Etiket: hamilelik süreci

  • Çikolata  Kistinin 7 Belirtisi

    Çikolata  Kistinin 7 Belirtisi

    Çikolata Kistinin Görülme Yaygınlığı

    • En yaygın olarak: 24-45 yaş arası kadınlarda görülür,
    • Jinekolojik sorunu olan kadınların: % 10-15’inde,
    • Histerektomi sorunlarında: % 10,
    • Ciddi pelvik ağrısı olan hastalarda: % 54,
    • Kısırlık sorunlarında: % 25-50 ,
    • İLk bebeğini, ileri yaşta doğuranlarda ve daha çok beyaz ırkta ortaya çıkar.

    Çikolata kisti için risk etkenleri:

    • Irk,
    • Heredite,
    • Hormonal bağımlılık,
    • Doğum kontrol hapları,
    • Adetlerin düzeni,
    • Boy-kilo.

    Endometriozis, rahim iç tabakasının yani endometrium rahim iç yüzeyi haricinde bir alana yer etmesidir.

    Çikolata kisti diğer bir adı ile endometriozis, genellikle cinsel ilişki aşamasında, adet döneminde veya herhangi bir zamanda pelvik alanda, özellikle adet döneminde şiddetli yaşanan ağrılara sebep olabilir. Bu ağrılar, ağrı kesiciler ile geçmez. Ağrı gibi belirtilerinin dışında, hamile kalamama ve adet düzensizliği sorunu olan kişilerde de çikolata kisti (endometriozis) teşhis edilebilmektedir.Çikolata kistinin neden oluştuğuna dair net ve kesin bir bilgi henüz yoktur. Tedavileri ise, hastanın belirtilerini hafifletmeyi amaçlar. Bugüne dek çikolata kisti ile ilgili bilinen en keskin ve net tedavi operasyındur.

    Çikolata Kisti Kimlerde Görülür?

    Endometriozis yani çikolata kisti hastalığı, üreme çağındaki her kadında görülebilir. Bazı kadınlarda çikolata kisti hiçbir belirti vermeyebilir. Ve muayene aşamasında rastlantısal şekilde teşhis edilebilir. Bunun dışında çoğunluk kısırlık hastalığı araştırılan kadınlarda, pelvik ağrı duyan kadınlarda, yumurtalık kisti teşhisi koyulmuş kadınlarda yapılan araştırmalar ile teşhis edilir.

    Kan bağı olan ve birinci dereceden yakını olan kadınlardan birinde çikolata kisti var ise, bu kadında çikolata kisti 8 misli daha çok görülme riskine sahiptir.

    Çikolata Kistinin Belirtisi

    1. Çikolata kisti olan kadınların en yaygın olarak yaşadığı belirti, adet döneminde, cinsel ilişki sırasında ya da herhangi bir dönemde duyulan kasık ve alt karın ağrısıdır. Bu en yaygın belirtli olarak çoğu kadında görülüğr. Kimi zaman çikolata kisti yalnızca bel ağrısı biçimide de kendini ortaya koyabilir.
    2. Cinsel ilişkide bulunulması halinde, kişi ağrı duyar. Bu ağrı genellikle derinde duyulur.
    3. Çikolata kistinin sebep olduğu belirtilerin niteliklerinin ve derecesinin en mühim işaretçisi hastalığın nereye yerleştiğidir. İkinci en önemli işaretçisi ise, hastalıığın ne derecede yaygınlaştığıdır.
    4. Çikolata kisti belirti vermeyebilir. Belirti vermediği durumlarda, kişinin muayenesi yapılırken rastlantısal bir şekilde tespit edilir. Bundan dolayı da çikolata kisti için genellikle belirti vermez diyebilir.
    5. Çikoolata kistinin bu belirtilere sebep olmasına neden olan ise, her ay yerleştiği alanda tıpkı adet kanaması gibi kanamaya sebep olmasıdır.
    6. Belirtiler, kanamanın yerleştiği alanda sebep olduğu iltihabi reaksiyona yol açar. Kadının her ay adet kanamasında duyduğu şiddetli sancıya da bu sebep olmaktadır.
    7. Çikolata kistinin kanamaları, bu kanamalarının kalıntılarının yol açtığı yapışıklıklara sebep olabilir. Kadının tüpleri bu yapışıklıklar sebebiyle tıkanabilir. Ya da yapışıklıklar gebe kalamamaya yol açabilir.

    Klinikte en çok görülen belirtiler:

    • Ağrılı adet görme,
    • Pelvik ağrı,
    • Kısırlık,
    • Cinsel ağrı,
    • Adet düzensizliği.

    Genital sistemle ilgili belirtiler:

    • Ağrılı adet görme,
    • Alt karın ve pelviste ağrı,
    • Adet düzensizliği,
    • Endometriomada rüptür ya da torsiyon olması,
    • Sakrumda duyulan ağrı,
    • Kısırlık.

    Üriner sistem belirtileri:

    • İdrarda kan görülmesi,
    • İdrar yaparken ağrı,
    • Üreter tıkanması.

    Çikolata Kisti İçin Nasıl Teşhis Konur?

    Belirtilerin biri ya da birkaççı mevcut ise, çikolata kisti için bir şüphe duyulabilir. Bu şüphenin kesinleşmesi de, ameliyat esnasında örneği alınan şüpheli parçaların patolojik şekilde araştırması ile açığa kavuşur. Özellikle vajinal ultrasonografi çikolata kistlerinin mevcudiyetinde %95’e varan doğruluk sonuçlarına sahiptir.

    Çikolata Kisti Nasıl Tedavi Edilir?

    • Çikolata kisti sebebiyle meydana gelmiş karın içi yapışıklıkları ve çikolata kistlerinin tedavisi için ameliyat yapılır.
    • Bu operasyon için ilk olarak laparoskopi tercih edilir. Ancak karın içi yapışıklıkları oldukça ciddi derecede ise, laparotomi yapılabilir.
    • Çikolata kistlerinin tedavisi için esas hedef, kistin içinin boşaltılması ve kist cidarının alınmasıdır. Özellikle laparoskopi aşamasında kist cidarının tamamını çıkartmak oldukça güç olabilir. Bu sebeple kistin nüks etme riski artar.
    • Çeşitli durumlarda kistin sağlıklı yumurtalık dokusundan çıkartılması sağlanamayabilir. Bu sebeple hastalıklı olan yumurtalığın tamamen alınması söz konusu olabilir.
    • Çocuk istemeyen ya da ailesi tamamlanmış bir kişide çikolata kisti oldukça ağır seyrediyorsa ve nüks etme riski mevcut ise, yumurtalıklar tamamen alınabilir. Bu sayede kesin tedavi sağlanabilir.

    Çikolata Kistinden Korunma Yolları Nelerdir?

    • Çikolata kistinden kesin olarak korunmayı sağlayan bir çözüm, alternatif günümüzde henüz yoktur.
    • Doğum yapıldıktan sonra çikolata kistinde gerileme görülür.
    • Çeşitli sebeplerle çikolata kisti teşhisi konulmuş olan kadınların operasyonla yapılan tedavi ardından nüksleri önlemek için verilen ilaç tedavisine başlamaları, nüksleri geciktirmek ve hatta tamamen engellemek açısından oldukça mühimdir.
    • Çeşitli sebeplerle “yumurtalık kisti” ameliyatı geçirmiş kişilerin, mutlaka doktorlarından kistinn özellikleri hakkında bir yazı ya da belge istemeleri gerekir. Bu belgeler be patoloji raporları mutlaka kaybedilmeden saklanmalıdır. Çünkü, şayet bir doktor değişikliği söz konusu olursa bu belgelere ihtiyaç duyulacaktır.
    • Çikolata kisti nüks edebilen bir sorundur. Bu sebeple şayet bir kadın çikolata kisti teşhisi almış ise ve bebek yapmak istiyorsa, tedavi sonlandırıldıktan hemen sonra hamile kalmak için çalışmalıdır. Hamilelik ve doğum çikolata kistinin nüks etmesini geciktirir. Bunun dışında çikolata kistinin ileride gebe kalamama sorununa yol açtığı bilinmektedir. Bu riskin artması önlenmiş olur.
    • Çikolata kisti tedavisi ardından kişi kendi kendine hamile kalmayı dener. Ancak bazen doktor zaman kaybetmemek adına tüp bebek tedavisini de önerebilir.

    Kaynak : Çikolata Kisti’nin ( Endometriozis ) 11 Belirtisi

  • Hamilelik zor zanaat

    Hamilelik zor zanaat

    Hamilelikte mideniz mi yanıyor? Özellikle sabahları kusuyor musunuz? Tuvalet ihtiyacınız giderek artmayı mı başladı? Bacaklarınıza sık sık kramp mı giriyor? Ayaklarınızdaki şişliklerden dolayı ayakkabılarınızı giyemez hale mi geldiniz?

    Bunlar sizi üzmesin. Hamilelik sürecini yaşayan her kadının başına gelebilecek şikayetlerle karşı karşıyasınız. Üzgünüz bu şikayetlerden bebeğinizi kucağınıza alana kadar kurtulma şansınız olmayabilir; ancak bu süreci nasıl daha rahat atlatabileceğinizi merak ediyorsanız bu yazıyı okumanızda fayda var.

    Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Ayşe Kara’ya hamilelik döneminde görülebilecek yakınmalar, bunlar için yapılabilecekler ve dikkat edilmesi gerekenleri sorduk…

    Hamilelik döneminde yaşanacak yakınmaların aslında doğal bir süreç olduğunun altını çizen Op. Dr. Kara; ‘Anne adayına bu süreci mümkün olduğunca rahat geçirebilmesi için ne gibi yakınmalarla karşılaşacağı ve bu yakınmalar karşısında yapabileceklerini açıklamak gerekir.’ diye konuştu.
    Bulantı ve Kusma: Psikolojik faktörlerin de etkisinin olabileceği bulantı ve kusmada hormon üreten sistemlerin rolü vardır. Bu durumda sık ve az miktarda kuru yiyecekler tüketin, ağır ve kokulu yiyeceklerden kaçının; bulantı ve kusmanın devamında kilo kaybı da oluyorsa zaman kaybetmeden hekiminize başvurun.

    Mide Yanması: Bağırsak hareketlerinin azalması ve gebelikte artan hormonların etkisi ile sindirim sistemi kaslarında oluşan gevşeme mide yanmasına neden olur. Antiasit ilaçlar bu dönemde sizi rahatlatacaktır.

    Kabızlık: Bağırsak hareketlerinin azalması kabızlığa neden olur. Bol posalı yiyecekler, kepek ekmeği ya da tam buğday ekmeği tercih edin. Özellikle yaz mevsimindeyseniz kayısı, incir, erik gibi meyveler ve bunların kompostolarını tüketin. Gerekirse gaitayı yumuşatan ilaçlar kullanabilirsiniz.

    Hemoroid: Rahmin büyümesi toplardamarlardaki kan dönüşünü engelleyerek hemoroid oluşumuna; hemoroid varsa yakınmaların artmasına neden olur. Kabızlık bir kısır döngü yaratarak yakınmaları ağırlaştırabileceği için mutlaka önlenmelidir. Hemoroid kitlesi büyüdüğünde ve kanama olduğunda mutlaka doktorunuza başvurun.

    Bacaklarda Kramp ve Ağrı: Serum kalsiyumunda azalma veya serum fosforunda artmaya bağlı, bacaklarda kramp benzeri ağrılar görülebilir. Yorulduğunuzda dinlenmek şartıyla yürüyüş yapın ve aynı yerde sabit durarak ayakta beklemeyin. Kramp anında bacaklarınızı karnınıza doğru çekin. Yakınmalarınız fazlaysa doktorunuz kontrolünde kalsiyumdan zengin diyet ve ilaç alabilirsiniz.

    Vajinal Akıntı: Gebelikte büyüyen rahim ağzı nedeniyle vajinal salgıda artış oluşur. Bu salgı artışı vajinal ortamın asiditesini bozarak enfeksiyona zemin hazırlar. Özellikle mantar enfeksiyonları gebelikte daha sık görülür. Yakınmalarda doktorunuza danışın.

    Sık İdrar Yapma: İdrar toplayıcı sistemlerin genişlemesi, idrar akışının azalması, hormon değişiklikleri ve büyüyen rahmin baskısı, mesane fonksiyonlarını değiştirerek; iltihap için zemin oluşturur. Bu durumu engellemek için bol su için ve genital hijyeninize dikkat edin.

    Baş Ağrısı: Duygusal ve hormonal değişiklikler veya sinüzite bağlı olarak baş ağrısı oluşabilir. Ayrıca gebelikte tansiyon yüksekliği ile seyreden gebelik zehirlenmesi, alerji ve enfeksiyon da bu duruma neden olabilir. Sık görülen ya da devam eden baş ağrılarında mutlaka doktorunuza başvurun.

    Ödem (Şişme): Gebelikte sıvı tutulmasına bağlı olarak görülür. Ödemler, gebelik zehirlenmesi belirtisi de olabilir. Bacaklarınızı yukarı kaldırarak dinlenin. Tuz alımını azaltın ve kesinlikle idrar sökücüleri kullanmayın.

    Bel Ağrısı: Duruş bozukluğu, vücut ağırlığının artışı gibi nedenler bel ağrısına yol açabilir. Duruşun düzeltilmesi bel ağrısını azaltır. Giysi ve ayakkabı seçiminde dikkatli olmalı ve uygun egzersizler yapmalısınız.

    Bayılma ve Halsizlik: Hormonal değişiklikler ayağa kalkıldığında tansiyon düşmesine neden olabilir. Bu durumlarda derin nefes alıp verin. Bacaklarınızı hareket ettirin, başınızı aşağı ayaklarınızı yukarı pozisyona getirin. Ayrıca, kan şekerinizin düşük olması bayılmanıza neden olabileceği için şekerli sıvılar tüketebilirsiniz.

    Göğüslerde Hassasiyet ve Ağrı: Fizyolojik olarak göğüslerdeki değişiklik hassasiyete neden olabilir. Gebeliğe özel rahat sutyenleri 24 saat kullanın. Göğüslerinize buz uygulaması yararlı olabilir.

    Karın Ağrısı: Ciddi bir hastalık belirtisi olabileceği gibi son üç ayda rahmin kasılmasına bağlı olarak da görülebilir. Dinlenme ve pozisyon değiştirme ile düzelebilir. Ancak düzelmiyorsa hemen doktorunuza başvurun.

    Hamilelik ile ilgili yorumlar için tıklayın …

     

  • Çikolata Kisti (Endometriosis) ve Tedavisi Prof.Dr.Recai PABUÇCU

    Çikolata Kisti (Endometriosis) ve Tedavisi Prof.Dr.Recai PABUÇCU

    Endometriosis hastalığının anlaşılabilmesi için endometrium dokusu ve kadınların aylık döngüsündeki değişikliklerinden kısaca bahsetmek gerekir:

    Rahim boşluğunu döşeyen epitel tabakasına endometrium dokusu (dölyatağı) adı verilmektedir. Endometrium dokusu, rahim iç duvarlarını ince bir tabaka halinde döşemektedir. Endometrium hücreleri ve bağdokusu (stroma) hücrelerinden oluşan bu doku hamileliğe hazırlık için her ay siklik değişiklikler geçirmektedir. Adet döneminde endometrium dokusu parçalanarak dökülmekte, adet kanı ile rahim ağzı ve vajina yoluyla dışarı atılmaktadır. Bununla beraber, kadınların önemli bir kısmında adet kanı tüplerin içinden geçerek karın boşluğuna da az miktarda geçmektedir. Adet kanının geri akımıyla (retrograd) karın boşluğuna geçen parçalanmış endometrium dokusu vücudun bağışıklık sistemine ait “makrofaj” hücreleri tarafından ortadan kaldırılmaktadır.

    Endometrium dokusu her ay kendini yenileme ve dökülme fazlarından geçmektedir. Bu değişiklikler beyinden ve yumurtalıklarda salgılanan hormaonların etkisiyle olmaktadır. Endometrium tabakası adet sonrası dönemde ince iken (3-5mm), takip eden günlerde ise hormonal etkilerle giderek kalınlaşarak 9–15 mm’ye kadar kalınlaşmaktadır. Adet bitimiyle endometrium dokusu rejenere olur ve giderek kalınlaşır. Yaklaşık olarak yumurta çatlamasından sonraki 5.-6. günlerde oluşan embriyo rahim boşluğuna ulaşmaktadır. Bu günlerde endometrium hamilelik için hazır hale gelmiş olması gerekmektedir; aksi halde embriyo endometriuma yerleşemez ve hamilelik oluşmaz.

    Endometriosis, rahim iç dokusunu (dölyatağı) oluşturan endometrium hücrelerinin, bu bölge dışındaki yerlerde yerleşmesidir. Endometrium hücrelerinin rahim iç bölgesi dışında yerleştiği alanlara ise ‘endometriosis odağı’ denilmektedir. Endometriosis odakları az sayıda olabileceği gibi ağır formlarında çok yayagın olarak bulunmaktadır.

    Normalde sadece rahim iç tabakasında bulunan endometrium dokusunun nasıl olup da başka alanlara yerleştiği kesin olarak bilinmemektedir. Yukarıda anlatıldığı gibi adet kanının geriye akımı ile karın boşluğuna geçmesinin önemli rol oynadığı bilinmektedir. Ancak, kadınların önemli bir kısmında geriye akım var iken, neden sadece bir kısmında endometriosis hastalığının oluştuğu bilinmemektedir. Karın boşluğuna ulaşan endometrium dokularını parçalayıp yok etmesi gereken bağışıklık sisteminin yetersizliği suçlanmaktadır. Sonuç olarak yok edilemeyen endometrium dokusu rahim dış yüzeyine, yumurtalıklara, tüplere, alt karın boşluğu zarlarına (periton), barsak yüzeylerine tutunarak yerleşmektedir. Retrograd akım endometriosis odaklarının oluşmasındaki en güçlü teori olmakla birlikte başka mekanizmaların da rol oynadığı düşünülmektedir (metaplazi teorisi, hematojen yayılım v.s.)

    Çikolata kisti yani endometriosis hakkında merak edilenler… Kadınlarda kısırlığa da neden olabilen çikolata kisti ihmal edilmemesi ve kısa zamanda tedavisinin yapılması gereken bir rahatsızlık. Çikolata kisti hakkında daha ayrıntılı bilgi sahibi olmak istiyor, kistin kimlerde daha sık görüldüğünü, tedavisi. Çikolata kisti, belirtileri ve tedavisi aşağıdaki yazıda yer almaktadır. Vücudun hangi bölgesinde çıkar ? Cinsel ilişkiyi engeller mi ? İltihap mıdır, fiziksel bir değişim midir ? Rahim nasıl değişime uğrar ? Hangi yaşlarda ortaya çıkar ? Doğum yapmış kadınlarda görülür mü ? Gebe kalamayanlarda çikolata kisti ihtimali daha mı fazladır ? Riski arttıran faktörler nelerdir ? Yanlış beslenme, sigara gibi faktörler etkili midir ? Vücut nasıl kist oluşturur ? Ağrı duyulur mu ? Kanama olur mu ? Cinsel ilişki sırasında nasıl bir rahatsızlık yaşanır ? İlerleyen safhalarda hastaya nasıl bir zarar verebilir ? İlerleyen safhalarda neler yaşanır ? Erken teşhis önemli midir ? Ameliyat mı ilaç tedavisi mi tercih edilir ? Zor bir ameliyat mıdır ? Hangi durumlarda rahim ve yumurtalık alınır ? Kist yeniden tekrarlayabilir mi ? Önlem almak mümkün mü ? Hangi ilaçlar etkili olabilir ? Hangi sıklıkta kontrol edilmelidir ?

     

    Çikolata Kisti (Endometriosis) ve Tedavisi

    – Çikolata kisti nasıl tedavi edilir?
    – Çikolata kistinin belirtileri nelerdir?
    – Çikolata kisti tedavi edilmezse ne olur?
    – Çikolata kisti neden olur?
    – Çikolata kisti nedir?
    – Çikolata kisti kimlerde daha çok görülür?
    – Çikolata kisti tedavisinde başarı kesin midir?

    Görülme sıklığı

    Endometriosis hiç bir şikayeti olmayan, tedavisiz gebe kalabilmiş kadınlarda da bulunabildiğinden bu hastalığın kadınlarda görülme sıklığı kesin olarak bilinmemektedir. Tanısı laparoskopi veya ameliyat ile konulduğundan, bildirilen oranlar değişkenlik göstermektedir. Ancak, doğurganlık çağındaki kadınlarda görülme sıklığı %10 tahmin edilmektedir. Hamile kalma problemi olmayan kadınlara bu oran düşük iken (%1-5), gebe kalamama (infertilite) nedeniyle başvuran kadınlarda bu oran % 20-40’lara çıkmaktadır.

    Endometriosis odakları nerede ve nasıl görülmektedir ?

    Endometriosis karın içinde ve genital organlar üzerinde çok değişik tipte lezyonlara yol açmaktadır. Bu lezyonların yaygınlığına göre Evre I-II-III-IV olarak sınıflandırılmaktadır. Bu sınıflandırma bizzat laparoskopi sırasında lezyonların yerleşimi ve yaygınlığına göre yapılmaktadır. Laparoskopi yapılmadan endometriosis tanısı ve evresini tahmin etmek mümkün değildir. Minimal-Hafif (Evre I-II) endometriosis’te hastalık daha sınırlı ve başlangıç döneminde iken, Orta-Ağır (Evre III-IV) formlarında endometriosis daha yaygındır. Evre III-IV’de, genellikle karın içersinde ileri derecede yapışıklıklar ve çikolata kistleri bulunmaktadır. Her zaman geçerli olmamakla birlikte genellikle hastanın şikayetleri (kasık ağırısı, şiddetli adet sancısı, ilişkide ağrı, çocuk sahibi olamama v.s) endometriosis evresi ile orantılı olarak artmaktadır. Bununla birlikte, çok ileri endometriosiste şiddetli belirtiler olmayabileceği gibi, çok hafif formlarında şikayetler ciddi ve dayanılmaz olabilir.

    Endometriosis odaklarının yerleşim bölgeleri görülmektedir. En sık yumurtalıklarda görülür, daha sonra sırası ile rahim arkasındaki Douglas çukurunu örten periton zarında, rahmi yerinde tutan bağlarda, tüplerde, ince-kalın barsaklarda, mesanede, rahim ağzı, vajina ve dış genital organlarda görülmektedir. Nadiren göz, akciğer gibi genital organ dışı yerleşimleri de görülmektedir.

    Laparoskopi operasyonu sırasında her iki yumurtalıkta çikolata kisti görülmektedir.

    Endometriosis odakları küçük, koyu kırmızı-mavi-siyah renkli, barut yanığına benzer oluşumlardır. Bu odaklar değişmeden kalabilir veya ilerleyebilir, bulundukları yerlerde reaksiyona neden olup etraflarındaki normal dokuları kendilerine çekerek onlara yapışabilir (örneğin rahim ve barsak sıkı bir şekilde birbirine yapışabilir) veya organlar arasında ince-kalın fibröz bantlar şeklinde yapışıklıklara yol açabilirler. Bu yapışıklıklar herhangi bir şikâyete veya kısırlığa yol açmayabileceği gibi, özellikle tüpler ve yumurtalıklar arasında yoğun yapışıklıklar hamile kalmayı zorlaştırabilir veya tamamen engelleyebilir. Bu yapışıklıklar yumurtanın tüplerin içine alınmasını, tüplerin içindeki yolculuğunu engelleyebileceği gibi dış gebelik rsikini de arttırmaktadır. Ayrıca, normal anatomik bütünlüğün bozulması, organlardaki çekilmeler, yapışıklıklar ve yer değiştirmeler şiddetli ağrılara yol açabilmektedir. Bu ağrılar belli dönemlerde (adet döneminde, ilişki esnasında) kadını rahatsız edebilir veya sürekli olabilir.

    Yumurtalıkların yüzeyinde başlayan endometriozis odakları bazen her adet döneminde yumurtalık dokusu içine kanayarak çikolata kisti (endometrioma) oluşumuna neden olabilir. Her adet döneminde nasıl rahim içerindeki endometrium dokusu hormonal değişiklikler ile kanayarak dökülmekteyse, yumurtalıktaki endometriosis odakları da kanayarak kistin zaman içersinde büyümesine yol açmaktadır. Bazen her iki yumurtalıkta çapları 10 cm büyüklüğüne kadar büyüyebilen çikolata kistleri bulunmaktadır. Ultrason muayenesinde çikolata kistlerinin tipik görünümleri vardır.

    Ultrason incelemesinde sol yumurtalıkta saptanan yaklaşık 10 cm çapında çikolata kisti (endometrioma).

    Endometriosis hastaları hangi şikayetlerle doktora başvurmaktadır ?

    En sık başvuru nedeni şiddetli ağrı ve infertilite (gebe kalamama) olmaktadır. Hastanın ağru şikâyeti periodik veya sürekli olabilir. ?iddetli kasık ve/veya bel ağrısı (kronik pelvik ağrı), adetlerin aşırı sancılı olması (dismenore), cinsel ilişkinin ağrılı olması (disparoni) veya makata vuran ağrı gibi tipik şikâyetleri olabileceği gibi hasta ağrısını atipik şikâyetlerle de dile getirebilir. Düzensiz adet kanaması, kabızlık, barsak tıkanıklıkları gibi şikayetler de yapabilmektedir. Ayrıca, hastanın hiç bir şikayeti olmadan rutin jinekolojik ve ultrason muayenesi sırasında çikolata kisti tespit edilebilir.

    Endometriosis ve Kısırlık ilişkisi

    İnfertilite (gebe kalamama) endometriosis hastalarını etkileyen önemli bir sorundur. Bu hastaların tedavisiz hamile kalmaları mümkün olmakla birlikte, özellikle hastalığın ileri evrelerinde genellikle cerrahi veya infertilite tedavileri ile yardımcı olunmaktadır. Infertilite tedavisi amacıyla ovülasyon indüksiyonu ve aşılama ilk aşamada uygulanmalıdır. Bu tedaviyle sonuç alınamayan hastalara sonraki aşamada tüp bebek uygulanmaktadır. Çikolata kisti veya endometriosis nedeniyle laparoskopi veya ameliyat yapılan hastalara cerrahi sonrası 1 yıl doğal yollarla gebe kalmaları önerilmektedir. Bu süre içinde doğal yollarla gebe kalamayan veya operasyon sırasında hamile kalmalarını engelleyecek ileri problemler saptanan hastalara tüp bebek yöntemi uygulanmaktadır.

    Çikolata Kistleri

    Endometriosis hastalığının infertiliteye yol açmasının başlıca nedenleri şunlardır:

    • Organlar arasında yapışıklıklar oluşması (özellikle, rahim, tüpler, yumurtalıklar ve barsaklar arasında)
    • Tüplerde tıkanıklılara neden olabilir
    • Çikolata kistleri olduğunda yumurtalıklarda sağlam dokuyu azaltmakta veya yumurtalıkların rezervini etkilemektedir.
    • Yumurtlalıklarda folikül gelişimi bozulmakta, hormonal düzensizlikler neden olmaktadır (luteal faz yetmezliği)
    • Embriyonun, sağlıklı gelişimini ve tutunmasını bozmaktadır.
    • Bağışıklık sisteminde değişikliklere yol açmaktadır.

    Endometriosis Tedavisi

    Endometriosis tedavisi genellikle 3 nedenle yapılmaktadır:

    • Ağrı
    • Infertilite (kısırlık)
    • Çikolata kisti

    Hastaların önemli bir kısmında birkaç neden birlikte bulunmaktadır. Kadının bekâr veya evli oluşu, çocuklarının olup olmadığı veya ilerde çocuk isteyip istemediği, yaşı ve şikâyetlerin şiddeti, tedavi seçimi ve izlenecek yol açısından önemlidir. Ayrıca, çocuk isteği varsa eşinin sperm analizi de değerlendirilmelidir.

    Tedavi şekilleri nelerdir ?

    Kişiden kişiye değişebilen tedavi seçenekleri vardır:

    1. Tıbbi tedavi
    2. Cerrahi tedavi
    3. Tıbbi + Cerrahi tedavi
    4. Tüp bebek uygulamaları

    1. Medikal (ilaçla) tedavi

    Özellikle ağrı şikâyetinin giderilmesi için kullanılmaktadır. Doğum kontrol hapları, GnRH analogları, danazol, progestinler gibi hormonal etkili ilaçlar kullanılmaktadır. Bu ilaçlar endometriosis odaklarının baskılanması ve ağrının giderilmesi amaçlanmaktadır. Ancak ilaçlarla endometriosis odaklarının tamamen ortadan kaldırılması mümkün olmadığı gibi hastalar ilaç tedavisinden sınırlı derecede yarar görmektedirler.

    Bunların arasında en etkili olan ilaç türü GnRH analoğu adı verilen iğnelerdir. GnRH analoglarının etkisiyle hipofiz bezi ve dolayısıyla yumurtalıklar baskılanmakta ve “yalancı menopoz” durumu oluşturulmaktadır.

    Endometriosis odakları hormonal etki altında geliştiğinden, yumurtalık hormonlarının baskılanması sonucu bu odaklar gerilemekte ve ağrı azalmaktadır. Bu ilaçlar genellikle ameliyattan önce veya sonra 3-6 aylık dönemlerde kullanılmaktadır. Aylık veya 3 ayda bir yapılan iğneler şeklindedir. Yan etkileri nedeniyle, bu ilaçların 6 aydan daha uzun kullanılması önerilmemektedir. Doğum kontrol hapları veya progestinler daha uzun sürelerle kullanılabilir. Genellikle, ilaçlar kesildikten sonra şikayetler tekrar başlamaktadır.

    Günümüzde ilaç tedavisinin infertilite açısından yararlı olmadığı belirlenmiştir. Bu ilaçlar kadının gebe kalmasına herhangi bir etki yapmadığı gibi zaman kaybına yol açmaktadır.

    2. Cerrahi tedavi

    Endometriosisin yol açtığı ağrı, çikolata kisti ve infertilite varlığında öncellikli tedavi yöntemi cerrahi yaklaşımdır. Cerrahi tedaviye karar verildiğinde mümkün olan her hastada, laparoskopik cerrahi tercih olmalıdır.

    Laparoskopi imkanı yoksa veya cerrahın deneyimi yeterli değilse açık ameliyat ile endometriosis tedavisi yapılabilmektedir. Laparoskopik cerrahinin klasik açık ameliyatlara göre pek çok avantajı vardır. Özellikle ilerde çocuk isteği olan hastalarda laparoskopik operasyonun bu konuda çok deneyimli ekipler tarafından yapılması gerekmektedir.

    Endometriosis hastalığının cerrahi tedavisinde amaç endometriosis odaklarının mümkün olduğunca yakılması veya tahrip edilmesi, oluşmuş yapışıklıkların giderilmesi, yumurtalıklarda çikolata kisti (endometrioma) varsa çıkartılması ve bozulan anatominin tekrar normale getirilmesidir. Endometriosis odaklarını tahrip edilmek için elektrik enerjisi veya lazer kullanılmaktadır. Özellikle yaygın endometriosis varlığında lazerin diğer yöntemlere göre belirgin bir üstünlüğü vardır. Karın içi ve genital organlar arasında oluşmuş yapışıklıkların giderilmesi ve bu yapışıklıkların tekrardan oluşmasını engellemek için gerekli önlemler alınmalıdır.

    Laparoskopik cerrahide çikolata kisti tedavisi için çeşitli cerrahi teknikler uygulanmaktadır. Ancak kistektomi tekniği (kistin tamamen çıkartılması) en etkili tedavi yöntemidir. Laparoskopide kistin sadece aspire edilmesi (içindeki sıvının boşaltılması), kist duvarını çıkartmadan sadece duvarının yakılması şeklindeki uygulamalar, veya kistin eksik çıkartılması gibi durumlarda 6 ay–1 yıl içinde kistin tekrar oluşma riski belirgin olarak artmaktadır. Başarılı cerrahi tedaviden sonra çikolata kistinin tekrarlama ihtimali çok düşüktür. Eğer hastanın bir şikayeti yoksa, 3cm altındaki çıkolata kistlerinin takip edilmesi, büyümesi durumunda cerrahi olarak çıkartılması önerilmektedir. Çikolata kistlerinin ilaçla tedavisi başarısız olmaktadır. Sadece, ameliyat öncesi kistin küçülmesi ve ameliyatın daha kolay yapılması veya ameliyat sonrası dönemde ağrı şikâyetinin giderilmesi için ilaçlar kullanılmaktadır.

    Çikolata kisti çıkartılırken sağlam yumurtalık dokusunun korunması ve zarar verilmemesi son derece önemlidir. Özellikle genç veya ilerde çocuk sahibi olamak isteyen kadınlarda gereksiz ve yanlış olarak kist beraberinde sağlam yumurtalık dokusunun çıkartılması veya kist bulunan yumurtalığın tamamen alınmasından kaçınılmalıdır. Bu durumlarda kadının yumurtalık reservi ve doğurganlık potansiyeli azaldığı gibi erken menopoz da meydana gelebilir. Günümüzde bazı seçilmiş hastalarda cerrahi tedaviye ek olarak, ilaç tedavisi ameliyatttan önce çikolata kistlerinin küçültülmesi veya ameliyat sonrası 3-6 aylık sürelerle kullanılmaktadır.

    Kronik pelvik ağrı tanımı ile 6 aydan daha uzun süre devam eden ağrılar anlaşılmaktadır. ?iddetli kasık ve bel ağrısı, şiddetli adet sancısı veya ağrılı ilişki şikayeti olan kadınlarda laparoskopi sırasında ağrısını gidermeye yönelik ek işlemler de yapılmaktadır. Laparoskopik LUNA (laparoscopic uterine nerve ablation) veya presakral sinir ablasyonu ile ağrı duyumu taşıyan sinir uçları tahrip edilmektedir. Bu işlemler sonrası kadının ağrısında belirgin bir iyileşme olmaktadır.

    İnfertilite hastalarında ameliyat sonrası gebe kalma şansının en yüksek olduğu dönem ilk 1 yıldır. Ameliyat sonrası 1 yıl içersinde gebe kalamayan hastalara diğer tedavi opsiyonları sunulmalıdır. Laparoskopi sırasında infertiliteye yol açan tüm nedenler ortadan kaldırılmalıdır. Lazer kullanılarak endometriosis odaklarının tahrip edilmesi, varsa yapışıklıkların giderilmesi ve tüplerin geçirgen hale getirilmesi, yumurtalıklarda çikolata kisti (endometrioma) varsa çıkartılması ve bozulan anatominin tekrar normale getirilmesi gerekmektedir. Gebe kalmak isteyen kadınlarda, ameliyat sonrası 1 içinde sonuç alınamadığı durumlarda diğer infertilite tedavilerine geçilmelidir. Eğer kadının eşinde sperm problemi varsa o zaman tedavinin seçimi farklı olabilmektedir.

    Genel prensip olarak çikolata kisti ve endometriozis operasyonlarını takip eden 6 ayda gebelik oluşmamışsa, tüpler açıksa, 2–3 kere yumurtlama tedavisi ve aşılamadan sonuç alınmazsa Tüp Bebek tedavisine geçilmelidir.

    Tüplerde problem varsa kadın yaşı 35 in üzerinde ise beklemeden derhal tüp bebek tedavisine geçilmelidir.