Etiket: ilişki

  • Karşınızdakinin Burcunu Anlama

    Karşınızdakinin Burcunu Anlama

    Ben adamı gözünden tanırım diyenlerdenseniz buyurun yazımıza :)

    Bugünkü konumuz bir kişinin burcunu bakarak anlamak. Nasıl mı anlaşılır? Size sunacağımız detaylarla karşınızdakinin burcunu şıp diye anlayacaksınız.. Hazır mısınız? O halde başlıyoruz :)

    Koç Burcu

    Koçlar kendilerine o kadar çok güvenirler ki bu özellikleri 1 metre öteden anlaşılır. Her yerde tüm ilginin kendilerinde olmasını isterler. Çevrelerinde çok fazla arkadaş grubu yer alır. Karşınızdakinin koç olduğunu anlamak için bakışlarını izleyin. Kalın kaşlı oluşlarını emin duruşlarını hemen fark edeceksiniz.

    Boğa Burcu

    Boğalar rahatlarına çok düşkün yapıda olduklarından dolayı arı gibi çalışmayı tercih ederler. Gezmek ve eğlenmek onlar için vazgeçilmez. Çevresindeki güvendiği kişiler için yapamayacakları şey yoktur. İnatçı yapıya sahip olan boğalar dalgalı saçlarıyla bilinirler.

    İkizler Burcu

    Sevdikleriyle bir arada vakit geçirmeyi severler. Ancak aynı anda birden fazla şeyle uğraşabilme özellikleri olduğundan dolayı çoğu zaman mesafe koyabilirler. Sizle bir bakmışınız bal gibi bir bakmışınız dikenlerini batırmış.

    Yengeç Burcu

    Yengeç biriyle tanıştığınızda yıllardır tanıyormuş hissi olabilir şaşırmayın. Sürprizlerle dolu bir hayatları olan yengeçler aynı zamanda ince düşünceli karaktere sahiptir. Dışarıda gün boyu gezmektense evde takılmayı tercih ederler.

    Aslan Burcu

    Aslanların en belirgin özelliği kafasına koyduklarını gerçekleştirene kadar neredeyse nefes almamaları. Liderlik onlar için vardır ve ilgi görmeye bayılırlar. Gür saçlarıyla çevresindekileri adeta büyüler.

    Başak Burcu

    Her zaman şık takılırlar ve beyaz tenlidirler. Yengeçler başkalarını eleştirmeyi severler ancak kendilerine karşı yapılan eleştiriler karşısında son derece rahatsız olurlar. Karşısındakine kolay inanan karaktere sahip olmadıklarından dolayı genelde yalnız olurlar.
    Karşınızdakinin Burcunu Anlama | 1

    Terazi Burcu

    Teraziler cezbedici yapılarıyla çevresindeki kişilerce hemen fark edilirler. Lüks olmak sanki onlara özgüdür. Aynı zamanda anlayışlı bir o kadar da uyumludurlar.

    Akrep Burcu

    Akrepler son derece mücadeleci bir ruha sahiptir. İstekleri şeyler ulaşmak adına her yolu denerler. Sevdiklerine aşırı bağlı ve dürüst bir yapıdadırlar.

    Yay Burcu

    Özgürlüklerine düşkünlükleriyle biline yaylar maceracı ve enerji doludurlar. Sporun her alanından keyif alırlar.

    Oğlak Burcu

    Oğlaklar ciddi ve yetenekli oluşları sayesinde çevresindekileri etkilemeyi başarır. Onları kızdırmak zordur ancak kızdıklarında vay halinize!

    Kova Burcu

    Kovalar biraz kendi beğenmiş yapıdadır. Onları tanımaya başladığınızda ulaşılmaz olduklarını düşünebilirsiniz. Doğal yaşamayı her şeyden çok önemserler.

    Balık Burcu

    Balıkların apayrı bir dünyaları vardır. Onların sadece kendi doğruları vardır ve başkalarını çok fazla önemsemezler.

    Sizin burcunuz hangisi?

  • Çiftlere İlişki Tavsiyeleri

    Çiftlere İlişki Tavsiyeleri

    Daha mutlu bir ilişkinin kapılarınız aralamak için sizler için hazırladığımız tavsiyelere göz atamaya ne dersiniz?

    Herkes çift olabilir ama herkes mutlu bir çift olmayı başaramaz. Mutlu bir ilişkinin bazı yöntemleri ve püf noktaları vardır. Bunları bulduğunuz anda sizden daha iyi çifte rastlamak mümkün olmaz.

    İşte çiftlere söylenebilecek en iyi ilişki tavsiyeleri

    -Beğenilmek ve önemsenmek her kadın için önemlidir. Bu nedenler partnerinize arada bir çiçek alın. Çiçekler kadınlara özel olduklarını hissettirir.

    -Daha keyifli bir cinsel hayatınız olsun istiyorsanız partnerinizi övün, onu ne kadar istediğinizi hissettirin. Vücudu ve kıyafeti hakkında aşırıya kaçmadan güzel yorumlar yapın.

    -Kadınlar için mum ve hafif müzikten oluşan ortam mutluluk verici bir ortamdır. Onlara arada böyle ortamlar eşliğinde romantiklikler yapabilirsiniz.

    -Kadınlar çikolataya bayılırlar. Elinizde çikolatayla geldiğinizde partnerinize istediğinizi yaptırabilirsiniz.

    -Sık sık saçlarını okşayın. Bu hamle onların çok hoşuna gidecek.

    -Kadınlar cinsel ilişki için geç adapte olurlar. Bu nedenle bu konuda acele etmeyin ve her şeyi onların istediği gibi yapmaya çalışın.

    -Partnerinizin sizinle bol vakit geçirmesi için onunla önceden randevulaşın.

    Çiftlere İlişki Tavsiyeleri | 2

    -Kadınlar kulak ve boynundan öpülmesinden çok hoşlanır. Ancak durumu abartmayın ters etki yapabilir bizden söylemesi.

    -Tabii ilişkide romantikliğin kapısını aralayan püf noktalardan biri de mis gibi yıkandıktan sonra parfümünüzü sıkın ve yanına gelin. Sizden daha bir başka hoşlanacak.

    -Partnerinizin gözünde kesinlikle bakımsız erkek imajı bırakmayın. Dişlerinizi sık sık fırçalayın ve genel bakımınızı ihmal etmeyin.

    -Kadınlar küçük ve şaşırtıcı sürprizlerden çok hoşlanır. Arada yaparsanız hiç fena olmaz.

    -Eşinize ilişkinizin ilk günkü gibi olduğunu hissettirmek için onunla bir sevgili gibi flörtleşin. Bu onun hoşuna gidecektir.

    -Herhangi bir cinsel sorununuz varsa bunu eşinizle mutlaka konuşun. Eşiniz durumu bilmediğinden sizi çok yanlış anlayabilir ve sağlıklı bir cinsel ilişki yaşayamazsınız.

    Kadınlar Kulübü olarak derlediğimiz bu tavsiyelere kulak verirseniz ilişkiniz ilk günkü heyecanında olur.

  • Öfkeliyken yatağa gitmeyin

    Öfkeliyken yatağa gitmeyin

    Beyin, uyku sırasında negatif duyguları depoluyor ve kendine göre organize ediyor. Böylece bu duyguların bastırılması daha zorlaşıyor

    Bilim adamları, uyku sırasında beynin depoladığı kötü duygu ve anıları geri döndürmek ve unutmanın daha zor olduğunu bildirdi.

    Sonuçları “Nature Communication” dergisinde yayımlanan araştırma, beynin uyku sırasında negatif duyguları depolayarak kendine göre organize ettiği ve böylece bu duyguların bastırılmasının daha zorlaştırdığını ortaya koydu.

    Araştırmayı yürüten London College Üniversitesinden Yunzhe Liu, “öfkeliyken yatağa gitmeyin” atasözünün bilimsel olarak ispatlandığını vurgulayarak, “Bizim de tavsiyemiz, tartışmalarınızı yatağa gitmeden halledin ve öfkeliyken uyumaya gitmeyin” dedi.

    İki gün süren araştırmada, 73 öğrenciden, ağlayan çocuklar, üzücü görüntüler ve ceset görüntüleri gibi resimlere bakmaları istendi.

    Daha sonra, resimler deneklere iki gün boyunca tekrar tekrar gösterildi.

    Deneklerin uyumadan gün içerisinde kötü görüntüleri hatırlama oranları, uyuyup kalktıktan sonraki hatırlama oranlarına göre daha düşük çıktı.

    AA

  • İlişkiniz tehlike altında…!

    İlişkiniz tehlike altında…!

    İlişkinizi güçlendirdiğini düşündüğünüz bazı alışkanlıklarınızın tam tersi etkisi olabilir. İlişkinize bilmeden zarar veriyorsanız, hemen bunu tersine çevirmenin yollarını bulmalısınız.

    FOTOĞRAF: STAN WILSON

    Sevgilisine düşkün erkekler hiçbir neden kadınların bazı alışkanlıklarının etkisiyle yanlış yola sürüklenebiliyor. Burada korkutucu olan nokta, kadınların sevgi dolu bu eylemlerini ilişkilerinin güçleneceğini düşünerek yapıyor olmaları. Psikologlar zarar görmüş birçok ilişkinin bu noktaya gelmesini ilişki için iyi olacağı düşünülerek yapılan davranışlara bağlıyor. Bu yüzden bilmeden yaptığınız beş temel hatayı sizin için belirledik ve bunlardan hızla kurtulmanız için tavsiyelerde bulunduk.

    SEVGİLİNİZİN ARKADAŞLARIYLA ÇOK İYİ GEÇİNMEK
    Arkadaşlarıyla iyi anlaşarak sevgilinizin dünyasına girebilirsiniz ama sevgilinizin arkadaşlarıyla sıkı bağlar kurmanız bir aşk suçu işlemenize neden olabilir. İnternette onlarla sürekli sohbet etmeniz ya da kişisel sorunlarınızı onlara açmanız ilişkinize zarar verebilir. Uzmanlar erkeklerin genellikle kadınlar kadar kolay yakın bağlar kuramadıklarını belirtiyor. Erkeklerin genelde en içten duygularını en iyi arkadaşlarıyla paylaşabilmeleri için zamana ihtiyaçları vardır. Sevgilinizin arkadaşlarıyla özel sorunlarınızı paylaştığınızda, özellikle sizin hakkınızda arkadaşlarından tavsiye ya da destek almak isteyen sevgilinizin açık açık konuşabilme fırsatını tehlikeye sokmuş olursunuz. Sevgilinizin arkadaşlarıyla dengeli şekilde vakit geçirmeye çalışın. Örneğin sevgiliniz arkadaşlarıyla futbol izlemek istediğinde ya da bira içmek için dışarı çıktığında onu yalnız bırakmalısınız. Tatil günlerinizde kendi arkadaşlarınıza zaman ayırmayı deneyin. Böylece ilişkiniz ihtiyaç duyduğu arkadaşlık dengesine kolayca ulaşır.

    ÇOK BAKIMSIZ OLMAK
    Bazen özensiz giyinmeniz, kasket takmanız ya da sevgilinizin eski giysilerini giymeniz anlayışla karşılanabilir. Burada anlamanız gereken şu: İstisnalar kaideyi bozmaz. Birçok kadın, erkeklerin her koşulda bakımsız kadınları tercih ettiğine inanıyor. Bu doğru bir düşünce değil. Erkeklerin çoğu kendilerini duygusal açıdan çok fazla zorlamayan kadınlardan hoşlanırlar, bu düşünce dış görünüş için geçerli değildir. İlk kez beraber olduğunuz zamanları hatırlayın, nasıl da onu etkilemek için çaba gösteriyordunuz. Her gün duş alıp cildinizi nemlendiren güzel kokulu losyonlar kullanmıyor muymuydunuz? Ya da büyükanne çamaşırlarınızı ona göstermemek için saklamıyor muydunuz? Zaman geçtikçe sevgilinizin yanında kendinizi daha rahat hissetmeye başlamanız çok doğal ama üstünüze başınıza biraz dikkat etmelisiniz. Çünkü erkekler en ufak değişiklikleri bile hemen fark edebiliyorlar. Erkekler görselliğe çok önem verirler, ilk zamanlardaki gibi güzel görünebilmek için vakit harcamıyorsanız, sevgiliniz aşkın ateşli yanını kaybedebilir. Bu yüzden size tavsiyemiz, her gün çekici görünün, dudaklarınıza hafif seksi rujlar sürün, sevgilinizin sevdiği düşük belli jean’inizi giyin. Bunlar sevgilinizin size karşı her zaman istekli olmasını sağlar ve her zaman sizin onu ne kadar sevdiğinizi hatırlatacak ipuçları verir.

    ONA HER ZAMAN HAK ETTİĞİ GİBİ DAVRANMAK
    20:00’da akşam yemeği için rezervasyon yaptırdınız ve 25 dakika geçtiği halde halen sevgilinizi bekliyorsunuz. Barmen sevgilinizin gelmeyeceğine dair iddiaya girmeye başladığı halde siz onu beklemeye devam ediyorsunuz. Sevgiliniz aceleyle üzgün şekilde size doğru yaklaşıp “Geç mi kaldım” dediğinde,

    A) Hatır için onunla akşm yemeği yersiniz ama onu cezalandırırsınız

    B) Nedenini sorarak, onu affedersiniz.

    Zarif kadınlar “B” seçeneğini tercih eder.

    Sevgiliniz sizi gerçekten incitecek ya da kızdıracak bir şey yaptığında, kızgınlığınızı ya da kırgınlığınızı o anda ona açıklamamalısınız. Sevgiliniz o anda suçlanmaktan ya da cezalandırılmaktan kaçması gerektiğini düşünebilir. Bu da sağlıklı bir iletişim kurabilmenizi engeller. Küçük iletişim problemleri yüzünden sevgilinizi kendinizden uzaklaştırmayın. Unutmayın ki kendinize olan saygınız size seksi bir özellik kazandırıyor.

    Erkekler görselliğe çok önem verirler, ilk zamanlardaki gibi güzel görünebilmek için vakit harcamıyorsanız, sevgiliniz aşkın ateşli yanını kaybedebilir!

    HER ZAMAN DÜRÜST OLMAK
    Her ikinizin de her zaman dürüst davranarak kontrolü elinde tutması bazen mümkün olmayabilir. Bu yüzden bazen beyaz yalanlar söylemek zorunda kalabilirsiniz. Ancak unutmayın ki dürüstlük sağlıklı ilişkilerin temel taşlarından biridir. Ayrıca yalanlar söylemek de bazen ciddi üzüntülere neden olur.

    İLİŞKİYİ HER ŞEYİN ÜSTÜNDE TUTMAK
    İki insanın birlikte çok mutlu olması onların birbirine yapışık hareket etmeleri gerektiği anlamına gelmez. Ya da “O beni tamamlayan bir parçam” gibi cümleler söylemek, sürekli “biz” kelimesi üzerine vurgu yapmak insanlara mutluluk getirmez. Kendinizi kızarmış patates üzerindeki ketçap ve mayonez gibi hissetmenize gerek yok. İlişkiniz çok uzun süredir devam ediyor olsa da ilişki içindeki statülerinizi kaybetmemeniz çok önemli. Kendiniz için dışarı çıkıp zaman harcamıyorsanız, ilişkiniz bayatlamaya başlıyor demektir. En mutlu çiftler birbirlerinden ayrı olarak özgürce vakit geçirenlerdir.

     

    Kaynak: cosmopolitanturkiye.com

  • Erkeklerle Rahat Konuşmanın Yolları!

    Erkeklerle Rahat Konuşmanın Yolları!

    Erkeklerle sohbet ederken kendini rahat hissetmiyor musun? İşte sizlere erkeklerle rahat konuşmanın yollarını açıklayacağız

    Erkelerle muhabbet etmek çoğu kişinin beceremediği konudur. Konuşurken ne konuşacağınızı unutuyorsanız ve takılıp kalıyorsanız bir sıkıntı var demektir.

    Bayan arkadaşlarınla akıcı bir şekilde konuşurken erkeklerle konuşurken rahat olamıyorsanız bu tüyolar sizi rahatlatacak.

    İşte sizi erkeklerle konuşurken rahat ettirecek tüyolar:

    NET OLUN

    Sohbet etmek istediğin kişi hakkında öncelikle net olmalısın. Onuna hangi anlamda ne konuşacaksın belirlemelisin. Karşındaki erkeği ne olarak görüyorsun bunun farkında olmalısın. Karşındaki kişi sıradan bir arkadaşın mı yoksa senin için özel biri mi bu ayrıntıyı belirlediğinde net olacaksın.

    HAKKINDA BİLGİ SAHİBİ OL

    Sohbet etmek istediğin kişi hakkında konuşmakta zorlanmamak için onun hakkında bilgi sahibi olmalısın. Bu konuda sohbet etmek istediğin kişinin arkadaşlarından bilgi almalısın size faydası olacaktır. Örneğin kalabalık bir ortamda sohbet ve tanışma faslını iyi bir şekilde yönlendirmek istiyorsan ona bir soru sormalısın. Tabii soruyu sormak için önce onunla ilgili bilgiye ihtiyacın olacak. Sohbet edeceğin kişinin erkek olmasından önce insan olduğunu unutmazsan her şey daha rahat gelişir.

    erkeklerle-kolay-sohbet-etme-yollari-1

    ORTAK NOKTALARA ODAKLAN

    Yeni tanıştığınız ya da konuşmak istediğiniz biriyle sohbeti yürütmek kolay değildir. Bunun için sohbet sırasında ortak noktalarınıza değinin empati kurmayı deneyin. Öncelikle ona ilgi alanlarını, sevdiği müziği ,okuduğu kitapları ve gezdiği yerleri sorabilirsin. Bu noktalara değinde emin ol ortak bir sohbet ortamınız gelişecektir.

    SORU YAĞMURUNA TUTMA

    Konuşmak istediğin kişiyle yapmaktan kaçınman gereken şeylerden biri karşındakini soru yağmuruna tutmaktır.  İlk kez yapacağın sohbetlerde mutlaka bundan kaçınmalısın. Öncelikle soru sorup dinlemeyi bilmelisin sonra sohbetin akışına göre tekrar sorabilirsin ama art arda olmamalı bu. Aksi taktirde karşınızdaki kişiye sorgulayıcı bir kişi olarak gözükeceksiniz.

    erkeklerle-kolay-sohbet-etme-yollari-2

    ISRARCI OLMAYIN

    Sohbet edeceğiniz kişi bir erkekse mümkünse ısrarcı olmayın. Israrcılık sohbetinizi olumsuz etkileyecektir. İlişkilerde de en büyük sorunlardan biridir bu.  İlk sohbetten sonra geri çekilmeniz gerekiyor arayıp sürekli iletişim halinde olmak korkutucu olabilir. Bu nedenle ısrarcı olmayı bırakın ve gizem uyandırmanın keyfine bakın.

     

  • Yatakta seksi sözcükler…

    Yatakta seksi sözcükler…

    Eğer yatakta seksi sözcükler söylemek size göre değilse ve bu fikirden bile nefret ediyorsanız tabi ki hayır deme hakkına sahipsiniz.

    Fakat bu fikirden hemen vazgeçmeden önce bir deneyin.

    Birçok seksüel aktivite gibi bunu yapmayı öğrendiğinizde ve iyi olduğunuzu gördüğünüzde partnerinizi mutlu edebilirsiniz. Bu hareket size keyif verici ve hoş gelebilir.

    Bunu bir düşünün

    Onun kulağına birkaç kelime fısıldıyorsunuz ve o hızlı hızlı soluk alıp vermeye başlıyor. Konuşmaya devam ediyorsunuz ve o daha fazla tahrik oluyor. Sonunda sizi gerçekten istiyor ama siz “Henüz değil” diyorsunuz. Sizi daha fazla isteyene kadar konuşmaya devam edin.

    Ne demek istediğimi gördünüz mü? Bu öğrenmekten hoşlanacağınız bir şey. Eğer erkeğinizin sizinle tutkulu bir şekilde konuşmasını istiyorsanız ve o bunu bilmiyorsa ona bazı temel kuralları öğretin. Eğer yanlış yaparsa ona bunu söylemeyin ve kendini kötü hissetmesine neden olmayın.

    Neyi seviyor neyi sevmiyorsunuz paylaşın!

    Yetişkin olduğumuz için bu konu hakkında da yetişkin gibi konuşmak istiyoruz. Bu işin kuralı budur. İkiniz içinde neyin tahrik edici olduğunu bulmanız gerekiyor.

    Normal kelimelerden daha kaba kelimeler de hoşunuza gidiyor olabilir ya da tam tersi bazı kelimeleri partneriniz ağzından duymak size hiç hoş gelmeyebilir. Bunu onunla paylaşın aynı şekilde onun da paylaşmasını sağlayın. Seksi bulduğunuz sözleri de birbirinizle paylaşın. Ona bunu söylemekten çekinmeyin.

    Kelimelerin gücü

    Bazı çiftler kendi kelimelerini kendileri yaratmışlardır. Böylece başka insanların içinde de bunu konuşabilirler. Kalabalık bir ortamda ya da çocuklarının yanında bu cümleyi söylemek seksi bir yoldur.

    “Evet sana tam olarak bana ne yapmanı istediğimi anlatayım. İlk olarak beni tutkulu bir şekilde öpmeni istiyorum. Daha sonra elini karnıma koymanı ve daha sonra da pantolonumdan içeri sokmanı istiyorum.” Ne istediğiniz hakkında konuşmanız iyi bir başlangıçtır. Bunu yaptığınızda onun ne yapacağı konusunda ona yardımcı olmuş olursunuz. Bu konuşmayı daha da açık bir şekilde yapabilirsiniz. Bu onu mutlu edecektir.

    Bu konuşmanın en mükemmel tekniği onun yaptıklarından ipucu çıkartıp nasıl hissettiğinizi ona açıklamaktır. “Çok yorgunum” ya da “Bu çok güzel!” dediğinizde bunun sizi ne kadar bitkin ya da mutlu hissettirdiğini fark ettiniz mi? Aynı şey seks için de geçerlidir. Heyecanlı olduğunuzu belirtmeniz daha da heyecanlanmanıza neden olacaktır.

    Aynı zamanda bu tekniği partneriniz sizden uzaktayken, telefonda da kullanabilirsiniz. Telefonda seksi bir şekilde konuşun ve sanki yatak odasındaymışsınız gibi davranın. Ona fantazilerinizi anlatın. Bazı fanteziler hiçbir zaman uygulanmaz o yüzden telefon bunun için iyi bir araçtır. Tutkulu konuşmanın bir diğer avantajı da yaratıcı fikirlerin ve seçeneklerin ortaya çıkmasıdır.

  • Aldatıldıysanız suçu kendinizde aramayın

    Aldatıldıysanız suçu kendinizde aramayın

    Ömrünüzü adadığınız, bir yastığa baş koyup, birlikte yaşlanma hayalleri kurduğunuz partnerinizin sizi aldattığını hissetseniz ya da bir adım ileri gidip, öğrendiğinizi düşünsenize! İnsan psikolojisinde büyük bir yıkıma yol açan bu duruma, günümüzde çok sık rastlanıyor. Neden aldatıyoruz? Suç kimde? Ailelerin bunda etkisi var mı? Sosyal medya aldatmaya zemin hazırlıyor mu? Tarihi, evliliklerin geçmişi kadar eski olan aldatma konusunda sorularımızı Psikoloji Elika Danışmanlık Merkezi’nden Çift ve Aile Terapisti Meryem Gül Eren yanıtladı.

    BİR KİŞİ EŞİNİ/PARTNERİNİ NEDEN ALDATIR?
    Aldatmayı tek bir nedene bağlamak mümkün değil. Genelde insanlar aldatmayı ilişkideki partnerin yetersizliğine bağlama eğilimindedir. Buna çok inanılıyor. Aldatılan kişi “Benim neyim eksik, bende neyi bulamadı, ben neyi karşılayamadım” gibi düşüncelere kapılıyor. Oysa aldatmanın ne eksiklik, ne yetersizlik, ne değersizlik, ne de güzel ya da çirkin olmakla doğrudan bir ilişkisi yok. Bu konuda çok fazla değişken var. Örneğin aldatan tarafın kişilik özellikleri önemli bir etken. İlişkide her şey yerli yerindeyken, kaliteli bir ilişki varken ve ihtiyaçlar karşılanırken de kişinin içsel dinamiklerle baş etme tarzı gereği aldatma eylemi gerçekleşebiliyor.
    Diğer bir etken de ilişkideki bakılma, sevilme, korunma, önemli hissetme, duygusal, fiziksel ve düşünsel ihtiyaçlar ile birtakım özlemlerin ön plana çıkması. Özlemler, ihtiyaçlar karşılanmadığında, eksiklik olduğunda da aldatma eylemi ortaya çıkıyor. Söz gelimi eşler arasında kaliteli bir iletişim yoksa birbirlerini anlayıp, ihtiyaçlarını karşılayamıyorlarsa bu durumda bir kopma ortaya çıkıyor. İnternetin ve sosyal medyanın sık kullanımı da bu boşluğu doldurmaya hizmet ediyor. Arkadaşlık siteleri, facebook, twitter gibi mecralar anında bir talep yaratıyor ve kişiler bunu tatmine yönelebiliyor.
    ALDATAN KİŞİ, ALDATILAN EŞE GERİ DÖNÜYOR
    Yapılan araştırmalar, aldatma vakalarında aldatılan kişiyle sonradan evlenme oranlarının çok düşük olduğunu gösteriyor. Var olan ilişkide bir düzen, sosyal statü oluyor. Özellikle de erkeğin ihtiyaçları karşılanıyor. Erkek aldatma olayı ortaya çıktığında bunları kaybetmeyle karşı karşıya kalıyor. Onu heyecanlandıran, kaygılandıran da bu duygu. Basit bir gönül macerası için tüm bunları kaybetmeye değmeyeceğini düşünüyor.
    Aldatma genç yaşlarda yaşanılırsa bununla baş etmek kolayken, ileri yaşlarda daha zor oluyor. Çünkü yeni bir ilişki kurmak, kendine partner yaratmak için zaman azalıyor.

    EN ÇOK ERKEKLER ALDATIYOR DEMEK DOĞRU MU? YOKSA BU DA TOPLUMSAL BİR ÖNYARGI MI?
    Hayır, burada geleneksel rollerimiz çok önemli. Toplumsal cinsiyet rolü erkeğe aldatma rolünü, hakkını veriyor. Hatta erkekler arasında “Sen hiç aldatmadın mı? Bir çiçekle yaz-kış geçer mi?” şeklinde konuşmalar da geçiyor. Erkek aldatmaları yaygın. Özellikle muhafazakar, geleneksel yapıdaki, otoriter, hiyerarşinin hakim olduğu ailelerde bu durum yadırganmıyor da. Kadınlar tarafından da kabul ediliyor. Kuma, imam nikahlı eş ya da başka bir ev açma şeklindeki ilişkilere göz yumulabiliyor.
    KADINLAR/ERKEKLER NEDEN ALDATIYOR? BUNUN TEMELİNDE NE YATIYOR?
    Kadın aldatmasına toplumsal hoşgörü yok. Bu tür durumlarda evliliğin yeniden toparlanması, iyileştirilmesi çok da mümkün olmuyor. O noktada hem yasalar hem de Türkiye’de erkek egemen toplumun baskın olmasından kaynaklı olarak ek baskılar devreye giriyor. Kadın aldatmalarında psikoterapistlerin şöyle bir görüşü var, kadınların yüzde 25’i aldatıyor ama onlar bunu çok daha gizli yapıyor. Çünkü kadın bu durumu en yakın arkadaşıyla paylaştığında dahi dışlanıyor, reddediliyor, toplumsal önyargılara maruz kalıyor. Kadının eşini aldatması arkadaşları, yakın çevresi açısından da bir tehdit oluşturuyor. Dolayısıyla kadınlar elbirliği ile aldatan kadını dışlama eğilimine giriyor. Ancak aldatma denilince yalnızca cinsellik düşünülmemeli. Bunun içinde fiziksel, cinsel, duygusal, düşünsel boyut da var. Erkeklere gelirsek, yaklaşık yüzde 50’si aldatıyor diyebiliriz. Duygusal, düşünsel yakınlıkları da katarsanız bu oran yüzde 70’e kadar çıkabiliyor. Erkek aldatmalarının tek bir sebebi yok. Evlilikte her şey yolunda giderken bazen macera, heyecan arayabiliyorlar. Ya da antisosyal, narsistik, borderline kişilik özelliklerine sahip olup, dürtüsel kontrolü sağlayamamak, arayış içinde olmak ve bunu ilişkide tatmin edememek, bir maceraya sürüklenmek, kendilik değerini yükseltmek isteyebiliyorlar. O noktada “erkek olma” (erkek adam yapar) olgusu, arkadaşlarının aldatıyor olması ve “Senin neyin eksik?” şeklindeki zorlamalar da birer faktör olabiliyor.

    GEÇMİŞ DENEYİMLER BUNDA ETKİLİ Mİ?
    Eğer erkeğin/kadının yetiştiği köken ailede aldatma olgusu varsa, ki genelde bizim gördüğümüz kuşakları takip eden bir aldatma olgusu var, örneğin baba anneyi aldatmışsa aynı şey çocuklarda da görülebiliyor. Sonraki kuşakta da bu devam edebiliyor. Tabii sadece bununla sınırlamamak gerekiyor. Bildiğiniz gibi hem kadınların hem de erkeklerin yaşam döngüsünde önemli bazı değişimler yaşadıkları süreçler var. Kadınlar menopoza, erkekler de andropoza girdiği dönemde yeni bir ilişki arayışına girilebiliyor. Bu daha çok erkeklerde görülüyor. Çünkü o dönemde yaşlanmaya bağlı bedensel, hormonal ve cinsel güçteki değişiklikler erkeği kaygılandırabiliyor. Gücünü kaybetme kaygısıyla yeniden bir ilişkiye yönelebiliyor. Özellikle uzun süreli evliliklerde bir de bakıyorsunuz ki erkek kendine çok genç bir partner bulmuş.

    BU TÜR İLİŞKİLERE DAİR GENELLEMELER VAR MI?
    Elbette, örneğin iş ortamı! Ancak unutulmaması gerekiyor ki kişiler “ben eşimi aldatayım, onu sevmiyorum, bir başkası olsun” diyerek başlamıyor ilişkilerine. Düşünün çalışma arkadaşlarınızla yaklaşık sekiz saat aynı ortamı paylaşıyorsunuz. İş arkadaşlarınızı eşinizden daha çok görüyor, daha çok şey paylaşıyor, birtakım sıkıntılara aynı anda maruz kalıyor, sevinçleri paylaşıyor, adeta dert ortağı oluyorsunuz. O kişi her an yanı başınızda, yemekte de, çay-kahve içerken de birliktesiniz… Bu ilişki orada bir duygudaşlık, arkadaşlık, dostluk olarak başlıyor. İlk zamanlar değil ama bir süre sonra iki taraf da duygusal bağ geliştirdiklerini fark ediyor. Kadın danışanlarımın çoğu iş yerindeki arkadaşına ilgi duyduğunu, bunu bir tehlike olarak gördüğünü söyleyerek geliyor. Kadınlar çoğu zaman fiziki aldatma boyutuna gelmeden, bu fikri, isteği fark ettiğinde dahi bize başvurabiliyor. Çünkü bir de bakıyorlar ki iş yerindeki adamı ya da kadını daha çok özlüyor, pazartesileri işe hevesle gidiyorlar. Eğer mevcut ilişkide duygusal, cinsel, iletişimsel eksiklikler de varsa iş yerindeki bu yakınlaşmalar çabucak üçüncü kişi ilişkisine yani aldatmaya dönüyor.

    ALDATMA ANLAŞILABİLİR Mİ?
    İlişkiler iki kişiliktir ve adanmışlık vardır, bu nedenle üçüncü kişiyi kabul etmez. Bu bağlılığa bir başkası girdiğinde, otomatik olarak duygusal, zihinsel bir uzaklaşma ortaya çıkıyor. Aslında bu noktada bir kişi değil, sır devreye giriyor. Çünkü eşten gizli, saklı bir şeyler oluyor. Bu, erkeklerde çoğu zaman suçluluk duygusunu ortaya çıkarıyor. Kimi zaman, bu duyguyla kendilerine eziyet edip, pişmanlık yaşıyorlar ama diğer kadından da vazgeçemiyorlar. Bunu telafi etmek için de eşleriyle olan ilişkilerine daha çok özen göstermeye başlıyorlar. Ama öte yandan bunu hakkı olarak görenler de var. Özellikle ataerkil ve hiyerarşik ailelere mensup erkekler eşlerini suçluyor. Eve geç gelme, maddi katkıyı azaltma, agresiflik, suçlama gibi davranışlar ortaya çıkıyor.

    Erkekler aldatmaya dair daha çok ipucu verebiliyor. Bunlar her zamankinden farklı kaygı, pişmanlık, agresiflik, sinirlilik, çabuk heyecanlanma benzeri davranışlar olabiliyor. Öz bakımına, kilosuna dikkat ediyor, sigarayı bırakmaya çalışıyor, farklı kıyafetler alıyor, banyoda ya da ayna karşısında geçirdiği zaman artıyor. Genelde çok tipik olsa da çift telefon kullanımı başlıyor çünkü hayatlar ikiye bölünüyor. Kadınlar bunu daha rahat gizleyebiliyor. Erkekler duygularını kamufle etme konusunda başarısız kalıyor. Özel dedektifler de bunu söylüyor. Çünkü kadınlar daha seçici oluyor. Önce duygusal yakınlaşma, sonrasında cinsellik devreye giriyor. Dolayısıyla duygusal bağlanma evresinde, dedektifler aldatmayı ispatlamakta zorlanabiliyor.

    ALDATAN EŞ NASIL HATALAR YAPIYOR?
    Erkek aldatması telefon parolası, bilgisayar şifresi, sınırlara yönelik hassasiyet, bireyselliğe verilen önemin artması gibi işaretlerle kendini gösterebiliyor. En önemlisi de duygusal bir mesafe ortaya çıkıyor, cinsellikte azalma oluyor. Diğer kişiyle yaşanan cinsellik, eşle olanı etkiliyor. Eşi tatile, şehir dışına gönderip evden uzaklaştırma artıyor. Kadınlar bunu fark ediyor. Ama kadın aldatmasında bunun anlaşılması daha zor. Çünkü eşini aldattığının ortaya çıkması halinde kadının hayatına yönelik bir tehdit de var. Böyle durumlarda erkeğin cinayete dair argümanı “sadakatsizlik” oluyor. Bu durum mahkemede ispatlamasına dahi gerek duyulmadan hafifletici hüküm sayılıyor. Kadın boşanmak isterse ilk sorulan soru “Başka biri mi var?” oluyor. Çünkü erkek bunun asla kendinden ya da ilişkideki bir eksiklikten kaynaklanabileceğini düşünmüyor, gönül bağının kopmuş olabileceğini kabul etmek istemiyor.

    Günümüzde insanlar aldatmaların internet ve sosyal medyanın varlığı, kadınların geniş hak ve özgürlüklere sahip olması nedeniyle daha çok görüldüğünü düşünüyor. Oysa aldatma insanlık tarihinden bu yana var. Evlilik kurumunun başlamasıyla birlikte aldatma da başladı. Sadece günümüzde daha yaygın, açıktan ve görülebiliyor. Oysa Osmanlı’da da, Selçuklular’da da vardı…

    ALDATMANIN ÖĞRENİLMESİ İLİŞKİYİ NASIL ETKİLİYOR?
    Kaos yaratıyor. Çünkü ilişki güven, inanç, samimiyet, içtenlik üzerine kuruluyor. Aldatmanın ortaya çıkmasıyla birlikte ilk anda şok yaşanıyor. Kişinin iç dünyası sarsılıyor, referans kaynakları kayboluyor. Neye, kime inanacağını bilemiyor. Yaşadığı güven kaybı öyle bir savrulmaya neden oluyor ki hem kendisine, hem insanlara hem de hayata dair güveni sarsılıyor. Güven kaybı ölüm acısını andırıyor. Bu travma ruhsal dünyada ciddi bir kırılma yaratıyor. Neye güveneceğini bilememek! Güvendiğiniz, aldatmayacağını düşündüğünüz adam ya da kadın size yalan söyleyip, ihanet ediyor. Yani o adanmışlığa, bağlılığa karşı geliyor. Boşluk duygusu! Ölümler de geride bir boşluk duygusu yaratıyor.

    SONRASINDA GÜVEN İLİŞKİSİ YENİDEN SAĞLANABİLİYOR MU?
    Elbette! Genelde insanlar aldatmaların evliliği bitireceğini düşünüyor ama aslında bu buzdağının görünen yüzü. Biz terapide o görünen yüze bakmıyoruz. Çifti birbirine bağlayan dinamiklere, ilişkinin güçlü ve zayıf yanlarına, çiftin ilişkiyi onarabilme gücü ve arzusuna yoğunlaşıyoruz. Başlangıçta güvenmek zor olsa da, çiftler bebek adımlarıyla yeniden ve bu kez daha sağlam biçimde birbirlerine yeniden güvenmeyi öğrenebiliyor. Bu süreç bir çift terapisti eşliğinde, her şeyin konuşulabildiği bir ortamda yaşanarak aşılabiliyor.

    TEK GECELİK YA DA UZUN SÜRELİ İLİŞKİLER ARASINDA FARK VAR MI?
    Yok ama dünya çapında da kabul gören bir kanıya göre aldatmaların en zararsız olanı özellikle hayat kadınlarıyla yaşanan tek gecelik ilişkiler. Bunun istisnası eşcinsel ilişkiler. Bu durum çok yaralayıcı oluyor. Evliliği yıkan boyuta gidebiliyor ve onarılması çok zor. Örneğin bir erkeğin başka bir erkekle birlikte olması eş için kabul edilemiyor. Tek gecelik ilişkiler ise genelde affediliyor. Kadınların özelinde konuşmak gerekirse onların affedemediği duygusal bağlanmanın olduğu, uzun süreli ilişkiler. Bu durum eşler için çok yıkıcı. Gelecekte birlikte yaşlanma fikrinin kaybolmasına yol açıyor. Kadın yalnızlık, dışlanmışlık, terk edilmişlik duygularını hissediyor. Uzun soluklu olmayan, kaçamak biçimindeki aldatmalar sonucu çiftler terapiye geldiğinde gözlemlediğim ise aldatmadan iyileşmeye daha kolay geçilebildiği. Hatta aldatma öncesi ilişkiden daha tatminkar, sağlam ve keyifli bir ilişki kurulabiliyor. Sağladığımız güvenlik ortamında aldatma sorunundan onları uzaklaştırıyor ve “Sizi bu noktaya ne getirdi?” sorusunun cevabını arıyoruz. Bu durumda ilişkiler daha iyiye gidebiliyor.
    SÜREKLİ TETİKTE OLMAK İLİŞKİDEKİ SAMİMİYETİ ETKİLEMIYOR MU?
    Bu ilk zamanlarda görülüyor. Eğer birlikte devam etmeye karar verilirse ilk günlerde ilişkiyi yeniden inşa etmek için iki tarafın da ciddi olarak zaman harcaması, birbirine vakit tanıması gerekiyor. O süreçte birbirilerine karşı anlayış, sabır, açıklık, samimiyet ve hoşgörüye çok fazla ihtiyaç duyuluyor. Güven ve inancı yeniden inşa edebilmek için her iki tarafın da emek harcaması gerekiyor. İlişkiyi onarmak için doğru, açık ve dürüst davranmayı, doğru iletişimi öğrenmek zorunda kalıyorlar. Sonrasında ilişki yeniden oturmaya başlıyor. Terapistin uygun müdahaleleri ve yaratılan güvenli ortamla çiftler kendilerini gözden geçirip, ilişkileri için sorumluluk almaya başlıyor. Terapi odasında yaşananlar bir yandan da değişim ve dönüşüm için çifte fırsat sunabiliyor. Bu süreçteki yeni yaşantılar ve deneyimler sonucu, yeniden başlama ve devam etme arzusu harekete geçebiliyor.

    BİR KEZ ALDATAN BUNU TEKRARLAR MI?
    Geleneksel, dini öğelerin ağır bastığı ailelerde ya da kadının çalışmadığı durumlarda erkek aldatması örtbas ediliyor. Yaşanılan sadakatsizlik geniş aileye açıklanıyor, onlar devreye giriyor, erkek uyarılıyor ve olayın üstü kapatılıyor. Aldatmaya neden olan sebep ele alınmadığı için de bu davranış tekrarlanabiliyor. Benim ve meslektaşlarımın ortak kanısı bu yönde oluyor. Çünkü orada soruna yönelik bir çalışma yapılmıyor.

  • İlişkiler Neden Yürümez

    İlişkiler Neden Yürümez

    Başta güzel giden bir ilişki neden daha sonraları bozulur, ilişkiler neden yürümez, ilişki neden biter?
    Bunun bir kaç nedeni vardır;

    İlişkiler Neden Yürümez

    Geçmiş geçmemiş…
    Geçmişte yaşamış olduğunuz tramvalar, tatsız olaylar kişiliğinize de yansır ve bu bir süre sonra ilişkinizi de etkilemeye başlar.
    İlişkinizde de aynı sıkıntıları yaşayacağınızı düşünüp, farkında olmadan birbirinize zarar vermeye başlarsınız.

    Tatlı Hayat!
    İlişkinin başında her şey süperdi, karşılıklı jestler, yenilen romantik yemekler,
    eğlenceli zamanlar. Fakat bu tatlı anlar yerini hayatın getirdiği sorumlulukları yüklenmeye kaldı, artık düşünülen şeyler elektrik faturası, kira, çocuğun
    bez paraları vb..

    İlişkiyi Bitiren Sebepler makalemizi okumak için tıklayınız

    Eleştiri
    Birbirinizi olur olmaz her konuda, zaman, mekan ya da etrafınızda insan olup olmadığı fark etmeden,
    acımasızca eleştirmeye başlamanız, ilişkiyi bitirmek için tek başına yeterli bir sebep.

    Ayrı Dünyaların İnsanlarıyız…
    Hayattan beklentisi farklı dünyaları olan kişiler birbirilerini sevseler bile aynı evde yaşamaları zordur.
    Biri gezmeyi seven, diğeri evde oturmaktan hoşlanan bir çift düşünün veya iki farklı hayat görüşüne, zevke, ilgi alanlarına sahip kişi,
    bunların birliktelikleri güneşle ayı bir araya getirmek kadar zordur.

     

    YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan yorum yazıları veya haberlerin tüm hakları Kadınlar Kulübü’ne aittir. Kaynak gösterilse dahi hiçbiri özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazılar sadece Kadınlar Kulübü tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.

  • Erkeklerin Duymak İstemediği Sözler

    Erkeklerin Duymak İstemediği Sözler

    İlişkiyi sağlıklı bir şekilde yürütmek, iki farklı kişinin ruhen ve bedenen dengeli bir birliktelik sürdürmesi zordur. Erkeklerin duymak istemediği sözler makalemiz, erkeklerin kadınlardan işitmekten haz almayacağız, ilişkiyi geren hatta kabusa döndürebilen konuşmalardan oluşuyor.

    Erkeklerin duymaktan istemediği sözler
    Erkeklerin duymaktan istemediği sözler

    Erkeklerin Kadınlardan Duymak İstemediği Sözler
    Ailem seninle tanışmak istiyor

    Flört aşamasındaki erkekler bu cümleyi duymaktan haz etmezler,
    işin hemen ciddi boyuta gelmesi onları sıkar,
    halbuki daha gönül eğlendirecekleri ?!!
    zamana ihtiyaçları vardır!!

    Eski sevgilim Olsaydı..
    İşte erkeklerin duymak istemediği sözlerden biri daha..
    Empati yapın size eski sevgilisinden bahsetse hoşlanırmıydınız bu durumdan?
    Siz siz olun, asla eski sevgilinizin konusunu dahi açmayın!

    Erkeklerin duymaktan istemediği sözler
    Erkeklerin duymaktan istemediği sözler

    Ne Düşünüyorsun
    Çoğu erkek, kadınlar gibi tüm özellerini anlatmaktan, herşeylerinin bilinmesinden
    hoşlanmazlar.
    Gizemli görünmeyi severler.
    Bu nedenle ne düşündüğünü sormayı bırakın,
    aklından geçenleri tahmin etmeye de çalışmayın, onları oldukları gibi kabul edin.

    erkeklerin duymak istemediği sorular
    erkeklerin duymak istemediği sorular

    Sen de Adam mısın!
    Erkeklerin en sevmediği, duyunca küplere bindikleri bir durumda aşağılanmak,
    erkekliğine laf edilmesidir.
    Bu durum gururlarını çok incitir ve ilişkinizde geri dönülmez yaralar açar.

    erkeklerin duymak istemediği sorular
    erkeklerin duymak istemediği sorular

    Kötü Bir Seksti
    Onla yaşadığınız cinsellikten yeterince haz alamamış olabilirsiniz, fakat bunu dile getirmeniz hiç doğru değil.
    Cinsellik erkeklerin bir nevi güç gösterisi olduğundan, bu konuda hassastırlar.
    En ufak bir ima bile onları çok üzer.

    Senin İçin Saçımı Süpürge Ettim
    Kariyerimden vazgeçtim, ailene rağmen senle evlendim vb cümleler kurmak…
    İlişkinizde bazı fedakarlıklarda bulunmuş olabilirsiniz, fakat bunu partnerinizin
    yüzüne vurmanız hiçte doğru bir davranış değildir.
    Aranızı gerer ve kopmalara neden olur.

    YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan yorum yazıları veya haberlerin tüm hakları Kadınlar Kulübü’ne aittir. Kaynak gösterilse dahi hiçbiri özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazılar sadece Kadınlar Kulübü tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.

  • Gerçek Aşkın Kuralları

    Gerçek Aşkın Kuralları

    İlişki uzmanlarına göre aşk, öyle aniden oluşuveren bir duygu değil… Aşık olan herkesin kıskanç olması da gerekmiyor! İşte sizlere gerçek aşkın ne olduğuyla ilgili bilimsel açıklamalar!

    Gerçek aşk aniden olmaz

    Yıldırım aşkı diye birşey yoktur; görür görmez hissedilen aşk değil, karşılıklı çekim olabilir. Pek çoğumuz bu tip yargıları kendimiz yaratıyoruz. Gerçekte görünüşü, davranışları ve konuşmalarıya tam aradığımız gibi birini bulmak yalnızca çekim duymak anlamına gelir. Bu çekim aşka dönüşebilir, ancak bunun için zaman şarttır.

    Kıskançlık gerçek aşkın göstergesi değildir

    Özellikle gençlerin sıklıkla düştüğü bir yanılgı, ne kadar çok kıskanılırsa o kadar çok aşık olunduğudur. Birbirini gerçekten seven iki insan arasında bir miktar kıskançlık olması doğaldır. Öte yandan sahiplenme duygusunun aşkla ilgisi yoktur. Uzmanlar, kronik kıskançlık çeken kişilerin bilinçaltında güvensizlik duygusu yaşadıklarını ve sevilme açlığı çektiklerini söylüyor.

    Hayallere dalmak sevgi değil, karasevda belirtisidir

    Gerçek aşk karşıdaki kişiye yönlendirilir; bütün davranışlar sevilen kişinin iyiliği ve mutluluğunu sağlamak içindir. Karasevda ise ben-merkezcidir. Kişi karşısındakini düşünmez, kendi mutluluğuna veya mutsuzluğuna odaklanır. Bu durumda aşık olunan sevgili değil, aşkın kendisidir.

    Aşk uzaklıkla azalmaz

    Bir kimseyi birlikteyken daha fazla seviyorsanız, onun cazibesinden ve heyecanından etkilendiğiniz anlamına gelir. Başınızı döndürmek için yanınızda olmadığı zaman bazı şüpheler baş gösterir. Bir başka deyişle; bu suni bir aşktır.

    Aşk, sevilen kişinin kusurlarını görememek değildir

    Aşık kişi, sevdiğinin kusurlarını bilip anlamasına karşın sevmeye devam eder. Karşısındaki kişiyi kusursuz olarak görmek, karasevdanın habercisidir.

    Mutsuz bir ev yaşamı kişiyi yanılgıya sürükleyebilir

    Evlilik danışmanları, pek çok kişinin dayanılmaz bulduğu evinden ve ailesinden kaçmak için evlendiğini belirtiyor. Pek çok genç kız, sevgilisini, kendisini sıkıntılardan kurtaracak beyaz atlı prens olarak görüp aşık olduğunu sanıyor. Oysa tek istediği kurtulmak, aşk değil.

    Aşk her zaman bulutların üzerinde olmak değildir

    Ayakların yere basması da gerekir. Bir evlilikteki en temel noktalardan ikisi para ve çocuklardır. Evlenmeyi düşünen genç insanlar, birbirlerinin bu konulardaki görüşlerini bilmelidir. Şayet bu konular henüz gündeme gelmemişse, romantizm seviyesinden aşk mertebesine geçilememiş demektir.

    Aşk, sıkıntı çekmek anlamına gelmez

    Karşınızdaki kişiyi etkileme kaygınız bu derece yoğunsa gerçek aşktan söz etmek mümkün değildir. Gerçekte olduğunuz kimsenin sevildiğini bildiğinizde, karşınızdaki kişinin varlığından huzur duyarsınız.

    Kader ortakları olmakla, bir aşkın kahramanları olmak arasında büyük fark vardır

    Eşler ortak sıkıntıları paylaşabilir, ancak bu paylaşım, aşkın kendisi değildir. Genç çiftlerin bu noktayı sık sık gözden kaçırdığını ifade eden uzmanlar, evlilik kararının aşktan değil, ortak acılardan kaynaklanmasının hata olduğunu vurguluyor.

    Aşk, iki kişi arasındaki çok özel bir bağdır

    Uzmanlar, bu mahremiyetin gözler önüne serilmesinin gerçek aşk olamayacağı üzerinde birleşiyor. Bu durum, grup içinde prestij kazanma arzusu olarak anlaşılabilir, ancak aşk değildir.