Etiket: Hamile kalma

  • Meryem Ana Otu Hamile Kalmak İçin Nasıl Kullanılır?

    Meryem Ana Otu Hamile Kalmak İçin Nasıl Kullanılır?

    Meryem ana otu kullanmak; kadınlarda kan dolaşımını hızlandır, erkeklerde ise sperm hücre miktarını arttırır. Halk arasında Fatma ana eli otu olarak bilinen ota bu ismin verilmesin sebebi görünümünden kaynaklanmaktadır. Rahim açılmasında etkili olan Meryem ana otunu doğum sancısı başlayınca kullananların rahim ağızları daha çabuk açılır ve böylece daha kolay doğum yaparlar.

    Meryem Ana Otu Nasıl Kullanılır?

    Bebek sahibi olmak isteyen fakat hamile kalamayan kadınların kolaylıkla tüketebildiği otlar arasında bulunur. Tadının tarçını andıran güzellikte olması nedeni ile kolay tüketilebilmektedir. Meryem ana otu kullananlar kullanma zamanını ayarlarken yumurtlama öncesi ya da sonrasına denk gelen zamanda kullanmalıdırlar. Meryem ana otunu bebek sahibi olmak isteyen anne ve baba adayları birlikte içmelidirler. Otun hazırlanışı şu şekildedir:

    • Meryem ana otu güzelce yıkanmalıdır.
    • Su dolu sürahi içerisine konulan Meryem ana otu 1 gün bekletilmelidir.
    • Su dolu bir sürahinin içerisine konularak 1 gün boyunca bekleyen otlu suyu anne ve baba adayları birlikte sabah ve akşam içerek tüketmelidir.

    Meryem Ana Otu Hamile Kalmak İçin Nasıl Kullanılır? | 1

    Meryem Ana Otunun Faydaları Nelerdir?

    Meryem ana otu faydaları şu şekilde sıralanmaktadır;

    • Döllenmeyi kolaylaştırarak hamile kalınmasında yardımcı olur.
    • Rahim ağzını açarak doğumların kolaylaşmasında etkili olur.
    • Doğum öncesi tüketilen Meryem ana otu doğum esnasında olan rahim kanamalarını azaltmaya yardımcı olur.
    • İdrar kaçırma problemi yaşayanların düzenli olarak Meryem ana otu tüketmeleri faydalı olur.
    • Cilt problemlerinde etkili olan Meryem ana otu mikrop karşıtı antioksidan ve hipoglisemik özellikleri ile ciltteki yaraların iyileşmesinde etkili olan çözümler arasında bulunur.

    Toplumda yaşanan inanışa göre hamile kalmak isteyen kadınların Meryem ana otunu üzerinde taşınması faydalı olmaktadır.

    Meryem Ana Otu kullanıp hamile kalanlar Tıklayın !

    Soğan kürü kullanıp hamile kalmak için Tıklayın !

    Gebe kalmak için neler yapılmalı? Tıklayın !

    Gebe kalmak için önemli bitkisel kürler Tıklayın !

  • Tüp Bebek Tedavisinde Yaş Sınırı Var mı? 40-43 Yaş Arası Tüp Bebek Tedavisi Başarı Oranları Kaçtır?

    Tüp Bebek Tedavisinde Yaş Sınırı Var mı? 40-43 Yaş Arası Tüp Bebek Tedavisi Başarı Oranları Kaçtır?

    Tüp bebek için yaş kısıtlamaları klinikten kliniğe göre değişir. Genel olarak, 40 yaşından büyük kadınlar, 40 yaşından küçük kadınlara kıyasla, canlı doğum için belirgin bir şekilde daha düşük bir şansa sahiptir. Yaş, muhtemelen bir tüp bebek döngüsünün sonucunu etkileyen en önemli faktördür. Birçok klinik 42 yaşından büyük hastaları tedavi etmeyecektir. İlerleyen yaşla ilgili tüp bebekle (IVF) doğum oranlarının düşük olması nedeniyle doktorların 43 yaşından büyük hastalara kendi yumurtaları ile tüp bebek yapmadığını belirtmek gerekir.

    Bir kadının tüp bebek yönteminde (IVF) başarı şansı, FSH ve estradiol düzeyleri ve döngü gününün ölçülmesiyle de tahmin edilebilir. Her iki hormondaki artış, tüp bebekte başarı oranlarının düşmesi ile ilişkilidir, bu yüzden birçok klinik, FSH veya estradiol seviyeleri bilindiğinde, ek kısıtlamalar getirmektedir. Clomiphene sitrat challenge testi (CCCT), yumurtalık rezervini değerlendirmek ve tüp bebek (IVF) başarısını tahmin etmek için başka bir araçtır. Yaşlı kadınlar, özellikle FSH seviyeleri artan ve yüksek östradiol düzeyine sahip olanlar, tüp bebek yönteminde donör yumurtaları kullanmaya teşvik edilir veya evlat edinme önerilir.

    Tüp Bebek Tedavisinde Yaş Sınırı Var mı? 40-43 Yaş Arası Tüp Bebek Tedavisi Başarı Oranları Kaçtır? | 2

    Doğal tüp bebek döngüsü, yumurtalık rezervi azalmış hastalar için başka bir tedavi alternatifi olarak ortaya çıkmıştır. Yumurtalık rezervi testlerinin, hastanın doğurganlık ilaçlarına verdiği cevabı tahmin ettiğini, ancak belirli bir hastada sağlıklı bir yumurtanın varlığını veya yokluğunu tahmin etmek için herhangi bir test yapılmadığını bilmelisiniz. Sağlıklı bir yumurtanın varlığını saptamanın tek gerçek yolu, sağlıklı bir çocuk doğurmasıdır; bu, hastanın en az bir iyi yumurtası olduğunu kanıtlar! İlginç bir şekilde, tüp bebek yöntemiyle ve kendi yumurtalarını kullanarak sağlıklı bir bebek sahibi olan en yaşlı kadın, 49 yaşındaki bir hastaydı.

    Dolayısıyla 40 ile 43 yaş arasındaki hastalar tüp bebek tedavisinin uygulanması kliniğe ve tüp bebek uzmanına kalıyor. Ancak başarı şansının çok düşük olduğunu belirtmek gerekiyor. Eğer infertile tanısı koyulduysa ve bebek sahibi olmak için yeterince beklediyseniz, tüp bebek yöntemi tavsiye edilir ve bunun için de 40 yaşına kadar beklememeniz gerekir. Yaşla birlikte azalan hormon salınımı ve yumurta rezervlerinin tükeniyor olması en büyük problemdir.

    Tüp Bebek Tedavisi Kaç Kez Uygulanır? Tüp Bebek İçin Yaş Sınırı Kaçtır? Tıklayın !

    Tekrarlayan Gebelik Kayıpları ve Tüp Bebek Tedavisi için Tıklayın !

    Tüp Bebek Tedavisinde Başarıyı Artırmak İçin Neler Yapılmalı? Tıklayın !

    Tüp Bebek Tedavisi Başarısız Olduğunda Ne Yapmalı? Tıklayın !

  • Tüp Bebek Tedavisi Kimlere Uygulanır?

    Tüp Bebek Tedavisi Kimlere Uygulanır?

    Bir süredir gebe kalmak için uğraşıyorsanız ve hamile kalma şansınızı artırabilecek yeni bir tedavi yöntemi arıyorsanız, tüp bebek tedavisi (IVF) sizin için uygun olabilir. Tüp bebek (IVF), döllenme sürecini şansa bırakmaması nedeniyle inanılmaz derecede başarılı bir doğurganlık tedavisidir. Bundan dolayı, birçok farklı durumda çiftler ile popüler bir seçimdir. İVF’nin yardımcı olabileceği çok sayıda senaryo vardır, bunların bir kısmının farkında bile olmayabilirsiniz. Tüp bebek (IVF) düşünüyorsanız, ancak sizin için uygun olup olmadığından emin değilseniz, daha fazlasını öğrenmek için okumaya devam edin.

    Başka bir doğurganlık tedavisi deneyip de başarısız olduysanız

    Eğer döllenme gibi başka doğurganlık tedavilerini, birden çok kez denediyseniz ve başarılı olamadıysanız, alternatif bir yöntem düşünmenin zamanı gelmiş olabilir. Tüp bebek (IVF), aile kurmaya çalışan insanlar için en iyi seçeneklerden biridir ve diğer doğurganlık tedavisi yöntemlerini kullanarak hedeflerine ulaşmayı başaramamış kişiler için umut vadetmektedir. Bunun nedeni, tüp bebek (IVF) prosedürünün diğerlerinden daha kapsamlı bir süreç olması ve başarıyı teşvik etmek için daha fazla adım içermesidir.

    Tüp Bebek Tedavisi Kimlere Uygulanır? | 3

    Yaşa bağlı doğurganlık sorunlarınız varsa

    Tüp bebek (IVF) prosedürü her yaştan kadın tarafından kullanılsa da, özellikle gebe kalmak isteyen yaşlı kadınlara yardımcı olabilir, ancak bir yıl boyunca deneyip, doğal olarak gebe kalamayan kadınlar için önerilmektedir. Bunun nedeni doğurganlığın doğal olarak yaşla birlikte azalmasıdır. Bu nedenle, hamile kalmak için ekstra önlemler alan bir yöntem kullanmak, yaşlanan kadınlar için tercih edilebilir.

    Bilinen doğurganlık sorunları olan kadınlarda

    Tüp bebek (IVF) aynı zamanda, doğurganlık problemleri olan kadınlar için inanılmaz derecede yararlı bir prosedürdür, çünkü teşhis edilen sorunları aşma konusunda gebe kalmak isteyen kadınlara yardımcı olabilir.

    Bu fertilite sorunları, endometriozis veya tüplerin tıkalı olması olabilir, çünkü tüp bebek (IVF) işlemi spermin yumurtalar boyunca tüplere gitmesi ihtiyacını ortadan kaldırır. Bu konu hakkında önceden bilgi sahibi olmak ve bunun üstesinden gelmek için tüp bebek kullanmak, başarılı bir gebelik şansını büyük ölçüde artırabilir.

    Sperm hareketliliğinde sorun varsa

    Sperm hareketliliği sebebiyle doğurganlık sorunu oluştuysa, tüp bebek (IVF) prosedürü bu sorunu atlatmak için bir yardım eli uzatabilir. Sperm doğrudan yumurtaya enjekte edildiğinden, spermin yumurtaya ulaşmaya çalışmasına gerek yoktur. Bu hareketlilik sorunlarının üstesinden geldiği için hamilelik şansını artırır.

    Kanser tedavisi sonrasında oluşan doğurganlık problemlerinde

    Ne yazık ki, kanser tedavisinin bireyin doğurganlığını olumsuz yönde etkileyebileceği bilinmektedir. Bununla birlikte, doğurganlığı kanser tedavilerinden etkilenen çiftler, tedavileri başlamadan önce yumurta veya spermlerini dondurmayı seçebilirler, bu da onların doğurganlıklarının korunmuş olduğu anlamına gelir.

    Bu, tedavi bittiğinde ve çiftler bebek yapmak için hazır olduğunu hissettiğinde, dondurulmuş sperm ve yumurtalarını kullanarak, tüp bebek tedavisi ile bebek sahibi olabilirler.

    Tüp Bebek Tutunma Belirtileri Nelerdir? Tıklayın !

    Tüp Bebek Tedavisi Ne Zaman Uygulanmalıdır? Tıklayın !

    Çikolata Kisti Gebe Kalmayı Engeller Mi? Tıklayın !

    Gelecek Nesil Genetik Tarama (NGS) Yöntemi Tıklayın !

  • Menstrual kap ile hamile kalma

    Menstrual kap ile hamile kalma

    Kadınların en büyük arzularından olan anne olabilmek için uygulanan farklı uygulamalardan biri de menstrual kap ile hamile kalma yöntemidir. Yapılan araştırmalar etkili bir yöntem olduğunu söylüyor.

    Menstrual kap ile hamile kalma

    Hamile kalmak bazı kadınlar için diğerlerine göre daha zor olabiliyor. Uzun zamandır hamile kalmak istiyor ancak istediğiniz sonucu henüz alamadıysanız ilk olarak bir kadın doğum uzmanına giderek sizin yada eşinizin bir sağlık problemi olup olmadığınız öğrenmelisiniz. Sağlık problemi yoksa süreci hızlandırabilmek için menstrual kaplardan yardım alabilirsiniz.

    Menstrual kap ile hamile kalma | 4

    Menstrual Kap İle Nasıl Hamile Kalınır?

    • Satın aldığınız menstrual kabının kullanım talimatlarını dikkatli bir şekilde okuyun.
    • Menstrual kabın içerisine sperm hücrelerini yerleştirin.
    • Daha sonrasında ise kabı vücudunuza yerleştirin.
    • Vücut sıvısı ile aktive olacaktır.
    • Menstraul kabı vajinanızda ortalama 6 saat tutmanız yeterli olacaktır. Kullanım talimatlarına uygun olarak 12 saati geçmemesine dikkat edin.
    • Sonrasında ise menstrual kabı dikkatli bir şekilde çıkartın.
    • Bu yöntem işe yararlılığı yüksek ve etkili bir hamile kalma yöntemi olsa bile kesin olumlu sonuç getirmeyebilir.
  • Hamile kalmanızı kolaylaştıracak 7 muhteşem yiyecek

    Hamile kalmanızı kolaylaştıracak 7 muhteşem yiyecek

    Hamile kaldığınızda neler yemeniz veya neler yememeniz konusunda pek çok kural olduğunu elbet biliyorsunuz. Peki ya gebe kalmaya çalışırken ne yapmalı? Gerçekten yediğiniz yiyecekler bebek yapma yeteneğinizi arttırabilir mi? Elbette .

    Hamile kalmanızı kolaylaştıracak 7 muhteşem yiyecek

    Sorunuzun cevabını verecek 7 doğurganlığı arttıran yiyeceği günlük diyet listenize eklemeniz yeterli.

    FASÜLYE

    Evet, fasülye doğurganlığı arttıran sihirli bir yiyecektir. Harvard School of Public Health’de hamile kalmaya çalışan 19.000 kadın üzerine yapılan araştırmaya göre yüksek oranda hayvansal protein tüketen kadınların %39’unda infertilite (kısırlık) yaşandığını göstermiştir. Ancak daha çok bitkisel protein tüketen kadınlarda bu sorun daha az gözlenmiştir. Fasülye sevmiyorsanız nohut, mercimek ve fındık yemeniz halinde de yüksek oranda bitkisel protein almış olursunuz.

    DONDURMA

    Yaşasın! Evet doğru duydunuz! Öyle düşük kalorili veya buzlu dondurmadan bahsetmiyoruz! The Nurses Health Study’e göre günde 1 veya 2 porsiyon süt ve süt içeren yiyeceği (örneğin dondurma!) tüketmeniz yumurtlama kapasitenizi koruyacaktır. Harvard School of Public Health, MD, assistant professor Jorge E. Chavarro’nun araştırmasına göre sütten yağı kaldırırsanız sex hormonlarının dengesini ve dolayısıyla yumurtlama döngüsünü de olumsuz etkilersiniz. Bu nedenle yağsız veya az yağlı süt tüketmenizi tavsiye etmemektedir.

    YAPRAKLI YEŞİLLİKLER

    Ispanak, marul, roka, brokoli ve diğer koyu yapraklı yeşillikler yüksek miktarda folat içermektedir. Folat B grubu bir vitamindir ve yapılan çalışmalar yumurtlamayı arttırıcı etkisi olduğunu göstermiştir. Salatanızı eşinizle de paylaşın, çünkü erkeklerin de yüksek miktarda folat alması spermlerin daha sağlıklı olmasını sağlar ve doğacak bebeğinizin genetik problemli veya düşük riskli olmasını önler. University of California Berkeley’s Public School of Health’de 97 sigara içmeyen erkek üzerinde yapılan çalışma yüksek miktarda vitamin alımının anormal sperm sayısını %20 azalttığını göstermiştir.

    Hamile kalmanızı kolaylaştıracak 7 muhteşem yiyecek | 5

    KABAK ÇEKİRDEĞİ

    Kabak çekirdeği yüksek oranda demir içerir ve yapılan bir çalışmada düzenli olarak demir alan kadınların demir almayanlara göre gebe kalmakta %40 daha az oranda sorun yaşadığını göstermiştir. İşte kabak çekirdeği çıtlatmak için güzel bir sebep!

    TAM BUĞDAY EKMEĞİ

    Kompleks karbonhidratlar kandaki şekeri ve insülin seviyesini stabil tutmakta rafine edilmiş (işlenmiş) karbonhidratlara göre daha uzun etkilidir. Peki bunlar gebe kalma konusunda neden gereklidir? Artmış insülin seviyeleri üreme hormonlarını bozabilir. Hollanda ‘da gebe kalmaya çalışan 165 çift üzerinde yapılan 6 aylık bir çalışmaya göre , kan şekeri yüksek seviyelerde olan kadınların yarısının çalışma süresince gebe kalamadığını göstermiştir. Hamile kalmak istiyorsanız her zaman beyaz ekmek yerine esmer ekmeği, beyaz pirinç yerine kepekli pirinci ve kepekli makarnayı tercih ediniz.

    ZEYTİN YAĞI

    Zeytin yağı doğmamış yağ içerir ve bu da insülin duyarlılığını arttırmanın yanısıra ovulasyon (yumurtlama), döllenme ve embrionun erken dönemde gelişimini olumsuz etkileyen bazı faktörleri azaltır. Salatalarınıza zeytinyağı ile birlikte balsamik sirke de ekleyin veya yemeklerinizi yaparken zeytinyağı kullanın.

    Hamile kalmak için nerede, nasıl ve ne zaman? Tıklayın!

    SOMON BALIĞI

    Bu omega-3 yağ asidi açısından zengin soğuk su balığı, üreme hormonlarınızın düzenli salınımına yardımcı olur ve üreme organlarınızdaki kan akışını arttırır. Somon aynı zamanda diğer yağlı balıklardan daha az civa içerir. United States Environmental Protection Agency’e göre gebe kalmaya çalışıyorsanız köpek balığı, kılıçbalığı, kral uskumru veya tilefish (bir çeşit levrek) uzak durmalısınız.

    TRANS YAĞLAR

    Eğer gebe kalmaya çalışıyorsanız işlenmiş, fırınlanmış veya kızartılmış olan pek çok gıdanın içinde yer alan trans yağlardan uzak durun. Çünkü bu yağlar vücudun insüline karşı duyarlılığını azaltır ve düzensiz yumurtlamaya yatkın hale getirebilir.

    Jin.Op.Dr.Yeşim Yerçok

    Kadın Hastalıkları Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı

  • Bebek sahibi olmak istiyorsanız, bunlardan uzak durun!

    Bebek sahibi olmak istiyorsanız, bunlardan uzak durun!

    Kadın Hastalıkları ve Tüp Bebek Uzmanı Doç. Dr. Hakan Çoksüer, hazır gıdalardaki kısırlık tehlikesini anlattı:

    Salam, sosis, sucuk gibi işlenmiş gıdalar ya da raf ömrü uzun olan bisküvi gibi hazır gıdaların tüketimi kısırlığı tetikleyen önemli faktörler arasında.

    Bu maddeler hem kadınlarda hem erkeklerde hormon düzensizliğine yol açıyor; bu da kısırlığa neden oluyor.

    Sigara ve alkol tüketimi, kirli hava ve plastik şişelerde muhafaza edilen sular da ciddi tehlike…

    Hazır gıdalar, erkeklik hormonlarında düzensizlik yaparak sperm kalitesini ve sayısını azaltıyor. Kadınlarda ise hem yumurtaların kalitesini bozuyor hem de embriyonun rahime tutunmasını zorlaştırıyor.

    Hazır gıda tüketimini mümkün olduğunca hayatımızdan çıkarmamız gerekiyor.

  • Gebe kalmak için neler yapılmalı?

    Gebe kalmak için neler yapılmalı?

    Gebe kalmak için neler yapılmalı? İstemelerine rağmen gebelik elde edemeyen çiftlerden bazılarında altta yatan problem uygun zamanda ve yeterli sıklıkta ilişkinin olmaması, ya da uygulanan yanlış yöntemler gibi çok basit nedenler olabilir.

    Gebe kalmak için neler yapılmalı?

    Kadınların herhangi bir ayda gebe kalma olasılıkları %20-25 arasındadır. Çiftler bilgi eksikliği nedeni ile yaptıkları bazı davranışlar yoluyla bu olasılığı azaltabilirler. Kısır olduklarını düşünen bazı çiftlerde alınacak basit tedbirler ve uygulanacak çok kolay yöntemler ile hiçbir tedaviye gerek kalmadan gebelik elde edilebilir.

    Uygun zaman
    Gebelik isteyen çiftler için cevaplandırılması gereken ilk soru en uygun zamanın ne olduğudur. Düzenli adet gören kadınlarda yumurtlama genelde adet siklusunun 14. gününe denk gelir. (adet kanamasının başladığı günden itibaren 14. gün). Ancak yumurtlama tarihinde sapmalar olabileceği, ve sperm ile yumurta hücresinin kadın vücudu içinde yaşama potansiyeli göz önüne alındığında 9 ile 15. günler arasında gün aşırı cinsel ilişki olması gebelik şansını yükseltir.
    İlişkinin her gün önerilmemesinin sebebi erkeğin sperm kalitesini düşürmemektir. Her ilişkiden önce erkeğin en az 48 saat süreyle boşalmaması özellikle sperm sayısı düşük ya da sınırda olan erkekler için yararlıdır. Alınabilecek başka bir önlem de ilişkinin sabah olmasıdır. Boşalmanın olmadığı geceyi takip eden sabah erkeğin sperm düzeyleri en yüksek sayıdadır. Ancak bu ilişkiler yaşanırken “bugün mutlaka ilişkide bulunmamız gerekir” şeklinde stres yaratmak gebelik açısından olumsuz etki gösterir. Bu stresi gidermek için olayı kendi haline bırakmak veya egzersiz, yürüyüş gibi stres giderici faaliyetlerde bulunmak gereklidir. Unutulmamalıdır ki üreme sistemini yöneten bütün hormonlar hem fiziksel hem de ruhsal strese karşı hassasdır.

    Uygun Şekil
    Gebelik için uygun dönem saptandıktan sonra ikinci aşama cinsel birleşmenin şeklidir. Pek çok pozisyon gebelik için uygun ortam yaratmaz. Normal bir ilişki sonrası gebelik oluşabilmesi için spermlerin vajinaya uygun şekilde bırakılması ve vajinanın spermlerin rahim içine doğru ilerleyebilmesi için uygun pozisyonda durması gerekir. Bu şartları sağlayan pozisyonlar erkeğin üstte olduğu, kadın ve erkeğin yana doğru dönük olduğu pozisyonlar ile kadının diz-dirsek pozisyonunda olduğu şekillerdir. Erkeğin üstte olduğu durumda kadının kalçaları altına bir yastık yerleştirerek pelvisini yükseltmesi spermlerin doğru yönde ilerlemelerine yardımcı olur. Diz-dirsek pozisyonu ise özellikle sperm sayısı düşük olan durumlarda ek fayda sağlar. Oturur pozisyonda, kadının üstte olduğu veya ayakta olan cinsel ilişkiler gebelik elde etmek için uygun değildir.

    İnsanlarda cinsel ilişkinin amacı büyük ölçüde haz almak olmasına rağmen biyolojik açıdan primer amacı soyun devamını sağlamak yani gebelik elde etmektir. Bu amaç dışında birleşme doğada sadece insanda ve birkaç türde daha olmaktadır. Gebelik elde etmek isteyen çiftler bu nedenle ilişki esnasında bazı etkinliklerden kaçınmalıdırlar. Bunların başında oral seks gelir. Tükrük içinde bulunan birtakım enzimler ve bakteriler spermlerin dölleme kabiliyetini azaltır, hatta spermlerin ölümüne neden olabilir. benzer şekilde anal seks de sperm aktivitesi üzerinde olumsuz etki yaratabileceğinden bu tür ilişkilerden kaçınılmalıdır. Yine benzer mekanizma ile ilişki esnasında kullanılabilen kayganlaştırıcılar da sakıncalıdır. Özellikle petrol bazlı olan vazelin, masaj yağları gibi maddeler kesinlikle kullanılmamalı, mutlaka kayganlaştırıcı kullanılması gerekiyor ise su bazlı olanlar tercih edilmelidir. Gebelik arzulayan çiftlerin su altında veya içinde ilişkide bulunmaları vajen pH’ı bozulacağından sakıncalıdır. Sıcak su da sperm sayısı ve hareketliliğini bozacağından önerilmez.

    İlişki sonrası
    Eğer ilişki sonrası kadın hemen ayağa kalkarsa fazla miktarda meni dışarıya kaçacaktır. Spermler rahim ağzına ulaşacak yeterli zaman bulamadıkları için bu durum gebelik elde edilmesi açısından önemlidir. Gebe kalmak isteyen bir kadın ilişkiden hemen sonra ayağa kalkıp idrar yapmaya ya da yıkanmaya gitmemelidir. İdeal olan kalçalarının altına bir yastık koyarak 20-30 dakika kadar yatmasıdır. Erkek de meni kaçağını azaltmak için birkaç dakika kadar kendini geri çekmemelidir.

    Vajina dışarıdan kulanılan herhangi bir maddeye gereksinim duymadan kendi kendini temizleyebilen ve uygun ortamını yaratan bir organdır. Adet kanaması ve ilişki sonrasında dahi vajina sağlıklı kalabilmek için kendi önlemini alır.(Eğer ilişkiden sonra kötü bir koku duyuluyor ise bu enfeksiyonun belirtisi olabilir ve doktor kontrolü gerekir). Sadece gebelik isteyenlerde değil hiçbir kadında vajinal duş önerilmez.İlşiki öncesi yapılan duş vajen pH’ını değiştireceğinden gebelik şansını olumsuz yönde etkiler. Spermin yaşama şansı tehlikeye girer, ilişkiden hemen sonra yapılan duş ise spermleri ortamdan uzaklaştıracağından, şansı azaltır. Ayrıca duş, bakterileri kadın üreme sistemi içinde yukarılara doğru zorlayarak enfeksiyon ve dolayısı ile infertilite şansını arttırır.

    Özet

    Gebe kalmayı planladığızda 3 ay öncesinden korunmayı bırakın
    Gebe kalmak için en uygun zamanda gün aşırı ilişkide bulunun
    Gebelik için uygun dönemdeki ilk ilişkiden önce ve iki ilişki arasında erkeğin 48 saat boşalmamasının ideal olduğunu unutmayın
    Sabah erken saatte ilişkide bulunun
    Kayganlaştırıcı kullanmayın
    Hiçbir zaman vajinal duş yapmayın
    Vajinanın doğal duruşunu sağlayan gebelik için uygun pozisyonları tercih edin
    Alternatif seks yöntemlerinden uzak durun
    Su altında ilişkide bulunmayın.

     

    Kaynak: mumcu.com

  • Diyet Yapmanın Doğurganlığa Etkisi

    Diyet Yapmanın Doğurganlığa Etkisi

    Fazla kilo veya yanlış beslenmeden kaynaklanan aşırı kilo kayıplarının yumurtlamayı olumsuz etkileyeceği gerçeği göz ardı edilmemeli…

    Tek tip diyetler; hormonal dengeyi bozarak, yumurtlamayı durdurabilir. Uzmanların önerilerine kula verirsek; yumurtlamanın sağlıklı olabilmesi için en ideali 36-38 beden olmak.

    Beslenme tarzı doğurganlığa nasıl etki eder?

    Hamile kalma süreci bazılarımız için sancılı bir dönem olabiliyor. Özellikle son yıllarda çoğu kadın hamile kalmakta zorlanıyor ve mikro enjeksiyon sistemi ile hamile kalmaya çalışıyor. Bunun nedeni; hormonal dengesizliğin yanında yoğun ve stresli bir iş ya da aile hayatının içinde bulunmak. Aşırı stres maalesef ki hormon salınımını direkt etkiliyor. Bunun yanında; hızlı hayat koşullarına ayak uydurmaya çalışırken yeterli ve dengeli beslenememek de doğurganlığı etkileyen çok önemli bir faktör. Ayak üstü ya da fast foodlarla geçiştirilen beslenme tarzı nedeniyle, vücut birçok besinden mahrum kalıyor. Yeterli vitamin, mineral ve kaliteli protein alamamak; hormonların düzenli ve yeterli çalışmasını engelliyor.

  • Polikistik Over PKO

    Polikistik Over PKO

    Polikistik Over (PKO) defalarca belirtildiği gibi, belirtiler veren, yani sinsi olmayan bir durumdur. Öncelikle bu nedenle PKO, yani yarattığı belirtilerin kadına verdiği rahatsızlıklar (adet düzensizliği, tüylenme, gebe kalamama gibi) nedeniyle kadını çoğu durumda tedavi arayışına iten bir durumdur.

    Yine de günlük yaşamı olumsuz etkileyen bir belirti veya bulgu olmasa veya kadın PKO’nun kendisinde yarattığı değişikliklerden rahatsız olmasa dahi, vücutta yarattığı olumsuz metabolizma ortamı nedeniyle PKO, basit bir yumurtlama bozukluğu olmaktan çok, kısa veya uzun vadede ciddi sorunlar yaratabilen bir durumdur.

    Polikistik over tedavisinden sonuç alan var mı? Yorumları için tıklayın !

    PKO’nun kadın yaşamı üzerinde uzun vadede yaratabileceği muhtemel olumsuzluklar aşağıdaki şekilde özetlenebilir:

    Diyabet (Şeker Hastalığı) Gelişme Riski

    PKO, ileri yaşlarda Tip II, yani insüline bağımlı olmayan (tedavide ağızdan alınan ilaçların kullanılabildiği) diyabet gelişme olasılığının arttığı bir durumdur. Özellikle kilolu olanlarda bu risk daha da yüksek olmakla beraber 40 yaşın üzerinde olan PKO’lu kadınların yaklaşık %40’ında diyabet gelişmektedir.

    Diyabet gelişiminin altında yatan temel neden muhtemelen PKO gelişimine de zemin hazırlamaktadır. Yani PKO kendi başına diyabet gelişimine neden olmamakta, ancak bazı kadınlarda PKO geliştiren temel mekanizma (insülin direnci), ileri yaşlarda diyabet gelişme riskini de artırmaktadır.

    PKO’nun bu özelliğinin bilinmesi PKO tanısı almış olan kadının belli aralıklarla insülin direnci ve diyabet açısından takip edilmesini ve diyabet tanısı konduğunda tedavinin erken başlamasını sağlamaktadır. Diyabet erken tanındığında ve etkili bir şekilde tedavi edildiğinde yaşam süresini kısaltan bir hastalık olma özelliğini büyük oranda kaybeder.

    Yapılan çalışmalara göre son zamanlarda gündemde olan Metformin ve diğer insülin duyarlılığını artırıcı ilaçlar etkili bir şekilde kullanıldıklarında, ileride diyabet gelişme riskini ertelemekte ve hatta ortadan kaldırmaktadırlar.

    PKO ve Gebelik Şekeri

    PKO’nun şeker hastalığıyla olan yakın ilgisinin bilinmesi PKO’su olan kadının gebeliğinin doktor tarafından ele alınmasında da bazı farklılıklar getirir. Gebelik, artan hormonların etkisiyle genel olarak zaten insülin direnci gelişme eğiliminin yüksek olduğu bir dönemdir ve duyarlı kişilerde gestasyonel diyabet (gebelik şekeri) durumunun gelişmesine neden olabilir.

    Gestasyonel diyabet gebeliğin belli dönemlerinde yapılan tarama testleriyle ortaya çıkarılabilen ve bebek ve anne adayı zarar görmeden kontrol altına alınabilen bir durumdur. PKO’lu anne adayları gestasyonel diyabet gelişimi açısından daha yüksek risk altında olduklarından gebelik döneminde çok daha sıkı takip altında tutulurlar.

    Kalp ve Damar Sorunları

    PKO, kanda androjen (erkeklik) hormonların yüksek olduğu bir durumdur ve bu denli yüksek seviyeler kan yağları (lipitler) üzerine olumsuz etkiler yaratırlar.

    Yine PKO, ileri yaşlarda hipertansiyon gelişme riskini artıran bir durumdur.

    PKO’lu kadınların kilolu olmaya eğilimli olmaları, şeker hastalığı geliştirmeye olan eğilimleri ve yukarıda bahsedilen iki olumsuz durum birleştiğinde ortaya artmış bir damarlarda sertleşme (ateroskleroz) riski çıkar. Bu da inme (felç), kalp krizi gibi ciddi damarsal sorunları beraberinde getirir.

    PKO’lu kadınların kendilerini kilo almadan korumaları, gerekli durumlarda kullanılan lipit düşürücü ilaçlar, kan şekerinin sıkı denetim altında tutulması, tansiyonun sürekli olarak denetlenmesi bu tür risklerin gerçekleşme olasılığını belirgin şekilde azaltır.

    PKO, insülin direnci mekanizması üzerinden genel olarak kan pıhtılaşmasının artma eğiliminde olduğu bir ortam oluşturur. Bu da damar tıkanıklığı gelişme riskini artıran bir durumdur. Özellikle insülin direnci olan ve kilolu olan kadınlarda, normalde PKO’da nispeten sık kullanılan ve östrojen içeriği yüksek doğum kontrol haplarından kaçınmak ve insülin direnci ve kilo sorununu düzeltici girişimlerde bulunmak bu riski belirgin olarak azaltır.

    Rahim Kanseri Gelişme Riski

    Rahim kanserinin (daha doğru deyimle rahim iç tabakası kanseri (endometrium kanseri) bilinen en önemli risk faktörleri arasında şişmanlık, şeker hastalığı, hipertansiyon ve çocuk doğurmamış olmak vardır. PKO bu sayılan tüm bu risk faktörlerinin nispeten sık görüldüğü bir durumdur.

    Rahim kanseri gelişimine zemin hazırlayan en önemli etken ise rahim iç tabakasının uzun süreli tek başına östrojen hormonu hakimiyetine maruz kalmış olmasıdır. Bu son durum yumurtlama olmaması nedeniyle progesteron hormonunun koruyucu etkilerinden maruz kalan PKO’lu kadınlarda oldukça ön plandadır.

    PKO’da yumurtlamanın düzenli olarak sağlanması veya eksik olan progesteron hormonunun ilaçlarla dışarıdan takviye edilmesi ve şişmanlık, şeker hastalığı ve hipertansiyon sorununun sıkı denetim altında tutulmasıyla PKO’lu kadınlarda rahim kanseri gelişme riskinin en aza indirilmesi tümüyle mümkündür.

  • Zayıflatan diyet kuralları

    Zayıflatan diyet kuralları

    Kilo vermek her zaman kolay olmuyor. Kilo vermek için 50 farklı değişiklikle formda vücuda bir adım daha yaklaşabilir, sağlıklı ve zayıf olmanın tadına varabilirsiniz. İşte uygulaması kolay ipuçları…

    Tamamen unutun
    Sık yediğiniz, yağ oranı yüksek bir yiyeceği seçin ve onu 40 gün için tamamen unutun. Bu süre sonunda o yiyeceğin tadı ağzınızdan silinecektir.

    Her zaman düşük kalorilisini seçin
    Örnek: Portakal suyu (l fincan 110 kalori) yerine domates suyu (l fincan 45 kalori) için. Yarım bardak vişne suyunu yarım bardak soda ile karıştırdığınızda kalorisi yüzde 50 düşer.

    Su için
    Daha fazla su içmeye başlamalısınız. Günde en az 8 bardak su içerek işe başlayabilirsiniz. Eğer böyle bir alışkanlığınız yoksa yanınızdan küçük bir su şişesini ayırmayın, bu şişeyi her gördüğünüzde içmek aklınıza gelecektir.

    Sosları unutun
    Salatanıza bir miktar lezzet katmak için döktüğünüz soslar kilo almanıza neden olur. Bu nedenle salata sosu yerine biraz baharat ve bir tatlı kaşığı zeytinyağını salatanıza ekleyebilirsiniz.

    Yemeğin ardından yatağa girmeyin
    Kilo almamak için özellikle akşam yemeğinden hemen sonra yatma alışkanlığından kurtulun, mümkünse akşam altıdan sonra meyve dışında bir şey yemeyin. Gece atıştırmalarından da kurtulun.

    Sık yiyin
    Kilo vermek isteyenlerin düştüğü yanılgılardan biri de çok sık yemek yemenin kilo verdirmeyeceği inancıdır fakat bu yanlıştır. Çünkü beş altı saatte bir mideyi boş bırakmamak metabolizmanızın hızlı çalışmasına neden olur. Bu nedenle az az ve sık sık yemelisiniz.

    Süt için
    Günde üç ya da dört defa süt ve yoğurt ya da peynir gibi süt ürünlerini tüketen kadınlar, tüketmeyenlere oranla yüzde 70 daha fazla yağ yakarlar. Çünkü kalsiyum metabolizmayı hızlandırırken vücuda daha fazla yağ yakması için komut vermiş olur. Bu ürünlerin light olanları ile zayıflama hızınızı arttırabilirsiniz.

    İyi bir uyku
    Yapılan araştırmalara göre geceleri dört saatten az uyuyan kişiler daha çok uyuyanlara oranla kilo alırlar. Çünkü yorgun bir vücut, normal günde yakılan enerjiyi yakamaz ve metabolizması yavaşlar. Bunun için her gün uykunuzu düzenli almaya dikkat etmelisiniz.

    Stresi yenin
    Stresli bir yaşam kilo almanın nedenlerindendir çünkü stresli olduğunuz dönemlerde vücudunuz stres hormonları salgılar ve bu hormanlar karın bölgesindeki yağ depolanmasını sağlayan hücrelerin büyümesine neden olur. Stresi yenmek için sosyal aktivitelerde bulunmalı, kendinizi rahatlatmalısınız.

    Hazır yemekleri unutun
    Hızlı ve çabuk yemek yapmak için aldığınız dondurulmuş gıdalar ya da hazır yemekler içerdikleri katkı maddeleri nedeniyle kilo aldırır. Bu nedenle taze sebzeleri pişirmeyi tercih etmelisiniz.

    Lifli yiyecekleri tüketin
    Çok lifli besinler doyduğunuz hissini verir ve çabuk acıkmanıza engel olur. Beyaz ekmek yerine kepeklisini, beyaz pirinç yerine esmerini tüketin. Lif oranı yüksek mercimek, kuru fasulye, nohut gibi gıdalara öncelik verin. Elbette sebzeleri unutmayın.

    Atıştırmayı bırakın
    Arabanın içinde atıştırıyor musunuz? Telefonla konuşurken bir şeyler yiyor musunuz? Vazgeçin.

    Buzdolabınıza baskın yapın
    Bu baskın her zamanki gibi, bir şeyler atıştırmak için olmasın. Buzdolabının kıyısında kösesinde kalmış bol kalorili yiyecekleri atın. Mutfak dolabınızdaki yağlı cipsleri, mısır gevreklerini ve kuru yemişleri atın. Mutfağınızda sizin için kötü olan bütün yiyecekleri, önümüzdeki 30 gün için, belki de ebediyen yasaklayın.

    Daha çok su ve soda
    Alkolün yerine su ve soda içmeye özen gösterin. Vücudunuzdaki yağ parçacıklarının kaybolduğunu göreceksiniz.

    Çikolata yeme isteğinizi bastırın
    Eğer adet öncesi dönemdeyseniz, çikolata yeme isteğinizi kesinlikle engelleyemiyorsanız, küçük mini barlardan alın veya şekersiz, sıcak kakao, yağsız puding kullanın.

    İşkolik olun
    Gelecek ay şirketin yemekhanesine girmeme kararı alın. Kahve ve çay içmek için ya da kendi getirdiğiniz sandviçi yemenin dışında. Şirketteki doğumgünü ve partilerde şerefe kaldırdığınız kadehin içinde soda olsun.

    Kremayı kesin
    Bir sinema yıldızı, içinde krema kelimesi olan hiçbir şeyi yemediğini söylüyor. Kremalı pasta, kremalı çorba gibi. Çünkü o, krema demenin yağ demek olduğunu biliyor. Bunun tek istisnası, yağsız krem peynir demektir.

    Hangi çorbalar zayıflatır konusu için tıklayın !

    Kalorileri azaltın
    Kalorileri azaltmayı bir oyun haline getirin. Bugün yediklerinizin kalori miktarını hesaplayın, yarın bundan 50 kalori düşün. Öbür gün bir 50 kalori daha düşün. Günde 1200 kalorinin altına düşmemeye dikkat edin.

    Kahvaltı edin
    Hiçbir zaman kahvaltıları atlamayın. Yağsız yoğurdun içine muzu dilimleyin. Pişmiş yulafın içine kuru üzüm koyup yemeyi deneyin.

    Dans edin
    Evde müzik dinleyin. Hareketli müzik tercih edin ve eşliğinde dans etmeyi ihmal etmeyin.

    Asansöre binmeyin
    Önünüze gelen her merdiveni egzersiz yapacağınız bir fırsat olarak düşünün, istediğiniz kiloya gelinceye kadar asansöre binmeyi aklınıza bile getirmeyin.

    Diyet içeceklerden uzak durun
    Diyet içeceklerden uzak durmalısınız. Bu tür içeceklerin içlerinde yapay tatlandırıcı bulunur. Onlar yerine portakal, elma gibi sağlıklı meyve sularından içmelisiniz. Hem sağlığınız açısından hem de kilo açısından birçok uzman diyet içeceklerin içilmemesini tavsiye ediyor.

    Yavaş yemek yiyin
    Fazla kilolular, hızlı yemek yiyenlerdir. Arkadaşlarınızla veya ailenizle ne zaman yemek yerseniz yiyin, yemeği en son bitiren kişi siz olun.

    Sıkı gelen giysilerinizi deneyin
    Her sabah kalktığınızda ilk işiniz üzerinize dar gelen pantolon veya şortları denemek olsun. Bu yiyeceğinize dikkat etmekte, sizi gün boyu motive edecektir.

    Hayallerinizi kutulayın
    İstediğiniz kiloya indiğinizde yapmayı planladığınız her şeyi hatırlatacak bütün fotoğrafları, reklamları, yazıları kesip bir kutunun içine koyun. Bir şeyler atıştırmak istediğinizde ya da jimnastik yapmaya hevesli olmadığınızda kutuyu açıp bakın.

    Yatak odasını yiyeceğe kapatın
    Eğer sizde pek çoğunuz gibi yatak odası dahil, evin her tarafında atıştırıyorsanız, bunu bir kere daha düşünün. Ne kadar çok yerde yemek yemek için kendinize izin veriyorsanız, o kadar çok yemek yiyorsunuz demektir. Bir süre için yemek saatlerinde, yemek odası dışında diğer yerlerde yemek yemeyi kendinize yasaklayın.

    Kendinizi ödüllendirin
    En çok sahip olmak istediğiniz 5 eşyanın listesini yapın. Her l kilo verdiğinizde ve bunu bir hafta koruduğunuzda, kendinize listedeki bir şeyi satın alın.

    Tasarruf yapın
    Gerçekten ihtiyacınız olmayan bir şeyi ne zaman yemek isterseniz, ona vereceğiniz parayı bir kavanozun içine atın. Birkaç hafta sonra paraların çokluğu size ne kadar çok şey yemediğinizi hatırlatacak ve bu para ile kendinize bir hediye alabileceksiniz.

    Aşka dair duygularınızı canlı tutun
    Tutku, kiloları eritir. İkiniz korkmadan restoranlara gitmeye başlayabilirsiniz. Çünkü, aşıkken kim yiyecekleri düşünebilir ki?

    Abur cubur yemeyin
    Verilecek 2-3 kilo bir yanda, kilolarınıza kilo katacak abur cuburlar diğer yanda ve siz bugüne kadar hiç aç kalmasanız da bunlardan bir türlü uzak kalamadınız. Bütün gün yapacaklarınızı planlayın. Sinemaya gidin, yürüyün, kendinizi bir romanın içine gömün ve şekerleme yapın. Ne yaparsanız yapın, yeter ki buzdolabından uzak durun.

    Mayonuzu giyin
    Yılın hangi mevsimi olursa olsun, özellikle yaz aylarında her hafta birkaç kez mayonuzu giyerek boy aynasının karşısına geçin. Bu daha fazla egzersiz yapmanız ve hedefe kilitlenmeniz için size ivme kazandırır.

    Egzersiz yapın
    Egzersiz yapmaya vakit ayırmak size zor gelse de kilo vermek için mutlaka hareket etmeniz gerektiğini unutmamalısınız. Hiçbir şey yapamıyorsanız evdeki duvarlardan yardım alabilirsiniz. 5-10 dakika boyunca kalçanızla duvara çok sert olmadan vurun. Bu kolay ve basit bir egzersiz yöntemidir. Egzersiz yaptığınız sırada televizyon ya da CD’den evde spor yapmanıza yardımcı olacak programlarını izleyebilirsiniz. Böylece neyi, nasıl yapacağınızı bilirsin.

    Ev işleriye meşgul olun
    Ev işleriyle ne kadar meşgul olursanız o kadar çabuk kilo verirsiniz. Çamaşır, bulaşık, yemek, çocuklarla elinizden geldiğince çok uğraşmaya bakın. Böylece sürekli hareket halinde olursunuz.

    Porsiyonlarınızı küçültün
    Tabağınıza konulan yemeğin hepsini bitirmek kötü bir alışkanlığınızsa bundan kurtulmak için küçük tabaklarda yemek yiyerek işe başlamalısınız. Bu göz kandırmacasıyla büyük tabaklarda yediğinizden daha az yemek yer ve tabağınızdakilerin arkanızdan ağlamamasına da olanak tanırsınız. Ayrıca tabağınıza ne kadar az yemek koyarsanız o kadar az yersiniz.

    Kahvaltıyı atlamayın
    Kahvaltı günün en önemli öğünüdür çünkü uyuduğunuz zaman yavaşlayan metabolizmanız tekrar bir şeyler yiyene kadar eski haline dönemez. Güne kahvaltı ile başlayanlar kahvaltı yapmayanlara oranla çok daha fazla kalori yakarlar. Çünkü kahvaltı kasları çalıştırır ve çalışan kaslar kalori yakılmasını sağlar.

    Meyve yiyin
    Yemek yedikten bir ya da iki saat sonra tekrar acıkıyorsanız atıştırmak için meyve yiyebilirsiniz. Meyve bir sonraki öğüne kadar sizin tok hissetmenizi sağlayacaktır.

    Etiketleri okuyun
    Etiketleri okuma alışkanlığı kazanmalısınız. Hangi ürünün içinde hangi yararlı ve hangi kilo aldırıcı madde var, bunların bilgilerini okursanız daha sağlıklı beslenirsiniz.

    Kola ve soda tüketmekten vazgeçin
    Kola ve soda gibi asitli içecekleri tüketmekten vazgeçin Bunun yerine taze sıkılmış meyve sularını içmeye gayret edin.

    Kırmızı et tüketmeyin
    Çok fazla kırmızı et tüketmek kilo vermenizi engeller bu nedenle tavuk, balık, hindi gibi beyaz et tüketmeye dikkat edin.

    Kızartma yerine haşlama tercih edin
    Kızartarak yapılan yemekler yerine haşlanmış, ızgara yapılmış ya da fırında pişmiş yemekleri yemelisiniz.

    Fast food yemeyin
    Modern çağın yiyeceği olarak kabul edilen hamburger, patates kızartması gibi fast food tarzı yiyecekleri yememelisiniz. Bunlardan uzak kalırsanız daha kolay kilo verirsiniz.

    Vücudunuzu tanıyın
    Hangi yiyeceklerin metabolizmanıza zarar verdiğini hangilerinin hızlandırdığını bilirseniz daha kolay kilo verebilirsiniz.

    Yemeğe salata ile başlayın
    Yemeğe çorba ya da salata ile başlamanız açlığınızın bastırılmasını sağlar. Böylece ana yemekten daha az yersiniz. Özellikle sebze çorbaları (domates, brokoli vs.) tok hissetmenizi sağlar.

    Yemekten sonra tatlı yemeyin
    Yemekten sonra tatlı yeme alışkanlığınızın önüne meyve yiyerek geçebilirsiniz. Böylece tatlı yeme isteğinizi de azaltmış olursunuz

    Göz zevkine önem verin
    Salata yemeyi sevmiyorsanız kendinize şık bir salata tabağı alın ve salatalarınızı bu tabakta yiyin. Hem göz zevkiniz hem de kilolarınız için daha yararlı olacaktır.

    Şekeri unutun
    Şekerli besinler kan sekerinin kısa sürede artmasına ya da düşmesine neden olur. Bu nedenle tatlı yedikten sonra tekrar tatlı yeme ihtiyacı duyarız. Şekerin fazlası vücutta yağ olarak depolandığı için mümkün olduğunca az tüketilmelidir.

    Tuzu kesin
    Tuz, vücutta su tutulmasına neden olur ve şişkinlik hissi yaratır. Ayrıca tuzun iştah açıcı bir özelliği olduğundan, sofrada tuz kullanmamak ve pişmiş yemeklere fazladan tuz eklememek gerekir.

    Dışarıda yemeyin
    Restoranlarda ya da ev dışında yenilen yemekler kilo aldırıcı olabilir. Bu nedenle dışarıda yemek zorunda kaldığınız zamanlarda salata ya da ızgara yemekleri yiyin.

    Alışverişte kendinizi kaybetmeyin
    Market alışverişine çıktığınızda aç olmamaya dikkat edin çünkü aç olduğunuzda canınız her şeyi almak ister ve eve geldiğinizde dolabınızın zararlı yiyeceklerle dolduğunu görürsünüz. Böyle bir dolaba karşı koymak ise zordur. Bu nedenle tok bir şekilde sağlıklı yiyecekler almaya ve bir liste yapıp o listeden dışarı çıkmamaya dikkat edin.

    Sofraya oturun
    Yemek vaktinde mutlaka sofraya oturun çünkü ayakta ya da televizyon karşısında yemek yediğinizde doyduğunuzu anlamaz ve daha çok yersiniz.