Etiket: güzellik

  • Hamilelik Şekeri Hakkında Herşey

    Hamilelik Şekeri Hakkında Herşey

    Hamilelik şekeri, hamilelik döneminde başlayan bir çeşit diabet hastalığıdır. Bunun anlamı vücudunuzun şekeri kullanması gerektiği gibi kullanamamasından dolayı kan şekeri değerlerinizin normalin üstüne çıkmasıdır. Hamilelik şekeri yaklaşık olarak %4 oranında hamileyi etkiler. Genelde hamileliğin beşinci veya altıncı aylarında ortaya çıkar (24-28 haftalar). Genellikle de doğumdan sonra ortadan kaybolur.

    Hamilelik Şekeri Bebeğimi Nasıl Etkiler?
    Yüksek şeker oranları hem sizin hem de bebeğiniz için sağlıksızdır. Eğer yüksek şeker seviyeleri kontrol altına alınmazsa doğumda problem yaşama riski artar. Bebeğin no
    rmalden fazla büyümesi gibi etkilerle doğumu sizin için ve bebeğiniz için zorlaştırabilir. Ayrıca bebeğin ileriki yaşamında şeker hastalığı riski taşımasına sebep olur.

    Hamilelik Şekerim Varsa Ne Yapabilirim?
    Doktorunuzun ve diyetisyeninizin önerileri doğrultusunda beslenmenizi düzenlemeniz, düzenli egzersiz yapmanız ve kan şekeri seviyelerinizi düzenli olarak kontrol etmeniz gerekir.

    Beslenmemde Ne Gibi Değişiklikler Yapmam Gerekir?
    Doktorunuz bu değişiklileri bir diyetisyen yardımıyla yapmanızı isteyebilir. Bunun yanında bazı gıdaların beslenmenizden çıkarılması istenebilir. Özellikle dondurma, şerbetli tatlılar, kurabiyeler, çikolata gibi şekerden zengin gıdalardan uzak durulması bunlar yerine doğal şeker içeren meyveler tercih edilmesi gerekebilir.

    Öğün aralarında acıktığınızda kuru üzüm, havuç, meyve gibi sizin için sağlıklı olan seçenekleri tercih edebilirsiniz. Beyaz undan yapılan makarna veya beyaz pirinç yerine sizin ve bebeğiniz için daha yararlı olan bulgur, kepekli makarna veya esmer (kepekli-kabuklu) pirinç tercih edebilirsiniz.
    Dengeli ve çeşitli beslenmenizde sizin ve bebeğiniz için çok önemlidir. Hamilelik döneminde ne kadar kilo aldığınıza bağlı olarak öğünlerde daha az yemeniz gerekebilir. Bununla ilgili olarak doktorunuz veya diyetisyeninizle konuşabilirsiniz.

    Neden Egzersiz Önemli?
    Doktorunuz sizin ve bebeğiniz için güvenli olan egzersizi düzenli olarak yapmanızı önerecektir. Egzersiz kan şekeri seviyenizi normal düzeyde tutmanıza ve kendinizi iyi hissetmenize yardımcı olacaktır.
    Yürüyüş hamileler için genellikle en kolay egzersiz şeklidir. Yüzme veya diğer egzersiz çeşitleri de güvenli olan seviyelerde yapılabilir. Hangi egzersizlerin sizin için güvenli olduğunu doktorunuza danışabilirsiniz.
    Eğer genelde yürüyüş alışkanlığınız yoksa günlük 5-10 dakikalık yürüyüşlerle başlayabilirsiniz. Güçlendikçe yürüyüş zamanını 30 dakikaya kadar çıkartabilirsiniz. Egzersizi ne kadar sık yaparsanız o kadar kolay kan şekeri seviyenizi kontrol altına alabilirsiniz.
    Egzersiz yaparken dikkatli olmanız da şart. Egzersiz yaparken kendinizi çok zorlamamanız, çok terlememeniz ve nefes nefese kalmamanız gerekir.

    Eğer egzersiz yaparken başınız dönerse, sırt ve bel bölgenizde şiddetli ağrı hissederseniz veya başka bölgelerde ağrı hissederseniz egzersizi hemen bırakıp doktorunuz arayınız.

    Hamilelik Döneminde Hangi Testleri Yaptırmam Gerekir?
    Doktorunuz sizden rutinde yapılan kan tahlillerini isteyecektir. Bunun yanında sizin de düzenli olarak kan şekeri seviyenizi ölçtürmenizi isteyebilir. Bu testler doktorunuza beslenmenizin ve egzersizin kan şekeri seviyesini istenilen seviyede tutup tutmadığı konusunda bilgi verecektir. Eğer değerler istenilen düzeylerde değilse doktorunuz sizden kan şekeri seviyenizi düşürmek için insülin kullanmanızı isteyebilir. Doktorunuz bu konuda sizden bir uzmanla görüşmenizi isteyebilir.

    Bebeğim Doğduktan Sonra Kan Şekeri Değerlerim Düzene Girer mi?
    Bebeğiniz doğduktan sonra hastanede bulunduğunuz zaman içerisinde kan şekeri düzeylerine baktırmanıza gerek yoktur. Hamilelik şekerinin kontrolü loğusalık döneminde, doğumdan 6–8 hafta sonra yapılmalıdır. Hamilelik döneminde gebeliğe bağlı şeker yükselmesi yaşayan anne adaylarının yaşamları boyunca diğer annelere göre şeker hastalığına yakalanma riskinin biraz daha yüksek olduğunu biliyoruz.

    Bu yüzden sağlıklı ve dengeli beslenmeye devam edip, düzenli egzersizlerinizi yapmak ve doktorunuzun önerdiği peryodları da şeker kontrolünüzü yapmanız sizin için çok önemlidir.

     

    Diyabetli hamileler nasıl beslenmeli?

    Gebelik şekerinde de normal diyabetteki gibi en önemli besin öğesi karbonhidratlı (şekerli) besinler. Karbonhidratlı besinler kan şekerini yükseltir diye diyetten çıkartılmaz. Yapılan çalışmalar da göstermiş ki; gebelikte yeterli protein ve yağ alınsa dahi eksik karbonhidrat bebeğin beyin gelişimi üzerinde olumsuz etkiler oluşturur.

    • Karbonhidratlarda önemli nokta; ne kadar karbonhidrat gerektiğinin iyi hesaplanması ve kişinin ihtiyaç duyduğu karbonhidratı günün hangi saatlerinde, ne kadar ve hangi besinlerle karşılayabileceğini öğrenmesidir. Kan şekerini hızlı yükselten basit şekerler yerine lif miktarı yüksek, kan şekerini daha yavaş yükselten, sağlığı geliştirmede daha etkin kompleks karbonhidratları seçmek faydalı olur.
    • Kompleks karbonhidratlar; tam tahıl taneleri, kepekli pirinç, makarna, bulgur, tam buğday ekmekleri, çavdar, yulaf ve benzerleridir. Basit şekerler ise; çay şekeri, reçel, bal ve marmelat gibi gıdalardır. Diyet programında karbonhidrat kaynaklarını öncelikli olarak ekmek ve ekmek yerine geçenler ile meyve grubu besinler oluşturur. Bu besinler diyette kesinlikle bulundurulmalı. Ancak yenilecek miktar ve zamanlama çok iyi belirlenmeli.
    • Sıkıntı her zaman kan şekerinin yükselmesi olmaz. Kan şekerinin düşmesi de yaşanır ve çok tehlikelidir. Bu nedenle doktorun ve beslenme uzmanının istediği periyotlarda kan şekeri kontrolü yapmak / yaptırmak, besin tüketim kaydı tutmak ve bu kayıtlar eşliğinde beslenme programını yenilemek gerekir. Annenin aldığı kilo, kan şekeri değerleri, yiyebildiği ve yiyemediği besinler göz önüne alınarak diyetisyen kontrolünde beslenme programı yenilenmelidir.
    • Öğün atlamayın. Kan şekerinin düşmesi oldukça sıkıntılı bir durumdur. Bunu önlemenin en güzel yolu sık aralıklarla beslenmektir. Kan şekerlerinin istenilen düzeylerde tutulabilmesi için öğün sayı ve miktarları önemlidir. Ara öğünler, öğünden 2,5 – 3 saat sonra kompleks karbonhidrat içerikli olmalıdır.
    • Kan şekerini düzenlemede yardımcı besinlerin başında posa gelir. Posa, birlikte yenilen karbonhidratın kan şekerine olan etkisini azaltır. Kan şekerinin yükselme hızını yavaşlatır. Bu nedenle de tüm öğünlerinizde kalori değeri çok az olan ama vitamin, mineral ve posadan zengin olan kaynakları, yani sebzeleri mutlaka sofranızda bulundurun. Bununla birlikte diğer karbonhidrat kaynaklarında da posadan zengin olanları tercih etmelisiniz. Yani tam buğday ekmeği, çavdar, bulgur, meyveler gibi.

     

     

    İlgili Konular ;
    Gebelik şekeri çıkanlar varmı?
    Hamilelik şekeri ve diyet
    Gebelik şekeri olanlar

  • Cildi yaşlı gösteren makyaj ve bakım hataları

    Cildi yaşlı gösteren makyaj ve bakım hataları

    Fazla Sürülen Fondöten
    En sık yapılan makyaj hatalarının başında fazla sürülen fondöten geliyor. Yüzünüzdeki tüm lekeleri kapatabilme umuduyla fondötene yüklenmeniz, fazla fondötenin yüzünüzdeki çizgilere yerleşerek onları daha fazla vurgulamasına neden olur. Yüzünüzün daha genç görünmesi için BB krem, hafif likit fondöten ya da renkli nemlendirici yardımcınız olacaktır. Ayrıca günlük olarak kullandığınız fondöteninizi de ince bir tabaka olarak uygulayın.

    Fazla İnceltilmiş Kaşlar
    Cildinizi olduğundan daha yaşlı gösteren bir diğer hata ise fazla inceltilmiş kaşlar. Böyle bir hata yaptıysanız ya da doğal olarak ince kaşlara sahipseniz, hemen bir kaş kalemi ya da boyası edinin. Kaşlarınızı dolgunlaştırırken dikkat etmeniz gereken nokta fazla koyu bir renk kullanmamak.

    Tek Kapatıcı Kullanmak
    Kapatıcı, bizim en iyi arkadaşımız olduğu gibi doğru kullanılmadığı zaman düşmanımıza dönüşebilir Yüzünüzdeki tüm kusurlar için tek bir kapatıcı kullanmayın. Çünkü lekeleri kapatmak için yeterli olan miktar, iş göz altındaki koyu bölgeleri kapatmaya gelince yeterli olmayabilir. Bu da sizin fazla kapatıcı uygulamanıza neden olur. Çözümü çok basit; kapatacağınız her sorunlu bölge için en uygun kapatıcıyı seçmek.

    Fazla Pudra Kullanmak
    Yüzünüze fazla pudra uygulamak da bir diğer hata. Özellikle yağlı bir cildiniz varsa mat bir görünüm için sürekli pudranızı tazelemek isteyebilirsiniz. Fakat fazla mat bir görünüm cildinizin aynı zamanda cansız görünmesine neden olur. Yüzünüzün hatlarını kapatır, çizgilerin belirginleşmesine neden olur. Yüzünüze pudra uygulamadan önce fırçadaki fazlalığı silkelemeyi unutmayın.

    Koyu Dudaklar
    Koyu renkli mat rujlar, dudaklarınızı kurutur ve dudağınızdaki çizgileri belirginleştirir. Eğer yaşınızı gizlemek istiyorsanız bu rujlardan uzak durmalısınız.

    İlgili Konular ;
    Pudra, Fondöten, Kapatıcılar
    Kaş, Kirpik Yapısı ve Şekillendirme
    Dudak Bakımı (rujlar, kalemler)
    Allık nasıl uygulanır?

  • Yeşilçaylı güzellik tüyoları

    Yeşilçaylı güzellik tüyoları

    Sağlık için sayısız faydası bulunan yeşil çay bu kez güzellik reçetelerinin en önemli faktörü.

    Sadece birkaç poşet yeşil çay kullanarak hazırlayacağınız maske ve toniklerle yeşli çayın mucizesini cildinizde hissedeceksiniz.

    1.Gözler için rahatlatıcı kompres

    Yeşil çayı önce keyifli bir içim için, sonra da poşetlerini daha güzel gözlere sahip olmak için kullanın! Harika bir fikir değil mi? Böylece hem içten hem dıştan çift etki yaratmış olacaksınız. Çünkü yeşil çayın uykusuzluk ve stresten dolayı gözlerde oluşan sorunlara karşı rahatlatıcı ve sakinleştirici etkisi var.

    2. Göğüsleri sıkılaştırıyor

    4 kaşık süzme yoğurt ve 2 yemek kaşığı yeşil çayı karıştırın. Karışımı göğüslerinizin üzerine sürün, 10 dakika bekletin ve sonra yıkayın. Ardından da cildinizi yine bitkisel kökenli (adaçayı ve kekik yağı olabilir) cildi sıkılaştırıcı bir yağ ile nemlendirin. Böylece hem cildinizin nem ve yağ dengesini düzenleyecek hem de göğüslerinizin sıkılığını artıracaksınız.

    3. Canlandırıcı suya dalın

    Banyo yapmadan önce, yeşil çay ile tuz peelingi yapmaya ne dersiniz? Ayrıca küvetteki suyun içine yeşil çay esansı atabilir ve yeşil çayın canlandırıcı etkisinden faydalanabilirsiniz. Fransız Sothys firmasının banyo tuzları ve Wella’nın yeni banyo serisi Back To Basics’in yeşil çaylı vücut jelleri, kremleri de yeşil çayın faydalarından mümkün olduğunca yararlanmanızı sağlıyor. Yine Elizabeth Arden’nin ünlü parfümü Green Tea, yeşil çayın harika kokusunu teninize taşıyor.

  • Daha genç bir cilt için karbon peeling

    Daha genç bir cilt için karbon peeling

    Aknesiz, lekesiz, parlak ve canlı bir cilde mi sahip olmak istiyorsunuz? Yeni yöntem kısa sürede kalıcı çözüm sunuyor.

    Tıp dünyasında hızla kendine önemli bir yer edinen son teknoloji “karbon peeling” kısa sürede kalıcı çözüm imkanı sunuyor. Yaş, cinsiyet gözetmeksizin ailesinde cilt kanseri hikayesi bulunmayan herkes için uygulanabilen yöntem, ortalama yarım saat sürüyor ve hemen günlük yaşama dönmenizi olanaklı kılıyor.

    Ağrı ve sızıya yol açmayan, enjeksiyonsuz yapılan yöntemin uygulama sayısı, ciltteki soruna göre en az bir en fazla 10 seans şeklinde oluyor.

    Mayasante Polikliniği hekimlerinden Dr. Serkan Öztürk, karbon peeling yönteminin klasik cilt soyma ve alttan taze yeni cilt getirme, kolejen tabakasını canlandırma işlemleriyle benzerlik gösterdiğini, ancak çok daha kolay, ağrısız ve kalıcı sonuçlar sağladığını söyledi.

    Uygulamanın, güneşin bıraktığı lekeler, ciltteki akneler, sivilce izleri, eskiyen kolejen tabakası, çevresel ve genetik pek çok faktörün olumsuz etkisini çok kısa sürede ortadan kaldırabildiğini ve tek uygulama sonrasında dahi cilde parlaklık kazandırdığını belirten Öztürk, karbon peelingin her yaşta ve her cilt tipine yapılabileceğini ifade etti.

    Öztürk, yoğun sorunu olmayan ciltlerde tedavi sonrasında hemen pürüzsüzlük, parlaklık, birçok lekenin anında açılması, porların hemen sıkılaştığının göze çarptığını ifade ederek, “Leke probleminin çok olduğu kişilerde ise sonuçlar biraz zaman alabiliyor. Zamanla lekeler açılıyor ve cilt sıkılaşıyor. Çok koyu tenli kişilerde dozajlama ayarlanıyor” dedi.

    Ailesinde ya da kendisinde cilt kanseri öyküsü bulunmayan herkese uygulamanın yapılabildiğini vurgulayan Öztürk, karbon peelingin benlerin üzerine doğrudan uygulanmadığına dikkati çekti.

    Uygulama nasıl yapılıyor?

    Dr. Öztürk’ün verdiği bilgiye göre karbon peeling uygulamasında ilk adım, hastanın cildi iyice temizlendikten sonra ince bir tabaka karbon kremi sürülmesiyle başlıyor. İşlem sonrasında 10 dakika bekleniyor. Ardından, tıbbın bu alandaki üstün teknolojik cihazı olan “Q Switch Nd Yag. Lazer” cihazı sayesinde karbon partüküller, ccilttekigözeneklerin içine atışlar yapılarak gönderiliyor. Gözeneklerin içine yerleştirilen karbon partükülleri, lazer cihazının ikinci modu çalıştırılarak patlatılıyor.

    Hasta uygulama esnasın sadece hafif bir sıcaklık artışı oluyor. Tüm cilt yüzeyi tamamlanıncaya kadar işleme devam ediliyor. Uygulama toplam yarım saat sürüyor. Hasta, uygulama sonrasında hemen günlük yaşanıma dönebiliyor. Uygulama sonrasında kişinin özel bir bakım uygulaması gerekmiyor, ancak güneş korumasına özen gösterilmesi isteniyor ve ciltte, yanık, kızarıklık ya da kabuklanma görülmüyor.

    Cilde uygulanan karbon peelingde, ısı artışı dolayısıyla derideki kolejen yapılar uyarılıyor ve kolejen yapılar uyarıldığında da ciltte toparlanma oluyor. Ciltteki sarkmalar, toparlanıyor.

    Ani patlama sırasında gözenekler içerisinde refleks olarak kapanma oluşuyor. Uygulama sonrasında hastanın cildindeki geniş gözenekler kapanıyor. Bunların dışında cildin üst kısmındaki tabaka da bir miktar soyuluyor. Kimyasal peelinglere benzer bir etki oluşturulduğu için cilt yenileniyor. Uygulama ile özellikle akne ve benzeri problemi olan ciltlerde yağ dengesini oturtularak, akne sorunu ortadan kaldırılıyor.

    1.5 yıl uygulamaya gerek duyulmuyor

    Yöntemin uygulama sayısı, hastanın cildindeki soruna göre değişiklik gösteriyor. İlk uygulama sonrasında dahi ciltte belirgin sıkılaşma ve gözeneklerin kaybolduğu belli olurken, uygulama en fazla 10’ar gün arayla 10 seans yapılabiliyor. Bu kürden sonra, ortalama 1-1.5 yıl bir kez daha bir uygulamaya ihtiyaç duyulmuyor.

    Uygulamanın, ciltte yağ dengesinin oturtulması, aknelerin ortadan kaldırılabilmesi için 10’ar gün arayla 5 seans, melazma denilen lekelerin giderilebilmesi için 10 gün arayla 10 seans ve cilt canlandırılması için peelin olarak ise tek seans yapılması yeterli oluyor.

    Uygulamanın hiçbir aşamasında enjeksiyon olmamasından dolayı hasta, ne uygulama öncesi ne uygulama sonrasında kesinlikle ağrı ya da sızı hissetmiyor. Uygulama, toplamda yarım saat sürüyor. Bu yöntem sadece akne sorunun ortadan kaldırılmasında ve cilt yenilenmesinde kullanılmıyor. Bunun dışında kalıcı dövmelerinden kurtulmak isteyenler için de bir seçenek olarak karşımıza çıkıyor.

    Q Switch Nd Yag. Lazer cihazı, dövmede kullanılan tüm 7 rengi de görebiliyor ve kalıcı bir sonuç elde edilmesini sağlıyor. Uygulama başarısında dövmenin yapılış tarzı önem taşıyor. Profesyonel dövmelerin giderilmesinde uygulama seans sayısı artıyor. Daha amatör yapılmış dövmelerde tek seansta bile sonuç alınabiliyor.

  • Yaz aylarında varisten koruyan 10 basit öneri

    Yaz aylarında varisten koruyan 10 basit öneri

    Önemli bir damar hastalığı olan varislerden korunmak için; korse giymemeli, dar kemer kullanmamalı, her gün 20 dakika yürümeli, düz ayakkabılardan uzak durmalı ve günde en az iki litre su içmelisiniz

    Mayo giymekten utanmaya, etek giyememeye ve bacakları gizlemeye neden olan varisler aslında kozmetikten çok daha öte bir sorun. Önemli bir damar hastalığı olan varislerden korunmak ise hiç de zor değil.

    SOĞUK SU İYİ GELİR
    1 Soğuk su toplardamarların büzülmesine neden oluyor ve kanın daha çabuk kalbe dönmesini sağlıyor. Böylece toplardamar rahatlıyor. Banyoyu mümkün olduğu kadar sıcak suyla yapmayın.
    2 Bacakları kuma gömmek ve güneş ışınlarına maruz kalmak damarların genişlemesine ve içlerinde kanın birikmesine neden oluyor. Bu nedenle gölgede veya denizde vakit geçirin.

    BABET GİYMEYİN
    3 Su içmek hem kanın akışını hem de vücutta biriken atık maddelerin atılımını kolaylaştırıyor. Bu nedenle günde en az iki litre su için.
    4 Pantolon ve eteklerinizin bel kısmını fazla sıkmayın ve çok dar kemerler kullanmayın.
    5 Ayak bileği ve baldır kaslarının düzenli ve ritmik çalışmasını kısıtlamayacak ayakkabıları tercih edin. Babet giymeyin.

    HER YARIM SAATTE 15 ADIM
    6 Ayakta veya oturarak uzun süre hareketsiz kalmak, varis oluşumunu tetikliyor. Eğer mesleğiniz gereği sabit durmanız gerekiyorsa, bacaklarınızı düzenli olarak hareket ettirerek, kanın bacaklarda göllenmesini engellemeniz şart.

    DAR KIYAFET GİYMEYİN
    7 Dar giysiler bacaklardan kalbe dönmeye çalışan kanın rahat akmasını engelliyor ve bu akış yönünü daraltıyor. Bol kıyafetleri tercih edin.

    AŞIRI BAHARAT YEMEYİN
    8 Yanlış beslenme varis gelişiminde etkili olabiliyor. Bu nedenle beslenmenize dikkat edin ve sık aralıklarla az miktarlarda yemek yiyin. Öğünlerinizde sebze ağırlıklı ve bol lifli yiyeceklere yer verin. Aşırı baharatlı gıdalardan, lifçe fakir yiyeceklerden, kahve, alkol ve sigaradan uzak durun.

    TEMPOLU YÜRÜYÜŞ
    9 Ayak bileği ve baldırdaki ritmik hareketler, kanın dönüşünü kolaylaştırıyor ve bacak pompasını güçlendiriyor. Bu sırada derin nefes alıp vermek de kanın dönüşünü kolaylaştırıyor. Her gün 20 dakika yürüyüş yapın.

    UYURKEN AYAKLAR 10 SANTİM YUKARIDA OLSUN
    10 Geceleri uyurken yer çekiminden faydalanarak ayak ve bacaktaki birikmiş kanı vücuda geri yönlendirilebilirsiniz. Bunun için ayakların kalp seviyesinden birkaç santim yükseklikte olması yeterli. Yatağın ayak ucu kısmının altına 10 santimlik yükselti koyun. Yatakta geçirilen tüm süre boyunca ayak ucundaki bu yükseklik, toplardamar kan akımını yerçekiminin de etkisiyle kalbe yönlendiriyor. Günün üçte birinin uykuda geçtiği düşünüldüğünde; bu yöntemle varislerinize gece boyunca mükemmel bir tedavi uygulamış olursunuz.

  • Kepekten kurtulma yöntemleri

    Kepekten kurtulma yöntemleri

    Saçlarınızın temizliği kepeklenme sorunu ortadan kaldırmak için yapılacak ilk ve en etkili yöntemdir. Bu sebeple saçlarınızı düzenli olarak, saç tipinize uygun bir kepek önleyici şampuanla yıkayın.

    Gün ışığı saç derinizde dâhil olmak üzere, vücudunuzun ihtiyacı olan vitaminleri kazanması açısından son derece önemlidir. Bu sebeple her gün ışığında bir süre vakit geçirerek, saç derinizin gün ışığından faydalanması sağlayın ve böylece kepek sorununuzu yok etmek için etkin bir çözüm elde edin.

    Çoğu kadın saçlarını şekillendirmek için, jöle, saç spreyi, saç köpüğü gibi ürünler kullanır. Bunlar saçları şekillendirmenin yanı sıra kepek oluşumuna sebep olan en büyük etkenlerdir. Bu sebeple bir süre saçların kepeklenmesine sebep olan bu ürünlerden uzak durun…

    Evinizde hazırlayabileceğiniz bazı saç bakım ürünleri, kepeklenmeyi yok etmeye yarayacaktır. Örneğin bir kâsenin içine bir miktar badem yağı, bir limonun suyu, bir yumurta, 2 yemek kaşığı yoğurt koyup karıştırın ve bu karışımla saç diplerinize masaj yapın. Yarım saat bekledikten sonra iyice durulayıp, ardından kepek önleyici şampuanlarla yıkayın…

    3 su bardağı kaynamış suyun içine 5 poşet ısırgan otu çay poşetini koyun ve demleyin. Isırgan otlu su ılıdığı zaman, saçlarınızı kepek önleyici şampuanla yıkayıp, bu su ile durulayın…

    2 su bardağı suyun içine 2 yemek kaşığı elma sirkesi dökün ve karıştırıp bu karışım ile saç diplerinize masaj yapın ve havlu ile sarıp yarım saat bekleyin. Sirkeli su saçlardaki kepekleri yok etmek için oldukça faydalıdır.

    Bir kabın içine bir miktar menekşe yağı dökün ve içine bir yumurtayı kırıp iyice karıştırın. Bu saç bakım maskesini saç diplerinize, parmak uçlarınızla masaj yaparak sürün ve 15 dakika bekleyip yıkayın. Haftada 2 gün yapacağınız bu saç bakım maskesi ile bir haftada kepek sorununuzun yok olduğunu görebilirsiniz…

    Kepeğe son veren bitkisel yöntemler

  • BB Krem Nedir?

    BB Krem Nedir?

    BB krem, son zamanlarda kozmetik sektöründe bomba etkisi yarattı. BB kremler, ciltteki mucizevi etkileri sayesinde dünyada kısa zamanda çok fazla kullanıcıya ulaştı. Peki, nedir bu BB krem dedikleri? İşte BB kremler hakkında merak ettikleriniz…

    Siz hiç cildi bozuk bir Uzakdoğulu gördünüz mü? Hayır. İlk olarak, Almanya’da bir dermatolog tarafından merhem olarak üretilen ancak daha sonra Asya’da ve özellikle Kuzey Kore’de geliştirilen BB kremler, şu anda tüm dünyada fırtına gibi esiyor. Bu yüzden kozmetikçileri de çok kızdırıyor. Çünkü pazarda büyük pay sahibi oldular bile…

    Uzakdoğuluların yıllardır kullandığı ve pürüzsüz ciltlerini borçlu olduğu BB kremler, cildi renklendirirken tedavi edici özelliklerinin yanı sıra cildi besliyorlar. Üstelik gece çıkarmayı unutsanız bile, cilde zarar vermiyorlar.

    BB krem nedir?

    BB krem= Kırışıklık kapatıcı ve giderici + güneş koruyucu+ yaşlanmayı geciktirici + sivilce kapatıcı ve iyileştirici + leke giderici + doğal renklendirici + güçlü besleyici ve nemlendirici + cildi aydınlatıcı.

    Bu özelliklerin hepsini içinde barındıran BB kremlere, bu yüzden “All In One” kremler de deniyor. Yani, hepsi bir yerde.

    BB kremleri kalıcı özelliklerinden dolayı gün içinde tazelemeniz gerekmez. Akşam cildinizden çıkarmanız için de uğraşmanız gerekmez çünkü ciltte kaldığı sürece cildi besler ve güzelleştirir, yıpratmaz.

    BB kremin cilde etkileri

    – Cildi 24 saat nemlendiriyor.

    – Kremin içeriğinde bulunan mineral pigmentler cilde uygulandığı anda hızlı bir şekilde nüfuz ediyor ve cilt tonunu dengeliyor.

    – Cildinizdeki pürüz ve çizgileri gizliyor.

    – İçeriğinde bulunan C vitaminin ciltte yarattığı anti-oksidan etkisi ile cildinizi aydınlatarak canlılık kazandırıyor. Cildinize sağlıklı bir ışıltı veriyor.

    – 15 faktörlü koruma özelliği ile cildinizi güneşin zararlı ışınlarından koruyor.

    Garnier b.b. krem kullanan var mı?
    Bb krem kullananlar deneyimlerini paylaşabilr mi?

  • Gençleşmek için 12 formül

    Gençleşmek için 12 formül

    Prof. Dr. Mehmet Öz, garanti ömür sürenizi uzatma kılavuzu hazırladı. Tüm dünyada tanınan Öz, ‘Siz: Genç Kalın’ adlı kitabında daha uzun yaşamak isteyenlere, uzun ömrün formülünü veriyor. Öz ayrıca size, 14 günlük ‘Siz: Uzatılmış Garanti Planı’yla; hayatınıza yeni baştan yön vermenin yollarını açıklıyor. Mehmet Öz, Amerika’da en popülerler listesine giren kitabını sizler için anlattı.

    Prof. Dr. Mehmet Öz’e göre sürekli genç olmanın 12 formülü…

    1. Vitaminlerinizi alın
    Düzenli olarak B6, C, D, E vitamini, kalsiyum ve folat alın.
    2. Sigarayı bırakın
    Sigara sizi 8 yaş, yaşlı gösterir.
    3. Tansiyonunuzu öğrenin
    Düşük kan basıncına sahip bir kişi, yüksek kan basıncına sahip bir kişiden 25 yaş kadar daha sağlıklıdır.
    4. Stresi azaltın
    Sağlam sosyal ilişkiler kurarak ve stres azaltma stratejilerinden yararlanarak, stresten mümkün olduğunca uzaklaşın.
    5. Diş ipi kullanın
    Diş ipi kullanmak ve dişlerinizi düzenli olarak fırçalamak son derece önemlidir. Unutmayın ki; sağlık ağızdan başlar.
    6. Egzersiz yapın
    Biraz egzersiz mesela günde 2 kez 20 dakikalık yürüyüş, sağlığınızı olumlu etkiler.
    7. Emniyet kemeri kullanın
    Emniyet kemeri kullanma alışkanlığı edinin ve her zaman hız sınırının 10 km/saat altında araç kullanın.
    8. Lifli gıda tüketin
    Erkeklerin günde 25 gramdan daha fazla lif tüketmeleri gerekir.

    9. Sağlığınızı takip edin
    Sağlığı ile ilgili gelişmeleri titizlikle izleyen, tedavi ve bakım konusunda standartlarını her zaman yüksek tutan kişiler; daha genç kalabilirler.
    10. Sağlıklı gençleşme planı yapın
    Tüm yaşamınızı göz önüne aldığınızda, yaşamınızın bundan sonraki her gününü daha genç ve en uzun sürede yaşamanız için yüksek enerjili olun.
    11. Bol bol gülün
    Kahkaha stresi azaltır ve bağışıklık sistemini destekler.
    12. Hep öğrenci kalın
    Yaşamınız boyunca entelektüel faaliyetlerden uzak kalmayın.

    Daha geç yaşlanmak için neler yapılmasını önerirsiniz?

    Özellikle gençler, aşırı seviyede alkol ve sigara tüketmekten kaçınmalıdır. Çünkü yaşlanma süreci tam olarak 20 yaşında başlar. Ağırlık kaldırma gibi etkinliklerle kemiklerinizi güçlü tutabilir, uzun bir ömür elde edebilirsiniz. Fakat bu; sağlıklı kemiklere sahip olmak için tek yol değildir. Sağlıklı kemiklere sahip olmak istiyorsanız; mümkün olduğu kadar D vitamini almalısınız.

    Winfrey’nin önerdiği iksir

    Prof. Mehmet Öz’ün hazırladığı ‘yeşil içecek’, Amerika’da çok popüler. Mehmet Öz formülü kendisine ait olan ve ‘gençlik iksiri’ adını verdiği bu içeceği ilk kez ünlü talkshow sunucusu Oprah Winfrey’nin televizyon programında tanıtmıştı. Bu içecek, Winfrey beğenip önerdikten sonra bir anda Amerika’nın en popüler içecekleri arasına girdi. Öz, evde de kolayca hazırlanabilen bu içecekten günde 3-4 bardak içilmesini öneriyor.

    Yeşil içecek; doping etkisi yapıyor, kilo aldırmıyor ve uzun bir yaşam sürmeyi sağlayan bir anti-aging ilacı olarak görülüyor. Birçok farklı sebzeyle hazırlanan karışım; bağışıklık sistemini kuvvetlendiriyor. İçindeki antioksidanlar uzun bir hayat sürmeyi sağlıyor. Karışım; diyet yapanlara da yardım ediyor, beslenme ihtiyaçlarını gideriyor.

    İşte mucize tarif

    Bütün bir ıspanak demetini blendera atın. Buna maydanoz, zencefil, salatalık, kereviz ve biraz limon ekleyin. Bu karışımın içine biraz tatlandırmak için bir elma ekleyin. Hepsini karıştırın ve için.

  • Göz makyajı hileleri

    Göz makyajı hileleri

    Doğru makyaj ile gözleriniz yüzünüzdeki iki ufak sanat eseri gibi görünebilir. İşte bu yolda dikkat edilmesi gereken hususlar:

    – Farı sürmeden önce göz kapağınızı mutlaka hazırlayın – biraz fondöten ya da açık renk kapatıcı ve üzerine hafif pudra ile.

    – Fırçanızı çok yüklemeyin, hafif hafif ton vererek başlayın, ve gölgeleri gittikçe isteğe göre yoğunlaştırın, üzerine çıkacağınız katlardan önce temel atmak gibi..

    – İkili, üçlü ya da dörtlü farlar aklınızı mı karıştırıyor? En açık renk başlangıç içindir- gerisi tüm göz kapağına yayılır, orta tondaki iç yarısı için ve en koyu olan dış yarım ve kontur çizgisi için uygundur.

    – Hala renk kombinasyonları hakkında şüpheniz mi var? Tek ve doğal bir renkle tüm göz kapağınızı gölgeleyebilirsiniz.

    – Farınızı asla gözünüzün iç ya da dış köşelerinden çok fazla taşmasına izin vermeyin – bu gözlerinizin sakil ve makyajınızın aşırı gözükmesine sebep olur.

    – Yoğun ya da uzun süreli kalıcı bir renk istiyorsanız, kremin üzerine toz far sürmeyi deneyin.

    – Farınızı sürdükten sonra çok mu fazla geldi, pamukla hafifçe silin ya da teninizin renginde bir renkle tonunu açın.

    – Göz farı çok kolay kullanılabilinir – ıslak ya da kuru- eyeliner yerine. Sadece kirpikleriniz boyunca uygulamak için uygun bir fırça bulmanız yeterli.

    – Gözlerinizin iç köşelerini (V bölümünü) açık renk, pırıltılı bir kalemle boyarsanız, daha parlak görünmelerini sağlarsınız.

    – Gözlerinizi koyu renk kalem ya da farla çevrelemek onları daha küçük gösterecektir- zaten küçük gözleriniz varsa dikkatli olun.

    – Gözlerin alt iç kısmını beyaz kalem ile boyayarak ise daha büyük gözler elde edebilirsiniz.

  • Saçlarınız aç mı kalıyor

    Saçlarınız aç mı kalıyor

    Özellikle yaz aylarında herkesin derdi olan kuru ve mat saçların esas nedeni yanlış beslenme. Omega 3 ve A vitamini ağırlıklı beslenmeniz saçı nemlendirirken, parlak saçlar içinse protein oranı yüksek gıdalar tüketmelisiniz

     

    Yaz aylarında birçok kişi saçlarının sağlıksız bir hale geldiğinden yakınır. Bunda denizin ve güneşin yıpratıcı etkileri de vardır ancak sağlıksız saçların esas nedeni yanlış beslenmedir. New Beauty dergisi yaz sayısında her tür saç yapısını analiz ederek saçlara iyi gelen gıdalar hakkında bilgiler verdi. İşte güzel saçlara sahip olmanın sırları:

    ZAYIF SAÇLAR İÇİN

    Vücudunuzu yeterli miktarda yağ asitleri ile beslemiyorsanız, saç telleriniz ısı ile şekillendirmeden ve kimyasal işlemlerden çok fazla etkilenecektir. Bu da saçları zayıflatacaktır.

    Sağlıklı saçlar için beslenmenize yeteri kadar Omega 3 yağ asidi, selenyum, sülfür, E ve A vitamini ilave etmelisiniz.
    Sert kabuklu yemişler, hububat, yeşil yapraklı sebzeler tüketmelisiniz. Kafein ve rafine şekerden kaçınmalısınız.

    MAT SAÇLAR İÇİN

    Saçlarınız matsa ışığı yeterince yansıtamaz. Sağlıklı saçlar güneş ışınlarını mükemmel yansıtır. Beslenmeniz vücut için gerekli proteini içermiyorsa, saç telleri kabaracaktır. Saç rengini açıcı ürünlerin aşırı kullanımı da bu soruna yol açabilir.

    Saçlarınızın parlak olması için protein oranı yüksek gıdalarla beslenmelisiniz. Bol bol tavuk ve hindi eti ile somon yiyin. Yosun ve buğday çimi gibi arındırıcı sebzelerden uzak durun.

    KURU SAÇLAR İÇİN

    Kuru saçların sebebi A vitamini eksikliğine bağlanabilir. A vitamini saç tellerini de yenileyen keratinizasyonun harekete geçmesi için gereklidir ve bu işlem saç uzama döngüsünün de bir parçasıdır. Yeteri kadar A vitamini almazsanız saçlarınız kuruyacaktır.

    Beslenmenize sağlıklı yağ asitleri ilave edin. Lineolik asit gibi yoğun miktarlarda Omega 3 ve Omega 6 içeren maddeler, saçınıza gereken nemi sağlayacaktır.
    Ton balığı, somon, keten tohumu, ceviz, taze meyve ve sebzeler tüketmeniz gereken gıdalar arasında. Bu arada işlenmiş besinlerden de kesinlikle uzak kalmalısınız.

    SEYRELEN SAÇLAR İÇİN

    Saçların incelmesi ve dökülmesi büyük oranda genetiktir. Ama kağıt inceliğinde saç tellerinin diğer sebepleri arasında kötü beslenme ve demir eksikliği de vardır.

    Sebep kötü beslenme ise; hemen protein ve sebze yüklemesi yapmalısınız. Tuzlu ve aşırı yağlı besinlerden de uzak durmalısınız.

    AŞIRI YAĞLI SAÇLAR İÇİN

    Saç cilt foliküllerinden dışarı doğru uzamaya başladığında, yağ üretiminin başlaması kaçınılmazdır.

    Aşırı yağlı saçlarda hormonlarınızın rolü reddedilmez ama acı ve baharatlı besinler de vücut ısınızı yükselterek kafa derinizdeki gözeneklerin açılmasını sağlar. Çok fazla doymuş yağ tükettiğinizde vücudunuz ekstra yağ üretecektir. Bu nedenle yağlı besinlerden uzak durmak tek çözümdür.

    C VİTAMİNİ DOĞAL NEMLENDİRİCİDİR

    Turunçgillerin içinde bulunan C vitamini vücudun sebum üretmesini sağlar, saçları da nemlendirir.

    B2, B6 ve B12; oksijeni ve besinleri saç derisine ve saç köklerine taşıdıkları için saçın gücünü artırır.
    Keten tohumu, ceviz ve somondaki Omega 3 yağ asitleri saça doğal bir bakım yapar.

    ÇİNKO TAKVİYESİ

    Kahve, alkol, siyah çay ve şeker; vücudun B vitamini, çinko ve demiri emmesini zorlaştırır. Sağlıklı saçlara sahip olmak için bu gıdalardan uzak durulmalıdır.

    Bir çeşit B vitamini olan biotin, saç korteksini güçlendirerek saç kuruluğuna, erken beyazlaşmaya ve kırılmalara engel olur.
    Hasar görmüş saç hücrelerini onarmada tahıllarda bulunan çinko çok faydalıdır. Çinko aynı zamanda kepek sorununu da önler.