Etiket: hcg

  • Tüp bebek tedavisinde hangi ilaçlar kullanılır?

    Tüp bebek tedavisinde hangi ilaçlar kullanılır?

    Yardımcı üreme yöntemi olan tüp bebek tedavisinde kullanılan ilaçların belirlenmesi kadının yaşıyla, yumurtalıklarında olan yumurta rezerviyle ve hormon seviyeleriyle alakalıdır. Kadına yapılan tetkiklerin sonucunda, tedavide kullanılacak ilaçların dozu ve kullanım şekli belirlenmektedir. Bu tedavide uygulanan ilaçlar her hasta için farklı uygulamalar içerir. Bazılarında âdetin ikinci veya üçüncü günü ilaç kullanımına başlanırken, bazılarında âdetin yirmi birinci günü ilaçlara başlanabilir. Tedavide ilaç dozu oldukça önemlidir. Fazla dozda ilaç kullanıldığında, OHSS denilen yumurtalıkların aşırı uyarılma sorunu meydana gelebilir. İlaçların amacı overlerin yeteri kadar büyümesi ve folikül gelişimi sağlanıp, gebe kalma şansının arttırılmasıdır. Tedavi sırasında ilaçlar yumurtaları uyarma ve toplanması aşamasında kullanılmaktadır.

    Yumurta üretimi ve fizyolojiyi bastırmak için kullanılan ilaçlar

    GnRH Analogları (Lucrin ve Decapepty): Bu ilaçlar yumurtaların erken çatlamasını engellemek ve normal fizyolojiyi baskılamak için kullanılır. Beyinde hipotalamustan salınan hormonun sentetik olanıdır. Burundan sprey ya da iğne yapılarak hastaya verilir.

    Uyarıcı iğneler (Menogon, Puregon, Merional, Menopur, Fostimon, Gonal-F): Kadınlar normalde adet döneminde sadece bir yumurta üretir. Tüp bebek tedavisinde başarılı olabilmek için çok sayıda yumurtaya ihtiyaç duyulur. Fizyolojinin baskılanmasından sonra, uyarıcı iğnelerle çok sayıda yumurta elde edilir. Bu ilaçların etkinliği ve güvenilirliği birbirine yakındır. Uyarıcı iğneler cilt altına ya da kas içine uygulanabilir. Fakat çoğunlukla cilt altından yapılması tercih edilmektedir. Kas içine enjeksiyon yapıldığında, kalçanın üst dış tarafına, cilt altı enjeksiyonunda kol, uyluk ön tarafı ve ön karın duvarı tercih edilir.

    Bu ilaçlar buzdolabında +4 derecede saklanmalıdır. Oda sıcaklığında tutulan ilaçlarda uzun süre saklanabilir. İlaçların etkinliğinin azalmaması için yaz döneminde oda sıcaklığında tutulmaması gerekmektedir. İlaç tedavisi için, âdetin 2. ve 4. gününde ultrasonografi ve kan östrojen düzeyi ölçülür. Hastaya uygulanan uyarıcı iğneler her gün aynı saatte yapılır. Hastalar için ilaçlarda günlük doz belirlendiği için, bunlara uyulmalıdır.

    Yumurtalıkları uyarmak için kullanılan ilaçların yan etkileri nelerdir?

    Tedavide yumurtalıkları uyarmakta kullanılan ilaçların ileriye yönelik ciddi yan etkileri yoktur. İlaçlardaki en önemli yan etki, fazla yumurtası olan kadınlarda yumurtalıkların aşırı uyarılması nedeniyle overyan hiperstimulasyon sendromu OHSS gelişebilir. Bu durumda vücutta aşırı su tutulması nedeniyle kilo artışı meydana gelir. OHSS gelişmesi embriyo transferinin ardından ortaya çıkar. Aşağıdaki etkiler görüldüğünde hastanın hemen doktorunu bilgilendirmesi gerekir.

    • Karında aşırı şişkinlik
    • Karında biraz şişlik, ağrı ve gerginlik olması normal kabul edilir. Fakat aşırı derecedeki etkilerde doktor bilgilendirilmelidir.
    • Gün içinde ani olarak ve hızlı şekilde kilo alınması
    • İdrar çıkışında artma ya da azalma olması durumunda
    • İştahsızlık ve şiddetli bulantı halinde
    • Nefes darlığının olması

    Yumurtalarda olgunlaştırma ve çatlatma için kullanılan ilaçlar

    GnRH Antagonistleri (Cetrotide, Orgalutran): Bunlar yumurtaların erken dönemde çatlamasını önlemek amacıyla kullanılır.

    Yumurta çatlatıcı iğne – HCG ( Pregnyl, Ovitrelle): Tedavide yumurtaların gerek duyulan olgunluğa erişmesi, çapının yaklaşık 15 mm den daha fazla olmasını gerektirir. Tedavide tercihen 3 ya da daha fazla yumurta 17 mm üzerine çıkıp olgunlaştığı zaman ya da E2 düzeyinin 500 pg/ml üzerine çıkması durumunda HCG uygulanmaktadır. Çatlatıcı iğnelerin amacı yumurtaların çatlamasını sağlamak değildir. Bu iğneler sadece yumurta hücrelerinin son olgunluğuna erişmesini sağlamak için uygulanır. Yumurtalar çatlamadan önce toplanmalıdır. HCG uygulamasından 36 saat sonra yumurtalar toplanır. Bu süreye dikkat edilmelidir.

    Pregnyl: Bu ilaç 5000 ünite toz ve çözücü sudan oluşmaktadır. Kutu içerisinde 1 tane toz ve 1 tane su bulunmaktadır. İlacın kullanımı genellikle 2 doz toz ve 1 doz su olarak kalçadan ve kas içinden uygulanır. Ovitrelle 250 mgr içeriğinde 1 doz toz ve 1 doz su karıştırılıp cilt altından uygulanır. Bu ilaçlar oda sıcaklığında belli bir süre saklanabilir. Ancak etkinliğini tam olarak koruyabilmeleri için yaz döneminde buzdolabında +4 derecede korunmalıdır.

    Yumurtalıkların hassaslaştırılmasında kullanılan ilaçlar

    Femara: Bu ilaçlar genellikle çok zayıf yumurtalık olgusu beklenen hastalarda kullanılır. Yumurtalıkların daha hassas bir duruma getirilmesi için, bu ilaçlar tercih edilmektedir.

    Rahim duvarının hazırlanmasında kullanılan ilaçlar

    Progesteron (Crinone, Proluton): Progesteron hormonu yumurtalıklardan salınarak, rahim duvarını embriyoların tutunmasına hazır eder. Tüp bebek tedavisinde mutlaka dışarıdan progesteron hormonu takviye edilmelidir. Bu hormon yumurta toplama işleminden sonraki gün başlanır. Gebeliğin elde edilmesiyle birlikte gebeliğin onuncu haftasına kadar hormon takviyesi yapılır.

     Sorularınız için Tüp Bebek Tedavisi Prof. Dr. Bülent Tıraş

    Kaynak : http://www.tupbebekklinigi.com

  • Doğmamış Bebeğin Sağlık Testi

    Doğmamış Bebeğin Sağlık Testi

    Doğmamış Bebeğin Sağlık Testi

    Sağlıklı çocuk sahibi olabilmek için gebelik sürecinin en erken döneminde yapılacak Prenatal Tarama Testleri bebeğin gelişimi hakkında bilgi verir. Unutmamak gerekir ki her hamile kadın kromozomal bozukluğu olan bir bebek sahibi olma riski ile karşı karşıyadır. Bahçeci Sağlık Grubu Fulya Tüp Bebek Merkezi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op.Dr. Burçak Erzik konuyla ilgili bilgi verdi…

    Anne karnındaki bebeğin sağlık durumundaki riskleri tespit etmek üzere uygulanan bazı testler vardır. Bunlar tanı değil riski belirleyen testlerdir. Konuyla ilgili Bahçeci Sağlık Grubu Fulya Tüp Bebek Merkezi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op.Dr. Burçak Erzik şu bilgileri verdi…

    1.Trimester Tarama Testi / İkili Test     

    Nt Ölçümü (Ense kalınlığı ölçümü)

    1. TMTT gebeliğin 11-14. haftaları arasında yapılan bebeğinizin sağlık durumu hakkında bilgi veren prenatal bir testtir.

    1. TMTT iki basamaktan oluşur;

    * kanda gebeliğe özgü 2 maddenin değerlerinin ölçülmesi (PAPP-A, free BhCG)

    * ultrasonografi ile ölçülen nukal translüsensi (bebek baş ve vücuduyla tam yan pozisyondayken ense arkasındaki serbest dokunun kalınlığı)

    Yaş, kan testleri ve ultrason bulguları bir araya getirilerek fetusta Down Sendromu (trizomi 21) veya Edward Sendromu (trizomi 18) olma olasılığı hesaplanır. Risk belirleyen bir tarama testidir, tanı testi değildir. Ense kalınlığındaki artış aynı zamanda yapısal kalp ve iskelet sistem bozukluklarına da işaret edebilir.

    Test sonucunda risk seviye düşük ise 1. TMTT %85 doğrulukla sağlıklı bir gebeliği işaret eder. Risk seviyesi yüksek ise tanı testleri olan koriyonik villüs örneklemesi veya amniyosentez uygulamasını düşünebilir.

    1. TM taraması rutin prenatal takibin önemli bir testidir. Yapılması herhangi bir risk içermez. Test öncesi anne adayının aç olmasına gerek yoktur. Ultrason muayenesi ve kan testi aynı gün içinde yapılır.

    1. TM Tarama Testi sonucu bebeğin Down Sendromu ve Edward Sendromu için taşıdığı riski belirler, örneğin 1/1000 gibi. Genel olarak risk 1/300 ve üzerinde ise test pozitif olarak kabul edilir ve tanı testi uygulaması gerekebilir.

    Test sonuçları değerlendirirken unutmamak gerekir ki, 1. TMTT bebeğin down sendromu veya edwards sendromu taşıma riskini belirler. Düşük risk bebekte bu sendromların olmadığını garantileyemeyeceği gibi yüksek riskte bebekte kesinlikle sendrom olduğunu göstermez.

    Amniyosentez gibi girişimsel tanı testlerinin uygulanmasını gerektirir. Girişimsel tanı testleri Down sendromu veya Edwards Sendromunun saptanmasının tek kesin yöntemidir.

     

    2. Trimester Tarama Testi    Üçlü Test / Dörtlü Test

    2. TMTT gebeliğin 16-20. haftaları arasında yapılan bebeğinizin sağlık durumu hakkında bilgi veren doğum öncesi bir testtir.

    2. TMTT gebenin kanında bulunan biyokimyasal ölçümlere dayanır;

    * Alfa-fetoprotein (AFP)  bebeğin karaciğeri tarafından üretilen bir proteindir.

    * Human Koriyonik Gonadotropin (HCG) plasenta tarafından üretilen bir hormondur.

    * Estriol (E3) plasenta ve bebeğin karaciğeri tarafından üretilen bir hormondur.

    * Inhibin A plasenta tarafından üretilen bir hormondur.

    Üçlü test AFP, HCG ve E3, dörtlü test ise bunlara inhibin A değerlendirmesinin eklenmesi ile yapılır.

    2. TM taraması doğum öncesi takibin önemli bir testidir. Ancak 1. TMTTnin daha yüksek oranda güvenilir olması ve daha erken haftada uygulanması nedeniyle günümüzde kullanılma oranı azalmıştır. Yapılması herhangi bir risk içermez. Test öncesi anne adayının aç olmasına gerek yoktur. Ultrason muayenesi ile fetusun gelişimsel haftası saptanır ve kan testi ile risk belirlenir.

    Test sonucunda risk seviyesi düşük ise 2. TMTT %75 doğrulukla sağlıklı bir gebeliği işaret eder. Risk seviyesi yüksek ise tanı testi olan amniyosentez uygulamasını düşünülebilir.

    2. TMTT bebekte hangi yapısal ve kromozomal bozuklukları taşıma riskini belirler?

    • Spina Bifida – bebeğin gelişmekte olan spinal kordunun (omuriliğinin) çevreleyen kemik (omurga) ve cilt dokusu tarafından tam olarak kapatılmaması sonucu oluşan ciddi bir doğum kusurudur.
    • Anensefali – beyin dokusunun yetersiz geliştiği ve kafatası bütünlüğünün korunmadığı durumdur, yaşamla bağdaşmaz.
    • Down Sendromu (trisomy 21) – zeka geriliği ve diğer tıbbi problemlerin eşlik ettiği genetik bir anomalidir.
    • Edwards Sendromu (trisomy 18) – ciddi zeka geriliğine yol açan genetik bir anomalidir, genellikle en fazla 1 yaşına kadar yaşayabilirler.

    2. TMTT sonucu, bebeğin Down Sendromu, Edwards Sendromu ve Nöral Tüp Defekti için taşıdığı riski belirler. Örneğin 1/1000 gibi. Genel olarak risk 1/250 – 1/300 ve üzerinde ise test pozitif olarak kabul edilir ve girişimsel tanı testi olan amniyosentez uygulaması düşünülebilir.

    Test sonuçları değerlendirilirken unutmamalıdır ki, 2. TMTT bebeğin gelişimsel veya kromozomal bozuklukları taşıma riskini belirler. Düşük risk bebekte bu sendromların olmadığını garantileyemeyeceği gibi yüksek riskte bebekte kesinlikle sendrom olduğunu göstermez. Girişimsel tanı testleri Down Sendromu veya Edwards Sendromu’nun saptanmasının tek kesin yöntemidir.

  • Hamileler bu testleri mutlaka yaptırmalı!

    Hamileler bu testleri mutlaka yaptırmalı!

    Bir asır önce temelleri oluşturulan gebelik takibi, hem annenin hem de bebeğin sağlığı için yaşamsal öneme sahip…

    Gebelik takibi önceleri 16. haftada başlatılıyor ve ayda bir kez yapılan rutin takipler, 30. haftadan sonra genellikle 2 haftada bir, 36. haftadan sonra ise haftada 1 olarak doğuma kadar sürdürülüyordu. Bunun nedeni ise gebelik zehirlenmesi (preeklamsi) ve ani başlayan kanamalar gibi çeşitli komplikasyonların hamileliğin ikinci yarısından sonra görülmesiydi. Oysa son yıllarda tıp teknolojisindeki gelişmeler ve bilgi birikimi sayesinde anne ile bebeğin yaşamını tehdit edebilen pek çok komplikasyon 3 basit yöntemle hamileliğin henüz ilk haftalarında belirlenebiliyor; anne adayının öyküsünün alınması, kan tahlili ve ultrason muayenesi.

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Lütfü Önderoğlu, bu 3 yöntemle anne ve bebekte hangi sağlık sorunlarının tespit edilebildiğini anlattı. Prof. Önderoğlu, 11.14. haftalar arasında yapılan tek bir muayene ile anne ile bebeği düşük veya yüksek riskli grup olarak ayrılabildiğini belirterek şunları söyledi:

    “Özellikle ilk üç ay sonunda kontrollerin yapılıp, bundan sonraki bakım programlarının kişiye ve ihtiyaca özgü yeniden planlanması hem anne hem de bebek için yaşam kurtarıcı oluyor. Çünkü bu sayede sağlık hizmeti çok daha verimli ve etkili verilebiliyor. Riskli gruplar erken dönemde belirlendiğinde anne veya bebekte oluşabilecek gebelik kayıpları, erken doğum, doğum öncesi kanamalar, büyüme geriliği, preeklamsi ve Down Sendromu gibi ciddi komplikasyonlar tespit edilerek, önlenebiliyor ya da sorun hafifletilebiliyor. Dolayısıyla her anne adayının 11-14. haftalar arasında, en ideali ise 12. haftada kontrole gelmesi çok önemli.”

    MUAYENENİN 3 SİLAHŞÖRÜ: ÖYKÜ, TAHLİL, ULTRASON
    1- Annenin öyküsü: Muayenenin ilk adımında anne adayına daha önceki hamilelikte erken veya ölü doğum, gebelik tansiyonu, gebelik zehirlenmesi, bebeğin anne karnında iyi büyümemiş olması gibi sorunların olup olmadığı soruluyor, yapmış olduğu doğum varsa bunun tam bir hikayesi alınıyor. Anne öyküsünün alınması yüksek risk taşıyan ve doğumu 34 haftadan önce yapılma tehlikesi olan anne adaylarını seçebilme ve önlem alma şansını sunuyor.
    2- Kan tetkikleri: Anne adayının kan grubu, RH faktörü ve tam kan sayımı, geçirmiş olduğu enfeksiyonların araştırılmasının yanı sıra bu döneme ilişkin bazı özel hormon ve plasental proteinlerin bakılarak, anne yaşı ile gebelik haftasının birleştirildiği birinci ilk üç ay testi yapılabiliyor. Elde edilen test sonucu olasılık hesabı ile anne adayının kromozom anomalili bebek doğurma, preeklampsi ve buna bağlı büyüme geriliği riskleri sayısal olarak tespit ediyor. Çok yüksek risk taşıyanlar ile düşük risk taşıyan gebelerin ayrımına da böylece olanak tanınıyor. İlk trimester kan testinden en iyi sonucun alınabilmesi için bu test, ultrasonografi ile bakılan bebeğe ilişkin bazı özel ölçümlerle birleştiriliyor.
    3- Ultrasonografi: 11-14 hafta arasında yapılacak ultrasonografi ile gebeliğe ilişkin pek çok bilgi alınabiliyor. Bu dönemde özellikle ense saydamlığı ölçümü birinci trimester tarama testi olarak biyokimyasal değerler ile kombine edildiğinde ve gerekirse kalbe uygulanan duktus venozus doppleri, kalp kapağı doppler ölçümlerinin yanı sıra burun kemiği değerlendirilmesi ile bebekte down sendromu gibi önemli kromozom anomalilerinin tahmin edilme şansı yüzde 90’lara ulaşıyor. Aynı zamanda çok erkenden bebekte majör yapısal anomalilerden anensefali, karın ön duvar anomalileri, mesane ve ağır nörolojik sistem anomalileri de görülebiliyor.

    HANGİ RİSKLER TESPİT EDİLİYOR?
    Prof. Dr. Lütfü Önderoğlu, hamileliğin ilk 3 ayında yapılan kontrollerde tespit edilip, alınan tedbirler ve tedavilerle ortadan kaldırılabilen veya zararları büyük oranda hafifletilebilen riskleri şöyle sıraladı:
    ANNE ADAYINDA…
    Gebelik hipertansiyonu: Anne adayının tansiyonunun 140/90 mmHg ve üzerinde seyretmesi, beraberinde böbrekten idrara protein kaçağı olmasına preeklampsi, bir başka deyişle gebelik zehirlenmesi adı veriliyor. Yüzde 6-8 sıklıkla rastlanan hamilelik zehirlenmesi annede beyin kanamasından akciğer ödemine, görme kaybı, böbrek ve kalp yetmezliğinden ölüme kadar çok ciddi tablolara yol açabiliyor. Anne karnında bebekte büyüme ve gelişme geriliği olabiliyor, plasentanın erken ayrılma riski de artıyor.
    Erken doğum: Özellikle 34 haftanın altında gerçekleşen doğumlar sonucunda bebek ölümleri ve nörolojik kalıcı hasarlarla karşılaşılması bugün için en başta gelen sorun olarak görülüyor. Önceki gebeliklerde erken doğum, erken su kesesi açılması gibi öykü alınması ve mevcut gebelikte rahim ağzı ile kanalın sonografik takibi bu yönde yüksek risk taşıyan gebeliklerin saptanmasına yardımcı oluyor.

    BEBEKTE…

    Down Sendromu: 11- 12 haftada anne yaşı, kan tetkikleri ve ultrasonografi takibinden alınan sonuçlar birleştirilerek bebekte kromozom anomali riski tespit edilebiliyor. Eğer bebek yüksek risk grubundaysa, örneğin down sendromu riski yüzde 1 civarında ise koriyon villüs biyopsisi önerisi yapılarak erkenden kromozom analizine olanak sağlanabiliyor. Yapılan bu birinci trimester taraması ile kromozom anomalileri yüzde 90 oranında tahmin edilebiliyor. Fetal anomaliler: 11-14 hafta sonografisi ile majör anomalilerin önemli bir bölümü tanınabiliyor. Örneğin bebeğin kafatası ve beyin dokusundaki gelişme sorunu, karın ön duvarındaki açıklık, dışarıya doğru fıtıklaşan bağırsak veya karaciğer, idrar kesesinde tıkanıklık veya dev bir idrar kesesi tespit edilebiliyor. Ayrıca gebeliğin ilerleyen dönemlerinde kendini gösterebilecek kalp anomalileri ile iskelet sistemine ait anomaliler hakkında ön fikir elde edilebiliyor ve bu gebeler yakın takibe alınabiliyor.

    Büyüme ve gelişme geriliği: Yetersiz gelişme ve büyüme nedeniyle anne karnında ölüm olabileceği gibi doğum sonrası kalıcı özürler de gelişebiliyor. Bu bebeklerin önceden tespiti, daha farklı bir takip önerilmesi ve gerekirse erkene alınabilecek doğum kararları ile anne ile bebeğin yaşamları kurtulabiliyor.

    Gebelik – Hamilelik hakkında bilgi için tıklayın…

  • Evde cinsiyet belirleme testi : OnHafta

    Evde cinsiyet belirleme testi : OnHafta

    Testi Nasıl Uygularım ?

    Testimizi yapmak son derece kolaydır. (Hamile olduğunuzdan emin olunuz.) Sadece Testimizin kutusunda gelen talimatları eksiksiz uygulamanız yeterlidir. Sabah ilk idrarınızı toplayın ve belirtilen miktarı test şişesinin içine şırınga ile yavaşça ekleyin. Şişenin ağzını kapayın ve sadece yatay dairesel hareketlerle çevirin ve düz bir yere koyun. 10 dakika sonra testinizin sonucunu göreceksiniz.  Test şişesinin içindeki sıvının rengini, şişenin üzerindeki renklerle eşleştirip bebeğinizin cinsiyetini öğreneceksiniz. Detaylı kullanım kılavuzu kutu içeriğinde TÜrkçe Ve İngilizce olarak mevcuttur. Sarı ya da Turuncu = KIZ Yeşil ya da dumanlı puslu yeşil = ERKEK,

    Daha da detaylı bilgi almak için Onhafta Intelligender

    Enerken ne zaman uygulayabilirim ?

    Hamile olduğunuzdan emin olduktan sonra, hamileliğinizin 10′cu haftasından 34′üncü haftasına kadar testimiz uygulanabilir. Sonuçları almak sadece 10 dakikanızı alacaktır. Testimiz son derece kolay, evinizin güvenli ortamında ve çabuk olduğundan sevinçli haberi sevdiklerinizle hemen paylaşabilirsiniz!

    Testin doğruluk oranı nedir ?

    Laboratuvar ortamında yapılan testlerde, IntelliGender® USA Cinsiyet belirtme Testinin 90% üzerinde doğru sonuçlar verdiği görülmüştür. IntelliGender® USA devamlı olarak bağımsız test ve araştırmalar yaptırmakta olup gerçek hayat deneyimlerini de kontrol etmektedir. Bu sonuçlar incelendiğinde kullanıcılarımızın 82% üzerinde doğru sonuç aldıkları görülmektedir. Testimiz devamlı olarak iyileştirme amaçlı takip edilmektedir.

    Sonucu neler etkiler ?

    Testimizin sonuçlarını, hamile kadının sabahki ilk idrarının kullanılması (gece çıkarılan son idrardan en az 2.5 saat geçmiş olmalıdır), test şişesine 10 dakikalık bekleme süresince hiç karışmamak doğru yönde etkilerken testten 3 saat üncesine kadar fazla miktarda sıvı içmek, test şişesini çalkalamak, testten 48 saat öncesine kadar korunmasız cinsel ilişkide bulunmak ters yönde etkileyecektir. Polikistik Over Sendromu (PCO) olan hamile kadınlarda testimizin yanlış ERKEK sonucu vermesi kuvvetle muhtemel olup bu kadınların test olmalarını tavsiye etmiyoruz. Progesteron alan hamile kadınların testimizi bu ilacı kullanmayı bıraktıktan en az 10 gün sonra almaları gereklidir.

    İkiz yada üçüz durumlarında ne oluyor ?

    Test sonuçları, Aynı Yumurta İkizleri’nde tek bebek gibi sonuç verir (ikisi de kız veya erkek). Fakat eğer farklı yumurtadan bebeklere hamile iseniz, tipik sonuç olasılıkla şöyle olacaktır; test sonucunuz kız ise muhtemelen tüm bebekler kızdır, erkek ise en az 1 tanesinin erkek olması muhtemeldir. Bazı test sonuçları göstermiştir ki, eğer test sonucunuz beş (5) dakikadan önce erkek rengine dönmüş ise tüm bebeklerin erkek olması kuvvetle muhtemeldir. UNUTMAYINIZ Kİ PİYASADAKİ HİÇBİR CİNSİYET ÖĞRENME TESTİ KESİN SONUÇ VERMEZ VE BEBEĞİNİZ (VEYA BEBEKLERİNİZ) DOĞANA KADAR %100 EMİN OLAMAZSINIZ.

    Polikistik Over Sendromu(PCOS) veya polegesteron alıyor olmak teste etki eder mi ?

    Progesteron alırken ve Progesteron tedavinizin bitmesinden en az 10 gün sonraya kadar testimizi yapmanızı tavsiye etmiyoruz.. Polikistik Over Sendromu (PCO) olan hamile kadınlarda ise testimizin yanlış ERKEK sonucu vermesi muhtemel olup yine testimizi yapmanızı yapmanızı tavsiye etmiyoruz.. Bu durumlarda testimiz doğru sonuç vermeyebileceğinden IntelliGender test sonuçlarının doğruluğunu gösteremez.

    Cinsel ilişki test sonuçlarını etkiler mi ?

    Ön veriler göstermiştir ki, yakın zamanda girilen cinsel ilişkiden dolayı testimiz yanlış ERKEK sonucu verebilmektedir. Bu sebepten dolayı eğer TESTTEN ÖNCEKİ 48 SAAT İÇİNDE CİNSEL İLİŞKİYE GİRİLMİŞSE TESTİMİZ YAPILMAMALI VE BU SÜRENİN DOLMASI BEKLENMELİDİR.

    Sabah ilk idrar ile kastedilen nedir ?

    Gece birkaç kez idrar yapmış isem ne yapmalıyım?Gece fazla miktarda sıvı içmediyseniz ve yeterli vakit geçti ise (sabah ilk idrarınızdan önce en az 150 dakika (2½ saat) idrar çıkarmamış ve sıvı içmemiş olmanız gereklidir) testimiz iyi sonuç verecektir. BU KONUYA HASSASİYET GÖSTERMENİZ GEREKLİDİR.

    Bu test ile hamile olup olmadığımı öğrenebilirmiyim ?

    KESİNLİKLE HAYIR. Testimiz, doğum öncesi Ultrasonografik Görüntüleme gününe kadar merakınızı gidermenize ve merak yerine eğlenceli günler geçirebilmenize yardımcı olşabilmek amacı ile geliştirilmiştir. IntelliGender test sonucuna göre, maddi, manevi, duygusal veya aile planlaması YAPILMAMASI GEREKTİĞİNİ TEKRAR ÖNEMLE HATIRLATIRIZ. Sözkonusu planlama çocuk odasının rengini belirlemek kadar küçük bir konu dahi olsa! Mümkün olduğu kadar erken, bir Doğum Uzmanı Doktor kontrolünde olmak Anne ve Bebeğin sağlığı için çok önem taşımaktadır. Hamille kadınlar, uzman doktorlarının tavsiyelerine göre hamileliklerini yönlendirmelidir.

    Ultrason testi yerine bu testi kullanabilir miyim ?

    KESİNLİKLE HAYIR. Testimiz, doğum öncesi Ultrasonografik Görüntüleme gününe kadar merakınızı gidermenize ve merak yerine eğlenceli günler geçirebilmenize yardımcı olşabilmek amacı ile geliştirilmiştir. IntelliGender test sonucuna göre, maddi, manevi, duygusal veya aile planlaması YAPILMAMASI GEREKTİĞİNİ TEKRAR ÖNEMLE HATIRLATIRIZ. Sözkonusu planlama çocuk odasının rengini belirlemek kadar küçük bir konu dahi olsa! Mümkün olduğu kadar erken, bir Doğum Uzmanı Doktor kontrolünde olmak Anne ve Bebeğin sağlığı için çok önem taşımaktadır. Hamille kadınlar, uzman doktorlarının tavsiyelerine göre hamileliklerini yönlendirmelidir.

    Ultrason testi bebeğin cinsiyetini en erken ne zaman tespit edebilir ?

    Hamile kadınlara, 20. haftadan sonra hamilelikleri ile ilgili belirlemeler (tarihler, tek veya çoklu hamilelik, plasenta konumu veya komplikasyonlar gibi) yapılabilmesi amacı ile Ultrasonografik Görüntüleme yapılabilir. Genellikle bu görüntülemede bebeğin cinsiyetini öğrenmek mümkün olabilir. Hamileliğin hangi safhada olduğu, görüntülemeyi yapan doktor veya teknisyenin becerisi, fetüs’ün konumu gibi çeşitli faktörler sonucu etkileyebileceğinden, %100 EMİN OLMAK İÇİN DOĞUMU BEKLEMEK GEREKLİDİR.

    Ultrason testi doğum öncesi mutlaka yapılması gereken birşey midir ?

    Genellikle Ultrason tıbbi endişe var ise mutlaka gereklidir. Ultrason, bakım sağlayıcınızın veya doktorunuzun kullandığı, bebeğinizin genel sağlık durumunu ve olası sorunları teşhis edilmesine ve değerlendirilmesine olanak tanıyan bir araçtır. Sorunsuz hamileliklerde Ultrason gerekli değildir.

    Doktorlar bu testi öneriyormu ?

    Hamileliklerde, doktorun rolü anne ve bebeğin sağlığına odaklanmaktır. Doğmamış bebeğinizin cinsiyetini öğrenmenin bilinen en kesin yöntemi Aminosentez veya Koriyonik Villus Örnekleme gibi tıbbi ve kadın vücuduna müdahele gerektirebilen testlerdir. Doktorlar genellikle bu gibi testleri sadece bebeğin cinsiyetini öğrenmek için yapmayı tercih etmezler. Ultrasonografik Görüntüleme (Ultrason) bebeğinizin cinsiyetini öğrenmek için kullanılabilir fakat bu da kesin olmayabilir. Ultrason sonuçlarını etkileyen etkenler arasında hamileliğinizin devresi, Ultrasonu yapan teknisyenin tecrübesi ve fetüs’ün anne karnındaki konumu sonuçları etkileyebilen unsurlar arasındadır. %100 emin olabilmek için doğumu beklemek gereklidir!

    Gereğinden fazla idrar koyarsam ne olur?

    Bu fazlalık eğer çok küçükse, sonucu etkilemez.

  • Hcg hormonu ve kanda gebelik (hamilelik) testi

    Hcg hormonu ve kanda gebelik (hamilelik) testi

    KANDA GEBELİK (HAMİLELİK) TESTİ VE B-HCG HORMON DEĞERİ ÖLÇÜMÜ

    HCG = Human Koryonik Gonadotropin Hormon =Human chorionic gonadotropin

    HCG hormonu nedir?
    HCG hormonu kadınlarda özellikle gebelik döneminde artan bir hormondur ancak gebelik dışında bazı tümör v.b durumlarda da yükselebilmektedir. HCG normal gebeliklerin yanı sıra, dış gebelik (ektopik gebelik), boş gebelik (enambriyonik gebelik), mol gebelik (üzüm gebeliği) gibi durumlarda da yükselir.
    HCG glikoprotein yapısında bir hormondur ve gebelikte sinsityotroblast (syncytiotrophoblast) denilen hücreler tarafından sentezlenir ve salgılanır. HCG hormonunun alfa (α) ve beta (β) olmak üzere iki adet alt ünitesi (subunit) vardır, gebelik testlerinde kanda ölçümü yapılan bu beta ünitesidir, bu nedenle kanda gebelik testlerine BETA-HCG TESTİ denir. Hormon olarak spesifik aktiviteyi sağlayan beta ünitesidir.

    HCG hormon değeri ne zaman artar?
    Hamile olmayan bir bayanda HCG hormon değeri sıfır veya sıfıra çok yakın değerler olarak ölçülür. Hamileliğin ilk haftasından itibaren HCG hormon değeri artmaya başlar. HCG hormonu insan embriyosu 8 hücreli olduğunda embriyodaki hücreler tarafından üretilmeye başlar ancak henüz embriyo rahim duvarına yerleşmediği için hormon anne kanında tespit edilemez. Annne kanında tespit edilmesi yaklaşık olarak LH pikinden (yumurtlamadan) 10 gün sonra mümkün olur. Yani anne kanında β-HCG hormonunun tespit edilmesi yaklaşık adet gecikmesi yaşanan günlerde veya bir kaç gün önce mümkün olabilir. B-HCG değeri yaklaşık olarak 36 saatte bir ikiye katlanacak şekilde artar, ancak her hamilelikte bu şekilde net ve doğrusal artış izlenmesi kesin kural değildir. Gebeliğin rahime yerleşmesinden sonra HCG hormonu anne kanında giderek artmaya devam eder ve 10. gebelik haftasında en yüksek değere yani yaklaşık 100.000 mIU/ml değerine ulaşır. Bu haftadan sonra gebeliğin orta dönemine kadar 20.000 mIU/ml değerlerine kadar düşer ve doğuma kadar bu değerlerde sabit kalır.

    B-HCG değerinin düşmesi:
    Doğumdan sonra bebeğin ve plasentanın (bebeğin eşinin) ayrılması neticesinde anne kanında β-HCG hormonu giderrek azalır. Aynı durum düşüklerden sonra da gözlenir. Anne kanında hcg hormonunun tamamen sıfırlanması farklılıklar göstermekle beraber ortalama 20-40 gün arasında gerçekleşir. Gebeliğin ilk haftalarında B-HCG değerinin giderek düşmesi o gebeliğin sağlıksız bir gebelik olduğu, dış gebelik olabileceği veya düşükle sonuçlandığı konusunda şüphe yaratır.

    BETA-HCG değerine göre gebeliğin tespiti:
    Gebelik testinde sıfırdan büyük değerler (0.001 gibi çğk küçük değerler hariç) hamilelik olduğuna dair şüphe yaratır, bu nedenle testin birkaç gün ara ile tekrarlanması gerekir. Kanda gebelik testinde belirlenen B-HCG değeri yaklaşık 1000 mIU/ml’den küçük olduğunda transvajinal ultrasonla gebelik izlenemez çünkü bu aşamada gebelik kesesi görülemeyecek kadar küçüktür. 1000’in üzerindeki değerlere çıktığında transvajinal ultrasonla gebelik kesesi izlenebilir, abdominal (karından) yapılan ultrasonla izlenebilmesi için gebelik kesesinin biraz daha büyümesi, B-HCG değerinin 1500-2000’e çıkması gerekir. B-HCG değeri 7000 civarına geldiğinde kese içerisindeki yolk-sak denilen yuvarlak yapı izlenebilir, B-HCH değeri 10.000 civarına geldiğinde ise bebeğin kalp atımları ultrasonda izlenebilir.

    Kanda gebelik (hamilelik) testi ne zaman belli olur? Ne zaman yapılmalı?
    Kanda gebelik testinde Beta-HCG hormonunda yükselme tespit edilebilemesi için beklenen adet gününün gelmesi gerekir, bazen bu günden bir iki gün önce de tespit edilebilir. Daha net bilgi vermesi için genellikle adet gecikmesi yaşandıktan bir kaç gün sonra kanda gebelik testi yaptırılması önerilir. Yumurtlama günlerinde ve ilişkiye girilen günlerde kanda hamileliğin tespit edilmesi mümkün değildir çünkü bu kadar erken dönemde hamilelik olsa bile henüz rahim içerisine ulaşmamıştır, bu nedenle hormonlar anne kanına geçememektedir. Kanda veya idrarda gebelik testlerinin aç – tok karnına yapılması farketmez.

    Tüp bebekte embriyo transferinden sonra B-HCG gebelik testi yapılması:
    Embriyo transferinden 12 gün sonra kanda gebelik testinde B-HCG değerine bakılarak gebelik varlığı araştırılır. Eğer gebelik varsa belli aralıklarla test tekrar edilebilir.

    İlgili konular ;
    Kan Tahlili Sonucuna Gore Beta-Hcg degerleri
    Gebelik (Hamilelik) Testi
    Hamilelik Belirtilerine Göre Cinsiyet Tahmini
    Hamilelikten Önce Yapılması Gerekenler Nelerdir?
    Hcg ne zaman yükselir??
    Ovulasyon nedir ? Ovulasyon hakkındaki yanlış bilgiler.

  • Gebelik (Hamilelik) Testi

    Gebelik (Hamilelik) Testi

    Kanda ve idrarda yapılan gebelik (hamilelik) testleri

    Gebelik rahim içinde (dış gebelik durumunda tüplerde ya da karın boşluğu gibi bir yerde) yerleştiği andan itibaren trofoblast hücreleri tarafından HCG (Human chorionic gonadotropin) adı verilen bir hormon salgılanmaya başlanır. Normalde kanda ve idrarda eser miktarda bulunan bu hormonun arttığının çeşitli testlerle gösterilmesi (HCG salgılayan tümörlerin olduğu çok ender durumlar hariç) vücutta bir gebelik olduğunun kesin kanıtıdır.

    Kandaki ve idrardaki HCG seviyesinin bu hormona yapısal olarak çok benzeyen luteinizan hormon (LH) adlı yumurtlamadan sorumlu hormon ile karışmasını önlemek için HCG hormonunun beta fraksiyonu yani ß-HCG ölçümü yapılır.

    İdrar testleri:

    Kanda ß-HCG belli bir eşik seviyesine ulaştığında idrara çıkmaya başlar ve gebeliğin ilerlemesiyle idrardaki seviye artar. İdrarla yapılan gebelik testlerinin esası bu ß-HCG’nin varlığının ya da yokluğunun saptanmasına dayanır. Çeşitli testlerin hassasiyeti arasındaki farklılıklar idrardaki seviyeyi tanıyıp tanıyamamalarına bağlıdır. Hassas bir test idrarda gebeliğin en erken dönemlerindeki düşük seviyedeki ß-HCG’yi tanıyabilirken, hassas olmayan testler gebelik biraz daha ilerleyip idrardaki seviye yükseldiğinde, yani daha geç bir dönemde gebeliği tanıyabilirler.İdrar testlerinde “gebelik müspet” sonucu alındığında hata oranı oldukça düşüktür. Ancak “gebelik menfi” sonucu veren testin bir süre sonra tekrarlanması uygundur.

    Eczanelerde ya da evlerde hazır test kitleri yardımıyla uygulanan idrarda gebelik testlerinin güvenilirliği üretici firma tarafından her ne kadar %99 olarak belirtilse de yapılan çalışmalar özellikle adet gecikmesinin 10 günden daha az olduğu durumlarda hata oranının %50′lerde olabileceğini göstermektedir (“Hata” genellikle testin hassasiyetinin düşük olması nedeniyle varolan bir gebeliği saptayamaması şeklinde olmaktadır. Ancak tam tersi de mümkündür).

    Laboratuvarda uygulanan idrarda gebelik testleri ise adet gecikmesinin beşinci gününden itibaren güvenilir sonuç verebilmektedir. Bu testler daha düşük hormon seviyelerini tanıyabilen ve bu yüzden de hazır test kitlerine göre daha hassas olan testlerdir.

    Kan testi (beta HCG):

    İdrar testleri ß-HCG’nin varlığını ya da yokluğunu saptayabilirken kan testleri ß-HCG’nin kandakiseviyesini saptarlar. Böylece hormon salgısının başladığı en erken dönemlerde, henüz adet gecikmesi bile olmadan kanda ß-HCG seviyesi saptanarak gebeliğin tanısı konabilir, ya da gebelik oluşmadığı yönünde kesin karar verilebilir.

    Kanda ß-HCG testi gebelik testi olarak kullanılmasının yanında dış gebelik, mol gebeliği, düşük gibi durumların tanısında da kullanılan oldukça değerli bir tanı aracıdır.

    İlgili Konular ;
    Hamilelik Belirtileri
    Üstüne görme nedir?
    Tahmini doğum tarihi – Gebelik Hesaplama
    Ovulasyon-Yumurtlama tarihi hesaplama
    Gün gün Hamilelik – Gebelik Takvimi

  • Ovulasyon nedir ? Ovulasyon hakkındaki yanlış bilgiler.

    Ovulasyon nedir ? Ovulasyon hakkındaki yanlış bilgiler.

    Ovulasyon (yumurtlama) yumurtalıkta döllenme bekleyen olgunlaşmış yumurtaların döl yatağından (fallop tüpleri) serbest kalması, çatlaması ile meydana gelir. Bu arada rahim, rahim mukozası ile yumurtaya hazırlanır. Genelde bu yumurta 12-24 saat yaşar. Eğer gebe kalma, döllenme oluşmaz ise, döllenmemiş yumurta, rahim mukozası, ve diğer kan adet dönemi boyunca akınyla dışarı atılır. Eğer gebe kalma, döllenme meydana gelmiş ise, yumurta 6-12 gün rahim duvarına yerleşir.

    Anlaşılması gereken nokta; ovulasyon, gebe kalma konusunda anahtar konudur. Ovulasyon hakkında bir çok yanlış düşünce, kanı vardır. Ve bu gebe olma sürecindeki büyük engellerdendir. Burada size ovulasyon hakkındaki yanlış bilinen bazı efsanelerden bahsedeceğiz.

    Yanlış Bilgi #1: Her kadının ovulasyon tarihi (yumurtlama tarihi) adet tarihinin 14. günüdür.

    Başka bir yanlış bilgi olan “Her kadın 28 gün adet dönemi geçirir” efsanesinden dolayı böyle bir düşünce oluşmuştur. Her iki bilgi de yanlıştır. Ne her kadınının adet dönemi 28 gündür nede her kadının yumurtlama tarihi adet döneminin 14. günüdür. Kadınlarda adet dönemi genelde 24-35 gün arasında değişir. (bazı durumlarda daha da uzun sürebilir.) Kadınların büyük çoğunluğu adet döneminin 11. günü ile 21. günü arasında bir gün yumurtlarlar.

    Bir çok kadın tam ovulasyon tarihini belirlemek için bir çok yöntem kullanmaktadırlar. Bunlardan bazıları Ovulasyon Tahmin Kitleri, Doğurganlık İzleyiciler, VÜcut Isısı Ölçümü vb.

    Siz de sitemizde bulunana Ovulasyon-Yumurtlama tarihi hesaplama aracını kullanarak muhtemel ovulasyon döneminizi hesaplayabilirsiniz.

    Yanlış Bilgi #2: Kadınlar her adet döneminde birden fazla yumurtlama dönemi geçirebilirler.

    Ovulasyon-yumurtlama her adet döneminde sadece bir kere olur. Ovulasyonunu ikinci bir kere olma ihtimali neredeyse imkansızdır. Birden fazla yumurtanın olgunlaştığı durumlarda, yumurtaların birbirlerini 24 saat içinde bırakırlar. Ama yukarıda da belirttiğimiz gibi bu neredeyse imkansızdır. Yani her kadının her ay sadece bir ovulasyon dönemi vardır. Ve hamile kalmak için bu tarihin bilinmesi gerekir.

    Yanlış Bilgi #3: Kadınların ovulasyon tarihi her ay aynı gündür.

    Bir çok kadının adet döneminin ortasında yumurtlama olmasına rağmen, gerçek ovulasyon günü dönem dönem değişebilir. Bu ovulasyon dönemi hesaplamanın hamile kalma aşamasında neden çok önemli olduğunun diğer bir nedenidir.

    Yanlış Bilgi #4: Adet Kanaması kadının ovulasyon (yumurtlama) geçirdiğinin ispatıdır.

    Böyle birşey söz konusu değildir. Eğer kadınlarda ovulasyon (yumurtalama) olmuyorsa bile, hormonal dalgalanmaların sonucu olarak düzenli olarak adet görebilir. Aynı zamanda düzenli adet görmenin sebebi atılım kanamaları olabilir. Sonuç olarak bir kanının düzenli adet görmesi onun ovulasyon dönemine girdiği veya yumurtalama olduğu anlamına gelmez.

    Ovulasyon tarihi hesaplama için tıklayın