Etiket: idrar tutma

  • Hanımlar ‘o alışkanlıktan’ derhal vazgeçin!

    Hanımlar ‘o alışkanlıktan’ derhal vazgeçin!

    Özel Medicana Internatıonal Ankara Hastanesi Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Bedreddin Seçkin, kadınlarda idrar tutma ve tuvalet seçme alışkanlığının zararlı bir alışkanlık olduğunu ifade etti.

    Uzun süre idrar tutanlar dikkat!

    Milliyet’te yer alan habere göre Özel Medicana Internatıonal Ankara Hastanesi Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Bedreddin Seçkin, kadınlarda idrar tutma alışkanlığının çok sık görüldüğüne işaret ederek, “Kasık ağrılarına, daha sonraki aşamada artık toplanacak yeri kalmayan idrarın böbreklerde birikmeye başlamasıyla bel ağrılarına neden olur. Mesanenizi iyi koruyun ki böbrekleriniz size ömür boyu hizmet etsin” dedi.

    Özel Medicana Internatıonal Ankara Hastanesi Üroloji Uzmanı Prof. Dr. Bedreddin Seçkin, kadınlarda idrar tutma ve tuvalet seçme alışkanlığının zararlı bir alışkanlık olduğunu ifade ederek, “Kadın idrar tutma ve tuvalet seçme gibi gerçekten az bilinen ve sanki kendinden yarar sağlıyormuş gibi bir durum var.

    Ama bu çok ciddi zararları olan alışkanlıklar var. Genel tuvaletlere gidildiğinde mikrop kapılırmış, oranın hijyeni yeterli değilmiş ya da oranın kokusu hoşlanılmaması, genel ortamlarda tuvalete girme çekincesi nedeniyle ciddi anlamda idrar sitemini bozmak söz konusu.

    Evden dışarı çıktıklarında kendi tuvaletleri dışındaki bir yere ihtiyaç söz konusu olduğunun da oraya girmeme konusunda bir şartlanmaları vardır. Bu şartlanma onlara önce idrar keselerinin kapasitelerini gereksiz arttırma yoluyla kasık ağrılarına, daha sonra ki aşama da artık toplanacak yeri kalmayan idrarın böbreklerde birikmeye başlamasıyla bel ağrılarına neden olur” diye konuştu.

    “TUVALET SEÇME ALIŞKANLIĞI OLAN İNSANLAR REFLEKS OLARAK SIVI ALIMINI KESERLER”

    ‘Dünyanın en çok kullanılan tuvaletine girmek ile siz bir zarar görüyorsanız, ihtiyaca rağmen o tuvalete girmemekle 50 zarar görürsünüz’ diyen Seçkin, “Herhangi bir tuvalette normal kağıt mendille yapılan temizlik sonrasında mikrop kapma, zarar görme olasılığınız yoktur.

    Ama oraya girmezseniz orta vadede ciddi anlamda bir zarar görüsünüz. Her şeyden önce kadınlarda tuvalete gitmeme nedeniyle idrar keselerinin kasılmaya yarayan adale sistemleri giderek incelir ve kasılma gücü azalır. Sonuçta bu hastalar 15-20 yıl sonra idrarlarını yapamaz hale gelirler. Bunu ancak sondaj ile boşaltabilecek hale gelmiş hastalarımız bile söz konusudur.  Daha uzun vadede bundan vazgeçmeyerek yapan insanlarda diyalize kadar giden bir idrar siteminin bozukluğu söz konusu olabilir” ifadelerini kullandı.

    Tuvalet seçme alışkanlığı olan insanların refleks olarak sıvı alımını kestiklerini vurgulayan Seçkin, “Ben günde iki defa tuvalete gidiyorum diyen bir insanla karşılaşırsanız çok büyük yanlış yapıyordur. Çünkü günde iki defa tuvalete gitmek marifet değildir. Çok ciddi bir bozukluğa işarettir” dedi.

    “ANNEDEN KIZA GEÇEN BİR ALIŞKANLIK”

    Kız çocuklarının ilkokul çağından itibaren tuvalete gitmemeye başladıklarına dikkat çeken Seçkin, “Kız çocukların da zarar görmemesi için onlara ben mutlaka şunu tembihlemelerini öneriyorum; okulda suyu iç, iki teneffüsten birinden mutlaka tuvalete git. Çocuklar okulda tuvalete gitmeliler.

    Dışarıda tuvalete gitmeliler. Sınıf öğretmenlerine burada iş düşüyor. Öğrencileri tuvalete gitmeleri konusunda cesaretlendirilmeleri ve tuvalete gittiklerinde zarar görmeyeceklerini, tam tersine gitmezlerse zarar görecekleri anlatılması son derece önemli. Tuvalet seçmek, sıvı almamak en büyük hatadır. 3 saatte bir nerede olursanız olun en yakın tuvalete girmelisiniz.

    Özellikle idrar tutma alışkanlığı olan hastalar, artık hislerini çok daha büyük hacimlerde algılamaya başlarlar o nedenle ben kendilerine sıkışmayı beklememeyi ama saatlerden bakıp 3 saat geçtiği takdirde idrar keselerini boşaltmalarını tavsiye ediyorum. Sonuçta idrar kaçırmaya kadar giden bir yoldur bu, idrar kaçırmak içinde en önemli sebep idrar kesesinin dolu olmasıdır. Boş idrar kesesinden idrar kaçmaz. Mesanenizi iyi koruyun ki böbrekleriniz size ömür boyu hizmet etsin” şeklinde konuştu.

  • Tatilcileri bekleyen gizli tehlike: Havuz sistiti

    Tatilcileri bekleyen gizli tehlike: Havuz sistiti

    Sağlık için gerekli şartlara sahip olmayan havuzlar ve kimi zaman da deniz suyu idrar yolu enfeksiyonlarına neden olabiliyor. Havuz enfeksiyonları arasında en sık rastlanan şikâyet ise ‘havuz sistiti’ olarak gösteriliyor.

    Medicana Samsun Hastanesi Üroloji Bölümü’nden Op. Dr. Ahmet Gençbay tatilcilere önemli uyarılarda bulundu.

    Sistit nedir?
    Sistit; mesanenin (idrar kesesi) iltihaplanmasıdır. Anatomik olarak erkeklerden farklı olmalarından dolayı kadınlarda daha sık görülen sistit, ihmal edildiği takdirde kronikleşebilir ve üriner sistemde (mesane ve böbreklerde) kalıcı hasara neden olabilir.

    Bakteriyel sistitler genellikle 20-40 yaşları arasındaki genç kadınlarda daha sık görülür. Her 5 kadından biri, yaşamının herhangi bir döneminde en az bir kez sistit geçirmektedir. Kadınlarda sistitin daha fazla görülmesinin en sık sebebi üretranın daha kısa olmasıdır. Sistitin en sık görülen etkeni, vakaların yüzde 85’inden sorumlu olan Koli basilidir. Normalde bu bakteriler kalın bağırsakta bol miktarda bulunurlar. Bazı risk faktörlerinin varlığında bu bakteriler mesaneye ulaşarak sistite neden olurlar.

    Sistite neden olan risk faktörleri nelerdir?
    Kötü genital temizlik
    İdrar akımının engellendiği durumlar (üriner sistemde taş, tümör veya sonda gibi yabancı cisim bulunması)
    Nörolojik olarak mesanenin boşalamaması
    Şeker hastalığı
    Hamilelik
    Yaşlılık
    Düzensiz cinsel ilişki ( sistit yeni evlilerde daha sık görülür ki, buna ‘balayı sistiti’ denir )
    Menopoz dönemi
    Erkeklerde prostat ve üretra hastalıkları

    Sistitin belirtileri nelerdir?
    Dizüri (idrar yaparken yanma, sızı, ağrı)
    Pollaküri (sık idrara çıkma) ve az idrar yapma
    Acil idrar yapma hissi
    Tam boşalamama hissi
    Kötü kokulu ve bulanık idrar
    Disparoni (cinsel ilişki sırasında ağrı duyulması)
    Kasıklarda ve göbek altında ağrı olması
    Hematüri (idrarda kan olması)

    Sistitin tanısı nasıl konur?
    Sistitin tanısında en önemli bulgu anamnezdir. Hastaların çoğunda yukarıda bahsedilen şikayetlerden birçoğu vardır. Bu şikayetlerle gelen bir hastaya ilk yapılacak tetkik, idrarın mikroskobik incelenmesidir. Sistitli bir hastanın idrarında alyuvarlar, akyuvarlar ve bakteriler görülmelidir. Enfeksiyona neden olan bakteriyi tanımlayabilmek için de idrar kültürü gerekebilir. Sistite sebep olan birincil bir hastalık düşünülüyorsa hastaya üriner ultrason, İVP (ilaçlı böbrek filmi) ve sistiskopi (ışıklı bir aletle mesaneye bakma işlemi) de yapılabilir. Sistit ve altta yatan neden tedavi edilmezse, kronikleşebilir ve hastayı zayıf ve bitkin bırakabilir.

    Sistit nasıl tedavi edilmelidir?
    Bakteriyel bir hastalık olduğundan dolayı tedavide antibiyotikler kullanılmalıdır. Kültür sonuçları çıkana kadar tedaviye gram negatif basillere etkili ilaçlarla başlanmalıdır. Daha sonra tedavi kültüre göre düzenlenmelidir.

    Sistitten korunmak için neler yapılmalıdır?
    Günlük su alımı en az 2 litre olmalıdır. Su, bakterilerin mesaneye tutunmasını engeller ve dışarı atılmasını sağlar.

    Kahve, koyu çay, alkol gibi içecekler ve acılı baharatlı yiyecekler en aza indirilmelidir. Bunların mesane üzerinde uyarıcı etkileri vardır.

    Mümkün olabildiği kadar sık idrara çıkılmalıdır. İdrarı tutmak mesanedeki bakterilerin mesane duvarına yapışmasını ve enfeksiyon oluşmasını kolaylaştırır.

    Tuvaletten sonraki temizlik doğru olmalıdır. Temizlik önden arkaya doğru yapılmalıdır. Böylece bakterileri idrar kanalına doğru taşımamış olursunuz. Sadece kağıtla silinmek yeterli değildir. Anal bölge mutlaka bol suyla yıkanmalıdır. Ancak aşırı hijyen takıntısı normal vajinal florayı bozabileceğinden dikkatli olunmalıdır.

    Vajinal deodorant, parfümlü sabun, pudra kullanımı idrar kanalını tahriş edebileceğinden bu tür ürünler kullanılmamalıdır.

    İç çamaşırı tercihi doğru yapılmalıdır. Sıkı, dar pantolonlar ve naylonlu iç çamaşırları giymeyin. Bahsedilen giysiler genital bölgenin nemlilik oranını artırarak bakterilerin üremesini kolaylaştırır.

    Pamuklu iç çamaşırları tercih edilmeli ve her gün değiştirilmelidir.

    Cinsel ilişkiden sonraki erken dönemde idrara çıkılmalıdır. Bu durum bakterilerin yayılmasını önlemektedir.

    Menopoz sonrası dönemde östrojen kremleri kullanılmalıdır.

    Özellikle yaz aylarında havuz sistitine dikkat edilmelidir. Kalabalık ve kirli havuzlara girmekten kaçınılmalıdır.