Etiket: güzellik

  • Yaz Makyajının Sırları

    Yaz Makyajının Sırları

    Güneş yüzünü gösterdiğinden beri içimiz kıpır kıpır, sürekli kendimizi dışarı atıp bu güzel günlerin tadını çıkarmak istiyoruz ancak dışarıda güzel görünmek için doğru, akmayan ve bizi güzel gösterecek bir makyaja ihtiyacımız var.
    Güneşte daha fazla zaman harcayacağınız için makyaj ve cilt bakımınızı buna göre uyarlayın. Ayrıca mutlaka güneş koruma kremleri kullanın. Her zaman olduğu gibi, güzel bir makyajın ilk adımı temiz ve iyi nemlendirilmiş bir cilttir.

    Makyaja başlamadan:

    Cildiniz yağlıysa, yaz aylarında (yüksek nem oranı nedeniyle) daha da yağlanacağından jel temizleyiciler kullanın.

    Cildiniz normal ise, rutin olarak kullanılan temizleme ürünleri yeterlidir. Güneş koruması içeren bir nemlendirici kullanın.

    Nemini yitirmiş veya kuru cildiniz varsa, cildinizi iyice temizleyin ve cilt tipinize uygun ürünlerle iyice nemlendirin.

    Göz çevresindeki hassas bölgeyi yeterince nemli tutmak için göz kreminizi gece ve gündüz kullanın.

    Makyaja başlarken:

    Yaz ayları boyunca, hafif bir makyaj uygulaması taze görünümünüzü korumanıza yardımcı olacaktır. Başlamadan önce, kapatıcınızın pürüzsüz olarak uygulanabilmesini temin etmek için göz altlarınıza göz kremini parmaklarınızın ucuyla uygulayın.

    Kapatıcı ile devam edin ve kapatıcı fırçasıyla aşağıdaki tonlardan birini kullanarak kaş çizginize kadar ulaşın. Gözlerin iç köşelerini sakın unutmayın, bu bölgeler gölgelerin en derin olduğu bölgelerdir.
    Kapatıcınıza uyumlu bir pudra ve fırçasıyla kapatıcınızı sürün.

    Daha sonra cilt tipinize ve ihtiyaçlarına uygun formülde, cilt renginize uyumlu olan fondöteninizi sürün. Yağlı ciltleri güneşten korumak için olduğu gibi aşırı derecede kuru olan ciltler için de özel fondötenler kullanılabilir. Pudrayla fondöteninizin de iyice oturmasını sağlayın. Pudrayı süngerle uygulayın ve ardından fazlalıkları fırçayla yok edin.

    Renklendirme:

    Kaşlarınızı uygun tonda göz farıyla doldurarak başlayın. Bu işlemden sonra kaşlarınızı kaş şekillendiricisiyle düzeltin. Daha sonra göz bölgesine kaş çizgisinden kirpik dibine kadar kemik rengi gölge uygulayın.

    Göz kapağına far fırçasıyla far uygulayarak devam edin. Alt kirpik çizginizi belirginleştirmek için eyeliner fırçasıyla koyu far sürün.

    Bundan sonra granit veya siyah renk eyeliner ile üst göz kapağınızın hattını ince eyeliner fırçasıyla belirginleştirin.

    Her birimiz sağlıklı ve yanık bir yaz tenine sahip olmayı istesek de, güneş tehlikeli bir oyun! Cildin sağlığını korumak her şeyin üstünde tutulan bir öncelik olmalı. Kullandığınız kozmetik ürünlerinin koruma faktörlü (SPF) olmasına özen gösterin.

    Tehlikesiz bir şekilde bronz ve güzel bir cilt görünümü için, güneşin yüzünüze doğal olarak geldiği bölgelere (yanaklar, alın, burun ve çene) doğru tonda bronzlaşma pudrasını fırçasıyla sürün.

    Sonra gülümseyerek elmacık kemiklerinizden başlayarak yukarı saç diplerinize doğru allık fırçasıyla yumuşak tonda pembe allık uygulayın.

    Eğer doğal halinizde bronz görünen bir tene sahipseniz bronzlaşma pudrası ve allık işlemini tamamen atlayın.

    Ve son adım: kirpiklerinize iki kat rimel sürün.

    Dudaklar:

    Dudaklarınızı boyarken sadece görüntünüze değil, aynı zamanda dudaklarınızın ihtiyaçlarına da kulak verin. Kullanacağınız dudak boyasının rengi olduğu kadar dudaklarınızın beslemesini, nemlenmesini ve korunmasını da sağlayacak ürünler seçin.

    Bunun için SPF bazlı, yani koruma faktörü içeren rujlar seçmeniz daha sağlıklı olur.

    Yaz makyajınızı tamamlamak için dudaklarınızı ve sizi doğal gösterecek olan bir ruj kullanın. Bu ton size parlak ve sağlıklı bir görünüm kazandıracaktır. Dudaklarınızın daha belirgin olmasını isterseniz tonlarını da kullanabilirsiniz.

    Kusursuz yaz için son işlem, parlatıcı olarak lipgloss ve kakao renkli dudak kalemiyle dudaklarınıza yapacağınız son dokunuş olacaktır.

  • Ramazan Diyeti

    Ramazan Diyeti

    Ramazanda oruç tutarken çoğumuz sahurda yenen yemeği hazımsızlığından veya iftarda yenen yemeğin şişkinliğinden şikayet ederiz. Ramazan diyeti ile bu sorunlar ortadan kalkabilir.

     

    Ramazan Diyeti Programı :

    Sahurda :

    1. Seçenek: Yağsız kepekli tost (İki dilim light ekmek ve bir kibrit kutusu peynir)

    2. Seçenek: Bir su bardağı ayran veya diyet süt, domates, salatalık, maydanoz. Yatarken bir porsiyon meyve (muz, incir, üzüm ve kavun hariç)

    3. Seçenek: Doyana kadar, bir yemek kaşığı sıvı yağla yapılmış sebze yemeği, salata, 200 gr diyet yoğurt ve bir dilim kepekli ekmek

    4. Seçenek: Altı yemek kaşığı pilav, makarna, salata, 200 gr diyet yoğurt (haftada bir iki kez bu mönüyü uygulayabilirsiniz.)

    Iftarda :

    * İftar saatinde (öğlen yemeği yerine) Bir su bardağı su ile orucu açın. Bir orta boy pideyi sekiz dilime bölüp, bir dilimini alın. Bir kibrit kutusu peynir, iki dilim hindi pastırma ve bir adet zeytin yenilebilir. Ardından bir kâse çorba, doyma hissi yoksa, bir kâse daha içilebilir. İftarı dışarıda yapıyorsanız, küçük porsiyonlar halinde ikram edilenlerden alınabilir.

    * İki saat sonra (akşam yemeği yerine)

    1. hafta: Doyana kadar etli ya da etsiz sebze yemeği ve 200 gr yoğurt.

    2. hafta: İki gün; doyana kadar sebze yemeği ve 200 gr diyet yoğurt. Üç gün; 100 gr ızgara et, tavuk, köfte ya da ton balığını tercih edin, yanında salata olsun. Bir gün; bir yumurtalı menemen veya ıspanaklı omlet hazırlayabilirsiniz, yanında 100 gr diyet yoğurt. Bir diğer gün; sekiz yemek kaşığı barbunya, yeşil mercimek, nohut, kuru fasulye gibi bir yemeğin yanında salata ve 100 gr diyet yoğurt.

    3. hafta: 2. hafta gibi olacak.

    4. hafta: 2. hafta gibi olacak.

    * İki saat sonra Yarım paket bisküvi veya bir porsiyon meyve ve bir adet diyet bisküvi.

    Veya masum bir tatlı: 
    1. Elma tatlısı: Bir orta boy elmanın kabuklarını soyduktan sonra ortadan ikiye bölün ve üzerine tarçın serpip fırınlayın, piştikten sonra üzerine bir tatlı kaşığı ceviz serpip, bir top diyet dondurma koyup afiyetle yiyin.
    2. Diyet sütlü güllaç: Diyet sütü ısıtıp, bir börek dilimi kadar güllaç yiyebilirsiniz.
    3. Diyet sütlü muhallebi
    4. Üç top diyet dondurma
    5. Bir kâse diyet sütle yapılmış diyet puding
    6. Bir kâse meyve salatası (bir kivi, elma, armut, ananas, bir top diyet dondurma)

     

    Ramazan’a Özel Diyet Yöntemleri

     

    İlgili konular ;
    Karatay Diyeti Deneyimlerimiz – Canan Karatay
    Dukan Diyeti
    Anti Selülit Diyeti
    Atkins Diyeti
    Akdeniz Diyeti
    İsveç Diyeti
    Glisemik indeks Diyeti nedir?
    Hipotiroid Diyeti
    Bikini Diyeti
    Simit Diyeti, Simit Kaç Kalori
    Fast Food Diyeti Listesi

  • Güzel burun nasıl olmalı?

    Güzel burun nasıl olmalı?

    Güzel burun nasıl olmalı?

    Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Emre İlhan, burun estetiği yaptıracaklara önerilerde bulunuyor. Dr. İlhan güzel burnun tarifini yaparak, burun estetiğinin kişiye özel yapılması gerektiğinin altını çiziyor.emre ilhan


    Burun yüzümüzün ortasında bulunan ve bize bakıldığında dikkati en çok çeken yapıdır. Bu yüzden güzel ve doğal bir burun yüz güzelliği için vazgeçilmezdir. Aynı zamanda nefes alma, koku alma, havanın nemlendirilmesi, ısıtılması ve sesimizin bize özel olmasını sağlar. Yani estetik açıdan yüzümüze çok şey katar aynı zamanda insan sağlığı açısından çok önemli görevleri vardır.

    Burundaki şekil bozuklukları yüzünüzün kendi içindeki ahengini bozarak dış görünümünüzü etkiler, burun tıkanıklığına neden olarak sağlığınızı etkiler ve tüm bunların sonucu olarak psikolojinizi, insan ilişkilerindeki özgüveninizi etkileyebilir. İşte estetik burun ameliyatları tüm bu problemleri çözmek amacıyla yapılır. Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Emre İlhan, burun estetiği ameliyatı hakkında bilinmeyenleri anlatıyor…

    Estetik burun ameliyatı ile neler yapabiliyorsunuz?

    Estetik burun ameliyatı ile burun kemerli ise bu kemeri alabiliyor, burun ucu düşüklüğü varsa burun ucunu kaldırabiliyor, burun ucu çok kalkıksa normal konuma getirebiliyor, burun kökü gerideyse burun kökü ile alın arasındaki bölge doldurularak normalden kısa görünen burunu uzatabiliyor ve gözlerin birbirinden ayrık görümünü düzeltebiliyoruz .Burun ile üst dudak arası mesafe uzunsa kısaltabiliyor, kısaysa uzatabiliyoruz.Eğri burunları orta hatta alabiliyoruz.Burun delikleri ve kanatlarını küçültebilyoruz. Burun ucu top gibi ve kalın görünümlüyse inceltebiliyor yada sıkılmış gibiyse genişletebilyoruz.Ameliyat öncesinde hastanın bu değişikliklerden hangisine ne kadar ihtiyaç duyduğu planlanarak ameliyata ne yapılması gerektiğini bilerek giriyoruz.

    Planlama her hastaya özeldir. Her hasta için ayrı ayrı ve üzerinde bazen saatlerce çalışmayı gerektirecek kadar önemlidir.

    Burun şeklini düzeltmenin fonksiyona pozitif etkisi olur mu?

    Yapı olarak kötü olan burunun fonksiyonları da kötüdür.Yani burnu eğik veya çarpık olan , veya yan duvarları içe çökük sıkılmış gibi olan, iç kemiğinde eğrilik olan bir hasta nefes alamaz ve burun tıkanıklığı gelişir.Bu hastalarda burnun hem içi hem dışı birarada düzeltilmediği taktirde ne fonksiyonda iyileşme olur ne de estetik görünümde.Günümüzde burnun içi ve dışını bir bütün olarak ele almaktayız. Bunun sonucu olarak nefes almayı engelleyen burun kemiği eğriliği estetik burun ameliyatından önce değerlendirilmeli ve eğrilik varlığında mutlaka aynı ameliyatta düzeltilmelidir. Bu bozukluğun giderilmesi sadece fonksiyon açısından değil estetik açıdan da çok önemlidir.

    Estetik burun ameliyatlarındaki bilimsel gelişmeler sonucunda ameliyat felsefesindeki değişiklikler nelerdir?

    Burun ameliyat teknikleri de bilimin ve tıbbın ilerlemesi ve kazanılan tecrübe sonucunda 2000 li yıllardan sonra konsept değiştirmiştir. Burun anatomisinin daha iyi anlaşılması , estetik görüşün gelişmesi ve bu iki faktörün kombine edilmesi sonucunda, cerrahi bakış açısı ve düşünce yapısı değişmiştir.Bunun sonucunda doğal ve armonik estetik sonuçlar amaçlanırken , burun fonksyonlarını korumanın önemi anlaşılmıştır.

    1960 lı yıllarda estetik görüş ve burun anatomik bilgi ve ameliyat tekniklerinin yetersiz olduğu zamanlardaki “moda” burunlar, sırtı çok oyulmuş (kayık burun) ve domuz burnu olarak tanımlanan aşırı kalkık burunlar idi.Bu burunlar doğal olmayan ve ameliyatlı görünüme sahip burunlardı.Bu burunlar genellikle aşırı kıkırdak ve kemik çıkarılmasının estetik burun ameliyatlarının normu olduğu zamanlardaki teknikle yapılmış burunlardır.Günümüzde bu tarz burunlar istenmeyen ve “aşırı ameliyat kokan” burunlar olarak nitelenmektedir.

    Bu tarz ameliyatlar sonucunda ortaya çıkan aşırı küçültülmüş , kaldırılmış ,gözlerin birbirinden ayrı ve tabiri caizse “ablak” durmasına sebep olan burunlar günümüz estetik anlayışı ile uyuşmamaktadır.

    Günümüzde başarılı bir estetik burun ameliyatı dikkati buruna değil kişinin gözlerine yönelten , ameliyat olduğu belli olmayan( doğal) ve fonksyonlarını tam olarak yapabilen , uzun yıllar boyunca yaşlanma etkilerine karşı dayanıklı (çökme , eğrilme olmayan) burun yapmayı amaçlamaktadır.Benim de dikkatimi çeken artık estetik burun ameliyatı için başvuran hastaların hemen hepsinin doğal , göze çarpmayan , dikkat çekmeyen burun istedikleridir.

    Estetik burun ameliyatlarında amaç yüzün diğer bölümleri ile uyumlu , ve nefes alma problemi olmayan bir burun yapmaktır. Burun kendi içinde de denge içinde olmalıdır. Yani burunun sırtı, ucu, yüzle birleştiği bölümleri birbiri ile uyumlu olmalıdır.

    Peki güzel burundan ne anlamalıyız?

    Bize göre güzel burun eşitir doğal burundur. Burun sırtının aşırı oyulduğu ve burun ucunun çok kaldırıldığı burunlar doğal olmakan çok uzaktır.Çevrenizde bu şekide buruna sahip “ameliyatlı” olduğu belli olan birçok hasta görebilirsiniz. Bazı kişilerin burnu ise ameliyattan sonra yandan bakıldığında güzel ancak önden bakıldığında yüz ile uyumsuz veya eğri olabilmektedir . Estetik ameliyat olmuş bir burun sadece tek bir yönden bakıldığında değil her yönden güzel ve dengeli olmalıdır. En çok önem verdiğimiz ise burnun önden güzel olmasıdır. Çünkü tüm hayatımız boyunca insanlarla olan ilişkilerimizde yüz yüze iletişim kurarız ve insanlar yüzümüzü her zaman ön cepheden hatırlarlar.

    Her hastaya standart burun ameliyatı yapılmamalı, kişiye özel planlama ve kişiye özel ,tabiri caizse “terzi işi” burun ameliyatı yapılmalıdır.

    İyi yapılmış bir burun:

    • Doğal görünmeli kendi içinde ve yüzün diğer yapıları ile uyumlu olmalı.

    • Ameliyatlı bir burun görünümü olmamalı.

    • İnsanların dikkati burnunuzdan çok gözlerinize yöneltmeli.

    • Burun tıkanıklıkları aynı ameliyatta düzeltilmeli ve ameliyat sonrası nefes alıp verme daha iyi olmalı

    İlgili konular ;
    Ortalama Burun estetiği fiyatları
    Burun estetiği ile ilgili en çok merak edilenler
    Revizyon burun estetiği ile ilgili merak edilenler
    Güzelliğin şifresi güzel burun
    Burun şekli insan psikolojisini nasıl etkiliyor?
    Burundaki Hapşırma Hissi

  • Burun Estetiği ve Fiyatları

    Burun Estetiği ve Fiyatları

    Burun estetiğine ihtiyacınız varsa bu operasyonu emin ellere bırakmanız gerekmektedir. Araştırma yapılmadan yapılan operasyondan sonra ikinci kez ameliyat olma sorunu olabilir.

    Burnumuzla ilgili bir sorunumuz varsa çoğumuz bunu kafasına takar ve sorun yapar. Hatta bazı bayanlarımız aynaya bakmaya bile korkar.

    Düşünüldüğünde yaklaşık 1 saatlik bir operasyanla bu sorunu kökten halledebiliriz. Bu sorunu yok ederek kendimize olan özgüvenimiz daha da çok artacaktır.

    Bu ameliyat kesinlikle Uzman eller tarafından yapılmalıdır. Eğer nefes almanızda bir probleminiz varsa burun estetiğinden sonra nefes almanız daha kolaylaşacaktır.

    Burun Estetiği S.G.K karşılamadığı için özel olarak yaptırabilirsiniz. Fiyatları ortalama 700,00 ‘den başlayıp, 15,000,00 ‘ ye kadar gitmektedir. Lütfen Operasyonunuzu Uzman Ellere yaptırın.

    İlgili konular ;
    Ortalama Burun estetiği fiyatları
    Burun estetiği ile ilgili en çok merak edilenler
    Revizyon burun estetiği ile ilgili merak edilenler
    Güzelliğin şifresi güzel burun
    Burun şekli insan psikolojisini nasıl etkiliyor?
    Burundaki Hapşırma Hissi

  • Güzel Kalçalara Sahip Olmak İçin

    Güzel Kalçalara Sahip Olmak İçin

    Şu popoları inceltmek kadar zor iş yok. İş sadece ince olmakla kalsa, gene neyse. Ama bir de şu kabus gibi selülitler var kurtulunması gereken…Akdeniz kadını olarak, en çok arkamızda sürüklediğimiz popolarımızdan çekiyoruz sanırım. Üstelik, yeni teknolojiler, sürekli otomobil kullanımı, televizyon ve bilgisayar kullanımı da, bu konudaki problemlerimizi halletmemize pek yardımcı olmuyor.

    Ama endişe etmeyin, güzel bir popo için egzersiz ve diyetin yanında da bazı, daha kolay yöntemler var:

    Selülit bandı
    Selülit bandı yeni bir ürün. Üstelik de son derece iddialı bir ürün. Üreticileri, 15 bandın, neredeyse 4 cm kadar selülit atılmasına yettiğini söylüyorlar. Selülit bandı, tıpkı nikotin bandı gibi görev görüyor. Çünkü içerdiği maddeler, deriyle sürekli temas halinde. Bantta yer alan ana maddelerden biri bol miktarda iyot içeriyor. Yapılan bazı araştırmalara göre, iyot, dolaşımı hızlandırarak, kan akışını artırıyor ve böylece toksinler vücuttan atılıyor. Bantta bulunan bir diğer madde de kırmızı su yosunu, ki bu da, rodisterol adlı aktif bir element açısından zengin. Bu madde, vücudun yağı enerjiye çevirme işlemini hızlandırıyor. En iyi sonuçlar için, günde iki bant uygulamanız öneriliyor.

    Zayıflama makinesi

    Yeni bir tür pasif jimnastik aleti. Üreticilerine bakılırsa, bu aletle çalıştığınızda 400 tane popo egzersizi yapmış kadar oluyorsunuz. Alet, enfraruj ısısı kullanarak, kasların gerilmesini sağlıyor, böylece poponuz forma giriyor. Aslında aletin tek yaptığı poponuzdaki kasları sizin için sıkıca tutmak. Bu da, poponuza bağlanan elektrotlar yardımıyla sağlanıyor. Bu elektrotlar, çok ufak titreşimler yaratak, kasları devinime geçiriyor. Buna göre, spor salonunda kullanabileceğinizden daha çok kası kullandığınız iddia ediliyor. Neden olarak da beyin ve vücudun, ancak kısıtlı sayıdaki kası çalıştırmak için koordine olabilecekleri veriliyor. Ayrıca, kasların gerilmesi, kasları kısaltıyor ki, bu da popoyu sıkılaştırıyor. Makinanın üreticilerine bakılacak olursa, enfraruj ısısı, vücut ısısını 3 derece kadar artıyor, bu da metabolizmanın yüzde 35 hızlanmasına sebep oluyor. Her seans yaklaşık 40 dakika sürüyor ve acı hissedilmiyor. Kasların kasılması, yağ hücrelerini bölüyor. Bu da 10 seansta 7.5 ila 10 cm incelebileceğinizi gösteriyor.

    Bio-Dermoloji

    Vakum masajıyla selüliti azaltan bir diğer yöntem de bio-dermoloji. İddia edilen o ki, tek seansta bile selülitlerinizde farkı görebiliyorsunuz. Üstelik popoyu da kaldırdığı söyleniyor. Bio-dermoloji, bir vakum mekanizması sayesinde uygulanan bir sıkıştırma tekniği. Böyelece yağ topakları, sıvılaşacak şekilde kırılıyor ve ya kan tarafından emiliyor, ya da lempatik sisteme geçerek, böbrekler tarafından atılıyor. Daha sonra da bio-dermoloji makinesine bağlı, elle kullanılan bir alet, popo üzerinde gezdiriliyor. Bu işlem, lempatik sistemi sıvıdan arındırıyor ve selülit üzerinde çalışmayı sağlıyor. Böylece kan dolaşımı artıyor, yeni gelen kanla vitamin ve mineraller de popoya hücum ediyor ki, bu da poponuzun daha güzel görünmesini sağlıyor. Bio-dermolojiyi kullananlar, tek bir seansın bile gözle görünür bir fark yarattığını söylüyorlar.

    Popoyu fırçalama

    Bu herhalde bilinen en eski yöntemlerden biri. Hatta Bridget Jones’un Günlüğü’yle tekrar moda olması da muhtemel.Cildinizi fırçalamak, derideki kılcal damarların kanla dolmasını ve toksinlerin dışarı atılmasını sağlar. Bu da, selüliti azaltır. Önce ayaklardan başlayıp, uzun ve düz bir hareketle fırçalayın. Daha sonra yukarı, kalbe doğru, dairesel hareketlerle çıkın. Bunu yaparken, vücudunuzu öne doğru eğiyor olacaksınız, bu da kanınızdaki oksijeni artırır. Bu yöntemi, sıcak ve soğuk suyla uygulayabilirsiniz. Örneğin önce sıcak suyu açın. Sıcak su, kan cilt yüzeyine hücum etmesini ve damarların genişlemesini sağlar. Bu da kan dolaşımını hızlandırır. Şimdi de soğuk suyu açın. Bu hem, gözeneklerinizi kapanmasını ve dolayısıyla da sıkılaşmayı sağlar, hem de vücudun kendini ısıtmaya çalışmasını sağlar. Bu da metabolizmanızı hızlandırıcı bir etki yaratır.

  • Atkins Diyeti

    Atkins Diyeti

    Yepyeni bir görünüme kavuşmak ve çok daha sağlıklı, yeni bir döneme başlamak için son günlerde gündemde olan Dr.Atkins’in diyetini uygulamak ister misiniz?

    Aç kalmadan da daha güzel ve sağlıklı bir görünüm kazanılabileceği Dr. Atkins’in bu günlerde en çok konuşulan ve hatta tartışmalara yol açan diyetinin dayandığı temel amaç; karbonhidrat seviyesi düşürülerek vücudun enerji gerektiğinde yağları yakmasıdır. Bu diyette kalori hesabı yerine gram hesabı yapılır. Bu yüzden hangi grup yiyecekte hangi tür karbonhidratın bulunduğu bu diyet için önemli bir noktadır.

    Vücudumuzda değişik durumlarda bulunan karbonhidratları anlama sizlere yiyecek seçiminde çok yardımcı olacaktır.

    Karbonhidratlar:Karbonhidratlar şeker ve nişastadan oluşur. Karbonhidratlı besinlere, mısır gevreği, ekmek, kek, bisküvi, krakerler, pirinç, makarna, şehriye, arpa, mercimek, bezelye, fasulye, patates, meyve ve süt ürünleri örnektir.

    Yüksek protein-düşük karbonhidrat diyetlerinden biri olan Dr.Atkins diyetinin sağlık açısından çok yararlı olduğu da yapılan iki araştırma ile kanıtlanmıştır. Atkins diyetinin kronik halsizlik, şeker hastalığı ve yüksek tansiyon gibi önemli sağlık problemleri ile ilgili şikayetleri azalttığı görülmüştür. Ayrıca bu diyetin kalbi koruduğu da açıklanmıştır. Kısacası, diyet yapanları bıktırmadan zengin çeşitli yemekler yiyerek istediğiniz kiloya ulaşabilirsiniz. Ancak insan sağlığına zarar veren üç beyazdan kaçınmanız gerekecek. Uygulaması iki hafta olarak belirtilen diyette sadece saf protein tüketilir. Yani artık kalori hesabı yapmak yerine gram hesabı yapmanız gerekecek . Çünkü günde 20 gramdan fazla karbonhidrat almamanız gerekiyor. Kümes hayvanları eti, et, deniz ürünleri peynir ve bazı sebzeleri yiyebilirsiniz. Pirinç, makarna ve ekmek uzak durulması gereken başlıca besin grubu. Meyve ise çok az miktarda tüketilebilir. Yemeklerinizi pişirirken doğal yağları (tereyağı ve zeytinyağı ) kullanmalısınız.

    Dr.Atkins, diyet mönülerini üç gruba ayırıyor. Bunlar tanışma mönüsü, kilo vermeye devam mönüsü ve ideal kiloyu koruma mönüsü…

    Tanışma mönüsü

    Kahvaltı: Sahanda pastırmalı, jambonlu veya sosisli yumurta, kafeinsiz çay yada kahve

    Öğle yemeği: Küçük salata, yarım gözleme, maden sodası

    Akşam yemeği: Hardallı ve mayonezli deniz ürünlerinden oluşan bir salata, biftek yada balık, üzerine bir kaşık yapay tatlandırıcılı krema sıkılmış diyet jöle

    Kilo vermeye devam mönüsü

    Kahvaltı: Zeytinyağlı omlet, domates suyu, 2 dilim çavdar ekmeği, kafeinsiz çay yada kahve

    Öğle yemeği: Karışık salata (jambonlu, peynirli, tavuklu), buzlu çay (mümkünse bitki çayı)

    Akşam yemeği: Deniz mahsulleri salatası, kremalı çorba, çilek

    İdeal kiloyu koruma mönüsü

    Kahvaltı: Peynirli, ıspanaklı omlet, 2 dilim çavdar ekmeği, kafeinsiz çay yada kahve, meyve (kavun olabilir)

    Öğle yemeği: Fırında tavuk, yarım kase sebze, sarımsak soslu yeşil salata

    Akşam yemeği: Soğan çorbası, 1 kase sebze, domates, soğan, havuç ile hazırlanan şekersiz soslu salata, hafifçe galeta ununa batırılmış dana piriz

    Atkin’s Diyetinde Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar:

    – Bu diyete mutlaka bir doktor kontrolü ile başlanmalıdır. Atkin’s gibi yüksek proteinli diyetler için bu önemli bir noktadır. Çünkü bu tür diyetlerin böbrek, kalp damar hastalıkları ve obezite sorunu olan kişiler için uygun olmadığı açıklanmıştır.

    – Diyette iki haftayı aşmamak gerekir, uzun süre yapıldığında yüksek kolesterol ve kas zayıflığı gibi çeşitli sağlık sorunlarına yol açabilir.

    İlgili Konular ;
    Dr. Atkins Diyeti…
    Atkins Diyeti Deneyimlerimiz

  • Akdeniz Diyeti

    Akdeniz Diyeti

    Bitkisel kaynaklı besinler, çeşitli kronik hastalıkları, özellikle koroner, kalp hastalığı ve bazı kanser türlerini geriletiyor.

    Akdeniz yemeklerinin önemli bir kısmını sebzeler oluşturur, yıl boyu her mevsimde bol olan sebze sıkça yenilir. Yemek hazırlanırken mümkün olduğunca yiyeceğin doğallığını bozmadan pişirmeye özen gösterilir. Yemeklerde ağız tadı önemli olduğu kadar, görünüşe de çok önem verilir ve göze hitap etmesi için doğal garnitürlerle (yeşil veya siyah zeytin, yeşil sebzeler, kuru üzüm kullanılır) süslenir.

    Günümüzde bitkisel kaynaklı besinlerin daha fazla yenmesi önerileri bunları yüksek miktarda tüketen popülasyonlarda, çeşitli kronik hastalıkların, özellikle de koroner, kalp hastalığının ve bazı kanserlerin daha seyrek görülmesinden dolayıdır.

    Akdeniz ülkelerinin sıcak iklimine ve sağlığa en uygun olan bu beslenme şekli yaz için en uygun diyettir. Akdeniz sahillerinin damak tadının simgesidir Bu beslenme şekli kırmızı ete az yer verir; balık, tahıl, sebze meyve ve lif ağırlıklıdır, zeytinyağı en önemli besindir, süt yoğurt ve peynir protein kaynağı olarak balık ile birlikte yer alır. Bu beslenme tipi kalp damar hastalıkları ve kansere karşı koruyuculuk ile uzun ve kaliteli bir yaşamın temel anahtarıdır.

    Akdeniz Diyeti

    Sabah
    1 dilim tam çavdar ekmeği (erkekler için iki dilim)
    50 gram lor peyniri
    1 tatlı kaşığı zeytinyağı, kekik, pul biber, taze fesleğen
    Domates, yeşilbiber, maydanoz
    Şekersiz açık çay

    Ara öğün
    1 dilim karpuz

    Öğle
    1 kâse mercimek salatası
    1 dilim az yağlı beyaz peynir
    1 dilim tam çavdar ekmeği

    Ara öğün
    1 dilim peynir (erkekler için iki dilim peynir)
    2 kepekli grisini (4 kepekli grisini)
    5 yeşil zeytin

    Akşam
    6 çorba kaşığı kıymalı bezelye
    3 çorba kaşığı bulgur pilavı (erkekler için 4 çorba kaşığı bulgur pilavı)
    Cacık veya ayran

    Ara
    1 şeftali
    10 fındık

    Diyette dikkat edilmesi gerekenler
    Gün boyunca 4-5 fincan açık ve şekersiz siyah çay, daha fazla miktarda şekersiz bitki çayı ile en fazla 2 fincan kahve içilebilir.

    Su tüketimi kadınlar için günlük en az 8-10 bardak, erkekler için ise en az 10-12 bardak olmalıdır. Gerekli durumlarda alkol tüketimi kadın için haftada 2-3 kadeh, erkek için 4-5 kadeh ile sınırlandırılmalı ve şarap tercih edilmelidir.

    Salatalara 1 tatlı kaşığı zeytinyağı yeterlidir.

    Sebze yemeklerinde 1 kg için 2 çorba kaşığı zeytinyağı kullanılmalıdır.

    1 tatlı kaşığı zeytinyağı ile 5 adet zeytin birbirinin yerine kullanılabilir.

    Bu programlar Sağlıklı Beslenme ve Diyetetik biliminin temel ilkeleri göz önünde bulundurularak düşük aktiviteye sahip sağlıklı yetişkinler için örnek olarak hazırlanmıştır.

    Kronik rahatsızlığı olanlar ile hiç sağlık muayenesinden geçmemiş olanların, hamilelik, emzirme dönemi gibi özel bir beslenme programı içinde olanların hekime danışmadan veya bir beslenme uzmanı ile şahsen görüşmeden uygulamamaları önemlidir.

    İlgili Konular ;
    İsveç Diyeti
    Glisemik indeks Diyeti nedir?
    Bikini Diyeti
    15 Günde 10 Kilo Diyetiyle Zayıflama Deneyimlerimiz

  • Sir ağda ile tüylerden kurtulun!

    Sir ağda ile tüylerden kurtulun!

    Sir ağda kullanımı epilasyondaki en etkili yöntemlerin başında geliyor. Sir ağda kıl köklerini zayıflatıyor ve düzenli kullanımla kıllardan kalıcı olarak kurtulmayı sağlıyor. Peki sir ağda nedir? Neden yapılır? Nasıl uygulanmalıdır?

    Neden Sir Ağda?
    Tüm epilasyon yöntemleri içinde en sağlıklısı sir ağdadır. Diğer yöntemler kıl köklerinin güçlenmesine neden olur ve uzun vadede daha kıllı bir vücut yaratır. Sir ağda kullanan bir kadının kıllarındaki zayıflama nedeniyle epilasyon süresi ve epilasyon sıklığı giderek azalır.

    Sir ağdanın avantajları
    Çok temiz ve hoş görünümlü epilasyon sağlar
    Klasik ağda gibi şeker içermediği için kıl köklerinin beslenmez ve zayıflatır.
    Uzun vadede kılların zayıflamasını ve tüylenmenin azalmasının sağlar
    Uygulama sırasında derinin üst tabakasındaki ölü hücreleri de temizleyerek doğal bir peeling sağlar.
    Tamamen doğal etken maddelidir. (çam reçinesi)
    Batık ve kıl dönmesi oluşumunu azaltır.
    Meme başı, kirpikler ve erkeklerde sakallar dışında her bölgeye uygulanabilir.

    Sir ağda nedir?
    Sir ağda çam reçinesinden üretilen yapışkan, ısı ile akışkanlık kazanan doğal bir epilasyon ürünüdür.

    Sir ağda uygulaması sağlıklı mıdır?
    Doğru olarak hijyen kurallarına uyularak uygulandığında %100 sağlıklı bir yöntemdir. Ancak ağda uygulanacak kişinin çam reçinesine alerjisi olması durumunda geçici rahatsızlıklar yaşanabilir.

    Kimlere sir ağda uygulanmaz?
    Çok yaşlı ve derisi gevşek olan kişilere sir ağda uygulanmamalıdır. Ayrıca, ağda uygulanacak bölgedeki deride güneş yanığı, kesik, çatlak veya deri hastalıkları varsa sir ağda uygulanmamalıdır. Dermatolojik olarak tedavi görenler ve şeker hastalarının sir ağda kullanımı için doktoruna danışması gerekmektedir.

    Erkeklere sir ağda uygulanabilir mi?
    Sir ağda erkeklerde de başarılı sonuç verir. Şeker içermeyen sir ağda kıl köklerini zayıflatır ve uzun vadede de kılların azalmasını sağlar. Özellikle erkeklerde yanak ve boyundaki tüylerde etkilidir. Erkekler traş olurken güçlenmemeleri için göz altındaki tüyleri jilet ile almak istemez. Bu üst yanak tüyleri ve diğer tüm vücuy tüyleri için sir ağda son derece faydalı bir yöntemdir.

    Sir ağda yaptırırken arada bir diğer epilasyon yöntemlerini kullanabilir miyim?
    Elbette, diğer epilasyon yöntemlerini de kullanabilirsiniz. Ancak, sir ağda kullananlara diğer epilasyon yöntemlerini önermemekteyiz. Sir ağda kıl köklerini zayıflattığı için tüylenmeyi azaltır. Ancak, diğer epilasyon ürünlerine dönmeniz sir ağdanın azaltıcı etkisini yok edecektir. Diğer epilasyon yöntemlerini kullanmanız halinde kıl kökleri güçlenmek ve genişlemek için zaman ve fırsat bulacaktır.

    Adet döneminde sir ağda yaptırılır mı?
    Regl döneminde sir ağda uygulamasının bir sakıncası olmamakla beraber tavsiye edilmemektedir. Regl döneminde kadın vücudunda ödemler oluşabilmektedir. Ve bu dönemde yapılan sir ağda uygulaması daha ağrılı ve sancılı olabilir. Bu nedenle sir ağda uygulamasının regl döneminden 3 gün önce ya da 3 gün sonra yapılması tavsiye edilir.

    Sir ağdayı evde uygulayabilir miyim?
    Sir ağda evde de uygulanabilir. Bu uygulama için Sir ağda ısıtıcısına (sir ağda makinesi) ihtiyaç vardır. Ayrıca, uygulama için sir ağda kağıdı ve sir ağda yağı da gerekmektedir. Sir ağda kağıdı sürülen ağdanın çekilmesi için, sir ağda yağı ise deride kalan sir ağda artıklarının temizlenmesi ve derinin nemlendirilmesi için gereklidir.

    Sir ağda nereler uygulanır?
    Sir ağda kadınlarda meme başı, kirpikler ve erkeklerde sakal dışında her yere uygulanır. En çok uygulanan bölge bacaklardır, ayrıca koltuk altı, yüz, kol, bikini bölgesi ve gövdeye de uygulanır.

    Sir ağda ne sıklıkta uygulanır, ne kadar sürer?
    Sir ağda ilk başlangıçta 21 günde bir uygulanır. 3 ila 6 seansın ardından bu süre 45 güne çıkar. Düzenli kullanımla tüylenmede azalma ve tüylerin daha cansız ve yavaş çıktığı gözlemlenebilir. Sir ağda seansları ağda yapılacak bölgeye göre 5 dakika ile 45 dakika arasında sürmektedir.

    Sir ağdadan sonra duş alınır mı?
    Böyle bir gereklilik yoktur. Sir ağda vücutta herhangi bir pislik ya da kirlenme bırakmaz. Sir ağda uygulaması sonrası duş tamamen isteğe bağlıdır, yapılması zorunlu değildir.

    Sir ağda gerçekten batığa iyi gelir mi?
    Batık derindeki kıl köklerinden çıkan tüyün üst deriyi delememesi ve içeriye doğru büyümesi nedeniyle oluşan bir rahatsızlıktır. Sir ağda batık oluşumunu azaltır. Sir ağda işlemi sırasında üstteki ölü deri hücreleri de tüylerle beraber alınır ve kılların üst deriyi aşamama problemi önlenmiş olur.

  • Revizyon burun estetiği ile ilgili merak edilenler

    Revizyon burun estetiği ile ilgili merak edilenler

    Günümüzde yüz estetik cerrahisi ve estetik burun ameliyatlarındaki gelişmeler sonrasında yapısal olarak çok kötü burunlar bile ideale yakın hale getirilebiliyor… Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Emre İlhan, revizyon burun estetiği ameliyatı ile ilgili merak edilenleri anlatıyor…

    Burun ameliyatlarında sonuç her zaman istenildiği gibi olmayabilir
    Burun ameliyatı olmak isteyen hasta; doğal, yüzüne uyan, ideal buruna sahip olmayı bunun yanında da varsa burun tıkanıklığı şikayetinden kurtulmak istiyor. Burun ameliyatını yapan doktorun da hastası için her zaman en iyisini istediğine inanıyorum. Ancak sonuç her zaman hasta ve doktorun istediği gibi olmayabilir.

    Revizyon tıp dilinde de diğer tüm bilim dallarında da ‘tekrar yapılandırma’,’düzeltme’ anlamına gelir. Revizyon burun ameliyatı ise daha önceden başarısız bir veya daha fazla burun ameliyatı geçirmiş olan hastanın tekrar ameliyat edilerek burun görünümünün ve burun fonksiyonlarının düzeltilmesidir. Dünyaca ünlü ressam Marc Chagall’ın bu sözü revizyon burun ameliyatlarının felsefesini bizlere ne kadar güzel özetliyor…

    Tıp sorunlara çare bulmak için vardır
    Özellikle başarısız burun ameliyatı geçirmiş olan hastalarda en sık gözlemlediğim durum; bu hastalar daha önceki burun ameliyatının sonucu kötü olduğu için bundan sonra ki ameliyatın da sonucunun kötü olacağını düşünüyorlar, estetik ve fonksiyon açısından kötü olan bir burun ile yaşamayı kabulleniyorlar.

    Günümüzde yüz estetik cerrahisi ve estetik burun ameliyatlarındaki gelişmeler sonrasında yapısal olarak çok kötü burunlar bile ideale yakın hale getirilebiliyor. Daha önce bir veya birden çok burun ameliyatı geçirmenize rağmen burun şekliniz sizi rahatsız ediyor, burun tıkanıklığınız düzelmedi veya daha da kötü olduysa umutsuzluğa kapılmayın. Çünkü iyi yetişmiş,yapısal rinoplasti konseptini benimsemiş ve sanatsal yönü kuvvetli bir cerrah seçimi ile burnunuz hem estetik yönden düzeltilebilir hem de fonksiyonel olarak çok daha iyi olması sağlanabilir.

    Burun estetiği ameliyatı kişiye özel yapılmalıdır
    Bir çok hastamın belirttiği bir nokta da; başarısız ameliyattan sonra burunlarının eski burunlarından daha çirkin olduğudur.Bunun nedeni ameliyatta kemik ve kıkırdak dokulardan aşırı çıkarılması sonucunda veya yarım yapılmış ameliyatlar sonrasında burnun kendi içindeki dengesinin bozulmasıdır.

    Revizyon burun ameliyatı gereken her hastanın çok farklı ve kendine özgü şekil bozuklukları olabilmektedir. Bu hastalarla kişiye özel(terzi işi) bir yaklaşımla ilgilenilmesi, ameliyat planının hastanın şikayetlerine göre yine kişiye özel olarak yapılması gerekmektedir.

    Amaç doğal burun yapmak olmalı
    Revizyon burun ameliyatlarında en çok önem verdiğim ve yapmaya çalıştığım şey; estetik ve fonksiyonel olarak doğallıktan uzaklaşmış olan burnu doğal görünümüne ve fonksiyonuna mümkün olduğu kadar çok yaklaştırmak.
    Bunun için hastalarımın her yönden fotograflarını çekerek tam bir estetik analiz yapıyor, burnu içten ve dıştan tam olarak analiz ediyorum. Böylece ameliyata girmeden fotoğraflar üzerinde tekrar tekrar çalışarak ,sorunları belirliyorum ve bunların çözümlerini planlıyorum.

    Geçirdiğiniz başarısız burun ameliyatları sonrasında mutsuz,umutsuz olmanıza veya korkmanıza gerek yok. Burnunuz çok küçük olabilir, sağa sola kaymış, uç kısımı eğrilmiş olabilir, ameliyat öncesindeki kemerinizin bir kısmı burun ucuna doğru duruyor olabilir, burun tıkanıklığı yaşıyor, gece uykularınızda nefes darlığı yaşıyor olabilirsiniz. Buna benzer başka şikayetleriniz olabilir veya ameliyattan sonra burun şeklinizi beğenmiyor ancak adını koyamıyor olabilirsiniz.

    Tüm bu sorunlarınız için size önerim; öncelikle daha önceki ameliyatınızı yapan doktorunuza bu problemleri anlatmanız ve yardımını istemenizdir. Eğer bu şekilde de bir sonuç alamadıysanız önerim; mutlaka revizyon burun ameliyatları konusunda tecrübeli, sanatsal yönü kuvvetli ve yapısal rinoplasti konseptine hakim bir burun cerrahı ile temasa geçmenizdir

  • Saç Mezoterapisi Nedir?

    Saç Mezoterapisi Nedir?

    Saç dökülmesine önlemek ve kontrol altında almak, saçta hacim ve canlandırma kazandırmak için saçlı deri bölgesine uygulanan tedavi şekline saç mezoterapisi denilir.

    Saç dökülmesi, saçların zayıflaması ve cansızlaşması gibi durumlarda uygulanabilen bir yöntem. Bu yöntemde çok ince uçlu bir iğne ile saçlı deri kıl köklerine besleyen, ilaçlar, vitamin ve mineraller direkt kıl köklerin olduğu bölgeye enjekte edilir, saçlı deride kan dolaşımını artması nedeni ile saçların dökülmesini azaltır, saçlar parlaklık ve canlılık kazanır, seans sayısı problemin yoğunluğuna göre değişmekle birlikte ortalama 5-10 dur, haftada bir şeklinde uygulanır ve ortalama 15 dakika sürer, iğneler son derce ince üçlü olduğundan kesinlikle ağrı, acı yapmaz.

    Saç mezoterapisi nasıl uygulanır? Kaç seanstır?

    Saç mezoterapisinde çok ince uçlu bir iğne ile küçük mikroenjeksiyonlar halinde saçlı deri bölgesine ilaç enjekte ediliyor, bu karışımlar kişiye özel olarak hazırlanır ve bölgesel olarak tatbik edilir. Problemin yoğunluğuna göre haftada bir ortalama 5-10 kez ve sonraki seanslar 15 günde bir ve ayda bir uygulanır. Saçta toparlama ve hacım görmek için en az 2-3 ay sabır göstermek ve tedaviye devam etmek gerekir.

    Alopesi ne anlamında geliyor?

    Normal bir erişkinde tahminen toplam saç sayısı 150000-170000 arasıdır. Günde 50-100 tane saç telinin dökülmesi normal sayılır, aslında saç döküldüğünde sadece gövdeden kopma olur, saç kökü yani follikul yerinde kalır, bu süre ortalama 6-8 sene sürer. İnsan hayatı süresince ortalama 12 kez saç kökünden yeni saç çıkar. Androgenetik tıp saç kayıplarında ise follikül sayısında azalmasından ziyade kıl kökünde bir küçülme ve kıl dökülme sıklusunda bir hızlanma meydana geliyor.