Etiket: güneş yanığını geçirme

  • Güneş Yanıklarından Kurtulmanın Doğal Yolları

    Güneş Yanıklarından Kurtulmanın Doğal Yolları

    Kadınlar kulübü editörleri olarak araştırdık Güneş yanıklarından kurtulmanın doğal yolları yazımızı bu dertten muzdarip kişiler için hazırladık, burda bildirilen yöntemlerle cildinizdeki tahrişten, acıdan kurtulacak, kısa sürede sağlığınıza kavuşacaksınız

    Güneş yanığı insanların yazın en sık karşılaştığı sorunlardan biridir.
    Bu yanıklar güneşin ultraviyole ışınlarına aşırı maruz kalma sonucu oluşur.
    Pek önem verilen bir rahatsızlık olmasa da, güneş yanıkları cilde çok acı verir.
    Kadınlar kulübü editörleri olarak araştırdık Güneş yanıklarından kurtulmanın doğal yolları yazımızı bu dertten muzdarip kişiler için hazırladık, burda bildirilen yöntemlerle cildinizdeki tahrişten, acıdan kurtulacak, kısa sürede sağlığınıza kavuşacaksınız

    Güneş Yanıklarından Kurtulmanın Doğal Yolları

    Güneş Yanıklarından Kurtulmanın Doğal Yolları
    Güneş Yanıklarından Kurtulmanın Doğal Yolları

    Yoğurt
    Evde hazırlanmış doğal yoğurt güneş yanıkları için en güzel çözümdür.
    Güneş yanığı olan bölgelerinize bol bol yoğurt sürün, bu uygulama kısa sürede sizi rahatlatacak, derinizi hızla iyileştirecektir.
    Yanığın geçmesini beklemeden, cilt pembeyken sıcağı sıcağına yoğurt sürmek,
    iyileşme sürecini hızlandıracaktır.

    Güneş Yanıklarından Kurtulmanın Doğal Yolları
    Güneş Yanıklarından Kurtulmanın Doğal Yolları

    Aleo Vera Jel
    Güneş yanığı için 7 doğal çareden biri yanık bölgeye aleo vera jel sürmektir.
    Yalnız satın alacağınız aleo vera jel iyi bir marka olsun, aleo vera oranı düşük jel pek işe yaramaz.
    Bu jel cilde ferahlık verir ve cildinizi hızla iyileştirir.

    Güneş Yanıklarından Kurtulmanın Doğal Yolları

    Yulaf Ezmesi ile Banyo
    Karbonata alternatif olarak, yulaf ezmesi ile su dolu küvetin içinde oturmanın keyfini çıkarabilirsiniz.
    Küvet suyuna 1 bardak yulaf ezmesi atın.
    Bu uygulama kısa sürede cildinizi rahatlatacaktır.

    Güneş Yanıklarından Kurtulmanın Doğal Yolları
    Güneş Yanıklarından Kurtulmanın Doğal Yolları

    Buz
    Güneş yanığı kaynaklı kızarıklık ve acı bu bölgelere soğuk buz ile kompres yaparak hafifletilebilir.
    Buzu tutmak bir süre sonra ellerinize acı verir bu nedenle uapmanız gereken şey bir bez buzu tutup, yanık olan yerlere sürmek.
    Bu uygulama acıyı aldığı gibi şişlik ve kızarıklıktan da kurtaracaktır.

    Bol Su İçin
    Güneş ışığında çok kaldıysanız, bedeninizdeki su miktarı da azalmıştır.
    Günde 2, 2,5 litre su içerek bu açığı kapatın.

    Karbonatlı Su İle Banyo
    Güneş yanığından kurtulmanız için önce yapmanız şey, hemen soğuk bir duş almaktır.
    Küveti suyla doldurup bu suya bir kaç kap karbonat ekleyin.
    Suyun içinde 20 dakika kaldıktan sonra çıkın.
    Karbonat acınızı hafiftletip, yanıklarınızı iyileştirmeye başlayacaktır.

    Nemlendirici
    Güneş yanıkları için doğal çözümlerden biri de ev yapımı nemlendirici ile bu derde çare olmak.
    Bunun için biraz un, biraz lor peynir ve birazda nemlendirici kreminizi karıştırıp kalın bir macun elde edin.
    Bu macunu yanık bölgelere sürün. Macun yanık bölgelerdeki hücre yenilenmesini teşvik ederek sizi iyileştirecektir.

    YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan yorum yazıları veya haberlerin tüm hakları Kadınlar Kulübü’ne aittir. Kaynak gösterilse dahi hiçbiri özel izin alınmadan kullanılamaz. Bu haber veya yazılar sadece Kadınlar Kulübü tarafından sağlanan RSS verileri kullanılarak alıntılanabilir.

  • Güneş ışınları ve cilt

    Güneş ışınları ve cilt

    Güneşten korunma; spor, havuz, deniz aktiviteleri veya gezmekten vazgeçmek anlamına gelmemeli,tam aksine gerekli önlemleri alarak; bu aktiviteleri, sağlıklı bir şekilde ve doya doya yaşayabilmeye yardımcı olmalıdır.

    GÜNEŞ IŞINLARI
    “Cildiniz, güneş ışınlarının hassas terazisi olmasın!”
    20. yüzyılın özellikle ikinci yarısında güneş ile ilgili bilgi ve gözlemlerimizin artması, güneş ışınları hakkındaki yarar-zarar dengesini hassas bir noktaya getirdi. Bir yandan bronz bir ten, sağlık ve güzellik belirtisi olarak kabul edilirken; diğer yandan güneşin insan sağlığına olumsuz etkilerine işaret eden kanıtlar, gün geçtikçe artmaya başladı. Bu gelişmeler karşısında ise günlük yaşamda nasıl davranmamız gerektiği konusunda bazı soru işaretleri doğdu…

    Dünyamıza elektromanyetik ışın demetleri şeklinde ulaşan güneş enerjisi, görülebilen (gün ışığı) ve görülemeyen (ultraviyole – UV) olmak üzere ikiye ayrılıyor. UV ışınları ise, dalga boylarına göre ultraviyole – A (UVA), ultraviyole – B (UVB) ve ultraviyole – C (UVC) olarak üçe ayrılırken; UVC ışınları, atmosferi geçemedikleri için yeryüzüne ulaşamıyor ve bizler günlük hayatımızda sadece UVA ve UVB ışınlarına maruz kalıyoruz.

    GÜNEŞ IŞINLARININ ZARARLI ETKİLERİ
    “Güneş; cildin erken yaşlanmasına, kırışıklıklara ve lekelenmelere yol açıyor!”

    Erken dönemi kapsayan etkiler

    Güneş yanıkları
    Güneş yanığı; özellikle açık tenli kişilerin uzun süre güneş ışınlarına maruz kalmasını takip eden 12-48 saat içinde ortaya çıkan ağrı, sızı ciltte kızarıklık ve su toplaması ile kendini belli eden geçici bir hastalıktır. Hastalık şiddetli olduğunda; baş dönmesi, tansiyon düşüklüğü, ateş, bulantı-kusma gibi genel belirtiler (güneş çarpması olarak bilinir) ortaya çıkabilir ve bu durum acil müdahale gerektirebilir.

    Güneş ışınlarına bağlı gelişen alerjiler
    Bazı kişiler güneş ışınlarına maruz kaldıklarında, çok kısa süre içinde (bu bazen 5-10 dakika bile olabilir) ya da birkaç gün sonra ciltlerinde; kızartı, kabartı, kaşıntı ve lekeler ile karşılaşabilir. Cilt yüzeyine sürülen kozmetik veya tıbbi ürünler ya da bazı ilaçlar (doğum kontrol hapları, bazı psikiyatrik ilaçlar, tansiyon ve romatizma ilaçları) da bu durumun ortaya çıkmasını artırabilir.

    Geç dönemi kapsayan etkiler
    Güneş ışınlarının geç dönem zararlı etkileri ise günümüzde Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve tıp otoritelerince daha önemli bir toplum sağlığı problemi olarak kabul edilmektedir. Güneş ışınlarının geç dönem etkilerini kısaca şöyle sıralayabiliriz:

    Cildin erken yaşlanması
    Kırışıklıklar ve güneş lekeleri ile cildin kuru, sert ve kaba bir görünüm alması, özellikle yüz ve el sırtında sert ince kabuklu cilt lekelerinin gelişmesi; cildin erken yaşlanmasının habercileridir. Bu leke ve kabuklu gelişimlerin, aktinik keratoz olarak adlandırılan ve kansere dönüşme riski taşıyan belirtiler olabileceği unutulmamalıdır.

    Cilt kanserleri
    Güneş ışınlarının özellikle açık tenli, açık renkli gözlü, sarışın / kızıl saçlı kişilerde cilt kanseri oluşma riskini çok artırdığı bilinmektedir. Cilt kanserlerinin büyük bir kısmı, vücudun güneş ışınlarına fazla maruz kalan kısımlarında oluşmaktadır.

    GÜNEŞTEN KORUNMAK
    “Güneşten korunma konusunda; davranışlar, alışkanlıklara dönüştürülmelidir!”

    Güneşten korunma kavramı, son 20-30 yılda hayatımıza girmiş bir kavram olup; sınırları henüz netlik kazanmamıştır. Güneşten korunma konusunda bugün için bilinen ve uygulamada fayda sağladığı tespit edilen bazı önemli noktalar bulunmaktadır.

    • Güneş ışınlarının yeryüzüne ulaşma şekli ve şiddeti coğrafi bölgelere, mevsimlere ve günün saatlerine göre farklılık göstermektedir. Coğrafi olarak; ekvatora yaklaştıkça, ilkbahar-yaz aylarında ve öğlen saatlerinde güneş ışınlarının şiddeti artmaktadır. Ayrıca yüksek rakımlarda güneş ışınlarının size ulaşmak için kat edeceği mesafe azalacağından şiddeti de daha fazla olmaktadır.

    • Güneş ışınlarının önemli zararları, direkt olarak gökyüzünden gelen ışınlarla olmakla birlikte; bu ışınların kar, kum ve su yüzeyinden yansıyabileceği ve bunun da zararlı etkilere yol açabileceği unutulmamalıdır.

    • Güneşte kalma süresi, alınan ışının dozunu da belirlemektedir.

    • Giysiler, güneş gözlükleri, şemsiye veya tente güneş ışınlarının önemli kısmını engelleyebilmektedir.

    • Açık tenli, açık renk gözlü, kızıl / sarı saçlı kişiler koyu tenli kişilere göre; bebek ve çocuklar ise erişkinlere göre güneş ışınlarına daha az dayanıklıdır.

    • Güneşten koruyucu ürünler, ultraviyole ışınlarının zararlı etkilerini önemli ölçüde engelleyebilmektedir.

    Güneş ışınlarının zararlı etkilerinden korunma, çocukluk çağından başlayan ve hayat boyunca devam eden bir uygulama olmalıdır.

    Alışkanlığa dönüşmesi istenilen davranışlar

    • Açık alanda kalmanız gerekiyorsa (spor aktiviteleri, plaj – havuz aktiviteleri, iş nedeniyle veya gezinti – piknik vb. sırasında), daima gölge bir yer arayın ve gölgede kalmaya çalışın.

    • Geniş kenarlıklı şapka ve ultraviyole ışınlarını yansıtan gözlük kullanın.

    • Sıkı dokunmuş kumaşlardan üretilmiş giysileri tercih edin.

    • Dış ortamda geçireceğiniz zamanın mümkünse, sabah saat: 10.00 ile 16.00 arasına denk gelmemesine özen gösterin.

    • Güneşte kalacağınız zaman cildinizin açıkta kalan tüm alanlarına güneşten koruyucu krem veya losyon sürün.

    • Çocukları ve bebekleri mutlaka yüksek koruma faktörlü (en az SPF 30) ürünlerle koruyun ve öğlen saatlerinde başka aktiviteler yaratarak, güneşte kalmalarını engelleyin.

    Koruyucu ürünler hakkında…
    “Doğru kişiye, doğru zamanda, doğru ürün!”

    Güneşten koruyucu ürünler, içerdikleri kimyasal maddeler yolu ile cildimize ulaşan ultraviyole ışınlarını emerek ya da yansıtarak derinin alt tabakalarına geçişlerini engellemektedir. Bu ürünlerin üzerindeki numaralar, güneşten korunma faktörü (SPF) olarak bilinmekte ve ultraviyole-B ışınlarını engelleme kapasitelerini belirtmektedir. Günlük aktivitelerde 15-20 faktör yeterli olabilmekte ancak deniz kenarında geçirilen bir gün için en az 30 faktörlü bir ürün kullanılmalıdır.

    Açık tenli kişiler, koyu tenli kişilere göre çocuk ve bebekler ise büyüklere göre daha yüksek koruma faktörüne ihtiyaç duymaktadır. Bu ürünlerin etkileri, sürüldükten en az 15-30 dakika sonra başladığı için güneşe çıkmadan en az yarım saat önce sürülmeleri gerekmektedir. Terleme, su ile temas (yüzme – yıkanma) ve havlu ile kurulanma sonucu koruyucu ürünlerin etkileri kaybolabileceğinden; koruyucu ürünlerin gün içerisinde ihtiyaç duyuldukça-birkaç saatte bir- tekrar sürülmeleri gerekmektedir.

    Son yıllarda koruyucu ürünlere, cildi ultraviyole–A ışınlarından da koruyan yeni bileşenler eklenmiştir ancak bu ürünlerin kalıcılık süreleri daha kısa olduğundan, bu ürünlerin, daha sık sürülmeleri gerekmektedir.