Etiket: horlama

  • Horlama Bitkisel Çözüm Ve Doğal Tedavisi

    Horlama Bitkisel Çözüm Ve Doğal Tedavisi

    Horlamayı geçirmek için evde horlama bitkisel çözüm önerisi arayan kişilere gösterilebilecek en etkili yöntemlerden bir tanesi burun spreyleridir. Farklı etkenler horlamaya neden olur.

    Horlama Bitkisel Çözüm Ve Doğal Tedavisi

    Örneğin alerjisi olan kişiler zor nefes aldıklarından dolayı horlarlar. Bunun yanı sıra büyük bademciğe sahip olmak da horlama nedenleri arasındadır. Horlama çözüm burun bandı gösterilebilir.

    Bu burun bantları hava kanallarını açarak daha rahat nefes alınabilmesini sağlar. Fakat nefes alışverişi ile ilgili büyük sorunları olan kişilerde bu bantlar çok işe yaramayacaktır.

    Horlama İçin Nefes Açıcı Spreyler Deneyin

    Horlama en çok horlayan kişinin yanında uyuyanları rahatsız eder. Kişiler uyudukları için genellikle kendi horlamalarını duymaz ve bundan rahatsız da olmaz. Fakat bu insanların etrafında uyuyan varsa tüm gece onlar için kabusa dönebilir.

    Bundan dolayı da horlama önleyici yöntemler denenmesi gerekir. Horlamalar genellikle zor nefes almaktan kaynaklanır. Burnu tıkalı olanlar horlamaya da başlar. Bu yüzden de rahat nefes alıp vermek için gösterilen çözüm önerileri horlamayı geçirmek için de kullanılır.

    Evde doğal burun spreyi hazırlamak için tuz ve su yeterlidir. Kaynar yarım bardak suyun içerisine çeyrek çay kaşığı tuz eklenip karıştırılmalıdır. Bu karışım bir burun spreyine konmalı ve soğuması beklenmelidir. Horlama nasıl kesilir sorusunun etkili yanıtlarından bir tanesi bu burun spreyidir.

    horlama nedenleri ve tedavisi
    horlama nedenleri ve tedavisi

    Horlama Nedenleri Nelerdir?

    • Fazla Kilolu Olmak
    • Uyku Apnesi
    • Solunum Yolu Problemleri
    • Uykusuzluk
    • Yorgunluk
    • Yastık Seçimi
    • Soğuk algınlığı
    • Alkol tüketimi
    • Yüksek Tansiyon

    Horlamayı Geçiren Doğal Kür Tarifi

    Horlamayı evde hazırlayacakları kürler ile geçirmek isteyen kişilere önerilebilecek bir tarif mevcuttur. Bunun için

    Horlama Bitkisel Çözüm
    Horlama Bitkisel Çözüm Kür Tarifi

    Horlama Bitkisel Çözüm Tarifi

    Malzemeleri

    • 2 havuç,
    • Çeyrek limon,
    • 2 elma,
    • 1 bardak portakal suyu,
    • 1 çubuk zencefil.

    Horlamanın azalmasına yardımcı olan bu kürü hazırlamak için tüm malzemeler karıştırılmalıdır. Gece yatmadan birkaç saat önce bu karışımın içilmesi horlamayı tamamen geçirmese de büyük oranda azaltacaktır.

    Horlamaya Doğal Çözüm Tarifi
    İlk olarak burnunuza bir bant yapıştırın.
    50 gram çörekotu yağı,
    50 gram zeytin yağı,
    1 yemek kaşığı udi-hindi tozunu ( aktarlarda bulabilirsiniz) karıştırın,
    Yatmadan önce kulak çöpüyle burnunuza az miktarda  sürün.
    Bu Tarif Dışındaki Diğer Doğal Uygulamalar
    Yatağınızın başına 1 bardak su içine bir damla nane yağı yada okaliptus yağı ekleyebilirsiniz.
    İsterseniz yastığınıza birkaç damla  lavanta yağı, nane yağı yada okaliptus yağı damlatabilirsiniz.

    https://www.kadinlarkulubu.com/saglik/horlamaya-kesin-cozum-olan-bitkisel-tarif-129851.html

    Horlama İle İlgili Makaleler;

  • Çocuklarda Horlama Neyin Belirtisidir? Ne Zaman Tehlikelidir?

    Çocuklarda Horlama Neyin Belirtisidir? Ne Zaman Tehlikelidir?

    Çocuklarda horlama nedenleri sepebleri halsizlik, yorgunluk, dikkat dağınıklığı, konsantrasyon problemi, geceleri idrar kaçırma, öğrenme bozukluğu, kalpte ritim düzensizliği gibi problemlerin habercisidir.

    Horlayan Çocuklar İçin Yapılması Gerekenler

    Horlayan bir çocuğun horlamasının giderilmesi için izlenmesi gereken yollar şunlardır:

    • Çocuğun geniz etinin ve bademciklerinin büyüklüğünden kaynaklanıp kaynaklanmadığını anlamak amacı ile ilaç tedavisi uygulanarak çocuğun geniz eti ve bademcikleri küçültülmelidir. Eğer buna rağmen çocukta bir rahatlama gözlenmemiş ise geniz eti ve bademcikleri ameliyat ile alınmalıdır.
    • Horlamanın sebebinin çocuğun diş ve çene yapısından kaynaklanıp kaynaklanmadığı araştırılmalı ve bununla ilgili bir ortodontist yardımı alınmalıdır.
    • Eğer çocuk kilolu bir çocuk ise şişmanlık kaynaklı olarak horluyor olabilir. Bunun için çocuğa beslenme uzmanının yardımı alınarak bir diyet programı hazırlanmalıdır.
    • Çocuğun alerjisinin olması durumunda, alerjenler ile etkileşimi olduğunda burun içerisindeki mukoza ve etlerde şişme meydana gelebilir ve bu da çocuğun horlamasına neden oluyor olabilir. Dolayısı ile çocuğun alerji tedavisi görmesi gereklidir.
    • Çocuğun burun kemiğinin eğri olması durumunda horlama gerçekleşebilir. Bunun için ameliyat olunması gereklidir. Çok ileri derecede bir problem var ise hemen ameliyat olunabilir fakat acil bir durum olmadıkça bu ameliyatlar için 18 yaş beklenir.

    Çocuklarda Horlama Neyin Belirtisidir? Ne Zaman Tehlikelidir? | 1

    Horlama Ne Zaman Tehlikelidir?

    Horlamanın tehlikeli olduğu durumlardan bazıları şunlardır:

    • Horlama çocukta her uyku halinde devam olarak görülüyor ise tehlikelidir.
    • Horlamanın şiddeti gün geçtikçe giderek artıyor ise bu bir tehlike yaratır.
    • Çocukta uyku apnesi problemi görülüyor ise horlama tehlikelidir.
    • Çocukta işitme kaybı durumunun gerçekleştiğinden şüpheleniliyor ise horlama tehlikeli bir hal almıştır.
    • Enfeksiyon kaptığında düzelmiyor ise ve bu durum sık aralıklar ile tekrarlanıyor ise horlama bir tehlike unsurudur.
    • Çocuğun okul başarısında ciddi bir düşüş görülmesi durumunda horlama problemine müdahale edilmelidir.

    Çocuklarda Horlamaya İyi Gelen Bitkisel Yöntemler Nelerdir? Tıklayın !

    Çocuğunuz horluyorsa dikkat Tıklayın !

    Horlama ve Uyku Apnesi hakkında bilgiler Tıklayın !

    Çocuğunuzda Geniz Eti Varsa Neler Yapmalısınız? Tıklayın !

  • Çocuklar Neden Horlar, Neyin İşaretidir?

    Çocuklar Neden Horlar, Neyin İşaretidir?

    Çocuklar neden horlar, neyin işaretidir? Çocuklarda horlama nedeni yetişkinlerde olduğu gibi hastalık nedenlidir. Çocukların sağlıklarını etkilediği kadar sosyal yaşantılarında da sorunlara yol açan horlama probleminin görülme sıklığı oldukça yüksektir. Yaygın olarak geniz eti ve bademcik büyümesi çocuklarda horlamanın nedeni olarak ön plana çıksa da farklı nedenlerden kaynaklanan vakaların bulunduğu ve çocuklarda görülen horlama nedeniyle sağlık kuruluşundan destek alınması gerekliliğinin bilincinde olunmalıdır.

    Çocuklar Neden Horlar, Neyin İşaretidir? | 2

    Çocuklarda Horlama Nedenleri Nelerdir?

    Çocuğum horluyor şikayetinde bulunan ebeveynler öncelikle bu durumun bir hastalık olduğunu ve endişeye kapılmadan tedavi edilmesi gereken aşağıdaki nedenlerden kaynaklandığını bilmelidir:

    • Büyük bademcik ve geniz eti,
    • Eğri burun kemiği,
    • Reflü,
    • Alerji,
    • Yüz kemik arkı bozuklukları,
    • Fazla kilo,
    • Nefes yollarının tıkanıklığı

    Çocuklar Neden Horlar, Neyin İşaretidir? | 3

    Çocuklarda Horlama Nasıl Tedavi Edilir?

    Bebeklerde horlama tedavisi uygulanabilmesi için öncelikle horlama nedeninin tespit edilmesi ve tespit edilen nedeni iyileştirmeye yönelik tedavi uygulanması gerekmektedir. Nadiren gerçekleşen horlamalar için endişe etmeye gerek bulunmamakla birlikte sık sık tekrar eden ve horlama ile birlikte anlık nefes almamanın gözlendiği vakalar için kulak burun uzmanına başvurulması gerekmektedir.

    • Büyük geniz eti ve bademcik kaynaklı horlamalarda ilaç tedavisi veya ameliyat,
    • Eğri burun kemiği kaynaklı horlamalarda vakanın aciliyetine göre belirlenen zaman diliminde ameliyat,
    • Reflü veya alerjik kaynaklı horlamalarda ilaç tedavisi,
    • Fazla kilo kaynaklı horlamalarda kilo kontrolü

    Horlamanın nedenlerine göre uygulanan tedavi yöntemleridir.

    Çocuklar Neden Horlar, Neyin İşaretidir? | 4

    Çocuklarda Horlamaya İyi Gelen Bitkisel Yöntemler Nelerdir?

    Nefes yollarının tıkanıklığı nedeniyle horlayan çocuklarda denenmiş uzman önerisi bitkisel yöntemlerle horlamaya çözüm bulunabilmektedir. Horlayan çocuğa bitkisel çözüm olarak kullanılabilecek yöntemlerde;

    • Kaynatılmış ada çayı,
    • Tuzlu su

    Kullanarak nefes yollarını açmak çözüm sunabileceği gibi çocuklara her gece yatmadan önce 3 yudum sızma zeytinyağı içirilmesi de önerilmektedir.

    Çocuğunuz horluyorsa dikkat Tıklayın !

    Horlama ve Uyku Apnesi hakkında bilgiler Tıklayın !

    Çocuğunuzda Geniz Eti Varsa Neler Yapmalısınız? Tıklayın !

  • Horlamaya Kesin Çözüm Olan Bitkisel Tarif

    Horlamaya Kesin Çözüm Olan Bitkisel Tarif

    Horlama nasıl tedavi edilir?  sorusu bir çok insanın cevabını aradığı uzmanlardan yardım aldığı bir konu şimidilerde horlamaya bitkisel çözüm var. Sizin için horlamaya kesin çözüm olan bitkisel tarif paylaşıyoruz. Bu sayede  horlama nasıl geçer? in cevabını bulup rahat bir uyku uyuyabileceksiniz.

    Horlamaya Kesin Çözüm Olan Bitkisel Tarif

    Horlamaya Kesin Çözüm Olan Bitkisel Tarif | 5

    Horlama , nefes alma sırasında havanın dar bir alandan geçerken, çevresindeki yumuşak dokuların titreşimiyle ortaya çıkan sestir. Horlama sorunu yaşayan kişiler ne kadar uyursalar uyusunlar her zaman yorgun ve halsiz olarak uyanırlar sebebi uyku esnasında vücuda oksijen girmesinin zor olmasıdır.

    Sizi uyurken rahatsız eden yada siz farketmesiniz bile yanınızdaki kişiyi oldukça rahatsız eden bu uyku probleminde öncelikle yapmanız gereken ilk iş bir uzmandan yardım almak olacaktır. Sonrasında doğanın bize sunduğu bitkiler ile bu durumdan kurtulmak mümkün.

    Horlamaya Kesin Çözüm Olan Bitkisel Tarif | 6

    Horlamaya Doğal Çözüm Tarifi

    İlk olarak burnunuza bir bant yapıştırın.

    50 gram çörekotu yağı,

    50 gram zeytin yağı,

    1 yemek kaşığı udi-hindi tozunu ( aktarlarda bulabilirsiniz) karıştırın,

    Yatmadan önce kulak çöpüyle burnunuza az miktarda  sürün.

    Bu Tarif Dışındaki Diğer Doğal Uygulamalar

    Yatağınızın başına 1 bardak su içine bir damla nane yağı yada okaliptus yağı ekleyebilirsiniz.

    İsterseniz yastığınıza birkaç damla  lavanta yağı, nane yağı yada okaliptus yağı damlatabilirsiniz.

  • Horlamadan kurtulmak için 6 doğal yol

    Horlamadan kurtulmak için 6 doğal yol

    Horlamadan kurtulmak için 6 doğal yol sayesinde siz de bu dertten kurtulacak artık horlamayacaksınız!

    Horlama her yaşta görülebilen fiziksel bir sorundur.Yaşlı insanlar daha yüksek sesle ve şiddetle horlama eğilimindedir.
    Uyku sırasında solunum yaparken havanın akışına engel bir durum varsa, yüksek ses ile sonuçlanır ve buna horlama denir.Hava akışı düzensiz, yetersiz uyku veya yataktaki yatış pozisyonu gibi nedenlerle rahat nefes alınamıyorsa bunlar hep horlama nedenidir. Horlamadan kurtulmak için 6 doğal yol sayesinde siz de bu dertten kurtulacak artık horlamayacaksınız!

    Horlama zararsız gibi görünse de, kalitesiz uyku alımı, gün boyu agresiflik ve yorgunluk gibi sonuçlar doğurabilen bir etkendir.
    Ayrıca odadaki diğer insanların uyku düzenini bozarak, huzurlu bir gece geçirmelerini engelleyen bir durumdur.
    Aşırı horlama böbrek, kalp beyin gibi hayati organların oksijen alınımını engelleyerek, çalışma fonksiyonlarını bozabilir.  En doğru olanı biran önce bu problemden kurtulmaktır.
    Size bildireceğimiz horlamadan kurtulmak için 6 doğal yola uyarak bu soruna çözüm bulabilirsiniz.

    Yatış Pozisyonu Mühim
    Size önerimiz horlamak istemiyorsanız, asla sırtı üstü yatmayın.
    Sırt üstü yattığınızda dil ve boğaz kasları gerginliği azalır, gevşek kaslar sırt üstü yatınca dilin boğaz arkasına doğru kaymasına engel olamaz.,ve bu gevşemeye bağlı olarak horlama görülür.
    Yüzüstü yatmakta sağlıklı bir pozisyon değildir.
    Doktorların önerisi sağ avucunuz sağ yanağınızda olmak üzere, sağ tarafınıza yatmanızdır.
    Horlamanızda önemli ölçüde azalmanın olduğunu göreceksiniz.

    Horlamadan kurtulmak için 6 doğal yol
    Horlamadan kurtulmak için 6 doğal yol

    Reyhan Çayı
    Birkaç fesleğen(reyhan) yaprağını ezin ve bir fincan ölçüde 2 dakika kaynatın.
    1 tatlı kaşığı bal ekleyip, çayı süzmeden için.
    Fesleğen tıkanıklığı açarak boğaz yolunuzu, soluk borunuzu açık tutar.

    Horlamadan kurtulmak
    Horlamadan kurtulmak

    Papatya Çayı
    1 bardak sıcak suya kuru papatya atıp, demleyin ve bir tatlı kaşığı bal ekleyip sıcak sıcak için.
    Papatya çayının sinirler üzerinde yatıştırıcı ve sakinleştirici etkisi vardır.
    Stresi azaltıp, horlamayı keser.

    Horlama Sorunundan Kurtulmak İçin Tavsiyeler
    Horlama sorunundan kurtulmak istiyorsanız kesinlikle alkolü bırakmalısınız.
    Alkol boğazın arkasında bulunan kasların düzgün bir şekilde çalışmasını engeller.
    Düzenli spor yapmakta kasları güçlendiren ve horlamayı engelleyen şeylerdendir.
    Obezite de horlamanın en büyük nedenlerindendir.
    Şayet kiloluysanız, kilo vermelisiniz.
    Kilo verip, ideal kiloya ulaştığınızda horlamanızında geçtiğini göreceksiniz.

    Uyumadan önce ağır yemeklerden kaçının, şayet açsanız açlığınızı narenciye ve sebze yiyerek bastırın.
    Sağlıklı beslenmekte horlamaktan kurtulmakta etkilidir.

    Horlamadan kurtulmak için 6 doğal yol
    Horlamadan kurtulmak için 6 doğal yol

    Zeytinyağı
    Yatağa girmeden önce yalnızca bir çay kaşığı zeytinyağı içerseniz, boğaz kaslarınız kayganlık kazanır,
    soluk borunuz açılır ve bu da horlamayı azaltır ya da engeller.
    Böylece uykuda soluk alıp verirken, dokular artık titreyip ses çıkarmaz.

    Horlamadan kurtulmak için 6 doğal yol
    Horlamadan kurtulmak için 6 doğal yol

    Süt
    Her gece yatmadan önce ılık bir bardak süt için.
    Buna bir tutam zerdeçal tozu veya biber tozu ekleyin.
    Zerdeçal solunum yollundaki herhangi bir tıkanıklığı temizler, ve soluk borusunun açık olmasını sağlar.
    Süt ise soluk borusunun büyük koruyucularındandı.
    Böylece nefes alışverişiniz rahat ve kolay olur.

    YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan yorum yazıları veya haberlerin tüm hakları Kadınlar Kulübü’ne aittir. Kaynak gösterilse dahi hiçbiri özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazılar sadece Kadınlar Kulübü tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.

  • Yatak odası tartışmalarına çözümler

    Yatak odası tartışmalarına çözümler

    Bu taktiklerle, artık sorunsuzca uykuya dalabileceksiniz…

    SORUN:

    Uyurken horluyor.

    ÇÖZÜM:

    Horlaması uzun süredir devam ediyorsa, doktor kontrolünden geçmesinde fayda var. Sorun sinüslerinden veya solunum bozukluklarından kaynaklanıyor olabilir. Bunun yanı sıra burun tıkanıklığı giderici ilaçlar kullanması ve uyurken yan yatması da horlamasını azaltacak pratik çözümlerdendir. Uykuya daldıktan sonra, sevgilinizin sırtına bir yastık koyun. Böylelikle onu yeni sessiz uyku pozisyonuna kolaylıkla alıştırabilirsiniz.

    SORUN:

    Televizyon önünde uykuya dalmaktan hoşlanıyor. Oysa sizin ihtiyacınız biraz sessizlik.

    ÇÖZÜM:

    Televizyonun saatini belli bir süre sonra kapanmak üzere ayarlayın. Böylelikle yatağa girdikten kısa bir süre sonra televizyon kapanacak ve siz de ihtiyacınız olan sessizliğe kavuşmuş olacaksınız

    SORUN:

    Siz donarken o terlemekten şikayetçi

    ÇÖZÜM:

    Uzmanlar yatak odasındaki ideal sıcaklığın 20-22 derece arasında değiştiğini söylüyorlar. Bir derece edinip odanızın sıcaklığını ölçün ve bu değerlere yakın bir sıcaklığı sabitlemeye çalışın. İşe yaramıyor mu? O zaman sevgilinize, başucuna koyması için bir masa vantilatörü hediye edin, ne kadar işe yaradığına o bile şaşıracak.

    SORUN:

    Yatakta kitap okumaya bayılıyorsunuz ancak ışık onu çılgına çeviriyor.

    ÇÖZÜM:

    Uyumadan önce kitap okumayı tercih etmeniz, onun uykuya geçişini güçleştirir. Fakat eğer uykuya dalmadan önce okumak sizin için bir ritüel halini aldıysa gece lambanıza 45 watt’lık bir ampül takın. Uzmanlar düşük voltajdaki ışığın, uykuya geçişte etken olan melanin salgısının üretimine engel olmadığını belirtiyorlar.

  • Horlama ve Uyku Apnesi Sendromu

    Horlama ve Uyku Apnesi Sendromu

    Üst solunum yolunun kısmi tıkanıklıklarına bağlı olarak gelişen horlama sosyal hayatı olumsuz etkileyen bir problem iken solunumun tam olarak durması anlamına gelen apne çok ciddi bir sağlık sorunudur.

    Horlama ve Uyku Apnesi Sendromu Nedir?

    Üst solunum yolunun kısmi tıkanıklıklarına bağlı olarak gelişen sesli uyku; horlama, uyku sırasında solunumun durması ise apne olarak isimlendirilmektedir. Basit horlama sosyal bir problem iken apne mutlaka tedavi edilmesi gereken ciddi bir sağlık sorunudur.

    Solunum havanın ciğerlerimize doğru akışı sırasında solunum yollarının cidarında oluşan çekilme (vakum) etkisi ile dar bölgelerde oluşan türbülansa bağlı olarak mukozal yüzeylerin karşılıklı çarpışması horlama sesini oluşturmaktadır. Hava yolları cidarındaki bu çekilme etkisine bağlı olarak hava pasajının daralması ile hava akışı azalmakta hatta kanalın tamamen çökerek kapanması ile solunum durabilmektedir.

    Uyku sırasında burun ve ağız solunumunun 10 saniyeyi geçecek şekilde tam olarak durması apne, bir saatlik uyku sırasında oluşan apne sayısı Apne İndeksi (AI) olarak isimlendirilmektedir.

    Uykuda akciğerlere giden hava akımının 10 saniyeden uzun süre ile %30-50 oranında azalması ile beraber  solunum  hareketinin azalması ya da kandaki Oksijen doygunluğunun (O2 saturasyonu) azalması hali ise hipopne olarak ifade edilmektedir.

    Uykuda solunum durması hastalığının ciddiyetinin saptanmasında en fazla kullanılan değer olan AHI (Apne hipopne indeksi) değeri bir saatlik uyku sırasında oluşan apne ve hipopne sayılarının toplamını ifade etmektedir.

    Uyku sırasında solunumda oluşan bu değişiklikler ile beraber beyin elektrik aktivitesi, kan oksijen düzeyi, kalp ritmi, kan basıncı, hava yolu basıncı, vücut pozisyonu gibi pek çok parametre polisomnografi testi (uyku analizi) ile takip edilerek problemin ciddiyeti tespit edilmektedir.

    Genel olarak AHI değeri 5 in altında ve kan Oksijen doygunluğu %90 ın üzerinde olan hastalardaki problem basit horlama ya da üst solunum yolu direnç sendromu olarak kabul edilirken AHI değeri 5-30 arasında olanlar hafif, 30-50 arasında olanlar orta, 50 den fazla olanlar ise ağır uyku apnesi olarak kabul edilmektedir.

    Kandaki oksijen doygunluğu göz önüne alındığında uyku sırasında kan oksijen doygunluğunda  %85 in altına değerler saptanan hastalar orta, %60 tan düşük değerler saptanan hastalar ağır uyku apnesi olarak değerlendirilirler.

    Görülme Sıklığı

    Otuz yaş altındaki erkeklerde basit horlama oranı %10 iken 60 yaşın üzerindeki erkeklerde oran %60’a kadar çıkmaktadır.  İdeal kilolarının %15 daha fazlasına sahip olan insanlarda horlama ve apne sıklığının arttığı gösterilmiştir.
    Amerika’da 30-60 yaşları arasında erkeklerin %24’ünde kadınların %9’unda apne indeksi 5 ve üzerinde bulunmuştur.

    Şikayetler ve Bulgular

    Hastalığın şiddetine bağlı olarak değişen gündüz uyku hali vardır. Hastalar gece uyku zamanı ne kadar uzun olursa olsun gün içerisinde de uyku problemi çekerler. Gece uykuları iyi olmadığından sabahları dinlenememiş olarak kalkarlar. Apne indeksi ve/veya AHI çok yüksek olan hastalarda konuşma esnasında ve araba kullanma sırasında dahi uykuya dalma gözlenir. Sabah belirgin olup daha sonra hafifleyen baş ağrısı, gün boyu izlenen unutkanlık, dikkat azlığı, konsantrasyon bozukluğu eşlik eden başlıca bulgulardır.

    Hastaların doktora başvurmasına neden olan en önemli şikayet ise horlamadır. Hastanın yatak partnerinin de görüşmede bulunması doğru bir hikaye alma açısından önem arz eder.

    Uyku kalitesinin bozuk olması hastalarda anksiyete bozukluklarına, bilişsel yeteneklerde azalmaya, saldırganlığa ve depresyona da yol açabilmektedir. Horlama ve uyku apnesi sendromu olan hastalarda cinsel fonksiyon bozukluklarına da sık rastlanır. Cinsel fonksiyon bozukluğunun altında yorgunluk, isteksizlik, psikolojik rahatsızlıklar ve uykusuzluk ile ortaya çıkan hormonal değişiklikler bulunmaktadır.

    Gece sık idrara kalkma uyku apnesi sorunu olan hastalarda sıkça gözlenen bir bulgudur. Özellikle çocuklarda kanda karbondioksit miktarının artmasıyla mesane kasılma bozuklukları, sık idrar kaçırma, erişkinlerde ise sık idrara kalkmaya neden olur.

    Bu hastalarda sıklıkla görülen yağ metabolizması bozulmaları sonucunda hastalar kilo almaya devam ederler. Kilo problemi arttıkça metabolizma değişiklikleri belirginleşerek hastanın kilo vermesini gittikçe güçleştirir. Göğüs ve ense kısmında belirgin olarak ortaya çıkan gece terlemesi bu tip hastalarda görülen diğer bulgudur.

    Yüksek tansiyon, akciğer hipertansiyonu, kalp ritim bozuklukları, kalp damar rahatsızlıkları ve inme gibi problemlere de uyku apnesi sendromlu hastalarda sıkça rastlanmaktadır. Apne indeksi 20’nin üzerinde olan hastaların ölüm riski de normale göre çok yüksektir; dolayısıyla hastaların mutlaka tedavi edilmeleri gerekir.

    Uyku Apnesi Tanısı

    Uyku apnesi sendromu pek çok sistemi ilgilendirebilen bir rahatsızlıktır. Hastalara tanı koymada iyi bir hikaye alınmalı ve genel vücut muayenesi yanında gerekli olan durumlarda bu probleme neden olabilecek şeker hastalığı, tiroid yetmezliği gibi sistemik hastalıkları araştırmaya yönelik tahliller yapılmalıdır.

    Uyku apnesi şüphesi ile başvuran hastada üst solunum yolunun ayrıntılı bir muayenesi gerekir. Muayenenin uyanıkken yapılması nedeniyle muayene ile uyku apnesi sendromu tanısı koymaktan çok apneye neden olabilecek burun içi, yumuşak damak, küçük dil (uvula), bademcikler, dil kökü gibi bölgelerde belirgin ya da şüpheli tıkanma ve çökmelerin ortaya konması amaçlanmaktadır.

    Burundan bükülebilir bir kamera ile girilerek damak arkası ve dil arkası bölgelerin  doğal pozisyonlarında değerlendirilmesi (fiberoptik larengoskopi) muayenenin en önemli aşamalarından birisidir.

    Tanı amacı ile yapılan en önemli test uyku analizidir (polisomnografi). Polisomnografik inceleme yapmaksızın uyku apnesi sendromu tanısını koymak ve problemin derecesini anlamak mümkün değildir.

    Uyku apnesi tanısı konulan hastalarda son zamanlarda giderek daha fazla tercih edilen bir değerlendirme yöntemi ise uyku endoskopisidir. Bu tetkik ile ameliyathane şartlarında gece uykusu anestezik ilaçlarla taklit edilirken burundan endoskop ile girilerek tıkanmanın seviyesi değerlendirilir. Cerrahi tedavi tekniğine karar verebilmek için son derece faydalı olan bu değerlendirme sırasında özellikle dil kökü kaynaklı problemi olan hastalarda ağız içi aparatların solunum yolunu açıcı etkisi de kontrol edilebilmektedir.

    Uyku Apnesi Tedavisi

    Horlama ve uyku apnesi sendromu olan hastalarda tedavi hastalığın şiddeti ve tıkanmanın yerine göre çok farklı alternatifler içermektedir.

    Horlama ve uyku apnesi sendromu hastalarının çoğunluğu normal kilolarının hayli üzerinde olan hastalardır. Kilo vermenin sadece diyetle yapılması mümkün olmayıp günlük aktivitenin de artırılması ve bu yaşam stilinin standart hale getirilmesi gerekmektedir; Hastalara mümkün olduğunca alkol kullanmamaları ve yatıştırıcı etkiye sahip ilaçlardan uzak durmaları tavsiye edilmelidir.

    Sırt üstü yatış pozisyonunda şikayetlerin arttığı genellikle hasta yakınları tarafından da  ifade edilmektedir. Yan pozisyon tavsiye edilen uyku pozisyonudur. Sırtüstü pozisyonunda yatmamak için sırta yastık koymak, pijamaya top dikmek gibi metotlar kullanılabilir.

    Horlama tedavisi için yatmadan önce ağıza sıkılarak kullanılan ilaçlarda amaç boğaz bölgesinin yağlandırılmasıyla sürtünmeyi azaltmak; ve horlama sırasında oluşan gürültünün şiddetini düşürmektedir. Özellikle burun tıkanıklığı şikayeti belirgin olan hastalar uykuda burnu açık tutan bantlar ve benzeri aparatlardan fayda görmektedir. Başı yüksekte tutan ve burun tıkanıklığını azaltıp dil pozisyonuna olumlu katkıda bulunan özel yastıklar da bazı hastalarda horlamanın azaltılmasında etkili olmaktadır. Bu tür uygulamalar basit horlama olgularında rahatlıkla kullanılabilecekken uyku apnesine belirgin etkileri olmamaktadır.
    CPAP (continuous positive air pressure) Cihazı uyku apnesi sendromu hastalarında cerrah tedavinin en önemli alternatifidir. CPAP cihazı ile sağlanan pozitif basınçla nefes alma sırasında hava yolunda çökmeye neden olan negatif  basıncın dengelenmesi ve hava pasajının açık tutulması sağlanır.

    Cerrahiyi kabul etmeyen, cerrahiden yeterince fayda görmemiş veya çeşitli nedenlerle ameliyat yapılamayan hastalarda CPAP kullanılmalıdır. Ayrıca cerrahiye hazırlanan hastalarda da geçiçi olarak CPAP kullanılabilir.

    CPAP’ın kullanımını kısıtlayan en önemli faktör hasta uyumudur. Cihazın her gece düzenli olarak kullanılması burun içinde ödeme, kurumaya ve kanamalara yol açabilir. Burun tıkanıklıkları da bu cihazın kullanılmasını zorlaştırır. Bu nedenle hastalarda CPAP kullanımı öncesinde burun içinde hava pasajını daraltan problemlerin cerrahi olarak düzeltilmesi gerekebilmektedir.

    Son yıllarda çok sayıda ve çeşitte kullanıma giren ağız içi aparatları ile alt çenenin öne gelmesi boğaz ve dil kökünde hacmi artırırken dilin öne gelmesi ile dil kökü ve boğazın yanında damak arkası bölgede de genişleme sağlanmaktadır. Basit horlaması olan uygun hastaların bu tür apareylerden belirgin fayda görmesine karşın uyku apnesi sendromu olan hastalarda sadece ağız içi aparatlar kullanılarak problemin çözülmesi genellikle mümkün olmamaktadır.

    Uyku Apnesinde Cerrahi Tedavi

    Tıkayıcı uyku apnesinde probleme neden olan tıkanma alanı genellikle tek bir bölgeye lokalize olmayıp birkaç anatomik bölge farklı derecelerde olaya katılabilmektedir.
    Uyku apnesi cerrahi tedavisinde genel olarak yumuşak damak ve dil kökü bölgelerindeki tıkanmaların çözülmesi amaçlanmaktadır

    -Yumuşak Damağa Yönelik Ameliyatlar

     Bu bölgede uygulanan cerrahilerde amaç küçük dil ve yumuşak damak arkasındaki hava pasajının hacminin artırılması ve dokulardaki çökme eğiliminin azaltılmasıdır. En sık cerrahi uygulanan bölge olmasına karşın hastaların sadece dörtte birinde problem sadece bu bölge ile sınırlıdır.

    Hastaların yarısına yakın bir oranında damak ile beraber dil kökü ya da burun bölgesinde de sorun vardır. Sonuç olarak hastaların %75’inde az veya çok oranda yumuşak damak ve küçük dil problemi olduğu söylenebilir.

    Yumuşak damağa yönelik yapılacak müdahaleye karar verirken uyku analizinin yanı sıra küçük dil (Uvula), yumuşak damak, boğaz arka yan duvarları (lateral farengeal bantlar) ve bademciklerin muayene ve uyku endoskopisi bulguları dikkatle değerlendirilmelidir.

    Damak radyofrekans uygulamaları; Yumuşak damak dokusu içerisine verilen enerji ile mukoza altındaki dokularda ve damak kaslarında büzülme ve sertleşme ile iyileşen ısı hasarı oluşturulması prensibine dayanır. Sonuç olarak yumuşak damağın hava akımının yarattığı vakum ile titreme ve çökmeye meylinde azalma olur. İşlem ofis şartlarında lokal anestezi altında yapılabilmektedir (şekil 1).

    Yumuşak damaktaki kalınlaşma ve sarkmanın sınırlı miktarda olduğu, genellikle horlama şikayeti olup belirgin apnesi olmayan hastalarda ya da hafif yumuşak damak problemi olup apneye neden olan asıl patolojinin diğer bölgelerde olduğu hastalarda tercih edilmektedir.

    Yumuşak damağa radyofrekans uygulanması
    Yumuşak damağa radyofrekans uygulanması

     

     

     

     

     

     

     

     

     

    Şekil 1. Yumuşak damağa radyofrekans uygulanması

    Yumuşak damağa implant uygulaması (Pillar Implant): Pillar Prosedürü yumuşak damağın horlama sesinde etkili olan titreşimini ve havayolunu tıkamasına sebep olan gevşekliğini azaltmak için damağa üç adet küçük implant yerleştirilmesi işlemidir (Şekil 2). Bu implantlar yerleştirildiğinde, yumuşak damağa yapısal destek sağlarlar. Zamanla, vücudun doğal dokusunun bu implantlarla kaynaşması yumuşak damağın yapısal bütünlüğünü ve sertliğini artırır.

     

    Pillar Prosedürü

    Pillar Prosedürü

     

     

    Şekil 2. Pillar Prosedürü

    Pillar prosedürü horlama ve apneye yönelik diğer ameliyatlarla birlikte de uygulanabilmektedir.

    Küçük dilin kısaltılması (Uvulektomi): Aşırı horlama zamanla uvulanın ödemlenerek uzayıp kalınlaşmasına yol açabilir. Hastaların çok az bir kısmında horlama ve uyku apnesinin sebebi tek başına uzun ve/veya kalın bir uvuladır. Dolayısıyla son derece seçilmiş hastalarda tedavide sadece uvulektomi uygulanır.

    Yumuşak damak ameliyatları (Uvulopalatofaringoplasti – UPPP): Yumuşak damak ameliyatları uyku apnesi sendromlu hastalarda en sık uygulanan cerrahilerdir. Temel olarak küçük dil (uvula), yumuşak damak ve bademciklerin (tonsiller) oluşturduğu hacmin küçültülmesi ve yumuşak damak arkasında kalan hava yolunun genişletilip gerginleştirilmesi amacı ile uygulanır. Bu amaçla ilk tanımlanan teknik klasik uvulupalatoplasti (UPPP) ameliyatı olmakla beraber günümüzde bu tekniğin uygulaması oldukça azalmış olup hastaların anatomik yapılarına ve problemin özelliğine göre birbirinden çok farklı içerikte müdahaleler yapılmaktadır.

    Yumuşak damağa yönelik ameliyatlarının genel olarak basit horlama hastalarının %85’inde, uyku apnesi sendromlu hastaların %25-75’inde başarılı olduğu belirtilmektedir.

    Klasik UPPP Ameliyatında çıkartılan dokular
    Klasik UPPP Ameliyatında çıkartılan dokular

     

     

     

     

     

     

     

     

     

    Şekil 3. Klasik UPPP Ameliyatında çıkartılan dokular

    -Dil Köküne Yönelik Ameliyatlar

    Horlama ve uyku apnesi sendromu olan hastalarda yumuşak damak ile birlikte en sık problem dil arkası bölgede saptanmakta ve birçok hastada her iki bölgeye de cerrahi müdahale yapılması gerekebilmektedir.

    Özellikle kilolu ve vücut kütle indeksi (BMI) yüksek olan hastaların vücut ağırlığının %10’u kadar kilo vermeleri durumunda dil kökü bölgesinden kaynaklanan şikayetlerinde azalma olma ihtimali fazladır. Bu nedenle izole olarak dil kökünde problem saptanan hastalarda vücut kütle indeksinin yüksek bulunması durumunda ameliyat planlanmadan önce mutlaka kilo vermeye yönelik teknikler denenmelidir. Belirgin yumuşak damak patolojisi olan hastalarda orta veya şiddetli apne olması durumunda burun ve damağa yönelik cerrahi öncelikle yapılabilir. Her iki grupta da kilo vermeye yönelik çalışma döneminde gerekirse CPAP kullanılmalıdır.

    Dil kökünün lazerle küçültülmesi: Ağız içinden uygulanan bir lazer yardımıyla dil kökünün orta hattında yumuşak doku çıkartılması işlemidir. Aynı zamanda dil kökü lenf dokusunun (dil bademcikleri), ve bazı gırtlak yapılarının küçültülmesi de uygulanabilir. Bu ameliyatlar sonrasında dokulardaki şişme ya da kanamaya bağlı hava yolunun tıkanması ihtimaline karşı geçici olarak boyundan hava yoluna tüp yerleştirilmesi (Trakeotomi) gerekir.

    Dil kökü radyofrekans uygulamaları: Dil köküne radyofrekans uygulanmasıyla doku içinde gelişen hasarın sert iyileşme dokusu ile iyileşmesi sonucunda dil kökü hacminde azalma beklenir. Lokal anestezi ile ofis şartlarında da uygulanabilen bu yöntemin olumlu sonuçlarının izlenebilmesi için 4-6 seans tekrarlanma gerekliliği en önemli dezavantajıdır. Dil kökünde büyüme saptanan uyku apnesi hastalarında diğer cerrahilerle beraber aynı seansta uygulanabilir. Bu bölgede uygulanan diğer yöntemlere göre komplikasyon ihtimali belirgin olarak azdır.

    Ağız tabanında dili öne çeken kasın ilerletilmesi: Dil kökü bölgesinde hava yolunun genişlemesini sağlayan bir operasyondur. Uyku esnasında kaslarda oluşan gevşeme ve REM uykusundaki tam hareketsizlik dilin geriye düşmesine yol açtığından dili öne çeken kasın gerilmesiyle dilin uyku esnasındaki geriye düşmesinin önüne geçilmiş olunur.

    Dilin bağlı olduğu kemiğin (Hyoid) dikişle asılması: Dil arkasındaki bölgede hava yolunu genişletmek amacı ile yapılan bir ameliyattır. Dilin bağlı olduğu hyoid kemiğin dikişlerle alt çene kemiğine ya da boyundaki tiroid kıkırdağa bağlanması ve bu kemiğe yapışan kasların gerilmesiyle de dil kökü gerisinde kalan hava pasajının çökmesi engellenir.

    Dil köküne askı dikişi uygulanması: Dilin geri düşmesini önlemek amacı ile yapılan bu ameliyat ile dil kökünden geçirilen bir dikiş çene kemiği içine tespit edilerek dilin geri düşmesi engellenir. Bu yaklaşımın en önemli komplikasyonu ameliyat sonrası dokularda şişlik (ödem) gelişmesidir. Erken dönem sonuçları iyi olmakla beraber zamanla dikişin doku içinde kayması ile başarı azalmaktadır.

    – Üst ve alt çene kemiklerinin ilerletilmesi (Maksillomandibuler osteotomi ve ilerletme)

    Yüzün orta bölgesinin, sert damak ve alt çene kemiğinin öne kaydırılmasını içeren ciddi bir operasyondur. Bu ameliyatta arka hava yolu genişletilmiş, dili önde tutan kas gerginleştirilmiş olur. Ayrıca ağız içi hacmi artırılmış olmaktadır.

    -Burun Ameliyatları
    Horlama ve uyku apnesi nedeniyle başvuran çoğu hastada burun içinde eğiklik ya da et büyümesi gibi bir problemler de tespit edilmektedir.
    Damak ve dil kökünde belirgin patoloji saptanmayan hastalarda ve CPAP adaylarında burunda ciddi tıkanıklık olması durumunda öncelikle bu problem çözülmelidir.

    -Boyundan Havayoluna Kanül Yerleştirilmesi (Trakeotomi)

    Hava yolunun doğrudan boyuna açılması işlemidir.

    Ağır uyku apnesi olan kan Oksijen doygunluğu çok düşük, kalp ritm problemleri bulunan, CPAP’i kullanmış fakat yeterince fayda görememiş hastalarda ve cerrahi sonrası dokulardaki şişmeye bağlı üst solunum yolu tıkanması riski olan hastalarda trakeotomi açılmalıdır.

    Doç. Dr. Teoman Dal
    www.teomandal.com

    İlgili konular ;
    – Revizyon Burun Estetik Ameliyatı
    – Ultrasonik Yüz Gençleştirme
    – Burun ve yüz estetiğinde 3D görüntüleme

  • Burun eti büyümesi nasıl tedavi edilir ?

    Burun eti büyümesi nasıl tedavi edilir ?

    Burun eti büyümesi çeşitli sebeplerle ortaya çıkabilmektedir.  Burun deviasyonu, alerjik nezle varlığı, kronik sinüzit, reflü, tiroid hormon bozuklukları, kronik sigara içiciliği, kötü hava koşulları gibi bir çok faktör burun eti büyümesine neden olabilmektedir.

    Burun etlerinin büyümesi burun tıkanıklığı, nefes alamama, başağrısı, horlama, sabah yogun uyanma gibi bir çok şikayete sebep olabilmektedir.

    Burun eti büyümesi sorununun ortadan kaldırılması, hastalarımızı oldukça rahatlatmaktadır ve mevcut şikayetleri ortadan kaldırmaktadır.

    Bu sorunun çözümünde izlenecek ilk yol tabiî ki ilaç tedavisidir. Alerji ilaçları ve burun etini küçülten ilaçlar belli bir süre kullanılabilir.

    İlaç tedavisiyle gerileme olmuyorsa bu durumda burun eti küçültme yöntemleri, farklı tedaviler şeklini almaktadır.

    Bu konuyla ilgili tedavi yöntemleri de son zamanlarda oldukça değişmiş durumdadır. Burun etinin radyofrekansla küçültülmesi bunlardan birisidir. Burun eti büyümelerinin yaklaşık % 80 i radyofrekansla küçültülebilmektedir.

    Lokal anestezi altında yapılabilen basit bir girişim olan radyofrekans yöntemi 5-10 dakika süren kısa bir işlemdir ve işlem sonrası hastalarımız aynı gün bile işlerine devam edebilmektedir.

    Radyofrekans ile küçülmesi mümkün görülmeyen burun eti problemleri varsa, bu sorun endoskopik burun eti küçültme yöntemleriyle ortadan kaldırılabilir.

    Op.Dr.Muhammet DİLBER
    Nose Estetik “Estetik Burun Ameliyatları”
    www.noseestetik.com , www.muhammetdilber.com

    Op.Dr.Muhammet Dilber Facebook 
    Op.Dr.Muhammet Dilber twitter

    İlgili yazıları ;

    – Burun estetiği ile birlikte yapılan operasyonlar 
    – Burun şekli nefes almayı etkiler mi ?
    – Doğal burun estetiği
    – Burun operasyonu öncesi öneriler
    – Burun estetiği operasyonlarında doğru zaman ?

  • Uykusuzluğa karşı seks

    Uykusuzluğa karşı seks

    Uyuma zorluğunun pek çok nedeni olabiliyor: Kimi zaman aşırı stres ve yorgunluk, kimi zaman ise psikolojik ya da duygusal faktörler, uykusuzluk sorununu tetikleyebiliyor. Alman doktor Michael Feld’e göre hemen uyku haplarına sarılmak yerine doğal yöntemlerle de düzenli ve rahat bir uyku düzenine kavuşmak mümkün. 

    “Bu yöntemlerden en kolay ve etkin olanlarının başında seks geliyor” diyen Dr. Feld, düzenli seks hayatının uykusuzluğun panzehiri olabileceğini kaydediyor. Aylık kadın dergilerinden Emotion’a konuşan Dr. Feld, “Seks, uykuya dalmayı kolaylaştırır. Çünkü bu esnada salgılanan mutluluk hormonları insanı sakinleştirip, rahatlatır” diyor.

    ‘Televizyonda yemek programı seyredin’

    Alman uzmanın uykusuzluğa karşı tavsiyeleri bununla sınırlı değil elbette. Dr. Feld, şimdiye kadarki yaygın görüşün aksine televizyon izlemenin de uykuya dalmaya yardımcı olabileceğini belirtiyor. Tabii izlenen program ne kadar sıkıcı ise uykuya dalmak da o derece kolaylaşıyor. Aile hekimi Michael Feld, en sıkıcı programlardan biri olduğunu söylediği yemek tarifi veren programların uykusuzluğa çare olabileceğini kaydediyor. Feld, meditasyon ve ışık tedavisi gibi yöntemlerin de ileri derece uykusuzluk çekenlere yardımcı olabileceğini belirtiyor.

    HORLAMAYA KARŞI ÖNLEMLER

    Horlamak uykuyu bölen önemli unsurlardan biri. İstatistikler, horlama sorununa erkelerde daha sık rastlandığını gösteriyor. 40 yaşının üstündeki her iki erkekten biri horlarken ve bu şikayet, her yedi kadından birinde görülüyor. Ancak Dr. Michael Feld, 65 yaş üstü her iki cinsin de aynı sıklık ve aynı yüksek sesle horladığını kaydediyor. Feld, sırtüstü yatmamak, akşamüzeri yağlı yememek ve alkol almamak gibi tedbirlerin horlamayı engelleyebileceğini söylüyor. Alman uzman, horlamanın erkeklerde iktidarsızlık sorunlarına yol açabileceği uyarısında da bulunuyor.

    Ancak sadece fiziksel faktörler uykusuzluğa yol açmıyor. Doktor Michael Feld “Uykusuzluk sorununun sadece yüzde 50’si fiziksel kaynaklı. Örneğin sırt ağrısı gibi. Diğer yüzde 50’si ise bizim etrafımızdaki sorunları nasıl değerlendirdiğimize bağlı, yani psikolojik kaynaklı” diye konuşuyor. “Kim, sorunları biraz daha hafife alırsa daha kolay uyuyabiliyor” diyen Feld, özellikle kontrol saplantısı olanların uykusuzluktan şikayetçi olduğunu vurguluyor.

    Alman aile hekimi Michael Feld, modern yaşam biçiminin, uykusuzluk şikayetlerini tetiklediğini belirtiyor ve “Bugünkü çalışma hayatımız, 1980’li yıllara oranla çok daha stresli. Cep telefonu ve e-postalar ile hemen her yerde ulaşılabilir olmak, iş ortamından uzaklaşmayı, başka düşüncelerle meşgul olmayı zorlaştırıyor” diye konuşuyor ve ekliyor: İş stresinden uzaklaşmak sadece düzenli bir uyku için değil, mutlu ve sağlıklı bir hayat sürdürebilmek için de çok önemli!

    Deutsche Welle Türkçe

  • Cinsel Yaşamın Katili: Horlama

    Cinsel Yaşamın Katili: Horlama

    Uzmanlar horlama ve uyku apnesi olan kişilerde cinsel fonksiyon bozuklukları olabileceğine dikkat çekiyor…

    Cinsel işlev bozukluklarından depresyona, trafik kazasından iş kazasına, hipertansiyondan çarpıntıya kadar birçok şikayetin temelini uyku bozuklukları oluşturabiliyor. Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahi Uzmanı Op.Dr.Bahadır Baykal konu ile ilgili önemli bilgiler verdi.

    Horlamayı basit bir semptom olarak kabul etmek çok doğru değildir. Hastalarımızın önemli bir kısmında genellikle uykuda solunum durması denilen uyku apnesi ile iç içe geçmiş bir rahatsızlık mevcuttur.

    Uyku apne sendromu ya da hastalığı uyku sırasında tekrar eden nefes durmalarıyla kendini belli eden bir hastalıktır. Gece uykuda nefes durması saatte 5-15 kez oluyorsa hafif, 15’ten fazla görülüyorsa ağır uyku apnesi olarak değerlendirilir. Şiddetli horlama, uyku apne sendromunun en sık görülen belirtilerinden biridir. Bazen komşuların duyabileceği şiddette olabilen horlamanın kısa aralıklarla kesilmesi apnelerin, bir başka deyişle vücudun nefessiz kaldığını gösteriyor.

    Belirtileri neler?

    Uyku apne sendromunda; sabahları yorgun uyanma, ağız kuruluğu, baş ağrısı, gündüz aşırı uyku hali, kilo vermede güçlük çekme, depresyon, unutkanlık, dikkat eksikliği, kolay sinirlenme, iş veriminde azalma ve cinsel isteksizlik ile erektil disfonksiyon gibi sorunlar görülebiliyor. Uzun dönemde ise; yüksek tansiyon, kalp krizi, kalp yetmezliği, kalpte ritim bozuklukları, felç ve ani ölüm riski artıyor.

    Ben kendi hasta grubundaki kilolu hastalarımı, mutlaka belli bir diet programı ile kilo vermeye teşvik ediyorum. Ayrıca uyumadan önce uyku ilacı veya alkol almamalarını istiyorum. Ancak gerçek anlamda tedavi, tıkanıklığa yol açan nedenin ortadan kaldırılmasıyla sağlanıyor.

    Son yıllarda yapılan araştırmalar horlamanın ve beraberinde uyku apnesinin çiftlerin cinsel hayatını, dolayısıyla da aile ilişkilerini olumsuz yönde etkilediğini ortaya çıkarıyor. Gerek ülkemizde gerekse dünyada pek çok çift yataklarını ayırmak zorunda kalıyor.

    İngiltere’de 1000 çift üzerinde yapılan bir araştırmaya göre; horlamanın rahatsızlık yaratması ile beraber, çiftler ilk önce yatakları ayırıyor. Elbette bu durum çiftlerin cinsel hayatlarını olumsuz etkiliyor. Mutsuz ve sağlıksız bir cinsel yaşam süren çiftler en küçük bir sorunda şiddetle tartışıyor ve bu durum boşanmaya kadar devam edebiliyor.

    Bu durum horlayan kişinin de sağlığını olumsuz etkilemektedir. Horlaması ve uyku apnesi nedeniyle sürekli uykusu bölünen ve yeterli dinlenemeyen kişiler, dikkatlerini belirli bir olaya uzun süre yoğunlaştıramıyor.

    Önemli bir noktada uyku apneli horlayan her 3 erkekten 2’sinde erkeklik hormonu etkilenmiştir. Elbette bu kişilerde testosteron dediğimiz erkeklik hormonu belirli oranda azalabileceği için cinsel açından sorunlar yaşanabilmektedir… Ancak hastalar uyku apnesi tedavisi olduktan sonra bu anlamda sorunları çözülüyor . Zaten çalışmalarda uyku apnesinin yarattığı cinsel fonksiyon bozukluklarının tedavi ile büyük ölçüde düzelebildiğini gösteriyor.

    Horlayan uyku apneli hastalarda aynı zamanda depresyon ortaya çıkabilir.Elbette bu durum kendini libido azalması şeklinde gösterebilir.

    Eşi horlayan ve uykuda apnesi (soluk durması) olan kadınlarla yapılan bir çalışmanın sonuçlarına göre; eşlerin % 81′i uykularından hoşnut olmadıklarını, bu nedenle de gündüzleri yorgun ve mutsuz hissettiklerini söylemektedirler. Hasta eşlerinin %70′i yataklarını ayırmayı ve başka bir odada uyumayı tercih ederken, bir kısmı uyumak için alkol aldığını bu durumunda uyku kalitesini daha da olumsuz etkilediğini belirtmişlerdir.

    50 yaşın üzerinde erkeklerin %50’sinde horlama, %10′unda da uyku apnesi vardır. Yani en iyi ihtimalle bile her 2 çiftten birisi uyku sorunu yaşamaktadır.

    Cinsel fonksiyon bozukluğu yaşayan hastaların nedeni araştırılırken mutlaka uyku apnesi ve horlama ile ilgili muayene ve testler yapılmalı ve tedavisi düzenlenmelidir.

    Toplumun yüzde 5’inde görülen Uyku Apnesi uyku sırasında tekrar eden nefes durmalarıyla kendini belli eden bir hastalıktır,bu durum kişinin uyku kalitesini bozduğu için bireyin hem sosyal hem de iş verimini oldukça düşürüyor.

    Uyku apnesi erkeklerde halk arasındaki yaygın deyimiyle ‘sertleşememe’, bilimsel ismiyle ‘erektil disfonksiyon’ bozukluğuna yol açarken, kadınların cinsel yaşamlarını da adeta kabusa çevirebilmektedir. Bu sorundan şikayet eden kadınlar, normal popülasyona göre iki kat daha az orgazm oluyor. Üstelik bu kadınlarda eşlerine karşı cinsel isteksizlikte gelişebiliyor artıyor. Orta veya ağır uyku apnesi hastalığı olan kadınlar, hemen hemen daima uykuya meyilli oldukları ve depresyon yaşadıkları için kendilerini eşlerine tam olarak konsantre edemiyorlar.ayrıca kan akımının azalması da cinsel fonksiyon bozukluğuna yol açabiliyor.

    Elbette cinsel fonksiyon bozukluklarını tek başına uyku apne hastalığına bağlamamak gerekiyor. Ancak bu hastalık tablosu, erkeklerin yanı sıra kadınlarda da cinsel işlev bozukluğuna yol açıyor. Çünkü ağır uyku apnesi, en olmadık yerlerde uykunun gelmesi, yorgunluk ve yaşamdan keyif almamak gibi psikolojik sorunların yanı sıra genital bölgeye giden kan akımının azalmasına yol açıyor. Tüm bu etkenler nedeniyle uyku apne sendromunun dolaylı olarak cinsel hayatı olumsuz yönde etkilediğini söyleyebiliriz.

    Size özel uyku testi

    1. Yeterli süre uyumama rağmen gün içinde yorgun ve uykulu oluyorum.

    2. Haftada 2-3 gece uykuya dalmakta güçlük çekiyorum.

    3. Akşam saatlerinde veya yatağa girdiğimde bacaklarımda isimlendiremediğim bir huzursuzluk hissediyorum.

    4. Uyuyamayacağım fikri akşam saatlerinden itibaren beni endişelendiriyor.

    5. Yatakta sürekli bacaklarımı hareket ettirmek zorunda kalıyorum.

    6. Gece içinde nefes alamama hissi ile uyanıyorum.

    7. Horlamamın yan odalardan duyulacak kadar şiddetli olduğu söyeniyor.

    8. Uykuda nefesimin durduğu söyleniyor.

    9. Gece içinde en az bir kez tuvalete gitmek zorunda kalıyorum.

    10.Geceleri baş, boyun veya göğsümde terleme oluyor.

    11.Sabah yorgun ve başağrısı ile uyanıyorum.

    12. Geceleri bacaklarıma kramp girebiliyor.

    13.Toplantılarda, okurken veya TV seyrederken uyuyakalabiliyorum.

    14. Uykululuk nedeniyle eskisi kadar uzun süre araba kullanamıyorum.

    15.Gün içinde zaman zaman dayanılmaz uykululuk atakları yaşıyorum.

    16.Çok sık rüya görüyorum.

    17. Geceleri uykudan bağırarak ve korku ile uyandığım söyleniyor.