Etiket: iğne

  • Kız çocuğuna dikiş nasıl öğretilir?

    Kız çocuğuna dikiş nasıl öğretilir?

    Kız olsun erkek olsun çocuklarımıza kendi söküklerini kendileri dikmelerini öğretmeliyiz. El işleriyle uğraşmak çocuklar için duygusal açıdan rahatlatıcı , özgüveni arttırıcı, hoş zaman geçirmelerini sağlayan, el-göz koordinasyonu kazandıran bir uğraş ve üretkenliklerini geliştiren etkinliklerdir.

    Kullanılacak malzemeler: Renkli nakış iplikleri, düz kumaş, nakış çemberi, ve birkaç iğne.

    Yapılışı: Evde kullanmadığımız beyaz bir kumaşa ev, ağaç gibi basit desenler çizin. Şayet çizmekle uğraşmak istemiyorsanız hazır çizili desenli bir kumaşta olabilir. Bu kumaşı nakış çemberine yerleştirin. İğneyi iplikten geçirdikten sonra ipin sonunun her iki ucunu değil, yalnızca tek tarafından düğüm atın. Ve bu çizgiler üzerinde elle dikiş dikmeyi, çocuğunuza gösterin. Resimlerdeki görsel talimatlardan yararlanabilirsiniz.

    kız çocuklarını sevindirmek için
    kız çocuklarını sevindirmek için
    kiz_cocuguna_dikis_nasil_ogretilir_nakis
    malzemelerimiz:iğne, renkli iplikler, nakış çemberi
    isterseniz hazır çizili, desenli kumaşta kullanabilirsiniz
    isterseniz hazır çizili, desenli kumaşta kullanabilirsiniz
    istediğimiz basit bir resmi kumaşa çizmekle başlıyoruz
    istediğimiz basit bir resmi kumaşa çizmekle başlıyoruz
    kumaşı çemberin içine yerleştirin
    kumaşı çemberin içine yerleştirin
    ve nasıl dikileceğini kızlarımıza gösterelim
    ve nasıl dikileceğini kızlarımıza gösterelim
    iğneyi ipliğe geçirdikten sonra, ipin tek kısmına düğüm atıyoruz
    iğneyi ipliğe geçirdikten sonra, ipin tek kısmına düğüm atıyoruz

    kiz_cocuguna_dikis_nasil_ogretilir_6 kiz_cocuguna_dikis_nasil_ogretilir_12 kiz_cocuguna_dikis_nasil_ogretilir_13 kiz_cocuguna_dikis_nasil_ogretilir_14 kiz_cocuguna_dikis_nasil_ogretilir_15 kiz_cocuguna_dikis_nasil_ogretilir_17 kiz_cocuguna_dikis_nasil_ogretilir_18 kiz_cocuguna_dikis_nasil_ogretilir_21

    dikişimizin bitişi bu olmalı
    dikişimizin bitişi bu olmalı

     

  • Evde bez bebek nasıl yapılır?

    Evde bez bebek nasıl yapılır?

    Bez bebek isteyen kızlarımız için evde onlarla eğlenerek hazırlayabileceğiniz birbirinden güzel bez bebek örneklerini birlikte yapalım.

    Gerekli olan malzemeler :
    kumaş,
    elyaf,
    renkli keçe parçaları,
    iğne, iplik

    Kalıbı ister printer dan çıkarıp fotokopi ile istediğiniz ebatta büyütün, ister elinizde çizerek oluşturun.
    Gövdeyi, başı ve kolları kumaşa çizin ve Bütün parçaları kenarlarda biraz pay bırakacak şekilde kesin.
    Her bir parçayı içini doldurmak için yer bırakarak etrafından dikin.
    Ters çevirin.
    İçlerini elyafla doldurup açık olan yerleri de dikerek birleştirin.
    Gövdeye başı ve kolları bitiştirin.

    Saçlarını orlondan kesip bir tutam olarak ortasından bağlayın bebeğin başına dikerek veya yapıştırarak tutturun.
    Gözleri için hazır oyuncak gözlerden kullanabilir veya bizim yaptığımız gibi keçeden kesip yapıştırabilirsiniz.
    İstediğiniz şekilde kıyafetler hazırlayın ve bebeğe giydirin.

    Evde Yapabileceğiniz Oyuncaklar İçin Tıklayınız

     

    Evde bez bebek nasıl yapılır?
    Evde bez bebek nasıl yapılır?
    Evde bez bebek nasıl yapılır?
    Evde bez bebek nasıl yapılır?
    Evde bez bebek nasıl yapılır?
    Evde bez bebek nasıl yapılır?
    Evde bez bebek nasıl yapılır?
    Evde bez bebek nasıl yapılır?
    bez bebek yapımı
    bez bebek yapımı
    bez bebek yapımı
    bez bebek yapımı
    bez bebek yapımı
    bez bebek yapımı
    bez bebek yapımı
    bez bebek yapımı

    evde_bez_bebek_nasil_yapilir_9 evde_bez_bebek_nasil_yapilir_10 evde_bez_bebek_nasil_yapilir_11 evde_bez_bebek_nasil_yapilir_12 evde_bez_bebek_nasil_yapilir_13 evde_bez_bebek_nasil_yapilir_14 evde_bez_bebek_nasil_yapilir_15 evde_bez_bebek_nasil_yapilir_16 evde_bez_bebek_nasil_yapilir_17 evde_bez_bebek_nasil_yapilir_18 evde_bez_bebek_nasil_yapilir_19 evde_bez_bebek_nasil_yapilir_20 evde_bez_bebek_nasil_yapilir_21 evde_bez_bebek_nasil_yapilir_22 evde_bez_bebek_nasil_yapilir_23 evde_bez_bebek_nasil_yapilir_24 evde_bez_bebek_nasil_yapilir_25 evde_bez_bebek_nasil_yapilir_26 evde_bez_bebek_nasil_yapilir_27 evde_bez_bebek_nasil_yapilir_28 evde_bez_bebek_nasil_yapilir_29 evde_bez_bebek_nasil_yapilir_30 evde_bez_bebek_nasil_yapilir_31 evde_bez_bebek_nasil_yapilir_32 evde_bez_bebek_nasil_yapilir_33 evde_bez_bebek_nasil_yapilir_34

    bez_bebek_yapimi (1) bez_bebek_yapimi (2) bez_bebek_yapimi (3) bez_bebek_yapimi (4) bez_bebek_yapimi (5) bez_bebek_yapimi (6) bez_bebek_yapimi (7) bez_bebek_yapimi (8)

  • Dolgu Enjeksiyonu

    Dolgu Enjeksiyonu

    Estetiğin yeni gözdesi dolgu enjeksiyonu nedir, ne işe yarar?

    Dolgu maddeleri deri altına enjekte edilerek yapılan dolgu estetiği , derideki ince ve derin kırışıklıkları gidermek, yara izlerini tedavi etmek, ciltteki çukurları yok etmek, ince dudakları kalınlaştırmak, yanaklara dolgunluk vermek amacıyla kullanılan maddelerdir. Dolgu enjeksiyonu tedavisi sonrası kısa sürede daha genç bir görünüm sağlanır. Dolgu estetiği yüzdeki yorgun ifade giderilir

    Yıllar içerisinde ciltte elastik lif, kollajen lif, yağ tabakası ve hyaluronik asitin azalmasına bağlı olarak kırışıklıklar ve sarkmalar meydana gelir. Özellikle göz, ağız, çene, boyun, burun, alın bölgesinde kırışmalar ve sarkmalar ortaya çıkar. Yüzün alt kısımlarında sarkma ve kırışıklıklarda dolgu enjeksiyonu başarıyla kullanılabilir.

    Dolgu enjeksiyonu dudağa daha dolgun ve genç görünüm sağlamak amacı ile uygulanmaktadır. Ciltteki derin yara ve akne izlerini gidermek için de kullanılabilmektedir.

    Dolgu enjeksiyonu kırışıklık veya deri defektinin olduğu bölümün altına derideki çöküklüğü gidermek amacı ile yapılır. Bu bölgedeki kırışıklık ve çukurlar dolgu maddesinin etkisi ile azalır veya kaybolur. Bazen dolgu maddesinin kollajen üretimini arttırıcı etkisi olabilmektedir.

    Dolgu maddesi olarak pek çok farklı molekül ortaya konmuş ancak bir kısmı yüksek allerji riski ya da sert doku gelişebilmesi yan etkileri yüzünden gözden düşmüştür.

    Hyalüronik asit tüm dünyada giderek popülaritesi artan etkin ve şu an için en güvenli dolgu maddesidir. Bu dolgu maddesi dudaklara hacim ve dolgunluk verirken ağız ve burun çevresindeki kırışıklarda çok etkili olabilmektedir.

    Hyalüronik asit kırışıklık hattına ya da dudaklara ince bir iğne yardımıyla küçük miktarlarda enjekte edilir. Dolgu enjeksiyonu etkisi uzun süre kalıcıdır. Alerji ve deri sertleştirme riski çok düşüktür.

    Dolgu enjeksiyonu 20- 30 dakika sürmektedir. Uygulama sonrası kişi rutin aktivitelerine hemen dönebilir. Kalıcılık süresi kişiden kişiye değişmekle birlikte 6- 9 ay kadardır.

    Hyalüronik asit nedir?

    Dolgu maddesi hyalüronik asit ve fizyolojik serum içen pH’ı 7 olan bir jel şeklinde hazırlanmış bir preparattır. Dolgu maddelerindeki hyalüronik asit hayvansal kaynaklı değildir. Bu yüzden hayvansal kaynaklı bazı hastalıkların (deli dana vb.) bulaşması gibi riskler taşımaz. Vücudumuzda zaten bulunan bir madde olduğundan alerji yapma ihtimali oldukça düşüktür.

    Hangi bölgeler dolgu enjeksiyonu ile tedavi edilebilir?

    · Alın çizgileri

    · Kaş arasındaki çizgiler

    · Ağız etrafındaki kırışıklıklar

    · Nasolabial çizgiler (Burun kanatlarından dudak köşelerine inen kırııklık)

    · Ağız kenarından çeneye doğru uzanan kırışıklıklar

    · Kaşa şekil vermek

    · Elmacık kemiklerini belirginleştirmek

    · Dudak şeklinin vurgulanması ve hacminin arttırılması, asimetrik dudakların düzeltilmesi başlıca kullanım alanlarıdır.

  • Saç Dökülmesi Ne Zaman Ciddiye Alınmalı?

    Saç Dökülmesi Ne Zaman Ciddiye Alınmalı?

    Saçlarınız mevsimsel nedenler haricinde günde 100 telden fazla dökülüyorsa ciddiye alın. İşte detayları…

    Saç kaybından yakınan birçok insan yaşadığı her dökülmenin ardında bir sağlık problemi arıyor. Saç kaybından yakınan birçok insan yaşadığı her dökülmenin ardında bir sağlık problemi arıyor. Oysa ki saçın doğal döngüsünü tamamlayarak kökten ayrılması ile gerçekleşen saç dökülmesi normal bir durumken her sağlıklı bireyde günlük olarak 100 tele kadar dökülme gerçekleşebiliyor.

    Uzmanlara göre asıl saç dökülme problemi, stres, kimyasal uygulamalar veya hormonal nedenler gibi nedenlerle günlük kaybedilen saç teli sayısının 100’ün üzerinde çıkması ile başlıyor.

    Uzmanlar saçın doğal yaşam döngüsünü tamamlayarak kökten ayrılması ile gerçekleşen dökülmenin normal olduğunu ve her saç kaybının bir ‘saç dökülme problemi’ olmadığının altını çiziyor. Sağlıklı bir insanın günde 100 adet tele kadar saçının dökülebileceğini belirten Bioblas Laboratuvarları Ar-Ge Direktörü Dr. Özden Kasımoğulları “Asıl saç dökülmesi problemi stres, hormonal değişimler ve kimyasal uygulamalara bağlı olarak günde 100 adet saç dökülmesini aşan durumlarda başlıyor.

    Saç kırılması ve kopması ile karıştırılmamalı

    Bunun yanı sıra uçları kırılan saç teli de koparak dökülürken bu da kişi tarafından saç dökülmesi olarak nitelendirilebiliyor. Oysaki bu da gerçek bir saç dökülmesi değil saçların koparak dökülmesidir” diye konuştu. Gerçek saç dökülmesinin ise saçların ömrünü tamamlayarak kökten ayrılması ile anlaşılacağını belirten Özden Kasımoğulları “Saçlar koparak dökülmez sadece kırılırlar. Gerçek saç dökülmesi saçın kökten ayrılmasıdır. Dökülen saç teli sayısı ise 100’den fazla ise dikkate alınması gereken bir saç dökülmesi sorunuyla karşı karşıyasınız demektir.” şeklinde konuştu.

    Mevsim geçişlerinde 100 telden fazla dökülüyor

    Ömrünü tamamlanmasıyla görülen saç dökülmesinin dışında mevsim dönümlerinde özellikle kadınlarda artan stres, zayıflamak için sağlıksız diyetlerin uygulanması ve hava koşullarının değişimi gibi nedenler saç dökülmelerinde artış yaşanmasına neden oluyor. Özden Kasımoğulları bu gibi nedenlerden dolayı mevsim dönüşlerinde 100 den fazla günlük saç teli kaybının daha da artış gösterebileceğini bu sebepten saç sağlığını korumak için daha özenli olmak gerektiğini söylüyor.

    Saç Dökülmesi Neden ve Çözümleri için Tıklayın !

    Mevsim geçişlerinde saç bakımı tüyoları veren Kasımoğulları; “Saç sağlığı için beslenmenin de dengeli ve düzenli olması gerekir. Bu dönemde saçları bitkisel aktiflerle geliştirilmiş şampuanlarla yıkamak, devamında da saç bakımını tamamlayan bitkisel bakım ürünleri kullanmak saçların mevsim dönümlerinden daha az etkilenmesini sağlar.” şeklinde konuştu.

  • Her 10 kadından biri vajinismus

    Her 10 kadından biri vajinismus

    2006 yılında yapılan bir araştırmaya göre ülkemizde her 10 kadından birisinde vajinismus görülüyor. Pekçok çift daha önce böyle bir rahatsızlığın var olduğundan bile habersiz! Sorun kendi başlarına geldiğinde araştırdıklarında vajinismus ismini ilk defa duyduklarını söylüyorlar.

    Vajinismus, cinsel ilişki sırasında kadının kendisini ve vajina kaslarını kasması sonucunda cinsel ilişkinin gerçekleşememesi durumu olarak biliniyor. Bir başka tanıma göre de vajinismus “tamamlanmamış evlilik” veya “tamamlanmamış birliktelik” olarak geçiyor.

    Uzmanlar cinsel ilişkide kasılma sorunu yaşayanların mutlaka zaman kaybetmeden cinsel tedaviler konusunda deneyimli bir merkeze başvurmalarını öneriyor. Çünkü çözümlenmeyen cinsel problemler zamanla aldatmalara, boşanmalara kadar giden evlilik problemlerine dönüşebiliyor.

    Jinekolog ve cinsel terapist Dr. Süleyman Eserdağ, vajinismus hastalarında görülen cinsel ilişki sırasındaki kasılmaların kontrol dışı yani refleks olarak gerçekleştiğini söylüyor ve ekliyor; “Vajinismus hastası olan kadınlarda eşleriyle ilk zamanlarda rahatlatıcı ve ön sevişme sonrası birleşme anı geldiğinde kendilerinde “panik atak benzeri bir durum” ortaya çıkar. ”

    Vajinismus Nedir? Tecrübe ve deneyimlerimiz için tıklayın !

    Bu durumda aniden heyecanlanıp vücutlarını bir korku ile kasarlar, kalp atışları hızlanır, nefes alış verişleri artar ve kendilerini geri çekerek bacaklarını kapatıp eşlerini iterek ilişkiye son verirler. İlişki sırasında ağrı, acı gibi durumlar da ortaya çıkabilir. Kasılmalar hastalığın derecesi ile orantılı şekilde karın, kalça, sırt, hatta çene ve ayak parmaklarına kadar yaygın şekilde vücudun başka diğer kaslarında da izlenebilmekte.

    Bazı vajinismus hastalarında cinsel beraberlik yalnızca bir kez gerçekleşebilir, sonrasında ise korku iyice bilinçaltına yerleşmekte ve kişi, eşini kendisine yaklaştırmayı dahi reddetmektedir.

    Vajinismus belirtileri nedir?

    Vajinismus aslında bir hastalık değil bir belirtidir. İçsel bir takım sıkıntıların dışsal yansıması olarak yorumlanabilir. Aslında vajinismus problemine sahipkadınların pek çoğunda başka korkular da (fobiler) olabiliyor.

    Bunlar; kan aldırmak, muayene olmak, diş tedavisi almak, iğne, yükseklik, karanlık, yalnızlık, hastalık, ölüm, kedi, köpek vb. korkuları olabilir.

    Vajinismus problemine kadınlarda görülen belirtiler:

    -Partneri ile cinsel ilişkiden korkma ve hiçbir birleşmeyi dahi deneyememe
    -Cinsel birleşmenin ağrılı ve zor gerçekleşmesi
    -Cinsel ilişkinin yarım olarak gerçekleşmesi
    -Vajina içerisine ped veya tampon yerleştirememe
    -Vajina içine parmak sokamama
    -Vajinal ultrasona girememe
    -Jinekolojik muayenelerden korkma ve çekinme, masaya çıkamama
    -Vajina içine tedavi amaçlı fitil türü ilaçlar sokamama.

    Vajinismus hastalarının bir kısmı cinsel ilişkide acı hissederler. Ancak çoğu hasta acıdan çok, acı olacakmış gibi bir korku içerisinde kendilerini kasar, bacaklarını kapatır, eşlerini iter ve cinsel ilişkiyi sonlandırırlar. Ön sevişme kısmında haz ile ilgili bir sorun olmadığı halde cinsel ilişkide birleşme anı gelince korku ile birlikte haz da biter.

    Dr. Süleyman Eserdağ, bazı hastalarının ise cinsel ilişki sırasında korkma ve eşini itme gibi durumlar olmasa da kendilerini kontrol dışı kasmalarıyla birlikte penisin vajina içine girişini engellediklerini ifade ettiklerini söylüyor.

    VAJİNİSMUS NEDEN OLUR?

    Vajinismusun belirtileri; yüzde 90 psikolojik, yüzde 10 yapısal nedenlerden kaynaklanıyor.

    PSİKOLOJİK NEDENLER

    Çocukluk veya ergenlik dönemlerinde gerek anne babadan gerekse çevreden alınan yanlış, eksik, abartılı cinsel mesajların verilmesi sonucunda vajinismus oluşabilmekte ve farkına varılmaz ise ömür boyu kalıcı etkiler bırakabilmektedir.

    Geleneksel aile düzeni, katı ahlaki tabular, cinsellikle ilgili şehir efsaneleri, en büyük neden olan kızlık zarının korunması ile ilgili kız çocuklarının aşırı korkutulması, cinselliğin ayıp, günah, suçluluk ile özleştirilmesi, korumacı aile düzeni içinde iç disiplinin fazlaca gelişmesi önemli psikolojik faktörlerdir.

    Diğer taraftan ilk gece ile ilgili abartılı bilgiler, ilk gecede ağrı, çok kanama, acı hissedileceğine dair önyargılar, hamile kalma korkusu, çocukluk döneminde taciz, tecavüze maruz kalma, ev içi şiddet, katı ebeveyn tutumu sonucu yaşanılan kötü tecrübe ve anılar da sayılabilir.

    YAPISAL NEDENLER

    Yapısal nedenler sonradan oluşmakta veya doğuştan gelmektedir.

    Sonradan oluşan nedenler:
    -Kızlık zarı kenarlarında yer alan bölgedeki aşırı hassasiyet (Vulvar Vestibulit Sendrom)
    -Üst genital sistemin yani rahim, tüpler, yumurtalıklar ve bunların etrafındaki karın zarında oluşan enfeksiyonlar
    -Vajina girişinde bulunan Bartholin bezlerindeki kist ve abseler
    -Vajinal enfeksiyonlar
    Doğuştan gelen nedenler:
    -Kısa ve kör vagina
    -Vajina duvarındaki perdeler
    -Kalın veya yüksek kenarlı kızlık zarı anormallikleri bulunmaktadır.

    Cinsel ilişkiye giremeyen kadınların öncelikle bir jinekolog muayenesinden geçmeleri ve kesin tanının konması şarttır.

    CİNSEL İLİŞKİDE ACI

    Vajinismus rahatsızlığı cinsel ilişki sırasında kasılmaya bağlı olarak acıya neden olabilir. Öncelikle “disparoni” adı verilen cinsel ilişkide acı – ağrı hissinde jinekolojik bir değerlendirme yapılmalıdır.

    Vajinismus tedavisine başlamadan önce hastaların gerçekten bir cinsel ilişki acısı mı, yoksa acıya bağlı bir kaygı mı yaşadıklarının net olarak ayırt edilmesi gereklidir.

    Vajinismus sorunu genelde psikolojik kökenlidir ve hastaların pek çoğunda gerçek bir acıdan çok, “acı olacakmış” kaygısına bağlı gelişen bir durum söz konusudur. Cinsel ilişkide ağrı sorunu veya vajinismus çözümlenmediği zaman cinsel ilişkiden uzaklaşmaya ve cinsel isteksizliğe neden olabilir.

    Vulvar Vestibulit Sendrom

    Vajina girişinde ağrı ve hassasiyet nedeni ile cinsel ilişkiye girememe veya daha sıklıkla cinsel ilişkide acı sorununa neden olan bir cinsel sorundur. Hastalar cinsel ilişkide yaşadıkları bu keskin acıdan bahsederken “sanki o bölgenin bıçakla kesilmesine” veya “açık yaraya tuz basılmasına “ benzetirler. Acı vajinanın hemen giriş kısmındadır. Kesin tanı jinekolog tarafından konulur.

    Cinsel ilişki sırasında ağrı veya acı yakınması olan kadınların öncelikle bir jinekolojik muayeneden geçmeleri şarttır. Jinekolojik muayene sırasında bu alana temas ile kadınlarda aşırı derecede hassasiyet, acı şikâyetleri olur. Bu tanıyı belirlemek son derece basit olmasına rağmen pek çok jinekolog doktor tarafından atlanabilmektedir. Kesin tanısı yalnızca jinekolojik muayene ile mümkündür. Muayene eden jinekolog doktorun cinsel sorunlar ve cinsel terapiler konusunda deneyimli olması şarttır.

    Bu problemine sahip pek çok kadın gereksiz yere yıllarca cinsel ilişkiden acı çekmeye devam etmektedir. Bu şekilde problemlerini adeta kaderiymiş gibi kabul edenler olduğu gibi zamanla cinsel ilişki sıklığı azalanlar, cinsel ilişkiden tamamen uzaklaşanlar da bulunmaktadır.

    Vulvar Vestibulit Nedeni
    Kesin nedeni bilinmemekle birlikte, o bölgedeki sinir uçlarının yoğunluğundan ve ağrıyı tetklediğinden şüphenilmektedir. HPV enfeksiyonu ile bağlantısı ise net olarak gösterilememiştir.

    Vulvar Vestibulit Sendrom (VVS) Tedavisi
    Vulvar Vestibulit Sendromunda göre cerrahi yaklaşımlar tek ve en değerli yaklaşımlardır. Sorunun kaynağı net olarak bilinmediği için gereksiz yere aylarca, hatta yıllarca psikoterapi alan kadınlar mevcuttur. Psikoterapi olmayan kadınlarda da gidilen her jinekolog tarafından verilen farklı farklı kremler, fitiller, kayganlaştırıcı jeller de hiçbir işe yaramamaktadır. Ağrı sürekli olarak kalmakta ve geçmemektedir.

    Tedavi Nasıl Olmalıdır?
    Vajina girişinde yer alan vestibulumun kısmi olarak çıkarılması tam olarak tedavi edicidir. Operasyon yaklaşık 15-20 dakika sürer, lokal anestezi ile (o bölgenin uyuşturulmasıyla) yapılır ve hemen hemen hiçbir riski de bulunmamaktadır. Ameliyatta yapılan işlemde, vajina girişindeki ağrıyan alanın (cildin) yüzeysel şekilde çıkarılmakta ve vajinal giriş rahatlatılmaktadır. Bu basit cerrahi işlemin hiçbir riski bulunmamaktadır ve aynı gün hastalar günlük yaşantısına dönebilmektedir. Ameliyattan bir ay sonrasında verilen bir cinsel eğitim ve vajinal kasları yönetme egzersizleri de psikolojik korkuların giderilmesini sağlamaktadır. Böylece olayın hem fiziksel hem de zamanla gelişen psikolojik boyutu çözümlenmiş olur.

    EĞİTİMLİ KİŞİLERDE DAHA SIK GÖRÜLÜYOR

    Vajinismus sorunu daha çok eğitimli ve sosyokültürel düzeyi yüksek kesimde daha sık görülüyor. 2003’ten bu yana vajinismus başta olmak üzere cinsel sorunlar konularında hizmet veren kliniklerinde 2500’den fazla vajinismus hastasının tedavi gördüğünü belirten Dr. Süleyman Eserdağ, vajinismus tedavisi gören hastaların yüzde 80’inden fazlasının en az lise mezunu olduğunu, içlerinde doktor, hemşire, mühendis, öğretmen, akademisyen gibi mesleklere sahip pek çok kişiler bulunduğunu belirtti.

    ÖNERİLMEYEN YÖNTEMLER

    Vajinismus tedavisi için önerilmeyen, fakat pek çok hasta tarafından gereksiz yere denenen daha pek çok yöntem vardır.

    Vajinismusta kesinlikle önerilmeyen diğer uygulama yolları:
    – NEDENSİZ yere kızlık zarının ameliyatla çıkartılması
    – Belden uyuşturarak veya genel anestezi altında ilişki denemeleri
    – İlişki öncesi alkol, uyuşturucu, kas gevşetici veya kayganlaştırıcı jellerin kullanımı
    – Sıcak su içine oturma banyoları gibi uygulamaların hiç bir faydası yoktur.

    Vajinismus sorunu yaşayanlar pek çok değişik tedavi yöntemlerini deneyebilmektedirler. İnternetten, arkadaşlarından, şarlatan hocalardan her duyduğunu yapan ve bir türlü sonuca ulaşamayan çiftlerde derin maddi manevi kayıplar oluşur.

    Vajinismus için mucizevi bir rahatlatıcı, ilaç, hap, derman, fitil, jel, krem yoktur; kesin çözüm yalnız ve yalnız bilimsel cinsel terapi yöntemlerinden geçer. Kas gevşeticilerin ve uyku haplarının da yararı olmamaktadır. Diğer taraftan ilişki öncesinde alkol alımı da hiçbir fayda sağlamamaktadır. Çünkü sorunun kaynağı vajina değil, beyindeki aşırı korku ve kaygılardır.

    Vajinismusun üstesinden gelmek için tek çözüm modern cinsel terapi yöntemlerinden geçer

  • Yorgun Göze Yağ Aşısı

    Yorgun Göze Yağ Aşısı

    Yorgun Göze Yağ Aşısı:

    Konuşurken, karşımızdakinin gözlerine ve dudaklarına bakarız. Gözlerimiz, ruh halimizle ilgili karşımızdakine sürekli bilgi verir. Yaşlanan ve yorulan aslında gözler değil göz  kapaklarıdır. Çok güzel gözler, göz kapaklarının çukur olmasından dolayı, yorgun ve yaşlı görünebilir.

    Güzel bakışlar için kirpikler ile, üst göz kapağının üstündeki katlantı arasında 2-3 mm mesafe olur. Yıllar geçtikçe, göz etrafındaki yağların erimesine bağlı olarak bu mesafe artar ve gözler daha yaşlı görünür. Dolgun göz kapakları gençlik işaretidir.

    Yağ Aşısına İhtiyacım var mı?

    Aynanın karşısına geçin. Başınızı hafifçe öne eğin. Bakışlarınız daha hoşunuza gidiyorsa, yağ aşısı, bakışlarınızı gençleştirebilir. Göz kapaklarına yağ dolgusunu, plastik cerrahınıza danışabilirsiniz.

    Nasıl Yapılıyor?

    Göz kapaklarının derisi, çok incedir. Bu bölgeye dolgu yapmak büyük dikkat gerektirir. Ben, 1 mm çapında delikleri olan iğnelerle elde edilmiş yağ kullanıyorum. Sentetik dolguları, yeteri kadar güvenli bulmuyorum. Kullanılacak yağ dokusu, kişinin kendisinden alınıyor. Elde edilen yağ dokusu, 0,7 mm kalınlığında, ucu künt iğnelerle homojen şekilde göz kapağının kasının arkasına veriliyor. Yağ dokusunun bir kısmı, alırken ve verirken parçalanıyor. Yaşayan yağ hücreleri ise göz kapağında yaşamaya devam ediyor. Yani bu işlemde elde edilen sonuç geçici değil, kalıcı. Hem lokal hem de genel anestezi ile yapılabilir. Ameliyat süresi yaklaşık 1 saattir. Hastanede kalmanıza gerek yok, ev istirahatine gerek yok. Koyu bir gözlük ile ertesi gün dışarıya çıkabilirsiniz.

    Yorgun göze yağ aşısı
    Yorgun göze yağ aşısı

    Op.Dr. Barış Çakır
    Estetik Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı
    bariscakir.com

    Dr. Barış Çakır Facebook 
    Dr. Barış Çakır Twitter

    İlgili Konuları ;
    Burun ameliyatlarında “Mandal Burun” tehlikesi
    – Burun estetiğinde doğal görünüm için Poligon Rinoplasti
    – Burun estetiğinde içten bantlama tekniği
    – Burun nefes problemleri
    – Burun estetiğinde kapalı teknik mi ? açık teknik mi ?
    – Gülerken diş etlerinizin çok görünmesi (Gummy Smile)

  • Planlanmayan gebelikler

    Planlanmayan gebelikler

    2011’de yapılan Kadın Sağlığı Araştırması sonuçlarına göre Türkiye’de 3 kadından yalnızca 1 tanesi, modern ve geri dönüşlü doğum kontrol yöntemlerini kullanıyor

    Türk Aile Planlaması Derneği (TAP) Başkanı Prof. Dr. Hakan Şatıroğlu tarafından yapılan açıklamada ülkemizde her yıl 1.9 milyon gebelik oluştuğu ve bunların 550 bininin planlanmamış gebelik, 285 bini kürtajla sonuçlandığı belirtildi. Planlanmayan gebelikler, tüm dünyanın en büyük sorunlarından biri. Birleşmiş Milletler ve Dünya Sağlık Örgütü’nün araştırmaları, her yıl yaklaşık 40 milyon gebeliğin yüzde 30’unun planlanmadığını, yüzde 12’sinin ise kürtajla sonlandırıldığını gösteriyor.

    Türkiye Aile Planlaması derneği Başkanı Prof. Dr. Hakan Şatıroğlu ; “Kürtaj bir aile planlaması yöntemi değildir. Bebek ve anne için en sağlıklı doğum aralığı 2 yıldır, bu aralık olduğunda bebek normal ağırlıkta oluyor, anomaliler azalıyor, bebek ölümleri engellenmiş oluyor, aynı şeyler annelerimiz için de geçerli, düşükler azalıyor, gebelikteki problemler azalıyor, sağlıklı doğuma ulaşma şansı artıyor. O nedenle doğumlar arasını 2 yılda tutmak, bebeği veanneyi sağlıkla mutlu sona ulaştırmak için, henüz gebelik oluşmadan kürtaj yerine etkin, modern aile planlaması yöntemlerini kullanmak ve lüzumsuz müdahalelerden kaçınmak büyük önem taşıyor” dedi.

    Prof. Şatıroğlu Türk kadınlarının doğum kontrol yöntemlerine yaklaşımlarının, yöntem kullanım alışkanlıklarının ve tercihlerinin belirlenmesi amacıyla gerçekleştirilen Kadın Sağlığı araştırması ile ilgili de bilgi verdi. Araştırma sonuçlarına göre; 15-49 yaş grubundaki kadınlar tarafından Türkiye’de en çok kullanılan doğum kontrol yöntemi; % 22 ile bakırlı spiral. Bunu % 16 ile kondom takip ediyor.

    Modern ve güvenilir bir yöntem olan doğum kontrol haplarının Türkiye’de kullanım sadece %8 oranında. Bu oran; İran, Mısır, gibi ülkelerin bile oldukça gerisinde. Geleneksel bir yöntem olan ve gerçek bir korunma sağlamayan geri çekilme yöntemi, çoğu modern yöntemden daha fazla kullanılıyor( % 20 oranında). Ancak bu yöntem, aile planlamadığı halde gebelikle sonuçlanabiliyor. Hayatı boyunca geri çekilme yöntemiyle korunan 3 kadından biri, istemeden gebe kalıyor. Bu gebeliklerin bir kısmı da kürtaj ile sonuçlanıyor.

    Kadınların %40’ı ise, gebelik planlamadığı halde hiçbir korunma yöntemi kullanmıyor. Ne yazık ki bu gebeliklerin bir kısmı da kürtajla sonuçlanıyor. 20 ilde gerçekleştirilen araştırma sonuçlarına göre;Kadınlar, korunmayla ilgili bilgi kaynağı olarak; jinekologlar (%40) kadar , yakın arkadaşlarına (%35) güveniyor.

    Araştırmada eşlerin doğum kontrol yöntemine etkisi sorulduğunda araştırmaya katılan kadınların %71’i, eşlerinin doğum kontrol yöntemi üzerinde etkisi olduğunu söylüyor. İlkokul mezunları arasında en sık kullanılan yöntem spiral iken, Lise ve Üniversite mezunlarının hemen hemen yarısının şimdiye kadar hiç korunma yöntemi kullanmadığı görülüyor. Kadınların çalışma durumları incelendiğinde, çalışan kadınlar doğum kontrol hapını tercih ederken çalışmayan kadınların bakırlı spiral kullanma oranının daha yüksek olduğu görülüyor.

    Riskli bir yöntem olan geri çekilme yönteminin, ilkokul mezunu kadınlar başta olmak üzere tüm kadınlar tarafından yaklaşık %20 oranında kullanıldığı görülüyor. Türk Aile Planlama Derneği olarak anne ve bebek sağlığı için gerekli olan tıbbi tavsiyelere uyarak, isteyenin istediği zaman ve istediği kadar gebe kalma hakkı olduğu evrensel insan haklarındandır inancı içinde çalışmalar yaptıklarını belirten Prof. Dr. Hakan Şatıroğlu, korunma yöntemleri konusunda doktor tavsiyesinin doğru bilgiye ulaşma konusunda çok önemli olduğunu da sözlerine ekledi.

  • Saç Mezoterapisi Nedir?

    Saç Mezoterapisi Nedir?

    Saç dökülmesine önlemek ve kontrol altında almak, saçta hacim ve canlandırma kazandırmak için saçlı deri bölgesine uygulanan tedavi şekline saç mezoterapisi denilir.

    Saç dökülmesi, saçların zayıflaması ve cansızlaşması gibi durumlarda uygulanabilen bir yöntem. Bu yöntemde çok ince uçlu bir iğne ile saçlı deri kıl köklerine besleyen, ilaçlar, vitamin ve mineraller direkt kıl köklerin olduğu bölgeye enjekte edilir, saçlı deride kan dolaşımını artması nedeni ile saçların dökülmesini azaltır, saçlar parlaklık ve canlılık kazanır, seans sayısı problemin yoğunluğuna göre değişmekle birlikte ortalama 5-10 dur, haftada bir şeklinde uygulanır ve ortalama 15 dakika sürer, iğneler son derce ince üçlü olduğundan kesinlikle ağrı, acı yapmaz.

    Saç mezoterapisi nasıl uygulanır? Kaç seanstır?

    Saç mezoterapisinde çok ince uçlu bir iğne ile küçük mikroenjeksiyonlar halinde saçlı deri bölgesine ilaç enjekte ediliyor, bu karışımlar kişiye özel olarak hazırlanır ve bölgesel olarak tatbik edilir. Problemin yoğunluğuna göre haftada bir ortalama 5-10 kez ve sonraki seanslar 15 günde bir ve ayda bir uygulanır. Saçta toparlama ve hacım görmek için en az 2-3 ay sabır göstermek ve tedaviye devam etmek gerekir.

    Alopesi ne anlamında geliyor?

    Normal bir erişkinde tahminen toplam saç sayısı 150000-170000 arasıdır. Günde 50-100 tane saç telinin dökülmesi normal sayılır, aslında saç döküldüğünde sadece gövdeden kopma olur, saç kökü yani follikul yerinde kalır, bu süre ortalama 6-8 sene sürer. İnsan hayatı süresince ortalama 12 kez saç kökünden yeni saç çıkar. Androgenetik tıp saç kayıplarında ise follikül sayısında azalmasından ziyade kıl kökünde bir küçülme ve kıl dökülme sıklusunda bir hızlanma meydana geliyor.

  • Selülite neden olan şeyler neler?

    Selülite neden olan şeyler neler?

    Selülitsiz bir yaz geçirmek ister misiniz?

    Kışın kalın giysilerin, pantalon ve çorapların ardına gizlenen selülitlerimiz ve kilolarımız yaz mevsiminin gelmesiyle beraber artık özgürlüklerini ilan ediyorlar. Pek çoğumuzun korkulu rüyası olan selülitlere ve kilolara bu fırsatı vermemek elimizde.

    Selülite yatkınlık yaratan etkenler

    Kadın cildinin doğal yapısı: On kadından dokuzunda bu problem vardır.

    Çoğunlukla ergenlik, gebelik, menapoz gibi kilo ve hormonal değişikliklerin yaşandığı dönemler,doğum kontrol hapları…

    Ağır, aşırı kalorili besinlerle düzensiz ve yanlış beslenme.

    Vücutta toksik etkiler oluşturan alkol, çay, kahve ve tütünün aşırı miktarda tüketimi.

    Hareketsiz bir yaşam.Hızlı ve stresli yaşamın yarattığı gerginlik, kaygı ve güvensizlik gibi ruhsal etkenler.

    Doğal çevreden çeşitli yollarla sürekli olarak alınan toksik maddeler.

    Tuz, su dengesinde değişikliklere neden olan idrar söktürücü ve müshillerin gelişi güzel kullanımı.

    Düzensiz uyku.Karaciğer ve sindirim bozuklukları, kabızlık ,korse,dar elbiseler,kalp yetersizliklerine bağlı dolaşım yetersizlikleri.

    Selülit tedavisinde hangi yöntemlerden yararlanıyorsunuz?

    – Mezoterpi,
    – Radyofrekans yayan cihazlar,
    – Ultrason dalgaları ile sellülit tedavısı
    – Özel diyetler ve egzersizler ile desteklenme

    Mezoterapi nedir?

    Mezoterapi günümüzde estetik tıp dalında selülit tedavisinde en sık kullanılan yöntem sayılır. Yöntemin temeli ilk kez 1952′de Fransa’da Dr.Pistor tarafından gelmekte ve 1987 tarihinden beri Fransız Tıp Akademisi tarafından alternatif tıp tedavileri arasında önemli bir yer almıştır, bugün ise Fransa’da yaklaşık 18000 doktor tarafından günde 65000000den fazla hasta bu yöntem ile tedavi edilmektedir.Uluslararası Mezoterapi Derneği ise yaklaşık 16 ülkede bu yöntemleri uygulamaktadır.Bütün dünyada kanıtlanmış olması,bir çok ülkede uygulanıyor olması, her gün binlerce hekimin bu yöntemi uyguluyor olması, yöntemin yararlı bir yöntem olduğunu gösteren en önemli faktördür. Mezoterapinin kelime anlamı, orta deriye ince uçlu(4- 6 mm ) iğnelerle belli açılarla ilaçı direkt hedef organa enjekte ederek bölgeye tedavi sağlamaktır.Bu yöntemin temeli seri şeklindeki iğnelerin çarpma etkileri ile bağışıklık sistemine harekete geçirmek ve kılcal damar ve kanlanmanın artışı ile direkt hedef organı etkilemektir.

    Mezoterapinin (Mezotherapy) avantajleri nelerdir?

    Sonuçların hızlı ve kesin olması(ortalama 3. seanstan sonra sonuçlar gözlemleniyor). Selülit tedavisinde en etkin, en başarılı yöntem olarak uygulanması. Doğru uygulama ve uygulayaıcıda başarı şansı %80, %100 arasında değişiyor. Doğru kişilerce uygulandığında her hangi bir yan etki içermemesi. Cerrahi yöntemlerin aksine lokal ve ya genel anetezi gerekmemesi, ve uygulamadan sonra kişinin günlük aktivitelerini herhangı bir şekilde etkilememesi.Kozmetik yöntemler(yosun, parafin, masaj…)göre çok daha etkin sonuçlar sağlaması, kısa sürede gerçekleşmesi…

    Mezoterapi(mezotherapy) Dezavantajları nelerdir?

    Uzman ve bu konuda eğitimli hekim tarfından uygulandığında her hangi bir yan etkisi yok. Bazen 1-4 yerde küçük morarmalar olabilir, bir kaç günde kaybolur. Yan etkiler ancak doğru olmayan uygulamalarda ve yalnış ilaçlarda görülebilir. Merkezimizde bizzat uzman hekim tarfaından uygulanıyor. Bir seansta uygulanan ilaç dozu belli bir dozu aşmamalı ve belli aralıklar ile olmalı.

    Mezoterapinin Kullanım Alanları

    – Estetik kullanım
    – Sellülit,bölgesel zayıflamaSaç dökülmesi ve saç canlandırmaYüz gençleştirme,cilt gençleştirmeÇatlak,yara izleri
    – Tıbbi kullanım alanları
    – Romatolji,eklem ağrıları
    – Spor yaralanmaları

  • Yazın Hangi Estetikler İsteniyor

    Yazın Hangi Estetikler İsteniyor

    Yaz aylarında ince kıyafetler ve bikiniler içinde daha güzel bir vücuda sahip olmak isteyenler estetik merkezlerine koşuyor.

    Botoks: Özellikle alın ve göz çevresi kırışıklıklarının giderilmesi için son zamanların en ideal ilacıdır. Uygulaması 2 dakika içerisinde yapılmaktadır. Etki mekanizması; mimik ve kırışıklığa neden olan kasların hareketlerini minimalize etmektir, süresi yaklaşık altı aydır. Yüze anestezik bir krem sürüldükten sonra beş dakika içinde ince bir iğne sayesinde uygulama gerçekleşmektedir.

    Gögüs Küçültme: Göğüs küçültme ameliyatına, göğsün renkli kısmıyla deri bileşkesi arasında yapılan bir kesiyle başlanır. Meme başından aşağıya ikinci bir düşey kesi yapılır. Bu cerrahi kesiden girilerek meme dokusu şekillendirilir. Kalıcı dikişlerle göğüs dikleştirilir. Böylelikle sadece iki küçük izle, meme şekillendirilmiş olur. Genel anestezi altında 1 saatte ameliyat gerçekleştirilir. Kadının göğüs çapına göre göğüs 2–3 beden küçültülebilir.

    Göğüs Büyütme: Göğüs altından 3 veya 4 cm. kesilerek, meme dokusunun arkasına ameliyat öncesi belirlenen implant konur. Eğer meme istenilen boyutlara geldi ise ameliyat tamamlanır. Genellikle talep, göğüs ölçüsünün en küçük boydan 85 C`ye çıkarılması yönündedir. 1–2 saatte gerçekleştirilen işlem sonrasında hasta aynı gün taburcu edilir ancak 2–3 gün dinlenmesi gerekir.

    Basen: Bu bölge için uygulanacak en iyi cerrahi çözüm liposuctiondır. Aynı ameliyatta kalça bölgesine yapılacak yağ emme girişimleriyle kalça hatları da belirginleştirilebilir. Yakınmaya neden olan çöküntüler de aynı cerrahi seansta emilen yağlarla doldurulup, böylelikle yuvarlak hatlara sahip kalçaya kavuşulabilir. Sarkmış kalçaların şekillendirilebilmesi için deri ve yağ dokusu çıkartılabilir.

    Liposuction: Vücudun çeşitli bölgelerinden vakumla yağ emilip gereken bölgelere bu emilen yağdan enjeksiyonla ilave yapılarak, vücudun yeniden şekillendirilmesi sağlanır. Eskiden 3 litreden fazla yağ almayı riskli bulan plastik cerrahlar yeni buldukları yöntemle 10 litreye kadar yağ çekebiliyor ve vücudun adeta bir heykeltıraş gibi yeniden şekillendirilmesini sağlıyor. Liposuction sonrası işinize birkaç gün içinde dönebilir, normal aktivitelere 1–2 hafta içinde yeniden başlayabilirsiniz.

    Karın Germe: Cerrahi kesi, sezaryen izinin olduğu yerdedir. Karın gerilir, tamamen dümdüz olur. Tekrar aynı bölgede yağ oluşumu söz konusu değildir. Karın duvarı kasları gevşemişse, dikişle karın duvarı da gerilir. Aynı esnada karın duvarının yan bölümündeki kaslara güçlendirme dikişleri konularak, bel oyuntusu oluşturulur. Göbek deliği yeni yerine yerleştirilerek işlem sonlandırılır.

    İlgili Konular ;

    Ameliyatsız Göğüs Küçültme Yöntemlerini Biliyor musunuz?
    Vaser liposelection nedir?
    Liposuction
    Karın germe estetik ameliyatı
    Dolgu Ve Botoks
    Doğal Göğüs Küçültme Yöntemleri