu ilişkinizi kötü etkileyecektir. Kadınlar ilişkileri için fazlası ile ödün verirler ancak bir yerden sonra kendilerine zarar vermeye başlarlar ve ilişkilerini kopacak noktaya getirirler. Fedakarlık yapın ancak kendinizi değiştirmeye ulaşmak büyük bir hata olacaktır.

    Görünüşe aşırı önem vermek

    Kadınlar, erkeklerin fiziksel görüntüden başka bir şeye önem vermediklerini düşünebilirler. Ancak bu tamamen doğru değil. Erkekler, güzel kadınlardan etkilenebilirler ancak karakterleri de onlar için önemlidir. Sürekli dış görünüşü ile ortaya çıkan kadınlar bir yerden sonra sıkıcı gelmeye başlar, zeki olmasını isterler.

  • Hayalet orgazm nedir?

    Hayalet orgazm nedir?

    Toplumsal çalışmaları ve basın açıklamalarıyla ülkemizde gündem yaratabilen Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED), kamuoyunu meşgul eden “Hayalet Orgazm” konusunda bir basın açıklaması yaptı. İşte CİSED’in basın açıklamasından çok çarpıcı başlıklar:

    Orgazm olmakla boşalmak aynı şey değildir

    Orgazmın tıptaki son gelişmelere rağmen halen bilinmezliklerle dolu bir terim olduğunun altını çizen CİSED Genel Başkanı Dr. Cem Keçe; “Örneğin orgazm olmakla boşalmak aynı şey değildir. Çok yanlış bir şekilde bu iki kavram aynı anlamda kullanılmaktadır. Bu da kafaları karıştırmakta ve bazen hayalet orgazm gibi, zincirleme orgazm gibi içinden çıkılmaz kavram karmaşalarına yol açabilmektedir. Boşalma bedensel bir rahatlamayken orgazm ise bu bedensel rahatlamaya ruhun eşlik ettiği çok yüksek haz veren hedonik bir durumdur. Bu nedenle genelde orgazm diye bahsedilen durumlar boşalma olarak algılanmalıdır. Hayalet orgazm terimi de hayalet boşalma, fantom boşalma veya hayalet haz duyma olarak anlaşılmalıdır. Sarah Carmen adında bir hasta depresyon problemine yardımcı olması için kullandığı sakinleştirici ilaçların yan etkisiyle, cinsel olarak sürekli uyarılmasına yol açan PSAS sendromuna (Persistent Sexual Arousal Syndrome) (Sürekli Cinsel Uyarılma Sendromu) yakalanır. 24 yaşındaki Carmen, tren raylarının gıcırtısından, saç kurutma makinesinin esintisinden, fotokopi makinesinin çıkardığı gürültüden bile orgazm olmaya başlar. Günde ortalama 200 kez orgazm olduğunu söyleyen Carmen’in durumu, vücudunun cinsel organına fazla kan pompalanmasından kaynaklanmaktadır. Bu örnekte olduğu gibi orgazm hakkında insanoğlunun daha duyacağı çok şeyler olacağına inanıyorum. İşte bunlardan biri de hayalet orgazmlardır.” dedi.

    2 tip hayalet orgazm var

    Hayalet orgazmı anlamak için ilk önce hayalet ağrı (fantom ağrı) kavramını açıklamanın doğru bir yaklaşım olacağının altını çizen CİSED Genel Başkanı Dr. Cem Keçe; “Hayalet ağrı; kesilen veya olmayan bir organda hissedilen ağrı için kullanılan bir kavramdır. İngilizcesi phantom pain’dır. Örneğin bacağı olmayan bir kişinin olmayan bacağında dayanılmaz bir ağrı hissetmesidir. Çünkü her şey beyinde başlar ve beyinde biter. Bu sinir sistemindeki rahatsızlıktan kaynaklanan psikolojik ve fizyolojik bir durumdur. Sonradan kaybedilen bir uzuvda hissedilen ağrı olabildiği gibi doğuştan olmayan bir uzuvda da hissedilebilir. Gerçek olmayan bir ağrıdır. Hayalet orgazm iki şekilde tanımlanabilir. Birinci hayalet orgazm tipi; cinsel deneyim sonrası genital bölgelerin dışında kesilen veya doğuştan olmayan bir bacak, ayak, kol veya vücudun başka herhangi bir noktasında hissedilen hazzın ardından kasılmalarla ortaya çıkan rahatlama ve gevşeme halidir. Cinsel birleşme sırasında yaşanabildiği gibi gece rüyada boşalma biçiminde de ortaya çıkabilir ve daha çok bacağı kesilenlerde ve omurilik yaralanması geçiren kişilerde görülür. İnsan vücudunda çok sayıda erojen bölge vardır, en çok bilinenleri genital bölgede yer alan penis, makat, vajen ve klitoristir. İkinci hayalet orgazm tipi ise; sünnet, doğum sırasında oluşabilecek yırtıkların önlenmesi için yapılan kesiler (epizyotomi) gibi genital bölge ameliyatları veya travmaları sonrası bu bölgelere cinsel bir uyarı olmadan veya erojen bölgelere ritmik temaslar sonrası fizyolojik olarak saniyeler içinde cinsel organlarda oluşan ritmik kasılmalar ve buna eşlik eden tatlı duyumlar olarak tanımlanabilir. Yani hayalet orgazmın belirtileri ameliyat geçirilen veya travmaya maruz kalan genital bölgelerde hissedilebilir veya kişi orgazm oluyormuş gibi bir hisse kapılabilir. Bu tip hayalet orgazm yeni iyileşmeye başlayan bir yaradaki tatlı tatlı kaşınma veya gıdıklanma gibi hissedilebilir.” dedi.

    Hayalet orgazm erken boşalma şeklinde yaşanır

    Hayalet orgazm hissinin ameliyat öncesi hissedilen orgazma tam olarak benzemeyeceğini ifade eden CİSED Genel Sekreteri Psk. Serap Güngör; “Hayalet orgazm ile cinsel temas sonrası yaşanan gerçek orgazm arasında farklar vardır. Gerçek orgazm; ruhsal ve bedensel bir rahatlama yaratır, seks esnasında, erkeğin penisindeki adaleler ile kadının cinsel organları uyarılır ve gerginleşir, bu gerilim cinsel ilişkinin en yüksek noktasına geldiğinde, eşlerin her ikisi de çok yoğun bir zevk hisseder, bu fiziksel ve ruhsal bir zevktir. Eşlerin yaşadığı bu duruma gerçek orgazm veya en heyecanlı noktaya ulaşmak denilir. İstemsiz ve zevk veren kasılmalarla aniden ortaya çıkan bir durumdur. Hayalet orgazm ise; sadece bedensel bir rahatlamaya yol açar, çoğu kez tatlı bir kaşıntı veya gıdıklanma hissi gibidir, kişide yarım bırakılmış gibi ekşi bir tat bırakabilir, en heyecanlı noktaya ulaşmak mümkün değildir ve boşalma sonrası gerginlik devam eder. Ayrıca hayalet orgazmlar genellikle hem kadında hem de erkekte erken boşalma şeklinde yaşanır.” dedi.

    Hayalet orgazm ile hayalet ağrı arasında bir bağ var

    Hayalet orgazm ile hayalet ağrı arasında da bir bağ olduğunu söyleyen CİSED Genel Sekreteri Psk. Serap Güngör; “Bu duruma hayalet (fantom) denmesinin nedeni, bacaklarını ya da kollarını kaybeden insanlarda, kesilmiş bacak ya da kolla ilgili ağrı duyumlarına hayalet ağrı denmesidir. Bacağı kesilen bir hasta cinsel ilişkiden sonra olağanüstü bir şekilde bacağında hoş duyulardan bahsedebilir. Ancak bu normal ilişkiyi olağanüstü kılan durum orgazmın yoğunluğu değil duyguların hissedildiği bölgedir. Çünkü hasta orgazmını kesilmiş bacağında hissedebilir. Bilindiği üzere beyin korteksi üzerinde cinsel organların ve bacakların uyarılma bölgeleri komşudur. Bu nedenle bacakları kesilen hastalar bazen yoğun cinsel dürtü sonrası orgazm yaşayabilirler. Çünkü sinirsel uyarılar komşu olan diğer bölgeye sıçrayabilir. Yani bacağı olmadığı halde, kişi bacağı varmış gibi ağrı hissedebilir. Çünkü bacağından beyne ağrı duyusunu iletecek sinirler olmadığı halde, beyinde bacakla ilgili ağrı duyusunu hissedecek sinir hücreleri hala sağlamdır. Bu sinirlerin daha çok psikolojik gereksinimlerle uyarılması ağrı duyusunu ortaya çıkarabilmektedir. Hatta bazı vakalarda omurilik kesisi olsa dahi cinsel organlardan başka yollarla beyne uyarı gitmesi söz konusu olabilir. Bunun için en olası durum yemek borusu, gırtlak, mide, bağırsaklar, akciğerler ve kalbi kontrol eden iç organ sinir yollarıdır. İngiltere’de yapılan bir araştırmaya göre hayalet orgazm aslında beynin kendi kendine yarattığı, kurduğu bir şeydir. Yani kişinin hissettiği şeyler beyin tarafından farklı algılanabilir ve hayalet orgazm görüntüsü ortaya çıkabilir.” dedi.

    Hayalet orgazm derin duyu ile ilgilidir

    Penis veya vajina travmalarından sonra erken müdahalenin şart olduğunu söyleyen CİSED Genel Başkanı Dr. Cem Keçe; “Yapılan çalışmalar penis veya vajina travmalarından sonra erken müdahale ile hayalet orgazm hissinin görülme oranındaki azalma, olayın derin duyu (proprioseptif duyu) ile ilgili olabileceğini düşündürmüştür. Son yıllarda, insanlarda ve hayvanlarda nöroelektirik kaynaklı görüntüleme (Neuroelectric Source Imaging) ile yapılan çalışmalarda, hayalet orgazm ile beyindeki birincil dokunma duygusunun yeniden organize olmasının (primer somatosensoriel kortikal reorganizasyon) direk ilişkisi ortaya konulmuştur. Hayalet orgazmda beyinin yeniden organizasyonunun (kortikal reorganizasyon) nasıl oluştuğu, hayalet orgazmın organizasyondaki fonksiyonel yönü ve aralarındaki ilişki konusu halen araştırmaya açıktır. Somatosensoriyel uyarılma potansiyelleri ve EEG üzerine etkileri hakkında çalışmalar her geçen gün artmaktadır. Diğer bir görüşe göre ise, genital bölgelerdeki travmalardan veya ameliyatlardan sonra serbest sinir uçlarındaki ağrı reseptörlerinden (çeşitli uyarıları alabilen ve duyu organlarının yapısında bulunan özelleşmiş hücre, hücre grupları veya sinir uçları) yani beyin dışındaki diğer tüm doku ve organlardan gelen artmış uyarılar (periferik inputlar) bağımsız bir şekilde hayalet orgazma ya da kortikal reorganizasyona neden olmaktadır. Hayalet orgazm ve kortikal reorganizasyon aslında aynı fenomenin (görüngü) değişik şekillerde yansımasıdır. Bu artmış periferik inputu oluşturan faktörün, olayın ezik sinir ucundaki aşırı büyüme bağlı oluşan sinir yumağı (nörinoma) olduğunu bildiren çalışmalar mevcuttur. Nörinomalar tıpkı küçük bir epileptik odak gibi davranmakta ve beyne devamlı orgazm sinyalleri göndermektedir. Nörinomlu bölgede palpasyonda,elektrik çarpar tarzda şiddetli orgazm hissi yaşanabilir. Bu nedenlerle sinirin nerede kesintiye uğradığını anlamak için sinirin uyarılıp nerede uyarının gitmediğini yani bozukluğun nerede ve ne miktarda olduğunu araştıran yeni metotların uygulanmasına ihtiyaç vardır.” dedi.

    Hayalet orgazm benzeri durumlar

    Cinsel alanda çalışan ruh sağlığı profesyonellerinin hayalet orgazm konusunda tatmin edici eğitim ve bilgi birikimine sahip olmadığının altını çizen CİSED Genel Sekreteri Psk. Serap Güngör; “Hayalet orgazm durumuyla karşılaşmak için ille de bir uzvun eksikliği gerekmez. Hayalet orgazm, özellikle genç insanlarda ve beklenmedik genital travmalar veya ameliyatlar sonrası oluşan ağır ruhsal sıkıntılardan sonra daha sık görülmesi nedeniyle psikolojik kökenli olarak değerlendirilmiştir. Kişinin yaşadığı ağır ruhsal travmalar, sünnet, doğum sırasında oluşabilecek yırtıkların önlenmesi için yapılan kesiler (epizyotomi) gibi genital bölge ameliyatları veya travmaları, çocukluktan başlayan ruhsal ve cinsel gelişim bozuklukları, cinsellikle ilgili abartılı değer yargıları, yanlış cinsel tutum ve davranışlar, cinsel eşe yönelik olumsuz duygular, cinsellikle ilgili geçmiş travmatik yaşantılar ve kişinin fizyolojik özellikleri hayalet orgazm benzeri durumlara yol açabilir. Ayrıca bazı insanlar gençlik yıllarından itibaren cinsellikten söz etmekten bile kaçınırlar. Cinselliği içeren konulardan rahatsızlık duyarlar, dolayısıyla mastürbasyon yapmak onlar için son derece itici, hatta kaygı vericidir. Kimileriyse cinsellikle ilgili duygularını bastırmayı tercih ederken kimileri cinselliğin zevk vermekten çok uzak bir şey olduğunu düşünür. Bir grup da cinsel performanslarının yeterince iyi olmadığını düşünür. Bütün bu durumlar psikolojik baskıya yol açarak orgazm problemlerine yol açabilir. Bu kişilerde hayalet orgazm benzeri durumlar veya aşırı bastırılmış dürtülerin sonucunda hayali orgazmlar yaşanabilir. Hatta sünnet sonrası ilk 3 ay penis başında aşırı duyarlılık oluşabilirse de bu zaman içerisinde kaybolur ve hayalet orgazma neden olabilen bu duruma penis başı aşırı duyarlılığı denir.” dedi.

    Hayalet orgazm çok nadir görülür

    Hayalet orgazm vakalarının çok nadir görüldüğünü ve yaşayanların da bu duruma anlam vermekte zorlandıklarını söyleyen CİSED Genel Başkanı Dr. Cem Keçe; “Hayalet orgazm; kişide genelde sorun yaratmaz, kabul edilebilir ve zamanla azalma eğilimine girer ya da kaybolur. Ancak bazen büyük problem oluşturabilir, sıkıcı bir karaktere bürünebilir. Bu durumda gün boyu ya da belirli uyaranlarla (klitorise veya penise dokunma, bacak arasına bir cisim yerleştirme gibi) hissedilebilir ve genellikle kronikleşebilir. Hatta bazı yurtdışı olgularda depresyon, hatta intihar nedeni olabileceği bile bildirilmiştir.” dedi.

    Hayalet orgazm yaşayan kişilere tavsiyeler

    Akut yani aniden başlayan hayalet orgazmın bir belirti, kronik yani yerleşmiş ve sürekli hayalet orgazmın ise bir hastalık olabileceğinin altını çizen CİSED Genel Sekreteri Psk. Serap Güngör; “Çünkü kronik hayalet orgazm yaşayanların yaşam kalitesi zamanla düşebilir. Bir süre sonra bu kişilerde depresyon ortaya çıkabilir. Herkese haz veren bir durum bu kişiler için zor bir durum yaratabilir. Zamanla kişide iyileşmeye yönelik umutlar tükenir’ dedi ve hayalet orgazm yaşayan kişilere şu tavsiyelerde bulundu: ‘Orgazm insan cinsel yanıtının son aşaması olmakla beraber, ne cinselliğin tek keyfidir, ne de cinsel etkinliğin tek hedefidir, cinsel hazlarımız içinde önemli bir yeri vardır, ama tek haz değildir. Beynimizi kapatıp duyularımıza odaklandığımızda birçok haz yaşarız, bunların birçoğu orgazm anından daha uzun sürelidir. Sadece orgazmı hedefleyerek hissetmek alınabilecek hazları azaltır. Genital bölgede hissedeceğiniz duyumların mutlaka orgazmla sonlanması da gerekmez. Başka bir deyişle orgazm olup olmamak, tek başına cinsel doyumu belirlemez. Ayrıca çok sıkıntı yaratıyorsa psikoterapi almak için psikoterapiste, nörektomi veya semptomatik nörinom tedavisi almak için bir uzmana başvurabilirsiniz.” dedi.

  • Sevgili kalma yolları

    Sevgili kalma yolları

    Uzman Psikolog Zeynep Zat, Sevgililer Günü’ne, ilişkilerinde problemlerini çözerek girmek ya da bir ömür “sevgili” kalmak isteyenlere haftada 5 saatlerini ayırarak ilişkiyi güçlendirmenin ipuçlarını veriyor.

    Günümüzde tüm dünyada, seven ve sevilen, ilişkilerinde dengeyi, sağlıklı iletişimi yakalayabilmiş çiftler, işlerinde başarı grafiğini artırıyor, özel hayatlarında ise mutlu ve huzurlu bir yaşam sürüyor.

    İşte bu noktadan hareketle sevginin günü 14 Şubat’a az bir zaman kala, Davranış Bilimleri Enstitüsü’nden Uzman Psikolog Zeynep Zat, çiftlerle, ilişkilerindeki problemli noktaları hayatlarından çıkartarak yerine sevginin “iyileştirici” gücünden yararlanabilmeleri için şu ipuçlarını veriyor.

    “Sıradan bir haftanız toplam 168 saat. Sevdiğiniz kişi ile mutlu bir birliktelik için vermeniz gereken bunun yalnızca 5 saati. Hayatınızın içine almadığınız bilgilerin faydası yok, ancak ilişkinize destek vermesi için bunları yaşama geçirebilmek sizin elinizde. İlişkide iki taraf olmaktansa ‘ortak’ olabildiğiniz sürece, ilişkinizin rayından çıkması artık o kadar da kolay olmayacaktır.

    5 adımda ilişkinizi güçlendirin!
    Günde 2 ile 20 dakika arası değişen aralıklarla, haftada toplam 5 saat ayırarak ilişkinize yenilenme getirebilirsiniz. Güvensizlik, hor görme yerine sevgi, şevkat ve takdir duygusunun tatminini hayatlarınıza ve ilişkilerinize çekebilirsiniz. Her gün sadece 5 dakika ayırarak sürekli sevgili kalmak için yapmanız gerekenler:

    Beğendiklerini dile getirme ve takdir
    Maalesef sevgi ve hayranlık kırılgandır. Bazen çiftler kendilerini, birbirilerinin kişilikleri ya da davranışlarındaki kusurlarını eleştirmeye kaptırabilirler. Ancak hor görmenin panzehiri sevgi ve hayranlıktır. Partneriniz ile onu neden sevdiğiniz üzerine bir konuşma yaparak başlayabilirsiniz. Bir çiftin birbirine verebileceği en büyük armağan tanındığını ve anlaşıldığını hissetme keyfidir. Kendinizi ve birbirinizi tanımak bir ilk adımdır, buradan edinilen bilgilerle birbirinize olan sevginizi ve birbirinizin beğendiğiniz özelliklerini söyleyebilirsiniz. Süre: Günde 5 dakika, 7 iş günü Toplam: 35 dakika

    Şefkat
    Günlük yaşamın sıkıntı ve telaşı içinde partnerinize kendisine değer verdiğinizi bildirmeniz kıymetlidir. Örneğin, ‘İşlerin yoğunluğu yüzünden yakın arkadaşlarımı çoktandır ihmal ettim’ diye yakınan partnerinize, ‘Önceliklerini belirleyemeyen sensin’ demek yerine çözümün bir parçası olmaya gönüllü olduğunuzu göstermek için ‘Hafta sonu hep beraber bir plan yapmayı ister misin?’ diyebilmek, uzaklaşmak yerine yakınlaşmayı seçmek olacaktır. Birlikte olduğunuz zamanlarda birbiriniz ile fiziksel ve duygusal temas halinde olmanız önemlidir. Süre: Günde 5 dakika, 7 iş günü Toplam: 35 dakika

    Ayrılıklar
    Sabah güne başlamadan önce, o gün neler yapacağınızı partneriniz ile paylaşabilirsiniz. Onun yapacaklarını da öğrenmelisiniz. Bunu karşı tarafı sorgulamak ya da birbirinize hesap vermekten öte, gün başlamadan önce planlarınızdan birbirinizi haberdar etmek için yaptığınızı unutmamalısınız. Süre: Günde 2 dakika, 5 iş günü Toplam: 10 dakika

    Günün sonunda
    Çiftler birbirinin duygusal ihtiyaçlarını çoğu zaman kötü niyetle değil, düşüncesizlik yüzünden göz ardı ederler. Sadece günlük etkileşimleri hafife almamalarını gerektiğini anlamak bile birçok çiftin ilişkisinde fark yaratır. Eve tüm işi getirmek ne kadar sağlıksız olsa da, aklınızdaki bu sorunları evin kapısından girerken bir anda bırakabilmek de çoğu zaman öyle kolay değildir. Bunun için her iş gününün sonunda mutlaka stresinizi azaltacak bir konuşma yapmanız size ve eşinize iyi gelecektir. Süre: Günde 20 dakika, 7 iş günü Toplam: 1 saat 40 dakika

    Haftalık buluşma
    Birbirine destek olmanın bile ilişkinin gücüne ve tutkusuna iki haftalık bir tatile çıkmaktan çok daha fazla katkıda bulunacağını aklınızdan çıkarmamalısınız. Sadece ikinize ait olan iki saati sohbet ederek geçirmek de bağlı kalmanın gevşetici, alçak basınçlı bir yolu olabilir. Bu konuşmada hafta içinde yaşadığınız bir tartışmayı da sağduyunuzu kaybetmeden irdelemeniz mümkündür. Süre: Günde 2 saat,1 iş günü Toplam: 2 saat

  • Sevgiliniz sizden daha mı alımlı?

    Sevgiliniz sizden daha mı alımlı?

    Sizden daha alımlı bir partneriniz olduğunu düşünmeniz ne anlama geliyor? Durun, biz söyleyelim: Siz galiba aşıksınız!

    Partnerinizin sizden daha hoş göründüğünü düşünmek, sizin için iyi bir işaret. Yani demek istiyoruz ki siz ona sırılsıklam aşıksınız.

    Oysaki benzer seviyede eğitim almış, benzer IQ’lu, sosyo ekonomik statü ve dış görünüm açısından bize yakın insanlar tarafından daha çekici bulunuruz. Her açıdan benzer konumda olmanıza rağmen onu kendinizden daha hoş buluyorsanız, “aşkın gözü kördür” klişesini doğruluyorsunuz demektir. Hem bir fikir artık klişeleşmişse illa ki yanlıştır anlamına gelmez, öyle değil mi?

    Ayna ayna söyle bana…
    Bir çalışmada insanlardan kendi çekiciliklerini derecelendirmeleri istenmiş. Partnerleri onların çekiciliklerine kendilerinin verdiğinden daha yüksek puanı layık görmüş. Bu demek oluyor ki partnerimiz bizi bizim kendimizi bulduğumuzdan daha çekici buluyor. Biz de aynı şekilde partnerimizi ondan daha çekici buluyoruz. Tabii ortada “aşk” varsa!

    Bazı bilimsel çalışmalara göre bir insanın partnerini onun kendisi için düşündüğünden daha alımlı buluyor olması, ona kendisini adadığını, tutkuyla bağlı olduğunu, yakınlığını ve ilişkinin doyurucu olduğunu gösteriyor.

    Siz iyisi mi bu cicim ayı duygularını geçiciymiş gibi görüp terk etmeyin, onlara sıkıcı sarılın. İyi haber: Bu cicim ayı duyguları siz onları sakladığınız sürece cicim aylarından sonra da devam edebiliyor. Ne diyelim: Aşkınız daimi olsun!