Etiket: hamile kalmak

  • RİA ile Hamile Kalabilir misiniz?

    RİA ile Hamile Kalabilir misiniz?

    RİA ile hamile kalma riskiniz var mı? %99’dan fazla koruma sağlayan RİA’da risk faktörleri, belirtiler ve yapmanız gerekenler hakkında bilgi edinin. Hamilelik şüphesi mi var? Hemen okuyun!

    Rahim içi araç (RİA), günümüzde en popüler doğum kontrol yöntemlerinden biridir. Yüksek etkinlik oranı ve uzun süreli koruma sağlamasıyla öne çıkan, birçok kadına güvenli ve rahat bir çözüm sunmaktadır. Ancak hiçbir doğum kontrol yöntemi %100 etkili değildir. Bu nedenle, RİA kullanıyor olsanız bile hamile kalma riskiniz her zaman mevcuttur. Peki, RİA ile hamile kalmak ne kadar yaygındır ve bu durumda ne yapmalısınız? Bu yazıda, RİA ile hamile kalma risklerini, belirtilerini ve yapılması gerekenleri detaylı bir şekilde inceleyeceğiz.

    RİA ile Hamile Kalabilir misiniz?

    Rahim içi araç (RİA), kadınlarda en yaygın kullanılan doğum kontrol yöntemlerinden biridir. Ancak hiçbir doğum kontrol yöntemi %100 etkili değildir. Bu nedenle, (Spiral) kullanıyor olsanız bile hamile kalma riskiniz bulunmaktadır. Peki, RİA ile nasıl hamile kalınabilir ve bu ne kadar yaygındır?

    ria ile hamile kalmak
    ria ile hamile kalmak

    RİA’nın Etkinliği ve Hamilelik Riski

    RİA, doğru şekilde yerleştirildiğinde %99’dan fazla etkinlik oranına sahiptir. Ancak küçük bir risk her zaman vardır. RİA’lar, kullanım sürelerine bağlı olarak 5 ila 10 yıl boyunca hamileliğe karşı koruma sağlar. Bununla birlikte, aşağıdaki durumlarda hamile kalma ihtimali artar:

    1. Son Kullanma Tarihi Geçmiş RİA: RİA’nın son kullanma tarihi geçmişse, etkinliği azalabilir ve hamilelik riski artabilir.
    2. RİA Hareketi: RİA bazen yerinden kayabilir veya çıkabilir. Bu durumda, hamilelik riskinde artış görülür. (Ria kayması)
    3. Yeni Takılmış RİA: RİA’nın takıldığı ilk birkaç ayda hareket etme olasılığı daha yüksektir.
    4. Regl Krampları: Şiddetli regl krampları sırasında RİA’nın yer değiştirmesi mümkündür.
    5. Doğum Sonrası RİA: Doğumdan hemen sonra takılan RİA’lar daha fazla hareket edebilir.

    RİA ile Hamile Kalma Sıklığı

    RİA kullanan kadınların %1’inden azı her yıl hamile kalır. Bu oran oldukça düşüktür. 2018’de yapılan bir araştırmaya göre, bakırlı RİA kullananların %0,8’i, hormonal RİA kullananların ise %0,2’si hamile kalmıştır.

    Hamilelik Belirtileri ve Testler

    RİA ile hamilelik belirtileri, normal hamilelik belirtilerine benzer şekilde görülebilir. Bunlar arasında ağrılı ve şişmiş göğüsler, bulantı, hafif kanama, hafif kramplar ve yorgunluk sayılabilir. Ancak bazı kadınlarda hiçbir belirti görülmeyebilir.

    Hamilelik şüphesi varsa, en güvenilir yöntem hamilelik testi yapmaktır. RİA, hamilelik testinin sonucunu etkilemez. Hamile olunduğunda, test sonucu pozitif çıkacaktır.

    RİA ile Hamile Kalındığında Yapılması Gerekenler

    Hamile olunduğu tespit edilirse, en kısa sürede doktora başvurulmalıdır. Doktor, hamileliğin rahim içinde (intrauterin) mi yoksa rahim dışında (ektopik) mı olduğunu belirleyecektir.

    • Ektopik (Dış) Gebelik: Bu durumda, gebelik sürdürülemez ve anne için tehlikeli olabilir. Hamileliğin sonlandırılması gerekir.
    • İntrauterin (Rahim İçi) Gebelik: Hamileliğe devam etme veya sonlandırma seçeneği vardır. Hamileliğe devam edilirse, RİA çıkarılmalıdır. Aksi takdirde düşük, erken doğum veya enfeksiyon riskleri artabilir.

    Sonuç

    RİA, son derece etkili bir doğum kontrol yöntemi olmasına rağmen, küçük bir hamilelik riski her zaman vardır. RİA kullanıyorsanız, düzenli kontroller ve hamilelik belirtilerinin izlenmesi önemlidir. Hamile kalınması durumunda, tıbbi yardım alınması ve doğru kararın verilmesi hayati önem taşır.

    Bakırlı Spiral mi, Hormonlu Spiral mi? Faydaları ve Zararları

  • Çikolata Kisti Gebe Kalmayı Engeller Mi?

    Çikolata Kisti Gebe Kalmayı Engeller Mi?

    Çikolata kisti (Endometriozis), uterus astarının dışında büyüyen kistlere verilen isimdir. Endometrioziste, rahmin dışında büyüyen astar bulunmaktadır. Çikolata kisti, yumurtlama ve regl döneminde şiddetli ağrıya neden olabilir. Hormonal değişiklikler, vücudun içinde kanamaya neden olur ve hatta etkilenen organlarda yara dokusu oluşturabilir. Endometriozis Araştırma Merkezleri, endometriozisin sadece Amerika’da 7 milyondan fazla kadını etkilediğini belirtmektedir. İnfertilite, jinekolojik cerrahi ve tekrarlayan pelvik ağrının bir numaralı nedenidir. Ancak, umudunuzu kaybetmeyin çünkü endometriozis ile sağlıklı bir hamilelik geçirebilirsiniz.

    Çikolata Kisti (Endometriozis) Hakkında Bilmeniz Gerekenler

    Endometriozisin, dünyada gebe kalma sorunu yaşayan kadınların yaklaşık % 25 ila % 35’ini etkilediği söylenmektedir. Kadınların neden endometriozis yaşadıkları net olarak anlaşılmamıştır. Bağışıklık sistemi güçlü olan kadınların vücudu, dokuları kendi başına temizleyebilir ve herhangi bir soruna neden olmaz. Bağışıklık sistemi zayıflamış olan kadınlar için, fazla doku vücutlarından temizlenmeyebilir.

    Çikolata Kisti Gebe Kalmayı Engeller Mi? | 1

    Çikolata Kisti (Endometriozis) İle Gebe Kalmak

    Eğer çikolata kistleriniz varsa, bu durumdan dolayı gebe kalmakta zorluk çekebilirsiniz. Endometriozis, fallop tüplerinin tıkanmasına neden olur ve yumurtalıkların üzerinde doku büyüyebilir, böylece yumurta kaynağı ile iletişim kesilir. Endometriozis teşhisi konulduysa ve bir bebek sahibi olmaya çalışıyorsanız, doktorunuzla tedavi hakkında konuşabilirsiniz.

    Çikolata kistlerinin varlığı, çocuk sahibi olmanızı tamamen etkilemez ve doğal olarak hamile kalmanız için bir şans vardır. En az iki hafta boyunca, son adet döneminizin ilk gününden sonraki yedinci günde her gün cinsel ilişkiye girerek kendiliğinden bebek sahibi olmaya çalışabilirsiniz. Bunu her ay tekrarlayın ve 12 ay kadar hamile kalamıyorsanız, bir uzmandan yardım almanız gerekebilir.

    Doğal olarak bir yıl veya daha uzun bir süre başarılı şekilde hamile kalamazsanız, danışmak için doktorunuzu arayın. Hafif endometriozis vakaları için laparoskopi adı verilen bir prosedür uygulanabilir ve bloke olan tüpler temizlenebilir. Prosedür sırasında, fallop tüpleri de yıkanabilir.

    Hafif endometriozis vakalarında, cerrahi bazen yararlıdır ve bazı kadınlar ameliyat sonrası kolaylıkla gebe kalabilirler. Eğer daha şiddetli ise, doktor yumurtalıklarınızdaki yumurtaların da sağlıklı olup olmadığını ve yumurtalıklarınızın durumdan zarar görüp görmediğini kontrol edebilir.

    Ameliyattan bir yıl sonra, gebe kalma şansınız yüksektir ve bir yıl içinde yeniden çikolata kisti oluşabilir. Doktorunuz ameliyat olduktan sonra gebe kalma ihtimalinizi ve en uygun dönemi size bildirecektir. Endometriozis için yapılan ameliyattan bir yıl sonra hala gebe kalamıyorsanız, doktorunuz bir tüp bebek uzmanına görünmenizi ve tüp bebek yaptırmanızı önerebilir.

    Endometriozis önlenebilir mi?

    Ne yazık ki, endometriozisin nedeni hala bilinmediğinden, bu durumu önlemek için yapılabilecek hiçbir şey yoktur ve bilinen bir tedavisi de bulunmamaktadır. İyi haber şu ki, endometriozisli kadınların çoğu, yardımcı bir yöntem ile gebe kalabilmekte ve uzun ve sağlıklı yaşam sürdürebilmektedir.

    Çikolata Kisti İle Mücadele Edenler Tıklayın !

    Çikolata Kisti ve Belirtileri için Tıklayın !

    Çikolata  Kistinin 7 Belirtisi için Tıklayın !

    Polikistik Over Sendromu Nedir ? Tıklayın !

    Hamileliğe Engel Olan Durumlar Nelerdir? Tıklayın !

  • Bazı gıdalar hamile kalmanıza gerçekten yardımcı olabilir mi?

    Bazı gıdalar hamile kalmanıza gerçekten yardımcı olabilir mi?

    Dünyanın en büyük sorumluluklarından birine, yani bebek yapmaya kendinizi artık hazır mı hissediyorsunuz? Cevabınız evet ise, siz de tüm kadınlar gibi bu kararı aldığınızda bir an önce hamile kalmak isteyeceksinizdir. Peki ya hamilelik öncesi, sırası ve sonrası sağlıklı beslenme konusunda hiç araştırma yaptınız mı? Ya da şöyle soralım; yediğiniz bazı besinlerin hamile kalma şansınızı artırdığını daha önce hiç duydunuz mu?

    Amerikan Doğum ve Jinekoloji Dergisi’nde yayınlanan yeni bir Harvard araştırmasına göre, yediğiniz besinler ile hamile kalma şansınız arasında ufak da olsa bir bağ bulunuyor. Şunu da söyleyelim, bu demek değil ki bu besinleri yerseniz mutlaka hamile kalacaksınız ya da bu besinleri yemezseniz hamile kalamayacaksınız. Çok iyi beslenip hamile kalamayabilir ya da çok çok kötü beslenip üçüz doğurabilirsiniz 😊

    Hamilelik şansınız için beslenme dışında çok daha önemli ve büyük faktörler bulunmakta. Yaşınız ve sağlık durumunuz bunların en başında geliyor. Yani bu oyunun birden fazla oyuncusu bulunmakta. İhtiyacınız olan oyuncu takımınızda bulunuyor mu yoksa dışarıdan takviye mi almanız gerekiyor, bu kendinizin sorup kendinizin cevaplayacağı türden bir konu ya da soru.

    Bazı gıdalar hamile kalmanıza gerçekten yardımcı olabilir mi? | 2

    Yine de “benim en ufak oyuncu gücüne dahi ihtiyacım var” diyorsanız, aşağıda size yardımcı olacak besinleri görebilirsiniz.

    • Ceviz
    • Soya fasulyesi
    • Balık yağı
    • Deniz ürünleri
    • Kümes hayvanlarının besinleri
    • Kepekli tahıllar
    • Meyveler ve sebzeler

    Bu besinlerin hepsinin kadınlarda daha iyi doğurganlık sağladığı, erkeklerde ise semen kalitesinin çok daha yükselmesine yardımcı olduğu kanıtlanmış durumda. Araştırmacılar ayrıca -zaten bildiğinize eminiz- folik asit takviyesinin bilinen yararları dışında, nöral tüp defektlerini de engellediğini belirtiyor.

    Ayrıca bu yeni çalışma bir de bazı besinlerin hamilelik ile neredeyse hiçbir bağlantısı olmadığını ortaya çıkardı. Yani aşağıdaki besinleri tüketmeniz doğurganlığınızı azaltmayacak ama büyük ihtimalle artırmayacak da.

    • Peynir
    • Yumurta sarısı
    • D vitamini takviyeli tahıllar
    • Antioksidan takviyeleri

    Hamile Kalmak İçin En Uygun Günler için Tıklayın !

    Hızlı Hamile Kalmak İçin 9 Öneri ! Tıklayın!

    Hızlı Hamile Kalma Yolları için Tıklayın !

    İbrahim Saraçoğlu Havuç Kürü İle Gebe Kalabilirsiniz! Tıklayın !

    Kolay Hamile Kalma Yöntemleri için Tıklayın !

  • Geç evlilik doğurganlık azaltıyor!

    Geç evlilik doğurganlık azaltıyor!

    Uzmanlar, geç yapılan evliliklerin sonucunda yumurtlama potansiyelinin azaldığını ve yumurtaların kalitesinin düştüğünü belirtti.

    Kadın doğum Uzmanı Doç. Dr. Ali Utku Öz, hamile kalmak isteyen bayanlara yumurtalık miktarının çok önemli olduğunu belirtti ve şu bilgileri verdi,
    Yaş ile yumurta miktarı doğru orantılı
    Kadının yumurtalıklarında yumurtalarının fazla olması, kaliteli ve hamile kalma şansının yüksek olduğunun göstergesidir. Kişinin yumurtalığındaki yumurta miktarını yansıtan en önemli faktör kişinin yaşıdır.
    Yaş ilerledikçe özellikle de 35 yaşından sonra yumurta sayısı ve kalitesi azalırken, 40 yaşından sonra daha da hızlanır. Yumurtalık rezervi azalan kadının da kendiliğinden ya da tedaviyle gebe kalma şansı düşer, hatta gebelik olsa bile düşük riski artar.
    Genç yaştaki kadınlarda da yumurtalık yaşlanması meydana gelebilir!

    Yumurtalık yaşlanması ile ifade edilmek istenen ise yumurta sayısının azalması ile beraber geride kalan yumurtalardaki kalite azalmasıdır.

    Genç yaşlardaki kadınlarda yumurtalık yaşlanması olduğu zaman gebe kalma potansiyeli düşmektedir.

    Saç dökülmelerine dikkat!
    Yumurta miktarı azaldıkça aynı zamanda adet miktarı ve günleri kısalır. Ayrıca artan saç dökülmeleri yumurta miktarının düştüğü yönünde önemli uyarıcıdır.
    Kontrollerinizi ihmal etmeyin!
    Özellikle akıntının fazla olması ve renginin değişmesine dikkat edilmesi gerekir. Akıntının iltihaplanması ve bunun da rahim içine ve tüplere yayılması, sadece kasık ve bel ağrılarına neden olmakla kalmaz, aynı zamanda gebelik şansını azaltacak etki gösterebilir.
    Ayrıca, her adet döneminde geri kaçan bir miktar kan, enfeksiyonun daha da ilerlemesine neden olabilir.
     Bu yüzden akıntıdaki değişime ve adet miktarındaki artışa dikkat edilmelidir. Bu olumsuzlukların hepsinin kontrol edilmesi içinde muhakkak bir kadın doğum uzmanından görüş almak gerekir.
  • Kadın cinselliği

    Kadın cinselliği

    Kadın sağlığı konusunda toplumda yaygın olan fakat yanlış inanışlar kadınları yanlış yönlendirerek, bazen ciddi hastalıklara davetiye çıkarıyor bazen de tedavi süreçlerini uzatarak sağlığa zarar veriyor.

    Uzmanlar kadınları bu konuda bilinçli olmaları gerektiği konusunda uyarıyor.

    Memorial Antalya Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Op. Dr. Eylem Şeker Arı, kadın sağlığı ile ilgili doğru bilinen yanlışlar hakkında bilgi verdi.

    1. Doğum kontrol haplarının genç kızlarda kullanılması ileride kısırlığa yol açar mı?

    Hayır. Doğum kontrol hapları yumurtlama olmamasını sağlayarak gebeliğin oluşmasına engel olur. Bu etki ilaç bırakılınca kaybolur. Bu nedenle doğum kontrol hapı kullanımı kalıcı kısırlık yapmaz. Ancak kişinin gebe kalabilme durumu bilinmediği için, gebe kalması geciken bir kişi bunu doğum kontrol hapı kullanımına bağlayabilir.

    2. Doğum kontrol hapı bırakıldığında hamile kalmak için bir süreye mi ihtiyaç vardır?

    Hayır. Doğum kontrol hapı bırakıldıktan sonraki ay yumurtlama eski haline döner. Bu nedenle kişinin hemen hamile kalma ihtimali vardır.

    3. 35 yaş üzerinde doğum kontrol hapları kullanılması sakıncalı mıdır?

    Hayır. Sağlıklı, sigara içmeyen bir kadın 35 yaşından sonra doğum kontrol hapı kullanabilir. Ancak sigara içenlerin, hipertansiyonu, damar tıkanıklığına yatkınlığı olanların, ailesinde kalp hastalığı olanların 35 yaşından sonra doğum kontrol hapı kullanması önerilmez.

    4. Ertesi gün hapı gerektikçe sık sık kullanılabilir mi?

    Hayır. Bu hapları çok sık kullanmamakta fayda vardır. Ertesi gün hapının içinde, bildiğimiz doğum kontrol haplarındakinden daha yüksek dozda hormon bulunmaktadır. Ertesi gün hapını sık kullanmak fazla miktarda hormon almanıza yol açar. Ayrıca regl düzensizlikleri başlayabilir.

    5. Vajinanın iç kısmının da su ve sabunla temizlenmesi (vajinal lavaj) hijyen için gerekli midir?

    Hayır. Vajinanın içinde laktobasil adında bakteriler vardır. Bu bakteriler vajinayı enfeksiyon yapıcı bakterilerden korur. Vajinayı su ve sabunla yıkamak bu bakterilerin sayısını azaltıp iltihaba yatkınlığı arttırır. Ayrıca su ve sabunla yıkandığında vajinanın pH dengesi bozulur, bu da enfeksiyon için uygun ortam hazırlayabilmektedir.

    6. Ameliyatla rahmin alınması cinsel hayatı bitirir mi?

    Hayır. Rahmin alınması vajinayı etkilemediği için operasyon sonrası iyileşme dönemi bittikten sonra ilişki olabilir. Rahimle birlikte yumurtalıkların da alınması, vücuttaki östrojeni azaltacağı için vajinal kuruluğa yol açabilir. Vajinal kuruluk tedavisi için kullanılan ilaçlar vardır.

    7. Rahim içi araç her yaşta her kadına uygulanabilir mi?

    Rahim içi araç vajinal enfeksiyonlara zemin hazırlayabilmektedir. Vajinal enfeksiyonun ilerleyip rahim ve yumurtalıkları da etkilemesi durumunda kadında kalıcı sorunlar ortaya çıkabilir. Bu nedenle hiç çocuğu olmayan bir kadın rahim içi araç taktırmak isterse, enfeksiyonlar açısından çok dikkatli olunmalıdır. Çocuk doğurmamış bir kadının rahmi doğurmuş birininkine göre daha küçük olacağı için, standart rahim içi araç yerine küçük boy araçlar daha uygun olur.

    8. Gebelikte jinekolojik (vajinal) muayene yapılması düşüğe yol açabilir mi?

    Hayır. Vajinal muayenenin böyle bir etkisi yoktur. Ultrasonografi ile elde edemediğimiz bazı bilgiler gebeliğin ileri dönemlerinde nelerle karşılaşılacağı konusunda hastayı takip eden uzmana ve hastaya fikir vereceğinden nazik bir şekilde yapılan vajinal muayene önemlidir. Muayene sırasında uterusun oldukça az bir manipülasyonla muayene edilmesi gebe için rahatlatıcı olurken, bebek için ise zararsızdır.

    9. Gebelerin havaalanındaki dedektörlerden geçmeleri sakıncalı mıdır?

    Hayır. Havaalanı gibi üst düzey güvenlik uygulanan yerlerde iki tip makine vardır. Bunlardan bir tanesi çanta ve bagaj tarayıcısı, diğeri ise insanların geçtiği tarayıcı kapıdır. Çanta ve bagajlar X-ışını makineden geçerler ve bu makineler çok iyi izole edilmiş olup etrafa hasar yaratıcı radyasyon yaymazlar. Diğeri yani insanların geçtiği kapı ise metal detektörü olup iyonize edici olmayan elektromanyetik alan radyasyonudur. Bu manyetik alanlarda frekanslar oldukça düşük olup çalışmalarda gebelikte zararı gösterilememiştir.

    10. Gebelikte çamaşır asmak, yukarı uzanmak düşüğe yol açar mı?

    Hayır. Her zaman değil. Gebelikte karın içi basıncını arttıran hareketler bazen kanama yapabileceği için dikkatli olunmalıdır. Ancak gebelik sağlıklı devam ediyorsa çamaşır asmak ya da mutfak dolabına uzanmak gibi günlük hareketlerin düşüğe yol açması beklenmez.

  • Kürtaj (Küretaj) Nedir?

    Kürtaj (Küretaj) Nedir?

    1. Kürtaj neden olunur?

    Kürtaj, belki de kadınların hayatları boyunca hatırlamak istemediği bir durumdur. İsteyerek ya da istemeyerek yaptırılan bu işlem sosyal, kültürel, çevresel, dini, ekonomik birçok sebep barındırabilir.

    – Yeni evlenmiştir; daha evine, eşine hatta cinselliğe alışmadan bir çocuk sahibi olmak istemez çiftler ve kürtaj olmak için gelirler.

    – Bazı ailelerin istedikleri kadar çocukları vardır, bu bebeğin fazla gelecektir yükü, diğerleri gibi büyütemeyeceklerdir ve istemeyerek vazgeçerler gebelikten.

    – Yeni gebelik yaşanmıştır bir süre önce ailede, korunulmamış ve tekrar gebe kalınmıştır, gebeliğini sonlandırmak isterler çünkü erken olduğunu düşünürler.

    – Bazı çiftler nişan yapmıştır kendi aralarında, evleneceklerdir ilerde, bu yüzden cinselliği de yaşamak isterler ateşle barut misali. Fakat oldubittiye gelip korunmamışlardır ve sonuç iki çizgi… Kendileri için sorun değildir ama çevre ve aileleri ne diyecektir, sonlandırmak isterler. Korunmamalarının ya da iyi korunamamalarının kurbanı olmuşlardır.

    – Belki de alışmamış bir bünye ve içilen içkiler arka arkaya geldiğinde bir gecelik kaçamağın sonucudur gebelik, bu yüzden hemen ve kimse duymadan bu işlemin gerçekleşmesi gerekmektedir.

    – Daha birçok sebep bulunabilir kürtaj olmak için.

    2. Kürtaj nedir?

    Kürtaj (Küretaj) küret aleti kullanılarak yapılan rahimden parça alınmasıdır. Bu alınan gebelik ürünü yani bebek olabileceği gibi rahim iç dokusu da olabilir, fakat halk dilinde kürtaj işlemi sadece gebelik sonlandırılması olarak düşünülür.

    3. Kürtaj için yasal sınır nedir?

    Ülkemizde bu işlemin yasal sınırı son adet tarihinin başlangıcından itibaren 10 haftadır. Yani iki buçuk ay. Genellikle çiftlerin gebelik haftası hesaplamaları yanlış olur. Onlar ilişkiden sonraki günleri hesaplarlar. Yapılması gereken son adet tarihinin ilk gününden itibaren saymaktır. Bu yüzden yasal sınırı geçiren ve istemedikleri gebeliği yaşamak zorunda olan çiftler vardır.

    Eğer gebeliğin devamı anne açısından risk teşkil ediyorsa (annede tansiyon yüksekliği, kalp hastalığı, böbrek hastalığı) ya da anne gebeliği etkileyecek bir ilaç kullanmış ise annenin sağlığı için gebelik haftasına bakılmaksızın gebelik sonlandırılabilir ki bu da resmi bir kurumdan alınan bir rapor ile gerçekleştirilebilir.

    4. Kürtaj tanı koymak için de yapılır!

    Gebe olmayan bir kadına tanı koymak amacıyla ya da tedavi amaçlı kürtaj işlemi yapılabilir.

    – Cinsel olarak aktif bir kadının adetleri çok fazla oluyorsa düzensizse ya da uzun sürüyorsa kürtaj işlemi uygulanır çıkan materyal patolojiye gönderilir.

    – Ultrasonda rahim içinde normal olmayan bir görüntü saptanmışsa küretaj işlemi uygulanabilir.

    – Menopoza girmiş bir kadında bir süre sonra (kesildikten 1yıldan sonra) kanama olmuşsa ya da rahim içi olması gerekenden daha kalın ise kürtaj yapılır.

    – Düşük yapan kadınlarda eğer bebek ile ilgili parçaların bir kısmı rahim içerisinde kalmışsa içeriyi temizlemek amacıyla da bu işlem yapılabilir.

    – Bu kürtaj işlemi ister gebelik için ister hastalık için yapılsın lokal anestezi ile ya da genel anesteziyle yapılabilir.

    – Lokal anestezide sadece rahim ağzı uyuşturulur. Bu işlem için anestezi doktoruna gerek yoktur. Kürtajı yapan kadın hastalıkları ve doğum uzmanı bunu gerçekleştirir. Her ne kadar anestezi uygulansa da bir miktar ağrı hissedilir.

    – Özellikle işlem esnasında kasıklarda adet ağrısı gibi bir ağrı duyulur.

    Genel anestezi ise hastanın tamamen uyutulduğu bir anestezi şeklidir. Kürtajın ismi dahi ürperti verir, zor karar verilir ve sonuçta doktora gelinir. Zaten zor olan bu durum bir de ağrıyla perçenlemek istenmez. Sonuçta İşlem olur ve biter, çoğu kadın hayatında bu saatleri yaşanmamış sayar ve bu yüzden genellikle genel anesteziyi tercih etmektedir.

    Anestezi doktoru hastayı sorguladıktan sonra gerekli bilgileri verir ve hastaya koldan bir ilaç yapar yavaş yavaş hasta kendinden geçer, işlem bitene kadar birşey hissetmez. Kadın doğum uzmanı işlemi bitirdikten sonra hasta uyandırılır.

    Ortalama 10-15 dakika sürer ama bu süre gebeliğin büyüklüğüne göre de değişebilir. Uyandıktan sonra doktor işlem hakkında bilgi verir. Bir süre masada dinlendirildikten sonra hasta kendini iyi hissettiği anda bir süre oturtulduktan sonra kaldırılır. Hemşire yanında durur. Kanama olabileceği düşünülerek hastaya ped verilir. Üstünü giyerken yardımcı olunur.

    Kürtaj işlemi küret denilen keskin aletlerle yapılabileceği gibi vakum yardımıyla da yapılabilir. Bazı doktorlar ikisini birden tercih edebilirler..İşlem sonrasında problem çıkmaması için kürtaj işlemi titizlikle ve dikkatli bir şekilde yapılır. Yapılan yerin, aletlerin ve yapan doktorun bunda payı vardır. İşlemin gerçekleştiği yer temiz, aletler steril ya da tek kullanımlık olması tercih edilir. Kürtaj sonrasında en sık karşılaşılan problem rahim içinde parça kalmasıdır. Bunun için dikkatli bir şekilde içeri temizlenir.
    Günümüzde daha çok vakum yöntemi tercih edilmektedir.

    İşlem bittikten sonra hasta kasıklarında biraz ağrı hisseder. Fakat duyulan ağrı zaman geçtikçe hafifler.15 dakika sonra kasıklarda sadece bir sızı olur. İşlemden ortalama 1saat sonra hasta evine gönderilir. Yemek yiyebilir, içebilir. Çıkarken muhakkak kolundan biri tutmalı her an düşebileceği unutulmamalıdır.

    5. Kürtaj sonrasında yaşananlar ve yapılması gerekenler

    Kürtaj sonrasında 3-4 gün lekelenme tarzı kanama olabilir. Bu süre 10 güne kadar uzayabilir. Hijyene dikkat edilmeli, antibiotik başlanmışsa bu düzenli alınmalıdır. Bazen antibiotiğe gerek duyulmayabilir. Havuz ya da jakuziye girilmesi enfeksiyon açısından uygun değildir. Fakat duş alınabilir. Dikkat edilmesi gereken duşun çok sıcak olmamasıdır. Çünkü bir miktar kanama olmuş belki halsiz kalınmıştır. Sıcakla karşılaşıldığında baş dönebilir ve bayılma olabilir. Bu yüzden ılık duş en doğrusudur.

    Sonrasında muhakkak 1 hafta-10 gün sonra kontrole çağrılır. Ultrasonda rahim içi kontrol edilir.
    Titizlikle çalışılan bir ortamda, işinin ehli bir doktor tarafından yapılan kürtajda çok fazla problemle karşılaşılmaz.

    Fakat bazen…

    Rahim içinde parça kalabilir ki bu kendini fazla miktarda kanama ve ağrıyla gösterir, Bazen büyük parçalar düşürebilir, bu düşerken ağrı hissedilebilir. Kontrolde bu görüldüğünde antibiotik tedavisine başlanır ve içerdeki parça alınır.

    4-5 gün sonra ağrı kasıklarda dayanılmayacak şekilde olursa enfeksiyon gelişmiş olabilir. Bu sağlıksız koşullarda yapılan kürtajlarda, önerilere uyulmadığında ya da antibiotik düzgün kullanmadığında olabilir. Tedavide daha kuvvetli antibiotikler başlanır.

    Rahim içi fazla kazınmışsa içeride yapışıklıklar olabilir, bu genellikle vakum yöntemiyle yapılan kürtajda değil küretlerle yapılan kürtajlarda sıktır. Sonrasında 1-1.5 ayda adet görecekken adet görülmemesine ya da rahimin içinde yapışıklıklara sebep olabilir. Tedavisinde hormonal ilaçlar kullanılabilir, spiral takılabilir ya da optik aletlerle rahim yapışıklıkları açılabilir.

    Eğer 5 hafta ve daha küçük gebelikse tam olarak kürtaj gerçekleşmemiş gebelik kesesi rahimin içinde kalmış olabilir. Kontrol edildiğinde ultrasonda görülerek tekrar kürtaj yapılır.

    Gebe rahim normale göre yumuşaktır. Bu yüzden kürtajda çok dikkatli davranılır. Ani bir hareketle ve metal aletler kullanıldığında ya da gebelik biraz iri ise rahim yırtılabilir. Delik küçük ise rahim kendiliğinden bunu kapatır. Eğer büyük olursa muhakkak operasyon gerekir.

    Sonuç olarak kürtaj için karar verdiyseniz;

    – Steril bir ortam,
    – Steril ve tek kullanımlık aletler,
    – İşinin ehli bir doktor olması sağlığınız açısından çok önemlidir.

    Kürtaj nasıl yapılır ve riskleri nelerdir?

    Jinekoloji

  • Kürtaj (Küretaj) Nedir ?

    Kürtaj (Küretaj) Nedir ?

    1. Kürtaj neden olunur:

    Kürtaj, belki de kadınların hayatları boyunca hatırlamak istemediği bir durumdur. İsteyerek ya da istemeyerek yaptırılan bu işlem sosyal, kültürel, çevresel, dini, ekonomik birçok sebep barındırabilir.

    – Yeni evlenmiştir; daha evine, eşine hatta cinselliğe alışmadan bir çocuk sahibi olmak istemez çiftler ve kürtaj olmak için gelirler.

    – Bazı ailelerin istedikleri kadar çocukları vardır, bu bebeğin fazla gelecektir yükü, diğerleri gibi büyütemeyeceklerdir ve istemeyerek vazgeçerler gebelikten.

    – Yeni gebelik yaşanmıştır bir süre önce ailede, korunulmamış ve tekrar gebe kalınmıştır, gebeliğini sonlandırmak isterler çünkü erken olduğunu düşünürler.

    – Bazı çiftler nişan yapmıştır kendi aralarında, evleneceklerdir ilerde, bu yüzden cinselliği de yaşamak isterler ateşle barut misali. Fakat oldubittiye gelip korunmamışlardır ve sonuç iki çizgi… Kendileri için sorun değildir ama çevre ve aileleri ne diyecektir, sonlandırmak isterler. Korunmamalarının ya da iyi korunamamalarının kurbanı olmuşlardır.

    – Belki de alışmamış bir bünye ve içilen içkiler arka arkaya geldiğinde bir gecelik kaçamağın sonucudur gebelik, bu yüzden hemen ve kimse duymadan bu işlemin gerçekleşmesi gerekmektedir.

    – Daha birçok sebep bulunabilir kürtaj olmak için.

    2. Kürtaj nedir:

    Kürtaj (Küretaj) küret aleti kullanılarak yapılan rahimden parça alınmasıdır. Bu alınan gebelik ürünü yani bebek olabileceği gibi rahim iç dokusu da olabilir, fakat halk dilinde kürtaj işlemi sadece gebelik sonlandırılması olarak düşünülür.

    3. Kürtaj için yasal sınır nedir:

    Ülkemizde bu işlemin yasal sınırı son adet tarihinin başlangıcından itibaren 10 haftadır. Yani iki buçuk ay. Genellikle çiftlerin gebelik haftası hesaplamaları yanlış olur. Onlar ilişkiden sonraki günleri hesaplarlar. Yapılması gereken son adet tarihinin ilk gününden itibaren saymaktır. Bu yüzden yasal sınırı geçiren ve istemedikleri gebeliği yaşamak zorunda olan çiftler vardır.

    Eğer gebeliğin devamı anne açısından risk teşkil ediyorsa (annede tansiyon yüksekliği, kalp hastalığı, böbrek hastalığı) ya da anne gebeliği etkileyecek bir ilaç kullanmış ise annenin sağlığı için gebelik haftasına bakılmaksızın gebelik sonlandırılabilir ki bu da resmi bir kurumdan alınan bir rapor ile gerçekleştirilebilir.

    4. Kürtaj tanı koymak için de yapılır !

    Gebe olmayan bir kadına tanı koymak amacıyla ya da tedavi amaçlı kürtaj işlemi yapılabilir.

    – Cinsel olarak aktif bir kadının adetleri çok fazla oluyorsa düzensizse ya da uzun sürüyorsa kürtaj işlemi uygulanır çıkan materyal patolojiye gönderilir.

    – Ultrasonda rahim içinde normal olmayan bir görüntü saptanmışsa küretaj işlemi uygulanabilir.

    – Menopoza girmiş bir kadında bir süre sonra (kesildikten 1yıldan sonra) kanama olmuşsa ya da rahim içi olması gerekenden daha kalın ise kürtaj yapılır.

    – Düşük yapan kadınlarda eğer bebek ile ilgili parçaların bir kısmı rahim içerisinde kalmışsa içeriyi temizlemek amacıyla da bu işlem yapılabilir.

    – Bu kürtaj işlemi ister gebelik için ister hastalık için yapılsın lokal anestezi ile ya da genel anesteziyle yapılabilir.

    – Lokal anestezide sadece rahim ağzı uyuşturulur. Bu işlem için anestezi doktoruna gerek yoktur. Kürtajı yapan kadın hastalıkları ve doğum uzmanı bunu gerçekleştirir. Her ne kadar anestezi uygulansa da bir miktar ağrı hissedilir.

    – Özellikle işlem esnasında kasıklarda adet ağrısı gibi bir ağrı duyulur.

    Genel anestezi ise hastanın tamamen uyutulduğu bir anestezi şeklidir. Kürtajın ismi dahi ürperti verir, zor karar verilir ve sonuçta doktora gelinir. Zaten zor olan bu durum bir de ağrıyla perçenlemek istenmez. Sonuçta İşlem olur ve biter, çoğu kadın hayatında bu saatleri yaşanmamış sayar ve bu yüzden genellikle genel anesteziyi tercih etmektedir.

    Anestezi doktoru hastayı sorguladıktan sonra gerekli bilgileri verir ve hastaya koldan bir ilaç yapar yavaş yavaş hasta kendinden geçer, işlem bitene kadar birşey hissetmez. Kadın doğum uzmanı işlemi bitirdikten sonra hasta uyandırılır.

    Ortalama 10-15 dakika sürer ama bu süre gebeliğin büyüklüğüne göre de değişebilir. Uyandıktan sonra doktor işlem hakkında bilgi verir. Bir süre masada dinlendirildikten sonra hasta kendini iyi hissettiği anda bir süre oturtulduktan sonra kaldırılır. Hemşire yanında durur. Kanama olabileceği düşünülerek hastaya ped verilir. Üstünü giyerken yardımcı olunur.

    Kürtaj işlemi küret denilen keskin aletlerle yapılabileceği gibi vakum yardımıyla da yapılabilir. Bazı doktorlar ikisini birden tercih edebilirler..İşlem sonrasında problem çıkmaması için kürtaj işlemi titizlikle ve dikkatli bir şekilde yapılır. Yapılan yerin, aletlerin ve yapan doktorun bunda payı vardır. İşlemin gerçekleştiği yer temiz, aletler steril ya da tek kullanımlık olması tercih edilir. Kürtaj sonrasında en sık karşılaşılan problem rahim içinde parça kalmasıdır. Bunun için dikkatli bir şekilde içeri temizlenir.
    Günümüzde daha çok vakum yöntemi tercih edilmektedir.

    İşlem bittikten sonra hasta kasıklarında biraz ağrı hisseder. Fakat duyulan ağrı zaman geçtikçe hafifler.15 dakika sonra kasıklarda sadece bir sızı olur. İşlemden ortalama 1saat sonra hasta evine gönderilir. Yemek yiyebilir, içebilir. Çıkarken muhakkak kolundan biri tutmalı her an düşebileceği unutulmamalıdır.

    5. Kürtaj sonrasında yaşananlar ve yapılması gerekenler

    Kürtaj sonrasında 3-4 gün lekelenme tarzı kanama olabilir. Bu süre 10 güne kadar uzayabilir. Hijyene dikkat edilmeli, antibiotik başlanmışsa bu düzenli alınmalıdır. Bazen antibiotiğe gerek duyulmayabilir. Havuz ya da jakuziye girilmesi enfeksiyon açısından uygun değildir. Fakat duş alınabilir. Dikkat edilmesi gereken duşun çok sıcak olmamasıdır. Çünkü bir miktar kanama olmuş belki halsiz kalınmıştır. Sıcakla karşılaşıldığında baş dönebilir ve bayılma olabilir. Bu yüzden ılık duş en doğrusudur.

    Sonrasında muhakkak 1 hafta-10 gün sonra kontrole çağrılır. Ultrasonda rahim içi kontrol edilir.
    Titizlikle çalışılan bir ortamda, işinin ehli bir doktor tarafından yapılan kürtajda çok fazla problemle karşılaşılmaz.

    Fakat bazen…

    Rahim içinde parça kalabilir ki bu kendini fazla miktarda kanama ve ağrıyla gösterir, Bazen büyük parçalar düşürebilir, bu düşerken ağrı hissedilebilir. Kontrolde bu görüldüğünde antibiotik tedavisine başlanır ve içerdeki parça alınır.

    4-5 gün sonra ağrı kasıklarda dayanılmayacak şekilde olursa enfeksiyon gelişmiş olabilir. Bu sağlıksız koşullarda yapılan kürtajlarda, önerilere uyulmadığında ya da antibiotik düzgün kullanmadığında olabilir. Tedavide daha kuvvetli antibiotikler başlanır.

    Rahim içi fazla kazınmışsa içeride yapışıklıklar olabilir, bu genellikle vakum yöntemiyle yapılan kürtajda değil küretlerle yapılan kürtajlarda sıktır. Sonrasında 1-1.5 ayda adet görecekken adet görülmemesine ya da rahimin içinde yapışıklıklara sebep olabilir. Tedavisinde hormonal ilaçlar kullanılabilir, spiral takılabilir ya da optik aletlerle rahim yapışıklıkları açılabilir.

    Eğer 5 hafta ve daha küçük gebelikse tam olarak kürtaj gerçekleşmemiş gebelik kesesi rahimin içinde kalmış olabilir. Kontrol edildiğinde ultrasonda görülerek tekrar kürtaj yapılır.

    Gebe rahim normale göre yumuşaktır. Bu yüzden kürtajda çok dikkatli davranılır. Ani bir hareketle ve metal aletler kullanıldığında ya da gebelik biraz iri ise rahim yırtılabilir. Delik küçük ise rahim kendiliğinden bunu kapatır. Eğer büyük olursa muhakkak operasyon gerekir.

    Sonuç olarak kürtaj için karar verdiyseniz

    – steril bir ortam,
    – steril ve tek kullanımlık aletler,
    – işinin ehli bir doktor

    olması sağlığınız açısından çok önemlidir.

    İlgili Konular

  • Kürtaj Sonrası Nelere Dikkat Edilmeli

    Kürtaj Sonrası Nelere Dikkat Edilmeli

    Kürtaj sonrası neler olabilir, kürtaj olan bir kadın nelere dikkat etmelidir? Kürtajdan sonra dikkat edilmesi gereken hususlar.

    Ağrı veya kanama durumunda hastaya antibiyotik, ağrı kesici veya kanama azaltıcı ilaçlar uygulanarak hasta tekrar evine yollanılır. Lokal anestezide hasta 15 dakikada içinde eve gidecek duruma gelebilir genel anestezide ise hasta 1 saat içinde eve gidebilecek duruma gelir.

    Kürtaj işleminden bir hafta sonra tekrar ultrasonografi ile rahim içi kontrol edilerek parça kalıp kalmadığına bakılır. Kürtaj işleminden sonra regl kanamalarına benzer kanamalar olabilir bu kanamalar 10-15 gün devam edebilen kanamalardır, telaş etmeye gerek yoktur. Bazı hastalarda ise hiç kanamayla karşılaşılmaz bu da normaldir. Kanama ile küçük kan pıhtıları ve adet sancısına benzeyen ağrılar olabilir bunlar normaldir.

    Kürtaj günü reglin ilk günü olarak kabul edilir. Kürtaj işlemi uygulandıktan sonra 4-6 hafta içinde reglin olması gerekir eğer 40 gün içinde regl kanaması görülmezse doktorunuzla iletişime geçmelisiniz. Kürtaj sonrası havuz, deniz, küvette banyo veya jakuzi gibi yerler yasaktır ayakta olarak ılık suyla duş alınabilir. Kürtaj işleminden sonra 2-3 hafta boyunca cinsel ilişki uygun değildir.

    İlgili Konular ;

    – Kürtaj yaptıran biri yeniden hamile kalabilir mi?
    – Hamileliğin hangi aşamasında kürtaj yaptırılabilir?
    – Kürtaj nedir?
    – Kürtaj operasyonu geçiren biri ne kadar sürede iyileşir?
    – Kürtaj teknikleri nelerdir?
    – Kürtajın riskleri var mı?
    – Kürtaj hangi durumlarda gereklidir?

  • Hamileyken Fazla Et  Kısırlığa, Az Karbonhidrat Şişmanlığa Sebep Oluyor !

    Hamileyken Fazla Et Kısırlığa, Az Karbonhidrat Şişmanlığa Sebep Oluyor !

    Hamilelik döneminde fazla miktarda kırmızı et tüketmek doğacak erkek çocukta sperm kalite sorunu, yetersiz düzeyde karbonhidrat tüketmek ise şişmanlık, şeker hastalığı gibi riskler yaşanması ihtimallerini artıyor. Bahçeci Sağlık Grubu doktorlarından Aile Hekimi Dr. Murat Berksoy hamilelik döneminde annenin aldığı besinlerin bebeğin ileriki hayatında ayrıca Alzheimer, kalp, şeker, infertilite gibi hastalılıklara sebep olabildiğini söyledi.

    Anne adaylarının hamilelik sürecindeki beslenmesi, bebeklerinin DNA’sında önemli değişiklikler oluşturduğu için tüm yaşamını olumsuz etkiliyor. Bahçeci Sağlık Grubu doktorlarından Aile Hekimi Dr. Murat Berksoy hamilelik süresinde yanlış beslenen, ağır metaller, kimyasal ve biyolojik toksinlere maruz kalan anne adayının bebeğinde, ileriki yaşlarda yüksek tansiyon, şeker, kalp-damar hastalığının yanısıra zeka geriliği, otizm ve davranış bozukluğu gibi sorunlar yaşanabileceğini söyledi.

    Ayrıca anne hamileyken çok fazla kırmızı et tüketirse, bebek erkek ise, bunun gelecekte sperm sayısını olumsuz yönde etkileyebileceğini söyleyen Dr. Berksoy, ‘’Çevresel kimyasal kirleticilerden PCB poliklorine bifeniller, dioksinler, kurşun, civa, bisfenol A ve perstisitler gibi endokrin bozucular çocuklarda işitme ve konuşma bozukluklarına, eğitimde başarısızlığın yanında gebelik sırasında benzer durumlara maruz kalındığında ise ileriki yıllarda bebeğin üreme sorunlarıyla karşılaşma olasılığını arttırmaktadır. Anne hamile iken çok kırmızı et tüketirse, bebek erkek ise, bu gelecekte sperm sayısını olumsuz yönde etkileyebilir. Hamileyken yetersiz düzeyde karbonhidrat tüketmek ise bebeğin genlerinde bazı unsurların değişmesine yol açıyor. Bu bebekler, yaşamlarının ileriki aşamalarında daha çok kilo alıyor. Yani anne adayı yetersiz karbonhidratlı bir beslenmeye geçerse, çocuğunun kilo alma riskini artırıyor. Anne karnındayken çocuk yetersiz beslenirse, çocuk ileride şişmanlık, şeker hastalığı gibi risklerle karşılaşabiliyor. Bu nedenle özellikle hamile kadınların beslenme ve yaşam tarzları konusunda daha bilinçli davranması gerekir’’ dedi.

    Anne Bebeğinin Genlerini Nasıl Etkiler?

    Uzmanların teorisine göre, anne karnında gelişimini sürdüren bebek, dünyaya geldiğinde karşılaşacağı ortama hazırlıklı olmaya çalışıyor ve DNA’sında buna göre değişiklikler oluyor. Dr. Murat Berksoy, karbonhidratı yetersiz bir ortamda gelişen bebeğin yeterli besin olmadığı varsayımıyla vücudunu depolamaya programladığını belirterek, şunları söyledi: ‘’ Daha önce hayvanlarda yapılan çalışmalarda da beslenmenin gen işlevlerinde değişiklik yaratabildiği belirlenmişti. Buna, Epigenetik değişim deniyor. Bu alana eğilen uzmanlar ise çevre ile genlerin nasıl bir etkileşim içinde olduğunu anlamaya çalışıyor. Annenin aldığı besinler ve diğer etkenler bebeğin hayatında Alzheimer, kalp, şeker, infertilite gibi hastalılıklara sebep olabiliyor. Çocuk sahibi olmak isteyen çiftlerin D vitamini, iyot, Omega 3, B12 vitamini, folik asit, A vitamini ve demir eksikliklerinin giderilmesi büyük önem taşıyor.’’

    Dr. Murat Berksoy Epigenetik değişimlerin kısmen de olsa yaşamın ilk dönemleri ile daha sonraki hastalıklar arasında bağlantı oluşturduğuna ilişkin önemli kanıtlar olduğunu belirterek, kadınların gelecek nesillerin sağlığını iyileştirebilmek için beslenme konusunda daha fazla desteğe ihtiyacı olduğunu sözlerine ekledi.

    Erkeklerde Kısırlık
    1. Erkeklerde kısırlık hangi sebeplerden olur?
    2. Erkeklerde kısırlık nasıl tedavi edilir?
    3. Erkeklerde kısırlık nasıl tespit edilir?
    4. Erkeklerde kısırlıktan nasıl emin olunur?
    5. Genetik faktörler erkeklerde kısırlığa neden olabilir mi?
    6. Erkeklerde kısırlığın nedeninin belirlenemediği durumlar nelerdir?
    7. Sigara kullanımı erkeklerde kısırlık riskini artırır mı?
    8. Erkeklerde kısırlığın yaş ile ilişkisi var mı?
    9. Alkol kullanımı erkeklerde kısırlık riskini artırır mı?

  • Transfer edilecek Embriyo Sayısı

    Transfer edilecek Embriyo Sayısı

    Doç.Dr. Ulun Uluğ ile Tüp Bebek Tedavilerinde Transfer Edilen Embriyo Sayısını Tartıştık

    Tüp bebek tedavilerinde embriyo sayısını belirlemede ki gelişmeleri anlatır mısınız
    Tüp bebek tedavilerinde verimliliğin az olduğu dönemde fazla sayıda embriyo transferi yapılmaktaydı. Burada daha çok 2. gün embriyo transferleri yapıldığı için embriyo seleksiyon uygulaması fazla yoktu. Daha sonraları hem daha fazla sayıda ICSI’nin tercih edilmesi hem de laboratuar koşullarının gelişmesine bağlı olarak ki en önemli aşama medyum kalitelerinde artış olması ve ardışık sistemlerin kullanılabilir hale gelmesidir, embriyo seçim kriterleri önem kazanmış, 3. gün hatta 5. gün embriyo transferleri yapılmaya başlanmıştır.

    Embriyo değerlendirmede nasıl bir gelişim sağlanmıştır.

    Doğal olarak in-vitro koşullarda morfolojik gelişmenin izlenebilmesi, embriyoları derecelendirme açısından başarılı olmuştur. Bu bağlamda merkezden merkeze farklılıklar olmakla beraber, 3. gün embriyoları için klasik olarak Steer ve 5. gün blastokistler için Gardner klasifikasyonları kullanılmıştır. Tüm bunlara rağmen implantasyon potansiyeli en yüksek olan embriyoyu seçmek kolay olmamakta ve sadece morfolojik gelişimsel sınıflama, gebelik oranlarını arzu edilen seviyelere çıkartmamaktadır. Bunların yanı sıra, bazı ülkelerdeki etik ve dinsel kaygılardan dolayı, transfer edilmeyecek embriyoların invitro kültür edilmesi yasaklanma yoluna gidilmiştir.

    Sonuçta ileri evre embriyoların derecelendirilmesinden çok henüz fertilizasyon aşamasında embriyo seçim kriterleri öne çıkmış, erken klevaj, pronuklear morfoloji gibi kıstaslar dikkate alınarak implantasyon potansiyeli en yüksek olan embriyo seçilmeye çalışılmıştır. Daha da ileriye gidilerek gelişen embriyoların genetik olarak kompetan olmalarını anlayabilmek için preimplantasyon genetik tarama (PGT) ister floresan insitu hibridizasyon (FISH) veya komperatif genomik hibridizasyon (CGH) yöntemleri uygulanmıştır. Ayrıca son zamanlarda implantasyon potansiyeli yüksek olan embriyoyu seçebilmek için metabolik aktivitesini (metabolomics) ölçen uygulamalarda klinik uygulanıma girmiştir.

    %100 gelişen embriyo geliştirmek mümkün mü?

    Tüm bu gelişen komplike teknolojik imkanlara rağmen implantasyon potansiyeli %100 olan bir embriyo geliştirmek veya seçmek mümkün olmamaktadır. İmplantasyonun diğer bir tarafının da uterus yani alıcı olduğunu düşünürsek %100 verimli çalışan bir IVF siklusu yaratmak temenniden öteye geçememektedir.

    IVF tedavisi hem hekim hem de tedavinin uygulandığı hasta için ciddi sorumluluklar getirmektedir. Burada belki de en önemli konular tedavinin kesin başarılı olmayacağının bilinmesi ve finansal yüktür. Özellikle üçüncü partilerin başka bir değişle devletin veya özel sigorta şirketlerinin ciddi subvansiyon yapmadığı infertilite tedavilerinde, kar maliyet açısından bakılarak fazla sayıda embriyo transferi yapılabileceği akla gelmektedir. Ayrıca toplumların sosyo-kültürel farklılıkları da özellikle çoğul gebeliğe bakış açısından farklılıklar doğurabilir. IVF uygulanacak kadınların çoğul gebelik özellikle ikiz gebe kalma tercihleri bazı çalışmalara konu olmuş ve anlamlı bir hasta popülasyonun ikiz gebeliğe öncelik tanıdığı da ortaya çıkmıştır

    Sonuçta fazla embriyo transferi gebe kalma olasılığını artırırken, aynı zamanda çoğul gebelik riskini artırarak hem gebelik komplikasyon sayısını fazlalaştırmakta hem de yeni doğan problemlerini ortaya çıkartmaktadır. Bu resme nerden bakarsanız bakın çoğul gebelik bireyler için problemli olduğu gibi toplum üzerinde de ekonomik bir yük oluşturmaktadır.

    Netice itibariyle IVF uygulayan hekimler paradoksal bir ortam ile karşılaşmıştır. Bir yandan gebelik oranlarını optimize edebilmek bir yandan da çoğul gebeliği ortadan kaldırmak. Biz hekimlerin maruz kaldığı bu problem her ne kadar kanun koyucular ile ortadan kaldırılmışsa (herkese tek embriyo transferi gibi) da vicdani ve kişisel ihtirasların önüne geçilememiştir.

    Burada önemli olan nokta çoğul gebelikleri tanımlama olabilir. Yukarıda bahsedilen tüm kaygılar herhangi bir üçüz ve üstü gebelik için doğrudur. Ancak ikiz gebeliği diğer çoğul gebelikler ile aynı tartıya koymanın doğru olup olmadığı tartışılmış ve tartışılmaktadır. Kelime anlamı olarak ikiz gebeliğin çoğul gebelik olduğunu vurgulamakta fayda vardır.

    Transfer edilecek Embriyo Sayısı | 3Genel olarak baktığımızda hasta başına embriyo transferinin kısıtlanması 2 şekilde olabilir. 1- elektif dediğimiz, yani embriyo kohortu içinden biri veya bazıları seçilebilir, 2- zorunlu, yani hastadan toplanan oosit ve fertilizasyon oranı yüzünden veya embriyo kalitesi yüzünden kısıtlı sayıda bir veya 2 embriyo kalması. Bu noktadan geldiğimizde embriyo transferi ile yapılan çalışmalarda single embriyo transferi (SET) ile elektif single embriyo transferini (eSET) aynı teraziye koymamak gerekir. Diğer bir önemli detay ise transferin yapıldığı gün, takdir edersiniz ki 2.-3. veya 5. gün yapılacak tek embriyo transferlerinde başarı oranları farklı olabilir.

    Sizce Tüp bebek tedavilerinde kaç embriyo vermek uygundur?

    Transfer edilecek embriyo sayısında sorulacak ilk sorun 3 ve üzerinde embriyo transfer etmenin 2 embriyo transferine olan üstünlüğü. Prenatal ve neonatal komplikasyonları bir kenara iterek sadece gebelik oranları üzerinde karar verecek olduğumuzda literatür ilginç bir şekilde bu konuda fazla bilgi vermiyor. İki embriyo ile 3 veya 4embriyo karşılaştırması yapan geniş serili randomize kontrollü perspektif yeterli çalışma yoktur. Çok ufak bir çalışmada ardışık taze 2 embriyo transferi ile 3 ve 4 embriyo transferi karşılaştırılmış ve gebelik oranlarında fark bulunmamıştır.

    Gözlemsel çalışmalarda ise elektif 2 embriyo transferinde, 3 ve daha fazla embriyo transferine göre canlı doğum oranlarında fark olmadığı kaydedilmiştir. Buradan yola çıkarak hem çoğul embriyo transferinin gebelik oranlarını artırmaması ve çoğul gebeliklerin gerçekleşmesi etik ve bilimsel açıdan 3 ve daha üzeri embriyo transferinin düşünülmemesi gerektirmektedir.

    İkiz gebeliklerde istatistiksel olarak gebeliğe bağlı hipertansiyon, gestasyonel diabet, ante ve postpartum kanama, operatif doğum ve prematüre riski tekil gebeliklere artmıştır . Prenatal mortalite ikiz gebeliklerde 6 kat daha fazlalaşmıştır Bazı platformlarda ikiz gebeliğin IVF tedavisinin komplikasyonu gibi gösterilmeye çalışılsa bile, tedavi sonrası ikiz gebeliklerin büyük bir kısmı sağlıklı doğuma ulaşmaktadır . Artan komplikasyon istatistikleri genel toplum için anlam taşıyabilirken, kişisel olarak bakıldığında, başka bir değişle çocuk sahibi olmakta zorluk çeken bir çift için riskler anlam taşımayabilir.

    Transfer edilecek embriyo sayısı bir çok ülkede gerek devlet kanunları gerek de dernekler aracılığıyla kısıtlanmıştır. Kısıtlamalarda bazı ülkelerde yaş sınırları konularak embriyo sayısı tespit edilmiştir. Genellikle 35 yaş altında kadınlara tek embriyo transferi, önerilirken, daha yaşlı kadınlarda 2 embriyo transferi hatta bazı ülkelerde özellikle 40 yaş üstü kadınlarda 4 embriyo transferine kadar hak tanınmış veya tavsiyelerde bulunulmuştu. Ayrıca daha önceki tedavi sayılarına da bakılarak birden fazla embriyo transferi önerilmiştir (T.C. Sağlık bakanlığı, 2009)

    Kendi grubumuzun yaptığı araştırmalarda tekil gebeliklerde ilk trimesterde düşük yapma olasılığı %18 ile %20 arasında seyrederken, çoğul gebeliklerde total düşük yapma, başka bir değimle ilk trimesteri sonunda gebeliği kaybetme olasılığı % 5 olmaktadır. Bu açıdan bakıldığında tekil gebeliklerde gebeliği erken dönemde kaybetme riskinin çoğul veya ikiz gebeliklere göre yaklaşık 4-5 kat daha fazla olduğudur.

    Taze embriyo transferi ve ardından dondurulmuş embriyo transferi hem klinik hem laboratuvar hem de hastanın lojistik ekonomik maliyetini artırabilmektedir. Diğer yandan çoğul gebelikteki erken doğum maliyetleri de hesaba katıldığında, tek embriyo transferinin maliyet hesabını yapmak komplike olmaktadır. IVF masraflarının kişisel karşılandığı durumlarda 2 embriyo transferi yapmak daha az maliyetli olabilirken, 3. kurumların örneğin sigorta şirketi veya devlet sübvansiyonu olan durumlarda daha az maliyetli olabilir.

    Sonuç olarak çoğul gebelikleri engellemek için tek embriyo transferi yapmak tek çözümdür ancak paradoksal olarak gebelik oranlarının da azaldığı günümüz laboratuvar ve klinik koşullarında belirgindir. Ardışık embriyo transferi politikası uygulanmadığı müddetçe veya daha önce bahsedilen ileri laboratuvar teknikleri pratik olarak sonuç vermediği müddetçe hem hekimler hem de hastalar için transfer edilecek embriyo sayısının tartışması devam edecektir.

    Doç. Dr. Ulun Uluğ
    Bahçeci-Umut Tüp Bebek Merkezi, Istanbul