Etiket: idrar enfeksiyonu

  • İdrarda Lökositler: En Önemli 6 Neden, Testler ve Normal Seviyeler

    İdrarda Lökositler: En Önemli 6 Neden, Testler ve Normal Seviyeler

    İdrarda lökosit seviyelerinin normalde düşük olması beklenir. Ancak, idrardaki yüksek lökosit seviyeleri genellikle idrar yolu enfeksiyonları, böbrek sorunları, lupus ve hatta kanser gibi çeşitli sağlık sorunlarına işaret edebilir.

    Lökosit seviyeleri genellikle idrar tahlili sırasında belirlenir, bu test aynı zamanda kırmızı kan hücreleri, epitel hücreleri, mikroorganizmalar ve protein gibi diğer idrar özelliklerini de değerlendirir.

    Normalde, mikroskobik alanda 0 ila 5 lökosit veya ml başına 10.000 lökosit bulunması kabul edilir. Ancak, bu aralığın dışında bir değer tespit edilirse, doktor daha fazla test yapılmasını önerebilir. Özellikle idrarda kan, epitel hücreleri veya kötü koku gibi başka anormallikler fark edilirse veya hasta idrar yaparken yanma, karın ağrısı veya kesintili idrar gibi semptomlar yaşarsa, doktor ileri testler talep edebilir.

    İdrarda lökositlere ne sebep olur?

    İdrarda lökosit görülmesine neden olabilecek durumlar şunlardır:

    İdrarda lökositlere ne sebep olur?
    İdrarda lökositlere ne sebep olur?

    İdrar Yolu Enfeksiyonu (İYE):

    İdrar yolu enfeksiyonu, idrardaki lökosit seviyelerinin artmasının en yaygın nedenidir. Yüksek seviyeler, bağışıklık sisteminin mantar, bakteri veya parazit enfeksiyonuyla mücadele etmeye çalıştığını gösterir.

    Enfeksiyonla birlikte idrarda epitel hücrelerinin varlığı ve enfeksiyondan sorumlu mikroorganizma gibi diğer özellikler de fark edilecektir. İYE semptomları hakkında daha fazla bilgi edinmek ve riskinizi değerlendirmek için çevrimiçi semptom testine göz atabilirsiniz.

    Ne Yapmalı: Enfeksiyondan şüpheleniliyorsa, doktor muhtemelen enfeksiyona neden olan mikroorganizmayı izole etmeye ve tanımlamaya çalışan bir idrar kültürü testi isteyecektir. Mikroorganizmaya bağlı olarak doktor daha sonra belirtilen tedaviyi önerecektir. Örneğin, bakteriyel bir enfeksiyon doğrulanırsa ve hasta semptom gösteriyorsa (örneğin, idrar yaparken ağrı ve yanma, akıntı vb.), doktor antibiyotik reçete edebilir. UTI tedavi seçenekleri hakkında daha fazla bilgi edinmek için doktorunuzla görüşebilirsiniz.

    Böbrek Sorunları:

    Nefrit veya böbrek taşları gibi böbrek fonksiyon bozuklukları da idrarda yüksek düzeyde lökositlere neden olabilir. Böbrek sorunları ayrıca idrarda kristallere veya bazen kırmızı kan hücrelerine de yol açabilir.

    Ne Yapmalı: Böbrek taşınız veya nefritiniz olduğundan şüpheleniyorsanız, doktorunuza veya bir üroloğa görünmeniz önemlidir. Lökositlerdeki artışın nedenini belirlemek ve uygun tedaviye başlamak için muhtemelen ultrason ve idrar testi isteyeceklerdir. Böbrek hastalığı riskinizi belirlemek için çevrimiçi böbrek belirtileri testimizi doldurabilirsiniz.

    Sistemik Lupus Eritematozus:

    Sistemik lupus eritematozus, bağışıklık sisteminin vücuda saldırarak çeşitli iltihaplanmalara neden olduğu bir otoimmün hastalıktır. Bu hastalık, idrar testinde yüksek düzeyde lökosit gösterebilir.

    Ne Yapmalı: İdrardaki lökosit seviyelerinin düzeltilmesi genellikle tıbbi gözetim altında yapılır. Doktor, hastanın semptomlarına göre antiinflamatuar ilaçlar, kortikosteroidler veya immünosüpresif ilaçlar gibi ilaçları reçete edebilir.

    İlaç Kullanımı:

    Antibiyotikler, aspirin, kortikosteroidler ve diüretikler gibi bazı ilaç türleri idrarda yüksek lökosit düzeylerine neden olabilir.

    Ne Yapmalısınız: Eğer idrarda lökosit artışına neden olabilecek bir ilaç kullanıyorsanız, endişenizi reçeteyi yazan doktorunuza bildirmeniz önemlidir.

    İdrarı Tutma:

    Uzun süre idrarı tutmak, mikroorganizmaların büyümesine ve gelişmesine neden olabilir, bu da idrar yolu enfeksiyonuna ve idrarda lökositlerin görünmesine yol açabilir.

    Ne Yapmalı: Eğer idrarınızı uzun süre tuttuğunuzdan şüpheleniyorsanız, işeme isteği hissettiğinizde rahatlamaya özen göstermelisiniz. Bu, mikroorganizmaların birikmesini önleyerek enfeksiyonları engelleyebilir.

    Kanser:

    Mesane, prostat veya böbrek kanseri bağışıklık sistemini zayıflatabilir ve idrarda lökosit seviyesinin yükselmesine neden olabilir.

    Ne Yapılmalı: İdrarda lökosit varlığı kanser belirtisi olabilir. Doktorunuz muhtemelen hastalığın ilerlemesini izlemek için idrar lökosit seviyelerini kontrol edecektir. Kanser kan testleri hakkında daha fazla bilgi almak için doktorunuza danışabilirsiniz.

    İdrar Testleri

    İdrar testi, makro ve mikroskobik analiz yoluyla idrardaki lökosit seviyeleri, kristaller, epitel hücreleri, mukoza, bakteriler, mantarlar, parazitler, lökositler ve kırmızı kan hücreleri gibi anormal özellikleri tanımlar.

    Normalde, idrardaki lökosit seviyeleri alan başına 0 ila 5 lökosit arasında olmalıdır. Kadınlarda, yaş ve adet döngüsüne bağlı olarak daha yüksek miktarlar görülebilir. Alan başına 5’ten fazla lökosit tespit edildiğinde, numune “piyüri” olarak adlandırılır; bu durum, idrarda yüksek düzeyde lökosit bulunduğunu ifade eder. Doktor, piyüriyi diğer idrar testi sonuçları ile karşılaştırarak ve idrar sonuçlarını kan testleri ve mikrobiyolojik test sonuçlarıyla birleştirerek değerlendirme yapmalıdır.

    Mikroskobik bir test öncesinde, idrarda çok fazla lökosit bulunması durumunda, idrarın belirli özelliklerini belirtmek için reaktif testler yapılır. Bu testler, lökosit esteraz gibi reaktifleri içerir. Ancak, bu reaktif testler piyüri sinyali verse de, mikroskobik testte görülen lökosit miktarının iletilmesi ve doktorun bu sonuçları diğer test sonuçlarıyla birleştirerek değerlendirme yapması önemlidir.

    Sıkça Sorulan Sorular: 

    İdrarda lökosit kaç olursa tehlikeli?

    İdrarda normalde mikroskopik alanda 0 ila 5 lökosit normal kabul edilir. Ancak, 5’ten fazla lökosit alan başına tespit edilirse, bu durum “piyüri” olarak adlandırılır. Tehlikeli olup olmadığı, lökosit sayısının yanı sıra diğer semptomlar ve hastanın genel sağlık durumuyla da ilişkilidir. Yüksek lökosit seviyeleri genellikle bir sağlık sorununun belirtisi olabilir.

    İdrarda lökosit varsa ne olur?

    İdrarda lökosit varlığı, genellikle bir enfeksiyon, iltihap veya diğer böbrek/üriner sistem sorunlarının bir işareti olabilir. Bu durum, doktor tarafından daha fazla değerlendirilmeli ve altında yatan neden belirlenmelidir. İdrarda lökosit, birçok durumda tedavi edilebilir bir durumu ifade eder.

    İdrarda lökosit yüksekliği ne demek?

    İdrarda lökosit yüksekliği, normalden daha fazla lökositin idrarda bulunması durumudur. Bu durum genellikle bir enfeksiyon, iltihaplanma, böbrek sorunları veya sistemik hastalıkların belirtisi olabilir. Yüksek lökosit seviyeleri, altta yatan sağlık sorununun tespit edilmesi ve tedavi edilmesi için doktor tarafından değerlendirilmelidir.

    Lökosit yüksek çıkarsa ne olur?

    Lökosit yüksek çıkması, genellikle vücudun bir enfeksiyonla mücadele ettiğini veya iltihaplandığını gösterir. Bu durum, idrarda lökosit yüksekliği gibi belirtilerle birlikte ise, idrar yolu enfeksiyonu veya diğer ürolojik sorunları işaret edebilir. Doktor, tanıyı doğrulamak ve uygun tedaviyi başlatmak için daha fazla test ve değerlendirme yapacaktır.

    Bu soruların yanıtları, bireyin genel sağlık durumu ve belirtileri göz önüne alınarak doktor tarafından daha spesifik bir şekilde ele alınmalıdır. İdrarda lökosit yüksekliği, sağlık profesyoneli tarafından uygun bir şekilde değerlendirilmeli ve tedavi planı oluşturulmalıdır.

  • İdrar Yolu Enfeksiyonu Belirtileri Nelerdir? Tedavisi Nasıl Yapılır?

    İdrar Yolu Enfeksiyonu Belirtileri Nelerdir? Tedavisi Nasıl Yapılır?

    İdrar enfeksiyonu nedir? idrar yolu enfeksiyonu belirtileri nelerdir? İdrar enfeksiyonu tedavisi nasıldır? Sık idrar çıkma, idrar yaparken ağrı yaşıyorsanız…

    İdrar Yolu Enfeksiyonu Belirtileri

    İdrar yolu enfeksiyonunun belirtileri şunlardır:

    1. Kişi sık sık idrara çıkma ihtiyacı hisseder.
    2. Kişi idrarını yaptıktan sonra tam yapamadığı hissine kapılır.
    3. Kişi idrara çıkmasının üzerinden çok kısa bir süre geçmiş olmasına rağmen tekrar idrara çıkmak ister.
    4. Kişi idrara çıkarken ağrılı bir yanma hisseder.
    5. Şişlik, baskı ve rahatsızlık hissi gibi hisleri karın kısmının alt tarafında hisseder.
    6. Bel bölgesinde ağrılar artar.
    7. Pelvik bölgede ağrılar oluşur.
    8. Kişinin idrarı kanlı olabilir.
    9. Kişinin idrarında yoğun bir koku olabilir.
    10. Kişinin ateşi yükselebilir.
    11. Kişide mide bulantısı ve kusma meydana gelebilir.
    12. Kişi kaburgalarının alt tarafında, sırt bölgesinde ağrılar hissedebilir.
    13. Kişinin bağışıklık sisteminde zayıflama meydana gelebilir ve buna bağlı olarak da kişide diyabet ve böbrek yetmezliği oluşur.
    14. 65 yaşın üzerinde olan veya hamile olan kişilerde bu belirtiler görüldüğünde kişilerin doktora gitmesi gereklidir.
    İdrar Yolu Enfeksiyonu Belirtileri Nelerdir? Tedavisi Nasıl Yapılır? | 1
    idrar yolu enfeksiyonu

    İdrar Yolu Enfeksiyonunun Tedavisi Nasıldır?

    İdrar yolu enfeksiyonunun tedavisi için bilinmesi gerekenler şunlardır:

    • Komplike olmayan idrar yolu enfeksiyonlarının tedavisi için doktora başvurulduğunda doktor antibiyotik verir.
    • İdrar yolu enfeksiyonu olan kişilerin enfeksiyondan birkaç gün içerisinde kurtulabilmesi için antibiyotik kullanması gereklidir.
    • Hamileler, şeker hastaları ve çocuklar; idrar yolu enfeksiyonu için tedavi edilirken antibiyotik tedavisi hariç tedavilere başvurulur.

    İdrar Yolu Enfeksiyonu Neden Oluşur?

    İdrar yolu enfeksiyonu bakterilerin neden olduğu bir hastalıktır. Özellikle kişinin kendi dışkısından üreyen bağırsak bakterileri neden olur.

    İdrar Enfeksiyonu İle İlgili Konular;

  • İdrar Yolları Enfeksiyonu Belirtileri Nelerdir? Hangi Doktora Gidilir?

    İdrar Yolları Enfeksiyonu Belirtileri Nelerdir? Hangi Doktora Gidilir?

    İdrar yolları enfeksiyonu olduğunun anlaşılması için bazı belirtilerin olup olmadığına bakılması gereklidir. İdrar yolları enfeksiyonu farklı belirtiler ile kendisini gösterir. Bazı belirtiler için ise acilen doktora gidilmesi gereklidir. İdrar yolları enfeksiyonu belirtilerinden bazıları şu şekildedir:

    • İdrara çıkarken yanmanın olması,
    • İdrarın tam yapılamadığı hissi,
    • Sık idrara çıkma,
    • İdrarın ağır kokması,
    • İdrar renginin koyu olması.

    İdrar Yolları Enfeksiyonu Belirtileri Nelerdir? Hangi Doktora Gidilir? | 2

     

    Hangi Belirtiler İçin Doktora Başvurulmalıdır?

    İdrar yolları enfeksiyonu evde tedavisi için önerilen yöntemler uygulanarak bu rahatsızlıktan kurtulabilmek mümkündür. Fakat bazı belirtiler ortaya çıkmışsa acil olarak doktora gidilmesi şarttır. İdrar yolu enfeksiyonu belirtileri var ise üroloji doktoruna gitmelisiniz… Bu belirtiler ise şunlardır:

    • Mide bulantısıyla beraber kusma,
    • Ateşin çıkması,
    • Sırtta ağrı olması.

    Bunların dışında 65 yaşından büyük olan ve hamile olan kişilerin de herhangi bir belirti ile karşılaşmaları halinde doktora başvurması gereklidir.

    İdrar Yolları Enfeksiyonunun Nedenleri

    Erkeklerde idrar yolu enfeksiyonunun görülmesinin en önemli sebebi prostatittir. Kadınlarda ise genellikle sistit idrar yolu enfeksiyonuna yol açar. Kadınlarda idrar yolu enfeksiyonun görülmesi daha sık yaşanabilir. Bunun da nedeni kadınların dışarından mikrop kapma ihtimalinin daha yüksek olmasıdır. Kadınlarda bakteriler idrar kanalına ve idrar torbasına doğru kolay bir şekilde yayılabilir.

    İdrar Yolları Enfeksiyonu Belirtileri Nelerdir? Hangi Doktora Gidilir? | 3

    İdrar Yolları Enfeksiyonda Su İçmenin Önemi

    İdrar yolu enfeksiyonu tedavisi için başvurulabilecek farklı yöntemler vardır. Bunlardan bir tanesi uzman doktorun yazdığı ilaçlardır. Bunun yanı sıra ağır bir enfeksiyon geçirilmiyorsa evde de tedavi yöntemleri denenebilir. İdrar yolu enfeksiyonu tedavisi için hangi yöntem kullanılacaksa kullanılsın suyun da fazla tüketilmesi gereklidir. Su idrar yollarındaki enfeksiyonun vücuttan atılabilmesini sağlayan en önemli şeylerden bir tanesidir. Evde tedavi yöntemleri denenmesine rağmen idrar yolları enfeksiyonu geçmiyorsa kesinlikle doktora gidilmelidir. Bu tarz bir enfeksiyonun tedavisi için antibiyotik kullanılması gerekecektir.

    İdrar Yolu Enfeksiyonu Tedavisi İçin Öneriler Tıklayın !

    İdrar Yolu İltihabı İçin Maydanoz Kürü Tıklayın !

    İdrar Yolu Enfeksiyonu Bitkisel Tedavi Yolları Tıklayın !

    İdrar Yolu Enfeksiyonu Bitkisel Tedavi İçin Doğal Reçeteler Tıklayın !

    Hamilelikte İdrar Yollarınızı Koruyun Tıklayın !

  • Suda Doğum Hakkında Bilgiler

    Suda Doğum Hakkında Bilgiler

    Uzmanlar, dünyada çok yaygın olmasına rağmen Türkiye’de sayılı kamu ve özel hastanesinde uygulanan suda doğumun ayrıntılarını ve yöntemin ayrıntılarını anlattı…

    Anne adaylarının ‘ben yüzme bilmem’ kaygısıyla küvete girdiklerini belirten Op. Dr. Özlem Uzunlar, bebeklerin doğdukları anda yüzmeye başladığını söyledi.

    Suda Doğum Ünitesi’nin 29 Kasım 2005′te Emine Erdoğan tarafından açıldığını dile getiren Zekai Tahir Burak Hastanesi hekimlerinden Op. Dr. Özlem Uzunlar, bu birimin Türkiye’de hizmet veren ilk kamu hastanesi olduğunu ifade etti.

    Suda Doğumun, Amerika ve Avrupa ülkeleri başta olmak üzere 71 ülkede uygulandığını söyleyen Uzunlar, Türkiye’deki henüz yaygınlaşmadığını belirtti.

    Hastanede 2 suda doğum küveti bulunduğunu söyleyen Uzunlar, her bir suda doğum birimine günde bir tane hasta alabildiklerine vurgu yaptı. Doğum eylemi için 37 derece dezenfeksiyon koşullarına uygun, filtre edilmiş su gerektiğini dile getiren Uzunlar, “Şu ana kadar tam 503 bebeğin (haber yayına verildiğinde 508′e çıktı) suda doğdu.” dedi. Uzunlar, suda ilk doğan bebeğin 5 yaşına girdiğini ifade etti.

    Her anne adayı suda doğum yapamaz

    Her anne adayının suda doğum yapamadığına dikkat çeken Özlem Uzunlar, düşük riskli anne adaylarının tercih edildiğini, bunların da çok kilolu olmaması, tansiyon, kalp, astım, şeker hastalığı gibi hastalıkların bulunmaması şartı aradıklarını vurguladı.

    HIV (AIDS) virüsü, hepatit virüsü ya da aktif genital enfeksiyon taşıyan, ya da gebeliğinde çok sık idrar enfeksiyonu geçiren anne adaylarına da suda doğumu önermediklerini aktaran Uzunlar, “Bunun yanında bebekle ilgili faktörler de var. Ya da eşle ilgili faktörler de var. Mesela çoğul gebelik mevcutsa suda doğuma alamıyoruz. Bebeğin eşi önde geliyorsa, annenin suyu yani bebeğin suyu doğum eyleminden çok erken gelmişse ve gelen su berrak değilse suda doğuma alamıyoruz. Bebeğin de normal ölçülerde olması gerekiyor. Bebeğin 4 bin gram üzerinde olmasını çok fazla tercih etmiyoruz.” diye konuştu.

    Suda doğumun duyulmamış bir yöntem olduğunu, anne adaylarına doktorların tavsiye ettiğini söyleyen Uzunlar, “Uygun gördüğümüz gebelere, özellikle doğumdan korkma gibi bir eğilimi varsa normal doğuma teşvik etmek ve yüreklendirmek adına biz tavsiye ediyoruz. Çünkü çok büyük avantajları var. Bir kere doğum sancısını çok az hissediyor. Hastaların belden aşağı uyuşturularak yapılan doğumlardan bile daha az acı hissettiklerini gördük. İkinci avantajı, diğer normal doğum yöntemlerine göre doğumdoğum yapacak hanım için 90 dakika kadar kısaltabilmekte.” değerlendirmesini yaptı. eylemini ilk

    Bebek boğulmuyor mu?

    Anne ve baba adayları suda doğumda en çok ‘bebeğin suda boğulup boğulmadığını’ merak ettiğine dikkat çeken Uzunlar, “Bebek doğduktan sonra şöyle küçük bir tur atıyor. Bu arada aklınıza gelebilir, bu bebek boğulmuyor mu diye. Yeni doğanda ilk refleks, solunum refleksi, doğum kanalından çıktıktan sonra başlar. Ama bebek, anne rahmindeki suyla aynı ısıdaki başka bir suya geçiş yaptığında o ilk solunum refleksi uyarılmamış oluyor ve nefes almamış oluyor. Ta ki biz onu annenin göğsüne yatırana kadar. Bu durumda nefes almadığı için, bebeğin su yutma gibi bir tehlikesi kalmamış oluyor.” bilgisini verdi.

    Anne adayları: “Ben yüzme bilmiyorum”

    Suda doğum öncesinde anne adaylarıyla ilginç diyaloglar yaşandığını vurgulayan Özlem Uzunlar, şu ilginç olayı anlattı: “Bir tane gebemiz gayet uygundu. Teklif ettiğimde ‘hayır ben yüzme bilmiyorum’ falan dedi. Annesi de ‘kızım bu bir küvet, denizde yüzecek halin yok’ gibi şeyler söyledi. Sonra ortamı kendisine gezdirip, anlayınca bu tür bir korku yapmadı. Kendisi sağlıklı bir şekilde doğumunu yaptı ve bebeğini kucağına alıp gitti.”

    Adım adım suda doğum

    – Öncelikle anne adayına anlatılıyor.

    – Annenin tansiyonu ölçülüyor, şeker kontrolleri ve bebeğin iriliğine bakılıyor.

    – Aktif doğum eyleminin başında doğum açıklığı yani 5 cm olduğunda anne suya alınıyor.

    – 37 derece suda annede gerilmeyi engelleyen, sakinleştirici endolfin hormonları salgılanıyor.

    – Annede kan akımının artmasına neden olan bu eylemlerle bebeğin daha iyi oksijen almasına yardımcı oluyor ve en az ağrıyla doğumu yapıyor.

    – Doğum su içerisinde gerçekleşiyor.

    – Göbek kordonu hiç klemplenmeden bebek suda yüzdükten sonra alınıp anneye veriliyor.