Etiket: hata

  • Estetikte yapılan hatalar

    Estetikte yapılan hatalar

    Hatalı estetik operasyonlar sonucunda güzelleşmek uğruna acı çeken, bıçak altına yatan pek çok kişi hayal kırıklığı yaşıyor.

    Hatalı estetik operasyonlar yalnızca kişilerin psikolojisini değil, sağlığını da olumsuz etkileme riski taşıyor. Estetik operasyonda yapılan yanlışlar yüzünden yapılacak ikinci ameliyatın kötü sonuçlar doğurabileceğini belirten Prof. Dr. Erol Kışlaoğlu görüşlerini aktarıyor.

    Hatalı burun estetiği

    Burun operasyonlarında rastlanan en büyük hata; doğal olmayan, çok fazla kalkık, yüze uyumsuz ve bakıldığında ameliyatlı olduğu açıkça belli olan burunlar olarak öne çıkıyor. Burun ameliyatlarının bazen plastik cerrah olmayan hekimler tarafından yapılması bu hatayı kaçınılmaz yapabiliyor. Bazı doktorların hava yolunu açarken burundan gereğinden fazla kemik ve kıkırdak aldığını ve açıkta kalan kemikleri yaklaştırmadan operasyonu sonlandırdığını ifade eden Kışlaoğlu, görüşlerini aktarmayı sürdürüyor: “Eğri kısımları düzeltmek yerine çıkarıp alınması hatası, zaman içerisinde kişi için büyük sorunlar yaratabilir.

    Burun ameliyatlarında yapılan diğer bir hata da, nefes alma problemi olan kişilerin önce nefes yolu açma yani septoplasti, sonra da burun estetiği yani rinoplasti ameliyatı yaptırmalarıdır. Septoplasti sırasında kıkırdak doku alınır, sonraki ameliyat için yeterli doku kalmaz. Bu iki ameliyata ihtiyacı olduğunu düşünenler ikisini de bir arada olmayı planlamalıdır. Burun ameliyatlarıyla ilgili oluşabilecek diğer bir sorun da, açık burun ameliyatları sonrasında iki burun deliğinin arasında özellikle esmer tenli kişilerde iz kalmasıdır.”

    Başlıca burun estetiği hataları

    •  Hiç doğal görünmeyen, fazla kalkık, yüzle uyumlu olmayan burunlar.
    • Fazla kıkırdak ve kemik alındığı için çok kötü bir görünüme sahip burunlar. (İleride bunları düzeltmek için kaburgadan kemik ya da kulaktan kıkırdak alınması gerekiyor.)

    Hatalı liposuction

    Liposuciton ameliyatlarında yapılan en büyük hatanın hastayı zayıflatmak amacıyla gerekenden çok daha fazla yağ çekilmesi olduğunu belirten Prof. Dr. Erol Kışlaoğlu görüşlerini aktarmayı şu sözlerle sürdürüyor: “Liposuction, bir zayıflatma değil bir şekillendirme ameliyatıdır. Burada amaç, vücudun fazlalıklar nedeniyle şekil bozukluğu olan bölgelerini daha biçimli hale getirmektir. Fazla yağ çekilmesinin öncelikle hastanın sağlığı açısından büyük risk taşıdığını bilmek gerekir. Liposuciton ameliyatı sonucunda bazı şekil bozuklukları ve deformasyon oluşabilir. Derinin belirli bir küçülebilme kapasitesi vardır ve bu kapasitenin üzerine çıkıldığında deride sarkıklıklar, çukurluklar meydana gelir.”

    Başlıca liposuction hataları

    • Liposuctionda en önemli risk, yanlış ameliyat sırasında veya sonrasında damarlarda pıhtı oluşarak akciğerlerde tromboemboliye neden olmasıdır. Bu öyle bir hatadır ki, kişiyi ölüme götürebilir.
    • Yine bilinçsiz bir cerrah eli ile düzgün olmayan, çukurlu görünümler ortaya çıkabilir. Karın bölgesine yapılan yanlış liposuction ameliyatları nedeniyle sarkmalar meydana gelebilir.
    • Özellikle yaşı ileri hastalarda, diz kapağının üzerinden yağ alma işlemi doğru yapılmazsa buradaki deri dizin üzerine sarkabilir.
    • Doğru uygulanmadığı takdirde de ciddi yanıklara bile neden olabilir.

    Hatalı göğüs estetiği

    Prof. Dr. Erol Kışlaoğlu’na göre göğüs büyütme ameliyatlarında en büyük sorun hastayla doktor arasında doğru bir iletişimin sağlanamaması ve göğüs ölçüsünde ortak bir karara varılamamasıdır. Bunun sonucunda hasta yeni ölçüsüne alışamayabiliyor ya da başta beğense bile sonra taşıyamıyor. Göğüs büyütme ameliyatlarında da diğer estetik operasyonlarda olduğu gibi en büyük sorun doğal olmayan sonuçlar olarak öne çıkıyor. Çok büyük protezler doğal sonuçlar vermiyor, ayrıca zorlanarak konulduğu için bazı komplikasyonlara da neden olabiliyor.

    Başlıca göğüs estetiği hataları

    • Doğal olmayan, uzaktan bakıldığında sert iki küre gibi duran göğüsler.
    • İki göğüs arasında eşitsizlik, asimetrik görüntü.
    • Protezlerin zamanla hastayı rahatsız edecek kadar büyük olması.
    • Zorlanarak konan protezlerin komplikasyonlara neden olması. (Örneğin nadir rastlansa da, kapsül kontraktürü olarak adlandırılan durumda protezin çevresinde vücut sert bir zırh oluşturabiliyor.)

    Hatalı dudak dolgunlaştırma

    Burun gibi dudak da yüzün en dikkat çekici bölgesi olduğundan, yapılacak en küçük bir hata hemen belli oluyor. Prof. Dr. Erol Kışlaoğlu, dudak dolgunlaştırmak amacıyla kişinin kendi dokusunun kullanılabileceği veya hyalüronik asit gibi doğal maddelerin de tercih edilebileceğini söylüyor.

    Başlıca dudak dolgunlaştırma hataları

    • Çok yapay ve şiş görüntüler.
    • Vücutla uyumlu olmayan dolgu maddelerinin doğurduğu, hem görünüm hem de sağlık açısından sorun yaratan komplikasyonlar.

    Hatalı saç ekme
    Saç ekme basit gibi görünse de, hem hasta hem de doktor açısından son derece önemli ve dikkat isteyen bir operasyon olmasıyla dikkat çekiyor. Mikro implantasyon yönteminde her bir saç kökü tek tek alınarak ekiliyor. Bu işlemde sabır gösterilmez ya da tecrübeli eller tarafından yapılmazsa birçok sorun çıkabiliyor. Saçlar alın ve şakaklardaki girintilere sadık kalınmadan ekildiğinde, başın üst kısmında toplanan saçlar çember şeklinde peruğa benzeyen bir görüntünün oluşmasına neden oluyor.

    Başlıca saç ekme hataları
    • Peruğa benzeyen, doğal olmayan görüntü.
    • Saç köklerinin tek tek değil bir arada ekilmesinden dolayı, bir kökten fışkıran onlarca teli.

    Estetik ve Estetik Cerrahi için tıklayın !

  • Diyet yapanların 30 hatası

    Diyet yapanların 30 hatası

    İşte zayıflamaya çalışırken dikkat etmemiz gereken yanlışlar:

    – Beyaz ekmek yemek
    – Yiyeceklerin kalorilerine bakmamak
    – Çok fazla meyve suyu içmek
    – Yoğurt tüketmemek
    – Dergi ve kitaplardan yemek tarifleri okumak
    – İşte masa başında yemek yemek
    – Yeterince uyumamak
    – Büyük tabakta yemek
    – TV önünde yemek
    – Müziksiz spor yapmak
    – Kapalı alanda spor yapmak
    – Yemeği yeterince çiğnemeden yutmak
    – Yanlış renk tabakta yemek. Yemek ve tabak kontrast olmalı. ( Domatesli makarnaya yeşil tabak)
    – Uzmana danışmadan diyet yapmak
    – Her diyeti uygulamak
    – ‘Teşekkürler yemek istemiyorum’ diyememek
    – Her gün tartışmak
    – Aynaya bakmamak
    – Assosyal olmak
    – Stresli olmak
    – Açken alışveriş yapmak
    – Eve çeşit çeşit yemek almak
    – Boşanmak ya da evlenmek
    – Yemek yerken pop dinlemek
    – Sadece yoga yapmak
    – Spordan hemen sonra yemek
    – Yaşa göre yanlış spor yapmak
    – Gereğinden fazla meyve tüketmek
    – Sınırsız bitki çayı tüketmek

  • Hızlı Kilo Vermenin Zararları Nelerdir?

    Hızlı Kilo Vermenin Zararları Nelerdir?

    Günümüz insanlarının birçoğunda ayak üstü yemek yeme, fast-food tarzı yiyeceklere aşırı yönelme, bilgisayar başında geçirilen zaman zarfı içinde sürekli bir şeyler atıştırma alışkanlığı söz konusu olduğundan kilo problemlerinde de artış görülmektedir. Dengesiz beslenmenin var olması ve bu tarz beslenme alışkanlığının bir de sağlıksız ürünlerle sürdürülmesi kilo artışlarına sebebiyet verdiği gibi hastalıklara da davetiye çıkartıyor. İşte bu sebeplerden dolayı insanlar çareyi hızlı kilo verdiren diyetlerde buluyor ya da bulduğunu sanıyor. Çünkü hızlı kilo verdiren diyetler yapmak sizi amacınıza ulaştırabilir ancak sadece bir süreliğine. Üstelik hızlı kilo vermenin de genel sağlık durumumuzda pek çok zararı söz konusudur…

    Hızlı Zayıflamanın Zararları Nelerdir?

    Hızlı kilo vermek için aç kalmanın doğru bir yöntem olmadığını söyleyen diyet ve beslenme uzmanları,bu tarz bir yanlışa girmememiz için uyarılarda bulunuyorlar. İşte uzmanlarından aç kalarak zayıflamanın ve hızlı kilo vermenin zararları.

    Uzmanlarına göre ayda 4 kilodan fazla kilo vermek yapılan klinik araştırmalara göre diyabet, hipertansiyon ve kalp hastalığı riskini arttırıyor. Üstelik hızlı kilo vermek diye bir durum söz konusu değildir. Sizi hızlı zayıflatan şey her ne ise tartıya çıktığınız zaman sizi zayıf gösterir ancak vücudunuzda yağ kaybı olmamış aksine vücut için gerekli olan su, nitrojen ve kas kaybı olmuş demektir. Bu nedenle bir süre sonra kişi yeniden aynı kilosuna hızlı bir şekilde geri döner.

    Kemik erimesi riski artar.
    Böbreklerde taş meydana gelir.
    Gut hastalığı riski artar.
    Kolesterol yükselir, damar tıkanıklığı meydana gelir.
    Kalpte rtim bozuklu ve ölüm riski artar.
    Adet düzensizliği, saç dökülmesi, konsantrasyon düşüklüğü, yorgunluk, baş ağrısı meydana gelir.
    Ortostatik hipotansiyon, safra taşı, libido kaybı oluşur.
    Üşüme, bulantı, kusma, kabızlık olur.
    Vücudun sıvı elektrolit dengesini bozulur.

  • Seks hakkında doğru bilinen yanlışlar

    Seks hakkında doğru bilinen yanlışlar

    Her şeyde olduğu gibi cinsellikte de birçok doğru bilinen yanlış mevcuttur. İşte o yanlışlar…

    Çok orgazm, az sperm demektir (DOĞRU)

    Erkekler ne kadar çok orgazm yaşarlarsa, vücutları o kadar az sperm üretir. Örneğin bir gün önce orgazm yaşayan bir erkek bir çorba kaşığı kadar sıvı boşaltırken, birkaç saat önce orgazm olmuşsa daha az sıvı üretir.

    Çikolata cinsel isteği artırır (DOĞRU)

    Yapılan araştırmalar, her gün çikolata yiyen kadınların seks konusunda daha istekli olduklarını ve daha şiddetli orgazm yaşadıklarını söylüyor.

    Ön sevişmeyi olabildiğince uzatmak gerekir (YANLIŞ)

    Ön sevişme her ne kadar özellikle kadın açısından genital bölgenin gevşemesi ve kayganlaşması için gerekliyse de ayarını tutturamayıp bu süreyi fazla uzatmak, hem kadının
    hem de erkeğin orgazma ulaşma süresini uzatıp ve orgazm şiddetini düşürebilir.

    Erkekler her 7 saniyede bir seks düşünür (YANLIŞ)

    Bazıları daha insaflı davranıp, “Hayır, 58 saniyede bir” diyor. Bu sayılar her yerde uçuşuyor aslına bakarsanız. Ancak, erkeklerin sadece yüzde 23′ü sık sık seksi düşündüğünü, fantezi kurduğunu söylüyor.

    Kadınlar sadece klitoryal orgazm yaşarlar (YANLIŞ)

    Klitorisin uyarılması sekste çok önemli ve birleşme olmaksızın sadece klitorisin uyarılmasıyla
    da kadınlar orgazma ulaşabilirler. Ancak, klitoryal orgazmın yanı sıra vajinal orgazm da yaşayabilirler. Tabii bu, öğrenilmesi gereken ve defalarca ilişkiye girerek kazanılabilecek bir tecrübe.

    Önemli olan boyu değil işlevi (DOĞRU)

    Vajinanın alt 3′te 1′lik kısmı zengin bir sinir ağına sahipken, üst 3′te 2′lik kısımda sinir lifleri nispeten daha azdır. Bu nedenle alt kısım çok daha hassas ve penis en çok bu kısmı uyar

    Kalp hastaları cinsel yaşamdan sakınmalı (YANLIŞ)

    Bir araştırmaya göre, sabah yataktan kalktığımız an ile cinsel ilişki sırasında kalp krizi geçirme riski aynı.

    Yaşlanınca cinselliğin kalitesi azalır (YANLIŞ)

    Seks hayatı yaş ilerledikçe farklılaşsa da bu, eskisinden daha kötü olacağı anlamına gelmez. Yaşı ilerleyen kadınların cinsellik açısından kendilerine güvenleri artar ve cinsel birleşmeden daha fazla zevk alırlar. Üstelik hamile kalma riski olmadan özgürce sevişebilirler.

    Yoğurt ve peynir cinsel gücü artırır (DOĞRU)

    Bu yiyecekler, triptofan içerdiğinden, cinsel gücü olumlu etkiler. Orta Avrupa kültüründe, uzun akşam yemeklerinin peynirle tamamlanmasının altında, triptofanı beyne daha fazla ulaştırıp, kendini iyi hissetme duygusundan faydalanma ve sekse yönelmeyi kolaylaştırmanın yattığı düşünülüyor.

    Vajinusmus ilaçla tedavi edilebilir (YANLIŞ)

    Cinsel birleşme esnasında vajina girişindeki 3′te 1′lik kısmın istem dışı kasılarak penis girişine izin vermemesi anlamına gelen vajinusmusun tek tedavi biçimi, cinsel terapidir. Ne ağrı kesici jeller, ne kas gevşetici ilaçlar sorunu çözemez, çünkü bu hastalık vajinayla değil, beyinle ilgilidir.

    Vajinusmus deneyimleri için tıklayın !

    Suda seks, spermleri öldürür (DOĞRU)

    Havuzda ya da küvette seks, bazı spermleri öldürür. Özellikle sıcak su, testisleri aşırı ısıtıp spermlerin ölmesine yol açar. Ancak, bunu hiçbir zaman için iyi bir doğum kontrol yöntemi
    olarak düşünmeyin. Geride, yumurta avına çıkmış spermlerin kalmadığını bilemezsiniz!

    Doğumdan sonra kadında cinsel istek azalır (DOĞRU)

    Loğusalık döneminde süt salgılanmasıyla birlikte kadının hormon düzeylerinde bir azalma olduğundan cinsel isteksizlik gerçekleşebilir. Bu durum genelde iki ay sürer. Cinsel ilişkinin tekrar başlaması kadının kendini ilişkiye hazır hissetmesiyle alakalıdır.

    Menopozda cinsel arzu azalır (YANLIŞ)

    Menopozla birlikte hormonlarda değişiklikler oluşsa da cinsellik sadece hormonlarla açıklanamayacağından, menopozla birlikte seks de biter diyemeyiz. Zira 50 yaş üzerindeki kadınların yüzde 70′inden fazlasının istek azalması dahil, cinsel yaşamları ile ilgili herhangi bir şikayetleri bulunmadığını araştırmalar ortaya koyuyor.

    Sevişmede nihai hedef cinsel birleşmedir (YANLIŞ)

    Pek çok kadın cinsel birleşme olmadan, yeterince uyarılmışsa orgazma ulaşır. Erkek, sevişmede sadece birleşmeye odaklanırsa, çoğu zaman sevişme kadın için zevkli bir aktivite olmaktan çıkar.

    Sevişmeli mi, sevişmemeli mi?

  • Erkeklerin yataktaki hataları

    Erkeklerin yataktaki hataları

    Kadınlar, erkeklerin yataktaki hangi durumlarından şikayetçi…

    Kadınlara erkeklerin yataktaki hataları soruldu. 100 kadın üzerinde yapılan ankete göre, kadınlar en çok nelerden yakındı? Anket sonucunda en popüler 8 cevaba ulaşıldı.

    Deniz Özturhan‘ın gq.com.tr‘de yer alan haberine göre, işte kadınların yakındığı o cevaplar:

    1. Anne bak, ellerimi bırakabiliyorum: Bisiklete başladığımız dönemlerde yetenek addedilen el bırakma, yatağa geçtiğimizde şımarıklığa dönüşür. Hele belli pozisyonlarda elini beline koyan beyler var, yapmayın etmeyin. Hepimiz Rocco Siffredi olmadığınızı biliyoruz ve bunun için sizi suçlayacak değiliz. Lakin yatakta eliniz, ağzınız, hatta varsa kuyruğunuz bile boş durmamalı. Boş durmayan uzuvlar, kadının tüm bedenine nazik hamleler yapmalı.

    2. Tatlı konuşma sanatı: Kadınlar yatakta arzulandığını bilmek ister. Şüphesiz ki yorgan altında yapılan türlü çeşitli iltifatlar, arzuyu aktarmanın en şık yoludur. Yeter ki “tatlım” yerine “şekerim” demeyin. Hatta mümkünse, çıplak bir kadına “kilo” hatırlatan hiçbir şey demeyin. Kız arkadaşının göbeğine “sütlaç” adını takan, yatakta “Bel çantanı çıkarmadın mı hayatım?” diye soran beyler, sözüm size: Yolunuz yol değil. Hele şiir niyetine vatan-bayrak temalı epik bir eser seçen arkadaş, senin GQ okumadığını ümit ediyorum.

    3. Acele giden ecele gider: Ecel derken ilişkinizden bahsediyorum. Erken boşalmayı konu dışı bırakarak şöyle izah etmek isteriz. Efendim, senkron aşk sanatında en önemli hususlardan biridir. Diyelim ki yatak bir havuz, sizse su balesi yapan bir çiftsiniz. Eşiniz henüz havuza girmemişken siz sekiz takla atıp, dipten saç tokası çıkarsanız ne fayda, değil mi? Evet, bizce öyle.

    4. Tak fişi, bitir işi: Hayrolsun, sizi çok BEDAŞ gördüm bu başlıkta. Yılların eskitemediği bu deyim, gerçek dünyada aymazlıktır, emeğe saygısızlıktır. Hem kendi hazzınıza odaklanarak kız arkadaşınızı mağdur durumda bırakmak, siz centilmen GQ beylerine yakışır mı? Tek gecelik ilişkide bile, nıçk, yakışmaz.

    5. Rutine saplanmak: Bir süre aynı rakiple grekoromence hareketlerde bulunulduğunda, rakibin girdi çıktısını, açıklarını öğreniriz. Aynı şey uzun ilişkiler için de geçerlidir ve bu, ilişkinin cinsi münasebet bölümünü monotonluğa iter. Tembelleşmeyin. Sevgilinizin tembelleşmesine de müsaade etmeyin. Artık çamaşır mı alırsınız, pozisyon mu denersiniz, orasını ben bilemem. Müraacat: Yan sayfadan Merve Hanım.

    6. Sen soyun, ben kazakla duracağım: Yok öyle yağma. Ev ılıman mı soğuk mu, mevsim bahar mı kış mı bakmadan kız arkadaşı soyup, kendiniz Boğaz’da kahvaltıya çıkacakmışçasına grand tuvalet takılamazsınız. Hayır, sevgilinizin striptiz ihtiyacı vardır, canı soyunma çekmiştir, ona karışamayız. Harici tüm durumlarda; o çoraplar çıkacak.

    7. Hani o habersiz gelişlerin: Çok erken, çok geç, yahut haber vermeden, bilirsiniz, modern hayatta bir yere gidilmez. Gittiğiniz yerden “Neden geldiniz?” diye sorarlar. Aynı şey yatak için de geçerli. Erken gelişleriniz geride tatmin olmamış, geç gelişlerinizse tahriş olmuş bir partner bırakabilir. Ne zaman ve hangi istikamete doğru geleceğinizi basit bir cümleyle anlatmanız da, ayrıca önem taşımaktadır.

    8. Porno tarzını benimsemek: Bir erkeğe ergenliğin başından itibaren ısrarla anlatılması gereken şeylerden biri, pornoların hayat değil, sinema olduğudur. Gerçi şimdi internetin nimetleri amatör yapımlara ulaşılmasını sağladı da, iki cins olarak da rahat ettik. Yine de aklınızda bulunsun; “kamera açısı ve akrobatik pozisyonlar” esas alınarak hazırlanmış yapımları, yatakta taklit etmeye kalkmayınız.

  • İlişkilerin Dört Ana Düşmanı

    İlişkilerin Dört Ana Düşmanı

    Sevimli bir çift 15 dakika sürecek bir araştırma için Washington Üniversitesi’nde Gottman psikoloji laboratuarına geliyor…

    Sevgi dolu bu çift laboratuara alınıyor ve evdeki sıradan bir sorun hakkında konuşmaları isteniyor. Çift çöp sorunlarını seçiyor. Evdeki çöplerin dışarıya atılması ile ilgili 15 dakika tartışıyor.

    Bu sırada bütün konuşmalar kaydediliyor. 15 dakika sonunda araştırmacılar, çifte teşekkür ediyor. Çiftler mutlu bir şekilde ayrılıyor.

    Araştırmacılar, videoyu analiz ediyor ve bu çiftin 5 yıl içinde ayrılacağını iddia ediyor.

    Beklenen oluyor ve çift üç yıl içerisinde ayrılıyor.

    % 90 DOĞRULUK

    Elimde 20 yıl boyunca aynı araştırmayı 3000’den fazla çift üzerinde yapan Prof. Gottman’ın “Evlilikler neden biter ya da devam eder” adlı kitabı var.

    Sadece 15 dakikalık videoları analiz ederek, bir çiftin ayrılıp ayrılmayacağını % 90 doğruluk ile tahmin edebiliyor.

    Hatta daha sonra sadece 3 dakikalık video kayıtlarından tahmin yapmaya başlıyor ve tahminleri %87 doğru çıkıyor. Peki, bunu nasıl yapıyor?

    OLUMLU VE OLUMSUZ İFADELER

    3 dakikalık her videoyu saniye saniye analiz edip, eşler tarafından sözlü ve beden dili ile ifade edilen olumlu ve olumsuz duyguları sayıyor.

    Olumlu duyguların oranı, olumsuz duygularının oranına 5’e 1 ise, çiftler ayrılmıyor. Olumsuz duyguların oranı artıkça ayrılma ihtimalleri de artıyor. Ama bütün olumsuz ifadeler aynı derecede olumsuz etki yaratmıyor. Belirlediği 4 ana olumsuz duygu varsa, boşanma ihtimali çok daha fazla oluyor. Nedir bu dört ana duygu?

    AŞAĞILAMA

    En büyük negatif duygu aşağılanma. Eğer ilişkide aşağılama varsa, ilişkiyi kurtarmak neredeyse imkansız. Saygı olmayınca, ilişkinin temeli çok zayıf kalıyor.

    Aşağılama kişinin direk kimliğine ve var oluşuna zarar veriyor. Verilen mesaj açık: sen sadece ilişkimizde kötü değilsin, sen tek başına kötüsün. Bu durumda çiftler ayrılsa bile, kişinin özgüvenine verilen zarar yıllarca etkisini sürdürüyor.

    ELEŞTİRİ

    Eleştiri, sürekli hata bulma ve yargılama davranışı. Davranışlarından ziyade, kişinin karakteri ve kişiliğini eleştirme.

    Kişi kendisinde bir sorun olduğunu düşünüyor ve ilişkiden kendini kurtarmanın yollarını arıyor.

    Kendisinin takdir edilmediği ortamlardan uzaklaşıp, takdir edildiği ortamlara gidiyor. Kendisini işe yaramaz hissediyor.

    SÜREKLİ SAVUNMA

    Ayrılığı getiren diğer davranış da çiftlerin karşı tarafı anlamaya çalışmadan, sürekli kendilerini savunması.

    Her davranışa bahane bulmak, kendi davranışlarını sürekli rasyonelleştirmek, karşı taraf fikrini söylediğinde “sen bunu daha çok yapıyorsun” deyip oku ona çevirmek, karşı tarafı dinlemeden kendi fikrini söylemek önemli savunma davranışları.

    Anlama odaklı değil de savunma odaklı olmak ilişkilerde yapılan en büyük hata sanırım.

    SUSMA

    Susma tehlikeli gibi görünmese de en tehlikelilerinden bir tanesi. Bir taraf endişesini söylediği zaman, kişi karşı tarafı tamamen yok sayıyor ya da konuyu başka tarafa çeviriyor.

    “Karşı tarafa sen değersizsin” mesajını veriyor.

    AYRILMA SEBEPLERİ

    İşte araştırmacılar sadece bu dört davranışa bakarak bir çiftin ayrılıp ayrılmayacağına % 90 doğruluk ile karar veriyor.

    Araştırmacılar bir de şunu keşfediyor. Olumsuz duyguların fazla olduğu ilişkilerde çiftler çok daha fazla hastalanıyor.

    Şimdi siz ilişkinizi değerlendirin ve ayrılma(ma) ihtimalinizi hesaplayın. Bakalım ne çıkacak?

  • Evde Kolay Dekorasyon Fikirleri

    Evde Kolay Dekorasyon Fikirleri

    Kolay Dekorasyon Fikirleri evinizde, ofisinizde küçük alanlara daha geniş bir görünüm kazandırabilecek ev dekorasyon önerileri ;

    1. Oda duvarlarında geniş, yatay çizgiler kullanın. Döşeme tahtaları kullanabileceğiniz gibi, duvar kağıdı da tercih edebilir ya da boyayabilirsiniz.

    2. Pencereler, odayı geniş göstermek için etkili bir araçtır. Pencereleri çıplak bırakarak ya da duvar renginizle aynı perdeleri kullanarak bu etkiyi sağlayabilirsiniz.

    3. Küçük alanlarda birden fazla işe yarayan kullanışlı eşyaları tercih edin. Böylece az eşyayla oda daha geniş görünecektir.

    Küçük Alanlara Ferahlık Kazandıran Çözümler dekorasyon

    4. Klasik ama etkili bir yöntem de odayı beyaz ve açık renklerle dekore etmektir. Beyaz yüzeyler ışığı odanın etrafına yansıtır ve daha ferah görünmesini sağlar.

    5. Eşyalarda beyaz renk kullanırken, duvarlarda da canlı bir renk kullanın. Mesela yukarıdaki gibi, burada beyaz eşyalar odayı ferah ve geniş tutarken, duvarlar da odanın dışarı ile bağlantısını kuruyor.

    6. Dekoratif çerçeveli duvar boyu bir ayna, hem odaya şıklık katar, hem de genişlik hissi verir. Küçük aynalar da ışığı yansıtır ama büyük ayna daha etkilidir.

    7. Dar alanlarda renk çeşitliliğini kısıtlayın, daha az renk kullanın. Çünkü çok fazla rengi bir arada kullanmanız odayı karmakarışık gösterir.

    8. Aynı şekilde desen kullanımını da azaltın. Desenlere boğulmuş bir oda göz yorar ve karmaşık görünür.

    9. Hareket alanını artırmak ve genişlik hissi yaratmak için koltuk takımı gibi eşyalarınızı duvardan uzak tutun. Duvar ile eşyalar arasında kalan boşluk odaya geniş bir görünüm verecektir.

    10. Odanızın dekorasyonu esnek ve yeniden düzenlenebilir olsun. Mesela yukarıdaki üçlü sehpa gibi kolay taşınabilir eşyalara yer verin. Böylece odada kolayca yer açabilir, dekorasyonu düzenleyebilirsiniz.

    ev dekorasyon önerileri

    Gelen Aramalar: küçük ev dekorasyonu,küçük odaları geniş göstermek,küçük oda dekorasyonu,küçük evler için dekorasyon önerileri,küçük ev dekorasyon fikirleri,dekorasyon önerileri,küçük odaların dekorasyonu,küçük evler için koltuk takımları,ev dekorasyon,kücük ev dekorasyonları

  • Türk Halkını Şişmanlatan Hatalar

    Türk Halkını Şişmanlatan Hatalar

    Türkiye’yi zayıflatan profesör, Canan Efendigil Karatay, Türk halkının kilo sorunu hakkında bakın neler söylüyor…

    Amacı sadece insanları zayıflatmak olmayan Karatay Diyeti’nin asıl hedefi vücudun kalıcı olarak sağlığına kavuşmasını sağlamak. Kilo problemi olan insanlarda öncelikle insülin ve leptin direncini kırmak gerektiğini belirten Prof. Dr. Canan Efendigil Karatay, daha sonra sağlıklı beslenmeyi yaşam biçimi haline getirmek olduğunun altını çiziyor.

    Kilo almak konusunda Türk halkının en büyük probleminin alışkanlıkları olduğunu söyleyen Karatay, bizleri dikkat etmemiz gereken konuları şöyle sıralıyor!

    Hareketsizlik

    Türk halkındaki en büyük problem hareketsizlik. Spor yapan küçük bir kitle var ama genel olarak çocukluktan itibaren aktif değiliz.

    Tatlı ve unlu gıdalar

    Türk halkı maalesef çok fazla ekmek, tatlı ve unlu gıdalar tüketiyor. özellikle gençlerimiz fast-food kültürüyle yetiştiriliyor, hamburger, pizza, tost, sandviç, cips gibi yiyeceklerle ve kola, buzlu çay ya da gazoz gibi içeceklerle karın doyurmaya çalışıyor. Ayrıca halkımızın büyük bir kısmı sağlıklı sanarak her gün neredeyse 2-3 kilo taze meyve yiyor. Ama kilo yemişten kilo aldırır diye uzak duruyor. Kuru yemiş tüketenler de çiğ yemek yerine kavrulmuş ve tuzlanmış şekilde yiyerek büyük hata yapıyor.

    Yabancı diyetler

    Türk halkı kendi mutfağıyla değil yabancı mutfaklarla yani tercüme diyetlerle zayıflamaya çalışıyor. Az az, sık sık yiyerek zayıflamaya çalışıyor. Oysa sık sık yemek sürekli insülin hormonunun salgılanmasına sebep oluyor ve farkında olmadan yağları eriten leptin hormonunun salgılanmasına engel oluyor.

    Kalori hesabı

    Türk halkı sadece kalori hesabına takılıyor, yiyeceklerin ne glisemik indeksine ne protein içeriğine ne de sağlıklı yağ içeriğine bakmıyor! Proteinler saçlarımızın, tırnaklarımızın, cildimizin, bağışıklık sistemimizin, tüm organlarımızın ve hayati önemi olan hormonlarımızın temelini meydana getirirler. Doğal olan temel proteinleri tüketmedikçe de kilo veremeyiz!

    Yağ seçimi

    Halkımızın yaptığı bir diğer yanlış da sağlıklı yağlarla sağlıksız yağları yani trans yağları aynı kefeye koymak. Fazla kilo problemi olup zayıflamaya çalışanlar ve kilolarını korumak isteyenlerin, doğa tereyağı, soğuk sızma zeytinyağı ve temel olan Omega-3, Omega-6 gibi yağları doğal şekilleriyle mutlaka vücutlarına almaları gerekmektedir. Omega-3 ve Omega-6 yağlarına bilimsel olarak temel yağlar diyoruz. çünkü insan vücudu bu yağları üretemiyor ve bu yağların dış destek olarak mutlaka alınması gerekiyor. Motorumuzun yağ değiştirme zamanı gelmiştir. Vücudumuza sağlıklı yağ girmediği sürece, birikmiş zararlı yağlarımızdan kurtulmalıyız.

    Kilo vermenin zorlaşmasını ne yapılırsa yapılsın kilo verilememesinin ve bir çok dejeneratif hastalığın, asıl nedeni vücut ve organizmanın hücre ve hücre zarlarında Omega-3 ve Omega-6 gibi temel yağların ve fosfolipitlerin yani lipitlerin eksik olmasıdır. Bu bilimsel olarak gösterilmiştir. Bu nedenle yağlı olduğu gerekçesiyle zeytin ve kuruyemişlerden korkmak veya zeytin ve kuruyemişi az miktarda yemek doğru değildir. Ancak kuru yemişler kabuğundan kırılıp çiğ olarak tüketilmelidir. Kavurarak ve tuzlayarak yemek son derece sağlıksız bir beslenme tarzıdır.

    Womenist

  • Kadınlar Bu Hataları Çok Sık Yapıyor!

    Kadınlar Bu Hataları Çok Sık Yapıyor!

    Kadınların ilişki içerisinde en çok yaptığı hatalar neler? İşte detaylar…

    – Erkeğe istediği bir şey olmayınca konuşmak yerine trip atmak

    – Gereksiz kıskançlık krizleri

    – İlk buluşmada evlilik konusuna girmek

    – Çok fazla soru sormak

    – İlişkinin başında erkeği hayatının merkezine koymak

    – Partnerini değiştirmeye çalışması

  • Hamileler için dekorasyon

    Hamileler için dekorasyon

    Evlerimizin bizler için güvenli birer yer olduğunu düşünürüz hepimiz. Fakat evlerde yaşanan kazaları bir düşünsenize! Merdivenler, koridorlar, banyolar ve mutfaklar. Kısacası evimizin her köşesinde görünmez kazalar maalesef bizleri bekliyor. Özellikle de kadınların hamile oldukları veya çok yorgun oldukları zamanlar kazaların en çok yaşandığı dönemlerdir.

    İşte sizlere hamileyken evinizde yapabileceğiniz dekorasyon önerileri:

    – Evinizde sürekli kullanılmayan gereksiz tüm şeyleri ortadan kaldırın ve düzenli bir şekilde depolayın.

    – Evde her hangi olası bir durum için mutlaka bir ilk yardım dolabı bulunmalı. Günümüzde hala birçok kişinin evinde maalesef ilk yardım dolabı bulunmamakta! Bunun yanında eğer mümkünse, evde bir yangın söndürücüsü ve yangın alarmı bulundurun.

    – Evin belli yerlerinde bulunan, masa ve sehpa köşelerine yaralanmaları önlemek için köşe koruması takın. Bunları rahatlıkla yapı malzemeleri satan mağazalardan bulabilirsiniz.

    – Antrede ya da evinizin önemli bölgelerinde, acil merkezlerle ilgili tüm telefon numaralarını görünebilir bir yere not edin ya da hazır bulundurun.

    – Ev içindeki aydınlatmaların doğru ve net bir şekilde yapılması bazı aksilikleri önceden görmenizi sağlar.

    – Mekanda sık kullanılan her türlü eşyayı, kolaylıkla ulaşılabilecek yerlerde konumlandırınız. Bu şekilde, yüksek yerlerde bulunan eşyaları almak için sandalye ve merdiven gibi şeylere ihtiyaç duyulmaz. Bu da düşme riskini belli bir düzeyde azaltır.

    – Koridor gibi sık kullanılan alanlardaki yer döşemelerinin kaygan olmamasına dikkat edin. Takılıp düşmeleri önlemek için, halı kenarları kalkmış ya da kıvrılmış olmamalı.

    – Bunların yanında, anne adaylarının büyük zamanını geçirdiği diğer önemli alanlar mutfak ve tabii ki banyolardır. Dikkatsiz kullanılan bir mutfak ve banyo, maalesef kolaylıkla evin en tehlikeli alanı haline gelebilir. Bu alanları kullanırken son derece dikkatli olmakta fayda var. Örneğin; dolap ve çekmece kapaklarının kapalı olmasına dikkat edin. Telaşla iş yaparken, farkında olmadan buralara çarparak vücudunuza zarar verebilirsiniz.

    – Bunların yanında eğer maddi olarak yapabilme gücüne sahipseniz, dolap ve çekmece kapaklarını özel kayar mekanizmalı yaptırın. Bu sayede kullanan kişi, çok güç sarf etmez ve bunun yanında ulaşılması zor olan alanlara kendini zorlamadan rahatlıkla ulaşabilir.

    – Banyoda sık yaşanılan kazalardan diğeri ise, kayarak düşmelerdir. Özellikle hamilelik döneminde evin banyo ve tuvalet bölümü kazalara, düşme ve yaralanmalara kar¬şı düzenlenmelidir. Bunları önlemek için banyo zeminini kaymayan ve özel ıslaklığa dayanıklı malzemeler ile kaplayabilirsiniz.

    – Rahat hareket etmeaçısından, klozet ve duş kabinine tutacaklar yerleştirmek işinizi kolaylaştırabilir. Banyoda yanma vb. kazaları önlemek için ise, su sıcaklığı ayarlanabilen termostat vb. cihazları kullanmanızı tavsiye ederim. Banyoya konulacak sıcaklık göstergesi sayesinde, banyo sonrası anne adaylarının soğuk algınlığına yakalanma riski azaltılabilir.

    – Banyoda meydana gelebilecek en önemli sorunlardan diğeri de şofben zehirlenmesidir. Zehirlenme olasılığını ortadan kaldırmak için, banyoda yeteri kadar havalandırma ortamı sağlanmalıdır.

    – Dikkat edilmesi gereken diğer önemli husus ise, anne adayları banyo ve tuvalet bölümünde iken, herhangi bir olası duruma karşı kesinlikle kapıyı arkadan kilitlememelidirler. Ya da kilitlense bile bu kapı kilidinin önden ve arkadan kontrol edilebilme özelliğine sahip olanının kullanılması daha iyi olur.

    – Gelelim yatak odalarına. Yatak odaları kadınların hamilelik döneminde oldukça hassas bir şekilde düzenlenmelidir. Örneğin: Yatak odanız küçük ise, burayı açık tonlu ve birbirinin kontrastı renkler ile büyük gösterebilirsiniz. Ortada bulunan sehpa vb. her zaman kullanılmayan araç ve gereçleri kaldırmak yer açısından olumlu sonuç verir. Fakat rahat kullanım açısından, karyolanın başucuna uygun bir yere küçük sehpa konumlandırmalısınız. Bunun üzerinde telefon, el feneri, kişinin acil kullanması gereken ilaçları ve su bulundurulması iyi olur. Ayrıca anne adaylarının burada sık zaman geçireceği düşünülürse, kitap, dergi ve bilgisayarı da burada bulundurmak kişinin iyi vakit geçirmesi açısından yararlı olacaktır.

    – Yatak odası ile banyo ve tuvalet arasındaki alanda, dolaşmayı engelleyecek herhangi bir şey kesinlikle bulundurulmamalıdır. Yatak odası bölümünün tuvalet ve banyoya yakın olan odalardan seçilmesi, hamile kadınlar için çok fayda sağlar.