Etiket: ilişki

  • Mükemmel Evliliğin 5 Sırrı

    Mükemmel Evliliğin 5 Sırrı

    Mutlu evliliğin sırrı Evliliğinizin ilk zamanları ve hep güzel, mutlu mu geçsin istiyorsunuz? Evlilikte mükemmelliği yakalamak için bu bilgilere bir göz atın..

    Evlilik öyle dışarıdan görüldüğü kadar kolay yürütülen bir iş değildir. Mutlu ettiği kadar mutsuz da olabilirsiniz. Ancak bazı formülleri vardır bunları uygularsanız mutlu olmayı uzun dönemli sağlayabilirsiniz. Evliliğiniz hep ilk günkü sıcaklığıyla sürsün istiyorsanız bu yöntemleri uygulamanız gerekmektedir.

    Mükemmel Evliliğin 5 Sırrı

    Baş başa vakit geçirin

    Evli çiftlerin zamanla ortaya çıkan en büyük sıkıntılarından biri birlikte vakit geçirememek. Yoğun iş temposu ardından ortaya çıkan zamansızlık çiftleri huzursuz ediyor ve tartışmalara neden oluyor. Mükemmel bir evliliğiniz olsun istiyorsanız birlikte olabileceğiniz aktiviteler düzenleyin.

    Beklentilerinizi paylaşın

    Mutlu ve mükemmel bir evliliğin temelinde beklentiler yatar. Zamanla o beklentiler gerçekleşmez ve buda ilişkiyi zedeler. Bu nedenle beklentilerinizi tazeleyin ve birbirinizle paylaşın.

    mutlu evliliğin sırrı
    mutlu evliliğin sırrı

    İlk günkü cinsel heyecanı yaşayın

    Evliliklerin en temel problemlerinden biri de cinsel isteksizliğin artmasıdır. İlk günkü cinsel heyecan için küçük kaçamaklar yapın. Bunun için ufak tatil organizasyonları düzenleyin. Günlük hayatın stresini yoğunluğunu kısa sürede de olsa üzerinizden atın.

    Parasal konularda net olun

    Evliliklerde en çok tartışılan konulardan biri de parasal mevzulardır. Bu konularda birbirinizi kırmamak ve yanlış anlamalara sebebiyet vermemek için birbirinize net olun. Evde parasal konularda huzursuzluk varsa hemen çözmeye çalışın çünkü bu konular zamanlar büyümeye çok müsaittir. Bu konularda en küçük endişeye bile yer vermeyin.

    Ailenize eşinizi şikayet etmeyin

    Bir erkek için gurur kırıcı bir davranıştır. Bu nedenle eşinizi ailenize şikayet etmekten vazgeçin. Eğer eşinizi sürekli ailenize karşı şikayet ederseniz aileniz zamanla eşinizden soğuyacaktır. Bu da zamanla sizin de aranızı bozacaktır.

    İlgili Konular;

  • Yemek aşktır der İtalyanlar…

    Yemek aşktır der İtalyanlar…

    Yemek aşktır der İtalyanlar. Erkeğin kalbine giden yol, midesinden geçer der Türkler…

    Cinsel yaşamı anlatan en özet cümlelerdir. Yemek gerçekten aştır ve fakat sadece erkeğin değil kadınında midesinden hatta damak tadından geçer.

    Yemeyi Bileceksin

    Diyet, rejim özellikle ‘’yediklerime dikkat ediyorum’’ cümlesi, kişinin cinsel istek ve cinsellikte arzulanan kişi olup- olmadığını belirler. Diyet yapmak, cinsellikte kendinize gem vurmanızla doğrudan paraleldir. Duygusal veya romantik, uzun ilişki yaşayabilirsiniz fakat cinsel hazlarda bedeniniz diyet uygular.

    Yemek yemeyi ne kadar seviyorsanız, yemek yerken ne kadar zevk alıyorsanız, cinsellikte o denli zevk verirsiniz. Hangi yemeğin elle, hangi yemeğin çatal veya kaşıkla yeneceğini bilmek ve gerçek tadı alarak yemek, adabı muaşeret kanunlarından da diyetlerden de önemlidir.

    Yemek aşktır der İtalyanlar... | 1

    Yediklerini Sevgiye Dönüştür

    Zihinsel düşünce her ne kadar insanlara imkansız gibi geliyor olsa da gerçek manada severek yemek yer ve yemeklerin size zarar vermediğini düşünürseniz, kilo alma ve daima ideal bedeninizde olursunuz.

    Yemeklerden alınan haz, cinsellikten alınan haz ile doğrudan alakalıdır. Hangi yemeği seviyorsanız, o da sizi sever. Bedeninize güzellik ve çekicilik katmak için ekstra lezzet sunar. Bir insanın cinsellikte verdiği lezzet, yemek yemesinden, kahve içişinden ve yemek keyfinden anlaşılır.

    Yediğiniz yemekler yani seçiciliğiniz ise hangi tatları istediğiniz ve istemediğinizle alakalıdır. Gerçekten sevdiğiniz yemekler ve yiyeceklerle beslenin ve bunu sadece 1 ay deneyin değişimin güzelliğini görün. Fakat yerken kilo alma endişesi veya sağlığa zararlı olarak düşünürseniz, sadece kiloya dönüşür.

    Kadınların cinsel arzularını artıran yiyecekler Tıklayın !

  • Anti HIV nedir? Anti HIV Non Reactive Ne Demek? Anti HIV Testi Sonucu Reactive İse Ne Anlama Gelir?

    Anti HIV nedir? Anti HIV Non Reactive Ne Demek? Anti HIV Testi Sonucu Reactive İse Ne Anlama Gelir?

    Adım adım giderek açıklayalım: İlk olarak “anti HIV nedir?” onu öğrenelim. Anti HIV, AIDS olduğunu düşünen bireyin hastaneye giderek yaptığı kontrol testine denmektedir. Bu testi yapacak olan bireylerin doktor kontrolünde gerçekleştirmeleri ve tüm aşamaları dikkatlice gerçekleştirmeleri gerekmektedir. Bu testlerin sonuçlarını aşağıda anlatılan şekilde yorumlanabilir:

    Anti HIV Testi Sonucu Reactive İse

    Reactive yani test sonucunun pozitif olması vücudun HIV virüsüne karşı antikor ürettiğini gösterir. Bu durum sonucunda AIDS olunduğu kanaati çıkarılamaz. Bu testin ilk aşaması idi. Eğer bu test sonucunun pozitif çıkması ile karşılaşılırsa AIDS için daha net sonuçların elde edilmesi için diğer testlerinde yapılması gerekmektedir. Çünkü; Anti HIV testi sonucunun reactive çıkması ile normal bireyler gibi yaşayan birçok örnek bulunmaktadır. Bu durum virüse dönüştüğünde AIDS ile karşılaşılabilinmektedir.

    Böyle bir durumda kalan bireyin mutlaka tecrübeli bir doktordan yardım alması gerekmektedir. Sadece fiziksel değil, psikolojik tedavi için de mutlaka bir doktor ile düzenli olarak görüşülmelidir. Bu durumda olan bireyler başka biri ile cinsel münasebete girmemelilerdir. Cinsi münasebette bulunan bireyler ile görüşülerek durum anlatılmalı ve bu bireylerinde mutlaka dikkatli bir şekilde testlerinde yaptırmaları istenmelidir.

    Anti HIV nedir? Anti HIV Non Reactive Ne Demek? Anti HIV Testi Sonucu Reactive İse Ne Anlama Gelir? | 2

    Peki, anti HIV nonreaktif ne demek?

    Anti HIV Testi Sonucu Non Reactive İse

    Non reactive HIV test sonucunun negatif olduğu anlamına gelmektedir. Bir anlamada bu test için aslında olumlu sonuç olarak karşılanabilir. Testin yeniden yapılmasına gerek yoktur. Ancak eğer şüpheli bir durum var ise son 3 ayda HIV virüsüne maruz kalınmış olabilir. Bu yüzden 3 ay sonra tekrar yapılması tavsiye edilmektedir. Eğer sonuçlar negatif yani HIV’e karşı antikor bulunmadığını gösteriyor ise AIDS olunmadığı kararı net olarak verilebilir.

    CRP Yüksekliği Nedenleri Nelerdir? Kandaki CRP Yüksekliği Nasıl Düşürülür? Tıklayın !

    Hcg hormonu ve kanda gebelik (hamilelik) testi Tıklayın !

    AMH testi nedir? AMH Testi Ne İçin Kullanılır? AMH Seviyesi Düşük Çıkarsa Ne Olur? Tıklayın !

    Kanda Sodyum Eksikliği Belirtileri Nelerdir? Tıklayın !

  • İlişkim Kötüye Gidiyor Ne Yapmalıyım?

    İlişkim Kötüye Gidiyor Ne Yapmalıyım?

    Genellikle uzun süreli ilişkilerde yaşanan sorunlar nedeni ile kişiler ilişkim kötüye gidiyor ne yapmalıyım diye düşünebilir. Bu konuda sorunlara odaklanmanız daha doğru olacak. İlişkiyi kurtarmak adına her iki tarafında çaba göstermesi gerekiyor.

    • Eşim beni çok kıskanıyor yaşanan sorunların en başında geliyor. Kıskançlık dozunun üzerine çıkıldığında yıpratıcı olabilir. Herkes kıskanılmaktan hoşlanır. Ancak fazlası ilişkiyi bitirme derecesine kadar getirebilir.
    • Kişiler bu durumda eşim aşırı kıskanç ne yapmalıyım diye merak ediyor. Yapılması gereken karşılıklı konuşarak sorunu çözüme kavuşturmak.
    • Yaşanan ve sürekli olarak tekrarlanan kavgalardan dolayı çok sinirleniyorum hangi doktora gitmeliyim diyorsanız öncelikle bir psikolog ile görüşmeniz gerekiyor.
    • İlişkisi kurtarmanın yollarından biri sinirlerinize hakim olmak ve kavgaları uzatmamak.
    • Sorunlarınızın üzerine gitmekten çekinmeyin. Çözüme kavuşturana kadar konuşmanızda hiçbir problem yok. Fakat çözüldükten sonra eski kavgaları tekrarlamamanız daha doğru olacak.
    • Mutlu olduğunuz aktivitelere yönelmelisiniz. Küçük bir tatil ilişkinize de gayet iyi gelecek.
    • Empati insan ilişkilerinde yapılması gereken davranışlardan biri. Bu sayede karşınızdaki kişiyi daha iyi anlayabilirsiniz.
    • Bir Derdim Var Diyorsanız Tıklayın !

    İlişkim Kötüye Gidiyor Ne Yapmalıyım? | 3

    Yaşanan sorunları çözdükten sonra geriye bakmamanız şart. Her zaman için olumlu şeyler düşünmeli, iyi anılarınızı canlı tutmalısınız. İlişkilerde yapılan hatalardan biri yaşam alanına saygı duymamak. Her iki kişinin de ayrı bir hayatı olduğu unutulmamalı. Kişilik haklarına sayı göstererek mutlu bir ilişkinin kapılarını arayabilirsiniz. 

    Kıskanç Erkekle Başa Çıkma Yolları Tıklayın !

    Evlilikte Yaşanan Sorunlar Tıklayın !

    Mutsuz evliliklerin üstesinden gelme yolları! Tıklayın !

    Aşık mıyım? Hoşlantı mı Aşk mı? Tıklayın !

    Uzak mesafe ilişkisinin yürütebilmenin yolları Tıklayın !

     

  • İlişkiyi Olumsuz Etkileyen Hareketler

    İlişkiyi Olumsuz Etkileyen Hareketler

    Çok iyi giden bir ilişkiniz olabilir ancak ilişkiyi olumsuz etkileyen bu hareketleri yaparsanız bir anda her şey tersine dönebilir!

    İlişkiniz son zamanlarda istediğiniz gibi gitmiyor mu? Belki de ilişkiyi olumsuz etkileyen hareketlerden birkaçını ilişkinize yansıtmış olabilirsiniz. Her ilişkide ufak tefek sorunlar mutlaka olur hemen panik yapmayın. Şimdi sizlere ilişkiyi olumsuz etkileyen hareketlerden derlediğimiz güzel bir içerik sunacağız. Yazımızı okuduğunuzda ilişkinizi rahatsız eden yanlış anlaşılmaları, yanlış düşünceleri yok edebilirsiniz. Güzel bir beraberlik için inceleyelim ve bakalım biz kadınlar neler yapıyormuşuz :)

    İlişkiyi Olumsuz Etkileyen Hareketler | 4

    İlişkiyi Olumsuz Etkileyen Hareketler

    Yemeğe Çıkma

    Partneriniz yemeye çıkalım mı dediği andan itibaren kıyafetinizden tutun da ne yapacağınıza kadar ayarlamış olabilirsiniz. Hatta üstüne partnerinizle saatlerce aşk dolu bakışmalar ve konuşmalar eşliğinde yemek yemeyi de içeren hayaller kurmuş olabilirsiniz. Ancak tüm hayalleriniz partnerinizin sıradan bir yemek gözüyle görmesiyle tüm şevkiniz bir anda gidebilir. Partnerinizin size olağanüstü bir ilgiyle yemeğe oturmasını beklemeyin hanımlar. Bunları çok az erkek düşünüyor. Bunun yerine sevgilinizi olduğu gibi kabul edin. Bırakın size içinden geldiği sıcaklıkta davransın. Yapmacık olmasından daha iyidir değil mi?

    İlişkiyi Olumsuz Etkileyen Hareketler | 5

    Özel Günler

    İlişkiyi olumsuz etkileyen hareketlerden biri de yapay özel günler üretip bunları partnerinize dayatmak. Her unuttuğunda kendinizi dünyanın en mutsuz kadını gibi hissetmek. Evlilik yıldönümünüz ikiniz içinde çok önemli olabilir ama Sevgililer Günü’nde size hediye almadığı için partnerinize dünyayı dar etmeyin. Hatta durumu abartıp ilk öpüştüğü gün için beklentileri olanlar var. İlişkinizin devamlılığı için yapmayın bunları.

    İlişkiyi Olumsuz Etkileyen Hareketler | 6

    Özel Yemek

    Tüm gün uğraştınız ve partnerinize kendi ellerinizle özel bir yemek yaptınız. Nasıl da mutlusunuz tahmin edebiliyoruz. Partnerinizle lezzetli yemeklerinizin olduğu masaya oturdunuz ve deli gibi övgüleri bekliyorsunuz. Sanırım bir şeyler istediğiniz gibi olmadı ve partnerinizi size sadece kuru bir teşekkürü layık gördü öyle mi? Hemen hemen her erkek aynı şeyi yapardı hanımlar hemen üstünüze alınmayız bizce. Sımsıcak ve içtenlikle söylenmiş bir teşekkür ve lezzetli yemeklerinizi hayranlıkla yemesini izlemek daha güzel olabilir.

    İlişkinizi olumsuz etkileyen bu hareketler içine girmemeniz dileğiyle!

    Görücü Usulü Evlilik Doğru Mu? Tıklayın !

    İdeal evlilik yaşı kaç?

    Sağlıklı bir evlilik nasıl olmalıdır? Tıklayın !

    Cinsellik yaşanmayan evlilikler Tıklayın !

    Evlenilmeyecek Erkekleri Ortaya Çıkaran 5 Davranış Tıklayın !

  • Aldatan Erkeklerin Değişen Hareketleri

    Aldatan Erkeklerin Değişen Hareketleri

    Acaba aldatılıyor muyum? Diye kara kara düşünüyorsanız aldatan erkeklerin değişen bu hareketlerini gözlemleyerek anlayabilirsiniz!

    Eşiniz ya da sevgiliniz size karşı eskisi gibi bu hareketleri yapmıyorsa sizi aldatıyor olabilir bilginize. Aldatıldığınızı anlamak için öyle eskisi gibi gömlekteki ruja ya da kıyafetlerinde saç teli aramanız bir işe yaramıyor hanımlar!

    Teknolojinin değişmesiyle birlikte aldatma belirtileri de farklılaşmaya başladı bilesiniz. Bunun dışında partnerinizin hareketlerini inceleyerekte aldatılıp aldatılmadığınızı öğrenebilirsiniz.

    Aldatan Erkeklerin Değişen Hareketleri | 7

    Aldatan Erkeklerin Değişen Hareketleri

    Sizinle eskisi gibi ilgilenmiyorsa

    Eşiniz ya da sevgiliniz sizinle eskisi gibi ilgilenmiyorsa ya da eskisi gibi sizi öpmüyorsa aldatılma belirtisi olabilir. İlişkide duygusallığın bağı öpüşme olduğundan dolayı ilk izlenim bu diyebiliriz.

    Cep telefonunu ortalardan kaldırdıysa

    Her ne kadar telefonlarla çok yakın kanka olsak ta telefonu sürekli elden düşürmemeler, telefonun sesini kısmalar aldatılma şüphesi yaratabilir.

    Dış görünümüne önem veriyorsa

    Partneriniz son zamanlarda giyim kuşamına özen göstermeye başladıysa bu sizin için değilse üzgünüz ki bir başkası için olabilir.

    Hediye almaya başladıysa

    Normalde hiç almazken son zamanlarda eşiniz sizi sürekli hediyeler alıp şaşırtıyorsa bir şeyler ters gidiyor olabilir. Suçunu bastırmak için bu yollara başvuruyor olabilir dikkat edin!

  • Aşkı Monotonluktan Kurtarma Yolları

    Aşkı Monotonluktan Kurtarma Yolları

    Yaşadığınız aşk, ilişki ilk günkü güzelliğinde gitmiyorsa yaşadığınız aşkın biraz heyecana ihtiyacı var. Peki neler yapmam gerekiyor diyorsanız hemen açıklıyoruz.
    Aşk her ne kadar güzel bir duygu olsa da bazen heyecanını kaybeder. Böyle durumlarda acilen toparlanma yollarına gitmezseniz aşkınızı kaybedebilirsiniz. İlişkilerde heyecan can suyu görevi görür. Bakalım aşkı monotonluktan kurtarmak için bakalım ne yapmak gerekiyormuş..

    Aşkı Monotonluktan Kurtarma Yolları | 8

    İşte aşkınızı monotonluktan kurtarma yolları

    -Yatak odanızda ilk hareketi siz yapın partnerinizden beklemeyin.
    -Güzel anılarınızı hatırlayın ve tekrar onları yapmaya çalışın.
    -Biraz romantiklik hiç fena olmaz! Güzel bir akşam yemeğine ya da güzel bir kahvaltıya ne dersiniz?
    -Hayatınızdaki kişiyi her gün öperek uğurlayın.
    -Aşkı monotonluktan kurtarmak için ilişkinizdeki bazı hataları görmezden gelin.
    -Önünüze gelen küçük tatilleri küçük aşk kaçamaklarına çevirebilirsiniz.
    -Partnerinizle iletişiminiz güçlü olsun.
    -Hayatınızdaki erkeğe bağlanmaktan çekinmeyin.

  • Aşkta Yaşın İlişkiye Etkisi Var mı?

    Aşkta Yaşın İlişkiye Etkisi Var mı?

    Aşk sizi sardığında hayatınızda kelebekler uçuşmaya başlar. Bir süre sonra ise gerçeklerle yüzleşirsiniz. Acaba aşkta yaşın ilişkiye etkisi var mı? Yaş farkı aşkın kalitesini ve zamanını değiştiriyor mu? Tüm merak ettiklerinizi yazımızda yer vermeye çalıştık.

    Aşk güzel bir duygu, birde üstüne doğru kişiyle yaşanıyorsa yemeyin de yanında yatın bir ömür :) Her ilişkide zaman içerisinde belli başlı sorunlar yaşanmaya başlar. Önemli olan sevginizin ve aşkınızın gücüyle üstesinden gelebilmek. Her yolu denediniz ama yine de sorunlarınızın üstesinden gelemediyseniz sorun yaş farkınız olabilir.

    Aşkta Yaşın İlişkiye Etkisi Var mı? | 9

    Aşkta yaşın ilişkiye etkisi var mı?

    İngiltere’de bu konuyla ilgili yapılan bir ankete göre, erkeğin kadından 4-5 yaş büyük olması ilişkinin daha sağlam olmasına ve daha uzun ömürlü olmasına zemin hazırlıyor. Yine araştırma detayına göre kadınlar hayatlarında olgun erkek olsun istiyor. Sadece %1’lik kısım kendisinden küçük erkekleri istemiyor. Çünkü terk edilme duyguları ağır basıyor. Erkeklerin ise genç partnerine ayak uyduramama gibi problemleri var.

    Gördüğünüz gibi aşkta yaşın etkisi var hanımlar! :) İlişki yaşamayı ya da evlenmeyi düşünenler daha dikkat eder artık..

  • Yuva yıkan kadın efsanesi

    Yuva yıkan kadın efsanesi

    Brad ve Angelina ilişkisi ortaya çıktığında tüm gözler “Yuva yıkan kadın” olmakla suçlanan Angelina’nın üzerine çevrilmişti. Ancak şimdi, Brangelina efsanesi tarihin tozlu raflarında yerini alırken ‘öteki kadın’ı suçlamayı bırakma ve erkeklerin ilişkilerini neden bu şekilde sonlandırdığını düşünme zamanı.

    Brangelina’nın 12 yıllık birlikteliği sona erdi. Ayrılıkları ve sonrasında yaşananlarsa herkesin takip ettiği bir magazin olayına dönüştü. Bu süreçte pek çok insan, Angelina’nın Brad’i Jennifer Aniston’ın elinden aldığı iddiasını tekrar gündeme getirdi. Brangelina cephesindeki ayrılık haberi gündeme düştüğü anda dedikodu kazanı kaynamaya başladı. İddialar Brad’in Allied filmindeki rol arkadaşı Marion Cotillard’la arasında ilişki olduğu yönündeydi. Ancak bu spekülasyon kısa sürede taraflarca net dille yalanlandı ve asıl sorunun Brad’in eğlence anlayışı ve ailesine karşı sorumsuz davranışları olduğu ortaya çıktı. Birden zengin ve mutlu erkeğin başka bir kadın tarafından baştan çıkarılma hikayesi yerini bambaşka bir gerçekliğe bıraktı.

    KADININ OMUZLARINDAKİ YÜK
    Toplum genelinde kadınlar ayrılıkların sorumlusu olarak görülüyor. Pek çok kadın, ya ilişki içindeki mutlu erkeği çalmakla ya da ‘erkeğini elinde tutamamakla’ suçlanıyor. İlişki Terapisti Esther Perel, “Kadınları bu şekilde suçlamak yanlış bir erkek algısının oluşmasına neden oluyor. Erkekler ‘işini bilen’ kadınlar tarafından yönetilen suçsuz piyonlar olarak konumlandırılıyor” diyor. Yani aldatma durumunda bile yalnızca kadınlar suçlanıyor, erkeğin sorumluluğu da kadının omzuna yükleniyor. Kadınlar bu yüzden ilişkide yaşananlar konusunda açıklama yapan, kendini anlatmaya çalışan taraf oluyor. Geçtiğimiz aylarda yayımlanan Beyoncé’nin Lemonade albümü de bize tam olarak bunu göstermedi mi? Evliliklerindeki sadakat konusunu gündeme getiren Jay-Z değil, Beyoncé idi. Aynı durum Jennifer Garner-Ben Affleck ve Gwen Stefani-Gavin Rossdale birliktelikleri için de geçerli. Eşleri ve çocuk bakıcıları arasındaki ilişkiyi öğrenen bu ünlü kadınlar, ayrılık sonrası açıklama yapan taraf oldu. Biyolojik Antropoloji Doktoru Helen Fisher bu durumu açıklarken, “İlişkinin velayeti kadındaymış gibi davranıyoruz. İlişki bittiğinde pek çok insan kadının elinden geleni yapmadığını, ilişkisini yürütmekte başarılı olamadığını düşünüyor” diyor. Aldatma durumunda da her iki tarafın haklı ve haksız olduğu noktalar varken tüm suç kadınlara yükleniyor. Kadınların melek ve şeytan olmak üzere iki rol arasında sıkışıp kalması bu durumun temel nedenlerinden biri. Editör Rob Shuter ise konuya başka bir bakış açısı getirerek, “Seyirci, kadınların kavgasını izlemeyi seviyor. Özellikle de işin içinde ‘öteki kadın’ durumu varsa hikaye büyük ilgi çekiyor” diyor.

    ERKEKLERİN KAÇIŞ HİKAYESİ
    Peki, erkekler işin içinden nasıl kolayca sıyrılıyor? Konu ünlüler camiasının yıldızı Pitt olunca bu durum büyük oranda onu idealize etmemizden kaynaklanıyor. Medya Çalışmaları Profesörü Sarah Projansky, “Brad onlarca yıldır hayatımızda. Pitt, Thelma ve Louise filminden beri zaman zaman hatalar yapan ama yine de sevilen, birnevi şeytan tüyü olan erkek rollerinde karşımıza çıkıyor” diyor. Bu yüzden gerçek hayatta da onun davranışlarını hoş görme eğilimindeyiz ve bunu yaparken sadece popüler kadınlarla ilişki yaşamasını onaylıyoruz. Projansky, “Bu kadınların ne kadar ‘iyi’ olduğu Pitt’in medya tarafından nasıl yansıtıldığına ve bizim Pitt’e olan sevgimize göre değişiyor. Ona olan bu büyük sevgiyi bir kenara bırakmak oldukça zor. Bu yüzden herhangi bir olumsuzlukta onun yerine suçlanabilecek üçüncü kişinin olması sorunu çözüyor” diyor. Klinik Psikolog Brandy Engler, “Duygusal kriz anında kadınlar, korku ve endişelerini alıp diğer kadına yönlendiriyor: ‘Güzel mi?’, ‘Çok mu seksi?’, ‘Bende bulamayıp onda bulduğun ne?’” Bu soruların temelinde aşık olduğumuz erkek yerine öteki kadını suçlamanın daha kolay olması yatıyor. Çünkü ondan ayrılıp yola yalnız devam etme fikri korkutucu geliyor. Ancak ‘öteki kadın’ olarak sınıflandırdığımız kadınlar, erkekleri büyüleyici şekilde etkileyen, insanüstü yaratıklar değil. Onlar da ilişkilerinde benzer sorunlar yaşayan bizim gibi kadınlar. Engler, “Kimse için ‘garanti ilişki’ diye bir şey yoktur. Diğer kadının baştan çıkarıcı tavrı yüzünden erkeğin onu seçtiği düşüncesi doğru değil. Erkekler kendilerine özgü, içsel nedenler yüzünden aldatır” diyor. Tıpkı Jolie, Pitt ve Aniston aşk üçgeninde olduğu gibi.

    ERKEKLERİN ALDATMA NEDENLERİ
    Size neden aldatıldığınızı açıklayan onlarca neden sayabiliriz: Başka bir kadının onu istemesi egosunu okşayabilir, tekeşli ilişki yaşayabilecek kadar olgunlaşmamış olabilir, artık size kendini yakın hissetmiyor olabilir, kendine yabancılaşmış olabilir… Kısacası erkeklerin hayatındaki kadını aldatmasına neden olabilecek pek çok neden var. Ancak Fisher’a göre, her ilişki kendi dinamiğine sahip olsa da erkekleri aldatmaya yönelten ortak eğilimler var. Çocukluğunda ailesiyle kötü ilişkiler kuran, sevgisiz ve güvensiz büyüyen erkekler aldatmaya daha yatkın oluyor. Ayrıca araştırmalar narsizm, alkolizm ve klinik depresyon seviyesi yüksek erkeklerin daha çok aldattığını belirtiyor. Varoluşsal kriz yaşayan erkekler de bizi şaşırtmıyor ve bu listedeki yerini alıyor. Engler, “Yaratıcı olmadığını düşünen, manevi yönden zayıf, kendini kaybolmuş hisseden erkekler bu şekilde hayatta olduklarını hissediyor. Aldatmak bir anlamda onların kendilerini arama sürecine dönüşüyor” diyor. Erkeklerin çoğu altta yatan sorunu çözmek yerine bu ilişki tarzını bir ilişkiden diğerine taşıyor ve bir şekilde kendilerini ‘düzeltecek’ kadını arıyor. Pitt’in Jolie ile birlikteliğinin temelinde daha enteresan ve ulvi bir hayat yaşama isteği yatıyor. Günün sonunda ayrılık çanları favori ünlü çiftiniz veya yan komşunuz için çalabilir. Bu süreçte onların birbirini suçlayabilecek onlarca nedeni olduğunu unutmayın. Otomatik olarak ayrılan kadını suçlamak veya yuva yıkan kadın hikayesine sığınmak yerine toplumun bize şimdiye kadar öğrettiği önyargılarımızdan arınmamız oldukça önemli. Böylece kadın-erkek ilişkileri konusunda içinde bulunduğumuz illüzyondan kurtulup gerçekleri görebilir ve zamanımızı asıl suçluyu bulmaya harcayabiliriz.

    PEKİ, YA ‘ÖTEKİ ERKEK’?
    İlişkilerin bozulmasına neden olan, evli kadını baştan çıkarıp onunla ilişki kuran erkekler için kullanılan bir kelime var mı? Yok değil mi? Perel’e göre bu sosyolojik sürece dayanıyor: Geçmişte ‘öteki kadın’ birlikte olduğu evli erkeğe ekonomik olarak bağımlıydı ve günün birinde eşini terk etmesini umuyordu. Evli kadınla ilişki yaşayan erkekse birlikteliği gizli sürdürme taraftarıydı. Tabii bunun aksi durumlar da yaşandı. The Americans dizisinin yıldızı Matthew Rhys, Keri Russell evliyken onunla ilişki yaşadı. Bir farkla, toplum kadınlara yaptığının aksine ona ‘yuva yıkan erkek’ etiketini yapıştırmadı.

     

    Kaynak: cosmopolitanturkiye.com

  • Romantizmi canlı tutmanın yolları

    Romantizmi canlı tutmanın yolları

    İlişkiniz yeni ya da eski olsun, işte romantizmi canlı tutmak ve bağlılığınızı derinleştirmek için birkaç fikir..

    Dünyada en az bir kişi tarafından fark edilir olmayı istemek gayet doğal ve güzel bir beklentidir. Bağlılık diye bir olgu yalnızca romantik ilişkilerde değil bütün ilişkiler de vardır ve insanlar bu konuda çok hassastır.

    Hikayenin bittiğine ve özel biriyle karşılaşınca her şeyin yoluna gireceğine inanan insanlar için hakikat sancılı bir uyanma süreci olabilir. Hikayenin başı hemen hemen her zaman filmlerdeki kadar heyecanlı ve güzeldir. Ancak hormonlar etkisini kaybedip hayatın toz pembesi görünmez olunca, sarsılmak ve o peri masalının nereye gittiğini düşünürken duvara toslamak fazlasıyla mümkündür. Peri masalı besleneceği bir kaynak ve emek ister.

    İlişkiniz yeni ya da eski olsun, işte romantizmi canlı tutmak ve bağlılığınızı derinleştirmek için birkaç fikir: 

    1. İnsanlardan koleksiyon yapmayın, onları sevin.

    Hiçbir yer bir kişinin mahremini gösterebileceği yerden daha fazla ”mülkü” değildir. Yakınlık hassasiyet gerektirir ve bazı insanlar için bu duvarı yıkmak korkutucu olabilir. Kalbinizi korumak ihtiyacınız olan bir şey olabilir elbette ancak birisi sizi gerçekten tanısın istiyorsanız, bütün çıplaklığınızla orada durmalısınız. Bütün güzelliğiniz ve bütün acınızla…

    Bir şeyleri düzene sokmak istediğinizde partnerinizin sizi hiç tanımadığını fark edeceksiniz. Görünür olmak istiyorsanız, kendinizi göstermeye gönüllü olmalısınız. Ve biriyle sağlıklı bir ilişki yaratmak için kendinizi de tanıyor olmalısınız.

    Öte yandan sizin için doğru olanı açıkça nasıl söyleyebilirsiniz? Sizi ne harekete geçirir, ne korkutur, neye ihtiyacınız vardır?

    Size ait olanı tanıma yeteneği hayati bir durumdur, bu yüzden gerektiğinde özür dileyebilir, kendinizi açıkça ifade edebilir, çekindiğiniz konular üzerine kafa yorabilirsiniz, ki bu ilişkinin en büyük hediyelerinden biridir. Gerçek samimiyetin yolu budur.

    Hiç kimseyi kendinize saklayamazsınız ancak gerçekten istekliyseniz, birlikte en iyi olmak için aşk, sabır ve bağışlayıcılık dolu bir alan yaratabilirsiniz.

    2. İnsanlar her zaman değişkendir dolayısıyla sıkılmak için hiç bir neden yok.

    Birçok insan ilişkilerinde şunları söyler: Ben bu insanı tanıyorum, yıllardır onunlayım ve artık fark edebileceğim hiçbir şey yok. 

    Sorun tam da bu: Partneriniz de tıpkı sizin gibi zamanla değişiyor. Siz aynı siz değilsiniz; bir yıl veya beş yıl hatta bir hafta önceki siz değilsiniz ve ne de partneriniz böyle.

    Sevgilinizle tanıştığınızda ne hissettiğinizi hatırlıyor musunuz? Kesinlikle onun heyecan verici olduğunu düşündünüz. Ne kadar, kibar ne kadar özeldi… Muhtemelen ellerine, gülüşüne ya da size nasıl baktığına dikkat etmiştiniz. Ancak bir şeyleri fark etmeyi bırakmak çok basittir.

    Başkalarının hatalarına odaklanmak her zaman daha kolaydır. Asıl zor olan kendi hatalarını görmek ve onları değiştirmeye çalışmaktır. Partnerinizin karakterini değiştiremezsiniz ancak yapmakta olduklarınızı değiştirmeniz mümkün. Yaptığınız her şeyi çok normal mi buluyorsunuz? Bugün daha farklı, daha beklenmedik bir şey yapmaya ne dersiniz? Bu sizin ve partnerinizin arasındaki enerjiyi yükseltecek ve onu şaşırtacaktır.

    3. Bütün kalbinizle dinleyin.

    Hayranlık duymak kolay ama samimi olmak zordur. Bir anlaşmazlığın ortasında, herkes partnerinin konuşmasını dinlemek yerine kendi konuşma sırasının gelmesini bekler. Yılların hikayesi bir toz bulutu olur ve birden ortadan kaybolur. Haklı olma isteği insanı kör ve sağır bir hale getirir ve kimileri o kadar ileri gider ki konuşmanın hiçbir dürüst yanı kalmaz. Eğer bu bir dövüş, partneriniz ise sizin rakibiniz olsaydı, kazanmaktan söz edebilirdik. Ancak ilişki bir oyun değildir ve sevdiğiniz insan acı çekiyorsa bu oyunun kazananı yoktur. Ya egonuzu ya da ilişkinizi korursunuz. Gerçek aşk, duyarlılık ve samimiyet gerektirir.

    Birçok insan aşkı kontrol ve manipülasyon ile birbirine karıştırır. Ancak aşk kabul ve takdir ile alakalıdır. Bu her şey yolunda gidecek anlamına gelmiyor elbette. Yalnızca insanları olduğu gibi görün, kendinizi severken onları da kabul ve takdir edin. Gerçek bağlılığa emek vermeye devam ederken bütün bu bahsedilenleri de aynı zamanda yaparsanız, bu partnerinizi seviyor olmanız ve kendinizle de gurur duymanız anlamına gelir.

    Gerçek bir birlikteliğin binlerce güzel yanı vardır ve hepsi de çaba gerektirir. Her ne sebeple olursa olsun, peri masalları veya romantik komediler bu çabalardan hiç söz etmezler.

     

     

    Kaynak: hthayat.com