Etiket: hamilelik

  • Hamilelikte Yapılan Aşılar Nelerdir?

    Hamilelikte Yapılan Aşılar Nelerdir?

    Hamilelik döneminde yapılan aşılar gebeliğin sağlığı için oldukça önem teşkil eder. Yapılan aşılar sayesinde bebeğin dünyaya geldikten sonraki 6 ayı boyunca muhafaza edilmesi sağlanır.

    Hamilelik döneminde yapılan aşıların esas amacı ise fetustaki büyüme geriliğini, ölü doğum ya da beyinde meydana gelebilecek anomalilerin engellenmesidir.

    Gebe anne adayları için Hepatit B:

    Hepatit B taşıyıcısı olan anneler, bu sorunu bebeklerine geçirebilir. Bundan dolayı da bu annelerin bebekleri doğduktan sonra kısa süre içerisinde hepatit B aşısı olmalıdır. Bu sorunu taşıyan baba adayı ise hamilelik sürecinde aşının yapılması gerekir.

    Gebe anne adaylarının tetanos aşısı yaptırması:

    Anne adayı gebe kalmadan önce tetanos aşısı yaptırmamış ise gebeliğin 2. Ya da 3. Aylarında mutlaka tetanos aşısı yaptırmalıdır. Tetanos aşıları tam olan anne adaylarında ise şayet aşı zamanından 10 sene geçmiş ise aşı tekrarlanır. Tetanos aşısı bebekler için oldukça önemlidir. Yenidoğanlarda bebekte tetanos gelişir ise bu durum %60 oranında ölümcüdür.

    Gebe anne adaylarının kuduz aşısı yaptırması:

    Anne adayı gebelik sürecinde aşılarından emin olmadığı hayvanlarla temas kurmuş ise mutlaka kuduz aşısı yapılmalıdır.

    Gebe anne adayları için grip aşısı:

    Grip aşısı anne adaylarını grip yapan ve zararlı bir aşı değildir. Gebe olan anne adayları da grip aşısı yaptırabilmektedir. Grip her sene kendini yenileyen bir virüstür. Bu sebeple de her sene yeni grip aşıları ortaya çıkar. Hamile olan anne adaylarının grip aşısı yaptırmasında herhangi bir sorun yoktur. Emzirme döneminde de bu aşı yapıtırılabilir.

    Gebe anne adaylarının meningokok aşısı yaptırması:

    Anne adayında menenjit söz konusu ise bu aşı yapılabilir. Menenjit aşısınn bebek için ya da anne için herhangi bir sakıncası olmadığı belirtilmiştir. Doktorun uygun görmesi koşulu ile yapılabilir.

    Hamilelik döneminde doktor uygun görürse yapılması gereken aşılar:

    • Polio
    • Sarı humma
    • Boğmaca
    • Hepatit A

    Gebelik döneminde yapılması sakıncı olan aşılar:

    • BCG
    • Kabakulak
    • Kızamık
    • Kızamıkçık
    • Su çiçeği

    Kaynak: http://hamilelik.com/hamilelikte-yapilan-asilar-nelerdir/

  • Hamilelikte Gazdan Kurtulma Önerileri

    Hamilelikte Gazdan Kurtulma Önerileri

    Gebelik kadın vücudunda çeşitli değişimlerin yaşandığı bir dönemdir. Hamilelikte gazdan kurtulma önerileri makalemizde bu derdinize deva olabilecek tavsiyelere yer verdik.

    Bol miktarda sıvı tüketin
    Su, hamileler için ideal içeceklerdendir. Günde 8-10 bardak su içmeyi hedefleyin.
    Kızılcık, üzüm, ananas ve portakal suyu gibi düşük fodmap’li içecekleri de tüketebilirsiniz, bu içecekler bağırsaklarda gaz yapmazlar.hamilelikte_gazdan_kurtulma_onerileri (6)

    Hareket edin!
    Fiziksel aktivite ve egzersiz günlük rutininizin bir parçası olmalıdır. Spor salonuna gitmeseniz de en azından her gün yürüyün. En az 30 dakika yürüyüş veya egzersiz yapın. Spor yapmak sizi yalnızca fiziksel ve psikolojik açıdan sağlıklı tutmaz, aynı zamanda kabızlığı önleyip, sindirimi hızlandırmaya yardımcı olur. Gebelik sırasında herhangi bir egzersize başlamadan önce doğum uzmanı danışın.hamilelikte_gazdan_kurtulma_onerileri (4)

    Lif Tüketin
    Lifli gıdalarla beslenmek de kabızlığı önleyip, mide şişkinliğini rahatlatırlar.
    Kuru erik, incir, muz gibi pek çok meyve ve sebze, tam tahıllı gıdalar lif açısından zengin yiyeceklerdir.

    Stresten uzak durun
    Gerildiğinizde, üzüldüğünüzde, strese girdiğinizde vücudunuzdaki gaz üretimi artar, midede şişkinlik baş gösterir. Stres yalnız sizin sağlığınızı değil, bebeğininkini de olumsuz etkiler. Stresten mümkün mertebe uzak durun. Spor yapın, hobilerle meşgul olun, kitap okuyun, örgü örün, dikiş dikin, tüm bu meşgaleler sizi stresten koruyacaktır.hamilelikte_gazdan_kurtulma_onerileri (2)

    Rahat giysiler giyin.
    Dar kıyafetler karın bölgesine baskı uygulayıp, gaza sebebiyet verebilirler.
    Gebeliğiniz boyunca kıyafet seçiminizi bol ve pamuklu giysilerden yana kullanın.

    Hamilelikte gaz sancısına doğal çözüm doktor tavsiyeli tarif
    1 cezve kaynak suya 1 çay kaşığı rezene, biraz da kuru papatya atın, 5-7 dk demleyip yani sıcak suyun içinde bırakıp, hemen süzün.
    Dilerseniz içine biraz bal ve limon sıkıp katın.
    İki dilim kepekli bisküvi ile çayınızı keyifle yudumlayın.
    Bitince bacaklarınızı hafif kendinize doğru çekip uzanın.

    ilgili konular
    Hamilelikte Gaz Sancısı Nasıl Giderilir? tıklayınız

  • Hamilelik Nedir, Nasıl Hamile Kalınır?

    Hamilelik Nedir, Nasıl Hamile Kalınır?

    Her kadın ve erkek evlat sahibi olup, kendi yavrusunu kucaklamak ister. Hamile kalmak için ne yapmalı? makalemizde hamilelik nedir, nasıl hamile kalınır? konusu hakkında bilgiler verdik.
    Hamilelik erkekten gelen spermle, kadının yumurtalığının döllenmesi ile oluşan fetusun kadın bedeninde getirdiği 9 aylık değişime denir.
    Hamile kalmak için ilk yapmanız gereken doğum kontrol haplarını, kondomu ve diğer korunma yöntemlerini bırakmakla işe koyulmaktır.hamile_kalmak_icin_ne_yapmali (9)

    Sigarayı bırakın. Sigara yalnızca doğurganlığı olumsuz yönde etkilemekle kalmaz, hamilelikte bebeğinize de zarar verir. Sigara içmenin bir zararı da erken menopozu tetiklemesidir. Bebek sahibi olmayı düşünüyorsanız, eşinizin de sigarayı bırakmalı, sigara sperm sayısını düşüren önemli faktörler arasında yer alır.hamile_kalmak_icin_ne_yapmali (1)

    Vitamin alın. Vitaminler hem erkek hem de dişi fertilitesi(doğurganlığı) üzerinde olumlu bir etkiye sahiptir. Doktorunuza danışarak sizin için uygun vitamini belirleyin.hamile_kalmak_icin_ne_yapmali (2)

    C vitaminin spermin DNA’sını korumak ve sperm kalitesini arttırmak için yardımcı olabilir.
    E vitamini erkek ve kadında üreme yeteneği artıran bir vitamindir. Ayrıca erkeklerin dölleme oranlarını da yükseltir. Bu vitamin spermin gücünü artıran bir antioksidan olduğu ileri sürülmektedir.
    Folik asit (ve B vitaminleri, gerçekten) sağlıklı bebek sahibi olmanızı sağlayabilir. B6 kadınlarda doğurganlığı ve B12 sperm sayısını artırabilir.hamile_kalmak_icin_ne_yapmali (3)

    İdeal kilonuza gelin
    Şişmanlık yalnızca sağlık konusunda çeşitli risklere yol açmakla kalmaz, hamile kalma potansiyelinizi de olumsuz etkiler. Yapılan çalışmalar obez kadınlarda hamile kalma oranın düştüğünü göstermektedir.
    Fazla kilo gibi aşırı zayıflık da kısırlığa yol açabilen etmenler arasında yer alır.
    Sağlıklı bir vücut ağırlığında iseniz, beslenmenize dikkat ederek bunu muhafaza edin.

    Hamile kalmak isteyen birine önerebileceğimiz en önemli şey, bir jinekoloğa ve diyetisyene başvurup doğru bir beslenme programı ve takviye vitamin hapları ile gebeliğe hazırlanmasıdır. Folik asit hapı alımına hamile kalmadan 3 ay önce başlanabilir.hamile_kalmak_icin_ne_yapmali (7)

    Kafeinden vazgeçin. Yapılan araştırmalar neticesinde yüksek oranda kafein tüketimi
    ile doğurganlık düzeylerinde azalma arasında bir bağlantı tespit edilmiştir.
    500 mg kafein sınırınız olmalı, bu oranı aşmamalısınız. 500 mg çok gelebilir
    Starbucks’da büyük boy kahve 330 mg kafein içerir, yani iki bardak içmeniz bile sınırı aşmaya neden olur.hamile_kalmak_icin_ne_yapmali (4)

    Ovulasyon tarihinden 2 gün önce cinsel ilişki yaşamanız hamile kalma şansınızı artıracaktır.
    Yumurtlama tarihinizi hesaplamak için eczaneden ovulasyon kiti satın alabilirsiniz.hamile_kalmak_icin_ne_yapmali (8)

    Cinsel ilişki sonrası sırtı üstü uzanın.Hollanda’da yapılan bir çalışmada ilişki sonrası 15 dakika boyunca uzanan kadınlarda %50 daha fazla gebelik şansı tespit edilmiştir.

    Stres hamile kalmayı engelleyen en önemli etmenlerdendir.
    Kendinizi kasmayın, vakti saati gelmeden kuş uçmaz, yaprak düşmez,
    sebepe yapışıp, gerisini yaradana bırakın.

    İlgili konular

    Hızlı Hamile Kalma Yolları Tıklayınız

    Hızlı Hamile Kalmak İçin 9 Öneri Tıklayınız

     

    hamile_kalmak_icin_ne_yapmali (6)

  • Mini Tüp Bebek

    Mini Tüp Bebek

    Mini tüp bebek tedavisinde anne adayına adetinin üçüncü gününde ultrason değerlendirmesi yapılır. Bu değerlendirmenin amacı kist olup olmadığını tespit etmektir. Mini tüp bebek tedavisinde anne adayına yalnızca folik asit takviyesi yapılır. Herhangi bir enjeksiyon yapılmaz. 4 gün sonra ise ultrason ile yumurtalık büyüp büyümediği kontrol edilir. Mini tüp bebek tedavisinde anne adayının yumurtalarına ilaç desteği ile müdahale edilmez. Bu durumda yumurtaların kendiliğinden büyümesi kontrol edilir. Yumurtaların büyüklüğü 13 mm’ye ulaştıktan sonra ise yumurta koruyucu tedaviye başlanır.

    Mini tüp bebek tedavisinde yumurtanın gelişmesini kontrol etmek amacıyla 1 ya da 2 ampul yumurta iğnesi ile desteklenmektedir. Bu noktada anne adayına yapılan enjeksiyon sayısı yaklaşık olarak 5 olmaktadır.  Bu aşamadan sonra sonra ise anne adayından yalnızca tek bir yumurta alınır ve laboratuvar ortamında takip edilir. Bu noktadan sonra ise tüp bebek yöntemi ile aynı aşamalardan geçilerek embriyo takip edilir ve uygun zamanda anne adayının rahmine transfer edilir.

    Mini tüp bebek tedavisi kimler için uygundur?

    Mini tüp bebek tedavisi çoğunlukla klasik tüp bebek tedavisinde kullanılan ilaçlardan etkilenebilecek anne adaylarına önerilir. Mini tüp bebek tedavisi, ilaç masrafları olmaması dolayısıyla klasik tüp bebekten daha ekonomik bir yöntemdir. Anne adayına bu tedavi yönteminde daha az enjeksiyon yapılmaktadır. İlaç kullanımı ise klasik tüp bebeğe göre oldukça azdır. Gerekli durumlarda küçük dozajlarda ilaçlar kullanılabilir.

    Mini tüp bebek yöntemi ve klasik tüp bebek arasındaki farklar nelerdir?

    Mini tüp bebek tedavisinde başarı şansı, klaisk tüp bebek tedavisine göre daha az olmaktadır. Mini tüp bebek tedavisinin klasik tüp bebek yönteminden en önemli farkı ise, yumurta ve embriyo gelişiminde daha fazla aksaklık yaşanabilmesidir. Mini tüp bebek tedavisinde ilk olarak hedeflenen yumurta gelişimidir. Ancak kimi durumlarda kaliteli olan yumurtaların boş çıkabilme riski de söz konusudur.

    Kaynak: http://www.bulenttiras.com/mini-tup-bebek-nasil-yapilir

    Tüp Bebek Tedavisi sorularınız için tıklayınız!

  • Dış gebelik nedir?

    Dış gebelik nedir?

    Dış gebelik, döllenmesi sağlanan bir yumurtanın rahim içi yerine başka bir yerde yerleşim göstermesi olayıdır. Dış gebeliğe % 90 ile % 95 civarında fallop tüplerinde rastlanmaktadır. İlk 3 ayda yaşanan anne ölümlerinin en çok karşılaşılan sebepleri arasında ve hamileliklerin yaklaşık % 1inde karşılaşılır. Döllenen yumurta herhangi bir sebepten dolayı tüplerden rahim boşluğuna kadar olan yolculuğunu tamamlayamaz. En çok tüplerde karşılaşıldığından dolayı, ektopik gebelik denildiğinde genel olarak tubal gebelik akıllara gelir.

    Hamileliğin ilk zamanlarında aynı normal hamilelik belirtileri gösterir. Bu belirtiler:

    • Adet gecikmesi,
    • Yapılan hamilelik testlerinin pozitif çıkması,
    • Mide bulantısı,
    • Kusmalar,
    • Göğüslerde hassasiyet oluşması

    Gibi normal hamilelikte meydana gelen belirtiler dış gebelikte de görülür. Tüplere yerleşmiş olan hamilelik gelişim göstermeye başlar. Belli bir büyüklüğe gelmesinin ardından, tüpleri germesi sonucunda burada bir yırtılmanın ve kanamanın meydana gelmesine sebep olur. Ancak dış gebelik fark edilmez ve tedavisi gerçekleştirilmez ise, iç kanama meydana gelir ve bu kanama anne ölümü ile sonlanabilir. Ektopik gebeliğin önemi buradan kaynaklanır.

    Dış gebelik açısından riskli kabul edilen grup kimlerdir?

    • İç genital organlara yayılmış, ciddi genital enfeksiyonlar geçirmiş olan kişiler
    • Çok eşli olan kişiler
    • Korunmak için spiral kullanan kişiler
    • Daha önce herhangi bir sebepten dolayı (örneğin apandisit ameliyatı) karın iç organları ile alakalı ameliyat geçirmiş olan kişiler
    • Daha önce dış gebelik yaşamış olan ve tüplerinden ameliyat olan kadınlar.
    • Kısırlık tedavisi için tüp bebek veya mikroenjeksiyon gibi yöntemler uygulanmış olan ve tüplerinde hastalık tespit edilen kadınlar.

    Dış gebelik nasıl tedavi edilir?

    Dış gebelik tanısı erken dönem içerisinde konduğu zaman, yani henüz tüp yırtılmadan tespit edildiğinde, hasta daha kan kaybı yaşamadan laparoskopik yöntem sayesinde tedavi edilme şansı oldukça yüksektir.

    Bununla beraber, laparoskopik tedavinin hastanın tüpünün alınmadan “tüpün içinin boşaltılarak” tedavi edilmesini ve bu sayede tüpünün korunmasına yardımcı olma konusunda büyük bir yararı vardır. Laparoskopi cihazlarının bulunmadığı yerlerde aynı işlem laparotomi yöntemi ile yani karnın açılması ile de gerçekleştirilebilir.

    Kaynak: http://jinekoloji.com/dis-gebelik-nedir

  • Hamilelik döneminde beslenme nasıl olmalı?

    Hamilelik döneminde beslenme nasıl olmalı?

    1 ) Hamilelik döneminde beslenme nasıl olmalı?

    Anne adaylarının en çok merak ettikleri ve endişe duydukları konulardan biri olan beslenme, anne ve bebek açısından büyük önem taşımaktadır. Hamilelik dönemi içerisinde beslenme düzenine daha farklı bir bakış açısından bakmak gerekir. Bu dönem içerisinde dengeli ve sağlıklı beslenmek, hamileliğin sağlıklı bir şekilde neticelenmesi bakımından oldukça önemlidir. Hamilelik dönemi içerisinde anne adayları muhakkak günlük olarak gereksinim duydukları protein, karbonhidrat, yağ, vitamin ve mineralleri almaya dikkat etmelidirler.

    Hamilelik dönemi içerisinde alınması gereken bütün bu besin maddelerine karşı olan günlük ihtiyaç artış gösterir. Anne adaylarının düzenli ve yeterli bir şekilde beslenmeye dikkat etmeleri, buna ilave olarak da hamilelik süresi boyunca her gün demir takviyesi almaları oldukça önemlidir. Hamilelik dönemi içerisinde anne adayı demir eksikliği yaşamasa bile, muhakkak demir takviyesi almaları gerekir. Bunun dışında anne adayları hamile olmadan önce folikasit vitaminine başlamalıdır. Hamilelik dönemi içerisinde folik asit kullanmak, anne ve bebek açısından oldukça önemlidir.

    2 ) Hamilelik dönemi içerisinde ideal kilo alımı ne kadar olmalı? 

    Anne adayları yeterli beslenerek yaklaşık olarak 10 kg ile 12 kg almaktadır. Hamilelik dönemi içerisinde kilo takibinin yapılması oldukça önemlidir. Hamilelik döneminin ilk 3 ayı içerisinde yaklaşık olarak 1 kg, ileriki dönemlerde ise ayda ortalama 1.5 2 kg alınması normal olarak kabul edilir.

    3 ) Hamilelikte hangi besinlerden uzak durmak gerekir? 

    Hamilelik döneminde çok fazla yağlı besinlerden, besin değerinin oldukça düşük olduğu fast food gibi besinlerden uzak durulması gerekir. Karbonhidrat açısından fakir, vitamin ve mineral açısından ise zengin olan besinlerin alınmasına dikkat edilmelidir.

    Anne adayları gün içerisinde sık sık ve az az yemek yemeye özen göstermeli ve gün içerisinde 3 öğün olarak değil, bu 3 öğünü gün içerisinde 5 öğüne yayarak tüketmelidir.

    Aşırı tuz tüketiminden uzak durulması da, hamilelik için önemli olan bir diğer konudur. Taze sebze ve meyvelerin alınması, hamilelik döneminde oldukça önemlidir. Hamilelik dönemi sürecinde, protein gereksinimini karşılamak açısından et ve süt ürünlerinde muhakkak yararlanmak gereklidir. Haftada 1 veya 2 gün balık yenmesi de, anne adayları açısından önemlidir. Ancak anne adayları her çeşit balığı tüketemez. Bu sebepten dolayı da, hamilelik açısından uygun olarak kabul edilen balıkların tüketilmesi önemlidir.

    Anne adayının haftada 1-2 gün balık yemesi bebeğin beyin gelişimi için oldukça önemlidir. Bebeğin beyin gelişimi için omega 3 alması oldukça önem teşkil eder. Ton balığı haftada ikiden fazla olmamak koşuluyla tüketilebilir. Balıklar da civa bulunduğu için haftada ikiden fazla balık tüketilmesi sakıncalıdır.

    4 ) Hamilelik döneminde suyun önemi

    Hamilelik döneminde bol miktarda sıvı alınması gerekir. Anne adaylarının hamilelik dönemi içerisinde sıvı alımına duydukları gereksinimleri de artar. Bu sebepten dolayı da, anne adayları gün içerisinde ortalama olarak 10 bardak civarında su tüketmelidir. Hamilelik dönemi içerisinde kafein alımı çok fazla tavsiye edilmez. Bu sebepten dolayı da anne adaylarının çay, kahve veya kola gibi içecekleri çok çok az almaları gerekir.

    Nane, kuşburnu, limon, adaçayı ve papatya gibi bitki çaylarının içilmesinde herhangi bir sakınca yoktur.

    Alkollü içecekler hamilelik dönemi için oldukça sakıncalıdır. Bu sebeple alkollü içecekler de uzak durmak önemlidir. Alkol tüketimi, fetal alkol sendromu adı verilen bir duruma yol açabilir. Bu durumda gebelik için oldukça sakıncalıdır. Günlük olarak anne adaylarının 2- 3 bardak süt içmesi kalsiyum açısından oldukça önem teşkil eder.

    5 ) Hamilelik döneminde diyet yapmayın

    Hamilelik dönemi süresince kilo vermek için veya daha fazla kilo almamak için diyet yapılması doğru değildir. Bebek bakımından oldukça riskli olan bu durum anne adaylarının kaçınması gereken bir durumdur. Anne adayı hamilelik dönemine girerken normal bir kiloda başlaması gerekir. Hamilelik döneminde de normal miktarda yani ortalama olarak 10 kg ile 12 kg arasında alabilir. Hamilelik döneminin erken dönemlerinde anne adayı fazla kilolu ise, hamilelik dönemi içerisinde bu kilolar verilmelidir. Sadece dengeli ve sağlıklı beslenerek daha az kilo almayı sağlayabilir.

    6 ) Şarküteri ürünlerinden uzak durun

    Anne adayları özen göstermesi gereken bir başka konu da, çiğ et, iyi pişirilmemiş sucuk, iyi pişirilmemiş yumurta veya diğer şarküteri ürünlerinden uzak durmalarıdır. Bunun dışında mayonez ve pastörize edilmemişler olan besinler de, alınmamaya dikkat edilmelidir

    Kaynak: http://hamilelik.com/hamilelik-doneminde-beslenme/

  • Hamilelikte Kuru Üzüm Yemek Ve Faydaları

    Hamilelikte Kuru Üzüm Yemek Ve Faydaları

    Hamile iken yediklerinize ve içtiklerinize çok dikkat etmelisiniz, çünkü aldığınız gıdalar yalnız sizi değil bebeğinizi de doğrudan etkiler. Hamilelikte üzüm yemek ve faydaları makalemizde gebeyken bu yiyeceği yemenin yararları hakkında bilgiler verdik. İster meyve olarak yiyin, isterseniz kuru şekilde tüketin yahut komposta yapıp için, her halükarda bildireceğimiz faydaları temin edebilirsiniz.

    Kansızlığı Önler
    Hamilelerde demir eksikliği sık karşılaşılan sağlık sorunlarındandır.
    Demiri doktorunuzun bildireceği vitamin haplarıyla karşılayabilirsiniz, fakat doğal yoldan almak daha iyi değil mi? Üzüm demir ve B vitamini deposu bir yiyecektir.
    Gebeliğiniz boyunca üzüm tüketerek kansızlık, yorgunluk, halsizlik, depresyon ve bunun gibi kansızlığın büyük rol oynadığı semptomlardan kurtulabilirsiniz.

    Kabızlığı Giderir
    Peklik yani kabızlıktan dolayı kendinizi huzursuz mu hissediyorsunuz? yalnız değilsiniz!
    hamile kadınların hemen hemen hepsi kabızlık ve sindirim sorunlarından muzdariptir.
    Üzüm lifli yapısıyla kabızlığı önler, bağırsakları çalıştırır.

    İştahı Artırır
    İştah eksikliği özellikle birinci ve üçüncü trimesterde, yani ilk 3 ayda ve son 3 auyda hamile kadınların en büyük sorunlarındandır. İlk trimesterde, iştahsızlığın nedeni sabah bulantılarıdır, üçüncü trimesterde ise büyüyen rahimdir. Üzüm lif, magnezyum, potasyum içeriği ile iştahınızı açıp sizi bu dertten kurtarabilir.hamilelikte_uzum_yemek_ve_faydalari (1)

    Diş Sağlığını Korur
    Diş eti iltihabı ve dişlerdeki problemler gebelerin yaşadığı sorunlardandır.
    Üzüm, oleanolik asit içeriği ile sağlıklı diş ve diş etlerine kavuşmanızı sağlar.

    Kanseri Ve Kardiyovasküler Hastalıkları Önler
    Hamilelik sırasında vücudunuz bir sürü değişim geçir.
    Bütün bu değişiklikler, vücutta oksidatif stresin salgılanmasına yol açıp,
    ileriki hayatınızda kanser ve kardiyovasküler hastalıklara yakalanmanıza neden olabilir.
    Üzüm, antioksidan içeriği ile tüm bu sorunlardan sizi korur.

    Enerji Sağlar
    Hamilelik sırasında, yorgunluk, halsizlik, tükenmişlik hissi günlük mesele haline gelir.
    Üzüm, glikoz ve şeker içeriği ile size enerji ve güç verir.

    Bebeğin Kemik Gelişimine Yardımcı Olur
    Hamilelikte üzüm tüketerek doğmamış bebeğinize büyük bir iyilik yapmış olursunuz!
    Üzümdeki kalsiyum bebeğinizin kemiklerini güçlendirir, vitaminler ise fetusun görme yeteneğini geliştirir.

    İlgili Konular
    Hamilelikte Folik Asit Alabileceğiniz 7 Yiyecek
    Hamileyken Mutlaka Yenilmesi Gereken 9 Besin!
    Hamilelikte Yumurta Yemenin Faydaları
    Hamilelikte Yapılmaması Gereken 13 Şey için Tıklayın
    Hamilelere 13 Uzman Önerisi için Tıklayın
    Hamilelikte Temel Besin Kaynakları

    Hamilelikte Bebeğin Zeka Gelişimini Etkileyen Yiyecekler Tıklayınız

    YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan yorum yazıları veya haberlerin tüm hakları Kadınlar Kulübü’ne aittir. Kaynak gösterilse dahi hiçbiri özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazılar sadece Kadınlar Kulübü tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.

     

  • Sezaryen kaçıncı haftada yapılır?

    Sezaryen kaçıncı haftada yapılır?

    Planlı olarak uygulanan sezaryen doğum genellikle gebeliğin 39. Haftasında yapılmaktadır. Gebelik döneminde  son adet tarihine ve ultrason güncellemelerine göre 39 hafta 0 gün olduğunda ve daha sonrasında sezaryen doğum yapmak mümkün olmaktadır. Sezaryenin daha erken yapılması ise bebek ile alakalı çeşitli risklerin artmasına yol açabilir.

    Acil sezaryen:

    Daha önceden planlanmamış acil sezaryen operasyonları anne ya da bebek ile alakalı hayatlarını riske edebilecek durumlarda uygulandığından gebeliğin herhangi bir haftasında uygulanabilmektedir. Çoğunlukla gebeliğin 34. Haftasından sonra uygulanan sezaryen doğumlarında bebek ile ilgili bir sorun meydana gelmezken 34. haftadan önce uygulanan operasyonlarda bebeğin akciğer gelişiminin tam olmaması sebebiyle solunum sorunları ve farklı sorunlar meydana gelebilmektedir.

    Gebelik haftasından önce karın katmanları ve rahmin tıpkı sezaryen doğumda olduğu gibi kesilmesi ve bebeğin alınmasına histerotomi (hysterotomy) adı verilir. Bu operasyona sezaryen isminin verilmesinin sebebi bebeğe dair hiçbir herhangi bir yaşam beklentisinin bulunmamasıdır. Histerotomi hamileliğin iptali adına uygulanan bir cerrahi müdahaledir. Bunu küretaja benzetebiliriz.

    Sezaryen  ne kadar sürede tamamlanır?

    Sezaryen operasyonları çoğunlukla 30-60 dakika arasında tamamlanmaktadır. Daha önceki doğumlarını sezaryen yapan kişilerin ameliyatı hiç sezaryen yapılmamış kişilere kıyaslar daha uzun sürmesi muhtemeldir..

    Sezaryen olan hasta kaç günde iyileşir?

    Hasta çoğunlukla bir hafta içerisinde evde günlük işlerini yapabilir.  Evinde rahat rahat oturup kalkabilir. Dikiş atılan bölgenin iyileşmesi de yaklaşık olarak 1 haftayı bulur.

    Bebek için niçin doğumun gerçekleşmesi adına  39.haftayı beklemek bu kadar önemlidir?

    Genellikle tıbbi açıdan zorunluluk teşkil etmeyen nedenler sebebiyle başvurulan sezaryen doğumlarda ciddi bir artış olmuştur. Uzmanlar sezaryenin genel olarak hamileliğin 39. Haftasında yapılmasını salık verirler. Bundan önce yapılan sezaryenlerde anne ve bebek için çeşitli sorunlarla karşılaşma riski artar.  Şayet herhangi bir problem mevcut değilse doğumun kendi kendine başlaması en sağlıklısıdır. Fakat unutulmaması gereken bazı durumlar vardır. Bebeğin gelişimi için gebeliğin her haftası ayrı önem taşımaktadır. Gebeliğin son haftaları da bebeğin gelişimi için büyük bir önem teşkil eder. Gebeliğin son haftalarında bebeğinizin beyin-akciğer gelişimi hala sürmektedir. Yani bebeğinizin ne zaman dünyaya geleceğine karar verme şansı yoktur. Tıbbi zorunluluk durumları dışında böyle bir karar şansı mümkün değildir.  Fakat  hamileliğin son haftalarında istenmeyen bir problem ile karşılaşılırsa doğumu erken  yapmak gerekebilir. Bu da sezaryen ile olur. Şayet doğumu illa ki anne adayı planlayacaksa, doğum 39. Haftadan önce yapılmamalıdır.

    Anne karnındaki bebek için son haftalar neden önemlidir?

     

    Genellikle zamanında ve doğal miyadında dünyaya gelen bebekler, gebelik haftaları tamamlanmadan dünyaya gelen bebeklere göre daha sağlıklı olmaktadır. Doğum sırasında da erken doğan bebekler için daha fazla risk faktörü olduğu da bilinmelidir.

    kaynak: http://jinekoloji.com/sezaryen-dogum-kacinci-haftada-yapilir

  • Gebe kalmak isteyen yeşil çay içmesin!

    Gebe kalmak isteyen yeşil çay içmesin!

    Çocuk sahibi olmak isteyenler dikkat! Medical Park Hastanesi Kadın Sağlığ

    ı ve Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Hasan Akyüz, gebe kalmak isteyenlerin yeşil çaydan uzak durması gerektiği uyarısında bulundu.

    Takvim’de yer alan habere göre Op. Dr. Akyüz bu durumu şöyle açıkladı: “Gebe kalmayı planlayanların yeşil çay içmemelerinin daha uygundur. Çünkü yeşil çay folik asit ile etkileşime girerek kandaki düzeyleri düşürür. Bu yüzden gebe kalmayı planlayanların yeşil çay içmemeleri daha uygun olur. Kahve de erkekte sperm hareketliliğini arttırmakla birlikte fazla tüketildiğinde kadınlarda gebe kalma şansını azaltabilir.”

  • Kimyasal Gebelik (Sessiz Düşük)

    Kimyasal Gebelik (Sessiz Düşük)

    1 ) Kimyasal gebelik nedir?

    Genel olarak kimyasal gebelik, normal bir hamilelik meydana gelmeden döllenmiş olan yumurtanın, daha sağlıklı bir şekilde embriyonun gelişim göstermeden devam etmesi ve sadece laboratuvar tahlilleri ile beraber hamilelik testleri sayesin de saptanabilmesi durumudur. Daha çok yapılan hamilelik testleri içerisinde incelenen hamilelik hormonu BHCG nin yüksek çıkması halinde (+) bu durum da çok sağlıklı olarak bir hamilelik oluşmamaktadır. Çünkü anne rahminin içerisine yerleşemeyerek düşük ile kendi kendine sonuçlanmaktadır. Kimyasal gebelik durumuna çok fazla rastlanmaktadır. Ancak kadınların büyük bir kısmı da bunun farkında dahi olmamaktadır.

    Kadınlar normalden biraz daha fazla miktarda ve düzensiz bir şekil de adet gördüğünü zanneder. Oysa ki, o esnada düşük durumu meydana gelir. Kimyasal gebelikler, bazı doktorlar tarafından “sessiz düşük” şeklinde ifade edilmektedir. Yani, kadın da döllenme meydana gelmemektedir, ancak meydana gelmiş olan döllenme ürünü de kadının rahminin içerisine yerleşemez ve sessiz olarak adet kanamaları ile beraber düşer. Bu durum da sadece yapılan hamilelik testleri ile anlaşılmaktadır. Genellikle kimyasal gebelikler tespit edildiği zaman, bazen anne de dış gebeliğin meydana gelmiş olma düşüncesini de uyandırmaktadır. Ancak yapılan düzenli Beta HCG incelemelerinde, değerlerde çok hızlı düşmelere rastlanmaktadır.

    2 ) Kimyasal gebeliklerde müdahaleye gerek var mı?

    Kimyasal gebeliklerin ortaya çıkması durumunda, doktorlar tarafından kürtaj işlemi veya herhangi tıbbi bir müdahaleye gerek yoktur. Sadece düzenli bir şekilde takip edilmesi gerekmektedir. Özellikle hamilelik durumu anne de bulunan yumurta hücreleri ile babadan gelen spermler ile birleşmesi neticesinde başlamaktadır. Ortaya çıkan bu aşamanın ardından da, döllenmiş olan yumurta bölünme ile içerdiği hücrelerin miktarında artışlar görülmeye başlamaktadır. Meydana gelmiş olan yeni canlı da içerdiği hücrelerin sayısı git gide yükselerek, embriyo şeklinde ifade edilip oluşumun hacmin de gelişme gözlenirken, tüp içerisinden rahme doğru bir yolculuk başlar.

    Blastokist adımına gelinmesi ile beraber, ilerleyen embriyo tam anlamı ile rahme kadar ulaşmış demektir. ”Human Koroyonik Gonadotropin” (HCG) olarak ifade edilen hamileliğin, kendine özgü olan hormonu yani hamilelik hormonu salgılanmaya başlamaktadır. Bknz: http://jinekoloji.com/kimyasal-gebelik-sessiz-dusuk-nedir/

     

    3 ) Klinik gebelik nasıl tespit edilir?

    Anne adayın da hamileliğin ilerlemesi ile ortaya çıkan bu hormonun hem kan da hem de idrar da sayıları her geçen gün artmaktadır. Ancak idrar da bu hormonun tespit edilebilmesi için, muhakkak kan seviyelerinde artış olması gerekir. Daha çok idrar da tespit edilebilecek seviyeye gelmesinin ardından, kadının beklemiş olduğu adet kanamalarında da gecikme görülür. Kanda mevcut olan HCG düzeyi de, genel olarak 1000-1500 IU/mL ulaşması ile beraber yapılacak olan vajinal ultrasonografi muayenesi ile beraber de hamilelik kesesi çok rahat bir şekilde görülebilmektedir. Bu duruma ulaşıldığı zaman, hamilelik daha çok “klinik gebelik “şeklinde ifade edilir. Ancak bazı durumlar da ise, kadın da adet gecikme durumu meydana gelmeden, tesadüfi veya erken gebelikten şüphelenilmiş durumların olması halinde, adet 1 veya 2 gün gecikmiş ise, anne adayına yapılan hamilelik testin de HCG seviyelerinde de artışlar görülebilir.

    Ancak kadın da farklı bir sebep olmadığı halde, hamilelik dönemi içerisinde embriyo canlılığını kaybedebilir. Bazen bu durum adet kanaması veya adet döneminde gecikme yaşanmadan veya gecikmenin ardından da görülen kanamalar ile beraber, hamileliğin sonlandırılması gerekir. bu gibi bir durum ile karşılaşılması halinde, daha çok bu duruma buna kimyasal gebelik (sessiz düşük) denmektedir.

    Kadın da sağlanmış olan hamilelik, kan aracılığı ile gerçekleştirilmiş olan incelemeler sonrasın da tespit edilebilmektedir. Ancak daha klinik olarak tespit edilebilecek duruma gelmeden önce, kendi kendine de sonlanabilmektedir. Genellikle döllenmiş olan yumurta, sağlıklı embriyo gelişimini devam ettirmeden, hamilelik durumunun bir tek laboratuvar tahlilleri veya hamilelik testleri ile saptanması da mümkündür. Ancak pek çok kadın bu düşük durumunu kendi kendine fark edemedikleri için, genel olarak bir adet gecikmesi şeklinde geçiştirilmektedir. Aslın da kadın düşük yapmıştır.

    Genellikle kimyasal gebelik durumundan şüphelenildiğin de bu durum bazen dış gebelik olarak da zannedilmektedir.