Etiket: hemoroit

  • Bacak Bacak Üstüne Atmak Varis Sebebi

    Bacak Bacak Üstüne Atmak Varis Sebebi

    Bacakların üst üste atılmasının kan dolaşımını engellediği, bunun da varis için risk faktörü oluşturduğu bildirildi.

    Varisin, bacaklardaki kirli kanı temizlemek üzere akciğere taşıyan yüzeysel toplardamardaki yetmezlik olduğunu kaydeden Adana Özel Meridien Hastanesi Radyodiagnostik Uzmanı Dr. Ali Rıza Necefzade, bacaklardaki kirli kanının çeşitli faktörlerin yardımı ile pompalanıp akciğere gönderildiğini anlattı. Dr. Necefzade, bu kanın yer çekimi ile tekrar geri dönmesine bacak toplardamarlarındaki kapakçıkların engel olduğunu dile getirdi.

    Zamanında önlem alınmalı

    Necefzade, söz konusu kapakçıkların da çeşitli kalıtımsal ve diğer faktörler sonucu işlevini yapamaz hale gelmesi halinde; akciğere gönderilen kanın, yer çekimi etkisi ile geri kaçıp, bacak toplardamarında birikerek özellikle kendini hissettiren ‘varis’ adı verilen rahatsızlığı ortaya çıkarttığını belirtti. Zamanında önlemi alınmayan bu şikayetlerin, ilerleyen dönemde iyileşmeyen yaralara, enfeksiyon, kanama ve damar için pıhtılaşma gibi ciddi problemlere yol açabileceği uyarısında bulunan Dr. Necefzade, her 4 kadından birinde de söz konusu şikayetlerin görüldüğünu kaydetti.

    Bacaklarınızı yukarı doğru uzatın

    Necefzade, varis belirtilerini de şu şekilde sıraladı: “Yorgun, şişkin ve ağırlaşan ayaklar, akşama doğru ortaya çıkan bacaklardaki dolgunluk hissi, bacakta yanma hissi, kaşınma, kramp ve gerilme, çeken veya batan baldır ağrıları, bilek veya eklem bölgelerinde şişmeler, kılcal kırmızı veya mavi renkteki varisler.” Bacakların sağlıklı kalması için önemli kurallar olduğunun altını çizen Dr. Necefzade, mümkün olduğu kadar çok hareket edilmesi, özellikle bacak kaslarının tatilde, uzun yolculuklar sırasında arabadan inerek yürüyüş yapılması, mümkünse günde en az 30 dakika bacakları yukarı doğru uzatılarak, bacakların yatakta da yüksek tutulması tavsiyesinde bulundu.

    Sıcaktan uzak durun

    Dr. Necefzade, önerilerini de şöyle sürdürdü: “Sıcaktan sakının, bacaklarınızı serin tutun. Güneşten sıcak kum, sıcak çamur banyosu, sauna gibi şeylerden uzak durun. Yazları soğuk su ile bacak duşu yapın. Bacaklarınızı üst üste atmayın, bu hareket dizlerinizi kilitler ve kan dolaşımını engeller. Yüksek ökçeli ve dar ayakkabıdan kaçının. Beslenmenize dikkat edin.

  • Ameliyatsız Kıl Dönmesi Tedavisi

    Ameliyatsız Kıl Dönmesi Tedavisi

    Konya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Genel Cerrahi Kliniği Şefi Prof. Dr. Osman Doğru, kıl dönmesi hastalığının tedavisi için kendi geliştirmiş olduğu Kristalize Fenol ile tedavi yöntemi hakkında ayrıntılı açıklamalarda bulundu…

    Prof. Dr. Osman Doğru kıl dönmesi hastalığının kronik, günlük aktiviteyi zaman zaman engelleyen bir hastalık olduğunu vücutta en çok bu hastalığa rastlanılan yerin ise kuyruk sokumu bölgesi olduğunu belirtti. Ayrıca bu hastalığa daha nadir olmak üzere göbekte, parmak aralarında, parmak uçlarında, koltuk altında ve hatta iki meme arasında da görülebileceğini ifade etti. Doğru, bu hastalığın vücutta gelişim mekanizması, tedavisi ve korunma yolları hakkında da aşağıdaki bilgileri verdi.

    Kıl dönmesi yanlış biliniyor

    İnsanlarda kıl dönmesi hastalığının gelişebilmesi için kıla ve bu kılın batacağı cilde ihtiyaç vardır. Halk arasındaki yanlış inancın aksine, kıllar cilt altıda ters dönerek büyüyüp orada bu hastalığı oluşturmazlar. Vücuttan dökülen kıllar özellikle kuyruk sokumu bölgesinde toplanır ve buradan orta hatta batarak cilt altında birikmeye başlar. Bazen de ilk deliği kuyruk sokumu bölgesinde bir kıl kökünün gevşeyerek batması oluşturur ve bu oluşan yoldan diğer kıllar girerek hastalığı başlatır. Cilt altına giren kıllarla beraber mikroplar da girer ve gerek kılın kendisi gerekse de mikroplar burada iltihap oluşmasına sebep olur.

    Çok oturanlarda görülüyor

    Çoğu kere hastalar burada iltihap sonucu gelişen apse ile hastalığın farkına varırlar. Hastalığın aktif döneminde hastalar oturmakta güçlük çeker. Şiddetli ağrıya ateşte eklenir ve eğer apse açılmış ise irinli kanlı bir akıntıda başlar. Hastalar ped kullanmak zorunda kalabilirler. Akıntılardan sonra hastalık yatışır gibi görünse de tedavi yapılmadığı sürece bu ataklar belli dönemlerde tekrar eder ve insanları canından bezdirir. Bu hastalık mesleği gereği çok oturan kişilerde görülür.

    Yaygın tedavi şekli ameliyat

    Hastalığın tedavisinde günümüzde en çok uygulanan tedavi şekli ameliyattır. Özellikle doku kaydırma yöntemleri ile yapılan ameliyatlar ile tedavi başarısı daha yüksektir. Ancak en iyi şartlarda bile yapılan ameliyatlarda başarı oranları %85–95 arasındadır. Yani ameliyata rağmen bu hastalık nüksedebilir.

    Ameliyattan sonra gelişen her nüks ondan sonra gelişecek nüks şansını artırır. Yani ameliyattan sonra bu hastalığın tekrar etmesi insanların bu hastalık sebebiyle defalarca ameliyat olmasını gerektirebilir. Çevrenizde bu hastalık sebebiyle 3, 4 hatta 5 defa ameliyat olmuş ama hala tedavi olamamış hastalarla karşılaşabilirsiniz.

    Ameliyatsız tedavide yüzde 95 başarı

    Benim kendi geliştirdiğim ve 15 yıldan beri yaklaşık 300 hastada uyguladığım kristalize fenol tedavisi ise ameliyatsız bir tedavi yöntemidir. Uygulanış biçimi ve tedavi şekli ile dünyada ki ilklerdendir.

    Tedavinin esasını hastalıklı alandaki kılların temizlenmesi ve bu alana kristalize fenolün uygulaması oluşturur. Hastalar hastalıklarının durumuna göre 2 veya 3 haftada bir gelerek bu tedaviyi olurlar. Bu tedavi ayaktan yapılan bir tedavidir ve hastaların iş ve gücüne mani olmaz. Yaklaşık işlem 10–15 dakika sürer ve hastalar bundan sonra günlük işlerine hemen geri dönebilirler.

    Tedavi olurken işine devam et

    Yani tedaviden sonra hastaların yatıp dinlenmesine ihtiyaç yoktur. Ortalama iyileşme süresi 42 gündür. Ancak yukarda da söylediğim gibi hastalar iş ve güçlerine devam ederek ayakta iyileşirler. Bu tedavi için vakit ayırmalarına işlerini bırakmalarına gerek yoktur. Tedavinin başarı oranı % 95’tir ki bu en iyi şartlarda yapılan ameliyatların başarı oranına denktir. Kristalize fenol uygulaması şeklinde yaptığım bu tedavi özellikle birkaç defa ameliyat olmuş ve hala hastalığı devam eden hastalar içinde başarılı bir tedavi metodudur. Defalarca ameliyat olmuş ve iyi olma ümidini kaybetmiş hastalar içinde bir çıkış kapısı, hastalıktan kurtulma şansı olduğunu söyleyebiliriz.

    Kıl temizliği şart

    Bu hastalıktan ve nükslerinden korunmak için kıl temizliği yapmak gerekir. Bunun için hastalar bellerinin ortasından makata kadar olan bölgedeki kılları kıl dökücü merhemler, ağda ya da lazer epilasyon şeklinde temizlemelidirler. Bu hastalığın gelişiminde yukarda da ifade ettiğim gibi kıl en önemli faktördür. Kıl varsa bu hastalık var kıl yoksa bu hastalık yoktur. Bu sebeple kıl temizliği tedavinin olmazsa olmaz, ayrılmaz bir parçasıdır. Hastalar buna oldukça özen göstermelidir. Ayrıca banyo esnasında kuyruk sokumu bölgesinin bir lif kullanarak mekanik olarak da dökülmüş ve burada toplanmış kıllardan temizlenmesi önemlidir.

  • Yaz aylarında varisten koruyan 10 basit öneri

    Yaz aylarında varisten koruyan 10 basit öneri

    Önemli bir damar hastalığı olan varislerden korunmak için; korse giymemeli, dar kemer kullanmamalı, her gün 20 dakika yürümeli, düz ayakkabılardan uzak durmalı ve günde en az iki litre su içmelisiniz

    Mayo giymekten utanmaya, etek giyememeye ve bacakları gizlemeye neden olan varisler aslında kozmetikten çok daha öte bir sorun. Önemli bir damar hastalığı olan varislerden korunmak ise hiç de zor değil.

    SOĞUK SU İYİ GELİR
    1 Soğuk su toplardamarların büzülmesine neden oluyor ve kanın daha çabuk kalbe dönmesini sağlıyor. Böylece toplardamar rahatlıyor. Banyoyu mümkün olduğu kadar sıcak suyla yapmayın.
    2 Bacakları kuma gömmek ve güneş ışınlarına maruz kalmak damarların genişlemesine ve içlerinde kanın birikmesine neden oluyor. Bu nedenle gölgede veya denizde vakit geçirin.

    BABET GİYMEYİN
    3 Su içmek hem kanın akışını hem de vücutta biriken atık maddelerin atılımını kolaylaştırıyor. Bu nedenle günde en az iki litre su için.
    4 Pantolon ve eteklerinizin bel kısmını fazla sıkmayın ve çok dar kemerler kullanmayın.
    5 Ayak bileği ve baldır kaslarının düzenli ve ritmik çalışmasını kısıtlamayacak ayakkabıları tercih edin. Babet giymeyin.

    HER YARIM SAATTE 15 ADIM
    6 Ayakta veya oturarak uzun süre hareketsiz kalmak, varis oluşumunu tetikliyor. Eğer mesleğiniz gereği sabit durmanız gerekiyorsa, bacaklarınızı düzenli olarak hareket ettirerek, kanın bacaklarda göllenmesini engellemeniz şart.

    DAR KIYAFET GİYMEYİN
    7 Dar giysiler bacaklardan kalbe dönmeye çalışan kanın rahat akmasını engelliyor ve bu akış yönünü daraltıyor. Bol kıyafetleri tercih edin.

    AŞIRI BAHARAT YEMEYİN
    8 Yanlış beslenme varis gelişiminde etkili olabiliyor. Bu nedenle beslenmenize dikkat edin ve sık aralıklarla az miktarlarda yemek yiyin. Öğünlerinizde sebze ağırlıklı ve bol lifli yiyeceklere yer verin. Aşırı baharatlı gıdalardan, lifçe fakir yiyeceklerden, kahve, alkol ve sigaradan uzak durun.

    TEMPOLU YÜRÜYÜŞ
    9 Ayak bileği ve baldırdaki ritmik hareketler, kanın dönüşünü kolaylaştırıyor ve bacak pompasını güçlendiriyor. Bu sırada derin nefes alıp vermek de kanın dönüşünü kolaylaştırıyor. Her gün 20 dakika yürüyüş yapın.

    UYURKEN AYAKLAR 10 SANTİM YUKARIDA OLSUN
    10 Geceleri uyurken yer çekiminden faydalanarak ayak ve bacaktaki birikmiş kanı vücuda geri yönlendirilebilirsiniz. Bunun için ayakların kalp seviyesinden birkaç santim yükseklikte olması yeterli. Yatağın ayak ucu kısmının altına 10 santimlik yükselti koyun. Yatakta geçirilen tüm süre boyunca ayak ucundaki bu yükseklik, toplardamar kan akımını yerçekiminin de etkisiyle kalbe yönlendiriyor. Günün üçte birinin uykuda geçtiği düşünüldüğünde; bu yöntemle varislerinize gece boyunca mükemmel bir tedavi uygulamış olursunuz.