Etiket: halsizlik

  • Halsizliği önleyecek gıdalar

    Halsizliği önleyecek gıdalar

    Sabahları halsiz uyanıyorsanız tükettiğiniz gıdaları gözden geçirmeniz gerekiyor. Halsizliği önleyecek gıdalar nelerdir? Sabah halsiz uyanıyorum bu halsizlik nasıl geçer diye merak ediyorsanız okumaya devam edin.

    Halsizliği önleyecek gıdalar

    Sabahları işe yada okula giderken halsiz uyanıyorsanız ve gün boyunca istediğniz enerjiyi yakalayamıyorsanız yaşam standartlarınıza ve tükettiğiniz gıdalara dikkat etmeniz gerekiyor. İlk olarak halsizlik ve yorgunluğa neden olan faktörleri belirlemek için doktorunuza başvurun yaptırdığınız testlerde herhangi fiziksel bir rahatsızlık çıkmadıysa size enerji verecek gıdaları tüketmeye özen gösterin.

    Halsizliği önleyecek gıdalar | 1

    Halsizliğe İyi Gelen Gıdalar

    Fındık ve Badem
    Yorgunluk ile başa çıkabilmek için her gün fındık ve badem tüketmek zengin içerikleri ile size ihtiyacınız olan enerjiyi sağlamanızda yardımcı olacaktır.

    Her Gün Meyve
    Meyve alışkanlığınız yoksa vücudunu ihtiyacı olan vitaminlerden mahrum kalmış olabilir. Her gün özellikle C vitamini açısından zengin meyveler ile beslenin. Günde en az 2 yada 3 porsiyon meyve tüketin.

    Şekere Dikkat
    Yüksek şeker içeren gıdalar vücudu yoracaktır. Özellikle akşam yemeklerinde tüketilen şekerli tatlılar gece boyunca vücudun kendini yenilemesini yavaşlatır. Sabah yorgun uyanmanıza neden olur.

    Çay ve Kahve
    Çay kahve alışkanlığınız varsa günde kaç fincan çay ve kahve tükettiğinize dikkat edin. Yüklü kafein alımı sabah yorgun olarak uyanmanıza neden olur. Kendinize gelebilmek için daha fazla çay ve kahve tükettiğinizde ise bu bir döngü haline gelir.

    Dengeli Beslenme
    Dengeli beslenmenin önemini hepimiz bilsek bile uygulamada zorluk yaşayabiliyoruz. Sabah kahvaltıdan itibaren sağlıklı yağ, karbonhidrat ve proteinler ile beslenmeyi unutmayın.

  • Aşırı Yorgunluğun 6 Nedeni!

    Aşırı Yorgunluğun 6 Nedeni!

    Çoğu zaman kendinizi aşırı yorgun ve halsiz mi hissediyorsunuz? Nedeni psikiyatrik olabilir.
    Eğer günlük aktivitelerinizin yarısını yapamıyor durumdaysanız ve kendinizi kuvvetsiz hissediyorsanız vücudunuz acil durum sinyalleri veriyor demektir.
    Yaptığınızın en basit hareket bile size büyük efor kaybı hissettiriyorsa ciddi sorunlarınız var ve uzmana görünmeniz gerekiyor.

    Tired woman in front of laptop computer

    İşte aşırı yorgunluk yapabilen Endokrinolojik hastalıklar:

    Hifofiz bez yetersizliği: Hifofiz bez yetersizliği kişide aşırı yorgunluğa neden olur ve kişi hiç iş yapmasa da kendini tükenmiş hisseder. Hastalığın tanısı basit ölçümler sonucunda belirleniyor.
    Böbreküstü bezinin aşırı salgılanması: Bir diğer yorgunluk nedeni de böbrek üstü bezinin aşırı derece hormon salgı salgılamasıdır. Kandaki kortizolun aşırı arttığı bir hastalıktır ve kişiyi sürekli, yorgun bırakır. Hastalığın ilerleyen seviyelerinde kaslarda erime bile meydana gelebilir.
    Böbreküstü bez yetersizliği: Bu hastalığın en bariz belirtisi kişide aşırı yorgunluk hissidir. Bu yorgunluk hissiyle beraber şeker düşmeleri meydana gelebilir. Hastalığın tanısı kan kortizol değerleri ve hormon uyarı testleriyle öğrenilebilir.
    Hipotiroidi: Bu hastalarda yorgunluktan dolayı aşırı uyuma isteği baş gösterir. Eğer normalden fazla yorgunluk hissi varsa mutlaka tiroid testi yaptırın.
    Hipertiroidi: Bu hastalığı yoğun şekilde yaşayanlarda alırı yorgunlukla birlikte zayıflama ve kas ağrıları etkilidir. Hatta kas erimeleri de ortaya çıkar. Tedaviye başlandığında hasta eski sağlığına kavuşabilir.
    Diyabetes Mellitus: Tip 1 diyabet hastalarında bu rahatsızlık görülür ve kişide aşırı yorgunluğa neden oldur. Diyabet ölçümleri sırasında bile bu hissedilebilir.

  • Çikolata-limonata 4 halsizliği kovala!

    Çikolata-limonata 4 halsizliği kovala!

    KIŞIN kasvetinden kurtulup baharın neşesini yaşamak için beslenmeye dikkat etmek gerekiyor. Anadolu Sağlık Merkezi’nden Beslenme ve Diyet Uzmanı Çağatay Demir, şu günlerde hemen herkesin yakındığı bahar yorgunluğuyla mücadele eden besinleri ve yapılması gerekenlerle ilgili merak edilenleri şöyle anlatıyor…

    ENERJİMİZ NASIL ARTAR?
    Eğer kişi kendisini bir anda yorgun hissediyorsa direkt olarak kana karışacak bir şey yemesi lazım. Mesela limonata ya da muz. Limonatanın içinde şeker ve limon vardır ve direkt kana karışır. Çikolata da kana karıştığı için kısa süreli bir enerji verir. Uzun vadede kendimizi yorgun hissetmek istemiyorsak kompleks karbonhidratlar, tam buğday ekmeği, kepekli makarna, bulgur pilavı, bakliyatlar yemeliyiz.

    KAN ŞEKERİNİ DEN GELEYİN
    Bunun için öncelikle posa içeriği yüksek besinler tüketmeliyiz. Mesela bulgur pilavı. Beyaz ekmek, makarna, pirinç gibi besinleri önermiyoruz. Bunun yerine esmer pirinç, kepekli makarna, baklagillerin tüketilmesinde fayda vardır.

    NE TÜR YİYECEKLER YORGUNLUĞU TETİKLER?
    Eğer bir kişi karbonhidrattan düşük çok yağlı ve çok proteinli şeyler yiyorsa doğal olarak vücutta çok fazla enerji üretilmez. Mesela bir insan sürekli et yiyorsa o insanın vücudu çok fazla enerji üretmez ve yorgunluğa yol açar. Kızartma türü yiyecekler de aynı şekilde.

    KAHVE YORGUNLUĞA İYİ GELİR Mİ ?
    Kahvede bildiğiniz gibi kafein denilen bir madde var ve bu madde kesinlikle dikkat açıcı ve enerji oluşumunu hızlandırıcı bir şeydir. O yüzden yorgunluğu unutturmaz ama geçici olarak kendinizi daha enerjik hissetmenizi sağlar.

    ZAYIFLAMA DİYETİ YORGUNLUĞA NEDEN OLUR MU?
    Kesinlikle olur. Özellikle de bilinçsiz yapılan diyetlerde. Düşük kalori, yetersiz vitamin, yetersiz sıvı alan kişilerde kesinlikle yorgunluk olur. Demir eksikliği anemisi yaşanır.

    ŞEKER ENERJİ VERİR Mİ ?
    Verir ancak kısa süreli. Bu şekerli yiyeceklere bal, pekmez de dahil. Kompleks karbonhidratlar tavsiye ediyoruz.

    ZİNDE BİR VÜCUT İÇİN ÖRNEK MÖNÜ
    Kahvaltı:
    Çikolata-limonata 4 halsizliği kovala! | 2 Şekersiz açık çay (biraz limon damlatılabilir)
    Çikolata-limonata 4 halsizliği kovala! | 2 1 dilim yağsız beyaz peynir
    Çikolata-limonata 4 halsizliği kovala! | 2 1 adet haşlanmış yumurta (haftada 3-4 gün)
    Çikolata-limonata 4 halsizliği kovala! | 2 Söğüş domates, biber, salatalık
    Çikolata-limonata 4 halsizliği kovala! | 2 2 dilim tam buğday ekmeği

    Ara öğünler:
    Meyve, ayran ve galeta veya kuru kayısı ve ceviz ikilisi (mesela 4 kuru kayısı-3 ceviz)

    Öğlen:
    Çikolata-limonata 4 halsizliği kovala! | 2 Izgara et yanında bol salata (haftada 2 gün kırmızı, diğer günler beyaz et olabilir)
    Çikolata-limonata 4 halsizliği kovala! | 2 Ayran, yoğurt ya da cacık
    Çikolata-limonata 4 halsizliği kovala! | 2 Tam buğday ekmeği, baklagil yemeği ya da bulgur pilavı

    Akşam :
    Çikolata-limonata 4 halsizliği kovala! | 2 Sebze yemeği
    Çikolata-limonata 4 halsizliği kovala! | 2 Salata
    Çikolata-limonata 4 halsizliği kovala! | 2 Yoğurt
    Çikolata-limonata 4 halsizliği kovala! | 2 Buğday ekmeği, bulgur pilavı ya da baklagil.

    YORGUNLUĞUN SONU DEPRESYON
    Mevsim değişikliği insan biyoritmini olumsuz etkiliyor. Baharda havadaki elektrik yükü artıyor. Negatif yüklü iyonlar yorgunluk, halsizlik ve gerginliklere neden oluyor. Bahar yorgunluğunun ciddiye alınması gerektiğini söyleyen Anadolu Sağlık Merkezi İç Hastalıkları ve Nefroloji Uzmanı Doç. Dr. Enes Murat Atasoyu, “Uzun süren bahar yorgunluğu tedavi edilmezse kronik depresyona neden olabilir” diye uyarıyor. Yorgunluğun bazı hastalıkları gölgelediğini söyleyen Dr. Atasoyu, “Kansızlık, tümörler, tiroit hastalıkları, fibromiyalji, depresyon gibi sebepler yorgunluk için araştırılması gereken sorunlardır” diyor.

    ALTTA YATAN NEDENLER …
    Çikolata-limonata 4 halsizliği kovala! | 14Beslenme bozuklukları.
    Çikolata-limonata 4 halsizliği kovala! | 14 YETERLİ vitamin alınmaması.
    Çikolata-limonata 4 halsizliği kovala! | 14 TEMBEL bir yaşam biçimi.
    Çikolata-limonata 4 halsizliği kovala! | 14 TİROİT düzensizlikleri. Bu bezin az çalışması yorgunluk belirtilerini artırıyor. Böyle durumlarda hafıza zayıflaması, uyku eğilimi, adale ağrıları normalden fazla görülüyor.
    Çikolata-limonata 4 halsizliği kovala! | 14 BİRÇOK enfeksiyon hastalığı yorgunluk belirtilerini artırıyor.
    Çikolata-limonata 4 halsizliği kovala! | 14 TANSİYON, kalp, alerji, nezle ve bazı ağrı kesici ilaçların kullanımı.
    Çikolata-limonata 4 halsizliği kovala! | 14 TANSİYONDA oynama, kan şekeri düşmeleri, stresli iş ortamı da yorgunluğa yol açar.

    Hülya BALCI

    Kaynak: takvim.com.tr

  • Gebelik Belirtileri Nelerdir?

    Gebelik Belirtileri Nelerdir?

    Her gebelik kendine özgüdür, bu sebeple de her anne adayının yaşadığı belirtiler birbirinden farklıdır. Ancak yaygın olarak yaşanan gebelik belirtileri aşağıdaki gibidir:

    • Baş dönmesi

    Hamilelik süresince kan damarları genişler. Bu sebeple de tansiyon ani olarak düşebilir. Uzun süre oturduktan sonra ayağa kalktığınızda başınız dönebilir. Bu sebeple de uzun süre oturma ya da ayakta kalma durumlarında mutlaka dinlenme ya da pozisyon değiştirmek gerekmektedir.

    • Mide bulantısı ve kusma

    Anne adaylarının en yaygın yaşadığı sorunlardan biri mide bulantısı ve kusmadır. Hormonal değişimler bulantı ve kusmaya sebep olabilir. Bu durum genellikle sabahları yaşanmaktadır. Ancak günün her saatinde meydana gelebilir.

    • Memelerde büyüme veya hassasiyet

    Gebelik sürecinde vücutta hormonal değişimler meydana gelir. Bu sebeple de meme ucunda renk değişimleri, memelerde hassasiyet ya da ağrı söz konusu olabilir.

    • Halsizlik

    Hamilelik döneminde, vücudun iş yükü artar. Bu durumu desteklemek için ise metabolizma hızlanır. Bu sebeple de anne adayı her zamankinden daha yorgun ve halsiz hissedebilir. Bütün bunların dışında, hamilelik dönemi içerisinde progesteron şeklinde ifade edilen hormon, daha fazla salgılanır. Böylelikle de hormon yatıştırıcı etkisi ile yorgunluğu artırır. Bu sebepten dolayı halsizlik, yorgunluk ve normalden daha fazla uyuma ihtiyacı, hamilelik döneminin en sık karşılaşılan ve erken dönemde kendini belli eden olguların arasında bulunmaktadır.

    • Çok sık idrara çıkma

    Hamilelik sağlandıktan yaklaşık 10 gün sonra dahi, daha fazla tuvalete çıkma ihtiyacı hissedilir. Geceleri uykudan normalden daha çok uyanarak, idrara çıkmaya gereksinimi duyabilirsiniz. Hatta bazı anne adaylarında kabızlık da ortaya çıkmaktadır.

    • Hafif kanama

    Bu kanama yerleşme kanamasıdır. Toplum arasında üstüne görme şeklinde ifade edilir. Döllenmeden sonra yaşanan bu kanama, adet kanamasının olması gereken güne denk geldiği için anne adayları adet olduğunu sanabilir. Ancak adet dönemi kanaması ile mukayese edildiğinde, çok daha hafif ve benek benek şekilde olduğu görülür. Adet döngüsünde ortaya çıkan bu değişim veya düzensizliklerin de, bir takım sağlık sorunlarının sinyal verdiğini de unutulmamalıdır.

    • Akıntı 

    En önemli hamilelik belirtileri içerisinde, vajinal akıntılar bulunur. Bu dönemde yumurtalıkların daha aktif bir şekilde çalışması ve bebeğin rahimde her geçen gün daha çok büyüyüp gelişim göstermesi ile alakalı olarak vajinal akıntılara rastlanır. Ancak hamilelik dönemi içerisinde rastlanan bu akıntı rengi ve kokusu, mantar enfeksiyonlarının oluşumunun da habercisi olabilir. Hamilelik dönemi içerisinde meydana gelen akıntı renksiz ve kokusuzdur. Kaşıntı veya rahatsız bir koku ile beraber ortaya çıkan akıntılar için mutlaka bir kadın doğum doktoru ile görüşmelisiniz.

    Ruh halinde değişimler:

    Hormonal değişimler sebebiyle anne adayının duygu durumu da değişmektedir. Bir anda sinirlenebilir ya da bir anda mutsuz olabilir. Bu durumlardan hormonal değişimler sorumludur.

    Tüp Bebek Tedavisi sorularınız için tıklayınız!

  • Çocukları sürekli öpmeyin

    Çocukları sürekli öpmeyin

    Çocuklarda görülen halsizlik, boğaz ağrısı, bademcik büyümesi ve ateşin nedeni bu öpücükler olabilir.

    Çocukları günlerce yatağa düşürebilen öpücük hastalığı, bağışıklık sisteminin zayıflamasına bağlı olarak pek çok ciddi hastalığa da davetiye çıkarabilir.

    2 yaş altında belirti vermiyor

    Uz. Dr. Özlen Kaya Çardak, halk arasında öpücük hastalığı olarak bilinen enfeksiyonun EBV (Epstein-Barr virus) adlı virüse bağlı olarak geliştiğini söyledi. İnsandan insana tükürük yolu ile bulaşma olduğu için öpücük hastalığı olarak adlandırılan sorunun tıbbi adı “İnfeksiyöz mononükleoz“. Öpücük hastalığının kuluçka dönemi yaklaşık 40 gün ama küçük çocuklarda bu süre 15-20 güne kadar kısalabiliyor. Hastalık 2 yaş altı çocuklarda hiç belirti vermiyor.

    Beta mikrobuyla karıştırılıyor

    Bazı hastalarda tüm vücutta döküntü gelişir. Ateş çok yüksek olur ve sıradan bir boğaz enfeksiyonuna göre uzun sürer. Bu hastalığın klinik bulguları “Beta” mikrobuna bağlı boğaz enfeksiyonu ile karışabilir.

  • Çağımızın hastalığı: Yorgunluk

    Çağımızın hastalığı: Yorgunluk

    19. yüzyıl ve sonrasında toplumlardaki sosyal dokunun değişimi, çalışma şartlarının, kişiselrollerin farklılaşması ve ağırlaşması sonucu yorgunluk çok sık duyulan bir şikayetolmaya başlamıştır. Son yıllarda ülkemizde yapılan taramalarda 100 kişiden 55’içok yorgun olduğunu dile getirmektedir.

    Yorgunluk nedir?
    Yorgunluk için genel anlamda bir tanımlama yapmak zordur. Kişinin günlük aktivitelerinebaşlamak için kendinde yeterli gücü, enerjiyi bulamaması ya da rutin aktivitelerinin bitiminde tükenmişlik hissinin gelişmesi durumudur. Yorgunluk, subjektif, kişinin algılaması ile ilgili bir yakınmadır, bu sebeple kişisel farklılıklar gösterir.

    Halsizlik, isteksizlik, güçsüzlük, yıpranmışlık, sıkıntı gibi tanımlamalar benzer durumutanımlamak için sıklıkla kullanılır. Ancak, bazı hastalar egzersiz esnasındakinefes darlığını veya bacaklardaki ağrıyı yorgunluk olarak dile getirebilir. Bu durumda tarif edilen yorgunluk bizim sıklıkla kullandığımız tanımın dışında kalp – damar sisteminin hastalığının şikayet bulgusu olabilir. Bu sebeple güçsüzlük,
    yorgunluk gibi yakınmaların arkasında gerçekte anlatılmak istenenin ne olduğu netleştirilmelidir.

    Yorgunluk nedenlerinelerdir?
    Fizyolojik Yorgunluk
    Sağlık durumu normal olan kişilerde stres, yetersiz dinlenme, yetersiz uyku, diyetdeğişiklikleri veya aşırı aktivite durumunda görülür. Yaşlı hastalarda bu tipyorgunluk daha sıktır.

    Organik Yorgunluk
    Bu tip yorgunluk bazı hastalıklarla birlikte görülür. Orta ve ileri yaş hastalarda en sık karşılaşılan durumdur. Aile hikayesi, tam bir fizik muayene ve yapılan kan ve görüntüleme ile ilgili tetkikler sonrası nedeninin belirlenip, ilgili hastalığın tedavisi ile yorgunluk ortadan kaldırılabilir.

    Psikojenik Yorgunluk
    Genel olarak tüm yorgunlukların %50’sini oluşturur. En sık depresyonla birliktedir. Herhangi bir yaş gurubunda oluşabilir. Çoğunlukla gün içinde azalır. Duygu, düşünce ve stres durumuna paralel olarak şiddeti değişebilir.

    Kronik Yorgunluk Sendromu
    19. yüzyılda “Kronik Nervöz Tükenme” olarak tanımlanmıştır. Kronik yorgunluk sendromu büyük ihtimalle yüzyılımızın yaygın hastalığı olacaktır. Yaşlılarda nadirdir. Yorgunluğu olan hastaların %30’unda organik veya psikolojik sebep bulunmaz. Tanı koyulana dek idiyopatik kronik yorgunluk olarak değerlendirilir. Bu olgularda motivasyon azlığı konsantrasyon yetersizliği, güçsüzlük, irritabilite vardır. Sıklıkla psikomotor yavaşlama vardır.

    Yorgunluk bir hastalık mı, yoksa bir hastalık işareti midir?
    Yorgunluk çoğunlukla bir hastalık bulgusu olmakla birlikte kronik yorgunluk sendromu adıaltında hastalığın kendisi de olabilir. Yorgunluk her türlü bakteriyel, viral ya da parazitik enfeksiyonun, kansızlık ve benzeri kan hastalığının, karaciğer ya da böbrek hastalığının, kandaki vitamin ve mineral eksikliklerinin, hormonal hastalıkların, beslenme ve uyku bozuklukları sonucunda oluşabilir. Özellikle tiroit hormon yetmezliği, böbrek üstü bezi yetmezliği, büyüme hormonu yetmezliği ve hipoglisemi gibi hormonal sebepler erken dönemde gözden kaçabilir.

    Kronik yorgunluk sendromunun tanısı içinse; tam bir klinik değerlendirme sonrası tanımlanamayan devamlı ve tekrarlayan yorgunluğun yeni ve bilinen bir zamanda başlaması, devamlılığı, sosyal ve iş hayatındaki aktivitelerde yavaşlamaya yol açması gerekir. 6 ay üzerinde devam eden durumlarda bu sendrom düşünülmelidir.

    Yorgunluk hangi durumlarda masum bir halin ötesine geçerek tehlike işareti olabilir?
    Yorgunluk yakınması; daha önce yaşanılmayan ölçüde yoğunsa, günlük aktiviteleri sınırlıyorsa, beraberinde başka yakınmalar
    mevcutsa, takipte olduğunuz kronik bir hastalığınız mevcutsa ya da aile hikayesi veya vücut yapısı nedeniyle bazı organik hastalıklar açısından risk grubunda bulunuyorsanız ve kendi çabalarınızla geçmiyorsa zaman kaybetmeden bir hekimle görüşmelisiniz. Yakınmanın tehlikeye işaret edip etmediği bazı tıbbi araştırmalar sonucunda netleşecek bir durumdur. Pek çok sinsi seyirli kanserin ilk bulgusu yorgunluk olabilmektedir. Ve bu durumda kilo kaybı, beslenme bozukluğu ve hastalığın tutulma bölgesi ile ilgili pek çok ek yakınma sonradan tabloya eklenebilmektedir.

    Yorgunlukla kronik yorgunluk arasındaki farklılıklar nelerdir?
    KRONİK YORGUNLUK sendromu sürekli ve tekrarlayıcı seyreden, birçok sistemi etkileyen bir hastalığı tanımlamak için kullanılır. Tek bir sebebi yoktur. Bu hastalığın viral bir enfeksiyon tarafından çalışma dengesi bozulan beyin kaynaklı olduğu veya stres ve savunma sisteminde oluşan bozulmanın ve hedef sapmasının içinde olduğu bir durum olduğunu kabul etmeliyiz. Kronik yorgunluğun en ayırt edici özelliği yatak istirahati ile geçmemesidir. Bu sürecin sonucu bitkinliktir.

    Kronik yorgunluk sendromunu gösteren belirtiler hangileridir?
    Fiziksel Tükenmişlik Bulguları
    _ Başka bir nedene bağlı olmayan, istirahatle geçmeyen, 6 aydan uzun süren, ortalama günlük aktiviteyi en azından %50 azaltacak derecede, sürekli ve tekrarlayıcı fiziksel ve mental bitkinlik hissi.
    _Güçsüzlük, daha önce tolore edilebilen egzersizden sonra oluşan ve 24 saat ya da üzerinde devam eden bir durumdur.
    _Enerji kaybı
    _Yıpranma
    _Hastalıklara karşı daha hassas olma
    _Baş ağrıları
    _Bulantı
    _Kas krampları ve miyalji
    _Bel ağrıları
    _Denge kaybı
    _Sindirim sorunları
    _Uyku bozuklukları
    _Çabuk yorulma
    _Hafif ateş, üşüme
    _Boğaz ağrısı
    _Boyunda ağrılı lenf bezleri
    _Açıklanamayan genelleşmiş kas zayıflığı
    _Kaslarda katılaşma
    _Geçici eklem ağrıları
    _Farenjit
    _Bazı hastalarda gribal enfeksiyon benzeri durumlar

    Duygusal Tükenmişlik Bulguları
    _Işıktanrahatsızlık
    _Düşünmedezorluk
    _Gözönünde beneklerin uçuştuğu hissi
    _Depresyon
    _Umutsuzluk,unutkanlık
    _Evde,işte gerginlik- tartışma artışı
    _Kızgınlık
    _Netgörememe
    _Huzursuzluk,sabırsızlık
    _Nezaket, saygı gibi pozitif bulgularda azalma

    Zihinsel Tükenmişlik Bulguları
    _Doyumsuzluk
    _İşi
    bırakma
    _Kendine ve işine karşı negatif yaklaşım
    _Hafıza problemleri
    _İşi savsaklama

    Kronik yorgunluk daha çok kimlerde görülür?
    Kronik yorgunluk sendromu A tipi agresif dediğimiz hırslı, titiz, mükemmeliyetçi, çabuk sinirlenen, tez canlı kişilik yapılarında daha çok görülür. Kentsel yaşam ve çalışma yoğunluğunun sonucu olarak bu toplumun bireylerinde daha sıktır. Doktorlar ve diğer yardımcı sağlık çalışanlarında, yönetici kadrosunda çalışanlarda, ekonomi alanında çalışanlarda daha yoğun görülür. Kadın cinsiyet erkeklerden daha fazla risk altındadır.

    Kronik yorgunluğun giderilmesi için yapılması gerekenler nelerdir?
    Kronik Yorgunluk Sendromunun tanı amaçlı kan testleri yoktur.

    Tedavi planı:

    -Tatil
    -Egzersiz (kas gevşemesine yardımcı, hafif egzersizler)
    -Günlük istirahat sürelerini uzatma
    -İlaç
    -Vitaminler (günlük ihtiyaca göre)
    -Psikoterapi (hayat tarzı değişikliği)

    Yorgunluğa neden olan sağlık sorunları neler olabilir?
    1- Kan hastalıkları: kansızlık çeşitleri, kan kanserleri
    2- Kalp ve dolaşım sistemi hastalıkları: koroner kalp hastalığı, kalp yetmezlikleri, kalp ritim bozuklukları, kapak hastalıkları, periferik atar ve toplardamar problemleri
    3- Solunum sistemi bozuklukları: uyku –apne sendromu, astım, KOAH gibi hastalıklar, akciğer kanserleri
    4- Sindirim sistemi hastalıkları: mide-bağırsak kanamaları, iltihabi bağırsak hastalıkları, karaciğer yetmezliği(siroz), hepatitler, kanserler
    5- Böbrek yetmezlikleri ve idrar yollarının böbreğin iltihabi ve kötü huylu hastalıkları
    6- Hormonal hastalıklar: tiroit hormonu yetmezliği, böbreküstü bezi yetmezliği, şeker dengesizliği (tip2 diyabet, hipoglisemi), büyüme hormonu yetmezliği, östrojen- testesteron hormonlarında dengesizlik
    7- Nörolojik hastalıklar
    8- Vitamin – mineral yetersizlikleri: B12, D vitamini yetersizliği gibi
    9- Enfeksiyon hastalıkları

    Kişinin yorgunluğunun kaynağını anlamaya yarayan tahliller hangileridir?
    Yorgunluğu olan hastada yapılacak tetkikler:

    1- Kan sayımı, sedimentasyon
    2- Karaciğer fonksiyon testleri
    3- Böbrek fonksiyon testleri
    4- Kan şekeri, tiroit hormonları
    5- Kandaki vitamin, mineral ve elektrolit düzeyleri
    6- Ek yakınmalarla ve muayene bulguları ile karar verilecek görüntüleme yöntemleri

    Alkol ve sigaranın yorgunluk üzerinde ne gibi etkileri vardır?
    İzin verilen dozların üzerinde alkol alımı karaciğeri yoracağından, sinir sistemini olumsuz etkileyeceğinden, bazı vitaminlerin (folik asit gibi) kan düzeyini düşüreceğinden ve şeker dengesini olumsuz etkileyeceğinden yorgunluğa yol açabilir. Sigara kullanımı yarattığı hava yolu kasılması ve yıpranmasından dolayı, solunumla alınan oksijen miktarını azaltır. Böylelikle dokuların yeterli oksijenlenmesi
    bozulur. Ortaya çıkan serbest radikaller ve benzeri maddeler doku yaşlanmasına ve yorgunluğa neden olur.

    Her iki madde de uzun vadede kalp damar hastalığı sebebi olduğundan diğer önemli bir yorgunluk nedeni de bu durumdur.

    Beslenme şekli yorgunluk nedeni olabilir mi? Kendini yorgun hissedenler nasıl beslenmelidir?
    Beslenme şekli yorgunluk sebebi olabilir. Et ve kuru baklagilden fakir bir beslenme demir ve vitamin B12 eksikliği nedeni ile kansızlığa dolayısıyla yorgunluğa neden olabilir. Yoğun yağlı ve karbonhidratlı beslenme şekli hipoglisemiye, diyabete eğilim yaratacağından ve kilo fazlası oluşturacağından yorgunluk yaratabilir. Meyve ve sebzeden fakir beslenme folik asit, c vitamini, potasyum gibi pek çok mineral, vitamin eksiğine neden olabilir.

    Sıvı alımımızın yeterli ve dengeli olması oldukça önemlidir. Kafein ve çay tüketimine dikkat edilmelidir. Bu içeceklerin her birinin günde 2 – 3 fincandan fazla tüketimi yorgunluk nedeni olabilir. Her gıda grubunun dengeli alımı beslenmeden kaynaklanacak yorgunluğun önüne geçecektir. Dengesiz beslenme ile sıkı diyetler oldukça önemli bir yorgunluk nedenidir.

    Kendini yorgun hisseden kişiler gün içinde neler yapmalıdır?
    Yorgunluğu olan insanlar:

    – Dengeli beslenmeli, fazla kilolarından kurtulmalı
    – Yaşamlarını tekdüzelikten çıkaracak uğraşlar edinmeli
    – Her sabah 10 – 15 dakika kas gevşetici egzersizler yapmalı
    – Uyku ritmine dikkat etmeli, günlük tempolarını düşürmeli
    – Tatil fırsatlarını değerlendirmeli
    – İş yerinde iş yükünü paylaşmaya yönelik çalışmalar yapmalı
    – Organik nedenler olabileceği ihtimaline yönelik hekim desteği alınmalıdır.

  • Kadınlar daha çok uyumalı…

    Kadınlar daha çok uyumalı…

    Amerika’da yapılan bir araştırmada kadınların uykuya daha çok ihtiyacı olduğu ortaya çıktı. Çünkü kadın beyni gün içinde erkeklerinkine oranla daha fazla çalışıyor ve bu sebeple daha çok yoruluyor.

    Uykudan mahrum kalmak, ruh sağlığına olumsuz etki ettiği gibi vücutta yorgunluk, halsizlik, kalp hastalığı ve iltihap sorunlarının oluşmasına neden oluyor.

    Araştırmada, yeteri kadar uyumayan kadınların depresyona ve sinirlilik haline daha fazla yakalandıkları da ortaya çıktı.

    Uzmanlar, uykusuzluğun yol açtığı problemleri önlemek için, kadınlara gün içinde şekerleme yapmayı öneriyor.

  • Diyet neden kişiye özeldir?

    Diyet neden kişiye özeldir?

    Hızlı kilo kayıplarının yağ değil, su ve kas kaybı anlamına geldiğini söyleyen Diyetisyen Gülhan Koca uyarıyor: Sağlığınızdan olmayın.

    Surp Agop Hastanesi’nden Diyetisyen Gülhan Koca, HThayat’a uzmana danışmadan kendi kendine uygulanan diyetlerin neden başarısızlıkla sonuçlandığını anlattı.

    Günümüzde şişmanlık sorunu gün geçtikçe artmaktadır. Bunun en temel iki nedeni ise sağlıksız beslenme ve yetersiz fiziksel aktivitedir.

    Şişmanlık ve şişmanlığa bağlı sağlık sorunları nedeniyle pek çok kişi hayatında en az bir kez diyet yapma girişiminde bulunmuştur. Bu konuda yardım almak için işin uzmanları diyetisyenlere gidenler olduğu gibi kendi bulduğu yöntemlerle zayıflamaya çalışan birçok insana rastlamak mümkündür.

    Kendi kendine zayıflamaya çalışan kişilerin genelde yaptıkları ilk şey gazete, dergi ve internette bulduğu çoğu zaman dönemin “popüler” diyetlerini uygulamaktır. Kimi zaman da komşu, arkadaş, akrabadan aldığı diyeti uygulayarak kilo vermeye çalışırlar. Bazen de diyetisyen olmadığı halde bu işin uzmanıymış gibi diyetle ilgili yazılar yazan farklı meslek gruplarından kişilere giderek bilimsel olmayan diyetler uygulamaktadırlar.

    Diyet neden kişiye özeldir?

    Öncelikle diyetin gerçek anlamının “yeterli ve sağlıklı beslenme programı” olduğunu bilmek gerekir. Bu kişinin kendi metabolizmasına, sağlık durumuna, yaş-boy indeksine, cinsiyetine, vücut yağ oranına, fiziksel aktivitesine ve en önemlisi de alışkanlıklarına göre değişmektedir. Hiçbir uzman desteği almadan, size özel yazılmamış elinize geçen herhangi bir diyetin uzun süre uygulanmasında zorluklar yaşanılması kaçınılmazdır. Kontrolsüz kilo kaybı, sağlığınızda problemler oluşturabilir.

    Sağlıklı olan ayda 2-4 kg vermektir ve amaç bunun %50’sinden fazlasının yağdan gitmesidir. Elinize geçen herhangi bir diyeti uyguladığımızda veya aç kalarak zayıflamaya çalıştığınızda hızlı kilo kayıpları olsa bile yağdan değil, su ve kastan gideceği için sağlığınız tehlike altına girecektir. Kısa dönemde uyku, mide ve bağırsak problemleri, halsizlik, saç dökülmesi, psikolojik sorunlar oluşabileceği gibi uzun vadede kalp ve şeker hastalığı, bazı kanser türleri, kısırlık, regl sorunları gibi ciddi sonuçlar doğurabilir. Amaç kilo kaybetmek iken sağlığınızı kaybedebilirsiniz. Unutmayın ki “diyet kişiye özeldir”. Bu nedenle mutlaka uzman yardımı alarak doğru beslenmeyi öğrenip bir yaşam tarzı haline getirmelisiniz.

    Genel Olarak Bazı Sağlıklı Beslenme Önerileri :

    Ara öğünlerle birlikte en az 5 öğün besleniniz.

    Ortalama 1.5-2 lt su içiniz.

    Rafine edilmiş tüm ürünlerden, kızartmalardan, şekerli yiyecek ve içeceklerden uzak durun.

    Doymuş yağlardan uzak durunuz.

    Yemeklerde ve salatalarda aldığınız yağ miktarını sınırlayın. Ortalama günde 4 tatlı kaşığı kadar tüketiniz.

    Kurubaklagiller, tam tahıllar, sebze ve meyve gibi posalı besinleri tercih ediniz.

    Az tuz tüketiniz.

    Günde en az 45 dk yürüyüş yapınız.

  • Ruh Haline Göre Beslen

    Ruh Haline Göre Beslen

    Beslenme ve diyet Bölümü’nden Uz. Dyt. Yeşim Çelik, farklı ruh hallerine göre sağlıklı beslenme hakkında bilgi verdi.

    Yorgunsanız C vitamini alın
    Bedenen yorgun olmak, iştahın azalmasına sebep olur. Kişiler çoğu zaman yemek yemek istemezler. Dikkat edilmediği takdirde düşen vücut direnci hastalıklara daha kolay yakalanılmasına sebep olur. Böyle dönemlerde C vitamini tüketiminin özellikle artırılması gerekir. Taze meyve ve sebzeler en ideal tercihlerdir, vitamin kaybına uğramamaları için çiğ tüketilmeleri önerilir. Suyunu sıkmak hem alınan kalori miktarının artmasına hem de alınan posanın azalmasına sebep olur. Bekletilerek içilen meyve sularında vitamin kayıpları çok fazla olur. Portakal, kivi, elma, armut, havuç, yeşil biber, maydanoz, tere, roka, tercih edilmesi gereken sebze ve meyvelerdir. İçecek olarak kuşburnu ile bitkisel çaylar önerilir.

    Peynir, süt ve ayran halsizliğe iyi geliyor
    İş ve sosyal yaşamın getirdiği halsizlik durumunda, özellikle kalsiyum ve proteinden zengin besinler tercih etmek doğru olacaktır. Süt, yoğurt, ayran, cacık ve peynir en büyük yardımcılardandır. C vitamini ihtiyacı da bu dönemde artacağı için taze meyve ve sebze tüketimi artırılmalıdır. Meyveli yoğurtlar ve sütler tercih edilebilir. Mevsim meyveleri ile hazırlanmış meyveli yoğurtlar halsizliği hafifletecektir.

    Mutsuzluğunuzdan tatlı ile değil kuru meyvelerle kurtulun
    Fosfordan zengin olan balıklar, kuru baklagiller ve bulgur bu dönemin çabuk atlatılmasına yardımcı olacaktır. Bu dönemde daha çok şeker ve şekerli besinler tercih edilir. Oysaki kompleks karbonhidrat içeren yiyecekler, kan şekerini kontrol edecektir. Tahıllı ekmeklerle hazırlanan sandviçler en ideal tercihlerdir. Yine bu dönemde tatlı ihtiyacı için kuru meyveler çok iyi birer alternatif olacaktır.

    Kızgınsanız demli çay ve koyu kahve içmeyin
    Öfke durumunda yağlı tohumlar; özellikle fındık, ceviz, badem ve fıstık tüketilmesi uygundur. Kahve, demli çay, gazlı içecekler ve kafeinli içeceklerden bu dönemde özellikle uzak durulması önerilir. Daha çok rezene, kuşburnu, ıhlamur, adaçayı gibi bitkisel çaylar veya ılık, tarçınlı süt tüketimi artırılmalıdır.

    Endişeleriniz su ile birlikte aksın
    Endişe durumunda vücutta aşırı sıvı kaybı olacağından sıvı alımı artırılmalıdır. İlk tercih, her zaman saf sudur. Daha sonrasında çorba, komposto, meyve suyu, ayran, bitki çayları ve mineralli sular içilebilir.

    Hayal kırıklığına karşı muz, çilek ve kivi
    Daha çok şeker, çikolata, pasta, kurabiye gibi besinlerin tercih edildiği bu dönemde posalı ve c vitamin içeriği yüksek yiyecekler en doğru tercih olacaktır. Sebze ve meyveler bu dönem için en iyi tercihtir. Bol yeşillikli salatalar, muz, ananas, kivi, çilek iyi birer kaynaktır.

  • Nezle mi oldunuz alerji mi?

    Nezle mi oldunuz alerji mi?

    Bu aralar çok sık nezle olmaya başladıysanız, ateşiniz olmadığı halde boğazınız ağrıyorsa, özellikle sabahları yorgun kalkıyor, burnunuz sürekli kaşınıyor ve üst üste hapşırıyorsanız bahar alerjiniz başlamış olabilir

    İlkbaharla birlikte sıklıkla görülmeye başlayan bahar alerjilerini Baş ve Boyun Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Seyhan Alkan anlattı.
    lkbaharda en sık görülen hastalıklardan birinin bahar alerjisi olduğunu dile getiren Doç. Dr. Seyhan Alkan “Dünya nüfusunun yaklaşık %30-40’ını etkileyen alerjik hastalıkların zirve yaptığı dönemlerden biri ilkbahardır. Bitki örtüsünün polen yoluyla yenilendiği bu dönemde soluduğumuz havadaki alerjen miktarı çok artar. Mart ayı ile başlayan ağaç polenleri, Haziran ayıyla birlikte çimen polenleri dönemi ile devam eder.

    Sıklıkla düzelmeyen soğuk algınlığı, nezle, grip benzeri şikayetler oluşturur. Alerjik üst solunum yolu hastalıklarının teşhisinde önce kişinin şüphelenerek hekime başvurması çok önemlidir. Ateş olmadan boğaz ağrısı, burun tıkanıklığı, kuru öksürük, geniz akıntısı, halsizlik, yorgunluk, özellikle sabahları üst üste hapşırma, ses kalitesinde değişiklikler gibi üst solunum yoluna ait bulgular ortaya çıkıyorsa ve bu durum birkaç hafta aynı seyirde devam ediyorsa mutlaka alerjik hastalıkları akla getirmek ve bir hekime başvurmak gerekir.

    Allerji ve Bağışıklık Hastalıkları için tıklayın !

    Şikayetlerinizi net olarak ifade etmezseniz boğaz enfeksiyonu (farenjit), sinüzit, kulak enfeksiyonu, gırtlak enfeksiyonu (larenjit) şeklinde yanlış tedaviler alabilir; dolayısıyla hastalıklarınızın süresi uzayabilir. Kulak burun boğaz endoskopik (kameralı) muayenesi ile teşhis son derece kolaydır, ayrıca alerji testleri kandan ve deriden yapılabilir. Alerjik hastalıkları teşhis edilen hastalar antigribal, antibiyotik, ağrı kesici, öksürük şurubu gibi gereksiz ilaç kullanımından kurtulmuş olur. Teşhis ve tedavisi geciken hastalar ise orta kulak, sinüsler, boğaz ve gırtlak bölgesinin kronikleşen hastalıkları ile mücadele etmek zorunda kalabilirler. Üst solunum yolu alerjisi tedavi edilmeyen hastalarda alerjik astım hastalığı riski de belirgin olarak artar” açıklamasında bulundu.