Etiket: ilişki sorunları

  • Mutlu Bir Evliliğin Sırları Nelerdir?

    Mutlu Bir Evliliğin Sırları Nelerdir?

    Evliliğin tutku dolu o ilk zamanları cicim ayı olarak adlandırılır. Cicim ayı geçtiğinde mutlu çiftlerin gözlerindeki aşk perdesi kalkar ve gerçekler ile yüzleşilir. Mutlu bir evliliğin sırları ve evliliği kurtarmanın yolları nelerdir diye merak edenler buraya!

    Güçlü Bir İletişim Her Şeyi Çözer!

    Günlük hayatın koşturmasına kapılıp sevdiğiniz kişileri ihmal ediyor ya da doğru bir şekilde iletişim kuramıyor olabilirsiniz.  Evliliğinizde çatırdılar olduğunda bunu biz dili kullanarak yüz yüze konuşmanızda fayda var.

    Mutlu Bir Evliliğin Sırları Nelerdir? | 1

    Küçük Sürprizler Yapın! 

    Monoton bir hayat hem evliliği hem de uzun süren ilişkileri yokuşa doğru çeker.  Tırmanabilmenin yolu ise küçük sürprizlerden geçiyor. Ona beklemediği bir anda hediye alabilir ya da ufak bir tatil kaçamağı ayarlayabilirsiniz. Bu sayede ilişkinize de heyecan katmış olacaksınız. 

    Bir derdim var : ( Diyorsanız Tıklayın !

    Mutlu Bir Evliliğin Sırları Nelerdir? | 2

    Kavgaları Uzatmayın! 

    Öncelikle geçmişe sünger çekmeyi öğrenemeyen çiftler hiçbir zaman huzurlu olamaz ve sürekli kavga eder. Eşimle sürekli kavga ediyoruz diyorsanız ters giden bir şeyler var demektir. İnsanlar farklı fikirlere sahip olsa da karşısında olan kişinin düşüncelerine saygı duymalı. Yapılan kavgalar asla uzatılmamalı ve tekrar açılmamak üzere çözüme kavuşturulmalıdır. Aksi durumda her iki tarafta zarar görür ve yıpranır.

    Karımla sürekli kavga ediyoruz diyorsanız sabırlı bir şekilde ona ne istediğini sorun ve buna uygun bir şekilde hareket edin.

    Her şeyden önce hangi tür erkekle evlenilmez ya da hangi kadınla bir yuva kurulmaz konusunda bilgi sahibi olunmalıdır. Evlilik hayatta attığınız en büyük adımdır. 

     Mutlu Bir Evliliğin Sırları Nelerdir? | 3

    Evliliği Kurtarmanın Etkili Yolları Tıklayın !

    Sonsuza kadar devam edecek evlilik için 9 sır Tıklayın !

    İlişkim Kötüye Gidiyor Ne Yapmalıyım? Tıklayın !

    Erkekler Hangi Kadınlardan Hoşlanır? Nasıl Erkekler İle Evlenilir? Tıklayın !

    Nasıl Bir Erkekle Evlenmeli? Tıklayın !

  • İlişki sorunları ve çözümleri

    İlişki sorunları ve çözümleri

    İlişki sorunları, romantik ilişkilerde, aile ilişkilerinde, arkadaşlık ilişkilerinde, kısaca yakınlık içeren tüm ilişkilerde ortaya çıkabilir. Sorunlar, ister ilişki biçimlerinden, isterse zarar verici kişilik yapılarindan kaynaklansın, dogru çözüm süreçleri ve yeterli çabalarla çözülebilir, iyileştirilebilir.

    İlişki ve çift terapileri, problemleri geri dönülemez noktaya gelmeden, sorunları tamamen ya da kısmen çözmeye, ilişkiyi iyileştirebilmeyi sağlar.

    Romantik ilişkilerde, ya da evliliklerde çiftler arasında yaşanan en önemli sorunlardan biri güven eksikliğidir. Güven sorunu, bireylerin kendi geçmişlerinden getirdikleri hayal kırıklıklarıyla ilişkili olabileceği gibi, özgüven eksikliklerinden, bağımlılık sorunlarından ya da karşılarındaki kişi tarafından yaşatılmıs hayal kırıklıklarından kaynaklanıyor olabilir. Sebep her ne ise, güven sorununun yarattığı ilişki sorunlarının temel sebebi, kişinin geçmişte yaşadıklariyla bağlantılıdır.

    Yapılan psikoterapi seanlarında, kişinin şimdiki zamanda yaşadığı ilişki sorunlarından ziyade, geçmişte yaşadığı olaylara da ayna tutularak, benzerlikler tespit edilir. Dolayısıyla, kişinin geçmişte ve şimdiki zamanda yaşadığı ilişi sorunlarına sebep olan, düşünce ve davranış biçimleri belirlenerek, kişinin problemlere yaklaşımları yeniden yapılandırılır.

    Kişi, yaşadığı ilişkilerde hemen hemen aynı sorunlarla karşılasıyorsa, sağlıklı bir ilişki yaşamakta zorlanıyor sürekli kısa vadeli ilişkiler ve ayrılıklar yaşıyorsa, problemli bir ilişkiden kopamıyorsa, sürekli ihanete uğradiğindan ve karşı cinse kesinlikle güvenmediğinden yakınıyorsa, bir ilişkiye başlayamıyor veya bitiremiyorsa, sürekli hayatında birisi olma ihtiyaciyla ilişkiden ilişkiye geçiyor ve bu kendisini yoruyor, yıpratıyorsa, anlaşılmamaktan şikayetçiyse, sağlıklı ilişkiler kuramıyorsa, bunun sebepleri, şanssızlık, kadersizlik ya da herkesin aynı olması, herkesin nankör ve guvenilmez olması vs degil, `kişi`nin kendi düşünce ve davranış biçiminden kaynaklanan bir döngüdur.

    Bu düsünce ve davranış biçimleri, problemlere bakış ve yaklaşım tarzları, genellikle kişinin, geçmişte yaşadıklarıyla ilişkidir. Kişinin çocukluğundan itibaren, gelişim dönemiyle devam eden süreçte, yaşadıgı problemler, travmalar, hayal kırıklıkları, kişide belirli bir düsünce kalıbı, davranış biçimi olusturur. Ve kişi, şimdiki zamanda ve gelecekte yaşayacağı tüm problemlere aynı düşünce ve davranış sistemiye yaklaşır.

    Sürekli benzer sorunları yaşayan insan, bakışını herkes ya da diğer kisi noktasından çekip, kendisine, kendi düşünce ve davranış biçimine odaklanmalıdır.

    Psikolog ile karsılıklı yapılan psikoterapi seanslarda yapılan, kişinin yaşamıs olduğu ve şu an yaşadığı problemlere odaklanmak, kişinin bu problemlere nasıl yaklaştığını tespit etmek, düşünce ve davranışlarını, problemlere yaklaşımını yeniden yapılandırmaktır.

    Kişi, psikologu ile birlikte yürüttüğü psikoterapi seanları sürecinde, yeniden yapılanan düşünce, davranış ve yaklaşım biçimiyle, hayat akışı içerisinde, karsılaştığı problemlere daha sağlıklı bir bakış açısıyla yaklaşarak, bu problemlerle baş edebilir ve gercekçi hedefler belirleyebilir.

    Bu psikoterapi seanları, kisinin kendisi ile psikologu arasında birebir olarak bireysel psikoterapi olarak yapılabileceği gibi; çift ile birlikte iliski&cift terapisi olarak da yapılabilir.

    Psk. Berna İNCEKARA tarafından yazılmıştır.

  • Evliliğinize zarar veren davranışlar…

    Evliliğinize zarar veren davranışlar…

    Kadınlar bazen ilişkilerine zarar vereceğini bilmeden, hatta ilişkilerinin güçleneceğini düşünerek yanlış davranışlar sergileyebiliyor. Zarar görmüş pek çok evlilik, hep bu ilişki için iyi olacağı düşünülen davranışlardan etkileniyor. Şimdi gerçeklerle yüzleşme zamanı!

    Ona kral gibi davranmak

    O ne yaparsa yapsın siz içinize atmaya, kırgınlığınızı ya da kızgınlığınızı ona yansıtmamaya devam ettikçe aslında ilişkiniz yıpranır.

    Eşiniz sizi gerçekten incitecek ya da kızdıracak bir şey yaptığında, kızgınlığınızı ya da kırgınlığınızı o anda ona açıklamazsanız, bunu yapmaya devam edecektir. Erkekler kadınların sabır sınırlarını test ederler. Sınırı aştıklarında sizden aldıkları tepkiyi ölçer ve bundan sonraki adımlarını ona göre atarlar.

    Öte yandan fikrinizi ve ne hissettiğinizi ona anlatarak kendinize olan güveninizi göstermiş olursunuz. Bu da aslında erkekler tarafından bir şikayet olarak değil, özgüveni sergilemek olarak algılanır ve sizi çekici bulmasını sağlar.

    Kendine bakmamak

    Birçok kadın, erkeklerin her koşulda rahat olan kadınları tercih ettiğine inanıyor. Oysa bu tamamen doğru değil. Evet, erkekler kendilerini duygusal açıdan fazla zorlamayan, rahat davranan ve kendilerini rahat bırakan kadınlardan hoşlanırlar, ama bu düşünce dış görünüş için geçerli değil.

    Evliliğin ilerleyen yıllarında eşinizin yanında kendinizi daha rahat hissetmeye başlamanız çok doğal ama üstünüze başınıza biraz dikkat etmelisiniz. Çünkü erkekler en ufak değişiklikleri bile hemen fark edebilirler. Aslına bakarsanız en salaş görünümlü, en rahat erkekler bile görselliğe çok önem verirler. İyisi mi o büyükanne külotlarınızı bir köşeye bırakın, duşunuzu alıp vücudunuza mis gibi kokan bir losyon sürün ve tıpkı ilişkinizin ilk zamanlarındaki gibi güzel görünebilmek için vakit harcayın.

    Her zaman dürüst olmak

    Bazen beyaz yalan söylemek gerekebilir. Ne de olsa eşiniz her zaman gerçeklerle baş etmeyi başaramayabilir. Dürüstlük sağlıklı ilişkilerin temel taşlarından biri olsa da, bazen gerçekleri itiraf etmeniz ilişkinize güvensizlik duygusunu ve kızgınlığı bulaştıracaksa beyaz yalan sizin için iyi bir politika olabilir. Elbette büyük yalanlardan söz etmiyoruz. Bunlar ciddi sıkıntılara neden olabilir. Sadece ikinizin de huzurunu bozmayacak küçük yalancıklar…

    Diyelim ki aileniz aslında eşinizi hiç beğenmiyor. Eşiniz, ilişkinizin ilk zamanlarında ailenizin onun hakkında ne düşündüğünü sordu. Dürüst olmak zorunda değilsiniz. “Ailem, benim hayatımla ilgili pek yorum yapmaz” deyip çok fazla ayrıntıya girmeden konuyu kapatmalısınız. Zira detaya girmek sonradan eşinizin yalanınızı ortaya çıkarmasına fırsat yaratabilir. Suçluluk hissetmenize hiç gerek yok. İlişkinizin huzuru için yapıyorsunuz bunu.

  • En yaygın ilişki sorunları

    En yaygın ilişki sorunları

    Her ilişkide ufak da olsa bir takım sorunlar vardır. Ancak bazı sorunlar küçük gibi görülse de çiftlerin birbirlerine tahammül sınırlarını zorluyor ve bitme aşamasına kadar getiriyor.

    İşte ilişkilerde en yaygın 6 sorun:

    Dürüstlük
    Çiftlerin aile, iş, arkadaş, geçmiş ilişkileri vb. konular hakkında birbirlerine dürüst olmaları gerekir. Dürüstlüğün olmadığı ilişki bitmeye mahkumdur. Eğer bir ilişkiye başlayacaksanız, %100 dürüstlük üzerine kurulmalıdır.

    Monotonluk
    İlişkiler belli bir süre sonra monotonluğun kurbanı olurlar. Sürekli aynı şeyleri yapmak bir süre sıkılmanıza ve öfkenizi kontrol edememenize sebep olur. Bu yüzden partnerinizle birlikte eğlenceli çeşitli aktiviteler yapmaya önem vermelisiniz.

    Kişisel zaman
    Eğer ilişkinizin bozulmadan ilerlemesini istiyorsanız, partnerinize kişisel zaman kullanmasına hak tanımalısınız. Kimi zaman arkadaşlarıyla ya da ailesiyle yalnız görüşmek isteyebilir. Bunu sorun haline getirmeden anlayışla karşılamalısınız. İlişkinizde bir denge kurun ve herkesin kendine zaman ayırmasına izin verin.

    Güven eksikliği
    Birbirine güvenmeyen ikilinin ilişkilerini sürdürmesi imkansızdır! Güven eksikliği olan ilişkiler bitmeye mecburdur!

    Karmaşık konular
    Çiftler biri, özellikle kadın mesleki olarak erkek arkadaşından daha iyi bir konumda olması sorun yaratıyor.

    Zamanla ilgili mazeretler
    Bir ilişkiyi uzun süre idare edebilmek için çaba gerekir. Ne kadar meşgul olursanız olun, birbirinize zaman ayırmadığınız her an bir süre sonra alışkanlık haline gelir ve ilişkinizin er ya da geç son bulmasına neden olur.

  • Kadınlarda ağrılı cinsel ilişki

    Kadınlarda ağrılı cinsel ilişki

    Cinsel ilişki sırasında genital bölgede devamlı ve yineleyici ağrı olmasıdır. Kadınların önemli bir kısmı hayatlarının bir döneminde bu ağrıyı geçirir.

    Ağrılı cinsel ilişkide ağrı yüzeysel ve derin olmak üzere iki şekilde kendini gösterir. Yüzeysel ağrılar vajinal enfeksiyonlar, jinekolojik ameliyatlar, doğum lezyonları, ilişki öncesi yeterli uyarı ve dolayısıyla ıslanma olmadan girilen cinsel ilişki vb. nedenlerden kaynaklanabilir. Klinikte sık rastlanan durum vajinal kuruluktur.
    Derin ağrılı cinsel ilişki vajinadaki doğuştan anormallikler, sistit, üretra iltihapları, kronik enfeksiyonlar, perliste kitleler, bağırsak hastalığı ve genital organlarda sarkmalar neden olabilir.

    Cinsellikle ilgili kaygılar, olumsuz düşünce ve önyargılar, suçluluk duyguları, cinsel istismar öyküsü, evlilik ve ilişki sorunları, ağrı beklentisi, anksiyete, korku, öfke, eş reddi ve doğum ve gebelik korkusu diğer önemli nedenler arasındadır.

    Tedavide nedene ve danışanın durumuna uygun cinsel terapi uygulanır. Cinsel terapi, tıbbi nedenler, dışlandıktan sonra uygulanmalıdır. Eğer bir tıbbi neden düşünülüyorsa danışan uygun uzmana yönlendirilmelidir. Varsa ilişki problemleri ve evlilik problemleri halledilmelidir. Cinsel terapi ile çiftin cinsel aktivite etkileşimleri yeniden inşa edilerek kişinin yeterli cinsel uyarımı alması ve vajinal ıslanma sağlamaya yönelik etkileşime doğru çift yavaş yavaş yönlendirilmelidir. Psikodinamik nedenler söz konusu ise dinamik yönelimli cinsel terapi uygulanmalıdır.

    Ağrılı Cinselliğin Sebepleri için tıklayın !

  • Bir ilişkide hangi arkadaşlar sorun haline gelebiliyor?

    Bir ilişkide hangi arkadaşlar sorun haline gelebiliyor?

    İlişkiye başlarken aldığımız sevgili paketinin içinde karşımızdaki kişinin geçmişte kurduğu ve bugüne dek getirdiği arkadaşlıkları da yer alıyor. Bunun bir sorun olduğunu düşünüyorsanız bu yazıyı okuduktan sonra bir kez daha değerlendirin.

    Çoğu insan uzun bir süre “iyi ilişki”nin hayalini kuruyor. O kişiyi bulabilmek için yeni insanlarla tanışıyor. Yeni tanışılan bu insanlardan bazılarıyla tekrar görüşmek isteniyor. Bunların içinden yalnızca birkaçı bir ilişki yaşamayı denemeye değer görülüyor ve ilişki başlıyor. Çiftler ilk randevulara heyecanla hazırlanıp, ilişkilerinin temellerini sağlamlaştırmak için özenli adımlar atıyor. Zamanla partnerin dünyasına daha çok girdikçe onun arkadaşları ve ailesi ile de ilişkiler kuruluyor. Bu kişilerle iyi ilişkiler kurup yürütmek çift ilişkisi için bir tür kaynak oluşturup ilişkiyi kuvvetlendirebilirken; buralarda yaşanan sorunlar ilişkide aşılması güçmüş gibi gözüken problemlere neden olabiliyor.

    Kadın ya da erkek, pek çok kişi sevgilisini arkadaşları ve ailesi ile tanıştırmak için ilişkinin iyi gittiğini hissettiği bir zamanı beklemeyi tercih edebiliyor. İlişki böyle anlamlı adımlar atılacak kadar ilerlemişken ne oluyor da onun arkadaşları ile sorunlar yaşanabiliyor ve bunlar ilişkimizi tehdit eden hatta sona götüren krizler haline gelebiliyor? Soruların yanıtlarını ve daha fazlasını Davranış Bilimleri Enstitüsü’nden Uzman Klinik Psikolog Zeynep Zat anlattı.

    Bir ilişkide hangi arkadaşlar sorun haline gelebiliyor?

    Bekarlık günlerinden kalma bir alışkanlık olarak sıklıkla sevgilinizi dışarıda içki içmeye ve bar bar gezmeye davet eden yakın hemcins arkadaşlar, ilişkide sorun haline gelebiliyor. Bazı kalabalık ve kemikleşmiş arkadaş grubu “yeni gelen”i aralarına almak istemeyebiliyor. Yıllardır hayatında olan arkadaşlar bu yeni gelene sıcak bakmayarak, dolaylı ve direkt olarak farklı yollarla bu yeni ilişkiye müdahale edebiliyor; arkadaş yorumları çift ilişkisini mutsuz ya da tedirgin edebiliyor. Öte yandan, bazen durum daha karmaşık hale gelebiliyor ve yeni sevgili karşısındaki kişinin yakın arkadaşına bilerek ve isteyerek zarar verebiliyor. Ancak araştırmalar ve deneyim gösteriyor ki, ülkemizde ve yurt dışında genellikle, erkek arkadaşın yakın kız arkadaşı veya kız arkadaşın yakın erkek arkadaşı ilişkinin bir döneminde üzerinde konuşulması gereken bir sorun olarak çift terapisi seanslarına yansıyabiliyor. Bir diğer açıdan, siz ortaya çıkana kadar sevgilinizle sıkça vakit geçiren kişiler ile problem yaşama ihtimali diğerlerine göre daha yüksek gözüküyor.

    Peki, tüm bunları nasıl yöneteceğiz?

    Arkadaşlarının sevdiğiniz kişinin yıllar içinde edindiği ve hayatında tutmaya devam etmek için belirli sebepler gördüğü kişiler olduğunu kendinize hatırlatmanız gerekiyor. Sizin de onlarla ortak pek çok yönünüz olabileceğini, sizin de onlardan hoşlanabileceğinizi, ortak şeyler yakalayabileceğinizi ve arkadaşlık kurabilme şansınız olduğunu unutmayın.

    Çiftler sevgililerinin arkadaşları ile iyi ilişkiler kurmasını temenni ederler. Küçük gibi gözükebilen ancak onun için kıymetli olan her adım bu ilişkiye değer katar. Başlangıçta onun arkadaşlarıyla iyi ilişkiler kurmak için yapacağınız girişimler de sizin sadece onun için yaptıklarınızın göstergelerinden biridir. Dolayısıyla, sevgilinizin arkadaşlarını tanımak için mutlaka onlara şans verin. Bunun da yolu onlarla vakit geçirmekten geçiyor. Sevgilinize arkadaşları ile buluşmak için uygun bir plan yapmayı teklif edebileceğiniz gibi onlar sizi davet ettiklerinde buluşmaya katılmaya özen göstererek de bunu yapabilirsiniz.

    Bu bir araya gelişlerde neler yaşandığı, kimde nasıl hisler bıraktığı önemli. Bu buluşmada diğerlerine mesafeli durmak yerine kendiniz gibi olun. Değerlendirilme kaygısını, anlaşacak mıyız sorusunu, varsa geçmişten gelen olumsuz bakış açınızı kenara bırakarak; onları gözlemleyebilirsiniz, tanımaya çalışabilirsiniz; nelere gülüyorlar, birbirlerine nasıl davranıyorlar… Her zamanki doğal halinizde onlarla sohbet edebilirsiniz. Böylece sevgilinizin onlarla ilişkisinin seviyesini yakından görmüş, onlar hakkında birebir fikir edinmiş ve kendinizi tanıtmış olabilirsiniz.

    Yine de olmaz, olamazsa?

    İşler böyle iyi gidebilecekken küçücük ama anlamlı hareketler ile ilişkiler bir anda tatsız hale gelebiliyor. Bazı çiftler sevgilisinin bir ya da birkaç arkadaşından hoşlanmadığını ifade edebiliyor. Arkadaş buluşmaları içinde geçen ve karşı tarafın olumsuz algılayabileceği söz, bakış, espri ya da beden dilinin ilişkilerde tamiri güç sorunlara yol açabildiğini biliyoruz. Terapi odasına, işleri bir adım daha ileri götürüp, kasıtlı olarak yeni sevgiliye zarar veren arkadaşlardan doğan sorunların ortadan kalkması için gelen çiftler de görebiliyoruz. Böyle durumlarda yukarıdaki adımlar ne kadar uygulansa da karşıdan gelen art niyetli tavırlar, kurulmak üzere olan iyi ilişkinin temeline yıkıcı darbeler getirebiliyor. Sevgiliniz ile ilişkinizi daha iyi bir yere götürmeye çalışırken attığınız adımlar sırasında bu ve benzeri deneyimler ayağınıza dolanan engeller haline gelebiliyor. Kötü haber, bu durum ilerleyen zamanlarda ilişkinin zayıf taraflarından biri haline gelip, ayrılığı kolaylaştıran bir faktör olarak rol oynayabiliyor. Araştırmalar, bu süreçleri iyi yönetemeyen çiftlerin ilişkilerine dair olumsuz algılar geliştirebildiğini gösteriyor.

    Çift olarak yapılabilecek olumlu şeylerden biri; bu deneyim ile ilgili ihtiyaçlarınızı karşınızdaki kişiye net olarak anlatmak, bu sorunun çözülmesi ve buradaki ihtiyaçların karşılanması için birlikte adımlar atmak.

    Ona nasıl söyleyeceğiz?

    Gergin olduğunuz bir tartışmanın orta yerinde değil, sakin olduğunuz, birbirinizi duyabildiğiniz rahat bir zamanda bu konuyu paylaşmayı tercih edebilirsiniz. Öfkenizin veya kırgınlığınızın tesiri altında kalmadan, mantıklı ve net olarak kendinizi ifade edebileceğiniz zamanı tercih edebilirsiniz.

    Sağlıklı çözüm yollarından biri, sevgilinizin kırgınlığınıza duyarlı davranması ve bunun giderilmesi için adım atması. Sizleri bir şekilde iletişime geçirerek sorunun ortadan kaldırılmasını sağlaması, herkese rahat bir nefes aldırabilir. Eğer rahatsızlığın bir yanlış anlamadan kaynaklandığı anlaşılırsa, ilişkilerdeki sıkıntılar ve huzursuzluklar uzamadan toparlanıp hayata devam edilebilir. Eğer bu bir sebeple olamıyorsa, çift bu krizi nasıl yöneteceği konusunda danışmanlık alabilir. Bundan sonraki süreçte çiftler, bu arkadaş(lar) ile çift olarak mı tek başına mı görüşecek; ne sıklıkla bir araya gelecekler soruları, üzerinde konuşularak, düzenleme yapılması gereken konular. Çiftlerin bu konuda ortaklaşa getirdikleri kurala uymaları gerekiyor; aksi takdirde çiftlerin birbirine duyduğu güven sarsılabilir.

    Bu noktada, karşınızdaki insanın sosyal yaşamını kısıtlayan kişi konumunda olmamanız önemli. Unutmayın ki, amaç onun arkadaşını bir daha görmemesi değil, sizin rahatsız olduğunuz şeyin ortadan kalkması. Yani çözüm bulabilmek… Bu yüzden konuşmanın odağının kaymasını engelleyin.

    Neden onlarla görüşmesini istemiyoruz?

    Çift ilişkisinin tanımında, iki kişi arasında duygusal ve fiziksel paylaşımdan bahsederiz. Çiftler birbirleriyle fiziksel ve duygusal paylaşımlarda bulunmayı ister ve beklerler. Kendi hayatlarında olanları sevdikleri kişiye anlatırken, onun anlatacaklarını da dinlemek ve ona destek olmak isterler. Ancak çiftlerden biri bu paylaşımı sevgilisi yerine başka bir arkadaşı ile yapmaya devam etmeyi tercih ettiğinde, karşıdaki kişide yetersizlik hissi uyandırabilir. Konu, “Sevgilim arkadaşı ile buluştu”dan çıkıp, “Birbirimizin bu ilişkideki ihtiyaçlarını yeterince iyi karşılayabiliyor muyuz, aramızdaki samimiyetin boyutu nedir?”i sorgulamaya dönüşebiliyor. Dolayısıyla çiftin ilişkisine zarar getiren bir alan doğabiliyor ve sorundan uzak durmak istenebiliyor. Kıskançlık da bir diğer neden olabiliyor.

    Sevgilimizin arkadaşları ile vakit geçirmeyi istemesini kabullenmek neden zor?

    Sevgilinin sizin istemediğiniz arkadaşı ile görüşmesine tepkinizi sizin nasıl yaşadığınız belirliyor. Bu konuda çözümsüz kaldığında arkadaşları ile her görüşmenin öncesi veya sonrası krize dönüşebiliyor. Çünkü çoğu zaman eşler, “Ben tercih edilmeyen, önemsiz, değersiz kişiyim” duygusu yaşayabiliyor. İlişkideki kendilik algıları zedelenebiliyor ve değersiz hissetmeye başlayabiliyorlar. Böyle hissettirildiği anlar da, anı ağlarımız içindeki yerini bir travma olarak alabiliyor. Dolayısıyla kişi için bu durumu kontrol etmek güçleşiyor. Travmalar için terapi desteği alınabilir ve bu sorunların çözümüne katkı sağlanabilir. “Kıskançlık krizine giriyorum” gibi bir hissiyatınız varsa ve bunu sevgilinize yansıtıyorsanız, hemen bunu yapmayı kesin ve özgüven ile ilgili bir uzmandan destek alın.

    Peki kim haklı?

    Çift ilişkisindeki pek çok konu gibi buna da haklı/ haksız çerçevesinden bakmak çok sağlıklı değil. “Arkadaşlarınla görüşmeni istememekte haklıyım!” demek, “Sen onlarla görüşmekte haksızsın” veya “Onlarla görüşmeye hakkın yok” anlamına da gelebilir. Bu da çok anlaşılır değil. Dolayısıyla, bu konuya hak hukuk meselesi olarak bakmamalısınız.

    Onun arkadaşları ile koşulsuz olarak iyi ilişki yürütmek zorunda mıyız?

    Eşinizin veya sevgilinizin tüm arkadaşları ile çok yakın ilişki kurmak ya da onları çok sevmek gibi bir zorunluluğunuz yok. Unutmayın, sevmenin ve iyi ilişki kurmanın spontan bir yanı bunuyor. Ancak onun arkadaşları ile iyi ilişkiler kurmak ona, size ve ilişkinize iyi gelmesi açısından kıymetli.

    Onun arkadaşları ile ilişkilerimizi nasıl dengede tutabiliriz?

    Arkadaşlarının doğum günü, yıl dönümü gibi özel günlerinde telefon etmek ya da bir araya gelmek onların yanında olduğunuzu gösteriyor. Sevgiliniz ile baş başa yapmak zorunda olmadığınız etkinliklerde, arkadaşlarını da size katılmaları için davet edebilirsiniz. Bowling oynamak, sinemaya gitmek gibi… Ayrıca, arkadaşlarla ortak zevkler varsa birlikte plan yapılabilir; müzik festivaline ya da konsere gitmek, mangal yapmak, kutu oyunları oynamak, gece dışarı çıkmak gibi…

    Partnerinize sizi rahatsız eden şeyleri net ve açık şekilde nedenleri ile birlikte anlatın, spesifik olun. “Ondan hoşlanmadım işte, bilmiyorum, ben hissederim” gibi cümleler pek de kabul edilebilir gözükmeyebiliyor. Sorunu çözmek istediğinizi göstermeniz, ilişkinizin yararına olacaktır.

    Bunları yapmayın!

    * Sevgilinize bu konudaki sıkıntınızı anlatırken onu suçlayan bir dil kullanmayın.

    * Tehdit edici olmayın.

    * Sevgiliniz ile bu konuyu gece, fiziksel yakınlaşmalarınız sırasında ya da gergin bir konuşma sırasında konuşmayın.

    * Kıskançlık yapmayın.

    * Kendinizi onun arkadaşları ile kıyaslamayın ve ona da böyle hissettirmeyin.

    * Aynı şeyi ona yaşatma planları yapmayın.

    * Bu konuyu ondan önce onun arkadaşları ile paylaşmayın.

    * Konuyu tekrar tekrar gündeme getirmeyin.

    * Net olun, koyduğunuz kuralları bozmayın.

    * Belirli kişiler üzerinde takılıp kalmayın.

    Kendinizi test edin

    Siz ve sevgiliniz şunları kendi içinizde değerlendirebilirsiniz:

    * İyi ilişki’yi bulmak ve yürütmek mi, sevgilinizin arkadaşlarınız ile ilişkisi mi daha önemli bir yerde?

    * Eğer istemeden böyle bir şeye sebep olduğunuzu öğrenseydiniz, o böyle bir sorun yaşadığında siz onun mutluluğu ve durumu kolaylaştırmak için neler yapardınız?

    * Arkadaşlarınızın, sevgilileri ile sizinle ilgili bir sorun yaşamalarını ister miydiniz? Buna sebep olacak herhangi bir harekette bulunur muydunuz? Bilerek ya da bilmeyerek onun sevgilisi ile işleri güçleştiren olur muydunuz?

    Vereceğiniz cevapları, sevgiliniz ve siz, arkadaşları ile yaşadığınız bu sorunun çözümü için rahatlıkla kullanabilirsiniz. Arkadaşlarınızın sevgilileriyle ilişkilerini koruyan adımlar atardım, diyorsanız, arkadaşlardan da bu ilişki için aynı adımlar istenebilir. Gelen ya da gelmeyen cevap zaten size ve sevgilinize bir şey söyleyecektir. Sorunun çözülmesinin önündeki engelin sevgiliniz mi arkadaşları mı olduğunu ayrıt etmek önemli! Sorun çabalara rağmen yine de çözülemiyorsa, ilişkinizi gözden geçirmenin vakti gelmiş olabilir!

    Unutmayın ki, sevgilinizin sizinle olana kadar pek çok şey paylaştığı arkadaşı hakkında olumsuz bir şey söyleyeceksiniz. Bu karşınızdaki kişinin otomatik olarak savunmaya geçmesine sebep olabilir. Dolayısıyla konuşmanızı sorun yaşadığınız kişinin kişiliği ile ilgili değil, size olan davranışları ile sınırlı tutun. Olumsuz ve suçlayıcı ifadeler kullanmamaya özen gösterin. Siz bunlara dikkat ederek, sizi rahatsız eden noktaları paylaştıktan sonrası büyük ölçüde sevgilinize kalıyor.

    Son söz

    “İyi bir ilişki bulmak, kurmak ve yürütmek zor zanaat!” diyen Uzman Klinik Psikolog Zeynep Zat, konuyu şu sözlerle tamamlıyor: “Çift ilişkisi büyük bir şeyden değil, sayısız küçük şeyin birleşiminden oluşuyor. İlişkide iyi giden diğer alanları göz ardı etmeyin! Diğer arkadaşlar ile kurulan iyi ilişkileri takdir edin! Bu sorun karşısında en az beş tane iyi giden şey bulup birbirinize teşekkür edebilirsiniz. ‘Beni dinlediğin için, sorunu düşündüğün için, çözmeye çalıştığın için, sabırlı olduğun ve konuşmayı kesmediğin için teşekkür ederim, sevgilim’ gibi…

    Bu gibi olaylar çiftlerin beraber sorun çözebilme becerisini artırmaya da yardımcı olabiliyor. Dolayısı ile iyi bir yere getirdiğiniz ilişkiye dair inancınızı üçüncü kişilerin sebep olduğu bir şey yüzünden kaybetmek işten bile değil. Bu çukura düşmemek için dikkatli olun ve sağduyunuzu kaybetmeyin. Soruna değil, çözümüne odaklanın. Yeni bir ‘iyi ilişki’ aramaya çıkmadan kendinizi, sevgilinizi ve yaşananları şimdi bir kez daha değerlendirin. Yapmadığınız bir şeyler olduğunu fark ederseniz (terapiye gitmek, yukarıdaki maddeleri değerlendirmek, yapılmaması gerekenleri yapmak gibi) hala bu ilişki için bir şeyler yapabilme şansınız var, tüm inancınızı kaybetmek için henüz erken demektir! “

    Kaynak : Formsante Dergisi

  • İlişkide denge nasıl sağlanır?

    İlişkide denge nasıl sağlanır?

    İlişki içerisindeyken denge kurabilmek çok önemlidir. Bazı şeyleri aşırı ya da hiç olarak adlandırmanız yerine her şeyi dozunda ayarladığınızda, ilişkinizin ne kadar da sağlıklı olduğunu göreceksiniz.
    Eleştirmeyin!
    Yapmamanız gereken şeylerin başında; eleştirmek, alay etmek, küçümsemek…
    Masum gibi gözüken bu tarz sözler, karşınızdaki insanı tahmin etmeyeceğiniz kadar kırabilir. Özellikle üçüncü şahısların yanında bu tarz hareketlerden kaçınmalısınız. İlişkinizde de mutlaka insan içinde konuşulacaklar, aile içinde konuşulacaklar ve ikiniz baş başayken konuşulacaklar dengesini kurmak gerekir. Arkadaşlarınızın yanında, aslında ikinizin arasında kalması gereken konuları asla paylaşmayın. Eleştireceğiniz bir konu varsa bunu evde baş başayken yapın. Evde konuştuğunuz konular her zaman evde kalsın!
    Konuşun!
    Tüm kızgınlıkların içe atıldığı, hiçbir tartışmanın yaşanmadığı bir ilişki; sürekli kavga edilen ilişkiler kadar sağlıksızdır. Çünkü içe atılan tüm sıkıntılar ilişkinin ileri safhalarında çok daha büyük zedelenmelere yol açabilir. Sürekli kavganın da sağlıksız bir ilişkinin en büyük göstergesi olduğunu hepimiz biliyoruz zaten. Dolayısıyla burada dengeyi kurarak; gerektiğinde tartışabilmeyi, tartışmanın dozunu ayarlayabilmeyi ve uzlaşarak sona erdirebilmeyi iki tarafın da uygulaması yararlı olacaktır.
    Sevdiğinizi Söyleyin!
    Kimi insan karşısındakine sevgisini aşırı şekilde göstermekten hoşlanır. Sürekli onu sevdiğini söyler, sürekli onu öpmek ister ve kendisini tamamen ikinci plana atarak tüm planlarını ona adayarak yaşamaya başlamak onları çok mutlu eder. Bazıları da çok sevmesine rağmen karşısındakine sevgisini bir türlü gösteremez; dile getiremez, sarılıp öpemez, ilgisini gösteremez. Bu her iki durum da ilişki için oldukça sağlıksızdır.

  • Sevgili Dırdırı Hasta Ediyor

    Sevgili Dırdırı Hasta Ediyor

    Kopenhag Üniversitesi’nin yaptığı araştırmaya göre kişinin çevresindekilerden gelen aşırı istekler ve sorunlar kalp hastalığına neden oluyor.

    Danimarka’da yapılan bir araştırma sevgili dırdırının göğüs anjini olma riskini 4 kat artırdığını ortaya koydu.

    2000-2006 yıllarında kalp hastalığı geçirmemiş 4 bin 500 kişinin verilerinin incelendiği araştırmanın sonuçları “Epidemiyoloji ve Toplum Sağlığı” adlı bilim dergisinde yayımlandı.

    Araştırmayı yapan Kopenhag Üniversitesi uzmanları, kalbe yeterli kan gitmediğinde meydana gelen ve koroner kalp hastalığının belirtilerinden olan göğüs anjininin kişinin çevresindekilerin aşırı istekleri ve sorunları nedeniyle tetiklendiğini belirledi.

    Deneklere başta partnerleriyle ilgili olmak üzere etrafındakilerle ilişkileri, onlardan gelen isteklerin ne düzeyde olduğu, ne kadar sıklıkta kavga ettikleri gibi sorular yöneltildi. Deneklerin yanıtları, sevgiliden gelen isteklerin, yapılan baskı ve dırdırın, yaşanan sorunların göğüs anjini olma riskini 4 kat artırdığını gözler önüne serdi.

    Çocuklar ve diğer aile fertleriyle ilgili sıkıntıları riski 2 kat artırırken, kavgacı komşuları olanlarda hastalığa yakalanma riski yüzde 60 artıyor.