Etiket: hamile kalmak

  • Tekrarlayan Tüp Bebek denemeleri…

    Tekrarlayan Tüp Bebek denemeleri…

    Tekrarlayan Tüp Bebek denemeleri... | 135 yılda tüp bebek tedavileri ile gebelik oranları yüzde 60’a çıktıö Tekrarlayan tüp bebek tedavilerinde alternatif yöntemler var…

    Tüp bebek isteyen çiftlere:
    “Denemekten vazgeçmeyin!”

    Kısırlık tedavisinde, son 15 yılda gelişen teşhis ve tedavi protokolleri ile laboratuvar teknikleri sayesinde gebelik oranları % 20’lerden, % 60’lara çıktı. Bazı çiftlerin tekrarlanan tüp bebek denemelerine rağmen gebelik elde edememesi sonucunda daha ayrıntılı incelemeler gerektiğini söyleyen Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Doç. Dr. Latif Küpelioğlu, “Rahim ile ilgili anatomik problemlerden başka bağışıklık ve pıhtılaşma sistemi ile ilgili problemler, embriyonun kendisi ile ilgili problemler de gebeliği engelliyor. Bunlar için farklı tedavi metotları uyguluyoruz” diyor.

    Günümüzde doğal yollardan gebelik elde edemeyen çiftler için uygulanan tüp bebek yöntemleri yüksek başarı oranları ile yüz güldürüyor. Dünyada tüp bebek teknikleri ile ilk gebelik elde edildiğinden günümüze, yaklaşık 35 yıl içinde gebelik oranlarının hatırı sayılır bir şekilde arttığına dikkat çekiliyor. 2000’li yılların başlarından itibaren tüp bebek yöntemleri ile gebelik oranlarının % 60’lar seviyesine ulaştığını vurgulayan Doç. Dr. Küpelioğlu, fakat bazı çiftlerin tekrarlayan denemelere rağmen gebelik elde edemediğine dikkat çekerek, bunun için uyguladıkları alternatif tedavi metotlarını anlatıyor:

    Hem hasta, hem bizim için stres!

    “Tıbbi olarak 2 ya da daha fazla sayıda tüp bebek denemesine rağmen gebelik elde edilmemesine ‘tekrarlayan tüp bebek başarısızlığı’ diyoruz. Bu durum hem hasta hem de bizim açımızdan stres oluşturuyor. Hasta kendini suçluyor ve sorular soruyor. ‘Neden gebe kalamıyorum, yanlış bir şey mi yaptım, yediklerimin ya da yaptığım hareketlerin herhangi bir zararı olmuş olabilir mi, neden vücudum bebeği reddediyor?’ gibi sorular onu daha da strese sokuyor. Bu da daha sonraki denemelerde yeni bir engeli ortaya çıkarıyor. Biz de, tedavide gözden kaçmış herhangi bir bulguyu ortaya çıkarmaya çalışıyoruz ve çiftimize alternatif tedaviler öneriyoruz. Bazı ülkelerde transfer edilen embriyo sayılarını artırarak hastanın şansı artırılmaya çalışılıyor ancak ülkemizde de olduğu gibi transfer edilen embriyo sayısının kısıtlandığı ülkelerde daha objektif hedefler ortaya koymak gerekiyor.”

    Tüplerin kapalı olması önemli değil!

    “Tekrarlayan tüp bebek başarısızlığının bilinen nedenleri arasında rahim ile ilgili problemler en kolay ortaya konanlardır” diyen Doç. Dr. Küpelioğlu, rahim içinde var olan miyom ve polipler, rahim içi yapışıklıkları, rahmin doğuştan bozuklukları (rahim ortasında perde, çift rahim vb.) gibi nedenlerin de gebelik oranlarını azalttığına dikkat çekiyor. Ultrasonografi ve histeroskopi (rahim içinin kamera ile gözlenmesi) ile bu problemlerin hem ortaya konduğunu hem de tedavi edildiğini belirten Doç. Dr. Küpelioğlu, şöyle devam ediyor:

    “ Tüplerin açık ya da kapalı olması tüp bebek tedavilerinde önemli değildir. Ancak tüplerin tıkalı olmasının yanında içinde sıvı toplanması mevcutsa bu durum gebelik şansını azaltmaktadır. Eğer daha önceki denemelerde bu durum gözden kaçmışsa tüplerin cerrahi olarak çıkarılması hastanın gebelik şansını artıracaktır. Kolaylıkla ortaya konabilen bu tür anatomik problemlerden başka bağışıklık ve pıhtılaşma sistemi ile ilgili problemler, rahimin iç tabakasının tutunmayı etkileyen özellikleri ile ilgili problemler, embriyonun kendisi ile ilgili problemler de, hem tanınmaları hem de tedavi edilmeleri anlamında daha fazla güçlük ortaya çıkarıyor. Çoğu zaman bu durumlarda tanı net olarak ortaya konmasa da, ihtimali olarak bu nedenleri düşünüyor ve alternatif tedavi metotları uyguluyoruz.”

    Pıhtılaşmaya, düşük doz aspirin!

    Pıhtılaşma sistemindeki bazı anormalliklerin embriyoların rahimin iç tabakası olan endometriuma tutunmayı etkilediğine dikkat çeken Doç. Dr. Latif Küpelioğlu, “Bu gibi durumlarda tedavilerde düşük doz aspirin ya da kan sulandırıcı iğneler kullanarak gebelik oranlarını artırmaya çalışıyoruz” diyor.

    Kötü kalitede embriyo gelişiminin tedavilerde başarıyı en fazla etkileyen faktörlerin başında geldiği belirtiliyor. Bu durum, kimi zaman embriyolardaki genetik kusurlardan ya da embriyoların laboratuvar koşullarından etkilenmesi nedeniyle oluşuyor. Ancak iyi kalitede embriyo görüntüsü olmakla beraber genetik olarak kusurlu da olabiliyor. İyi kalitede embriyolar transfer edilmesine rağmen gebelik elde edilemeyen hastalarda, embriyoların transfer edilmesinden önce genetik inceleme yapılıyor; en doğru, en sağlıklı embriyolar seçiliyor. Preimplantasyon Genetik Tanı (PGT) adı verilen bu metot sayesinde tekrarlayan tüp bebek başarısızlığı olan çiftlerde daha yüksek gebelik oranları elde ediliyor.

    Anne rahmi gibi!

    Bazı hastalarda ise elde edilen embriyolarda kalite sorunu olduğunu, bu hastalarda daha düşük gebelik oranları gözlendiğini anlatan Doç. Dr. Küpelioğlu, “Tüp bebek tedavileri esnasında kadından toplanan yumurtaları, erkekten alınan spermleri ve bunlardan oluşan embriyoları, laboratuvar ortamlarında vücut sıvılarını taklit eden sıvılar içinde barındırıyoruz. Ancak, ‘Endometrial ko-kültür yöntemi’ adı verilen metotla embriyolar anne adayının rahiminin içinden alınan dokudan salgılanan sıvılar içinde daha iyi kalitede gelişim gösteriyor. Tedavi öncesindeki adetin 21. günü anne adayının rahiminin içinden alınan doku örneği embriyoloji laboratuvarında kültür edilerek çoğaltılıyor ve buradan salgılanan sıvılarda embriyolar geliştiriliyor, daha kaliteli embriyolar elde etmek mümkün oluyor. Rahim içi doku kültürü de denen bu metotla, tekrarlayan tüp bebek başarısızlığı hastalarında daha iyi gebelik oranları elde edebiliyoruz” diyor.

    Preimplantasyon Genetik Tanı ve Endometrial Ko-Kültür gibi alternatif yöntemlerin yanında embriyo tutunmasını artırabilmek için ‘embriyo kabuğuna lazer’ ile delik açılabiliyor ya da en iyi embriyoyu seçebilmek için ‘Blastokist Transferi’ gibi metotlar uygulanıyor. Tutunma ihtimali en yüksek embriyoları tanımaya çalışan tekniklerin üzerinde çalışmalar devam ediyor.

  • Dinamik Embrio İzleme – EmbryoScope

    Türkiye’nin ikinci EmbriyoScope’u yine Bahçeci’de!

    Dinamik Embrio İzleme - EmbryoScope | 2Dünya’da uygulanan Tüp Bebek Tedavileri ve yöntemlerine yepyeni bir boyut kazandırarak, adeta yeni bir çağın başlangıcına imza atan EmbryoScope™, Dinamik Embriyo İzleme Sistemi, Türkiye’de ilk kez Bahçeci Sağlık Grubu tarafından hastalarının hizmetine sunuldu.

    Tüp Bebek Tedavisi sürecinde, embriyo seçimini iyileştirmek ve embriyo değerlendirme algoritmalarını geliştirmek amacıyla kullanılan ve gördüğü ekstra talebe rağmen bugün dünyanın sadece en prestijli tüp bebek merkezlerinde çok kısa bir süre önce kullanılmaya başlanan ve EmbryoScope™ adı verilen Dinamik Embriyo İzleme Sistemi, tüm aşamaların düzenli olarak gözlemlenmesine uygun teknolojisi ile sağlıklı olan embriyoları seçme şansı sağlarken aynı zamanda kısıtlı embriyo sayılarında da başarı elde edebilme oranlarını artırmaktadır.

    Siz Uyurken Embriyolarınız Ne Yapıyor?

    Uzmanlara tüm hasta embriyolarının anında ve sürekli olarak, tüm süreçlerin hiçbir aşaması kaçırılmadan ve istenilen anda değerlendirilmesi imkanı sağlayan Dinamik Embriyo İzleme Sistemi’nin sağladığı sürekli gözlem olanağı ile elde edilen görüntülerin yeniden oynatılabilmesi, hızlandırılmış şekilde izlenmesi yada canlı görüntü kullanılarak embriyo kalitesinin değerlendirilmesi ise yine EmbryoScope™ sayesinde gerçekleşebiliyor. Kullanılan statik sistemlerde sadece belirlenen günlerde ve toplam 5 dakika süreyle cihazdan çıkartılarak kontrol edilebilen ve kimi zaman embriyoların olumsuz etkilemesinin söz konusu olduğu durumun aksine, Dinamik Embriyo İzleme Sistemi, EmbryoScope™ ile 144 saat x 60 dakika boyunca kesintisiz gözlem imkanı sağlanmaktadır.

    Günümüzde embriyo gelifliminin değerlendirilmesi, kültür şartlarında oluşan kesintileri en aza indirmek amacıyla tanımlanmış zaman noktalarında alınan enstantane bakışlarla sınırlı kalmaktadır. Son derece dinamik bir sürece sahip olan embriyo geliflimi ve embriyo gelişimi süreçlerinde yer alan zengin içeriğe sahip bilgilerden ne yazık ki tam anlamıyla yararlanmak mümkün olmamaktadır.

    Ancak EmbryoScope™, Dinamik Embriyo İzleme Sistemi ile güvenli ve kontrollü bir kültür ortamı sağlanırken tek seferde 72 adet embriyo sürekli gözlem altında tutulabilmektedir. Yapılan gözlemler 4 boyutlu belgelendirme teknikleri sayesinde uzmanlara istenilen süreç ve zamanlamayı değerlendirme imkanı sağlayarak, gelecekte yapılacak embriyo puanlamaları için benzersiz yeni parametreler geliştirme imkanı sağlamaktadır.

  • Hamilelik mide sorunlarını artırıyor


    Hamileliğin ilk ayları, bir çok kadın için mide sorunlarıyla geçen günlerin de başlangıcıdır. İlk dönemdeki bulantı ve sonrasında yaşanan yanma şikayetleri bebek heyecanını kabusa çevirebilir.

    Gebelik, hem hormonel değişimlere bağlı olarak, hem de özellikle son aylarda bebeğin artan kütlesinin baskısıyla sindirim sistemi sorunlarının ortaya çıkmasına neden olabiliyor. Memorial Hastanesi Gastroenteroloji Bölümü’nden Uz. Dr. Duygu İbrişim, gebelik döneminde yaşanan mide sorunları ve dikkat edilmesi gerekenler hakkında bilgi verdi.

    HAMİLELİKTE MİDE SORUNLARI NEDEN OLUR ?

    Gebeliğin ilk ayları anne adayı için yeni bir dönemin başlangıcıdır. Gebelik hormonlarının etkisi ile bulantı, midede dolgunluk-yanma, bazı gıdalardan tiksinme, karında şişkinlik ve gaz hissi sık yaşanan şikayetlerdir. Bu şikayetler bazen günlük hayatı etkileyecek ve yaşam kalitesini bozacak düzeylerde olabilir.

    DUYGUSALLIK MİDE SORUNLARINI ARTIRIR

    Bayanların büyük kısmı bu dönemde daha duygusal, daha hassas olurlar ve sıkıntılar karşısında daha kolay umutsuzluğa kapılabilirler. Sindirim sistemi ruhsal durumdan çok etkilenir ve bu da bir kısır döngünün başlangıcı olabilir. Gebeliğin ilk üç-dört ayında daha sık yaşanabilen bu sorunlar çoğunlukla hafif-orta düzeydedir. Yaşam biçimi ve beslenme ile ilgili bazı düzenlemelerle tahammül edilebilirler.

    SAĞLIĞI TEHDİT EDECEK BOYUTLARA ULAŞABİLİR

    Zaman zaman anne adaylarının bu şikayetleri çok şiddetli olabilmektedir. Aşırı bulantı ve kusma ile birlikte annenin ve bebeğin beslenmesini tehdit edecek bir tablo olan hiperemesis gravidarum’un oluşması söz konusudur. Bu durumda yakın tıbbi takip ve gerekirse hastanede yatırılarak ilaç ve serum desteği gerekebilir.

    BALAYI DÖNEMİ

    İlk birkaç ay atlatıldığında çoğunlukla mide problemleri azalır. Anne adayı duygusal olarak da duruma daha adapte olmuştur ve bu dönem gerçekten gebeliğin balayı dönemidir. Son üç ayda ise büyüyen bebeğin oluşturduğu baskı ile mide yanmaları, dolgunluk hissi, göğüs arkasında yanma ve ağza ekşi acı su gelmesi, reflü tipi şikayetler belirginleşebilir. Kabızlık, gebeliğin başlangıcından itibaren hormon değişiklikleri ve ilerleyen aylarda artan karın içi yükle ortaya çıkabilir ve hiç de nadir değildir.


    Daha önceden ülser, reflü, bağırsak ve karaciğer- safra yolları hastalıkları olanlarda gebelik sırasında daha fazla problem yaşanabilir. Gebelik planlanıyorsa mevcut sorunlar yönünden sağlık kontrollerinin yapılması önemlidir.

    MİDE SORUNLARINI DAHA AZ YAŞAMAK İÇİN…

    Gebe olduğunuzu öğrendiğiniz andan itibaren düzenli bir yaşam uygulamaya çalışın. Yeterince uyuyun. Alkol, sigara ve ilaçlardan uzak durun. Düzenli ve sağlıklı beslenin. Özellikle kahvaltının günün en önemli öğünü olduğunu unutmayın.

    Sık sık ve az miktarlarda yemek yiyin. Öğünlerde beyaz ekmek, haşlanmış patates, yağsız makarna gibi ilaveler midenizi rahatlatır. Susuz kalmayın. Böylece bağırsaklarınız daha düzenli çalışır.

    Tiksindiğiniz gıdaları kısa süreli olarak diyetinizden çıkarabilirsiniz. Yağlı-baharatlı-gaz yapıcı yiyecekler, keskin kokular rahatsız edici olabilir. Bazen kendi pişirdiğiniz yemeği yemekte zorlanabilirsiniz. Bu durumda ya o yemeği bir gün sonra tüketin ya da güvendiğiniz biri siz mutfakta yokken pişirsin.

    Gebeliğin son aylarında belirginleşen reflü tipi yakınmalara akşam yemeğinin erken saatte yenilmesi, yatak başının yükseltilmesi yararlı olur. Doktorunuz önerirse gebelikte kullanılabilen bazı ilaçları alabilirsiniz.

    Doktorunuzun bilgisi dahilinde yürüyüş ve yüzme gibi düzenli egzersizler yapabilirsiniz. Spor endişe ve gerginliği de azaltır.


    Eşiniz ve ailenizle daha çok vakit geçirmeye çalışın, onların desteği size güç verir.

    Pozitif düşünmeye çalışın. Bu sıkıntılar geçicidir ve bebeğinizi sağlıkla kucağınıza almak hepsini unutturacaktır.

    Kaynak : ntvmsnbc.com